Kategori: Siyaset

  • “Milletin iradesinden güçlü irade olamaz”

    “Milletin iradesinden güçlü irade olamaz”

    Öğle saatlerinde Van’a gelen güvenlik birimleriyle ‘Huzur Toplantısı’ düzenleyen Bakan Yerlikaya, daha sonra Vali Valiliğine geçti. Burada Vali Ozan Balcı ile bir süre görüşen Bakan Yerlikaya, yürütülen çalışmalarla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Bugün Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü ve Sahil Güvenlik Komutanının da katılımıyla Van’da İçişleri ailesinin bütün mensuplarıyla ‘Huzur Toplantısı’ yaptıklarını belirten Yerlikaya, “Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yapmış olduğumuz huzur toplantılarının aynısını burada da yaptık. Dört saate yakın birlikte titizlikle çalıştık. Valimizin, güvenlik birimlerimizin sunumlarını aldık. Biz göreve geldiğimizden beri bu kabine döneminde bakanlık olarak hedeflerimizi ve bu hedeflerimizin Van’da nereden nereye geldiğini tespit ediyoruz, talimatlarını veriyoruz. Burada şunu söylemek istiyorum. Bu şehrimizde valimizin koordinasyonunda tüm güvenlik birimlerinin, aynı şekilde başta başsavcılık, yani adliye olmak üzere devletin diğer tüm ilgili kurum ve kuruluşları ile birlikte bir uyum, bir ahenk içerisinde çalışıldığını, büyük bir heyecan olduğunu görmüş olmanın da mutluluğunu yaşıyorum. Ben valimizin şahsında bu güzelliği, bu huzuru yakalamalarından ötürü bütün arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum” dedi.

    “Mal varlığına karşı işlenen dokuz önemli suçta yüz 11 civarında bir düşmenin olduğunu görüyoruz”

    Asayişle ilgili, yani kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçlarla ilgili birkaç hususu paylaşmak istediğini de dile getiren Bakan Yerlikaya, şöyle devam etti:
    “Kişilere karşı işlenen 10 en önemli suç. Yani yılbaşından 15 Ağustos’a kadar olan dönemi, geçmiş dönemle kıyasladığımız zaman kişilere karşı işlenen suçlarda yüzde bir civarında bir azalmanın ama mal varlığına karşı işlenen dokuz önemli suçta yüz 11 civarında bir düşmenin olduğunu görüyoruz. Her zaman da buna gittiğimiz her yerde ifade ediyoruz. İçişleri ailesi olarak bizim görevimiz, önce suç işlenmesini önlemek, yani suç olay sayısını düşürmek, sonra ikinci görevimizde bir suç işlenmişse bunu bir an önce aydınlatıp açıklığa kavuşturup götürüp adalete teslim etmek. Dolayısıyla olay sayılarının azalması ile ilgili rakamları paylaşarak cümlelerimi devam ettirmek istiyorum. Kişilere karşı işlenen en önemli 10 suçta aydınlatma oranımız yüzde 98.9. Peki mal varlığına karşı aydınlatma olayları, Türkiye’de aydınlatma oranı yüzde yetmiş yedi Van’da yüzde 82. Tabi biz bunun daha da yukarıya çıkmasını arzu ediyoruz ama bazı örnekler vermek isterim. Bakın aynı dönemde yani bu yılın 1 Ocak’ından bugüne kadar olan dönemi geçen yılla kıyasladığımız zaman, geçen yıl oto hırsızlığı Van’da beş günde bir oto hırsızlığı olurken şu anda öyle azalmış ki 23 günde bir oto hırsızlığı olur hale getirmişiz. Yani geçen sene 42, bu yıl sadece bu dönemde 10 oto hırsızlığı gerçekleşmiş. Aynı şekilde otodan yapılan hırsızlık geçen yıl 37, bu yıl 14. Motosiklet hırsızlığı 18’den 8’e düşmüş. Evden hırsızlığı paylaşalım. Evden hırsızlık geçen yıl aynı dönemde yüz seksen altı iken bu yıl aynı dönemde yüz otuz ikiye düşmüş. Dolandırıcılıkla ilgili daha çok çalışmamız lazım. O da biliyorsunuz bu çevrim içi dünya ile ilgili. Sadece Van’da değil, Türkiye’nin her yerinde biz bu 15 Eylül’den itibaren dolandırıcılıkla ilgili özel bir başlık açmaya kararlıyız. Ruhsatlı silahla ilgili 831 şahıs Van’da yakalamışız. Bunlarla birlikte 609 silah yakalanmış, her biri ile ilgili işlemler devam ediyor. Tabii burada şunu söylemek istiyoruz, tüm Türkiye’de ruhsatsız silahla ilgili biz aman vermemekte kararlıyız ve bununla ilgili meclisimiz açıldığı zaman bu cezanın yani ruhsatsız silah bulundurmanın ve taşımanın caydırıcılığı ile ilgili yeni bir mevzuat çalışmamız olduğunu da tekraren hatırlatmakta yarar var.”

