Kategori: Siyaset

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakan ile telefonda görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakan ile telefonda görüştü

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile telefonda görüştü.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Erdoğan ile Miçotakis görüşmesinde, turizm, güvenlik ve ekonomi alanlarında iş birliğinin yanı sıra ikili ilişkiler ele alındı.

    Kovid-19 ile mücadelede iş birliği yapılabilecek konuların da değerlendirildiği görüşmede, iki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulması hususunda mutabık kalındı.

  • AK Parti Sözcüsü Çelik’ten faşizm açıklaması

    AK Parti Sözcüsü Çelik’ten faşizm açıklaması

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Türkiye’deki mücadelemizin önemli bir parçası, kadının adını faşizmin eleğinden geçen sıfatlardan kurtarma mücadelesidir.” ifadesini kullandı.

    Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’de geçmişte kadınların önemli bir kesiminin kamusal alanda yer edinmesini sadece sahip oldukları inanç ve kılık kıyafet yüzünden rejim meselesi haline getirenlerin bulunduğunu belirtti.

    Cumhuriyet’in, 1930’dan itibaren kadınların toplumsal hayatta daha etkin olmasına dönük bir dizi düzenlemeyi hayata geçirerek diğer devletlerden pozitif manada ayrıldığını vurgulayan Çelik, “Fanatikler, bu kazanımı ayrımcılığa kurban etmek için yıllarca zulüm örnekleri ortaya koydular. 1934 yılından başlamak üzere kadınlarımızın demokratik bir hak olarak siyasi hayatta seçme ve seçilme imkanını elde etmesi ile ülkemiz önemli bir kazanım elde etmişti. Ama fanatikler darbelerle, zulümlerle, üniversite kapılarını kapatarak kazanımları çalan bir düzen kurdular.” değerlendirmesinde bulundu.

    Çelik, 28 Şubat müdahalesinin kadınların toplumsal hayatta hukuki ve siyasi haklarını kullanmasını engelleyen fanatizmin çarpıcı bir örneği olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

    “Faşizm, milletin tüm haklarını ve tabii kadın haklarını da çaldı. O günlerde pek çok siyasetçi, gazeteci, bürokrat ve kamusal aktör bu faşizme destek verdi. Yazdıkları ve söyledikleri ortadadır. Onların faşizmi kadınlara verdikleri sıfatlara göre kadınların adlarını yok saymaktı. Kadınlara verdikleri sıfatlara göre kadınların adlarını var ya da yok saymak, bu tip faşizmin alametlerindedir. Bunlar demokrasi ve hukuk hırsızlarıdır.”

    Demokrasi hırsızlarının pusuda beklediğini, her vesileyle kafalarını çıkardıklarına değinen Çelik, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu ülkenin insanlarını verdikleri sıfatlara göre hak ve hürriyetler konusunda ayrıma tabi tutma siyasetlerini hala devam ettirmeye çalışıyorlar. İnsanımızın ve özellikle kadınların adları, bunların verdiği sıfatlardan kurtuldukça demokrasimiz güçlendi. Şimdi bu gerçek ifade edildiği zaman geçmişteki faşist beyanlarıyla yüzleşip utanç duyacakları yerde, saldırganlaşıyorlar.

    Türkiye’deki mücadelemizin önemli bir parçası, kadının adını faşizmin eleğinden geçen sıfatlardan kurtarma mücadelesidir. Geçmişi demokrasi hırsızlığı ile dolu olanların Grup Başkanvekilimiz Özlem Zengin’e yaptıkları saldırıları kınıyorum. Tüm kadının adını var kılmaya devam edeceğiz.”

  • Destici: Barolarla ilgili yasal değişikliğe ihtiyaç var

    Destici: Barolarla ilgili yasal değişikliğe ihtiyaç var

    Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, barolarla ilgili yasa değişikliği teklifine ilişkin, “Elbette ki burada yasal bir değişikliğe ihtiyaç var. Mümkün olan en geniş katılımla oluşan ve tüm kesimlerin temsil edildiği baro ve meslek odalarını tercih ettiğimizi tekrar ifade etmek istiyorum” dedi.

