Kategori: Siyaset

  • Emine Erdoğan’dan Sıfır Atık paylaşımı

    Emine Erdoğan’dan Sıfır Atık paylaşımı

    Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından “#DünyaOrtakEvimiz” etiketiyle yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
    “Dünyamızın geleceği, atacağımız her adımda saklı. Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzalayarak ülkelerinde sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştırma sözü veren Guatemala Devlet Başkanı’nın Eşi Lucrecia Peinado’ya, Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Başkanı’nın Eşi Mirela Becirovic’e, Kosova Devlet Başkanı’nın Eşi Prindon Sadriu’ya teşekkür ediyorum. Değerli lider eşlerinin, ortak geleceğimiz için gösterdikleri bu duyarlılığın yalnızca bugünü değil, yarınlarımızı da kurtaracağına yürekten inanıyorum.”

    Erdoğan, paylaşımında Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nın imzalandığı anlara ait fotoğraflara da yer verdi.

  • ”CHP’li yöneticiler eş dost yerleştirdi”

    ”CHP’li yöneticiler eş dost yerleştirdi”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ, çeşitli programlara katılmak ve temaslarda bulunmak üzere bulunduğu Kilis’te AK Parti Teşkilatı ile buluştu. Dağ, partililerle düzenlenen programda önemli açıklamalarda bulundu.
    Kilis’te partililerle bir araya geldiği programda önemli açıklamalarda bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ, “Milletimizin bağrında filizlenen AK Parti’miz, 23 yaşında genç, dinamik bir siyasi partidir. Bu sürecin 22 senesi ise iktidarda geçmiş, bu süreç partimize gençlik kadar tecrübe de katmıştır. Bu enerji ve dinamizmle önümüzdeki kongre sürecinde 81 ilimizi, ülkemizin her bir noktasındaki ilçelerimizi karış karış gezerek 85 milyonun sesine kulak vereceğiz. Hangi şartlar altında nereden nereye geldiğimizi, bugünü ve yarına dair hayallerimizi hep birlikte konuşup, istişare edeceğiz. AK Parti’nin hizmet siyasetine gölge düşürmeye çalışanlar, bugün icraat ve hizmet adına bir taş üstüne taş koymadı” dedi.

    “CHP’li yönetimler eş ve dostlarını belediyelere yerleştirdiler”

    31 Mart Yerel ve İdareler seçimlerinden sonra son 6 aylık süre içerisinde CHP’li yerel yönetimlerin hizmet getirmediğini söyleyen Dağ, “CHP, geçmişte olduğu gibi, damarlarına işleyen hizmetsizlik ve skandallarıyla gündeme geldi. İzmir’de yaklaşık 15 yıldır yüzeceğiz vaadi verdikleri körfezin hali ortada. Ölü balık ve çöp artıklarından yüzmeyi bırakın kıyısına dahi yaklaşılamıyor. İstanbul’a bir türlü uğrayamayan belediye başkanı, bir bakıyorsunuz Roma’da, bir bakıyorsunuz Paris’te, bir bakıyorsunuz Almanya’da. Vaniköy’deki kaçak villaya göz yumar, çileye dönüşen trafiğe çözüm aramaz. İstanbul’daki vatandaşların hali ortada. Sürekli arızalanan, yanan ve binalara çarpan otobüsler, düz yolda çarpışan metrobüsler. Ankara‘yı 2019’dan bu yana yönetenlerin bir tane büyük projesi olmadı. Bunlar da yetmezmiş gibi belediyelerdeki beceriksizliklerini unutup, CHP Genel Merkezinde koltuk mücadelesine düştüler. Birbirlerine konuşma süresi üzerinden operasyon bile yapmaya başladılar. Haklarını da yemeyelim her şeyi de kötü yapmıyorlar. Eş, dost, akrabalarını itinayla belediyelere yerleştirdiler” ifadelerini kullandı.

