Kategori: Siyaset

  • Ticaret Bakanlığı 108 ülkede faaliyetlerini sürdürüyor

    Ticaret Bakanlığı 108 ülkede faaliyetlerini sürdürüyor

    Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 2000’li yılların başında 50 ülke ve 62 merkezde toplam 84 kadro ile temsil edilen yurt dışı teşkilatı, 2024 yılı itibarıyla 108 ülke ve 160 merkezde 223 ticaret müşaviri ve ataşesi ile faaliyetlerine devam ediyor. Ticaret müşavirleri ve ataşelerinin öncelikli görevleri arasında ihracatın geliştirilmesi, çeşitliliğinin artırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması yer alıyor. Bu yılın ocak-ağustos döneminde 137 bin 430 talebe yanıt vererek firmalara destek sağlayan yurt dışı teşkilatı, yerli ve yabancı muhataplarla 7 bin 816 toplantı gerçekleştirerek ticaret diplomasisi ve ticari bilgilendirme faaliyetleri yürüttü. Bunun yanı sıra ihracat desteklerine ilişkin 7 bin 613 belge incelemesi ve 772 yerinde inceleme gerçekleştirildi.

    Ticaret müşavirleri, elde ettikleri ticari bilgileri dijital platformlar aracılığıyla da iş dünyasına sunuyor. Bu bağlamda ‘Müşavire Danışın Uygulaması’, ‘Dış Talepler Bülteni’, ‘Dış Temsilcilikler Blog Uygulaması’ ve ‘Ticaret Müşavirlerimizle Elektronik Sohbetler’ etkinlikleri üzerinden firmalara yönelik bilgilendirme yapılıyor. ‘Müşavire Danışın’ uygulamasına kayıtlı aktif kullanıcı sayısı 52 bin 95’e ulaşırken, uygulama üzerinden firmalar 7/24 ticaret müşavirleri ve ataşelerine ulaşabiliyor. Aynı zamanda bu yıl içinde düzenlenen 14 çevrimiçi toplantıya yaklaşık 2 bin 800 firma temsilcisi katılım sağladı.

    Bakanlık ayrıca görevden dönen ticaret müşavirleri ile birebir görüşme etkinlikleri düzenliyor. Batı Akdeniz, Denizli, İstanbul Maden ve Metaller, Akdeniz, Orta Anadolu, Doğu Karadeniz İhracatçı Birlikleri ile Polatlı ve Kayseri Ticaret Odası iş birliğiyle düzenlenen etkinliklerin ardından eylül ayında Konya Ticaret Odası ile benzer bir etkinlik yapılması planlanıyor.

  • TBMM Başkanı Kurtulmuş, Putin ile görüştü

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, Putin ile görüştü

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Rusya’nın başkenti Moskova’da temaslarına devam ediyor. Bugünkü temasları kapsamında Rusya parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin ile bir araya gelen Kurtulmuş, daha sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Kurtulmuş, görüşmeye ilişkin paylaşımında, “Sayın Vladimir Putin’e, nazik kabulleri dolayısıyla teşekkür ediyor, ziyaretimizin Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesine vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Emine Erdoğan, Afrika kıtasının lezzetlerini New York’a taşıdı

    Emine Erdoğan, Afrika kıtasının lezzetlerini New York’a taşıdı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’ye gelen Emine Erdoğan, New York’taki Türkevi’nde düzenlenen “Afrika’nın Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni” ile “Afrika Yemek Kültürü” kitabının tanıtım programlarına ev sahipliği yaptı.

    Programa; Kosova Cumhurbaşkanı’nın eşi Prindon Sadriu, Mauritius Cumhurbaşkanı’nın eşi Sayukta Roopun, Fiji Cumhurbaşkanı’nın eşi Filomena Katonivere, İrlanda Cumhurbaşkanı’nın eşi Sabina Higgins, Botsvana Devlet Başkanı’nın eşi Neo Jane Masisi, Estonya Cumhurbaşkanı’nın eşi Sirje Karis, Nijerya Cumhurbaşkanı’nın eşi Oluremi Tinubu, Bulgaristan Cumhurbaşkanı’nın eşi Desislava Radeva, Surinam Cumhurbaşkanı’nın eşi Mellisa Santokhi, Gabon Cumhurbaşkanı’nın eşi Zita Nyangue Nguema, Gambiya Cumhurbaşkanı’nın eşi Fatounatta Bah-Barrow, Seyşeller Cumhurbaşkanı’nın eşi Linda Ramkalawan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın eşi Aygül Japarova, Guatemala Cumhurbaşkanı’nın eşi Lucrecia Peinado, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı’nın eşi Mirela Becirovic, AB Konseyi Başkanı’nın eşi Amelie Derbaudrenghien Michel, bakanlar, uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcileri ve medya kuruluşlarının yöneticileri katıldı.

