Bursa’da alanında uzman doktorlar merak edilenler soruları yanıtladı.
Video:
https://www.youtube.com/watch?v=stzIM4ertOs&fbclid=IwAR2caDSGRpmkSBZPZRF5UlZ9UPYMHdsIbhvRaeRuESmmSNI07x0TDKCYOjo
Video:
https://www.youtube.com/watch?v=stzIM4ertOs&fbclid=IwAR2caDSGRpmkSBZPZRF5UlZ9UPYMHdsIbhvRaeRuESmmSNI07x0TDKCYOjo
Sağlık Bakanlığı, yurt dışından gelenlerin aile hekimlerince kontrolüne karar verdi. Uygulama başladı ve aile hekimleri yurt dışından gelen tüm vatandaşları telefonla arayarak, “Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?, Ateşiniz, öksürüğünüz var mı? Evde kaç kişisiniz” gibi sorular yöneltiyor.
Aile hekimleri yurt dışından yeni dönerek kendisini izole edenlere “Diğer aile fertleri ile fazla temas etmeyin, etmek mecburiyetinde kalırsanız maske kullanın, havlu, bardak gibi eşyaları ortak kullanmayın” uyarısında bulunuyor. Ateşi olan kişilerin ise maske takarak derhal sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneriyor.
Çin’in Wuhan kentinden yayılan ve tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüsünün yol açtığı COVID-19 hastalığı tıp dünyasının odak noktası haline geldi. Tedavi ve önleyici aşı geliştirmek için çabalayan Çin başta olmak üzere pek çok ülke, pandemi ilan edilmesine sebep olan ve sağlıktan ekonomiye kadar pek çok alanda etki gösteren hastalığı yok etmeye uğraşıyor.
COVID-19 ile savaşta tüm sağlık çalışanları ve sağlık yöneticileri için, Çinli bilim insanları önemli verilerin ve paha biçilemez deneyimlerinin yer aldığı bir el kitabı paylaştı. Zhejiang Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Prof. Tingbo LIANG önderliğinde hazırladığı COVID-19 Önleme ve Tedavi El Kitabı, tüm dünyadaki uzmanlar için ücretsiz olarak sunuldu.
Çin’deki uzmanlarca hazırlanan el kitabında şüpheli hastaların hastanelerde nasıl izole edilmesi gerektiğinden tanı kriterlerine kadar pek çok bilgi var. Tedavi ve tıbbi tavsiyelerin de yer aldığı kitapta bir bölüm de hemşirelere ayrılmış durumda. İşte sizlerin de okuyabileceği 81 sayfalık el kitabı…
İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüsün (COVİD-19) en çok can kaybına neden olduğu ülke İtalya’da virüsün öldürücülüğü ile ilgili yeni bulgulara ulaşıldı.
İtalya’nın ulusal sağlık servisi tarafından yapılan araştırmaya göre koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin yüzde birinde başka bir hastalığa rastlanmadı.
İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, salgın nedeniyle hayatını kaybeden 355 kişiyi mercek altına alan ekip sadece 3 kişide mevcut bir kronik rahatsızlık saptamadı.
Aynı habere göre, koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybedenlerinin yüzde 99’unun bir ya da daha fazla hastalığa sahip olduğu belirlendi.
Bu 355 kişinin yüzde 48.5’inde 3 veya daha fazla rahatsızlık saptanırken, yüzde 25.6’sinda iki, yüzde 25.1’inde ise 1 rahatsızlık saptandı.
Dün gece itibari ile Italya’daki ölü sayısı 3 bin 405’e yükselerek salgının ilk görüldüğü yer olan Çin’i geride bırakmıştı.
Korona virüse (COVID-19) karşı dünya genelinde önlemler alınırken, yüzün üzerinde ülkede görülen salgına karşı ilaç ya da aşı arayışı da sürüyor.
Uzmanlar şu sıralar özellikle başka hastalıklar için kullanılan ilaç ya maddelerin corona virüse karşı etkili olup olmayacağını araştırıyor.
O ilaçlardan biri olan Remdesivir adlı ilaç İtalya’da koronavirüse yakalanan 79 yaşındaki bir hastada denendi ve hastanın tedaviye yanıt verdiği açıklandı.
İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, 10 yıl önce Ebola ile mücadele kapsamında geliştirilen ilaç ile tedavi edilen adı açıklanmayan hasta 12 gün sonra taburcu edildi.
Aynı habere göre ABD’de korna virüs testleri pozitif çıkan ve durumu kritik seviyeye gelen bir kadın hasta da Remdesivir tedavisine yanıt verdi.
