Kategori: Siyaset

  • “Vatandaşlarımızın yargıya güvenini en üst noktaya çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız”

    “Vatandaşlarımızın yargıya güvenini en üst noktaya çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız”

    Bu anlamda yargı teşkilatı olarak hakimiyle, savcısıyla, avukatıyla ve yargı personeliyle birlikte gece gündüz çalışacağız, vatandaşlarımızın yargıya güvenini en üst noktaya çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız” dedi.

    Antalya’nın Kemer ilçesinde yer alan adliyenin yetersiz kalması nedeniyle ilçeye yeni yapılacak olan Adalet Sarayı’nın temeli törenle atıldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, temel atma töreninin açılışında yaptığı konuşmada adaletin toplumsal huzur ve barışın teminatı olduğuna vurgu yaptı. Bakan Tunç, “Adalet, Hazreti Mevlana’nın dediği gibi her şeyi yerli yerine koymaktır. Bütün erdem ve değerlerin merkezi ve dayanağı olan adalet, dertlinin derdine derman olmak, sıkıntısına çare bulmaktır. Böylesine önemli bir değer olan adaletin gerçekleştirileceği mekânların da adliyenin vakarına yaraşır olması gerekir. Elbetteki sadece fiziki imkânların yeterli olması yetmez. Adaletin tecellisi aynı zamanda hukuk devleti ile mümkündür. Hukuk Devletinin olmazsa olmazı olan adil, bağımsız, tarafsız, güvenilir ve etkin işleyen bir yargı erkinin üç temel ihtiyacı vardır. Bunlar; ihtiyaca cevap veren bir mevzuat, fiziki imkânların yeterliliği ve etkin bir insan kaynağıdır. 22 yıldan bu yana güvenilir bir adaletin tesisi için bu üç temel alanı güçlendirmek için önemli reformlara imza attık” diye konuştu.

    “Hâkim ve savcı sayımızı 24 bin 798’e çıkardık”

    Fiziki imkanların artırılmasının adalet için tek başına yeterli olmadığının altını çizen Bakan Tunç, yargı mensuplarının nitelik ve niceliğini artırmanın gayreti içerisinde olduklarını ifade etti. Tunç, şöyle konuştu:
    “Yeni adliye binalarımızın kullanımı ve mevzuatın doğru uygulanması elbette ki uygulayıcılarımızın elindedir. Bu sebeple yargı mensuplarımızın nitelik ve niceliğini artırmanın gayreti içerisindeyiz. 2002 yılında ülke genelinde, 9 bin 349 olan hâkim ve savcı sayımızı 24 bin 798’e çıkardık. Son 1 yılda Türkiye geneli ilave 2 bin 294 hakim-savcı ataması yaptık. Hukuk fakültelerimizdeki eğitim kalitesini artırmak için de öncelikle Hukuk Fakültesine girişte başarı sıralamasını 190 binden 125 bine yükselttik. Hukuk eğitiminde kaliteyi artırmaya yönelik bir diğer reformumuz, ilkini bu ayın 29’unda gerçekleştireceğimiz hukuk mesleklerine giriş sınavıdır. Bu sınavla avukat, hâkim, savcı ve noter olacak kişilerin mesleki niteliklerinin artmasını amaçlıyoruz.”

    “Uzun aylar atılan duruşmalara son vermek istiyoruz”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adaletin daha hızlı bir şekilde tesis edilmesi için mahkeme sayılarını sürekli olarak artırdıklarına dikkat çekerek, 2002 yılında adli yargıda 3 bin 581 olan mahkeme sayısının 7 bin 133’e çıkarıldığını belirtti. Tunç, “2002’de idari yargıda 146 olan mahkeme sayısını 224’e çıkardık. Son bir yılda 2 bin 812 ilk derece mahkemesi kurduk. Geçen haftalarda açılışını gerçekleştirdiğimiz Tekirdağ ve Denizli ile bölge adliye mahkemelerini 17 bölgede, bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdik. İstinaf mahkemelerimizle hem Yargıtay ve Danıştay’ın iş yükünü azalttık hem de vatandaşlarımızın hukuki güvencesini arttırdık. Böylece yaşanan uyuşmazlıkların daha etkin ve hızlı bir yargılama ile çözüme kavuşmasını sağladık. İstinaf mahkemelerimizin iş yükünü göz önüne alarak daire ve üye sayılarını artırarak yapılarını güçlendirmeye devam edeceğiz. Uzun aylar atılan duruşmalara son vermek istiyoruz. Vatandaşlarımız bir an önce hakkına kavuşsun. Bu anlamda yargı teşkilatı olarak hakimiyle, savcısıyla, avukatıyla ve yargı personeliyle birlikte gece gündüz çalışacağız, vatandaşlarımızın yargıya güvenini en üst noktaya çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız” dedi.

