Kategori: Sağlık

  • Kütahyada Bi̇r Köyde Karanti̇na Sona Erdi̇, Bi̇r Köyde Bi̇r Hafta Uzatıldı

    Kütahyada Bi̇r Köyde Karanti̇na Sona Erdi̇, Bi̇r Köyde Bi̇r Hafta Uzatıldı

    Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı Kabaklar köyünde karantina uygulaması kaldırılırken, Şaphane ilçesine bağlı İnceğiz köyünde başlatılan karantina uygulaması Şaphane İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla bir hafta daha uzatıldı.

    Valilikten yapılan yazılı açıklamada, yeni tip Korona virüsün (Covid-19) yayılmasını engellemek, sosyal izolasyonu sağlayarak vatandaşların sağlığını korumak için Emet ilçesine bağlı Kabaklar Köyünde 17 Mayıs itibarıyla uygulanan karantinanın sona erdiği belirtildi.

    Açıklamada, 17 Mayıs’ta Şaphane ilçesine bağlı İnceğiz köyünde başlatılan karantina uygulamasının ise İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla bir hafta uzatıldığı, İnceğiz köyünde tedbir amaçlı uzatılan karantinanın 7 Haziran 2020 tarihinde saat 24.00’te sona ereceği duyuruldu.

  • Prof. Dr. Şahi̇n: “Ekonomi̇k Destek Sağlanırsa Aşıyı 6 Aydan Daha Kısa Bi̇r Zamanda Üretebi̇li̇ri̇z”

    Prof. Dr. Şahi̇n: “Ekonomi̇k Destek Sağlanırsa Aşıyı 6 Aydan Daha Kısa Bi̇r Zamanda Üretebi̇li̇ri̇z”

    Almanya’da korona virüs aşı çalışmaları yapan BioNTech araştırma şirketi sahibi Prof. Dr. Uğur Şahin, “Ekonomik destek sağlanırsa aşıyı 6 aydan daha kısa bir zamanda üretebiliriz” dedi.

    Korona virüs salgınına karşı aşı ve ilaç çalışmaları tüm dünyada hız kesmeden devam ediyor. Almanya’nın Mainz kentinde bulunan BioNTech araştırma şirketi sahibi Prof. Dr. Uğur Şahin korona aşısının klinik çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Şahin, geliştirdikleri aşının laboratuvar testleri tamamladığını, klinik testler için onay aldığını açıkladı. Prof. Şahin, 23 Nisan’da klinik çalışmalar için aşıyı ABD ve Avrupa’da gönüllü insanlara uyguladıklarını belirterek, ilk klinik sonuçlarının temmuz ayı başında almayı beklediklerini ifade etti. Şahin, hedeflerinin hem etkili bir aşı geliştirmek hem de yeterince aşı üreterek, dünya çapındaki ihtiyacı karşılamak olduğunu açıkladı.

    Prof. Şahin, aşı geliştirme maliyetinin 1,2 ile 1,5 milyar Euro’ya mal olduğunu dile getirdi. Şahin, Alman devletinin projeye finansal destek olmasını beklediğini açıklarken, “Almanya, tarafından ekonomik destek sağlanırsa aşıyı 6 aydan daha kısa bir zamanda üretebiliriz” ifadelerini kullandı. Şahin, aşının seri üretime geçmesi durumunda birlikte çalıştıkları şirketlerin üretim kapasitesine değinerek, 100 milyonlarca kutu aşı üretebileceklerini aktardı.

    Şahin, geliştirdikleri aşının hastanın bağışıklık sistemini korona virüse karşı güçlendirmek üzere çalıştıklarını aktarırken, bağışıklık sistemine zarar vermeyecek şekilde aşıyı geliştirmeye çalıştıklarını açıkladı. Prof. Şahin, “Her ilacın mutlaka bir yan etkisi vardır. Biz de en az yan etkiyle aşıyı geliştirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Şahin, aşının geliştirilmesi için gerekli yasal süreç konusunda devletin destek verdiğini belirterek, ABD ve Avrupa’da aşıların imalat süresine gelmesi için en az 18 ay gerektiğini aktardı. Prof. Şahin, şu anda acil durumda olduğumuz için bu süreyi 6 ay gibi kısa bir sürece çekebildiklerini aktardı. Şahin, “Dünya genelinde korona virüse karşı alınan önlemler konusunda devletler ve insanlar üzerine düşen görevi yerine getirdi. Şimdi Covid-19’a karşı bilim insanlarının aşıyı geliştirmesi gerekiyor bizde bunun için çalışıyoruz” dedi.

