Kategori: Siyaset

  • FETÖ soruşturmasında yeni gelişme: Emre Belözoğlu’nun banka hesapları incelemeye alındı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında geçen haftalarda mahkemeye bir yazı gönderildi. Söz konusu yazıda Hakan Ünsal, Ertuğrul Sağlam, Arda Turan, Okan Buruk ve Bülent Korkmaz gibi futbolcuların isimleri sıralandı ve bu kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiği ifade edildi. Yazıda, Emre Belözoğlu hakkındaki FETÖ soruşturmasının ise sürdüğü kaydedildi.

    Sabah gazetesinden Sema Alim Dalgıç’ın haberine göre, Emre Belözoğlu hakkında yürütülen soruşturma ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Belözoğlu ile ilgili ifade veren bir gizli tanık, ünlü futbolcunun Fethullah Gülen’in talimatının ardından Bank Asya’ya parça parça 2 milyon lira yatırdığını ileri dürdü.

    Gizli tanık Mert ifadesinde Belözoğlu’nun 2 milyon TL’yi elden başka bir isme verdiğini, bu bilgiyi 2017 yılında tutuklanan Ahmet Musab K. isimli örgüt üyesinden duyduğunu savcılıkla paylaştı.

    ‘EV ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDEN YATIRILIYORDU’

    Ahmet Musab K.’nin örgüt içerisinde önemli bir isim olduğunu söyleyen gizli tanık Mert, 17 —25 Aralık’tan sonra Bank Asya’ya yatırılan yüksek miktardaki paraların tek seferde yatırılmadığına dikkat çekti. Mert ifadesinde şunları söyledi:

    — Azami olarak 100 bin TL’yi geçmeyecek şekilde parçalar halinde para yatırılıyordu. Hatta ev öğrencilerinin üzerinden yatırıldığını biliyorum. 2 Milyon TL’nin de bu şekilde parçalanarak yatırıldığını düşünüyorum.

    İDDİA ARAŞTIRILIYOR

    Savcılık Emre Belözoğlu’nun iddia edilen 2 milyon lirayı o dönem başka isimler üzerinden Bank Asya’ya yatırıp yatırmadığını araştırıyor.

  • ‘Türkiye’den sınırdışı edilen Hollandalı gazeteci, eski erkek arkadaşının terör eylemlerini biliyordu’

    Hollanda medyasında çıkan haberlerde, savcılığın terör zanlısının salı günü gerçekleştirilen ilk duruşmada yaptığı açıklamaya göre, Boersma’nın terör zanlısı olan eski erkek arkadaşıyla arasındaki konuşmaların uzun süre Hollanda İstihbarat Servisi (AIVD) tarafından dinlendiği belirtildi.

    Haberde, savcılığın, söz konusu konuşmalardan gazetecinin, zanlının Suriye’deki gruplardan birisi olan Nusra Cephesi üyesi olduğundan haberdar olduğu kanısına vardığı ifade edildi. Gazetecinin, Türkiye’de terör zanlısıyla ilişkisi olduğu süreçte zanlıya ait sosyal medya hesabından Nusra Cephesi’nde aktif olduğu döneme ait fotoğraflarını gördüğünü itiraf ettiği bildirildi.

    Hollanda Savcılığından yapılan yazılı açıklamada da AIVD’nin edindiği bilgilere göre terör zanlısının Nusra Cephesi adına silahlı mücadeleye katıldığı, Suriye’de terör eylemlerine katıldığına dair kanıtlar olduğu ifade edildi.

    Zanlının 2014 yılında ülkeye sahte isimle iltica başvurusunda bulunduğu belirtilen açıklamada, bu kişinin en az üç sahte pasaporta sahip olduğu kaydedildi.

    TÜRKİYE’DE TANIŞMIŞLARDI

    Hollanda basınında çıkan haberlerde, Boersma’nın, Hollanda’da Nusra Cephesi mensubu olduğu için tutuklanan eski erkek arkadaşına sahte belgeler hazırladığı belirtilmişti.

    Boersma’nın terör zanlısıyla 2013-2014 döneminde Türkiye’de tanıştığı ve bu süreçte Hollanda vizesi alması için zanlıya yardım ettiği ifade edilmişti.

    Hollanda Savcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Boersma’nın, terörle bağlantılı bir ceza soruşturmasının parçası olduğu kaydedilmişti. Soruşturma kapsamında yakın zamanda Türk yetkililerine bazı sorular sorulduğu ve bazı bilgiler verildiği kaydedilmişti.

    GAZETE, İŞİNE SON VERDİ

    Hollanda Kalkınma ve Dış Ticaret Bakanı Sigrid Kaag da Hollandalı gazetecinin sınır dışı edilmesinin şahsi bir durum olduğunu, gazetecilik göreviyle ilgili olmadığını ve hukuki açıdan Türkiye ile Hollanda arasında her zaman bilgi alışverişi olduğunu söylemişti.

