Kategori: Siyaset

  • “Türkiye tarımda güçlü bir ülke”

    “Türkiye tarımda güçlü bir ülke”

    Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Isparta’da gerçekleştirdiği programlar çerçevesinde Isparta Ticaret Odası’nı ziyaret ederek sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda konuşan Bakan Bolat Ürün Güvenliği ve Denetimi Ofisi’nin açılışını gerçekleştireceğini belirterek, “İthalat yaparken kontroller noktasında burası sorumlu olacak. Yerli üretimin de ürün güvenliği noktasında kontrolünü yapacak. Böylece ihracata giden ürünlerimiz açısında kalite standardı, ürün güvenliği standardı yükselmiş olacak. Bu da fiyatın artmasını da beraberinde getirecek. İnşallah havalimanında da Gümrük Müdürlüğümüzün bir faaliyetini başlatıyoruz. Gerek turistin artması gerekse hava yoluyla ihracatın artması noktasında bizim Isparta merkezde olan gümrük müdürlüğümüzün kısım amirliğini havalimanında en kısa sürede başlatacağız. İşin artışına göre de oraya yeni bir gümrük müdürlüğü kurma kararı da alabiliriz İhtiyaca göre ama şu anda iş görmesi için hızlıca kısım amirliğini de orada başlatacağız. Yine gümrüklü işlemlerin kolaylaştırılması noktasında arkadaşlarımız çok ortaklı bir “antrepo” kurma müracaatında bulundular. Isparta Ticaret ve Sanayi Odasıyla Isparta Ticaret Borsası onun da kurulma çalışmaları devam ediyor. Ön izni verildi. Bakanlığımız tarafından çok kısa bir süre içinde de inşallah iş aleminin ihracatta ve ithalattaki gümrük işlemlerini kolaylaştırma anlamında antrepo faaliyetleri de başlayacak. Serbest bölge kurma projesi devam ediyor, dördüncü OSB’nin kurulma projesi devam ediyor. Hükümet olarak, Ticaret Bakanlığının, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ve Tarım ve Orman Bakanlığının ilgilendiği konularda bizim üstümüze düşen görevler neyse yasal sınırlar içinde bu noktada sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bunun sözünü veriyoruz. Isparta bunları da hak ediyor” dedi.

    “Isparta’nın geçen yılki ihracatı 425 milyon dolar değil, 610 milyon dolar olarak yükseldi”

    Konuşmasının devamında Isparta’nın faaliyet bazında ihracat rakamlarını açıklayan Bakan Bolat, “Isparta’nın geçen yılki ihracatı 425 milyon dolar değil, 610 milyon dolar olarak yükseldi. Türkiye’nin ihracat sıralamasında da kırk beşinci sıradan kırk birinci sıraya yükseldi Isparta. Bu yıl da iyi gidiyor. İlk sekiz ay itibariyle 425 milyon dolar mal ihracatı yapıldı Isparta’daki 105 milyon doları meyve sebze ürünleri ağırlıklı meyve olmak üzere. Meyve ürünlerinin ihracatı noktasında zaman zaman tabii bazı handikaplar ortaya çıkabiliyor. Rusya, Ukrayna arasında bir savaş var iki buçuk yıldır. Isparta için önemli bir pazar olan Rusya ve Ukrayna pazarlarında gerek gönderme anlamında, gerekse tahsilat anlamında tıkanıklıklar olabiliyor. Hindistan pazarı kısmen açıldı. Mısırla alakalı olarak ve Çin ve Japonya’yla olan görüşmelerimizde de o pazarların açılması noktasında biz azami çaba sarf ediyoruz ve tabii bu görüşmelerde sonuca varmak hemen olan bir durum değil. Her ülke değerli arkadaşlar tarım ürünlerinde kendine arz bir üretim yeterliliğine sahip olmak istiyor ve kendi çiftçisini istiyor. Bunu en gelişmiş ülkeler, ABD, Japonya, Almanya bile yapabiliyor. Bizim Avrupa Birliği ile gümrük birliğinin sanayi ürünlerinde söz konusu demircilik ürünlerinde de serbest ticaret anlaşmamız söz konusu. Tarımsal ürünlere girmek istemiyorlar. Bizim ürünlerimiz özellikle meyve ürünlerimiz, sebze ürünlerimiz kalitesi, tadı, lezzetiyle batılı ve diğer ülke tüketicilerinin aradığı ürünler olduğu zaman mecbur kal alım kapılarını açabiliyorlar” açıklamalarında bulundu.

