Kategori: Siyaset

  • “6 bin konutu tamamladık”

    “6 bin konutu tamamladık”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6 Şubat depremlerinin ardından yapımına başlanan kalıcı konutları, hak sahiplerine teslim etmeye devam ediyor. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Diyarbakır’da 14 etaptan oluşan 10 bin 286 konutluk projeyi hayata geçirdi. 6 bin 40 konutun yapımı ise tamamlandı. Hak sahiplerinden 3 bin 839’u yeni evlerine yerleşti.

    “Diyarbakır’da 10 bin konutun 6 binini tamamladık”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından Diyarbakır’da inşa edilen konutların ve vatandaşların görüşlerinin yer aldığı videoyu paylaştı. Bakan Kurum, “Diyarbakır’ımızda asrın felaketinin ardından 10 bin konutun yapımına başladık, 6 binini tamamladık. Vatandaşlarımız sağlam binalarda güven içinde oturmaya başladı. Her bir depremzede kardeşimiz geceleri rahat uyuyana, hayal ettiklerinden daha iyisine ulaşana kadar durmayacağız” ifadelerini kullandı.

    “Konutlar çok güvenli”

    Bağlar ilçesinde yapımı tamamlanan konutlarına yerleşen hak sahibi vatandaşlardan Zinnet Çelikel Çıtak ise “Her şeyi düşünmüşler, her şey yapılmış. Hayal ettiğimden daha güzel, daha temiz olmuş. Konutlar çok güvenli ve içerisinde rahatlıkla oturabiliyoruz. Devletimize güveniyordum ama bu kadar erken yapılacağını inanmıyordum. Çok erken yapıldı” diye konuştu.

    “Başımı yastığa rahatça koyabiliriyorum”

    Bir başka hak sahibi Sibel Gören de TOKİ konutlarının sağlamlığına dikkat çekip şunları kaydetti:
    “TOKİ’nin evlerine, devletimizin işçilerine güveniyoruz. Sağlam olduğunu düşündüğümüz için rahatız. Şimdi başımı yastığa rahatça koyup yatabiliyorum. Devlet zaten hep arkamızdaydı. Bize destek çıktı. ‘Kısa sürede evleri yapacağız, teslim edeceğiz’ dediler. Ummadığımız kadar kısa bir sürede de yaptılar. Devletimiz sözünü tuttu.”

    Sosyal donatılı siteler, çevre dostu binalar

    Bölgedeki projenin sorumlusu TOKİ İnşaat Uzmanı Kürşat Gedikoğlu ise konutların yatay mimariye uygun, radye temel üzeri tünel kalıp sistemiyle yapıldığını belirtti.
    Çevre dostu tasarlanan binalarda güneş enerjisi sisteminden faydalandıklarını ve ısı yalıtımına özen gösterdiklerini anlatan Gedikoğlu, “Hak sahiplerimizin keyifle zaman geçirebilmeleri için konutlarımızın yanında yeşil alanlar, spor sahaları, çocuk oyun grupları, bisiklet ve yürüme yolları gibi çeşitli sosyal donatılarımız da bulunuyor. En kısa sürede tüm konutlarımızı hak sahiplerine teslim etmeyi amaçlıyoruz” ifadesini kullandı.

  • “Başarılarımız dostlara güven, kem gözlere korku salıyor”

    “Başarılarımız dostlara güven, kem gözlere korku salıyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri” programına katıldı. Erdoğan, konuşmasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, millet adına Milli Mücadele’yi sevk ve idare eden Meclis’in kıymetli üyelerini, 1071 Malazgirt Zaferi’nden beri vatan topraklarını kanlarıyla şereflendiren aziz şehitleri rahmetle yad etti. Erdoğan, “Rabb’im hepsinin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin. Gazilerimizden ebediyete intikal edenlere Mevla’dan rahmet, hayatta olanlara sıhhat ve afiyet niyaz ediyorum” diye konuştu.
    Erdoğan, istiklal ve istikbal uğrunda canlarını ortaya koyan kahramanların fedakarlıklarını hiçbir zaman unutmadıklarını ve unutmayacaklarını vurguladı. Erdoğan, “Ölümü öldüren cesaret abidelerinden devraldığımız emaneti şanla, şerefle taşımaya devam edeceğiz. Siz dostlarımla birlikte tüm milletimizin, dünyanın farklı ülkelerinde hayat mücadelesi veren vatandaşlarımızın ve Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun” dedi.

