Kategori: Siyaset

  • Başkan Çavuşoğlu; “Kadının adı her yerde olacak”

    Başkan Çavuşoğlu; “Kadının adı her yerde olacak”

    Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi 25. Seçimli Olağan Genel Kurulu yapıldı. Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen genel kurula, Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, eşi Nilgün Çavuşoğlu, Başkanvekili Ali Marım, Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, ilçe belediye başkanları ve davetliler katıldı.

    Demokrasi ile taçlandırılan bir Cumhuriyet’i en çok kadınların hak ettiğini ve Atatürk’ün kadınlara verdiği önemden bahseden Milletvekili Ün, “Dünyanın hiçbir yerinde biz kadınlar için kahramanlık sıfatı kullandırılmıyor muhtemelen. Bu sadece Türkiye’mize has, bu sadece bize has, bu sadece Türk kadınlarına has” dedi.

    “Üstümüze ne düşüyorsa yapmaya hazırız”
    Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, mutlu insanların yaşadığı bir Denizli hayalleri olduğunu belirterek, “Ve bu hayal yolculuğunda artık bir tek gayemiz var. O da kadınların yüzünün güldüğü, şehrin mutlu olduğu bir Denizli. Umut ediyoruz ki bunu da sizlerle birlikte başaracağız” dedi. Kadın Meclisi’ne bugüne kadar emek veren herkese teşekkür eden Başkan Çavuşoğlu, “Bizler, bu şehrin kadınlarının başkalarına ihtiyaç duymadan kendi ayaklarının üzerinde durabilecek ve kimseye hesap vermeden geleceklerini kurabileceklerine inanıyoruz. Bu noktada üstümüze ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Kadının adının her yerde olduğu bir sistemi birlikte inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı. Denizli’de kadının sesinin ve varlığının en üst boyutta hissedileceğini işaret eden Çavuşoğlu, “Gelecek kaygısının olmadığı bir Denizli’nin oluşturulma süreci hep beraber inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Dört aday yarıştı
    Konuşmaların ardından oylamaya geçildi. Meral Alten, Nurten Karakış, Gülnur Oymak ve Şefika Bezirgan’ın listelerinin yarıştığı genel kurulda 217 delege oy kullandı. Meral Alten’in kazandığı Kadın Meclisi’nin yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: “Büşra Bağcı, Bilge Başöz, Neslihan Cabılar, Nezahat Candoğan, Fercem Erbay, Fatma Karataşlı, Aysun Nalbant, Selma Ger Öğün, Şadiye Özkaya, Asuman Rabuş, Gamze Soylu, Tülay Sücüllü, Şebnem Dal Üzülmez” oldu.

  • Netanyahu, İsrail saldırısının İran’a 2,3 milyar dolara mal olduğunu iddia etti

    Netanyahu, İsrail saldırısının İran’a 2,3 milyar dolara mal olduğunu iddia etti

    İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran halkına hitaben İngilizce video mesaj yayınladı. Netanyahu, İran’ın bir kez daha İsrail’e saldırması halinde “İran ekonomisini felce uğratacağı” tehdidinde bulunarak, İran’ın İsrail’e düzenlediği son saldırının İran’a 2,3 milyar dolara mal olduğunu iddia etti. Netanyahu, 26 Ekim’de İran’a düzenlenen saldırının İran’a büyük zarar verdiğini öne sürdü.
    Netanyahu, İran halkına seslenerek, “Bu savaşı istemediğinizi biliyorum. Ben de bu savaşı istemiyorum. İsrail halkı da bu savaşı istemiyor. Ailenizi büyük tehlikeye atan tek bir güç var: Tahran’ın zorbaları. Hepsi bu” dedi.

    “İsrail’in ve özgür dünyadaki diğer ülkelerin yanınızda olduğunu bilin”
    İran rejimi zayıfladıkça İsrail’in güçlendiğini iddia eden Netanyahu, “Dünya bizim gücümüzün sadece bir kısmını gördü. Yine de Hamaney rejiminin İsrail’den daha çok korktuğu bir şey var. O nedir biliyor musunuz? O da sizsiniz, İran halkı. Bu yüzden umutlarınızı kırmak ve hayallerinizi engellemek için bu kadar çok zaman ve para harcıyorlar. Umudunuzu kaybetmeyin. İsrail’in ve özgür dünyadaki diğer ülkelerin yanınızda olduğunu bilin” dedi.

