Kategori: Siyaset

  • 2025 Bütçe Kanun Teklifi TBMM’de

    2025 Bütçe Kanun Teklifi TBMM’de

    2025 bütçe giderlerinde; genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 14 trilyon 605 milyar 800 milyon 967 bin Türk Lirası, sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelere 1 trilyon 360 milyar 241 milyon 455 bin Türk Lirası, düzenleyici ve denetleyici kurumlara 68 milyar 362 milyon 485 bin Türk Lirası ödenek ayrıldığı belirtildi.

    2025 bütçesinde gelirlerinin; 12 trilyon 670 milyar 431 milyon 309 bin Türk Lirası, özel bütçeli idarelerin gelirleri 103 milyar 904 milyon 532 bin Türk Lirası öz gelir, 1 trilyon 261 milyar 17 milyon 478 bin Türk Lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 1 trilyon 364 milyar 922 milyon 10 bin Türk Lirası, düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri 66 milyar 810 milyon 249 bin Türk Lirası öz gelir, 1 milyar 552 milyon 236 bin Türk Lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 68 milyar 362 milyon 485 bin Türk Lirası olarak tahmin edildiği ifade edildi.

  • Hakan Fidan’dan “bölgesel diyalog ve işbirliği” vurgusu

    Hakan Fidan’dan “bölgesel diyalog ve işbirliği” vurgusu

    “Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in insani felaket ve zulüm sarmalı, bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor” dedi.

    Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. Toplantısı İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov katılıyor. Dışişleri Bakanı Fidan, toplantının açılışında bir konuşma yaptı.

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuşmasında, “Bugün, Güney Kafkasya’da kalıcı barışın temini ve işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi amacına matuf bir istişare zemini olan 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3’üncü toplantısı için bir araya gelmiş durumdayız. Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Rusya Dışişleri bakanlarına ve heyetlerine İstanbul’a hoş geldiniz diyorum. Kısaca 3+3 Platformu olarak tanımladığımız bu mekanizmanın oluşturulması fikri, 2. Karabağ Savaşı’nda ateşkesi sağlayan 9 Kasım 2020 tarihli 3’lü bildirisinin imzalanmasını izleyen haftalarda ortaya çıktı. Temel hedefi Güney Kafkasya’yı yakından ilgilendiren tüm konuların ele alınacağı bir zemine duyulan ihtiyaca cevap vermektedir. Platformun adının 3+3 olmasına rağmen salonda maalesef bir katılımcımız eksik. Yakın komşumuz ve dostumuz Gürcistan’ın yerinin baki olduğunu ve arzu ettiği zaman bu platforma dahil olabileceğini sizlerin önünde bir kez daha ifade etmek isterim. Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in insani felaket ve zulüm sarmalı, bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Güney Kafkasya’ya bakışımızın temelinde de bölgesel sahiplenme anlayışımız bulunmakta. Bölgesel sorunları en iyi, o bölgenin devletlerinin bildiğine ve onların çözebileceğine inanıyoruz. Nitekim bu vizyonumuzun tezahürü olarak toplantımızın ana neticelerine dair bir ortak bildiriyi de görüşmelerimizin sonunda kabul etmeyi öngörüyoruz” dedi.

  • “Savunma sanayindeki başarıyı farklı sektörlere de yayma amacındayız”

    “Savunma sanayindeki başarıyı farklı sektörlere de yayma amacındayız”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Bakan Kacır programda yaptığı konuşmada “Cumhurbaşkanımızın liderlik ettiği hükümetler döneminde son 22 yılda sağlık sektöründe 3 bin 363 yatırıma teşvik belgesi düzenleyerek 759 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 212 bin nitelikli istihdamın önünü açtık” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’yi dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına yerleştirme amacıyla ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ vizyonunun ortaya koyulduğunu hatırlatan Bakan Kacır, “Kritik teknolojilerde ‘Tam Bağımsız Türkiye’ anlayışıyla sürdürdüğümüz bu yolculukta, Türkiye Yüzyılını milli seferberlik ruhu ile hep birlikte inşa ediyoruz” diye konuştu.