    “Büyük Zafer’in 102. yılına ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağustosun tarihte Türk’ün zaferler ayı olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
    “Bu ay içerisinde hepsi tarihimizde birer kilometre taşı niteliğindeki Mercidabık Zaferi’ni, Otlukbeli Zaferi’ni, Çaldıran Zaferi’ni, Belgrad Zaferi’ni, Mohaç Zaferi’ni, Kıbrıs’ın fethini idrak ettik. Dört gün önce, milletimize Anadolu’nun kapısını açan Malazgirt Zaferi’nin 953. seneidevriyesini büyük bir gururla kutladık. Sultan Muhammed Alparslan ve ordusunun mümtaz mensuplarına olan vefa borcumuzu vatandaşlarımızla birlikte orada ifa ettik. Aynı gün, Büyük Taarruz’un 102. yıl dönümünü yine heyecanla andık, hatırladık. Bugün de zaferler zincirinin bir diğer zümrüt halkası olan Büyük Zafer’in 102. yılına ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Burada öncelikle şu hususu vurgulamak istiyorum. İstiklal Harbimiz hiç şüphesiz başlı başına dünyada eşi benzeri olmayan büyük bir başarıdır. Milletimiz, tüm imkansızlıklara rağmen varını yoğunu seferber ederek vatanına, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır. Türk milleti, tarih yapan ve tarih yazan vasfını böylece bir kez daha göstermiştir. Kurtuluş Savaşımızın dönüm noktası ise Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi’dir.”

    “Dünya savaş tarihine geçecek bir başarıya imza atıldı”

    Büyük Zafer’in, yok edilmek ve vatanından kovulmak istenen bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun adı olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
    “Viyana Kuşatması’ndan beri savunmada kalan ve taarruz gücü zayıflayan ordumuz, Dumlupınar’da elde ettiği zaferle makûs talihini değiştirmiştir. Bazı istisnalar haricinde 250 yıldır süren ricat böylece son buldu. Türlü meşakkatler içinde elde edilen bu başarıyla hem milletimizin bağımsızlık iradesi hem de Türk askerinin kahramanlığı perçinlenmiştir. Zaferin büyüklüğünü anlamamıza yardımcı olacak şu hususa dikkatinizi bilhassa çekmek isterim. Bir İngiliz askeri yetkili, Yunan kuvvetlerinin savunma hattını ‘Türkler, 4-5 ayda bu hattı aşabilirlerse 3 günde aştıklarını iddia edebilirler’ ifadesiyle tarif ediyor ancak 5-6 ayda aşılmaz denilen bu hattı ordumuz stratejik ve taktik bir baskınla sadece 5 günde darmadağın etmiştir. Merhum Fahrettin Altay Paşa, Büyük Taarruz’dan Büyük Zafer’e giden yolu hatıratında şu şekilde anlatıyor: ‘Başkomutan Meydan Muharebesi, 5 gün geceli gündüzlü süren büyük bir savaştır. 26 Ağustos 1922 sabah alaca karanlıkla beraber Atatürk’ün Kocatepe’den verdiği emirle açılan topçu ateşiyle başladı. 30 Ağustos 1922 akşamı yine Atatürk’ün Zafertepe’de Mehmetçik ile omuz omuza çarpışırken verdiği süngü hücumu ile son buldu.’ Evet, milletin bağrından çıkan ordumuz, Gazi Mustafa Kemal’in gizlilik içinde yürüttüğü titiz bir hazırlık sürecinin sonunda dünya savaş tarihine geçecek bir başarıya imza atmıştır.”

    “Zaferin arka planında ciddi bir hazırlık ve strateji var”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
    “Gazi Mustafa Kemal, Büyük Zafer’in milletimiz açısından taşıdığı anlamı bakınız nasıl tarif ediyor: ‘Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat, Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir.’ Büyük Zafer’in kazanılmasının arka planında ciddi bir hazırlık, strateji ve kapsamlı bir çalışma vardır. Taarruz kararı önceden alındığı halde aylar boyunca savaş vasıtalarının tamamlanmasına öncelik verildi. ‘Yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür’ anlayışıyla tüm imkanlar seferber edildi. Silah, mühimmat, eğitim, ilave kuvvet gibi hazırlıkların yanı sıra asıl cephe olarak görülen iç cephenin tahkimi sağlandı. İç cephe güçlendirildikçe başarı da mukadder hale geldi. Bugün yaşadığımız hadiselere baktığımızda bir millet için iç cephenin ne kadar mühim olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Milletimizi esir alma, bizi hedeflerimizden koparma, kendi iç sorunlarımızda oyalama planlarının en kritik safhasını daima iç kalemizi çökertmeye yönelik hamleler oluşturmuştur.”

