Kategori: Siyaset

  • “Netanyahu için tutuklama kararı yeterli değil, idam cezası verilmeli”

    “Netanyahu için tutuklama kararı yeterli değil, idam cezası verilmeli”

    İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkarılan tutuklama kararına ilişkin ilk kez konuştu. Başkent Tahran’daki İmam Humeyni Hüseyniyesi’nde, Besic (Gönüllü Milis Teşkilatı) Haftası çerçevesinde teşkilat üyeleriyle bir araya gelen Hamaney, Besic güçlerinin sadece askeri bir yapı olmadığını, aynı zamanda siyasi ve kültürel sorumlulukları da bulunduğunu vurguladı. Konuşmasında Suriye iç savaşına da değinen Hamaney, “Birçok genç, savaşa katılmak için mektuplar gönderdi. Buna izin vermedik, ancak yine de farklı gruplar üzerinden gidenler oldu. Bu yolda can vermeyi Allah katında en yüce makam olarak görüyorlar. Böyle bir inanca sahip insanlar için çıkmaz yol yoktur. İşte bu nedenle bir İranlı Besic üyesi, Siyonist rejimin bir gün yok olacağına kesin bir şekilde inanmaktadır” ifadelerini kullandı.

    “Netanyahu için idam cezası verilmeli”
    Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Netanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama kararına değinen Hamaney, “İsrail’in Gazze ve Lübnan’da yaptıkları bir zafer değil, savaş suçudur. Haklarında tutuklama kararı çıkarttılar ancak bu yeterli değil. Netanyahu ve bu rejimin diğer suçlu liderleri için idam cezası verilmeli” ifadelerini kullandı.

    Eski İsrail Savunma Bakanı Gallant ABD’e gidiyor
    İsrail Ordu Radyosu, eski Savunma Bakanı Gallant’ın UCM’nin tutuklama kararına rağmen ABD’ye ziyarette bulunacağını bildirdi.

    Netanyahu ve Gallant’a tutuklama emri
    Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Ahmad Khan, Gazze Şeridi’nde işlenen savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle 20 Mayıs’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarılmasını istemişti. Lahey merkezli Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) I No’lu Ön Yargılama Dairesi, İsrail’in 26 Eylül’de başvuruda bulunduğu “mahkemenin yetkisini tanımama ve Netanyahu ile Gallant hakkındaki tutuklama emri işlemlerini durdurma” taleplerini incelemişti. Mahkeme Perşembe günü İsrail’in yetki itirazlarını oy birliğiyle reddederek, Roma Statüsü’nün 18. ve 19. maddeleri uyarınca savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmıştı. ABD’li yetkililer ise, kararı reddettiklerini bildirmiş ve mahkemenin meşruiyetini sorgulamıştı.

  • Ulaştırma ve altyapıya 2025 yılında 482 milyar liralık yatırım yapılacak

    Ulaştırma ve altyapıya 2025 yılında 482 milyar liralık yatırım yapılacak

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2025 yılı bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Bakan Uraloğlu, saat 11.00’de başlayan komisyonda Bakanlığın gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceği projeler hakkında sunum yaptı. Uraloğlu, Bakanlığın 8 merkez, 5 ilgili, 2 bağlı ve 2 ilişkili kuruluş olmak üzere 17 genel müdürlük ve 10 başkanlıktan oluştuğunu belirterek, “Ülke genelinde 131 bin Bakanlık personelimiz ile birlikte 2 bin 3 şantiyede çalışanlarımız dahil toplam 223 bin kişiye istihdam sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “2025 yılı yatırım teklifimizi geçtiğimiz yıla oranla yüzde 26,9 artışla 482 milyar lira olarak teklif ettik”
    Türkiye’nin stratejik konumunun getirmiş olduğu artılardan ve bu durumdan nasıl en yüksek verimi sağladıklarından bahseden Bakan Uraloğlu, “2002-2024 yılları arasında AK Parti iktidarında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızın günümüzdeki değeri 280,6 milyar dolara ulaştı. Demiryolu yatırımlarının proje büyüklüğü payını 2013’te yüzde 33’ten, 2023’te yüzde 53’e ve 2024’te yüzde 55’e çıkardık. Yatırım portföyümüzde bulunan 2 bin 667 projeye 2 trilyon 295 milyar lira yatırım gerçekleştireceğiz. 2024 yılında Bakanlığımızın tüm sektörleri için 351 milyar 379 milyon lira yatırım ödeneği tahsis edildi. 2024 yılında 28 ilimizde toplam yatırım tutarı 112 milyar lira olan 50 projeyi tamamlayarak vatandaşımızın hizmetine sunduk. Hayırlı olsun. 2025 yılı yatırım teklifimizi geçtiğimiz yıla oranla yüzde 26,9 artışla 482 milyar lira olarak teklif ettik. Hayata geçirdiğimiz yatırımlarımızın doğrudan ve dolaylı etkileri ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamaktadır” dedi.

