Kategori: Sivas

  • 108 yıllık tarihi lisenin ışıkları hiç sönmüyor

    108 yıllık tarihi lisenin ışıkları hiç sönmüyor

    Sivas’ta 108 yıl önce eğitim ve öğretime başlayan Selçuk Anadolu Lisesi, günümüzde üniversite sınavına hazırlanan öğrencilere sağladığı imkânlarla Türkiye’ye örnek oluyor. Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) hazırlanan öğrencileri akşam saatlerine kadar ağırlayan okul, ücretsiz ikramlarla ev ortamı sunuyor. Çeşitli branşlardan birçok öğretmenin öğrencilere yardımcı olduğu tarihi okulun ışıkları, günün ilerleyen saatlerine rağmen hiç sönmüyor.
    1916 yılında Sivas Öğretmen Okulu adı altında hizmet vermeye başlayan Tarihi Selçuk Anadolu Lisesi, 108 yıldır eğitim ve öğretime hizmet veriyor. Yıllardır eğitim seviyesi yüksek ve başarılı öğrenciler yetiştirmeyi ilke edinen okul, hayata geçirdiği proje ile Türkiye’ye örnek oluyor. Öğrencilere sabah 08.00 ile 15.30 arasında eğitim ve öğretimin verildiği okul, ders bitiminden sonra da üniversite sınavına hazırlanan öğrencileri misafir ediyor. Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) hazırlanan öğrenciler, saat fark etmeksizin okula gelerek ders çalışabiliyor. Evde uygun çalışma ortamı bulamayan öğrenciler için düşünülerek hayata geçirilen projede, çeşitli branş öğretmenleri de çalışma alanında öğrencilere yardımcı oluyor. Çorba, çay, kahve ve atıştırmalıkların öğrencilere ücretsiz verildiği tarihi lisenin ışıkları, günün ilerleyen saatlerine kadar yanıyor. Öğrencilerin başarısını artırmaya yönelik hazırlanan proje, velilerden büyük destek görüyor.

    “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bunu gerektiriyor”
    Proje ile ilgili bilgiler veren Selçuk Anadolu Lisesi Müdürü Davut Ataman, “Selçuk Anadolu Lisesi 108 yıllık tarihiyle Türkiye’nin ve Sivas’ın en köklü kurumlarından biri olup yetiştirmiş olduğu öğrenciler ve bürokratlarla Türkiye’nin geleceğine ışık tutan önemli bir kurumdur. Öğrencilerle ve velilerle yapmış olduğum görüşmelerde çocukların böyle bir eksiği olduğunu tespit ettim. Bu eksikliği gidermek adına yapmış olduğum veli ziyaretlerinde ise öğrencilerin ders çalışması ile ilgili sıkıntılarının olduğunu gördüm. Öğretmenlerimle yapmış olduğum istişare sonucunda öğrencilerim gece geç saatlere kadar ne zaman isterse okulumuz açıktır.

    Ayrıca öğretmenlerimiz gelip anında öğrencilerimizin sorularını çözebiliyor ve konu anlatımları yapabiliyor. Bu uygulama bakanlığımız tarafından en iyi örnekler kategorisinde alınarak, tüm Türkiye’ye örnek olarak gösteriliyor. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli zaten bunu gerektiriyor. Eğitimin dört duvarla ya da belirli saatler arasında sınırlandırmak çok yanlış. Türkiye Yüzyıl Maarif modelinde de amacı düşünen, okuyan, okuduğunu anlayan, sorumluluk sahibi, milli manevi değerleri önemseyen erdemli bireyler yetiştirmektir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bizim de asli görevimizdir. Öğrencilerimize bir kelime daha fazla öğretmenin, bir soru daha fazla çözdürmenin onlara en uygun ve en ideal ortamı hazırlamanın derdindeyiz. Öğrencilerimize ev ortamı sağlamak için burada öğle yemeklerini, çaylarını, keklerini ve meyvelerini veriyoruz.