    “Bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, içeride ve dışarıda vuruşarak geldik”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi boyunca tamamı aynı amaca hizmet eden pek çok kirli senaryoya maruz kaldığını vurguladı. Erdoğan, bir dönem ilerici-gerici, laik-anti laik denilerek milletin ayrıştırıldığını, Alevi-Sünni, Kürt-Türk denilerek insanlar arasına nifak sokulmak istendiğini hatırlattı.
    Sokak olaylarıyla Türkiye’nin kendi iç meselelerine hapsedilmeye çalışıldığına dikkati çeken Erdoğan, “Bölücü terör örgütünü tam 40 yıldır başımıza musallat ederek, güvenlik ve huzurumuza kastettiler. FETÖ’cü hainler eliyle milli iradeyi gasp etmeye çalıştılar. Darbeler yoluyla devletle millet arasında kalın duvarlar ördüler. Bir taraftan Türkiye’yi ekonomide, kalkınmada, demokraside, savunmada, dış politikada hak ettiği yerlere getirme mücadelesi verirken, diğer taraftan da iç cephemizi sarsmayı hedefleyen pek çok kumpasla uğraştık. Bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, içeride ve dışarıda vuruşarak geldik. Şüphesiz karşılaştığımız her engel bizi oyaladı, vakit ve enerji kaybettirdi ama Türk milleti olarak hedeflerimize ulaşma irademizi kıramadı, bizi yolumuzdan geri döndüremedi. Bugün de millet olarak hedeflerimize odaklanmış durumdayız. Büyük Zafer’den aldığımız ilham ve cesaretle ülkemizi daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Savunma sanayinde son 22 yılda elde ettiğimiz başarılar dostlarımıza güven aşılarken kem gözlere ise korku salıyor” dedi.
    TCG Anadolu’nun dünyanın ilk SİHA gemisi olduğunu belirten Erdoğan, “Şimdi onun daha büyüğünü yani uçak gemimizin şu anda hazırlıkları yapılıyor. Ve bir an önce inşallah onu da ordumuzun saflarına katacağız” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, harp literatürüne geçen insansız hava araçları, KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ, ATAK, GÖKBEY, “mavi vatanın” muhafızı fırkateynler ve denizaltılar, Fırtına Obüsleri, Altay tankı, füzeler, hava savunmaları ve nice savunma kabiliyetleriyle tam bağımsız Türkiye idealine emin adımlarla ilerlediklerini vurguladı.

    “Yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmak”

    Şimdiye kadar nice zorluğun, oyunun nasıl üstesinden gelindiyse, çok daha fazlasının başarılacağına yürekten inandığını bildiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
    “Bunun için tek yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmaktır. Milletlerin hayatında ekonomik sıkıntılar olur. Siyasette tansiyon, zaman zaman yükselebilir. Toplum kesimleri arasında anlaşmazlık yaşanabilir. Rekabet, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın olmazsa olmazıdır. 85 milyonun her konuda aynı fikirde olmasını beklemek gerçekçi değildir, doğru da değildir. Ne gelip geçici ekonomik zorlukların ne günlük siyasetteki tartışmaların ne de bölgemizde çıkan gerilimlerin hiçbiri bize kalıcı zarar veremez. Millet ve devlet olarak bunların hepsine bir şekilde çözüm buluruz ama iç kalemizde bir gedik açılırsa, orada bir kan kaybı yaşanırsa, Allah korusun bunu toparlamak son derece maliyetli ve meşakkatli olacaktır. Böyle bir durumda hepimiz kaybederiz. Hepimiz bedel öderiz. 85 milyon olarak hepimiz sıkıntı çekeriz. Milletini seven, memleketini seven, kendini bu topraklara ait hisseden hiç kimsenin ‘kaybet-kaybet’ denklemine fırsat vermeyeceğine inanıyorum.”
    Tüm bu gerçeklere rağmen son günlerde toplumun sinir uçlarıyla oynayan çeşitli kışkırtmalara şahitlik edildiğine dikkati çeken Erdoğan, “Siyaset kurumunun itibarına gölge düşüren kirli dilin ülkeyi sürüklemeye çalıştığı tehlikeli yeri çok iyi görmekteyiz. Allah’ın izniyle bu oyuna gelmeyeceğiz. Dilinden, kaleminden ve klavyesinden nefret akan, zehir akan ve beşinci kol aparatlarının tuzağına düşmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun sürekli huzurunda olan siyasetçiler başta olmak üzere, milletin her bir ferdinden bu konuda dikkatli, uyanık olmasını, iç cepheyi sarsmaya yönelik provokasyonlar karşısında teyakkuz halinde bulunmasını istedi.

    “Aynı geminin yolcularıyız”

