Kategori: Siyaset

  • Bilecikli esnafın ‘siftah parası’ şaşkınlığı

    Bilecikli esnafın ‘siftah parası’ şaşkınlığı

    Yeniden Refah Partisi (YRP) İl Gençlik Kolları üyeleri 23-29 Eylül 2024 tarihleri arasında kutlanan Ahilik Haftası nedeniyle gece vakti kentte kepenkleri kapalı dükkanları tek tek gezerek mektup bıraktı. Mektubun içinde YRP Genel Başkan Fatih Erbakan’ın mesajı ile 5’er lira da siftah parası yer aldı. Esnaf, bu eski geleneği yaşattıkları için partili gençlere teşekkür etti.

  • Marmara Belediyeler Birliği Toplantısı’na Bilecik ev sahipliği yaptı

    Marmara Belediyeler Birliği Toplantısı’na Bilecik ev sahipliği yaptı

    Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey başkanlık yaptı. Konuklarını tarihi belediye binasında ağırlayan Belediye Başkan Subaşı, Bilecik ve Bilecik Belediyesi çalışmaları hakkında misafirlerine bilgi verdi.

    Birlik belediyeleri olarak fikir alışverişinin yapıldığı toplantıya; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Candan Yüceer, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ve Birlik Genel Sekreteri M. Cemil Arslan katıldı.

    ‘’İlimizin tarihi ve doğal güzelliklerini anlatma fırsatı bulduk”

    Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, gerçekleştirilen toplantı ile Bilecik’in tarihi ve doğal güzelliklerini anlatma fırsatı bulduklarını belirterek, “Gerçekleşen toplantıda alınan kararların bölgemiz ve şehirlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

  • AK Parti İzmir, delege seçimlerini tamamladı

    AK Parti İzmir, delege seçimlerini tamamladı

    AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, haftasonu 30 ilçede gerçekleştirilen delege seçimlerinin ardından verdiği mesajda, “AK Parti, demokrasi ve hizmet partisidir. Delege seçimlerimiz, sadece bir kongre süreci değil; AK Parti’nin güçlü iradesinin ve demokrasiyi içselleştirmiş yapısının bir göstergesidir. Bugün İzmir’de her bir teşkilat mensubumuzla omuz omuza, ortak hedeflere yürüyerek güçlü bir geleceği inşa ediyoruz.” dedi.

    AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, yayınladığı mesajda şu ifadeleri kullandı; “Bizim kongrelerimiz bayram hüviyetindedir. Bizim kongrelerimizde kavga ve menfaat değil, sevgi ve kardeşlik esastır. 30 ilçemizde gerçekleştireceğimiz 8. olağan ilçe kongrelerimiz için delege seçimlerini birlik, beraberlik ve huzur içerisinde tamamladık. AK Parti, demokrasi ve hizmet partisidir. Delege seçimlerimiz, sadece bir kongre süreci değil; AK Parti’nin güçlü iradesinin ve demokrasiyi içselleştirmiş yapısının bir göstergesidir. Bugün İzmir’de her bir teşkilat mensubumuzla omuz omuza, ortak hedeflere yürüyerek güçlü bir geleceği inşa ediyoruz. Hep birlikte, İzmir’imizi hak ettiği hizmetlerle buluşturacak, Türkiye Yüzyılı’na yaraşır bir şekilde AK Parti’nin güçlü vizyonunu şehrimize taşıyacağız. 8. olağan ilçe kongrelerimiz için gerçekleştirdiğimiz delege seçimlerimizin milletimiz ve AK Partimiz adına hayırlara vesile olmasını diliyor, teşkilatlarımızın her kademesinde görev alan tüm dava ve yol arkadaşlarımıza şükranlarımısunuyorum.”

  • “Koruyucu aile konusunda küresel anlamda bir seferberlik çağrısı yapacağız”

    “Koruyucu aile konusunda küresel anlamda bir seferberlik çağrısı yapacağız”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ziyaret gerçekleştirdiği ABD’de temaslarını sürdürüyor. Bakan Göktaş, New York’ta Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) ve MÜSİAD tarafından düzenlenen İş Zirvesi’ne katıldı. ABD’deki Türklerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek konuşmasına başlayan Bakan Göktaş, kültürlerini en güzel şekilde temsil eden Türklerin iki ülke arasında insani bağlar kurduğunu aktararak “Sizlerin özverili çalışmaları hem ana vatanımızda hem de yurt dışındaki imajımızı güçlendiriyor. Türkiye ve ABD, coğrafi olarak dünyanın iki farklı noktasında yer alsalar da halkları arasında güçlü bir anlayış, dostluk ve iş birliği bağı var” ifadelerini kullandı.