    Prof. Şahin, aşı geliştirme sürecine dair “Gönüllüleri işe alıyoruz ve önce farklı dozlardaki aşıların tolere edilebilirliğini belirliyoruz. İyi tolere edilen bir doz belirledikten sonra, yeterli aşı aktivitesi olup olmadığını kontrol ederiz. Bunlar, esas olarak tolere edilebilirlik ile ilgili bir faz aşı denemesinin yerleşik düzenlemeleridir. Güvenlik ağları var. Deneklere daha yüksek bir doz verilirse, 24 ile 48 saat boyunca tıbbi olarak izlenirler. Yeterli bir gözlem süresinden sonra, test denekleri için dozajın korunmasına, artırılmasına veya belki de azaltılmasına karar verilir” dedi.

  • Uzmanından Güneşlendi̇kten Hemen Sonra Duş Almayın Uyarısı

    Uzmanından Güneşlendi̇kten Hemen Sonra Duş Almayın Uyarısı

    Dermatoloji Uzmanı Dr. Ubeydullah Dalmış, güneşlendikten hemen sonra duş almanın vücuttaki D vitamini sentezini zorlaştırdığını belirterek, “Bu nedenle duş almadan önce en az bir saat beklemeniz önerilir. Bronzlaşma konusunda optimum bir performans istiyorsanız bu süre dört saate kadar çıkabilir” dedi.

    Bronzlaşmanın hem sağlık hem de estetik bakımdan insan vücuduna kattığı olumlu etkilerin göz ardı edilemeyeceğini kaydeden Uz. Dr. Dalmış, güneş ışınlarından bilinçsiz yararlanılması durumunda tehlikeli sağlık sorunlarına yol açabileceğini kaydetti. Uz. Dr. Dalmış, “Güneşlendikten hemen sonra duş almak, vücut mekanizmasında oluşan D vitamini sentezinin yavaşlamasına neden olur. Yaz aylarında insanların büyük bir bölümü hem güneşin verdiği enerji için hem de bronzlaşmak için vakit buldukları her anı sahilde ya da havuz kenarında güneşlenerek değerlendirmeye çalışıyor. Sinir ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi konusunda güneş ışınları önemli rol oynamaktadır. Vücudun ihtiyacı olan D vitamini güneşlenirken üretilir. Fakat güneşten yararlanırken bilinçli olmak gerekir. Güneş tarafından üretilen ultraviyole ışınları vücut ile temas ettiği zaman D vitamini üretmeye başlar. Güneş ışınları aynı zamanda, vücut tarafından ultraviyole radyasyonunun etkisi altında üretilmekte olan standartların dışında bir vitamindir. Vücudun günlük ihtiyacı olan D vitamini üretmesi için ihtiyacı olan günlük süre on beş dakikadır” diye konuştu.

    “Yaşlılar, hamileler ve kronik rahatsızlığı bulunanlar uzun süre güneş altında kalmamalı”

    Yaşlıların, hamilelerin ve kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşların güneş altında uzun süre kalmamaları gerektiğini ifade eden Uz. Dr. Dalmış, “Bunun yanında düzenli olarak ilaç kullananların bazı ilaçların güneş ışınlarına karşı olan duyarlılığı arttırıp alerjiye neden olması riskine karşı, güneşlenmeden önce doktorlarıyla görüşmeleri gerekmektedir. Güneşlenme sırasında vücuda uygulanan bronzlaştırıcı ve koruyucu ürünler vücutta yağlanma ve parlamaya neden olur. Bunun sonucunda doğal olarak, güneşlendikten sonra üstünüzü değiştirmeden duş alma ihtiyacı duyarsınız. Güneşlendikten hemen sonra duş almak vücutta D vitamini sentezini zorlaştırır. Bu nedenle duş almadan önce en az bir saat beklemeniz önerilir. Bronzlaşma konusunda optimum bir performans istiyorsanız bu süre dört saate kadar çıkabilir” şeklinde konuştu.

