Kategori: Siyaset

  • Atama kararları Resmi Gazete’de

    Atama kararları Resmi Gazete’de

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararları ile birlikte, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu yönetim kurulu üyeliklerine 9 isim atandı. Atamalar 4982 sayılı Bilgi edinme hakkı kanunun 14’üncü maddesi gereğince yapılırken atanan isimler ise şu şekilde, “İbrahim Acarlı (Yargıtay), Ahmet Hüsrev Vural (Danıştay), Mahmut Koca (Ceza Hukuku), Engin Saygın (İdare Hukuku), Hasan Tahsin Fendoğlu (Anayasa Hukuku), Veli Küçük (Türkiye Barolar Birliği), Hayrettin Kurt (Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu İkinci Başkanı), İsmail Kurul (Devlet Denetleme Kurulu Üyesi), Hakan Öztatar (Adalet Bakanlığı)”

    Ayrıca karar ile birlikte, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdür Yardımcısı Alper Özkan, Tarım ve Orman Bakanlığı, 11’inci Bölge Müdürü Halim Özdemir, 9’uncu Bölge Müdürü Musa Kaya, 2’nci Bölge Müdürü Adil Şencan görevden alındı.

  • CHP’de tüzük değişikliği kabul edildi

    CHP’de tüzük değişikliği kabul edildi

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 20’nci Olağanüstü Kurultayı Ankara’da ATO Congresium’da tamamlandı. Kurultayda parti üyeleri, il başkanları, milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri ve eski genel başkanların önerileriyle hazırlanan tüzük oylama sonucu kabul edildi. CHP’nin 20’nci Olağanüstü Kurultayı’nda kabul edilen tüzükteki 41. maddeye, “Kongrelerde başkan adayı olabilmek için kongre üye tamsayısının en az yüzde 10’unun, en çok yüzde 15’inin yazılı önerisi gerekir. Adaylar yüzde 15’ten çok imza toplayamaz, kongre başkanlığına sunamaz” ibaresi eklendi.
    Genel Başkan adayı olmak için kongre üye tamsayısının en az yüzde 5’inin, en çok ise yüzde 10’unun yazılı önerisi gerekli olacak. Adaylar, yüzde 10’dan çok imza topladığı takdirde kurultay başkanlığına adaylık sunulamayacak. Öte yandan, adaylık sürecinde delegeler, kongrelerde sadece bir aday için imza verebilecek. Kongrelerde ise delegeler, sadece bir genel başkan adayı için oy kullanabilecek.

    Yönteme Parti Meclisi karar verecek

    Değişiklikle birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üyeliği için adayların belirlenmesine yönelik yöntemlerin, ön seçim, örgüt denetiminde ön seçim, aday yoklaması, örgüt denetiminde aday yoklaması, merkez yoklaması yöntemleriyle belirlenecek. Tüzüğe göre, Parti Meclisi (PM) seçim çevresinde hangi yöntemin uygulanacağına, il örgütlerinin görüşü doğrultusunda karar verecek.

    Her bir seçim çevresinde yüzde 15 kontenjan genel merkez kontenjanı olarak belirlenebilecek

    Oylama sonucu kabul edilen yeni tüzükte, örgüt denetiminde önseçim veya örgüt denetiminde aday yoklaması yapılan seçim çevrelerinde Parti Meclisi, TBMM üye tamsayısının yüzde 15’i kadar sırayı genel merkez kontenjanı olarak belirleyebilecek. Bu kontenjan ise her bir seçim çevresinde toplam milletvekili sayısının yüzde 15’i kadar olabilecek. Öte yandan yeni tüzükte, seçim çevresinin aday listesinin birinci sırasında engelli adaya yer verilecek.

    Dönem Kuralı

    Kabul edilen tüzüğe göre, bir kişi en fazla 3 dönem üst üste milletvekili, belediye başkanı, belediye veya il genel meclis üyesi seçilebilecek. Yeni tüzüğe göre dönem sınırının 27. dönemden başlatılmasına karar verildi. Yarısı tamamlanmadan seçimlerin yenilendiği yasama dönemli ise hesaba katılmayacak. Ayrıca, partinin milletvekili bulunmayan seçim çevrelerinde milletvekili çıkarmak ya da bu seçim çevrelerinde partinin oyunu yükseltmek amacıyla MYK önerisi, Parti Meclisinde alınacak kararla dönem kuralı uygulanamayacağı kararı tüzükte yerini aldı.

  • Yeni anayasa için uzlaşma çağrısı

    Yeni anayasa için uzlaşma çağrısı

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Tekirdağ’a geldi. Bakan Tunç, AK Parti’nin Türkiye Buluşmaları çevresinde Tekirdağ’da programa katıldı. Bakan Tunç, yeni anayasa için meclisteki partilere uzlaşma çağrısı yaptı.

    Bakan Tunç açıklamasında, “Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz reformlarla o sessiz devrim sayılan reformlarla hak arama yollarını daha da genişlettik. Hakimler Savcılar Kurumu’nun yapısı, Anayasa Mahkemesi’nin yapısı, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı, Milli Güvenlik Kurulunun yapısı tüm bunları demokratik hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirdik. Darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı anayasamızda. Çıkardık milletimizin desteğiyle. Gerektiğinde sıkı yönetim ilan edilebilir diye bir madde vardı anayasamızda. Demokratik bir devlette gerektiğinde sıkı yönetim ilan edilebilir diye evet darbecilerin yazdığı anayasada bu vardı. Milletimizin onayına geldik. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek o koalisyonlar dönemini sona erdirdik. İstikrarsızlığa son verdik. Halkın doğrudan doğruya yürütmeyi de yasamayı da belirlediği bir demokratik sisteme, cumhuriyetimizi güçlendiren bir sisteme adım atmış olduk. Yine anayasamızda gerçekleştirdiğimiz kamu denetçiliğinin kurulması gibi vatandaşlarımızın kamu ile ilişkilerinde onların sözcüsü olacak, onun hakkını savunabilecek, başvurabileceği bir mekanizmaya oluşturduk. Kişisel verilerin korunması gibi özel hayatın korunmasını sağlayan önemli yapısal dönüşümleri hayata geçirdik. Bilgi edilme hakkından tutun anayasa mahkemesine bilinçsel başvuru hakkına varıncaya kadar çok sayıda düzenlemeyi milletimiz için hayata geçirdik. Temel hak ve özgürlükler alanında kadın haklarıyla ilgili çocukların korunmasıyla ilgili bunların hem anayasal düzenlemeler hem de uygulamalarla ilgili çok önemli mesafeler aldık. Temel hak ve özgürlükler noktasında tavizsiz tutumumuzu sürdürmeye ülkemizin demokrasi standardını daha da yükseltmeye, hukuk devleti ilkesini, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesini daha da güçlendirmeye o vesayetçi anlayışa hiçbir zaman fırsat vermemeye devam edeceğiz. Bu anayasanın yapılması da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partilerimizin uzlaşmasıyla inşallah mümkün olacak. Burada uzlaşmaya yanaşanlara milletimiz evet takdir edecektir ama uzlaşmaya yanaşmayanlarla ilgili olarak da önüne gelen ilk sandıkta cevabını verecektir. Bizim temennimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir uzlaşmanın sağlanması. Türkiye’nin demokratik, yeni, sivil, katılımcı bir anayasaya, bir toplum sözleşmesine sahip olması. Anayasamız bizim bir toplum sözleşmesi değil. Bir darbe sonrası darbeciler tarafından yazdırılan bir anayasa. Sadece darbeciler tarafından yazdırılmış olması bile değişmesi için tek sebep, yeter sebep. Bu anayasada biraz önce bahsettiğim o reform sayılan değişikliklere rağmen vesayetçilik tamamen ortadan kalktı mı? Bunu söylemek mümkün değil. 184 kez değişikliğe uğrayan yüz yetmiş yedi maddesi var. Madde sayısından fazla değişikliğe uğrayan bir anayasayla yolumuza devam ediyoruz. Biz darbecilerin yazdığı bir anayasa değil de milletin temsilcilerinin mecliste uzlaşarak bir toplumsal sözleşme hüviyetinde yeni bir anayasayı yapmak milletimize olan borcumuzdur” dedi.