    Bu bağların yalnızca devletlerarası ilişkilerle sınırlı olmadığını aktaran Göktaş, “Aksine, aramızdaki en kalıcı ve sağlam köprüler, halklarımızın birbirleriyle kurduğu doğrudan iletişim, karşılıklı saygı ve ortak kültürel değerlerle inşa edilmiştir. İşte bu noktada, bizler gibi toplum temsilcilerine büyük görevler düşüyor” ifadesini kullandı.

    Gönül Elçileri projesi

    Bakanlık olarak BM 79’uncu Genel Kurulu kapsamında, üst düzey bir yan etkinlik yapacaklarını vurgulayan Göktaş, geçen sene “sosyal refahın adil dağılımı” temalı yan etkinlik yaptıklarını, bu seneki üst düzey yan etkinliğin temasının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde hayata geçirilen Gönül Elçileri projesi olacağını söyledi.
    Emine Erdoğan’ın himayelerinde çarşamba günü gerçekleştirilecek üst düzeyli yan etkinlik kapsamında, uluslararası kuruluşlar tarafından da takdir gören Türkiye’nin koruyucu aile hizmet modelini, diğer ülkelerin cumhurbaşkanı eşlerine, bakanlarına, Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının üst düzey yetkililerine anlatacaklarını dile getiren Göktaş, UNICEF ile iş birliğinde yapacakları faaliyette, koruyucu aile konusunda küresel anlamda bir seferberlik çağrısı da yapacaklarını belirtti.

    Bakan Göktaş, Bakanlık olarak kimseyi geride bırakmayan bir anlayışla sosyal hizmetleri sunduklarını da ifade ederek, “Vatandaşlarımızın her zaman yanındayız” diye konuştu.

  • ”Tekrar aday olmayı düşünmüyorum”

    ”Tekrar aday olmayı düşünmüyorum”

    Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump, ABD’de 5 Kasım’da gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerine ilişkin soruları yanıtladı. Florida eyaletinde Sharyl Attkisson’un “Full Measure” programına konuşan 78 yaşındaki Trump, seçilmemesi halinde 4 yıl içinde yeniden olup olmayacağı sorusuna, “Hayır aday olmayı düşünmüyorum. Bence bu kadar olacak. Umarım başarılı oluruz” dedi.

    Verdiği 4 yıllık aranın toparlanmasına ve müttefik olarak kime güvenebileceğini bulmasına yardımcı olup olmadığı sorusuna ise Trump, “Bunu aralıksız yapsaydım daha kolay olurdu. Ama faydası her şeyden daha fazla. Ne kadar kötü olduklarını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

    Trump, Demokrat ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e karşı seçim yarışını sürdürüyor. Anketler, Harris’in ülke çapında öne geçmeye başladığını, kazananı belirlemede belirleyici olması muhtemel önemli eyaletlerde ise ikiliyi başa baş gösteriyor.

  • ‘Şehit Ali Gaffar Okkan’ yerleşkesinin adı değiştirildi

    ‘Şehit Ali Gaffar Okkan’ yerleşkesinin adı değiştirildi

    DEM Partili Kayapınar Belediyesi’nin 6 Eylül günü yapılan Belediye Meclis toplantısında, ilçedeki Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan Spor Yerleşkesi’nin ismi ‘Barış Spor Kompleksi’ olarak değiştirildi. Karara tepkisini sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımla dile getiren AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Raşit Ocak, Gaffar Okkan’ın bu kent için barış ve spora büyük katkılar sağlamış bir isim olduğunu belirtti. Ocak, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

    “Gaffar Okkan, şehirle bütünleşmiş, bu kentte spor ve toplumsal barış için önemli katkılarda bulunmuş ve halkın sevgisini kazanmış önemli bir isimdir. Diyarbakırlılar, Okkan’a duyduğu sevgi ve saygıdan dolayı hatırasını yaşatmak için çocuklarına onun ismini verdiler. Böylesine vatandaşların sevgisini kazanmış bir ismin adını spor kompleksinden kaldırmak, Diyarbakır’ın değerlerine büyük bir saygısızlıktır. Spor ve barış kavramlarını Gaffar Okkan’dan ayırmak mümkün değil. Bu tür girişimler, toplumda ayrışmayı ve kutuplaşmayı artırır. Bundan eminiz ki gönüllerde taht kurmuş ve hala duvarlarında fotoğrafı asılı bulunan Okkan’ın isminin spor kompleksinden kaldırılması, her kesimden Diyarbakırlıları derinden yaralayacaktır. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. Şehir yönetmek, isimler üzerinden siyaset yapmak değil, hizmet ve yenilik üretmektir.”