    BBP lideri Mustafa Destici, genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Destici, terörle mücadele noktasında ülkesini, sınırlarını, milletini korumanın, güvenlik güçlerinin asli görevi olduğunu belirtti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Pençe-Kaplan Operasyonu’nu başarıyla sürdürdüğünü vurgulayan Destici, “Terörle mücadele milli bir meseledir. Hepimize düşen, bu konuda güvenlik güçlerimize destek olmaktır. Hiçbir terör örgütü bir veya birden fazla istihbarat örgütünün, dolayısıyla devletin desteği olmadan varlığını devam ettiremez. Bulunduğu bölgede konumlanamaz. İhtiyacı olan para trafiğini yönetemez. Siyasi destek oluşturamaz. Gıda, silah, tıbbi malzeme başta olmak üzere hayati ihtiyaçlarını temin edip bölgeye taşıyamaz. Bölgede ilk hedefleri Türkiye ve Türk milleti olan bir terör devleti kurdurmak olanlara, ateşle oynadıklarını tekrar hatırlatıyorum” dedi.

    ‘TEPKİYİ YERSİZ VE ABARTILI BULUYORUM’

    BBP lideri Destici, baro ve meslek odalarının, üye ve hizmet standartlarını yükselten, bunun yanı sıra hizmet kalitesini artırmayı hedefleyen kuruluşlar haline gelmesini istediklerini kaydetti. Baroların milletin inancıyla köküyle kültürüyle alakası olmayan grupların saldırılarından kurtulmasını beklediklerini vurgulayan Destici, şunları söyledi:

    “Bugün hala bazı barolarımızın Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere maalesef bu marjinal grupların elinde olduğunu görüyoruz. Bu grupların önemli bir kısmı marjinal sol ve bölücü grupların olduğunu da çok rahatlıkta ifade ediyoruz. İsmini zikrettiğim baroların temsilcilerini biz orduyu darbeye davet ederken ki mitinglerde gördük. Elbette ki, burada yasal bir değişikliğe ihtiyaç var. Bu kapsamda, birden fazla baro ya da meslek odası yerine, öncelikli olarak nispi temsilin esas alındığı bir seçim metoduyla, mümkün olan en geniş katılımla oluşan ve tüm kesimlerin temsil edildiği baro ve meslek odalarını tercih ettiğimizi tekrar ifade etmek istiyorum. Bu konuda, baroların, henüz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülecek teklifler şekillenmeden gösterdikleri tepkiyi de yersiz ve abartılı bulduğumu aynı zamanda da bir kaos ortamı yaratma özlemi olduğunu ifade etmek istiyorum. Barolar ile ilgili hazırlanacak yasa teklifi konusunda uzlaşmaya yönelik adım atılmasını da memnuniyetle karşıladık. Temennimiz bir uzlaşmanın çıkması ve bir mutabakatla bu teklifin yasalaşmasıdır. Bizde BBP olarak bu sürece elimizden gelen her türlü katkıyı sunmaya devam edeceğiz.”

    ‘ÜLKEMİZ ÖRNEK PERFORMANS GÖSTERDİ’

    BBP lideri Destici ayrıca 1 Haziran itibarıyla yeni normalleşme sürecine geçildiğini hatırlatarak, “Hakkını vermek zorundayız. Ülkemiz, hükümetimiz, sağlık çalışanlarımız, salgınla mücadelede, tüm dünyaya örnek gösterilecek bir performans gösterdi. Ancak fertler üzerine düşen görevleri yerine getirmezse kurallara uymazsa devlet ‘sokağa çıkma kısıtlaması’ kararı almak zorunda kalacak. Bundan en çok ekonomimiz, dolayısıyla halkımız, milletimiz, devletimiz zarar görecektir. Umuyor ve diliyoruz ki hastalığa ait rakamların azalan ivmesi bu şekilde devam eder ve hiçkimsenin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmediği günlere bir an önce ulaşırız” dedi.