İlk olarak Ebola ile mücadele için geliştirilen Remdesivir klinik incelemelerinde iyi bir sonuç vermemiş, 2012 yılında ise bir başka corona virüs enfeksiyonu olan Mers’e karşı etkili olduğu görülmüştü.
CNN International’da yer alan habere göre; Çin’in başkenti Pekin’deki bir basın açıklamasında konuşan DSÖ Genel Sekreter Yardımcısı Bruce Aylward, “Şu anda gerçek bir etki yaratabileceğini düşündüğümüz tek bir ilaç var, o da remdesivir” açıklamasında bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre koronavirüse yakalananların yüzde 80’i özel bir tedaviye ihtiyaç duymaksızın hastalığı atlatabiliyor. Ancak hastalığın ağır seyrettiği durumlarda insanların solunum sorunları yaşadığı biliniyor.
Kansere karşı kemoterapi tedavisi görenler ile daha önce farklı rahatsızlığı olan yaşlılar en riskli gruplar olarak kabul ediliyor.
Rusyada, Smorodintsev Grip Araştırma Enstitüsüdeki bilim insanları tarafından yapılan açıklamada, koronavirüsün (Covid-19) genetik şifresinin tamamen çözüldüğünü açıkladı. Koronavirüsün genetik dizilimin aşı ve ilaç geliştirmede faydalı olacağı ifade edildi.
Rusya’nın haber ajansı TASStaki habere göre, St. Petersburg kentinde bulunan Smorodintsev Grip Araştırma Enstitüsünden bilim insanları, koronavirüsün genetik şifresini çözdüklerini açıkladı.
Enstitü Müdürü Dr. Dmitriy Lioznov, koronavirüsün yeni bir virüs olmasından dolayı bu virüsün genetik diziliminin tamamen deşifre edilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Dr. Lioznov Bu bilgi bize ilaç ve aşı bulma konusunda yardımcı olacak dedi.
“Şehir hastanelerinin açılmasıyla, şayet kapatılan diğer hastaneler halen hizmet vermiş olsaydı, bu süreçte çok önemli rol oynayabilirlerdi.” Bu söz, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’ya ait.
“Bugünlerde sağlık hizmeti almak zorunda kalan, ertelemeyecek durumda olan insanlar sırf bir şehir hastanesinde salgın hastalıktan vaka yatıyor diye oraya gitmekten kendilerini alıkoyuyor. Bu durum sağlık hizmetine erişim noktasında sıkıntı yaratıyor” diyen Prof.Pala, salgın gerçekleştiği takdirde özellikle büyük hastanelerde enfeksiyon zincirini kırmanın mümkün olamayacağını söyledi.
Ankara’daki 3 bin 700 yatak kapasiteli Şehir Hastanesini örnek gösteren Pala; ” Buraya bugünkü korona vakalarını koyacak olursanız insanlar oraya gitmek istemeyecektir. Bu kadar büyük bir sağlık kurumuna böyle bir vaka gelmesi halinde, bu vakanın o hastanede yayılmasını önlemek için çok köklü uğraşlar vermek gerekecek. O sırada en az 3 bin hasta yatırıyorsunuz, 3 bin tane refakatçiniz var, 5 bin tane sağlık çalışanınız var ve 15-20 bin tane ayaktan başvuran insan var. Kabaca 30-40 bin kişiden söz ediyoruz. Burada enfeksiyon zincirini kırmanız çok mümkün olmaz. O yüzden bu zamana kadar sıraladığımız büyük hastanelerin verimsizliği gibi sıkıntıların yanında böylesine büyük salgınlarda baş edebilmek için iyi araçlar değil bunlar.” dedi.