    “Ne yapıyorsak, hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde yapacağız. Hangi mücadeleyi veriyorsak hukuk, demokrasi ve meşruiyet temelinde vereceğiz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
    “Şunu lütfen aklımızdan çıkarmayalım, 85 milyon olarak hepimiz aynı gemideyiz, aynı geminin yolcularıyız. Siyasi görüşlerimiz, kökenlerimiz, inançlarımız farklı olsa da hepimiz aynı gök kubbenin altında, aynı vatan toprağının üzerinde yaşıyoruz. Farklılıklarımızın hiçbiri kardeşliğimizden daha güçlü değildir. Ayrılıklarımızın hiçbiri kader ortaklığımızdan daha önde değildir. Bu şuurla, bu anlayışla hareket ettiğimiz sürece üstesinden gelinmeyecek hiçbir engel tanımıyoruz. Yeter ki biz bir olalım, iri olalım, diri olalım, beraber olalım, kardeşliğimize leke sürdürmeyelim. Yeter ki biz, sahte ve gereksiz tartışmalarla birbirimizi örselemek yerine, şu anda burada bulunduğumuz gibi hep beraber ülkemizi büyütmeye, güçlendirmeye odaklanalım. Rabbim, 85 milyonun birlik ve beraberliğini artırsın.”
    30 Ağustos Zaferi’nin armağan edildiği kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahraman evlatlarını gönülden selamlayan Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik etti.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırlar içinde ve dışında, milletin ve devletin bekası için görev yapan Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarını, askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliğiyle, istihbaratçısıyla, korucusuyla, tüm güvenlik kuvvetlerini kutladı.
    Programda, saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dua etti. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yılı dolayısıyla hazırlanan filmin gösterimi yapıldı.
    Programda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyi, Azerbaycan, Bosna Hersek, Somali ve Kosova ile yurt içinde görev yapan askeri birliklerin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama video mesajları da yayınlandı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlilere hitabının ardından şarkıcı Ferhat Göçer, MSB Armoni Mızıkası eşliğinde şarkılar seslendirdi.

  • Devlet erkanından Anıtkabir ziyareti

    Devlet erkanından Anıtkabir ziyareti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla Anıtkabir’e ziyarette bulundu.

    Büyük zaferin 102. yılı kutlamaları kapsamında, ilk tören Anıtkabir’de düzenlendi. Tören, devlet erkanının Aslanlı Yol’da yürüyüşüyle başladı.

    Erdoğan, Atatürk’ün mozolesine ay yıldız motifli çelengi bıraktı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.

    Devlet erkanından Anıtkabir ziyareti (Büyük zaferin 102. yılı) - 1

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokolde yer alan devlet erkanı, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi’ne geçti. Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı.

    Devlet erkanından Anıtkabir ziyareti (Büyük zaferin 102. yılı) - 2

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deftere şunları yazdı:

    “Aziz Atatürk; bugün ezeli ve ebedi vatanımız olan Anadolu’daki varlığımızı perçinleyen, millet olarak bağımsızlığımızı sağlayan büyük zaferin 102. yıl dönümünü heyecanla ve iftiharla kutluyoruz. Her türlü imkansızlığa rağmen kazandığımız bu zaferle şanlı tarihimizin zaferler silsilesine yeni bir halka daha eklemenin yanı sıra, Cumhuriyetin ilanına giden yolu da ardına kadar açtık.

    Devlet erkanından Anıtkabir ziyareti (Büyük zaferin 102. yılı) - 3

    Büyük bir inancın, sarsılmaz bir imanın ve zorlu mücadelelerin eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma hedefimize adım adım yürüyoruz. Milletimizin Kızılelması’na dönüşen Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirinceye kadar azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu gurur günümüzde zatıalinizi, silah arkadaşlarınızı ve gül bahçesine girercesine toprağa düşen aziz şehitlerimizi tekrar rahmetle yad ediyoruz. Ruhun şad olsun.”

  • Türk Yıldızları 30 Ağustos’ta Ankara semalarında

    Türk Yıldızları 30 Ağustos’ta Ankara semalarında

    Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde yer alan Türk Yıldızları, 30 Ağustos Zafer Bayramı gösterileri için özel hazırlık yaptı.

    Türk Yıldızları Tim Lideri Binbaşı Hasan Kocabaş, uçuşları sırasında kaygı ya da herhangi bir duygu hissetmediklerini vurgulayarak, “Uçuş sırasında, irtifa, sürat, gösteri merkezi, karşımızdan kesişim için gelen uçak gibi birçok parametreyi takip etmek durumunda olduğumuz için bunları takip ederken herhangi bir duygu hissetmiyoruz, sadece işimizi yapıyoruz. Ancak tabii ki binlerce insanın önünde bir performans sergiliyorsunuz, dolayısıyla uçuşa giderken biz de heyecanlanıyoruz. Ancak uçuş başladığında herhangi bir duygu kalmıyor, sadece işimizi yapıyoruz ve yüksek disiplinde uçuşlarımızı icra ediyoruz.” dedi.

    Anıtkabir üzerinde saygı uçuşu

    Ankara’da 30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında gerçekleştirecekleri gösteri uçuşlarına da değinen Binbaşı Kocabaş, “30 Ağustos’ta Ankara’da öncelikle saat 12.00’de Anıtkabir üzerinde bir saygı uçuşumuz olacak. Onu icra ettikten sonra yine aynı gün Mogan Gölü üzerinde bir gösteri uçuşumuz olacak. Tüm halkımızı bizimle zafer coşkusunu yaşamak için 30 Ağustos Cuma günü saat 18.00’de Mogan Gölü’ne bekliyoruz.” diye konuştu.