  • CHP’den “YKS ertelensin” çağrısı

    CHP’den “YKS ertelensin” çağrısı

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, “Yeterli tedbirler alınamıyorsa, gençlerimizin can güvenliği sağlanamayacaksa gelin bu ısrarınızdan vazgeçin, YKS’yi daha uygun bir tarihe erteleyin.” dedi.

    Kaya, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 27-28 Haziran tarihlerinde yapılacak YKS’de alınması gereken tedbirler konusunda değerlendirmelerde bulundu.

    Çocukların ve gençlerin uzun yıllar, büyük emeklerle hazırlandıkları sınavlara Kovid-19’un gölgesinin düştüğünü belirten Kaya, sınavın doğal stresine bir de koronavirüs korkusu eklendiğini söyledi.

    Sınavların ileri tarihe ertelenme taleplerinin karşılık bulmadığını ve sınavların sırayla yapmaya başlandığını aktaran Kaya, şöyle konuştu:

    “14 Haziran’da yapılan Milli Savunma Üniversitesi sınavı ve 20 Haziran’da yapılan LGS sınavında resmi makamların açıklamalarının aksine, yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmadığını gördük. Sosyal mesafe kurallarının yerle yeksan olduğunu endişeyle izledik. Sınav öncesi, sınav süreci ve sınav sonrası yaşananlar herkesi korkuttu.”

    Kaya, 451 bin öğrencinin katıldığı Milli Savunma Üniversitesi sınavı ve 1 milyon 670 bin öğrencinin katıldığı LGS sınavında büyük sorunların yaşanmasının 27-28 Haziran’da 2 milyon 433 bin kişinin gireceği YKS sınavı için endişe ve korkuyu misliyle arttırdığını ileri sürerken, 83 milyon adına sordukları soruların mutlaka yanıtlanması gerektiğine vurgu yaptı.

    Milli Savunma Üniversitesi Sınavı ve LGS’de yaşanan güvenlik sorunlarının YKS’de de yaşanmaması için ilave tedbirler alınıp alınmadığını soran Yıldırım Kaya, şöyle konuştu:

    “Kovid-19 tanısı konan ya da durumundan şüphelenilen öğrenci ve görevlilere ilişkin ne gibi tedbirler alındı? 1 milyon 670 bin öğrencinin katıldığı LGS’de, 25 kişilik sınıflarda gözetmenler hariç 20 kişi sınava girerken 2 milyon 433 bin kişinin gireceği YKS sınavında sınıflarda sosyal mesafe nasıl sağlanacak? Boyu çok uzun ve kilolu gençlerimizin ilkokul sıralarında sınava girerek mağdur olmamaları için önlem alınacak mı? Öğrenci ve velilerin okul önlerinde sosyal mesafe kurallarına aykırı toplanmalarını engellemek için yeterli güvenlik tedbirleri alınacak mı? Son günlerdeki gelişmeler konusunda Bilim Kurulu’nun görüşü alındı mı? Sınav öncesi yeterli tedbirlerin alındığına dair kamuoyu ve öğrencileri tatmin edecek bir açıklama yapılacak mı?”

    Benzer soruları TBMM’ye verdikleri soru önergeleriyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a da sorduklarını, ancak yanıt alamadıklarını bildiren Kaya, öğretmenlerden bu zorlu süreçte öğrencilerine sahip çıkmalarını ve onları yalnız bırakmamalarını istedi.

    Okullardaki dezenfektan ve maske gibi ihtiyaçları için CHP’li belediyelerin hazırlıklı olduğunu dile getiren Kaya, tüm okullarda mutlaka ateş ölçer bulundurulması gerektiğini söyledi.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Kaya, “ÖSYM ve tüm yetkilileri daha önce de uyardık, şimdi de uyarıyoruz. Yeterli tedbirler alınamıyorsa, gençlerimizin can güvenliği sağlanamayacaksa gelin bu ısrarınızdan vazgeçin, YKS’yi daha uygun bir tarihe erteleyin.” diye konuştu.

