Kategori: Siyaset

  • Anket: Bugün seçim olsa AK Parti tek başına iktidar olamıyor

    Anket: Bugün seçim olsa AK Parti tek başına iktidar olamıyor

    Avrasya Araştırma’nın son kamuoyu anketine göre bugün ittifaksız seçim olsa AK Parti yüzde 34.49 oy oranı ile tek başına iktidar olamıyor.

    Ankete göre AK Parti’nin Cumhur İttifakı ile fiili koalisyon kurduğu MHP yüzde 8.15’lik oy oranı ile seçim barajının altında kalıyor. CHP ise yüzde 30.65 oranında oy alıyor. HDP ve İyi Parti de yüzde 10 küsurluk oy oranlarıyla barajı geçiyor.

    Araştırmayı, Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz YouTube üzerinden duyurdu. Özkiraz, “Anketimiz 26 ilde Türkiye’yi temsil kabiliyetine sahip 2460 kişi ile yapıldı. Araştırmamız coronavirus nedeniyle telefonla araştırma yöntemi ile yapıldı. Araştırmaya katılanların bir önceki seçimde oy verdiği partilerin sağlaması yapıldı. Eğitim, yaş ve cinsiyet kotaları uygulandı. Araştırmanın hata payını yüzde 2.2 olarak ölçümledik” diye konuştu.

    İşte, “Bugün seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz” anketinin sonuçları…

    AK Parti+MHP+BBP / CHP+İyi Parti+Saadet Partisi / DEVA Partisi+Gelecek Partisi / HDP İttifakı

    AK Parti+MHP+BBP / İyi Parti+SP+DEVA Partisi+Gelecek Partisi / CHP / HDP İtifakı

    AK Parti+MHP+BBP / İyi Parti+SP+DEVA Partisi+Gelecek Partisi / CHP+HDP İttifakı

    AK Parti+MHP+BBP / CHP+İyi Parti+SP+DEVA Partisi+Gelecek Partisi / HDP İttifakı

    AK Parti+MHP+BBP / CHP+İyi Parti+SP+DEVA Parti+Gelecek Partisi / HDP İttifakı

    AK Parti+MHP+BBP / CHP+HDP+İYİ Parti+DEVA Partisi+Gelecek Partisi İttifakı

  • CHP’li Özel’den flaş Akar ve Fidan iddiası

    CHP’li Özel’den flaş Akar ve Fidan iddiası

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel yazılı açıklamasında, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir televizyon programında 2015 yılı YAŞ toplantısına yönelik açıklamalarına ilişkin değerlendirme ve eleştirilerde bulundu.

    Davutoğlu’nun “söz konusu Şura’da emekliye sevk edilerek tasfiye edilecekler arasında bulunan Mehmet Dişli’nin emekliliğe sevkinden son gece vazgeçildiğini” açıkladığını aktaran Özel, “15 Temmuz darbe girişiminin arkasında yer alan Akın Öztürk ve Mehmet Dişli’ye ilişkin MİT raporlarının söz konusu Şura’ya getirilmesine rağmen bu kişilerin tasfiye edilmediğini, ayrıca FETÖ ile irtibatı ve iltisakı bulunan general/amiral ve albayların da tasfiyesinin engellendiğini” iddia etti.

    AKAR VE FİDAN İDDİASI

    Söz konusu MİT Raporu’nun kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini ileri süren Özel, şöyle devam etti:

    “Kara Kuvvetleri Komutanı sıfatıyla Şura’ya katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da Mehmet Dişli ve Akın Öztürk’ün dosyaları başta olmak üzere ilgili raporda yer alan TSK personeline yönelik işlemlerde ne yönde tutum aldığı kamuoyunca bilinmelidir. Yine ilgili rapora rağmen Mehmet Dişli’nin dönemin Genelkurmay Başkanı Akar ile bu kadar yakından çalışmaya devam etmiş olması ve karargahın en kritik noktalarına ve en mahrem bilgilere erişebilecek görevde tutulmasına neden izin verildiği de yanıtlanmalıdır. Yine dönemin Genelkurmay Başkanı Akar ve dönemin MİT Müsteşarı Fidan’ın TBMM Araştırma Komisyonu’na çağrılmasına rağmen gitmemelerinin arkasında da bu raporun olabileceği anlaşılmaktadır.”

