Kategori: Siyaset

  • “Ajandamıza, akıl defterimize yeni çentikler atmanın gayreti içindeyiz”

    “Ajandamıza, akıl defterimize yeni çentikler atmanın gayreti içindeyiz”

    Tokat programı kapsamında Vali Abdullah Köklü’yü makamında ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yağıbasan Medresesi’ne geçerek OKA ve DOKAP Bölge Kalkınmaları İdaresi Projeleri toplu açılış törenine katıldı.

    “60 yıllık yerli ve milli otomobil hayalini gerçeğe dönüştürdük”

    Törende konuşan Bakan Kacır, 60 yıllık yerli ve milli otomobilin hayalini gerçeğe dönüştürdüklerini söyleyerek, “ Milli Teknoloji Hamlemizin işaret fişeğini yakan savunma sanayiimizin milli ve özgün ürünleri bugün Dünya’da savaş paradigmalarını değiştiren ve jeopolitik dengeleri belirleyen unsurlar haline geldi. Uydu teknolojilerinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla ülkemizi kendi haberleşme ve görüntüleme uydularını geliştirebilen, test edebilen, üretebilen bir seviyeye taşıdık. Türkiye’nin otomobili Togg’la milletimizin 60 yıllık yerli ve milli otomobil hayalini gerçeğe dönüştürdük. Sadece 22 yıla sığdırdığımız bu asırlık kazanımlar, bize atacağımız yeni adımlarda güç; gerçekleştireceğimiz yeni vizyon projelerinde ise rehber oluyor. Ajandamıza, akıl defterimize yeni çentikler atmanın gayreti içindeyiz, özgüvenine sahibiz” diye konuştu.

    “9 bin 500’den fazla KOBİ’ye 1 milyarın üzerinde bir destek verdik”

    Tokat’ta 9 bin 500’den fazla KOBİ’ye 1 milyarın üzerinde destek verdiklerini söyleyen Bakan Kacır, “ Son 22 yılda; Tokat’ta gerçekleşecek yeni veya ilave yatırımlar için 690 yatırım teşvik belgesi düzenledik. 39,5 milyar liralık sabit yatırım ve 35 bin istihdamın önünü açtık. Yerel kalkınmanın güçlü bir sac ayağı olan KOBİ’lerimizi verdiğimiz desteklerle başat aktör konumuna yükselttik. Tokat’ta 22 yıl önce desteklenen KOBİ’miz bir elin parmaklarını geçmezken biz, 9 bin 500’den fazla KOBİ’ye 1 milyarın üzerinde bir destek verdik. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansımız ile bugüne kadar kamu kurumlarımızın, mahalli idarelerimizin, üniversitelerimizin, özel sektörümüzün ve sivil toplum kuruluşlarımızın 258 projesine 667 milyon lira destek sağladık. DOKAP Bölge Kalkınma İdaremiz ile de Tokat’ta kamu kurumlarımızın, mahalli idarelerimizin, üniversitelerimizin 81 projesine 639 milyon lira destek verdik” şeklinde konuştu.

    “68 milyon dolar değerindeki 4 yeni yatırımı daha Tokat’a kazandıracağız”

    68 milyon dolar değerindeki 4 yeni yatırımı Tokat’a kazandıracaklarına değinen Kacır, “ Stratejimiz kapsamında; seracılıktan süt ürünlerine, hububattan yağ üretimine, mermer, mozaik ve tuğladan ev araç gereçlerine pek çok alanda üretimin gerçekleşeceği yeni tesisleri süratle Tokat’a kazandıracağız. Niksar’ı bölgenin termal turizm merkezi haline getirecek yatırımları hızla gerçekleştireceğiz. Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programımız kapsamında en az 68 milyon dolar değerindeki 4 yeni yatırımı daha Tokat’a kazandıracağız. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansımızın destek sağladığı projeler ile; şehrimizdeki mobilya ve makine imalatçılarının ekipman ihtiyaçlarına cevap verecek ve enerji maliyetlerini düşürecek adımları hayata geçirdik. Şehrimizin sanayicilerine, kadın-genç istihdamına katkı sağlayacak, hayvancılığa destek olacak, esnafımızı turizm ekseninde daha güçlü hale getirecek 7 projenin hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

    7 projenin açılışı gerçekleştirilerek program son buldu.

  • “Bloomberg tarafından yayınlanan haber gerçeği yansıtmamaktadır”

    “Bloomberg tarafından yayınlanan haber gerçeği yansıtmamaktadır”

    Dışişleri Bakanlığı kaynakları Bloomberg haber ajansı tarafından bugün yayınlanan, ‘Ukraine’s Allies Are Leaning on Zelenskiy for a Way to End the War’ başlıklı haberin Türkiye ile ilgili kısımlarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Kaynaklar, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın sona erdirilmesine yönelik diplomatik girişimleri desteklediklerini açıkladı.