    “Geçen yıl tarımsal üretim iyiydi, bu yıl tarımsal üretim çok çok iyi oldu”

    Konuşmasının devamında geçen yıla oranla 2024 yılı tarımsal üretimi değerlendiren Bakan Bolat, “Bazen de kuraklık veya sel felaketi, don felaketi olabildiğinde üretim arzında düşük rakamlar meydana gelebiliyor. O zaman da içeride ürün fiyatlarının tüketiciler için anormal, aşırı artmaması anlamında ihracatta sınırlamalar getirmek zorunda kalabiliyoruz. Bu her zaman olagelen bir durum değil. Geçen yıl tarımsal iyiydi bu yıl tarımsal üretim çok çok iyi oldu. Üretim arzı arttı. Bu anlamda biz Mayıs’ın başından beri daha geçen yıl uyguladığımız bazı ihracat sınırlama ya da miktar sınırlamalarında hiçbir engel bırakmadık, kaldırdık. En son birkaç gün önce dökme ve varil zeytinyağı ihracatında da 100 bin ton ihraç kotamız vardı Onu da kaldırdık. Çünkü geçen sene zeytinde yok yılıydı. İçeride bir tüketim için arz sıkıntısı olmasın diye ambalajlı ürünlere evet dedik. Dökme varilli ürünlerde sınırlama getirmiştik ama ihracat ambalajlı ürünlerde on sekiz litreye kadar devam etti. Bu anlamda her halde şartta çiftçimizin üreticimizin de verdiğiniz desteklerle yanındayız. Aynı şekilde tüketicilerimizin de çok yüksek fiyatlı gıda ürününü tüketmemesi noktasında da Tarım ve Orman Bakanlığımızla birlikte ortak kararlar alarak ayarlamalar yapmak durumunda kalıyoruz. Her şey insanımızın esenliği için, iyiliği için bu kararları alıyoruz. Alınan kararlar bazen büyük çoğunluğu lehine olabiliyor ama küçük bir kesimin aleyhine olabiliyor. Yani yüzde yüz herkesin ne güzel diyebileceği bir optimumu yakalamak mümkün değil” şeklinde konuştu.

    “Türkiye tarımda güçlü bir ülke”

    Konuşmasının sonunda 22 yılda 30 milyar dolar üretimden 70 milyar dolar üretim rakamına ulaştıklarını belirten Bakan Bolat, “Türkiye tarımda güçlü bir ülke, 3 milyar dolar ihracattan da 31 milyar doları geçen yıl bu yıl, bu yıl inşallah 33 milyar dolar ihracat rakamına ulaştık ve halkımızın da tüketimini sağladık. Herhangi bir arz sıkıntısı olmadan bu çalışmalarımız işbirliği içinde devam edecek. Esnaflarımıza 22 yılda 527 milyar lira yaklaşık 18 milyar dolar çok düşük maliyetlerde yüzde elli süspansiyonlu bir şekilde finansman destekleri verdik ve vermeye de devam ediyoruz. İşte biraz önce müjdesini verdik. Isparta için ilave bir fon yarın gönderiyoruz. Esnaflarımız için. Diğer işçimiz için, emeklimiz için ve çiftçilerimiz, memurlarımız için de bütçe imkanları çerçevesinde yapılabilecek bütün imkanları sonuna kadar zorluyoruz” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve yönetim kurulunu kabul etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve yönetim kurulunu kabul etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu.

    Erdoğan, “Fenerbahçe 117 yıllık mazisiyle, milyonlarca taraftarıyla, yetiştirdiği kıymetli sporcuları ve tarihe geçen başarıları Türk sporunun iftihar vesilelerinden biridir. Mazisinde bir tarih yatan Fenerbahçe bugün de taraftarının ve kendisine gönül veren milyonların gurur kaynağı olmayı sürdürmektedir. Diğer kulüplerimiz gibi Fenerbahçe’mizi de her ihtiyacında destekledik. Fenerbahçe’nin başarılarıyla daima gururlandık, sevindik. Fenerbahçe inşallah bundan sonra da göğsümüzü kabartacak, kazandığı başarılarla bayrağımızı dalgalandırmaya devam edecektir. Burada şu hususu özellikle ifade etmek isterim. Spor kulüplerimiz elbette birbirinin rakibidir. Özellikle yurt dışında elde ettikleri başarılar, milletçe hepimizin başarısıdır. Bu anlayışla Fenerbahçe’mizin başarılarını, Türk sporunun başarısı olarak görüyor ve bunlardan kıvanç duyuyoruz. Hep beraber gönül birliği içinde Türk futbolunu güçlendirmenin mücadelesini vermemiz önemlidir. 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası bize hem umut verdi hem de işimizin hiç de kolay olmadığını gösterdi. Futbol kalitesi bakımından bizim öyle bir seviyeye gelmemiz lazım ki; yapılan haksızlıklar ile hedeflerimiz arasına girmesin. Kendimizi yenilemeye, eksiklerimizi gidermeye devam edeceğiz. Yakaladığımız ivmeyi sürdürdüğümüzde önümüzdeki turnuvalarda daha iyi yerlerde olacağımızdan en küçük bir şüphe duymuyorum. Spor kulüplerimize şunu hatırlatıyorum; kısır tartışmaları, sporumuza gölge düşüren gergin atmosferi geride bırakıp, yeni sezonda izleyicilere futbol şöleni izletmemiz lazım” dedi.