  • CHP’nin kurultay tarihi ve  gündemi belli oldu

    CHP’nin kurultay tarihi ve gündemi belli oldu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu imzasıyla yapılan kurultay çağrısına göre, kurultay 25-26 Temmuz günleri saat 10.00’da Bilkent Odeon’da toplanacak.

    Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayacak kurultayda, ilk olarak Kurultay Başkanlık Kurulu seçilecek.

    Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasının ardından kurultay komisyonları oluşturulacak.

    Çalışma ve Hesap raporları ile Kurultay Sonuç Bildirgesi, okunup görüşüldükten sonra oylanacak.

    Daha sonra Genel Başkanlık seçimine geçilecek. Genel Başkan’ın belirlenmesinin ardından delegeler, Parti Meclisi ile Yüksek Disiplin Kurulunun asıl ve yedek üyelerini seçmek üzere sandığa gidecek.

  • Bahçeli’den Demirtaş’a tazminat kararına sert tepki

    Bahçeli’den Demirtaş’a tazminat kararına sert tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

    https://twitter.com/dbdevletbahceli/status/1275427030104969217

    Merhum Prof. Dr. Erol Güngör’ün “Adalet, bir hakkın haklısına teslimidir.” sözlerine atıfta bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Asırlar içinde halkalar halinde birbirine eklemlenen Türk devlet geleneğinin en mühim, en müessir vasfı adalettir. Büyük devlet ve fikir büyüklerimiz tarafından kaleme alınan siyasetnameler, layihalar, risaleler ve ciltler dolusu eserler adaletin ve adil yönetimin ikamesi ve inkarı olmayacak özelliğine vurgu yapmıştır. Adalet insan onurunun, devlet umurunun ayrılmaz parçasıdır.”

    15 Temmuz darbe girişimi

    Bahçeli, Türkiye’nin 15 Temmuz’da dar kadrolu ve asker kisvesine bürünen hain FETÖ tarafından işgal edilmek istendiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

    “O meşum ve melun gece ilk günkü etkisini milli vicdanda hala korumaktadır. Darbeci teröristler tarafsız ve objektif Türk mahkemeleri önünde hesap vermişlerdir. Zaman ve süreç içinde FETÖ ile ilişki ve irtibat içinde olan bazı isimler kimi zaman CHP kimi zaman da farklı çevreler tarafından sahiplenilmiş ve desteklenmişlerdir. Hüviyetlerini milletimizin açıkça bildiği bu şahıslar ‘hakkı yenmiş mağdurlar’ olarak gösterilmişlerdir.”

    Selahattin Demirtaş ile ilgili mahkeme kararı

    Anayasa Mahkemesinin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin, “En son, terörist (Selahattin) Demirtaş ile ilgili hak ihlali kararı verilmesi, üstelik Türk devletinin 50 bin lira tazminat ödemesine hükmedilmesi haklı olarak vicdanları sızlatmıştır.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Adalet suçu aklamak, suçluyu temize çıkarmak değil, hak ve hukuk neyi öngörüyorsa aynen yapmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bugün aynı zamanda ülkücü şehit Mustafa Türköne’nin şehadetinin 41’inci yıl dönümü olduğunu anımsatan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

    “23 Haziran 1979’da 21 yaşındayken şehit düşmüştü. Ağabeyi Mümtaz’er Türköne ise cezaevindedir. Mümtaz’er Türköne’yi öğrencilik yıllarından itibaren tanırım. Aleyhe de pek çok yazısı ve beyanatı olmuştur. Ülkücü şehidimizin ağabeyi olan ve geçmişte davamıza emek vermiş Mümtaz’er Türköne’nin gerçekten suçlu olup olmadığına karar verecek yegane merci Türk adaletidir.