    “Hep beraber devletin ve milletin iradesinden daha güçlü bir irade yok olamaz”

    “Organize suçlarla ilgili, göreve geldiğimizden beri şehir eşkıyası diye tabir ettiğimiz yani suç işlemekte kibirlenenler diye ifade ettiğimiz ama hukuki tanımı organize suç örgütleri ile ilgili tüm Türkiye’de olduğu gibi Van şehrimizde bu bunlara göz açtırmıyoruz ve 16 operasyonda 10 organize suç örgütü çökertildi, 89 tutuklu 53 de adli kontrol olduğunu da burada ifade etmek istiyorum ama ben vatandaşlarıma en son söyleyeceğim şimdi söyleyeyim” diyen Yerlikaya, “Başta bu tüm suç ve suç türlerini azaltmak ve aydınlığa kavuşturup bunları yakalamakla ilgili olsa da bu organize suç örgütleri ile ilgili uyuşturucu ile ilgili göçmen kaçakçılığı organizatörleri ile ilgili ekranları başında bizi izleyen Vanlı kardeşlerinden bakanları olarak özetle şu ricada bulunmak istiyorum, bize haber verin. Gördüğünüz, duyduğunuz, bildiğiniz, işittiğiniz doğru olup olmadığını hiç araştırmayın. 112 elinizin altında hiç isminizi biz sormuyoruz. Şurada küçük bir suç türü olduğunu duyduk. Şurada bir uyuşturucu satıcısı olduğu bahsediliyor, organize suç örgütü olduğu yani biz bundan rahatsızız, tedirginiz ne derse desin. Bakın biz İçişleri ailesi olarak buradayız. Hep beraber devletin ve milletin iradesinden daha güçlü bir irade yok olamaz. Halen böyle olduğunu bilip de böbürlenen, kibirlenen bir eşkıya varsa bize söyleyin. 3-4 ay biz buradaki bu büyük uyumun bereketiyle valimiz, jandarmamız, emniyetimiz, cumhuriyet başsavcımız ve onun kıymetli arkadaşlarıyla beraber otururlar, devlet olarak hukuk devletinin gereğini bu 10 organize suç örgütüne nasıl yaptılarsa bilin ki bilinmesini isterim ki onu da en kısa zamanda gerçekleştireceklerdir. Burada biz onların desteği, onların bize duaları yüzü suyu hürmetine hep büyük bir aşkla heyecanla çalışıyoruz ve onlardan gelen ihbarlarda fevkalade önemsiyoruz” dedi.

    “PKK/KCK bölücü terör örgütü ile ilgili kırsalda ve şehirde 4 bin 254 operasyon düzenledik, 24 terörist etkisiz hale getirildi”

