Kategori: Sivas

  • Üçüz kardeşlerin üçü de tıp fakültesi kazandı

    Üçüz kardeşlerin üçü de tıp fakültesi kazandı

    Sivas Fen Lisesi’nde eğitim gören tek yumurta üçüzleri Senay, Beyzanur ve Feyza Köksal (20) kardeşler, tıp fakültesini kazandı.

    Kentte Sivas Fen Lisesi’nde eğitim gören tek yumurta üçüzleri Senay, Beyzanur ve Feyza Köksal (20) kardeşler, başarıları ile dikkat çekiyor. Eğitim hayatları boyunca aynı okullarda eğitim gören ve son olarak aynı anda kazandıkları Fen Lisesi’ni başarı ile bitiren üçüz kardeşlerin, tıp fakültesi hayali gerçek oldu. Üçüzlerden Beyzanur Hacettepe Üniversitesi, Sena Gazi Üniversitesi, Feyza ise Kırıkkale Tıp Fakültesini kazandı. Baba Oktay Köksal ve üçüz kardeşler, Sivas Valisi Salih Ayhan’ı makamında ziyaret etti. Vali Ayhan üçüzleri tebrik ederek, çeyrek altınla ödüllendirdi.

    ‘KAZANMIŞ OLDUĞUMUZ İÇİN ÇOK MUTLUYUZ’

    Hayalleri olan tıp fakültesini kazandıkları için mutlu olduklarını dile getiren Sena Köksal, “Bu sene ki üniversite sınavında sayısalda Türkiye 3319’uncusu oldum ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesine girmeye hak kazandım. Sınava hazırlık süreci zordu geçti ve zaten üçümüz birlikte hazırlandık. Birlikte çok soru çözdük, tekrarlar ve deneme sınavları yaptık. Bu şekilde hazırlandık. İlk sınav açıklandığında sonuçlara bakarken çok heyecanlandık. Tercih sonuçlarımız açıklandığında da çok heyecanlıydık. Üçümüz de kazanmış olduğumuz için çok mutluyuz. Orta okula kadar aynı sınıftaydık. Orta okuldan sonra ise okulumuz aynı ama sınıflarımız farklıydı” dedi.

    ‘İLK DEFA AYRI KALACAĞIZ’

    Hacettepe Tıp Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan Beyzanur Köksal ise “Bende Türkiye 640’ıncısıyım. Bugüne kadar hep birlikteydik ve ilk defa ayrı kalacağız. Bu bizim için yeni bir tecrübe olacak. Kendimizi ayrı ayrı bireyler olarak görmenin bize farklı bir deneyim katacağını düşünüyoruz. Ailemiz çok sevindi. Gerçekten onlar da bize bu süreçte çok fazla destek oldular. Onlara ve Sivas Fen Lisesi ailesine, bütün öğretmenlerimize, bu zamana kadar emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz” diye konuştu.

    Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan Feyza ise, “YKS sınavında Türkiye 12 bin 347’ncisi oldum. Kardeşlerimle birlikte doktor olacağız bu çok güzel bir duygu. Biz zaten küçüklüğümüzden beri her şeyi birlikte yaşadık ve bu tecrübeyi de birlikte yaşıyoruz. Sonuçlarımızın güzel olması ayrıca mutlu etti. Hepimiz çok heyecanlıyız” ifadelerini kullandı.

    ‘FAZLASIYLA GAYRET GÖSTERDİLER’

    Üçüzlerin babası Oktay Köksal, kızları ile gurur duyduğunu belirterek, “Her aile gibi biz de çocuklarımızın başarısını görmekten, onlara harcadığımız emeğin karşılığını almaktan çok mutluyuz. Onlardan da Allah razı olsun bizi hiç üzmediler, hiçbir zaman ‘kalkın ders çalışın’ deme ihtiyacı hissetmedik. Bu sorumluluğu kendileri taşıdılar. Sonucunu da böyle güzel bir şekilde almış olduk. Ben hem öğretmenlerine hem kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu süreçte hepsi fazlasıyla gayret gösterdiler. Çok mutluyuz, yani tüm ailelerin yaşaması gereken bir duygu diye düşünüyorum” dedi.