    Boersma, geçen ay muhabirlik görevine son verilen Financieele Dagblad (FD) gazetesine yaptığı açıklamada, sınır dışı edilmesinin 2015 yılının yaz ayına kadar ilişki yaşadığı ve Nusra Cephesi mensubu olduğu için geçen yıl Hollanda’da tutuklanan bir Suriyeli’den dolayı olabileceğini söylemişti.

    Terör zanlısı ve kardeşi geçen yıl Hollanda’da tutuklanmıştı.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, olaya ilişkin olarak geçen ay yaptığı ilk açıklamada, Türkiye’de Hollanda gazetesi Het Financieele Dagblad muhabiri olarak görev yapan Johanna Cornelia Boersma’nın sınır dışı edildiğini belirterek, “İlgili makamlarımızla bir süre önce Hollanda polisi tarafından istihbarat paylaşımı yapılarak şahsın bir terör örgütüyle bağlantılı olduğu bilgisi verilmiş; tarafımızdan şahsın Türkiye’ye giriş ve çıkışları hakkında bilgi talep edilmiştir.” ifadesini kullanmıştı.

    Altun, sınır dışı edilmesinin Boersma’nın Türkiye’de gerçekleştirdiği gazetecilik faaliyetleriyle ilgisi bulunmadığını da vurgulamıştı.

  • Erdoğan: “Çöp, Çukur, Çamur CHP Budur”

    31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere yönelik çalışmalar kapsamında Çorum’da konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    — Çorum’a olan şükran borcumu ödemek istiyorum. Şahsımı yüzde 64.6 gibi Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir oyla tekrar cumhurbaşkanlığı makamına layık gördüğünüz için her birinize teşekkür ediyorum.

    – 31 Mart’ta çok kritik bir seçim yaşayacağız. Çorum’un yine sandıkları patlatmasını bekliyorum. Çorum Tayyip Erdoğan’ı çok iyi bilir, çok iyi tanır.

    — CHP’nin başındaki zat gibi yalanla peynir gemisi yürütmeye çalışmıyoruz. Sizlerin huzuru, refahı için çalışıyoruz.

    — Bugüne kadar Çorum’a 15.5 katrilyon yatırım yaptık. Bizden önce böyle bir yatırım oldu mu? Olmadı. Bak yaptıklarımı söylüyorum ha, yapacaklarımı değil. 81 ilin 81’inde de şu anda üniversitemiz var.

    — 40 senedir gece gündüz demeden koşturuyor, ter döküyoruz. Siyasi hayatımız boyunca hiçbir zaman şehirlerimize seçim dönemlerinde yolu düşenlerden olmadık. CHP’nin başındaki zat gibi Çorum’u ve Çorumlu kardeşlerimizi sadece ufukta seçim sandığını görünce hatırlayanlardan olmadık. Samsun’a, Ankara’ya, Kırklareli’ye hizmet ettiğimiz kadar Çorum, Sivas, Yozgat, Tokat, Amasya’yı da kalkındırmaya çalıştık. Bay Kemal gibi afra tafra yapmıyorum. Adamın hayatı yalan olmuş. Şimdi konuşuyor sağda-solda, yine yalan.

    ‘HATTUŞAŞ VE ALACAHÖYÜK’ÜN TANITILMASI LAZIM’

    — Turizm konusunda da Çorum önemli bir potansiyel taşıyor. 4 bin yılı aşkın tarihi ile Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Hattuşaş ve Alacahöyük’ün tanıtılması lazım.

    — Altın ticaretinde Çorum’u çok farklı bir noktaya taşıyacağız. Çıkmış Bay Kemal ‘Türkiye yeniden IMF’ye muhtaç olacak’ diyor. Bay Kemal 2013 mayıs ayında bütün borçlarımızı ödedik, IMF ile olan bağlarımızı kopardık. Nereden nereye? CHP… Bunlar sadece engeller. Bunların 3 vasfı vardır; çöp çukur çamur. CHP budur.

    — Ülkemizin kenevir üretim hacmini artırma için karar aldık. Artık naylon poşet kullanmayacağız. Kenevir sanayinin kurulmasına öncelik vereceğiz. Çorum ciddi tecrübeye sahip. Çorum’u ana merkezlerden biri yapacağız.

    “VENEZUELA ALTINI ÇORUM’DA İŞLENECEK”

    Ülkemizin kenevir üretim hacmini artırma için karar aldık. Artık naylon poşet kullanmayacağız. Kenevir sanayinin kurulmasına öncelik vereceğiz. Çorum ciddi tecrübeye sahip. Çorum’u ana merkezlerden biri yapacağız. Venezuela altını Çorum’da işlenecek.

  • Soylu’dan HDP’ye: İnsanları sokağa çağırıyorlar, kimse gitmiyor, kızgınlıkları ondan

    çişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’nın Kalecik ilçesinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi. Türkiye’nin dün dünyaya gelen bir ülke olmadığını ifade eden Bakan Soylu, Türkiye’nin arkasında 2 bin 200 yıllık devlet geleneği bulunduğunu söyledi.

    ‘AFEDERSİNİZ AMA HDP’NİN CHP İLE AYNI ÇİZGİYE GELDİĞİ SEÇİME BİZ NE SEÇİMİ DİYELİM?’