    “CHP’li milletvekilinin arabasında 2 milyon TL değerinde kaçak elektronik sigara yakalandı”

    CHP’li Edirne milletvekilinin arabasından 2 milyon TL değerinde kaçak sigara ve aparatların çıktığını dile getiren Dağ, “Son birkaç gündür Türkiye, CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün’ü konuşuyor. Konuşuyor konuşmasında da, Ün’ün aracında 2 milyon değerinde kaçak elektronik sigara ve aparatları yakalandı. Bunun üzerine açıklama yapan Ün, suçu da şoförüne atarak “Atatürk’ün ilke ve hedefleri doğrultusunda çalışıyoruz” dedi. Dün ortaya çıktı ve aynı milletvekilinin aracı 61 defa Bulgaristan’a girip çıkmış” şeklinde konuştu.

    “CHP tıpkı beyni bozulan cep telefonu gibi, tam tamir oldu diyorsunuz, yine bozuluyor, yine ayarları kaçıyor”

    CHP’li yönetimlerinin halinin içler acısı olduğunu söyleyen Dağ, “Hem çevreye sahip çıkmıyorsun, hem vatandaşa hizmet etmiyorsun, partiden biri çıkıp da, böyle bir olaya neden Atatürk’ü karıştırıyorsun demiyor, diyemiyor. CHP işte böyle bir partidir. Öte yandan, CHP Genel Başkanı Özel’in son zamanlarda kafası baya bir karışık. Kurultay günü Cuma namazına gitmiyor. Halktan tepki alınca da cami açılışına koşuyor. Sonrasında rakının fiyatını ucuzlatmayı vadediyor. Şaka gibi, nerden bakarsınız bakın tutarsızlık, ciddiyetsizlik, vizyonsuzluk. Her tarafa selam çakacağım diye bir adım ileri gidemiyor olduğu yerde dönüp duruyor. CHP tıpkı beyni bozulan cep telefonu gibi. Tam tamir oldu diyorsunuz, yine bozuluyor, yine ayarları kaçıyor” diye konuştu.

  • DEM Parti kararına tepkiler sürüyor

    DEM Parti kararına tepkiler sürüyor

    Yenişehir ilçesi Şehitlik semti Sezai Karakoç Bulvarı’nda Ali Gaffar Okkan’ın şehit edildiği yerde dikilen anıt önünde basın açıklaması yaparak DEM Partili belediyeye tepkisini gösteren Ocak, “Ali Gaffar Okkan, Diyarbakır’ın güvenliği ve huzuru için büyük bir özveriyle çalışmış bir kahramandır. Onun ismini silmek, şehrimizin geçmişine ve değerlerine yapılan büyük bir saygısızlıktır. Onun adı, bu şehirde barışın ve kardeşliğin sembolüdür. Bu karardan derhal vazgeçilmelidir” dedi.

    Şehrin kültürel ve tarihi değerlerine sahip çıkmanın herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Ocak, yine DEM Partili belediyeler tarafından Sezai Karakoç isminin değiştirilmesine de değindi. Ocak, “Mesele sadece Ali Gaffar Okkan değil. Ne yazık ki, bu kadim şehirdeki tüm değerlere karşı bir saygısızlık söz konusudur. Diyarbakır’ın bir başka önemli değeri olan rahmetli Sezai Karakoç’a yapılanlar da bunun bir göstergesidir. Sezai Karakoç, siyasetin ötesinde, edebiyatımızın müstesna ismi, büyük bir mütefekkir ve şairdir. Halkımızın ortak iradesi ve kararıyla ismi, Diyarbakır’daki bir kültür merkezine verilmiştir. O, bu şehrin sanatını, kültürünü ve özünü temsil eden bir isimdir. DEM’li belediyenin oldubittiye getirerek Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nin ismini sessiz sedasız değiştirmeye kalkması, Diyarbakır’ımıza, sanatımıza ve halkımıza yapılan büyük bir saygısızlıktır. Bu şehrin hafızasını ve değerlerini silmeye çalışmak, Diyarbakır’a ihanettir. Bu ihanetten derhal vazgeçilmelidir” diye konuştu.

    Ocak, bu tür girişimlerin, şehrin ruhuna darbe vurduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı.

  • Lübnan Başbakanı Mikati, New York’a gidiyor

    Lübnan Başbakanı Mikati, New York’a gidiyor

    Lübnan Başbakanlığından yapılan açıklamada, Başbakan Necip Mikati’nin mevcut gelişmeler ışığında çeşitli temaslarda bulunmak üzere Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun düzenleneceği ABD’nin New York şehrine gitmeye karar verdiği duyuruldu. Bu nedenle saat 11.00’de yapılması planlanan kabine toplantısının iptal edildiği aktarıldı.

