Kategori: Siyaset

  • ‘İtfaiyeci siyasi parti reklamında oynar mı?’

    AK Parti’nin 31 Mart’ta yapılacak seçimlere yönelik ‘Gönülden yaparsan gönüller kazanırsın’ adıyla yayınlanan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) itfaiye personeli ile araç gereçlerinin kullanıldığı reklam filmi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşındı.

    CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, kamu personelinin bir siyasi parti ve adaylar lehine reklam amaçlı kullanıldığını savundu. Önergede, “Bu durum yasalara aykırı değil midir? Reklam filminde yer alan kamu personeli, filmin ne amaçla çekildiği konusunda önceden bilgilendirilmiş midir? Filmin masrafları kim tarafından karşılanmıştır?” soruları yöneltildi.

    BELEDİYE PERSONELİ KULLANILIYOR’

    Tekin, Sözcü’den Başak Kaya’ya yaptığı açıklamada da “Kanunlarımız çok açıktır. Memur ve hizmetlileri ile, her türlü araç-gereç ve imkanlarının, bir siyasi bir parti veya adayın emrinde ya da herhangi bir siyasi faaliyette çalıştırılmaları, kullanılmaları veya kullandırılmaları yasaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi personel ve araç gereçlerinin bir siyasi partinin reklam filminde kullanılması yasalara göre suçtur” dedi. Tekin, “İtfaiyeci siyasi parti reklamında oynar mı?” tepkisini yöneltti.

  • Binali Yıldırım: Yavaş konuşurum ama adım gibi iş yaparım

    Binali Yıldırım şu açıklamaları yaptı:

    “Yürütmekte olduğum TBMM Başkanlığı’nı adaylığımız bugün resmiyet kazandı ayrıldık ve bismillah deyip İstanbul’dan bugün çalışmaları Eyüpsultan’dan başlatıyoruz. Hayırlı uğulu olsun. Allah mahçup etmesin. Bütün ilçelerimizi ziyaret edeceğiz. Daha çok dinleyip, daha az konuşacağız. Ben zaten 15-16 yıldır hep böyle yapıyorum. Yavaş konuşurum ama adım gibi iş yaparım… Gelmemiz gereken yere geldik. Çocuk yaşta geldiğimiz bu şehirde İstanbul bize her şeyi verdi. Ortaokulu, liseyi, üniversiteyi okuduk. Meslek sahibi, aile sahibi, çoluk çocuk sahibi, torun sahibi olduk.

    Yetmedi AK Parti kurduktan sonra iktidar yaptık. Milletvekili olduk, bakan olduk, bakan olduk, Meclis Başkanlığı yapmak nasip oldu. Şimdi de borcumuzu ödemek için şehrin belediye başkanı olmak için İstanbul’dayız Arkada çok kıymetli tecrübelerimiz var. İstanbul’un daha fazla yeşil alana ihtiyacı var, otoparka ihtiyacı var. Bunlar bizim işimiz. Ama bundan daha önemlisi gençleri hayatın içinde daha fazla görmek istiyoruz.

    Gençler bizim geleceğimiz, dolayısıyla gençlerle birçok ortak proje yapacağız. Çünkü bilgi iletişim teknolojilerine gençler çok daha hakim. Biz onların bu özelliklerinden çok daha fazla yararlanmak istiyoruz.

    Kadınları İstanbul yönetiminde daha fazla yer almasını istiyoruz. Kadınlarımızın hayata katılmalarını daha çok önemsiyoruz. Dolayısıyla İstanbul’u, İstanbullularla birlikte yöneteceğiz. Ve gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakmayı başaracağız.

    1994’ten önceki dönemi Z kuşağı bilmiyor, zannediyor ki İstanbul hep böyleydi. Zaman değişiyor, bizim yeni hedefimiz geleceğimiz İstanbul 4.0.”

  • Bakan Gül: Nöbetçi noter uygulamasını ülkemizde başlayacak

    Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Bakanlık yetkililerinin üzerinde çalıştığı nöbetçi noter uygulamasına ilişkin  açıklamalarda bulundu.

    Nöbetçi noter konusunda çeşitli görüşmeler yaptıklarını, temaslarda bulunduklarını hatırlatan Bakan Gül, kamuoyundan da destek aldıklarını dile getirdi.

    Uygulamayla, hafta içi çalışan, mesai yapanların işlemlerini hafta sonu yapmalarının sağlanacağını ifade eden Gül, bu konuda olumlu geri dönüşlerin olduğunu bildirdi.

    Temel yaklaşımın “güven veren adalet” olduğunu vurgulayan Abdulhamit Gül, vatandaşların yargıya güvenini artırıcı çalışmaların süreceğine işaret etti.

