Kategori: Siyaset

  • Çavuşoğlu: Biz Atatürk’ten geçinen asalaklara karşıyız

    Çavuşoğlu, memleketi Antalya’da, AK Parti’nin Manavgat Belediye Başkan Adayı Hasan Öz’ün Güllük Caddesi’ndeki seçim ofisinin açılışına katıldı. Ak Parti Antalya milletvekilleri Atay Uslu, Kemal Çelik, İbrahim Aydın, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, MHP İl Başkanı Mustafa Aksoy’un da bulunduğu açılış töreni, miting havasında gerçekleşti.

    Törende Manavgatlılara seslenen Bakan Çavuşoğlu, “Bir miting yapsak ancak bu kadar kalabalık olur. Bu kalabalık, coşku, birliktelik ve dayanışma esasen 31 Mart akşamının müjdesini şimdiden veriyor. Manavgatlılar burada 31 Mart’ta Manavgat artık gülecek diyor, Hasan Öz kardeşimle beraber gülecek diyor” dedi.
    ‘BU İŞ SEVDA İŞİ’

    Büyükşehir, Kepez ve Alanya belediyelerinin hizmetlerinden örnek veren, memleket sevdalıları iş başında olunca açılıştan açılışa koşturduklarını söyleyen Çavuşoğlu, “Esasen Manavgat Belediyesi de bizden ne istediyse yardımcı olduk ama bu iş vizyon, sevda işi, çalışma, beyin işi. Üretme işi. Bize kim geldiyse ayrım yapmadık ama gelmedi, üretmediyse sorumlusu ben değilim. Onun sorumlusunu 31 Mart’ta Manavgatlılar karar verip söyleyecek. Bu seçimde de inşallah Manavgat gönül ve üreten belediyeciliğini birleştirecek, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Ankara ile de birleştireceğiz ve Manavgat gülecek” diye konuştu.

    ‘İZMİR’DE BİZİM DE HİZMETE İHTİYACIMIZ VAR DİYORLAR’

    Bu seçimin sadece ittifaklar bakımından değil, milletin duyguları bakımından da farklı bir seçim olduğunu dile getiren Bakan Çavuşoğlu, “İzmir’de de gördüm, başka şehirlerde, Çankaya’da da gördüm. Millet ne diyor biliyor musunuz, ‘Biz bu kadar ideolojik takıntılarla hep oy verdik, yine verdik ama bizi enayi yerine koydular, artık ideoloji bir tarafa, bitti.’ İzmir’de diyorlar ki, ‘Ne olur gelin artık İzmir’de bizim de hizmete ihtiyacımız var, biz de hak ediyoruz’ diyorlar. Alsancak’ta yürüyoruz, yüzlerce CHP’li gelip gayet samimi, hiç kimse de yok etrafımızda. Nihat Zeybekci ve Konak belediye başkanımızla üçümüz yürüyoruz. Bu kadar CHP’li geldi aynı şeyi söylüyor, bu millet artık uyandı, hizmet edenle hizmet etmeyeni biliyor. Artık Manavgatlılar da uyandı. Öyle boş laflarla, sloganlarla, Atatürk’ten geçinmeyle siyasetin, hizmetin olmayacağını gördü” dedi.

    ‘ATATÜRK’TEN GEÇİNEN ASALAKLARA KARŞIYIZ’

    Atatürk’ün kimsenin tekelinde olmadığını belirten Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

    “Biz Atatürk’e karşı değiliz, Atatürk ilkelerini benimsiyoruz, Atatürk’ün cumhuriyeti kurduktan sonra ortaya koyduğu vizyona, hedeflere Türkiye’yi ulaştırmak için gece gündüz çalışıyoruz. ‘Muassır medeniyetler seviyesinin üstüne Türkiye’yi çıkarın’ dedi Atatürk. Peki Manavgat’taki şu andaki belediyecilik Manavgat’ı bu seviyeye ulaştırmak için bir şey yapabildi mi? Biz kime karşıyız biliyor musunuz, hiçbir iş yapmadan yatan, gezen, ondan sonra da Atatürk’ten geçinen asalaklar var ya, onlara karşıyız. Eleştiriyorsun, diyor ki ‘Sen Atatürk düşmanısın.’ Ya ben niye Atatürk düşmanı olayım, ben senin yapmadığın hizmetler için eleştiriyorum, senin tembelliğini, vizyonsuzluğunu eleştiriyorum. Atatürk’ü eleştirmiyorum, Atatürk senin tekelinde mi? Zaten Atatürk’e de en çok zarar veren bu tipler, Atatürk’ten geçinmeye çalışan asalaklar zarar veriyor.”