    Adil ve hakkaniyetli yargılamayla Mümtaz’er Türköne’nin üzerine atılı isnatların netleşmesi de mümkün olacaktır. Dileğim bir haksızlık varsa bunun acilen düzeltilmesidir. Osman Kavala’nın, Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın ve daha pek çok sorunlu kişinin masum gösterilmeye çalışıldığı bir yerde şehit ağabeyi Mümtaz’er Türköne’nin davası tekraren ve titizlikle değerlendirilmelidir.”

  • Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezası onandı

    Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezası onandı

    Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na silahlı terör örgütü propagandası yapmak, Kamu görevlisine hakaret, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen aşağılamak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlarından İstanbul 37 . Ağır Ceza Mahkemesi tarafın verilen karar istinaf incelemesi sonucunda onandı.

    Habertürk Muhabiri Arzu Kaya’nın haberine göre, 37. Ağır Ceza MAhkemesi’nin kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından usul ve esas yönünden isabetli bulundu. Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Kaftancıoğlu’na 5 ayrı suçtan 9 yıl 8 ay 20 hapis cezası verilmişti.

  • Dışişleri’nden Macron’a Libya tepkisi

    Dışişleri’nden Macron’a Libya tepkisi

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Türkiye’nin ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararları çerçevesinde ve talebi doğrultusunda Libya’nın meşru hükümetine verdiği desteği “tehlikeli bir oyun” olarak tanımlamasıyla ilgili, “Yıllardır gayrimeşru yapılara verdiği destek nedeniyle Fransa’nın, Libya’nın kaosa sürüklenmesinde önemli sorumluluğu bulunmakta, bu bakımdan Libya’da esas tehlikeli oyunu Fransa oynamaktadır.” ifadesini kullandı.

    Aksoy, Macron’un Türkiye, Libya ve Doğu Akdeniz konusunda dile getirdiği hususlar hakkındaki soruya yazılı yanıt vererek, şunları kaydetti:

    “Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, ülkemizin ilgili BM kararları çerçevesinde ve talebi doğrultusunda Libya’nın meşru hükümetine verdiği desteği ‘tehlikeli bir oyun’ olarak tanımlaması ancak akıl tutulmasıyla izah edilebilir. Sayın Macron hafızasını yoklar ve sağduyusunu harekete geçirirse bugün Libya’da yaşanan sıkıntıların kendisinin de desteklediği darbeci Hafter’in saldırılarından kaynaklandığını, Moskova’da ve Berlin’de ateşkes anlaşmasını imzalamayı reddedenin yine savaş ağası Hafter olduğunu hatırlayacaktır. Yıllardır gayrimeşru yapılara verdiği destek nedeniyle Fransa’nın, Libya’nın kaosa sürüklenmesinde önemli sorumluluğu bulunmakta, bu bakımdan Libya’da esas tehlikeli oyunu Fransa oynamaktadır.”

    Cumhurbaşkanı Macron’un Türkiye’ye yönelik asılsız ithamlarla bu gerçeği örtbas etmeye çalıştığını vurgulayan Aksoy, Libya halkının Fransa’nın kendi bencil çıkarları ve iş birlikçilerinin hedefleri doğrultusunda bu ülkeye verdiği zararları asla unutmayacağını belirtti.

    Aksoy, “Fransa asıl ilkeli tavrı, darbeci ve korsan Hafter’e bağlı milisler ve paralı askerlerin Tarhuna’daki toplu mezarlar başta olmak üzere masum sivillere yönelik işledikleri vahim savaş suçu vakalarının araştırılması konusunda sergilemelidir.” ifadesini kullandı.