  • “Cumhurbaşkanlığı Siber Güvenlik Başkanlığını oluşturuyoruz”

    “Cumhurbaşkanlığı Siber Güvenlik Başkanlığını oluşturuyoruz”

    Denizli’de akademik yıl açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, öğrencilere “Dijital Dönüşüm ve Ekonomi Politikaları Işığında Gelecek Perspektifi” konulu ilk dersi anlattı. Salon girişinde öğrenciler tarafından oluşturulan Filistin Köşesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a Filistin bayraklı atkı hediye edildi. burada öğrencilerle sohbetinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Filistin halkının her zaman yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde elimizden geleni yapıyoruz. Hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmez. Bir yerde bitecektir inşallah” ifadelerini kullandı.

    Salonda öğrenci ve öğretim üyelerine seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz geçmişte verimliliğe yalnızca teknoloji ile ulaşılamayacağının kabul edildiğini belirterek, “İş gücü potansiyelinden üretim yapılarına, işletme ölçeklerinden zaman yönetimine kadar pek çok faktörün verimlilik üzerinde etkili olduğunu belirtirdik. Bugün ise yapay zekâ, otonom araçlar, robotik üretim sistemleri, artırılmış gerçeklik ve nesnelerin interneti gibi yenilikçi teknolojiler yaşamımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelmiştir. Dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmeler, artık verimliliği etkileyen tüm unsurları doğrudan şekillendirmekte ve yüksek teknoloji, yüksek verimlilik, yüksek katma değer anlayışını ekonominin merkezine yerleştirmektedir” dedi.

    “Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni bir Siber Güvenlik Başkanlığı oluşturuyoruz”

    Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni bir Siber Güvenlik Başkanlığının kurulması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da sıkça vurguladığı gibi, dijital teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımı konusunda dünyada öncü ülkeler arasında yer almak temel hedeflerimizdendir. On İkinci Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program, dijital dönüşümü ve Milli Teknoloji Hamlesi’ni ekonomik kalkınmanın anahtarı olarak tanımlamaktadır. Bu vizyon doğrultusunda, Dijital Dönüşüm Ofisimiz eğitim camiasıyla yakın iş birliği içinde çalışıyor, dijital ekonomiyi güçlendirecek projeler geliştiriyor. Örneğin, siber güvenlik kapasitemizin güçlendirilmesi için, Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar sonucunda, Türkiye’nin ilk Siber Güvenlik Lisesi’ni kurduk. Ardından, geçtiğimiz yıl Yükseköğretim Kurulu iş birliği ile üniversitelerimizde ilk Siber Güvenlik Meslek Yüksekokulları’nı açtık. Bu yıl ise, Siber Güvenlik Mühendisliği ve Bilgi Güvenliği bölümü gibi yeni lisans programları ile çıtayı daha da yükselttik. Geçtiğimiz dönemde İsrail tarafından Lübnan’da yapılan saldırılardan gördüğümüz üzere artık hiçbir yer güvenli değil. Cep telefonları, çağrı cihazları ile saldırıların yapıldığı bir dünyadayız. Siber güvenlik hem kişilerin hem kurumların hem de milli güvenliğimiz açısında çok önemli. Siber güvenlikle ilgili uzun zamandır bir çalışma yürütüyoruz. Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni bir Siber Güvenlik Başkanlığı oluşturuyoruz. Güçlü bir yapı ile bu alandaki süreçleri düzenleyecek, ürünleri ve firmaları akredite edecek, çok daha etkili bir şekilde ülkemizin, firmalarımızın, insanlarımızın siber güvenliğini sağlayacak bir yapılanmaya gidiyoruz. Yakın dönemde meclisimizin bu teklifi değerlendireceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın Cumhuriyet tanımı alkış topladı

    Geçmiş yıllarda yükseköğretim kurumlarında eğitim almanın ücretli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, devlet burslusu olarak 2 yıl yurtdışında üniversite eğitimi aldığını anlattı. Yükseköğretim kurumlarında ücretsiz eğitim verilmesinin önemli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ücretsiz eğitimleri de burs ve yurt imkanlarıyla desteklediklerini kaydetti. Cumhuriyet tanımı ile salonda alkış toplayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Bunların hepsi fırsat eşitliği kavramıyla vücut buluyor. Cumhuriyeti çok farklı tanımlayanlar var. Bana soracak olursanız. Bingöl’de doğup, Bingöl Lisesi’ni bitirip sonra ODTÜ’ye gelip eğitim alıp, planlanma teşkilatında çalışıp bugün Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabildiysem cumhuriyetin fırsat eşitliği ile bu noktaya gelebildiğimi düşünüyorum. Ülkemizin neresinde doğmuş olursa olsun, dini, ırkı ne olursa olsun her bir çocuğumuza bu fırsat eşitliğini sunmamız lazım. Fırsatların değerlendirip, değerlendirmemek kişilerin elinde olan bir şey. Bize devlet olarak düşen herkese fırsat eşitliğini sağlamaktadır. Herhangi bir gerekçe ile hiçbir çocuğumuzun önünü kesmemeliyiz” ifadelerini kullandı.

    Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024 Paris Paralimpik Olimpiyatlarında Goalball Milli takımı ile şampiyon olan sporcular Şeydanur Kaplan ve Berfin Altan’a ödüllerini takdim etti.

  • Bakan Bak: “Biz terörden uzak bir ülke istiyoruz”

    Bakan Bak: “Biz terörden uzak bir ülke istiyoruz”

    Dün akşam saatlerinde Van’a gelen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, sabah saatlerinde İpekyolu Çok Amaçlı Spor Salonu toplu açılış törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Bak, sporu ve sporcuları çok seven Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği destekler için teşekkür ederek, “Cumhurbaşkanımızın selamlarını getirdik. Sporu çok seven Cumhurbaşkanımıza bizlere verdiği destekler için teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok şanslıyız. Sporun içinden gelen bir Cumhurbaşkanımız var” dedi.

    “Gençlerimizin kötü alışkanlıklardan, uyuşturucudan, dijital bağımlılıktan uzaklaşması için tesislerimize getirilmesini istiyoruz” diyen Bakan Bak, şöyle devam etti:
    “Devletimiz bu şefkatli kucağını tesisleriyle spora yönlendirerek gençlerimize dokunmaktadır. Biz terörden uzak bir ülke istiyoruz. Teröristsiz bir ülke istiyoruz. Gençlerimizin spor yapmasını istiyoruz. Terörün pençesine gitmesini istemiyoruz. O yüzden herkese şunu söylüyoruz, çocuklarınızı gençlik merkezlerimize getirin. Spor tesislerimize getirin. Gençleriniz spor yapsınlar. Bu ülkenin bayrağını uluslararası şampiyonalarda göndere çektirsinler. Biz inanıyoruz ki Van’ın çocukları, buranın gençleri Avrupa ve dünya şampiyonu olacaklar. Ülkemizi temsil edecekler. Bayrağımızı göndere çektirecekler. Bu ülkeyi sevindirecekler. İşte bu çok önemli. Biz diyoruz ki spor birleştiricidir, spor bir güçtür, spor iyileştirir. İşte bu tesisler Van’ın güzel çocuklarına, gençlerine hayırlı olsun. Yine yatırımlara devam edeceğiz. Bölgemizde gençlerimiz terörden uzak, vatanını seven, ülkesini seven güçlü bir Türkiye için hep beraber çalışacaklar.”

    Hizmet etmeye devam edeceklerini ifade eden Bakan Bak, “Şehrimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Yapılan yatırımlara bakın. Üniversitelere yapılan yatırımlara bakın. Yurt kapasitemizi de 9 bine çıkardık. Daha önce iki bin yatak kapasitesi vardı tam beş katına çıkardık. Yani buraya gelen üniversite öğrencileri yurtlarımıza yerleşiyor. Türkiye çapında bize başvuran, Gençlik ve Spor Bakanlığına başvuran öğrencilerimizin barınma ihtiyaçlarının yüzde 97’sini karşıladık. Bu ay sonu itibariyle de yüzde 99’lara ulaşacağız. Yani bize başvuran, barınmak için yurt için başvuran öğrencilerimizin şu an itibariyle yüzde doksan yedisini yerleştirdik. Onlara sabah kahvaltısı ve akşam yemeğini ücretsiz olarak veriyoruz. Yine buralarda her türlü eğitim hizmetlerini, programları gerçekleştiriyoruz. O yüzden gençlerimiz için de hizmete devam ediyoruz. Gençlik merkezlerimize devam ediyoruz. Biz büyüyen, gelişen ve güçlü Türkiye istiyoruz. Ülke için de çalışan Van’ın gençlerini kucaklıyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Türkiye yörüngeler arası uydu transferleri yapabilen uzay araçları geliştirecek”

    “Türkiye yörüngeler arası uydu transferleri yapabilen uzay araçları geliştirecek”

    Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Tokat’a gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve ilk Türk Anstronot Alper Gezeravcı, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu’nda düzenlenen “Gençlik Buluşması” programına katıldı.