    Misafirlerini tek tek karşılayan Emine Erdoğan, büyük bir ilgiyle ağırladığı devlet başkanı eşlerine Afrika’nın ünlü içeceklerinden Fas çayı ikram etti.Program kapsamında Afrikalı kadınlar tarafından üretilen geleneksel Afrika el sanatları ürünleri Türkevi’nde sergilenirken, Emine Erdoğan konuklarına ürünlerin arkasında yatan büyük emeği anlattı.
    Daha sonra programda bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Afrika’nın kültürel çeşitliliği ve doğal zenginliğiyle dünya üzerinde eşsiz bir konuma sahip olduğunu söyledi.
    Emine Erdoğan, 2 binin üzerinde farklı dili, etnik topluluğu ve 1 milyarı aşkın nüfusuyla Afrika’nın, insanlık ailesinin adeta renkli bir iz düşümü olduğunu ifade ederek, bilimsel araştırmalara göre kıtanın, neredeyse dünyanın tamamındaki kadar genetik çeşitliliğe sahip olduğunu dile getirdi.
    Afrika kıtasına daha önce yaptığı ziyaretlerde en çok kıtanın olağanüstü çeşitliliğinden etkilendiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Göz kamaştıran bir tabloyu andıran kıtanın dinamizmi, mutfağından giyimine kültürünün her katmanında kendisini gösteriyor. Afrika’nın kendine has mutfak kültürüyse başlı başına dikkate değer bir hazine olarak karşımıza çıkıyor. Sofra, Türkiye’de ve dünyanın değişik kültürlerinde olduğu gibi Afrika kıtasında da farklılıkları ahenkle bir araya getiren muhabbet ve afiyet noktası mahiyetinde. Hayattaki acı-tatlı birçok tecrübede, sunduğu birliktelik ile insanın zorlukla baş etme gücünü artırıyor” diye konuştu.
    Masa etrafında paylaşılan yemekle birlikte mutluluğun da çoğaldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, “Afrika sofrasına misafir olduğunuzda, sunumundan pişirme tekniğine kadar her aşamasına sirayet etmiş eşsiz bir renklilikle karşılaşıyorsunuz. Envai çeşit besleyici yerel ürünler, lezzeti artıran pişirme usulleri ve ruhu besleyen sunum çeşitleriyle her lokma sizi çok yönlü yolculuğa çıkarıyor. Bu edindiğiniz tecrübe o kadar özel hissettiriyor ki içinizde asırlara uzanan lezzetleri, hikayeleri ile birlikte sevdiklerinize ve çevrenize anlatma isteği uyandırıyor. İşte bu istek, 2018 yılında ‘Afrika Yemek Kültürü’ kitabı etrafında bizleri buluşturdu” ifadelerini kullandı.

    “Osmanlı mutfağının pişirme teknikleri ve şifa reçeteleri de Afrika lezzetlerini etkiledi”

    Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Afrika Kültür Evi Derneği öncülüğünde, Afrikalı Misyon Şefleri Eşleri Derneği AŞOM’un katkılarıyla ‘Afrika Yemek Kültürü’ kitabının ilk baskısını 2019 yılında çıkardıklarını belirtti.
    Bu baskıda, kıtanın 5 farklı bölgesinden 58 özgün yemek tarifine yer verdiklerini dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
    “Bugün tanıttığımız yeni genişletilmiş versiyonunda ise tarif sayısını neredeyse iki katına çıkartarak 110’a yükselttik. Geleneksel reçeteleri, ardındaki insani birikimle ortaya koyarak, kitabın içeriğini daha da zenginleştirdik. Bu süreçte Osmanlı mutfağının pişirme teknikleri ve şifa reçetelerinin de Afrika lezzetlerini etkilediğini gördüm. Kitaptaki tarifler, yerel formüllere ek olarak Akdeniz havzasının damak tadını, Arap ve Hint etkileriyle zenginleştiren muazzam bir sentezi ortaya koyuyor. Bu süreçte dikkatimi çeken bir diğer konu ise Afrika mutfağı reçetelerinin Türk mutfağında olduğu gibi israfa karşı hassasiyet ile oluşturulmuş olmasıydı. Küresel gıda israfının 1 milyar doları aşarak alarm verdiği bir dönemde, kültürel öğretileriyle bağını koparmamış ülkelerin bilgi ve tecrübesi daha da önem kazanıyor. Bir Afrika atasözünün vurguladığı gibi, ‘Köklerin derindeyse rüzgardan korkmana gerek yok.’ Köklerimizle kurduğumuz bağları geliştirdikçe, modern sınamaların sert rüzgarlarının yıkamayacağı bir güce ulaşacağımıza inanıyorum.”

    “Kazancın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz”

    Programda Afrika mutfağının renklerini, tatlarını ve hikayelerini kutlarken, bütün bu kültürel mirası hep birlikte kucaklamayı, korumayı ve geleceğe aktarmayı hedeflediklerinin altını çizen Emine Erdoğan, “Aynı yeryüzünü paylaşan, aynı insanlık ailesine mensup bizler için, kazancın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla, biliyoruz ki Afrika’nın geride kalması, tüm dünyanın kıtanın gerçek potansiyelinden mahrum kalması demektir. Gelin, Afrika’nın tüm kaynakları ve insanlarıyla, adil bir düzende kendi potansiyelini gerçekleştirebildiği bir dünya hayal edelim. Bu dünya size de şu an içinde olduğumuz dünyadan daha parlak, daha güçlü, daha umut verici gelmiyor mu” dedi.
    Emine Erdoğan, 2017 yılında kurdukları Afrika Kültür Evi Derneği’nin de böylesi bir dünya hayalinin ürünü olduğunu belirterek, “Bugün derneğin, ülkemizdeki Afrikalı kardeşlerimiz için cazip bir buluşma noktası ve Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkileri güçlendirmek için güvenli bir zemin haline gelmesinden mutluluk duyuyorum. Afrika Birliği ile bu sene New York’ta imzalanan Mutabakat Zaptı’nın, derneğimizin bölge ülkeleriyle yakın temaslar kurması için güzel bir vesile olmasını diliyorum” temennisinde bulundu.