    “Fenerbahçe’nin Avrupa’da önemli bir ilerleme kaydedeceğine inanıyorum”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sarı-lacivertli takımla ilgili ise, “Fenerbahçe’yi yakından takip ediyor, vakit buldukça maçlarını izlemeye çalışıyorum. Avrupa’daki eleme maçları sebebiyle sezona daha erken başlayan Fenerbahçe, ilk maçtan beri sahaya dinamizmini başarıyla yansıtmaya devam ediyor. Yeni teknik direktör ve futbolcularla kadrosunu önemli ölçüde güçlendiren, ligde de yoluna namağlup devam eden Fenerbahçe’mizi elbette Şampiyonlar Ligi’nde izlemek, o heyecanı tekrar yaşamak isterdik ancak şanssız bir şekilde elendik. Önümüzdeki hafta başlayacak Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe’nin önemli bir ilerleme kaydedeceğine inanıyorum. Avrupa maçlarında Fenerbahçe’ye ve diğer kulüplerimize yürekten başarılar diliyorum. Haziran ayında yapılan 90. Olağan Kongre’de yeniden kulüp başkanlığına seçilen Ali Koç’u ve siz yönetim kurulunu tebrik ediyor. Her birinize Rabbim’den üstün başarılar temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
    Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ise, yaptığı konuşmada Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na en fazla sporcu gönderen kulüp olduklarını hatırlatarak, tüm branşlarda faaliyetlerle ilgili bilgiler verdi.
    Ziyarette daha sonra Fenerbahçe Başkanı Ali Koç tarafından futbol takımının imzaladığı forma Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edildi.

  • “AK Parti istikrar içinde değişen bir partidir”

    “AK Parti istikrar içinde değişen bir partidir”

    Kütahya’da “Türkiye Buluşmaları” etkinliği sonrası basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, “Bir yandan belli sabiteleri, mutlaka zaman içinde değişmeyen ilkeleri olan, bir yandan da dünyanın, ülkemizin değişimlerini çok dikkatle takip eden ve bunlara da hızla cevap veren bir partidir” diye konuştu.

    Yılmaz, “Halkımızın değerleri bizim değerlerimizdir, sorunları bizim sorunlarımızdır. Biz de bu sorunlara çözüm üretmek için gayret eden bir kadroyuz. Bu anlamda bu çalışmanın hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye’nin dört bir yanında aynı çalışmayı yapıyoruz. Bütün bunların sonuçları politikalarımıza, planlarımıza, projelerimize elbette yansıyacaktır. Diğer taraftan partimiz bir kongre sürecine girmiş durumda. Bir değişim sürecine girmiş durumda. Yine bunun altını özellikle çizmek istiyorum. AK Parti istikrar içinde değişen bir partidir, istikrar içinde değişimi yakalayan bir partidir. Bir yandan belli sabiteleri, mutlaka zaman içinde değişmeyen ilkeleri olan, bir yandan da dünyanın, ülkemizin değişimlerini çok dikkatle takip eden ve bunlara da hızla cevap veren bir partidir. Bunun altını da özellikle çizmek istiyorum. Kongre sürecimiz de bunun bir fırsatıdır. Kongre sürecinde yine yenilenerek tazelenerek ama hafızamızı da sürekliliğimizi de koruyarak geleceğe yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Adnan Menderes’i ve yol arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyorum” diyen Yılmaz, “Kütahya ilimiz, tarihimizde çok partili demokrasiye geçerken rahmetli Adnan Menderes’in Başbakanlığına giden yolu açan bir ilimiz. Kütahya milletvekili. Dolayısıyla bu da Kütahya’nın tarihinde ayrı bir onur, şeref sayfası. Bunun da üzerinde durmak istiyorum. Bugün 17 Eylül. Rahmetli Menderes’in ve arkadaşlarının idam edilişinin 63. yılı. Bu vesileyle Adnan Menderes’i ve yol arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyorum. Özellikle Kütahya’da bu anmanın çok daha anlamlı olduğunu düşünüyorum” dedi.