  • “Başkan kim olursa olsun Amerika’ya bakışımız ve diyaloğumuz değişmeyecek”

    “Başkan kim olursa olsun Amerika’ya bakışımız ve diyaloğumuz değişmeyecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkevi’nde ABD’de faaliyet gösteren bazı düşünce kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

    Uluslararası düşünce kuruluşlarının değerli temsilcileriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade eden Erdoğan, temel prensiplerinin dostlukları güçlendirmek, anlaşmazlıkları azaltmak ve barışın tesisini temin etmek olduğunu söyledi.

    Türkiye olarak uluslararası hukuka, devletlerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygıyı vazgeçilmez gördüklerini, bugünün dünyasında bu ilkelere her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu dile getiren Erdoğan, küresel meydan okumaların, bunlarla mücadelede yaşanan zorluk ve belirsizliklerin bölgesel çatışmaların ve insani krizlerin herkesin malumu söyledi.

    Neredeyse her gün yeni bir krize, yeni bir çatışmaya gözlerin açıldığını belirten Erdoğan, “Bu tablo karşısında çok taraflılığın güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Artık ne 1945’in ne Soğuk Savaş’ın ne de tek kutuplu düzenin koşullarında yaşıyoruz.” diyerek Birleşmiş Milletler başta olmak üzere küresel sistemin daha adil ve temsil kabiliyeti yüksek hale getirilmesi gerektiğini kaydetti. Erdoğan, “Her krizde şu acı gerçeğe şahit oluyoruz. Bir tarafta insanlığın ortak vicdanını, ortak aklını yansıtan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve aldığı kararlar var. Diğer tarafta alınan her kararı Güvenlik Konseyi’nde veto gücüne sahip 5 adet ayrıcalıklı ülke var. Yıllardır çözümsüzlüğe mahkum edilen her sorunda 5 ülkenin keyfi, çıkarı, öncelikleri, Genel Kurul’daki yüzlerce ülkenin iradesini yok sayıyor. ‘Dünya beşten büyüktür’ derken tam olarak işte bu çarpık yapıya dikkat çekiyorum. Birleşmiş Milletlerin reforma ihtiyacı olduğunu herkes kabul ediyor ancak bunu hayata geçirecek adımlar atılmıyor. Giderek işlevsiz hale gelen Birleşmiş Milletler sisteminin yükünü ise genellikle çatışma bölgelerindeki siviller, açlıkla boğuşan mazlumlar, yani sistemin çalışmasına en fazla ihtiyacı olan insanlar çekiyor” diye konuştu.

    Bu reform çağrısını her yerde, her fırsatta dile getirmeyi sürdüreceklerin altını çizen Erdoğan, ”Bu konu, yarın ‘Geleceğin Zirvesi’ programında yapacağım konuşmanın özünü teşkil edecek” dedi.
    Netanyahu hükümetinin savaşı bölgeye yaymak için her yolu denemekte olduğunu söyleyen Erdoğan, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan katliamı içleri kanayarak takip ettiklerini belirterek, İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden 41 bini aşkın Gazzeli sivilin üçte ikisinin kadın ve çocuklardan oluştuğunu vurguladı.

    Erdoğan, “Gazze’de tam anlamıyla bir insani felaket yaşanmaktadır. 1,9 milyon insan yerlerinden edilmiş durumda. Gazze’deki su kaynaklarının yüzde 70’i, fırınların yüzde 75’i tahrip oldu. Sağlık merkezlerinin yüzde 95’i kısmen veya tamamen zarar gördü. 150 bin konut tamamen, 200 bin konut kısmen yıkıldı, 80 bin konut oturulamaz hale geldi. Temiz su kaynaklarına ulaşmak neredeyse mümkün değil” diye konuştu.
    Hepatit, çocuk felci ve dizanteri gibi hastalıkların ürkütücü boyutlara vardığının altını çizen Erdoğan, insanların acil ihtiyaç duyduğu yardımların sadece 4’te birinin girişine izin verildiğini Gazze halkının sadece bombalarla değil, açlıkla ilaçsızlıkla susuzlukla da katledilmeye çalışıldığını söyledi.

    Kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların engelsiz akışının temininin öncelikleri olduğunu yineleyen Erdoğan, “Netanyahu hükümeti savaşı bölgeye yaymak için her yolu denemektedir. Buna fırsat verilmemesi gerektiğini her fırsatta söylüyoruz. Uluslararası toplumun İsrail üzerindeki baskıları yoğunlaştırması şarttır” ifadelerini kullandı.

    Rusya-Ukrayna Savaşı’nın herkesin gözleri önünde büyük bir insani trajediye dönüştüğünü hatırlatan Erdoğan, “Savaşın başından itibaren adil bir barışın tesisi için gayret gösterdik, gösteriyoruz. İstanbul’daki müzakereler, Türkiye’nin sergilediği aktif rolün başarısını kanıtlamıştır. Ancak bu çabaların amacına ulaşması belli lobiler tarafından istenmedi” dedi.
    Erdoğan, her halükarda savaşın daha fazla yıkıma yol açmadan sona ermesi için ellerinden yapacaklarını ve yaptıklarını belirtti.

    Azerbaycan’la ve Ermenistan’la birlikte Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrar adına önemli bir fırsat yakaladıklarını ifade eden Erdoğan, Balkanlar’da yürüttükleri yapıcı diplomasi ve Ortadoğu’da barış, istikrara yönelik girişimler sayesinde bölgesel rollerini pekiştirdiklerini, komşularımız Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü desteklerken bu iki ülkenin topraklarından ülkemizi hedef alan her tür tehdide karşı kararlılıkla mücadele edildiğini aktardı.

    PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütlerine karşı verilen mücadelenin sadece Türkiye’nin değil bölgenin de güvenliği için olduğunu belirten Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl ticaret hacmimiz 30 milyar doları geçse de biz bu rakamı 100 milyar dolar seviyesine çıkarabileceğimiz kanaatindeyiz. Milli güvenliğimizi ilgilendiren bazı konularda Amerikan yönetimiyle görüş ayrılıklarımız halen devam ediyor. Amerikalı dostlarımızla her vesileyle PKK, PYD, YPG ve FETÖ’ye verilen desteğin sonlandırılmasına dair beklentilerimizi paylaşıyoruz. NATO müttefikimiz Amerika’nın Türkiye’ye yönelik uyguladığı tedbirler ve savunma sanayi kısıtlamaları güven duygusunu menfi şekilde etkiliyor” şeklinde konuştu.

    CAATSA yaptırımlarının ve F-35 programından çıkarılmamızın müttefiklik ruhuna aykırı olduğun çok açık olduğunun altını çizen Erdoğan, kongrede beklemekte olan savunma sanayi ihraç lisans başvurularının bir an önce sonuçlandırılmasının isabetli olacağını ifade etti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;
    “5 Kasım’da düzenlenecek olan Amerika başkanlık ve kongre seçimlerini tüm dünya gibi biz de yakından takip ediyoruz. Seçimler sonucunda başkan kim olursa olsun Amerika’ya bakışımız ve ilişkilerimizdeki üst düzeyli diyaloğumuz değişmeyecektir. Türkiye, NATO’nun en güçlü müttefiklerinden biridir. Aynı zamanda Avrupa Birliği’ne tam üyelik perspektifi olan bir ülkeyiz. Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken, doğuya ihmal nazarıyla bakmıyoruz. Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken doğuyu ihmal etmiyoruz. Gerek Şangay İşbirliği Teşkilatı, gerek BRICS, gerekse ASEAN’la diyalog zemininizi güçlendirmekte kararlıyız. Bu konuda son dönemde kritik adımlar attık. Çok farklı bir iklim yakaladık. Ülkemizin çıkarlarını merkeze alan Türkiye eksenli bir anlayışla farklı bölgesel teşkilatlarla işbirliğimizi daha da ilerleteceğiz.”