  • Biden, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile bir araya geldi

    Biden, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile bir araya geldi

    ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Cumhurbaşkanı Binyamin Netanyahu, ABD’nin başkenti Washington DC’de bir araya geldi. Beyaz Saray’daki görüşmenin ardından konuşan Herzog, Biden’a İsrail’e verdiği destekten dolayı teşekkür ederek, “İsrail halkı ve İsrail devleti adına size teşekkür etmek için buradayım, Sayın Başkan, çok teşekkür ederim. On yıllardır İsrail’in ve Yahudi halkının inanılmaz bir dostu oldunuz. En karanlık anımızda yanımızda durmanızı, bize yardım etmenizi, sözlerinizle ve eylemlerinizle bizi desteklemenizi tarih boyunca asla unutmayacağız” dedi.

    Biden’ın “Siyonist olmak için Yahudi olmak zorunda değilsiniz” sözlerine karşılık veren Herzog, “Siz açıkça bir Siyonistsiniz Sayın Başkan” ifadelerini kullandı. Herzog, Biden’a Yahudiler tarafından “Tapınak Tepesi” olarak isimlendirdikleri Mescid-i Aksa’nın eteklerindeki arkeolojik kazı sırasında bulunan bir figürü hediye etti.

    Biden ise yaptığı konuşmada, Herzog’u tekrardan Beyaz Saray’da ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, Herzog’u yakın bir dostu olarak nitelendirdi. Biden, İsrail devletine olan “sarsılmaz” bağlılığını yineledi.

  • Uluslararası Adalet Divanı, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki “ırk ayrımcılığı” davalarının görülmeye devam edebileceğine hükmetti

    Uluslararası Adalet Divanı, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki “ırk ayrımcılığı” davalarının görülmeye devam edebileceğine hükmetti

    Birleşmiş Milletler’in başlıca yargı organı Uluslararası Adalet Divanı (UAD), bugün açıkladığı iki ayrı karar ile Azerbaycan ile Ermenistan’ın karşılıklı olarak birbirleri aleyhinde açtıkları “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin Uygulanması” davalarına ilişkin ilk itirazları değerlendirerek karara bağladı.

    Eylül 2021’de iki ülkenin yaklaşık bir hafta arayla birbirleri aleyhinde açtıkları davaları değerlendiren uluslararası mahkeme, Azerbaycan’ın açtığı davaya ilişkin olarak yargı yetkisinin bulunmadığı ve davanın esastan görülmemesi gerektiği yönündeki Ermenistan iddialarını reddederek davanın esastan görülmesine karar verdi.

    Mahkeme, Azerbaycan’ın Ermenistan aleyhindeki mayın ve bubi tuzakları yerleştirilmesine ilişkin suçlamaların incelenmesine Ermenistan tarafından yapılan yetki itirazlarını da reddetti. Ermenistan’ın yetki itirazları, 16’ya karşı 1 oyla reddedildi.

    Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Elnur Memmedov, karara ilişkin olarak sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Uluslararası Adalet Divanı, bugün Azerbaycan’a ait uluslararası tanınırlığı olan topraklarında onlarca yıl boyunca devam eden işgal sırasında etnik temizlik ve diğer ırk ayrımcılığı eylemleri konusunda Ermenistan aleyhinde açtığı davanın görülmeye devam edilmesine hükmetti. Mahkeme, aynı zamanda Ermenistan’ın mayın ve bubi tuzakları yerleştirme uygulamalarının mahkemenin yetki alanı dışında bırakılması yönündeki girişimini reddetti. Ermenistan’ın mayın yerleştirme uygulamalarının kurbanları için adalet sağlanması hayati önem taşımaktadır zira kurbanların sayısı günümüzde dahi artmaya devam etmektedir” dedi.

    Azerbaycan, dava çerçevesinde Ermenistan’ın işgal sırasında Dağlık Karabağ bölgesine yerleştirdiği mayın ve bubi tuzaklarının Azerbaycan halkının topraklarına dönme hakkına engel olduğunu ve askeri amaçlarla değil sivillerin yerleşim yerlerine yerleştirildiğini ifade etmişti.