    Türkiye’nin yerli ve milli imkanlarla geliştirilen projeleri hakkında da konuşan Bakan Kacır, “Geldiğimiz noktada, küresel ölçekte savaş paradigmalarını değiştiren İHA’larımız ve SİHA’larımız yaklaşık 50 ülkenin semalarında uçuyor. TCG Anadolu mavi vatanda ve uluslararası sularda özgürce yol alıyor. Uzaydaki gözümüz İMECE yer yüzünün her noktasından yüksek çözünürlüklü görüntü sunuyor. Yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A ile dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız” ifadelerini kullandı.

    “Savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıyı farklı sektörlere de yayma amacındayız”

    Bakan Kacır, “Türkiye Yüzyılının kapısını aralarken ülkemizi küresel bir üretim üssü haline getirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Paradigma değişimlerine odaklanarak savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıyı farklı sektörlere de yayma amacı taşıyoruz. Nitekim Togg, bu yaklaşımımızın bir meyvesi olmuştur. Kamu destekli özel sektör girişimi olarak hayata geçirilen Togg, mobilite ekosisteminde yaşanan küresel dönüşüme ülkemizin cevabı niteliğindedir. Benzer başarı hikayelerini başka alanlarda da gerçekleştirmek istiyoruz. Sağlık sektörü de bu alanların başında geliyor. Sağlık harcamalarımızın ve ihtiyaçlarımızın arttığı bu çağda, sağlık sektöründe yaşanan paradigma değişimleri ülkemizin teknoloji üretme ve geliştirme yetkinliklerini bir üst lige çıkarması için önemli bir fırsat penceresidir” şeklinde konuştu.

    “Son 22 yılda sağlık sektöründe 759 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik”

    Sağlık bilişim teknolojilerinde yerlileşme konusunun öncelikler arasında olduğuna da dikkat çeken Kacır, “Küresel düzeyde üç önemli mesele; büyüyen ve yaşlanan nüfus, kronik hastalıklarda artış ve artan sağlık harcamalarına karşı öngörücü, önleyici, kişiselleştirilmiş ve katılımcı akıllı yaşam ve sağlık sistemlerinin geliştirilmesini önceledik. Kritik ve stratejik olarak belirlediğimiz ilaç, tıbbi cihaz üretimine ve sağlık bilişim teknolojilerinde yerlileştirme hamlemize hız verdik. Cumhurbaşkanımızın liderlik ettiği hükümetler döneminde son 22 yılda sağlık sektöründe 3 bin 363 yatırıma teşvik belgesi düzenleyerek 759 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 212 bin nitelikli istihdamın önünü açtık” dedi.

    “Türkiye’yi sağlık girişimlerinde çekim merkezine taşıyacak her adımın destekçisi olacağız”

    Sağlık teknolojilerinde gerçekleştirilecek girişimleri de destekleyeceklerini söyleyen Kacır, “Ülkemiz teknoloji ekosistemi bugüne kadar milyar dolar değerlemeyi aşan 7 teknoloji girişimi, bizim ifademizle Turcorn çıkardı ama henüz sağlık teknolojilerinde Turcorn çıkaramadık. Bugün dünyada 120’den fazla sağlık teknolojisi girişimi bu düzeye erişmiş durumda. İnanıyoruz ki sağlık alanında nitelikli insan kaynağımız ve kurduğumuz güçlü teknoloji ekosistemiyle önümüzdeki dönemde küresel ölçekte başarı hikayeleri oluşturacağız. Türkiye’yi yalnızca Türkiye’den değil tüm dünyadan sağlık girişimleri için çekim merkezi konumuna taşıma yolunda atılacak her adımın destekçisi olacağız” açıklamalarında bulundu.

  • Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın birinci gün oturumlarına katıldı

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın birinci gün oturumlarına katıldı

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan NATO Karargahında düzenlenen NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın birinci gün oturumlarına katıldı. Bakan Güler, toplantılar sırasında pek çok NATO üyesi ülkenin Savunma Bakanları ile ayaküstü görüştü.