    Türk Yıldızları’nda Tim Lideri olarak görev almanın yüklediği sorumluluklara ilişkin konuşan Kocabaş, şunları söyledi:

    “2013’ten beri Türk Yıldızları’nda görev yapıyorum. Türk Yıldızları’nda farklı konumlarda görevler icra ettim ve uçtum. 2024’ten itibaren de bu yıl Tim Lideri olarak görev yapıyorum. Türk Yıldızları’ndaki tüm pozisyonlar gerçekten zor ve ciddi disiplin ve emek isteyen görevler, buna ilave olarak tüm kolun sorumluluğu tim liderinde olduğu için biraz daha ciddi bir sorumluluk. Arkadaşlarla hep birlikte en iyi gösteriyi çıkarmak için elimizden geleni yapıyoruz.”

    “Yeri geldiğinde herhangi bir noktada jet pilotu olarak görev yapmaya devam etmekteyiz”

    Türk Yıldızları’nın 4 numarası ve takip pozisyonunda görevli Binbaşı Mehmet Balta ise 134 Akrotim Filo Komutanlığı’nda görev alan tüm pilotların, şu an gösteri pilotu olarak görev aldığını aktardı.

    Türk Yıldızları’na görevlendirilmeden önce veya görevlendirildikten sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığının herhangi bir biriminde de görev almaya devam ettiklerini belirten Binbaşı Balta, “Bu birimler gerektiği zaman yeni pilotlarımızın eğitiminde öğretmen pilot olarak ya da Hava Kuvvetlerimizin menfaati doğrultusunda herhangi bir noktada jet pilotu olarak görev yapmaya devam etmekteyiz. Bugün buradaki görevlerimizde duman atıyoruz ama yeri geldiği zaman iyi şekilde bomba atmasını da biliyoruz.” şeklinde konuştu.

    “Birçok gurur verici olaya tanık oluyoruz”

    Türk Yıldızları Basın ve Halkla İlişkiler Subayı Üsteğmen Fatih Sağlam da gökyüzündeki gösteri uçuşunun yerdeki yönetimi ve yerdeki coşku hakkında şunları kaydetti:

    “Öncelikle dünyada bir tim kurulduğunda Hava Kuvvetlerinin temsilcisi olarak görülür. Bu durum tabii ki bizde de böyle. Ancak bizim halkımızla gönülden bir bağ kurma olayımız var. Halkımızın bizim acılarımızla üzülüp başarılarımızla mutlu olmasıyla gösterilerimizde de birçok kez karşılaşıyoruz. Halkımızın gösterilerimizi izlerken gözlerinde oluşan nem, hayranlık uyandıran bakışlar, bir annemizin elini açıp dua etmesi gibi birçok gurur verici olaya tanık oluyoruz. Bu da bizim Türk milletine özgü olan kutsal bir enerjidir. Bizlerin de en büyük motivasyon kaynağıdır.”

    Türk Yıldızları ekibinin uçuş tesisatından sorumlu personel olarak görev yapan Kıdemli Üstçavuş Nejdet Adak ise “Öncelikle bu ekipte bulunmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duymaktayım. Türk Yıldızları ekibinde uçuş tesisatlarından sorumlu personel olarak görev almaktayım. Uçuş tesisatları deyince aklımıza, kask, maske, harness ve G-Suit gelmektedir. Bu uçuş tesisatları pilotlarımızın güvenli ve konforlu bir şekilde uçuş yapmalarını sağlamaktadır. Ben de bu uçuş tesisatlarının daima uçuşa hazır bulundurulmasını sağlıyorum.” ifadelerini kullandı.

    İlk prova uçuşu bugün 18.00’de

    Türk Yıldızları, gösteri uçuşları kapsamında ilk olarak 28 Ağustos’ta Mogan Gölü üzerinde çevre tanıma uçuşu gerçekleştirdi. Ardından 29 Ağustos saat 18.00’de yine Mogan Gölü üzerinde prova uçuşu yapacak olan ekip, 30 Ağustos’ta ise saat 12.00’de Anıtkabir üzerinde saygı uçuşu ve sonrasında saat 18.00’de Mogan Gölü üzerinde bir gösteri uçuşu icra edecek.

    KAYNAK: AA

  • “Türk Milleti esareti kabul etmeyeceğini ilan etmiştir”

    “Türk Milleti esareti kabul etmeyeceğini ilan etmiştir”

    Erdoğan, Büyük Zafer’in 102’nci yıl dönümünün coşkuyla kutladığını belirtip “Tarihimizin kritik eşiklerinden olan bu önemli günde aziz milletimizin, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin ve dünyanın dört bir tarafındaki milyonlarca vatandaşımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Milleti’nin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtı” olarak tanımladığı Büyük Zafer, milletimizin Anadolu topraklarındaki varlığını ebediyen tescil etmiştir. 30 Ağustos Başkomutan Meydan Muharebesi’yle işgal orduları kesin bir yenilgiye uğratılmış, emperyalizmin mihveri parçalanmış ve Cumhuriyet’in ilanına giden yolun kapıları ardına kadar açılmıştır.” dedi.