    Güneş cildi yaşlandırıyor

    Vücut mekanizmasında yaşlanmanın bronzlaşma ile ilgili olmayan karmaşık bir sürece sahip olduğunu aktaran Uz. Dr. Dalmış, “Güneş ışınlarının yaydığı ultraviyole ışınları cilt üzerinde yaşlanmaya benzeyen etkilere neden olur. Düzenli olarak bronzlaşan bir insanda bulunan ilk kırışık genleri programlandığı zamandan beş, on sene önce ortaya çıkabilmekte. Cilt kalınlaşmaya, yoğunlaşmaya, kurumaya, kırışık ve lekeler oluşmaya başlar. Güneşlenirken cildin yaşlanmaya karşı korunmasını sağlamak amacıyla tatile çıkmadan bir iki gün önce ya da güneşlenme sırasında dört saatte bir E vitamini kapsülleri almanızı öneririz. Güneş altına çıkmadan 15 dakika önce cilt tipinize uygun bir dereceye sahip olan koruma kremi kullanın. Bu kremi güneşlendiğiniz süre boyunca iki saatte bir tekrar uygulayın. Sadece sabah ve akşam saatlerinde güneşe çıkın. Güneş ışınlarının yoğun olduğu öğle saatlerinde cildinizi koruma altına alın. Kum ya da kayalar yerine şezlonga oturun. Adet döngüsünün ikinci aşamasında hormonal değişiklikler oluştuğu için uzun süre güneş altında kalmamaya dikkat edin. Deodorant, parfüm, kolonya gibi bazı maddelerin kimyasal birleşenleri güneş ışınlarının yaydığı ultraviyole radyasyonuna bağlı olarak bozulup, cilt üzerinde yanıklara neden olabileceğinden güneşlenme sırasında kullanmayın. Vücut nemi hızlı bir şekilde kaybolacağından düzenli olarak su için. Güneşlenmeden bir iki saat önce tuzlu yemek ya da soğuk çay içmek önerilir. Güneşlendikten hemen sonra duş almayın. Aç karnına ya da yemek yedikten hemen sonra güneş altına çıkmayın” ifadelerini kullandı.

  • Oruç: “Si̇gara Kullanımı Koronaya Bağlı Ölüm Oranlarında 14 Kat Artışla Somut İli̇şki̇li̇”

    Oruç: “Si̇gara Kullanımı Koronaya Bağlı Ölüm Oranlarında 14 Kat Artışla Somut İli̇şki̇li̇”

    Samsun İl Sağlık Müdürü ve Yeşilay Samsun Şube Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, sigara kullanımının korona virüsü (Kovid-19) enfeksiyonunun sıklığını arttırma, tedavisini geciktirme-etkisizleştirme ve Kovid-19 enfeksiyonuna bağlı ölüm oranlarında 14 kat artışla somut ilişkili olduğu akademik çalışmalarla ortaya konduğunu söyledi.

    Tütün ürünü kullanımının sağlık ve diğer zararları konusunda toplumda farkındalık oluşturmak, tütün ürünü kullananlara bırakmaları yönünde bilinç kazandırmak ve sağlıklı yaşam davranışlarını geliştirmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından 31 Mayıs “Dünya Tütünsüz Günü” olarak ilan edildi. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 31 Mayıs günü “Dünya Tütünsüz Günü” olarak amaca yönelik çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Tüm illerde il sağlık müdürlükleri, sivil toplum kuruluşları ve paydaş kurumlar tarafından yapılan faaliyetlerle tütün ürünlerinin zararlarına dikkat çekiliyor, bırakmak isteyenler teşvik ediliyor. Bu kapsamda bu yıl gerçekleştirilecek olan etkinliklerinin ana teması, “Tütün ve Akciğer Sağlığı” olarak belirlendi.