    “Nöbetçi noter uygulamasına başlayacağız”

    Nöbetçi noter uygulamasının da bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Gül, kurumlarla, odalarla, meslek kuruluşlarıyla görüşmelerin sürdüğünü aktararak, şöyle devam etti:

    “Çok yakın zamanda nöbetçi noter uygulamasını ülkemizde görmeye başlayacağız. Daha sonra da kapsamını genişleteceğiz. İlk olarak nöbetçi noter uygulamasına cumartesi ve pazarla başlayacağız. Sistemin sağlıklı işlemesini, eksikliklerin tamamlanmasını sağladıktan sonra da hafta içi belli saatlere kadar da uygulamanın kapsamı genişletilebilir. Uygulama başladıktan sonra talebe, ihtiyaca göre kapsamı genişletme, tekrar gözden geçirme mümkün olacaktır. Hafta içi saat 17.00’den sonra nöbetçi noter uygulamasını hedefliyoruz. Memur arkadaşımız işten çıktı, hafta içi noter ihtiyacı var, hafta içi de notere gidebileceği bir düzeni planlıyoruz. Şu anda ilk etapta hafta sonu, cumartesi, pazar için bunun planlamasını yapıyoruz.”

    Cumartesi, pazar konusunda büyükşehirlerde, illerde ayrı teknik çalışmalar yaptıklarını ifade eden Bakan Gül, çalışmaların tamamlanmasıyla uygulamanın hayata geçirileceğini dile getirdi.

  • Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Fabrikaları sattın, şimdi domates satıyorsun

    Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerine Zeytin Dalı Harekatı’ndan hayatını kaybeden askere başsağlığı dileyerek başladı.

    Kılıçdaroğlu, “Öteden beri Suriye politikasının doğru olmadığını söyledik. Suriye bataklığına girmeyin dedik. Suriye’de bir şehidimiz var. Zeytin Dalı operasyonunda şehit olan Umut Özlütepe kardeşimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Şehit hepimizin şehididir. Bir eve ateş düştü, sabırlar diliyorum” diye konuştu.

    ‘OZAN ARİF’İN NEŞET ERTAŞ’TAN FARKI YOK, ÂŞIK VEYSEL GİBİ’

    Geçen hafta yaşamını yitiren ‘Ozan Arif’ olarak tanınan Arif Şirin için “Erzurumlu Emrah’tan, Neşet Ertaş’tan bir farkı yok” diyen Kılıçdaroğlu, ülkücü türkücüye rahmet diledi.

    Kılıçdaroğlu, “Her ölüm aslında başka bir başlangıçtır. Mevlana ölümü farklı dillendirir. Şeb-i Arus dediği Düğün Gecesi olarak dillendirir. Bizim Anadolu kültüründe ozanlar vardır, âşıklar vardır. Ozanlar ve âşıklar, halkın sesini sazlarıyla dile getirirler. Onların özelliklerinden bir tanesi zulme karşı baş eğmezler. En büyük silahları sazları ve sözleridir. Bütün mücadeleyi bunun üzerine yaparlar. Sevigiyi, hoşgörüyü, haksızlığa karşı direnmeyi şiirleriyle, sözleriyle, sazlarıyla dile getirirler. Böyle bir ozan hayatını kaybetti. Ozan Arif. Ona da Allah’tan rahmet diliyoruz. Ozan Arif’in diğer ozanlardan bir farkı yok. Âşık Veysel gibi” ifadelerini kullandı.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

    ‘AYDINLARI, GAZETECİLERİ HAPSE ATIP NE YAPACAKSINIZ?’

    – Aydınlarımıza yeni bir tehdit. İstinaf mahkemesi Cumhuriyet gazetesinin cezasını onadı. Cumhuriyet gazetesi çalışanlarını, kalan cezalarını da yatmaları için tekrar cezaevine gönderecekler. Tekrar hapse atmak, Türkiye’nin itibarını zedelemekten başka ne işe yarayacak?

    — Aydınları, gazetecileri hapse atıp ne yapacaksınız? Türkiye’nin itibarını zedeliyorsunuz. Türkiye’de yargının bağımsız olduğunu kimse söyleyemiyor. Bu kararın hakka ve hukuka uygun bir karar olduğunu kabul edebilir miyiz? Hayır.

    — Gazetecilerin hele hele aylardır hapiste olup iddianamesinin yazılmadığı birçok kişi Türkiye’de demokrasinin kan kaybettiğini anlatıyor aslında. Parti meclisi üyemizin de aylardır haksız yere içeride tutulması ayrı sorundur. Eren Erdem’i serbest bırakan mahkeme tutukluluğuna devam dedi. Bunlar hakim mi? Merak ediyorum. Adalete en büyük zararı adalet mensupları veriyor.