  • “‘2030 Vizyonu’ için 5 bölgesel toplantı düzenlenecek”

    “‘2030 Vizyonu’ için 5 bölgesel toplantı düzenlenecek”

    ‘2030’a Doğru Yükseköğretim Vizyonu Toplantısı’ Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar’ın katılımıyla Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantıya üniversitelerin rektörleri ve rektör yardımcıları da katıldı. Toplantının açılışına konuşan Özvar, 20’nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren yükseköğretim sınırlı bir kesime hitap eden seçkinci bir yapıdan çıkarak toplumun daha geniş kesimine ulaşmaya başladığını dile getirdi. Günümüz yaklaşık 250 milyon öğrencinin yükseköğretime devam ettiğini bildiren Özvar, bu sayının 2030 yılında 380 milyona, 2040 yılında ise 600 milyona ulaşacağının öngörüldüğünü söyledi. 1975 yılında başka bir ülkede eğitim gören öğrenci sayısının yaklaşık 800 bin olduğunu sözlerine ekleyen Özvar, son 50 yılda bu sayının yaklaşık 8 kat artarak 2022 yılında 6.5 milyona yaklaştığını ifade etti. Dünyada ise üniversitelere yönelik son yıllarda en çarpıcı yatırımları yapan ülkelerin başında Türkiye geldiğini kaydeden Özvar, Türkiye’nin genç nesilleri yatırımlar sayesinde üniversiteye erişebilir, yükseköğretim hayatına katılabilir hale geldiğini belirtti.

    “Ücret politikalarını belirlemeleri göz ardı edilemez bir duruma varmıştır”

    Özvar, yükseköğretimde karşılaşılan güncel zorluklar, fırsatlar ve gelecekteki beklentileri değerlendirdi. Geleceğin yükseköğretimde önemli fırsatlarla birlikte ciddi sınamaların da geleceği dönüştürücü bir sürecin habercisi olacağını işaret eden Özvar, “Dünya genelinde yükseköğretime ulaşmanın ekonomik maliyetlerinin gittikçe yükselmeye devam etmesi bir yanda hükümetlerin mali ve sosyal politikalarını olumsuz bir şekilde etkilerken diğer yanda insanlar arasında ekonomik eşitsizliklerin artmasına neden olmaktadır. Ülkemizde öğrencilerin devlet üniversitelerinde parasız okuması, devletin en önemli eğitim politikalarından birini teşkil etmektedir. Vakıf üniversitelerinin başarılı öğrencilere yüzde 100 burslu okutması da bu bakımdan takdire şayan bir hizmet olmakla birlikte ekonomik zorlukların yaşandığı bu dönemde paralı okumak zorunda olan gençlerin üniversite öğretimine erişecek seviyelerde ücret politikalarını belirlemeleri göz ardı edilemez bir duruma varmıştır” dedi.

    “Dijital eğitimin hızla genişlemesiyle yüksek kalite standartlarını korumak zorlaşmaktadır”

    Kovid-19 salgınıyla çevrim içi eğitim platformlarının yükselişi, yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş öğrenme, sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarının kısa zaman içinde ana gündemler haline geldiğini ifade eden Özvar, “Dijital eğitimin hızla genişlemesiyle birlikte yüksek kalite standartlarını korumak giderek zorlaşmaktadır. Dijital öğrenim mecralarının akreditasyonu da önemli başlıklardan biri olarak kaydedilmelidir. Bu sürecin yükseköğretim anlayışımız ve ilkelerimiz ile beklentilerimizi daha fazla karşılayacak şekilde yeniden planlanması ve yürütülmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra bireyselleştirilmiş dijital eğitimin ekonomik maliyetlerini ve ulaşılabilirliğini hesaba kattığımızda üniversite yöneticilerinden yükseköğretimde erişilebilirlik ve kapsayıcılık prensiplerini zedelemeden çözümler üretmesi beklenecektir” ifadelerini kullandı.

    “Bu sene 17 yeni ön lisans ve lisans programı 20 üniversitemizde 70’i aşkın sayıda açıldı”

    Yeni dijital meslekler olarak tarif edilen yazılım ve yapay zeka tabanlı uğraşıların en fazla talep edilen kariyerler olduğuna dikkat çeken Özvar, “Geçtiğimiz yıl başladığımız uzun süren çalışmalar ve istişareler neticesinde bu sene 17 yeni ön lisans ve lisans programı 20 üniversitemizde 70’i aşkın sayıda açıldı. Tam doluluk oranı ile bu yıl bu programlar hizmet vermeye başlıyor. Ülkemizin dijital beceri açığının kapatılmasında önemli rol oynayacağına inandığımız bu programların sayısını, kalite standartlarını düşürmeden önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edeceğiz. Buna karşılık istihdama duyarlı olmayan programların tasfiyesini de sürdüreceğiz. Yükseköğretimde dijitalleşme ve yapay zeka konusunda dünyada oldukça iyi bir konumdayız. Son dönemde açtığımız siber güvenlik meslek yüksek okulları, dijital ve yapay zeka tabanlı programlar, hazırladığımız ‘Yükseköğrenimde Üretken Yapay Zekanın Kullanımına Dair Etik Rehber’ bu yönde attığımız adımlardan bazılarıdır. Yükseköğretim vizyonumuz gereği bu konu gündemimizde önemli bir yer tutmaya devam edecektir” diye konuştu.