    Sigara kullanımının korona virüse etkisi

    Sigara kullanımının korona virüse etkisinden bahseden Samsun İl Sağlık Müdürü ve Yeşilay Samsun Şube Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, “Sigara dumanı, hem ısısı hem de içinde bulunan çok sayıdaki kimyasal maddeler nedeniyle solunum yollarının koruyucu mekanizmaları üzerinde olumsuz etkiler oluşturmasıyla solunum yollarında ve akciğerlerde çeşitli hastalıklar meydana gelmektedir. Bu hastalıklar arasında akciğer kanseri, kronik bronşit, astım, çeşitli enfeksiyonlar ile alerjik rahatsızlıklar yer almaktadır. Aynı zamanda bağışıklık sistemini zayıflatmakta ve bu nedenle her türlü hastalığa yakalanma riskini artırmaktadır. Bu risk Dünya ve Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi haline gelen Kovid-19 virüs salgını sırasında daha da artmaktadır. Sigara kullanımının Covid-19 enfeksiyonunun sıklığını arttırma, tedavisini geciktirme-etkisizleştirme ve Covid-19 enfeksiyonuna bağlı ölüm oranlarında 14 kat artışla somut ilişkili olduğu akademik çalışmalarla ortaya konmuştur. Sigara içen kişilerde parmaklarla dudakların teması yüksektir. Bu durum Kovid-19’a karşı sigara içen kişileri daha savunmasız yapar” dedi.

    “Küresel tütün salgını önlenebilir hastalık ve ölüm sebepleri arasında ilk sırada”

    Küresel tütün salgınının önlenebilir olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, “Tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanıldığı için küresel tütün salgını şeklinde tanımlayabileceğimiz tütün kullanımı önlenebilir hastalık ve ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer almakta ve dünyada her yıl 7 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olmaktadır. Sigara dumanında 5 bin 300’den fazla kimyasal madde mevcuttur. Bu kimyasal maddelerden bugüne kadar 70’den fazlası kanser yapıcı etkiye sahip maddeler olarak tanımlanmıştır. Yapılan incelemelere göre 1.8 milyon kişinin akciğer kanser tanısı aldığı ve her yıl 1.6 milyonun da hastalığa bağlı hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Tüm bu riskler göz önünde bulundurularak tütünle mücadelede sağlanan başarı ile bağımlılıktan uzak sağlıklı nesillerin yetişmesine büyük katkı sağlanacaktır. Bununla birlikte kanserler gibi pek çok kronik hastalık, kalp damar hastalıkları ve bunlara bağlı sağlık ve yaşam kayıpları önlenecektir. Ayrıca bu kronik hastalıklara yönelik sağlık harcamalarının ve iş gücü kayıplarının azalması ile ülke ekonomisine de katkı sağlanacaktır” diye konuştu.

    “Yasak yerlerde tütün ürünü içenlere 313 milyon 8 bin 491 TL idari para cezası uygulandı”

    Tütün ürünü kullananlara kesilen cezalar hakkında açıklamalarda bulunan Muhammet Ali Oruç, “Vatandaşlarımızın tütün dumanına pasif maruziyetini önlemek ve temiz hava soluma hakkını korumak amacıyla 4207 sayılı Kanun kapsamında tütün ürünlerinin kullanımının yasak olduğu yerlere yönelik, ülke genelinde yaklaşık bin 500 denetim ekibiyle 7 gün 24 saat esasına göre denetim ekipleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Rutin denetimlerin yanı sıra, Alo 184 Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi Tütün İhbar Hattı ve Yeşil Dedektör mobil uygulaması üzerinden gelen ihbarlara yönelik de denetimler sürdürülmektedir. Denetim ekipleri tarafından kanunun tüm hükümleriyle yürürlüğe girdiği 19 Temmuz 2009 tarihinden bu yana ülke genelinde 22 milyon 852 bin 971 denetim yapılmıştır. Bu denetimler sırasında kanun hükümlerine uyum konusunda ihlal tespit edilen işletmelere ve ihlalde bulunan kişilere yönelik 313 milyon 8 bin 491 TL idari para cezası uygulanmıştır. İlimizde DHSDS kapsamında 2019 yılında toplam bin 199 ihbar yeşil dedektör ve 971 ihbar 184 SABİM üzerinden olmak üzere 2 bin 170 ihbar denetiminden 372 ihlal, 58 bin 394 rutin denetiminden 683 ihlal, toplamda 60 bin 564 denetimden bin 55 ihlal tespit edilmişti” şeklinde konuştu.