    Soylu, karşılarındakilerin ne yapmak istediğini anladıklarını ve tezgahı gördüklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

    “Bu seçimin belediye başkanlığı seçimi olmadığını, beka seçimi olduğunu söylediğimiz zaman zıplıyorlar. Hatta kimisi alay etmeye çalışıyor. Afedersiniz ama HDP’nin CHP ile aynı çizgiye geldiği seçime biz ne seçimi diyelim? HDP’nin İYİ Parti adayını desteklediği seçime biz ne seçimi diyelim? CHP’nin Saadet’e teşekkür ettiği, HDP’nin Saadet adayına destek açıklaması yaptığı seçime, Saadet’in HDP’den rahatsız olmadığı seçime biz ne seçimi diyelim? Beş benzemezin bir araya geldiği, FETÖ’nün ellerini ovuşturulduğu hiçbirisinin ağzından ‘Bu HDP/PKK’nın sözcüsü olan partidir, onun siyasi koludur’ demediği seçime biz ne seçimi diyelim. Askerimizi, polisimizi ve jandarmamızı şehit eden, ‘Kürt kardeşlerimize en büyük zararı veren, PKK’nın avukatlığını yapan partidir, sizin desteğiniz de lazım değil, ittifakınız da lazım değil’ diyemediği seçime biz ne seçimi diyelim?”

    ‘O PARTİDEKİ VATANSEVER ARKADAŞLARA SESLENİYORUM, SİZİN YERİNİZDE OLSAM YA BU DESTEĞİ ALENEN REDDEDERDİM’

    HDP’li milletvekillerinin Meclis çatısı altında PKK’nın çukur eylemlerine müdahale eden kolluk güçlerine ‘işgal askeri’ dediğini anımsatan Soylu, şöyle devam etti:

    “Evlatlarımız için ‘işgal askeri’ diyen parti, dönecek ‘biz şurada CHP adayını, burada Saadet adayını, öteki yerde İYİ Parti adayını destekliyoruz’ diyecek, biz de bunu duymayacağız, görmeyeceğiz, bu seçime kuru kuru ‘normal yerel seçimdir’ diyeceğiz öyle mi? Bakın buradan, o partideki vatansever arkadaşlara sesleniyorum. Sizin yerinizde olsam ya bu desteği alenen reddederdim, ya da siyaseti bırakırdım, bu kadar açık ve nettir. Her ne olursa olsun, bırakın ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanını, ben bu ülkenin hiçbir evladını, PKK ile aynı terazide tartmazdım.”

    ‘APO’NUN İMRALI’DAN ÇIKMASI İÇİN YÜRÜYECEKLER, BAŞIMIZA DAHA NELER GELECEK’

    Bir süredir HDP’li bir milletvekilinin eylem yaptığına dikkati çeken Soylu, “Dün de onlara destek için güya yürüyeceklerdi, bizde laf ağızdan bir kere çıkar, yürütmedik. Şimdi de Hakkari’de yürüyeceklerdi yine yürütmüyoruz, Şırnak’ta yürüyeceklerdi yine yürütmüyoruz. Kim için yürüyecekler. ‘Apo’nun İmralı’dan çıkması için yürüyecekler. Başımıza daha neler gelecek” diye konuştu.

    Soylu, HDP’nin eylem çağrılarına da kimsenin kulak asmadığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Sürekli insanları sokağa çağırıyorlar, kimse gitmiyor. Kızgınlıkları da ondan zaten. Ben size başka bir şey söylemek istiyorum. Bir Ali Cengiz oyununu göstermek istiyorum. Eylem yapıyorlar değil mi? Sorarsanız ne eylemi diye ‘Tecride karşı Apo’yu çıkarmak için eylem yapıyoruz’ diyorlar. Büyük büyük laflar ediyorlar. Demokrasi falan derken dilleri ağızlarına büyük geliyor. Kime destek oluyorsun, kim için eylem yapıyorsun dediğinde lafı ağızında eziyorlar.

    Ey şer ittifakının partileri, burayı iyi dinleyin. Sizin destek aldığınız, destek verdiğiniz HDP’nin milletvekili, bugün ‘Apo’ serbest bırakılsın, güya şartları kötüymüş de iyileşsin, daha rahat etsin diye açlık grevi yapıyor, sizin haberiniz var mı? ‘Apo’ için yürümek istediklerinden haberiniz var mı? O yürüyüşe izin vermediysek, herhalde bir bildiğimiz var. Çünkü siz daha HDP’yi tanımamışsınız.”

