Kategori: Sağlık

  • Ruh ve beden sağlığı için öneriler

    Ruh ve beden sağlığı için öneriler

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Beril Özturan, 10 Mayıs Sağlık İçin Hareket Et Günü dolayısıyla uyarılarda bulundu. Egzersizin faydalarını sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Beril Özturan, “Egzersiz kas kuvvetini, dayanıklılığını, esnekliğini artırır, kiloyu azaltır ve korur, kalp damar hastalıklarının riskini azaltır, kan şekeri ve kan yağlarının düzeylerini düşürür, psikolojik durumu ve uyku kalitesini düzeltir, kemik mineral yoğunluğunu artırır, bazı kanser tiplerini ve kronik ağrıyı azaltır” şeklinde konuştu.

    “Ruh ve beden sağlığı için günde 30 dakika egzersiz yapın”
    Yetişkinlerde kalp hastalıkları ve inme riskinden korunmada Amerikan Kalp Derneği’nin egzersiz önerilerinde bulunduğuna dikkati çeken Özturan, “Günde en az 30 dakika, haftada en az 5 gün orta şiddette aerobik egzersiz ya da haftada 3 gün, 25 dakika şiddetli egzersiz önerilmektedir. Dirençli egzersizlerin kan basıncını düşürdüğü, oksijen tüketim değerini arttırdığı ve vücut yağlarını azalttığı bilinmektedir. Ayrıca metabolik sendrom risk faktörleri olan obezite, HbA1c ve sistolik kan basıncı üzerine de etkileri bulunmaktadır ”ifadelerini kullandı.

    “Egzersiz depresyon ve demans riskini azaltır”
    Egzersiz programları ile depresyon semptomlarında ve demans gelişim riskinde azalma görüldüğünü belirten Özturan, “Obezite yani fazla kilolu olmak, pek çok kronik hastalıklar ve psikolojik sorunlarla ilişkilidir. Obezite tedavisinde egzersizin kilo kaybı üzerine etkisi diyetten daha azdır. Egzersiz özellikle diyetle birlikte etkili bir kilo verme aracıdır. Başlangıçta haftada 3-5 gün, 30-45 dakikalık orta şiddette egzersiz, uzun dönemde ise haftanın her günü veya çoğu gününde, en az 30 dakika veya üzerinde orta şiddette fiziksel aktivite olmalıdır” şeklinde konuştu.

    “Kireçlenmeye karşı etkili”
    Obezite ile birlikte bulunan kireçlenme (osteoartrit), fibromiyalji, bel ağrısı ve migren gibi kronik ağrı sendromlarında da egzersizin oldukça etkili olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Özturan şu bilgileri paylaştı:
    “Osteortritte kilo vermek ekleme olan yükü azalttığı gibi inflamasyonuda azaltarak şikâyetlerde gerileme yapmaktadır. Özellikle karın yağlanması ciddi bel ağrısı ile ilişkili bulunmuştur. Osteoporozda koşma, sıçrama gibi egzersizler önerilirken, 50 yaş üzeri ve egzersiz alışkanlığı olmayanlarda aerobik, aralıklı koşma gibi düşük şiddetteki egzersizler daha uygundur.”

    “Günlük yaşamınızda hareket alışkanlığı kazanın”
    Günlük yaşamda da hareket etmek için fırsatlar oluşturabileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Özturan, “Sağlığınız elverdiği ölçüde asansör yerine merdiven kullanın, evcil hayvanlarınız varsa onu gezdirin, işleriniz kendiniz yapın, dans edin. Unutmayın düzenli egzersiz ruh ve beden olarak daha sağlıklı, daha mutlu ve enerjisi yüksek bireyler olmanızı sağlayacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • Alerji mevsimi: İlkbahar ve sonbahar