    “Antalya Havalimanı’nda görüntülü duruşma yoluyla ifade alınmaya başlandı”

    Adliye binalarında en son teknolojilere uyumlu olarak tasarlanan UYAP, e-duruşma ve SEGBİS gibi dijital sistemlerin daha etkin kullanılmaya başlandığının altını çizen Bakan Tunç, dijital sistemlerle yargı süreçlerinin daha verimli, daha hızlı ve güvenli bir şekilde işlemesini sağladıklarını dile getirdi. Tunç, şöyle devam etti:
    “Şimdi bunu daha da geliştirmenin gayreti içerisindeyiz, yapay zekanın yargı hizmetlerinde kullanılabileceği alanlar oldukça fazla, buna yönelik çalışmalarımız var. İstanbul Havalimanı’nda bir mahkeme kurulmasını sağladık ve vatandaşlarımızdan orada adliyeye gitmeden hızlı bir şekilde ifade alınabilmesi, vatandaşlarımızın mağdur olmaması ve uçağa yetişebilmesi için sistemleri kurduk. İkinci bir sistemimizi Antalya Havalimanı’nda kurduk, görüntülü duruşma, SEGBİS yoluyla ifade alınabilir hale geldi.”

    “Kemer Adliye Sarayı 450 gün içinde hizmete geçecek”

    Bakan Yılmaz Tunç, Kemer Adalet Binası’nın yapım ihalesini 24 Nisan tarihinde gerçekleştirdiklerini kaydederek, 6 Haziran tarihinde ise yer tesliminin yapıldığını açıkladı. Tunç, “Kemer Adalet Binamızı inşallah 450 gün içinde bitirerek hizmete sunacağız. 10 bin 200 metrekare kapalı alana sahip olacak Kemer Adalet Binamızda 32 hakim ve cumhuriyet savcı odası, 85 araçlık otopark, bodrum, zemin, 2 kat, teras katı yer alıyor. Modern ve yatay mimaride bir eser olacak.”

    “Antalya için yeni yatırımlar teklif edildi”

    Antalya’ya geçtiğimiz yıllarda yapılan yatırımları hatırlatan Bakan Tunç, Antalya için 2025 yılı yatırım programına sunulan tesisleri de aktardı. Tunç, “72 bin 986 metrekare büyüklüğündeki Antalya Ek Adalet Binamızı, 25 bin 728 metrekare büyüklüğündeki Alanya Ek Adalet Binamızı, 19 bin 323 metrekare büyüklüğündeki Elmalı Adalet Binamızı, 13 bin 358 metrekare büyüklüğündeki Kaş Adalet Binamızı, 17 bin 770 metrekare büyüklüğündeki Manavgat Ek Adalet Binamızı 2025 yılı yatırım programına teklif ettik” dedi.

    “Birkaç hafta sonra Cumhurbaşkanımız Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni kamuoyu ile paylaşacak”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni kamuoyu ile paylaşacağını açıkladı. 1 yıldır konuya ilişkin çalışma sürdürdüklerini anlatan Bakan Tunç, şöyle konuştu:
    “Önümüzdeki birkaç hafta sonra Cumhurbaşkanımız Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni kamuoyu ile paylaşacak. Bir yıldan bu yana da çalışıyoruz, strateji belgesinde yargıda gecikmeyi önleyecek, vatandaşlarımızın gecikmeksizin hakkına kavuşabilmesi noktasında tıkanan damarları açabilecek çok önemli hedefler ortaya konulacak. Hakimlerimizin, savcılarımızın, avukatlarımızın, vatandaşlarımızın görüşlerini aldık, almaya da devam ediyoruz. Birçok konuya neşter vurularak, özellikle yargıya güveni sarsan bazı durumların ortadan kaldırılmasına yönelik çok önemli reformları hayata geçireceğiz. Bundan şüpheniz olmasın. Sayın Cumhurbaşkanımız o hedefleri açıkladıktan sonra da yargısıyla yasamasıyla yürütmesiyle üzerimize düşen görevleri hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Bazı dava türlerinde mahkemelerde yoğunlaşmanın arttığını görüyoruz, buralarda mahkeme sayısının, hakim savcı sayısının artırılmasına yönelik çalışmalar yaptık. Elbette tüm bunlarla yetinmiyoruz. Sürekli daha iyinin, milletimize daha iyi hizmet etmenin gayreti içerisindeyiz.”