  • Erdoğan duyurdu: Fiyatlar yarıya indi, daha da inecek

    Sincan, emeğin alın terinin huzurun kıymetini çok iyi bilir. Geleceğine dört elle sarıyor Sincanlı kardeşlerimiz bozkırın ortasında kurulan bu ilçeyi çok daha ileriye taşıyor. Sincan’ın sadece nüfusu artmıyor, yıldızı da parlıyor. Bugün açılışını yapacağımız yaklaşık 56 trilyonluk eserler ve hizmetler son dönemde yapılanların küçük bir örneğidir.

    Aynı şekilde ilçemize kazandırılan 39 trilyon lira yatarım bedeli olan 5 eğitim tesisinin de hayırlı olmasını diliyorum. Çok önemli yatırım müjdelerimiz var. Biri 600 bin metrekare alana sahip Belören Millet Bahçesidir. Sincanlı kardeşlerimiz yeşille sanatla ve sporla buluşacak. Diğeri Temelli Gölet’i Millet Bahçesi’dir. Zirvadisi Ankara’nın en önemli tabii güzelliklerindendir. Bu bölgeyi Ankara’nın en cazip merkezlerinden biri haline getireceğiz. Bir diğer önemli projemiz 2 km’lik tramvay hattı…İlçenin iki yakasında bulunan metro ve başkentray arasında kurulacak bu hatla, toplu taşıma kolaylaşacak. Trafik yoğunluğu azalacak.

    İZMİR HALİÇ GİBİ KOKMAYACAK

    Belediyecilik AK Parti’nin işidir. Belediyecilik, laf değil eser üretmeyi gerektirir. İşte İzmir, körfez pislikten, kokudan geçilmiyor. Benim aldığım gibi İstanbul gibi… İstanbul neydi, Ankara neydi? Biz buraları devraldıktan sonra ne oldu?

    SİNCAN CUMHUR İTTİFAKI’NA DESTEK VERİYOR MUYUZ?

    Sincan’ın 31 Mart’ta tevazu, samimiyet ve gayretle, memleket işi gönül işi diyerek bir kez daha AK Parti diyor mu? Sincan 31 Mart’ta tercihimizi hizmet siyasetinden yana kullanıyor muyuz? Sincan 31 Mart’ta Cumhur İttifakı’na destek veriyor muyuz? Maşallah! 17 yıldır her alanda ülkemizi kalkındırmanın, milletimizin refahını arttırmanın mücadelesini verdik. İktidarlarımız döneminde ülkemizi 3,5 kat büyüttük.

    ANKARA’DA ALTIN KULELİ DEV BİR HASTANE YAPIYORUZ

    Ankara’da şehir hastanemizi yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde şehir hastanemizin açılışını yapacağız. Burada yaklaşık 3,5 milyon hasta tedavi olacak. Yatak sayısı bu kadar fazla. Bir yerden girdiğinizde öbür taraftan çıkacaksınız. Altın kuleli dev bir hastane.

    ANKARA ŞEHİR HASTANESİ’Nİ BİRKAÇ GÜNDE AÇACAĞIZ

    Bu hastaneler dünyada yok. Türkiye’de var. Türk milletine yakışan neyse onu yaptık, onu yapıyoruz. Şu anda inşallah Ankara’daki şehir hastanesi Türkiye’nin en büyüğü. Şu anda her şey bitti. Birkaç güne kadar açıyoruz inşallah. Arkasından yine size yakın hastaneyi açacağız Etlik. Bilkent ve Etlik iki tane şehir hastanesine Ankaramız kavuşmuş olacak.

    İÇERİDE VE DIŞARIDA BİRİLERİ ADETA PAÇAMIZA YAPIŞIYOR

    Ülkemizi demokrasi ve ekonomide getirdiğimiz yer önemli. Daha atacak çok adımımız, yapacak çok işimiz var. Gelişmiş ülkeler seviyesine yaklaştırdığımız Türkiye’yi hak ettiği yere götürmek için istikrar ve güven ortamını muhafaza ettirmemiz gerekiyor. Biz bu seviyeye yaklaştıkça içeriden birileri, dışarıdan birileri adeta paçamıza yapışıyor, aşağıya indirmeye başlıyor. Son aylarda maruz kaldığımız saldırılara baktığımızda aslında doğru yolda ilerlediğimizi görüyoruz. Türk milletinin bir özelliği var. Herkes saldırıya uğradığında köşesine çekilir, biz ise silkelenir kendimize geliriz, daha büyük atılımlar için enerji ve moral depolarız.

