Kategori: Siyaset

  • Erdoğan: “Narin cinayetini bizzat takip edeceğim”

    Erdoğan: “Narin cinayetini bizzat takip edeceğim”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaklaşık 3 buçuk saat süren kabine toplantısının ardından ‘Millete Sesleniş’ konuşmasını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısı sonrasında gerçekleştirdiği programları hatırlatarak, ”Ahlat’ta gerçekleştirdiğimiz son kabine toplantımızdan bugüne ‘aşk ile koşan yorulmaz’ düsturuyla ülkemiz ve milletimiz için aşkla çalışıyoruz. Ağustos ayına damga vuran şanlı zaferlerimizi her sene olduğu gibi yine büyük bir coşkuyla andık. 26 Ağustos’ta Anadolu’nun kapılarını milletimize açan Malazgirt Zaferimizin 953’üncü seneidevriyesini nasıl gururla idrak ettiysek, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda da bu topraklardaki varlığımızı tescilleyen Büyük Zafer’in 102’nci yıldönümünü aynı heyecanla kutladık” diye konuştu.

    “İHA ve SİHA teknolojilerinde dünyanın ilk 3-4 ülkesinden birisiyiz”

    Harp okullarının mezuniyet törenlerine iştirak ederek, genç teğmenlerin ve ailelerinin mezuniyet sevincini paylaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sene, harp okullarımızdan 103’ü misafir olmak üzere bin 613 öğrencimiz mezun oldu. Okul birincilerimizin tamamının kadın teğmenler olması ayrıca anlamlıydı. Vatanına, milletine, milli iradeye ve milletin inanç değerlerine yürekten bağlı gençlerimizi Türkiye Yüzyılı’nın mimarları olarak görüyoruz. İyi yetişmiş, disiplinli, vatanperver gençlerimizle daima iftihar ediyoruz. Milletimizin gözbebeği ve peygamber ocağı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne güç katan her adımın yanındayız. Son 22 yılda ‘güçlü Türkiye, güçlü ordu’ şiarıyla her alanda çok önemli atılımlar gerçekleştirdik. Mesela, savunma sanayiinde yüzde 80 oranında dışa bağımlı bir ülkeyi her türlü silah ve mühimmatını kendi imkanlarıyla üretir hale getirdik. İHA ve SİHA teknolojilerinde dünyanın ilk 3-4 ülkesinden birisiyiz. Uçak, helikopter, tank, füze, roket, bomba, silah, gemi, denizaltı ve daha pek çok başlıkta 22 yıl öncesine göre çok farklı bir seviyedeyiz” dedi.

    “Türkiye’ye en büyük zararı istismarcı siyaset anlayışı vermiştir”

    Kara Harp Okullarının mezuniyet töreninde yaşananlarla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ordunun disiplinine, insicamına ve itibarına gölge düşürecek her türlü girişimin de karşısında olduklarını, demokratik denetim mekanizmaları çerçevesinde gerekli tahkikatı büyük bir hassasiyetle ve çok boyutlu bir şekilde yürüttüklerini aktardı. Erdoğan, “Kahraman ordumuzun yıpratılmasına da, ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine de hiçbir surette müsaade etmeyiz. Aynı hassasiyet Cumhuriyetimizin banisi, İstiklal Harbimizin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal için de geçerlidir. İşte dün, aslına ve Gazi’nin hatırasına uygun olarak restore ettiğimiz Savarona yatını ziyaret ettik. Burada şu hususun altını öncelikle çizmek isterim: Türkiye’ye en büyük zararı istismarcı siyaset anlayışı vermiştir. Ekonomimize onulmaz yaralar açan, ülkemizi on yıllar boyunca ikinci sınıf demokrasiye mahkûm eden işte bu fırsatçı zihniyettir. Zamanla aktörler değişse de, bu siyaset tarzı maalesef kötü bir muhalefet geleneği olarak varlığını halen sürdürmektedir. Son günlerde bunun tekrar ayyuka çıktığına şahitlik ediyoruz. Muhalefet, yine istismar siyasetine sarılarak, 14-28 Mayıs ve 31 Mart seçimlerindeki ‘şaibeli sicilini’ aklamaya çalışıyor. Bizim burada söylemeye hicap edeceğimiz hakaretleri üç-beş oy uğruna sineye çekenler, şimdi çıkmışlar yüzleri kızarmadan ahkam kesiyorlar. Sınır ötesi ve okyanus ötesindekilerle ittifak yapıp iktidar hayali kuranlar; bugün Gazi Mustafa Kemal üzerinden millete ayar vermeye kalkıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerine ‘kimyasal silah kullandı’ iftirası atanlara kol kanat gerenlerin bugün söyledikleri hiçbir sözün kıymeti yoktur. Milletimiz, bunların samimiyetsizliğinin gayet farkındadır. Biz de bu oyuna gelmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemize ve demokrasimize hiçbir hayrı dokunmayan bu ‘kışkırtıcı dile’ kesinlikle prim vermeyeceğiz” diyen Erdoğan, ”Bu vesileyle dün Tunceli’nin Ovacık içesinde zırhlı aracın devrilmesi sonucu şehit olan jandarmalarımız ile bugün Irak’ın kuzeyinde Gara bölgesinde şehit düşen üsteğmenimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Kazada yaralanan jandarmamıza da acil şifalar temenni ediyorum” dedi.

    “Turizmde 2024 hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyorum”

    1 Eylül’de hizmete açılan Riksos Tersane İstanbul Oteli’nin İstanbul’un turizmine ve tanıtımına önemli katkılar yapacağına inandığını söyleyen Erdoğan, “Geçen sene İstanbul’umuzu 17 milyon 370 bin turist ziyaret etti. Ülke olarak dünyanın her köşesinden 56 milyon 700 bin kişiyi misafir ettik. Bu sene hedefimiz 60 milyon turist, 60 milyar dolarlık turizm geliridir. Yılın ilk 7 ayında 35 milyon turisti ülkemizde ağırladık. Bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen turizm sezonumuz iyi geçiyor. Turizmde 2024 hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyorum” açıklamasını yaptı.

    “Meclisin bu vazifesini yerine getirebilmesi için elimizden geleni yapacağız”

    Eylül ayının ilk mesai günü adli yıl açılış törenini gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Yeni yasama yılıyla birlikte inşallah yeni ve sivil anayasa meselesine biraz daha ağırlık vereceğiz. Türk demokrasisinin darbelerle ve darbeci zihniyetle hesaplaşmasını tamamlayabilmesi için sivil anayasa ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. Şunu çok net söylemek durumundayım: 15 Temmuz milli irade destanına imza atan bir milletin darbecilerin yaptığı anayasaya mecbur bırakılmasını doğru da, adil de bulmuyoruz. Son yılların temsil zemini en geniş Meclisi olan 28’inci dönemin yeni ve sivil anayasa yapması millete karşı ödevidir. Meclisin bu vazifesini yerine getirebilmesi için elimizden geleni yapacağız.”