  • Bakan Tunç’tan Anayasa açıklaması

    Bakan Tunç’tan Anayasa açıklaması

    İstanbul Aydın Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı açılış töreni, Florya yerleşkesi Sosyal Bilimler Kampüsü Oditoryumu’nda gerçekleştirildi. Törene; Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Aydın, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı.
    Törende konuşan Bakan Tunç, eğitime verdikleri önemi vurgulayarak, “Adalet mülkün temelidir, adalet ve eğitim kalkınmanın ön şartıdır. Bu iki unsur olmadıktan sonra bir ülkenin kalkınması mümkün olamaz. Son yıllarda 22 yıldan bu yana en fazla bütçede payı eğitime ayırdık. Sınıflardaki 50-60 sayılarını 30’lara kadar indirdik. Öğretmen sayısını iki katına yükselttik. Üniversite sayıları 208’e ulaştı. 2 milyon öğrenciden bugün 7 milyon öğrenciye ulaşmış durumdayız. Kızlarımızın üniversitelerde oranı yüzde 50’yi geçti. Kız öğrencilerimizi özellikle hukuk fakültelerini seçmelerinden de çok memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Temel kanunlarımızın tamamını son yıllarda yeniledik”

    Hukuk alanında devrim niteliğinde reformlar gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Tunç, “Mevzuatımızı tamamen yeniledik. Bizim okuduğumuz yıllarda hukuk fakültesinde 80 yıllık kanunlar vardı önümüzde ve artık çağın ihtiyaçların cevap veremez hale gelmişti. Temel kanunlarımızın tamamını son yıllarda yeniledik. Ceza kanunumuzu, borçlar kanunumuzu, ticaret kanunumuzu hepsinin tamamını yenilemiş durumdayız. Şu anda yeni mevzuata göre genç kardeşlerimiz dersleri görüyorlar” şeklinde konuştu.

    Yeni hazırlanan Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde de mevzuatta önemli değişiklikler olacağını söyleyen Bakan Tunç, “Özellikle ceza adaleti sistemi ile ilgili, sistemin soruşturma, kovuşturma, infaz yasasını daha da güçlendiren, soruşturmanı etkinliğini artıran, suç işlenmesini önleyen, suç ve suçlu ile mücadeleyi daha etkin hale getirecek mevzuat değişikliklerini gerçekleştireceğiz. Yine yargılamaların uzun sürmemesi konusunda da dava aşamasını hızlandıran, adalete güveni daha yükseklere çıkaran önemli düzenlemeler olacak. Yine infaz aşaması özellikle suçlunun ıslahı, topluma karıştığında bir daha suç işlememesi ile ilgili olarak alınması gereken tedbirlerle ilgili önemli düzenlemeler olacak. Bunu masa başında hazırlamış değiliz. Özellikle bilim insanlarımız, hukuk fakültesi akademisyenlerimiz ile üzerinde 1.5 yıldır çalışmamız söz konusu. Uygulayıcılar, hakim savcılarımızla çok sayıda toplantı yaparak bunları toparladık. Ayrıca internet yoluyla vatandaşlarımızdan gelen görüşleri de dikkate aldık. Önümüzdeki birkaç gün içinde Yargı Reformu Strateji Belgemizi sayın Cumhurbaşkanımız paylaşacak” diye konuştu.

    “Türkiye’nin demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya kavuşmasını sağlayabiliriz”

    Yeni anayasa konusunda da değinen Tunç, “10 yılda bir darbelerle önü kesilen ülkemizin bir daha darbelerle karşılaşmaması için önemli yapısal reformlar yaptık. Hakimler savcılar kurulu yapısının, anayasa mahkemesi yapısının daha demokratik hale getirilmesi ile ilgili önemli düzenlemeleri hayata geçirdik. Askeri yargının kaldırılması, yüksek askeri şura yapısının demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi gibi önemli reformları hayata geçirdik.

