Kategori: Sivas

  • Vatan sevgisi engelinin önüne geçti

    Vatan sevgisi engelinin önüne geçti

    Sivas’ta yaşayan Abdullah ve Miyase Ceran çiftinin çocukları Umut Ceran doğuştan görme engelli olarak dünyaya geldi. Askerlik çağına gelen Umut, engelinden dolayı askerlik yapamayınca çözümü ailesi ve yakınları buldu.

    Aile bir günlüğüne de olsa temsili asker olan oğulları Umut için asker eğlencesi düzenledi. Evde düzenlenen eğlenceye Umut’un arkadaşları ve yakınları katıldı. Umut’a annesi tarafından eline kına sürüldü. O esnada anne Miyase Ceran duygularına hakim olamadı. Baba kendisinin asker kınasının olmadığını fakat oğlu için bu askerlik kınasını düzenlediklerini söyleyerek buruk bir sevinç yaşadıklarını dile getirdi.

    “Değişik bir duyguydu“

    Anne Miyase Ceran, hüzünlü ve heyecan verici bir durum olduğunu ifade ederek, “ Güzel oldu. Değişik bir duyguydu. Rabbim herkese nasip etsin. Bir günlükte olsa o sevinci yaşattı. Buruk bir sevinç içerisindeyim” dedi.

    Vatan sevgisi engelinin önüne geçti

    “Çok ufakken askeri forma giyip anneme sürpriz yaptım”

    Umut Ceran, ufakken askeri üniforma giyerek annesine sürpriz yaptığını söyleyerek, “Birkaç kez bu tür ana şahit olmuştum. Ama insanın kendi evinde kınsa bu şekilde kına yakılması çok farklı bir duygu. Çok şükür böyle bir şey nasip oldu. Gönül isterdi ki bu vatani görevi yapabileyim. Hayırlısı böyleymiş. Allah bütün askerlerimize yardımcı olsun. Güzel bir duyguydu. Herkese teşekkür ederim. Kına yakılırken duygulandım. Müziği bilerek seçtirdim. Sözleri benim tüylerimi diken diken ettiriyor. Sözleri çok dokunaklı. Çok farklı bir duygu. Çok ufakken askeri forma giyip anneme sürpriz yaptım. Mesele sadece o formayı giymekten ibare değil, o görevi yapabilmek” diye konuştu.

    “Benim asker kınam olmadı, oğlum Umut’a yaptım”

    Baba Abdullah Ceran, kendisinin asker kınası olmadığını fakat oğluna asker kınasını yaptıklarına değinerek, “Sevinçliyiz. Böyle bir kına düzenleyelim dedik. Benim asker kınam olmadı, oğlum Umut’a yaptım. Anaokulundan itibaren bugüne kadar annesinin çok emeği var. Şuanda ilahiyat okuyor. Tatlı bir hüzün içerisindeyim. Ama güzel bir duygu. Keşke tam yapabilseydi askerliğini. Allah böyle takdir etmiş” şeklinde konuştu.

  • ‘Şeytan Şehri Kayalıkları’ mest etti

    ‘Şeytan Şehri Kayalıkları’ mest etti

    Divriği ilçesi Maltepe köyü yakınlarında bulunan Şeytan Şehri Kayalıkları görenlerin dikkatini çekiyor. Erozyon, rüzgar ve sel suları ile zamanla aşınma yoluyla oluşan kayalar, görenleri kendine hayran bırakıyor. Geceleri ay ışığının yansıması ve rüzgar sesinin etkisiyle oluşan ürkütücü görüntü nedeniyle yöre halkı tarafından ‘Şeytan Şehri Kayalıkları’ adı verilen bölge, turizme kazandırılmayı bekliyor.