    YHT’ler 92 milyon yolcu taşıdı
    Bakan Uraloğlu, demiryolu sektörüne ilişkin, “Ülkemize kazandırdığımız hızlı trenlerle bugüne kadar toplam 92 milyon yolcu taşınmıştır. 13 bin 919 kilometreye ulaştırdığımız demiryolu hat uzunluğunu 2028’de 17 bin 287 kilometreye, 2053’te ise 28 bin 590 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
    Uraloğlu, 2009 yılında dünyada hızlı tren işletmeciliğine geçen 8. ülke olarak Ankara-Eskişehir-İstanbul, Ankara-Konya-Karaman, Ankara-Sivas hatlarıyla 11 ili doğrudan hızlı trenle buluşturduklarının altını çizdi.

    “Marmaray’ı 1,2 milyar yolcu kullandı”
    Kent içi raylı sistemlerinde Marmaray sayesinde iki kıtayı deniz altından demiryoluyla birleştirdiklerini hatırlatan Uraloğlu, “Bugüne kadar Marmaray’ı 1,2 milyar yolcu kullandı. Dünya nüfusunun altıda biri dile kolay. Başkentray günde 138 sefer ile ortalama 65 bin yolcuya, İZBAN günde 225 sefer ile ortalama 230 bin yolcuya, GAZİRAY günde 98 sefer ile ortalama 7 bin yolcuya hizmet vermektedir” açıklamasında bulundu.

    Lojistik merkezi sayısı 25’e çıkıyor
    Bakan Uraloğlu, demiryolu taşımacılık sektöründe serbestleşmeyi sağladıklarının altını çizerek, “Lojistik sektöründe demiryolu kullanımını arttırmak için 439 kilometre olan mevcut iltisak hatlarımızın uzunluğunu 2028 yılına kadar 608 kilometreye çıkaracağız. 12 olan lojistik merkezi sayımızı 25’e çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
    Devam eden demiryolu projelerine ait verileri de paylaşan Uraloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
    “2028 yılına kadar mevcutta devam eden 3 bin 92 kilometre hızlı tren hattımızı tamamlamayı planlıyoruz. Bunlardan Ankara-İzmir hızlı demiryolu hattı sayesinde 824 kilometre olan mevcut hat uzunluğu 505 kilometreye düşerek, 14 saatlik seyahat süresi yaklaşık 3,5 saate inecektir. 312 kilometre uzunluğundaki Mersin-Adana-Osmaniye ve Gaziantep hızlı tren hattı ile 6 buçuk saat olan seyahat süresi 2 saat 15 dakika olacaktır. Bandırma-Osmaneli Hızlı Tren hattında ise Bursa-Osmaneli kesimi 2025 yılı sonunda, Bandırma-Bursa arası ise 2028 yılında hizmete girecektir. Proje tamamlandığında Ankara-Bursa ve Bursa-İstanbul 2 saat 15’şer dakika olacaktır. 229 kilometrelik Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren hattı ile yolcu seyahat süresi 4 saatten 1,5 saate, yük taşıma süresi ise 6,5 saatten 3,5 saate düşecektir. Mevcut hat kapasitesi 4 kat artacaktır.”

    “Bölünmüş yollar ülkemizin yol ağının yüzde 43’ünü oluşturuyor”
    Karayolu yatırımları hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Bölünmüş yollar ülkemizin yol ağının yüzde 43’ünü oluşturmakta, yol ağımızda hareket eden trafiğin ise yüzde 83’üne hizmet vermektedir. Son 22 yılda hayata geçirdiğimiz 479 kilometre köprü ve viyadük ile toplam uzunluğu 790 kilometreye, 717 kilometre tünel yapımı ile de toplam uzunluğu 767 kilometreye çıkardık” ifadelerini kullandı.

    Fiber ağ uzunluğu 20 bin 141 kilometreye çıkacak
    2035’te her iki araçtan birinin elektrikli olması, paylaşımlı seyahat oranının yüzde 14’e, internet erişimli bağlantılı araçların oranının ise yüzde 68’e ulaşmasının beklendiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Kooperatif AUS test ve Uygulama Koridoru ile yenilikçi teknolojilerin ülkemizde uygulanması testlerini gerçekleştiriyoruz. Akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştırmak için 4 bin 675 kilometresi otoyollarda olmak üzere 7 bin 747 kilometrelik fiber optik ağı uygulamasını yaptık. Toplamda altyapımızı 5 bin 141 kilometresi otoyollarda olmak üzere 20 bin 141 kilometreye çıkaracağız” açıklamasında bulundu.

    “2025 yılında yurt uçi uçuş frekans sayımızı yüzde 10 artırıyoruz”
    Türkiye’nin havayolu toplam yolcu trafiği sıralamasında Avrupa’da 2019 yılında 5. sıradan 2023’de 3. sıraya, dünyada ise 10. sıradan 7. sıraya yükseldiğini belirten Uraloğlu, “İstanbul, Sabiha Gökçen, Antalya, Esenboğa, Adnan Menderes ve Dalaman Havalimanları, Avrupa ve dünya sıralamalarında elde ettikleri başarılarla ülkemizin havacılık altyapısındaki güçlü konumunu pekiştirdik. 2003’te 26 olan iç hat uçuş noktası sayımızı 2024’te 58’e çıkardık ve 2025 yılında yurt içi uçuş frekans sayımızı yüzde 10 artırıyoruz” dedi.
    Bakan Uraloğlu, 50 ülkede 60 noktaya uçarken uçuş ağına 287 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 347 noktaya ulaştırdıklarını belirterek “Ayrıca havayollarında dünyanın önde gelen transit merkezlerinden biri haline gelen ülkemizde 22 yılın sonunda hava ulaştırma anlaşması yaptığımız ülke sayısını 81’den 175’e çıkardık” şeklinde konuştu.
    Bakan Uraloğlu, yolcu ve çevre dostu 50 havalimanının Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin Havalimanı Karbon Akreditasyonu Programı’nda sertifika almaya hak kazanarak önemli bir başarıya imza attığını da bildirdi.