    4 Eylül tarihinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’yi ve heyetini resmi ziyaret kapsamında Külliye’de karşıladıklarını hatırlatan Erdoğan, ”Şubat ayındaki tarihi ziyaretimizin ardından Sayın Sisi’nin iadeyi ziyaretiyle Türkiye-Mısır ilişkilerini çok daha ileriye taşıdık. Farklı alanlarda imzaladığımız 17 mutabakat zaptıyla bu önemli ziyaret taçlanmış oldu. Mısır’la Gazze, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika başta olmak üzere bölgesel konularda yakın diyalog halindeyiz. Gazze’de ateşkesin tesisi ve yardımların engelsiz girişi için yürüttükleri arabuluculuk çalışmalarında Mısır makamlarına destek veriyoruz. İsrail’in yayılmacı politikalarına hız verdiği bir dönemde tüm bölge ülkeleri olarak ‘dayanışma hattını’ tahkim etmemiz gerekiyor. 12’nci ayına giren Gazze’deki soykırım karşısında İslam aleminin daha kararlı bir duruş sergilemesi için çabalarımızı hızlandırdık. Şu gerçeği artık çok net biçimde görebiliyoruz: İsrail hükümeti, işgal ve istila politikasını ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı da içine alacak şekilde genişletme arayışındadır. Harem-i Şerif’e yönelik siyonistlerin tacizleri ve baskınları artmaktadır. Bunların hepsini yakından takip ediyoruz. Daha önce de söyledim, bugün tekrar vurgulamak istiyorum: Kudüs bizim için arzın üstünde bir sancak, görkemli bir çınardır. Merhum Nuri Pakdil’in ifadesiyle yüreğimizin yarısı Mekke’dir, geri kalanı da Medine’dir, üstünde de bir tül gibi Kudüs vardır. Bunun için her fırsatta ‘Kudüs kırmızı çizgimizdir’ diyoruz. Görevi Kudüs davasına sahip çıkmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın günden güne pervasızlaşan bu saldırılara bigane kalması düşünülemez. Teşkilatın daha fazla vakit kaybetmeden liderler seviyesinde toplanması ve İslam dünyasının kararlı tutumunu ortaya koyması aciliyet arz ediyor. Bununla ilgili temaslarımızı yoğunlaştırarak sürdüreceğiz” dedi.

    6 Eylül Cuma günü 5’inci Uluslararası Eğitimde Teknoloji, AR-GE ve Kalite Zirvesi’nde eğitim camiasıyla bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, ”Eğitimde teknolojik imkanları en yaygın kullanan ülkeler arasındayız. Teknolojiyi üreten, geliştiren, ondan en üst düzeyde faydalanan ama teknolojinin esiri olmayan TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bugün ilk ders zili çalan 2024-2025 eğitim-öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Tüm öğretmenlerimize hizmetleri, emekleri ve engin sabırları için en kalbi şükranlarımı sunuyor, görevlerinde başarılar temenni ediyorum. İlk defa okula başlamanın heyecanını yaşayan evlatlarımızın her birinin tek tek gözlerinden öpüyor; Rabbim hepsine zihin açıklığı versin diyorum” dedi.

    “Narin kızımızın canını alanlardan bunun hesabını adalet önünde mutlaka soracağız”

    Narin cinayetinin takipçisi olacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Diyarbakır Bağlar’dan gelen acı haber sebebiyle buruk karşıladık, buruk geçirdik. Narin yavrumuzun hunharca katledilmesi, hepimizin yüreğine kor bir ateş düşürdü. Narin kızımızın canını alanlardan bunun hesabını adalet önünde mutlaka soracağız. Masum bir yavruyu öldüren canilerin en ağır cezaya çarptırılması için konunun bizzat takipçisi olacağım. Burada şunun da bilinmesini isterim: Sadece Narin evladımızın değil; tüm çocuklarımızın gözlerindeki ışıltıyı söndüren ister bölücü teröristler olsun, ister zehir tacirleri ve çeteler olsun, ister yanındaki-yöresindeki vicdan fukaraları ahlaksızlar olsun, bütün canilerle mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Bugünkü ilk dersin ‘Çanakkale’den Gazze’ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi’ olması, şüphesiz çok önemli mesajlar içeriyordu. Millî Mücadele’de dönemin emperyalist güçlerine karşı direniş destanını yazmış bir millet olarak Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Bugün Gazze’de, Ramallah’ta verilen mücadelenin ne manaya geldiğini en iyi biz anlarız” diye konuştu.

    “Ayşenur Ezgi kızımızın kanının yerde kalmaması için her türlü hukuki adımı atacağız”

    Protesto eylemi sırasında İsrail güvenlik güçleri tarafından kalleşçe öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi’yi rahmetle yad ettiğini, ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı dilediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ayşenur Ezgi kızımızın kanının yerde kalmaması için her türlü hukuki adımı atacağız. Kadın, çocuk, yaşlı, sivil demeden 41 bin insanı katleden soykırımcı İsrail yönetimi, işlediği suçların hesabını önünde sonunda verecektir. Cumartesi günü Kocaeli ve Gölcük’teydik. 21’inci İmam Hatipliler Kurultayı’nda ÖNDER mensupları ve imam-hatip camiasıyla buluşmanın bahtiyarlığını yaşadık. Heyecanlarıyla, sevdalarıyla, özgüvenli duruşlarıyla bizleri farklı alemlere taşıyan imam hatipli kardeşlerime tekrar teşekkür ediyorum. Kocaeli’nin ardından Gölcük’e geçtik. Aralarında 300 yataklı Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi yeni binasının, TOKİ’nin inşa ettiği bin 528 konut ile toplam büyüklüğü 657 bin metrekare olan 3 millet bahçemizin Kocaeli’nin 50 yıllık hayalini gerçeğe dönüştüren Teleferik’in de olduğu toplam değeri 20 milyar lirayı bulan 149 kalem yatırımı hizmete açtı. Açılışını yaptığımız tüm eser, hizmet ve projelerin Kocaeli’ne, Gölcüklü vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Bakanlıklarımızı, ilgili bakan arkadaşlarımızı, kurumlarımızı, Kocaeli Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizi buradan tekrar tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Önceliğimiz vatandaşımızın dertlerine derman olmak, sorunlarına çözüm üretmektir”

    Erdoğan muhalefete tepki göstererek, ”Muhalefetin kendi bünyesinde süren ‘meydan muharebesini’ perdelemek amacıyla ortaya attığı tuzak gündemlerin peşine takılmıyoruz. Önceliğimiz vatandaşımızın dertlerine derman olmak, sorunlarına çözüm üretmektir. Tüm kabine toplantılarımızın değişmez gündemi ekonomidir. Hayat pahalılığının vatandaşlarımızın hayatında sebep olduğu sıkıntıları ortadan kaldırmak için yoğun çaba içindeyiz. Popülist vaatlerin havada uçuştuğu 31 Mart sürecinde seçim ekonomisi uygulamadık. Daha fazla oy almak için milletimize uzun yıllar bedel ödetecek hiçbir adım atmadık. Ekonomi programımıza bağlı kalmaya itina gösterdik. Bunun olumlu etkilerini de hamdolsun görmeye başladık. Enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sürecine girdik. Enflasyonda haziranda başlayan düşüş, ağustosta da devam etti. Son üç ayda yıllık enflasyon 23,5 puan geriledi. İşsizlik oranı hedeflerimizin ötesinde iyileşti. Depremin etkilerine rağmen kamu maliyesini hızla toparladık. Cari açığı hızla düşürdük, dış dengede iyileşme sağladık ve ekonominin kırılganlığını önemli ölçüde azalttık. Son 1 yılda brüt rezervlerde 50 milyar dolar, sıvap hariç net rezervlerde ise 80 milyar dolardan fazla artış sağladık. 150 milyar dolara ulaşan rezervlerimiz, dış şoklara karşı dayanıklılığımızı güçlendiriyor. Son bir yılda risk primimiz 700 baz puandan 270 baz puana geriledi ve dış finansman maliyetleri düştü. 2024 yılında kredi notu üç kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu. Konut piyasasını da yakından takip ediyoruz. Depremin konut stokunda oluşturduğu kayıpları telafi etmek için yeni sosyal konut projeleri geliştiriyoruz” diye konuştu.