    Sigara bıraktırma faaliyetlerinden de bahseden Oruç, şunları söyledi:

    “İlimizde de Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Yerleşkesi, Bafra Devlet Hastanesi, İlkadım KETEM, Çarşamba KETEM, Asarcık Meydan Aile Sağlığı Merkezi, Atakum Sağlıklı Hayat Merkezi, OMÜ Tıp Fakültesi ve Canik Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde olmak üzere sekiz sigara bırakma polikliniğinde sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza hizmet verilmektedir. Uygun görülen hastalara reçete edilen ilaçlar Müdürlüğümüz tarafından belirlenen ilaç dağıtım merkezlerinden temin edilmektedir. 2019 yılında 7 bin 228 kişi sigara bırakmak için Sigara Bırakma Polikliniklerine müracaat etmiş olup 6 bin 611 kişiye farmakolojik tedavi başlanmış ve 403 kişiye de danışmanlık hizmeti verilmiştir. Bunun yanı sıra toplumu tütün ürünlerinin zararlarına ilişkin bilgilendirmek, yürütülen çalışmaları kamuoyu ile paylaşmak için havanikoru.saglik.gov.tr web sitesi hizmet vermektedir. Site hizmete açıldığı tarihten 30 Nisan 2019 tarihine kadar 1 milyon 675 bin 622 kişi tarafından ziyaret edilmiştir. 2019 yılı itibariyle toplam 501 sigara bırakma polikliniğinde açıldıkları günden bugüne kadar 720 hekim tarafından 2 milyon 492 bin 750 kişiye hizmet sunulmuştur. Sigara bırakma tedavisinde kullanılan ve ülkemizde geri ödeme kapsamında olmayan ilaçlar sigara bırakma polikliniklerinde hekimler tarafından uygun görülen hastalara ücretsiz olarak temin edilmektedir. 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’nde siz de bir adım atabilir, sigara bağımlılığından kurtulabilirsiniz. Sigarayı bırakmak istiyor fakat bırakamayacağınızı düşünüyorsanız bu süreçte destek alabileceğiniz birçok kurum olduğunu unutmayın. Bağımlılıkların tümü bir hastalıktır ve tedavisi mümkündür.”

  • Kuşadası Beledi̇yesi̇ Açılacak İşyerleri̇ni̇ Dezenfekte Edi̇yor

    Kuşadası Beledi̇yesi̇ Açılacak İşyerleri̇ni̇ Dezenfekte Edi̇yor

    Kuşadası Belediyesi ekipleri koronavirüs salgını nedeniyle uzun süre kapalı kalan ve 1 Haziran’da açılacak olan mekanların dezenfeksiyon işlemini gerçekleştiriyor. Dezenfeksiyon işlemi Kuşadası merkezi ile Davutlar ve Güzelçamlı ile tüm mahalleler olmak üzere ilçe genelinde yeni normalleşme süreciyle birlikte açılacak olan kreş, lokanta, kahvehane, spor tesisi gibi mekanların tamamında yapılıyor.

    Çalışmalarla ilgili bilgi veren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, “Yeniden müşterileriyle buluşacak olan restoranlar,lokantalar ve kafeler hazırlıklarını sürdürürken, ekiplerimiz esnaflarımızı yalnız bırakmıyor. Esnaflarımız ve vatandaşlarımız için işletmeleri dezenfekte etmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de halkımızın sağlığını korumak için temkinli olmayı sürdüreceğiz. Hemşehrilerimden rehavete kapılmamalarını ve sosyal hayatta kontrolü elden bırakmamalarını özellikle rica ediyorum” dedi.