    Ermenistan, 16 Eylül 2021’de açtığı davada Azerbaycan’ın Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmeyi ihlal ettiğini savunarak Azerbaycan aleyhinde dava açmıştı. 23 Eylül 2021’de ise Azerbaycan Ermenistan aleyhinde dava açarak Ermenistan’ı ırkçı ayrımcılık, etnik temizlik, nefret söylemi ve ırkçı propaganda ile suçlamıştı.

  • ABD’nin İsrail’e Gazze’de insani koşulları iyileştirmesi için verdiği süre doldu

    ABD’nin İsrail’e Gazze’de insani koşulları iyileştirmesi için verdiği süre doldu

    ABD’nin İsrail’e Gazze Şeridi’nde insani koşulları iyileştirmesi için verdiği 30 günlük süre doldu. 13 Ekim tarihli bir mektupta İsrail yönetimine 30 gün süre vererek Gazze’deki insani krize dikkat çeken ve sivillere insani yardım teslimatını engelleyen ülkelere silah sevkiyatının ABD yasalarına uymadığı uyarısında bulunan ABD yönetimi, uluslararası kuruluşların aksi yöndeki raporlarına rağmen İsrail’in Gazze’deki insani durumu iyileştirdiğini açıkladı.

    ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, “Mevcut durumda, İsrail’in ABD yasalarını ihlal ettiğine ilişkin bir değerlendirmemiz yok” dedi.
    Patel, Gazze’deki insani durumda gözlenen ilerlemenin desteklenmesi ve sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Mevcut durumda, İsrail’in ABD yasalarını ihlal ettiğine ilişkin bir değerlendirmemiz yok” dedi.

    Patel, “İsrail, ekim ayında bakanlar Blinken ve Austin tarafından gönderilen mektupta belirtilen tedbirleri ele almak için bir dizi adım attı. İsrail’deki ortaklarımızla, ABD’nin müdahalesi sonucunda attıkları bu adımlar ve atılması gerektiğini düşündüğümüz ilave adımlar hakkında görüşmeyi sürdürüyoruz” dedi.

    ABD’nin İsrail’e ayrıcalık tanımadığını ileri süren Patel, “İnsani durumun genel olarak iyileştiğini görmek istiyoruz ve bu adımlardan bazılarının, bu koşulların iyileşmeye devam etmesini sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.

    İsrail’in en önemli müttefiki ve en büyük silah ve askeri yardım tedarikçisi olan ABD’nin açıkladığı karar, uluslararası yardım kuruluşlarının İsrail’in Gazze’deki uygulamalarının ABD yasalarında yer alan kriterleri karşılamadığına ve Gazze’nin savaşın başından bu yana en kötü durumda olduğuna ilişkin açıklamaların ardından geldi.

    13 Ekim tarihli mektupta ABD yönetimi, Gazze’ye her gün en az 350 kamyonluk malzeme girişine izin verilmesi, beşinci bir geçiş noktası açılması, sahillerdeki çadır kamplarında yaşayan insanların kış öncesinde iç bölgelere geçişlerine izin verilmesi ve Gazze’nin kuzeyine yardım kuruluşlarının erişiminin sağlanması gibi taleplerde bulunmuştu. ABD yönetimi İsrail’i ayrıca BM’nin Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA’nın faaliyetlerini engelleyecek yasayı kabul etmemeye çağırmıştı.

    ABD yasaları, kendisinden askeri yardım alan ülkelerin uluslararası insancıl hukuk kurallarına uymasını ve sivillere insani yardım sağlanmasını engellememesini gerektiriyor.

  • Uluslararası insani yardım kuruluşları: İsrail, Gazze’de ABD’nin taleplerini yerine getirmedi

    Uluslararası insani yardım kuruluşları: İsrail, Gazze’de ABD’nin taleplerini yerine getirmedi

    Aralarında Norveç Mülteci Konseyi, Oxfam, Refugees International ve Save the Children’ın da bulunduğu sekiz uluslararası yardım kuruluşu tarafından hazırlanan ortak raporda, İsrail hükümetinin Gazze’de ABD’nin taleplerini yerine getirmek bir yana, aksi yönde adımlar atarak başta Gazze’nin kuzeyi olmak üzere sahada durumu ciddi bir şekilde kötüleştirdiği ifade edildi.

    Rapor, ABD yönetiminin 13 Ekim’de İsrail hükümetine gönderdiği bir mektupta, Gazze’ye daha fazla insani yardım sağlanmazsa İsrail’e askeri yardımların kısıtlanacağı uyarısıyla verilen 30 günlük sürenin dolmasının ardından yayınlandı.