    Anne Elif Köksal ise, “Ben de tabi anneleri olarak çok mutluyum. Doğduklarından itibaren ve hatta hamilelikten itibaren yoğun geçen zaman dilimleriydi. Ama sonrasında güzel sonuçlar almaları hepimizi mutlu etti. İnşallah devlete, millete hayırlı evlatlar olurlar. Biz yetiştirirken buna dikkat ettik. İnşallah bundan sonra da güzel sonuçlar almaya devam ederiz. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın arayacağını duyunca heyecanlandık, sevindik. Bakanımızın da haberdar olması, bilgilendirilmesi ve takdir edilmesi bizleri mutlu etti. Darısı diğer tüm emek harcayan, çocukların gelişimiyle ilgilenen ailelere olsun derim” dedi.

  • Sivas milli maça hazırlanıyor

    Sivas milli maça hazırlanıyor

    TÜRKİYE ile Macaristan arasında Sivas’ta oynanacak olan UEFA Uluslar B Ligi maçı öncesi Sivas Valisi Salih Ayhan, karşılaşmaya ev sahipliği yapacak Yeni 4 Eylül Stadı’nda incelemelerde bulundu.

    Türkiye, UEFA Uluslar B Ligi 3’üncü Grup’taki ilk maçında Macaristan ile karşı karşıya gelecek. 3 Eylül’de oynanacak karşılaşmaya Sivas Yeni 4 Eylül Stadyumu ev sahipliği yapacak. Maç için kentte ve statta hazırlıklar devam ediyor. Sivas Valisi Salih Ayhan; Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ile birlikte Yeni 4 Eylül Stadyumu’nda incelemelerde bulunarak Gençlik ve Spor İl Müdürü Erdoğan Tunç’tan bilgi aldı.

    ‘UEFA YETKİLİLERİNİN DEĞERLENDİRMELERİ BİZİ ÇOK MUTLU ETTİ’

    Stada UEFA yetkililerinin tam not verdiğini belirten Vali Salih Ayhan, “Geçen yıl özellikle şehir olarak hep birlikte bir milli maçın, uluslararası bir maçın Sivas’ta oynanması için bir talebimiz olmuştu. Ama bu seneye nasip oldu. Söz verilmişti; uluslararası bir maç olduğunda ilk olarak Sivas’ta oynanacaktı. Federasyonumuz da bu sözünü tuttu. 3 Eylül akşamı Türkiye-Macaristan Ulusal Ligi’nin Sivas’ta olmasından dolayı gururluyuz. Hazırlıklarımızı gözden geçirmek için buraya geldik. Macaristan’dan maslahatgüzarlar geldi. Genel bir değerlendirme yapıldı. UEFA’dan yetkililer geldi. Genel bir değerlendirme yapıldı. Şu an şehir olarak hem konaklama hem güvenlik anlamında bir sıkıntımız yoktur. Statla ilgili de olumlu izlenimlerle ayrıldılar. Özellikle UEFA yetkililerin stat ile ilgili değerlendirmeleri bizi çok mutlu etti. Uluslararası müsabakalarda 4 kategori vardır. 4’üncü kategori en üst kategori yani tüm standartları sağlayan, bütün kriterlere uygun bir stadyum demektir. Dolayısıyla şu anda çok güzel izlenimlerle güzel de bir rapor sunarak UEFA yetkileri gittiler. Ufak tefek eksiklikler var, onları da gidermeye çalışıyoruz” dedi.

     

    ‘ŞEHİR OLARAK GURURLUYUZ’

    Şehir olarak milli maça ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu ve gururlu olduklarını ifade eden Vali Ayhan, “Geçen yılki tecrübemiz, birikimimiz sportif altyapımızın da zirvesi olmuş oldu. Dolayısıyla bundan sonra uluslararası müsabakalara çok rahat aday olup, alıp bunu gerçekleştirilebilecek potansiyele sahip olduğumuzu görmüş olduk. İnşallah güzel bir sınav vereceğiz. Sivasımız milli takım için de uğurlu olacak. İlk maçını galibiyetle kapatacağına inanıyorum. 3  Eylül akşamı herkesi ekran başına davet ediyorum” diye konuştu.