    “5 ayrı bölgesel toplantı düzenleme kararı aldık”

    2030 vizyonu kapsamında bütün üniversite rektörlerinin ve temsilcilerinin katılımıyla 5 ayrı bölgesel toplantı düzenleme kararı aldıklarının da bilgisini veren Özvar, “Bu toplantılar hem Yükseköğretim Kurulunun çalışmalarını stratejik hedef ve önceliklerini detaylı bir şekilde üniversitelerimizle paylaşması hem de üniversitelerimizin bunlar hakkında görüş ve önerilerini ifade etmeleri için çok faydalı bir platform oluşturacaktır” dedi.
    Özvar’ın konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam edilen toplantıda 2030 vizyonu ile ilgili sunumlar gerçekleştirildi.

  • Aile ve Gençlik Fonu’na yeni il eklendi

    Aile ve Gençlik Fonu’na yeni il eklendi

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Osmaniye’ye geldi. Osmaniye Valiliği’ni ziyaretinde şeref defterini imzalayan Bakan Göktaş, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Aile ve Gençlik Fonu çerçevesinde, bugün itibarıyla Osmaniye’den de başvuruları almaya başladıklarını söyledi.
    “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun en önemli hedeflerinden biri olan sosyal devlet politikalarımızı daha ileri taşımak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyen Bakan Göktaş, “Bu çerçevede 23 yıldır olduğu gibi bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insan odaklı sosyal hizmet modelleri ve sosyal politikaları hayata geçirmeye devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda yeni projeler geliştiriyoruz. Bu çerçevede 81 ilimizde olduğu gibi Osmaniye’de de pek çok hizmete imza attık. 23 yılda şehrimize yaklaşık 65 milyar liralık yatırım gerçekleştirdik. Bu miktarın 9.5 milyar lirası ise aile ve sosyal hizmetler alanında yapılan yatırımlardan oluşuyor. Bu yatırımlarla sosyal, siyasal ve ekonomik alanda kadınlara destek oluyoruz. Kadın, çocuk, engelli ve yaşlılarımız başta olmak üzere 7’den 70’e tüm vatandaşlarımıza hizmet götürüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Aile ve Gençlik Fonu ile 3 bin 963 çiftimiz krediden faydalandı”
    Aile ve Gençlik Fonu’nun pilot uygulamasını 6 Şubat depreminden etkilenen 4 il ve 2 ilçede başlattıklarını hatırlatan Bakan Göktaş, “İlk etapta Adıyaman, Gaziantep’in İslâhiye ve Nurdağı ilçeleri, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’dan başvuruları aldık. Yakın zamanda da doğurganlık hızının en düşük olduğu Karabük, Bartın ve Zonguldak’ta da başvuru almaya başladık. Bu kapsamda bugüne kadar Aile ve Gençlik Fonu’na 12 bin 519 genç çiftimiz başvurdu ve şartları yerine getiren 3 bin 963 çiftimiz krediden faydalandı. Bugünkü ziyaretimiz vesilesiyle sizlerle bir müjdemizi daha paylaşmak isterim. Aile ve Gençlik Fonu çerçevesinde çok kıymetli bir adımı hep birlikte atıyoruz. Bu sosyal destek fonu çerçevesinde bugün itibarıyla Osmaniye’den de başvuruları almaya başlıyoruz. Diğer taraftan daha fazla gencimizin bu fondan yararlanabilmesi için başvuru şartlarını kolaylaştırdık. Genç çiftlerimizin 2 asgari ücreti aşmama gelir kriterini, kişilerin alabilecekleri ek ödemeleri de kapsayacak şekilde 2-3 asgari ücrete çıkardık. Gençlerimize, aile kurma yolunda destek olmaya devam edeceğiz. Aile ve Gençlik Fonu’ndan ülkemizin tüm gençleri yararlansın istiyoruz” diye konuştu.

  • MİT Başkanı Kalın, Bakü Güvenlik Konferansı’na katıldı

    MİT Başkanı Kalın, Bakü Güvenlik Konferansı’na katıldı

    MİT Başkanı İbrahim Kalın, 14-15 Eylül tarihlerinde Azerbaycan’da düzenlenen Bakü Güvenlik Konferansı’na katıldı. Yaklaşık 50 ülkenin istihbarat ve güvenlik bürokrasisi başkanının katıldığı konferansın bu yılki teması “Küresel Ulaşım Yollarının Güvenliğine Yönelik Modern Zorluklar” olarak belirlendi.