    Terör örgütleriyle ilgili rakamları da paylaşan Bakan Yerlikaya, “PKK/KCK bölücü terör örgütü ile ilgili kırsalda ve şehirde 4 bin 254 operasyon düzenledik, 24 terörist etkisiz hale getirildi. 160 tutuklu, yapılan bu gözaltılardan sonra 142 de değerli arkadaşlar adli kontrol olduğunu da söylemek istiyoruz. FETÖ ve DEAŞ ile ilgili biraz rakam vermek istersek, FETÖ ile ilgili 20 operasyon, bir tutuklu 20 adli kontrol. Yine DEAŞ ile ilgili yapılan 11 operasyonda 2 tutuklu ve bir adli kontrol olduğunu da ifade etmek istiyoruz. Tabi biz bölücü terörü başta olmak üzere terör örgütlerinin tamamıyla ilgili ülke içinde İçişleri, ülkemizin dışında hemen komşu ülkelerde Milli Savunma Bakanlığımız ve Milli İstihbarat Teşkilatımızla Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekten büyük bir kararlılık, azimle ve müthiş bir aşkla şevkle çalışıyoruz. Dolayısıyla biz bu coğrafyada yani Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun bu güzel şehirlerinde, ilçelerinde, köylerinde artık bakın bir tane kapalı yayla ve meramız şükürler olsun yok, daha az zaman evvel biz Van’dan hakarete geçtik ve Cilofeste katıldık. O yaylada otuz bine yakın insanımızla beraber halay çektik, türküler, şarkılar söyledik, beraber eğlendik ve aynı buna benzer Hakkari’de olduğu gibi ben biliyorum ki Van’da da, Van’ın ilçelerinde de ta Iğdır’a varıncaya kadar bu coğrafyada artık insanlar birlik, beraberlik ve kardeşliğimize pusu kuran terör örgütünü istemiyor. Ve terör örgütü ile ilgili onların talimatları gereği bakın biz 22 yıldan beri Cumhurbaşkanımızın hükümetleri döneminde geldiğimiz nokta bir de şimdiki ulaşmış olduğumuz noktayı herkes çok çok iyi fark ediyor. Kapalı yolumuz yok, kapalı meramız yaylamız yok. Az önce hayvan varlığını valimizden brifing alırken bize paylaştı. Buralara öyle bir bereket gelecek ki yaylalarımızda artık bizim hayvancılıkla ilgili varlıklarımız Allah’ın izniyle hem bu coğrafyamıza hem de tüm Türkiye’mize ve geçmişte olduğu gibi tekrar ihracat çok rahat bir şekilde yapabilir hale getireceğimizi. Biz yürekten inanıyoruz” dedi.

    Uyuşturucuyla mücadele

    “Zehir tacirleri, uyuşturucuyla mücadelede Van’da yine bu zaman diliminde 11,3 ton uyuşturucu madde, 180 bin yine uyuşturucu madde, 1,1 milyon kök, bunları güvenlik birimlerimiz aldı” ifadelerini kullanan Bakan Yerlikaya, şunları kaydetti:
    “Kırılımının toplamı adet olarak 180 bin adet, ton olarak 11,3 ton. Peki kaç operasyon yaptık. Bu zaman diliminde imal ve ticaretle ilgili yapmış olduğumuz 372 operasyonda 280 tutuklu 80 adli kontrol. Bir de kullanıcılık başta olmak üzere bir başlık var, orada tabii tutuklama oranı biraz daha düşük, 25 tutuklu, 4 adli kontrol. Van’da yılbaşından bugüne geçen yıla kıyasladığımız zaman 305 tutuklama ve 84 adli kontrol olduğunu söylemek istiyorum. Bir NARVAS projemiz var. Az önce ifade ettiğim gibi uyuşturucu ile ilgili arz ve talep cephesinde millet güvenlik birimlerimizi adli birimlerle beraber seferberlik ruhuyla hareket etmesi lazım. Onun volümünü de hep beraber biz yukarıya çektiğimizde, inanıyoruz ki bu tutuklamalar hep yukarıya doğru çıkıyor. 112’ye gelen uyuşturucuyla ilgili gelen ihbarların tamamı bir yazılım sistemimiz var. Bu proje İstanbul’dan doğdu. Orada pilot çalışma yapıldı ve Türkiye’ye şamil edildi. Gelen bu ihbarların tamamı Van haritası üzerinde mahalle, sokak, cadde bunlar işleniyor ve oradan gelen ihbarların bugünden geçmişe ve geleceğe doğru bir projeksiyon yapılıyor ve bizim verimliliğimiz daha da artıyor. O yüzden ben vatandaşlarımızdan, kıymetli Vanlı kardeşlerimden ihbarla ilgili bize çok ama çok yardımcı olmalarını rica ediyorum. Göçmen kaçakçılığı organizatörleri ile ilgili biliyorsunuz göreve geldiğimizden beri düzensiz göçle istikrarlı bir şekilde mücadele ediyoruz. Peki Van’daki rakamları verelim. Önce Van’daki düzenli göçmen sayılarını verelim. Beş bin iki yüz altmış kayıtlı yasal yabancı var . Bunun bin dört yüz otuzu Suriyeli, bin iki yüz altmış sekiz ikamet isimli oturum izinli olan ve iki bin beş yüz altmış üç uluslararası koruma noktasında olan yabancılar var. Düzensiz göçmen kaçakçılarına yönelik ki bizim bu noktadaki bütün ülke idare amirliğimizin, kolluğumuzun performans ölçütlerinin ilk beşin içerisinde yer alan göçmen kaçakçılığı organizatörleri ile çalıştığım görev süresi boyunca kaç tane yakaladın? Daha önceki döneme göre sahaya sıkı basıp daha fazla ne kadar aldın? Bunu soruyoruz ve bu rakamları alıyoruz. Bakın, Van’da valimizin koordinasyonunda adli birimlerle beraber yedi yüz altmış altı operasyon yapılmış, dört yüz yetmiş üç tutuklama var, iki yüz altmış dokuz adli kontrol var. Bu noktada biz vatandaşlarımızın var olan desteğinin daha da artması beklentimiz. Sınırlarımızdan girişi engellenen düzensiz göçmen sayısını sizlerle paylaşıyoruz.

