Kategori: Siyaset

  • Sözcü Çelik’ten Katz’ın paylaşımına tepki

    Sözcü Çelik’ten Katz’ın paylaşımına tepki

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın paylaşımına tepki göstererek, “Netanyahu’nun Nazi Dışişleri Bakanı Katz’ın, Cumhurbaşkanımız hakkındaki sözleri, katliam şebekesinin hukuk önünde hesap verme korkusunun ürünüdür” ifadesini kullandı.
    “Tam bir ‘Nazi’ olan Dışişleri Bakanı Katz ve katliam şebekesinin diğer üyeleri eninde sonunda hukuk önünde hesap verecektir” değerlendirmesinde bulunan Çelik, şunları kaydetti:
    “Cumhurbaşkanımız Gazze’de şehit olanları, insanlık cephesi ve insani değerler adına selamlamıştır. Cumhurbaşkanımız, soykırım şebekesine karşı insanlık cephesinin en gür ve kararlı sesidir. Bundan rahatsızlık duyanlar ise soykırım, katliam ve barbarlığın temsilcileridir.”

  • İstismara karşı araştırma komisyonu kurulacak

    İstismara karşı araştırma komisyonu kurulacak

    Çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunarak akıl, ruh ve beden sağlıklarının gelişimi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir meclis araştırması komisyonu kurulmasına dair karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Resmi Gazete’de yayımlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararına göre, çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunarak akıl, ruh ve beden sağlıklarının gelişimi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince meclis araştırma komisyonu kurulacak. Kurulacak olan komisyon 22 üyeden oluşacak. Komisyon çalışma süresi Başkan, Başkanvekili, Sözcü ve Katip seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olacak ve gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilecek.

  • İspanya Başbakanı, İsrail saldırılarını ‘işgal’ dedi

    İspanya Başbakanı, İsrail saldırılarını ‘işgal’ dedi

    İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, parlamentoda gerçekleştirdiği konuşmasında İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına değindi. İsrail’in Lübnan saldırılarını “işgal” olarak tanımlayan Sanchez, uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini dile getirdi. Sanchez, “Lübnan gibi egemen bir devletin üçüncü bir ülke tarafından işgal edildiği açıktır ve bu nedenle uluslararası toplum buna kayıtsız kalamaz. Ukrayna’daki, aynı zamanda Gazze’deki durumu kınadık. Şimdi de Lübnan’ın işgalini kınıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Sanchez, daha önce “İsrail’in uluslararası insancıl hukuka uyduğuna dair şüpheleri” olduğu sözleri ile İsrailli yetkililerin tepkisini çekmişti. İspanya, geçtiğimiz mayıs ayında Filistin Devleti’ni resmen tanıma kararı almıştı.

  • ”Eziyet Yönetmeliğine Hayır!”

    ”Eziyet Yönetmeliğine Hayır!”

    Bursa Tabip Odası (BTO), Genel Sağlık İş Sendikası, HEKİM SEN, Hekimler Birliği Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi (SES), Bursa Aile Hekimleri Derneği (BURSAHED) ile Birlik ve Dayanışma Derneği’nin çağrısıyla gerçekleşen ortak basın açıklamasında ‘Eziyet Yönetmeliğine Hayır!’ denildi.

    Yapılan ortak açıklamayı Aile Hekimleri Derneği Bursa Şube Başkanı Dr. Zeynep Özsevimli okuyarak, “Bu Eziyet yönetmeliği, birinci basamak sağlık hizmetlerini ciddi ölçüde sekteye uğratacak görünüyor. Buna sessiz kalmamız mümkün değil” dedi.

    Açıklamanın ardından söz alan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş, “Bizi anlayan bir bakan getirdiler ama o da yanlış anladı. Şu anda getirdikleri yönetmelikle, zorbalıkla, işimizden etme tehdidiyle, paramızı kesme tehdidiyle, birinci basamağı güçlendirmeye çalışıyorlar. Bunun mümkün olmadığını biliyoruz. Siz bize ceza koyarak, birinci basamağa daha işlevli hale getiremezsiniz. Bize zorla bir şey yaptıramazsınız” şeklinde açıklama yaptı.