    ‘HERKESE VERİLEN ZAM, SÖZLEŞMELERİ ER-ERBAŞLARA VERİLMEDİ, NEDEN?

    — Şu anda görev yapan sözleşmeli er, erbaşların sorunları var mı? Bu sorunlardan söz edeceğim. Uzman çavuş veya astsubay mesai bitiminde akşam evine gider. Orduda 7 yıl görev yapan sözleşmeli er erbaşlar evlerine gidemiyorlar. 7 yıl evlerine gidemiyorlar. Ancak yılda 30 gün izin var veya 15 gün mazeret izni veya doğum ölüm izni, 7 günlük evlilik izni var. Sonra 7 yıl kışlada bekleyeceksin tıpkı erler gibi. 7 yıl boyunca kışlada er koğuşunda kalmak zorundalar. Neden? Bunlar insan değil mi?

    – Ocak 2018’de uzman çavuş astsubay ve üst kademeye 400 lira iyileştirme zammı yapıldı. Herkese zam sözleşmeli er, erbaşlara bu zam verilmedi. Neden? Sözleşmeli er, erbaşlara aile çocuk yardımı yapılmaz. Askerler bir yerden bir yere görevlendirilebilirler. Giderlerken tayin izni, yol harcırahı alırlar. Sözleşmeli er, erbaşlara bu hak da yok. Bunlar robot değil bunlar da insan. Bunlarda eş durumu tayini de yok. Neden?

    — Şehit olduklarında yakınlarına ayda 4200 lira veriyorlar. Sözleşmeli er, erbaş dışında şehit olursa 5600 lira veriyorlar. Şehit şehittir. Haksızlık değil mi bu? 15 Temmuz şehitleri için soru sormuştum, ‘toplanan paralar nereye gitti’ diye. Şu ana kadar tık yok. Toplanan milyonlar nereye gitti? Şu ana kadar hiçbir haber yok. Şehit yakınlarına, gazilere kira yardımı yapılıyor. Ama şehit sözleşmeli er, erbaşların ailelerine kira yardımı yapılmıyor.

    — Çözüm; uzman er ve uzman onbaşıya verilen haklar bunlara da sağlansın. Uzman er ve uzman onbaşıya verilen haklar bunlara verildiği zaman bu sorun da büyük ölçüde çözülmüş olacak. Ordu milletvekilimiz araştırma önergesi hazırladı Meclis’e verdi.

    ‘BUGÜN ‘ANADOLU KAPLANLARI’NDAN SÖZ EDEN YOK, KAPLAN KALMADI ÇÜNKÜ’

    – İş arayan bütün kardeşlerime sesleniyorum; 17 yıldır iktidardalar, onların çocukları işsiz değil. Sarayda işsizlik yok. Saray çevresinde de işsizlik yok. Fakirin, arkası olmayanın çocuğu işsiz. Ama sen hâlâ gidip oyunu ona vereyim diyorsan yarın ağzındaki lokmayı da alır.

    — Bunlar iktidar olmadan önce ‘Anadolu Kaplanları’ diye bir laf vardı. Bugün ‘Anadolu Kaplanları’ndan söz eden yok, kaplan kalmadı çünkü. Çift dikiş maaş alanlar var. Emeklilikte yaşa takılan, işsiz kalan yüz binlerce kişi var. Bunların derdi ile ilgilenen var mı bizim dışımızda? Hayır yok.

    — Sosyal hukuk devleti ne demek? Sosyal devlet fakirin yanında olan devlet anlamına gelir. Devlet hangi fakirin fukaranın yanında oldu? Kişi başına yıllık milli gelir ortalaması 11 bin dolarmış. Nerede bu para? Kim alıyor bu paraları?

    ‘FABRİKALARI SATTIN, ŞİMDİ DOMATES SATIYORSUN’

    – Ben işsizliği çözeceğim demekle işsizlik çözülmez. Herkes işçi alsın diyen Erdoğan’dı, çözüldü mü? Üniversiteyi bitirdiğinde iş bulursun, biraz oku… Binlerce ünivesite öğrencisi var iş bulamıyorlar. Plan-program olmazsa işsizlik sorunu çözülmez. 3.5 milyon Suriyeliyi Türkiye’ye getirirsen işsizliği çözemezsin, Hazine’yi damada verirsen işsizliği çözemezsin. Fabrikaları sattın, şimdi domates satıyorsun. Çiftçiyi üretemez hale getirirsen, işsizlik sorununu çözemezsin.

    — Terörist ilan ettikleri hal esnafının kullandığı ürünlerin fiyatlarına ne kadar zam gelmiş? Gübreye yüzde 80, zirai ilaçta yüzde 100’ün üzerinde. Seraların kaplandığı naylona yüzde 80-90. Çiftçi üretemiyor, borç batağı içinde. İşsizlik sorunu akılla, programla çözülür. Devlettte likayak kalmadı, hepsini yok ettiler.

