Kategori: Siyaset

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus basınına yazdı: Müsaade isteyecek değiliz

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’nın önde gelen gazetelerinden Kommersant için ‘Türkiye-Rusya işbirliği, Suriye krizinin çözümü için kritik önemde’ başlıklı bir makale kaleme aldı.

    Erdoğan’ın makalesi şöyle:

    “Suriye’de 2011 yılından beri devam eden ve yüzbinlerce insanın hayatına mal olan iç savaş, Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgede bulunan askerlerini geri çekme kararıyla birlikte yeni bir aşamaya geçiyor.

    ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile Aralık ayında yaptığım görüşmelerde Türkiye’nin bu yeni süreçte Ortadoğu’da barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi için gereken adımları atmaya kararlı olduğunu ifade ettim.

    Bu itibarla Astana sürecini birlikte başlattığımız Rusya Federasyonu ile yakın işbirliğimizi sürdürmek arzusundayız.

    Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’den çekilmesi, doğru yönde atılmış bir adımdır. Zira Suriye’de yaşanan kriz, ancak Suriye’nin yaralarının iyileşmesinden fayda, derinleşmesinden ise zarar görecek ülkeler tarafından çözülebilir.

    Bu anlamda Türkiye olarak komşumuzun toprak bütünlüğünü muhafaza edecek, Suriye toplumunun tamamının siyasi temsilini sağlayacak ve şiddet nedeniyle yerlerinden edilen insanların ülkelerine dönmesini sağlayacak bir siyasi çözümden yanayız.

    Bu hedeflere ulaşılması için Türkiye ve Rusya Federasyonu’nun işbirliği ve eşgüdüm içerisinde olmaya devam etmesi gerekmektedir.

    Nitekim geçen yıl müzakere ettiğimiz İdlib mutabakatı, birlikte çalışmamızın hem ülkelerimizin hem de Suriye halkının çıkarlarının korunması açısından büyük bir önemi haiz olduğunun en açık göstergesidir.

    Öte yandan son haftalarda Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren bazı yapıların, Suriye krizinin sona erdirilmesine katkıda bulunacak çekilme kararını engelleme gayreti içerisinde olduğuna şahit olduk.

    Türkiye açısından bu sürecin referans noktası, Sayın Trump ile gerçekleştirdiğim görüşmelerde ortaya çıkan anlaşma zeminidir.

    Öte yandan ‘Türkiye Kürtleri katledecek’ veya ‘Kürt müttefiklerimizi yüzüstü bırakmayalım’ gibi birtakım söylemlerin, Trump yönetimine baskı yapmak amacıyla dolaşıma sokulduğunu görüyoruz.

    Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye Kürtleriyle veya komşumuzun sınırları içerisinde yaşayan hiçbir kesimle sorunu olmadığını ifade etmek isterim.

    Amerika merkezli olarak dolaşıma sokulan mesnetsiz iddialar, gerçekleri değil, birtakım çıkar gruplarının bakış açısını yansıtmaktadır.

    Öte yandan ne ülkemizin ulusal güvenliğine tehdit oluşturan ne de Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan hiçbir unsurun varlığına tahammül etmeyeceğimizi açıkça ifade ettik, ediyoruz.

    SDG Amerika Birleşik Devletleri, son yıllarda PKK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD/YPG teröristlerine silah ve eğitim desteği verdi. Bu stratejik açıdan ve ahlâken sorunlu adımlar, DEAŞ terör örgütüyle mücadele adı altında atıldı.

    ABD’nin bu yanılgısı, DEAŞ baskısı altında yaşayan Suriyelilerin bir başka terör örgütünün kontrolü altına girmesine neden oldu. Bir başka deyişle ABD, kuzuyu kurda emanet etti. Hatta uygulanan politikanın sorunlu olması sebebiyle önce PKK-PYD bağlantısını kabul eden resmi internet siteleri sansürlendi, sonra da Suriye Demokratik Güçleri adı altında yeni bir sanal yapı kuruldu.

    Bu yol haritasını oluşturan kesimler, bugün PYD/YPG ile ilgili gerçekleri uluslararası kamuoyundan gizlemeye devam ediyor.

    Öncelikle PKK’nın Suriye uzantısı, hiçbir zaman terörle mücadele konusunda samimi olmadı. Tam aksine, bazı ABD’li yetkilileri ikna ederek Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurma hedeflerini DEAŞ ile mücadele bahanesiyle gerçekleştirmeye kalkıştılar.

    Biz bu projeye cevabımızı, Zeytin Dalı Harekatı’nı düzenleyip, örgütü Afrin bölgesinden çıkararak verdik. Önümüzdeki dönemde dost ve müttefiklerimizle birlikte komşumuzun toprak bütünlüğünü muhafaza etmek için gereken adımları atacağız.

    Bugün Amerika’da bazı kesimlerin ısrarla gözardı ettiği husus, bu örgütün Suriyeli Kürtleri temsil etmediği; tam aksine Kürt kökenli Suriye vatandaşlarına birçok kötülük yaptığıdır. Nitekim örgütün baskısından kaçan on binlerce Suriyeli Kürdün senelerdir Türkiye’de yaşamaları, bu durumun en somut göstergesidir.

    Dolayısıyla son haftalarda dolaşıma sokulan iddiaların, gerçeklerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

    Öte yandan otuz yılı aşkın süredir vatandaşlarımızı hedef alan bir terör örgütüyle ilgili ne yapılacağını kimseden öğrenecek, terörle mücadele etmek için kimsenin müsaadesini isteyecek değiliz.