    Bakan Tunç’un konuşmasının ardından dualar eşliğinde temel atma töreni gerçekleştirildi. Törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra Yargıtay Birinci Başkanvekili ve Ceza Genel Kurulu Başkanı Ahmet Ömeroğlu, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci, Kemer Cumhuriyet Başsavcısı Gamze Almalı, AK Parti ve MHP Antalya milletvekilleri, çok sayıda adli personel ve vatandaşlar katıldı.

  • “Saldırganı götürme şekli ile ilgili soruşturma iddiaları yalandır”

    “Saldırganı götürme şekli ile ilgili soruşturma iddiaları yalandır”

    Bakan Yerlikaya, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, “Polis memuru kızımız Şeyda Yılmaz’ı şehit eden saldırganın emniyetten adliyeye götürülme şekliyle ilgili olarak soruşturma açıldığına dair iddialar alçakça bir yalandır. Bu konuda ne İçişleri Bakanlığımızca, ne Emniyet Genel Müdürlüğümüzce ne de Valiliğimizce herhangi bir soruşturma açılmamıştır. Bu yalan haberleri yayanlar hakkında gerekli adli işlemler başlatılmıştır” ifadelerine yer verdi.

  • Milletvekilinin arabası 61 defa Bulgaristan’a gitti geldi

    Milletvekilinin arabası 61 defa Bulgaristan’a gitti geldi

    Edirne Kaçakçılık Şube Müdürlüğünde, aracın sadece 2024 yılı içerisinde, CHP Milletvekili Ediz Ün adına 61 defa giriş ve çıkış olmak üzere tescil kaydı ve yine 2024 yılına ait iki araçla Ediz Ün adına giriş ve çıkış tescil kaydının mevcut olduğu öğrenildi. Yine CHP Milletvekili Ediz Ün’nün elemanı ve araçta bulunan Çağatay Rahmi Çetin’in sadece 2024 yılı içerisinde araç ile Türkiye’ye 62 adet giriş – çıkış tescil kaydının mevcut olduğu öğrenildi.

    Olayın ortaya çıkması

    20 Eylül günü Edirne otobanında uygulamalar sırasında gişelerden geçmek isteyen çakarlı lüks aracı polis ekipleri durdurmak istedi fakat araç durmayıp kaçınca polis ekipleri peşine düştü. Sirenleri açık şekilde kaçmaya çalışan araç 600 metre ileride durduruldu.

    Araçta bulunan F.A. ve Ç.R.Ç., gönüllü olarak 530 boş elektronik sigara kutusu, 2 bin 242 elektronik sigara kiti, 2 bin 790 elektronik sigara başlığı, bin 275 elektronik sigara ateşleyicisi, 130 likit haznesi ve 18 sigara likidini güvenlik güçlerine teslim etti.

    Ekipler, iki şahsın da suç kayıtlarının ortaya çıkmasının üzerine araçta arama yapılmak için şoför Ferhat Anıl’a araçta suç unsuru olup olmadığı soruldu. Ferhat Anıl ise, “Kendime yetecek kadar elektronik var” dedi ve bagajı açtı. Bagajdan yola elektronik sigara ve otomizer ateşleyiciler döküldü. Bunun üzerine polis ekipleri müracaat savcılığını aradı.
    Müracaat savcısı, ‘şahısların bulunanları rızaen teslim edip etmeyeceğinin’ sorulmasını, eğer teslim etmeyi kabul ederlerse arama yapılmaksızın video çekimi yapıp, suç unsurlarına el konulması talimatı verdi.

    Bunun üzerine Ferhat Anıl bagajdakileri teslim etmeyi kabul etti.

    Araçta yapılan incelemede aracın CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün’e ait olduğu ortaya çıktı. Sürücü olarak araçta bulunan Çağatay Ramazan Çetin’in kasten yaralama suçundan, yolcu kısmında oturan Fatih Akın’ın ise “Uyuşturucu kullanmak”, “Hırsızlık”, “Mala zarar verme”, “Açıktan hırsızlık”, “Resmi belgede sahtecilik,” “Güveni kötüye kullanma,” “Kooperatif yöneticilerinin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık” ve “2 adet karşılıksız çek keşide etme”, “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üretmek veya hizmeti sunmak” suç kayıtları olduğu ortaya çıktı.