    Bölgesel ve küresel zorlukların ele alındığı konferansta, MİT Başkanı Kalın birçok ülkeden mevkidaşı ile bir araya gelerek, ikili temaslarda bulundu ve güncel gelişmeleri de ele aldı. Kalın, Bakü Güvenlik Zirvesi oturumunda yaptığı konuşmada ise küresel ortamdaki güven krizlerine, artan terör tehdidine ve bunların yol açtığı insani sonuçlara değindi.
    Kalın ayrıca 44 gün süren savaşın ardından Azerbaycan’ın işgalden kurtardığı Karabağ’da hayatın normelleşmesi yönünde attığı başarılı adımlara dikkat çekerek Ermenistan ile Azerbaycan arasında nihai barış anlaşması yapılmasının Kafkaslar’da istikrar ve kalkınma adına elzem olduğuna vurgu yaptı.

    Kalın’dan Zengezor Koridoru vurgusu

    Kalın, tesis edilecek kalıcı barışın aynı zamanda Zengezor Koridoru’nun açılması da dahil Azerbaycan-Ermenistan-Nahçivan-Türkiye-Avrupa hattı bağlantılarını sağlayacağının altını çizdi. Kalın konuşmasında, hızla değişen ve giderek kırılgan hale gelen uluslararası sistemin Ukrayna ve Gazze savaşları bağlamında iki önemli küresel krizle karşı karşıya olduğuna da değindi.
    Rusya Federasyonu ve Ukrayna Savaşı’nın uluslararası hukuk zemininde yeni bir güvenlik mimarisinin inşa edilmesiyle çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayan MİT Başkanı Kalın, 40 binden fazla Filistinlinin ölümüne yol açan Gazze’deki savaşın durması için ateşkesin bir an önce sağlanmasının elzem olduğunu, kalıcı barışı sağlamanın tek yolunun İsrail işgalini bitirerek iki devletli çözüm olacağını dile getirdi.

    Öte yandan, bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasının önemini vurgulayan MİT Başkanı Kalın, güvenlik ve özgürlüğün Filistin halkının da en temel hakkı olduğunu, bu anlamda Türkiye’nin hem Ukrayna hem de Gazze savaşının sona ermesi için açık ve kapalı çok yönlü istihbarat diplomasisi çalışmalarını devam ettireceğini de kaydetti.

    “Herkes güvende olmadan kimse güvende olmayacak”

    Terörün küresel bir tehdit olduğunu, bu kapsamda DEAŞ, El Kaide, DEAŞ Horasan (ISKP), El Şebab, JNİM, PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri ile mücadelenin müşterek yürütülmesi gerektiğini ifade eden Kalın, konuşmasında terör örgütlerinin ayrıştırılamayacağına, herkes güvende olmadan kimsenin güvende olamayacağına vurgu yaptı.
    Günümüz jeopolitiğinde giderek karmaşıklaşan tehditlerle mücadelede esir takaslarından ateşkes müzakerelerine kadar geniş bir yelpazede istihbarat diplomasinin de önemine değinen MİT Başkanı Kalın, Bakü Güvenlik Forumu’nun sekreteryasının oluşturulması suretiyle kurumsallaştırılması gerektiğini de dile getirdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘boykot’ paylaşımı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘boykot’ paylaşımı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından AK Parti İstanbul Milletvekili Yücel Arzen Hacıoğulları’nın yapay zeka ile oluşturduğu Filistin halkına destek veren ‘boykot’ temalı videoyu paylaştı. Filistin’e destek yürüyüşleri, boykot ürünler, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği bombalı saldırıların görüntülerinin yer aldığı video kısa süre içerisinde çok sayıda beğeni aldı. Erdoğan, videoyu şu sözlerle paylaştı:

    “Sesimizle, sözümüzle, dualarımızla, insani yardımlarımızla, elimizdeki tüm imkânlarla Gazze’nin, Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Onların asil ve onurlu direnişine her zaman destek vermeye devam edeceğiz.”

  • Erdoğan: Sosyal medya operasyon aygıtına dönüştü

    Erdoğan: Sosyal medya operasyon aygıtına dönüştü

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “1. Dönem Hakim ve Savcı Yardımcıları Eğitimi Açılış Töreni”nde konuştu.