    ‘YILLARDIR YAŞANAN ACILARA İNANMIYOR DA BUNLARIN SÜSLÜ PÜSLÜ LAFLARINA İNANIYORSANIZ SİZE DE YAZIKLAR OLSUN, SİYASETÇİLİĞİNİZE DE’

    HDP’nin “bombalı eylemde kullanılsın” diye belediye aracını örgüte gönderdiğini, yapılan bombalı eylemle insanların şehit olmasına sebep olduğunu vurgulayan Soylu şunları söyledi:

    “Sizin HDP dediğiniz, Doğu ve Güneydoğu’daki belediyeleri yıllardır Kandil’in emrine veren, her belediyesinde Kandil’den atanan bir teröristin müfettiş gibi gezdiği, gelip giden gençlerin dağa yönlendirildiği, hayatlarının, gençliklerinin karartıldığı, anaların evlatlarını dizlerinin dibinden kaçıran partidir. Şer ittifakının partileri, bunların yöneticileri, eğer siz devletin resmi raporlarına inanmıyor da tanık ifadelerine inanmıyor da yıllardır yaşanan acılara inanmıyor da bunların süslü püslü laflarına inanıyorsanız size de yazıklar olsun, siyasetçiliğinize de yazıklar olsun.”

    ‘ONLARIN BELEDİYE BAŞKANLIKLARI UMURLARINDA BİLE DEĞİLDİR’

    “31 Mart Belediye Başkanlığı seçimiymiş öyle mi? Açık açık söylüyorum. Onların belediye başkanlıkları umurlarında bile değildir” diyen İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

    “HDP’nin PKK’nın belediyecilik anlamında ne bir hedefleri vardır ne bir bilgileri vardır ne de bir iddiaları vardır. Onların tek iddiası Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı’na, Türkiye’nin yaşadığı değişime, gelişmeye, milletin öz güvenine, inancına sekte vurmaktır.”

  • Erdoğan: Ülkemizi patlıcan, domates, biber üzerinden ters köşe yapmaya çalışıyorlar

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kastamonu’da düzenlediği mitinge katılarak vatandaşlara hitap etti. Erdoğan’ın gündeminde artan gıda fiyatları vardı.

    “Ekonomi silahını üzerimizden hiç eksik etmediler” diyen Erdoğan, “Bizim 17 yıllık iktidarımız bunlarla mücadeleyle geçti. Kur, faiz, algı operasyonlarıyla insanımızı bunalttılar. Onlar bizi sıkıştırdıkça daha çok kenetlendik. Ülke olarak hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı perçinledik” diye konuştu.

    Erdoğan, “Bu can bu tende oldukça Allah’ın izniyle IMF’ye esir olmayacağız” dedi ve açıklamalarına şöyle devam etti:

    * Her alanda potansiyelimize güvenerek attığımız adımlarla ekonomimizi güçlendirdik, oyunları bozarak geleceği aydınlattık. Bize işte bunun için düşman oldular. Milletimizle birlik olduğumuz için bize düşman oldular.

    * Tarihimize, medeniyetimize sahip çıkarak asırlardır bize dayatılan kalıpları yıktığımız için bize düşman oldular. Verdiğimiz mücadeleyi beka mücadelesi olarak değerlendiriyoruz. 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz.

    ‘ERDOĞAN VE AK PARTİ’YE SALDIRANLARIN MESELESİ ASLINDA TÜRKİYE’DİR’
    * Türkiye üzerindeki hesaplar dün neyse bugün de aynıdır. Çünkü Türk, aynı Türk’tür. Hasımları da aynı hasımlardır. Tayyip Erdoğan’a ve AK Parti’ye saldıranların meselesi aslında Türkiye’dir. Kastamonu’ya son 16 yılda 15 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde 971 yeni derslik yaptık. TOKİ vasıtasıyla 3 bin 556 konut projesini hayata geçirdik.* AK Parti yatıyor kalkıyor halkımıza daha iyi hizmet nasıl veririz diye düşünüyor. Millet bahçelerinde yatıp yuvarlanacağız, oralarda dinlenme fırsatı yakalayacağız, devlet ne için var, bunun için var.

    * Ekonomi silahını üzerimizden hiç eksik etmediler. Cunta ile krizle tepemize bindiler. Bizim 17 yıllık iktidarımız bunlarla mücadele ile geçti. Kur, faiz, algı operasyonlarıyla insanımızı bunalttılar. Onlar bizi sıkıştırdıkça daha çok kenetlendik. Ülke olarak hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı perçinledik.

    ‘GIDADA TERÖR ESTİRENLERE GEREKEN DERSİ VERDİK, BAKALIM SIRADA NE VAR’

    – Bugüne kadar hiçbir meselede Türkiye’yi istedikleri gibi eğip bükemediler. Baktılar, kur, faiz, algıyla olmuyor, patlıcan, domates, biber üzerinden ülkemizi ters köşe yapmaya çalışıyorlar. Bu hamleyi boşa çıkardık mı? Şimdi artık çadırlar kuruldu. Şimdi temizlik ürünlerini de satmaya başlayacağız.

    — Gıdada terör estirenlere gereken dersi verdik, veriyoruz. Bakalım sırada ne var. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz.

    — Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükselttiğimiz gün, Allah’ın izniyle her şey çok farklı hale gelecek. 31 Mart, bu kutlu yürüyüşte önemli bir dönüm noktasıdır.