    “Boğaz geçişlerinden elde edilen yıllık gelir 212 milyon dolara çıkarılmıştır”
    Bakan Uraloğlu, sunumunda denizcilik sektörü verilerine de yer verdi. Uraloğlu, “38 ülkeyle gemi insanı tanıma anlaşması bulunan ülkemizde 141 bin gemi insanı ve 1 milyonu aşkın amatör denizci bulunmaktadır. Türk Sahipli Deniz Ticaret Filomuz, 2 bin 107 gemi ve 52,7 milyon dedveyt ton kapasitesiyle dünyada 11. sıraya yükseldi. Amacımız ilk 10’a girmektir ve bu doğrultuda hızla ilerliyoruz. Dünyanın en iyi 100 konteyner limanı arasında ülkemizden 4 limanımız yer aldı. 1936 Montrö Türk Boğazlar Sözleşmesi’nde yer alan altın frank birimi üzerinden yapılan son 3 yıldaki güncellemelerle boğaz geçişlerinden elde edilen yıllık gelir 38 milyon dolardan 212 milyon dolara çıkarılmıştır” şeklinde konuştu.

    “Ülkemizde internette geçen süre günlük 7 saat ile dünya ortalamasının yüzde 8 üzerindedir”
    Bakan Uraloğlu, Türkiye’de sosyal medya kullanıcı sayısının 75 milyon olduğunu belirterek, “Bu da dünya genelindeki kullanıcı sayısının yüzde 1,4’üne karşılık gelmektedir. Ayrıca ülkemizde internette geçen süre günlük 7 saat ile dünya ortalamasının yüzde 8 üzerindedir. 2011’den beri ücretsiz sunulan çocuk ve aile profilleri ile zararlı içeriklere karşı koruma sağlayan güvenli internet hizmetimiz 46 milyon aboneye ulaştı. Ülkemiz, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin Global Siber Güvenlik Endeksi’nde tüm başlıklardan tam puan alarak Almanya ve Fransa gibi ülkelerle birlikte ‘Seviye 1: Rol Model Ülke’ kategorisinde yer aldı” ifadelerini kullandı.

    “Türksat 6A yıl sonuna kadar hizmete girecek”
    Yüzde 81 yerli imkanlarla üretilen Türksat 6A uydusunu temmuz ayında uzaya fırlatarak, uydu üretebilen 11 ülkeden biri olduklarını kaydeden Uraloğlu, “Türksat 6A, yıl sonuna kadar hizmete girecek ve uydularımızın kapsama alanı 5 milyar nüfusa ulaşacak. PTT ile iletişimden e-ticarete kadar birçok alanda ülkemizin her köşesine hizmet sunmaktayız. Türkiye Kart, tek kartla toplu taşıma, para transferi ve alışveriş imkânı sunmayı hedefliyor. Şu anda 5 şehrimizde aktif olan kartın 18 ilimizde kullanılması için çalışmaları sürdürüyoruz” dedi.

  • Başkan Tatık; “Türk toplumunun dejenerasyonunu önleyemeyiz”

    Başkan Tatık; “Türk toplumunun dejenerasyonunu önleyemeyiz”

    Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada mültecilere yönelik değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de artan mülteci sayısına dikkat çeken Başkan Tatık, “Suriyeliler kaç tane kurşun attı da İstanbul’u ele geçirdi. Araplar hangi bedeli ödedi de İstanbul’da Türk gençlerini emrinde temizlikçi olarak çalıştırıyor. Reyhanlı’da Kilis’te Hatay’da Antep’te ve birçok şehrimizde Türk nüfusunun üstünde Suriyeli var. Hangi savaşı verdik de kaybettik bu şehirleri. Ekonomi bozulduğunda düzelir. Allah vermesin doğal felaketlerde yaralarımızı sararız ama Türk toplumunun dejenerasyonunu önleyemeyiz. Türk Milletinin ekseninde ilerleyelim. Ülkemde ilimde ve ilçemde kalıcı mülteci istemiyorum. Misafirlere kapımız açık” diye konuştu.

  • Ak Parti Oltu ‘Oğuzhan Yavuz’la devam dedi

    Ak Parti Oltu ‘Oğuzhan Yavuz’la devam dedi

    Oltu Efkan Ala Kültür Merkezinde yapılan kongrede büyük bir coşkuya sahne oldu. Kongre saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Gündem konuşmaları yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın hayırlı olsun videosu izlendi. Ak Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala telefonla bağlanarak kongereye hayırlı olsun dileklerini iletti.