    Yemek kültürü kitabı ve Afrika Kültür Evi Derneği’nin çalışmalarına desteklerini esirgemeyen ve bugünkü programa katılan Afrika ülkelerinin liderlerinin eşlerine şükranlarını sunan Emine Erdoğan, Afrika’nın Türkiye’deki büyükelçiliklerine ve büyükelçi eşleri ile Türkiye’nin Afrika’daki misyonlarında görevli temsilcilere, akademisyenlere ve alanında uzman şeflere teşekkür etti.
    Konuşmanın ardından devlet başkanı eşlerinin katılımıyla aile fotoğrafı çekildi. Katılımcılar, canlı Afrika müzikleri eşliğinde “Afrika Yemek Kültürü” kitabından reçetelerinin sunulduğu geleneksel Afrika lezzetlerinin ikram edildiği programda keyifli vakit geçirdi.

    Programın ardından Nijerya Cumhurbaşkanı’nın eşi Oluremi Tinubu, BM 78. Genel Kurulu’nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzaladı.

  • Emine Erdoğan, M’jid ile görüştü

    Emine Erdoğan, M’jid ile görüştü

    Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Emine Erdoğan ile Najat Maalla M’jid New York’taki Türkevi’nde bir araya geldi.
    Görüşmede, M’jid, 2012 yılında Türkiye’de aile bakımından yoksun her çocuğa sevgi dolu bir yuvanın verilmesi hedefiyle hayata geçirilmesini sağladığı Gönül Elçileri Projesi kapsamında yürüttüğü çalışmalardan dolayı Emine Erdoğan’ı tebrik ettiği belirtildi.

    M’jid’in, Gönül Elçileri projesininülke çapında yaygınlaştırılmasının çok kıymetli olduğuna ve çocukları bakım kurumlarına yönlendirmek yerine aileye kazandırmanın katkılarına değindiği öğrenildi.
    Emine Erdoğan’ın kız çocuklarının güçlendirilmesi başta olmak üzere, aile ve eğitim alanında çeşitli projeler yürüttüğünü takip ettiği ifade ettiği kaydedildi.
    Ayrıca, Türkiye’nin göçmenler konusunda ortaya koyduğu üstün çabaları takdirle karşıladıklarını belirten M’jid’in, Türkiye’nin çocukların tüm ihtiyaçlarını karşılıyor olmasının çok değerli olduğunu ifade ettiği belirtildi.
    – M’jid, Gönül Elçileri Projesi’nin küresel çapta yaygınlaşmasının önemine vurgu yaptı
    Emine Erdoğan’ın Gönül Elçileri Projesi’ni çok yakından takip ettiğini ifade eden M’jid’in, görevi gereği dünyadaki iyi örnekleri toplayıp yaygınlaştırmaya çalıştığını, bu projenin küresel düzeyde yayılmasını çok önemsediğini vurguladığı kaydedildi.

    Emine Erdoğan’ın Gazze konusunda yaptığı çalışmalarının ele alındığı görüşmeye, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın da katıldığı öğrenildi.

    Görüşmede, son günlerde yoğun bombardıman altında birçok can kaybı ve yıkımın yaşandığı Lübnan’daki ve savaşın hüküm sürdüğü tüm bölgelerdeki çocukların durumunun da konuşulduğu belirtildi.
    Görüşmenin ardından BM Genel Sekreteri Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M’jid, BM 78. Genel Kurulu’nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzaladı.

    Emine Erdoğan, görüşmenin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:
    “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M’jid ile Türkevi’nde bir araya geldik.
    Geçmişten günümüze ülkemizde çocuklar için yürütülen bilhassa kız çocuklarımızın eğitimine yönelik hayata geçirilen projeleri anlattım.
    Gazze’de şimdi de Lübnan’da yaşanan İsrail bombardımanlarında ve savaşın hüküm sürdüğü tüm bölgelerde çocukların maruz bırakıldığı acı durumu ele aldık.
    Ortak temennimiz bilhassa çocukların sağlığı, güvenliği ve huzuru için barışın acilen tesis edilmesi yönünde.
    Küreselleşme yolunda ilk adımlarını atan Gönül Elçileri projemize dair birikim ve tecrübelerimizi paylaştım.
    Ortak çalışma alanlarımız hakkında fikir alışverişinde bulunduk.
    Bu vesileyle Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzalayarak gelecek nesillerimiz adına önemli bir söz veren Sayın M’jid’e, gönülden teşekkür ediyorum.”