  • “CHP’nin kurultayları görev almaz, verir”

    “CHP’nin kurultayları görev almaz, verir”

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Sivas’ta İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’nda konuştu.

    Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “105 yıl sonra yeniden Sivas’tayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yerel seçimlerde olduğu gibi yeniden birinci parti yapmanın hedefiyle birlikte yan yanayız, kol kolayız, omuz omuzayız. Yol haritamızı belirlemek, en demokratik tüzüğü yapmak, Türkiye’yi nasıl yöneteceğimiz tarif edeceğimiz program değişikliklerini başlatmak üzere sayın genel başkanlarımı, kurultay delegelerimi, grup başkanvekillerimi, milletvekillerimi, parti meclisi üyelerimi, tüm belediye başkanlarımı ve tüm kurultay delegelerimizi iktidar yürüyüşüne ilk adımı atmak üzere Ankara’ya davet ediyorum. Sizleri Ankara’ya davet ediyorum. Kalkın Ankara’ya gidelim. Partimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapalım. İktidar yürüyüşümüz Sivas’tan başlıyor, Ankara’da devam ediyor. Çankaya’da bir CHP’li Cumhurbaşkanı olana, bu ülkeyi yeniden Gazi’nin partisi yönetene kadar devam edeceğiz. Yürüyelim arkadaşlar. Ankara’ya gidiyoruz. İktidar yürüyüşümüzü başlatıyoruz” ifadesini kullandı.

    Sivas’ta İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’nda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün önceki genel başkanlarımız Sayın Altan Öymen, Sayın Hikmet Çetin, Sayın Murat Karayalçın ile birlikte, milletvekillerimiz, parti meclisi üyelerimiz, il başkanlarımız, kurultay delegelerimizle birlikte Milli Mücadele’nin simge kenti Sivas’tayız. Bundan tam 105 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmiş, Mondros Mütarekesi’ni imzalamış, toprakları taksim ve işgal edilmiş, tersanelerine girilmiş, orduları dağılmış bir ülkeyi ayağa kaldıran bir kongreyi Sivas’ta toplamışlardı. O kongrede sekiz gün süren tartışmaları, fikir alışverişlerinin sonunda hem Kurtuluş Savaşı örgütlendi, hem de Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki kuruluşuna yönelik idealler ve yol haritası ana hatlarıyla belirlendi. Biz bugün 105 yıl önce bu topraklarda Cumhuriyetimize ve bağımsızlığımıza uzanan yolun en önemlilerinden birinin atıldığı Sivas’tayız. Bugün bizi Sivas’ta ağırlayan Sivas il örgütümüze, milletvekilimize ve tüm üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum. Hepiniz hoş geldiniz” dedi. Özel şöyle devam etti:

    “BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE GİDEN YOLUN EN GÜÇLÜ KOLONU SİVAS KONGRESİ’NDE İNŞA EDİLMİŞTİR”

    “Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı, Havza ve Amasya genelgeleriyle, Erzurum Kongresi sonrası Sivas’a geldi. Temsil heyeti, Gazi Mustafa Kemal başkanlığında 41 kongre delegesi 4 Eylül 1919’da Sivas Sultani binasında toplandılar. Kongre’de tam sekiz gün boyunca Cihan Harbi’nden çıkan, işgale uğrayan ülkenin nasıl kurtarılabileceği tartışıldı. Tıbbiyeli Hikmet’ten, Mülkiyeli Hakkı Behiç’e, Bitlis Valisi Mazhar Müfit’ten, Karaman Belediye Başkanı Halit Hami’ye, Beyrut Valisi Bekir Sami’den, Reji İdaresi Memuru Yusuf Bahri’ye kadar tüm delegeler fikirlerini açıkça beyan ettiler. Özgürce tartıştılar. 11 Eylül günü mutabakatla çıkan bildirgede ‘Milli istiklalimizin sağlanması için milli iradenin hâkim kılınması esastır’ ifadesi yer alarak, manda ve himaye kesin bir dille reddedildi. Bölgelerinde mücadele yürüten cemiyetler, dernekler, yapılar Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti altında birleştirildiler. İstanbul hükümetine Milli Meclis’i bir an önce toplama çağrısı yapıldı. Burada alınan tüm kararların Meclis’in denetimine ve onayına sunulması net bir dille talep edildi. Bu nedenle Sivas Kongresi önce son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin toplanmasını, ardından Kurtuluş Mücadelemizi de yönetecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasını kolaylaştırmış, teşvik etmiş ve zorlamıştır. Bağımsızlık ve özgürlüğümüze giden yolun en güçlü kolonu Sivas Kongresi’nde inşa edilmiştir. Atatürk yıllar sonra Sivas Kongresi’ni ‘Bir milletin kurtuluşuna hazırlayan kararların verildiği yer’ olarak tanımlamıştır.”