    “ÇOCUKLARIN NAAŞI ÜZERİNDEN SİYASİ HESAP GÖRÜLMESİNE MÜSAADE ETMEMELİYİZ”

    Diyarbakır’da katledilen Narin Güran (8) cinayetine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Masum çocukların naaşı üzerinden milletin inanç değerleriyle, aile kurumuyla, dini müesseselerle siyasi ve ideolojik hesap görülmesine müsaade etmemeliyiz.” dedi.

    Erdoğan, “Bölücü terör örgütünün katlettiği çocuklara sesini çıkarmayanların bugün yaptığı riyakarlıktır.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sosyal medya uyarısı da geldi. Erdoğan, “Hiçbir kuralın, değerin, ahlaki sınırın olmadığı sosyal medya mecraları giderek büyük bir operasyon aygıtına dönüşmeye başladı.” ifadesini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    “Adalet Akademimizi yeniledik güçlendirdik. Yargı sistemimizin bel kemiğimi oluşturan hakim ve savcılarımızın en iyi şekilde yetişmeleri noktasında hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık.

    “HAKİM-SAVCI SAYIMIZ 25 BİNE YAKLAŞTI”

    Bugün ülkemizde hukuk eğitimi veren önemli sayı ve çeşitlilikte kurumlarımız var. Hakim ve savcı sayısı 3 kat arttı. Son 22 yılda avukat noter hukuk eğitimi görmüş personel hakim sayılarında artış sağladık. Hakim-savcı sayımız bugün 25 bine yaklaştı. Mesleki bilgi beceri fakülte eğitimini aşan bir çabayı gerektirir. Değerler ile bilgi arasında bağ kurmayı sağlayan köprü ise tecrübedir. Hakim ve savcı yardımcılığı mekanizması ile bilgiyle tecrübeyi harmanlamayı amaçlıyoruz. Yardımcılıkta süreyi 3 yıla çıkardık. Akademideki eğitim süresini 7 aydan 10 aya yükselttik.

    “YARGIDA NİCELİK VE NİTELİK ARTIYOR”

    Yargıda nicelik ve nitelik artıyor. Adalete dair her başlıkta kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. İnsanın olduğu her yerde çatışma ve çelişkiler de kaçınılmazdır. Arzu edilmese dahi suç işlenir. Hukuk devleti bu çatışmalara hızlı cevaplar vermeyi gerektirir. Adil işleyen yargı sistemi bunun kurumsal çerçevesidir. Tarafsız işleyen yargı bu sistemin varlığı ekonomik kalkınmanın da güvencesidir. Adliyenin kapsını adaletin kapısı haline getirmek sürekli çalışmayı toplumu takip etmeyi gerektirir.

    “TOPLUMDAN YÜKSELEN TALEPLERE, BEKLENTİLERE, SERZENİŞLERE GÖRE YENİ ADIMLAR ATACAĞIZ”

    Toplumdan yükselen taleplere, beklentilere, serzenişlere göre yeni adımlar atacak, kendimize yeni hedefler belirleyerek yola devam edeceğiz.

    “GÜÇLÜNÜN HAKLI OLDUĞU DEĞİL, HAKLININ GÜÇLÜ OLDUĞU BİR SİSTEM İNŞA ETTİK”

    1960’dan beri bu ülkede yargı siyasete istikamet çizmenin vesayetin bir vasıtası olarak kullanıldı. Yassıada mahkemelerinin 12 Eylül mahkemelerinin verdiği kararların utancı yıllarca adalet sistemimizin peşini bırakmadı. Adliye, adaletin kapısı olacak dedik. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistem inşa ettik. Önünüze gelen her olayda dosyada bir insan hayatına dokunacağınızı hatırda tutmalısınız.

    “TOPLUMDA CEZASIZLIK ALGISINA HİZMET EDEN BAZI KÖTÜ ÖRNEKLERLE KARŞILAŞABİLİYORUZ”

    Toplumda cezasızlık algısına hizmet eden bazı kötü örneklerle karşılaşabiliyoruz. Bunların oranını en aza indirmek için üzerimize ne düşüyorsa yapmanın gayretindeyiz. Suç işleyenin, milletin malına, mülküne, namusuna ve canına kast edenlerin yeri, sokaklar değil, son raddeye kadar cezasını çekeceği hapishanelerdir. Burada bir sıkıntı veya eksik var gidermek boynumuzun borcudur. Devletimizi, vesayet aparatlarından ve FETÖ artıklarından ne kadar temizlemiş olursak olalım dikkati ve ihtiyatı elden bırakmadan mücadeleyi sürdüreceğiz. İlamların üzerinde, mahkemelerimizin Türk milleti adına karar verdiği yazıyorsa, davalarda toplumsal hassasiyetlerin gözetilmesi gayet tabiidir. Toplum vicdanını teskin etmeyen kararlar, sosyal barış ve huzurun inşasına da katkı sunamazlar.