    Raporda, “İsrail, insani yardım faaliyetlerine destek sağlanmasına ilişkin Amerikan kriterlerini karşılama konusunda yetersiz kalmak bir yana, özellikle Gazze’nin kuzeyinde sahada durumu ciddi şekilde kötüleştirecek adımlar atmıştır” denildi.

    ABD’nin İsrail’den “askeri yardımları kısıtlama” tehdidiyle talep ettiği 19 adımdan sadece 4’ünü kısmi olarak yerine getirdiği vurgulanan raporda, “Bugün durum, bir ay öncesine göre daha da vahim bir halde” denildi.

    İnsani yardım kuruluşlarının ortak raporunda, ABD’nin Gazze’ye her gün en az 350 kamyonluk malzeme girişine izin verilmesini talep ettiği, diğer yandan İsrail’in son bir ay içerisinde günlük ortalama 42 kamyonluk malzemenin geçişine izin verdiğine dikkat çekildi.

    Savaş öncesinde Gazze’ye günde 500 kamyonluk malzeme girişi olduğunu ve bu miktarın dahi ihtiyaçları karşılayacak seviyede olmadığına dikkat çekilen raporda, “Gazze’de insanlar aç bırakılıyor. İsrail’in askeri operasyonları, 800 bin Filistinli sivilin kritik gıda yardımı ve temel ihtiyaçlara erişimini engelleyerek Gazze genelinde kıtlık seviyesine yaklaşan koşullara neden oldu. Koşulların en kötü olduğu yer ise ekim ayında büyük bir operasyonun başlatıldığı ve bölgeye insani yardımların kesildiği Gazze’nin kuzey bölgesi” denildi.

    Güneyde yüzlerce kamyonluk insani yardım malzemesinin Gazze’ye girmek için beklediği ve Birleşmiş Milletler’in yardımların İsrail ordusunun kısıtlamaları nedeniyle giriş yapamadığı yönündeki açıklamalarının gölgesinde yayınlanan raporda, “İnsani yardım kuruluşları, ABD hükümeti ve diğer hükümetlere, İsrail’i hukuki yükümlülükleri açısından sorumlu tutmaları çağrısında bulunmakta ve bu yükümlülüklere uymamasının silah sevkiyatı dahil güvenlik ilişkileri açısından ciddi sonuçları olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu raporun açık bir şekilde ortaya koyduğu üzere İsrail, Gazze’deki Filistinli sivillerin devasa insani kayıplar yaşamasına neden olmakta ve bir ceza ile karşılaşmaksızın hukuki yükümlülüklerini ihlal etmektedir” denildi.

    ABD Dışişleri Bakanlığı, uluslararası yardım kuruluşlarının açıklamalarına rağmen, İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişi konusunda iyileşme sağladığını iddia ederek İsrail’e silah sevkiyatında kısıtlamaya gidilmeyeceğini açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, bugün gerçekleştirilen basın toplantısında İsrail’in insani yardımların ulaştırılması ve erişimi konusundaki Amerikan yasalarını ihlal ettiğine ilişkin bir değerlendirmeleri bulunmadığını söylemişti.

  • Bahçeli’nin ismi kaldırıldı, MHP ve AK Parti grubu meclisi terk etti

    Bahçeli’nin ismi kaldırıldı, MHP ve AK Parti grubu meclisi terk etti

    Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım ayı olağan toplantısı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek başkanlığında yapıldı. Başkan Zeyrek’ in yaptığı açılış konuşması sonrasında gruplar tarafından meclis gündemine sunulan önergeler okundu. Salihli Belediye Başkanı Mazlum Nurlu tarafından verilen önergede, “Zafer Mahallesi’nde bulunan meydana Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2023 yılı kararı ile Devlet Bahçeli Kent Meydanı ismi verilmiştir. Gazi meclisimizde, 22 Ekim 2024 günü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında terörist başı, bebek katili Öcalan’ının affını ima ederek TBMM’de konuşmaya davet etmiştir. Ülkemizde 50 bine yakın yurttaşımızın, askerimizin, polisimizin ve güvenlik güçlerimizin şehit olmasına, 10 binlerce insanımızın gazi olmasına sebep olan terörist başının Gazi Meclise davet edilmesi kabul edilemez. Buna sessiz kalınması mümkün değildir. Bu gelişmeler karşısında ilçemizde bulunan ‘Devlet Bahçeli Kent Meydanı’ isminin kaldırılması ve meydanın isminin ‘Atatürk Kent Meydanı’ olarak belirlenmesi için belediyemize, 3198 adet dilekçe başvurusu olmuştur ve dilekçeler halen devam etmektedir. Bunlar Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne elden teslim edilmiştir. İlçemizde yaşayan hemşerilerimizin talepleri doğrultusunda halen mevcut olan ‘Devlet Bahçeli Kent Meydanı’ adının ‘Atatürk Kent Meydanı’ olarak değiştirilme taleplerimizin Kasım ayı meclisinde gündeme alınarak kabul edilmesini Salihli halkı adına saygılarımla arz ve talep ediyorum” ifadeleri yer aldı.