    Basın açıklaması metninin tamamı şu şekilde;

    Bugün; Sızdırılan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme yönetmeliği taslağı için burada toplandık. Bu Eziyet yönetmeliği, birinci basamak sağlık hizmetlerini ciddi ölçüde sekteye uğratacak görünüyor. Buna sessiz kalmamız mümkün değil.

    Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan bizler için; sızdırılan bu Eziyet yönetmeliği taslağı hayal kırıklığı yarattı. Özlük haklarımız da yapılacak iyileştirme, vekâletsiz yıllık izin, tek kalem maaş, sağlıkta şiddetin önlenmesi beklentimiz varken; Aile hekimlerinin haklarının karmakarışık ve bir mantığa dayanmayan matematiksel formüllerle ifade edildiği Ödeme ve Sözleşme yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Emek hiç sınıflandırılır mı? Emeğimizin ve her hizmetimizin bir oran üzerinden ücretlendirildiği dayatma bir sisteme boyun eğmeyeceğiz.

    Aile hekimliği sistemi; her yeni bakanın keyfine göre ve sık sık değişen yönetmeliklerle yapboz tahtasına döndü. Performans baskısı ve tehdidi ile hekimleri, birlikte çalıştığımız ebe ve hemşirelerimizi mesleğinden soğutan bir noktaya getirildi. İş güvencemiz yok sayıldı. Doktorluk büyük fedakarlıklar isteyen, gönül işi bir meslektir evet ama bizim de ailelerimiz, geçim sıkıntımız olduğu unutulmamalı. Hekimin işi, insan hayatı. Sürekli hak, hukuk ve geçim düşünen bir hekim nasıl sağlıklı bir hizmet sunabilir?

    Tüm bunlara ek olarak bir de hasta hekim ilişkilerini bozan uygulamalarla hekimlerin şiddete uğramasına göz yumuluyor. Artık yeter!!! Kendisine sağlıklı olduğu için başvurmayan, İlaç rapor işlemleri için hastaneye giden, istediği ilacı yazmadığı veya rapor alamadığı için memnun olmayan hastalar için hekimler cezalandırılamaz, maaşları kesilemez

    Sağlık Bakanlığı bizlere tamamen kendi istedikleri bir sistemi kabul ettirmeye çalışıyor. Bu Eziyet yönetmeliğini kabul etmiyor, tasarının geri çekilmesini istiyoruz. Bizler Aile Hekimleri, Hemşirelerimiz ve Ebelerimiz ile birlikte Eziyet Yönetmeliği düzeltilene kadar mücadelemizi sosyal medya, basın açıklamaları ve mitingler ile sürdüreceğiz.

    Bu nedenle haftaya ‘siyah’ giyerek başladık ve 12 Ekim’de Ankara’da Türkiye’nin her yerinden gelen il başkanlarımızla birlikte bir basın açıklaması yapacağız. 19 Ekim’de de Ankara’da büyük bir ‘Aile Hekimliği Mitingi’ gerçekleştireceğiz. Birlikteliğimiz gücümüzdür. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan arkadaşlarımızın hepsini tek yürek, tek ses olmak için Ankara’ya bekliyoruz.

  • Domuz etinin kasaplık etler sınıfına alındığı iddialarına yanıt

    Domuz etinin kasaplık etler sınıfına alındığı iddialarına yanıt

    Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü bazı sosyal medya hesaplarında yer alan “domuz etinin kasaplık etler sınıfına alındığı” yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını duyurdu.
    Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, sosyal medyada yayılan iddialar üzerine kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yapıldığı belirtildi.
    Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Bazı sosyal medya hesaplarından ‘domuz etinin kasaplık etler sınıfına alındığı’ şeklinde dolaşıma sokulan Türk Gıda Kodeksi Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği yürürlükte değildir. Et ürünlerine ilişkin halen yürürlükte olan Türk Gıda Kodeksi Et, Hazırlanmış Et Karışımları Tebliği’nde domuza ilişkin bir tanım, ifade ve atıf bulunmamaktadır. Bakanlığımızca gerçekleştirilen tüm denetimler bu ve diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde titizlikle sürdürülmektedir. Sosyal medya üzerinden bu konuda yapılan dezenformasyon, manipülasyon, iftira ve yalanlar gerçeği yansıtmamaktadır.”