    Kongreye İçişleri eski Bakanı Erzurum Milletvekili Selami Altunok, Ak Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu Erzurum millletvekili Mehmet Emin Öz, Abdurrahim Fırat, İl Koordinatörü Amasya Milletvekili Hasan Çilez, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, MKY üyesi il koordinatörü Sümeyye Esenyel, MKY üyesi Fevzi Polat, Oltu Belediye Başkanı Adem Çelebi’nin yanı sıra çevre İlçe belediye Başkanları ve Ak Parti İlçe Başkanları Oltu MHP ilçe Başkanı Vedat sağlam ve Yönetim kurulunun yanı sıra çok sayıda delege ve partili katıldı.

    Oltu Ak Parti Yönetim kurlu Başkanı Oğuz Yavuz, Başkan yardımcısı Metin Polat, Süleyman Yıldırım, Güngör Durgun, Fuat Çelik, Mehmet Fatih Özbek, Cevat Özden, Fatma Özdemir, Münire Şimşek, Erkan Alkan, Refik Yeşilyurt, Akmet Aksoy, Ömer Şimşek, Şinasi Tağın, Uğur Taşkın seçildiler.

  • AK Parti Tavşanlı İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı’nda kongre heyecanı

    AK Parti Tavşanlı İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı’nda kongre heyecanı

    Kongreye, AK Parti İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Milletvekili Mehmet Demir, İsmail Çağlar Bayırcı, AK Parti ilçe başkanı Himmet Özer, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Müjgan Alp, AK Parti Kütahya İl Gençlik Kolları Başkanı Melih Berk Sildir ve çok sayıda partili katıldı.

    Tekrar AK Parti Tavşanlı İlçe Başkanı seçilerek güven tazeleyen Hasan Can Şeker, yaptığı teşekkür konuşmasında, gençlik kolları başkanı olarak AK Parti’nin hedeflerini yaygınlaştırmak ve Tavşanlı gençliğine yönelik projeler geliştirmek için var gücüyle çalışacağını belirtti.

    AK Parti İl Başkanı Mustafa Önsay, “Görevini devreden başkanımıza ve yönetimine teşekkür eder, yeni göreve başlayan İlçe Gençlik Kolları Başkanımız Hasan Can Şeker ve yönetimine başarılar diliyoruz” dedi.
    Kongre çeşitli hediyelerin takdimi ve hatıra fotoğraflarının çekilmesi ile son buldu.

  • Kahta’da ‘Marka Şehir Vizyonu’ paneli düzenledi

    Kahta’da ‘Marka Şehir Vizyonu’ paneli düzenledi

    Kahta Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç’ın başkanlığında düzenlenen panele Kahta Kaymakamı Muhammed Üsame Soysal, Cumhuriyet Başsavcısı Alper Ersan, AK Parti İlçe Başkanı Av. Gaffar Çelebi, akademisyenler, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

    Program, Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç ve Kaymakamı Muhammed Üsame Soysal’ın selamlama konuşmasıyla başladı.

    İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Adıyaman Şehir Plancıları Odası İl Başkanı ve Yüksek Şehir Plancısı Mehmet Bağcı, İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdare Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Tuncel, İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Sezik, Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Pof. Dr. Mahmut Kaya gibi akamisyenlerin sunumlarından sonra soru-cevap bölümüyle Kahta’nın temel sorunları üzerinde çözüm önerileri konuşuldu.

    Program sonunda Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç ve Belediye Başkan Yardımcısı Bünyamin Balcı tarafından konuşmacı uzman akademisyenlere plaket taktimi yapıldı.

  • MHP, Öğretmenler Günü’nü kutladı

    MHP, Öğretmenler Günü’nü kutladı

    Türk milliyetçiliği ve Türk demokrasi tarihi başta olmak üzere birçok alanda eğitim veren MHP Siyaset ve Liderlik Okulu tarafından MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin katılımıyla 24 Kasım Öğretmenler Günü çerçevesine ‘Fedakarlığın Sesi: Depremde Öğretmen Olmak’ program düzenlendi. Program çerçevesinde deprem bölgesinde çalışan öğretmenlerin yaptığı fedakarlıklar ve çalışma şartlarının zorluğu gibi konulara değinildi.

    Program çerçevesinde bir açılış konuşması gerçekleştiren MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topcu, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin eğitim alanında da çok büyük hasarlara yol açtığını söyledi. Topçu, Depremin üstünden yaklaşık 2 sene geçmesine rağmen vefakarlıklarını, vatan sevgilerini ve ülkeleri için yaptıklarıyla hafızalara derin izler çizen öğretmenlerin emeklerini şükranlar ve minnetler anmak için biz de bu yılın Öğretmenler Günü temasını ‘Fedakarlığın Sesi: Depremde Öğretmen Olmak’ olarak belirlediklerini açıkladı.