    ‘KİM YAPIYORSA ALLAH BELASINI VERSİN’

    — Ahkam kesmekle işsizlik çözülmez. İşsizlik akılla çözülür, planla çözülür. İşsizlikle mücadelenin temel anahtarı üretmektir. Hayatın her alanında üreteceksin ki işsizlik olmasın.

    — ‘Bu yüksek binaları kim yapıyor’ diyor. Sanki Güney Kore’den gelip yaptılar. Şikayet eden kim, Erdoğan. Kim izin verdi bu yüksek binalara, izin verenin Allah belasını versin diyorum ne diyeyim başka.

  • İnce: Bu kadar depresyon, intihar, iflas hiçbir dönemde olmadı

    Muharrem İnce, Samsun’un Tekkeköy ilçesinde CHP’nin belediye başkan adayı Tansu Çıkış’a destek vermek için düzenlenen programa katıldı.

    Tekkeköy Düğün Salonu önünde toplanana vatandaşlara hitap eden İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi eleştirdi. İnce, “2002’de ilk seçimle geldiğinde manevi kalkınmamız eksik diyordu. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana bu kadar depresyon bu kadar intihar, bu kadar tecavüz, bu kadar iflas, bu kadar hırsızlık, bu kadar uyuşturucu hiçbir dönemde olmadı biliyor musunuz, merhamet kalmadı. İbadet tören oldu. Artık törenle ibadet yapılıyor. Vicdanlar yok oldu. Bu gidişata birlikte ‘Dur’ diyeceğiz” dedi.

  • Erdoğan: IMF Başkanına ‘Türkiye’nin başbakanı benim, sen değilsin’ dedim

    Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan noktalar şu şekilde:

    Isparta’yı görüp de aşık olmamak mümkün mü? Isparta’yı görüp de hayran kalmamak mümkün mü? Aksu, Atabey, Eğirdir, Gelendost, Keçiborlu, Senirkent, Yalvaç, Uluborlu, Senikent’ini selamlıyorum. Güller şehri Isparta’nın güller kokan tüm mahallelerini, tüm köylerini selamlıyorum. Siz Ispartalı kardeşlerimle kucaklaşmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. 788 milyon lira toplam yatırım bedeli olan 41 kalem eserin açılışını yapmıştım.

    ‘KANDİL VE PENSİLVANYA’DAKİ TERÖR BARONLARIN DİZLERİ ÇÖZÜLSÜN’

    24 Haziran seçimlerinde AK Parti’yi yüzde 48 oy oranıyla Isparta’da birinci parti yaptığınız için sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı’nı yüzde 61 ile zirveye taşıdığınız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Rabbim yol arkadaşlığımızı, dostluğumuzu, muhabbetimizi daim eylesin diliyorum. Sizden 31 Mart’ta yine tarihi bir zafer bekliyorum. Öyle bir cevap verin ki mazlum ve mağdurların kalplerine inşirah olsun. Millet düşmanlarının yürekleri titresin. Kandil’deki, Pensilvanya’daki terör baronlarının dizlerinin bağı çözülsün.

    ‘BURADAKİ ELMALARI HIZLA İSTANBUL’A ANKARA’YA GÖNDERECEĞİZ’

    Hazine Maliye Bakanımı, Gıda Tarım Bakanımı, Ulaştırma Bakanı’mı arayacağım buradaki elmaları süratle İstanbul’a Ankara’ya gönderin diye. Benim milletimi kimse sömüremeyecek. Zulmüyle abad olunmaz! Isparta milli iradeye sahip çıkıyor muyuz? Isparta demokrasiye sahip çıkıyor muyuz? Isparta Cumhur İttifakı’nı zirveye taşıyor muyuz? Isparta tevazu, samimiyet ve gayretle memleket işi gönül işi diyor muyuz?

    ‘İBADETİN DE SİYASETİN DE TEMELİNDE SAMİMİYET VARDIR’

    Biz dikleşmedik sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğildik, bunun dışında asla! Ecdat gönülsüz namaz göğe alınmaz demiş. Yani gönülsüz yapılan ibadetin bile insana hayrı, faydası olmaz. İbadetin de siyasetin de temeli samimiyettir. Millete aşık olmadan, sevmeden, derdiyle dertlenip, sevincine ortak olmadan siyasette başarı yakalanamaz. Bunun için gönül siyaseti, gönül belediyeciliği diyoruz. Biz siyasete seçim kazanmak için değil gönülleri fethetmek için girdik.

