Kategori: Siyaset

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, il teşkilatlarına seslendi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, il teşkilatlarına seslendi

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 81 il teşkilatı ile video konferans yöntemiyle bayramlaştı.

    Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

    ”81 ilimizdeki tüm üyelerimizin ve teşkilat mensuplarımızın Ramazan Bayramlarını tebrik ediyorum. Rabb’imden bizlere bayramları bayram gibi geçireceğimiz nice güzel günler göstermesini niyaz ediyorum.

    ”ORTAYA ÇIKAN TABLO DOĞRU YOLDA İLERLEDİĞİMİZİ GÖSTERİYOR”

    Türkiye hamdolsun küresel salgın sürecini başarıyla yönetmiş ve sonuca yaklaşmıştır. Attığımız normalleşme adımları sonrasında ortaya çıkan tablo doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Arife gününden bayram bitiminine kadar 4 gün süreyle evde kalarak mücadelemize destek veren milletimin her bir ferdine sabırları için şükranlarımı sunuyorum.

    ”İNSANLARIMIZI ZEHİRLEMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve ülkemize katkılarını hazmedemeyenlerin insanlarımızı zehirlemesine izin vermeyeceğiz.

    ”ÖNÜMÜZDE 3 YILLIK BİR VAKİT VAR”

    Önümüzde hem programlarımızı uygulamak hem milletimizle gönül bağımızı güçlendirmek için 3 yıllık bir vakit var.

    ”AK PARTİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN DE LOKOMOTİFİ OLACAKTIR”

    AK Parti önümüzdeki dönemin de lokomotifi olacaktır. AK Parti’nin kazandırdıklarını, pek çok reform yaptığımızı, sağlıklı konut ürettiğimizi anlatmalıyız. Yıllarca sağlık alanında yaptığımız yatırımları eleştirenlerin ne kadar içi boş siyaset yaptıkları, son 2,5 ayda yaşananlarla ortaya çıkmıştır.”

  • Ali Babacan: “Ülkenin itibarı ve ekonomi mahvolmuş durumda”

    Ali Babacan: “Ülkenin itibarı ve ekonomi mahvolmuş durumda”

    “Bir partinin genel başkanı olan ve karşı tarafı düşman gören ve bunu her gün çıkıp söyleyen birinden tarafsızlığa uymasını nasıl bekleyeceğiz?”

    Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi durumuna ilişkin, “Ülkenin itibarı mahvolmuş durumda, ekonomi mahvolmuş durumda. Bunun sebebi; işini bilen insan sayısı çok çok azaldı ve aynı zamanda kararların dar bir çevrede bir aile içinde ya da tek bir kişinin alması. Ne zaman ki Cumhurbaşkanlığı forsu ile bir parti logosu yan yana konuldu o gün bugündür dikiş tutmuyor ülke. Mevcut anayasanın hükümlerine aykırı bu. Anayasada Cumhurbaşkanlığı tarafsızdır diyor. Cumhurbaşkanı tarafsızlık yemini ediyor. Bir partinin genel başkanı olan ve karşı tarafı düşman gören ve bunu her gün çıkıp söyleyen birinden tarafsızlığa uymasını nasıl bekleyeceğiz?” diye konuştu.

    Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV’de Bayram Sohbetleri programında gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı.

    Ana akım medyanın partisini yok saydığını ifade eden Babacan, “Bizim şu anda sosyal medyada yaptığımız en ufak bir etkinlik sosyal medyada ciddi izlenirken, takip edilirken, haber değeri çok yüksek şeyler olurken ana akım medya bunu görmüyor” dedi.

    Sözlerine başbakan yardımcılığı yaptığı dönem ile başlayan Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    “O dönemle bu dönem çok benziyor”

    “Aslında o dönemle bu dönem çok benziyor. O dönem siyaset benim için bir mecburiyet haline gelmişti. Toplumsal sorumluluk gereği siyasete başlamıştım. Ülkenin durumu çok kötüydü, ekonomik kriz yaşanıyordu. Ben o zaman iş dünyasındaydım ve rasyonel ekonomi ve finans perspektifinin devlet yönetimine yansıması gerektiğini bana söylediler. Öyle ikna ettiler beni, o sorumluluk gereği siyasete girdim. Yakın çevremden çok tepki aldım. ‘Siyaset karışıktır, kirlidir. Senin ne işin var orda?’ diye. Ülke için bir mecburiyet bildim açıkcası, iyi de oldu. İyi ki yapmışım diyorum.

    2002-2004 yılları arasında Türkiye’nin çehresi çok hızlı şekilde değişti. İki yılda enflasyon tek haneye indirdik. Düşünün ki 34 yıl boyunca çift hane ya da üç haneli enflasyon var ülkede para sürekli değer kaybediyor, en küçük para birimimiz 1 milyon TL’idi. Sıfırları sayıyordu insanlar. O dönemden alıp paradan altı sıfırı atmak, enflasyonu tek haneye indirmek, refah seviyesini çok hızlı bir şekilde yükseltmek büyük bir tatmin duygusu verdi. Sanki ülkeme olan borcumu önemli bir ölçüde ödedim hissi güzel bir his. Bugün de aynı şekilde hissediyorum doğrusu.