    “Tüm öğretmenlerimiz bizim için kutsaldır”

    Türkiye’de Milli Eğitin Bakanlığı’na bağlı eğitim tesislerinin yaklaşık yüzde 21’inin depremin yaşandığı 11 ilde yer aldığını bilgisini paylaşan Topcu, “Hatay’da 377, Kahramanmaraş’ta 278, Adıyaman’da 137, Gaziantep’te 98, Osmaniye’de 31, Şanlıurfa ve Adana’da 16, Malatya’da ise 7 öğretmen, bu felaket, yedi şehirde 960 öğretmenimizi aramızdan, çocuklarından, eğitim camiasından aldı ve şehit olarak kutsal makamlara defnedildiler. Üniversitelerimizde de durum çok acı vericiydi. Depremde 1605 üniversite öğrencimiz vefat etmiştir. Bunlardan 121’i uluslararası öğrenciydi. Toplam 1609 öğrencimiz de hastanelerde tedavi edilmişlerdir. Ailesinde deprem nedeniyle vefat bulunan öğrenci sayısı ise 21 bin 341’dir. Evi hasar gören öğrenci sayısı ise 102 bin 916’dır. 960 personelimiz vefat etmiştir. Görevi başındayken kaybettiğimiz öğretmenlerimizin acısı henüz dinmiş değildir. Hangi birisini söyleyelim, hangi birisinin isminden bahsedelim? Tüm öğretmenlerimiz bizim için kutsaldır. Onların birinin adını bile eksik söylemek bize acı verir. Burada, ismini paylaşamadığımız aziz deprem şehitlerimiz bizleri affetsin” açıklamasında bulundu.

    Bütün öğretmenlerin gününü kutlayan Topcu, “Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin vatan toprağının her yerinde haykırdığı ‘Derdiniz derdimizdir ve memleketimizin dertleriyle hemhal olduğumuz gibi sizlerin sorunlarına çözüm getirmek de bizim boynumuzun borcudur.’ ifadesinin arkasında olduğunu bilmenizi isteriz” ifadelerini kullandı.
    Programda, Türk Eğitim-Sen tarafından getirilen ve 11 deprem ilinde çalışan öğretmene MHP Lideri Bahçeli tarafından plaket takdim edildi. Bahçeli, öğretmenlere verdikleri destek ve gösterdikleri cesaretten dolayı da teşekkür etti.

  • “Erdoğan’a seçimi kazandıran Kılıçdaroğlu’dur”

    “Erdoğan’a seçimi kazandıran Kılıçdaroğlu’dur”

    İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Ankara’da bir otelde düzenlenen partisinin il başkanları toplantısına katıldı. Toplantı öncesi basın açıklaması gerçekleştiren Dervişoğlu; CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçardaroğlu’nun, İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’e işaret ederek sarf ettiği “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak, ‘Kılıçdaroğlu’nu aileme emanet ediyorum’ diyen ‘milliyetçi ve vatansever’ diye bildiklerimiz iş birlikçi çıktı” ifadelerine yönelik açıklamalarda bulundu.

    İYİ Parti’nin bugünü ve yarınları nasıl bizimse dünü ve evveli de bizimdir” açıklamasında bulunan Dervişoğlu, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını kınayarak, “Toplumun önemli bir kesimini töhmet altında bırakan ve kurucu genel başkanımız Meral Akşener’i doğrudan hedef alan açıklamalarını şiddetle reddediyor ve kınıyorum. Bizim yaşadığımız süreçlerle ilgili olarak kendimize ait değerlendirmeyi ve öz eleştirileri yetkili organlarımızla yapar, yarınlara dair yol haritamızı da yine kendi irademizde belirleriz. Çok fazla şey söylemeye gerek yok. Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmeye başladığı günden itibaren 2014’te Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, 2018’de Muharrem İnce’yi, 2023 yılında da kendisini cumhurbaşkanı adayı yapan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kazanmasına vesile olan bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisidir” şeklinde konuştu.

    Dervişoğlu açıklamasına şöyle devam etti:

    “Biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne uzaydan aday teklif etmedik ya da pazarlık içinde bir aday önermedik. Eski defterleri karıştırmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını hatırlatmak isterim ve yine hatırlatmak isterim ki evinizde kavga varken, komşu eviyle kavgaya tutuşmak size bir yarar getirmez. Kongre kaybedilir, sorumlusu başkası. Seçim kaybedilir, sorumlusu yine bir başkası böyle bir değerlendirme vicdani değildir. İnsan biraz da suçu ve sorumluluğu kendisinde aramalıdır. Söylenecek çok fazla söz var ama dününde bir hatırası var. O nedenle son söz olarak diyorum ki başkasını itham kendini müdafaa değildir Kemal Kılıçdaroğlu.”

  • “İnsanlığın tüm kurumlarıyla kan kaybettiği dönemdeyiz”

    “İnsanlığın tüm kurumlarıyla kan kaybettiği dönemdeyiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 4. Uluslararası STK Fuarı’na katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.