    MHP ve AK Parti grubu meclisi terk etti
    Meclis gündemine verilen Salihli Devlet Bahçeli Kent Meydanı isminin Atatürk Kent Meydanı olarak değiştirilmesi önerisine MHP Grup Başkanvekili Mehmet Palabıyık ve AK Parti Grup Başkanvekili Berk Mersinli tepki gösterdi önerinin gündeme alınmasının kabul edilmesi halinde meclisi terk edeceklerini ifade ettiler.
    MHP Grup Başkanı Mehmet Palabıyık, “Hangi partili olursa olsun terörle ilişkili bir belediye başkanına kayyum atanması kadar doğal bir şey olamaz. Devletimizin teröre karşı koyduğu tavrın yanındayız. Her zaman olduğu gibi Ulu Önderimiz Başbuğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ardına sığınarak, siyasi oyunların birisini daha görmekteyiz bugün. Türk Dünyası’nın lideri Sayın Devlet Bahçeli beyin ismi meydandan kaldırılırken, Atatürk ile karşı karşıya getirilmesini siyasi bir terbiyeden yoksun bir hareket olarak görüyor ve şiddetle bu hareketi kabul etmiyoruz. Acaba bu isim değişikliği Sayın Genel Başkanınız Özgür Özel beyin bilgisi dahilinde midir ? Ayrıca rahmetli Bülent Ecevit ile Süleyman Demirel’in isimlerini geçmiş dönemde yine Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidar olduğu bu meclis oy birliği ile kabul ederek bu isimleri vermişti. Şu anda siz bu maddeyi gündeme alıp oylamak düşüncesindeyseniz biz kararı kabul etmiyoruz ve grup kararımız neticesinde de bu meclisi terk etmek zorunda kalırız” dedi.
    AK Parti Grup Başkanı Berk Mersinli de söz alarak, verilen kararın çok yanlış bir karar olacağını belirterek, bu tavırdan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
    Önerinin, gündeme alınmasının kabul edilmesi üzerine MHP ve AK Parti Grubu meclisi terk etti.


    Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise AK Parti ve MHP grubunun meclisi terk etmesini eleştirerek, “Siyaseten terbiyeden bahsedip de meclisi terk etmek, onları bu mecliste seçen Manisalılara yapılan saygısızlıktır. Kendilerine oy veren vatandaşların hakkını savunmak her vatandaşımızın hakkını savunmakla yükümlü olduğu gibi bize düşmektedir” dedi.
    Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu da demokratik açılım süreci üzerinden MHP ve AK Parti’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu.

    Gündem maddesi kabul edildi
    Yapılan oylama sonrasında gündeme alınan Salihli Belediyesinin Devlet Bahçeli Kent Meydanı ismini Atatürk Kent Meydanı olarak değiştirme talebi oylamaya sunuldu. Gündem maddesi oy birliği ile kabul edildi.