    Polis ekiplerinin bagajdaki elektronik sigara ve optimizer ateşleyicileri kayıt altına aldığı ve her iki şahsı serbest bıraktığı öğrenildi.

  • “F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtık”

    “F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtık”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 15. Türkiye Yatırım Konferansı çerçevesinde Amerikalı ve Türk iş adamları ile bir araya geldi.
    Bir gelenek haline gelen bu buluşmanın iki ülke iş çevrelerine yeni işbirlikleri ve ortaklıklar için önemli bir imkan sunduğuna inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik ve ticari konuların Amerika’yla münasebetlerin en önemli boyutlarından birini teşkil ettiğini ifade etti.

    Amerika’nın son iki senedir Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci, en fazla ithalat yaptığı beşinci ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ticaret hacminin geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aştığını söyledi. Erdoğan, “Pek çok defa ifade ettiğim üzere ikili ticaret göstergelerini istikrarlı şekilde arttırmak için büyük bir potansiyele sahibiz” dedi.

    Ticarette 100 milyar dolarlık ortak hedefe iyi bir planlamayla ulaşabileceğine bütün samimiyetiyle inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için demir çelik ve alüminyum sektöründeki ilave gümrük vergileri, soruşturmalar ve CAATSA yaptırımları gibi tek taraflı uygulamaların artık terk edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin büyük, güçlü ve potansiyeli son derece yüksek bir ekonomiye sahip olduğunu, bugün dünyada hem nüfusu 85 milyon hem de kişi başına geliri 13 bin doların üzerinde olan ABD, Japonya, Rusya, Meksika ile 5 ülkeden biri olduğunu belirterek, Türkiye’nin son 20 yılda ortalama yüzde 5,4 oranında büyüdüğünü, son 20 yılda altyapıya 270 milyar dolardan fazla yatırım yaptıklarını aktardı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanı sayısını 2 katından fazla artırdıklarını, ihracatın 20 yılda 20 kattan fazla arttığını bildirdi. Dünya ihracatından alınan payı ikiye katladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma ve havacılık sanayinde ilk sıralardayız. Dünyanın en büyük SİHA tedarikçisiyiz. Şeffaf, öngörülebilir ve yatırımcı dostu politikalarımız sayesinde son 20 yılda 270 milyar dolara yakın uluslararası doğrudan yatırım çektik” ifadelerini kullandı.

    2024’te kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye’deki yabancı sermayeli şirket sahibi sayısının 6 binden 83 bine çıktığını, bölgede yaşanan sıkıntılara rağmen ihracatta, istihdamda, üretimde, turizmde büyümeyi sürdürdüklerini söyledi.

    “Güçlü bir şekilde desteklediğimiz ve son bir yıldır uygulamakta olduğumuz ekonomi programının meyvelerini topluyoruz.” diyen Erdoğan, tüm dünya ile birlikte ülkemizin de sorunu olan enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sürecine girdik. İşsizlik oranı hedeflerimiz ötesinde iyileşti. Depremin etkilerine rağmen kamu maliyesini hızla toparladık. Rezervleri artık bir endişe kaynağı olmaktan çıkardık. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının tamamı bu gelişmelere kayıtsız kalmadı” şeklinde konuştu.

    2024 yılında kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Erdoğan, makro finansal istikrarı kalıcı hale getirmek suretiyle Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler ligine çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek katma değerli, sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, ileri teknolojiye dayalı ve nitelikli istihdam sağlayan yatırımları Türkiye’ye daha fazla çekmek istediklerini, bu amaçla yeni uluslararası doğrudan yatırım stratejisini hazırladıklarını belirterek, “Böylece ülkemizin küresel yatırım pastasından aldığı mevcut yüzde 1’lik payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1,5’e çıkaracağız. Yenilenebilir enerji, savunma sanayi, biyoteknoloji ve otomotiv sektörleri keza özel ilgi gösterdiğimiz ve Amerikan firmalarıyla müşterek çalışmalara imza atabileceğimiz alanlar olarak öne çıkıyor” dedi

    Türkiye’nin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji yatırımlarının odak noktası haline gelmesini hedeflediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu maksatla yarı iletkenler, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme ve uzay gibi 30’un üzerindeki başlıkta yapılacak yatırımlara nitelikli destekler sağlayacağız” dedi