    Alerji mevsimi: İlkbahar ve sonbahar

    Günümüzde yaygın olan ve birçok insanı etkileyen ‘alerji’ konusunda Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Uzmanı Prof.Dr. Kürşat Uzun önemli açıklamalarda bulundu. Uzun, “Alerji, çoğu insan için zararsız olan çevredeki maddelere kişinin bağışıklık sisteminin tepki vermesiyle ortaya çıkar. Alerjenler, toz akarlarında, evcil hayvanlarda, polenlerde, böceklerde (özellikle arı), havayla taşınan küflerde, gıdalarda (yer fıstığı, kabuklu deniz ürünleri, yumurta ve süt gibi), lateks veya dokunduğunuz diğer maddeler ve ilaçlarda (penisilin) bulunur. Alerjiniz olduğunda, bağışıklık sisteminiz belirli bir alerjeni zararlı olmadığı halde zararlı olarak tanımlayan antikorlar üretir ve vücutta bir takım reaksiyonlar başlar, bunun sonucunda alerjik belirtiler ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

    “Alerjisi olanlarda akciğer enfeksiyonu gibi durumlara yakalanma sıklığı daha yüksek”

    Alerjenle temas edildiğinde, bağışıklık sisteminin tepki olarak cilt, burun, göz, sinüsler, solunum yolları veya sindirim sistemini etkileyebileceğini kaydeden Uzun, “Atopi, alerjenlere maruz kalmaya yanıt olarak yüksek IgE düzeyi gösteren genetik bir yatkınlıktır. Atopik kişilerde alerjik hastalıkların görülme sıklığı yüksektir. Alerjilerin şiddeti, kişiden kişiye değişir ve küçük tahrişlerden potansiyel olarak hayatı tehdit eden acil bir durum olan anafilaksiye kadar değişir. Uluslararası verilere göre bazı ülkelerde yetişkinlerin yaklaşık 4’te 1’i ve her 4-5 çocuktan 1’inde mevsimsel alerji bulunmaktadır. Bu oranlar ülkeden ülkeye ve ülke içinde bölgesel değişkenlik gösterebilir. Bu oranlar yaklaşık olarak Türkiye içinde geçerlidir. Erkek çocuklarda mevsimsel alerji görülme ihtimali kız çocuklardan daha yüksektir. Ailesinde astım veya saman nezlesi, kurdeşen veya egzama gibi alerji öyküsü olanlar, kendisinde astım veya başka bir alerjik rahatsızlığı olanlarda alerji gelişme ihtimali yüksektir. Alerjisi olanlarda astım görülme sıklığı normal kişilere göre daha yüksek olup, sinüzit ve akciğer enfeksiyonu gibi durumlara yakalanma sıklığı da daha yüksek olabilir” dedi.

    “Dünyanın birçok yerinde alerji mevsimi: İlkbahar ve sonbahar”

    Dünyanın birçok yerinde ilkbahar ve sonbaharın alerji mevsimi olduğunu söyleyen Uzun, “Her yıl benzer zamanlarda ortaya çıkan alerjiler (mevsimsel alerjiler) genellikle ağaçlardan, otlardan ve yabani otlardan gelen polenlerden kaynaklanır. Çoğu ağaç ilkbaharda polen salgılar, bunu ilkbahar sonu ve yaz başında otlar ve yaz sonu ve sonbahar başında da yabani otlar takip eder. Bazen, özellikle ağaçlar polenlerini erken bıraktığında veya yağmurlu bir bahar daha fazla bitki ve küfe neden olduğunda, mevsimsel alerjiler üst üste gelir. Dolayısıyla, nerede yaşadığınıza, yakınınızda hangi bitkilerin yetiştiğine ve alerjilerinizi neyin tetiklediğine bağlı olarak bir yıl içinde uzun bir alerji sezonu geçirebilirsiniz. Ailesinde astım veya saman nezlesi, kurdeşen veya egzama gibi alerji öyküsü olanlar, kendisinde astım veya başka bir alerjik rahatsızlığı olanlarda alerji gelişme ihtimali yüksektir. Alerjisi olanlarda astım görülme sıklığı normal kişilere göre daha yüksek olup, sinüzit ve akciğer enfeksiyonu gibi durumlara yakalanma sıklığı da daha yüksek olabilir” şeklinde konuştu.