    “PARTİMİZ, ULUSAL BAĞIMSIZLIK MÜCADELEMİZİ YÖNETEN İRADENİN TA KENDİSİDİR”

    “Partimizin kurulduktan sonra, yani 9 Eylül 1923’te kuruluş dilekçesini verdikten sonra ilk kongresini, o günkü adıyla kongre, Ekim 1927’de gerçekleştirdi. O gün kongrenin açılışında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın ilk kongresinin anonsu yapılmıştı. Ancak Atatürk ilk kurultayımızı Sivas Kongresi olarak tanımlamış. Sivas Kongresi’nin partimizi doğurduğunu açıkça ifade etmiştir. Sivas Kongresi bizim ilk kurultayımızdır. Atatürk büyük nutku olarak bilinen 1927 büyük kongresinin açılış konuşmasında şöyle demiştir. ‘Fırkamız geçen ıstırap senelerin içinde milletimizin hayatı ve şerefi için gösterdiği yüksek azim ve iradenin temsilcisi olarak bundan dokuz sene evvel meydana çıkmıştı. Bütün Anadolu ve Rumeli’yi kapsamak üzere ilk genel kongremiz Sivas’ta yapılmıştı. Teşkilat esas itibariyle korunmuştur. Bugün siyasi fırka haline tecelli eden mevcudiyete başlangıcı o gün teşkil edilmiştir. Dolayısıyla bugün açılışı iftar ettiğim büyük kongremiz Sivas Kongresi’nden sonra teşkilatımızın ikinci büyük kongresidir, hayırlı olsun’. Kurucumuzun ifade ettiği gibi Sivas Kongresi’ndeki yapı korunarak, 1923 yılında siyasi fırkaya dönüşen partimiz, ulusal bağımsızlık mücadelemizi yöneten iradenin de ta kendisidir. Kurucu kadrolarımız 4 Eylül 1919’da Sivas’ta üstlenilen sorumluluğu taşırken, arasız devrimler yaparken, ülkenin çıkarı için cesur adımlar atmakta bir an için bile tereddüt etmemişlerdir. İşte bu nedenle ikinci Cumhurbaşkanımız, Lozan Fatihi İsmet Paşa 14 Mayıs 1950 akşamı seçimleri kaybettiğimizde bu yenilgiyi ‘demokrasinin en büyük zaferi’ olarak nitelendirmekten bir an için tereddüt etmemiştir.”

    “CHP BUGÜN ÖZGÜVENLİ SİYASETİYLE İKTİDARIN TEK VE EN GÜÇLÜ SEÇENEĞİDİR”

    “Ülkemizi kurtaran, bağımsızlığı mümkün kılan partimiz ülkemizi önce demokrasiyle, sonra sosyal demokrasiyle tanıştırmıştır. Ne yazık ki partimiz son yarım asırda tek başına iktidar olma imkânından mahrum kalmış ve bunu başaramamıştır. Ülkeyi yönetecek sorumluluğu elinde bulunduramamıştır. Ancak bugün Sivas’tan kurucu kadrolarımıza armağan etmek isteriz ki bugün kuruluş felsefesinden sapmayan CHP, yapılan son seçimlerin ve Türkiye’nin birinci partisidir. Partimize ömrünü adayanlara armağan ederiz ki 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi’nde kurulan Partimiz, o kongreden tam 105 yıl sonra yapılan seçimleri kazanarak, 47 yıl aradan sonra Türkiye’nin birinci partisi olmuştur. CHP bugün özgüvenli siyasetiyle iktidarın tek ve en güçlü seçeneğidir. Atatürk’ün hatırasına armağan ederiz ki Partimiz Cumhuriyet’i korumaya, yüceltmeye ant içmiş, gençlerin ve kadınların daha çok söz sahibi olduğu, bizatihi milletin partisi olarak yapılacak ilk seçimlerde Ata’mızın partisini iktidar yapacak kararlılıktadır.”

    “BAŞARMAK İÇİN ADIMI ATMAK ÜZERE YİNE SİVAS’TAYIZ, YENİDEN SİVAS’TAYIZ”

    “Sivas Kongresi’nin ilk kurultayımızın 105’inci yılında yeniden bu güzel Cumhuriyet kentindeyiz. İkinci yüzyıl değişim kurultayımızın açılışını bugün burada hep birlikte yapıyoruz. Geçen yıl bugünlerde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden mağlup çıkan Partimiz, son derece üzgün, son derece yaralı, umutsuz seçmenlerimiz vardı. Sokakta karşılaştığımız gençlerin gözündeki fer sönmüş, büyüklerimizin omzu yere düşmüştü. Toplumda büyük bir hayal kırıklığı, umutsuzluk hakimdi. Bu tüm ölçümlere yansıyordu. O günlerde hepimizin önünde yeni bir sorumluluk vardı. Yeni bir sayfa açmak için şunu söyledik. Artık hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Ekledik, CHP değişecek Türkiye değişecek. İşte 5 Kasım kurultayında delegelerimizin ortaya koyduğu irade 31 Mart seçimlerinde Partimizi Türkiye’nin birinci partisi yapan iradenin ta kendisiydi. 5 Kasım kurultayımızın sloganı ‘değişim’di. Ancak bu değişimi sadece kişilere indirgemek bir haksızlık, vefasızlık yapmak olur. İhtiyacımız olan bu değişimi başta partinin yazılı belgelerine yansıtarak, sürdürmek, devam ettirmek ve bu değişimin sonucunda başararak sonuç almaktır. İkinci yüzyıl değişim kurultayında, bu değişim talebinin altını doldurarak, tüzüğümüzü daha da demokratikleştirecek, ardından partimizin iktidar programına evirilecek olan parti programımızı değiştirme aşamasına güçlü bir adım atacağız. Şimdiden kurultayımız için Nisan ayından itibaren görüş ve önerileri toplamaya başladık. Önümüzdeki günlerde 6’sında tüzüğümüzü değiştirdikten sonra 7’si ve 8’inde 25 farklı masada, dört ana temada, çok farklı fikir ve görüşlerin tartışıldığı ve değişim kurultayının en önemli bileşeni olan program değişikliğini nasıl yapacağımız, 81 ilde nasıl yürüteceğimiz, ilçelere nasıl taşıyacağımız, kamuoyunun taleplerini nasıl alacağımız, toplumun beklentilerini nasıl duyacağımız, var olan çözümleri nasıl anlatacağımız, yeni çözümleri nasıl üreteceğimizi hep birlikte tartışacağımız çok kıymetli iki günü de yedisinde ve sekizinde hep birlikte gerçekleştireceğiz. Ardından 9 Eylül’de partimizin kuruluş yıl dönümünde aynı zamanda düşman ordularının Ege’ye, Akdeniz’e dökülmesinin yıl dönümünde hep birlikte bugün olduğu gibi önemli bir tarihsel sahipleniş ve vurguyla Türkiye’nin kurulurken de birinci partisi, son seçimlerin de birinci partisi, bugünün de birinci partisi, yapılacak olan ilk seçimlerinde birinci partisi olan CHP’nin birlik, beraberlik içinde bu süreci tamamladığını dostlara büyük bir kıvançla, dost olmayanlara da duyacakları derin kaygıyla hissettireceğiz. Bunun için bugün buradayız. Hep birlikteyiz. Başarmak için adımı atmak üzere yine Sivas’tayız, yeniden Sivas’tayız.”