    Koşullar olgunlaştığında Suriye topraklarından ülkemizi tehdit eden teröristleri hedef alma hakkımızı saklı tutuyoruz.

    Son olarak Rusya Federasyonu ile birlikte Astana Süreci kapsamında elde ettiğimiz kazanımların ve siyasi çözüm yönünde kaydettiğimiz ilerlemenin bu süreçte akamete uğramasını istemiyoruz. Suriye’nin yeniden güven ve istikrara kavuşturulması ve yeniden inşası noktasında el birliğiyle çalışmak durumundayız.

    Terörün sona erdirilmesi, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin yeniden ayağa kalkmasının engellenmesi ve dolayısıyla Suriye’nin dış müdahalelere kapatılmasının tek yolu budur.

    Suriye konusunda Türkiye’nin pozisyonu çok açıktır. Güney sınırımızda yaşanan istikrarsızlığın ortadan kaldırılması, ancak dost ve müttefiklerimizle işbirliği ve eşgüdüm içerisinde olmamızla mümkündür. Bu çerçevede hem DEAŞ hem de PKK terör örgütünün Suriye uzantısıyla kararlı bir mücadele etmek zorundayız.

    Bölgemizde yaşanan sorunlar, ancak kaderi bu coğrafyanın kaderine bağlı olan milletler tarafından kalıcı olarak çözülebilir. Artık gazete manşetlerine, sosyal medya kampanyalarına göre politika belirlemenin zamanı geçmiştir. Suriye iç savaşının başlamasından itibaren Türkiye, bölgedeki insani kriz ve istikrarsızlıkla başa çıkmak için ne yapmayı düşündüğünü açıklayan tek ülke oldu.

    Aynı şekilde sözlerini tutan tek ülke olduk. Krizin başından itibaren bir yandan insani yardımlarımızı sürdürürken, diğer yandan meselenin ancak siyasi bir çözümü olabileceğini vurguladık. Bu çerçevede dost ve müttefiklerimizle birlikte terörle mücadeleyi destekleyecek, istikrarı tesis edecek ve barışı sağlayacak işbirliklerine hazırız.”

  • AK Parti Aday Tanıtımında İlginç Diyalog! Erdoğan: ” Yasin senin niye bıyık yok”

    Tanıtım toplantısında Erdoğan’ın Başiskele Belediyesi için aday gösterdiği Mehmet Yasin Özlü ile arasında güldüren bir diyalog geçti.

    “YASİN SENİN NİYE BIYIK YOK”

    Erdoğan sahneye çıkan Özlü’ye “Yasin senin niye bıyık yok” ifadesini kullanınca “Bırakacağım efendim” cevabını alıyor.

  • Erdoğan’dan Trump’ın Tweetleri İle ilgili Açıklama

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşuyor.

    Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”Bugüne kadar Ankara İstanbul İzmir Trabzon Kocaeli Sakarya illerine giderek ilçeleriyle birlikte adaylarımızın tanıtımlarını gerçekleştirdik. Büyükşehir ve il adaylarımızdan açıklamadığımız 6 yer kalmıştı, 4’ünde MHP adaylarını destekliyoruz. Aydın’da adayımızı Mustafa Savaş olarak belirledik. Muğla’yı da önümüzdeki pazar günü açıklıyoruz. 31 Ocak’ta seçim kampanyamızın resmi başlangıcını manifesto toplantımızla başlatacağız. Parti içinde süren yarış bir demokrasi yarışıdır.

    ”HİÇBİR ZAMAN AK PARTİ’Lİ OLMAMIŞ OLAMAMIŞ DEMEKTİR”

    Kendisi veya istediği birisi aday olamadı diye partimize tavır alan kişi bizim gözümüzde zaten hiçbir zaman AK Parti’li olmamış olamamış demektir. Bunların hepsini günü geldiğinde değerlendirmek üzere bir tarafa koyuyoruz. Bugüne kadar egosunun değil davasının peşinden gidecek gönül erleri ile yol yürüdük aynı şekilde de devam edeceğiz.

    ”CHP, MİLLETİN KENDİSİNDEN ISRARLA UZAK DURUYOR”

    CHP 2014 mahalli seçimlerini FETÖ’cülerin verdiği malzemelerle yürütmüştü. Baktı ki FETÖ’cüler tek başına yetmiyor şimdi onun yanına PKK’lıları hamur tutkalı ile bir araya getirilmiş birilerini daha aldılar. CHP milletin kendisinden ısrarla uzak duruyor. Türkiye’nin başına hangi bela musallat olsa bunlar hemen ellerini ovuşturmaya başlıyor. Milleti ikna edip oyunu alarak yani demokrasi içinde iktidara gelmeyi akıllarından dahi geçirmiyorlar. Milletin önüne koydukları hiçbir projeleri hiçbir mücadeleleri yok. Umutlarını sadece şahsımın ve AK Parti’nin herhangi bir sebeple ayağının dökezlemesine bağlamış durumdalar. Milletimiz şu ana kadar onlara bekledikleri fırsatı vermedi. Gazi Mustafa Kemal’in ve Fevzi Çakmak’ın bin bir zahmetle kurmaya çalıştığı savunma sanayiini tek parti zihniyetinin nasıl baltaladığını anlatmayalım mı? Türkiye bu zihniyeti tek bir zerresi kalmaya kadar ezip yok etmelidir. Kılıçdaroğlu ve avanesinin referandu tek parti dönemidir. Türkiye 16 yılda 3,5 kat büyüttük. Bunlara rağmen Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız.