    “Alerjik reaksiyonların önlenmesi, sahip olduğunuz alerjinin türüne bağlıdır”

    Prof.Dr. Kürşat Uzun, alerjinin tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını ancak birtakım önlemler alınarak alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasının önlenebileceğini söyleyerek, “Alerjik reaksiyonların önlenmesi, sahip olduğunuz alerjinin türüne bağlıdır. Eğer şikayetlerinize neden olan alerjeni biliyorsanız tedavi görüyor olsanız bile ondan kaçınmak gerekiyor. Örneğin, polenlere alerjiniz varsa, polenlerin yoğun olduğu zamanlarda pencereler ve kapılar kapalı olacak şekilde içeride kalınmalı. Evdeki alerjen seviyelerini azaltmak için, sert zeminleri (tozun çökebileceği yüzeyleri, kapıların üst kısımlarını ve pencere çerçeveleri) nemli bir şekilde paspaslama ve halıları süpürmeyi içeren haftalık bir temizlik rutini olmalı. Toz akarlarına alerji varsa, tozları güçlü süpürgeler küçük partikül veya yüksek verimli partikül hava (HEPA) filtresi olan bir elektrikli süpürge kullanılabilir ve yatak takımlarını (çarşaf, yastık kılıfları ve battaniyeler haftada en az bir kez) sık sık yüksek derecede yıkanmalı. Alerjisi olan kişi temizlik yaparken bir maske takmalı veya temizliği başka birine yaptırabilir. Evinizi 20- 22 derece rasında ve nemi %50 veya altında tutun. Isı ve nem, toz akarlarını ve küfü daha da kötüleştirecektir. Merkezi ısı ve hava sistemlerinizdeki küçük partikül filtrelerini ayda en az bir kez temizleyin veya değiştirin. Biblolar, süs eşyaları, kitaplar ve dergiler gibi toz toplayan eşyaları kaldırın. Tozlanmalarını önlemek için oyuncakları, oyunları ve doldurulmuş hayvanları plastik kutularda saklayın. Halıların yerine sentetik ev tozu akarı barındırmayan gereçler kullanılabilir. Evinizdeki hamam böceklerini satın alacağınız ilaçlar veya bir ilaçlama şirketi ile gidermeye çalışabilirsiniz. Hamamböceğinin bulunmuş olabileceği sert yüzeyleri iyi temizleyin. Sıcak havalarda ve alerji mevsiminde kapı ve pencereleri kapatın ve küflenmeyi önlemek için klima veya diğer cihazlar kullanın. Çatınızda ve tavanlarınızda sızıntı olup olmadığını kontrol edin. Küf bulaşmış her şeyi yüzde 5 klor solüsyonu ile yıkayın. Yastıklar, şilteler ve bazalar üzerinde toz akarı kılıfları kullanabilirsiniz. Evde sigara içilmesine izin vermeyin” dedi.

    Uzun devamında, “Dış mekan alerjenlerinden korumak için ne yapılabiliriz dersek; alerjenlerin en yoğun olduğu saatlerde, genellikle sabah 10 ile öğleden sonra 4 arasında, dışarı çıkmaktan kaçınılmalı. Polen ve küf sayısının yüksek olduğu veya rüzgarın toz ve polenleri savurabileceği zamanlarda kapalı alanlarda kalınmalı. Fazla miktarda polen solunmasını azaltmak için bir yüz maskesi takılabilir. Polen mevsimi boyunca bir beyzbol şapkası takın ve içeri girdiğinizde kapıda bırakın. Ayakkabılar kapıda bırakılmalı, kıyafetler değiştirilmeli ve içeri girdikten hemen sonra duş alınabilir. Evcil hayvanlar da polen getirebilir. Bu yüzden kedilerinizi veya köpeklerinizi yatak odasından uzak tutun. Gözlerinizi polenlerden korumak için güneş gözlüğü takabilirsiniz. Araba kullanırken arabanın camlarını kapatın ve klimayı kullanın. Bahçe işlerini başka birine yaptırın. Alerjik semptomlarınıza neyin neden olduğunu veya kötüleştirdiğini belirlemeye çalışırken, aktivitelerinizi ve ne yediğinizi, semptomların ne zaman ortaya çıktığını ve neyin yardımcı olduğunu günlük tutarak takip edin. Bu, sizin ve doktorunuzun tetikleyicileri belirlemenize yardımcı olabilir. Eğer şiddetli bir alerji atağı geçirme riskiniz varsa tıbbi uyarı bileziği takabilirsiniz. Dudaklarınız, ağzınız, boğazınız veya diliniz aniden şişerse, çok hızlı nefes alıyorsanız veya nefes almakta zorlanıyorsanız, boğazınız sıkışıyor veya yutkunmakta zorlanıyorsunuz, cildiniz, diliniz veya dudaklarınız maviye, griye veya soluk renge dönerse, aniden kafanız çok karışır, uykulu olur veya başınız dönerse veya çocuğunuz bayılır ve uyandırılamazsa veya normalde olduğu gibi tepki vermiyorsa Acil 112’yi arayın” şeklinde konuştu. “Alerji teşhisi için mutlaka bir uzman doktora başvurulmalı” diyen Uzun, “Medikal tedavi ile birlikte uzmanınız size alerjinizi nasıl yöneteceğinizi açıklayan bir alerji yönetim planı verecektir” ifadelerini kullandı.