    Bugünde de ülkenin şartları çok kötü, ekonomik krizin tam ortasındayız. Yine özgürlükler sınırlandırılmış durumda, insanlar rahat konuşamıyorlar. Bir korku iklimi var, içinde bulunduğumuz coğrafya karışık ve Türkiye’nin o coğrafyayı düzeltmek için en ufak bir katkısı yok.

    Yine aynı hissiyatla, bu ülke için bir şeyler yapma hissiyatı ile bu siyasi partiyi kurduk. Yeniden Türkiye’yi ayağa kaldırabilmek için yeniden Türkiye için yeni bir şeyler yapabilmek için. Ekibimizle birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz.

    “Yakın çevremizden ‘karşınızda koskoca devlet gücü var’ uyarıları geldi”

    Yine yakın çevremizden uyarılar geldi. “Karşınızda koskoca devlet gücü var” dediler. “Yargıyı da içine alan bir devlet gücü var.” dediler. Niyetimiz iyi olduğu ve geçmişimiz tertemiz olduğu için, korkacak bir şeyimiz olmadığı için her şeyi göze aldım. Ülke bu durumdayken bir şeyler yapmamaya içimiz el vermedi.”

    “Ana akım medya bizi görmüyor”

    “Ana akım medya bizi görmüyor, bizi yok varsayıyor. Bizim şu anda sosyal medyada yaptığımız en ufak bir etkinlik sosyal medyada ciddi izlenirken, takip edilirken, haber değeri çok yüksek şeyler olurken ana akım medya bunu görmüyor.

    Şu anda sadece problem o, ama biz bundan şikayet edemeyiz. Bizim çalışmamız şikayet üzerine kurulamaz. Biz gereğini yapayacağız gören görecek, görmeyen görmeyecek.”

    “Bakanlık döneminde dost bildiğim kim varsa aynen devam ediyor”

    “Bakanlık döneminde arkadaş, dost seçerken bütün bu görevler bittikten sonra da konuşabileceğimiz insanlar mı bunlar diye? Şimdi bakıyorum hala dostuz.

    O dönemde kiminle mesafeliysek zaten mesafe daha da açıldı. Çünkü devlette bir görevimiz olmayınca işi düşmüyor kimsenin işi düşmeyince de aramıyor olabilirler.”

    “İçinde olduğum yapının içten düzeltmenin mücadelesini verdim”

    “13 yıllık bakanlık döneminde benim toplum önümde yaptığım konuşmalar, TV programları.. O günlere dönün bakın bugün dönüp yine altına imza atabilirim. Fakat düşündüğüm her şeyi toplum önünde konuşmadım, çünkü bir yapının içindesiniz mümkün olduğunca o yapıyı korumak ve içinden düzeltmenin mücadelesini vermeye çalıştım ben. İçerde yaşanılan fikir ayrılıklarını dışarıya yansıtmamaya çalıştım. Ciddi çatışmaları dışarıya yansıtmadım. Bakanlığın bitiş zamanında bu görüş ayrılıkları o kadar büyüdü ki basına da yansıdı. Konuştuğum her şey inandığım şeyler oldu.”

    “AK Parti kendi eli ile inşa ettiğini kendi eli ile yıkıyor”

    “Ülkem adına çok üzülüyorum. Kendim adına da üzülüyorum çünkü yılların emeği var. AK Parti kendi eli ile inşa ettiğini, kendi eli ile yıkıyor. O kadar inşa edilmiş başarıyı tekrar kendi elleri ile teker teker maalesef mahvediyorlar. Ülkenin itibarı mahvolmuş durumda, ekonomi mahvolmuş durumda. Bunun olmasında iki önemli sebep görüyorum. Birincisi insan kalitesi, işini bilen insan sayısı çok çok azaldı ve aynı zamanda kararların dar bir çevrede bir aile içinde ya da tek bir kişinin alması. İki tane önemli teşhis var burda. Biz tedavi için uğraştık ama olmadı, o bünyede tedaviyi imkansız gördüğümüz için yeni bir siyasi parti başlattık.”

    “Devlet yönetiminde hiçbir grubun ağırlığına imkan vermemeniz gerekir”

    “Hiçbir birimde gruplaşma, hemşehricilik olmaz. Devlet buna izin vermemeli, olamaz. Tarikatlar ile bir pazarlığa girmek gibi bir ilişki şekli olmamalı.”