    “Türkiye, enflasyonu düşürerek büyüyecek”

    Geçen yıl uygulamaya başladıkları Orta Vadeli Programı 2025-2027 dönemini kapsayacak şekilde daha da güçlendirdiklerini aktaran Erdoğan, ”Açıklanan program ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütmeyi hedefliyor. Aynı zamanda verimlilik artışlarıyla potansiyel büyümemizi artıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarını uyum içinde yürüterek, tek haneli enflasyona mutlaka ulaşacağız. Bunu daha önce nasıl yaptıysak, inşallah yine başaracağız. Yeşil ve dijital dönüşümü hızlandırarak, cari işlemler dengesinde kalıcı bir iyileşme sağlayacağız. İş ve yatırım ortamını iyileştirme çalışmalarımıza devam edecek, ekonomideki kayıtdışılığı azaltacak adımlar atacağız. Tüm bu kazanımlar, ülkemizi tarihimizde ilk defa orta-üst gelir grubundan üst gelir grubuna çıkaracaktır. Şunu çok net ifade etmek isterim: Türkiye, enflasyonu düşürerek büyüyecek. Enflasyon düştükçe yatırım ortamı iyileşecek, öngörülebilirlik artacak, rekabet güçlenecek ve istikrarlı yüksek büyüme olacak. Bu süreç beraberinde kalıcı refah artışını getirecek. Geçen yıl yüzde 5,1 büyüdük ve milli gelirimiz ilk kez 1 trilyon doları aştı” ifadelerini kullandı.

    Bu yılın ikinci çeyreğinde milli gelirin 1,2 trilyon doları geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Dezenflasyon süreciyle uyumlu ve sağlıklı bir büyüme yolundayız. Dış ticaret ortaklarımızdaki toparlanma ve enflasyondaki düşüşle birlikte çok hızlı bir canlanma bekliyoruz. Bu yılı yüzde 3,5’luk bir büyümeyle kapatmayı ve 2025-2027 döneminde büyümede kademeli bir artış görmeyi öngörüyoruz. Sanayideki üretim çeşitliliğimiz, hızlı uyum kabiliyetimiz ve nitelikli insan kaynağımız en büyük avantajlarımızdır. Aktif sanayi politikalarıyla reel sektörümüzün gerekli sıçramayı yapmasını temin edeceğiz. Ayrıca sanayi sektörünün yer ve lojistik ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bakınız Türkiye’yi tanıyanlar şu gerçeği çok iyi biliyor: Biz, gücünü genç, dinamik ve kaliteli insan kaynağından alan bir ülkeyiz. Büyümenin istihdam oluşturması işte bu yüzden çok çok önemlidir. 2023’te depremin etkilerine rağmen 880 bin yeni istihdam sağlandı. İşgücüne katılım ve istihdam oranları 2005’ten beri en yüksek seviyelerini gördü. 2024’te bu yükseliş devam etti. İkinci çeyrekte istihdamı 32,7 milyon kişiye ve işgücüne katılım oranını yüzde 54,4’e çıkartarak rekor kırdık. İşsizlik oranı ise yüzde 8,8 olarak gerçekleşti. Son bir yılda 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkanı oluşturduk. Orta Vadeli Program’da hedefimiz, işsizliği tek hanelerde tutarak 2,3 milyon yeni istihdam sağlamaktır. Bu doğrultuda değişen çalışma biçimlerine uygun düzenlemeler yapacak, mesleki eğitimi güçlendirecek ve işgücünün verimliliğini artıracağız. Gençlerin ve kadınların işgücü piyasasına katılımını destekleyerek, ekonomideki rollerini öne çıkartacağız” şeklinde konuştu.

    İhracatta çok iyi bir ritim yakaladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zayıf küresel ticarete ve depremin etkilerine rağmen 2023’te ihracatın 256 milyar dolarla rekor kırdığını belirtti. İhracattaki güçlü performansı 2024’te de sürdürdüklerini belirten Erdoğan, ”Yıllık ihracat ağustosta 262 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ağustos ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,4 artışla 22,1 milyar dolar oldu. 2024 ağustos ayında, ihracatın ithalatı karşılama oranındaki 10,5 puanlık yükseliş, dış ticaretimizdeki başka bir güzel gelişmeydi. Dış ticaret açığımız 2024 yılı ilk 8 ayında yüzde 33,6 oranında azaldı. Dış ticaretimizdeki dengelenmenin güçlenerek devam ettiğini görüyoruz. Dış ticaretteki iyileşme ve artan turizm gelirleriyle, geçen sene mayısta 57 milyar dolar olan cari açık, bu haziranda 25 milyar doların altına indi. Cari açığın milli gelire oranını geçen seneye göre ciddi ölçüde azaltacağız. Milli gelire oranla 2024 sonunda yüzde 1,7; Orta Vadeli Program dönemi sonunda ise yüzde 1,3’lük bir cari açık bekliyoruz. Yüksek katma değerli üretim ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla, cari açıkta kalıcı iyileşmeyi sağlayacağız. Vergide adalet ve etkinlik ilkelerini gözetirken, kayıtdışı ekonomiyle mücadeleden taviz vermeyeceğiz. Milletimizin, kurumlarımızın ve iş dünyamızın desteği ve sahiplenmesiyle inşallah tüm bu hedeflere ulaşacağımıza inanıyoruz. Türkiye ekonomisi, bu süreçten daha da güçlenerek çıkacak; çok farklı bir lige yükselecektir. Vatandaşlarımdan, daha kendi meselelerini bile çözemeyen kifayetsizlere kulak asmamalarını özellikle rica ediyorum. Ben, milletimin irfanına her zaman güvendim, güveniyorum. Sorun varsa, aşacak olan biziz. Dert varsa, derman bulacak olan biziz. Zorlukların üstesinden gelecek olan yine biziz. Yeter ki inancımızı, dayanışmamızı, umudumuzu koruyalım. Allah’ın izniyle gerisi sadece zaman ve biraz sabır meselesidir” dedi.

    “81 ilimiz ve 266 ilçemizdeki yurtlarımızla öğrencilerinizin hizmetindeyiz”

    Son 22 yılda ciddi yatırımlar yaptıkları alanların başında gençlik ve sporun geldiğini ifade eden Erdoğan, toplam spor tesisi sayısını bin 575’den 4 bin 421’e çıkardıklarını açıkladı. Erdoğan, ”Türkiye’nin dört bir köşesini kapalı spor salonlarıyla, halı sahalarla, basketbol-voleybol sahalarıyla, yüzme havuzlarıyla donattık. 2002 yılında toplam lisanslı sporcu sayımız 278 bin kişiyken, bugün 16 milyona yükseldi. 2002 yılında bütün spor dallarında aldığımız madalya sayısı bin 481 adetti; 2023 yılı sonu itibarıyla 8 bin 449 rakamına ulaştık. Öğrenci yurtları, muhalefetin en çok kışkırttığı konulardan biriydi. Bu alanda dünyada eşi benzeri olmayan bir sistem inşa ettik. 81 ilimiz ve 266 ilçemizdeki yurtlarımızla öğrencilerinizin hizmetindeyiz. Bakınız 2002 yılında 182 bin yatak kapasitesine sahip 190 yükseköğretim yurdu vardı. Bugün 857 yurdumuzda toplam 989 bin yatak kapasitesine sahibiz. Bu yıl ilk yerleştirmede yüzde 86 oranında öğrencimiz yurtlarımıza yerleşti. Toplam 356 bin geçerli başvurudan 306 bin öğrencimizin yerleştirmesi ilk aşamada gerçekleşti. Yerleştirme sürecimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