    Anayasada ‘sıkıyönetim gerektiğinde ilan edilebilir’ diye bir madde vardı. ‘Darbeci yargılanamaz’ diye madde vardı. Tüm bunlar değiştirildi. Bunlar yeterli mi elbette değil. Onun için yeni anayasa diyoruz. Katılımcı anayasa diyoruz. Bu toplum sözleşmesini eğer biz Türkiye yüzyılının başında farklı fikirlerin bir araya gelerek, TBMM’de gurubu bulunan bulunmayan bütün siyasi partilerin bir araya gelerek bir uzlaşmayla yeni bir anayasa yapma konusunda başta usulde anlaşarak adım atması, başarmanın yarısıdır. Sonrasında konuşarak, tüm görüşleri alarak Türkiye’nin demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya kavuşmasını sağlayabiliriz. Darbecilerin yazdığı bir anayasa ile Türkiye yüzyılına başlamak, bizim için bir yüzkarasıdır. Sadece darbeci tarafından yazdırılmış olması bile değiştirilmesi için yeter sebeptir. Bunu Türkiye inşallah başarırsa gelecek için önemli bir ilerleme sağlamış oluruz” açıklamalarında bulundu.

    Kadına ve çocuklara yönelik şiddet konusunda da açıklamalarda bulunan Yılmaz Tunç, şunları söyledi;

    “Çocuklarımız korunması bizim için önemli. Onların her türlü kötülükten, istismardan korunması başta ailelerin ve devletin görevi. Anayasal bir görev bu. Geleceğimizi garanti altına almak durumundayız. Bunun için önemli çabalar var. Çocuklarımız geleceğimiz onlar çevresindeki tehlikelere karşı en korunmasız kişiler. Onlara gözümüz gibi bakmak durumundayız. Yeni çağda, sosyal medya düzeninde maalesef uyuşturucunun dünyada ve ülkemizde yaygınlaştığı dönemde özellikle çocuklarımız ve gençlerimizi bu kötülükten korumak için elimizden geleni yapmalıyız. Kadınlarımızı korumalıyız. Kadına şiddet kırmızı çizgimiz. Bir kadının bile şiddete uğraması, cinayete kurban gitmesi yüreğimizi yaralar. Milletçe bu konuda mücadeleyi sürdürmeliyiz. Kanunlarımızda bir takım değişikler yaptık, kadına karşı işlenen suçları ağırlaştırdık. İnfaz sürelerini de yukarıya taşıdık. Burada topyekün bir mücadele etmemiz gerekiyor. Bu anlamda inşallah önümüzdeki süreçte kadınlarımızı koruyacak, çocuklarımızı koruyacak önemli yasal düzenlemeleri hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacağız”.

    İsrail’in Filistin’de uyguladığı vahşete dikkat çeken Bakan Tunç, “400 yıl boyunca her dinden insanın barış içinde yaşadığı Filistin bugün kan gölü. Bu sadece 7 Ekim’den bu yana olanlar değil 1 asırdan bu yana zulüm var. O işgale karşı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin sayısız kararları var. Bu kararların hiçbirisine uymayan bir devlet var karşımızda. Adeta bir örgüt, bir terör devleti gibi hareket eden bir yapı var. Buna dur diyecek uluslararası sistem maalesef yok. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘dünya 5’ten büyüktür’ derken birileri ülkemizde bile ‘ne faydası var ki bu konuşmanın’ diyordu. Bugün dünya liderlerini birçoğu BM yapısının reforma tabi tutulması gerektiğini savunuyor. Uluslararası Adalet Divanı’nda bir yargılama başladı. Biz müdahillik talebinde bulunduk. Beyanlarımızı ilettik. Suç delillerini de ibra ettik. En kapsamlı dosyayı biz takdim ettik. Sonrasında da müdahale dilekçesi verdik. Uluslararası Adalet Divanı tedbir kararları verdi. Bunların içinde ateşkes var, insani yardımlara izin vermek var. ‘Bunlara uymanız gerekir’ dedi. ‘Esas hakkında karar vermiyorum ama burada soykırıma giden bir durum var, BM soykırım sözleşmesinin ihlali kanaatindeyim’ dedi. Tedbir kararları verildi. Kim uygulayacak bunları. BM Güvenlik Konseyi. Güvenlik Konseyi’nde tüm dünyayı temsil eden bir yapı var mı yok. Orada bir veto hakkı kullanıldığında karar uygulanamıyor. BM Güvenlik Konseyi, tamamen görünürde bir güvenlik konseyi. Dünyanın güvenliği tehdit edilirken eğer bu konsey mahkeme kararını icra edemiyorsa onun bir anlamı yok” dedi.