  • El hijyeninin önemine dikkat çektiler

    El hijyeninin önemine dikkat çektiler

    Dünya El Hijyeni Günü dolayısıyla Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesinde stant açıldı. Stantta, hastalara el hijyeninin önemiyle ilgili broşür, el dezenfektanı ve el şeklinde yapılmış olan kurabiyeler dağıtıldı.

    Hastane yönetimi de standı gezerek enfeksiyon kontrol ekibine destek oldu. Enfeksiyon kontrol hemşireleri tarafından el hijyeniyle ilgili sorular, standa gelenlere sorularak bilgilendirme yapıldı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Süheyla Bastem, “Dünya Sağlık Örgütü 5 Mayıs’ı Dünya El Hijyeni günü olarak belirlemiştir.

    Biz de Merkezefendi Devlet Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da hastalarımıza, çalışanlarımıza el hijyeninin önemini anlatmak için bugün stant açtık” şeklinde konuştu.

  • ZBEÜ Hastanesinin kadrosu genişliyor

    ZBEÜ Hastanesinin kadrosu genişliyor

    Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalında göreve başlayan Dr. Öğr. Üyesi Osman Korcan Tilkan, ZBEÜ Hastanesinde hasta kabulüne başladı. Dr. Öğr. Üyesi Osman Korcan Tilkan, 2003 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde lisans eğitimini tamamladı. Batı Karadeniz Bölgesinin sağlık üssü olma konumunu güçlendiren ZBEÜ Hastanesi, güçlenen akademik kadrosuyla uzmanlık alanlarında daha da güçlenerek, bölge halkına daha nitelikli sağlık hizmetleri sunma kapasitesini artırmaya devam ediyor.

  • Öğrencilere Temel Sağlık Eğitimi verildi

    Öğrencilere Temel Sağlık Eğitimi verildi

    Gençlik ve Spor Bakanlığının desteğiyle gerçekleştirilen etkinlikte, öğrencilere ağız ve diş sağlığı, kişisel hijyen, sağlıklı beslenme alışkanlıkları konularında bilgi verildi.

    Öğrencilerin günlük yaşamlarında kolayca uygulayabilecekleri pratik bilgilerle, ağız ve diş sağlığının yanı sıra, kişisel hijyenin ve dengeli beslenmenin genel sağlık üzerindeki etkileri anlatıldı. Öğrencilere, sağlıklı alışkanlıkların erken yaşta kazanılmasının önemi vurgulandı.

    Karabük Üniversitesi Gönüllü Hekimler Birliği Kulübü öğrencileri, bu bilinçlendirmeyle öğrencilere diş fırçası ve diş macunu hediye ederek, öğrencileri ağız ve diş sağlığı konusunda daha bilinçli olmaya ve düzenli diş bakımını alışkanlık haline getirmeye teşvik etti.

  • Müdür Şenkul, sağlık hizmetlerini inceledi

    Müdür Şenkul, sağlık hizmetlerini inceledi

    Her geçen gün büyüyen sağlık altyapısı ile dikkatleri üzerine çeken Aydın’da, sağlık yatırımları aralıksız devam ediyor. Bu çerçevede ilçe ziyaretlerinde hız kesmeyen Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul, Nazilli Devlet Hastanesi’ni ziyaret etti. Sunulan sağlık hizmetlerini yerinde inceleyen ve hastane başhekiminden yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Müdür Şenkul, özverili çalışmaları dolayısıyla da sağlık personellerine teşekkür etti. Ayrıca hastanede yatan hasta ve yakınlarıyla da görüşen Müdür Şenkul, ‘geçmiş olsun’ dileklerinde bulundu.