    Öğrencilerimize en uygun ortamı öğretmenlerimizin gözetiminde ve bizzat ben de başlarında olarak sağlıyoruz. Onların da gayret ve çabalarıyla bizlere geri dönüş oluyor. Velilerimiz bu uygulamadan çok memnun. Öğrencilerimizin her geçen gün sayıları artıyor. Bu proje tüm Türkiye’ye örnek teşkil etti. Günde yaklaşık 10-15 tane velimiz arıyor ve okula geliyorlar. Ev ortamında çalışma imkânı bulmayan öğrencilerimizin en iyi imkanı burada gördükleri için buraya geliyorlar ve burada çalışıyorlar. Biz de burada bulunarak öğrencimiz bir konuyu anlamadığında öğretmenimiz hemen müdahale ediyor. Öğrencimiz soruyu çözemediğinde hemen öğretmenimiz yardımcı oluyor. Burada çok güzel bir aile ortamı var. Öğrencilerimiz geç saatlere kadar istedikleri kadar çalışma imkânı buluyorlar” dedi.

    “Geç saatlere kadar dersimize çalışabiliyoruz”
    Öğrencilerden Ali Eren Çakır, “Bizim normalde saat 15.30’da dersimiz bitiyor. Burada dersten sonra yemek, çay, kahve ve kek gibi çeşitli imkânlardan yararlanarak geç saatlere kadar dersimize çalışabiliyoruz. Bu imkân bizim için çok yararlı oldu. Çünkü ben de dâhil olmak üzere bazı arkadaşlarımın evde düzgün bir çalışma ortamı yok. Bunun için öğretmenlerimize çok teşekkür ediyoruz. Burada öğretmenlerimiz bulunarak bizlere soruları çözmemizde yardımcı oluyorlar ve bize destek veriyorlar. Çalışmalarım öncekine göre çok daha iyi seviyede. Bu proje daha yeni başladığı için bunun çok fazla etkisi oldu açıkçası. Hedefim, ODTÜ Makine Mühendisliğini kazanmak. Umarım başarılı olurum” diye konuştu.

    “Burada ders çalışma verimimiz gerçekten çok artıyor”
    Eslem Berra Karasubaşı ise, “Bu projenin çok nitelikli olduğunu düşünüyorum. Çünkü burada ders çalışma verimimiz gerçekten çok artıyor. Hocalarımızın sağladığı imkanlar gerçekten çok iyi durumda. Burada farklı branşlardan öğretmenlerimiz bizimle birlikte nöbete kalıyorlar. Soru çözerken takıldığımda öğretmenlerime danışabiliyorum. Arkadaşlarımızla birlikte burada birlikte çalıştığımız için çok verimli bir ortam oluyor. Bu da açıkçası bana çok katkı sağlıyor. Dersten çıktıktan sonra buraya gelip dersimizi çalışmaya başlayabiliyoruz” dedi.

  • Evcil kuş gibi gelip eline kondu, izleyenler hayret etti

    Evcil kuş gibi gelip eline kondu, izleyenler hayret etti

    Üniversite öğrencisi genç kadının iletişim kurmaya çalıştığı karganın gösterdiği yakınlık ve evcil kuş gibi eline konması dikkat çekti.
    İnsanlarla kargalar arasında gelişen dostluklara bir örnekte Sivas’ta yaşandı. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğrencisi Azra Boysak kampüs içerisinde gezindiği sırada, kendisiyle iletişim kurmaya çalışan kargayı fark etti. Boysak’ta karganın gösterdiği yakınlığa karşılık verince ortaya birbirinden ilginç görüntüler çıktı. Genç kadını takip eden karga evcil bir kuş gibi uçarak eline kondu. Boysak bu anları kaydederek sosyal medya hesaplarında paylaştı. Yaklaşık 7 milyon paylaşım, izleyenler tarafından beğeni aldı.