  • Öztrak: “Kaygılarımızda maalesef haklı çıkmaya başladık”

    Öztrak: “Kaygılarımızda maalesef haklı çıkmaya başladık”

    CHP’li Öztrak, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından basına açıklama yaptı. Öztrak ilk olarak, Suriye’nin İdlib kentinde devriye görevindeyken meydana gelen patlamada ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Teğmen Canbert Tatar’ı rahmetle andı.

    27 Mayıs darbesinin 60’ıncı yıl dönümü olduğunu hatırlatan Öztrak, “Biz; padişahlığı yıkan, emperyalistleri ülkesinden kovan ve sonunda da ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen bir mazinin sahipleriyiz. CHP olarak millet iradesi üzerinde askeri, sivil hiçbir darbecinin vesayetini kabul etmeyiz. Bu vesileyle; 59 yıl önce kaybettiğimiz Adnan Menderes’i, Fatin Rüştü Zorlu’yu, Hasan Polatkan’ı bir defa daha rahmetle anıyoruz” dedi.

    ‘ŞİDDETİ KABUL EDEMEYİZ’

    Koronavirüs salgını nedeniyle Ramazan Bayramı’nı milletçe buruk geçirdiklerini belirten Öztrak, “Bayramda, Tekirdağ Çorlu’dan, Edirne’den, İstanbul’dan, Adana’dan, kamu görevlilerinin vatandaşa uyguladığı şiddete ilişkin kabul edilemez görüntüler de geldi. Kuşkusuz polislerimiz, güvenlik güçlerimiz bu salgın döneminde, çok zor şartlarda fedakarca görev yapıyorlar. Hepsine minnet borcumuz var. Ancak, vatandaşa sebepsiz yere şiddet uygulanmasını kabul edemeyiz. Görevleri milletimizi korumaktır, dövmek değildir” diye konuştu.

    ‘GERÇEK İŞSİZLİK SAYISI 9 MİLYONU AŞTI’

    Koronavirüs salgını sırasında hükümetin ekonomi politikalarını değerlendirene Öztrak, şöyle konuştu:
    Sayın Genel Başkanımız ve bizler, böyle bir program için öneri üstüne öneri getirdik. ‘Ekonomimizin üretim ve istihdam kapasitesi daha fazla ezilmesin, milyonlarca yoksulumuza yeni yoksullar eklenmesin’ diye uğraştık, durduk. Şimdi kaygılarımızda maalesef haklı çıkmaya başladık.

  • Kısıtlamalar devam edecek mi? Bugün Cumhurbaşkanı duyuracak!

    Kısıtlamalar devam edecek mi? Bugün Cumhurbaşkanı duyuracak!

    Yeni normale geçişin ele alınacağı son dijital kabine toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştiriliyor. Tüm gözler kritik toplantıya çevrilirken “Normalleşme sürecinde hangi yeni adımlar atılacak? Şehirler arası seyahat kısıtlaması kaldırılacak mı? 65 yaş üstü ve 20 yaş altı için uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması sürecek mi?” soruları yanıt bulacak.

    KISITLAMALAR DEVAM EDECEK Mİ?

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüsle mücadeleye ilişkin ayrıntılara dair kabine toplantısında bir sunum yapacak. Bilim Kurulu’ndan gelen tavsiyeler değerlendirilecek. Kısıtlamaların devam edip etmeyeceği kabine toplantısında netleşecek.

    ŞEHİRLER ARASI SEYAHAT KISITLAMASI

    İstanbul, Ankara ve İzmir’in de bulunduğu 15 ilde ise giriş-çıkış yasağı daha önce alınan kararla 3 Haziran’a kadar uzatılırken, bu illerdeki vaka ve ölüm sayılarına göre seyahat yasağının belirlenen tarihte sona erdirilmesi planlanıyor. Olumsuz durumlara göre ise yasaklar devam edecek.

    NİKAH SALONLARI, PİKNİK ALANLARI, RESTORANLAR…

    11 Mayıs’ta başlayan normalleşme sürecinin ardından berberler, kuaförler ve AVM’ler kapıları açmıştı.

    Kabine toplantısında nikah salonları, çay bahçeleri, piknik alanları, restoranlar, eğlence mekanları ve müzelerdeki durumun da gözden geçirilmesi bekleniyor.