    “Kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk”

    Bakan Kacır, Türkiye’nin kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduğunu ifade ederek, “Kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk. Bütün bunlar kendi insan kaynağımızın beşeri sermayemizin ortaya koyduğu eserler. Sizler gibi inanmış sizler gibi adanmış sizler gibi ülkesini seven sizler gibi insanlığa hizmet etme iddiasına sahip gencecik insanların ortaya koyduğu başarı hikayelerinden söz ediyoruz. Tabi İMECE uydusu dediğimizde yaklaşık 600 kilometrede görev yapan ve yaklaşık 600 kilogramlık bir uydudan bahsediyoruz. TÜRSAT 6A dediğimizde 36 bin kilometre yörüngede görev yapan ve 4 bin 250 kilogramlık çok daha karmaşık, çok daha sofistike bir sistemden söz ediyoruz. Hedeflerimiz çok daha ilerde. İnşallah yine kendi mühendislerimizin geliştirdiği Hibrit Roket Motorunu ateşleyerek önümüzdeki dönemde kendi ürettiğimiz uzay aracıyla Ay’a erişeceğiz. Evlatlarımız, mühendislerimiz, araştırmacılarımız, bilim insanlarımız bu başarıyı da Türk milletine armağan edecekler ve bütün bu kazanımlar Türkiye’nin hem stratejik kabiliyetlerini yükseltmesine vesile olacak hem ekonomik değerleriyle kalkınmamızı hızlandıracak” dedi.

    “Küresel uzay ekonomisinden çok daha fazla pay almayı amaçlıyoruz”

    Küresel uzay ekonomisinden çok daha fazla pay almayı amaçladıklarına değinen Kacır, “Hibrit roket motorunu eğer uzayda ateşlemeyi başarırsak, Türkiye yörüngeler arası uydu transferleri yapabilen uzay araçları geliştirecek. Uzayda artık çok daha fazla uydu var. 10 yıl önce uzaya yılda 100-150 uydu gönderiliyordu. Şimdi yılda 2 bin 2 bin 500 uydu uzaya gönderiliyor. Uzaya erişim fırlatılan roketlerin birinci kademelerinin geri kazanılması sayesinde çok daha maliyet etkin hale geldi ve çok daha farklı fonksiyonlar icra edebilen uydular kullanıyor artık insanlar. Dolayısıyla çok fazla uydunun gönderildiği uzayda yörüngeler arası transfer yapma kabiliyeti bizim için yeni ekonomik fırsatlar anlamına da gelecek. Uzay ekonomisine yılda 600 milyar dolar harcanıyor, dünyada 600 milyar dolar. Bunun hızla bir trilyon dolara çıkması öngörülüyor. Türkiye olarak bütün bu kabiliyetlerimize önümüzdeki dönemde küresel uzay ekonomisinden çok daha fazla pay almayı amaçlıyoruz. Bütün bunları yapabilecek imkana kabiliyete ve özgüven sahibiz” diye konuştu.

    Öte yandan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’da katılımcılara uzaydaki deneyimlerini anlattı. Programın ardından Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Bakan Kacır’a hediye takdim etti.

  • Bakan Bolat, Irak Ticaret Bakanı Atir el-Gireyri ile görüştü

    Bakan Bolat, Irak Ticaret Bakanı Atir el-Gireyri ile görüştü

    Ticaret Bakanı Ömer Bolat, resmi ziyaret düzenlediği Irak’ta temaslarını sürdürüyor. Bakan Bolat, Irak Ticaret Bakanı Atir el-Gireyri ile görüştü. Bakan Bolat ziyarete ilişkin sosyal medya hesabından yapığı açıklamasında, “Ülkemizin önemli ticari ortaklarından, dost ve komşu ülke Irak’a gerçekleştirdiğimiz ziyaretin ilk ayağı olan Bağdat’tayız. Ziyaretimiz çerçevesinde kıymetli mevkidaşım Irak Ticaret Bakanı Atir el-Gireyri ve heyeti ile bir araya gelerek, ikili iş birliği alanlarını, yeni fırsatları, karşılıklı yatırımları ve Kalkınma Yolu Projesini ele aldık. Ülkelerimiz arasındaki ticari ilişkileri kapsamlı olarak ele alacağımız Türkiye-Irak JETCO mekanizmasının ilk toplantısını Aralık ayında İstanbul’da gerçekleştirme konusunda mutabık kaldık” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya lideriyle buluştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya lideriyle buluştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi için gittiği Brezilya’daki temasları kapsamında Brezilya Devlet Başkanı Lula Da Silva ile gerçekleştirdiği görüşmede Türkiye ile Brezilya arasındaki ilişkilerin gelişiminde üst düzey diyaloğun önemli olduğunu, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın geliştirilmesi için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya’nın İsrail saldırganlığı karşısındaki duruşunun takdire şayan olduğunu, Türkiye’nin İsrail’e silah ve mühimmat satışının engellenmesi için Birleşmiş Milletler nezdinde girişim başlattığını, Filistin’de kalıcı ateşkesin tesisi, insani yardımların kesintisiz şekilde bölgeye ulaştırılması ve iki devlet temelinde adil bir çözüm için Türkiye’nin elinden geleni yapmaya devam edeceğini belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in Gazze başta olmak üzere dünyadaki çatışmaları engelleyemediğini, krizlere çözüm üretmekte yetersiz kaldığını, Brezilya’nın G20 dönem başkanlığında “Küresel Yönetişim Reformu”nu gündeme getirmesinin isabetli olduğunu ifade etti.