  • Bahçeli’nin ismi kaldırıldı, MHP ve AK Parti grubu meclisi terk etti

    Bahçeli’nin ismi kaldırıldı, MHP ve AK Parti grubu meclisi terk etti

    Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım ayı olağan toplantısı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek başkanlığında yapıldı. Başkan Zeyrek’in yaptığı açılış konuşması sonrasında gruplar tarafından meclis gündemine sunulan önergeler okundu. Salihli Belediye Başkanı Mazlum Nurlu tarafından verilen önergede, “Zafer Mahallesi’nde bulunan meydana Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2023 yılı kararı ile Devlet Bahçeli Kent Meydanı ismi verilmiştir. Gazi meclisimizde, 22 Ekim 2024 günü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında terörist başı, bebek katili Öcalan’ının affını ima ederek TBMM’de konuşmaya davet etmiştir. Ülkemizde 50 bine yakın yurttaşımızın, askerimizin, polisimizin ve güvenlik güçlerimizin şehit olmasına, 10 binlerce insanımızın gazi olmasına sebep olan terörist başının Gazi Meclise davet edilmesi kabul edilemez. Buna sessiz kalınması mümkün değildir. Bu gelişmeler karşısında ilçemizde bulunan ‘Devlet Bahçeli Kent Meydanı’ isminin kaldırılması ve meydanın isminin ‘Atatürk Kent Meydanı’ olarak belirlenmesi için belediyemize, 3198 adet dilekçe başvurusu olmuştur ve dilekçeler halen devam etmektedir. Bunlar Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne elden teslim edilmiştir. İlçemizde yaşayan hemşerilerimizin talepleri doğrultusunda halen mevcut olan ‘Devlet Bahçeli Kent Meydanı’ adının ‘Atatürk Kent Meydanı’ olarak değiştirilme taleplerimizin Kasım ayı meclisinde gündeme alınarak kabul edilmesini Salihli halkı adına saygılarımla arz ve talep ediyorum” ifadeleri yer aldı.

    MHP ve AK Parti grubu meclisi terk etti

    Meclis gündemine verilen Salihli Devlet Bahçeli Kent Meydanı isminin Atatürk Kent Meydanı olarak değiştirilmesi önerisine MHP Grup Başkanvekili Mehmet Palabıyık ve AK Parti Grup Başkanvekili Berk Mersinli tepki gösterdi önerinin gündeme alınmasının kabul edilmesi halinde meclisi terk edeceklerini ifade ettiler.

    MHP Grup Başkanı Mehmet Palabıyık, “Hangi partili olursa olsun terörle ilişkili bir belediye başkanına kayyum atanması kadar doğal bir şey olamaz. Devletimizin teröre karşı koyduğu tavrın yanındayız. Her zaman olduğu gibi Ulu Önderimiz Başbuğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ardına sığınarak, siyasi oyunların birisini daha görmekteyiz bugün. Türk Dünyası’nın lideri Sayın Devlet Bahçeli beyin ismi meydandan kaldırılırken, Atatürk ile karşı karşıya getirilmesini siyasi bir terbiyeden yoksun bir hareket olarak görüyor ve şiddetle bu hareketi kabul etmiyoruz. Acaba bu isim değişikliği Sayın Genel Başkanınız Özgür Özel beyin bilgisi dahilinde midir ? Ayrıca rahmetli Bülent Ecevit ile Süleyman Demirel’in isimlerini geçmiş dönemde yine Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidar olduğu bu meclis oy birliği ile kabul ederek bu isimleri vermişti. Şu anda siz bu maddeyi gündeme alıp oylamak düşüncesindeyseniz biz kararı kabul etmiyoruz ve grup kararımız neticesinde de bu meclisi terk etmek zorunda kalırız” dedi.

    AK Parti Grup Başkanı Berk Mersinli de söz alarak, verilen kararın çok yanlış bir karar olacağını belirterek, bu tavırdan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.

    Önerinin, gündeme alınmasının kabul edilmesi üzerine MHP ve AK Parti Grubu meclisi terk etti.

    Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise AK Parti ve MHP grubunun meclisi terk etmesini eleştirerek, “Siyaseten terbiyeden bahsedip de meclisi terk etmek, onları bu mecliste seçen Manisalılara yapılan saygısızlıktır. Kendilerine oy veren vatandaşların hakkını savunmak her vatandaşımızın hakkını savunmakla yükümlü olduğu gibi bize düşmektedir” dedi.
    Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu da demokratik açılım süreci üzerinden MHP ve AK Parti’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu.

    Gündem maddesi kabul edildi

    Yapılan oylama sonrasında gündeme alınan Salihli Belediyesinin Devlet Bahçeli Kent Meydanı ismini Atatürk Kent Meydanı olarak değiştirme talebi oylamaya sunuldu. Gündem maddesi oy birliği ile kabul edildi.