  • TBMM’de insan hakları, islamofobi ve ırkçılık konuşulacak

    TBMM’de insan hakları, islamofobi ve ırkçılık konuşulacak

    Komisyona üye milletvekilleri ve RTÜK Başkan Yardımcısı Deniz Güler ile temsilcileri katıldı. Toplantı öncesi konuşmasını gerçekleştiren Ak Parti İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım, “Bugün son dönemlerde artan İslamofobi ve ırkçı söylemlerle ve İslamofobi ve ırkçılık söylemlerinin neden arttığı ilgili bir değerlendirme yapacağız. Bununla ilgili de basın ve medyanın bu söylemlere ve insanların davranışına etkisi konularında başkan yardımcımız bir sunum yapacak. Sonra da milletvekillerimizin değerlendirmelerini alıp, varsa çözüm önerilerimiz gerek yasal düzenlemeyle inceleme ve denetimle alakalı da çözüm önerilerimiz varsa bunları değerlendirmiş olacağız. Bu konuların önüne geçme adına biz alt komisyonu ve insan hakları komisyonu olarak ve olarak ne tür katkı sunarız? Her vekilimiz kendi düşünce çerçevesinde katkılarını, çözüm önerilerini de sunarsa buralardan istifade etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.

    “İslamofobi ve ırkçılık insanlarımızı ayrıştırıyor”

    İslamofobi ve ırkçılığında doğma noktasının noktasının Batı olduğunu ifade eden Yıldırım, “Gerek Batı’da gerek batı kaynaklı islamofobi ve ırkçılık insanlarımızı ayrıştırıyor. İslamofobiye de batı çıkarmıştır. Batı’nın zihninde bir İslam algısı ve müslüman algısı vardır. Müslüman eşittir teröristtir. Müslüman eşittir kadın düşmanıdır. Müslüman, eşittir ya da İslam eşittir çocuk ve insanlık düşmanıdır. Biz bunu zaman zaman kendi önceki dönemlerimizde kendi filmlerimizde dahi görüyoruz. Yani nerede bir Müslüman profili varsa üçkağıtçı gösteriliyor. Mesela imamlar kendi filmlerimizde bile çok kötü insanlar olarak gösteriliyor. Pazarlıkçı, dinden uzak, dini bile yaşantısı da düzgün olmayan, kadın ve çocuk düşmanı, gibi profiller de maalesef yıllardan beri böyle bir altyapı oluşturulmuştur. Benzer şey ırkçılık için de geçerlidir” diye konuştu.

    Dünyada 2 milyar Müslüman olmasına rağmen herkesin İslam düşmanlığı yapabildiğini belirten Yıldırım, “Çok az sayıda Yahudi olmasına rağmen Yahudilere karşı işlenen söylem ve eylemlerle ilgili suçlara yönelik yaptırımlar vardır. Ama dünyada iki milyar Müslüman var. Herkes İslam düşmanlığı yapabiliyor. Herkes Müslüman düşmanlığı yapabiliyor. Ama buna karşı da bir yaptırım maalesef söz konusu olamıyor. Buralardan hem İslam hem de Müslümanlar zarar görmüş oluyor. Dolayısıyla bunlara ilişkin bu tarz düşmanlıkların oluşumunda, medyanın etkisi nedir? Bu dijital medya dediğimiz platformların etkisi nedir? Sosyal medyanın etkisi çok büyüktür. Sosyal medyayla alakalı da RTÜK’ün bildiğim kadarıyla herhangi bir müdahalesi veya onunla ilgili inceleme, denetleme ve yatırım gibi bir olaylar söz konusu değildir. Sosyal medyanın kontrolüyle ilgili veya gerek çocuklarımız, gerek kadınlarımız, gerekse toplum için bununla ilgili de dünyadaki örnekler veya tavsiyeler, çözüm önerileri nedeniyle kıymetli vekillerimizin görüşlerine başvuracağız” dedi.