    FİYATLAR ŞİMDİ YARI YARIYA İNDİ DAHA DA İNECEK

    Kene gibi milletimizin sırtına yapışanlara asla izin vermeyeceğiz. Şimdi bugünden itibaren Ankara, İstanbul başladık. Şimdi direkt olarak belediyelerimiz vasıtasıyla sebze meyve satmaya başladık. Fiyatlar şimdi yarı yarıya indi daha da inecek. Bunlarla kalmayacağız, pirinç, bulgur, mercimek hepsi. Sarımsakları depolarda çürütüyorlar maalesef uygun fiyata vermiyorlar. Fırsatçı fiyatları katlayandır. Fırsatçı elinde imkan olduğu halde onu kullanmayıp bir başka köşede pusuda bekleyendir. Fırsatçı, tüm bunları bildiği halde ülkesinin saflarında yer almak yerine Türkiye düşmanlarının ağzıyla siyaset yapandır.

    BAY KEMAL SİZ ÖLÜLERİ BİLE REHİN ALDINIZ BUNLARI BİLİYORUZ

    Fırsatçı üretim ve istihdam sürsün diye devletin kendisine sağladığı imkanları başka yerlerde kullanandır. Elinde imkan olduğu halde ülkesinin kritik döneminde onu kullanmayıp, bir başka köşede, pusuda bekleyendir. En tehlikeli fırsatçılık da tüm bunları gördüğü, milleti halde ülkesinin ve milletinin saflarında yer almak yerine Türkiye düşmanlarının ağzıyla siyaset yapanlardır. Bay Kemal bunlarla uğraşıyor. Ya Bay Kemal sizleri SSK Genel Müdürü olduğun dönemlerden tanıyoruz. Hastaneye sağlıklı girenler hasta çıkıyordu. Siz ölüleri bile rehin aldınız.

    31 MART’TA BUNLARA OSMANLI TOKADINA HAZIR MIYIZ?

    Artık Ahmedim, Mehmedim, Ayşem, Fatmam bu huzurlu hastanelerde gelip tedavilerini görecek. Ekonominin istismarını yapanlar da bu ülkeye saldıranların değirmenlerine su taşıyanlardır. Üç kuruş fazla kazanmak, üç oy fazla almak için bu aziz milletin sırtına hançer saplamaktan çekinmeyenlere dersini kim verecek? 31 Mart akşamı bunlara Osmanlı tokadına var mıyız? Hazır mıyız? Biz 17 yıldır nasıl bunlara rağmen milletimizle kol kola, gönül gönüle ülkemizi büyütmüşsek, inşallah önümüzdeki dönemde de 2023 hedeflerine aynı şekilde ulaşacağız.

  • Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar: Pasaportuma el kondu, eşime karşı rehin tutuluyorum

    Dilek Dündar, eşi Can Dündar hakkında açılan davalar nedeniyle pasaportu iptal edilerek 2.5 yıldır yurtdışına çıkışına izin verilmemesine çektiği bir video ile tepki gösterdi.

    “Adım Dilek Dündar. Siz beni Can Dündar’ın eşi olarak tanıyorsunuz ama bunun ötesinde kimliklerim var. Ankara Koleji ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunu bir ekonomistim, belgesel yapımcısıyım, bir Cumhuriyet kadınıyım, bu ülkenin bir yurttaşıyım, anneyim” diyerek sözlerine başlayan Dündar, bugüne dek sustuğunu ancak son bir umutla çağrı videosu çekmek istediğini söyledi.

    Dündar, hakkında hiçbir suçlama soruşturma ve yargılama olmamasına rağmen 2016 yılında yurtdışına çıkarken havalimanında pasaportuna el konulduğunu söyledi.