  • “Vakit tamamdır söz konusu vatandır”

    “Vakit tamamdır söz konusu vatandır”

    MHP’nin sosyal medya hesabından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yer aldığı bir video paylaşıldı. Genel Başkan Bahçeli’nin çeşitli görüntülerinin yer aldığı ‘vakit tamamdır söz konusu vatandır’ başlıklı videoda şu ifadelere yer verildi:

    “Dün söylediğimiz gibi bugün de bazen çok şey söyleseniz de kalabalıkta kaybolur. Yalnız kalırsınız bazen, en yakınınız bile anlamaz sizi. Ülkücülük ülken için tüm dünyayı karşına almaktır bazen. ‘Hayır’larınız ‘Evet’leriniz karışır kalabalığın gürültüsünde. İşte o zaman bilge bir akıl mangal gibi yürek ve tek başına direnme gücü önem kazanır. Belki sonra herkes aynı şeyi söyler. Sen ‘ben söylemiştim’ demezsin. Çünkü ‘önce ülkem ve milletim’ demişsindir. Değişmeyen prensipler ödünsüz ilkeler, tavizsiz dik duruşla geri dönülmez sevdaların varsa hayatta vazgeçilmez yeminlerin de olmalı. Ülkücülük kendinden, benliğinden vazgeçmekse eğer varlığın Türk varlığına armağan olmalı.”

  • “İsrail Türkiye’ye saldırabilir”

    “İsrail Türkiye’ye saldırabilir”

    Milli Savunma Bakanı Güler, TV100’de katıldığı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    TUSAŞ’a yönelik terör saldırısına dair değerlendirmeleri sorulan Güler, “Elbette ki zamanlamasını manidar buluyorum. Yani bu olayda ülkemizin ve milletimizin huzuruyla ilgili yerli ve milli savunma sanayimiz hedef alınmıştır direkt.” yanıtını verdi.

    TUSAŞ’ın, Türkiye’nin savunma sanayisinin gözbebeği olduğunu belirten Güler, saldırının tesadüf olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “Sayın Cumhurbaşkanı’mız ülkemizin menfaatleri için her gün yoğun görüşmeler, ziyaretler yapıyor. Örgüt de böyle bir şeyi günü gününe, dakikası dakikasına planlayacak bir durumda değil. Yani belki bundan 20 sene önce böyle bir şeyi planlayabiliyor olabilirlerdi. Tesadüfen o gün başarabileceklerini düşündüler ve uygulamaya koydular diye değerlendiriyorum.”

    Bakan Güler, “Son yıllarda sizce Türk savunma sanayiinin dışarıyı rahatsız eden projeleri hangileriydi?” sorusunu şu şekilde cevaplandırdı:

    “Savunma sanayiimizde her gün yeni bir ürün çıkıyor. Mükemmel gelişmeler var. Savunma sanayiimizin her bir biriminde çok yoğun çalışmalar yapılıyor. Artık ülkemiz için ne kadar önemli olduklarının herkes çok farkında ve gece gündüz çalışıyorlar. Elbette ki en çok rahatsız eden ürünlerin insansız hava araçları olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla da TUSAŞ bu konudan dolayı hedef olarak seçilmiş olabilir.”

    “ÇELİK KUBBE ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR”

    Soru üzerine, Türkiye’nin hava savunması için “çelik kubbe” yapımının devam ettiğini hatırlatan Güler, “Savunma sanayiimiz ve bütün yöneticileri, ihtiyaçlarımızın çok farkındalar ve her gün yaptıklarıyla bunun üstüne koya koya gidiyorlar.” ifadesini kullandı.

    Çelik kubbeyi “sistemlerin sistemi” olarak nitelendiren Güler, şu bilgileri verdi:

    “Bizim şimdi aşağıda alçak hava savunma sistemlerimiz var. Bunların hemen hemen hepsi üretilmiş durumda. Zaten kullanıyoruz. Orta mesafe hava savunma sistemlerimiz var. Bunlar da üretiliyor. Yerli ve milli hepsi. Uçakların kullandığı hava-hava füzelerimiz var. Yüksek mesafe hava savunma sistemi var. SİPERİMİZ mesela… SİPERİ de ürettik. Şimdi bunların hepsi üretiliyor. Bitirdik. Yeteri kadar SİPER’i, yeteri kadar HİSAR’ı yeteri kadar diğer alçak hava savunma sistemlerimiz, işte KORKUT’ları vesaire, hava-hava füzelerimiz. Bunların sayısını tamamladığımız anda hepsinin aynı anda bir sistemin, bir yazılımın kontrol ettiğini düşünün. İşte bunun adı çelik kubbe…”

    “BARIŞ DİYE BİR SEÇENEĞİMİZ YOK”

    Terörle mücadele konusuna da değinen Bakan Güler, Suriye’de terör örgütü PYD’ye çok ağır zayiatlar verdirildiğini, TUSAŞ saldırısında hayatını kaybedenlerin intikamının fazlasıyla alındığını vurguladı.