  • Kütahyada Bi̇r Mahalledeki̇ Karanti̇na Kalktı, Köydeki̇ Uzatıldı

    Kütahyada Bi̇r Mahalledeki̇ Karanti̇na Kalktı, Köydeki̇ Uzatıldı

    Kütahya’nın Aslanapa ilçesi Yalnızsaray Mahallesi’nde karantina uygulaması kaldırılırken, Ortaca köyündeki karantina ise 14 Haziran tarihine kadar uzatıldı.

    Valilikten yapılan yazılı açıklamada, Covid-19 tedbirleri kapsamında Aslanapa ilçesine bağlı Yalnızsaray Mahallesi’nde 17 Mayıs itibarıyla uygulanan karantinanın sona erdiği, Ortaca köyünde ise pozitif vakaların artışı nedeniyle tedbirlerin etkisinin en üst noktaya taşınabilmesi amacıyla 14 Haziran günü saat 24.00’e kadar karantina uygulamasının devam edeceği belirtildi.

    Açıklamada, Aslanapa Ortaca köy yolunu kullanarak çevre köylere gitmek isteyen vatandaşların Karadiğin veya Pazarcık yol girişlerini kullanmaları istendi.

  • AÜ Hastanesi, yeni normalleşme sürecine hazır

    AÜ Hastanesi, yeni normalleşme sürecine hazır

    Aslı DURAN/ANTALYA, (DHA) – AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Hastanesi Başhekimi ve Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni normalleşme adımlarını açıklamasının ardından AÜ Hastanesi’nde de yeni normalleşme dönemi çalışmalarına başladıklarını söyledi.
    Organ nakli başarılarıyla adını tüm dünyaya duyuran AÜ Hastanesi’nde, koronavirüs vakalarının ülkede görülmesinin ardından özel bir pandemi alanı oluşturdu. B Blok’un tamamı ve A Blok’taki bazı alanlar koronavirüs vakaları için ayrıldı. A blokta koronavirüs pozitif ve şüpheli hastalar için özel pandemi servisleri kuruldu. AÜ Hastanesi’nde acil servise gelen koronavirüs şüphesi ve yoğun bakım desteğine ihtiyacı olan hastalar, Covid Yoğun Bakım alanına alınmaya başlandı. Yoğun bakım ihtiyacı olan koronavirüs pozitif hastalar için Covid Yoğun Bakım ünitesi kullanılırken, koronavirüs testi pozitiften negatife dönen hastalar için ise Ara Covid Yoğun Bakım servisi açıldı. Normal hastalar ise yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Koronavirüsle mücadele eden sağlık neferleri hastalara tedavilerini uygulayarak hem bakımlarını yaptı hem de psikolojik destek verdi.
    Türkiye’deki sağlık alt yapısının iyi olması ve koronavirüs vaka sayılarının azalmasının ardından geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni normalleşme planı takvimini açıkladı. 1 Haziran’dan itibaren hastanelerde uygulanan salgın tedbirlerinin gevşetilmesinin planlanmasının ardından AÜ Hastanesi’de de yeni normalleşme adımları atılmaya başlandı. Hastanedeki yeni normalleşme çalışmaları hakkında bilgi veren AÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Bülent Aydınlı, 1 Haziran itibariyle polikliniklerde eskisi kadar yoğun olmayacak şekilde hasta bakmaya başlayacaklarını söyledi. Bekleyemeyecek durumda olan hastaların ameliyatının yapılmaya başlanacağını belirten Prof. Dr. Aydınlı, organ nakillerine de başlayacaklarını duyurdu.
    ‘YENİ DÖNEME BAŞLIYORUZ’