  • Nilüfer Kayapa’daki koku sorununu meclise taşındı

    Nilüfer Kayapa’daki koku sorununu meclise taşındı

    Bölgede yaşayanların Kayapa Organize Sanayi Bölgesi’nden çevreye yayılan kokudan duydukları rahatsızlığı yaptıkları eylemlerle ortaya koyduğunu vurgulayan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, “Ortada ciddi bir sorun var ve ivedilikle çözülmesi gerekiyor. Maalesef sadece Kayapa bölgesinde değil kentin geneline yayılan bir koku sorunu olduğunu artık Bursalılar da biliyor. Hissediyor. Kayapa’da hayatını sürdüren vatandaşlarımız günlük yaşamlarını sıkıntıya sokan kokunun oturdukları sitelere komşu sanayi bölgesinden yayıldığını hissedebiliyorlar. Kokunun kimyasal madde kaynaklı olduğu düşüncesindeler ve bunun kendilerine, çocuklarına zarar vermesinden endişe ediyorlar. Sorunun çözümü için de eylemler yaparak seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bu sorunun çözümü etkili denetimden geçiyor. Bunu yapacak olan da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Bu nedenle Bakan Kurum’un cevaplaması için Kayapalıların endişelerini ifade eden soru önergesi verdik. Umarız, Bakan; soruna ivedilikle yaklaşır, sorunun çözümüne katkı sunar” diye konuştu.

    CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a, Kayapa Sanayi Bölgesi’ndeki kimyasal koku yayılımı ile ilgili bir denetim yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise hangi fabrikalara cezai işlem yapıldığını, kaç fabrikanın bu kapsamda denetlendiğini, geceleri yoğunlaşan kokunun önlenmesi için neler yapıldığı, fabrikaların baca filtreleme sistemlerinin ne ölçüde denetlendiği, denetimlerde uygulamadan kaçınan sanayi tesislerine ne gibi yaptırımlar uygulandığını sordu.

  • Onlarca suç kaydı olan şüpheliler tutuklu yargılanacak

    Onlarca suç kaydı olan şüpheliler tutuklu yargılanacak

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

    Son dönemde artan şiddet ve cinayet olaylarına ilişkin tepki gösteren Erdoğan, Ceza İnfaz Hükümleri’nde değişikliğe gideceğini açıkladı.

    “İnsanlarımızın hayatını güvenle hissedebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız.” diye konuşan Erdoğan, “Belirli suçlarda infaz hükümlerinin, alınan cezanın yüzde 10’u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Mesela 5 suç kaydı olan birinin, diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden tutuklu yargılanmasının önü açılacak. Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı belirlenecek.” dedi.

    Kadın cinayetlerine sert tepki gösteren Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

    “2023 yılında yapılan bir düzenleme ile boşanmış eşe karşı işlene şiddetin cezası artırıldı. Bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizden sonra yapılmıştır.” diye konuşan Erdoğan, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadelede en ufak bi menfi etkisi olmamıştır. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı kanundur.” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    6-8 EKİM OLAYLARI

    Dün 6-8 olaylarının 10. yıl dönümüydü.

    Kobani bahanesiyle kışkırtılan bu menfur olaylarda 2 emniyet görevlimiz şehit oldu. 35 kişi hayatını kaybetti. 435’i sivil, 326’sı güvenlik görevlisi 761 insanımız da yaralandı. Bugün malum çevreler tarafından hala demokratik bir eylem gibi lanse edilen olaylar sonucunda çok sayıda ev, iş yeri, okul, Kur’an kursu, kütüphane, kültür merkezi, müze ve yurt binası zarar gördü.

    Yasin Börü ve arkadaşlarına yapılan caniliği 100 yıl geçse de unutamayız. 6-8 Ekim olaylarında rolü olanlar mahkemeler önünde işledikleri suçların hesabını vermiş, hakettikleri cezalara çarptırılmıştır.

    SİYASETTE NORMALLEŞME GÖRÜNTÜLERİ

    Bir elinde silah tutatak siyaset yapılmaz. Şiddeti hak arama yolu görerek siyaset yapılmaz. Şiddetle arasına mesafe koyan anlayışa yer vardır. Sırtını dağa yaslayan terör siyasetine yer yoktur.

    Biz yeni yasama yılında siyasette farklı bir üslup görmek istiyoruz. Milletin faydasına olacak her konuda diyalogdan kaçınmayız. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin açıklamalarını takdirle karşılıyor, çok kıymetli buluyoruz.