    “TÜM DÜNYAYA BİR KEZ DAHA İLAN ETMİŞTİR”

    “Büyük Zafer’le Türk Milleti esareti kabul etmeyeceğini, iradesine zincir vurdurmayacağını, öz yurdunda bağımsız olarak yaşamaktan asla taviz vermeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha ilan etmiştir. Şehitlerimizin kahramanlığı, gazilerimizin kanı ve milletimizin fedakârlığı sayesinde kazanılan Büyük Zafer, bugün de bizlere rehberlik etmektedir.” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Türkiye Yüzyılı hedeflerimize doğru kararlılıkla yürürken, büyük ve güçlü Türkiye idealimizi de adım adım gerçeğe dönüştürüyoruz. Gazze başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında süren çatışma, zulüm ve katliamları durdurmak için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Kimliğine ve inancına bakmadan, maddi hiçbir menfaat beklemeden ezilenlerin yanında dimdik duruyoruz.”

    “BUGÜN DÜNDEN DAHA GÜÇLÜYÜZ”

    Bugün, dünden daha güçlü olunduğunu dile getiren Erdoğan, “Yarın çok daha güçlü olacağız.” dedi.

    Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Bizimle aynı ideale gönül vermiş dost ve kardeşlerimizle birlikte herkesin adaletle temsil edildiği bir küresel nizamı mutlaka tesis edeceğiz.

    İstiklal Harbi’yle mazlum milletlere ilham veren Türkiye, barışın, adaletin ve huzurun hâkim olduğu bir dünyanın da mihmandarlığını yapacaktır.

    Bu düşüncelerle Büyük Zafer’in başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını minnetle yâd ediyor, istiklalimizin ebedi muhafızları olan şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi şükranla anıyorum.

    30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.”

    kaynak:ntv

  • “Benim gündemim çiftçinin gündemi”

    “Benim gündemim çiftçinin gündemi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisi tarafından Manisa’nın Turgutlu ilçesinde ‘Üreticinin sesini duyuyoruz, duyuruyoruz’ sloganıyla düzenlenen Çiftçi Mitingi’nde çiftçiler ve vatandaşlarla buluştu. Turgutlu Koza Pazarı Meydanı’nda düzenlenen mitinge çiftçiler ve özellikle üzüm üreticileri büyük ilgi gösterirken, partililer ve vatandaşlar da Özgür Özel’i dinlemek üzere meydanı doldurdu.

    Otobüs üzerine davul zurna eşliğinde çıkan Özel, “Öncelikle şunu söyleyeyim. Manisa’da hava çok sıcak. Herkesin çiftçilerin tarlada işi çok. Böyle bir günde miting yapılır mı diye düşünüyordum. Otobüsün arkasındakilerle bile bir miting yapılabilir. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında çiftçiler, köylüler, alın terlerinin karşılığını alamadıkları için, birileri özene bezene hesap yapıp maliyetin altında taban fiyat veriyorlardı. Önce Rize’ye gittim bakalım Rizeliler ne diyor diye. Bana dediler ki bu meydan bu kadar kalabalık olmamıştı. Ardından buğday fiyatı açıkladılar. 9,25 açıklandı. Beklenen 15 TL idi. Burdur’a gittim taze fasulyeyi sabah dalından 8 liraya kopardık parada 80 liraya satıldığını gördük. Fındıkta 165 TL fiyat beklenirken 135 fiyat verdiler ve o fiyatı da vadeye yayınca bugün 110 TL’ye fındık satılıyor. Türkiye’nin dört bir yanında isyan var. Çiftçi isyan ediyor ama seslerini duyuramıyorlar. Bu şartlar altında memleketim Manisa’da bu şartlarda Turgutlu’da dertleri dinleyelim onların sesini duyalım, duyuralım dedik. Bugün ekmeğini bağdan bahçeden kazanan canım hemşehrilerimle bir araya geldim. Burası kuru üzümün başkentidir. Burası sofralık üzümün başkentidir. Akhisar ve civarındaki ilçeler ama Akhisar en çok zeytin ağacı olan ilçedir. Manisa Ovası’ndaki pamuğun lif uzunluğu Çukurova ile aynıdır. Burada karpuzun en güzelini Gölmarmara’da en güzel kavunu Kırkağaç’ta yetiştirirler. Bu ova bizim deyimimizle kan kırmızı domateslerin üretildiği ovadır. Bu ova, adamı ters dikersin seneye düz çıkar, öyle bir ovadır burası. Yerel seçimlerden beri bu yüksek tansiyonu gündeme taşımaya çalışıyorum. Bugün Tekirdağ Hayrabolu’da da Rize’de de Adana’da da Gaziantep’te de bugün Turgutlu’da da ses aynı yürekler aynı şekilde atıyor. Buradaki kimse bir iltimas, haksız kazanç istemiyor. Çiftçiler sadece alnının terinin karşılığını istiyor, çocuklarının rızkını istiyor, borcunu ödeyebilmek istiyor. Sonuna kadar haklısınız. Ananızın ak sütü kadar helal. Emeğinizin karşılığını alana kadar sizinle birlikte mücadele edeceğim” şeklinde konuştu.