    ‘ÜLKEMDEN ÇIKAMIYORUM AMA EVİMDEN ÇIKMAK ZORUNDA KALACAĞIM’

    Polisin kendisine önce elinde olan pasaportunun kayıtlarda kayıp göründüğünü, ardından da ‘yurtdışına çıkmasının ülke güvenliği açısından sakıncalı’ olduğunu söylediğini ifade eden Dündar, “Benim yurtdışına çıkmam neden ülke güvenliğini tehdit edecekti ki” diye sordu ve ekledi:

    “Madem öyle bir tehdit vardı, eşime kurşun sıkan tetikçi neden ceza almadan salıverilmiş ve pasaportu iade edilmişti. Tamamen hukuksuz, keyfi, siyasi bir kararla, 2.5 yıldır yurtdışına çıkmam, oğlumla ve eşimle buluşmam engelleniyor. Tam anlamıyla eşime karşı rehin tutuluyorum. Oğlumun, tüm ömrümce hayalini kurduğum mezuniyet törenine gidememem, sıkıntılı ya da sevinçli günlerinde annesi olarak yanında olamamam, 2.5 yıldır hiçbir suçlamaya muhatap olmadan, bu hukuksuzluğa maruz kalmam, hiçbir mahkemeden sonuç alamamam yeterince somut bir örnek midir? Yaşanan insan hakkı ihlalini göstermeye yeter mi?”

    Eşi ve kendisi işsiz kaldıkları için yazlığını satıp İstanbul’daki evinin kredi borcunu ödemek istediğini fakat buna da yasak konulduğunu belirten Dilek Dündar, “Ülkemden çıkamıyorum ama yalnız yaşadığım evimden çıkmak zorunda kalacağım” ifadesini kullandı.

  • “Türkiye’nin saçma yalanlara dayanarak Çin’i suçlaması çok yanlış ve aşırı sorumsuzca”

    Sözcü Hua, bugün yaptığı açıklamada, Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün Abdurrehim Heyit’in hapishanede öldüğünü iddia ettiğini hatırlatarak “Abdurrehim Heyit, hayatta olduğu gibi çok da sağlıklı internette dün ona ait bir video izledim” dedi.

    CRI Türkçe’de yer alan habere göre Sözcü Hua, “Türkiye’nin ‘hayattaki kişilerden ölmüş diye bahseden’ saçma yalanlara dayanarak mesnetsiz ithamlarla Çin’i suçlaması çok yanlış ve aşırı sorumsuzca. Buna kararlılıkla karşı çıkıyoruz” İfadesini kullandı.

    Sözcü Aksoy, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine yönelik ağır insan hakları ihlalleri ve halk ozanı Abdurrehim Heyit’in öldüğü haberlerine ilişkin soruya verdiği yazılı cevapta “Çin makamlarını, Uygur Türklerinin temel insan haklarına saygı göstermeye ve toplama kamplarını kapatmaya davet ediyoruz” demişti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli’nin ortak miting yeri belli oldu!

    CHP’nin seçim bildirgesini yorumlayan Özhaseki, “Son 25 yılım belediyecilikle geçti. Dünyanın neresinde şehircilikle ilgili bir gelişme varsa takip ediyorum. 2 şey ilgimi çekti CHP’nin seçim bildirgesinde… Bizim 10 yıl önceki manifestomuzda yazdığımız hususları alıp, kelimeleri değiştirip kullanmışlar gibi gözüküyor. Ütopik ve süslü sözler var. Birz daha somut ve ayakları yere basan sözler olması lazım. Biz Ankara’da bir anket yaptık. Her yazdığımız, ayakları yere basan ve milletin beklediği şeylerdi. Ancak bu tarafa geldiğimiz zaman istihdam yazarsanız ‘hangi istihdamı arttırdınız’ diye adama sorarlar. Örneğin; Erciyes’te bir dağ var ancak büyükşehire bağlanınca orayı kayak merkezi yaptık. Oradan ekmek yiyen insanlar var.” açıklamasında bulundu.

    ‘ÇOCUK KÖYÜ İNŞA EDECEĞİZ’

    Ankara için planladığı projelerinden bahseden Özhaseki, “Elbette projelerimiz var. Bizim çocukluğumuz sokaklarda geçti. Şimdi kimse güvenip çocuğunu sokağa bırakamıyor. Asosyal çocuklar var. Biz bunu inceledik. Kanada’da çocuk köyü var. Biz de bir çocuk köyü inşa edeceğiz. Etkinlikler olacak. Bazı meslekleri birebir yapmayı öğrenecek. 100’e yakın etkinliğin olduğu bir yer olacak” ifadelerine yer verdi.