    Bölgemizin içinde bulunduğu atmosferi düşünerek daha fazla konuşmaya, uzlaşıya, diyalog zeminini genişletmeye ihtiyacımızın olduğu kanaatindeyiz.

    İSRAİL’İN GAZZE-LÜBNAN’A SALDIRILARI

    7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırıları geride bıraktık. 50 bin kardeşimiz şehit edildi.

    Dün kapalı oturumda iki bakanımız bilgi verdi. Toplantı sonrası CHP Genel Başkanı’nın yaptığı açıklamaları esefle karşıladık. Ucuz polemik peşinde konuşuyor. Açıkçası Sayın Özel’den daha olgun bir tavır beklerdik. Daha düne kadar PYD ile ilgili çok iyimser cümleler kuranlara bazı gerçekleri anlatamayacağımızın bilincindeyiz.

    Çevremiz ateş çemberinden geçiyor. Nihai hedefin neresi olduğunu görüyoruz. Güvenliğimizden taviz vermeyiz. Bölgemiz ve topraklarımız üzerinde ameliyat yapılmasına müsade etmeyeceğiz. Türkiye, yayılmacı heveslerin vatan topraklarına dikilen kem gözlerin kabaran işgalci niyetleri kursakta bırakacak kudrete ziyadesiyle sahiptir. Vadedilmiş topraklar hezeyanının sonu hüsrandır.

    “SİYONİST TERÖR ÖRGÜTÜDÜR”

    İsrail bir siyonist terör örgütüdür. Gazze’de son 100 yılın en büyük soykırımını yaptı. Tarih, İsrail’i affetmeyecek. Gazze kasabı siyonist Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde ayakta alkışlayanları tarih affetmeyecektir. Tarihin doğru tarafında olan ülkeler de oldu. Onlarla her zaman beraber olacağız. İnsanlık cephesinde yer alan tüm halkları yürekten tebrik diyorum.

    Filistin halkının soykırım şebekesi karşısında Müslümanların izzetini de savunduğunu çok iyi biliyoruz. Hamas Filistin’in Kuva-yi Milliyesi’dir. Herkes için barış herkes için özür Filistin diyoruz. Tek başımıza kalsak dahi asil duruşumuzu asla bozmayacağız. Zalimler karşısında susmayacağız. Filistinli, Lübnanlı kardeşlerimize dayanışma mesajlarımızı gönderiyor, her zaman yanlarında olacağımızı hatırlatmak istiyorum. İnsani yardımlarımızı daha da artıracağız.

    YENİ EKONOMİ PROGRAMI

    22 yıldır hizmet mücadelesi veriyoruz. Ülkemizde ekonomiyi, demokrasiyi, kardeşliği büyütmek için canla başta mücadele ediyoruz. Ekonomiyi ve kardeşliği büyütmek için canla başla çalışıyoruz. Yeni ekonomi programıyla önemli mesafe aldık.

    “TIKANIKLIK VARSA NEŞTERİ VURACAĞIZ”

    Bazı müessir olaylar milletimizi kendini güvende hissetme ve adaletin tecellisi konusunda tereddüte düşmesine sebebiyet vermiştir.

    Son dönemde ardı ardına gelen polis memurumuzun şehit edilmesinden ve genç kızlarımızın vahşice katledilmesine kadar bir dizi hadise milletimizin haklı bir tepkisine yol açmıştır. Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin ortalıkta dolaşması herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Bazı önemli adımlar atma kararı aldık. İnsanlarımızın hayatını güvenle hissedebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teşkilatımız işçinde bir zafiyet varsa neşteri vurup gidereceğiz. Adalet sistemimizde yanlışlık varsa tıkanıklık varsa neşteri vurup onu da çöüzme kovuşturacağız. Sosyal medyada suçu teşvik etmede gerekli müdahalede bulanacağız.

    Çok sayıda suç kaydı olan kişilerin yargılama safhasında görülebilmesini sağlayacağız.

    Bunlarda ilki kurumsal düzenleme. İkincisi seri suç işleyenlerin tutuklanabilmesi uygulamasının kolaylaştırılmasına yöneliktir.