    “Dar bir ideolojinin partisi olmak istemedik”

    “Biz dar bir ideolojinin partisi olmak istemedik. Türkiye’deki farklı eğilimlerin ortak bir gelecek altında buluşabileceğini gördük. Geçmişte mutabakat zor ama gelecekte mutabakat daha kolay. Özgürlük sınırlandırılmasından herkes şikayetçi… Gençlerin hepsi biz kendimizi ifade etmekten korkuyoruz diyorlar. Gelecekte ne arzu ediyoruz? Öncelikle özgürlüklerin doyasıya yaşanması ve devletin bunun teminatı olmasını istiyoruz.

    Gelecek konusunda farklı düşünen yok. Biz partiyi ortak gelecek ittifakı üzerine bir anlayışla oluşturduk.

    Kurucularımız incelediğinizde daha önce çok farkı görüşleri savunmuş arkadaşlarımız var. Her kesimden insanlar var.”

    “Öyle yanlış bir sistem oldu ki seçim öncesi ittifaka mecbur bıraktı”

    “Parlamenter sistem varken Türkiye’de her siyasi parti seçime girerdi. Tek bir parti çoğunluğu sağlayamazsa bir koalisyon olurdu. Koalisyonda da şartlar olurdu. Olmazsa yeniden seçime giderdi. Dolayısıyla her parti kendi olarak seçime girebiliyordu.

    Bu yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi öyle bir yanlış sistem oldu ki seçim öncesi ittifaka mecbur bıraktı. Bana özel soran insanlara bu sistemin yanlışlarını anlattım.

    Rejim tek bir makamda bütün gücün buluşmasını getirdi. Meclis önemsizleşti. Yargıda atamalar iktidar partisinin başındaki insana kaldı. Böyle olursa bağımsız yargı kalmaz Türkiye’de.”

    “Ne zaman ki Cumhurbaşkanlığı forsu ile bir parti logosu yan yana konuldu o gün bugündür dikiş tutmuyor ülke”

    “Mevcut anayasanın hükümlerine aykırı bu. Anayasada Cumhurbaşkanlığı tarafsızdır diyor. Cumhurbaşkanı tarafsızlık yemini ediyor. Bir partinin genel başkanı olan ve karşı tarafı düşman gören ve bunu her gün çıkıp söyleyen birinden tarafsızlığa uymasını nasıl bekleyeceğiz?

    Sistem kendi içinde çelişkiler ile dolu. Bu sistemle Türkiye’nin devam etmesi mümkün değil.

    Geçmiştekini yıkın yerine daha iyisini getirmeyin sonra Türkiye’yi yeniden inşa etmeye çalışın, bu mümkün değil.
    Türkiye’nin itibarı çok düşmüş durumda.”

    “Türkiye’nin kaynağı yok, para bitti”

    “Covid-19 öncesinde de Türkiye’nin ekonomisi hızla zayıflıyordu, kurumlarımız zayıflamıştı. Bütçenin durumu çok kötüydü, bunu kapatmak için Merkez Bankasının yedek akçelerini bir günde bitirdiler.

    Biz Covid öncesinde de krizden bahsediyorduk. Genç işsizliğin rekorunu biz virüsten önce de gördük. Zaten problemlerimiz çok büyükken şu anda bir de salgının etkilerini yaşıyoruz.

    Bu salgının ne kadar süreceği, aşının ya da ilacın ne zaman bulunacağı bilinmeyenler. Bunlar bilinmeyen olduğu sürece ekonomiye etkisinin ne kadar süreceği de belli değil açıkcası.

    En kötüye hazır olmak lazım. Bütün dünya çok hızlı adımlar attı. Biz ortalama bir G20 ülkesi olsak milli gelirin yüzde 8’i kadar doğrudan bütçe harcaması yapmamız gerekiyor.

    Bunu Türkiye yapamadı, kaynak yok. Para bitti. İsraf, har vurup harman savurma. Türkiye’nin düzeleceği ihtimalini görmediğim için ve ekip olarak da görmediğim için yeni bir çalışma başlattık.”

    Aile hayatı

    “Baba tarafı Ankara’nın yerlisi. Malazgirt sonrası Ankara’ya gelmişler, yerlemişler. Anne tarafı da yine İç Anadolu ama Karadenize daha yakın Çorumlu.

    Ben Ankara’da doğdum. Okullar Ankara. TED ve ODTÜ’de okudum. 4 kardeşiz. 3 kız kardeşim var. Benim büyüdüğüm mahalle Çıkrıkçılar yokuşu. Kurtuluş’ta oturuyorduk iş yerimiz Çıkrıkçılar yokuşundaydı. Babamlar ilçeden babam liseyi ve üniversiteyi okusun diye gelmişler. Aile tamamen ticaretle uğraşıyor. Siyasetle uğraşan kimse yok. Biz tamamen işimizi iyi yapmaya çalışan bir aile. 92 yıllık bir ticari geçmiş var.”