    ‘BARINAKLAR HAPİSHANE OLMAMALI’

    Sokak hayvanları ile ilgili mevcut sorunlar hakkında da açıklamalarda bulunan Özhaseki, “Ankara’da ciddi problemlerden biri bu. Başıboz gezen hayvanları barınağa getirip sağlık kontrolünden geçerek kısırlaştıracaksınız. Barınaklar hapishane olmamalı. Orada doğal ortamlarında bulunmalılar. Bu ortamda insanlar hayvanları sahiplenebilecekler.” dedi.

    Özhaseki açıklamalarına şöyle devam etti:

    ANKETLERDE SON DURUM

    2-3 ay önce yapılan anketlerde kararsız oranı daha fazlaydı yüzde 30’lardaydı. Şimdi daha az adaylar belli oldukça azaldı. 30 kişilik bir ekiple 3 ay kadar çalıştık. Daha çok sosyal projeler yazdık. AK Parti ve MHP’nin ortak adayıyım, AK Parti ve MHP’nin çok üzerinde bir oy alacağımı düşünüyorum.

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik saha ya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyeciliği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız

    ‘ORTAK MİTİNG YAPACAKLAR’

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik sahaya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyecilği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız. Sayın Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanımız tabii ki ortak miting yapacak. Ankara’da ortak miting olacak” açıklamalarında bulundu.

  • 75 yaşındaki adama ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla ceza: Erdoğan’ın hayatını okuyup özet çıkaracak

    Oda TV’den Caner Taşpınar’ın haberine göre, İstanbul’un Maltepe ilçesi Çınarcık Mahallesi’nde bir kahvehanede Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddiasıyla 75 yaşındaki Ali Şahin hakkında soruşturma başlatıldı.

    Şahin, olayı Oda TV’den Caner Taşpınar’a anlattı. 

    Bir süre önce kahvehaneye tanımadıkları bir kişinin geldiğini belirten Ali Şahin, “Bu kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Bundan sonra polisler geldi ve ifademi almaya götürdü. İftira nedeniyle başıma bunlar geldi. Cumhurbaşkanlığı’na hakaret etmedim, böyle bir şey söz konusu değil” dedi.

    İfadesinin ardından hakimliğe “tutuklama talebiyle” sevk edilen Ali Şahin, denetimli serbestlik kararıyla cezaevine gönderilmekten kurtulmuş oldu.

    Denetimli Serbestlik Bürosu’na gidince şaşkınlık yaşayan Ali Şahin, hakkında kitap okuyup özet çıkarma cezası verildiğini öğrendi.

    İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin kitap listesinde dikkat çeken isimler yer alıyordu. 24 kitaplık listede ilk sırada Ömer Seyfettin yer alırken devamında, Necip Fazıl Kısakürek, Turgay Güler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hayatını anlatan ‘Bir Liderin Doğuşu’ kitabı, Faruk Köse, Abdulkadir Selvi de bulunuyordu.

    Listede ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Nutuk’ eseri de yer alıyordu.

    ‘KİTAPLARI KISA SÜREDE TEMİN EDİP OKUMAYA BAŞLAYACAĞIM’

    Kararı değerlendiren Ali Şahin, “Avukatım karara itiraz etti, ancak ben kitapları kısa sürede temin edip okumaya başlayacağım. Ben 75 yaşındayım. Bu işlerle uğraşmak istemem” açıklamasında bulundu.

     

  • CHP’li Tekin: Adaylar objektif olarak belirlenmedi, muhalifler susturuldu

    CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partisinin yerel seçimlerde yarışacak adaylarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    “Üzülerek söylüyorum, adayların objektif kriterlere göre belirlendiğini söylemek mümkün değil. Her seçim çevresinde adeta farklı bir kriter, farklı bir standart ortaya koyuldu. Birçok büyükşehirde, kamuoyu anketlerinde en çok destek bulan arkadaşlar aday gösterilmedi. Hayatını İstanbul’a vermiş, ben dahil birçok arkadaşımızın ne yazık ki fikirlerine bile danışılmadı” diyen Tekin, “Biz eskiden kim CHP’ye bir oy fazla kazandırırsa o aday olmalıdır derdik. Bugün CHP’nin oy kazanmasından ve başarısından başka ölçütler de devreye girmiş durumda” ifadesini kullandı.Gürsel Tekin, devamında özetle şunları kaydetti:

    — Kişisel, şahsi ölçütler ve keyfilik ne yazık ki maliyetsiz değildir. 31 Mart’ta bu maliyet ile partimizin karşılaşmamasını umut ediyoruz. Biz liyakatı savunan bir partiyiz. Liyakat ilkesinin her yere egemen olmasını isteriz. Liyakat ilkesi bir kenara bırakıldı, şahsi yakınlık ve tutum öne çıkartıldı.