    KAMU ÇALIŞANLARININ DURUMU

    Ayrıca, kamu çalışanlarının kurumlarında iş başı yapmalarına ilişkin takvim de kabine toplantısında değerlendirilecek.

  • “Erdoğan’ın damadı olmaktan onur duyuyorum”

    “Erdoğan’ın damadı olmaktan onur duyuyorum”

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Benim bu hayatta onur duyduğum iki ünvan var. ‪1.si Sadık Albayrak’ın oğlu olmak,‬ ‪2.si Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olmak,” dedi

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, TRT Haber yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Bakan Albayrak, bir soru üzerine, Sadık Albayrak’ın oğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olmaktan onur duyduğunu belirterek, “Bu benim için çok değerli ve kıymetli bir husus, siyasi bir ilişkim yok. Benimkisi dava ve gönül ilişkisi. Konjonktürü görüyorsunuz işte, dün çok seversiniz siyasi olarak bir de bakarsınız başka sularda. Hani dava? Dava diye bir şey yok. Dün, bugün yaşıyoruz, yarın da yaşayacağız. Bugün Cumhurbaşkanına methiyeler düzenler menfaat uyuşmayınca onlar da gider. Bizimki dava noktasında ölümüne bir ilişki. Böyle bir ilişkide damat olmak benim gurur duyduğum bir husus. Birilerinin küçümsemek için ortaya koyduğu bu söylemler bizim için onur meselesi,” değerlendirmesini yaptı.

    SOSYETE ELEŞTİRİSİNE YANIT

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın “sosyete” söylemine karşı Albayrak, babasının kendi imkanlarıyla 2 oğlunu bir noktaya getirdiğini ileri sürerek, şunları söyledi:

    “Köyden çıkmış gelmiş, bugün 80 yaşına gelmiş bir adamın oğlu olarak ben sosyete olacağım, 7 ceddi 7 sülalesi dedesi, babası, amcası bakanlıklardan milletvekilliklerine kadar devletin bütün imkanlarını kullanacak, peki bu insanlar ne olacak. Babam bizi kimseye minnet etmeden kendi imkanlarıyla yetiştirdi. Bu çelişki bu siyasetin çukur seviyeyesine inmeyi zul addediyorum. Bizi babamız şöyle yetiştirdi, Allah’tan başka hiç kimseye minnet etmeyip kimseye de dayanmayacağız.”

  • ‘Yargının gelinleri’

    ‘Yargının gelinleri’

    Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) mesleğe kabul ederek geçen hafta yaptığı kura töreninde 1379 hakim ve savcı atandı. AK Parti ve MHP’ye yakın birçok isim de atananlar arasında yer aldı.

    Kurada, eski Adalet Bakanı Kenan İpek ve eski AK Parti milletvekili Burhanettin Uysal’ın gelinleri, eski Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in oğlu ve gelininin de hâkim ve savcı olarak atandıkları görüldü.

    Evlerde cemaat tarzı sohbet toplantıları düzenleyen Adalet ve Medeniyet Derneği’nin başkanı ve bazı üyeleri de artık yargı üyesi olarak görev yapacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın videokonferans aracılığıyla katıldığı hâkim/savcı kura töreni kapsamında 20 Mayıs’ta 940 hakim, 439 savcı ataması yapıldı.

    Cumhuriyet’in 1379 kişilik listede yaptığı araştırmada, dikkat çekici sonuçlar çıktı. Buna göre, yargıya alımlarda AK Parti ile MHP arasındaki Cumhur İttifakı etkili oldu. Atama listesinde MHP’ye özel kontenjan verildiği öğrenildi.

    Listede yer alan isimlerin bazılarının ülkücü kökenli olduğu görüldü. Eski MHP milletvekili, MYK üyesi Mehmet Parsak’ın danışmanı Avukat Samet Karpuz, Kuşadası (Söke) Hâkimliği’ne getirildi. Karpuz’un eşi de yargıda hakim olarak görev yapıyor.

    OĞULLAR VE GELİNLER…

    Listede, bazı siyasi ve bürokratların yakınları da hakim ve savcı olarak atandı. Bu kapsamda AK Parti döneminde Adalet Bakanlığı ve Müsteşarlığı yapan ve son olarak Yargıtay üyeliğine atanan Kenan İpek’in oğlu Mehmet Akif İpek’in eşi Ahsen Şenol İpek, Adana Hâkimi oldu.