  • ‘‘Depremden zarar gören eski hastane tekrar faaliyete geçecek‘‘

    ‘‘Depremden zarar gören eski hastane tekrar faaliyete geçecek‘‘

    Kilis’te bulunan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun ilk durağı Kilis Valiliği oldu. Protokol üyeleri tarafından karşılanarak Kilis Valisi Tahir Şahin ile bir araya gelen ve valilik şeref defterini imzalayan Memişoğlu, daha sonra basına kapalı toplantı yaptı. Bakan Kemal Memişoğlu, toplantı sonrası Pof. Dr. Alaeddin Yavaşca Devlet Hastanesine ziyarette bulundu. Burada basın açıklaması yapan Memişoğlu, dün Malatya’da meydana gelen deprem ile ilgili açıklamalarda bulunarak, ‘‘Malatya’da meydana gelen depremde çoğunluğu yüksekten atlayan 9 vatandaşımızı hastanemizde tedavi altına aldık. Herhangi bir sorunumuz yok. İnşallah En yakın zamanda taburcu edeceğiz” dedi.

    Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, ‘‘Bugün Kilis’in sağlık hizmetlerini değerlendirdik. Kilis binlerce yıllık medeniyetlerin izini taşıyan çok kadim bir şehir. Buradaki hem sağlıkla ilgili sorunları hem alt yapısını hem de arkadaşlarımızı ziyaret ettik ve değerlendirmelerde bulunduk. Tabi depremi de yaşamış bir şehir. Bu şehir esasında 2011’den beri Suriye’deki karışıklıktan Türkiye’de en çok etkilenen bir şehirdir. Birçok misafirperverlik yapmışlar. Birçok destek vermişler. Daha sonra da depremde maalesef yine etkilenmiş bir şehrimiz. Ama bütün yaraları sarmışlar. Herkese teşekkür ediyoruz. Bizi misafir gibi karşıladılar ve gönüllerine bastılar çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    ‘‘Depremden zarar gören eski devlet hastanesi kısa sürede hizmete açılacak”

    6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde hasar gören eski devlet hastanesinin ufak tadilatlardan sonra hemen hizmete gireceğini belirten Bakan Memişoğlu, ‘‘Kilis’te depremle beraber sağlık hizmetlerindeki eksiklikleri tamamlamış durumdayız. Çok kısa zamanda inşallah Kilis’te daha önce kullanılan bu hastane binası olan hastanemizi de küçük tadilattan sonra hizmete sunacağız. Orası bizim için önemli stratejik bir hastane. Bu hastanenin ek binası aynı zamanda. Sağlık hizmetleriyle ilgili eksikliklerimizi tamamlayacağız bir şekilde. Daha da iyi sağlık hizmet çalışacağız. Ben bütün ekibe, başta valim olmak üzere Kilislilerimize, insanlarımıza hizmet eden sağlık hizmetini çok iyi bir şekilde sunan bütün ekiplerimize teşekkür ediyorum. Biz biliyorsunuz temel sağlık hizmetlerini ön planda tutuyoruz. O nedenle aile Hayat merkezlerimizle ilgili de burada iyi yatırımlar yapılmış. Onları da biraz daha geliştireceğiz. Ve aynı zamanda malumlarımız bazı mevzuatta çalışmaları yapıyor. Hekim arkadaşlarımız emin olsunlar ki iyi hekimlik uygulamasını yapan gerçek Hekimlik değerlerini taşıyan bizler gibi onlar da bu mevzuatlardan faydalanacaklar, yararlanacaklar. Onların bilmesini istiyorum. Özellikle hekim arkadaşlarıma, aile hekim arkadaşlarıma bunu ifade etmek istiyorum. Aile hekimleri bizim için çok değerli ve önemli bir yerdeler Onlar mahallenin en uç noktasındaki ailelerin içindeki sağlıkçılarımız. Onun için merak etmesinler. Biz elimizden geldiğince onları en iyi şekilde mevzuata hazırlıyor ve destekleriyle bilmelerini istiyorum” ifadelerini kullandı.