  • “CHP kendi tarihiyle alakalı bir şey bilmiyor”

    “CHP kendi tarihiyle alakalı bir şey bilmiyor”

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baba ocağı Güneysu’da gerçekleşen AK Parti 8. Olağan İlçe Kongresi’ne katılmak üzere Rize’ye geldi. İlk olarak Rize Valiliği’ni ziyaret eden Bakan Tekin, sonrasında Kaptan Ahmet Erdoğan Anadolu İmam-Hatip Lisesi, Yabancı Dil – Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu Konferans salonunda gerçekleşen kongreye katıldı. Burada konuşan Bakan Tekin, 2001-2002 Eğitim Öğretim yılında Başbakan Bülent Ecevit tarafından başlatılan ‘Cumhuriyet’in 100. Yılına Mektup’ projesinden örnek vererek AK Parti iktidarı döneminde yapılan yatırımları anlattı. Bakan Tekin “2001-2002 yılında dönemin hükümeti yani Sayın Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu hükümet. Bir proje yapıyor. Diyor ki ‘2023 yılında cumhuriyetin yüzüncü yılı olacak. Biz bir proje başlatalım. Vatandaşlardan cumhuriyetin yüzüncü yılında nasıl bir Türkiye istiyorsunuz diye mektuplar alalım’. Cumhuriyet’in 100. yılına mektuplar. 29 Ekim 2023 tarihinde de Allah bize nasip etti, Milli Eğitim Bakanı’ydım, o dönem. Yani bundan yaklaşık 20 yıl önce yazılmış mektuplar dönemin Milli Eğitim Bakanı olarak bana ulaştırıldı. Neler yaptığımızı göstermesi açısından oradaki mektuplar, oradaki öğretmen, oradaki müdürlerimizin, müfettişlerimizin talepleri, açıklamaları çok önemli. Mesela bir öğretmenimiz diyor ki ‘İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında 40-50 kişilik sınıflarda ders anlatırım’. Ne demek bu? Demek ki öğretmenimiz 70 – 80 kişilik sınıfta ders anlatıyor ki böyle bir mektup yazmış. Başka bir öğretmenimiz ‘İnşallah cumhuriyetin yüzüncü yılında içinde çocuklarımızın ihtiyaçlarını giderebileceği tuvaletlerin, lavaboların olacağı, içinde suyun olacağı bir okulda görev yaparım’ diyor. Başka bir öğretmenimiz ‘İnşallah okulda bir tane bilgisayarın olduğu bir okulda görev yaparım’ diyor. Yapılan okulların tamamı birinci sınıf inşaat malzemeleri, birinci sınıf inşaat kalitesi ve projelendirmesi de öyle. Sadece bu değil. Okullarınız deprem konusunda coğrafi şart konusunda standartların gerçekten üstünde okullar yaptık. Türkiye çapında, Türkiye genelinde bir derslik başına öğrenci sayısını öğretmenimizin söylediği gibi 40 kişi falan değil, 20 kişilere düşürdük. 12, 13 kişilik rakamlar var artık. Teknoloji konusunda gene ben söylemiyorum. Yani Birleşmiş Milletler raporunda diyor ki ‘Bütün dersliklerde akıllı tahta olan tek ülke Türkiye’ diyor. Şimdi ben bunları anlatıyorum, bunları söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bütçe görüşmeleri esnasında beni bu söylediklerimden dolayı eleştiriyor. Ben diyorum ki eğitim teknoloji eğitim maddi altyapısı anlamında AK Parti öncesi ve AK Parti sonrası milattan önce ve milattan sonra gibi duruyor. Eleştiriyorlar beni. Bir başka şey daha oldu. Mesela perşembe günü bütçe görüşmemiz vardı. Ben dedim ki sadece fiziki altyapı olarak değil aynı zamanda temel hakkı anlamında da AK Parti çok zor şatlarda, çok zor siyasi şartlarda, temel hak ve hürriyetler anlamında da devasa adımlar attı. Beni eleştiriyorlar. Bütçe görüşmeleri sabah başladı, gece yarısında bitti. Sürekli bu eleştiriyi aldık. Ben diyorum ki onlara o zaman sizin hizmetten anladığınız şeyle, temel hak ve hürriyetlerden anladığınız şeyler benimki farklı” dedi.