  • ”İsrail tarafından yapılan son açıklamalar, savaşı bölgeye yayma çabalarının açık tezahürüdür”

    ”İsrail tarafından yapılan son açıklamalar, savaşı bölgeye yayma çabalarının açık tezahürüdür”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından New York’ta düzenlenen akşam yemeğinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan da eşlik etti.

    Katılımcılara hitap eden Erdoğan, “Amerika’daki Türk toplum olarak FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelemize vereceğiniz destek çok önemlidir. Terör örgütü mensupları yalnızca ülkemizin menfaatlerini değil yurt dışındaki vatandaşlarımızı, ticari teşebbüslerini ve sivil toplum kuruluşlarını da doğrudan ya da dolaylı şekilde hedef alıyor. Amerikalı karar alıcıları ve ticari çevreleri yalana boğarak menfaat sağlamaya çalışan örgüt üyeleri Türk toplumu içerisinde de bölünme ve ayrışmaları körüklemeye çalışıyor. Türkiye karşıtı her operasyona gönüllü figüranlık yapan örgüt mensuplarına karşı sizlerden teyakkuz halinde olmanızı bekliyorum” dedi.

    “Dün bunların oyunlarına gelmedik, bundan sonra da çok dikkatli olacağız.” diyen Erdoğan, ”Milletin iradesine darbe yapmaya kalkan, ellerinde vatandaşlarımızın kanı olan, demokrasimize, huzurumuza, birlik ve beraberliğimize kasteden, hasılı tek gayesi Türkiye’ye ve Türk milletine zarar vermek olan bu hainlerle mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.
    İslam ve yabancı düşmanlığının vatandaşların da huzurunu tehdit eden büyük bir salgına dönüştüğüne dikkat çeken Erdoğan, ”Son yıllarda Batılı ülkelerde bilhassa Avrupa’da İslam ve yabancı düşmanlığı vatandaşlarımızın da huzurunu tehdit eden büyük bir salgına dönüştü. Hemen her gün mescitlerimize, camilerimize, Müslümanlara ait iş yerlerine yönelik bir kundaklama olayı gerçekleşiyor. Aşırı sağcı akımların hedefinde de göçmenler ve Müslümanlar var. Sosyal medya ve kimi siyasetçiler ise ırkçı nefretin yayılmasını adeta teşvik etmekte, yangına körükle gitmektedir” dedi.
    Türkiye olarak vatandaşların yaşadığı ülkelerdeki aşırı sağcı akımları ve nefret söylemlerini yakından takip ettiklerini ifade eden Erdoğan, ırkçılığın olduğu gibi İslam düşmanlığının da var olduğunu dile getirdi.
    15 Mart tarihinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda İslamofobi ile Mücadele Uluslararası Günü ilan edilmesinde İslam İşbirliği Teşkilatıyla birlikte öncü rol oynadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan menfur saldırılarla ilgili Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Genel Kurulu’nun aldığı kararlara liderlik ettik. Tüm bu girişimler Batılı ülkelerin yasal ve idari düzenlemelerinin tadil etme ve aşırı sağla mücadelede yeni stratejiler geliştirmelerinde bir baskı unsuru oldu. Amerika’da da geçtiğimiz kasım ayında ‘İslamofobi’ye Karşı Ulusal Strateji Belgesi’nin hazırlanmaya başlanması bunun güzel bir örneğini teşkil etti” şeklinde konuştu.

    Bundan sonra da Müslüman düşmanlığına karşı mücadeleye öncülük etmeyi sürdüreceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye aleyhindeki çeşitli çıkar gruplarının kongre üzerinde baskı kurmaya devam ettiklerinin görüldüğünü belirtti.

    Erdoğan, ”Bu gibi faaliyetlerin Türk-Amerikan kamuoyunda oluşturduğu rahatsızlığı en iyi siz biliyorsunuz. Okul müfredatlarını asılsız iftiralarla doldurarak çocuklarımızın, gençlerimizin beyinlerini zehirlemeye çalışan bu zihniyete karşı teyakkuzda olmalıyız. Sizlerin de bu hasmane faaliyetlere birlik ve eşgüdüm içerisinde mukabele etmeniz, Amerikalı siyasetçileri, tarihi gerçekleri öğrenmesini sağlayacaktır. Tarihçilere bırakılması gereken konuların siyasete alet edilmesi ve çeşitli lobilerce istismar edilmesi ne Türk-Amerikan ilişkilerine ne de Türkiye’nin Ermenistan’la sürdürdüğü normalleşme çalışmalarına katkı yapacaktır. Ukrayna’da üçüncü yılına girmek üzere olan savaş, bölgesel ve küresel istikrarı tehdit ediyor” dedi.