    ”SURİYE MESELESİNDE ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE EDİYORUZ”

    Geçtiğimiz 14 seçimde nasıl milletimize gidip kendimizi yaptıklarımızı yapacaklarımızı anlatıp desteğini aldıysak bu seçimde de aynısını yapacağız ve milletimizin desteğini alacağız. Onların yalanları varsa bizim de icraatlarımız hedeflerimiz hepsinden önemlisi Allah’ımız var. Türkiye son yıllarda gerçekten çok tarihi sınamaları üst üste veren halen vermeye devam eden bir ülkedir. Son 16 yılda yaşadıklarımızın sadece birine maruz kalan ülkelerin nasıl paniklediklerini görüyoruz. Suriye meselesinde son dönemde önemli kazanımlar elde ediyoruz. Ülkemizde bulunan 3,5 milyonun üzerinde sığınmacı yanında siyasi ve ekonomik geleceğimiz bakımından da bu meselenin üzerine kararlılıkla gitmek zorundayız.

    ”BİZ TERÖRLE EL ELE GEZEMEYİZ TERÖRİSTLERLE BİRLİKTE OLAMAYIZ”

    Tüm dünyaya sesleniyorum ülkemize gelen bütün bu mülteciler içerisinde sadece Suriye değil Irak’tan da gelenler oldu. Saddam Hüseyin döneminden itibaren Ezidileri Arapları Kürtleri ülkemizde misafir ettik. Kobani’den 200 bini aşkın Kürt kardeşimizi ülkemizde misafir ettik ediyoruz. Biz teröristlere kapılarımızı kapattık teröristleri bu ülkede asla barındırmayacağız. Bunu herkesin bilmesi lazım. Biz terörle el ele gezemeyiz teröristlerle birlikte olamayız. PKK, PYD YPG DEAŞ bunlar bizim yanımıza asla sokulamaz. O açtıkları çukurlarda ülkemizde nasıl onları o çukurlara gömdüysek sınırlarımız dışında da onları yine aynı şekilde o çukurlara gömeriz.

    ”ŞİMDİ SIRADA MÜNBİÇ VE FIRAT’IN DOĞUSU İLE DEAŞ ARTIKLARI BULUNUYOR”

    PKK YPG’nin Afrin’deki varlığına çok büyük darbe vurdu. İdlib’i huzur ve güven beldesi haline getireceğiz. Dün akşam baktım ki bölgede Afrin’de takımlar kurulmuş orada gençler futbol maçı oynuyorlar bak nereden nereye bu bir kararlılığın neticesidir. İki tane yeşil futbol sahası yapmışız gençler o maçı izliyorlar. Mesele bu. Barış lafla olmaz icraatla olur. Şimdi sırada Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki terör unsurları ile daha aşağılarda yuvalanan DEAŞ artıkları bulunuyor.

    TRUMP’IN TWEET’İNE TEPKİ

    Sayın Trump’ın Suriye meselesinde farklı yaklaşımlar içerisinde olduğunu görmekten memnuniyet duyduk. Fiilen sahaya yansımadı. Geçtiğimiz ay Sayın Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Sayın Başkan Amerika’nın Suriye’deki askerleri çekeceğini bize ifade etti. Dün Sayın Trump’ın kişisel sosyal medya hesabından verilen bir takım mesajlar beni ve arkadaşlarımı üzdü.

    TRUMP İLE YAPTIĞI TELEFON GÖRÜŞMESİ

    Dün gece bu meseleleri kendisiyle telefonda konuştuk. Gayet müspet bir görüşme oldu. Kendisi Amerikan askerlerini Suriye’den çekilme kararını teyit etti. Güvenli bölge konusu 20 mil olarak kendisi tarafından da ifade edildi. Bu da 30 kilometreyi aşkın bir derinlikte bir güvenli bölge. Suriye’de hiçbir etnik ve dini grup gözetmeden herkese kucak açtığımızı PKK YPG’nin kendisine tabi olmayan tüm gruplara zulmettiğini ifade ettik. Bunların belgelerini de kendi danışmanlarına verdiğimizi kendisine söyledik. İkili ticaret hacmimizi 75 milyar dolara çıkarma hedefimiz doğrultusunda daha hızlı adımlar atma konusunda karara vardık.

    ”KÜRT KARDEŞLERİMİZE SESLENİYORUM BU OYUNA GELMEYİN”

    Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu ülkede yaşayan herkesin Türk’ü ile Kürt’ü ile Arap’ı ile tüm kardeşlerimizin devletidir. Hangi inanç grubundan olursa olsun hepsinin devletidir. Biz ülkemizde asla bu tür ayrımcılıklara müsaade etmedik bundan sonra da etmeyiz. PKK’nın desteğindeki terörden beslenen siyasi partilere onların yandaşlarına oylarınızı vererek zai etmeyin. Türkiye, Kürt kardeşlerimizin de devletidir. Kürt kardeşlerimize sesleniyorum; oyuna gelmeyin. Türkiye, sınırları içindeki tüm vatandaşlarının, sınırları dışındaki tüm kardeşlerinin hamisi değil bizatihi kendi ülkesidir, kendi vatanıdır.