    “Olimpiyat oyunlarında ülkemiz adına yarışan, ter döken, elinden gelenin en iyisini yapan tüm sporcularımıza teşekkür ediyor, madalya kazanan sporcularımızı ayrıca kutluyorum”

    Hiçbir öğrencinin mağdur edilmeyecek şekilde talep eden her öğrenciye barınma imkanı sunacaklarını belirten Erdoğan, ”Sporda, bilimde, sanatta, siyasette, iş dünyasında gençlerimizin hak ettiği yerlere gelmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Bilhassa engelli gençlerimizin hayallerini gerçekleştirebilmesi, hayatın her alanında engelsiz yer alabilmeleri için yoğun gayret sarf ediyoruz. Paris 2024 Paralimpik Oyunları attığımız adımların karşılığını görme bakımından önemli bir referans teşkil etti. Engelli sporcularımız gerçekten tarihi bir başarıya daha imza attılar. Kazandıkları 6’sı altın, 10’u gümüş, 12’si bronz toplam 28 madalyayla sporcularımız milletimize büyük bir gurur yaşattılar. Buradan kendilerini canı gönülden tebrik ediyorum. Paris Olimpiyatları’ndan toplam 36 madalyayla döndük. Olimpiyat oyunlarında ülkemiz adına yarışan, ter döken, elinden gelenin en iyisini yapan tüm sporcularımıza teşekkür ediyor, madalya kazanan sporcularımızı ayrıca kutluyorum. Çok daha iyi yerlere geleceğimizden şüphe duymuyoruz. 2028 Los Angeles Olimpiyatları’na sadece madalya kazanmak için değil, rekorlar kırmak ve yeni branşlarda ülkemizi gururlandırmak için gideceğiz. Bugün, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 102’nci yıldönümünü kutlayan İzmirli vatandaşlarıma tebriklerimi iletiyorum. İstiklal Harbimizin tüm kahramanlarını tekrar şükranla yad ediyorum” dedi.

  • Bahçeli’den “Narin Güran” açıklaması

    Bahçeli’den “Narin Güran” açıklaması

    MHP lideri Bahçeli, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’a ilişkin X hesabından paylaşımda bulundu. Bahçeli paylaşımında, “19 günlük aradan ve yoğun aramalardan sonra, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde cansız bedenine ulaşılan sekiz yaşındaki Narin kızımız hepimizin ve herkesin yüreğini kavurmuş, maşeri vicdanda büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Yavrumuzun hayat ışığını söndüren, korkunç şekilde katleden cani veya canilerin, bu vahşi cinayete yardım ve yataklık edenlerin Türk adaleti önünde hesap vermeleri, en ağır düzeyde bedel ödemeleri muhakkak surette temin edilmelidir” ifadelerine yer verdi.

    Bahçeli’nin paylaşımının devamı şöyle:

    “Başta Narin yavrumuz olmak üzere, dün Tunceli Ovacık’ta bir askeri aracın devrilmesi sonucunda şehit düşen kahramanlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Tedavisi devam eden kahramanımıza şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun, mekânları cennet olsun.”

  • “Nitelikli eğitime erişimde fırsat eşitliği yok”

    “Nitelikli eğitime erişimde fırsat eşitliği yok”

    CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, okulların açılmasıyla birlikte, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e verdiği soru önergesi ile Türkiye’deki eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu bazı sorunları bir kez daha gündeme getirdi.

    Pala, verdiği soru önergesinde, özellikle öğretmen başına düşen öğrenci sayısının yüksekliği ve eşitsizliği, nitelikli eğitime erişimle ilgili sorunlar ve eğitim sisteminin değişen dünyaya uyum sağlama zorluğu gibi kritik konulara dikkat çekti.

    Hükümetin eğitim politikalarını eleştiren Pala, “Eğitim, bilgi ve beceri edinmenin yanı sıra değerler ve eleştirel düşünmeyle ilgili bir süreç olmasına karşın Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından benimsenen politikalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini ve eleştirel düşünmeyi yok sayan bir eğitim sistemini topluma dayatıyor” ifadelerini kullandı.

    Pala, şu ifadeleri kullandı:

    “Bakanlığınız tarafından yayınlanan Milli Eğitim İstatistiklerine göre 2022/23 döneminde Türkiye’de ilkokul düzeyinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 18’dir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının yüksek olmasının yanı sıra iller arasında büyük bir eşitsizlik de söz konusudur. Örneğin öğretmen başına düşen öğrenci sayısı Malatya’da 12, Ardahan ve Zonguldak’ta 13 iken Tekirdağ, Bursa, Kocaeli, Adana, Diyarbakır, Mardin, Batman ve Şırnak’ta 20, Kilis’te 21, İstanbul’da 22, Gaziantep’te 24 ve Şanlıurfa’da 26’dır.

    Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı dışında, “derslik başına düşen öğrenci sayısı” da ülkemizde yüksektir ve iller arasında eşitsiz dağılım göstermektedir. Bakanlığınız tarafından yayınlanan Milli Eğitim İstatistiklerine göre 2022/23 döneminde Türkiye’de (ilkokul+ortaokul) toplamında derslik başına düşen öğrenci sayısı 23’tür. Derslik başına düşen öğrenci sayısının çok yüksek olmasının yanı sıra iller arasında büyük bir eşitsizlik de söz konusudur. Örneğin derslik başına ortalama öğrenci sayısı Gümüşhane ve Ardahan’da 12, Rize’de 15 iken Ankara’da 21, Bursa, Adana ve Mersin’de 27, İstanbul’da 29, Gaziantep’te 30 ve Şanlıurfa’da 31’dir.”

    Önergede yer alan sorular şunlar:

    • ”Bakanlığınızın iller arasındaki eğitimde fırsat eşitsizliklerini, bu eşitsizliklere yol açan nedenleri ve bu eşitsizliklerin yurttaşların hayatındaki sonuçlarını ele alan herhangi bir raporu var mıdır?
    • İllerde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ve/veya derslik başına düşen öğrenci sayısının fazlalığı ile özel okul sayısı ve özel okullarda okuyan öğrenci sayısı arasında bir ilişki var mıdır?
    • Bakanlığınızın iller arasında kamu okullarında öğretmen başına düşen öğrenci sayısındaki yüksekliği ve eşitsizliği azaltmak için herhangi bir eylem planı var mıdır?
    • Bakanlığınızın iller arasında kamu okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısındaki yüksekliği ve eşitsizliği azaltmak için herhangi bir eylem planı var mıdır?”
  • CHP 101’inci yılında Anıtkabir’de

    CHP 101’inci yılında Anıtkabir’de

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindeki heyet, CHP’nin kuruluşunun 101’inci yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir’deki törene Genel Başkan Özel ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, parti yöneticileri, milletvekilleri ve çok sayıda partili katıldı.

    Özel başkanlığındaki heyet, Aslanlı Yol’dan ilerleyerek Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Özel’in kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşan çelengi mozoleye bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu.