    “CHP’nin mevcut yönetimi kendi tarihleriyle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Ya da inkar ediyorlar”

    AK Parti ve MHP’nin oylarıyla anayasanın 42. Maddesinde bir düzenleme yapıldığını ve bu düzenleme sayesinde başörtüsünün önün açıldığını ifade eden Tekin CHP’lin değişikliği anayasa mahkemesine taşıdığını hatırlattı. Tekin “Bütçe görüşmelerinde özellikle dini inanç ve ibadet hürriyeti bağlamında Adalet ve Kalkınma Partisi uygulamalarının evrensel laiklik uygulamasıyla bağdaştığını örtüştüğünü ama bunu eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin laiklik algısının Türkiye’ye özgü, kendine has özgürlükçü olmayan bir laiklik anlayışı olduğunu iddia ettim. Bunu da örnekleriyle söyledim. Şimdi o günden beri sosyal medyada CHP sözcülerinin tamamı açıklama yapıyorlar. Ben bu açıklamalardan şunu anlıyorum. CHP’nin mevcut yönetimi kendi tarihleriyle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar yâda inkar ediyorlar. Şimdi bunu görünce o zaman başka bir şey daha söyleyeyim onlara. 2008 yılında AK Parti çok önemli bir anayasa değişikliği yaptı. Anayasanın 42. maddesinde başörtüsüne diye bilinen bir maddeyi bugün Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, Milliyetçi Hareket Partisi’yle beraber yaklaşık 350 milletvekilinin teklifiyle bir anayasa değişikliği gündeme geldi. Anayasanın 42. maddesine evrensel laiklikle bağdaşan ve dini inanç ibadetleri sebebiyle eğitim öğretim hakkı engellenen başörtülü kardeşlerimizin eğitim öğretim alabilmesini özgürce alabilmesini sağlayacak bir düzenleme yaptık. 2008 Şubat ayındaki bu değişikliği Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. İptal talebiyle. Şimdi eski 1940’lı yılları hatırlamıyorlar. Hatırlamak istemiyorlar. Oralara hatırlattığım için çok rahatsız oluyorlar. Huzurları bozuluyor adeta” dedi.

    “2008 yılında başörtüsünün anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin laiklik anlayışıyla benimkinin örtüşmesi mümkün mü?”

    Başörtüsü konusunda yapılan anayasal düzenlemeyi CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gönderirken nedenlerden 3 tanesini örnek olarak gösteren Bakan Tekin “Şimdi 2008’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin Anayasa Mahkemesi’ne başörtüsüyle ilgili iptal başvurusunun gerekçelerine bir bakalım. Başörtüsünün başörtüsüne özgürlük getiren düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu niye iddia etmişler? 3 tane ana gerekçeleri var. 1’incisi diyorlar ki toplumun huzuru ve milli dayanışma yani anayasanın ilk 3 maddesindeki kavramsallaştırmalara başvuruyorlar. Başörtüsüne özgürlük getirmek, toplumun huzurunu bozar diyorlar. 2’incisi başörtüsüne özgürlük getirmek anayasanın başlangıç kısmında ifade edilen genel ruha aykırıdır. 3’üncüsü de diyorlar ki anayasada tanımlanan anayasanın ilk üç maddesinde yer verilen laiklik ilkesine aykırıdır. Şimdi ben merak ediyorum. 2008 yılında başörtüsünün anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin laiklik anlayışıyla benimkinin örtüşmesi mümkün mü? Ya da Anadolu insanının laiklik anlayışının örtüşmesi mümkün mü?” dedi.

    “LGBT’yi savunmak buralara aykırı değil mi acaba”

    Kendisini eleştirenlere anayasanın ilk 3 maddesinden yola çıkarak ‘LGBT’yle beraber hareket etmek, buralara aykırı değil mi acaba?’ sorusuyla cevap veren Bakan Tekin “Ben şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu söylemimizi eleştiren, AK Parti’nin bu anlamda yaptığı özgürleştirici hamleleri eleştiren kişilere bir soru sormak istiyorum o zaman. İnsanların, çocuklarının, kızlarının başlarını örterek okuması anayasanın ilk üç maddesini ve başlangıç kısmına aykırı da üniter devleti tartışmaya açan bir siyasi partiyle koalisyon yapmak anayasanın ilk üç maddesine aykırı mıdır, değil midir? Mantıklı olarak daha başka bir şey söylemek istiyorum. Anayasanın başlangıç kısmında vurgu yapılan Türk toplumsal geleneklerin ve anayasa mahkemesine açtıkları iptal davasında referans gösterdikleri toplumun huzuru ifadesini madem çok önemsiyorsunuz, LGBT’yi savunmak buralara aykırı değil mi acaba? LGBT’yle beraber hareket etmek, buralara aykırı değil mi acaba? Şimdi buradan hareketle bir sürü eleştiri yapıyorlar. Anayasanın başlangıç kısmının sonu diyor ki ‘Bu anayasayı demokrasi aşığı Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ediyorum’ diyor. Ben işte oyum arkadaşlar. Ben demokrasi aşığı vatan ve millet sevdalısı Türk evladıyım. O yüzden de Türk vatandaşlarının, Türk insanlarının temel hak ve hürriyetlerini ölümüne savunacağım. Sizin değerlerinizi, sizin geleneklerinizi, benim içinden çıktığım toplumun geleneksel yapısını, geleneklerini çocuklarımıza gelecek kuşaklarımıza öğretebilmek için, milli birlik ve beraberliğimizi, gelecek kuşak çocuklarımızın savunmasını sağlamak için, örtümüze, adetlerimize sahip çıkan bir toplum yetiştirebilmek için ve üniter devlet yapımıza, bağımsızlığa demokrasimize, cumhuriyetimize sahip çıkabilecek bir kuşak yetiştirilsin diye bu mücadeleyi yürütmeye devam edeceğim” şeklinde konuştu.