    Amerika ile gerek karşılıklı iş heyetleri ziyaretleri, gerek resmi temaslar açısından verimli bir yıl geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Bu temaslarda Orta Asya ve Afrika gibi coğrafyalar başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde de ortak iş yapabilme fırsatları öne çıktı. Bu potansiyeli Eximbank, IFC gibi kuruluşlarında aktif desteğiyle hayata geçirebiliriz. 2016 yılında Amerika’dan LNG ithalatına başlamamızın ardından enerji alanında da işbirliğimizin gelişiyor olması memnuniyet vericidir. Bugün Amerika bu alandaki en büyük tedarikçimiz haline gelmiş olup bu ilişkiyi uzun vadeli bir sözleşmeyle taçlandırmak arzusundayız. Mayıs ayında enerji şirketimiz BOTAŞ ile Amerikalı enerji şirketi Exxon Mobil arasında imzalanan niyet mektubu önemli bir adımdı” değerlendirmesinde bulundu.

    Savunma sanayi alanındaki işbirliğinin son yıllarda kısıtlamalar nedeniyle maalesef potansiyelinin çok gerisinde kaldığını ifade eden Erdoğan, “F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

    Türk savunma sanayinin dinamizminin küresel tedarik zincirleri bakımından da rakipsiz bir fırsat sunduğunu dile getiren Erdoğan, 155 milimetre kalibrelik top mermilerinin üretim ve tedarikinde tesis edilen işbirliğinin bunun en somut örneklerinden olduğunu, firmaların Teksas’ta faaliyete geçirecekleri üretim tesislerinin bu alandaki tedarik süreçlerine seviye atlatacağını, mevcut projeleri ilerletmek, müşterek güvenliğe katkı sağlayacak yeni ortaklıklar kurmak için iş insanlarının desteğinin mühim olduğunu kaydetti. Amerikan iş dünyasının gayretleri desteklenmesi noktasında daha etkin roller üstlenebileceği kanaatinde olduğunu belirten Erdoğan şunları söyledi:

    “Sizlerle birlikte yeni yatırımcıları da Türkiye’de görmekten mutluluk duyacağımızı bilmenizi isterim. Türk firmalarının da Amerikan pazarına girişleri noktasında vize başta olmak üzere gerekli kolaylıkların sağlanmasında aktif desteğinizi bekliyorum.”

  • “Bekaa Vadisi’ndeki sakinler derhal uzaklaşın”

    “Bekaa Vadisi’ndeki sakinler derhal uzaklaşın”

    İsrail Lübnan’da yoğun saldırılarını sürdürürken, halkı da göçe zorluyor. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü Daniel Hagari yaptığı açıklamada, Lübnan’ın doğusundaki Bekaa Vadisi’ndeki yeni bir operasyon başlatacaklarını bildirdi. Hagari, “Yakın gelecekte Bekaa Vadisi’ndeki terör hedeflerini vurmaya hazırlanıyoruz. Hizbullah stratejik silahları orada, sivil binalarda depoluyor, halkı canlı kalkan olarak kullanıyor ve bilerek tehlikeye atıyor” dedi.

    Bekaa Vadisi’ndeki Lübnanlılara tehditkar bir mesaj gönderen Hagari, “Bekaa Vadisi’ndeki köylerde yaşayan Lübnanlıları uyarıyorum. Füzelerin ve silahların depolandığı binaların yakınında ya da evlerin içinde bulunan sakinler, derhal onlardan uzaklaşın” ifadelerini kullandı.

    Bekaa sakinlerinin bugün Güney Lübnan’da gerçekleştirilen eylemi göreceklerini kaydeden Hagari, “Hizbullah bu silahları İsrail topraklarına doğru fırlatmak niyetinde ve biz buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’a ait 300 yeri vurduklarını söyleyen Hagari, İsrail Hava Kuvvetleri tarafından bugün vurulan her evin Hizbullah tarafından silah depolamak için kullanıldığını iddia etti.

    “İkinci bir emre kadar geri dönmemeniz gerekiyor”

    IDF’in Arapça Sözcüsü Albay Avichay Adraee ise Bekaa Vadisi sakinlerine gönderdiği Arapça mesajda, ordunun hava saldırılarına başlamadan önce sivillerin bölgeyi terk etmek için 2 saati olduğunu söyledi. Adraee sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda, “Hizbullah silahlarının bulunduğu bir evin içinde ya da yakınındaysanız, 2 saat içinde köyün en az bin metre dışına çıkmanız ya da yakınınızdaki merkez okula gitmeniz ve ikinci bir emre kadar geri dönmemeniz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Ticaret Bakanlığı İHA/SİHA açıklaması

    Ticaret Bakanlığı İHA/SİHA açıklaması

    Ticaret Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan “Ukrayna’nın, ülkemizden satın aldığı İHA ve SİHA’ların ödemelerini buğday olarak yaptığı ve Türk buğdayının toprağa gömüldüğü” iddiasının gerçeği yansıtmadığını açıkladı.

    Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ülkemize buğday ithalatında halihazırda çiftçilerimizi korumak amacıyla yüzde 130 oranında gümrük vergisi uygulanmaktadır. Diğer taraftan, Dahilde İşleme Rejimi kapsamındaki buğday ithalatı da yerli buğday üretimimiz göz önünde bulundurularak 21 Haziran-15 Ekim 2024 tarihleri arasında durdurulmuştur. Ülkemiz ve Ukrayna arasında iddia olunan haliyle bir ticaretin gerçekleşmediği, kamuoyuna açık olan ikili dış ticaret verileri ile de sabittir. Ayrıca, üreticilerimizden temin edilen buğdayın toprağa gömüldüğüne ilişkin olarak T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin 20 Eylül 2024 tarihinde yapmış olduğu açıklama ile bu yalan ayrıca net bir biçimde ortaya konulmuştur” denildi.

    Açıklamada söz konusu iddiaların Türkiye’den Ukrayna’ya gerçekleştirilen İHA ve SİHA ihracatı ile ilişkilendirilerek gündeme getirilmesinin Türkiye’nin savunma sanayinde yakaladığı ihracatı gölgelemeye yönelik kasıtlı bir girişim olduğunun açıkça görülmekte olduğu kaydedildi.

    Açıklamanın devamında bu tür yalan iddiaların uyum içerisinde ilerleyen dış ticaret ve tarım politikaları üzerinden hedeflerine emin adımlarla yürüyen Türkiye ekonomisine set çekmeyi amaçlamakta olduğu belirtildi.

  • Şehit cenazesinde Özel’i protesto eden belediye işçileri işten çıkarıldı

    Şehit cenazesinde Özel’i protesto eden belediye işçileri işten çıkarıldı

    Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Eylül ayı basın buluşmasında, yapılan ve yapılacak olan hizmetler ile kendilerine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Başkan yardımcılarının da katılımıyla makamında gerçekleştirilen toplantıda sözlerine hizmetlerle başlayan Balaban, “Söz verilen fizyoterapist ve psikolojik danışmanlık hizmetlerimizi sağlık merkezimizde resmen başlattık. Buna diyetisyenliği de ekleyip daha geniş boyutlu hizmetleri yerine getirmeye devam edeceğiz. Bunlardan bir kuruş ücret almıyoruz. Önümüzdeki günlerde söz verdiğimiz Alzheimer merkezini de halkımızın hizmetine sunacağız. Eğitim Muradiye YEGEM dershanesini açtık ve Muradiyelilerden büyük bir destek aldık. Ekim ayı sonunda Muradiye Ek Hizmet binasını da yetiştireceğiz. Yunusemre’de kadın kardeşlerimize özel yüzme kursunu başlatıyoruz. Türkiye’nin en iyilerinden biri olacak motokros pistini de Osmacanlı Mahallemize kazandırıyoruz. Önümüzdeki pazar günü yapmayı düşündüğümüz yağlı güreş organizasyonunu ekonomik kriz nedeniyle, ekonomik kaynak oluşturamamamızdan dolayı iptal ettik. Özellikle 15 Eylül’de İller Bankası’ndan gelen paradan tam 21 milyon lira yani hakkımızın üçte birinin kesilmesi nedeniyle bu güreş organizasyonundan vazgeçtik. Üzücü olan, bize ait olmayan borçların hesabının bizden sorulması, bize ait olmayan borçlardan dolayı bizim hakkımız olan 21 milyon liranın merkezi hükümet tarafından kesilmesidir. Biz her şeye rağmen laf üretmiyoruz, iş üretiyoruz ve 6 aydır da bütün baskılara, bütün elimizin, kolumuzun bağlanma çalışmalarına rağmen de maaşları ödüyoruz ve hizmeti de üretiyoruz, üretmeye de devam edeceğiz”

    “200 arkadaşımızı işten çıkardık”