    New York ziyaretini iptal etmişti

    Lübnan Başbakanı Mikati, İsrail’in 20 Eylül’de Lübnan’ın başkenti Beyrut’a düzenlediği saldırıların ardından BM Genel Kurulu ziyaretini iptal ettiğini açıklamıştı. Mikati açıklamasında, “Korkunç katliamları kınıyorum” ifadelerini kullanmıştı.

  • Türkiye’nin un ihracatındaki başarısına övgü

    Türkiye’nin un ihracatındaki başarısına övgü

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Uluslararası Çalışan Değirmenciler Birliği (IAOM) EURASIA Konferansı ve Fuarı’na katıldı. Etkinliğe Yumaklı’nın yanı sıra, Azerbaycan Tarım Bakanı Mecnun Memmedov, Azerbaycan Devlet Rezerv Ajansı Başkanı Sabuhi Sadıgov, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, Azerbaycan Tahıl Üreticileri ve Tedarikçileri Birliği Başkanı Niyazi Emirbeyov, IAOM Eurasia Yöneticisi Dr. Eren Günhan Ulusoy, Türkiye ve Azerbaycan’dan STK ve sektör temsilcileri katıldı.

    “Küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçteyiz”

    Etkinliğin açılış töreninde konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı dünyanın, farklı bir yöne doğru evirildiği bir dönemde geçildiğini belirterek, “Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik gerginliklerin yanı sıra devrim niteliğindeki teknolojik dönüşüm rüzgarlarının estiği, yaşandığı bir ortamdayız. Özellikle, küresel iklim değişikliği ve ısınmanın etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçteyiz. Bu süreç içerisinde de değirmencilik ürünleri başta olmak üzere gıda arz güvenliği, tüm ülkeler için stratejik bir alan olarak yer alıyor. Gerek pandemi dönemi gerekse de yaşanmakta olan Rusya- Ukrayna Savaşı, hepimize değirmencilik sektörünün gıda güvencesi açısından kritik önemini bir kez daha hatırlatmış durumda” dedi.

    “Değirmencilik ürünlerinin ticaret hacmi son 5 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 arttı”

    Gıda ve suya olan ihtiyacın her geçen gün daha da arttığını belirten Yumaklı, “FAO verilerine göre, nüfus artışına bağlı olarak 2050 yılında, bugünden yüzde 55 daha fazla suya yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacağı öngörülüyor. Bu gerçek, gıda ve tarım politikalarımızı hazırlarken bizim için en önemli gerekçe olarak duruyor. Dünyada yaşanan bu süreçler, gıdayı işleyerek yarı mamul ve mamule dönüştüren değirmencilik sektörünün de önemini tüm dünyada çapında artmaktadır. Un ve yem gibi sektörlerin ana üretim kalemlerine olan ihtiyacı da artacağı için özellikle de 2024’ün ikinci yarısından itibaren sektörde çok ciddi bir talep artışı bekliyoruz. Dünya genelinde değirmencilik ürünlerinin ticaret hacmine bakacak olursak son 5 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 olduğunu görebiliriz. 2023 yılında ticaret hacmi de 60 milyar dolar seviyelerine ulaşmış durumdadır” diye konuştu.

    “Sektörün 2024’ün sonunda tarihi bir rekor kıracağına yürekten düşünüyoruz”

    Gıda sanayinin gelişmesini belirleyen en önemli etkenlerden birisinin tarımda yeterli miktarda ve uygun kalitede hammaddeyi sürekli olarak sağlayabilmek olduğunu belirten Yumaklı, “Türk değirmen sektörüne bu açıdan bakacak olursak dünya ihracatında lider pozisyonda olup bu konumunu da uzun yıllardır devam ettirecektir. Hali hazırda Türkiye’de yaklaşık 600 adet un fabrikası bulunmaktadır. Değirmencilik ülkemizde oldukça eskiye dayanan genellikle aile içinde devam ettirilen bir meslek grubu. Bugün buradaki değirmenci kardeşlerimizin pek çoğunun 3’üncü veya 4’üncü kuşak olması bize bu anlamda umut vermektedir. Hafızanın ve tecrübenin aktarımının öneminin açısından. 2022 yılını 2 milyar dolar civarında ihracat ile tamamlayan Türk değirmen sektörü, 2023 yılında da dünyadaki ekonomik şartlar ve diğer sorunlara rağmen, 1,9 milyar doların üzerinde bir rakamla yılı kapattı. Sektörün 2024’ün sonunda tarihi bir rekor kıracağına yürekten düşünüyoruz” dedi.