    ”TARİH BİLMEZLER CİNSİNİ CİBİLİYETİNİ BİLMEZLER BU İŞTEN ANLAMAZLAR”

    Bize Suriye’de niye varsınız diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Bize Irak’la niye ilgileniyorsunuz diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Tarih bilmezler cinsini cibiliyetini bilmezler bu işten anlamazlar.”

  • Akşener: Damat bu işlerden anlamaz

    Öyle bir medya duvarıyla karşı karşıyayız ki, birkaç TV dışında sözlerimizi veren yok. Türkiye gerçeği bu. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günüydü. Mesleğini hakkıyla yapan tüm basın çalışanlarını kutluyorum. Cumhurbaşkanı son 16 yıldır uyguladığımız reformlar basının özgürlükçü yapıya kavuşmuştur dedi. Şaka gibi. Burası neresi bilmiyorum ama Türkiye olduğunu sanmıyorum.

    İYİ Parti bugünlere ambargoları aşarak geldi. Söyleyecek sözü olan ne yapar eder milletine ulaşır. Hakikat er geç ortaya çıkar hak yerini bulur. İYİ Parti cesaretle emekle alın teri ve inançla buralara gelmiştir. Ekranlarda 24 saat bizi gösterin diyecek halimiz yok. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bir yolunu bulur sözümüzü milletimize ulaştırırız.

    ‘RESMİ MAKAMLARA GÖRE 4 MİLYON İŞSİZ VAR’

    İktidar hakikatin önüne ne duvar örerse örsün milletimiz er ya da geç olanı görüyor. Milletimizin gerçek gündemi ekonomi. Neden? Çünkü gerçeğin kendisini yaşıyor. İktidar istiyor ki herkes onların anlattıklarını konuşsun. Milletin gündemi aş, iş, ekmek. Tablo ortada. Enflasyon 16 yıl aradan sonra yüzde 20’nin üzerinde. Resmi makamlara göre 4 milyon işsiz var. İş bulmaktan ümidini kestiği için başvuru yapmayanları da eklediğinizde rakam 6 milyona ulaşıyor. Geçenlerde 100 kişinin alınacağı iş için tam 4 bin kişi müracaat etti. Damadın dengelendik dediği manzara bu. Milleti kandırmak için eski rakamları sunuyorlar. Milletimizi aldatmayın diyorum. Türkiye için taş üstüne taş koyan her kimse Allah razı olsun. Cumhuriyet tarihinde yapılan ne varsa yakıp döküyorsunuz. Dünya ekonomileri büyürken biz de büyümüşüz. Havuzun suyu yükselirken biz de yükselmişiz. Millete masal anlatmaktan vazgeçin.

    ‘DAMAT BU İŞLERDEN ANLAMAZ’

    Her şey bu kadar güllük gülistanlıksa neden her hafta sürekli yeni ekonomik paketler açıklıyorsunuz…İşler iyiye gitmiyor. Bu paketlerin hiçbiri de çözüm olmuyor. Ekonominin dümenindekiler bu işi bilmiyor. Ülkede tarımın hali ortadayken, Ziraat Bankası’nın borazan müteahitlerin, yandaş medyanın, spor kulüplerinin desteklenmesi için kullanılması yazıktır ayıptır günahtır. Spor takımlarına destek için mi yoksa kendi kurdukları takımların milyonlarca dolarlık transferleri için mi bu kaynağı ayırıyorlar bilemiyoruz. İstihdamı, üretimi artırmadıkça her hafta paket açıklamak zorunda kalırsınız. Damat bu işlerden anlamaz ama bunlar seçime kadar zaman kazanılması için yapılan yatırımlardır.

    ‘KAYNAĞI DOĞRU BULMANIZ LAZIM’

    İnşallah seçimden sonra yeni bir 94 krizi yaşamayız. Türkiye’de 80 milyonluk elektrik faturasını ödeyemeyecek yaklaşık 10 milyon nüfus var. Bir sürü rakam sıralıyorsun ama gerçek bu. Çalışanların yüzde 43’ü asgari ücretli. Türkiye 2019’a 10 yıldır ürettiği ekonomik problemlerle girildi ve bunun faturası vatandaşımıza kesiliyor. Milletimiz kullandığı su için 5 elektrik ve internet için 7 çeşit vergi ödüyor. Pırlantadan vergi alınmazken kitaptan yüzde 18 vergi alınıyor. Vergi de ve gelir de adalet Türk milletinin mutlaka gözetmesi gereken bir haktır. Bugüne kadar yaptığımız çağrılarda asgari ücret zammı gerçekleşti. 24 Haziran seçimlerinden önce, düşmüş kredi ve kredi kartı borçlarını biz devlet olarak satın alacağız dedik. Bize kaynağı nereden bulacaksınız dediler. Bize inanmadılar ama bugün daha küçük çaplı bir işi yapacaklarını açıkladılar. Buradan uyarıyorum. Kaynağı doğru bulmanız lazım. Kaynağı doğru kullanmak gerekir dedim. Ama iktidarın çarçur politikaları devam ediyor.

  • Trump’ın skandal tehdit mesajına Pompeo’dan ilk açıklama!

    ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Suudi Arabistan’da basının Donald Trump’ın açıklamalarının sorulması üzerine, “Bunu ona sormalısınız. Yaptırım veya bu tür şeylerden bahsettiğini tahmin ediyorum” açıklamasında bulundu.