    Elli beş bin üç yüz altmış bir, iki yüz doksan beş kilometre bizim şehrimizin İran hududu var. Bu huduttan engelleyip tespit ettiğimiz rakam bu. Yakalanan düzensiz göçmen, beş bin dokuz yüz on dört, üç bin dört yüz ikisini sınır dışı etmişiz. Bir mobil göç noktası aracımız var. Biliyorsunuz Türkiye’de iki yüz yetmiş rakamına ulaştık. Bu rakamı az önce valimizle görüştük. Kısa zaman içerisinde göç idaresi başkanıyla görüşecek, dört artarak beş rakamına ulaştıracağız. Kaçakçılıkla ilgili rakam verelim. Yine Van’da bir serhat şehrimiz olduğu için üç bin iki yüz yetmiş altı operasyon yapıldı. Burada bir tutuklu, on üç adli kontrol var. Ele geçirilen malzemeleri saymayayım ama ele geçirilen malzemelerle birlikte altmış milyon altı yüz doksan altı milyon lira vergi kaybını önlemiş olduk. Böyle güzel bir şehre, Doğu Anadolumuzun kalbi böyle büyük bir şehre gelince biraz da eli boş gelmememiz lazım. Güvenlik hizmetlerimizle ilgili trafik ve önleyici asayiş devriye sayılarımızı arttırıyoruz. Yakında buraya dört çarpı dört yüz elli araç. Bunun ellisi jandarmamıza bunun yüzünü emniyetimize vereceğiz. İnşallah bu araçlar getirdiğinde hemşerilerimizle birlikte bunun açılışını yapacağız. Bu vilayetimiz yerine İpekyolu Caddesi üzerinde biliyorsunuz yüz seksen dört dönüm Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğümüzden alınıp da millet bahçesi yapılması ile ilgili milletvekillerimizin, özellikle teşkilatımızın ve valimizin ve şehrimizin de büyük bir beklentisiydi. Burayla ilgili hem millet bahçesi, sadece o yüz seksen dört dönemin dört dönümüne geçmişi, bugünü ve geleceğin hepsini özümseyen modern bir mimariyle Van’ımıza yakışan bir hükümet binası, yani valilik binasını önümüzdeki yılın ilk aylarında yapmakta Allah’ın izniyle kararlıyız.”