    “Çok şaşırdım, böyle bir şey beklemiyordum”
    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı öğrencisi Azra Boysak, “Okul çıkışında işe gidiyordum. Moralim çok bozuktu, arabanın üzerinde bir karga gördüm. ‘Çok tatlısın’ dedikten sonra bir anda karga ayağıma indi. Çok şaşırdım, telefonda konuşuyordum hemen kapattım video çekmeye başladım. Karga gitmedi bende eğildim ve sevdim. Kaçmamasına çok şaşırdım. Karga elimdeki peçeteyi aldı, yükseldi ve okulun penceresine bıraktı ve tekrardan yanıma geldi. Ben yürüdüm, bir süre beni takip etti. Bu duruma bende çok şaşırdım, böyle bir şey beklemiyordum. Normalde de kargaları çok seviyorum, her gördüğüm yerde izlerim. Arkamı dönüp otobüse giderken bana doğru uçtuğunu gördüm. Elimi uzattığımda elime kondu. Bir süre beraber gittik, çevredekiler benim kargam olduğunu düşündüler. Eğitimli bir karga olduğunu düşünenler ve korkanlar oldu. ‘Bize saldırmaz değil mi?’ diyenler de oldu. Bir süre sonra uçtu, ben otobüse binince uçtu ve gitti” dedi.

    “Karga için çok yüksek meblağlar teklif edenler oldu”
    Sosyal medyada paylaştığı video yaklaşık 7 milyon izlenmeye ulaşan Boysak, “Ben bu kadar çok tepki geleceğini bilmiyordum. Kargaları çok seviyorum ve çevremde karga seven insan pek olmadığı için Türkiye’de bu kadar çok karga seven olduğunu bilmiyordum. Herkes sahiplenmek istedi, özelden satmamı isteyenler oldu. Karga için çok yüksek meblağlar teklif edenler oldu. Ben özgür bir hayvan olduğunu düşündüğüm için onu alıp eve götürmek ve kafese koymak aklıma gelmedi. Benim için güzel bir anıydı. Hayvanlarla iletişimim yüksek. Daha önce de tilki sevmişliğim var. Takipçi arkadaşların çok şaşırdığı kadar büyük bir olay değildi benim için. Kargayı daha sonrasında tekrar görmedim” şeklinde konuştu.

  • Çevre dostu yakacak

    Çevre dostu yakacak

    Sivas’ta özellikle köylerde ikamet edenler, kerme adı verilen ve koyun dışkısından elde edilen maliyetsiz ve çevre dostu yakıtla ısınıyor.
    Türkiye’nin en soğuk illerinden birisi olan Sivas’ta kış hazırlıkları sürüyor. Özellikle köylerde ikamet eden Sivaslılar tezeğin yanı sıra kerme ismini verdikleri yüksek kalorili çevre dostu yakıtla ısınıyor. Koyun dışkısıyla elde edilen, kolorisi yüksek bu yakıt karbonmonoksit oranı çok düşük olduğundan hem güvenle yakılıyor hem de havayı kirletmiyor.

    Tamamen maliyetsiz
    Kerme, ahırlarda kalan koyunların altına serilen samanların koyun dışkısı ile birleşmesi sonucu oluşuyor. Özellikle temizlenmeyen bu karışım zamanla 20 cm kalınlığında bir tabaka oluşturuyor. Bu tabaka yaz aylarında dilimlenerek kaldırılıp kurumak üzere güneşte bırakılıyor. Kuruyup yakıt haline gelen kerme dilimleri soba ve tandırlarda ısıtma amaçlı kullanılıyor. Hayvancılıkla uğraşanlar bu yakını sıfır maliyetle elde ediyor. Hem odun kömür parası vermek zorunda kalmıyorlar hem de güvenle ısınma imkanı buluyorlar.