    “Sizce terör örgütü silah bırakır mı?” sorusuna Güler, “Hiçbir terör örgütü silah bırakmak için kurulmaz ama silah bıraktırılır. Bizlerin görevi, güvenlik güçlerinin görevleri de bu terör örgütlerine silahları bıraktıracak usulleri, yöntemleri bulacağız. Bizim PKK’yla barış falan diye bir seçeneğimiz yoktur. Silah bırakacaklar, teslim olacaklar, gelip Türk adaletine teslim olacaklar anca bu şekilde bitirebiliriz. Onun dışında hiçbir söylediğimiz şartlarda değişiklik olamaz.” diye konuştu.

    “İSRAİL ELBETTE SALDIRABİLİR”

    Güler, “İsrail’in Türkiye’ye bir doğrudan tehdidi olabilir mi?” sorusunu “Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı’mız iç cephenin öneminden bahsetti ve bunu mutlaka sağlamamız gerektiğini ifade ettiler. Ben kesinlikle Sayın Cumhurbaşkanımızın çok haklı olduğundan yanayım. İç cephe her zaman bize lazım. Yani barış ortamında da olsak iç cephenin bütünlüğü, güçlülüğü her zaman bir ülkenin lehinedir. ‘Efendim İsrail Türkiye’ye saldırır mı?’ Cumhurbaşkanı’mız zaten böyle bir tehlikeyi görmese böyle bir şey ifade eder mi? Elbette ki saldırabilir.” şeklinde cevapladı.

    Bakan Güler, 3. dünya savaşı riskinin olup olmadığına ilişkin, “Her an çıkabilir. Ama tabii ki çıkmasını istemiyoruz. Ama biz her zaman her şeye hazır olmak zorundayız. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti ve onun büyük milletinin güvenliğinden sorumluyuz. Her türlü imkanı kullanacağız ve her türlü olasılığı da değerlendireceğiz. Dolayısıyla olabilir diye biz her şeyi en ince teferruatına kadar değerlendiririz, çalışırız, planlarımızı yaparız. Ama biz kendi ülkemizde sulh içinde yaşamak istiyoruz.” dedi.

    Milli Savunma Üniversitesinin mezuniyet töreninde bazı teğmenlerin kılıçlı yeminin ardından başlatılan soruşturma süreciyle ilgili de Güler, “Bir defa toplum olarak 25 Kasım’a kadar sabırla beklememiz lazım. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bu tip olaylara bakışımızda daima disiplin anlayışımız birinci plandadır. Şu anda disiplin süreci devam ediyor. Kararı Yüksek Disiplin Kurulu’nda vereceğiz.” ifadesini kullandı.

    ABD BAŞKANLIK SEÇİMLERİ

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD’nin askerini Suriye’den çekip çekmeyeceğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

    “Trump, başkanlığı döneminde üç defa Suriye’den askeri çekmek için talimat verdi. Ben, Sayın Trump’ın şiddetle bunun üzerinde duracağını ve Suriye’den, bölgeden Amerikan askerlerini çekebileceğini değerlendiriyorum.”

    ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın ikince döneminde Türkiye’nin F-16 tedariki ve F-35 konusundaki taleplerinde bir hızlanma bekleyip beklemediği sorusunu Güler, şu sözlerle değerlendirdi:

    “Şu anda zaten Amerikalı dostlarımızla ilişkilerimiz çok olumlu yönde, bir gerileme olmaz. Daha ileri gidebilir diye değerlendiriyorum. 40 tane F-16 Viper almak istiyoruz ve alınacak, sözleşmeleri de imzalandı. Bundan sonra Eurofighter Typhoon uçaklarından yine bir 40 tane alacağız. Almanya çok uzun zamandır direniyor vermemek için ama sonunda yine NATO’daki dostlarımız İngiltere’dir, İtalya’dır, İspanya’dır, bunların da olumlu katkılarıyla Almanya da en son olumlu cevap verdiler.”