    ‘GÖNLÜMÜZ SEYİRCİLİ OLMASINDAN YANA’

    Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ise “Sivas 3 Eylül’de uluslararası bir milli maça ev sahipliği yapacak. Şehir olarak her noktada hazırız. Seyircili veya seyircisiz oynanmasına Sağlık Bakanlığı’nın önerileriyle karar verilecek. Bizim gönlümüz seyircili olmasından yana” dedi.

     
  • Kene bu yıl 61 can aldı! 1120 vaka tespit edildi

    Kene bu yıl 61 can aldı! 1120 vaka tespit edildi

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının yaygın görüldüğü illerde bu yıl Ağustos ayına kadar 1120 vakaya rastlandığını, Mart ayından bu yana 61 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Çetin, “Alınan tedbirler ile özellikle son 1 aydır ülkemiz genelinde KKKA vakalarında ciddi bir düşüş görüyoruz” dedi.

    SCÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, KKKA hastalığı hakkında Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu. Bu yıl Mart ayından itibaren vaka sayısı ve hastalık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Çetin, gelecek yıl yine aynı aylarda kenenin Türkiye gündemini meşgul edeceğini söyledi.

    ‘VAKALARDA DÜŞÜŞ VAR’

    Bu yıl KKKA hastalığının 7 ilde tedirginliğe yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Çetin, “KKKA bölgede 7 ilde yoğun olarak görüldü. Bu iller Yozgat, Çorum, Tokat, Sivas, Gümüşhane, Bayburt ve Erzincan. Geçen yıllara göre yaklaşık 2 ay erken görüldü. Normalde biz mayıs sonlarında görmemiz gereken KKKA vakalarını mart ayında görmeye başladık. Çok hızlı bir seyirle nisan sonuna kadar Sivas’ta 150’ye yakın vaka oluşmuştu. Bu süreç içerisinde özellikle ülkemizde koronavirüs ile yapılan mücadeleden kaynaklanan yoğunluk nedeniyle artış oldu. Ancak duruma göre alınan tedbirlerle özellikle son 1 aydır ülkemizin genelinde KKKA vakalarında ciddi bir düşüş görüyoruz” dedi.

    ‘VAKA 1120, ÖLÜM 61’

    2020 yılı içindeki vaka sayısı ve ölüm oranı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Çetin, şunları söyledi:

    “Şu an Sivas’ta 191 vakamız oldu. Sivas’ta 12 hastamızı maalesef kaybettik. Ama diğerleri şifa ile taburcu edildi. SCÜ Tıp Fakültesi hastanemiz bu konuda gerçekten KKKA’yı çok iyi bir şekilde tedavi eden bir hastanedir. Ölüm oranları da hastanemizde düşük. Şu anda servislerimizde sadece 6 hastamız tedavi görüyor. Hastalarımızın durumları ağır değil ve tedavileri sürüyor. Yapılan haberler ile birlikte gerekli tedbirler alındı. Şu anda da vaka sayısı ülkemiz genelinde 1120’lerde kaldı ve ölüm vakamız da 61’de kaldı. Bu aylarda vakalar azaldı ve ekim aylarında da çok nadir görülmektedir. KKKA’nın aktif zamanını geçirmiş olduk. En sıkıntılı zamanlar bitti. Ancak önümüzdeki yıl da bahar aylarında yeniden geleceğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Özellikle risk grubu dediğimiz insanların bu noktalarda tedbirleri elden bırakmamaları gerekir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanların dikkat etmesi gerekiyor.”

  • Kangal ırkı çip teknolojisiyle korumaya alınıyor

    Kangal ırkı çip teknolojisiyle korumaya alınıyor

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Cesareti, zekası ve güçlü önsezileriyle Anadolu insanının can dostu kangal köpeklerini çip teknolojisiyle koruma altına alıyoruz” dedi.

    Şöhreti Anadolu’yu aşan, Afrika, Amerika ve Avustralya kıtalarında vahşi hayvanlara karşı sürüleri koruyan kangallara çipli takip geliyor. Projeyi, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Twitter hesabından yaptığı paylaşım ile duyurdu. Bakan Varank, videolu mesajında, “Cesareti, zekası ve güçlü önsezileriyle Anadolu insanının can dostu kangal köpeklerini çip teknolojisiyle koruma altına alıyoruz. Kalkınma ajansımızın destekleriyle kurulan bu modern tesis ile Sivas’ı dünyaya daha iyi tanıtacağız” ifadelerini kullandı.