    ‘YERİ GELDİĞİNDE CANINIZLA VE MALINIZLA SAHİP ÇIKTINIZ’

    Bütün iftiraların üstesinden de milletimizin muhabbeti, teveccühü sizlerin desteği sayesinde bugünlere geldik. 14 Ağustos’ta AK Parti’yi kuran, tabelasını asan yine milletimiz oldu, siz oldunuz. Vesayet güçlerinin, içerideki dışarıdaki şer odaklarının antidemokratik girişimlerine önce siz direndiniz. Tehditlere, şantajlara boyun eğmediniz. Seçim dönemlerinde oylarınızla, diğer zamanlarda dualarınızla, yeri geldiğinde 15 Temmuz’da olduğu gibi canınızla, malınızla bizlere ve ülkeye sahip çıktınız.

    ‘ÇEVRE BAHANESİYLE HAFTALARCA SOKAKLARIMIZI ATEŞE VERDİLER’

    17 yılda her biri diğerinden zorlu, meşakkatli tam 14 seçim yaşadık. Allah’a hamdolsun hepsinden de anlımızın akıyla çıkmayı başardık. İçeride ve dışarıda pek çok badire atlattık. Cumhuriyet mitingleriyle sokaklarımızın karıştırılmaya çalıştığı zamanlar oldu. Gazete haberleri üzerinden partimizi kapatmaya dahi kalktılar. 367 garabeti çıkardılar. Gezi olaylarıyla insanlarımızın arasını açmaya, tüketmeyin çağrılarıyla ekonomimizi batırmaya çalıştılar. Çevre bahanesiyle haftalarca sokakları ateşe verdiler. 17-25 girişimiyle emniyet ve yargı silahını çektiler. Çukurlar aşarak Doğu ve Güneydoğu’daki illerimizi işgale yeltendiler. Besleyip büyüttükleri FETÖ yılanını üzerimize saldılar. Hamdolsun bunu da boşa çıkardık.

    ‘SİZLERLE BERABER ZAHMET ÇEKTİK’

    Son 17 yılda sizlerle beraber zahmet çektik. Çetin mücadeleler verdik, ağır imtihanlardan geçtik. Sabrettik, sebat ettik, pes etmeyi aklımızın ucundan dahi geçirmedik. Hamdolsun sonunda demokrasimizi güçlendirmeyi, vesayeti zayıflatmayı, ekonomimizi 3,5 kat büyütmeyi, dış ticaretimizi 170 milyar dolara çıkarmayı başardık. Türkiye’nin IMF’ye borcu 23,5 milyar dolardı. Bay Kemal çıkmış utanmadan sıkılmadan ‘Bu iktidar yine IMF’ye gidecek’ diyor. İlk IMF’ye kapılarını açan CHP zihniyeti oldu. Biz geldik IMF’ye borç var. O zamanki IMF’nin başkanı ile Davos’ta konuşuyoruz. Dedim ki, ‘Türkiye’nin başbakanı benim, sen değilsin. Sen aydan aya veya her yıl taksidini alıyor musun, alıyorsun. Sen kalkıp da Türkiye’ye yönetemezsin, Türkiye’yi ben yönetirim’… Tabi biraz sağa sola savruldu. Borcu ödedik işimiz bitti.

    ‘SAVUNMA SANAYİNDE YÜZDE 80 YURT DIŞINA BAĞIMLIYDIK’

    Yere iyi basıyoruz, güçlü basıyoruz. Birelerinin oyuna gelmek yok. Savunma sanayinde Türkiye tarihinde en büyük hamlesini bizim dönemimizde yaptı. Göreve geldiğimizde yüzde 80 ithaldi. Şimdi tamamen bu dışa bağımlılığı yüzde 35’e kadar düşürdük. Türkiye savaş gemisini, helikopterini, İHA, SİHA, füzelerini, bombalarını, silahlarını kendisi üretiyor. PKK, DEAŞ, FETÖ’ye kadar tarihlerinin en ağır darbelerini vuruyoruz. Gabar, Cudi, Tendürek, Kandil’de biz varız. İnlerine girdik inlerine! Kaçacak delik arıyorlar. Şimdi de 735 tane teröristi güvenlik güçlerimiz yakaladı, şimdi bunlar hesaba çekiliyor.

    ‘OPERASYONLA İLGİLİ PLANLARIMIZI STRATEJİMİZİ BELİRLEDİK’

    Binlerce DEAŞ, PKK/YPG’li teröristi etkisiz hale getirerek 40 bin kilometrelik alanı terör örgütlerinin zulmünden çıkardık. Onlara hiç unutamayacakları bir ders verdik. Daha birkaç yıl öncesine kadar terör örgütlerinin cirit attıkları yerlerde bugün huzur var. Türkiye’nin kontrolündeki yerlerde barış, özgürlük ve demokrasi var. Şu anda oraya 310 bin kişi tekrar geri gönderildi. Şimdi yeni bir hamlenin arefesindeyiz. Güney sınırımızın tamamını terörden arındıralacak güvenli bölgeler tesis edeceğiz. Operasyonla ilgili planlarımızı, stratejilerimizi belirledik.