    Zehirleme riski yok
    Sivas merkeze bağlı Tutmaç köyünde hayvancılık yapan Bedir Kırhasan, kermenin kendilerine hiçbir maliyeti bulunmadığını belirtip, “Bunlara kerme deniliyor. Koyunların bahar ayına kadar ağıllarda kalıyor ve yapmış oldukları dışkılar birikiyor. Bahar ayının gelmesiyle birlikte bu kerme dediğimiz dışkıları keserek dışarı çıkartıyoruz. Düz bir alana serip tekrar kurutuyoruz. Kış ayına doğru depolayacağımız alana taşıyoruz ve sobada yakıyoruz. Kerme kömür gibi karbon monoksit riski yok. Havayı kirletmez, tam bir doğa dostu. Isı seviyesi de oldukça yüksek. Bize ekstra hiçbir maliyeti yok. Sadece hayvanlarımıza aldığımız yemin karşılığını böyle değerlendiriyoruz. Sadece bizim emeğimiz var. 6 ay dışarı çıkartma ve kurutma işlemleri oluyor 6 ayda sobamızda yakarak ısınıyoruz” dedi” şeklinde konuştu.

  • Kurusu yaşından 5 kat daha pahalı

    Kurusu yaşından 5 kat daha pahalı

    Toplaması kadar kurutması da zahmetli olan madımak bitkisinin tazesi 100 lirayken kurutulmuşu ise 500 liradan alıcı buluyor.
    Sivas’ın geleneksel lezzetleri arasında yer alan madımak bitkisi, yaz aylarında yaş tüketilirken kış aylarında da kurusuyla sofraları süslüyor. Yaz aylarında Sivas ve çevresinde doğada yetişen ve sabırla toplanan madımak, özellikle kış aylarında kurutulmuş haliyle büyük talep görüyor. Köylerde kadınların el birliğiyle tek tek topladığı bu bitki, mayıs ayında hasat edilip yaz boyunca kurutularak yıl boyunca tüketilebiliyor.

    Yaz aylarında kilosu 100 liradan satışa sunulan taze madımak, kurutulduğunda fiyatı neredeyse beş kat artarak 500 liradan alıcı buluyor. Madımak bitkisi, içerdiği antioksidanlarla kansere ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu özellikler taşımasıyla biliniyor. Sağlık açısından da faydalarıyla öne çıkan madımak, Sivas mutfağının vazgeçilmez tatları arasında yer alırken, halk tarafından birçok yemeği yapılıyor. 5 kilogram yaş madımaktan yaklaşık olarak 1 kilogram kuru madımak elde ediliyor. Toplaması kadar kurutması eda zor olan madımağı Sivas’ın yerli halkından çok gurbetçileri tercih ediyor.

    “Gurbetçi vatandaşlarımız gitmeden kuru madımak alıyorlar”
    Genellikle gurbetçi vatandaşların yaşadıkları ülkelere gitmeden kuru madımaklarını da aldıklarını belirten Yusuf Kurt, “Madımakları genelde köylüler getirir, köylülerden alırız. Fiyatı yaklaşık 500 lira. Madımak Sivas’ın olmazsa olmazlarındandır. Yazın toplanır ve kurutularak kışın tüketilir. Gurbetçi vatandaşlarımız genelde alıyor, yaşadıkları yerlerde bulamadıkları için gitmeden buradan alıp gidiyorlar. Madımak Sivas’ımızın olmazsa olmazıdır” ifadelerini kullandı.

    “5 kilogram yaş madımaktan, 1 kilogram kuru madımak çıkar”
    Kurutulduğu zaman 5 kilogram yaş madımaktan, 1 kilogram kuru madımak çıktığını belirten Kurt, “Madımak yazın tek tek toplanır, kuru bir ortama serilir ve kuruduktan sonra toplanır, kalbur ile elemsi yapılır. Köylülerimizin genelde geçim kaynağıdır, topladıkları madımağı burada satarak evlerinde katkıda bulunurlar. 5 kilogram yaş madımaktan, 1 kilogram kuru madımak çıkar. Kurutulup temizlendiği zaman ise onun sadece yaprak kısmı kaldığı için 5 kilogramdan, 1 kilograma düşüyor. Yaş madımağın kilosu 100 lira ise ortalama kuru madımağın fiyatı da 500 liradır” dedi.