    ‘‘Malatya’daki depremde yaralanan 9 vatandaşımız tedavileri devam ediyor”

    Bakan Memişoğlu, “Bunun yanında özellikle Malatya’da dün yaşanan deprem için bütün insanlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Şu anda hastanemizde dokuz kişi yaralanmalarından dolayı özellikle korkudan ve yüksekten atlayanlar, depremde yıkımlardan direk etkilenenler değil. Depremden direkt etkilenenler değil, yıkımlardan onların da tedavileri devam ediyor. İnşallah yakın zamanda onları da taburcu edeceğiz. Herkese yeniden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Özellikle Malatyalı hemşehrilerimize. Bizler sağlıkçılar olarak her zaman afet olsun, salgın olsun her türlü bu tür maalesef zor ve acı olaylarda hizmete devam ediyoruz. Etmeye de devam edeceğiz. Sağlık sistemi Cumhurbaşkanımızın liderine gerçekten çok gelişti. Hem altyapı, hem insan gücü olarak. Bunu aynı zamanda hizmette başardığımız gibi inşallah üretimde de sağlığın teknolojisini de geliştirmekte de kullanacağız” diye konuştu.

  • Bakan Göktaş’tan Rojin’in ailesine taziye telefonu

    Bakan Göktaş’tan Rojin’in ailesine taziye telefonu

    Van’da 27 Eylül’de kaybolan ve daha sonra Van Gölü kıyısında cesedi bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in cenazesi, dün Diyarbakır’da toprağa verildi. Bakan Göktaş, kızlarını kaybeden acılı aileyi arayarak, başsağlığı dileklerini iletti. Baba Nizamettin Kabaiş ile görüşerek üzüntüsünü ifade eden Göktaş, ailenin yanında olduğunu ve konunun takipçisi olacağını vurguladı.

  • “Depremden 249 vatandaş etkilendi”

    “Depremden 249 vatandaş etkilendi”

    İçişleri Bakanı Yerlikaya, Malatya’da dün meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki deprem sonrası depremin etkilediği illerde çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

    Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yerleşim yerlerinde köy köy, mahalle mahalle başlatılan hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü belirterek, “Çalışmalara AFAD’dan 210 personel ve 55 araçla birlikte tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızla, STK’larımızdan toplam bin 216 personel ve 363 araç katıldı. Depremden sonra en büyüğü 3.3 olan 194 artçı meydana geldi. Sağlık Bakanlığımızdan alınan bilgiye göre depremden Malatya’da 55, Elazığ’da 111, Şanlıurfa’da 37, Diyarbakır’da 19, Adıyaman’da 18, Erzincan’da 6 ve Kahramanmaraş’ta 3 olmak üzere toplam 249 vatandaşımız etkilenmiştir. Elazığ’da 9, Malatya’da 2 toplam 11 vatandaşımızın tedavisi devam ediyor. Şu ana kadar 112 Acil Çağrı Merkezimize bin 475 ihbar geldi. Bu ihbarların bin 223’ü bilgi, 252’si de yardım amaçlıdır. Kızılay tarafından Malatya ve Elazığ’da 12 bin kişilik yemek hizmeti verilmektedir” dedi.

  • Bakan Kurum’dan deprem açıklaması

    Bakan Kurum’dan deprem açıklaması

    Malatya’nın Kale ilçesinde dün saat 10.46’da meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki deprem, Elazığ başta olmak üzere çevre illerde hissedildi. İlk belirlemelere göre 3 binada kısmi çökme meydana geldi.