    “CHP’NİN KURULTAYLARI GÖREV ALMAZ, GÖREV VERİR”

    “CHP’nin diğer partilerden çok önemli bir farkı vardır. Bizim kurultaylarımızın özelliği şudur. Bizim kurultaylarımız liderlerden talimat almaz. Liderlerin dediğini yapmaz. Liderlerin telgrafında ayağa kalkıp nefes almadan dinlemez. Bizim CHP’nin kurultayları görev almaz, görev verir. Gazi Mustafa Kemal’in liderliğindeki Sivas Kongresi Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kadrolarına, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına manda, himayeyi reddetme, kurtuluşu örgütleme, bağımsızlığı ilan etme görevi vermişti. 1972 kurultayı, Bülent Ecevit’i genel başkan seçmiş, ona partimizi işçilerle, üretenlerle, ezilenlerle, hak arayanlarla buluşma, sosyal demokrasiyi iktidar yapma görevini vermişti. Bülent Ecevit de kadroları ile birlikte bu görevleri teker teker yerine getirdi. Tarihe geçti. 5 Kasım kurultayında bizlere verilen görev de partimizin önüne açacak bir değişimi sağlamak, önce yerel seçimlerde ve ardından genel seçimlerde birinci parti olma göreviydi. Biz bu görevi kurultayımızdan aldık. Biz bu görevi siz kurultay delegelerimizden aldık. Gençlerin ve kadınların daha fazla yer bulduğu, bilime inanan, sokağın sesini duyan bir anlayışla yerel seçimlere gittik. Kurultayımızdan aldığımız ilk görevi başarı ile tamamladık. Yerel seçimlerde CHP’yi birinci parti yaptık. Şimdi bize düşen görev, örgütümüzün ve milletimizin beklentilerine göre demokratik bir tüzük yapmak, güçlü bir program yapmak için ilk adımları atmak ve o programı kısa süre içinde hayata geçirmek. Yeni bir kongre ile yürürlüğe sokmak. Kısır kavgalarla, şahsi tartışmalarla değil nitelikli tartışmalarla ve kavga etmeden, nitelikli bir süreci hep birlikte yürüterek, milletin gündeminden başka bir gündemi konuşmadan, bizi çekmek istedikleri kutuplaşma oyunlarına asla gelmeden, birlik ve beraberlik içinde genel seçimlere gitmek. Özgüvenli siyasetimizden ödün vermeden geleceğe yürümek ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini ilk genel seçimlerde iktidar yapmaktır.”

    “DİĞER PARTİLERİN HEDEFİ BİZE ULAŞMAK, BİZİM HEDEFİMİZ İSE KENDİ ÇITAMIZI DAHA DA YUKARIYA ÇIKARMAKTIR”

    “Türkiye’nin birinci partisinin rakibi artık diğer siyasi partiler değildir. Hedefimiz yerel seçimlerde aldığımız yüzde 38’lik oyu yüzde 50’nin üzerine çıkarmak için milletle kurduğumuz bağı çok daha güçlü hale getirmektir. Diğer partilerin hedefi bize ulaşmak, bizim hedefimiz ise kendi çıtamızı daha da yukarıya çıkarmaktır. Artık Türkiye eski Türkiye değildir. Olmayacaktır. Milleti bölerek, ayrıştırarak iktidarda kalma dönemi kapanmak üzeredir. Çünkü onların karşısında artık milletin hakkının yegâne savunucusu olan bir CHP, Türkiye’nin tüm renklerini kucaklayan Türkiye İttifakı vardır. Bugün Türkiye artık gitmekte olan bir hükümetin neden olduğu ağır sıkıntılar içindedir. Emekliler, asgari ücretliler, üreticiler geçinemiyoruz diye feryat etmekte, sokakta ve meydanlarda ses yükseltmektedirler. Ancak biz iktidar başarısız olursa biz iktidar oluruz diye beklemedik, beklemiyoruz, beklemeyeceğiz. Biz iktidara milletin güvenini kazanarak, milletin rızasını alarak ve iktidarın en güçlü alternatifi milletin gönlündeki tek umut olarak yürüyeceğiz. Bizim her soruna doğru bir tespitimiz, doğru bir çözüm önerimiz mevcuttur. Bizlere düşen partimizin her alandaki tutumunu, önerisini 81 ilde 86 milyon vatandaşımıza ulaştırmaktır. Bunun için görevin en ağırı ne genel başkanda ne grup başkanvekillerinde. Ne parti meclisi üyelerinde, ne milletvekillerinde. Bu görevin esas yükü çok güvendiğimiz, inandığımız sizlerde. CHP örgütündedir.”

    “CHP’NİN HEDEFİ; GÜÇLÜ, ZENGİN, DÜNYA İLE BARIŞIK, DÜNYA İLE YARIŞAN, AVRUPA BİRLİĞİ’NE TAM ÜYE OLMUŞ BİR TÜRKİYE’DİR”

    “Bugün CHP tüm mikro sorunların yanı sıra Türkiye’nin önünde makro bir hedef de koymaktadır. O hedef Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefidir. Hedefimiz Balkan coğrafyası, Türki cumhuriyetlerle en iyi ilişkileri yeniden kurmak ve en ileri noktaya getirmektir. KKTC ve Azerbaycan ile olan ilişkilerimizi aynı milletin farklı devletleri olduğu gerçeğini inkâr etmeden ancak üstenci, buyurgan bir dille değil dost ve kardeş bir ülke bağıyla oluşturmak ve sürdürmektir. Diğer yandan Rusya ve Çin gibi güçlü devletlerle diplomatik ilişkilerin en iyi şekilde geliştirilmesi, en üst noktaya getirilmesi ve sürdürülmesi partimizin iktidar yürüyüşünde de iktidarı boyunca da terk etmeyeceği bir yol haritasıdır. Bugün 32’si Avrupa’da toplamda 77 partinin bulunduğu Sosyalist Enternasyonal’de partimizin Avrupa Birliği mücadelesine tam destek vereceğini, hiçbir üye partinin çekimser kalmadığı metin ile kayıt ve imza altına almıştır. Pusulası millet olan CHP’nin hedefi; güçlü, zengin, dünya ile barışık, dünya ile yarışan, Avrupa Birliği’ne tam üye olmuş bir Türkiye’dir.”