  • Emine Erdoğan, Malcolm X’in kızı ile görüştü

    Emine Erdoğan, Malcolm X’in kızı ile görüştü

    Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına göre, New York’taki Türkevi’nde gerçekleşen görüşmede, Emine Erdoğan, tüm programlarına katılım sağlayan Shabazz’a, babası Malcolm X’in özgürlük, eşitlik ve adalet için verdiği mücadelenin, tüm dünyada haksızlığa karşı mücadelelere ilham kaynağı olduğunu söyledi.

    Görüşmede, Malcolm X’in mücadelesi ile Türkiye’de Şule Yüksel Şenler’in insan hakları ve adalet mücadelesinin benzerlik taşıdığı da konuşuldu. Şenler’in adını yaşatmak üzere kurulmuş vakıfla ortak çalışmalar yürütülmesi konusu ele alındı.

    Emine Erdoğan, görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere ver verdi:
    “Amerika tarihinde ırkçılıkla mücadelenin sembol ismi olan Malcolm X’in değerli kızı Ilyasah Shabazz ile Türkevi’nde bir araya geldik. Başkanlığını yürüttüğü Malcolm X ve Dr. Betty Shabazz Anıtı ve Eğitim Merkezi’nin çalışmalarını ele aldık. Merkezin, Şule Yüksel Şenler Vakfı ile ortak işbirliği alanları hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Malcolm X ile Şule Yüksel Şenler gibi iki mücadeleci ruhun dünyanın her yerinde gençlere rehber olmaya devam etmesini temenni ediyorum.”

  • Slovakya Başbakanı mermi ile tehdit edildi

    Slovakya Başbakanı mermi ile tehdit edildi

    Slovakya Başbakanı Robert Fico, ağır yaralandığı silahlı suikast girişiminden yaklaşık 5 ay sonra tehdit edildi. Slovakya hükümeti, sabah saatlerinde yaptığı açıklamada Başbakan Fico’ya kimliği belirsiz bir gönderici tarafından mermi bulunan bir zarf gönderildiğini duyurdu. Açıklamada, “Slovakya Başbakanı’na hitaben yazılmış, içinde mermi bulunan bir zarfın bugün hükümet ofisine teslim edildiğini teyit ediyoruz” denildi. Slovak hükümetinin basın birimi olaya ilişkin polis tarafından incelenme başlatıldığını duyurdu.

    15 Mayıs’ta ülkenin batısındaki Handlova kasabasında gerçekleştirilen bir hükümet toplantısı sonrasında yaşanan suikast girişiminde yakın mesafeden 4 yerinden yaralanan ve hayati tehlike atlatan Fico, uzun süren ameliyatlar geçirmiş ve haftalarca tedavi altında kalmıştı. 59 yaşındaki siyasetçi, saldırıya uğrama sebebini Ukrayna konusunda Avrupa’daki ana akım siyasete zıt bir görüş benimsemesi olduğunu söylemişti. Suikast girişiminin faili de, saldırıyı hükümetin politikalarına karşı olduğu için gerçekleştirdiğini açıklamıştı.

    Slovakya Başbakanı Fico, Ukrayna’ya askeri yardımlara karşı çıktığı ve Rusya ile ilişkileri kesmeyi reddettiği için Avrupalı liderler tarafından en çok eleştirilen siyasetçiler arasında yer alıyor.

  • TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan açıklama

    TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan açıklama

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Genel Kurulu’nun yeni yasama dönemi açılış toplantısında senatörlere hitap etti. Bir dönem daha Rusya Federal Meclisi Federasyon Konseyi Başkanı olarak seçilen Valentina Matviyenko’ya başarılar dileyen Kurtulmuş, seçildikten birkaç dakika sonra salonda bulunarak tebrik etmesinin de önemli bir tesadüf olduğuna işaret etti.
    Türkiye ile Rusya arasında özellikle son dönemlerde fevkalade ciddi ve önemli ilişkiler geliştiğini belirten Kurtulmuş, Türkiye ve Rusya’nın, tarihî olarak aynı bölgenin iki büyük tarihî mirasına sahip milleti, aynı coğrafyada stratejik önemi haiz iki ülke ve gelecek dönemde dünyanın birçok meselesine, zaman zaman farklılar yaşansa da ortak bakış açılarına sahip iki stratejik ortak olarak ilişkilerini fevkalade ciddi şekilde geliştirdiklerini söyledi. Kurtulmuş, “Bu ilişkilerin olumlu bir seyir izlemesinde, iki ülkenin vizyoner liderleri Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Vladimir Putin’in dostane ilişkiler kurma, yakın çalışma konusundaki samimi arzularının da fevkalade büyük katkısı olduğunu ifade etmek isterim. Ayrıca bizim bu ziyaretimizin, iki ülkenin parlamentoları arasında parlamenter diplomasinin imkanlarını kullanarak ilişkilerin geliştirilmesi bakımından da değerli bir katkı sunacağına yürekten inanıyorum” diye konuştu.
    Dünyanın çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı, yeniden oluşların yaşandığı, dünya sisteminin önemli değişimleri yaşadığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Kurtulmuş, bu sorunların hepsine barış, güvenlik, istikrar ve kalkınma perspektifiyle birtakım çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı. Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin, barışı, güvenliği, istikrarı ve kalkınmayı, uluslararası ilişkilerde de önemli bir hedef olarak belirlediğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yaşadığımız dönem, hiç şüphesiz tarihi bir gelişmeye şahitlik etmektedir. Nasıl 1990’ların başında Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla iki kutuplu dünya sistemi geride kaldı, 45-90 arasında devam eden o soğuk savaş dönemi sona erdiyse, ABD’nin Afganistan’dan hızlı bir şekilde çekilmesiyle birlikte yeni bir dönem de başlamıştır. Bu dönemin en önemli özelliği çok kutupluluktur. Türkiye olarak çok kutuplu yeni dünyanın kuruluşunda bölgesel ve küresel yeni güç denklemlerinin kurulmakta olduğuna, bu güç denklemlerinde barış ve istikrar eksenli yeni yaklaşımların gerçekleştirilmesi gerektiğine inanan bir ülkeyiz.”