    SOSYAL MEDYA UYARISI: İNFAZ MANGALARI HER GÜN HEDEF TAHTASINA KONACAK OLAY BULUYOR

    Hiçbir kuralın, değerin, ahlaki sınırın olmadığı sosyal medya mecraları giderek büyük bir operasyon aygıtına dönüşmeye başladı. Etkileşim odaklı yeni medya düzenin en büyük kurbanı adaletin temel ilkeleri oluyor. Sanal alemde karşılıklı mevzilenmiş infaz mangaları her gün hedef tahtasına konacak bir şahıs olay ve kurum mutlaka buluyor. Pek çok hukuksuzluğa imza atılıyor.

    “YAYINLAR YAPARKEN YÜRÜYEN SORUŞTURMANIN SELAMETİNİ KORUMAK HERKESİN MESULİYETİDİR”

    Toplumun merakını gideren yayınlar yaparken, yürüyen soruşturmanın selametini de korumak, gözetmek herkesin mesuliyetidir. İnsanlık olarak toplum olarak nereye gidiyoruz? Bu soruyu çok sık sorduğumuz bu günlerde daha soğukkanlı olmalıyız.

    “ADALETİN REYTİNG KURBANI EDİLMESİNE GÖZ YUMMAMALIYIZ”

    Masum çocukların naaşı üzerinden milletin inanç değerleriyle, aile kurumuyla, dini müesseselerle siyasi ve ideolojik hesap görülmesine müsaade etmemeliyiz. Adaletin reyting ve etkileşim avcılığına kurban edilmesine göz yummamalıyız. Başta medyamız olmak üzere, tüm sorumluluk sahipleri azami hassasiyet göstermeli.”

     

     

    NTV

  • Sedat Uçar İYİ Parti’den istifa etti

    Sedat Uçar İYİ Parti’den istifa etti

    Yerel seçimlerde Yedisu ilçesinde İYİ Parti’den aday olan Sedat Uçar, yarışı kazanarak belediye başkanı olmuştu. Partisinden istifa etiğini duyuran Uçar, bağımsız olarak başkanlık görevine devam edeceğini bildirdi.

    Yedisu Belediye Başkanı Sedat Uçar yaptığı basın açıklamasında, “Yedisu ilçe halkımızın teveccühü ile 31 Mart 2024 seçimlerinde başlattığımız adaylık süreci başarı ve zafer ile sonuçlanmıştır. Daha önce ilçemizde varlık gösteremeyen seçilmiş olduğum parti açısından da bu sonuç büyük bir başarı olarak görülmeliydi. Ancak seçildiğim tarihten bu güne kadar Bingöl İl Başkanı Hasan Kızılboğa ve Bingöl il teşkilatı dışında İYİ Parti’nin herhangi bir biriminde destek görmedim” dedi.

    Uçar, açıklamasının devamında, “Büyük bir başarı göstererek göreve başladığım ve devam ettirdiğim süreçte parti üst düzey yetkililerinden ve İYİ Parti milletvekillerinden herhangi bir destek, gerek belediyemiz ve gerekse ilçe halkımız ziyaret edilip sorunlarımız dinlenmedi. İlçe halkımızın bu konudaki talepleri ve bireysel olarak benim gördüğüm lüzüm üzerine İYİ Parti’den istifa ederek Yedisu ilçe halkına daha iyi hizmet vermek amacıyla bağımsız olarak başkanlık görevime devam edeceğim. Almış olduğum bu karar parti genel merkezi ve seçilmiş İYİ Parti milletvekillerimizin olumsuz ve alakasız tavırlarından dolayı kaynaklanmaktadır. Bu karar, ilçe halkımızın ve kanaat önderlerimizin düşünce ve görüşleri alınarak, uzun bir süreçte en ince ayrıntısına kadar sebep sonuçların değerlendirilmesi sonucu alınmıştır. Bu süreçte bize destek veren kadirşinas halkımıza teşekkür eder, bu kararın ilçemize ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim” ifadelerine yer verdi.

  • Bakan Işıkhan’dan Sakarya’daki patlamaya ilişkin açıklama

    Bakan Işıkhan’dan Sakarya’daki patlamaya ilişkin açıklama

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, “Sakarya’nın Hendek ilçesinde bir fabrikada meydana gelen patlamada yaralanan işçi kardeşlerimize Allah’tan acil şifalar diliyor, kendilerine ve ailelerine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Bakanlık olarak süreci yakından takip ediyoruz. Bakanlığımız tarafından yaşanan olayı araştırmak üzere 1 başmüfettiş ile 1 müfettiş görevlendirilmiştir. Müfettişlerimiz gerekli incelemeleri yapacaktır” dedi.