Yoğun bakım yatakları bölgelere ve illere göre eşit değil açıklamasında bulunan Prof.Pala; “İlk 10 büyük il içerisinde 10 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı 6 olan da var 4 olan da var. 10 bin kişide 6 ve 4 rakamları çok büyük rakamlar. Öncelikle bölgeler arasındaki eşitsizliği giderecek önlemler almak gerekir. Yoğun bakımlara gereksiz yatışlardan buraları korumak gerekir. Yoğun bakımda çalışacak personelin kolaylıkla kişisel koruyucu malzemeye erişiminin sağlanması gerekir. Acil olmayan ameliyatlar ertelenmeli ki yoğun bakımlar bu hastalar için kullanılabilsin. Örneğin İngiltere’den çok daha iyi kapasitemiz var. Ama böyle bir hastalıkta bu kapasitenin yeteceğine ilişkin olumlu yanıt vermek mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanlığına şeffaflık çağrısı yapan Kayıhan Pala, “Artık kendini ilan eden hastalar var. Örneğin İstanbul’dan Çapa’dan bir hocamız ve bir televizyon sunucusu. İstanbul’da olduğu anlaşıldı. Artık vakaların hangi ilde olduğunu saklamaya ihtiyaç yok. Ama başka illerde olup olmadığını bilmeye ihtiyaç var. Örneğin Bursa’da vaka varsa Bursalılar bilmeli ve ona göre kendilerini daha fazla önlem almaya yöneltmeliler. Burada Güney Kore örneğini düşünün. Güney Kore’de bir bilgisayar programı aplikasyonu yaptılar. Telefonunuza indiriyorsunuz ve açtığınızda kişilerin kimliklerini bilmeksizin yakın çevrenizde ne kadar vaka olduğunu görebiliyorsunuz. Böylece kendinizi daha fazla koruma altına alabiliyorsunuz. Dolayısıyla bu vakaların illere göre, yaş ve cinsiyetine göre durumlarını sayısal olarak, isim, hastane adı veya semt adı gibi şeyler olmaksızın açıklanmasına ihtiyaç var.” dedi.
.
ABD’de Ulusal Sağlık Enstitüsü adına yapılan bir araştırma, koronavirüsün havada 3 saat, plastik ve çelik yüzeylerde ise 3 güne kadar canlı kalabildiğine işaret ediyor.
Geçen hafta internette paylaşılan araştırmanın ayrıntıları tıp dergisi dün New England Journal of Medicine’da yayımlandı.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, araştırmada yeni virüsün dayanıklılık süreleri, 2002’deki SARS (Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu) salgınına yol açan SARS-CoV-1 virüsünün canlı kalma süreleriyle kıyaslandı. Buna göre yeni koronavirüs;
Bakır yüzeylerde dört saat,
Mukavva yüzeylerde 24 saat
Plastik ve paslanmaz çelik yüzeylerde ise 72 saate kadar canlı kalabiliyor.
Bu çalışmaya göre koronavirüsün havada canlı kalma süresi de 3 saate kadar çıkabiliyor.
Raporu yazan uzmanlar, “Test edilen koşullarda SARS-CoV-2 (koronavirüs) ile SARS-CoV-1’in canlı kalma süreleri benzerlik gösteriyor” dedi.
Koronavirüsler, hayvanlarda yaygın olan bir virüs grubu. Bu virüsler nadiren hayvanlardan insanlara geçebiliyor. Uzmanlara göre virüsün yüzeylerde canlı kalma süresi birkaç saatten bir haftayı aşkın bir süreye kadar değişiyor.
Geçen ay The Journal of Hospital Infection’da yayımlanan bir araştırmada, SARS gibi insanlara bulaşan koronavirüslerin, dezenfekte edilmeyen metal, cam ve plastik gibi yüzeylerde 9 güne kadar canlı kalabileceği belirtildi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün salgın hastalıklar uzmanı Dr. Maria Van Kerkhove Pazartesi günü, yeni tip koronavirüsün yüzeylerde ve havada ne kadar canlı kalabildiğine ilişkin araştırmaların devam ettiğini söylemişti.
Çin’den gelen son dakika haberine göre yeni tip koronavirüse karşı geliştirilen aşının klinik deneylerinin yapılmasına onay verildi.
Yapılan son dakika açıklamasına göre, Çin yeni COVID-19 salgını ile mücadele etmek için geliştirilen ilk aşının klinik denemelerinin yapılmasını onayladı.
Deneyin Çin Askeri Tıp Bilimleri Akademisi tarafından yönetileceği açıklandı.
(Hürriyet)
Koronavirüs hakkında bildiklerimiz ne kadar doğru? Bilmediklerimiz neler? Günlük yaşamda nasıl tedbirler alabiliriz? Koronavirüs salgını artarak devam ederse Türkiye’yi neler bekliyor? Vatandaşlar ve devletin kurumları en kötü senaryolara hazırlıklı mı?
En güncel ve doğru bilgilerin paylaşılacağı özel yayın; Line TV Haber Müdürü Kübra Ulutaş’ın sunumu, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin alanında uzman akademisyenleri Prof.Dr. Cüneyt Özakın, Prof.Dr. Haluk Barbaros Oral, Prof.Dr. Emin Halis Akalın, Doç.Dr. Alpaslan Türkkan ve Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Güzide Elitez’in katılımlarıyla bu akşam saat 20.00’de Line TV’de.