  • Kılıçdaroğlu, Selahattin Par ile görüştü

    Kılıçdaroğlu, Selahattin Par ile görüştü

    Kılıçdaroğlu, bugün öğle saatlerinde, İstanbul’da yeni kurulacak olan Değer Partisi Lideri Selahattin Par ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede, Kılıçdaroğlu’nun Par’a, “Ülke için birlikte çalışmalıyız. Ülkede devlet organları yetkinliğini kaybetti” dediği öğrenildi. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmede Kılıçdaroğlu Par’a, “İleride yollarımız örtüşür, görüşmelere devam edelim” dediği gelen bilgiler arasında yer aldı.
    Kılıçdaroğlu, dün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP’nin eski Tuzla İlçe Başkanı Hasan Uzunyayla’nın oğlunun nikah töreninde bir araya gelmişti.

  • “Denizaltılarımızı 2029’da hizmete alacağız”

    “Denizaltılarımızı 2029’da hizmete alacağız”

    Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Marmaris Aksaz Deniz Üs Komutanlığı bünyesinde Aksaz Tersane Komutanlığının açılışı ve deniz platformlarının teslim töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleşti.
    Aksaz Tersanesi Komutanlığı açılış töreni çerçevesinde Pirireis Denizaltısı hizmete girişi, Hızırreis Denizaltısı bayrak çekme ve seyir deneyimleri başlangıcı, Muratreis Denizaltısı havuz donatım faaliyetleri başlangıcı, YAKIT 2-3-4 Akaryakıt Gemileri ve 3 bin tonluk Denizaltı Havuzu hizmete giriş törenleri yapıldı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Bu özel günde tersane komutanlarımızla birlikte ordumuz için büyük öneme haiz Pirireis denizaltımızı hizmete alıyor. Hızır Reis Denizaltı halkımıza bayrak çekiyor ve şehit seslerini başlatıyoruz. Ordumuz için kritik öneme haiz Pirireis denizaltımızı hizmete alıyor, Hızırreis denizaltımıza bayrak çekiyor, seyir testlerini başlatıyoruz. Gemilerimizin inşasında emeği geçen her bir kardeşime kalpten teşekkür ediyor TSK için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Kahraman gazilerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı arz ediyor, rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Mücadelemizi aralıksız sürdürüyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili tüm dünyanın gözü üzerinde olan bir ülkeyiz. Asırlar boyunca küresel güç mücadelelerine sahne olmuş bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyoruz. Topraklarımızda huzur içinde yaşamak için Mavi Vatanımızda etkin bir donanmaya sahip olmamız gerektiğinin bilincindeyiz. 2002’den beri güçlü Türkiye güçlü ordu şiarıyla TSK’yı her alanda güçlendirmenin çabası içindeyiz. Deniz Kuvvetleri’mizin ihtiyacı olan her türlü platform ve sistemin tedariki için bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız” dedi.

    “Tüm yeni nesil denizaltılarımızı 2029 yılında hizmete alacağız”

    İnşası devam eden tüm yeni nesil denizaltıların 2029 yılında hizmete alınacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projesi tamamlanan, yapımına başlanan, modernize edilen her bir gemi ile donanmamızı hedeflediğimiz seviyeye bir adım daha yaklaştırıyoruz. TCG Pirireis, 6 adet havadan bağımsız tahrik sistemine sahip denizaltımızın ilkidir. Pirireis denizaltımızda şimdiye kadar 380’in üzerinde fabrika, liman ve seyir kabul testi başarıyla icra edildi. Reis sınıfı denizaltımız dünyadaki emsallerine kıyasla çok daha üstün özelliklerle donatılmaktadır. Hızırreis denizaltımızı 2025 yılında, havuz donatım faaliyetlerini başlattığımız Muratreis denizaltımızı 2026 yılında hizmete almayı planlıyoruz. Dördüncü denizaltımız Aydınreis’in inşaat faaliyetleri süratle devam ediyor. Tüm denizaltılarımızı 2029 yılına hizmete alarak donanmamızın gücüne güç katacağız” diye konuştu.