    Pompeo: Trump yönetimi Türkiye’nin Kürtlerin peşine düşmemesi gerektiği konusunda son derece tutarlı bir tutum gösterdi.

    Pompeo, Suriyeli Kürtler için güvenli bölge hakkındaki soruya, “Sınırın güvenliğini nasıl sağlayacağımızı görüşüyoruz” yanıtı verdi.

    TRUMP’IN AÇIKLAMASI

    ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Suriye’den çekilme sürecinin başladığını vurgulayarak, “Eğer Türkiye Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz” dedi.

    Trump, “ABD askerinin Suriye’den gecikmiş çekilmeye başladığını, DAEŞ unsurlarını sert bir şekilde vuruyoruz. Bölgeye tekrardan geriye dönmeleri halinde ve toparlanırlarsa, yakındaki üslerimizden yeniden vuracağız. ABD’nin uzun vadeli Suriye’deki DAEŞ’i yok etme politikasından en çok yararlanan Rusya, İran ve Suriye oldu. Askerlerimizi eve getirmenin zamanı geldi. Sonu gelmeyen savaşları durduralım” ifadelerini kullanmıştı.

  • Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: Türkiye, Kürtlerin düşmanı değil hamisidir

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Bizim için esas olan ulusal güvenliğimizdir. Terörle mücadelemizi belirleyen esas unsur da budur.” ifadelerini kullandı.

    Fahrettin Altun, sosyal medya hesabı Twitter’dan Türkiye’nin terörle mücadelesi ile ilgili paylaşımda bulundu.

    Altun paylaşımında şu ifadeleri kullandı;

    “Bizim için esas olan ulusal güvenliğimizdir. Terörle mücadelemizi belirleyen esas unsur da budur. Terörizmin kaynağı ister ideolojik, ister dini isterse etnik olsun bizim için farketmez. Terör terördür ve kaynağında kurutulmalıdır. Türkiye Suriye’de tam da bunu yapmaktadır.

    Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtlerin düşmanı değil, hamisidir. Türkiye’nin Kürtlerle hiçbir sorunu yoktur. Bizim meselemiz PKK terör örgütüyle ve onun Suriye’deki uzantılarıyladır. PYD ve YPG bir terör örgütüdür. Türkiye terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. ”

  • MHP’li aday Refik Kurukız, Erdoğan’dan izin isteyip sahnede bozkurt işareti yaptı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Trabzon belediye başkan adaylarını tanıttı.Törene, Şalpazarı’ndan MHP adına aday gösterilen Refik Kurukız’ın, “Bozkurt” işareti yapmak için Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’dan izin istemesi damga vurdu.

    İLGİNÇ DİYALOG KAMERALARA YANSIDI

    Recep Tayyip Erdoğan, adayların isimlerini teker teker okuyup sahneye çağırdı. Sıra Şalpazarı Belediye Başkan Adayı Refik Kurukız’a geldiğinde ikili arasında ilginç bir diyalog yaşandı.

    “BOZKURT İŞARETİ YAPABİLİR MİYİM?”

    Cumhurbaşkanı’yla tokalaşan Kurukız, “Bozkurt işareti yapabilir miyim sayın Cumhurbaşkanım?” dedi… Erdoğan da tebessüm ederek, “Hadi yap bakalım” dedi.

    MHP adayı Refik Kurukız’a, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan izin çıkınca, ‘Bozkurt’ işareti yaptı. O sırada Erdoğan da Rabia işareti yaptı.

  • AK Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci en büyük projesini açıkladı

    CNN TÜRK ekranlarında canlı yayınlanan Hafta Sonu programında Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Nihat Zeybekci’nin sözlerinin satır başları şöyle:

    Siyasete giriş sebebimiz, belediyecilik, tatandaşlarımıza hizmetkar olmak… 7 yıl Denizli’de Belediye Başkanlığı’nın ardından siyasete girdim. Şimdi ilk göz ağrımıza dönme zamanı…

    İstanbul’dan İzmir’de doğru yönelenler, işlerinin sonlarına yaklaşmış olan ya da emekli olmuş olanlar… Ancak İzmir’den de İstanbul’a göç söz konusu.

    Bu oyunda İzmir’e bir rol çizmemiz lazım. Şu an yaptığımız şey İzmir’i dinlemek, STK’larla, önde gelen akıllarla, gençler, pazar tezgahındaki balıkçılarla konuşarak İzmir’ bir rol biçmek istiyoruz. İzmir’in gelecekteki rolünü öyle bir planlamalısınız ki, bu gelecek nesillere bırakabileceğiniz bir rol olmalı. Şu anda bunu çalışıyoruz, İzmir’i konuşuyoruz, İzmir’i dinliyoruz.

    Kent halkını dinliyoruz, geleceği planlıyoruz. İzmir sol görüşün hakim olduğu bir yer değil.

    “İZMİR BİR TERCİH NOKTASINA GELDİ”

    İzmir’de seçim süreci için slogan olarak “Gönüller yapmaya geldik” ifadesini belirledik. Iskaladığımız şeyleri anlatmak için geliyoruz. İzmir bir tercih noktasına geldi. Seçmenin kafasında siyaset değil İzmir olacak. İzmir’de yapının çok farklılaştığını, İzmirli sandığa giderken oyunu İzmir’e, oyunu kendine vereceğine inanıyorum.