    Yunusemre Belediyesinde işten çıkarılan yaklaşık 200 işçinin çıkarılma sebeplerini de açıklayan Balaban, “Evet doğrudur. 200 arkadaşımızı işten çıkarttık, yolları ayırdık. 52 arkadaşımız karı-koca oldukları için aynı belediyede birlikte çalıştıkları için demokratik bir şekilde söyledik. Müdürlerimizin de eşi vardı. Hiçbir ayrım yapmadan bu kriteri net bir şekilde uyguladık. Kreşler vardı, YEGEM dershanesi vardı. Birçok konuda herkese saygım var ama liyakatsizlik vardı. Kreşlerdeki öğretmenlerimizin tamamı lise mezunuydu. Lise mezunlarına saygı duyuyorum. Önemli olan hayat üniversitesini bitirmektir ama bir lise mezununun kreşte öğretmen olarak görevlendirmek, eğitim biliminin doğasına aykırıdır. Bundan dolayı yaptık. O arkadaşlarımızın bir bölümünü de ‘sizleri başka yerlerde görevlendirelim’ dedik. Çoğu da kabul etmedi ve yollarımızı ayırdık. En az 45 arkadaşımız da bu liyakatsizlikten dolayı yollarımızı ayırdık. Yine 30-40 arkadaşımız kendi istekleriyle istifa ettiler. Ve onların da hiçbir şekilde sosyal haklarına bir liralık zarar gelmeden anlaştık ama 50-60 arkadaşımızı da korkmadan, çekinmeden söylüyorum. Özgür Özel’e, Sayın Genel Başkanımıza, Cumhuriyet Halk Partisi’nin en önemli insanına, buradaki şehit cenazesinde her türlü saygısızlığı, her türlü yanlışı yaptıkları için ve bizler hakkında her türlü karalamayı yaptıkları için ve bankamatik oldukları için bir siyasi militan oldukları için bu arkadaşlarla da yine haklarını vererek yollarımızı ayırdık. Siyasi iradeyle gelen siyasi iradeyle de gider arkadaşlar. Biz bu konuda birçok AK Partili arkadaşımızla da çalışmaya devam ediyoruz. İşte özel kalemde çalışan o dönemden kalan bir arkadaşımız var. Kendisi başımızın tacı. En namahrem yerde birlikte çalışıyoruz. Bizim kesinlikle bu konuda bir ön yargı, bir kampanyamız yok. Biz hak edilenin en iyi şekilde uyguladık ve uyguluyoruz ve yine işçi alımlarında bizler birçok işçi arkadaşımızı aldık. Ama saha elemanı olarak aldık. Zabıtada, güvenlikte, en önemlisi temizlikte, park bahçede, şantiyede en az 300 kişi görevlendirdik. Bunlar bizim için temel ihtiyaç” dedi.

    Yunusemre Kent Orkestrası eleştiriline de cevap verdi

    Yunusemre Kent Orkestrası’na belediye bütçesinden yüklü ödemelerin yapıldığına yönelik eleştirilere de cevap veren Balaban, “Kent orkestrasında bizde çalışan 2 arkadaşımız olduğu için onlara hiçbir para ödemedik. Ses düzeni de kendimizin var, belediyenin var. Ses düzenini kendiniz götürüp oralarda ve yerel sanatçılardan destek aldık. Dört kişilik bir grup vardı. Ona da sponsorlar aracılığıyla toplamda gece başına 4 bin liradan 30 gece 120 bin lira, sponsor aracılığıyla ödedik. Belediyenin kasasından, o etkinlikler için bir lira çıkmadı. Biz bunlarla da gurur duyuyoruz. Yurt Dağı’na kültürü, sanatı, müziği, tiyatroyu götürüyoruz.

    “Kendi araç filomuzu oluşturacağız”

    Açıklamasının son kısmında düzenleyecekleri araç hibe kampanyasından da söz eden Başkan Balaban konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “Gene önemli konulardan biri çok net bir araç ihalesi yaptık. Araç ihalesi sonunda ne Kamu İhale Kurumuna ne savcılığa bir tane itiraz gelmedi. Ama bu araç ihalesi bize ciddi bir yük. Onun için iyilik sever insanlardan araç kampanyası başlattık. 1 yıl içinde kendi araç filomuzu kuracağız ve bu büyük yükten de belediyeyi kurtaracağız. Hedefimiz kendi araçlarımızla belediyeye hizmet vermek. Bu da bizim için çok önemli bir proje. 1 yıl içinde bunu da halkımızdan iyiliksever insanlardan aldığımız güçle kesinlikle gerçekleştireceğiz. Hiçbir zaman halkımızın kararına bir ukalalık yapmak, hadsizlik yapmak bizim haddimize değil. 5 yıl boyunca çalışacağız ve son takdiri halkımıza bırakacağız.”