    “Vatandaşlarımız müsterih olsun, gereken adımları atacağız”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 5,9 büyüklüğündeki Kale depremi sonrası hasar tespit çalışmalarıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “5,9 büyüklüğündeki deprem sonrası Yapı İşleri Genel Müdürlüğümüze bağlı hasar tespit ekiplerimizin çalışmaları sürüyor. Şu ana kadar bin 211 ihbar değerlendirilmiş; Elazığ’da 20 ağır hasarlı, 517 az hasarlı, Malatya’da 18 az hasarlı bina tespit edilmiştir. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Hasar tespit çalışmalarımızı bir an önce tamamlayarak, gereken tüm adımları atacağız” ifadelerini kullandı.

  • “Gazze’de yaşanan katliamlar gözümüzün önünde gerçekleşmektedir”

    “Gazze’de yaşanan katliamlar gözümüzün önünde gerçekleşmektedir”

    Genç Memur-Sen, üniversite teşkilatı olan Akademik Düşünce Eğitim ve Medeniyet Topluluğu (ADEM) tarafından düzenlenen ve nitelikli konuklarla gençleri bir araya getirmeyi amaçladığı yeni bir projeye imza attı. ADEM Akademi tarafından 16-27 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek ve eğitim, hukuk, siyasal ve ilahiyat olmak üzere dört farklı başlıkta toplam 17 konuğun bulunacağı etkinliğin ilk oturumuna Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun katılım sağladı. 18-35 yaş aralığındaki gençlerin başvuru yapabildiği sertifikalı programda alan başvurusu sınırlaması bulunmuyor.

    “ADEM Akademi programımız ilahiyat, hukuk, eğitim ve siyasal alanında dörder dersten oluşuyor”

    Etkinlikte konuşma yapan Genç Memur-Sen Genel Başkanı Mesut Emre Balcı, “Ankara’daki üniversite öğrencisi arkadaşlarımıza dört farklı başlıkta hazırlamış olduğumuz eğitimlerle, seminerlerle mevcut derslerinizde, okulda, üniversitede aldığınız teorik derslerinizin ötesinde, konuklarımızın tecrübelerinden ve farklı bakış açlarından faydalanacağınız nitelikli eğitimler gerçekleştirmiş olacağız. ADEM Akademi programımız ilahiyat, hukuk, eğitim ve siyasal alanında dörder dersten oluşuyor. Ve inşallah ilahiyat alanındaki dört dersin tamamına katıldığınızda sizlere bir sertifika takdimi de gerçekleştireceğiz. Yine kitap çekilişlerimiz olacak. İnşallah kurum ziyaretlerimiz olacak. Yani hem akademik bilgiyi hem tecrübeyi hem de kurumsal bilgileri aldığımız, paylaştığımız güzel bir içerik olacak inşallah. Bugün de ilk dersimizi hep birlikte gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Gazze’de yaşanan katliamlar gözümüzün önünde gerçekleşmektedir”

    Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Argun ise öğrencilere ders anlatmaya başlamadan önce, ‘Devamu’l hal mine’l muhal, ya yeni hal ya izmihlal’ sözünün tanzimatın olgusu olduğunu hatırlatarak, “Devamu’l hal mine’l muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Uluslararası ilişkilere baktığımız zaman gerçekten bizim ülkemizdeki bu potansiyeli, çevremizi saran büyük tehlikeleri ve yaklaşmakta olan büyük savaşı düşündüğümüz zaman bir seferberlik ruhunun hepimizi kuşatması gerektiği için bu cümleyi başlık olarak seçtim. Zor zamanlardan geçiyoruz. Ümmet olarak, ülke olarak, bölge olarak, coğrafya olarak. Gazze’de yaşanan katliamlar gözümüzün önünde gerçekleşmektedir. Savaş hızla bölgeye yayılmakta. Artık Türkiye’ye gelir mi, gelmez mi, gelirse ne yapılmalıdır, nasıl tedbirler alınmalıdır diye konuştuğumuz bir ortamda bir ilahiyat fakültesi öğrencisi ya da mezunu hangi donanımlarla yetişmelidir, kendisini bu yeni siyasi dengesizliğe, bu yeni askeri meydan okumalara karşı nasıl daha donanımlı yetiştirilebilir sorusunun cevabını bu akşam hep beraber arayacağız” diye konuştu.