    Bayram sofraları

    “Ramazan Bayramının ilk günü büyüklerin evinde buluşma şeklindeydi. Babanın ve annenin aile evlerinde büyük bir buluşmalar olur. Mutfak hazırlıkları önceden yapılır. Baklava, yaprak sarması ve su böreği bayramın olmazsa olmazıdır. Aile buluşmamız baya kalabalık ve canlı olur. Bu buluşmaları sadece bayramlarda değil belirli zamanlarda yapmaya çalışıyoruz. Şimdi ise Zoom üzerinden yapıyoruz bunu. Hemen bu buluşmalarda gruplaşmalar olur. Küçük çocuklar, lise ve ortaokul çoçukları… Siyaset çok konuşulmaz.

    Mutfağa herkes girer, herkes bir işin ucundan tutar. Ailemiz hep bir aradadır. Fiziksel olarak uzaklıkta olsa bir kopukluk hiç olmadı. Aile organizasyonları yaparız, genelde bu bana düşer. 40-50 kişilik buluşmalarımız yılda en az bir kez olur. Bayramlar, özel günler güzel bir vesile. Bayram vesilesi ile mesafeler kapanıyor. Bayram ruhu çok önemli. Biz çok önem veriyoruz.”

    “Küçük yaşlarda babam beni çok etkilemiştir”

    “Tek bir kahramanım yok ama özellikle küçük yaşlarda babam beni çok etkilemiştir. Babam hala haftanın 7 günü işe gider. Tabi bu salgından önce. Annem çok disiplinli bir anneydi. Babam çok çalıştığı için annemle büyüdük daha çok. Kahramanım olarak düşününce ilk aklıma babam geliyor.

    Üniversiteyi bitirdim mesela sonrası için 30 kişi ile falan görüştüm. Yeni insanlarla tanışmak, onların görüşlerini ve fikirlerini almak benim için önemlidir. Ben konuşmayı ve istişare etmeyi severim. Siz olsanız ne yaparsınız diye sorarım.”

    “İki cüzdan taşıyorum”

    “Bu babamdan gelen bir şey. Geçmişte bankacılık sistemi kolay olmadığı için ve ticarette sıcak para döndüğü için böyle yapardı. O yıllardan gelen bir ihtiyat diyelim.”

    “Ailemin farklı normları var”

    “Pek şarkılı türkülü bir ortamımız yok. Genelde sohbet ediyoruz, memleket meselelerini konuşuyoruz.

    Oturup tavla oynamam mesela… Ailemizde ve sülalemizde sigara yok mesela. Ailemin farklı normları var.

    Daha fazla boş vaktimin olmasını arzu ederdim tabi. İlkokulda çalışmaya başladım hala çalışıyorum.”

    “Keşke daha fazla vakit ayırabilsem çocuklarıma”

    “Çocuklarımın hepsi birbirinden çok farklı, üç tane birbirinden tamamen farklı üç insan. Her biri çok farklı, iyi oldukları alanlar var. Keşke daha fazla vakit ayırabilsem onlara…”

    “Mithat Sancar’ın Eş Genel Başkan seçilmesine sevindim”

    “İyi bir akademisyen. Benim gönlümden geçen siyasi partilerin Türkiyeli olmasıydı. Mithat Sancar’ın buna faydası olacağını düşünüyorum. Yeter ki o düşündüğünü ve Türkiye için arzu ettiklerini gerçekleştirmek için alan açılsın onlara. Ben çok sevinirim.”

    “Şiddet bugünün yöntemi değil”

    “Türkiye’deki bölücü terör örgütü, Türkiye’nin siyasetine de müdahil. Keşke siyasetin önü açılsa ve bu olmasa.

    Terör örgütüne karşı mücadelenin kesinlikle verilmesi gerekiyor. Eğer bir hak ve özgürlük mücadelesi varsa gelin hep birlikte bunu verelim.

    Şiddet bugünün yöntemi değil. Türkiye’de bununla bir yere varamazsınız. Silahlı mücadele bazen ülkelerin özgürlük mücadelelerinde yer alıyor, başka ülkelerde de bu var ama bugünün Türkiyesinde böyle bir şey yok.

    Buna gerek yok. Bugünün Türkiyesindeki yöntem siyaset ve meşru yollardır.”

    “Toplum siyasetten çok ötede”

    “Siyaset çok geriden gelip toplumu tutuyor. Toplumun büyük bir potansiyeli var ancak siyaset bunu tutuyor.

    Siyaset ötekileştiriyor. Türkiye nüfusunun ağırlığının müslüman olduğu bir ülkede, Ramazan bayramının ikinci ya da üçüncü günü iktidar muhalefeti karşısına alıcı bir üslupla başlıyor. Çok üzüldüm, kendi milletimiz adına üzüldüm.

    Sağlık hasarını, can kaybımızı asgaride nasıl tutarız diye ben bunu beklerken, esip gürlemeler. Muhalefet şöyle de böyle de, yazık gerçekten yazık.”