    Koronavirüsle mücadele de AÜ Hastanesi’nde yeni normalleşme sürecine geçmeye başladıklarını anlatan Prof. Dr. Bülent Aydınlı, “Özellikle 1 Haziran itibariyle eskisi gibi yoğunluk olmasa da muhakkak hasta sayısını azaltarak sosyal mesafe kurallarına ve maske takma kurallarına uyarak yavaş yavaş yeni bir döneme başlıyoruz. Koronavirüs döneminde gelen hastaların hiçbirine bakmama durumumuz olmadı. Sağlık Bakanlığı’nın önerisiyle ertelenebilecek hemen hemen her şeyi erteledik. Ama hastanemize müracaat edip tedavi olmak isteyen herkesin tedavisini yaptık. Pandemi hastanesi olarak çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Pandemi hastanesi olarak çok fazla önlem almıştık. Çok sayıda yatak kapasitesi ayırmıştık. Şu an geldiğimiz durumda bu yatak kapasitesi yine pandemi hastaları için ayrılacak şekilde devam edecek. Diğer kısımları da normal hastalar için açacağız” diye konuştu.
    POLİKLİNİK HİZMETLERİ, AMELİYATLAR BAŞLAYACAK
    Koronavirüs süresince polikliniklerde hasta kabulü yaptıklarını belirten Prof. Dr. Aydınlı, “Bu süreçten sonra bir miktar daha artırıp eskisi gibi yoğun olmayacak şekilde hasta kabulüne devam edeceğiz. 1 Haziran itibarıyla artık bekleyemeyecek durumda olan hastaların yavaş yavaş ameliyatlarına başlayacağız” diye konuştu.
    ‘BÜTÜN YATAKLARI PANDEMİYE AYIRABİLİRİZ’
    AÜ Hastanesi olarak ikinci bir dalgaya hazırlıklı olduklarını söyleyen Prof. Dr. Aydınlı, “Pandemi olayları belki 100 yılda bir olacak bir şey. 1920’lerde İspanyol gribi oluşmuş. Şimdi 2020’de Covid-19 salgını geldi. Aslında hiçbir hastane bu salgına hazır değildi. Ama biz bu süreci yaşayıp 2 aylık pandemi sürecini geçirdikten sonra bundan sonra olabilecek bu tip salgında hastanemiz eskisinden çok daha hızlı bir şekilde yeniden organize olup çok rahatlıkla hizmet verebilir. Zaten ülkemizin sağlık alt yapısı çok uygun. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi yaklaşık 1200 yatağıyla gerektiğinde bütün yataklarını pandemiye ayırabilecek şekilde hizmet verebileceğini gösterdi. Bunu yeniden yapmamızda ise hiçbir sakınca yok” diye konuştu.
    ‘EN YÜKSEK DÜZEYDE HİZMET VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
    Türkiye’deki sağlık alt yapısının diğer ülkelere göre çok iyi ve başarılı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bülent Aydınlı, “Şu ana kadar geldiğimiz süreci çok iyi geçirdik. Türkiye’de sağlık alt yapısının çok iyi olması, ki bu sürece bizim gibi üniversite hastaneleri de çok ciddi destek verdi. Bu süreçte halkımıza gerçekten çok iyi hizmet verildi. Zaten hasta sayımızın azalması, ölüm oranlarının düşüklüğü, yoğun bakımlarda hastalara bakılma ve hizmet kalitesi olarak bakıldığında aslında tüm dünyanın bu süreci gördüğünü düşünüyorum. Bundan sonra da sadece yine Covid-19 hastalarına değil, başta organ nakli, onkoloji hastalarımızın hepsine en yüksek düzeyde hizmet vermeye devam edeceğiz. Yeni bir salgın döneminde de Akdeniz Üniversitesi Hastanesi burada ve elinden geleni son noktasına kadar yapacaktır” dedi.

    FOTOĞRAFLI

     

     

     

  • Doğum Yapan Kadın Ambulans Heli̇kopterle Ankaraya Sevk Edi̇ldi̇

    Doğum Yapan Kadın Ambulans Heli̇kopterle Ankaraya Sevk Edi̇ldi̇

    Karabük’te, riskli gebelik sonrası sezaryenle doğum yapan 43 yaşındaki kadın, ambulans helikopterle Ankara’ya sevk edildi.