    “İKTİDAR YÜRÜYÜŞÜMÜZ SİVAS’TAN BAŞLIYOR, ANKARA’DA DEVAM EDİYOR”

    “105 yıl sonra yeniden Sivas’tayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yerel seçimlerde olduğu gibi yeniden birinci parti yapmanın hedefiyle birlikte yan yanayız, kol kolayız, omuz omuzayız. Yol haritamızı belirlemek, en demokratik tüzüğü yapmak, Türkiye’yi nasıl yöneteceğimiz tarif edeceğimiz program değişikliklerini başlatmak üzere sayın genel başkanlarımı, kurultay delegelerimi, grup başkanvekillerimi, milletvekillerimi, parti meclisi üyelerimi, tüm belediye başkanlarımı ve tüm kurultay delegelerimizi iktidar yürüyüşüne ilk adımı atmak üzere Ankara’ya davet ediyorum. Sizleri Ankara’ya davet ediyorum. Kalkın Ankara’ya gidelim. Partimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapalım. İktidar yürüyüşümüz Sivas’tan başlıyor, Ankara’da devam ediyor. Çankaya’da bir CHP’li Cumhurbaşkanı olana, bu ülkeyi yeniden Gazi’nin partisi yönetene kadar devam edeceğiz. Yürüyelim arkadaşlar. Ankara’ya gidiyoruz. İktidar yürüyüşümüzü başlatıyoruz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Sağ olun, var olun. Yolumuz açık olsun, yolunuz açık olsun.”

  • Erdoğan: OVP’ye güvenimiz ve desteğimiz tam

    Erdoğan: OVP’ye güvenimiz ve desteğimiz tam

    Cumhurbaşkanı Erdoğan 2025-2027 yıllarını kapsayan OVP’nin açıklanması dolayısıyla şu mesajı paylaştı:

    “Bugün açıkladığımız ve Türkiye ekonomisi için büyük önem arz eden 2025-2027 Orta Vadeli Program’ın (OVP) ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

    Bir yandan enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ederken, diğer yandan yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı ve büyümeyi önceleyen; tarımı, sanayiyi, yüksek teknolojiyi, turizmi ve birçok farklı sektörü güçlendirecek olan OVP’ye güvenimiz ve desteğimiz tamdır.

    Hükümet olarak OVP kapsamında belirlediğimiz hedeflere ulaşmak, vatandaşımızın refahını artırırken sağlam temellere dayalı ekonomimizin gelecek nesillerimiz için de sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.”

     

     

    NTV

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye ve Mısır, Filistin meselesinde ortak bir duruşa sahiptir”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye ve Mısır, Filistin meselesinde ortak bir duruşa sahiptir”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Sisi ve heyetini ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Cumhurbaşkanı Şubat ayındaki Kahire ziyaretimde büyük bir teveccüh göstermiş, bizleri çok sıcak ağırlamıştı. Kahire ziyaretim ilişkilerimizde yeni bir dönüm noktası olmuştu. O günden bugüne işbirliği ve diyaloğumuzu en üst seviyede tuttuk. Bölgemize dair meselelerde daima yakın istişare halinde olduk” dedi.
    İki ülke arasında her alanda gelişmekte olan işbirliğini, Sisi’nin iade-i ziyareti ile daha ileriye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mısır’la asırları aşan ortak geçmişe ve yakın dostluk bağlarına sahibiz. Önümüzdeki sene diplomatik ilişkilerimizin 100. Yıl dönümünü kutlayacağız. İnsanlık tarihine yön veren medeniyetlere beşiklik yapmış iki kadim ülkeyiz. Çalışmalarımızın semerelerini görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. Sayın Sisi ile Kahire’deki görüşmemizde Yüksek Düzeyli stratejik İşbirliği konseyimizi yeniden yapılandırma kararı almıştık. Bu mekanizmanın ilk toplantısını bugün gerçekleştirdik. Ortak bildirimizle işbirliğimizi sanayi, ticaret, savunma, sağlık, enerji, çevre dahil her alanda ilerletme irademizi teyit ettik. Ticaret ve ekonomi işbirliğimizin en büyük boyutunu oluşturuyor. Son 10 yılda Mısır’ın ilk 5 ticaret ortağı arasında yer alamaya devam ettik. Ticaret hacmimizi 5 yıl içinde 15 milyar dolara çıkma yolunda ilerliyoruz. İş adamlarımız Mısır ekonomisine önemli katkılar sağlıyor” diye konuştu.

    Girişimcileri yatırımlarını daha da artırma noktasında daha da teşvik ettiklerini, Mısırlı yatırımcıları da Türkiye’ye beklediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
    “Mısır’la enerji alanındaki ilişkilerimizi geliştirme arzusundayız. Kardeş Mısır halkı Türk kültürü ve Türkçeye büyük önem gösteriyor. İlişkilerimizdeki olumlu ivmenin turizm alanına da yansıyacağına inanıyorum. Türkiye ve Mısır’ın bölgesel barış ve istikrara katkıları hayati önemdedir. Toplantılarımızla Gazze başta olmak üzere bölgesel mesellerin çözümüne yönelik düzenli istişareler tesisi etme konusunda mutabık kaldık. Filistin’deki son durum itibariyle görüşmelerimizin odağında bu yer aldı. Türkiye ve Mısır Filistin meselesinde ortak bir duruşa sahiptir.”
    Gazze konusunda 11 aydır devam eden soykırımın sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi, insani yardımların engelsiz akışının öncelikleri olmaya devam ettiğini dile getiren Erdoğan, “Bugüne kadar Gazze’ye iletilen toplam yardımın yüzde 32’si Türkiye’den gitmiştir. Bu yardımların ulaştırılmasında Türk Kızılayı ve AFAD başkanlığımız ile işbirliği yapan Mısır makamlarına teşekkür ediyorum. İsrail insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engelleyerek işlediği suçlaya bir yenisini ekliyor. İsrail yönetimini binlerce ton bomba yağdırarak kıramadığı direniş azmini Filistin halkını açlığa mahkum ederek kırmaya çalışmaktadır. Açlık, susuzluk ve ya ilaç bulamadığı için her masumun sorumlusu İsrail ve destekçilerdir. Mısır, Katar ve Amerika’yla birlikte müzakerelere arabuluculuk yapıyor. Biz de sürece destek veriyoruz. Ancak İsrail tarafının engelleyici ve uzlaşmaz tutumu halen devam ediyor. Son olarak İsrail müzakere yürüttüğü muhatabını şehit ederek nasıl bir zihniyete sahip olduğunu göstermiştir” ifadelerini kullandı.

    “Gazze’de suç işleyen İsrailli yetkililerin Uluslararası mahkemelerde hesap vermesi için çalışmalarımızı yoğun şekilde sürdürüyoruz”
    Netanyahu’nun Mısır’a yönelik ithamlarını reddettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
    “İsrail hükümeti üzerin de baskıların artması noktasında elimizden geleni yaptık, yapıyoruz. Soykırım Davasına müdahillik başvurumuzu resmen ilettik. Gazze’de suç işleyen İsrailli yetkililerin uluslararası mahkemelerde hesap vermesi için çalışmalarımızı yoğun şekilde sürdürüyoruz. 41 bin masum insanın katillerinin yeri meclis değil mahkeme salonlardır. Diğer taraftan uluslararası topluma düşen sorumluluğu hatırlatmaya devam ediyoruz. Maalesef bazı ülkeler İsrail’e kayıtsız şartsız destek sağlayarak işlenen suçlara ortak oluyorlar. Netanyahu hükümetinin tüm bölgeyi hatta tüm dünyayı tehlikeye atan katliam politikası durdurma noktasında caydırıcı adımlar atılmıyor. Vicdanları yaralayan böyle bir tablonun kabul edilmezliğini artık herkes anlamalıdır. Yanlıştan bir an önce dönülmesi ve tarihin doğru noktasında yer alınması çağırımı bir kez daha tekrarlıyorum.”