    SİVAS’TA MERKEZ KURULACAK

    Proje kapsamında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı yerel kalkınma projeleri yürüten 26 kalkınma ajansından biri olan Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN), Sivas’ta teknolojinin tüm imkanlarının kullanıldığı ‘Kangal Köpeği Üretim, Eğitim ve Koruma Merkezi’ kuracak. 43 dönümlük bir arazi üzerinde planlanan merkezde safkan kangalların genetiği koruma altına alınacak. Merkezde yetiştirilecek kangalların çiple takibi yapılacak, soyağaçları çıkartılacak. Bölgenin kalkınmasına önemli katkı sağlayacak merkezde her yıl tescilli 400 safkan kangal üretilecek. Merkezin 2021’de açılması planlanıyor.

    7 MİLYON TL’LİK PROJE

    Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten ORAN, Sivas İl Özel İdaresi, Cumhuriyet Üniversitesi, Kangal Köylere Hizmet Götürme Birliği ve Sivas İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile çalışmayı yürütecek. 7 milyon TL bütçeli projenin maliyetinin yüzde 75’ini ORAN karşılayacak. Merkezin en önemli fonksiyonu, safkan kangal köpeklerinin üretilmesi ve genlerinin korunması olacak. Yetiştiren kangallar, çiple takip edilecek. Deri altına yerleştirilecek çiplerde, kangalların doğum tarihi, anne ve babasının ismi, ne tür hastalıklar geçirdikleri gibi bilgiler yer alacak. Hayvanların kaybolması halinde de takipleri bu çip sayesinde gerçekleşecek.

    KİMLİK KARTLARI OLACAK

    Merkezde kangalların soyağaçları çıkarılacak. Üretilen her köpeğin bir kimlik kartı olacak. Böylece kangal köpeğinin ırkı ve bu ırkın saflığının muhafazası, kontrolü ve raporlanması sağlanacak. Merkezde, genetik çeşitliliğe yönelik çalışmalar yapılacak, araştırma yapmak isteyen akademisyenlere uzun vadeli gözlem olanakları sağlanacak.

    BÖLGESEL KALKINMA İÇİN ARTI DEĞER

    Her türlü donanımı içinde barındıran, eğitim alanlarına sahip, veteriner hizmetleri de verecek merkezde, uluslararası gösteriler düzenlenecek. Merkezin şehir turizmine de katkı sağlaması bekleniyor. Merkezi ziyaret amacıyla bölgeye gelecek olanlar; konaklama, yeme-içme ve alışveriş, hediyelik eşya gibi aktivitelerle yerel ekonomiyi canlandıracak. Bölgesel kalkınma için artı değer oluşturacak. Yavru satışları ve diğer gelirlerle birlikte merkezin finansal sürdürülebilirliği sağlanacak. İlk etapta merkezde veteriner, laborant, uzman köpek bakıcısı gibi görevleri üstlenecek 13 kişi istihdam edilecek.

    ‘IRKIN BOZULMASI ENGELLENECEK’

    80 köpek kapasiteli merkezde, 60 damızlık kangalın 20’sini erkekler, 60’ını dişiler oluşturacak. Yavru köpekler, 2’nci aylarını doldurduktan itibaren web sitesi üzerinden sahiplendirilebilecek. Merkez inşaatında incelemelerde bulunan Sivas Valisi Salih Ayhan, “Merkezimiz sayesinde köpeklerimiz dünyanın neresinde olursa olsun bu özel çip sayesinde takip edilecek. Yaşam koşulları kontrol edilecek. Irkın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilir olması sağlanacak. Kangal yavrumuz dünyaya geldiği anda kimliklendirilecek. Belli bir yazılım sayesinde tüm geçirdiği evreleri takip edilecek ırkın bozulması engellenmiş olacak” dedi.

    KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞA DESTEK

    ORAN Genel Sekreteri Ahmet Emin Kilci, kangalların sürü yönetimi konusunda dünyada bilinen en başarılı tür olduğunu anlatarak, “Biz bu merkez sayesinde küçükbaş hayvancılığı da bir nevi desteklemiş olacağız. Katalizör olacağız. Burada yetiştirilen kangal köpekleri küçükbaş sürülerde sürü yönetiminde çiftçilerimize en büyük desteği sağlayacak” diye konuştu.