    “Şu an iktidarın yöntemi vatandaşı korkutmak”

    “Şu anda iktidarın siyaseti tamamen korkutmak. Vatandaşı elindekini kaybetmekle korkutmak, hayali düşmanlarla korkutmak ve böylece desteği devam ettirmek.

    Bunların yüzde 1, yüzde 3 doğruluk payı varsa bile hükümete düşen vatandaşı böyle gidip korkutmak değildir. Elinde bir devlet gücü var. İktidar bir şikayet makamı değil. Gereğini yapmak işi.”

    “Siyasete girmeme vesile olan kişi Sayın Gül’dü”

    “Siyasetin bir özü oluyor bir de dedikodusu oluyor. Benim siyasete girmeme vesile olan kişi Sayın Gül’dü.

    Yeni siyasi parti kurulurken 2001’de, oturup konuştuk ve o şekilde girdim. Abdullah Bey, düzgün bir devlet adamı.

    Bütün güç sınavlarından geçip kendini ve ahlakını koruyabilmiş bir insan. Türkiye’nin yeni bir siyasi partiye ihtiyacı olduğunu gördü, bizi de cesaretlendirdi, böyle bir şeyi yapın dedi. Desteğini de kamuoyu önünde açıkladı. Şu süreçte yüz yüze görüşemiyoruz ama ortalama ayda bir telefonla konuşuruz.”

    Babacan’dan bayram mesajı

    “Bayramlar bir dostluk ve kardeşlik vesilesi. Kırgınlıklar, küskünlükler hep olur ama bunlar gelip geçici.
    Bayramları dostlukları tazelemek için, kırgınlıkları, küskünlükleri sıfırlamak için bir vesile bilmek lazım.
    Siyasetçiler de bunu ülke için yapmalı. Her bayram bir vesile ve bu fırsat bilinmeli.”

  • Meclis neden toplanmıyor eleştirilerine cevap: “Talep gelmedi”

    Meclis neden toplanmıyor eleştirilerine cevap: “Talep gelmedi”

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Kanal24 televizyonunda yayınlanan bir söyleşide, “Meclis neden toplanmıyor?” eleştirilerine yanıt verdi.

    Meclis Başkanı’nın, Meclisin çalışmalarını tatil etme ya da çalışmalarına ara verme yetkisi olmadığını söyleyen Şentop, “İçtüzüğü bildiklerini de zannediyorum ama buna rağmen ‘Meclis Başkanı, Meclis niye çalışmıyor?’ diye sormalarını tuhaf karşılıyorum.” dedi.

    Bazı siyasi parti gruplarının kendilerine göre önemli gördüğü gündem maddesini diğer parti gruplarının önemli görmeyebileceğini dile getiren Şentop, “Gerçekten çok önemli, acil bir şey varsa o zaman 15 Nisan’da Meclisin çalışmasına itiraz ederlerdi ve ara verme kararı çıkmayabilirdi.” diye konuştu.

    TBMM İçtüzüğüne göre Meclisin, 5-14 Mayıs arasında ara verme döneminde olduğuna ve bu dönemde Meclisin olağanüstü olarak toplantıya çağrılma imkanı bulunduğuna değinen Şentop, “Acil, önemli bir gündem maddesi gören 120 milletvekili Meclisi toplantıya çağırabilirdi. Bize böyle bir toplantı talebi de gelmedi. Bütün bunlar ortadayken ‘Meclis niye toplanmıyor, toplanmalıdır.’ Bunun sohbeti yapılabilir. Ama bundan Meclis Başkanı’nı suçlayacak şey çıkarmalarını da hayretle izliyorum.” ifadelerini kullandı.

  • CHP’li 11 Başkan’dan ortak bayram mesajı

    CHP’li 11 Başkan’dan ortak bayram mesajı

    CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı ortak yayınladığı videoda Ramazan Bayramı öncesi birlik, beraberlik mesajı verdi.

    CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının sosyal medya hesaplarından ‘Bir Tanesin Türkiyem’ başlıklı bir video yayınlandı.

    Her başkanın sosyal medya hesaplarında aynı anda yayınlanan videoda, “Her zaman olduğu gibi bu zor dönemde de halkımızla, devletimizle, belediyelerimizle; 81 il, 1 tane Türkiye anlayışıyla beraberiz” mesajları yer aldı.

    Paylaşılan videoda başkanların farklı yerlerde çekilmiş görüntüleriyle birlikte birbirlerine mesajlarına yer verildi.