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Coğrafya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülpınar Akbulut Özpay, eriyen kar suları ve sel nedeniyle bu yapının ortaya çıktığını ifade ederek, “Divriği ilçesine bağlı Maltepe köyü yakınlarında Kapadokya’daki aşım şekillerine benzeyen görüntüsüyle dikkat çeken ve halk tarafından Şeytan Şehri olarak bilinen yer şekilleri, bizim kötü arazi olarak tanımlamış olduğumuz Kırgıbayırlar veya badlans olarak adlandırmış olduğumuz şekillerdir aslında. Badlansı daha çok yarı kurak iklim özelliklerinin hakim olduğu bitki örtüsünden yoksun eğimli sahalarda,genellikle yağmurun oluşturmuş olduğu sel sularında kolayca aşınabilen yer şekilleri olarak nitelendirebiliriz. Özellikle sağanak yağışın olduğu ya da erimiş kar sularının etkisiyle aşınan bu şekiller birbirinden farklı keskin ve alçak sırtlar meydana getirebilmekte ve bu görüntüler ortaya çıkmaktadır. Maltepe köyündeki
    Şeytan Şehri Kayalıkları olarak adlandırılan Kırgıbayırlar, yüzde 65-70 oranında kil içeriğine sahip” dedi.

    Özpay, Şeytan Şehir Kayalıkları’nın ziyaret edilmesi gereken önemli bir doğal sit alan olarak görüldüğünü söyleyerek, “Yöre halkı tarafından ‘Şeytan Şehri’ ya da ‘Şeytan Kayalıkları’ gibi isimlerle adlandırılan bu şekillerin bu isimlerle adlandırılmasındaki temel neden ise buradaki keskin ve alçak sırtların bazı figürler ve üyelere benzetilmesinden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bunların oluşumu ile ilgili halkın bazı hikayeler geliştirdiklerini de söylemek mümkün. Çevre turizmi açısından bu yer şekillerinin gelecekte çok önem arz edebileceğini söyleyebiliriz. Bu bölge turizm açısından çekicilik oluşturabilen şekiller arasında yer almakta. Ziyaret edilmesi gereken önemli bir doğal sit alanı olarak kabul edebiliriz” şeklinde konuştu.

  • El değirmenleri günümüzde bahçe süsü oldu

    El değirmenleri günümüzde bahçe süsü oldu

    Geçmişte un ve bulgur öğütmek için kullanılan el değirmeleri modern değirmenlerin yaygınlaşmasıyla birlikte kullanılmamaya başladı. Bir zamanlar her evde bulunan bu değirmenler, artık sadece hatıralarda ve müzelerde yer alıyor. Sivas’ın Doğanşar ilçesi Çatpınar köyünde ise bazı vatandaşlar bu tarihi değirmenleri bahçelerinde sergileyerek geçmişteki zorlu yaşam şartlarını ve insanların el emeğinin değerini hatırlatıyor.

    “Makineyle yapılanlar taşın öğüttüğünde ki lezzeti vermiyor”

    Taş el değirmeninin yaklaşık 100 sene önce dedeleri tarafından yapıldığını söyleyen Çatpınar Köyü muhtarı Kamil Kurt, “Dedelerimiz dağdan söküp getirdiği taşın içini oyup el değirmeni yapmışlar.Bizler bu taşa ‘seten’ deriz. Tamamen el yapımı olan bu taşın içerisine yarma ve bulguru koyardık. Taşı döndürerek bu tahılları öğütürdük. Tabi şimdi artık teknoloji ilerledi bu taşlarda antika olarak kaldı. Bahçelerimizi süslüyoruz. Gelen gören insanlar bilmiyor soruyor. Eskiden hep bunları kullanırdık. Şimdi her şey elektronik oldu. Ben 65 yaşındayım 35 yıl önceye kadar halen kullanıyorduk. Öğütmek bir günümüzü alırdı. Hayvanlara bağlardık hayvan döndükçe biz de arkadan tahılları bu taşın içine atardık ve böyle öğütürdük. Tahılda bulunan kepeği tamamen koparırdı tadı çok güzel olurdu. Şimdi makineyle yapılanlar yakarak kepeği alarak öğütüyor ve tabi tadı da taşın öğüttüğünde ki lezzeti vermiyor. Bilen kullanan insanların ilgisini çekiyor. Yeni neslin ilgisini çekmeyebilir ama biz o günleri yaşayıp bu taşı kullandığımız için gördükçe eskiyi yâd ediyoruz” dedi.