  • Davutoğlu, Ahmet Türk ile görüştü

    Davutoğlu, Ahmet Türk ile görüştü

    Mardin’de bir otelde açıklama yapan Ahmet Türk, kalıcı barışın sağlanması ve demokratik geleceğin oluşturulması için herkesin çaba içinde olduğunu söyledi. Türk, “Biz, bugün kendi deneyimlerinden, tecrübelerinden yararlandık.

    Elbette ki; demokratik bir gelecek için neler yapmamız gerektiği konusunda fikirlerimizi beyan ettik. İnanıyorum ki; bu ülkede adaletin, eşitliğin, özgürlüğün olduğu bir geleceği yakalamış oluruz. Bu konuda hepimize önemli görevler düşüyor. Sadece siyasetçilere değil, sadece yönetimlerde değil, halkımız, halklarımız da demokratik bir gelecek için çaba göstermeli ve bunu birlikte geleceğe taşımalıyız. Ben tekrar çok kültürlü, çok inançlı, çok dilli kadim kentimizde başkanımızı görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum” dedi.

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise halk tarafından seçilmiş belediye başkanlarının kayyum tarafından görevden alınmalarına her zaman ilkesel olarak karşı çıktıklarını ifade etti. Parti politikalarının da böyle olduğunu belirten Davutoğlu, “Ahmet Türk ile çok güzel çok dostane bilgi alışverişi yaptık. Birlikte yaşadığımız tecrübeler oldu, birlikte yaşadığımız acılar oldu. Ama şu gerçeği herkesin görmesi lazım ki; Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik hukuk devletidir. Bütün vatandaşları herhangi bir ayrım olmaksızın eşittir ve demokratik devletin gerekli olan şartlara sahip olmak bakımından ağır bir mücadele verdik” diye konuştu.

  • “Bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım”

    “Bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım”

    Ak Parti Bartın Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi bartın Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Divan heyetinin seçilmesiyle başlayan kongre, istiklal marşı okunmasının ardından konuşan Merkez İlçe Başkanı Muhammet Kızılayoğlu, “Bu bir bayrak yarışı. Bir süre önce atamayla ilçe başkanım, inşallah tek liste ile gidilen bu seçimde mazbatamı alarak, bayrağı en üste taşımaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    Gelir gider raporları okunduğu ve mevcut yönetimin ibra edildiği kongrede konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ak Parti iktidarlarının 22 yıldır tesis etmeye çalıştığı yargı ve adelet sisteminin kasıtlı olarak saldırıya uğradığını belirterek, “Ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için çok çalıştık. Reformlar yaptık. Ak Parti reformcu parti. AK Parti bir yandan adaleti savunup, diğer yana kalkınmayı savunur. ‘İkisi birden’ olacak diyoruz. Bunun için yola çıktık. e dolayısıyla güvenilir bir adalet sistemi. Hukukun üstünlüğünden esas alan, gecikmeye ve öngörülebilir adaletsizlikten noktasında çok mesafeler aldık. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında eğer biz hukukun üstünlüğünü esas alan bir yargı sistemi tesis etmeseydik, o geçmişte 367 krizlerini çıkaran yargı sistemi, o geçmişte 12 Eylül’lerde darbecilerin yanında duran yargı sistemi, 28 Şubat’larda darbeciler karşısında cübbeleri yerlere seren, onların karşısında hazır olda duran bir yargı sistemi, 27 Mayıs’ta Adnan Menderesleri, bakanları, idama mahkum eden bir yargı sistemi, eğer ülkemizde hakim olsaydı, 15 Temmuz’da bu millet darbecilere karşı olabilmesi mümkün olabilir miydi?