    “Çiftçinin faiz borcu silinmeli”

    “Çiftçi artık geçinemiyor” diyerek sözlerine devam eden Özel, “Kırkağaç’ta kavun üreten çiftçiler artık Soma’da yerin altında işçi. Domates üretenler bugün fabrikalarda asgari ücretle çalışıyor. Alaşehir’deki üzüm üreticiler oradaki jeotermal üretim yerlerine girip asgari ücretle çalışmaya çalışıyor. Akhisarlı zeytinci fabrikada iş arıyor. Biraz önce ellerinde tabutla karşıma çıkan arkadaşlara dedim ki Türkiye’deki 4 gençten biri sanayide iş bulursam giderim diyor onların dördü birden ben de giderim dedi. Artık gençler tarımdan ümidini kesti. Kendi kendine yeten bir ülkeyken her şeyi ithal eden bir ülke haline düştük. Bu yüzden Hollanda kadar bir toprak artık ekonomik sorunlardan dolayı ekilemez duruma düşmüş. Çiftçilerin borçları yüzde 88 arttı” dedi.
    Genel Başkan Özel, şöyle devam etti:
    “Siyaset öncelik belirleme işidir. Ben CHP Genel Başkanıyım; bizim önceliğimiz, işçiler, emekçiler ve elbette çiftçiler. Oy günü gelince köy kahvesine gelenler, oyunuzu isteyenler, seçim geçince zenginlerin borçlarını silenler sizin borcunuzu değil, faizini bile silmeye yanaşmıyorsa çiftçi dostunu düşmanını bilecek.
    Köyden kente göç engellenemiyor. Üretici ve tüketici refaha eremiyor. Biri 8 liraya fasulye satıyor öteki 80 liraya fasulye alıyor. Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 60, dünyada yüzde 6. Türkiye’de dünyanın 10 katı enflasyon var. Hakkaniyetli hal yasası, perakende ticaret yasası olmadığı için, su yasası olmadığı için tarlada bir lira olan ürün parada 10 lira markette 13, 25 lira oluyor. Ben sizin sesiniz olmak için buradayım.”

    “Zeytine kilo başı 2 TL destek lazım”

    Manisa özelinde konuşmasına devam eden Özel, “Bu bütün sorunların yanında Manisa’nın her birisine bir miting yapsan hak edecek ürünlerine. En başta üzüm. Bu hafta başında afatlı yağışlar yüzünden büyük zarar gördük. Milletvekillerimiz belediye başkanlarımız konuyu takip ediyor, meclise önergeler kanun teklifleri sunuyorlar. Biz de meseleyi yakın takip ediyoruz. Borçların bir sene ertelenmesini, faizlerin silinmesini ve afetten etkilenen bağcılarımız için özellikle istiyoruz. Zeytinyağına ve tane zeytine 2 lira destekleme istiyoruz. Aşağısı kurtarmıyor. Dökme yağına ihracat yasağı getirdiler. Bu sıkıntının da ortadan kaldırılması lazım. Pamuk geçen sene 30 TL idi bugün 18 TL. geçen sene 30 TL’ye satılan pamuğu bu sene nasıl 18 TL’ye satacaksın. Birileri sanmasın ki bu sadece sizin sorununuz. Televizyonu başından bizi dinleyenler, domates geçen sene tarlada 3 buçuk liraydı bu sene 2 lira. Kavun 9 liraydı bu sene 1 lira. Patates geçen sene 13 liraydı, en güzel bu sene 4 lira. Kapya 22 liraydı bu sene 8 lira. Bu fiyatlar üreticiyi öldürürken tüketicileri de güldürmüyor. Yani üreten mağdur, tüketen mağdur. Bunun çaresi Cumhuriyet Halk Partisi. Size namus ve şeref sözü veriyorum. Ne yaparsa yapsın onun suni gündemine değil, bu ülkenin gerçek sorunlarını dile getirmeye sadık kalacağım” dedi.