    “BRICS, yeni bir barış perspektifine sahip olmak bakımından çok değerli bir enstrüman”

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, BRICS toplantısının ekim ayında Kazan’da gerçekleştirileceğini hatırlatarak, “BRICS toplantısının bu çok kutuplu dünya düzeninde, kurulmakta olan yeni düzende önemli bir adım olduğunu görüyoruz ve Türkiye olarak BRICS’in yeni bir barış perspektifine sahip olmak bakımından çok değerli bir enstrüman olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede Türkiye’nin BRICS’e üyeliği, Türkiye’nin mevcut üyeliklerine bir alternatif, onların karşısında bir teşebbüs değil, tam tersine Türkiye’nin dış politikadaki gücünü artıracak yeni bir argüman, yeni bir enstrüman olarak telakki edilmektedir” dedi.

    “Rusya’nın içinde olmadığı hiçbir barış müzakeresi sonuç alamaz”

    Kurtulmuş, uzun bir süredir Rusya-Ukrayna arasında devam eden krizin, artık sadece iki ülke arasındaki bir kriz değil bölgesel ve küresel çatışma potansiyeli taşıyan önemli bir sorun haline geldiğini ifade etti. Türkiye’nin başından itibaren bu meselenin barışçıl yollarla çözülebilmesi için her platformda inisiyatif almayı uygun gördüğünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile işbirliği içerisinde önemli barış yaklaşımında olduklarını söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
    “Hepinizin bildiği gibi Dolmabahçe’de neredeyse iki ülke son imzaları atarak barışı gerçekleştirme noktasına gelmişti. Ancak bu krizin devam etmesinden medet umanlar, bu krizin devam etmesini kendi milli menfaatleri için uygun bulanlar bu savaşın bitirilmesini istemediler. Ümit ederiz ki en kısa zamanda yeniden bir barış masası kurulur. Türkiye olarak her platformda dile getirdiğimiz bir konuyu burada da ifade etmek isterim, Rusya’nın içinde olmadığı hiçbir barış müzakeresinin sonuç alması mümkün değildir. Dolayısıyla bu krizin taraflarından birisi olan Rusya’nın da barış masasında oturması, barışın sağlanabilmesi için önemli yaklaşımlardan birisi olacaktır.”

    “İsrail hükümetine artık ‘dur’ deme vakti gelmiştir”

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye ve Rusya’nın ortak yaklaşımlara sahip olduğu ve bir yıldır devam eden Gazze’deki olayların herkesi yürekten sarstığını dile getirdi. Bu konuda bütün insanlığın büyük bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bu süre içerisinde Batı dünyasının, İsrail’in saldırganlığına sonuna kadar destek verdiğini ve uluslararası standartların hemen hepsinin ayaklar altına aldığı bu soykırım karşısında sessiz, hatta teşvikkar davrandığını biliyoruz. Bu, insanlık adına işlenmiş büyük bir suçtur. Gazze’de masum insanların kanının akmasına karşı çıkmak ve İsrail’in saldırgan hükümetini, yaklaşımlarını durdurmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
    Rusya-Ukrayna arasındaki krizin gelişme ve yayılma potansiyeli taşıması gibi İsrail’in sadece Gazze’de değil Batı Şeria’da da sürdürdüğü bu insanlık suçları ve katliam politikasının da yayılma potansiyeli seyrettiğine işaret eden Kurtulmuş, “En son Lübnan’da sivil insanlara karşı işlenen suç, insanlığın artık hayal bile edemeyeceği noktadır. Bu siber suçlar, İsrail’in suç defterini iyice kabartmış ve bardak taşmıştır. Bir an evvel bütün ülkelerin, Ortadoğu’da barışın sağlanabilmesi için, BM kararlarını hiçe sayan, Uluslararası Adalet Divanı kararlarını hiçe sayan, ‘Ben uluslararası adaleti takmıyorum, tanımıyorum.’ diyen bu İsrail hükümetine artık ‘dur’ deme vakti gelmiştir. Bu sadece Filistinlilerin meselesi değil, mazlumlardan, haktan, adaletten yana olan herkesin ortak sorumluluğudur” dedi.