    Müdür Şenkul, sağlık hizmetlerini yerinde inceledi

    Konu ile ilgili Aydın İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “İl Sağlık Müdürümüz Dr. Eser Şenkul, Nazilli Devlet Hastanesi’ni ziyaret ederek yürütülen sağlık hizmetlerini değerlendirdi. Müdürlüğümüz Kamu Hastaneleri Hizmetleri, Sağlık Hizmetleri Başkan ve Başkan Yardımcısı ile İl Ambulans Servisi Başhekimimizin eşlik ettiği ziyarette İl Sağlık Müdürümüz, Hastane Başhekimimizden yürütülen ve planlanan çalışmalar hakkında bilgiler aldı. İl Sağlık Müdürümüz, ziyareti esnasında tedavi gören hastalarla sohbet ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Doğum Servisi, Doğum Ünitesini ve anjiyo merkezini ziyaret ederek sağlık personelimiz ile bir araya gelen İl Sağlık Müdürümüz hemşire ve ebe personellerimiz ile sohbet etti. İl Sağlık Müdürümüz ebe ve hemşirelerimizin hemşireler haftasını ve ebeler günlerini kutlayarak, çalışmalarındaki üstün gayretlerinden dolayı teşekkür etti ve görevlerinde başarılar diledi” ifadeleri yer aldı.

  • Mobil kanser tarama tırı köy köy geziyor

    Mobil kanser tarama tırı köy köy geziyor

    Düzce’de Sağlık Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz yıl faaliyete alınan ve kanser taramalarını yaygınlaştırmak ve daha fazla kişiye ulaşmak için mobil kanser tarama tırı ilin dört bir yanına giderek tarama yapıyor. Çilimli ilçesinde ekipler 40-69 yaş arası kadınlara meme kanseri, 30-65 yaş arası kadınlara rahim ağzı kanseri, 50-70 yaş arası kadınlara da bağırsak kanseri taramalarını ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.

    Ayrıca kadınlara kanserin, erken teşhis edildiğinde önlenebilir bir hastalık olduğu konusunda eğitimlerde veriyor.

  • Kanseri yenen sanatçıdan hastanede konser

    Kanseri yenen sanatçıdan hastanede konser

    Yumurtalık kanserini atlatan Antalya Devlet Senfoni Orkestrası keman sanatçısı Melike Demirel, 8 Mayıs Yumurtalık Kanseri Farkındalık Günü’nde sanatçı arkadaşlarıyla, Memorial Antalya Hastanesi Kemoterapi ve Sanat Merkezi’nde kanser hastalarına moral vermek amacıyla farkındalık günü konseri düzenledi.

    “Annem, yumurtalık kanserinden vefat etti”
    2021 yılı Ağustos ayında yumurtalık kanseri teşhisi konulan Melike Demirel, annesini de yumurtalık kanseri nedeniyle kaybettiğini aktardı. Demirel, şu sözlere yer verdi:

    “Annemi kanserden kaybettim, kanseri üç kez tekrarlamıştı ve son olarak yumurtalık kanserinden vefat etti. Dolayısıyla bunun bilincindeydim ve düzenli kontrollerimi yaptırıyordum. Bir kontrolüm sonrasında çıktı maalesef, kontrollerimi yaptırmış olmama rağmen bir müddet sonra kendini gösterdi. Karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık ve iştahsızlık gibi şikayetlerim vardı, bir iki ay kadar bu şikayetleri çekmiştim. Daha sonra doktora başvurup, kadın hastalıkları muayenesi yaptırdığımda teşhis kondu, sağ yumurtalığımı kaplayan büyük bir tümör tespit edildi ve hemen acil bir şekilde yayılımı önlemek adına ameliyata alındım.”