    “İstanbul’dan komşularım da kuru madımak istiyor”
    İstanbul’daki komşularını da madımağı beğenip kendisinden istediklerini belirten Hakan Erdoğan, “Yazın taze olarak alıp taze tüketiyoruz, kışın ise kışlık olarak kurusunu alıyoruz. Kışın kuru madımak çok güzel oluyor, Ramazan ayında falan çok lezzetli oluyor. Sivas’ımızı yöresel bir lezzetli biz de sürekli severek tüketiyoruz. Çorbasını yapıyoruz, yoğurtlu yemeğini yapıyoruz. Ailemizle çocuklarımızla severek yiyoruz, komşularımıza ikram ediyoruz. İstanbul’dan komşularımız da istiyor, ben de gitmeden onlara da alacağım. Eşimin tavsiyesi üzerine buraya geldim almaya, nasip olursa buradan alıp götüreceğiz” dedi.

  • Sivas’ta otomobil ile hafif ticari araç çarpıştı: 7 yaralı

    Sivas’ta otomobil ile hafif ticari araç çarpıştı: 7 yaralı

    Edinilen bilgilere göre kaza Sivas-Ankara karayolu Direkli Bedirli köyü yol ayrımında meydana geldi.

    A.U yönetiminde ki 58 ACN 983 plakalı Ford marka otomobil ile D.B. idaresindeki 34 RCT 98 plakalı Fiat marka hafif ticari araç kavşakta çarpıştı. Kaza da sürücüler ile araçların içerinde bulunan 7 kişi yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık, polis, jandarma ve AFAD ekipleri sevk edildi. Yaralılar olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulanslarla kentteki hastanelere kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • İki yılda bir yetişen, ‘vez meyvesi’ tezgahlarda yerini aldı

    İki yılda bir yetişen, ‘vez meyvesi’ tezgahlarda yerini aldı

    Sivas ve Tokat’ın yüksek kesimlerinde doğada kendiliğinden yetişen ve şifası saymakla bitmeyen vez meyvesi Sivas’ta tezgahlarda yerini aldı.
    Doğada kendiliğinden yetişen, ağacı iki yılda bir meyve veren vez meyvesinin; şeker hastalığından soğuk algınlığa, böbrek hasatlıklarından tansiyona ve gribe kadar birçok hastalığa iyi geldiği düşünülüyor. İç Anadolu bölgesinde Sivas ve Tokat’ın yeksek kesimlerinde yetişen meyve, dalından sarı veya turuncu renkte toplandıktan sonra kararması beklenerek tüketiliyor. Kış aylarında tezgahlarda yerini alan bu meyve şifa arayanlar tarafından ilgi görüyor.

    Olgunlaşınca tüketiliyor
    Sivas’ta 30 senedir pazarcılık yapan Ahmet Şarkışla, vez meyvesini kararanınca tüketildiğini ifade ederek, “Sivas’ta bizim burada vez diye bilinir. Tokat’ta yetişir ve orada ismi üvez olarak bilinir. Bu meyveyi eskiler iyi bilirler, herkes bilmez. Şimdiki gençler neredeyse hiç bilmezler. Bu meyvenin ağacı yüksektir. Genelde Tokat tarafında yetişir. Tokat’ta da bu sene üretim azdı. Soğuk algınlığına, tansiyona, bağırsaklara iyi geldiği biliniyor. İlk kez görenler bu dağ armudu mu diye soruyorlar, çördük zannedenler oluyor. Bunu bu şekilde alıp eve götüreceksiniz ve mutfağa asacaksınız. 10 ila 15 gün içerisinde olgunlaşır ve kararırlar, kararanları alıp tüketeceksiniz” dedi.