    Belirli suçlarda infaz hükümlerinin, alınan cezanın yüzde 10’u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Mesela 5 suç kaydı olan birinin, diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden tutuklu yargılanmasının önü açılacak. Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı belirlenecek. Bu husus toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacak. Kanunların suçlu lehine işlemesi çarpıklığını düzeltecek ilk adım kurumsal düzenleme, 2’si seri suç işleyenlerin tutuklanmasının kolaylaştırılmasına yönelik. Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur.

    “KADIN HAKLARI KONUSUNDA BİZE DERS VERECEK YOKTUR”

    Toplumda adalet duygusu güçlenecek. Adaleti tesis etme boynumuzun borcudur, nerede sorun varsa düzelteceğiz.

    Kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalafet partisi yoktur. Kadının statüsünü güçlendirmede elimize su dökecek hiçbir parti yoktur. Ülkemize çağ atlatan kadro yine biziz.

    Son dönemde medya organlarımız, özellikle reyting kaygısı ile basın ilkelerini umursamayan, son derece sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladı. Habercilik adına üzülerek söylüyorum mağdurlar tekrar mağdur ediliyor. Bunu kabul etmemiz söz konusu olamaz. Basınımız elbette özgür olmalıdır. Ama bu toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya engel değildir.

    CHP LİDERİNE SERT TEPKİ

    Sayın Özel, kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun. Kendi tarihiyle bir yüzleşsin sonra yüreği yetiyorsa çıkıp AK Parti’yi eleştirmeye kalksın. Kadına şiddetin en temel nedeni alkol bağımlılığıdır.

    Kadına yönelik şiddetle mücadeleye katkı sunmak istiyorsan rakı reklamı yapmaktan vazgeç.

    İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

    2023 yılında yapılan bir düzenleme ile boşanmış eşe karşı işlenen şiddetin cezası artırıldı. Bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizden sonra yapılmıştır.

    İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı, içerisinde sıkıntılı ifadeler bulunan söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı kanundur. Bu konuda yürütülen propagandanın en küçük bir temeli, en küçük bir dayanağı ve haklılık tarafı yoktur.

    Şiddetsiz bir Türkiye için devletimizin tüm kurumları koordinasyon içinde çalışmayı sürdürecektir. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle çalışmamıza devam edeceğiz. Kadınlarımızdan gönüllerini ferah tutmalarını istiyorum. çelikten kalkanı söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı kanundur.

  • “593 gençlik merkezimiz var”

    “593 gençlik merkezimiz var”

    Ankara’nın Altındağ ilçesinde Fidan Diyanet Gençlik Merkezi törenle hizmete açıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, programda yaptığı konuşmada Diyanet Gençlik Merkezleri’nde gençlerin şahsiyetinin inşa edileceğini söyledi. İslam tarihinde gençlerin büyük görevler gerçekleştirdiğini belirten Erbaş, “Peygamber Efendimizin yanında yer alanların çoğunluğunun gençler olduğunu görürsünüz. Peygamber Efendimiz, bu şahsiyet inşasını Fidan Gençlik Merkezi’nin aslında ilham kaynağı olarak kabul edebileceğimiz Mescid-i Nebevi’nin içindeki suffede gerçekleştirdi. Şahsiyet inşasını orada gerçekleştirdi” ifadesini kullandı.

    “İrfanla, bilgiyle, hikmetle sulayacağız”

    Ashap ve sahabelerin kendi kendilerine yetişmediğini vurgulayan Erbaş, “Diktiğimiz şu güller birkaç gün sulamayın bakalım ne hale geliyor. İşte buradaki fidanları adeta biz ilimle, irfanla, bilgiyle, ahlakla sulayarak yetiştireceğiz inşallah. Fidanları nasıl suluyorsak, buradaki fidanları da ahlakla sulayacağız. İrfanla, bilgiyle, hikmetle sulayacağız” şeklinde konuştu.

    “Toplumda gençlerin elinden ve dilinden emniyette miyiz?”