    AŞILAMAYLA ÖLÜMLER ENGELLENECEK

    Cumhuriyet Üniversitesi Kangal Köpeği Araştırma ve Yetiştirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Yusuf Ziya Oğrak da, 30 yıl veteriner olarak kangallar üzerinde çalıştığını ifade ederek, “Yaptığımız gözlemlere göre her doğumda yüzde 80’e varan ölümler olabiliyor. Özellikle, yavrulara gerekli aşıların yapılmamasına bağlı ölümler en büyük problemlerden biri. Bu proje sayesinde bütün köpeklerin aşılanmasına yönelik çalışmalar yürütülecek.” dedi.

    ANADOLU ASLANI

    Anadolu coğrafyasında yüzyıllardır çobanlara yarenlik eden kangallar, iyi bir sürü koruyucusudur. Kangallar; zeki, önsezileri kuvvetli ve sahibine aşırı bağlı olmalarının yanı sıra çocuklara ve kadınlara karşı dostça davranışlarıyla bilinirler. Cesur, hızlı ve çevik köpekler olan kangallar, Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana belirli bir sistematik içerisinde yetiştiriliyor. Kurt sürülerine karşı dilden dile yayılan kahramanlıklarıyla ‘Anadolu Aslanı’ lakabını alan kangallar, Afrika, Avustralya ve Amerika kıtalarında vahşi hayvanlara karşı sürü koruma görevi üstleniyor. Kangal köpekleri, zor iklim ve çalışma şartlarına uyum sağlamalarıyla da biliniyor.

  • Aynı aileden 4 kişi katletmişti! Tutuklandı

    Aynı aileden 4 kişi katletmişti! Tutuklandı

    Sivas’ta aynı aileden 4 kişiyi öldüren zanlı tutuklandı.

    Yüceyurt Mahallesi’nde iki gün önce Turgut (65), eşi Döndü (61), çocukları Sertan ve gelinleri Beyza Kandur’u öldüren D.D’nin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

    Sağlık kontrolünün ardından geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı.

    D.D’nin savcılıktaki ifadesinde olay günü G.G’nin yanına konuşmak için gittiğini, kapıyı çaldığı sırada evde bulunanların kendisine bıçakla saldırdığını ve daha sonra üzerinde bulunan tabancayla etrafa rastgele ateş ettiğini söylediği öğrenildi.

    Olay

    Sivas’ta 30 Temmuz’da D.D. (43), evlenme teklifini reddeden G.G’nin (40) Yüceyurt Mahallesi Şehit İsmail Şirin Caddesi’nde yaşayan ailesininin evine giderek, babası Turgut, annesi Döndü, kardeşi Sertan ve kardeşinin eşi Beyza Kandur’u tabancayla öldürmüştü. Olaydan sonra kaçan, sırtından ve kolundan bıçakla yaralanan D.D, polis ekiplerince Yakupoğlan köyünde yakalanmıştı.

  • Sivas Divriği’de bir köy karantinaya alındı

    Sivas Divriği’de bir köy karantinaya alındı

    Sivas’ın Divriği ilçesinde 1 köy, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında karantinaya alındı.

    Valilikten yapılan açıklamada, Kovid-19 salgınının yayılarak vatandaşların hayatını tehdit etmesini engellemek ve sosyal izolasyonu sağlamak amacıyla Divriği ilçesi Çiğdemli köyünün İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla karantinaya alındığı bildirildi.

    Açıklamada, karantina nedeniyle köye giriş ve çıkışların yasaklandığı belirtildi.

  • İmmün plazma bağışçısı yaşadıklarını anlattı

    İmmün plazma bağışçısı yaşadıklarını anlattı

    Sivas’ta, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisinin ardından iyileşen ve immün plazma bağışçısı olan hemşire, hastalığı yenenleri bağışta bulunmaya davet etti.

    Sivas’ta özel bir hastanede hemşire olarak görev yapan 31 yaşındaki Mustafa Aydoğdu, 23 Mart’ta koronavirüs hastalığına yakalandıktan sonra yaklaşık 1 hafta tedavi gördü.

    Tedavisi tamamlanan Aydoğdu, mesai arkadaşlarının alkışlarıyla tekrar görevinin başına döndü.