    “138 yıllık hayalimiz olan kendi denizaltı üretim hedefimizi MİLDEN projesi başlatmayı ümit ediyorum”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halihazırda kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden, idamesini gerçekleştirebilen sayılı ülkeler arasındayız. Bununla yetinmiyoruz, 138 yıllık hayalimiz olan kendi denizaltımızı inşa etme hedefimize MİLDEN projemizle başlamayı ümit ediyoruz. Kendi denizaltısını inşa edebilen dünyadaki lider ülkeler arasına girmiş olacağız. MİLDEN projemizle ilgili çalışmalarımız kendi mecrasında ilerliyor. Pirireis kendi güdümlü mermilerimiz Atmaca ve Gezgin’in yanı sıra kısa süre harp atışıyla etkisini gördüğümüz gururumuz Akya torpidomuzu da kullanacaktır. Çok önemli projeleri hayata geçirdik. Milli hücumbot, yeni tip mayın avlama gemisi, açık deniz karakol gemisi, yeni tip çıkarma aracı gibi önemli platformların inşası devam ediyor. Deniz Kuvvetleri’mizde çığır açacak TF2000 hava savunma harbi, milli denizaltı ve milli uçak gemisinin dizayn çalışmaları sürüyor” dedi.

    “Savarona’yı bakımsızlıktan kurtardık”

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bir çocuğun oyuncağını beklemesini bekledim’ dediği Savarona’yı bakımsızlıktan kurtarıp millete kazandırdıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TF2000 ile ülkemizin hava savunmasını denizden itibaren kademeli olarak sağlayacağız. Hava tehdidine karşı TCG Anadolu ve milli uçak gemisi gibi kritik kabiliyetlerimizin korunmasını temin edeceğiz. Milli uçak gemimizde Hürjet, Kızılelma, TB3 ve ANKA-3 yerli hava araçlarımız ile denizaşırı etki alanlarındaki hak ve menfaatlerimiz korunacaktır. Tüm bu projelerimizin devreye girmesiyle Deniz Kuvvetleri’miz çok daha üstün kabiliyetlere kavuşacak, Mavi Vatan’daki haklarımız etkin bir şekilde savunulacaktır. Gazi Mustafa Kemal’in bir çocuğu oyuncağını beklemesini bekledim dediği Savarona’yı bakımsızlıktan kurtarıp milletimize kazandırdık. Birileri sadece Gazi’nin ismini kullanarak siyasi rant peşinde koşarken biz binlerce yıllık tarihimizin tamamını bir bütün olarak kucaklıyoruz. Tersane altyapımızı güçlendirme çalışma çabamız devam edecek. İleride inşallah Mersin’de bir tersanemiz olacak” diye konuştu.

    “Türkiye çok daha fazlasını başaracak kapasiteye sahiptir”

    Temel hedeflerinin güçlü ve tam bağımsız bir savunma politikası, güçlü ve tam bağımsız savunma sanayii olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
    “Bugün Deniz Kuvvetleri’nin muharip unsurlarına lojistik destek sağlayacak milli tersanemizde inşa edilen her biri 200’er tonluk 3 adet yakıt gemisini hizmete alıyoruz. Deniz Kuvvetleri’miz ile sahil güvenlik komutanlığımıza bağlı yüzer unsurların lojistik ihtiyaçlarını daha rahat karşılayabileceğiz. Çok kısa sürede nasıl büyük mesafeler kat ettiğimizi görebiliyoruz. 22 yılda savunma sanayiinde araştırma kuruluşları teknoloji merkezleri, askeri özel sektör tersaneleri ile adeta bir devrim gerçekleştirdik. 2002’de ülkemizde 62 olan savunma sanayii sayımız 1031’e, 56 olan savunma sanayii firmamız 3 bin 500’e çıktı. Gemilerimizin ihtiyaç duyduğu farklı özellikteki radarların geliştirilmesi, yakın savunma sistemimiz Gökdeniz’in üretimlerin tamamlanarak gemilerimize entegrasyonu gibi pek çok faaliyeti büyük bir kararlılıkla yürütüyoruz. 200 adet deniz platformu ile 40 adet su üstü ve su altı otonom denizaltı projemiz hala devam ediyor. Türkiye çok daha fazlasını başaracak kapasiteye sahiptir. Nice ambargoya rağmen elde ettiğimiz neticeler inancın, azmin gayretin neleri başarabileceğini hepimize göstermiştir. Karada, havada, denizde ve her yerde güçlü bir TSK için gerekeni yapmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bizi yolumuzdan çevirmeyi amaçlayan engellere takılmadan, yılmadan, yorulmadan kesinlikle geri adım atmadan Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla yürüyeceğiz. Temel hedeflerimiz güçlü ve tam bağımsız bir savunma politikası, güçlü ve tam bağımsız savunma sanayiidir. İnşa faaliyetleri devam eden askeri gemilerimizin donanma envanterine bir an önce katılmasını ümit ediyor, sizleri saygı ile selamlıyorum.”