    “Her 4 un paketinden bir tanesi Türkiye’deki üreticilerin emeğine sahip”

    Türkiye’nin yıllık un üretim kapasitesi yaklaşık 32 milyon ton civarında olduğunu ifade eden Yumaklı, “Ancak kapasite kullanım oranı çok düşük. Yüzde 45-50’le civarında. Sanırım genel olarak da böyle bir sorun var. Bunu aşmak gerekir. Çünkü sektörün altyapı sağlamlığı bütün imkanların en üst düzeyde kullanımıyla mümkün. 2023 yılında yurtiçi kullanım ve ihracat amacıyla 15 milyon ton civarı un üretimi söz konusu oldu. İhracatın büyük bir kısmı Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerine gerçekleşti. Şu anda Türkiye un ihracatında dünyada 1. sırada, makarna ihracatında ise 2. sıradaki konumuna devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin dünyanın pazarındaki payının yaklaşık yüzde 23 olduğunu söylemek istiyorum. Buda her 4 un paketinden bir tanesi Türkiye’deki üreticilerin emeğine sahip” diye konuştu.

    “Anadolu coğrafyası, bu kritik önemdeki endüstriye her anlamda öncülük etmekten gurur duyuyor”

    Dünyadaki en büyük kapasiteli un, yem, nişasta, kahve fabrikaları, Türk değirmen makinecileri tarafından kurulmakta olduğunu vurgulayan Yumaklı, “Çoğunuzun malumudur, Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, dünyada ilk buğdayın ve ilk unun üretildiği yerin Anadolu olması açısından önemli veriler sunuyor bize. Bu en eski sanayi kolu olan değirmenciliğin ortaya çıktığı Anadolu coğrafyası, bu kritik önemdeki endüstriye her anlamda öncülük etmekten gurur duyuyor. Dünyada tahıl değirmenciliği alanında faaliyet gösteren en büyük meslek kuruluşu olan Uluslararası Değirmenciler Birliğinin düzenlediği bu konferans, Türkiye ve dünya un sektörü için çok çok önemli bir platformdur. Sektörün sorunlarının ve gelişme fırsatlarının dile getirileceği bu değerli organizasyon vesilesi ile emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Değirmencilerin rolü oldukça kritik olacak ve bize büyük bir sorumluluk düşecek”

    Dünyanın gıda güvenliğinin sürdürülebilirliği için çok kritik bir bölgede görev yaptıklarını belirten IAOM Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy,“ IAOM liderliğinde yapılan bu çalışmaların sektörümüz geleceği için ne önemde olduğunun farkındayız. Dünya nüfusunun yüzde 86’sı gelişmekte olan ülkelerde ve bu ülkelerdeki tüketimin temelinin yüzde 50’sinden fazlasında kalori ve proteinde buğday var. Bu da gösteriyor ki tahıllar, özellikle unlu mamuller dünya genelinde insan beslenmesinde hala en temel protein ve enerji kaynağı. İnsanoğlu var oldukça gıdanın sürdürülebilirliği için de tarladan sofraya giden o yolculukta değirmencilerin rolü oldukça kritik olacak ve bize büyük bir sorumluluk düşecek” dedi.

    Konferansın düzenlendiği Azerbaycan’ın stratejik önemine dikkat çeken Ulusoy, “Azerbaycan hem stratejik konumuyla hem de Türkiye ile olan güçlü kardeşlik bağıyla tarım sektörü için büyük bir önem taşımaktadır. Orta Asya’nın geçiş noktası olarak, Azerbaycan; Karadeniz ve Hazar Denizi arasında kritik bir ticaret köprüsü oluşturarak, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlamaktadır. Bu durum, tahıl ve tarım ürünlerinin uluslararası piyasalara etkin bir şekilde ulaştırılmasını sağlarken, bölgenin gıda güvenliğine büyük katkı sunmaktadır” diye konuştu.
    Bakan Yumaklı, açılış töreninin ardından fuar alanını ziyaret ederek firmaların çalışmaları hakkında bilgi aldı.