    Fuarda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın hayırlara vesile olmasını, başarılı geçmesini, birliğe, dirliğe kapı aralamasını Rabb’imden niyaz ediyorum. Afrika’dan, Asya’dan, Orta Doğu’dan, batı ülkelerinden ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar ifa eden 150 sivil toplum kuruluşumuzu fuara katılımları ve katkıları için tebrik ediyorum. Bu güzel etkinliğin aramızdaki kardeşliği, beraberliği, dayanışmayı, ittifak ve ittihadı güçlendirmesini temenni ediyorum. Vahdet ve uhuvvet ruhunun zirve yaptığı sivil toplum camiasında atan vicdanlı yüreklerin birbirine daha da ısındığı bu organizasyonu tertipleyen kuruluşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Fuara iştirak eden ve yeryüzünün farklı köşelerinde birçok alanda kritik faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluşlarımıza Mevla’dan üstün başarılar diliyorum. Burada icra edilen panellerin, atölyelerin, sergilerin ve diğer birçok faaliyetin aramızdaki dostluk ve iş birliğini tahkim etmesini, dayanışma ruhumuzu perçinlemesini ümit ediyor, bu niyazımızın adım adım gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyduğumu burada şükranla ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliğinin eğitim, gençlik, insani yardım, aile ve insan hakları gibi alanlarda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizin, İslam coğrafyasının dört bir yanındaki 354 üye kuruluşuyla beraber 20 yıldır sürdürdüğü faaliyetlerin çıtasını her geçen yıl daha yükseğe çıkardığını görüyorum. Aynı şekilde bünyesindeki 160’tan fazla kuruluşla ülkemizin sivil toplum kapasitesine önemli katkılar yapan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı da başarılarına her gün bir yenisini ilave ediyor. Samimi, gayretli ve bereketli hizmetleriyle tüm dünyaya örnek olma yolunda emin adımlarla ilerleyen her iki kuruluşumuzun yöneticilerini tebrik ediyor, Mevla’m yollarını açık etsin, işlerini kolaylaştırsın diyorum” dedi.

    “Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor”

    İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçtiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerini savaş, çatışma ve istikrarsızlık girdabına sürüklüyor. Dünya bilhassa İslam alemi zorlu bir sınavdan, kapsamlı bir kuşatmadan, sinsice hazırlanmış planların ateş çemberinden geçiriyor. Bakınız, hemen yanı başımızdaki Filistin’de 14 aydır mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve siviller acımasızca katlediliyor. Küresel yönetişim mekanizmaları, uluslararası örgütler ve uluslararası medya Filistin’de, Lübnan’da ve daha pek çok bölgede işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken kimi ülkeler bu alçak katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine İsrail’e verdikleri destekle adeta zulmü körüklüyorlar. Bu durumdan cesaret alan Siyonist katiller ise vahşet ve barbarlıklarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Pervasızlıkta çıtayı sürekli yükseltiyor” şeklinde konuştu.

    “Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabb’im bizlere nasip eylesin”

    İsrail’in Gazze’ye saldırıları başladığı günden bu yana 400 gün geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada kalbim parçalanarak bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. İsrail’in Gazze’ye saldırıları başlayalı 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 700 binden fazla kardeşimiz yaralandı. 1,9 milyon insan evini, doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldı. Filistin’de şehit olanların ve yaralananların kanı sadece katillerinin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. Gazze’de 160 bin binayı yıkıp 436 bin yapıya ağır hasar veren saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daracık bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa karşı verdiği çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. Mevla Filistin’de, Lübnan’da, dünyanın dört bir yanında zulme ve zalime göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Rabb’imden başta kardeşim İsmail Heniyye olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin’in cesur evlatlarını, vatan sevdalısı kahraman çocuklarını burada tekrar saygıyla selamlıyor, Rabb’im cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi, Filistin’i yeniden inşa ve ihya etmeyi, Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabb’im bizlere nasip eylesin diyorum. Diğer yandan Kudüs’ün mahremiyetine uygun şekilde uluslararası bir güvenlik şemsiyesi altına alınması yolundaki çabalarımızı sürdüreceğimizi de bir kez daha belirtmek istiyorum” diye konuştu.

    “Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz”

    Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz Ali İmran suresinde hep birlikte ‘Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp, bölünmeyin’ buyuruyor. Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz. Böylesine zorlu bir ortamda İslam alemi olarak fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp ortak bir tavır almamız, yekvücut hareket etmemiz gerekiyor. Şurası bir gerçek; vahdet olmadan rahmet olmaz. Yürekler toplu vurmadıkça müstevliler ve müstekbirler karşısında başarılı olunmaz, olunamaz. Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize, Sudan’da, Yemen’de ve daha pek çok ülkede masumlara ve mazlumlara ancak bu şekilde yardımcı olabiliriz. Resul-i Kibriya Efendimiz aleyhissalatu vesselam bakınız bize neyi emrediyor. ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğzedin ki bu imanın en zayıf derecesidir’. Evet, bu hadis-i şerife uygun şekilde imkanlarımız, araçlarımız ve kabiliyetlerimiz ölçüsünde zulmün, zalimin, kötünün ve kötülüğün karşısında durmamız icap ediyor” dedi.

    “Sivil toplum kuruluşlarımıza çok önemli işler düşüyor”

    İslam coğrafyasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızın da bu çerçevede çok önemli işler düştüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı alanlarda, farklı araçlarla çalışmalar yürüten STK’larımızın her şeyden evvel kapasitelerini artırmaları, icra mekanizmalarını güçlendirmeleri, birbirleri arasındaki uyumu artırmaları şarttır. STK’larımızın, gençlerimiz başta olmak üzere toplumun muhtelif kesimlerini kuşatacak, onları sivil toplum faaliyetlerine dahil edecek uygulamalarına geçmişte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyoruz. Etki alanı geniş, birlik ve beraberlik içinde hareket eden, sürdürülebilir kalkınmaya katkı veren sivil toplum kuruluşları küresel barış ve adaletin tesisinde hayati katkılar yapacaktır. Her platformda dile getirdiğimiz, altını ısrarla çizdiğimiz daha adil bir dünya tasavvurumuzun hayata geçirilmesinde dünyanın dört bir yanında çalışan STK’larımızın gayretleri mühim bir yer tutacak. Şu gerçeği inanıyorum ki sizler de farkındasınız; insanlık büyük bir değişim ve dönüşümün sancılarıyla kıvranırken pek çok konuda yeni risklerle, yozlaşma ve yaratılışa aykırı dayatmalarla da baş etmek zorundadır” ifadelerini kullandı.