  • Kılıçdaroğlu: Kartal’daki binayı kaçak yaptıran kişi şu anda Erzurum’da belediye başkanı

    Partisinin TBMM grup toplansında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “82 milyonun hakkı ve hukuku için, adalet için yürüdüm. Eğer bir haksızlık karşısında susarsanız dilsiz şeytan olursunuz. Bizim inancımızda, ahlakımızda dilsiz şeytan olmak yoktur. Dilsiz şeytan asla olmayacağız” dedi.

    Kartal’da geçen hafta çöken 8 katlı bina hakkında çok şey bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “İsteriz ki ülkemizde acı bir olay yaşanmasın ama Kartal’da bir bina çöktü ve 21 vatandaşımız hayatını kaybetti. O bina ile ilgili çok şey biliyordum. Ama enkazın altında insanlar varken onu politik bir sürecin parçası haline getirmekten kaçındık. ​İmar affı çıkarıyorlar. İmar affını sağlam binalara çıkar. Neden çürük binaları imar affı kapsamına alıyorsun? Bir de iftira atıyorlar ki Kartal Belediye Başkanımız olay yerine gitmemiş. Hayır Kartal Belediye Başkanımız Altınok Öz başından beri oradaydı. O binayı kaçak yaptıran, kaçak kat çıkaran kişi şu anda Erzurum’da Büyükşehir Belediye Başkanı’dır. Herkes bu gerçeği bilsin.”


    ‘İSTANBUL’U TESCİLLİ TABUT HALİNE GETİRDİLER’

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

    — Mazlumun, fakirin, fukaranın hakkını aramak zorundayız. Bunu yaptığımız zaman Türkiye’ye barış gelir, huzur gelir, bereket gelir.

    — Deprem olsa kim bilir kaç bina daha yıkılacak. 99 depreminin üstünden 20 yıl geçti. 20 yılda İstanbul’da ne yapıldı, hangi önlemler alındı? İstanbul’u tescilli tabut haline getirdiler.

    ‘ADAYLIKLARIN BELİRLENME SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR ADIM ATILDI’

    — Adaylıkların belirlenme sürecinde önemli bir adım atıldı. İstanbul, Adana, Antalya ve Bursa’da ilçe belediye başkanlıkları il adayı oldular. Bunlar ilçe belediyesinden büyük belediye başkan adayı olanlar, yeni bir gelenek başlatıyoruz. Başarılarını bütün beldeye, büyükşehire yaymak istiyorlar. İlçede kazandığımız başarıyı büyükşehir bağlamında da hayata geçireceğiz, diyorlar.

    – Aziz Kocaoğlu büyükşehir belediye başkanlığını büyük bir başarıyla yapmıştır ve bir bayrak devrini kısa sürede gerçekleştirecektir. Tunç Soyer de önümüzdeki süreçte Aziz Bey’in bıraktığı başarıları kararlılıkla sürdürecektir. Bir başka arkadaşımız Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir’i Eskişehir yapan. Bir beton Bursa’yı, bir de yemyeşil Eskişehir’i düşünün. Ankara’dan Eskişehir’e gezmeye giderler.
    — Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmadığını yaptı; 11 İlçeye 11 okul yaptı. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin olduğu yerde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.

    — Oy versin vermesin, vatandaşı baştacı edeceğiz. Oy vermeyen vatandaşa da hizmet götüreceğiz.

  • Tanzim satışları: ‘Bu sistemi getirenlerden Allah razı olsun, Reis’ten çok memnunuz’

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından sebze meyve fiyatlarını düşürmek amacıyla Taksim Meydanı’nda tanzim satış noktası kuruldu. Gezi Parkı’nın Taksim Meydanı tarafında oluşturulan tanzim satış noktasına, sabah saatlerinde belediyenin mobil araçlarıyla getirilen ürünler, görevliler tarafından tezgaha titizlikle dizildi.

    Vatandaşlar ise tanzim satış noktasında uzun kuyruklar oluşturdu. Kuyruğa giren vatandaşlar saat 10:00’da sırayla alışveriş yaptı.

    ‘MİLLET BOL BOL YİYECEK’

    Vatandaşlardan Muammer Köse, bu uygulamadan memnun olduklarını belirterek, ”Büyük bolluk, ne güzellik. Millet bol bol yiyecek. Her yere kurulacak bunlardan. Fiyatlardan memnunum. Bedava. Aynı yaz fiyatları gibi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Binalı Yıldırım’a Allah uzun ömürler versin.” dedi.

    Sevim Yütük ise uygulamayı hayata geçirenlere teşekkür ederek, ”Çok memnunum. Bu sistemi getirenlerden Allah razı olsun. Normalde 25 liraya ben bu kadar şeyi alamazdım. Her şeyden aldım. Bunları pazardan ya da marketten alsaydım 70-80 lira tutardı. Artık burayı tercih edeceğim. Reisimizden de çok memnunuz.” ifadelerini kullandı.