    ‘TÜRKİYE KAZANDIĞI BAŞARILARI BUNLARA RAĞMEN YAPMIŞTIR’

    İnşallah çok yakında bu adımları atacağız. Türkiye’nin ayağına pranga vuranlar sadece ülkemizin düşmanları değil, ülkemiz ve milletimiz en büyük darbeyi içerideki gafillerden yemiştir. Kimi zaman karşımıza medya baronları, sözde aydınlar, statükocu bürokratlar olarak, darbecilere umut bağlamış siyasetçiler olarak, kimi zaman teröristlere ‘cici çocuklar’ diyen genel başkanlar olarak, kimi zaman da en küçük bir hadiseyi fırsata çevirmeye çalışan piyasa simsarları olarak çıkmıştır. Türkiye kazandığı başarıların tamamını bunlara rağmen gerçekleştirmiştir.

    ‘TANZİM SATIŞLARLA ETİKETLER YARI YARIYA DÜŞTÜ’

    Devlet olarak bizim nazarımızda insanımızın huzuruna kastedilmesiyle çoluk çocuğumuzun rızkına kastedilmesinde bir fark yoktur. Kimse kusura bakmasın, bunun adı ticaret değil, vurgundur, soygundur. Bir an önce 400 bin ton şu anda elma var. Bunu halledeceğiz başka çaremiz yok. Elma şifadır, bunu zaten milletim eritir. Stargin de var golden de var. Biz devlet olarak son haftalarda gıda fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar karşısında bunu yaptık. Gereken adımları attık. Tanzim satış noktalarının kurulmasıyla beraber market ve pazardaki etiketler yarı yarıya düştü.

    ‘FIRSATÇILAR DEVAM EDERSE BU SİSTEMİ SÜRDÜRECEĞİZ’

    Bu adımla kazançlı çıkan insanımız, kaybeden ise domates, biber fiyatlarına bel bağlamış Bay Kemal gibi siyasetçiler oldu. Tanzim satış müessesesini bir süre daha devam ettireceğiz. Her şey yolunda giderse bu yöntemi sona erdireceğiz. Şayet fırsatçılar devam ederse bu sistemi sürdüreceğiz. Diğer alanlarda da benzer yola başvuracağız. Vatandaşlarımızın, üreticilerimizin zarar görmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Neşet Ertaş, aşkınan çalışan yorulmaz diyor. Bize oy versin vermesin 82 milyonun her ferdini Allah için seviyoruz. Isparta’ya bugüne kadar 12,5 katrilyon yatırım yaptık.

    ‘ŞEHİR HASTANELERİNİN İLKİNİ ISPARTA’DA AÇTIK’

    Benim idealim dediğim, şehir hastanelerinin ilkini Isparta’da hizmete sunduk. 780 yataklı şehir hastanemiz, otel konforunda hizmet sürüyor. Ayrıca toplam 24 sağlık tesisi inşa ettik. Hastanelerimizi büyütüp, modernize edeceğiz. Isparta’da 4 bin 369 konutumuzu TOKİ vasıtasıyla harekete geçirdik. Isparta-Burdur yolunu inşallah seneye tamamlıyoruz. Toplam 3 katrilyon maliyeti olan Isparta-Dereboğazı-Antalya yolu çalışmaları devam ediyor. 8 adet çift tünel, çift köprü hazırlıkları sürüyor. Bu yol 10 kilometre kısalacak.

    ‘HİZMETLERİN AKSAMADAN DEVAM ETMESİ İÇİN 31 MART ÇOK ÖNEMLİ’

    Isparta’ya 16 yılda 121 kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Isparta ülkemizin hızlı tren ağına bağlanmış olacak. Demiryolu hattını yerli, milli yazılımla sinyalli haline getiriyoruz. Süleyman Demirel Havalimanımızı yeniden ele alıp, modernize ettik. 15 baraj, 6 gölet inşa ettik. Yaptığımız sulama tesisleriyle 396 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Bay Kemal diyor ki, ‘çiftçiler aç, çiftçilerin toprağına el koydular’. Eline dizine dursun. Tüm bu hizmetlerin aksamadan devam etmesi için 31 Mart çok önemli.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘S-400 almaktan vazgeçin’ diyorlar, neden vazgeçelim?

    Burdur’da konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salda Gölü’nün çevre koruma bölgesi olarak ilan edildiğini, göl kıyısında da 300 bin metrekarelik millet bahçesi oluşturulacağını duyurdu.

    Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere değinen Erdoğan, “Münbiç ve Fırat’ın doğusunu terör örgütünden temizlediğimizde milyonlarca Suriyelinin güvenle evlerine döneceğini biliyoruz. Türkiye sınırlarının dibinde bir terör oluşumuna göz yummayacağız. Ne pahasına olursa olsun bu terör koridorunu yıkacağız. Gönül ister ki bu mücadeleyi müttefiklerimizle beraber verelim” dedi.

    Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    ‘PAPALILIK SÜRERSE SEÇİM SORASI TANZİM SATIŞLARI 81 İLE YAYACAĞIZ’

    — Antalya, Isparta, Burdur, Eskişehir YHT hattı ile ilgili ETÜD çalışmasını bu yıl tamamlayacağız. Afyon-Denizli-Burdur demiryolu hattını yerli milli yazılımla sinyalli hale getiriyoruz. Burdur Gölü’nü takviye etmek için Büyük Menderes Nehri kaynaklarından su vereceğiz.

    — Patlıcan, patates, soğan, burada üzdüler. Anında tanzim satış çadırları kurduk. Tanzim satışları genişletiyoruz. Pahalılık sürerse, seçim sonrası tanzim satışları 81 ile yayacağız.

    — Münbiç ve Fırat’ın doğusunu terör örgütünden temizlediğimizde milyonlarca Suriyelinin güvenle evlerine döneceğini biliyoruz. Türkiye sınırlarının dibinde bir terör oluşumuna göz yummayacağız. Ne pahasına olursa olsun bu terör koridorunu yıkacağız. Gönül ister ki bu mücadeleyi müttefiklerimizle beraber verelim.

    — Kalkmışlar bize ‘S-400 almaktan vazgeçin’ diyorlar? Neden vazgeçelim? NATO yetkilileri bu durumun bir sorun teşkil etmediğini açıkça söylediler. Yunanistan’ın senelerdir S-300’leri var. Ona bir şey söylemiyorsun. Siz herhangi bir adım atmış değilsiniz. Biz farklı sistemleri kullanma hakkına sahibiz. Türkiye’nin böyle bir gerekçeyle eleştirilmesini haklı göremeyiz.

    — Bu bölgede ancak Türkiye’yi karşısına değil yanına alanlar kazanır. Söz verildiği gibi Münbiç’in bir an önce terör örgütü mensuplarından temizlenmesini ve yönetiminin yerel halka bırakılmasını bekliyoruz.

    ‘BU NASIL İTTİFAK, BU NASIL ORTAKLIK, BU NASIL NATO’DA BERABER OLMAK’

    — Mesele Suriye meselesi değil, Türkiye ve Türk milletinin beka meselesidir. İstikbalimiz söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmez. Bu terör oluşumuna bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün ama yakında mutlaka ağır bir darbe vuracağız.

    — Kendi güvenlikleri için binlerce kilometre uzaklıktan operasyon yapmaya gelenler, kendilerini hak sahibi görüyor. Benim 911 kilometre sınırım var, her an tehdit altındayım ben müdahale etmeyeceğim. Var mı böyle 25 kuruşa simit?

    — Siz kalkacaksınız 22 bin, 23 bin tır teröristlere Irak kanalıyla silah getireceksin, araç gereç getireceksin. Ben senden paramla isteyeceğim bana vermeyeceksin. Onlara ise parasız vereceksin. Bu nasıl ittifak, bu nasıl ortaklık, bu nasıl NATO’da beraber olmak?

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Salda Gölü’nü çevre koruma bölgesi ilan ediyoruz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

    Sizlerle hasret gidermekten çok memnunum. Burdurlu kardeşlerimi özlemişim, gördüğüm kadarı ile Burdur da bizi özlemiş. Burdur, 31 Mart’da AK Parti belediyeciliği ile tekrar buluşmaya hazır mısınız? Burdur 31 Mart’da Cumhur ittifakının yanında yer alarak ülkene sahip çıkmaya hazır mısın? Son 16 yılda Burdur’a 9 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde 1100 adet yeni derslik ilan ettik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’ni şehrimize biz kazandırdık.

    Buradan çok farklı bir müjde veriyorum. Salda Gölü’nü çevre koruma alanı ilan ediyoruz.

     

  • Türkiye’de 3 milyon 644 bin 342 Suriyeli var

    İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye’de uluslararası koruma statüsüyle 3 milyon 644 bin 342 Suriyeli olduğunu duyurdu.

    Soylu, “Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarının sağladığı huzur ve barış ortamının etkisiyle geri dönen Suriyeli sayısı 311 bin 968 kişi” diye konuştu.