    “Büyüklerimiz çok faydalı olduğunu söylerdi”
    Pazara alışveriş yapmaya gelen Şengül Mısırlıoğlu ise, “Biz bununla büyüdük. Çocukluğumuzda karanlık odalarımız olurdu. Meyvelerin, sebzelerin saklandığı, depolandığı odalar. Babalarımız alırlardı oraya asardık ve orada olgunlaşırdı. Oradan alıp ailecek akşamları yerdik. Misafirlerimize ikram ederdik. Büyüklerimiz çok faydalı olduğunu söylerlerdi” şeklinde konuştu.

  • Yapay zeka can aldı

    Yapay zeka can aldı

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, hızla yayılan yapay zeka ile ilgili ailelere uyarılarda bulundu. ABD’nin Florida eyaletinde meydana gelen yapay zeka kaynaklı intihar olayının altını çizen Darıcı, ebeveynler tarafından önlem alınmadığında intihar vakalarının artabileceğine dikkat çekti.
    Her geçen gün hızla gelişen ve ilerleyen yapay zekâ teknolojisi, beraberinde birçok tehlikeyi de getiriyor. Faydalarının yanı sıra zarara da neden olabilen yapay zekâ teknolojisi, birçok yaş grubu tarafından kullanılıyor.

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, geçtiğimiz gün gündeme gelen yapay zekâ kaynaklı intihar olayı ile ilgili açıklamalarda bulundu. 14 yaşındaki Sewell Setzer’ın yapay zeka tarafından üretilen karakter ile mesajlaştığını ve konuşmanın ardından intihar ettiğini ifade eden Doç. Dr. Darıcı, ailelere uyarılarda bulundu. Ebeveynlerin duygusal boşluğu doldurması gerektiğini ifade eden Darıcı, “Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzdaki vakalar yaşanabiliyor” ifadelerine yer verdi.

    “Kamuoyunu da şoke eden bir olaydı”
    Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Sefer Darıcı, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla birlikte yapay zekanın sıklıkla tartışılmaya başlandığını ifade ederek,” Yapay zeka, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla beraber sıklıkla tartışılmaya başlandı. Aslında kamuoyunu da şoke eden bir olaydı. Çünkü 14 yaşındaki bir çocuk yapay zeka ile oluşturulmuş karakterle konuşmasının ardından ailesinin iddiası bu görüşmenin ardından intihar ettiği şeklindeydi. Özellikle psikolojik açıdan farklı istek ve arzuları olan veya psikolojik açıdan duygusallık seviyesi farklı olan ve psikolojik ihtiyaçları farklı olan bireylerde yapay zekanın tıpkı bir karşısında sanki insan varmış gibi kendisiyle diyaloğa girmesi ve bunun ardından kendisini aslında farkında olmadan tetiklemesi de mümkün olabilir. Bu açıdan bakıldığında özellikle yapay zekanın çok büyük faydaları olduğu kadar zararlarını da görmekteyiz.

    İnsanlar özellikle birbirlerinden uzaklaştıkça, yalnızlık hissiyatı çok daha fazla ağır bastıkça kendisine zarar vermeyeceğini düşündüğü bir yapay zeka uygulamasını tercih ederek psikolojik olarak farklı durumlardan veya cevaplardan etkilenebilir. İnsanlar, duygusal olarak fikri anlamda veya etrafında yaşamış olduklarında çeşitli uyaranlara maruz kalarak bu onun fikri dünyasını, eylemlerini, davranışlarını tetikleyebilir. Bu durum aslında antropomorfizme etmek olarak ifade edilebiliyor. Yani karşımızdaki makineyi aslında bir nevi insanmış gibi düşünmemiz lazım. Bazı insanlar bunu hayvanlar için de yapabiliyor.