    Saygı duruşundan sonra beraberindekilerle Misak-ı Milli Kulesi’ne giden Özel, Anıtkabir Özel Defteri’ne şu ifadeleri yazdı:

    “Sayın Genel Başkanım, iki büyük eserinizden biri olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin her kademesinden yöneticileri ile partimizin kuruluşunun 101’inci yılında huzurunuzdayız. Sizden aldığımız büyük ilhamla partimizi iktidar yaparak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş felsefesinden sapmadan kurucu değerlerine bağlı kalarak demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini niteliklerini güçlendirerek gösterdiğiniz hedefe ulaştırmak için durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğimize söz veriyoruz. Sayın Genel Başkanım, Amasya’da kurtuluş reçetesi olarak ortaya koyduğunuz ‘Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ ilkesine partimizin 101’inci yılında sıkı sıkıya bağlıyız. Cumhuriyetimizi emanet ettiğiniz gençlerle birlikte yüceltmek, çizdiğiniz muasır medeniyet seviyesinin ilerisine taşımak, ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik ve demokratik yoksunlukları milletimizle birlikte giderebilmek için azimle ve kararlılıkla mücadele edeceğiz. Aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size, silah arkadaşlarınıza ve partimizin kurucu kadrolarını oluşturan yol arkadaşlarınıza minnetlerimizi sunuyor, şehitlerimizi ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirmiş yurttaşlarımızı rahmetle anıyoruz.”

    Özel, daha sonra 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün mezarına da çelenk bırakarak saygı duruşunda bulunduktan sonra Anıtkabir’den ayrıldı.

  • “Eygi’nin naaşının Türkiye’ye getirilmesi için çalışıyoruz”

    “Eygi’nin naaşının Türkiye’ye getirilmesi için çalışıyoruz”

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli, Batı Şeria’da İsrail askerleri tarafından öldürülen Ayşe Ezgi Eygi’nin naaşının Türkiye’ye getirilmesi için çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
    Sözcü Keçeli, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

    “İsrail askerleri tarafından öldürülen vatandaşımız Ayşenur Ezgi Eygi’nin naaşının Türkiye’ye getirilmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Karayoluyla Filistin’den Ürdün’e geçişler İsrail tarafından dün (Pazar) itibariyle kapatıldı. Bu çerçevede; vatandaşımızın ailesinin talebi üzerine, cenazenin naklinin gecikmemesi amacıyla, naaşın uçakla doğrudan Türkiye’ye getirilmesi seçeneği üzerinde çalışıyoruz. İşlemlerin en kısa sürede tamamlanması için Kudüs Başkonsolosluğumuz yerel makamlarla temas halinde süreci takip ediyor. Vatandaşımızın aile fertlerinin ülkemize gelmesi için Los Angeles Başkonsolosluğumuz gerekli koordinasyonu sağladı. Cenazenin, merhumenin ailesinin talebi üzerine, Aydın’ın Didim ilçesinde defnedilmesi öngörülüyor.”

  • Mustafa Varank salça kazanı başına geçti

    Mustafa Varank salça kazanı başına geçti

    Bursa’nın Kestel ilçesine bağlı Saitabat Köyü’nü ziyaret eden AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Saitabat Köy Kadınları Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret etti.

    Yağmurlu havaya aldırış etmeyen Varank, salça kazanının başına geçti. Saitabat Köyü’nde bulunan konağı gezen Mustafa Varank, kavanozlanan salçaları basın mensuplarına dağıttı. AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Kestel Kaymakamı Recep Öztürk ve Saitabat Mahallesi Muhtarı Ersin Eraslan’da, Mustafa Varank’a eşlik etti.

    Kooperatifleşme, dernekleşme ve sivil toplum kuruluşlarının ülkenin kalkınması açısından yapı taşı olduğunu belirten, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, “Bugün Kestel’de Saitabat Köy Kadınları Yardımlaşma Derneği’nin tesislerini ve dernek üyesi hanımefendileri ziyaret ettik. Bursa, tarımda Türkiye’nin en önemli ve marka olan şehirlerinden bir tanesi. Salçalık domateste de Türkiye’de önemli bir üretim bölgesi. Bugün bu ziyaretimizde hanımefendilerin salça yapma etkinliklerine eşlik ettik. Saitabat Köy Kadınları Yardımlaşma Derneği, Türkiye’de köy kadınlarının dayanışması amacıyla kurulmuş ilk örnek. Kurulduğu ilk andan itibaren de tüm Türkiye’ye örnek çalışmalara imza atıyor. O kadar başarılı işlere imza atıyorlar ki ünleri Türkiye sınırlarını aşmış durumda. Yağmurlu bir hava altında arkadaşlarımız salçalarını üretiyorlar. İnşallah buraya gelen misafirlerimiz de bu lezzeti tatmış olacak. Kooperatifleşme, dernekleşme ve sivil toplum kuruluşları bir ülkenin kalkınması açısından çok önemli yapı taşları. Farklı dernek ve kooperatiflerle biz Türkiye’de yerelden bir kalkınma modelini de desteklemek üzere önemli çalışmalar yapıyoruz. Hükümetimiz, gerek Ticaret Bakanlığı, gerek kalkınma ajansları vasıtasıyla Türkiye’de üretim yapan derneklere ve kooperatiflere destek veriyor. Saitabat Köy Kadınları Yardımlaşma Derneği’ne Bursa’nın bir markası oldukları ve tanıtımına katkı sağladıkları için çok teşekkür ediyorum. Bursa’ya gelen vatandaşlarımızı da Saitabat’a bekliyoruz. Gelip buraları görsünler. Bursa’nın yeşilini tatsınlar. Aynı zamanda yerel lezzetleri de burada deneyimleme şansına erişsinler” şeklinde konuştu.

  • “Polemik çıkartmak istemiyorum”

    “Polemik çıkartmak istemiyorum”

    Sembolik açılışı Sivas Kongresi’nin 105’inci yıl dönümü nedeniyle Sivas’ta yapılan, CHP 20. Olağanüstü Kurultayı’nın ikinci gün çalışmaları devam ediyor. ATO Congresium’da Kurultay’a katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş açıklamalarda bulundu.

    “Fitne ateşine biz de odun atmış oluyoruz”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasının ardından ABB Başkanı Yavaş konuştu. Yavaş, kendisine kurultaydan bir saat önce konuşma yapılacağının bildirilmesine sitem etti. Yavaş, konuya ilişkin şunları söyledi:

    “Polemik falan çıkartmak istemiyorum ama ben de Ekrem başkanımın güzel konuşması gibi sizlere bir konuşma yapmak isterdim. Hazır bir şekilde Türkiye’nin tüm sorunlarına değinen ve bu konulardaki fikirlerimi de açıklamak isterdim. Ama maalesef bir saat önce bana telefon açıp siz de konuşun denildi. Bir kasıt aramıyorum ama kurumsal bir partide eğer iki belediye başkanı konuşturuluyorsa şöyle bir sorun vardır. Aylardır yakılan fitne ateşine, ‘Ekrem mi Mansur mu’ şiddetle karşı çıkıyoruz. Bu konuda sayın genel başkanımızın görüşü belli. Biz 14 tane büyükşehir belediye başkanıyız. Sadece ikisini konuşturursanız maalesef buradan fitne ateşine biz de odun atmış oluyoruz. Yani ben isterdim ki bütün arkadaşlarımız bu konuda görüşlerini açıklasın ya da eğer ileriye yönelik bir şey düşünülüyorsa 2 arkadaşımıza da ikimiz de farklı fikirlerde değiliz. Aynı şeyleri anlatacağız. Aynı duygulara sahibiz. Ama en azından bir gece öncesinden promter hazırlayarak biz ya da promptersiz bir konuşma hazırlayabilirdik. Ve Türkiye’nin tamamına biz de bir mesaj verebilirdik. Bunları sorun etmiyorum. Partimiz tüzük kurultayını başarıyla atlatmıştır.”