    “Uluslararası Adalet Divanında Türkiye olarak biz de müdahil olduk”

    Numan Kurtulmuş, Türkiye ile Rusya arasında Filistin meselesinin çözümünde ortak yaklaşımlar olduğunu görmekten duyduğu memnuniyeti de dile getirerek, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın, Rusya ziyaretinin hemen ardından Türkiye’ye geldiğini ve TBMM Genel Kuruluna hitap ettiğini hatırlattı.
    Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanına başvurusuyla hem İsrail hem de Filistin davası için yeni bir dönemin başladığını, bundan sonra hiçbir şeyin İsrail için eskisi gibi olmayacağını vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “İsrail hükümeti ve bu savaş suçlarının talimatını verenler, başta Netanyahu olmak üzere gerekli bütün cezaları alacak ve uluslararası mahkemelerde yargılanacaklardır. Uluslararası Adalet Divanında Türkiye olarak biz de müdahil olduk ve bunun sonuçlarını bekliyoruz. Netanyahu ve çetesinin işlediği bu insanlık suçları için mutlaka hesap verilecek ve insanlık adına bunun hesabı sorulacaktır. Bundan sonra uzun dönemli bir mücadele Filistin davası için başlıyor. Başkenti Doğu Kudüs olan, tam manasıyla egemen, özgür ve gerçekten egemenlik haklarını sonuna kadar kullanan bir Filistin devleti mutlaka kurulacak ve insanlık tarafından tanınacaktır. Aynı şekilde 1967 sınırlarındaki bu devletin içerisinde halen günbegün sürdürülen işgal sona erdirilecek ve işgalci unsurlar Filistin topraklarından sökülüp atılacaktır. Bu çerçevede bölgemizde yaşanan ve küresel potansiyeli olan bu sorunu çözmek için de büyük gücümüzle hep birlikte çalışacağız.”

    “Rusya’ya uygulanan tek taraflı ve haksız yaptırımları kabul etmiyoruz”

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin sürdürülmesinde parlamentolara büyük sorumluluklar düştüğüne işaret ederek, her iki ülkenin lideri tarafından 100 milyar dolar olarak belirlenen ikili ticaret hacminin, bazı tek taraflı yaptırımlar dolayısıyla istenilen seviyede seyretmemekle beraber yakın zamanda gerçekleşeceğini belirtti.
    Rusya’ya karşı uygulanan tek taraflı ve haksız yaptırımları kabul etmediklerini bildiren Kurtulmuş, Ankara’dan Moskova’ya 2,5 saatte ulaşabilecekken, Karadeniz’i dolaşarak Kafkasya üzerinden 4 saatten uzun bir sürede Moskova’ya geldiklerini anlattı. Kurtulmuş, “Bu, Avrupa hava sahasının kapalı olması, yaptırımlar dolayısıyla bizim de ödediğimiz bir bedeldi. Bunu doğru bulmadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ayrıca insanlık tarihi göstermiştir ki bu tek taraflı yaptırımların hiçbiri, beklenen hedeflere asla ulaşmamıştır. Çünkü yaptırımlar siyasi mahiyette olsa bile bedelini halklar ödemektedir. Bu yatırımların sonunda da birtakım alternatif yollarla buradan çıkışların bulunduğu ortadadır. Rusya’nın da başta finans alanındaki yaptırımlar olmak üzere, bu yaptırımlara alternatif çözümler bulacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.
    Numan Kurtulmuş, iki ülke arasında sadece ticaret değil, enerji, savunma ve turizm alanlarındaki ilişkilerin artarak devam edeceğini dile getirerek, ilişkilerin geliştirilmesinin önemine dikkati çekti.

    “Bu sistem böyle devam etmez”

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, dünyadaki bütün gelişmelerin, barıştan, insaftan, insanlıktan, vicdandan yana olan geniş kitliler için önemli bir sorumluluğu ortaya koyduğunu söyledi.
    Bunun da dünyada yeni ve hakkaniyetli bir sistemin kurulması için gayret sarf etmek olduğunu dile getiren Kurtulmuş, vicdan ve insaf sahibi siyasetçilere düşenin, böyle bir sistemin kurulabilmesi için ellerinden gelen güçle mücadele etmeleri olduğunu belirtti. Kurtulmuş, şunları kaydetti:
    “Bugünkü küresel sistem, hiçbir kurum ve kuruluşuyla dünyayı taşıyamamaktadır. Biz istesek de bu sistem böyle devam etmez. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, dünyadaki bütün uluslararası kurum ve kuruluşların yeniden dizayn edilmesi, bu çok taraflı dünya sisteminin gereklerine uygun bir şekilde yeniden fonksiyonlarla donatılması dünya barışı için kaçınılmaz bir vazifedir. Bu vazifeyi hep beraber ve çalışarak yerine getirmek için gayretli mücadele edeceğiz. Dünyanın sadece siyasette bir küresel mimariye ihtiyacı yoktur, aynı zamanda bunun dışında yeni bir küresel finansal sisteme ihtiyacı olduğu aşikardır. Bütün bu siyasi, sosyal ve ekonomik konularda, iki dost, stratejik müttefik, komşu, tarihî olarak benzerlikleri olan, hele hele toplum yapıları itibarıyla ciddi benzerlikleri olan, örneğin geleneksel değerlere ve aile değerlerine fevkalade önem atfeden iki ülkenin parlamentoları olarak bütün bu siyasi programlarda beraber çalışma becerisini kazanmalı, Türkiye-Rusya arasındaki ilişkileri geliştirerek, iki ülkenin ekseninde bu coğrafyada barış, birlik beraberlik ve kalkınmanın temin edilmesi için hep beraber gayret etmeliyiz”
    TBMM Başkanı Kurtulmuş, kendisine bu önemli fırsatı tanıdığı için Rusya Federal Meclisi Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko’ya, Konsey yöneticileri, senatörler ile kendilerine ev sahipliği gösterenlere teşekkür ederek, “Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilerin dostane bir şekilde ilelebet devam etmesini temenni ediyorum” diye konuştu.
    TBMM Başkanı Kurtulmuş’un konuşmasını, Genel Kurul’daki senatörler tarafından ayakta alkışlandı.