  • Akşener: Bunların gönül belediyeciliği dedikleri, cüzdanlarının gönlü

    Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan İYİ Parti Meral Akşener, 2010 yılında bizzat uyarıda bulunduğunu söyleyerek, “Yanlışlarından dönmediler. Yaptıkları yanlışın bedeli 15 Temmuz hain darbe girişimi oldu. Bu aziz millet, devleti sokaktan, köprüden topladı” ifadesini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Biz düşmana mermi atıyoruz, bir merminin fiyatı nedir biliyor musunuz?” sözlerine tepki gösteren Akşener, şunları söyledi:

    “Bunlar bahane ustası oldu. Kırk yıl düşünsek meyve ve sebzeyle mermiyi aynı cümlede kullanmak aklımıza gelmez. Üç tane belediye için Türk milletini bu kadar aciz göstermek olur mu? Mermiyi sivri biberden, barutu domates çekirdeğinden mi yapıyorsunuz?”

     

    Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:

    — Helikopter kazasında vefat eden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Son günlerde helikopter kazaları artıyor. Bu konun da araştırılacağına inanıyorum.

    — Bir yerlerden söz almadık, kimseden hiçbir garanti istemedik. En önemlisi de gayrete teyfik bağışlayan Allah’a güvenip yola çıktık.

    — Belki imkanımız, sarayımız, kortejimiz yok. Biz bahtımızı en güvendiğimiz adrese rabbimize, milletimize emanet etmişiz. Şimdiye kadar yüzümüz kara çıkmadı. ‘Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni’ diyen Fatih kadar kararlı olacağız. ‘Geldikleri gibi giderler’ diyen Mustafa Kemal gibi inançlı olacağız. Allahın izniyle başaracağız, başaracağız, başaracağız.

    — Kim ne derse desin İYİ Parti olarak güzel konuşmaya devam edeceğiz. Bizi düşürmeye çalıştıkları çukura düşmeyecek kadar devlet tecrübemiz var çok şükür.

    — Ekonomideki kötü gidişata üzülüyoruz, yargıdaki haksızlıklara öfkeleniyoruz. Bir an evvel bu sorunların tamamını çözmek istiyoruz. Sedece biz değil, vatanını seven herkes aynı duyguları yaşıyor. Buradan ülkemin her köşesine sesleniyorum. Bu nezaket dilini devletin en tepesinden başlayarak 82 milyon vatandaşımızın da benimsemesini istiyoruz. Birbirimizi anlamak için adımlar atarsak sorunlarımızın çözümü de kolaylaşacaktır.

    — Domates, biber ve patlıcanın fiyatı aracılardan artıyormuş. Kim bu aracılar? Fırsatçıların tepesine çökün diyoruz. İktidar şikayet edecek makam değildir. Ama bunlar sürekli şikayet ediyor. Yapamıyorsanız gidin kardeşim yapanlar gelsin. Ama mesele bu zamanları kollayan fırsatçılar değil ki. Her kriz döneminde illaki fırsatçılar olur. Devlet gereğini yapar. Biberi, patlıcanı, patatesi almak zorunda kalan vatandaş, bunları üreten de satan da feryat ediyor. Bu işte bir gariplik yok mu?

    ‘ZAMLARIN SORUMLUSU DEDİĞİ O ARACI, İKTİDAR OLMASIN?’

    — Zamların sorumlusu dediği o aracı iktidar olmasın? Sonuçta ürünün pahalı olmasına neden olan o aracı, fırsatçı demekki iktidar siz yapıyorsunuz. Bunun üzerine Damat Berat diyor ki, sebze meyvenin fiyatı taşımacılık yüzünden artıyormuş. Yani patlıcanın, biberin pahalılığının sebebi, Muğla’dan Trakya’dan Nevşehir’den yola çıkan kamyonların şoförleriymiş. İyice şaşırmış bu adam. Gerçekten böyle diyor. Fiyatlar taşımacılıktan artıyormuş. Fiyat artışı taşımadan geliyor ama bunu düzeltmek için tek bir adım yok. Bunu düzeltmenin yolu bütün dünyada petrol fiyatları düşerken mazota benzine zam yapmak değildir.

    — 24 Haziran’da çıktığımız her seçim kampanyası boyunca sizi uyarmadık mı? Çiftçi rahatsız, düşürün bu maliyetleri demedik mi? Üretici dağınık, kooperatifler kurun, güçlensinler dedik. Ciddi ürün kaybı var, verim düşüyor dedik. Kendi çıkardığınız tarım kanununu bile uygulamıyorsunuz. Verilen hibe ve destekler doğru adrese gitmiyor, denetleyin dedik. Velhasıl dedik de dedik. Hiç kulak asmadınız. Nasılsa 5 müteahhitinizin keyfi yerinde yazıktır. Ne hale geldik. Bunları yapmadıkça mutfaktaki yangın sönmez. Sadece günü kurtarmak için adım attığınızda oy almak için adım attığınızda bu iş yürümez. Kimseye suç atmaya kalkmayın suçlu sizsiniz kardeşim sizsiniz.