    “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emniyette olduğu kimsedir” diyen Prof. Dr. Ali Erbaş, şunları kaydetti:
    “Tanıma bakar mısınız? Bundan daha derli toplu, bundan daha anlamlı bir tanım olabilir mi? Toplumda gençlerin elinden ve dilinden emniyette miyiz? Örnekler vermek istemiyorum. Örnekleri verdiğimiz zaman şuyu vukuundan beter olabiliyor, yaygınlaşabiliyor. Kötü örnekleri aslında ilgililere bırakıp onların takibini, mahkemesini, suçunun cezasını vermeyi ilgililere bırakıp medyada, şurada burada çok da haber konusu yapmamak lazım. Bilmeyenlere bildirmek, duymayanlara duyurmak, görmeyenlere göstermek kötülüğün yayılmasına destek olmak demektir. Bunu yapıyoruz biz. Çok acı olaylar oluyor. Onları hemen ilgililer bir şekilde takip etmeli, cezası neyse vermeli ama günlerce ekranlarda bunun kalması yayılmasına sebep oluyor. Şuyu vukuundan beter oluyor. İşte biz gençlerimiz o kötülüklerle meşgul olmasınlar, emin gençler yetiştirelim, emniyette olabileceğimiz gençler yetiştirelim diye çalışıyoruz. Çabamız bu.”

    “593 gençlik merkezimiz var”

    Prof. Dr. Erbaş, Türkiye’nin dört bir yanında gençlerle ilgilenen merkezlerin olduğuna dikkati çekerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak tamamladığımız ve şu anda çalışan 593 gençlik merkezimiz, 588 okuma salonumuz, 80 genç ofisimiz var. Toplam bin 261 Diyanet gençlik hizmet mekanı kurduk. Bin 900 gençlik koordinatörü dediğimiz vaizlerimizle, imamlarımızla gençlerimize rehberlik ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Açılış konuşmalarından sonra Diyanet Fidan Gençlik Merkezi’nin bahçesine fidan dikimi gerçekleştirilerek, merkezin kapısının önünde dualar eşliğinde kurdele kesimi yapıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, YÖK Başkanı Erol Özvar ve Ankara Valisi Vasip Şahin, merkezin içerisini gezerek incelemelerde bulundu.
    Açılış programına Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Ankara Valisi Vasip Şahin, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.

  • Bakan Uraloğlu’ndan ‘Discord’ açıklaması

    Bakan Uraloğlu’ndan ‘Discord’ açıklaması

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM’de gerçekleştirilecek olan AK Parti Grup toplantısı öncesi öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Telefon ve internet faturalarına yönelik açıklama yapan Uraloğlu, Discord’a getirilen erişim engeli hakkında da konuşarak Discord’un bilgi paylaşımı yapmadığı için erişim engelinin getirildiğini söyledi.

    “Bizim burada düzenleyici bir yetkimiz yok”

    Son günlerde telekomünikasyon firmalarının oluşturduğu kampanyaların fiyat açısından yüksek olduğuna yönelik çıkan tartışmalar hakkında konuşan Uraloğlu, “Tamamıyla serbest piyasa, 1-2 yıllık aboneliklerin yenilenmesiyle ortaya çıkan durum bu. Bizim burada düzenleyici bir yetkimiz yok. Vatandaşlarımız belli bir kampanyada üye oldukları paketi bugün çok daha üzerinde bir paketle karşı karşıya kalabiliyorlar. O anlamda da belli kampanyalar düzenlenmeye başlandı. Buradaki düzenleme enflasyona, TEFE, TÜFE’ye göre alınmış olan kararlardır diye bir tespitimiz var. Burada bir müdahalemiz söz konusu değil” ifadelerini kullandı.

    “Discord kendi bilgilerini, IP adresleri, içerikleri bizim güvenlik birimlerimizle paylaşmayı reddettiği için biz de zorunlu olarak erişime engel getirdik”

    İletişim uygulaması olan Discord’a getirilen erişim engeli ile ilgili konuşan Uraloğlu, “Şu birkaç gündür yaşadığımız olaylara olmamış olsa, Discord’a erişim engeli getirdiğimiz için ‘yasakçı zihniyet’ olarak itham edilecektik. Bugün bu olaylar oldu herkes kapatılmasını istiyor. Burada bütün toplum kesimleri ile hareket etmemiz gerekiyor, başta aileler olmak üzere. Bizim giremediğimiz mecrada ne olduğunu bilemiyoruz. Discord kendi bilgilerini, IP adresleri, içerikleri bizim güvenlik birimlerimizle paylaşmayı reddettiği için biz de zorunlu olarak erişime engel getirdik” diye konuştu.