     

  • Yaşar Güler Şırnak’ta Kürtçe şarkılarla ile karşılandı

    Yaşar Güler Şırnak’ta Kürtçe şarkılarla ile karşılandı

    Program kapsamında Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, AK Parti İl Başkanlığında partililer ile yapılan istişare toplantısının ardından bir otelde basın açıklaması düzenledi. Bakan Güler yaptığı açıklamada, “Şırnak, birçok alanda sahip olduğu imkanları, yetenekleri ve zenginlikleriyle ülkemizin en mümtaz şehirlerinden biridir. Tüm bu güzelliklerine rağmen Şırnak, maalesef yıllarca terörden çok çekti, bölgenin gelişimi yavaş kaldı, gerçek potansiyelini bir türlü gösteremedi. Ancak, kahraman Mehmetçiğimizin, güvenlik kuvvetlerimizin, güvenlik korucularımız ile hepsinden önemlisi, siz Şırnaklı kardeşlerimin fedakarlık ve özverisiyle terörle mücadelede büyük başarılar elde edildi. Bölgede güvenlik ve huzurun sağlanmasıyla yatırımlar ve refah da artmaya başladı. Devletimiz; tüm kurum ve kuruluşlarıyla terörün izlerinin bölgeden silinmesi; bu güzel toprakların bir an önce kalkınması için var gücüyle çalışıyor” dedi.

    Cumhuriyet tarihinin en büyük petrol keşfi Şırnak’ta

    Şırnak’ta Cumhuriyet tarihinin en büyük petrol keşfinin yapıldığını ve keşif yapılan petrolün üretimi ile birlikte Türkiye’de petrol üretiminin yüzde 40’ından fazlasının Şırnak’ta üretildiğini belirten Bakan Güler, “Ulaştırmadan sağlığa, eğitimden spora, tarımdan hayvancılığa, çevre-şehircilikten turizme kadar her alanda büyük yatırımlar ve projeler hayata geçiriliyor ve Şırnak her geçen gün daha da gelişiyor. Artık Gabar ve Kato Dağları, terörle değil, petrolle anılıyor. Yeni petrol sahaları keşfediliyor ve petrol üretimi artıyor. Cumhuriyet tarihimizin en büyük petrol keşfinin Şırnak’ta yapılması bizler için ayrıca gurur vericidir. Şu anda günlük 100 bin varil üretim hedefiyle Şırnak, petrolün başkenti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Nitekim, Türkiye’deki günlük petrol üretiminin yüzde 40’tan fazlası Gabar’da gerçekleştiriliyor. Hiç şüpheniz olmasın ki Şırnak, petrolle kalkınacak ve bölgenin yıldızı olacaktır. Bunun yanı sıra enerji alanında yatırımlar devam ediyor” diye konuştu.

    “Habur Sınır Kapısı önemli bir gelir kaynağı”

    Şırnak’ın Silopi ilçesinde bulunan Habur Sınır Kapısının Türkiye için önemli bir gelir kapısı olduğunu belirten Bakan Güler, “Şırnak, bölgesel ticarette de bir köprü vazifesi görmekte. Silopi’deki Habur Sınır Kapısı, ülkemizin Irak’a ve Ortadoğu’ya açılan bir sınır kapısı olması nedeniyle önemli bir gelir kaynağı. Şu anda da Şırnak’ın ilçeler ve çevre illerle bağlantı yollarının yapımı devam ediyor. Tarım ve hayvancılıkta ise şehrin sahip olduğu büyük potansiyeli ortaya koyabilmesi için sulama ve hibe desteği başta olmak üzere çiftçilerimize önemli destekler sağlanarak bu alanda tam kalkınma hedefleniyor. Özellikle yer fıstığı üretiminde Şırnak, son yılların parlayan yıldızı konumunda. Bu konuda İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz gerekli destekleri sağlıyor. Çiftçilerimizin üretimine katkıda bulunmak ve tarımsal verimliliği artırmak maksadıyla suya erişimle ilgili çalışmalar, belde ve köylerde sürdürülüyor” şeklinde konuştu.