    İki gün önce riskli gebelik nedeniyle Kastamonu’dan Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilen 43 yaşındaki M.Ö., sezaryenle doğum yaptı. Ameliyat sonrası sonrası gelişen DİK (kanın pıhtılaşma sisteminin damar ağı içinde bozulması) tablosu nedeniyle Ankara Şehir Hastanesine sevk edilmesi gereken kadın için ambulans helikopter istendi.

    Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen ambulans helikopter Karabük İl Jandarma Komutanlığı helikopter pistine inerek, hasta kadını alarak Ankara’ya hareket etti.

  • Otogarda Dezenfekte Çalışması

    Otogarda Dezenfekte Çalışması

    Kütahya’nın Simav ilçesindeki otogar, belediye ekipleri tarafından temizlendi. Hijyenik temizlemenin yanı sıra, sürekli temas edilen noktalar dezenfekte edildi.

    Simav Belediye Başkanı Adil Biçer, 1 Haziran itibariyle başlayacak olan şehirler arası yolculuk izni sebebiyle, İtfaiye ve Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin otogarda temizlik ve dezenfekte çalışmaları yaptığını belirtti. Başkan Biçer, “İlçemizdeki şehirler arası otobüs terminalini, pandemi dönemindeki yeniden normalleşme takvimine göre seyahat kısıtlamasının kaldırılacağı 1 Haziran’a hazır hale getirdik. Ekiplerimiz, seyahat acentelerinin bürolarını, yolcu salonunu ile çok temas edilen noktalarda dezenfekte çalışması yaptı. İtfaiye Müdürlüğü ekipleri tarafından da otogardaki peronlar ve geniş alanlar yıkanarak temizlendi. 1 Haziran’da yolcu taşıyacak otobüs firmalarına ve yolculuk yapacak olan vatandaşlarımıza sağlıklı yolculuklar diliyoruz” dedi.

  • Ardahan Yeşi̇lay Şube Başkanı Baydar: “Korona Vi̇rüs Salgını Dönemi̇nde De Bağımlılıklardan Uzak Ve İyi̇ Bi̇r Yaşam İçi̇n Çalışıyoruz”

    Ardahan Yeşi̇lay Şube Başkanı Baydar: “Korona Vi̇rüs Salgını Dönemi̇nde De Bağımlılıklardan Uzak Ve İyi̇ Bi̇r Yaşam İçi̇n Çalışıyoruz”

    Ardahan Yeşilay Şube Başkanı Özbay Baydar, korona virüs salgını döneminde de bağımlılıklardan uzak ve iyi bir yaşam için çalıştıklarını söyledi.

    Baydar, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kurumun ’O nefes sana lazım olacak’ sloganıyla film hazırlayarak herkesi sigarasız bir yaşama davet ettiğini belirtti. Yeşilay olarak 100 yıldır olduğu gibi korona virüs salgını döneminde de bağımlılıklardan uzak ve iyi bir yaşam için çalıştıklarını ifade eden Baydar, ’’Şimdi normalleşmenin başladığı bu dönemde de tütünden uzak durmanın çok önemli olduğunu vurguluyor ve yeni kampanyamızla ’O nefes sana lazım olacak’ diyoruz. TÜİK’in Türkiye Sağlık raporuna göre hala 15 yaş üzeri nüfusun yüzde 26,5’i her gün tütün mamulü kullanıyor. Biz Yeşilay olarak bu bireylere sigarayı bırakabileceklerini hatırlatmak istiyoruz ve 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü vesilesiyle herkesi sigarayı bırakmaya davet ediyoruz’’ dedi.

    Sağlık Bakanlığı ile birlikte “Sigarayı Bırak Hayatı Bırakma” kampanyası başlatan kurumun yeşil dedektör uygulaması ile dumansız hava sahasına katkı sağladığını söyleyen Baydar, ’Sigarayı bırakmanın tam zamanı’ kampanyasıyla korona virüs döneminde sigarayı bırakmak isteyenlere uzaktan destek sağlayan Yeşilay’ın salgın döneminde Danışmanlık Merkezine gelen 10 bini aşkın çağrıya yanıt verdiğini kaydetti.