    ‘BUNLARIN SAĞINA BAK AKRABA, SOLUNA BAK 5 MÜTEAHHİT’

    — Sayın Cumhurbaşkanının anlayabileceğini düşünüyorum. Bu işi yapabilmek için iyi bir tedrisattan geçmeleri gerekir. Gece gündüz bu işlere kafa yormaları, milletin dertleriyle dertlenmeleri gerekir. Bunların sağına bak akraba, soluna bak 5 müteahhit. İYİ Parti’de vatanına milletine sadık kadrolar var çok şükür. Milletimiz de bunu görüyor ki, her geçen gün bize teveccühleri artıyor. Milletimiz sandığı bekliyor sandığı.

    — Bu kentleri nasıl bu hale getirdiniz? ‘Bu şehirlere nasıl ihanet ettik’ diye kendiniz söylüyorsunuz. Ben size söyleyeyim bunların gönül belediyeciliği dedikleri, vatandaşın derdiyle dertlenmek değil cüzdanlarının gönlü.

    — 2010’da bizzat uyarmama, şahsen uyarmama rağmen yanlışlarından dönmediler. Yaptıkları yanlışın bedeli 15 Temmuz hain darbe girişimi oldu. Dostça tavsiyem odur ki; sütü bozuktan kifayet olmaz. Başkasını sokan yılanı sakın ha koynunda barındırma. Gün gelir ki seni de sokmaya çalışır o yılan. Yaptıklarının bedeli 15 Temmuz darbe girişimi oldu, bu aziz millet, devleti sokaktan, köprüden topladı.

    ‘DAMAT BEY ÇIKMIŞ ‘DENGEMİZİ BULDUK’ DİYOR, NEYİN DENGESİ?’

    – Damat Bey çıkmış ‘dengemizi bulduk’ diyor, neyin dengesi? Ne Türkiye 16 yıldır dengesini bulabildi ne de siz siyasette denginizi bulabildiniz. Türkiye’nin dengesi de İYİ Parti, sizin denginiz de İYİ parti.

    — Devletin en stratejik fabrikasını yabancılara özelleştiriyorlar, domatesi, biberi kendileri satıyorlar. Bu gidişle domatesi, biberi karneye bağlarlarsa şaşırmayın. Allah insanı en beğenmediği alanla imtihan edermiş. Bir hesapsızlığın sonucu bu. Sorunu inkar ediyorlar, çözümleri de çözüm değil. Diyelim ki 2 ay daha böyle milleti oyalayacaksınız sonra ne olacak? 6 aydır bağırıyorsun, neden düşmüyor peki bu fiyatlar. Çalışmayıp üretmeyip milleti betona gömeceksiniz, sonra da bağıracaksınız. Bağırarak, tehdit ederek ekonomiyi Türkiye’de çözecekseniz Nobel’i hak edersiniz. Ama böyle bir şey yok, çalışmayınca olmaz.

    ‘HDP, CUMHUR İTTİFAKI’NIN GİZLİ ORTAĞIDIR’

    — Geçen hafta Andımız’ın geri getirilmesi için önerge verdik, AKP ve HDP ile reddedildi. HDP, Cumhur İttifakı’nın gizli ortağıdır ve görevi de onların iftiralarına altyapı hazırlamaktır. Yaptıklarına bakarsanız neyin ne olduğunu anlarsınız. Doğu Türkistan için bizden başka ah eden yok. Ey iktidar Çin’den para gelmedi mi daha?

  • Akşener: Zamların sorumlusu iktidar olmasın?

    Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:

    — Helikopter kazasında vefat eden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Son günlerde helikopter kazaları artıyor. Bu konun da araştırılacağına inanıyorum.

    — Bir yerlerden söz almadık, kimseden hiçbir garanti istemedik. En önemlisi de gayrete teyfik bağışlayan Allah’a güvenip yola çıktık.

    — Belki imkanımız, sarayımız, kortejimiz yok. Biz bahtımızı en güvendiğimiz adrese rabbimize, milletimize emanet etmişiz. Şimdiye kadar yüzümüz kara çıkmadı. ‘Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni’ diyen Fatih kadar kararlı olacağız. ‘Geldikleri gibi giderler’ diyen Mustafa Kemal gibi inançlı olacağız. Allahın izniyle başaracağız, başaracağız, başaracağız.

    — Kim ne derse desin İYİ Parti olarak güzel konuşmaya devam edeceğiz. Bizi düşürmeye çalıştıkları çukura düşmeyecek kadar devlet tecrübemiz var çok şükür.

    — Ekonomideki kötü gidişata üzülüyoruz, yargıdaki haksızlıklara öfkeleniyoruz. Bir an evvel bu sorunların tamamını çözmek istiyoruz. Sedece biz değil, vatanını seven herkes aynı duyguları yaşıyor. Buradan ülkemin her köşesine sesleniyorum. Bu nezaket dilini devletin en tepesinden başlayarak 82 milyon vatandaşımızın da benimsemesini istiyoruz. Birbirimizi anlamak için adımlar atarsak sorunlarımızın çözümü de kolaylaşacaktır.