    Fransa’nın Libya’ya müdahale tehdidinde bulunan darbeci Hafter destekçisi Mısır’a karşı sessizliğinin de gözden kaçmadığına dikkati çeken Aksoy, “Doğu Akdeniz’de kıyısı olmayan Fransa’nın sahildar bir ülke gibi davranmanın kendisine bölge konularında karar verme yetkisi tanımadığını artık anlaması gerekmektedir. Fransa’nın Türkiye’nin bölgedeki meşru haklarını göz ardı eden ve maksimalist hırslara koşulsuz destek veren tutumu, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarı sağlamak yerine gerilimi daha da arttırmaktadır. Fransa’nın Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri esasen sağlıklı ve tarafsız biçimde değerlendiremediği ya da daha da kötüsü değerlendirmek istemediği maalesef uzun zamandır aşikardır.” ifadelerini kullandı.

    Sözcü Aksoy, tüm dünyayı etkileyen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında dahi işlevselliğini koruyan NATO ittifakı ile bu ittifakta Türkiye’nin sahip olduğu güçlü konumun gayet açık olduğunu ve müttefik kamuoylarının da takdirini kazandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu koşullarda Fransa Cumhurbaşkanının, meydana geldiği iddia olunan bir hadiseden hareketle ‘NATO’nun beyin ölümü’ söylemini yeniden gündeme getirmesi çarpık bir yaklaşım teşkil etmektedir. Fransa’yı ve Fransa Cumhurbaşkanını, dostluk ve müttefiklik ilişkilerimiz temelinde ve devlet ciddiyetiyle hareket ederek Libya, Suriye ve Doğu Akdeniz’in güvenliğini ve geleceğini riske atan adımlarını sonlandırmaya ve yerleşik diyalog kanallarını kullanmaya davet ediyoruz.”

  • AK Parti̇ Bursa İl Başkanı Salman’dan BUDO açıklaması

    AK Parti̇ Bursa İl Başkanı Salman’dan BUDO açıklaması

    AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nın sosyal medya hesaplarından yazılı bir açıklama yapan Ayhan Salman, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa İl Başkanı İsmet Karaca ve CHP’li Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın Bursa kamuoyunu yanıltan açıklamalar yaptığını bildirdi. İl Başkanı Salman, CHP’li başkanlar Karaca ve Türkyılmaz’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından BUDO’nun kullandığı iskeleye yapılmak istenen fahiş zammı gizlemek için sanki BUDO satılıyor ve kapanıyormuş algısı oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Salman, Karaca ve Türkyılmaz’ın Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin itirazları sonrasında da İBB’nin attığı geri adımı da sanki İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşüp zammı geri almaya ikna etmişler gibi kahraman edası ile Bursa ve ülke kamuoyunu yanıltmaya yeltendiklerini ifade etti.

    Ayhan Salman sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşım şöyle: “Yine bir CHP komedisi

    şecaat arz ederken sirkatin söylemek bu olsa gerek! 2016 yılından bu yana Bursalı hemşerilerimize hizmet veren BUDO’nun İstanbul ayağındaki iskele için, yıllardır süren anlaşmayı yeni koşullar dayatarak feshetmekle ihtar eden İBB Şehir Hatları yönetiminin dayatmasından geri dönmesini sağlamak, Bursa’ya hizmet değil olsa olsa geri adım atmaktır. 31.12.2019 tarihine kadar BUDO gelirlerin yüzde 3’ü nispetinde kira bedeli ödeyerek kullanılan Eminönü iskelesi için, yeni yönetim, minimum yıllık 750 bin TL olmak koşulu ile gelirin yüzde 5’ini talep etti ve kabul edilmediği takdirde tahliye işlemlerinin başlatılacağını ihtar etti. Bu gelişme yıllık kira ödemesinde enflasyon hariç minimum yüzde 66 zam anlamına gelmektedir. Deniz ulaşımında tekel oluşmasının ne tür sonuçlar doğuracağı herkesçe malumdur. Tamamen hizmet odaklı olarak yürütülen BUDO seferlerine ek maliyet getirecek talep BURULAŞ avukatlarınca açık bir şekilde reddedilmiştir. Sürekli aslı astarı olmayan BUDO kapatılacak iddialarını dile getirip, BUDO’yu kapattırmayız diyenler, İBB cenahından gelen bu ihtar ile panikleyip konuyu çözüyoruz edasıyla rol çalmaya çalışıyorlar. Kendi oluşturdukları sorunu yine kendileri çözmüş gibi açıklamalar yaparak kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Bursa Büyükşehir Belediyesinin asla kabul etmediği dayatmalardan geri adım atmak suretiyle sergilenen, lütufta bulunulmuş tavrı derhal bırakılmalı ve Bursa ve İstanbul’da yaşayan hemşerilerimizden derhal özür dilenmelidir”