    Videoda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın sırasıyla yayınlanan mesajları şu şekilde:

    “İstanbullunun uzattığı el Ankara’da sımsıkı tutuluyorsa, Ankara’da Anıtkabir’e özlemle bakan gözler İzmir’de marş olup söyleniyorsa, İzmir’in gurur dolu marşlarına eşlik ediyorsa Adana’nın yanık sesleri, memleket sevdasını bereketli topraklarında filizlendiren şehir Adana’dan Yunus’un hoşgörü diyarı Eskişehir’e selam olsun. Mustafa Kemal’in bağımsızlık ateşiyle yoğrulmuş Eskişehir topraklarından filizlenen kardeşlik türküsü, efeler diyarı Aydın’ın kahramanlık ezgileriyle harman oluyorsa, Aydın’ın ata tohumları Antalya’da yeşeriyorsa, zeybeklerin dik duruşu gururlandırıyorsa Muğla’yı, Muğla’da esen birliktelik rüzgarı rahatlatıyorsa Mersin’i, Akdeniz dalga dalga selamlıyorsa Tekirdağ’ı, Tekirdağ’da doğan Çınar bebek güldürüyorsa Hatay’daki Mehmetçiğin yüzünü, Mehmet Çavuş’un vatan aşkı sarıyorsa 81 ili…”

    ’81 farklı il, bir tane Türkiye’yiz’

    Videonun sonunda ise başkanların şu ortak mesajına yer verildi:

    “Demek ki biz biriz, birlikteyiz. 81 farklı il, bir tane Türkiye’yiz. Her zaman olduğu gibi bu zor dönemde de halkımızla, devletimizle, belediyelerimizle 81 il, bir tane Türkiye anlayışıyla beraberiz. Bir tanesin Türkiyem. Birlikte başaracağız.”

  • Bahçeli: Sistemin devamını sağlayacak reformlar çıkarılmalı

    Bahçeli: Sistemin devamını sağlayacak reformlar çıkarılmalı

    MHP lideri Bahçeli, MHP’nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in Beştepe’deki anıt mezarını ziyaret etti. Okunan Kur’an-ı Kerim’in ardından dua eden Bahçeli, Türkeş’in kabrine kırmızı ve beyaz karanfiller bıraktı ve bakır ibrikle mezara su döktü.

    Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Bahçeli, üzüntülü bir Ramazan Bayramı geçirildiğini söyledi.

    ‘Hüzünlüyüz ama gelecekle ilgili de umutluyuz’

    Türk milletinin, salgının bir an evvel ortadan kalkması için Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun talimatlarına uygun şekilde hareket ederek bu sürecin en zararsız şekilde geçirilmesini sağlama gayreti içinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Milletimizin bu hassasiyetine teşekkür ediyorum. İnşallah Cenabıallah çok kısa bir süre için bu salgından aziz milletimizi ve bütün insanlığı korumuş ve kurtarmış olur. Hüzünlüyüz ama gelecekle ilgili de umutluyuz” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, “Partiler arası milletvekili transferi açıklamalarının ardından Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik yapılabileceği yönünde açıklamanız olmuştu. Partinizin bu yönde bir çalışması var mı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bu konuda bir görüşmeniz oldu mu?” sorusu üzerine şunları kaydetti:

    “MHP, geçmişten bu yana, özellikle de 15 Temmuz, o acı gün, darbe gününden itibaren Türkiye’de demokrasinin normalleşmesi, kökleşmesi, millet olarak huzur ve güvene kavuşması ve siyasi hayatımıza saygınlık kazandırması amacıyla ortaya konmuş olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devamını da mümkün kılacak bazı reformların yapılması gerektiği inancındadır. Bu düşüncelerimizi her defasında ifade ediyoruz. Son gelişmeleri dikkate aldığımız vakit anlaşılıyor ki bu reformlar acilen çıkartılmalıdır. Koronavirüs salgınından sonra, bayram sonrasında Meclisin açılması ve faaliyetlerini sürdürmesi halinde gündeme gelebilecektir. MHP, Siyasi Partiler Kanunu’nun gözden geçirilmesini ve öte yandan birçok ülkenin sosyal ve ekonomik meselelerini çözüme kavuşturacak tedbirlerin bir an evvel alınması için şu ana kadar yaptığı hazırlıkları gündeme getirmek suretiyle bugünkü Cumhur İttifakı çerçevesinde hükümetin önereceği tekliflere tam destek verecektir. İnşallah hayırlara vesile olur.”

  • Muharrem İnce’den ‘Banu Özdemir’ tepkisi

    Muharrem İnce’den ‘Banu Özdemir’ tepkisi

    Muharrem İnce, cami hoparlörlerinden Çav Bella çalınmasının ardından tutuklanan CHP eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir hakkında açıklama yaptı. İnce, ”Yargı trol kafasıyla karar veriyor” dedi.

    Twitter üzerinden açıklama yapan İnce, şu ifadeleri kullandı:

    “Yapanı henüz bulamadılar, bu rezaletlerin yaşanmaması için sistemi yenilemediler ama trollerin hedef göstermesiyle haber sitelerinde yer alan görüntüyü paylaştığı için Banu Özdemir tutuklandı. Devlet trol kafasıyla yönetiliyor. Yargı trol kafasıyla karar veriyor.”

    Önceki gün İzmir’de saat 17.00 sıralarında Konak, Karşıyaka, Çiğli ve Buca ilçelerindeki camilerin hoparlörlerinden İtalyan partizan marşı olarak bilinen ‘Çav Bella’ çalınmıştı.