    “İnşallah, bundan sonra daha yakın iş birliği içinde olacağız”
    İstişarelerinde Gazze’nin yanı sıra başta Doğu Akdeniz, Suriye, Libya, Sudan ve Afrika boynuzu olmak üzere bölgesel konuları da ele aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birçok meselede benzer tutum ve hedeflere sahip olduğumuz Mısır’la istişarelerimizi güçlendirme noktasında kararlıyız. İnşallah, bundan sonra daha yakın iş birliği içinde olacağız. Kazan kazan anlayışıyla çok boyutlu münasebetlerimizi ileriye taşıyacağız. Bugünkü görüşmelerimizin ve imzalanan anlaşmaların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanına ve kıymetli heyetine ziyaretleri için teşekkür ediyorum” açıklamasını yaptı.

    “Gazze için beraber daha fazla çalışmalıyız”
    Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ise, “Bu dost ülkeye yaptığım ziyaret, iki ülke arasındaki köklü ilişkilerin gelişeceğinin bir göstergesidir. Bizleri bir araya getiren ortak bir tarihimiz ve birçok ortak paydamız bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz şubat ayında ülkemize yapmış olduğu ziyaretle iki ülke arasındaki ilişkiye ayrı bir ivme kazandırmıştır. Orada anlaştığımız düzeyde Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyinin ilk toplantısını yapma kararını aldık. Ticaret, turizm ve tarım gibi birçok alanda ortak adımlar atmak için kararlar aldık. Bölgesel insani kriz konusunda beraber çalışma kararı aldık. Gazze için beraber daha fazla çalışmalıyız. Ateşkesin sağlanması, Batı Şeria’daki ihlallerin son bulması, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin kurulması konusunda mutabık olduk. Öte yandan Gazze’ye insani yardımların ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.

    “Türkiye-Suriye arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılıyoruz”
    “Libya’da hem başkanlık hem de parlamento seçimlerinin yapılması, güveliğin sağlanması, silahlı güçlerin ülkeden ayrılması gerektiğini belirttik” diyen Sisi, “Suriye meselesini de ele aldık. Suriye halkını olumsuz etkileyen bu krizin de son bulmasını istiyoruz. Bu bağlamda Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılıyoruz. Güvenlik Güçleri Konseyi’nin kararları çerçevesinde Suriye’nin birliği, toprak bütünlüğü ve terörle mücadelesi bağlamında sorunun çözüme ulaşmasını arzuluyoruz. Yine Sudan meselesini ele aldık. Mısır’ın bu bağlamdaki çalışmalarını Erdoğan’a ilettik” ifadelerini kullandı.

  • CHP’de Değişim Kurultayı toplanıyor

    CHP’de Değişim Kurultayı toplanıyor

    Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tüzük değişikliğini görüşmek ve karara bağlamak amacıyla düzenleyeceği 20. Olağanüstü Kurultayı, 6,7 ve 8 Eylül’de ATO Congresium’da gerçekleştirilecek. Kurultayda, ön seçim ve üç dönem kuralı öne çıkacak.

    CHP’nin, Değişim Kurultayı sloganıyla tüzük değişikliğine gideceği kurultay kapsamında partinin hazırlıklarında son aşamaya gelindi.

    Edinilen bilgiye göre ilk olarak, Sivas Kongresi’nin 105. yıl dönümünü olan 4 Eylül Çarşamba günü Sivas’ta kurultayın sembolik başlangıcı yapılacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindekiler, saat 10.00’da düzenlenecek resmi törene katılacak.

    Ardından Parti Meclisi (PM) üyeleri ve il başkanlarının katılımıyla bir toplantı gerçekleştirilecek. Devamında ise Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve PM toplantıları yapılacak.

    TÜZÜK KOMİSYONU 5 EYLÜL’DE SON TOPLANTISINI YAPACAK

    Ankara’da gerçekleştirilecek kurultay kapsamında, 5 Eylül Perşembe 81 ilden temsilciler, Meclis grubundan ve genel merkezden yetkililer ile hukukçuların yer alacağı tüzük komisyonu, son toplantısını yapacak. Toplantının sonunda hazırlanacak rapor, 6 Eylül Cuma günü kurultaya sunulacak.

    Farklı illerden gelen delegelerinin konaklama ve ulaşım imkanları sağlanırken, afiş, broşür, pankart ve video kliplerin de hazırlığı tamamlandı.

    Kurultay, 6 Eylül Cuma günü resmi olarak başlayacak. Saat 11.00’de açılış konuşmalarının yapılacağı kurultay, tüzük maddeleriyle ilgili kararların alınması ve oylamaların yapılmasıyla devam edecek.

    Kurultayın aynı gün tamamlanabileceği veya duruma göre 7-8 Eylül tarihlerinde de devam edebileceği kaydediliyor. Ardından CHP’nin yeni tüzüğü belli olacak.

    Basın mensupları için kurultayın yapılacağı katta alanlar ayrılırken, herhangi bir akreditasyon uygulanmayacak.

    Devam eden takvime göre 7-8 Eylül’de Program Çalıştayı yapılarak, partiyi geleceğe hazırlaması öngörülen kapsamlı bir parti programı belirlenecek.

    Ardından, partinin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla 9 Eylül Pazartesi günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e ziyaret yapılacak.

    Burada İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün mezarı da ziyaret edilecek. Partinin eski genel başkanları Bülent Ecevit ile Deniz Baykal’ın mezarlarına da ziyarette bulunulacak.

    KURULTAY GÜNDEMİ

    CHP Tüzük Komisyonu’nun raporuyla netlik kazanacak parti içi talepler arasında ön seçim ve üç dönem kuralı öne çıkıyor.

    Kurultayda, milletvekili ve belediye başkan adaylarının partiye kayıtlı üyelerce ön seçimle belirlenmesi önerilecek. Hakim denetimiyle seçilme yöntemi de ön seçimle aday belirleme sürecinde yer alacak.

    Milletvekilleri ve belediye başkanları için getirilmesi gündemde olan üç dönem sınırı ise kurultayda dile getirilecek. Yeni tüzükte yer alması halinde dönem sınırına ilişkin hükümler mevcut milletvekillerini etkilemeyecek, bir sonraki genel seçimlerin ardından geçerli olacak.