    Bölgede kalıcı barış için diplomasinin öncelenmesi gerektiğini ilk günden bu yana vurguladıklarını ifade eden Erdoğan, ”Dökülen her damla kanı, çatışmayla geçen her günü açık söylüyorum büyük bir kayıp olarak görüyoruz. Bu anlayışla adil barışın tesisi için gayretlerimizi sabırla sürdürüyoruz” diye konuştu.
    Küresel sistemin artık tüm etkinliğini, tüm inandırıcılığını kaybetmeye başladığını görevi, barış ve güvenliği sağlamak olan kurumların çok açık bir ahlaki çöküş içerisinde olduğunu söyleyen Erdoğan, Gazze’de 352 gündür devam eden katliamın bunu bir kez daha gösterdiğini belirtti.

    Erdoğan, Srebrenitsa’dan 30 yıl sonra tüm dünyanın gözleri önünde bu sefer Gazze’de son derece vahşi bir soykırım yaşandığını hatırlatarak bugüne kadar 1,9 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını, bu insanların hiçbir altyapının olmadığı çok kötü şartlarda ellerinde avuçlarında ne kaldıysa onunla yetinerek hayatta kalma mücadelesi verdiğini söyledi.
    Erdoğan, ”Tüm bu acılar yaşanırken bir avuç yürekli insan dışında maalesef yönetimlerden gözle görünür hiçbir tepki yükselmedi” dedi.
    Aynı şekilde küresel kurum ve kuruluşların Gazze’deki zulmünü durduracak İsrail’in katliamlarını engelleyecek hiçbir etkili adım atmadığını dile getiren Erdoğan, yaptığı her hukuksuzluk karşısında ödüllendirilen İsrail yönetiminin her seferinde daha kanlı, daha insansız, daha vicdansız saldırılara giriştiğini söyledi.

    “İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında uyguladığı soykırımın bölgenin barışını da tehdit etmekte olduğunun altını çizen Erdoğan, ”Lübnan’a karşı gerçekleştirilen son saldırılar ve İsrail tarafından yapılan son açıklamalar savaşı bölgeye yayma çabalarının açık tezahürüdür. Türkiye olarak bu işgal istila ve katliam politikasının bir an önce durması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

    İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine ve tarihi statüsüne yönelik hiçbir saldırıya sessiz kalmayacaklarını söyleyen Erdoğan, ABD’de liderlerle gerçekleştireceği tüm temaslarda, kalıcı ateşkesin tesisi için siyonist İsrail’e her mecrada baskıyı arttırılması gerektiğinin altını çizeceğini kaydetti. Erdoğan, “Şunu da özellikle ifade etmek durumundayım. New York sokakları dahil Amerika’nın pek çok farklı eyaletinde vicdan sahibi kesimler, Filistinlilerin acılarının dindirilmesi ve Filistin halkının kendi devletlerine kavuşmaları için sokaklara döküldü. Sizlerin de Washington’da, New York’ta, Boston ve Chicago’da Müslüman Amerikalılarla gerçekleştirdiğiniz faaliyetleri takdirle takip ettik. Sizden bu konudaki hassasiyetlerinizi sürdürmenizi bekliyorum. Rabb’im Filistinli mazlumların sesi olan herkesten razı olsun diyorum. Müslüman Amerikalılarla ve Amerika’daki farklı kesimlerle temas ve işbirliğini arttırmanızın faydalı olacağını vurgulamak isterim. Özellikle böylesi dönemlerde, güçlü bir duruş ve dayanışma sergilememiz fevkalade önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.

    Erdoğan, ”Türk Amerikan toplumunun her alanda en iyi ve etkin şekilde temsil edilmesi için asgari müştereklerde buluşabilmeniz, ayrıştırıcı değil kapsayıcı olmanız gerektiğinin altını tekrar çiziyorum. Şunu da lütfen unutmayınız. Gerek Amerika’daki temsilciliklerimiz gerek Türkiye’deki kurum ve kuruluşlarımız sizlerin yanındadır. Ekonomide, ticarette, sivil toplumda ve diğer alanlarda sizleri desteklemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Programa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da katıldı.