    Yani aynı insan gibi hareket ediyor veya insan gibi davranabiliyor. Bu durum yapay zeka içinde makinanın sanki gerçekten karşısında bir insan varmış gibi algılanması sonucunu doğurabilir. Çünkü sizinle sohbet eden, diyalog kuran, sorunlarını paylaşan, sanki kendisinin sorunları varmış gibi bunu paylaşabilen ve sizinle yazdıklarınız doğrultusunda irtibat kuran bir yapıdan bahsediyoruz. Algoritma aynı zamanda kişinin daha önceki gönderilerini, daha önceki yapay zekayla kurmuş olduğu iletişim biçimlerini de bildiği için karşıdaki kişiye ona göre cevaplar verebiliyor. Bazen duymasını istediği ve duymasını istediğini düşündüğü ama halüsinasyon yanıtlar da olabiliyor. Buna dikkat etmek lazım” dedi.
    “Çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir”
    Yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için ailelerin küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmesi gerektiğini söyleyen Darıcı, “Özellikle duygusal olarak açlığı olan insanlarda ve psikolojik olarak intihar durumlarına meyilli kişilerde bu durum çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir. İnsanların günümüzde yalnızlaşması, çevresiyle olan diğer insanlarla olan bağlarını koparması, çeşitli problemlerden sosyal veya psikolojik problemlerden kaynaklanan nedenlerle insanların arasındaki fiziksel olarak etkileşimin azalması ve dijital teknolojiye etkileşimin çok daha fazla olmasının zararlarından bir tanesi de maalesef bu durum örnek verilebilir.

    Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzdaki vakalar yaşanabiliyor. Özellikle yapay zeka algoritmalarının bazı sürümlerinin henüz daha test aşamasındayken kullanıma başlanması, bunu doğuran en büyük etkenlerden bir tanesidir. İlerleyen süreçte bir yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için aileler küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmeli. Herhangi bir sıkıntıda ve sorunda mutlaka uzmanlara başvurmalıdır” diye konuştu.

  • Atatürk ve silah arkadaşlarına vefa

    Atatürk ve silah arkadaşlarına vefa

    Sivaslı turizmci iş adamı Gültekin Çetin, bu yıl ikinci kez düzenleyeceği mevlit programı ile Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anacak.

    Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde turizm alanında önde gelen isimlerden olan Çetin, yıllardır içinde bir özlem olarak taşıdığı bu fikri ikinci kez gerçekleştirmek için harekete geçti. Hazırlıklarını tamamlayan Çetin, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılı vesilesiyle 29 Ekim 2024 Salı günü, tarihi kent meydanındaki Kale Camii’nde öğle namazının ardından Atatürk ve silah arkadaşları için Mevlid-i Şerif okutacak.
    Bu anlamlı organizasyonu şahsen ikinci kez düzenlemekten büyük onur ve heyecan duyduğunu ifade eden Çetin, önümüzdeki yıllarda da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ruhları için benzer programlar düzenlemeye devam edeceğini söyledi. Gültekin Çetin, tüm Sivas halkını 29 Ekim 2024 Salı günü tarihi kent meydanında buluna Kale Camii’nde yapılacak mevlit programına katılmaya davet etti.

  • Yoldan çıkan otomobil yan yattı, sürücü yaralandı

    Yoldan çıkan otomobil yan yattı, sürücü yaralandı

    Edinilen bilgilere göre kaza Sultanşehir Bulvarı Şehirlerarası Otobüs Terminali bağlantı yolunda meydana geldi. G.A. (39) idaresindeki 34 ZN 2239 plakalı Ford marka otomobil, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıktı. Kazada yan yatan otomobilin sürücüsü G.A. başından yaralandı. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerin sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücü olay yerinde yapılan ilk müdahalenin arından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • Yaşı küçük hırsızlar yakayı ele verdi

    Yaşı küçük hırsızlar yakayı ele verdi

    Sivas İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; olay Şeyhşamil Mahallesi Dursun Gencer Caddesi üzerinde bulunan Şeyhşamil Kültür Merkezinde meydana geldi. Kültür merkezinde hırsızlık yapan 2’si yaşı küçük 5 kişi İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince tespit edildi. Çalışmalar neticesinde yakalan 5 kişi yapılan işlemlerin ardından Adliye’ye sevk edildi. Şahıslardan 2’si tutuklanarak Kapalı Cezaevine gönderildi.