  • Yassıada ile ilgi̇li̇ kanun tekli̇fi̇ salı günü mecli̇s gündemi̇nde

    Yassıada ile ilgi̇li̇ kanun tekli̇fi̇ salı günü mecli̇s gündemi̇nde

    TBMM Başkanlığı için adaylığını açıklamasının ardından memleketi Tekirdağ’a gelen Meclis Başkanı Mustafa Şentop, yapımı devam eden Tekirdağ Şehir Hastanesi için tarih verirken, Yassıada ile ilgili teklifin de Salı günü Meclis Genel Kuruluna geleceğini ve teklif ile yaraların sarılmış olacağını belirtti.

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM Başkanlığına yeniden aday gösterilmesinin ardından memleketi Tekirdağ’da çeşitli ziyaret ve temaslarda bulundu. Şentop, ilk ziyaretini Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odasına yaptı. Ziyaret sırasında oda üyelerine kısa bir konuşma yapan Şentop, Meclise verilen Yassıada kararlarının yok sayılması ile ilgili kanun teklifine değindi. Şentop, Yassıada teklifinin Salı günü Meclis Genel Kuruluna geleceğini ve teklif ile yaraların sarılmış olacağını belirtti.

    Meclis Başkanlığı seçim sürecine de değinen Şentop, “Seçim süreci bu kez biraz daha hızlı ilerledi ve adaylığımız ilan edildi” dedi. Şentop, adaylığının açıklanması ile hem Türkiye’den hem de memleketi Tekirdağ’dan kendisine gösterilen ilgi nedeniyle memnuniyetini dile getirdi.

    TBMM Başkanı Şentop, daha sonra yapımı devam eden Tekirdağ Şehir Hastanesinde incelemelerde bulundu. İncelemeleri sonrası gazetecilere açıklamada bulunan Şentop, “Bitmesi için gayret gösterilmişti. Haziran’da bitirilip faaliyete geçirilecekti ama salgın dolayısıyla çalışmalar yavaşladı. İnşallah 15 Eylül’de devreye alınacak. Tekirdağımız için büyük bir ihtiyaç. Üç farklı binada hastane hizmeti veriliyor. Bu hastanelerin bir araya getirilmesi hem de modernizasyonu, yeni cihazların getirilmesi, şu anda bulunmayan birimlerin açılması suretiyle 480’di, şimdi 566 yataklı hastane olarak 15 Eylül’den itibaren Tekirdağlı vatandaşlara hizmet verecek. Biz de bu çalışmaları görmek için ziyaret ettik. Çalışmalar iyi gidiyor. Bir aksaklık olmayacak. İnşallah 15 Eylül’de devreye alacağız” dedi.

    Meclis Başkanlığı adaylığı hakkında da konuşan Şentop, “Meclis Başkanlığı resmi süreç henüz başlamadı. 2 Temmuz itibarı ile resmi takvim başlayacak. Dün itibarıyla planladığımız takvim başlayınca adaylık başvurusunu yapmak şeklinde. Cumhurbaşkanımızın takdir ve tensipleri, arkadaşlarımızın destekleri, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin destek ifadesiyle beraber inşallah bu süreci başarılı ve olumlu bir şekilde tamamlamayı ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.