    “Milli takım maç yaparken başka bir ülke kazansın diye paylaşımda bulunanlarla mesafemizi mutlaka koymamız gerekir”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘Milli takım kazandığı zaman sevinçle ayağa kalkan herkesle beraberiz’ sözünü hatırlatan Yavaş, “Geçen İl Danışma toplantısında söylediğim sözü tekrar ediyorum. Genel Başkanımızın bir sözü var. Diyor ki, ‘milli takım kazandığı zaman sevinçle ayağa kalkan herkesle beraberiz’. İstiklal Marşı’mıza, bayrağımızla problemi olmayan herkesle beraberiz değil mi? Eğer öyleysek İstiklal Marşı’mıza söz edenlere Mustafa Kemal Atatürk’ü izlediğimiz zaman bize hakaret edenlerle ve bu ülke için milli takım maç yaparken başka bir ülke kazansın diye paylaşımda bulunanlarla ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyenler arasında hiçbir fark yok. Bunlarla mesafemizi mutlaka koymamız gerekir diyorum. Ve Anadolu gerçekten bunu bekliyor. İşte o zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği bu ülkeyi boş tartışmalardan çıkarıp muasır medeniyetler seviyesini çok rahat çıkarabileceği bize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    “Burada bütün sorumluluk genel başkan olarak bana aittir”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mansur Yavaş’ın sitemi hakkında, “Ne olduysa şu yüzden oldu; bugün program yapılırken dün ben konuşacağım, sonra Selin Hoca konuşacak bırakılacak, bugün de oturumlar yapılacaktı. Bundan birkaç gün önce Ekrem Başkan planlanan marjda bir söz istemişti. O sözler dün uzayıp da bugünlere kalınca ben bu sabah yani toplantıdan bir buçuk saat önce Selin Hoca’ya dedim ki ‘Ne yapıyoruz?’, o da dedi ki ‘Böyle bir akışımız var.’ Dedim ki, ‘Böyle bir akış varsa, Mansur Başkan’a da soralım, arzusu varsa ona da bir söz hakkı verelim’. Burada bütün sorumluluk genel başkan olarak bana aittir. Ne Selin Hoca’nın, ne Ekrem Başkan’ın ne Divan Başkanı’nın değil, tüm sorumluluk bana aittir. Eğer bir kişinin hakkı birine geçtiyse o hakkı helal etsin, sorumluluk benim, benim de kusurumu affetsinler” dedi.

    Kapanış için aile fotoğrafı alınırken Mansur Yavaş’ın sitemi hakkında konuşan İmamoğlu ise, “Senin rahatsız olacağın bir yerde bunu bilsem konuşmamı yere atar, yerime otururum başkanım hiç endişe etmeyin” dedi.

  • Erdoğan’dan kılıçlı yemin açıklaması: Bu kılıçları kime çekiyorsun?

    Erdoğan’dan kılıçlı yemin açıklaması: Bu kılıçları kime çekiyorsun?

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ÖNDER İmam Hatipliler Derneğinin ev sahipliğinde Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 21. İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı. Kurultaya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da katıldı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının öncesinde Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizi başarıyla temsil ederek adını son 8’e yazdıran İstanbul Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi 12. sınıf öğrencisi Millî Okçu Elif Berra Gökkır’a hediyesini verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından yaptığı konuşmada, “Dostluğun, dayanışmanın hâkim olduğu, muazzam bir atmosferde sizlerle beraber olmanın heyecanını yaşıyorum. Gönüllerimizi buluşturan rabbime sonsuz hamd ediyorum. İmam hatip davasını, çilesini omuzlamış nice isimsiz kahraman var. Bu büyük çınarın bugünlere gelmesinde emeği olan nice vakıf erbabımız var.

    Canıyla, malıyla, ruhuyla kendisini bu davaya adayan öğretmenlerimiz var. Bir gencin daha elinden tutmak, bir gencimize ulaşmak için ter döken nice gönül insanımız var. Türkiye’den ve dünyadan imam hatiplerin kurulması, yaşaması için varını yoğunu seferber etmiş nice hayırseverimiz var. Rabbim o güzel insanların hepsinden razı olsun. Vefat edenlerin mekânı cennet olsun. Son 22 yıldır genel başkan olarak, milletvekili olarak, başbakan olarak şimdi de cumhurbaşkanı olarak, milletimizin verdiği yetki ve sorumlulukla, yol arkadaşlarımla Türkiye’ye hizmet ediyor, hizmetkâr olmanın gurur ve şerefini üzerimizde taşıyoruz. 22 yılda ülkemiz için çok eserler hayata geçirdik, çok hizmetler ürettik. Yollar, köprüler, hastaneler, konutlar, şehirler, okullar inşa ettik. Ekonomide, savunmada, ticarette ülkemizi büyüttük. Her alanda ülkemize ilkleri yaşattık. Kırılmaz denilen rekorları hamdolsun kırdık. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda, ticarette, iç güvenlikte, dış güvenlikte, aklınıza gelecek her alanda Türkiye’yi ilklerle tanıştırdık. Türkiye’yi, dünyanın ve bölgesinin parlayan yıldızı haline getirdik, itibarını artırdık. Tabi ki bunları tamamı önemlidir, kıymetlidir. Bizim için şeref payesidir. Bunların hiçbiri bizim mücadelemizin asıl gayesi değildir. Şahsen benim için geçmişten bugüne gelen, son nefesime kadar üzerimde taşıyacağım, hatta rabbimin huzurunda bile bana şahitlik edecek makamım, bir rütbem ve sıfatım var o da imam hatipli olmaktır. Bana ömrüm boyunca yaptığın şeyi, ortaya koyduğun tek bir eseri söyle deseler, tereddüt etmeden vereceğim cevap açıktır. İmam hatip okullarının önündeki engelleri kaldırmaktır, imam hatiplerin sayısını ve eğitim kalitesini artırmaktır. Her şey gelip geçer, Bütün makamlar, rütbeler, sıfatlar gelip geçer ama toprağa attığınız tohum, gül bir çınara dönüşür, yüzyıllar boyunca gölgesinde medeniyetle inşa eder. Rahmetli büyüklerimiz işte bu tohumu toprağa attılar. Bedel ödeme pahasına bu tohumları samimiyetle toprağa serptiler. Biz de yeni tohumlar attık, Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırdı. Var olanlara gözümüz gibi baktık, koruduk, kolladık. Fidana, ağaca dönüşmesini sağladık. İmam hatipleri kuranlar sadece 3-5 kişiydi. Biz bir avuçtuk. Şimdi görüyorum ki sel olduk, çağlayan olduk, deniz olduk, hatta okyanus olduk. Sevgili imam hatipli kardeşim. Sen varsın, sen işte buradasın. Sen iftiharla ayaktasın. Sen eskisinden daha çoksun. Eskisinden daha güçlüsün. Şunu unutma; Sen varsan, şehadetleri dinin temeli olan ezan, yurdumun üstünde edebi inleyecek, ebedi okunacak. Sen varsan Allahu Ekber nidaları semalarımızdan eksilmeyecek. Sen varsan rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız, nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. Sen varsan bu millet, mazlumların umut kaynağı olmaya devam edecek. İşte biz imim hatipliler olarak en başta bunu başardık. İstiklal marşımızın o ruhunu yaşattık” ifadelerini kullandı.