    Cinsiyet, yaş ve meslek kotalarının yanı sıra engellilerin parti içi temsilinin kuvvetlendirilmesi de gündeme gelecek konular arasında yer alacak.

  • “AB-Şanghay arasında tercih yapmıyoruz”

    “AB-Şanghay arasında tercih yapmıyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’ne katıldı.
    Erdoğan burada yaptığı konuşmada, “Bu yıl bizleri özellikle duygulandıran Kara Harp Okulu mezuniyetinde birinciliği bir kızımız almıştı. Bugün Deniz Harp Okulu’nda birinciliği bir kızımız aldı. Hava Harp Okulu’nda da birinciliği yine bir kızımız alacak. Dün akşam 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı büyük bir coşkuyla kutladık. Siz bahriyelilerimizin mezuniyet sevincine iştirak ediyoruz. Toplam 427 aslan parçasını Deniz Harp Okulumuzdan mezun ediyoruz. Bahriyeli olmanın, böyle güzide bir eğitim görmenin ciddi sorumlulukları da beraberinde getirdiğini unutmayınız. Bu çatı altında kazandığınız değerler sizin her zaman rehberiniz olacaktır. Gerekirse bu uğurda kahraman ecdadımız gibi korkusuzca şehadete yürüyeceksiniz. Mavi Vatan’daki hak ve menfaatlerimizi korumakta hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaksınız. Ak üniformayı şanla şerefle ömür boyu taşıyacaksınız. Ben bu kararlılığı sizlerde görüyorum. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin diyorum” dedi.

    “MİLGEM projemizle dünyanın sayılı ülkeleri arasına gireceğiz”

    Erdoğan konuşmasının devamında, “Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak şanlı ordumuzun asil mensuplarıyla her zaman iftihar ediyorum. TSK’yı daha da güçlendirmek için aralıksız çalışıyoruz.
    MİLGEM projemizle dünyanın sayılı ülkeleri arasına gireceğiz. Uçak gemimizle ilgili temaslarımız devam ediyor. Hava savunma sistemlerinde kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Her gün yeni bir eşiği aşıyoruz. Herkesin denizi ufku kadardır. Birileri Mavi Vatan’ı masal olarak görebilir. Birileri Türkiye’yi macera aramakla itham edebilir, hatta Türkiye’nin Libya’da Asya’da Afrika’da ne işi var diyen işgüzarlar da çıkabilir. Türkiye’nin vizyonundan rahatsızlık duyanlar olabilir. Biz bunlara kulak asmayacağız. Türk dış politikasına Ankara yerine dışarıdan bakanların tezviratlarına aldırmayacağız. Komşumuz Irak’la, İran’la, Suriye’yle, Filistin’le ilgilenmemizi istemeyenler art niyetli değilse cahildirler. Doğuyla ilişkilerimizi güçlendirirken, batıyla köklü iş birliğimizi ilerletmenin yollarını arayacağız. Türkiye Doğu ile Batı ile ilişkilerini eş zamanlı geliştirirse etkin bir ülke olabilir. Bunun dışında her yol Türkiye’yi denklem dışına atar. AB-Şanghay arasında tercih yapmıyoruz. Biz tercih yapmak mecburiyetinde değiliz. Türkiye ilişkilerini kazan-kazan esasına dayandırıyor” dedi.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 22 yılda hep bu anlayışla hareket ettik. Acaba birileri ne der diye değil, milletimiz ne der diye politikamızı belirledik. Bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Mavi Vatan’daki haklarımızı savunacağız. Şunu unutmayın; Tarih yazan, tarih yapan bir milletin evlatlarısınız. Üzerinizde ebeveynleriniz, hocalarınız kadar 85 milyonun da hakkı var. Tüyü bitmemiş yetimlerin her birinizin üzerinizde hakkı var. Şehitlerimizin sizin üzerinizde hakkı var. Hepimiz millete hizmet için varız. Milletin hizmetinde olacaksınız. Hukuka ve demokrasiye bağlılıktan kesinlikle ayrılmayacaksınız” şeklinde konuştu.

  • Vakfımıza 450 milyon lira kaynak aktarıyoruz

    Vakfımıza 450 milyon lira kaynak aktarıyoruz

    Çanakkale Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binası açılış töreni için kente gelen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, açılış öncesinde Çanakkale Valisi Ömer Toraman’ı ziyaret etti. Ardından açılış için Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasına geçti. Açılış öncesinde Saygı duruşunda bulunuldu. İstiklal Marşı okundu. Kürsüye gelen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, zaferin tarih kokan sokaklarında yaşadığı Çanakkale’de, sizlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

    Çanakkaleli vatandaşların hizmetine sundukları il müdürlük binasının resmi açılış töreni için bir arada olduklarını ifade eden Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, “Sunacağı hizmetlerle vatandaşlarımıza destek olacak, il müdürlüğümüzün yeni hizmet binasının hayırlı olmasını diliyorum. Bakanlık olarak, sosyal politikalarımızı her daim insanı merkeze alan bir anlayışla şekillendirdik ve uygulamaya koyduk. Yürüttüğümüz sosyal politikalarımızla vatandaşlarımızın kaliteli bir yaşam sürmelerini hedefledik. Bu hedef doğrultusunda, sosyal hizmetlerimizi toplumun değişen ve gelişen ihtiyaçlarına göre zenginleştirdik. Her geçen gün daha da güçlendirdik, güçlendirmeye de devam ediyoruz. Bu anlamda Bakanlık olarak, toplumun tüm kesinlerinehizmet sunmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Cumhuriyet tarihimizin en güçlü sosyal politika uygulamalarıyla kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını ve gazilerimize etkin hizmet modelleri sunmaya devam ediyoruz. Bugün 81 ilimizde bulunan il müdürlüklerimizle yerel dinamikleri ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını en hızlı şekilde karşılamaya gayret ediyoruz. Bu kapsamda il müdürlüklerimizin hizmet altyapısını güçlendirmeyi özellikle önemsiyor ve yatırımlarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Bugün Çanakkale’de açılışını gerçekleştirdiğimiz bu yeni hizmet binasıyla bu şehrin güzel insanlarını yeni sosyal politika uygulamalarıyla buluşturuyoruz” dedi.