    İzmir’in sorunlarını 5 yıl sonra çözülemez olacak. İzmir’in sorunlarını çözmek şu an daha zor.

    İzmir’de çok güçlü bir yapı var, bu yapıyı aşabilecek misiniz diye soranlar için bir örnek vereyim. 2002 yılında Denizli’de yüzde 23 oy aldık. Bir sonraki seçimlerde 3 Mart günü kampanyaya başladık. Kampanyanın başlangıcında elimize gelen araştırmalarda bizim adayımız yüzde 26  seviyelerindeydi. Ancak mart ayının sonundaki sonuçlarda sandıktan yüzde 51,5 ile çıktık.

    “ASLINDA ÇOK KOLAY…”

    İzmir, vahşi katı atıkları dağlara taşlara atılan bir yönetim. O da yanlış altyapı yapılanmasından kaynaklanıyor. Şu yaptı, şu dönemde yapıldı demiyorum. Şu anda atık artıma tesisleri çalışmıyor, hepsi denize şarjediliyor. Dünya yağmur kaynaklı selin önlenmesi aslında çok kolay… Siz yağmur un suyunu kanalizayona veriliyorsa bunların olması doğal. Geçmişten kaynaklanan bir ihmal katlanarak hale geliyorsa, çözmek zorlaşıyor. Otomobilçalışırken arabayı tamir etmek gibi bir şey. Devasa bir şehri yaşarken altyapısını değiştirmek zordur ama ben bunu Denizli’de yaptım. Ne kadar yağmur yağarsa yağsın, yağmur suları ayrıştırılarak bir şekilde şehrin dışına deşarj eder.

    “YÜZDE 65’İ BULUYOR”

    Dünyada ticaretin eletkronik ticarete kaydığı bir ortamdan bahsediyoruz. Ben bir tekstilciyim, üreticiyim ve ihracatçıyım. Elektronik ticaret, oyunun kurallarını değiştiriyor. Alışkanlıklar değişiyor. Artık e ticaret siteleri artık 48 saat içerisinde dünyanın neresinde olursan ol ulaştıracağınn taahhüdünü veriyor. Türkiye’den 3 saatlik uçuş mesafesinde satın alma gücünün çok güçlü olduğu ekonomilerin yüzde 65’i bulunuyor.

    İstanbul – İzmir, Ankara – İzmir, Antalya – İzmir, Çanakkale – İzmir… Bütün hatlar İzmir’e çıkıyor. Ancak İzmir bunlara hazır mı? Kentte altyapı ekonomik potasnsiyeli karşılıyor. Altyapı yeterli değil, otel kapasitesi yeterli değil, kültür sanat, yeşil alan, ulaştırma, çevre düzenlemesi… Baktığınız zaman hiçbiri yeterli değil! İzmir dünyanın en güzel şehirlerinden biri ama İzmir, kendisine bunu hazırlayamamış durumda.

    *İzmir’de kişi başına düşen yeşil alan miktarı, 1,6 metrekare… 5 yıl içerisinde bunu 10 metrekare üzerine çıkarmak istiyoruz.

    İZMİR İÇİN EN BÜYÜK PROJESİNİ AÇIKLADI

    Karaburun Bölgesi’nde 30 bin Ar-Ge çalışanın olduğu, bilim insanlarının akıl insanların dünya çapında bir merkez olduğu projemiz var. Doğanın içerisinde bir tarafında orman, bir tarafında deniz.. Yüksek teknoloji alanı ve bilim merkezi… Doğayı bozmadan iş alanları yaratacağız. Bölgede binayla ilgili inşadan çok, hukuki ve ekonomik bir altyapı inşa etmekten bahsediyoruz.

    İzmir’le ilgili hayalimiz sadece yüksek teknoloji ile ilgili değil. 20 bin tane kadınımızı halı ve geleneksel sanatlarla ilgili istihdam edeceğiz. Kırsaldaki yerlerde, kenar mahallelerde el işçiliğine yönelik istihdam yaratmak istiyoruz. Halı üretimi yapan kadınlara alan açacağız.

    İzmir şu anda Türkiye’nin 3. büyük şehri… Kesinlikle 2. sırada olmalı. Ankara bürokrasi şehri, İzmir ekonomisi Ankara’yı geçmeli.

    “DEV BİR MEDENİYETLER MÜZESİ DÜŞÜNÜYORUZ”

    Batı Anadolu, dünyanın en zengin olduğu medeniyetlerin merkezi… Bulunabilen 10 bin yıl bulunamayanlarla birlikte insanlık tarihi boyunca böyle… Bugün dünyanın en büyük arkeolojik müzelerinde Paris’te, Berlin’de Anadolu medeniyetlerinden kalıntıları görürsünüz. İzmir’de dev bir medeniyetler müzesi düşünüyoruz.

    Muhteşem İzmir’de 4 tane yüzme havuzu var. İzmir’de her çocuğumuzun kolayca ulaşabileceği havuz projelerimiz var.

    Çarpık yapılaşma ile bir tespit de bulunayım. İmar Barışı ile ilgili tüm Türkiye’de yapılan başvuruları yüzde 15’i İzmir’de.