    25 Eylül’e kadar devam edecek olan etkinlik kapsamında Avrasya Bölgesi’ndeki Tahıl Piyasalarının Makroekonomik Etkisi: 2024/2025 Sezonunun Zorlukları, Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği, İnovasyon ve Dijital Dönüşümü Yönlendirmek: Geleceği Şekillendirme, Değirmenciliğin Sürdürülebilirlik Süreci ve Bölgesel Yıldızın Kapasitesini ve Fırsatlarını Güçlendirmeye Yönelik Ağ Oluşturma ve Kahve Arası-Sergi Alanı: Azerbaycan Cumhuriyeti başlıklı paneller düzenlenecek.

  • Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan birlik çağrısı

    Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan birlik çağrısı

    Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bir dizi ziyaret ve programlara katılmak üzere Sivas’taydı. Memişoğlu ilk olarak Sivas Valiliğini ziyaret ederek Sivas Valisi Yılmaz Şimşek’ten brifing aldı.

    Ardından AK Parti Şehir Buluşmaları toplantısına katıldı. Burada partililere hitap eden Memişoğlu, tüm farklılıklara rağmen birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmesi gereken bir dönemden geçildiğinin altını çizerek, “Birlik halinde üretmemiz ve çalışmamız lazım. Her bir fert kendisini daha çok üreteceği bu medeniyete ne katacağını hesap etmesi lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sözü bugün Birleşmiş Milletler’de her liderin söyleyemeyeceği bir sözdür. O bizim için esasında sadece bir lider değil, medeniyetimizin yeniden ayağa kalması için bir semboldür. Hepimiz farklı fikirden de zikirden de olsak birlikte hareket etmemiz gerekir. Bugün birbirimizin ayrıştırıcı taraflarını değil, farklılıklarını değil, onları birleştirerek zenginliklerle kuvvetli hale getirerek birlikte hareket etmemizin zamanıdır. O nedenle çocuklarımıza, gençlerimize örnek olmamız lazım” ifadelerine yer verdi.

    Memişoğlu sağlık alanında önemli hamleler yapıldığını ifade ederek, “Kovid ve depremde gördük ki hem insan gücü hem de alt yapı olarak Türkiye esasında çok iyi bir sağlık hizmeti sunuyor. Türkiye sağlık konusunda son 20 senede Cumhurbaşkanımızın desteği ile inanılmaz işler yaptı. Düşünün ki şu anda Türkiye’de bütün hastanelerde tek kişilik ve çift kişilik, özellikli yatak oranı yüzde 80’in üzerine çıktı. 2002 yılında sağlıkta senede sadece 2 hizmet alan vatandaşımız, bugün yılda 11.7 kez sağlık hizmetine ulaşır vaziyettedir. Bunların hepsi ücretsiz ve sosyal güvence kapsamındadır. Bugün en büyük teknolojisinden en yeni ameliyat tekniğine kadar hepsini üretebilen, yapabilen bir sağlık sistemi ve insan gücümüz var. Biz bu sağlık hizmetlerini, daha iyi geliştirmek için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: F-16 modernizasyonuyla yeni bir adım attık, ihracat engellerinin kaldırılmasını bekliyoruz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: F-16 modernizasyonuyla yeni bir adım attık, ihracat engellerinin kaldırılmasını bekliyoruz

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 15. Türkiye Yatırım Konferansı çerçevesinde Amerikalı ve Türk iş adamları ile bir araya geldi.
    Bir gelenek haline gelen bu buluşmanın iki ülke iş çevrelerine yeni işbirlikleri ve ortaklıklar için önemli bir imkan sunduğuna inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik ve ticari konuların Amerika’yla münasebetlerin en önemli boyutlarından birini teşkil ettiğini ifade etti.