    — Birçok ilde partimize ve vatandaşa başarıyla hizmet eden belediye başkanlarımız yalnızca olağanüstü kurultay talep ettikleri için yeniden aday gösterilmedi. Yine bazı illerde seçimi kazanabilecek seviyede olan halk desteği bulunan arkadaşlarımız da aynı gerekçeyle adaylık dışında bırakıldı.Bu CHP tarihine, kültürüne yakışan bir adım değildir.

    ‘DEĞİŞİMİN SESİ OLAMADIK’

    — (…) Böyle bir dönemde bizim de görevimiz halkın değişim beklentisinin sesi olmak.

    KOLTUK BAŞARISIZLIK ÜZERİNE KURULAMAZ!

    — Hiçbir koltuk başarısızlık üzerine kurulamaz. Halkımızın, tabanımızın, örgütümüzün beklentisi mutlak başarıdır.

    ‘MÜHÜR KİMDEYSE SÜLEYMAN O’

    — (…) Mühür kimdeyse Süleyman O’dur. Başka kimse yoktur. Herkesin de bu sorumluluğun yerine getireceğini umuyorum.

  • Mehmet Özhaseki: Tehdit olarak gördüğümüz kişilerin seçilme riski varsa aday geri çekilecek

    AK Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Özhaseki, Cumhur İttifakı’nda yer alan MHP ve AK Parti’nin ayrı ayrı seçime girdiği illerde başka bir partinin kazanma ihtimali olması durumunda bir adayın çekileceğini açıkladı.

    Özhaseki, “Bizim tehdit olarak gördüğümüz kişilerin seçilme riski varsa aday çekilecek” dedi.

    CNN Türk’te konuşan Özhaseki, geçen ay Ankara’da kararsız seçmen sayısının yüzde 30 olduğunu ve bunları ikna etmeye çalıştıklarını söyledi.

    Özhaseki rakibi Mansur Yavaş’ın eleştirilecek çok yönü olduğunu ancak kendi politika yapma tarzı olmadığını ifade etti.

    CHP’nin dün açıkladığı seçim bildirgesinin kendilerinin daha önceki programlarından alındığını savunan Özhaseki, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birlikte mitinge çıkacaklarını da söyledi.

    Cumhur İttifakı’nın Iğdır, Kars, Giresun gibi illerde tek aday çıkaran Millet İttifakı’na karşı ve HDP adaylarına karşı iki ayrı parti olarak seçime girmekten vazgeçebileceği ve ittifakın genişletebileceği geçen hafta gündeme gelmişti.

  • Yargıtay Başkanlığına İsmail Rüştü Cirit yeniden seçildi

    Yargıtay Büyük Genel Kurulunca bugün yapılan seçim sonucunda Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit yeniden seçildi.

  • Erdoğan: “Türk gemicilik sanayi son 16 senede yeniden şaha kalkmıştır”

    İşte Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

    “Türk Savunma Sanayii adına tarihi bir adım attığımız günde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Saatler önce Kartal’daki bir binanın çökmesiyle enkaz altında kalarak ebediyete uğurladığımız 16 kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum.

    Buradaki kardeşlerimiz kışın soğuğuna denizin rüzgarına aldırmayarak, çalışarak Türkiye’nin kalkınma hamlesine öncülük ediyorlar. Sadece Tuzla bölgesindeki tersanelerde son 16 yılda iki bin geminin tamiri, onarımı gerçekleşmiştir. Tersanelerimizin bu seviyelere ulaşması ülkemiz ekonomisi adına çok çok önemlidir. İşçi kardeşlerimizin emekleri, elbette devletimizin de teşvik ve destekleriyle Türk gemicilik sanayi üzerindeki ölü toprağını silkeleyerek son 16 senede yeniden şaha kalkmıştır.