    “Şırnak her alanda değişiyor, dönüşüyor ve gelişiyor”

    Şırnak’ta sağlanan huzur ve güven ortamı ile birlikte her alanda önemli değişimler ve gelişimler yaşadığını belirten Bakan Güler, “Şırnak, her alanda belirgin bir şekilde değişim ve dönüşüm yaşıyor, sürekli olarak gelişiyor. Sağlanan huzur ve istikrar ile her geçen gün büyüyen Şırnak’a daha güzel hizmetleri de getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bunun için hem yerel yönetim hem de merkezi hükümet olarak; artan bir şevk ve gayretle Şırnak’ımızı daha da geliştirmek düsturuyla hizmetlerimize devam edeceğiz. Burada bir hususu özellikle hatırlatmak isterim ki, Şırnak eskiden de vardı. Ama böylesine gelişmiş değildi, bu şekilde bir cazibe merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlemiyordu. Çok şükür, şanlı ecdadımızdan, atalarımızdan bizlere yadigar kalan, her şeyi ile mükemmel bu müstesna şehir, artık terör örgütlerinin tasallut olduğu değil, birbirinden değerli özelliklerini ortaya koyan bir yer haline geldi. Çok kıymetli ve her şeyin en güzeline layık Şırnaklı hemşehrilerimin hayatlarını huzurlu ve en müreffeh bir şekilde sürdüreceği bir iklimin sağlanması, elde ettiğimiz paha biçilmez bir kazanımdır. Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihi dönemde ve “Türkiye Yüzyılı” hedeflerimiz doğrultusunda, Şırnak’ı daha müreffeh, daha gelişmiş bir seviyeye çıkartmak için çalışmalarımıza azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Şırnak’ın sahip olduğu yüksek potansiyel, çalışkan ve genç insan kaynağı, en önemlisi de teröre ve destekçilerine karşı gösterilen birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu, elde edeceğimiz başarıların yegane dayanağıdır. Bu konuda gece gündüz çalışan vekilimize, bugüne kadar görev yapan valilerimize, yeni valimize, belediye başkanımıza, il başkanımıza ve daha iyi bir Şırnak için gayret gösteren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Milli Savuna Bakanı Yaşar Güler’e, Bakan Yardımcıları Şuay Alpay, Bilal Durdalı, AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, Şırnak Milletvekili Aslan Tatar, Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka eşlik etti.

  • Bakan Güler, sınır ötesindeki komutanlarla görüştü

    Bakan Güler, sınır ötesindeki komutanlarla görüştü

    Şırnak’taki 23’üncü Piyade Tümen Komutanlığında inceleme ve denetlemelerde bulunan Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, sınır ötesinde görev yapan birlik komutanlarıyla video konferans toplantısı gerçekleştirdi. Terörle mücadeledeki son duruma ilişkin bilgi alan Bakan Yaşar Güler yapılacak çalışmalara ilişkin talimatlar verdi.

    Toplantıda Bakan Yardımcıları Şuay Alpay ile Bilal Durdalı da yer aldı.

  • İrfan Uzun’dan hesap sorma vaadi

    İrfan Uzun’dan hesap sorma vaadi

    İrfan Uzun yaptığı açıklamada:” Türkiye’nin üzerine karanlık bir perde gibi inen ekonomik, çevresel ve yönetimsel hatalara artık “dur” demenin zamanı geldi. 20 yıllık AK Parti iktidarı boyunca, tarımımızdan sanayimize, finansal güvenliğimizden çevre politikalarımıza kadar her alanda plansız, yetersiz ve halkı hiçe sayan uygulamalarla ülke kaynakları heba edilmiştir. Biz, Adalet Birlik Partisi olarak bu hataların hesabını soracağız!

    “ÇEVRE POLİTİKALARI”

    Sera Gazı Emisyon Raporları mı sıkılaştırıldı? Bunu çevreyi koruma çabası olarak mı sunuyorsunuz? Peki yıllarca zeytinlikleri, ormanları talan eden projeler, madencilik adı altında doğayı katleden girişimler ne olacak? Çevre koruma politikaları ancak kamu yararına ve halkın çıkarına olduğunda anlam kazanır, rant projelerine değil!

    “BANKACILIK SEKTÖRÜNDE MÜDAHALE”

    BDDK kararlarıyla bankacılık sektörüne müdahale ediliyor, denetimler artırılıyor deniyor. Yıllardır halkın parasını banka kredileri üzerinden çarçur eden, finansal sistemi adeta kumar masasına çeviren bu yapının mimarı kim? Enflasyonun altında ezilen halk, borç batağına sürüklenen esnaf, üretim kapasitesini kaybeden sanayicilerimiz… Bu kararlar günü kurtarma politikasından öteye geçmiyor.

    “EKONOMİK ÇIKMAZ”

    Devlet iç borçlanma senetleriyle Türkiye’nin borç yükü her geçen gün artarken, ülkemiz ekonomisi çıkmaza sürükleniyor. Bu yanlış ekonomi politikalarının faturasını millet ödüyor! Adalet Birlik Partisi olarak biz, ülkenin kaynaklarını dış borçla değil, yerli üretimi destekleyerek ayağa kaldıracağız.

    “HALKIMIZIN YANINDAYIZ”

    Biz halkımızın yanındayız, bu ülkenin değerlerini korumak ve adaleti sağlamak için buradayız!” ifadelerini kullandı.