    Eski Emniyet Genel Müdürü, Vali Celalettin Lekesiz’in oğlu Muzaffer Lekesiz Kırklareli Cumhuriyet Savcılığı’na, gelini Merve Lekesiz ise Kırklareli Hâkimliği’ne atandı.

    Kurada eski AK Parti Karabük Milletvekili Burhanettin Uysal’ın oğlu Şamil Uysal ile evli olan Miyase Gümüş Uysal’a ise Söke Hakimliği çıktı.

    (Cumhuriyet)

  • Aylar sonra ilk kez yan yana ve maskeli görüldüler

    Aylar sonra ilk kez yan yana ve maskeli görüldüler

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na gittikleri vapurda görüntülendi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, aylar sonra ilk kez bir araya geldi. Erdoğan ve Bahçeli, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na gittikleri vapurda görüntülendi.

    MHP’nin resmi Twitter hesabında bu görüntü “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ açılış programına birlikte seyahat ediyorlar” notuyla paylaşıldı.

    https://twitter.com/MHP_Bilgi/status/1265619269708111872
  • Erdoğan’dan 4 CHP’li isim hakkında suç duyurusu

    Erdoğan’dan 4 CHP’li isim hakkında suç duyurusu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisine hakaret ettiği iddia edilen 4 kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğu bildirildi.

    A Haber’in haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 CHP’li isim hakkında ‘hakaret’ gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

    Bu isimler arasında CHP İzmir İl Başkanı Yardımcısı Yasin Ergül, CHP Gençlik Örgütleri İzmir İl Sekreteri ve Karabağlar Belediye Meclis Üyesi Dila Koyurga, CHP’li Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ve CHP İzmir İl Teşkilatı üyesi Caner Gül bulunuyor.

  • Kılıçdaroğlu’ndan canlı yayında çok önemli açıklamalar

    Kılıçdaroğlu’ndan canlı yayında çok önemli açıklamalar

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programına katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    Ramazan Bayramı’nda yakınlarıyla vatandaşlarla siyasilerle olan temaslarını anlatan Kılıçdaroğlu, bayramın iyi geçtiğini söyledi.

    Toplumun her kesimine dokunmak, her kesimin sorunlarını dinlemek ve o sorunlara çözüm üretmek için çaba gösterdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını süresince her CHP’li belediyenin bölgesinin özelliklerini görerek politikalar oluşturduğunu, herkesin CHP’li belediyeleri alanda gördüğünü anlattı.

    Bütün bunlara bakıldığında devletin ne kadar rahat ve kolay yönetilebileceğinin görüldüğünü savunan Kılıçdaroğlu, “En rahat yönetilebilecek kurum devlet yönetimidir. Çünkü devlet yönetiminde herkesin görevi yasalarla, yönetmeliklerle, tüzüklerle belirlenmiştir. Cumhurbaşkanı’nın görevi nedir, var zaten orada. Bakanların, odacının, hemşirenin, doktorun, genel müdürün görevi nedir? Herkes kendi görevini yaptığı zaman zaten devlette her şey saat gibi çalışır.” diye konuştu.

    Siyasi partilerin ülkenin ortak sorunlarına çözüm üretmek için bir araya gelmesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Bizim siyasetçiler olarak elbette farklı görüşlerimiz olacak. Herbirimiz ayrı partiyiz, ayrı programlarımız var. Ama sonuçta hepimizin ortak hedefi nedir? Türkiye’yi nasıl büyütebiliriz, evdeki ekmeği nasıl büyütebiliriz, evde tencere sürekli nasıl kaynar, nasıl herkese istihdam yaratabiliriz, nasıl mücadele ederiz, Türkiye’nin gelirlerini nasıl artırabiliriz? Bütün bunların hepsini oturup konuşmak lazım. Geçmişte liderler turu yapılırdı, en önemli meseleler dile getirilirdi, bir kişi yönetirdi toplantıyı. Dolayısıyla her parti kendi görüşünü aktaracak.” ifadesini kullandı.

    “FARKLI DÜŞÜNCELER ZENGİNLİKTİR”

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, siyasi parti liderlerinin aynı masa etrafında toplanmasını iktidarın kabul etmediğini ileri sürerken, gerekçeyi bilmediğini söyledi.