    “Tek başına kurtulmak yok, ya hep beraber ya hiçbirimiz”

    Özel, konuşmasını şöyle tamamladı:
    “Bugün sizin bütün sorunlarınızın bütün çözümü için ne yapmak gerekiyor. Çiftçi desteklemelerinin kanundaki orana çıkarılması ve yüzde bire ulaşması sağlanacak. Modern sulama altyapısı her yerde yaygınlaştırılacak desteklenecek. Borçların tamamının faizleri silinecek, anapara 5 yıla bölünecek. Rençber Bağ-Kurlular 9 bin günde emeli oluyordu, bunu 7 bin 200 güne indireceğiz. Asla ve asla tarımsal destekleme ürünlerine asla ve asla haciz gelmeyecek. Bugün berbere git hacizde makasını alamazsın, doktora git stetoskopunu alamazsın ama çiftçiye gelince traktörü bağlıyorlar veya destek ödemesi var bankaya yatıyor hacze gidiyor. O parayla gübre alacak o paraya el koyuyorlar. Çiftçinin üretmek için kullanacağı hiçbir şeye haciz edilemeyecek. İklim değişikliği var doğal afet sigortasını getireceğiz. Çiftçinin kullandığı mazottan ÖTV ve KDV almayacağız. CHP’ye sahip çıkacak mısınız? Bir de belediyelerimizin yaptığı işi devlet yapacak, bir ürün dalında kalıyorsa o ürünü devlet alacak ve dağıtacak. Sulama ödemeleri, elektrik ödemeleri mahsulden sonra yapılacak. Haksız özelleştirmeler geri alınacak ve kamulaştırılacak, çiftçiye düşmanlık ettirmeyeceğiz. Bugün yollara düşen çiftçilerimize söylüyorum, yalnız değilsiniz. Emekli de emekçi de siftahsız dükkan kapatan esnaflar da sizin gibi sıkıntıdalar. Tek başına kurtulmak yok, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Daha önce söyledim, koştular geldiler, emeği sömürenler, alın teri sömürülenler hep aynı taraftalar. Onlar halkın tarafındalar, birileri de onları sömürenlerin karşısında. Biz Türkiye ittifakını genel seçimde de kuracağız. Sosyal demokratlar, milliyetçiler, Kürt demokratlar, yeter ki bölücü olmasın bütün demokratlar Türkiye ittifakının içindedir. Hep birlikte başardık, yine başaracağız. Üzülmeyin, enseyi karartmayın. Bütün dertlerin var bir çaresi, Cumhuriyet Halk Partisi. Milletin efendilerine selam olsun. Hep birlikte çalışıp hep birlikte başaracağız.”

  • Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ile görüştü

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ile görüştü

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısına katılmak üzere geldiği Belçika’da temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, başkent Brüksel’de İspanya Dışişleri, Avrupa Birliği ve İşbirliği Bakanı Jose Manuel Albares ile bir araya geldi.

  • Büyükelçilerden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubu

    Büyükelçilerden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubu

    Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabulde büyükelçiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektuplarını sundu. Bazı büyükelçilik mensuplarını takdim eden büyükelçiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

    Kabulde, Almanya Büyükelçilik Ataşesi Kurmay Albay Frank Kammer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Türkçe selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Büyükelçi Latheef, Toft, Scheurer, Andoh, Sorg ve Hasanss’ı ayrı ayrı kabul etti.

  • “Sanık sandalyesine ben otururum”

    “Sanık sandalyesine ben otururum”

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partinin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan davaya tepki gösterdi.

    İzmir’de açıklamalarda bulunan CHP lideri, “Kemal Bey’e karşı yapılan bu suç duyurusu, MHP’nin vaktiyle kendi tükenmişliğinin, gündemden, milletin gözünden, gönlünden düşmüş olmanın, suç örgütleriyle anılıyor olmanın, kendi evlatlarının kanını Ankara’da sokak ortasında bırakmış olmanın kusurunu, ayıbını örtmek için yaptıkları ve atanmalarına vesile oldukları birtakım silahşorları tarafından yazılmış, kabul edilmiş iddianameler üzerinden ortaya koydukları bir kurgudur. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan iddianame Sinan Ateş’in kanını örtmez.” diye konuştu.

    “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu için bunlar vız gelir tırıs gider.” ifadesini kullanan Özel, “Bir önceki genel başkanı hapse atmak için mevcut genel başkanın cesedini çiğnemeniz lazım. Hodri meydan. CHP’nin hangi genel başkanını korkuttunuz da bir önceki genel başkanını sindireceksiniz.” dedi.

  • Bakanı Ersoy’dan Zafer Bayramı mesajı

    Bakanı Ersoy’dan Zafer Bayramı mesajı

    Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Bakan Ersoy, mesajında şu ifadelere yer verdi:
    “Milletimizin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en şanlı zaferlerinden biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yıl dönümünü büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan bu zafer, Türk milletinin vatan sevgisinin, bağımsızlık ruhunun ve sarsılmaz azminin en büyük göstergesidir. Bu kutlu zafer aynı zamanda, tüm zorluk ve yokluklara karşı ve milletimizin bağımsızlık ve özgürlük aşkıyla yazdığı destanın en parlak sayfalarından biridir. Ecdadımızın kıymetli emaneti olan 30 Ağustos ruhu, bizlere daima rehber olacak, ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşıma azmimizi güçlendirecektir. Bu anlamlı günde, vatanımızın bağımsızlığı için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, milletimizin Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.”