    Merkezi sistemle ezan okunan Konak, Karşıyaka, Çiğli ve Buca ilçelerindeki bazı camilerin frekansına “korsan bir şekilde müdahil olunduğu” belirtilmişti.

    İzmir Müftülüğü’nden yapılan açıklamada, yaşanılan olay doğrulanırken şu ifadelere yer verilmişti:

    “İlimizin çeşitli bölgelerindeki bazı camilerimizin hoparlörlerinden kimliği belirsiz kişilerce merkezi sistemimizin frekansına korsan şekilde müdahil olmak suretiyle bir sabotaj gerçekleştirilmiştir. Konu ile ilgili gerekli suç duyurusunda bulunulmuş ve gerekli inceleme başlatılmıştır.”

    Olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı. Yürütülen soruşturma kapsamında CHP üyesi ve eski İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir tutuklanmıştı.

  • Partilerin bayram programı belli oldu

    Partilerin bayram programı belli oldu

    Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle bu yıl video konferans yöntemiyle gerçekleştirilecek liderlerin geleneksel bayramlaşma programları belli oldu.

    ERDOĞAN İSTANBUL’DA

    Türkiye genelinde Covid-19 salgını nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağı Ramazan Bayramı’nda, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da bayramı ailesiyle geçirecek. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, memleketi Tekirdağ’da, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise Ankara’da olacak.

    KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ ANKARA’DA

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bayramı Ankara’da ailesiyle geçirmesi bekleniyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bayramda Ankara’da olacağı belirtildi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise bayramı ailesiyle İstanbul’da geçirecek.

    DAVUTOĞLU İSTANBUL’DA

    HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan İstanbul’da, Mithat Sancar ise Ankara’da olacak. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Ankara’da, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici Eskişehir’de, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, memleketi Afyonkarahisar’da, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal memleketi Aydın’da olacak. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun İstanbul’da, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise Ankara’da olması bekleniyor.

    AKP ÜÇ PARTİ İLE GÖRÜŞMEYECEK

    AKP Genel Merkezi’nde partiler arası bayramlaşma programı, koronavirüs tedbirleri kapsamında video konferans üzerinden gerçekleştirilecek.

    AKP’den yapılan açıklamaya göre, Ramazan Bayramının ikinci günü olan 25 Mayıs Pazartesi günü, ilk olarak saat 09.30’da CHP heyeti ile video konferans görüşmesi yapılacak.

    CHP’nin ardından sırasıyla MHP, Hür Dava Partisi, Saadet Partisi, BBP, DSP, Demokrat Parti, İYİ Parti, Vatan Partisi, Anavatan Partisi ve Yeniden Refah Partisi temsilcileri ile bayramlaşılacak.

    MHP DÖRT PARTİ İLE GÖRÜŞMEYECEK

    MHP de bayramlaşmayı ikinci günde video konferans yöntemiyle yapacak. MHP sırasıyla DSP, AKP, BBP, ANAP, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve CHP heyetleri ile bayramlaşacak.

  • AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten CHP’ye tepki

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten CHP’ye tepki

    AK Parti Sözcüzü Ömer Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın ifadelerine sert tepki gösterdi.

    Çelik, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

    “CHP Genel Merkezi’nde ‘Mutfakta biri mi var?’ sorusunun cevabı belli. Mutfak, toplumumuzun en temel değerlerine saldıran bir kafa tarafından tamamen ele geçirilmiş. Sözcülerin dili, aile değerleri başta olmak üzere her şeye saldırmakta barbarlık sınırını geçti. CHP sözcülerine kaç kere söyledik; Aile değerleri üzerinden siyaset yapmayın. Cumhurbaşkanımıza ve partimize karşı yürütmeye çalıştığınız yıkım siyasetine, aile değerlerini karıştırmanız siyasi hayatımızda daha önce görülmemiş bir barbarlıktır. Siyasi hayatımızın en yakıcı günlerinde bile aile üzerinden siyaset yapmamak temel bir değerdi. Siyasi tartışmalarda, siyasi yaklaşım üretmek yerine, aileye saldırmak gibi ahlak dışı ve barbar bir yaklaşımı da siyasete siz soktunuz.”

    “SİYASİ BARBARLIK YAPMAYIN”

    Açıklamasının devamında, CHP sözcülerinin kullandığı dili eleştiren Çelik, şunları ifade etti:

    “Faydası yok ama yine de tekrar söyleyelim; Siyasette siyasi akılla var olmaya çalışın. Siyasi barbarlık yapmayın. Siyasi akıl ve siyasi ahlaka dayanan dil herkese lazımdır. Siyasi akıl konusundaki giderek büyüyen cari açığınızı argo ile kapatmaya çalışmayın.