    Amerika’nın son iki senedir Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci, en fazla ithalat yaptığı beşinci ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ticaret hacminin geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aştığını söyledi. Erdoğan, “Pek çok defa ifade ettiğim üzere ikili ticaret göstergelerini istikrarlı şekilde arttırmak için büyük bir potansiyele sahibiz” dedi.
    Ticarette 100 milyar dolarlık ortak hedefe iyi bir planlamayla ulaşabileceğine bütün samimiyetiyle inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için demir çelik ve alüminyum sektöründeki ilave gümrük vergileri, soruşturmalar ve CAATSA yaptırımları gibi tek taraflı uygulamaların artık terk edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin büyük, güçlü ve potansiyeli son derece yüksek bir ekonomiye sahip olduğunu, bugün dünyada hem nüfusu 85 milyon hem de kişi başına geliri 13 bin doların üzerinde olan ABD, Japonya, Rusya, Meksika ile 5 ülkeden biri olduğunu belirterek, Türkiye’nin son 20 yılda ortalama yüzde 5,4 oranında büyüdüğünü, son 20 yılda altyapıya 270 milyar dolardan fazla yatırım yaptıklarını aktardı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanı sayısını 2 katından fazla artırdıklarını, ihracatın 20 yılda 20 kattan fazla arttığını bildirdi. Dünya ihracatından alınan payı ikiye katladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma ve havacılık sanayinde ilk sıralardayız. Dünyanın en büyük SİHA tedarikçisiyiz. Şeffaf, öngörülebilir ve yatırımcı dostu politikalarımız sayesinde son 20 yılda 270 milyar dolara yakın uluslararası doğrudan yatırım çektik” ifadelerini kullandı.

    2024’te kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye’deki yabancı sermayeli şirket sahibi sayısının 6 binden 83 bine çıktığını, bölgede yaşanan sıkıntılara rağmen ihracatta, istihdamda, üretimde, turizmde büyümeyi sürdürdüklerini söyledi.

    “Güçlü bir şekilde desteklediğimiz ve son bir yıldır uygulamakta olduğumuz ekonomi programının meyvelerini topluyoruz.” diyen Erdoğan, tüm dünya ile birlikte ülkemizin de sorunu olan enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sürecine girdik. İşsizlik oranı hedeflerimiz ötesinde iyileşti. Depremin etkilerine rağmen kamu maliyesini hızla toparladık. Rezervleri artık bir endişe kaynağı olmaktan çıkardık. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının tamamı bu gelişmelere kayıtsız kalmadı” şeklinde konuştu.

    2024 yılında kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Erdoğan, makro finansal istikrarı kalıcı hale getirmek suretiyle Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler ligine çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek katma değerli, sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, ileri teknolojiye dayalı ve nitelikli istihdam sağlayan yatırımları Türkiye’ye daha fazla çekmek istediklerini, bu amaçla yeni uluslararası doğrudan yatırım stratejisini hazırladıklarını belirterek, “Böylece ülkemizin küresel yatırım pastasından aldığı mevcut yüzde 1’lik payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1,5’e çıkaracağız. Yenilenebilir enerji, savunma sanayi, biyoteknoloji ve otomotiv sektörleri keza özel ilgi gösterdiğimiz ve Amerikan firmalarıyla müşterek çalışmalara imza atabileceğimiz alanlar olarak öne çıkıyor” dedi
    Türkiye’nin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji yatırımlarının odak noktası haline gelmesini hedeflediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu maksatla yarı iletkenler, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme ve uzay gibi 30’un üzerindeki başlıkta yapılacak yatırımlara nitelikli destekler sağlayacağız” dedi
    Amerika ile gerek karşılıklı iş heyetleri ziyaretleri, gerek resmi temaslar açısından verimli bir yıl geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Bu temaslarda Orta Asya ve Afrika gibi coğrafyalar başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde de ortak iş yapabilme fırsatları öne çıktı. Bu potansiyeli Eximbank, IFC gibi kuruluşlarında aktif desteğiyle hayata geçirebiliriz. 2016 yılında Amerika’dan LNG ithalatına başlamamızın ardından enerji alanında da işbirliğimizin gelişiyor olması memnuniyet vericidir. Bugün Amerika bu alandaki en büyük tedarikçimiz haline gelmiş olup bu ilişkiyi uzun vadeli bir sözleşmeyle taçlandırmak arzusundayız. Mayıs ayında enerji şirketimiz BOTAŞ ile Amerikalı enerji şirketi Exxon Mobil arasında imzalanan niyet mektubu önemli bir adımdı” değerlendirmesinde bulundu.
    Savunma sanayi alanındaki işbirliğinin son yıllarda kısıtlamalar nedeniyle maalesef potansiyelinin çok gerisinde kaldığını ifade eden Erdoğan, “F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