    ‘2024 yılı başından beri sosyal yardımlarımızla yaklaşık 17 binden fazla haneye ulaştık’

    Türkiye, sosyal devlet olma anlayışıyla hareket eden ve vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayan güçlü bir ülke olduğunu da kaydeden Bakan Göktaş, sözlerine şöyle devam etti:
    “Bu amaç doğrultusunda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 22 yıl boyunca 81 ilimizde olduğu gibi Çanakkale’ye de pek çok hizmet kazandırdık. Bu süre zarfında şehrimize 188 milyar liralık yatırım gerçekleştirdik. Bu yatırımların 3 milyar liralık kısmı ise aile ve sosyal hizmetler alanında yapılan yatırımlardan oluşuyor. Şu an, şehrimizde bulunan 3 Sosyal Hizmet Merkezimizle Çanakkaleli vatandaşlarımıza destek oluyoruz. “Aile Sosyal Destek Programı”mızla ihtiyaç duydukları an vatandaşlarımızın yardımına koşuyor, yanında oluyoruz. Program ile 2017’den bu yana yaklaşık 33 bin hanemize ulaştık. Gençlerimizi yuva kurmaya hazırladığımız “Aile Eğitim Programı”mızdan ise 2013 yılından bu yana 20 binden fazla gencimiz faydalandı. Bunların yanı sıra şehrimizde bulunan 17 kadın kooperatifiyle kadınların başarılı birer girişimci olmalarının önünü açıyoruz. “Finansal Okuryazarlık ve Kadınların Ekonomik Güçlenmesi Seminerleri” ile 2018’den bu yana 9 binden fazla kadına destek olduk. Ev tipi bakım modeliyle hizmet verdiğimiz Çanakkale’deki 10 çocuk evinde 51 çocuğumuza, 2 çocuk evleri sitesinde 76 çocuğumuza devletin şefkat şemsiyesi altında koruma ve bakım hizmeti sunuyoruz. Çanakkale’de bulunan 21 özel kreşle çocuklarımıza güven içinde bakım hizmeti sunuluyor. “Sosyal Ekonomik Destek” programımızla ailesi yanında destek sağladığımız çocuk sayımız ise 265’tir. Hizmetimiz kapsamında 2012 yılından itibaren yaklaşık 46 milyon lira tahsis ettik. Ayrıca şehrimizde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yardım eli uzattığımız 12 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız bulunuyor. 2024 yılı başından beri sosyal yardımlarımızla yaklaşık 17 binden fazla haneye ulaştık. Engelli ve yaşlılarımızın toplumsal hayata aktif katılımlarını çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda 2012 yılından bu yana Çanakkale’de 112 milyon lira yaşlı aylığı, 69 milyon lira engelli ve engelli yakını aylığı yardımında bulunduk. Tüm bu hizmetlerimizle ve daha fazlasıyla, her zaman vatandaşımıza destek vermeye, yanında olmaya devam edeceğiz.”

    Gelecek hafta başlayacak eğitim-öğretim yılının başlayacağını da hatırlatan Bakan Göktaş, “Hepinizin bildiği üzere önümüzdeki hafta yeni eğitim ve öğretim yılı başlayacak. Bu kapsamda sosyal yardım faydalanıcısı hanelerdeki çocuklarımızın temel eğitim ihtiyaçlarının karşılanması için 973 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımıza 450 milyon lira kaynak aktarıyoruz. Aktardığımız bu kaynakla, ilk ve ortaöğrenim düzeyinde okuyan çocuklarımızın giyim, ayakkabı, çanta ve kırtasiye gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması için destek olacağız. En önemli önceliğimiz çocuklarımızın donanımlı ve topluma faydalı birer birey olarak yetişmelerini sağlamaktır. Çocukların eğitim hayatlarına kesintisiz bir şekilde devam etmesi ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir. Bu vesileyle, çocuklarımıza yeni eğitim ve öğretim yılında başarılar diliyor, onların her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

    Açılışı yapılacak olan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasıyla ilgili de bilgi veren Bakan Göktaş, “Bugün burada, sadece bir binanın açılışını yapmıyoruz; aynı zamanda sosyal hizmetler alanındaki çalışmalarımızı daha ileriye taşıyacak bir adımı da hep birlikte atıyoruz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz yeni hizmet binamız, sunduğumuz hizmetlerin kalitesini artırmak ve vatandaşlarımıza daha etkin bir şekilde ulaşabilmek adına inşa edildi. Bu binanın, modern yapısı, teknolojik altyapısı ve erişilebilirliği ile hem çalışanlarımızın hem de hizmet sunduğumuz vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacağına inanıyoruz. Burada yapılacak çalışmalarla, kadınlar, çocuklar, aileler, yaşlılar ve engelliler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine daha kaliteli hizmet sunacağız. Vatandaşlarımızın hayatına dokunmaya, dertlerine derman olmaya devam edeceğiz. Bu anlamda yeni hizmet binamız, sadece bir yapı değil, bir umut kapısı, bir destek merkezi ve bir dayanışma noktası olacak. Bu duygu ve düşüncelerle emeği geçen, katkı sağlayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Açılışını gerçekleştirdiğimiz yeni hizmet binamızın hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasının açılışı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve protokol üyeler tarafından dua edilerek ve kurdele kesilerek gerçekleştirildi. Ardından Bakan Göktaş ve protokol üyeleri, yeni hizmet binasını gezdi.
    Açılış törenine, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara, Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürü Muharrem Kurt, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Yasin Akar, 27’nci Dönem AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ersin Aslan, İl Emniyet Müdürü Kenan Kurt, Sahil Güvenlik Batı Marmara Grup Komutanı Sahil Güvenlik Binbaşı Orhan Öğrenci, siyasi parti temsilcileri, daire müdürleri, şehit ve gazi aileleri yakınları katıldı.

  • Ömer Çelik’ten CHP’ye tepki

    Ömer Çelik’ten CHP’ye tepki

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’e tepki gösterdi.

    “Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’a ve farklı siyasi partilere gönül vermiş vatandaşlarımıza hakaret edilmesi, fikir özgürlüğü değildir. Bunlar kınanması ve reddedilmesi gereken nefret söylemleridir.” diyen Özel, “Hakaret ve tahrik içeren provokatif açıklamalar, ancak ilkel bir nefretin ve demokrasi düşmanı nefret siyasetinin ürünüdür. Bu nefret söylemleriyle demokratik siyaset ve hukuk zemininde kesin bir şekilde mücadeleyi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

    “ASLA KABUL EDİLEMEZ”

    İzmir’de verdiği sokak röportajında, cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu’nun tahliyesinin ardından CHP lideri Özgür Özel’le birlikte İzmir’deki İzmir Enternasyonal Fuarı’na katılmasına tepki gösteren Çelik, şu ifadeleri kullandı:

    “Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanlığı makamına ve vatandaşlarımıza  yönelik hakaretler eden bir kişinin, CHP Genel Başkanı tarafından protokolde ağırlanması, alkışlanması ve üstüne taltif edilmesi asla kabul edilemez. Bir siyasi partinin yöneticileri nefret ve hakaret söylemlerinin hamisi olamaz. Nefret söylemlerine kıymet verilmesi tam bir şuursuzluktur.”

    KAYNAK: NTV