    “CHP SÖZCÜLERİNİN DİLİ, DİL OLMAKTAN ÇIKTI ARTIK”

    “CHP sözcülerinin dili dil olmaktan çıktı artık, bir enfeksiyon aracına dönüştü. Hangi partiden olursa olsun tüm vatandaşlarımız aile değerleri konusunda hassastır. Toplumumuzda temel değerler konusundaki hassasiyet partiler üstü bir hassasiyettir. Partileri farklı olsa da tüm vatandaşlarımız için aile temel bir değerdir.

    “AİLE KAVRAMINI SİYASET KONUSU YAPMAK BARBARLIKTIR”

    “Aile kavramını siyaset konusu yapmak barbarlıktır. Bu barbarlığa, hangi partiden olursa olsun tüm vatandaşlarımız karşıdır. Siyasi muhalefet demokratik haktır, siyasi barbarlık ahlak dışı bir tutumdur. Muhalefet etmek için siyasi akılla yaklaşım üretin, barbarlıkla aile değerlerine saldırmayın.”

    FAİK ÖZTRAK NE DEMİŞTİ?

    CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Sizde sosyete damat çok. Tavsiyemiz, bu kuru sıkıcıyı gönderin, yerine epeydir reklamını yaptığınız havacıyı getirin. Belki biraz daha idare edersiniz. Zira bu damat, 72 yılda yapılan ithalatın beş katının son 17 yılda yapıldığını bile bilmiyor.” ifadelerini kullanmıştı.

  • Melih Gökçek hakkında suç duyurusunda bulunuldu

    Melih Gökçek hakkında suç duyurusunda bulunuldu

    Ankara Büyükşehir Belediyesi, eski başkan Melih Gökçek hakkında 17/25 Aralık 2013’ten sonra ‘FETÖ’nün basın yayın organlarına kaynak aktarımı’ yapıldığı haberlerini ihbar kabul ederek suç duyurusunda bulundu.

    Geçtiğimiz hafta bazı gazete ve internet sitelerinde çıkan “Melih Gökçek döneminde, 17/25 Aralık 2013’ten sonra alenen FETÖ’nün yayın organlarına reklam adı altında kaynak aktarımı yapıldığı” haberleri üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi müfettişleri inceleme yaptı.Yapılan inceleme sonucunda, 17/25 Aralık 2013 tarihinden sonra da ‘FETÖ’nün yayın organları’ olduğu belirtilen Samanyolu TV, Samanyolu Haber TV, Kanaltürk ve Bugün televizyonlarına kaynak aktarıldığı belirlendi.

    Ankapark’ın tanıtımı için Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan ihalenin teknik şartnamesindeki TV kanalları arasında kapatılan Bugün TV, Kanaltürk, Samanyolu Haber ve Samanyolu TV kanalları da yer aldı.

    Yapılan incelemede, Samanyolu TV’ye 240.000 TL, Kanaltürk’e 81.000 TL, Samanyolu Haber’e 36.000 TL ve Bugün TV’ye 18.000 TL olmak üzere KDV hariç toplam 375.000 TL ödemenin tek kalemde yapıldığı belirlendi.

    İnceleme sonrasında oluşturulan raporda eski başkan İbrahim Melih Gökçek, eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve firari FETÖ sanığı Kamil Kılıç, eski Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Recep Tekcan, eski Mali Hizmetler Dairesi Başkanı ve firari FETÖ sanığı Hasan Uçar hakkında suç örgütüne yardım etme, terörizmin finansmanı ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlemekten dolayı cezalandırılmaları gerektiği yer aldı.

    Ankara Büyükşehir Belediyesi, FETÖ’ye kaynak aktarımında sorumlulukları bulunan Kamil Kılıç, Hasan Uçar ve Ahmet Recep Tekcan ile birlikte, takdir ve tensip makamı olmasına rağmen söz konusu kişilerle ilgili hiçbir işlem tesis etmediği ve belediye adına bu işin yapılmasına müsaade ederek suça iştirak ettiği iddiasıyla Melih Gökçek hakkında “suç örgütüne yardım etme”, “terörizmin finansmanı ve görevi kötüye kullanma” suçları işlendiği gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

  • Kılıçdaroğlu’dan camiden müzik yayına tepki

    Kılıçdaroğlu’dan camiden müzik yayına tepki

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İbadet yerleri kutsalımızdır. Camilerimizden ezan ve İstiklal Marşı dışında herhangi bir sesin yükselmesini asla kabul etmiyoruz” ifadesini kullandı.

    Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından İzmir Müftülüğünün merkezi ses sistemi frekansına girilerek kentteki bazı camilerin hoparlörlerinden müzik yayını yapılmasına ilişkin paylaşımda bulundu.

    Kemal Kılıçdaroğlu, “İbadet yerleri kutsalımızdır. Camilerimizden ezan ve İstiklal Marşı dışında başka herhangi bir sesin yükselmesini asla kabul etmiyoruz. İzmir’de yaşananların faillerinin bir an önce bulunmasını istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.