    “86 yıllık mahzunluğun ardından Fatih’in emanetine sahip çıktık”

    86 yıllık mahzunluğun ardından Fatih’in emanetine sahip çıktıklarını hatırlatan Erdoğan, “O ulu mabedini mümin yüreklerle biz buluşturduk. Ayasofya’nın İstanbul’un, Türkiye’nin, İslam aleminin kalbindeki sızıyı hamd olsun biz dindirdik. Şunu bütün zerrelerimizle söyledik; ‘Hakkıdır Hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal’ Bizim dün yolumuz buydu, bugün yolumuz budur. Allah ömür verdikçe yarında istikametimiz işte bu olacaktır. Sevgili gençler, şunu çok net söylemek isterim; Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim için değerlidir. Bu ülkedeki her insan bizim göz bebeğimizdir. Biz okullar arasında ayrım yapmıyoruz. Bu ülkenin her bir okulu da bizim için çok mühimdir ama imam hatipliler bir ihtiyat neticesinde ortaya çıkmış ve hamd olsun varlık sebeplerini hakkıyla ifa etmiş eğitim yuvalarıdır. İmam hatipler her safhası mücadeleler ile dolu bir asırlık mazisiyle direnişin ve dirilişin sembolüdür. Arif Nihat Asya’nın şu şiirini sizlere özellikle hatırlatmak isterim; ‘Biz kısık sesleriz. Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım. Cihat meydanları pehlivansız bırakma Allah’ım. Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah’ım. Yarının yollarında yılları da Ramazansız bırakma Allah’ım. Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım. Kardeşlerim, biz imam hatipliler olarak işte bunun için varız. Minareler ezansız kalmasın diye varız. Cihat meydanları pehlivansız kalmasın diye varız. Kahraman ordumuz kahramansız kalmasın diye varız. Bir vatanımız var. Bir vatanımız hep var olsun diye varız. Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuz Müslümansız kalmasın diye varız. En başından itibaren mücadelemiz bunun içindir. Şunu asla unutmayın sevgili gençler; eğer bu topraklardan Müslümanlığı, ezanı, minareyi, camiyi, Kuran’ı çekip alırsanız geriye inanı hiçbir şey kalmaz. Geride millet de, memleket de kalmaz” diye konuştu.

    “Vatanımız çok açık ve tehlikeli bir saldırının altındadır”

    ‘Bu topraklar iki asırdır saldırı altında’ ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şuna dikkat edin. En çok da imanımıza saldırıyorlar, inanç değerlerimize, ilim ve irfan yuvalarımıza saldırıyorlar. Şunu çok iyi biliyorlar; ezan yoksa, cami yoksa, Kur’an yoksa, iman yoksa vatan yoktur, millet yoktur, Türkiye yoktur. İmam hatip mücadelesi bir vatan savunmasıdır. İmam hatip mücadelesi iman mücadelesidir. Bir varlık, yokluk mücadelesidir. Hatırlayın, 100 yıl önce toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, uçaklarıyla geldiler ama bu aziz toprakları işgal edemediler. Milletin iman dolu göğsünü aşamadılar. Bu milleti imanından koparmadan işgal edemeyeceklerini anladılar. Bu milleti ruh köküyle bağını kesmeden asla eser alamayacaklarını anladılar. Onun için içeriden ve dışarıdan iman kalemizi kuşatmaya çalışıyorlar. Hainlikle, ajanlarıyla, paralı askerleriyle, her türlü yalan ve iftirayla, kışkırtmayla, aileye, ahlaka, geleneklerimize yönelik ellerindeki her türlü aparatla özellikle imanımızı hedef alıyorlar. Dün topraklarımızı nasıl işgal edemediyseler bugün de iman kalemizi kuşatmayacaklar. Bu memleketin her biri evladı vatanı için canını ortaya koyacaktır ama imam hatipliler hem canlarını hem mallarını hem akıllarını ortaya koyacak, vatan ve iman savunmasında yine ön safhada yerini alacaktır” şeklinde konuştu. Sevgili gençler, medya ve sosyal medya; kötü emeli olan, imanımıza ve vatanımıza kast eden ellerde birer işgal silahına dönüşmüştür. Gençliğin ahlakı, imanı, aile kurumu, vatanımız çok açık ve tehlikeli bir saldırının altındadır. Masum gibi görünen, sanki eğlenceymiş görünen bütün o içerikler, sinsi bir ur gibi milletimizin ve gençlerimizin imanını hedef almaktadır. Bu işgal saldırısını püskürtecek, bununla baş edecek, imanını ve vatanını en önde savunacak olanlar sizler olacaksınız” şeklinde konuştu.

    “Filistinliler Ramallah, Gazze’de daracık toprak parçalarına sıkıştırıldılar”

    Gazze’de 11 yıldır insanlık dışı soykırımın devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin toprakları 1918’de Osmanlı devleti oradan çekildiği günden bugüne Siyonistler tarafından karış karış işgal ediliyor. Filistinliler Ramallah, Gazze’de daracık toprak parçalarına sıkıştırıldılar. Şimdi İsrail, hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de soykırım yaparak, oraları da işgal etmeyi hedefliyor. Dün gencecik bir evladımızı, Ayşenur Ezgi Eygi’yi alçakça katlettiler. Bugüne kadar 17’i bini çocuk, 41 bin masum sivili öldürdüler. Çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden barbarca saldırıyorlar, kan döküyorlar. Gazze’de bir İsrail-Filistin savaşı değil, yayılmacı Siyonizm ile vatanlarını koruyan Müslümanların mücadelesi var. Gerek ülkemiz içinde, gerek İslam ülkelerinden bazıları bu meseleyi kendisinden uzak bir mesele olarak görüyor ve fena halde yanılıyorlar. Daha önce de söyledim; İsrail, Gazze’de durmayacak. İsrail, eğer bu şekilde devam ederse Ramallah’ı da işgal ettikten sonra gözünü başka yerlere dikecek. Sıra bölgedeki diğer ülkelere gelecek. Lübnan’a, Suriye’ye gelecek. Dicle ve Fırat arasındaki vatan topraklarımıza göz koyacaklar. Önünde poz verdikleri her haritayla bunu açık açık söylüyorlar. Sadece Gazze’yi işgal ile yetinmeyeceklerini şimdiden ilan ediyorlar. Biz onun için ‘Hamas, Müslümanlar adına direniyor’ diyoruz. Biz onun için ‘Hamas sadece Gazze’yi değil, İslam topraklarını Türkiye’yi savunuyor’ diyoruz. İsrail’in devlet terörünün karşısında durmak, bizim için İslami bir vazifedir, imani bir vazifedir, vatani bir meseledir, tabii ki milli bir meseledir. Böyle kritik bir dönemde İslam ülkeleri bir an önce uyanmalı, tehlikenin farkına varmalı ve iş birliğini daha da artırmalıdır. Mısır ile Suriye ile attığımız yeni adımlar büyüyen yayılmacılık tehdidine karşı dayanışma hattı oluşturulmaya yöneliktir. Bütün İslam ülkeleri nerede duracağı belirsiz İsrail işgaline karşı ortak tavır takınmalıdır. Biz en başından itibaren bu çağrıyı yapıyoruz. İsrail şımarıklığını, İsrail haydutluğunu, İsrail’in devlet terörünü durduracak yegane adım, İslam ülkelerinin ittifakıdır diyoruz. Şunun bilinmesini isterim; Mısır ile başlattığımız yeni süreç Gazze’nin, Filistin’in hayrına olacaktır. Diğer komşu ülkelerle yürüttüğümüz temaslar, bölgemizin faydasına olacaktır. İçimizdeki bedhahların ne dediğine bakmadan, bölgemizdeki dostlarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin dış politikada manevra alanını genişleterek, her türlü adımı bundan sonra da kararlılıkla atacağız” dedi.