    İnşallah önümüzdeki dönemde el birliği içinde başarı çıtamızı daha da yükseklere taşıyacağız. Türkiye’yi diğer alanlarda olduğu gibi, gemi üretimi, tamiri alanında da dünyanın lider ülkelerinden biri yapacağız.

    “ALANININ LİDERİ OLACAK”

    1,5 yıl önce denize indirdiğimiz Kınalıada Korveti’nin ardından beşinci gemimiz Ufuk Korvetini de denize indireceğiz. Ben Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkemize bu gururu yaşatan yüklenici firmalarımıza, mühendislerimize, emekçi kardeşlerimizin her birine ayrı ayrı şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
    94,5 metre tam boyu, 3,6 metre su çekimiyle Ufuk korveti alanının lideri olmana namzet bir gemidir. Gemi, 10 tonluk bir helikopter için gerekli platforma sahiptir.

    TÜRKİYE’NİN İLK İSTİHBARAT GEMİSİ…

    Ufuk korveti; ülkemizin ilk istihbarat gemisi olma özelliği taşıyor. Ufuk korvetimiz ağır iklim ve deniz şartlarında 45 gün boyunca kesintisiz seyir yaparak milli güvenliğimize yönelik tehditleri anında tespit edebilecektir. Özellikle sinyal istihbaratının hayati önem kazandığı günümüz dünyasında Ufuk korvetinin çok büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. Ufuk korveti, Türkiye’nin denizlerdeki gören gözü olacaktır.

    Suriye kaynaklı tehditlerle, Ege ve Karadeniz’deki gelişmeler sonrasında bu ihtiyaç çok daha acil hale gelmiştir. Her zaman ifade ettiğim gibi sahada varlık göstermeyen masada kendine yer bulamaz.

    Şayet bugün PKK terör örgütü tarihinin en büyük hezimetini yaşıyorsa, bunun sebebi terörle mücadelemizin kendi imkanlarımızla yürütülmesidir. Bir önemli sebep de ülkemizin 30 yıllık terörle mücadelesinde yaşanan köklü paradigma değişimidir. 2015’ten itibaren; terörü kaynağında yok etme ve kesintisiz operasyon stratejisine geçtik. Daha önce operasyonlar yılın belli dönemlerinde yapılırken, yeni stratejiyle yaz-kış demeden 365 gün boyunca operasyonlar gerçekleştirerek teröristlere nefes aldırmıyor. Bunun yanında teröristleri takip ve imhada emniyet birimlerimize asimetrik güç sağlayan İHA ve SİHA’larımızın sayısını artırdık.

    Son üç yılda vatandaşlarımızın canına kast eden, ülkemizi bölmeye çalışan tüm terör örgütlerine karşı çok büyük başarılar kazandık. Ülkemizin bugünlere gelmesi elbette kolay olmamıştır.

    Türkiye yakın tarihinde silah, mühimmat ve askeri teçhizat bakımından dışa bağımlılığının acısını çekmiştir. Kıbrıs barış harekatında uygulanan ambargolar, tehditler milletimizin hafızasında derin izler bırakmıştır. Bu dönemde, Türkiye parasını peşin ödediği uçakları dahi teslim alamamış, üç sene Amerikan patentli hiçbir yedek parçanın, cephanenin ülkemize satışına müsaade edilmemiştir.

    “EN UFAK ANLAŞMAZLIKTA SİLAH ANLAŞMALARINI GÜNDEME TAŞIYORLAR”

    Bugün bile müttefiklerimizle yaşadığımız en ufak bir anlaşmazlıkta silah alım anlaşmalarını gündeme taşıdıklarını görüyoruz. Bölgemizdeki despotları silah ve mühimmata boğanlar konu ülkemiz olunca kırk dereden su getiriyor. Dünyanın en eli kanlı teröristlerine silah verenler, mesele Türkiye olunca engeller çıkarıyorlar. DEAŞ’dan PKK’ya kadar Müslümanların kanını döken bütün terör örgütlerinin elinde batılı ülkeler mahreçli silahlar var. Suriye’nin kuzeyinde etnik temizlik faaliyeti yürüten YPG’nin elinde müttefiklerimizin bombaları, silahları var. Türkiye’nin eli kolu bağlı şekilde beklemesi mümkün değildir. Tarih ders almayanlar için tekerrür eder.