  • Güvenlik Konseyi’nin reformu

    Güvenlik Konseyi’nin reformu

    Ekinci, küresel düzeyde artan belirsizlikler, sürekli dönüşüm ve derinleşen bölünmelerin yaşandığı bir çağda, geleneksel yaklaşımların artık yeterli olmadığını belirterek, mevcut uluslararası sistemin ciddi reformlara ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

    Ekinci, konuşmasında Ukrayna’da devam eden savaş, Gazze’de Filistinlilere karşı işlenen korkunç suçlar ve dünyanın dört bir yanında insani yardıma muhtaç insanların sayısındaki kontrol edilemez artış gibi sorunlara dikkat çekti. Bu sorunların, Birleşmiş Milletler’in gerekli müdahaleyi yapmadaki yetersizliğinin örnekleri olduğunu ifade eden Ekinci, “Birleşmiş Milletler’in sürekli felce uğraması, sadece milyonlarca sivilin hayatına mal olan ölümcül çatışmaların uzamasına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm BM sisteminin güvenilirliğini de zedeliyor” dedi.

    Ekinci, BM’nin etkili olabilmesi için üye devletlerin örgüte yeterli yetki, bağlılık ve kaynak sağlaması gerektiğini belirtti. “Barışı sürdürmek için aynı eski yöntemleri denemeye devam edemeyiz ve farklı bir sonuç bekleyemeyiz. Karşılıklı güven ve işbirliğine dayalı bu dönüşümü yönetmek için yeni yöntemler geliştirmeliyiz,” diye ekledi. Bu bağlamda, Ekinci üç temel öneride bulundu:

    Güvenlik Konseyi’nin reformu

    Ekinci, Güvenlik Konseyi’nin daha demokratik, temsili, şeffaf, etkili ve hesap verebilir bir organ haline getirilmesi gerektiğini belirtti. Veto yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılması gerektiğini vurgulayan Ekinci, daimi üye sayısının veya veto yetkisine sahip ülke sayısının artırılmasının mevcut sorunları daha da derinleştireceğini ifade etti.

    Çatışma ve krizlerin önlenmesi

    Ekinci, BM’nin çatışma ve krizleri önlemek için daha etkili yöntemler geliştirmesi gerektiğini, bu bağlamda Genel Sekreter’in iyi niyet misyonunun yeniden canlandırılması ve arabuluculuk yöntemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Diplomasiye etkili bir şekilde başvurulmasının, devam eden çatışmalarda bile olumlu sonuçlar doğurabileceğini belirterek, Karadeniz tahıl girişiminin bu duruma örnek teşkil ettiğini söyledi.

    Diyalog ve karşılıklı anlayışın teşviki

    Ekinci, BM’nin toplumlar içinde ve toplumlar arasında diyalog ve karşılıklı anlayışı teşvik edecek gerekli araç ve mekanizmaları geliştirmesi gerektiğini belirtti. Kutuplaşma, yabancı düşmanlığı ve şiddet içeren aşırıcılığa karşı durmanın tek yolunun bu olduğunu vurguladı.

    Ekinci, konuşmasının sonunda, BM’nin bu hedefleri gerçekleştirmeye yönelik olarak güçlendirilmesinin cesur eylemler ve kararlılık gerektirdiğini ifade etti. Türkiye’nin BM’nin kurucu üyelerinden biri olarak, düzenli bütçesine en fazla katkıda bulunan ilk 20 ülke arasında yer aldığını belirten Ekinci, Türkiye’nin BM’ye öncülük edecek ve ilham verecek tüm çabalara tam destek vermeye hazır olduğunu vurguladı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vucic ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vucic ile görüştü

    Görüşmede Türkiye ile Sırbistan ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel meseleler değerlendirildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin her alanda güçlenmeye devam ettiğini, iş birliği alanlarını çeşitlendirme ve geliştirmeye büyük bir kararlılık içinde devam edileceğini ayrıca Sırbistan ile Kosova arasındaki diyalog sürecinin devamının önemli olduğunu belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de İsrail saldırganlığı nedeniyle büyük bir insanlık dramı yaşandığını, katliamların durması için uluslararası toplumun tek ses olması gerektiğini, İsrail’in çatışmaları bölgenin tamamına yayma gayretlerinin engellenmemesi durumunda, dünya barışının daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacağını ifade etti.