    “Kemoterapi, zorlu bir süreç”
    Annesinden dolayı yabancı olmadığı kanser hastalığına yakalanması nedeniyle çok etkilendiğini ifade eden Melike Demirel, gerekli tetkikler yapıldıktan sonra yayılım olmadığı için hemen ameliyata alındığını açıkladı.
    Demirel, ameliyatın ardından devam eden kemoterapi sürecinin de kendisini çok zorladığını şu şekilde dile getirdi:
    “Teşhis konduktan sonra gerekli kan tahlilleri, MR çekimleri gibi tetkikler yapıldıktan sonra yayılım olmadığı tespit edildi ve acil bir şekilde ameliyata alındım. Sağ yumurtalığım tümörle birlikte temizlendi ve akabinde benim için kemoterapi süreci başlamış oldu. Kemoterapi de son derece zor bir süreçti. Dört kür kemoterapi aldım, yatarak alıyordum. Çünkü, beş gün aralıksız bir şekilde devamlı alıyordum. Son derece yorgun geçen, vücut direncinin çok düştüğü, mikroplara çok açık olunan bir süreç. Aslında en can sıkıcı yanlarından biri saçlarınızı kaybetmeniz oluyor, gerçekten kadınlar için yıkıcı bir şey. Benim için de çok zor bir durum oldu, onun haricinde ne yazık ki cildimde bir takım lekelenmeler söz konusu oldu. Çünkü, kemoterapi sırasında hücreler kendini yenileyemiyor maalesef. Bir alerjik reaksiyon geçirmiştim, cildime müdahalede bulunmuştum ve izleri kaldı. Kesinlikle böyle bir tedavi sırasında cilde müdahale edilmemesi gerekiyor, o da bana bir tecrübe olmuş oldu.”

    Kanseri yenen sanatçıdan hastanede konser

    Tedaviden bir buçuk yıl sonra eski haline döndü
    Melike Demirel, tıbbi onkoloji tedavisini yapan Prof. Dr. Mustafa Özdoğan’ın tedavi sonlandıktan sonra bir buçuk yıl içinde eski hayata dönebileceğini söylediğini ve vücudunun toparlanmasının da Özdoğan’ın söylediği şekilde gerçekleştiğini aktardı. Demirel, “Doktorum Mustafa Özdoğan Bey, tedavi bittikten bir bir buçuk yıl kadar sonra tamamen eski hayatına dönebileceğimi söylemişti. Kemoterapiye bu bilinçle başlamıştım. Çünkü ilaç bitti, her şey bitti gibi bir şey maalesef söz konusu olmuyor. Vücut ilaç bittikten sonra kendini toparlamaya çalışıyor” diye konuştu.

    Doktorunun önerisiyle yumurtalıklarını dondurdu
    Ameliyat olduktan sonra doktorunun önerisi üzerine yumurtalığını dondurduğunu açıklayan Melike Demirel, genç yaşta yumurtalık kanserine yakalanan tüm kadınlara önerilerde bulundu. Demirel, “Ameliyat ve kemoterapi arasında bir süreçte doktorumun da yönlendirmesiyle yumurta dondurma işlemim söz konusu oldu, doğum yapma yaşı kadınların bayağı bir ileri yaşlara doğru ilerledi. Tek yumurtalığım alındığı için tek yumurtalığım kaldığından dolayı ve kemoterapi de yumurtalık da kalan yumurtalığıma zarar vereceği için, doktorum böyle bir yönlendirme yaptı. Yumurta dondurma işlemi gerçekleştirdim, bunu da genç hanımlara tavsiye olarak söyleyebilirim” dedi.

    Kanser hastalarına moral verdi
    Yumurtalık Kanseri Farkındalık Günü’nde tüm kadınların muayenelerini yaptırmaları için çağrıda bulunmak amacıyla konser düzenlediklerini belirten Demirel, kısa bir süre önce kendisinin de kanser hastaları arasında yer aldığını ve hazırladıkları dinletiyle kanser hastalarına moral vermeyi amaçladıklarını söyledi. Sanatçı arkadaşları Çağla Bilgin ve Akça Bilgin ile Memorial Antalya Hastanesi Kemoterapi ve Sanat Merkezi’nde konser veren Demirel, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:

    “Kimse kendine kanser vakasını konduramıyor ama her zaman risk altında olduğumuz bir hastalık. Dolayısıyla, muayenelerini yaptırmaları konusunda farkındalık gününde bir konser gerçekleştirmek istedim. Çünkü, ben de bu buralarda tedavi almış olduğum için, sanatın herhangi bir yanının iyileştirici gücünü bildiğimiz için, benim de geçmiş geçirmiş olduğum bir hastalık olması nedeniyle böyle bir farkındalık konseri yapmak istedik.”