  • Genç çiftçi 2 kurdun tacizine uğradı

    Sivas’ta yaşayan 19 yaşındaki Melih Baki Bakay, ekili tarım arazisine gübre atmak için arazilerine gitti. 3 tarlasına gübre atan genç çiftçi, diğer tarlaya gittiği esnada kendisine yaklaşan iki hayvanı ilk etapta köpek sandı. Kendisine yaklaşan hayvanların kurt olduğunu anlayan Bakay, cep telefonu kamerası ile kurtları görüntüledi. Görüntülerde 2 kurdun traktörün etrafında dolaştığı anlar yer aldı.

    İzleyenleri hayrete düşüren anları kayıt altına aldı

    Sivas’tan köye gittiğini ifade eden Melih Baki Bakay, “Tarlalara gübre atılması gerekiyordu. Birkaç tarlaya attıktan sonra başka bir tarlaya geçtim. Bir yabanin bana yaklaştığını gördüm. En başta köpek sandım, sonra kurt olduğunu gördüm. Bana doğru yaklaştı, yanıma geldi. Normalde kurtlar yaklaşmaz. Sonra bir tane değil iki tane olduğunu fark ettim. Videolarını alıp yoluma devam ettim. Benimle tarlaya geldiler. Tarlada bayağı koştu, oynadılar. Onların nasıl oynadığını, nasıl hızlı olduklarını görme şansım oldu. Tarladan çıktığımda da bir süre takip ettiler. Sonra da kendi yuvalarına döndüler sanırım. Ben onların daha küçük olduğunu düşünüyorum. Meraklarından dolayı yanıma geldiklerini düşünüyorum. Tedirgin olmadım çünkü yaban hayatı ile iç içeyim. Hayvanları çok seviyorum, o yüzden tedirginlik yaşamadım” dedi.

  • Sivas’ta kar direkleri işlevini yitirdi

    Sivas’ta kar direkleri işlevini yitirdi

    Sivas’ın Doğanşar ilçesine bağlı Çatpınar köyüne yaklaşık 60 yıl önce Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından dikilen direkler yıllardır kullanılmıyor. Görenlerin dikkatini çeken yaklaşık 5 metre uzunluktaki direklerle geçmişte 4 metreye varan kar kalınlıklarının ölçüldüğü belirtildi. Günümüzde ise ayrı bölgede kar kalınlığının yarım metreyi geçmemesi, bu nedenle direklere de ihtiyaç kalmaması yaşanan iklim değişikliğini gözler önüne seriyor.

    Sivas'ta kar direkleri işlevini yitirdi

    “O dönmelerde kar ölçümlerini bu direklerle yapıyorlarmış”
    Direklerin köye çocukluğunda dikildiğini ifade eden eski köy muhtarı Ahmet Söylemez; “Direkleri diktiklerinde ben ilkokula gidiyordum, hatırlıyorum. Gelip diktiler direkleri, o zamanlar tabi bizler de merak ettik. Nedir bu direkler dedik. O zamanlar bize bu direklerin kar ölçüm direkleri olduklarını söylediler. O dönmelerde kar ölçümlerini bu direklerle yapıyorlarmış. Buraya eskiden çok yoğun kar yağardı. Bizler evden başka bir eve zar zor giderdik. Şimdi o kar yağışı olmuyor ama halen duruyor bu direkler. Kış mevsimi bu sene kurak geçti. Hiç kar yağmadı. Gece yağdı sabah eridi. Şimdilerde teknoloji gelişti bir düğmeyle nerde ne olduğunu gözlemleyebiliyor. Görenler hep merak ediyor” dedi.

    “Eskiden yaklaşık 3 metreye yakın kar yağışı oluyordu”
    Köy sakinlerinden Şerif Keskin şimdilerde bu direklerin korkuluk göverini yaptığını belirterek, “Bizim çocukluğumuzda dikildi bu direkler. Sonrasında da birkaç kış kontrol etmeye geldiler. Eskiden yaklaşık 3 metreye yakın kar yağışı oluyordu. Şimdi kar yağmıyor direkler de kaldı öylece kimse bir daha bakmaya da gelmedi. Bu direkler korkuluk gibi kaldı burada” şeklinde konuştu.