    “9 AYLIK SÜREÇTE İZMİR’İ TANINMAZ HALE GETİRECEĞİZ”

    İzmir’de demiryolu hatlarıyla ilgili bir grev vardı. Grev 60 gün ertelendi. Ulaştırma ile ilgili metro ve tramvayla ilgili sıkıntılar var. Yüzde 64-65 oranında İzmir’de kaçak yapı var. 31 Mart’ta İzmirliler oyunu İzmir’e verecek. İzmir kazancak. 31 Aralık 2019’da bir kez daha program yapalım. 9 aylık süreçte İzmir’i tanınmaz hale getireceğiz.

    İzmir’in estetiğe ihtiyacı yok, Küçük bir makyajla 9 ay içerisinde İzmir’i tanıyamayacaksınız. İzmir’e 3 yıl gemi gelmiyor. Ancak İzmir’e artık gemi geldiğinde insanların gemiden göreceği ve başka bir İzmir’e oluşturacağız.

    2020 sonunda İzmir’deki denizden kaynaklaran kötü kokudan da kurtulacak.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Muharrem İnce’ye gönderme

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları;

    Cumartesi günü Kocaeli’nde pazar günü Sakarya’da aday tanıtım toplantılarımıza devam edeceğiz. Toplantılara bizzat katılacağım. İnşallah 2 hafta içerisinde aday tanıtım toplantılarımızı bitirelim istiyoruz. Artık araziye hep birlikte hakim olmamız gerekecek. Yarından itibaren arkadaşlarımız illere dağılmaya başlıyor. Bazı yerlerde erteleme olabilir. Bunlar kendilerine bildirilecek.

    31 OCAK’A KADAR BİTECEK

    31 Ocak’ta yapacağımız büyük aday tanıtım ve manifesto toplantımıza kadar bu süreci bitirmiş olacağız.

    BU AK PARTİLİ OLMAK DEĞİLDİR

    Aday belirleme sürecinde yaşanan her şey artık geçmişte kalmıştır. Dava adamlığı da siyasette bunu gerektirir. Aksi yönde davranan oLursa zaten bunlar hiçbir zaman AK Partili, dava adamı ve siyasetçi olamamış demektir. Benim istediğim olursa ‘eyvallah’, olmazsa ‘yallah’ derseniz bu AK Partili olmak değildir. Liyakatta aranan bellidir, iller vardır ki kısıtlı şartlar içinde adayınızı belirlersiniz.

    MUHARREM İNCE’YE GÖNDERME

    Bütün bunlarla birlikte Türkiye tüm saldırı ve tuzaklara rağmen demokrasinden asla taviz vermemiştir. Demokratik hukuk temel ilkesinin en sağlıklı işlediği durum seçimlerdir. Buna rağmen bazı kesimlerin kendi başarısızlıklarını, seçimleri yürütmekle görevli kurumlarımıza yükleme gayretine her zaman şait olduk. Cumhurbaşkanlığı seçiminde avukat ordusuyla seçim kurumlarımızı tehdit eden bir adayı hala unutmuş değiliz. YSK önünde oturacağız diyenleri unutmuş değiliz. Ne oldu? Nerede oturdunuz? Hala oturuyorsunuz. Ve artık esameleri bile yok.

    Mernis’te adres kaydı olmadığı için listelerde yer almayan 375 bin kişi var ki teşkilatlarımıza önemli görevler düşüyor.

    24 Haziran seçimlerinden ilçe değiştiren 1.5 milyon seçmen bulunuyor. Bunların 222 binden fazlası bizim üyemiz, onları yakın markaja alacağız.

    İLK DEFA OY KULLANACAK 1 MİLYON KİŞİ ÇOK ÖNEMLİ

    Bu yıl ilk defa oy kullanacak 1 milyon seçmenin varlığı çok önemli. İlk defa oy kullanacak 1 milyon kişiyi yakın markaja alalım, yanlışa düşmesini engelleyelim.

    Kimsenin AK Parti’ye oy verme borcu yok. Davamızla, duruşumuzla, hizmetlerimizle halkımızı ikna edeceğiz. Siyaset, milleti kendinden nefret ettirme değil, millete kendini sevdirme, kabul ettirme sanatırdı.

    “HER ŞEY İNSANDA BİTİYOR”

    Daha çok insana ulaşmak için sosyal medya gibi araçlar gelişmiş olabilir ama her şey insanda bitiyor. İnsanlara değerli olduklarını göstermek için doğrudan iletişime geçin, Sanal ortamda olmaz. 10 milyonu aşkın üyemizi nasıl çalıştıracağız? Bunun üzerinde duracağız. Biz milletimizin bize görev verdiği emanetçileriz. AK Parti her seçimi bir imtihan olarak görür. Kolay imtihan olmaz, sürekli bir imtihan içindeyiz.

    GÜYA MANŞETLERİNDE HABERCİLİK YAPIYORLAR AMA…

    Bir yandan terör örgütlerine karşı dimdik duranlar, diğer yandan terör örgütleriyle kolkola girenler var. Türkiye ekonomisini hedef alan yalan yanlış birçok şeyle saldırılarını sürüdüyor. Güya manşetlerde habercilik yapıyor. Ama aslında yaptığı tetikçiliktir. Güya 2019’da ekonomi kötüye gidecekmiş. Hayır, 2019’da ekonomik verilerin yine tahminlerin üzerinde olacak.

  • Ronaldo ve Paris Hilton’un koruması MHP’den aday oldu!