    “Yumurtalık kanserinin doğasını öğrendik”
    Keman sanatçısı Melike Demirel’in tedavisini gerçekleştiren Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Demirel ise Demirel’in farkındalık gününde konser verme talebini mutlulukla karşıladıklarını ifade etti. Özdoğan, Demirel’in hastaneyi evi gibi görmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, yumurtalık kanseri tedavisindeki gelişmeleri paylaştı.
    Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, şu ifadelere yer verdi:

    “Bugün için umutsuz bir cümle etmek doğru değil Yumurtalık kanseri için de tüm kanserlerde olduğu gibi çok önemli gelişmeler var. Tabii ki bu hastalıktan da yaşamını kaybeden hastalarımız var ama geçmişe göre yani son 20 yıla göre kurtulan hasta sayısının oranında çok önemli artış oldu. Bir kadının, bir karın ağrısı ya da bir şikayeti olduğunda doğrudan doktora gitmesi, yıllık kadın doğum kontrollerinin yapılması bu kanserin erken tanısı için çok önemli. Erken tanı konulduğunda ne oluyor, yumurtalıklar o bölgeden ameliyatla temizleniyor. Bir de yumurtalık kanserin doğasını da öğrendik, yumurtalık kanserinin neredeyse yüzde yirmi-yirmi beşlik kısmının yani dört hastadan birinin, anneden geçen bir gene bağlı olduğunu gördük. Artık bu insanları tanıdığımızda aileyi koruyabileceğiz. Gelecekte kanser geni taşıyan bireyleri tespit edebileceğiz, belki nesilden nesle aktarılmasını önleyebileceğiz. Doğum yaparken, tüp bebek yöntemiyle yapmalarını önereceğiz. Önleme ve tedavi açısından yapacağımız çok şey var.”

  • Depremzede, Bayburt’ta şifa buldu

    Depremzede, Bayburt’ta şifa buldu

    Bayburt Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği yapılan başarılı ameliyatlarla dikkat çekmeye başladı. Klinikte katarakt ameliyatları ile birlikte göze et yürümesi olarak bilinen pterjium ameliyatı, gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisi olan dakriyosistorinostomi (DSR) ameliyatı, göz kapağı düşüklüğü ve kirpik dönmesi ameliyatları yapılmaya başlandı. Aynı zamanda Bayburt Devlet Hastanesi’nde bir ilk olarak uzağı ve yakını aynı anda gözlüksüz görmeye imkan sağlayan, halk arasında akıllı mercek olarak da bilinen çok odaklı merceklerin de takılabildiği belirtildi.

    Geçtiğimiz sene yaşanan deprem sonrasında Bayburt’a gelen 20’li yaşlarda olan ve deprem sonrasında tek gözünde tamamen görme kaybına sebebiyet veren katarakt gelişen bir depremzede Bayburt Devlet Hastanesine başvurdu. Yaşının henüz genç olmasından dolayı yakın gözlüğü kullanmak istemediğini belirten depremzedeye akıllı merceği temin edildi. Hastanede kataraktı alınarak temin edilen akıllı mercek takılan ve ameliyat öncesinde görmeyen gözü, ameliyattan sonra yüzde yüz oranında açılarak hem uzağı hem yakını gözlüksüz görecek şekilde şifa buldu.

  • Hastane randevu sisteminde yeni dönem

    Hastane randevu sisteminde yeni dönem

    Sağlık Bakanı Koca, hastane randevusunun bir gece önce onaylanmasını gerektiren Onaylı Randevu Sistemine, 13 Mayıs Pazartesi günü başlanacağını açıkladı.

    “MHRS; telefon ve internet erişiminin olduğu her yerde yepyeni bir özellik kazanmış, modifiye olmuş durumda. Sistem artık şöyle işleyecek: Ertesi gün randevusu olan her hastamız, akşam saat 8’e kadar randevusuna onay verecek veya gelemeyeceğini bildirecek. Bu sisteme Onaylı Randevu Sistemi, MHRS’de başlatılan bu yeni döneme de ‘Onaylı Randevu Dönemi’ diyoruz. Uygulama pazartesi günü başlıyor.” açıklaması yaptı.