    Kılıçdaroğlu, “Diğerlerini ayrı, kendisini ayrı tutuyor. Kendisini herkesin üstünde görüyor. Bu bildiğimiz kibir dediğimiz bir tutum. Kişinin kibre teslim olması, kibrin tutsağı olması kadar yanlış bir şey yok. İnanç açısından da insan hakları açısından da son derece yanlış bir olay. Kibirlenmeyin ya, niye kibirleniyorsun kardeşim? Herhangi bir siyasi partiyle oturup konuşabilirsin, tartışabilirsin. Uygarca tartışabiliriz. Elbetteki farklı düşünceler olacaktır. Farklı düşünceleri zaaf olarak görmek kadar yanlış bir şey yok. Farklı düşünceler zenginliktir.” diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı ile bir araya gelseniz ve sizden tavsiyede bulunmanızı istese, ona neler söylerdiniz?” sorusuna şu karşılığı verdi:

    “Önce gergin olmamasını, toplumun her kesimini kucaklamasını, devlette ciddi bir israf var israfın önlenmesi için ciddi çaba harcamasını, arada bir vatandaşlarla oturup konuşmasını, toplum arasında, sivil toplum örgütleri arasında ayrımcılık yapmamasını, Ekonomik ve Sosyal Konseyi hemen harekete geçirmesi gerektiğini, bu ülkenin sanayicisi, esnafı, çiftçisi var, onlarla arada bir konuşmasını, onların dertleri var onları nasıl çözeceğini onlardan dinlemesini isterdim. Belli aralıklarla siyasi partilerin genel başkanlarını davet edip onların düşüncelerini almalarını veya bir bayram gününde ortak fotoğraf dolayısıyla Türkiye’de birliğin ve bütünlüğün ne kadar önemli olduğunu göstermesini isterdim. Ayrıca kendisinin partinin genel başkanlığından ve parti üyeliğinden istifa edip tarafsız bir cumhurbaşkanı olmasını isterdim. Çünkü Anayasa’ya göre cumhurbaşkanları tarafsızdır, tarafsızlık üzerine görev yapacaklarına dair namusları ve şerefleri üzerine yemin ediyorlar. Ona uymasını, dolayısıyla tarafsızlık ilkesi içerisinde bütün siyasi partilere eşit mesafede olmasını söylerdim. Elbette her kişinin bir siyasi görüşü var. Sayın Erdoğan da sandığa gidip oy kullanırken kendi düşündüğü, inandığı partiye oyunu verir. Kimse ‘Neden buraya oy verdin?’, ‘Sandığa gitme.’ demiyor. Ama tarafsızlık ilkesi çok önemli.”

    “DEVLET ADALETLE YÖNETİLİR”

    Devlet yönetiminde tarafsızlık ilkesinin çok önemli olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Vatandaş ‘Türkiye’de adalet var mı?’ diye yapılan bütün anketlerde adaletin olmadığını söylüyor. Adalet olsaydı adalet yürüyüşü mü yapardık? Adalet hava gibidir, hava kirli olduğu zaman siz havanın değerini ve önemini anlarsınız. Adaletsizliği beslerseniz ülkeyi yönetemezsiniz. Devlet adaletle yönetilir. Eğer bir siyasetçi adaleti kendi yönetim anlaşının birinci noktasına, birinci evrene koymuyorsa o asla iyi bir yönetici değildir.”

    İş başına geldiğinde partili-partisiz ayrımı yapmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı dediğiniz kişi tarafsız olmak zorundadır. Cumhurbaşkanı dediğiniz kişi devletin sigortasıdır. Sigortası attı mı her şey biter. Neden devletin sigortasıdır? Bir sorun çıktığı zaman sorunu çözmek için siyasi partileri o davet eder. ‘Gelin beyler, memleketin bu kadar derdi var ne kavga ediyorsunuz, gelin bakalım bu sorunu nasıl çözeceğiz.’ diyen. Şimdi bunu söyleyebilecek makam yok.” ifadelerini kullandı.

    “EK BÜTÇE YAPILMALI”

    Kılıçdaroğlu, Kovid-19 sürecinin çok daha başarılı yönetilebileceğini, kaynakların daha verimli kullanılabileceğini dile getirdi.