    AK Parti’nin 31 Mart yerel seçimleri için İzmir’in Narlıdere ilçesinde destekleyeceği MHP’nin adayı Süleyman Kocabıyık, oldukça renkli bir kişiliğe sahip. Spora ilgi duyan ve henüz 6 yaşındayken judo ile tanışan Süleyman Kocabıyık, daha sonra farklı branşlarla da ilgilenmeye başladı. Boks, kick boks ve wing tsun ile uzun yıllar ilgilenen Kocabıyık, Türkiye’de ünlü müzisyen Ceza ve besteci Mercan Dede gibi isimlerin korumalık görevini bir süre üstlendi. Türkiye’nin yanı sıra dünyaca ünlü starların da Türkiye’deki temasları esnasında korumalıklarını yapan Kocabıyık, şimdiyse belediye başkanlığı yarışı için seçim alanlarında. Ailesinde birçok kişinin de spora ilgi duyduğunu söyleyen Süleyman Kocabıyık, “Spor hayatına 6 yaşında judo ile başladım. 11 sene judo ile uğraştım. İkinci çocuğum doğunca bu sporu bıraktım. Bir süre sonra da wing tsun ile tanıştım ve anladım ki bana en uygun sistem bu. Bu alanda ilerlemeye kadar verdim. Çalışmalarım nedeniyle Türkiye’de ‘Sifu’ (büyük usta) unvanını alan en genç isimlerden biriyim” dedi.

    “KENDİME BİR YOL ÇİZMEYE KARAR VERDİM”

    Türkiye’de özel kuvvetler personelinin yanı sıra emniyet güçlerine de eğitimler verdiğini söyleyen Süleyman Kocabıyık; Paris Hilton, Kevin Costner ve Ronaldo gibi dünyaca ünlü isimlerin de Türkiye’deki temasları esnasında koruma görevini üstlendiğini belirtti. Kocabıyık, siyasete girme kararını ise şöyle açıkladı:

    “Hem sivillere hem de devlet memurlarına, emniyet personeline eğitimler verdim. Bir eğitimci bir siyasetçidir aynı zamanda. Eğitim de bir siyasettir. Biz on binlerce insana dokunuyoruz. Türkiye’nin 30 şehrinde seminerler verdim. İnsanlarla bire bir görüşüyorum. Yaptığım çalışmalar sonucunda gördüm ki insanların benden farklı beklentileri var. Bir yöneticilik vasfı da taşıdığımı düşünerek, insanların beklentilerine cevap verebilmek için kendime bir yol çizmeye karar verdim. Bunun da siyaset olduğunu düşündüm.”

    KOCABIYIK PROJELERİNİ ANLATTI

    Narlıdere’ye dair hayallerinin ve projelerinin olduğunu söyleyen Kocabıyık, şöyle dedi:

    “Doğduğum, büyüdüğüm topraklar olan Narlıdere’de birçok şeyin yapılamadığını gördüm. Yapılamayan birçok şeyi yapabileceğimi düşünerek, buna inanarak ve birçok kişinin de desteğini alarak siyasete girme kararı aldım. Siyasette beni en çok etkileyen isim MHP Narlıdere İlçe Başkanı Metin Keskin oldu. Narlıdere İzmir’in en büyük narenciye alanlarına sahip. Burada kırsalda kalkınma sağlayarak, esnafın da kalkınmasını sağlayabileceğimizi düşündük. Orada yaşayan herkes Narlıdere’nin yerel halkı. O insanlar kazanacak ki, insanlar kazansın. Esnaf kazanacak ki halk rahat etsin. Narlıdere’de hiçbir eğlence alanı yok. Hiçbir şekilde insanların sosyal yaşam alanı yok. Narlıdere’nin turizme açılması gerektiğini düşündüğümüz alanlarda büyük turizm tesisleri kuracağız ve istihdam yaratacağız.”

    “GENÇ NARLIDERE, GENÇ BAŞKAN”

    ‘Genç Narlıdere, genç başkan’ sloganı ile çalışmalara başlayan Kocabıyık, siyaset değil proje üretmeye geldiklerini kaydetti. Cumhur İttifakı çatısı altında olmaktan dolayı şeref duyduğunu söyleyen Kocabıyık, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan bir belediye başkan adayıyım. Her şeyden önce Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür etmek istiyorum. MHP’den beni belediye başkan adayı olarak görmek istemesi, onur ve gurur verici. Öte yandan devletin en büyüğü tarafından açıklanmam gerçekten şeref verici. En genç aday olmamın verdiği birçok avantaj var. Daha yenilikçi, daha atılgan olabiliyorum. Bunun bütün avantajlarını kullanarak en iyisini yapacağıma inanıyorum” diye konuştu.

    “EŞİMLE BİRLİKTE SEÇİM ALANLARINDA ÇALIŞACAĞIM”

    Mertcan (11), Eslem Aşina (6) ve Mirza (1) isimli 3 çocuk babası olan Süleyman Kocabıyık’ın muhasebeci eşi Esra Kocabıyık (32) da, eşinin kararını desteklediğini belirterek, “Kararını destekliyorum, her zaman eşimin yanındayım. İş hayatında da, spor hayatında da ve tabii ki siyasi hayatında da eşime desteğim tam. Hayatı paylaşmak adına eş oluyorsunuz. Eşinizi her konuda desteklemek durumundasınız. Ben şimdiye kadar yanlış bir şey yaptığını hiç düşünmedim. Eşimle birlikte sahada seçim çalışmalarına katılacağım” diye konuştu.