    “Aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir”

    Hiç şüphesiz bu çerçevede en büyük çürüme ve yok oluş aile kurumunu hedef almış durumda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin de takip ettiği gibi aile mefhumumuz, toplumsal yapımız, örfümüz, değerlerimiz ve kutsallarımız küresel düzeyde bilinçli ve çok yönlü bir saldırı altındadır. Sapkın akımları, özendirici yayınlar, reklamlar, moda adı altında yürütülen dayatmalar topluma rol model olması gereken aktörler aracılığıyla zihinlere nakşedilen aşağılık fikirler her tarafımızı kuşatmış durumdadır. Cinsel sapkınlıkların bir insan hakkı ve tercihi olarak sunulmasının gerisindeki sinsi amacı gayet iyi biliyoruz. Aileyi gereksiz bir yük, taşıması zor bir sorumluluk ve insanın hayatını kısıtlayan bir fotoğraf olarak göstermeye çalışanların amacı bireyi ifsat ederek tüm toplumu çökertmektir. Tarihen ve itikaden sabittir ki aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK’ların da bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduğuna göre toplumun temeli olan ailenin korunması öncelikli hedefleri olmalıdır. İç cephemizi tahkim ve takviye etmek, çocuklarımız ve gençlerimize daha güvenli, daha vicdanlı, daha adil bir dünyayı miras bırakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalıyız” diye konuştu.
    Günümüz dünyasında, bilhassa da bölgemizde çatışmalar, savaşlar, kıtlık ve terör başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yoğun bir göç dalgası yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aileleri ve kendileri için daha güvenli, huzurlu ve müreffeh bir hayat kurma hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenler yollara düşüyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin sergilediği vurdumduymaz tavır insanlık adına utanç vericidir. Biz tarih boyunca Asya’dan, Afrika’dan, hatta Avrupa’dan insanlara kapısını da yüreğini de açmış bir ülkeyiz. Bugün de Türkiye olarak yıllardır milyonlarca çaresiz insana ev sahipliği yapıyor, kendi imkanlarımızı paylaşıyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmişte canlarını kurtarma derdine düştükleri her dönemde onlara yardım eli uzatan ilk ülkenin burası olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim. Şimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaşayanların, çaresiz mazlumlara karşı sergilediği iğrenç tavır maalesef gelecekte kendileri de aynı duruma düştüklerinde karışılacakları akıbetin örneği olacaktır. Bu tablonun daha da kötüleşmesini engellemede STK’lara önemli görev düşüyor. Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanışın mimarları ve öncüleri sizler olacaksınız. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruş, güçlü bir sesleniş, zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruşunuz öyle güçlü olmalı ki; insanlığın tamamı sizi takip etmeli. Seslenişiniz öyle güçlü olmalı ki; sağırlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öyle güçlü olmalı ki; zalimlerin elindeki silahlar yerlere düşmeli. Bu konu da en büyük destekçiniz Türkiye olacaktır” dedi.

    “Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız”

    Biz millet olarak her dönemde masumların, mazlumların ve yaşama mücadelesi verenlerin yanında olduk ve olmaya da devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler, aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye’nin insan odaklı, insan yaşatma odaklı politikasını engelleyemeyecekler. İsrail’in soykırımına maruz kalan Gazze’de yaşayanlar başta olmak üzere, Filistin halkı için sadece son dönemde yaptıklarımız bile bu hakikati açıkça göstermeye yeterlidir. Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden bu yana Gazze’ye 86 bin ton, Lübnan’a ise bin 300 ton insani yardım malzemesi ulaştırarak bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. İsrail’le olan ticaretimizi hiç düşünmeden milyarlarca dolarlık bir ticaret hacminden sarfınazar ederek süratle kestik. Siyonist yönetimin Gazze’de işlediği insanlık suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte her fırsatta meydanları, sokakları, caddeleri hınca hınç doldurduk. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı aldık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası düzeyde karar alıcı ve uygulayıcı mekanizmaları harekete geçirdik. Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz. İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

    “Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık”

    Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasını insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli bulduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa yıllardır dünyaya hak, hukuk, adalet ve insan hakları dersi veren Batılı ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir. Türkiye, Gazze katliamı ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında ilk günden beri insani, vicdani ve kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir. Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık. Üç kuruş siyasi rant sağlayacağım diye ülkesine ve devletine ‘İsrail ile ticaret yapıyorlar’ iftirası atanlar gibi de olmadık. Tatlı su siyasetçilerinden zor zamanlarda Filistinli kardeşlerinin yanında dimdik duranlardan olduk. Bundan sonra da sarsılmadan, yalpalamadan, sağa sola eğilmeden, bükülmeden inşallah sapa sağlam durmaya devam edeceğiz. Şairin ‘bir Filistin vardı, bir Filistin gene var’ dizelerinde olduğu gibi Filistin’den umudumuzu kesmeyecek, özgür ve bağımsız bir Filistin için çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Biz ecdadımızdan aldığımız ilhamla insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz”