  • İlk yerli motor bloğu sergileniyor

    İlk yerli motor bloğu sergileniyor

    Sivas kent merkezinde bulunan Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi (TÜRASAŞ), buharlı lokomotiflerin ve yük vagonlarının bakım ve onarım işlerinin yapılması amacıyla kuruldu. 1939 yılında Cer Atölyesi ismiyle kurulan fabrika bugün TÜRASAŞ ismiyle hizmet veriyor. Fabrika içerisinde kurulan müze ise demiryolu geçmişine adeta ışık tutuyor. Kurulduğu günden bugüne kadar üretilen yaklaşık 3 bin parça müzede sergileniyor. Devrim otomobilin motor kalıbı olmak üzere vagon prototip maketlerden en küçük vagon parçalarına kadar yaklaşık 3 bin antika parça ziyaretçilerini geçmişe götürüyor.

    “Devrim otomobilin motor kalıbı da sergileniyor”

    TÜRASAŞ Sivas Bölge Müdürü Atanur Karadağ, müzenin halka açık olduğunu söyleyerek, “Eğitim kısmında çırak okulunun kullandığı bando takımı var burada. Eskişehir’de üretilen devrim arabasının motor blok modeline varana kadar burada parçaları sergilemekteyiz. Müzemiz halka açık. Mesai saatleri içerisinde talep eden herkes gezebilir. Bu parçaları görebilir. En değerli parça bence devrim arabasının motoru. Çünkü bir tarihe tanıklık ediyor. O zaman çekilen filmde de bahsediyorlar. Devrim arabasının motor bloku defalarca dökülüyor çatlıyor, sorun çıkıyor. En son orada deniyor ki Sivas’ta cer atölyesi dökümhanesinde bir usta var ancak o usta bunu yapar diyorlar. Sivas cer atölyesi dökümhanesinde döktürülen parçayla devrim arabasının motorunda muvaffak oluyorlar. Bu çok önemli bizim için. Bunun dışında aslında bana sorarsanız her bir parçası önemli. Ben 1985 yılında çırak okuluna girdim. Baktığınız zaman aslında ben de müzenin bir parçasıyım. Çeşitli ürünler, yaptığımız vagonların maketleri burada sergileniyor. Açılışa dair fotoğraflar, anı defteri. Her şey burada mevcut. Sinemamızın film makinesi hepsini burada sergiliyoruz” dedi.

  • Boyundan büyük somun ekmeği üretti

    Boyundan büyük somun ekmeği üretti

    Sivas’ın Zara ilçesinde fırın işletmeciliği yapan 50 yaşındaki Erdoğan Çiçek, şaşırtıcı bir başarıya imza attı. Çiçek, ustalıkla hazırladığı devasa boyuttaki ekmek ile dikkatleri üzerine çekti. Sıradanın çok ötesinde bir boyuta sahip 3 metre 80 santimetre uzunluğundaki bu ekmeği tek başına 7 saatte pişirdi. Yapmış olduğu bu ekmek Erdoğan Çiçek’in kendi boyunu aştı. Çiçek, 3 metre 80 santimetre uzunluğundaki bu dev ekmeği pişirirken büyük bir ustalık sergiledi ve Zara’nın gastronomik sınırlarını zorladı.

    “10 gün taze kalır”

    Daha öncede böyle bir ekmek yaptığını belirten fırıncı Erdoğan Çiçek; “1 metre 90 santim uzunluğunda bir ekmek yapmıştım. Daha büyüğünü yapmak istedim. Bugün de 3 metre 80 santim uzunluğunda ekmek yaptım. Bu ekmeği yapmam uzun sürdü. Hamurun kabarması, fırına girmesi 7 saat sürdü. 7 saat sonrasında bu ekmeği meydana getirdik. 30 kilo un ile bu ekmeği tek başıma yaptım. Bu ekmekte en az 130 tekli ekmek var burada. Ekşi mayalı olduğu en az 10 gün taze kalır, bayatlamaz bu ekmek” dedi.