    26 Ağustos’ta Sultan Alparslan ve ordusunun muhteşem zaferini, Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yıl dönümünün gururla icra edildiğini hatırlatan Erdoğan, “Geçen hafta Malazgirt’le başlayan, Anadolu’daki zaferlerimizin son halkası olan 30 Ağustos zaferimizi coşkuyla kutlattık. Türk ordusuzu tarihte muhteşem zaferlere götüren hiç kuşkusuz göğsündeki imanıdır. Alparslan ve ordusu Malazgirt’te zaferi iman ile kazandılar. Ordumuz imanıyla zafer kazandı. Türk Silahlı Kuvvetleri demek peygamber ocağı demektir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin göğsünden imanı alırsanız geriye bir şey kalmaz. Bunun acı örneklerini yakın geçmişte gördük. Başörtüsüyle, kılık kıyafetle, imam hatiplilerle, ilim ve irfan yuvalarıyla uğraşan ordunun kabiliyetini nasıl yitirdiğine dışardan çok, içeriyle uğraşarak milletin nazarında nasıl yanlış yere oturduğuna hep birlikte şahitlik ettik. Milletimizin göz bebeği kahraman ordumuz hiç hak etmediği sıfatlarla anılır oldu. Yanlış ellerde ordumuz yıpratıldı, örselendi, güven kaybına uğradı. Sokaklarımızda sarıklı, sakallı insanların kovalandığı, subaylarımızın baş örtülü annelerinin kışlaya alınmadığı vesayetçi dönemlerde FETÖ’cü vatan hainlerini ordumuzun kılcallarına kadar yerleştirdiler. 15 Temmuz’da biz bu hainleri temizledik. Ordumuzu ölümcül bir urdan kurtardık ve şimdi ordumuz hamd olsun aslına, özüne dönüyor. Malazgirt’teki, Çanakkale’deki ruh ordumuzda yeniden kök salıyor. FETÖ’cü hainlerden ve vesayet artıklarından temizlendikçe ordumuz terör örgütleriyle mücadelede, vatan savunmasında destanlar yazıyor” dedi.

  • Bakan Yumaklı: “Sözleşmeli üretim modelini savunuyoruz”

    Bakan Yumaklı: “Sözleşmeli üretim modelini savunuyoruz”

    Türkiye’nin önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden biri olan Tokat’a gelen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Erbaa ilçesi ziyaretinin ardından il merkezine geçerek Tokat Valisi Abdullah Köklü’yü makamında ziyaret etti. Ziyaretin ardından İl Genel Meclisi toplantı salonunda sektör temsilcileri ile bir araya geldi. Burada konuşan Bakan Yumaklı, işlenmeyen tarım arazilerinin tekrar tarıma ve ekonomiye kazandırılması konusu üzerine yanlış bilgilendirmelerin oluğunu ifade ederek, “Buradan bir kez daha sizlerin vasıtasıyla açıklık getirelim. Bu başlıkta, mülkiyet sahiplerinin mülkiyetiyle ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmamız söz konusu değildir. Devlet olarak istediğimiz şey, bu arazilerin ekilmesi ve tarımsal üretime dahil edilmesidir. Bu süreçte, coğrafi bilgi sistemleri de dahil olmak üzere teknolojiyi tamamen kullanıyoruz” dedi.

    “Ekilmeyen araziler için mülkiyet sahiplerine mesaj göndereceğiz”

    Teyit edilen ve ekilmeyen araziler için mülkiyet sahiplerine mesaj göndereceklerini söyleyen Bakan Yumaklı, “İlk bir yıllık süre tamamlandığında, teknolojiyle tespit edilen ve yerinde teyit edilen ekilmeyen araziler için mülkiyet sahiplerine mesaj göndereceğiz. Mesajda, ‘Bir yıl geçti, burası ekilmedi. Eğer gelecek yıl da ekilmezse, ikinci yılın sonunda mülkiyeti size ait olan bu araziye devlet olarak kanunun bize verdiği yetkiyle müdahale edeceğiz’ diyeceğiz. Burayı, o bölgedeki sivil toplum kuruluşları, önder çiftçiler ve ziraat odalarına kira için teklif edeceğiz. Kiranın belirlenmesi de bir komisyon marifetiyle yapılacak. Elde edilen kira, mülkiyet sahibinin hesabına yatırılacak” şeklinde konuştu.

    “Üretilen bu senaryolar bizim hayalimizde olmadı”

    Devlet ekilmeyen arazilere çökecek, bunları alıp şirketlere verecek gibi söylemlere de değinen Bakan Yumaklı, “Duymuşsunuzdur, bazı kişiler tarafından ‘Devlet bu arazilere çökecek, bunları alıp şirketlere verecek’ gibi senaryolar üretildi. Bizim hayalimizde böyle bir şey hiç olmadı ve hiçbir zaman olmayacak. Ancak bu spekülasyonu yapanlar, ‘Alemi nasıl bilirsin? Kendin gibi!’ sözünde olduğu gibi, kendileri bu tür düşünceler ürettikleri için kamuoyunu bu şekilde meşgul etmeyi başardılar. Biz her zaman doğruyu söylüyoruz ve doğruyu söylemeye devam edeceğiz. Yine her halükârda sözleşmeli üretim modelini savunuyoruz” diye konuştu.
    Bakan Yumaklı programın ardından AK Parti İl Başkanlığını ziyaret ederek partililerle bir araya geldi.

  • Özgür Özel’den erken seçim açıklaması

    Özgür Özel’den erken seçim açıklaması

    CHP Tüzük Kurultayı ikinci gününde devam ediyor.

    Kurultayda 28 maddede değişiklik yapıldı. Milletvekillerine 3 dönem kuralının getirilmesi öne çıkan başlıklardan biriydi.

    Kurultayda ikinci gün Genel Başkan Özgür Özel’in konuşmasıyla açıldı.

    Özel konuşmasında erken seçim çağrısını yineledi.

    “SON BİR KEZ ADAY OLABİLİR”

    Anayasaya göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim seçeneği dışında bir kez daha cumhurbaşkanı adayı olamayacağını söyleyne Özel, “YSK açıkça geçen adaylığı ikinci adaylık kabul etti. YSK’nın o kararı çerçevesinde bugün eğer bir erken seçim olmazsa Erdoğan bir daha aday olamaz. Bir erken seçim olursa Anayasa’ya göre son bir kez aday olabilir.” diye konuştu.

    “6 AY KALA ERKEN SEÇİME YOKUZ”

    Seçimlere kısa süre kala erken seçim teklifi yapılması halinde bunu kabul etmeyeceklerini vurgulayan Özel, “4,5 sene milleti yoksul bırak, işsiz bırak, 6 ay kala ‘Hadi seçimleri yenileyelim.’ Biz orada yokuz. Net olarak söylüyoruz. Bu milletin 5 yıl dayanacak gücü olmadığı gibi, bizim de iktidarı 4 yıl daha bekleyecek sabrımız yok.” ifadelerini kullandı.

    “GELECEK YILIN KASIM AYINA KADAR ERKEN SEÇİME VARIZ”

    Gelecek sene kasım ayının bu dönemin tam ortası olduğunu ifade eden Özel, “İnat eder 2,5 yıl daha olursa asla bir daha aday olamaz. Ama 2,5 yılı geçirmeden ‘Ben kendime güveniyorum’ derse, biz Meclis’te gelecek sene kasım ayına kadar seçimleri yenilemeye hazırız.” diye konuştu.

    “CHP BURADADIR”

    Özel şöyle devam etti:

    “Eğer cesaretiniz varsa kararı bugünden alalım ya da 8 ay sonra alalım. Gelecek sene kasım ayında seçim yapmaya, bizim karşımıza çıkmaya varsanız, CHP buradadır. Bugünden sonra bu sorumuza verilmeyen her yanıt, seçimsiz bir 5 yıl diyen milletten kaçıyordur. Yaptığına güveni olan, adaylığına güveni olan karşımıza çıkar.”