    Aydoğdu, hastalık süreci ve tedavisiyle ilgili yaptığı açıklamada, iyileştiği için çok mutlu olduğunu söyledi.

    Hastalık döneminde çok zorluk yaşamadığını belirten Aydoğdu, “Bir dönem koku ve tat alma duyularım kayboldu ama şu an her şey normal.” dedi.

    Eşi ve kızı için endişelendi, ayrı evde yaşadı

    Eşi ve kızına hastalık bulaştırma endişesiyle ayrı ev tuttuğunu anlatan Aydoğdu, “Hastalık pozitif çıkmadan 3-4 gün önce evimi ayırmıştım, ailemden ayrı yaşıyordum. Hastalığımın pozitif çıkması üzücüydü ama sevindirici tarafı ise ailemden ayrı yaşamam ve hastalığı onlara bulaştırmamamdı. İnsan ister istemez endişeleniyor.” diye konuştu.

    “Hastalıktan korkmuyorum”

    Tedavi sürecini de anlatan Aydoğdu, şunları kaydetti:

    “Tedavi sürecimde bir endişe yaşamadım. Doktorlarımız gayet iyiydi, hepsi ilgiliydi, hastane yönetimimiz çok ilgilendi. Psikolojik olarak iyiydim, bir an önce iyileşip işimin başına dönmeyi düşündüm. Çok şükür öyle de oldu, iyileşip işimin başına döndüm. Görevimi severek yapıyorum, bu hastalıktan da korkmuyorum. İnsanlara yardımcı olmayı seviyorum. Hastalığı atlattığım için biraz daha şanslı gruptayım, diye düşünüyorum, riskim biraz daha az.”

    Vatandaşlardan koronavirüsle mücadelede uzmanların önerilerini dikkate almalarını isteyen Aydoğdu, “Ne yazık ki toplumumuz bu konuda bilinçli değil, diye düşünüyorum. Çünkü sosyal mesafeye hiçbir şekilde dikkat edilmiyor. Sosyal mesafe ve maske kullanmaya dikkat edilse hastalıktan daha kısa sürede kurtuluruz.” diye konuştu.

    Sivas’ın ilk bağışçısından “plazma bağışçısı olun” çağrısı

    Hastalığı atlattıktan bir süre sonra İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin immün plazma bağışı yapması konusunda kendisini aradıklarını söyleyen Aydoğdu, konuşmasını şöyle tamamladı:

    “Gerekli tahlil ve testlerim yapıldıktan sonra immün plazma bağışçısı olmam istendi. Seve seve kabul ettim. Sivas’ın ilk bağışçısı olduğumu bilmiyordum, bu ayrıca beni mutlu etti. Plazmalar entübe hastalarda kullanıyor, inşallah gittiği yerde şifa olmuştur. Bu, organ bağışı gibi bir şey, diye düşünüyorum. Entübe hastalarda çok iyi sonuçlar alındığı da söyleniyor ve görüyoruz da. Hastalığı atlatan kişiler hiç düşünmeden bağışçı olmalı.”

  • Sivas’ta bir köy karantinaya alındı!

    Sivas’ta bir köy karantinaya alındı!

    Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde 1 köyde, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında karantina uygulaması başlatıldı.
    Yıldızeli Kaymakamlığından yapılan açıklamada, Kovid-19 tedbirleri kapsamında Geynik köyünün, İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla karantinaya alındığı bildirildi.

    Uygulanacak 14 günlük karantina süresince köye giriş ve çıkışların yasaklandığı belirtildi.

  • Küçük kıza çarpan sürücüye mahalleli meydan dayağı attı

    Küçük kıza çarpan sürücüye mahalleli meydan dayağı attı

    Sivas’ta karşıdan karşıya geçtiği esnada 7 yaşındaki çocuğa çarpan sürücüyü mahalleli darp etti. Darp anı cep telefonuyla görüntülendi.

    Edinilen bilgiye göre kaza saat 15.00 sularında Yunus Emre Mahallesi 15.sokakta meydana geldi. F.A. idaresindeki 58 AAF 744 plakalı otomobil sokak üzerinde karşıdan karşıya geçen 7 yaşındaki geçen Y.Ö’ye çarptı. Hastaneye kaldırılan küçük çocuğun durumunun ağır olduğu öğrenildi. Kaza sonrası mahalleli sürücü F.A.’ yı darp etti. Darp edilen sürücü olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

    Polis ekipleri olayla ilgili inceleme başlattı.