    Türk savunma sanayinin dinamizminin küresel tedarik zincirleri bakımından da rakipsiz bir fırsat sunduğunu dile getiren Erdoğan, 155 milimetre kalibrelik top mermilerinin üretim ve tedarikinde tesis edilen işbirliğinin bunun en somut örneklerinden olduğunu, firmaların Teksas’ta faaliyete geçirecekleri üretim tesislerinin bu alandaki tedarik süreçlerine seviye atlatacağını, mevcut projeleri ilerletmek, müşterek güvenliğe katkı sağlayacak yeni ortaklıklar kurmak için iş insanlarının desteğinin mühim olduğunu kaydetti. Amerikan iş dünyasının gayretleri desteklenmesi noktasında daha etkin roller üstlenebileceği kanaatinde olduğunu belirten Erdoğan şunları söyledi:
    “Sizlerle birlikte yeni yatırımcıları da Türkiye’de görmekten mutluluk duyacağımızı bilmenizi isterim. Türk firmalarının da Amerikan pazarına girişleri noktasında vize başta olmak üzere gerekli kolaylıkların sağlanmasında aktif desteğinizi bekliyorum.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Scholz’u kabul etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Scholz’u kabul etti

    Görüşmede Türkiye ile Almanya ikili ilişkileri, İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında sergilediği sistematik saldırılar, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin canlandırılması, bölgesel ve küresel konular ele alındı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Türkiye ve Almanya’nın köklü ilişkileri ve bağları bulunan iki müttefik olduğunu, iş birliğini her alanda geliştirmek, fırsatları değerlendirmek ve çeşitlendirmeye yönelik çalışmaların devam ettiğini, iki ülkeye de kazandıracak adımlar için Türkiye’nin hazır olduğunu ifade etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin yeniden canlandırılmasının gerekli olduğunu, özellikle vize meselesinin bir an önce çözülmesi için Almanya’dan da destek beklendiğini belirtti.

  • Bakan Yerlikaya, Stylianides ile görüştü

    Bakan Yerlikaya, Stylianides ile görüştü

    İçişleri Bakanlığının X hesabından yapılan paylaşımda, “İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya ile Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Sayın Christos Stylianides arasında bugün akşam saatlerinde Yunan botlarının Türk karasularını ihlaliyle ilgili bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi. Yapılan görüşmede Bakan Sayın Yerlikaya, Yunan Sahil Güvenlik botlarının karasularımızı ihlal etmesinden duyulan rahatsızlığı ifade etti ve iyi komşuluk ilişkilerinin korunması için bu tür ihlallerin kabul edilemeyeceğini vurguladı. Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Sayın Christos Stylianides, iki ülke arasındaki komşuluk ilişkilerine önem verildiğini, olayın siyasi bir yönü bulunmadığını, yaşanan ihlallerin tekrarlanmayacağını belirterek, konuya ilişkin hemen inceleme başlatıldığını ve gelişmelerden Türk makamlarının bilgilendirileceğini ifade etti” denildi.

  • “İsrail’in Lübnan’ı hedef alması bölgeyi kaosa sürükleme çabasının yeni bir aşamasıdır”

    “İsrail’in Lübnan’ı hedef alması bölgeyi kaosa sürükleme çabasının yeni bir aşamasıdır”

    Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “İsrail’in Lübnan’ı hedef alan saldırıları, İsrail’in tüm bölgeyi kaosa sürükleme çabasının yeni bir aşamasıdır. İsrail’e kayıtsız şartsız destek veren ülkeler, Netanyahu’nun siyasi çıkarları uğruna kan dökmesine yardım etmektedirler. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası barış ve güvenliği korumakla sorumlu kurumların ve uluslararası toplumun gerekli tedbirleri gecikmeksizin alması şarttır” ifadelerine yer verildi.