    Türkiye olarak sizlerin varlığını ve buradaki temsilinizi çok kıymetli bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tarihimizden, medeniyetimizden, ecdadımızdan aldığımız ilhamla insanı düşünüyor, insanı koruyor, insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz. Bu konuda çok sağlam, çok muhkem, çok emin rehberlerimiz var. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa, ‘Allah sizin ne dış görünüşünüze, ne de mallarınıza bakar ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar’ buyuruyor. Hoca Ahmet Yesevi de ‘kimsenin kalbini kırma, çünkü kalp kırmak Allah’ı kırmaktır, gönlü kırık, zavallı garip birini görürsen yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol’ tavsiyesinde bulunuyor. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli, ‘incinsen de incitme’ diyor. Hazreti Mevlana, ‘kötülük yaptığın zaman kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir, karşına çıkartır’ diyerek ikazını yapıyor. Pir Sultan Abdal, ‘ne mutlu eğri zamanda doğru durabilene’ sözüyle bize istikamet gösteriyor. Aşık Veysel, ‘beni hor görme kardeşim, sen altınsın da ben tunç muyum’ serzenişiyle nefislerimize hitap ediyor” şeklinde konuştu.

    “İnsanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır bize yol gösteren bu gönül ve aşk erbabının izinden gitmeye, öğütlerini tutmaya, onların ahlakını ve insan sevgisini dünyaya yaymaya, insanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte omuz omuza yan yana yapacağız. Rabb’im hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sözlerime son verirken 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızın müştereken yayınladığı Gazze İstanbul Deklarasyonu’nun mazlum Filistin’in sesini dünyaya gür bir şekilde duyurmasını temenni ediyorum. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından fuara katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, tüm dostlarımıza, tüm kardeşlerimize tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

  • Aile arabuluculuk sistemi geliyor

    Aile arabuluculuk sistemi geliyor

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Antalya’da Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı tesislerinde düzenlenen Yargı Teşkilatı Toplantısı’na katıldı. Tunç, burada HSK üyeleri, bakanlık birimleri, Cumhuriyet Başsavcıları, Adalet Komisyon Başkanları ve Bölge İdare Mahkemeleri Başkanlarıyla bir araya geldi.

    Toplantıda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı yapmak adına yeni mevzuat düzenlemelerini de içeren Yargı Reformu Stratejimizi hazırladıklarını açıkladı. Tunç, “Son aşamaya getirdik. Son bir kez gözden geçirerek Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz. Kabinemizde ayrıntılarını tartıştık. Tüm taraflarla bir araya geldik. Çok sayıda toplantılar yaptık, 1 yılı aşkın bir zamandır bu çalışmayı gerçekleştirdik. Uygulayıcılardan gelen görüşler bizler için çok değerliydi” dedi.

    Daha önceki yargı paketi düzenlemeleri ve hazırlanan Yargı Reformu Stratejimi belgesinde, özellikle öngörülebilir, gecikmeyen ve hukukun üstünlüğü esas alan bir adalet sisteminin tesisi noktasında çok değerli fikirler elde ettiklerine vurgu yapan Tunç, “Özellikle ceza adaletinde, suç ve suçluyla mücadele, caydırıcılık bakımından çok değerli görüşler geldi. Gerek vatandaşlarımızdan, gerek uygulayıcı ve avukatlarımızdan gelen görüşleri dikkate aldık. Yıllardır bunu keşke böyle yapsaymışız diyeceğimiz, birçok alana el attık. Hukuk sistemimizde önemli yenilikleri hayata geçirerek bir belgeyi Cumhurbaşkanımız açıklayacak” ifadelerine yer verdi.

    “Aile Arabuluculuk sistemi geliyor”

    Daha önce kiracı ve kiralayanla ilgili arabuluculuk sisteminin devreye sokulmasıyla birlikte, sorunların yarı oranında azaldığını hatırlatan Bakan Tunç, aile arabuluculuk sistemine de geçileceğinin sinyalini verdi. Tunç, “Çünkü bir çok dünya ülkesi, demokratik hukuk devletlerinde, özellikle ailenin korunması, aile bireylerinin yargısal süreçlerde yıpranmaması bakımından ve gecikmeksizin herkesin kendi yolunu çizmesi bakımından aile arabuluculuğunu çok önemsiyoruz. Bu kapsamda önümüzdeki süreçte, uygulamadan da çok öneriler geldi. Özellikle kadına yönelik şiddet konusunu içermeyen aile ara buluculuğu sistemi ile aile üyelerine kriz dönemlerinde destek vererek, aile içinde yaşanan uyuşmazlıklar, adliye koridorlarına taşınmadan, tarafların ortak yararlarını gözeten ve bireysel beklentilerini olabildiğince karşılayan ara buluculuk sistemi ile çözümlenmesini istiyoruz”