    — Domates, biber ve patlıcanın fiyatı aracılardan artıyormuş. Kim bu aracılar? Fırsatçıların tepesine çökün diyoruz. İktidar şikayet edecek makam değildir. Ama bunlar sürekli şikayet ediyor. Yapamıyorsanız gidin kardeşim yapanlar gelsin. Ama mesele bu zamanları kollayan fırsatçılar değil ki. Her kriz döneminde illaki fırsatçılar olur. Devlet gereğini yapar. Biberi, patlıcanı, patatesi almak zorunda kalan vatandaş, bunları üreten de satan da feryat ediyor. Bu işte bir gariplik yok mu?

    — Zamların sorumlusu dediği o aracı iktidar olmasın? Sonuçta ürünün pahalı olmasına neden olan o aracı, fırsatçı demekki iktidar siz yapıyorsunuz. Bunun üzerine Damat Berat diyor ki, sebze meyvenin fiyatı taşımacılık yüzünden artıyormuş. Yani patlıcanın, biberin pahalılığının sebebi, Muğla’dan Trakya’dan Nevşehir’den yola çıkan kamyonların şoförleriymiş. İyice şaşırmış bu adam. Gerçekten böyle diyor. Fiyatlar taşımacılıktan artıyormuş. Fiyat artışı taşımadan geliyor ama bunu düzeltmek için tek bir adım yok. Bunu düzeltmenin yolu bütün dünyada petrol fiyatları düşerken mazota benzine zam yapmak değildir.

    ​Ayrıntılar geliyor.

  • Zeybekci: İzmir’in şarabını uluslararası marka yapacağım

    AK Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’e konuştu.

    Özkök ile İzmir’in Urla ilçesinde bir araya gelen Zeybekci, “Ben İzmir’de doğdum. Şu an yaşadığım iki şehir var. İstanbul ve İzmir. Seçimlerde yerel konulara pek girmiyorum. Ama bu defa yaşadığım iki şehrin ikişer adayı olduğu için onlarla konuşmaya karar verdim” dedi.Zeybekci, sohbetin başında “Nerede fotoğraf çektirelim?” diye soran Özkök’e “Urla’da bağlarda çekelim” yanıtını verdi.

    Özkök’ün “Ama orada şarap bağları var” hatırlatması üzerine Zeybekci, “Ben İzmir şarabını uluslararası marka yapmak istiyorum. Bağcılığın gelişmesi için özel enstitüler kuracağız. Unutmayın ben Denizliliyim. Orada Güney’de ve başka yerlerde binlerce dönüm şarap bağı var” ifadesini kullandı.

    “Şimdi çok çarpıcı bir şey söyleyeceğim. İzmirli bir AK Parti diyorum. Ben de biliyorum. Bu şehir için özel bir yaklaşım gerekir” diyen Zeybekci, “Burada İzmirli bir AK Parti’ye ihtiyacımız var. İzmirli, Kayserili, Konyalı, Diyarbakırlı AK Partilere ihtiyacımız var” görüşünü dile getirdi.

    ‘BOSTANLI’DAKİ HANIMEFENDİNİN DERDİ VALLAHİ AK PARTİ DEĞİL, BAYRAKLI’DAN GELEN MANGALCI’

    Zeybekci, devamında yaşam tarzı tartışmalarına da değindi.

    Özkök’ün “Size İzmirli bir AK Parti vaat ediyorum” başlığıyla yayımlanan yazısında sohbetin ilgili bölümü şu şekilde yer aldı:

    Özkök: Ben meseleyi içki yasağı düzeyine indirgemek istemiyorum. Genel olarak yaşam tarzı meselesi açıldığı için soruyorum.

    Zeybekci: Bütün İzmir nüfusunun yaşam tarzını konuşalım. Siz İzmir’de yaşam tarzı dediğiniz eğlenceyi Alsancak, İnciraltı, Mavişehir, Bostanlı, Karşıyaka’ya, Balçova’ya, mahkûm etmişsiniz. Yeni eğlence alanı açamamışsınız. Böyle olunca da Bayraklı’dan gelecek insanın eğlenmesine imkân tanıyacak alanları da yaratamamışsınız. Başka yerlerde de eğlence alanları yaratsaydınız kimsenin yaşam tarzı endişesi kalmazdı.”

    Özkök: Tam anlamadım, biraz açar mısınız? Yani Alsancak, Bostanlı ile Bayraklı’da yaşayanın birlikte eğlenecek mekânı mı yok? Yoksa ayrı ayrı eğlence alanları mı diyorsunuz?

    Zeybekci: Bakın ben size asıl sorunu anlatayım. Bostanlı’daki hanımefendinin derdi vallahi de AK Parti değil. Bayraklı’dan gelen insanın da orada mangal yapabilmesi lazım. Asıl ona karşı. Ben Bostanlı’daki vatandaşa bir şey demiyorum. Karşı da olabilir. Bunu da saygı ile karşılıyorum. İnsan rahatsız olabilir. Onun için diyorum ki pastayı büyütmemiz lazım. Biliyorum şimdi meseleyi getirip getirip bunun etrafında çevirecekler. Ama ben gerçek fotoğrafı koyuyorum hepimizin önüne.