  • 9 yıllık hasret son buluyor

    9 yıllık hasret son buluyor

    Sivas’ın Divriği ilçesinde 1228 tarihinde Anadolu Selçukluları zamanında Selçuklulara bağlı Mengücekli Beyliği döneminde Mengücek şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın dünyada benzeri bulunmuyor. “Anadolu’nun Elhamrası” olarak da bilinen bu cami, UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olma özelliği taşıyor.

    Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası yaklaşık 800 yıldır heybetini korurken üzerinde işli birbirinden farklı 10 bin motifle kendine hayran bırakıyor. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı, Anadolu erken dönem mimarisinin seçkin örneklerinden Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, taş bezemeleri, 3 boyutlu geometrik stilleri, mimari özellikleri ve manevi havasıyla “şaheser” olarak nitelendiriliyor. Evliya Çelebi’nin, “Methinde diller kısır, kalem kırıktır” sözleriyle anlattığı Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, pazartesi günü gerçekleştirilecek açılış töreniyle ziyarete ve ibadete açılacak. 2015 yılında başlatılan ve tarihinin en kapsamlı restorasyonu yapılan Divriği Ulu Camii’de son derece titiz ve kapsamlı 9 yıllık bir restorasyon çalışmaları yürütüldü. Anadolu taş işçiliğinin zirve yaptığı 800 yıllık muhteşem eser tekrar ibadete açılıyor.

    “Denge sütunu tekrar işlevsel hale geldi”
    Restorasyon kapsamında darüşşifadaki havuz tekrar hayata geçirildi. Uzun yıllar önce zarar gören ve yapının statik olarak dengede olduğunu gösteren, ‘Denge Sütunu’ ise tekrar işlevsel hale getirildi. Çalışmalar kapsamında 10 bin metrekare yeşil alan, 6 bin 370 metrekare sert zemin yapıldı. 170 dönümlük arazi kamulaştırılarak çevresinde de peyzaj çalışmaları gerçekleştirildi. Proje kapsamında; yürüyüş yolları, oturma ve seyir alanları, çevre aydınlatması, geniş çim alanlar ve iklime uygun bitkilendirme çalışmaları yapıldı.

    Cumhurbaşkanı açılışa uzaktan bağlanacak
    Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 6 Mayıs Pazartesi günü Vakıflar Genel Müdürlüğünün ‘Vakıf Haftası Kutlama Programı’ kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da uzaktan bağlantısı ile saat 13.00’te toplu açılış töreni kapsamında hizmete açılacak.

    “Tüm vatandaşlarımızı bu tarihi ana şahitlik etmeye ve açılışımıza davet ediyorum”
    Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, açılış öncesi Divriği ilçesini ziyaret ederek yapılan son çalışmalar hakkında bilgi aldı. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın açılışına vatandaşları davet eden Vali Şimşek, “6 Mayıs Pazartesi günü uzun bir aradan sonra bu camimizde öğlen namazı kılınacak ve akabinde de saat 13.00’te Sayın Cumhurbaşkanımızın video konferans yöntemiyle katılımıyla bu caminin ve darüşşifanın açılışı gerçekleştirilecek. Tüm vatandaşlarımızı bu tarihi ana şahitlik etmeye ve açılışımıza davet ediyorum” dedi.

  • “Gazze’de yaşanan soykırımı reddediyoruz”

    “Gazze’de yaşanan soykırımı reddediyoruz”

    Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi.

    “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor”

    İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi.

    Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.

  • Köpeğe çarpmamak için manevra yaptı, araziye devrildi: 2 yaralı

    Köpeğe çarpmamak için manevra yaptı, araziye devrildi: 2 yaralı

    Kaza, akşam saatlerinde Şarkışla ilçesi Yıldırım Mahallesi’nde meydana geldi. M.B. idaresindeki hafif ticari araç seyir halindeyken karşısına köpek çıktı.

    Köpeğe çarpmamak için manevra yapan sürücü, aracın direksiyon hakimiyetini kaybetti. Araç yoldan çıkarak araziye yan yattı. Kazada sürücü M.B. ile araçta bulunan A.Ö. yaralandı. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar ambulansla Şarkışla Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların tedavisi sürerken, polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.