  • KKKA aşısı İsveç’te 20 kişide denenecek

    KKKA aşısı İsveç’te 20 kişide denenecek

    Kelkit Vadisi olarak adlandırılan bölge başta olmak üzere Sivas, Tokat, Yozgat, Çorum gibi illerde yoğun olarak görülen KKKA virüsüne karşı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi tarafından 2017 yılından bu yana sürdürülen aşı çalışmalarında olumlu gelişmeler yaşanıyor.

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Alim, SCÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan, Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Nazif Elaldı ve Prof. Dr. Aynur Engin, KKKA hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Laboratuvar ortamında KKKA hastalığını anlatan SCÜ ekibi, vakaların en çok Sivas’ta takip edildiğini, bunun da aşı geliştirme konusunda büyük bir tecrübe olduğunu, bunu ürüne dönüştürmek istediklerini söyledi.

    ‘KKKA HASTALIĞINDA SCÜ TECRÜBELİ’

    Rektör Prof. Dr. Alim Yıldız, Türkiye’de ilk resmi tanının 2003 yılında koyulduğunu hatırlatarak, “2003 yılından bu yana Türkiye’de yaklaşık olarak bu hastalık 10 bin kişide görüldü. Bu hastalığa yakalananların yaklaşık 2 bin kişiye yakını Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne geldi. Yani 2003’ten bu yana hastaların yüzde 20’sini biz tedavi ettik. Son yıllarda bu hastalıkta yaygınlaşma görüldü. 2019 yılı içerisinde bize toplamda 203 vaka gelmişti. Bunlardan 122 tanesine Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalığı teşhisi konuldu. Geçen yıl 2019 yılında toplamda 15 vatandaşımız bu hastalıktan dolayı vefat etti. 2020 yılı içinde toplamda 122 hastamız geldi şu ana kadar. Bunlardan da 98 kişiye bu hastalığın teşhisi konuldu. Bu yıl içerisinde 8 hastamız hayatını kaybetti” dedi.

    Aşı geliştirme çalışmalarına 2017 yılında başladıklarını, 2019 yılında da bu hastalıkla ilgili çalıştay düzenlediklerini anlatan Rektör Yıldız, ayrıca hastalığın ilerleyişini göz önüne alarak Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nde yenileme çalışmaları yaparak, hasta odalarını tek kişilik düzenlediklerini ifade etti.

    ‘AŞIYI PİYASAYA SÜRECEĞİZ’

    Aşı çalışmaları hakkında da bilgi veren Rektör Prof. Dr. Yıldız, belirli bir aşamaya gelindiğini ifade ederek, “Aşı çalışmasıyla ilgili desteğimizi her zaman verdik. Aşı çalışmasında belli bir aşamaya gelindi. Bu aşı hayvanlar üzerinde denendi. Bu yıl içerisinde İsveç’te 20 kişide denenerek, piyasaya sürülecek. Bu şekilde aşıyı da halletmiş olacağız. Bu aşı çalışması ülkemiz için önemli bir çalışma, üniversitemiz için önemli bir gelişmedir. Bu sene denemelerini yaptıktan sonra, aşıyı piyasaya süreceğiz diye düşünüyoruz. Hastalık bu bölgede çıktığı için hastalar ilk olarak bizim hastanemize geldi. Türkiye genelindeki hastaların yüzde 20’si bize geldi. Bundan dolayı tecrübeliyiz. Hastalığın tüm risklerini biliyoruz, hastalığın özelliklerini biliyoruz. Çok sayıda vaka geldiği için de aşıyı burada yapmak istedik. Aşı noktasında sonuca ulaşmamız üniversitemiz ve şehrimiz açısından önemli” dedi.