    İşte milletimizle, beraber o gece evlerinde oturmayan, adliyelere koşan, o vatan hainlerine karşı yakalama kararları çıkaran, gözaltı kararları çıkaran ve onların yargı önünde hesap vermelerini sağlayan bir yargı sistemimiz var. Bugün hazmedilemeyen de bu. Her gün adalete yönelik, her gün hukuka yönelik, her gün yargıya yönelik saldırıların sebebi bu. Vesayetçi anlayışı özleyenler, Yassı ada yargısını özleyenler, geçmişte yargıyı kendilerine arka bahçe yapanlar, bugün yargı milletin yargısı olduğu için hazmedemiyorlar ve sürekli saldırmaya çalışıyorlar. Biz o saldırılara kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye’nin hukuk güvenliği endeksinde, ta aşağı sıralarda olduğunu söylemek de, saçmalık. Bunu devamlı tekrar ediyorlar. Amerika Birleşik Devletlerinde eski ABD Barolar Birliği Başkanı’nın kurduğu bir dernek ve bu derneğin yaptığı bir liste. Bilimsel kriterleren uzak, Türkiye gerçekleri ile hiç uyuşmayan, Türkiye’de birkaç muhalif isimden görüş olarak oluşturulan ve bağışlarla ayakta duran, bağış yapanın en ön sıralarda yer aldığı, başta birinci bağışçı Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, ikinci, üçüncü, dördüncü bağışçının ön sıralarda yer aldığı, hukuka güven endeksinde Türkiye’yi son sıralarda göstermeye çalışıyorlar. Kim yani bunlar? Basın Özgürlüğü Endeksinde Türkiye’yi, daha şu bir yılda 170 gazeteciyi şehit eden, öldüren İsrail’i, Türkiye’nin önünde gösteriyorlar. Böyle bir endekse güvenilir mi? Bunlar tamamen kara propaganda. Ülkemiz için yapılan bir kara propaganda.

    Ve bu para propaganda bu güvenilmeyen, saçma sapan endekslerin sözcülüğünü de maalesef muhalefet partileri burada yapmanın gayreti içerisinde. Yargımızın karalanmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. Yirmi beş bin hakim ve savcımız gece gündüz büyük bir gayret içerisinde milletimizin yargı hizmetlerinden en adil bir şekilde yararlanması için çalışmak istiyorum. İçerisinde elbette ki hatalı kararlar veren olabilir. Ama onun düzeltme mekanizması, istinapı, temyizi, itirazı mümkün. Ve kendi içerisinde bunlar gerçekleştirilir. Türkiye’nin hak etmediği bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım. Ve ülkemizde hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen, ve öngörülebilir bir adalet konusunda aldığımız mesafeyi daha ileri taşıyacak, önümüzdeki günlerde yargı reformu strateji belgemizi de Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak ve özellikle toplumu huzursuz eden, suç ve suçluyla mücadelede kararlılığı ortaya koyan yeni düzenlemeleri de inşallah hayata geçireceğiz.

    Geçtiğimiz 22 yıl boyunca özellikle reform süreci kapsamında kanunlarımızın hemen hemen tamamını değiştirdik, yeniledik. Vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirmenin gayreti içerisinde olduk ve anayasamızda da çok önemli reformlar yaptık. Hak arama yollarını genişlettik. Kadın hakları, çocuk hakları, çocukların korunması ve engelli yaşlı hakları bunları sadece anayasa değişiklikleriyle yaptığımız bu reformları biz aynı zamanda hayata da geçirdik, icraata da dönüştürdük. Temel hak ve özgürlükleri daha da güçlendirdik. Daha da tahkim ettik. Hukuk devletinin seçimini güçlendirdik” dedi.

    Anayasa çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Tunç, “Bir daha bu ülkede darbeler olmasın, bu ülkede vesayetçi anlayış, milletin önünü bir daha kesmesin diye anayasamızda önemli yapısal reformlar yaptık. Hakimler, Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Askeri Şura, Milli Güvenlik Kurulu tüm bunların yapısını demokratik ilkelere uygun hale getirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı. Kaldırdık, sizin onayınızla. Milletimizi desteğiyle. Sıkı yönetim gerektiğinde ilan edilebilir diye bir madde vardı, Anayasamızda. Bunların hepsini milletimizin evet oylarıyla değiştik. İç Hizmet Kanunu 35., hep konuşulurdu. Darbelere gerekçe gösterilirdi. Bunların hepsi değişti. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok çalıştık. Milletimiz buna destek verdi ve şimdi hedefimiz yeni bir anayasa. Demokratik, sivil, katılımcı bunca değişikliğe rağmen hala maddeleri arasında o vesayetçi ruhu taşıyan, bir takım çelişkilere ve tartışmalara yol açan tüm maddelerindeki çelişkileri, ortadan kaldıracak, yektesaplığı sağlayacak, vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıracak, milletimizin temsilcileri tarafından yapılan, milletvekillerimiz tarafından yapılıp milletimize onaylatılan bir toplum sözleşmesini inşallah hayata geçirmek nasip olur. Türkiye yüz yılına bu yakışır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başladığını bu anlamlı günlerde inşallah mecliste bir uzlaşma sağlanır ve Türkiye yüzyılına aşlarken ülkemiz demokratik bir anayasayla inşallah yoluna devam eder. Bu yönde mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

    Bakan Tunç, ardından Amasra ilçe teşkilatının kongresi katımak üzere ilçeye hareket etti.