    Bakan Soylu, bu yılın ilk 5 haftasında yakalanan düzensiz göçmen sayısının ise 6 bin 523 olduğunu söyledi.

  • YSK Başkanı Güven’den seçim uyarısı: Vatandaşlarımız mutlaka kontrol etsin

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, seçim süreciyle ilgili bilgi verdi.

    Seçim iş ve işlemlerini yürütmek üzere 16 Şubat 1950 tarihli Milletvekilleri Seçimi Kanunu ile kurulan YSK’nin bugün 69. yaşını kutladığını anımsatan Güven, kurumun 69 yıldır seçimlerin düzen içinde yapılması amacıyla çalıştığını kaydetti.

    Sadi Güven, 31 Mart’ta yapılacak mahalli idareler seçimlerinin ön hazırlıklarını tamamladıklarını, bugün itibarıyla Türkiye’de mevcut seçmen sayısının 57 milyon 58 bin 636 olduğunu bildirdi.

    Seçmenlerin 28 milyon 929 bin 732’sinin kadın, 28 milyon 128 bin 904’ünün erkek olduğunu ifade eden Güven, bu seçimde ilk defa oy kullanacakların sayısının da 1 milyon 156 olduğunu kaydetti.

    Güven, cezaevlerinde kurulacak sandıklar hariç, 30 büyükşehirde 44 milyon 212 bin 704 seçmenin, 142 bin 777 sandıkta, 51 ilde ise 12 milyon 837 bin 77 seçmenin, 51 bin 851 sandıkta oy kullanacağını açıkladı.

    KAYDI DONDURULAN SEÇMEN SAYISI

    Yapılan tahkikat sonucu beyan edilen yerleşim yerinde oturmadığı belirlenen seçmenlerin kayıtlarının dondurulduğunu hatırlatan Güven, bu durumda olup kaydı dondurulan seçmen sayısının 91 bin 93 olduğunu bildirdi.

    SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN ISLAK İMZALI TUTANAKLARIN KONTROLÜ

    Anayasa’nın 79. maddesinin YSK’ye seçimlerin düzen içinde yönetimiyle ilgili görev verdiğini söyleyen Güven, seçim güvenliğinde ise en önemli konunun, oy kullanılan sandıklardaki ıslak imzalı tutanakların eş zamanlı olarak YSK’nin internet sitesinde görüntülenebilmesi olduğunu vurguladı.

    “Seçimlerde yarışan da seçimleri yapan da siyasi partiler.” diyen Güven, partilerin sandığa sahip çıkmasını istedi.

    Sandık başında memur üye ile başkan dışında, o seçim bölgesinde son milletvekili seçiminde en çok oyu alan beş siyasi parti temsilcisinin görev aldığını anımsatan Güven, vatandaşların oylarını kullandıkları sandıkta seçim sonunda tutulan sayım döküm cetvelinin, kare kodlu olarak ilçe seçim kurulu tarafından tarandıktan sonra ilçe birleştirme tutanaklarıyla siyasi partilerle eş zamanlı olarak YSK’ye gönderildiğini anlattı.

    Seçim güvenliği açısından ayrıca, seçimlerdeki tüm sandıkların siyasi partili üyelerinin imzaladığı sandık sonuç tutanaklarının, YSK’nin internet sitesinden görülebildiğini ifade eden Güven, bunu 2014’teki mahalli idareler seçiminden bugüne kadar uyguladıklarını aktardı.

    Vatandaşların daha kolay erişebilmesi için sistemi daha da basitleştirdiklerini kaydeden Güven, bu ıslak imzalı tutanakların, PDF resim formatında, yani değiştirilmesi mümkün bulunmayan belgeler olduğunu vurguladı.

    Bu belgelerin değiştirildiği yönünde bugüne kadar hiçbir itirazın gelmediğini belirten Güven, “Vatandaşlarımızın, kendi oy kullandığı sandığın tutanağını, bu sandığın ilçe, il birleştirmesini Türkiye geneline kadar bizim sitemizden görme imkanları var. Vatandaşlarımız bunları kontrol etsin. Herkes kolay erişebilsin diye sistem basitleşti, şimdi daha kolay görülüyor. Herkes kendi oy kullandığı sandıktan çıkan sonuca baksa spekülasyonlar ortadan kalkar. YSK bu tutanakları alt alta koyarak açıklıyor.” diye konuştu.

    Seçmenlerin, YSK’nin internet sitesinde TC kimlik numaralarını girerek, kayıtlı oldukları sandıklara ait seçim sonuçlarını çok rahatlıkla görüntüleyebileceklerini söyleyen Güven, bu sorgulamanın, seçim türüne göre, yerleşim bilgileri ve seçim adı girilerek de yapılacağını kaydetti.