    ‘EYLÜL AYINDA İSVEÇ’TE 20 KİŞİDE DENENECEK’

    SCÜ Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazif Elaldı da dünyada KKKA hastalığına yönelik özgün bir tedavi bulunmadığını belirterek, “Amerika’da, Kanada’da, İngiltere’de çalışmalar var. Bizim de içinde olduğumuz 11 ülkeden 13 merkezin dahil olduğu 2017’de başlayan Horizon 2020 isimli bir proje vardı. Bu projenin ana ortağıyız. Başlangıçta 6 farklı aşı türünden yola çıktık, en sonunda bir DNA aşısına karar verdik. Önce farelerde denendi bu aşı, koruyuculuğu kanıtlandı. Daha sonra geçen sene ABD’de eylül ayında maymunlarda denendi. Onda da başarılı oldu. Bu yılın eylül ayında İsveç’te 20 sağlıklı bireyde denenmesi düşünülüyor” diye konuştu.

    ‘KÜRESEL ISINMANIN DA KENELER ÜZERİNDE ETKİSİ VAR’

    Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Alim ise kene türleri hakkında bilgi vererek, “Ülkemizde yumuşak ve sert kene olmak üzere iki çeşit kene var. Bizim için en sıkıntılı olan kene sert olan keneler. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde kene türleri ile ilgili çalışmalar 2000’li yılların başından itibaren başlamıştı. Bizler kenelerde ‘Borrelia ve Q Fever’ incelemek istedik. Bizler için en sıkıntılı kene türü ‘Hylomma’ türü kenelerdir. Araştırma yaptığımız dönemlerde topladığımız kene çeşitleri içerisinde Hylomma türü keneler yüzde 5 civarındaydı. Ancak son dönemlerde Sivas’ta ve bölgede toplanan kenelerin yüzde 30’u Hylomma türü kenelerden oluşuyor. Kenelerin uyanması hava ısısına bağlıdır. Hava bir anda ısındığı zaman keneler yumurtadan çıkıyor. Bu sene havalar erken ısındı. Havanın ısınması nedeniyle kene vakaları artmış oldu. Eğer hava ısısı düşük olsaydı, örümcekler ve karıncalar kenelerden önce uyanacaktı. Dolayısıyla kene vakaları bu kadar çok olmayacaktı. Küresel ısınmanın da keneler üzerinde etkisi var” dedi.

    ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

    SCÜ Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Engin, kene vakalarında kişilerin izlemesi gereken birtakım yollar olduğunu belirterek, “Vücuda yapışan keneyi çıkarmak için mümkünse sağlık kuruluşuna yakınlarsa hemen bir sağlık kuruluşuna gitsinler. Ama böyle bir imkânları yoksa kendileri de çıkarabilirler. Nasıl çıkaracaklar? Esasında en iyisi ucu kıvrık bir penset. Kene vücuda kafasıyla tutunuyor. Siz pensetle tuttuğunuzda arka kısmı boşta kalır. Kafasını soktuğu yer cilde tutunmuştur. Pensetle keneyi güzelce kavramak lazım. Ama etimizi değil. Yani cildimizi tutmayacağız. Keneyi tam cilde tutunduğu yerde sıkıca kavrayacağız. Sonra güçlü bir şekilde çıkaracağız. Ya da çivi çıkarır gibi çekerek çıkaracağız. Burada önemli olan sağlam tutarsak, keneyi parçalamadan çıkarırız” dedi.

    ‘YAŞ VE KRONİK RAHATSIZLIK BULGUSU YOK’

    İleri yaşta olanlar ile kronik rahatsızlığı bulunanların KKKA hastalığını daha ağır geçireceğine dair henüz bir bilgi olmadığını söyleyen Prof. Dr. Aynur Engin, “Benim bir sürü genç hastam var. Kronik rahatsızlığı olmadığı halde ağır seyreden de var. Bir sürü hastalığı olduğu halde, yaşlı olduğu halde hastalığı atlatan da var. KKKA hastalığı için altta bulunan hastalığı ve yaşlı olması nedeniyle KKKA’yı ağır geçirir diye bir şeyin söz konusu olmadığını düşünüyorum” dedi.

    Üniversite hastanesinde hasta yoğunluğundan dolayı kapasite artışına gidildiğini belirten Başhekim Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan ise “Bu seneye özgü olarak da bahar aylarının sonunda görülen hastalık bahar aylarının başlarından itibaren görülmeye başlandı. Ve bu durum bizi biraz endişelendirdi. Bu nedenle de Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğimizin daha önce yarısını bu hastalığın tedavisine ayırırken, şimdi tamamını ayırmaya karar verdik. Gerekirse ek klinik açmaya karar verdik” ifadelerini kullandı.