  • “Ukrayna’nın saldırısında 31 sivil hayatını kaybetti”

    “Ukrayna’nın saldırısında 31 sivil hayatını kaybetti”

    Ukrayna’nın Rusya’nın sınır bölgesi Kursk’ta düzenlediği saldırıların bilançosu açıklandı. Rusya Deşişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Ukrayna’nın Kursk bölgesindeki saldırılarında 5 Eylül itibariyle en az 31 sivil hayatını kaybetti, 256 sivil yaralandı” denildi. Açıklamada, 131 bin sivilin de bölgedeki evlerini terk etmek zorunda kaldığı kaydedildi.

    Ukrayna 6 Ağustos’ta İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Rusya’ya yönelik en büyük dış saldırıyı başlatarak, insansız hava araçları ve Batı yapımı silahlar da dahil olmak üzere ağır silahlarla desteklenen sınırı geçip batıdaki Kursk bölgesine girmişti. Kiev, Kursk’ta yaklaşık 100 yerleşim yerini ve bin 300 kilometrekareden fazla alanı ele geçirdiğini iddia etmişti.

  • İran yasak getirdi

    İran yasak getirdi

    İran Devrim Muhafızları Ordusu, Lübnan’da gerçekleşen saldırıların ardından benzer bir tehdide karşı harekete geçti. İngiliz haber ajansı Reuters’e konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen iki üst düzey İranlı güvenlik yetkilisi, İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a ait çağrı cihazları ve telsizleri hedef alan saldırılarının ardından Devrim Muhafızları Ordusu’nun haberleşme ve iletişim ağını tekrar incelediğini ve iletişim cihazlarını kullanmayı yasakladığını belirtti. Devrim Muhafızları Ordusu’nun teyakkuz halinde olduğu belirtilen haberde, ordunun kullandığı iletişim araçlarının çoğunun ya el yapımı ya da Çin ile Rusya’dan ülkeye getirtildiği kaydedildi.

    “İsrail’in ilk saldırıda hedef aldığı bazı çağrı cihazları Tahran’a getirtildi”

    İranlı güvenlik kaynağı, Devrim Muhafızları’nın an itibariyle şifreli mesajlaşma yoluyla haberleştiğini belirterek, “İsrail’in ilk saldırıda hedef aldığı bazı çağrı cihazları Tahran’a getirildi. Burada İranlı teknik ekipler tarafından cihazlar inceleniyor. Benzer bir durumun İran’da yaşanmaması için önlemler alınıyor” dedi. Diğer yetkili ise Tahran’ın temel endişesinin özellikle yer altında bulunan nükleer tesisler ve füze programına yönelik olabilecek sabotajları engellemek olduğunu aktardı.

    İran, yerli üretim kablosuz telsiz kullanıyor

    İranlı resmi makamlardan henüz konuya ilişkin herhangi bir açıklama gelmedi. Öte yandan İran silahlı kuvvetleri haberleşmek içi daha çok kendi üretimi olan kablosuz telsizleri kullanıyor. İsrail’in Lübnan’da hedef aldığı ve Hizbullah’ın kullandığı çağrı cihazları, İran ordusunun envanterinde bulunmuyor. İran silahlı kuvvetleri Batılı ülkelerin yaptırımları sonucu istediği teknolojiyi ülkeye ithal edememesi ve askeri teknolojide dışarıya bağımlı olmamak adına haberleşme ağını kendi savunma sanayisinde ürettiği kablosuz telsizler ile sağlıyor. Buna rağmen son yıllarda İran ordusunun Rusya ve Çin’den iletişim cihazları aldığı belirtiliyor.

  • Ülkede genel af ilan etti

    Ülkede genel af ilan etti

    Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, imzaladığı kararnameyle ülkede genel af ilan etti. Kararnameye göre af, 22 Eylül 2024 tarihinden önce işlenen askeri firar, hafif suçlar ve belirli ihlallerle suçlanan kişileri kapsayacak. Af, ülke içinde ve dışında ordudan firar edenleri ve kaçakları 3 ila 4 ay içinde teslim olmaları koşuluyla etkileyecek. Kararnamede, rüşvet, sahtecilik, genel ahlakın ihlali ve bazı hırsızlık türleri gibi toplumu ve devleti etkileyen ciddi bir ihlal teşkil edenler hariç tüm cezalara da af öngörüldüğü aktarıldı.

    Şehircilik Kanunu’nda öngörülenler, ekonomik ihlaller, elektrik hırsızlığı, iletişim hizmetleri almak için hileli yolların kullanılması, Tüketiciyi Koruma Kanunu ihlalleri, döviz bozdurma ve ormanlara zarar verme gibi bazı küçük suçlar ise kapsam dışı bırakıldı.