    Partisinin ve partisiyle hareket eden ittifakının seçimi kazanması halinde ilk yapacakları şeyin devlette tasarruf olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, pandemi sürecinde ek bütçe yapılması ve orta vadeli programın yenilenmesi önerilerinde bulundu.

    Bu yıl yüzde 5 büyümenin gerçekleşmeyeceğini, milli gelirin azalacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

    “Pandemi sürecinde 256 bin iş yeri kapandı. Kapanan iş yerlerinin sahipleri kiradaysa ne yapacaksınız? Demeniz lazım ki, ‘Senin 3 ay kiranı ben ödeyeceğim.’ Milyonlarca işçi vardı o kapatılan iş yerlerinde. Diyecek ki, ‘Senin 3 aylığını da ben ödeyeceğim.’ Sosyal devlet budur. Bu yeteri kadar yapılmadı. Bu insanların banka kredi kartı borcu, tüketici kredisi borcu yok muydu? Vardı. Ne yapması lazım bir sosyal devletin? ‘Kredi kartı borcu için hiç korkma ben bankalarla oturup konuşuyorum onlar 1 yıl süreyle erteliyorlar. Senin faizini de ben ödeyeceğim.’ diyebilir. Evinde oturan adamın borcu arttı ama devletten döviz garantili ihale alanların oturdukları yerde gelirleri arttı. Onlar bir özveride bulundu mu? Hayır, hiçbir özveride bulunmadı.”

    “BU BANKANIN İTİBARIYLA OYNAMAMAK LAZIM”

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun 2015’teki Yüksek Askeri Şura’da, MİT’ten gelen rapor üzerine FETÖ darbe girişimini yöneten sözde “yurtta sulh konseyi” üyesi eski Tümgeneral Mehmet Dişli’nin emekliye sevk edilmesi konusunda ısrarcı olduğuna ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “O aşamada dosyaya müdahale edip Mehmet Dişli’nin emekli edilmemesini sağlayacak güç kimdir? MİT değil, çünkü o raporunu vermiştir. Başbakan değil, emekli edilmesini istemiştir. Onun üstündeki güç kimdir? MİT Başkanı ve dönemin Genelkurmay Başkanı neden Meclis’te kurulan 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni Araştırma Komisyonu’na gelip bilgi vermediler? Niçin izin verilmedi? Bu olayın bilinmeyen, karanlık çok noktası var.”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, CHP’nin İş Bankası hisselerine el konulması ve iade edilmesine önceki yıllarda onay vermediğine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, İş Bankası hisselerini sadece temsil ettiklerini, bankadan bir gelirleri olmadığını, Atatürk’ün vasiyetini yerine getirdiklerini, bankanın içişlerine karışmadıklarını anlattı.

    İş Bankası’nın Türkiye’nin en güçlü, dünyanın en saygın milli bankalarından birisi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Bu bankanın itibarıyla oynamamak lazım, ismini sık sık siyaset arenasına taşımamak lazım. Bankayı denetliyor musunuz? Denetliyorsunuz. Bankada bir yanlışlık varsa gidip zaten denetliyorsunuz. Hazine temsilcisi var. BDDK günün 24 saati denetliyor. Peki neden illa İş Bankası? Hep darbe dönemlerinde olmuştur bu. Kenan Evren de yaptı. Şimdi de 20 Temmuz sürecinden sonra aslında bir sivil darbe yaşıyoruz. İlla İş Bankası’na ‘CHP’nin oradaki temsil yetkisini CHP’nin elinden alacağız. Bunu Hazine’ye vereceğiz’ ya da bir başka yer planı bilmiyoruz. CHP’yi tahrik etmek istiyorlar. İşte CHP sokağa çıksın, itiraz etsin.”

    “KESİNLİKLE PROVOKASYON”

    Adana CHP Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı ve İzmir’de bazı camilerin hoparlörlerinden müzik yayını yapılması ilişkin sosyal medyada paylaşımda bulunan Banu Özdemir’in tutuklanmasına ilişkin soruyu yanıtlarken Kılıçdaroğlu, “Erdoğan, toplumun yaşadığı derin sarsılmayı toplumun gözünden kaçırmak için bir düşman yaratma zorunda. Ona göre düşman da CHP. CHP’yi her konuşmasında kuralsız bir şekilde suçluyor.” iddiasında bulundu.

    Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı’nın Adana’daki Vefa Grubu’nun gönüllüsü olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Adana’da CHP’li belediyelerin, yardımları dağıtmak için vali ve kaymakamın istediği üzerine 195 personel görevlendirdiğini, 65 de araç verdiğini kaydetti.

    Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de bazı camilerin hoparlörlerinden müzik yayını yapılmasına ilişkin İzmir İl Başkanı’nı aradığını ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini söylediğini ve Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yaptığı basın toplantısında olayın kınandığını anlatarak, “Eski bir partili kendi Twitter hesabından internet sitelerinden aldığı bir şeyi paylaşıyor. Bunu da tutukladılar. Peki bu mu yapmış? Hayır. Bunu kim yaptıysa niye bulmuyorsun da CHP’yi suçluyorsun. Kesinlikle provokasyon.” açıklamasını yaptı.

    “BABACAN VE DAVUTOĞLU AÇIKLAMASI”

    Biz şu anda her şeyimizle hazırız. Alanlardayız. Onlar erken seçim desin ya da demesin. Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasını nasıl yaptılar. YSK’da kumpas kurdular. Şimdi Ali Babacan ve Davutoğlu için de kumpas kuruyorlar. Bu kumpası bozmak benim boynumun borcudur.

  • Babacan’dan Bahçeli’nin sözlerine sert cevap

    Babacan’dan Bahçeli’nin sözlerine sert cevap

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalındaki canlı yayında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Babacan, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEVA partisi ile ilgili “FETÖ projesidir. Pensilvanya kaynaklıdır.” sözlerine çok sert tepki gösterdi. Babacan, “Bunlar deli saçması iddialar. Evet DEVA Partisi bir projedir ama bu bir Anadolu projesidir. Bir Trakya projesidir.” ifadelerini kullandı.

    Gazeteci Cüneyt Özdemir, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a geçtiğimiz günlerde MHP Lideri Devlet Bahçeli ile yaşadığı polemiği sordu.

    “SİZ BİR FETÖ PROJESİ MİSİNİZ?”

    Cüneyt Özdemir, Babacan’a MHP Lideri Bahçeli’nin sözlerini hatırlatarak, “Siz dediniz ki ‘Şu arada güçleri ellerinde’ MHP için. ‘Ülkeye hangi faydası dokunuyor? Bu ülkeye ayağa kalksın, krizi atlatması için ne üretiyorlar’ dediniz. Onun karşılığında da Devlet Bahçeli bir tweet attı ve dedi ki, ‘İyi olacak, gelecek olacak, deva olacak ama Meclis’te özel olarak Cumhur İttifakı’nı ve özellikle de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni 2023 yılındaki yapısına karşı bir muhalefet unsuru oluşturmak maksadıyla düşünülmüş bir şeydir. FETÖ projesidir. Pensilvanya kaynaklıdır.’ Siz bir FETÖ projesi misiniz? Pensilvanya gizlice arkanızda mı duruyor DEVA Partisi’ni kurduğunuzda ve şu anda?” sorusunu yöneltti.

    “BUNLAR DELİ SAÇMASI İDDİALAR”

    Soru üzerine Ali Babacan, Devlet Bahçeli’nin sözlerine tepki göstererek şu şekilde konuştu:

    “Şimdi bunlar deli saçması iddialar. Evet DEVA Partisi bir projedir ama bu bir Anadolu projesidir. Bir Trakya projesidir. Türkiye’nin her bir yanında binlerce kişi şu anda bizim teşkilatlarımızda görev almak için başvurmuş durumda.

    “HANGİ DIŞ GÜCÜN BUNA GÜCÜ YETER”

    Hangi dış gücün buna gücü yeter Allah aşkına ama ben şunu anlıyorum. Bazı partilerin siyaset tarzı dikkat ederseniz tamamen iftira, hakaret, hamaset. Buradan besleniyorlar. Biz alın terinden besleniyoruz. Bilek gücünden besleniyoruz. Bizim siyasetimiz hep böyle olacak. Ben arzu etmezdim ki herhangi bir siyasi partiyle polemiğe girmek ama bu kadar iftira bu kadar çamur olursa, bunun üzerine tabi ki bir şeyler söylemek gerekiyor. Ancak biliyorsunuz biz o konuyu kapattık.”