    “Güçlü bir denizaltına sahip olmak tercih değil, zorunluluk”

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de, “Bugün, yerli ve milli savunma sanayimizin ulaştığı üstün seviyeyi ortaya koyan yeni tip denizaltımız ve akaryakıt gemilerimiz ile bu alandaki yüksek tesisleşme seviyemizin göstergesi Aksaz Tersanemizin ve denizaltı havuzumuzun hizmete girmesinin haklı gururunu yaşıyoruz. Bu anlamlı töreni teşriflerinizle bizleri onurlandırdığınız için zât-ı devletlerine şükranlarımı arz ediyor; Bu güzide sistem ve tesislerin; ülkemize, asil milletimize ve Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Önceden, savunma sanayisi ne yazık ki dışa bağımlı olan, kısıtlı imkânlarla varlık yokluk mücadelesi veren bir ülkeydik. Parasını ödediğimiz halde ürünlerimizi teslim alamadığımız günleri, türlü engellemelere ve zorluklara maruz kaldığımız zamanları, bir an olsun unutmadık. Nice badirelerle karşılaşsak da tarihte olduğu gibi, yılmadan yorulmadan çalışmaya devam ettik. Özellikle son 20 yılda, Zât-ı âlilerinin stratejik vizyonu, liderliği ve kararlı duruşları sayesinde Türkiye; kendi gemilerini ve silah sistemlerini tasarlayıp üretebilen ve bu ürünleri ihraç ederek uluslararası pazarda adından övgüyle söz ettiren bir ülke haline geldi. Bir asır önce, ithal edeceğimiz iki gemiye ihtiyaç duyuyorken; bugün, aynı anda birçok silah sistemini yerli ve millî imkânlarıyla üreten ve ihraç eden bir ülke konumundayız. İbn-i Haldun’un dediği gibi “Coğrafya kaderdir.” Denizlerimiz de bu kaderin, ayrılmaz bir parçası ve kuvvet çarpanıdır. Dolayısıyla üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin, hakkını ve hukukunu korumak için güçlü bir Deniz Kuvvetine sahip olmamız bir tercih değil, zorunluluktur. Bu bilinçle, şanlı Türk donanmasını daha modern, daha etkin ve daha güçlü kılmak için, deniz savunma sanayinde de büyük aşamalar kat ettik, ediyoruz. Yerli, millî ve modern savunma sanayimizin yeni göz bebeği olan ve bugün hayata geçirilmesine şahitlik ettiğimiz sistem ve tesisler de, bu gayretlerimizin somut birer neticesidir” dedi.

    “Yaşanan hassas gelişmeler ışığında bu projelerin önemi daha önem kazanıyor”

    Bakan Güler, açılışı yapılan ve hizmete giren denizaltılar ile ilgili değerlendirmesinde, “Yeni tip denizaltımız, gemilerimiz ve tesislerimiz sayesinde; Deniz Kuvvetlerimizin harekât kabiliyeti ve etkinliği daha da artacak, Deniz sistemlerimizin inşa, bakım ve onarım faaliyetleri daha yüksek kapasitede ve daha hızlı bir şekilde icra edilecektir. Özellikle stratejik önemdeki Marmaris/Aksaz’da teşkil ettiğimiz tersanemiz ile bölgede konuşlu veya Akdeniz ve Ege’de faaliyet gösteren donanmamızın; ihtiyaçlarının en hızlı şekilde karşılanması, teknik destek temini ve idamesi gerçekleştirilecektir. Bu sayede Deniz Kuvvetlerimiz; faaliyetlerini daha etkin ve güvenli bir şekilde yerine getirecek; dünyanın önde gelen deniz kuvvetleri arasındaki seçkin yerini pekiştirecektir. Savunma sanayinde hayata geçirdiğimiz bu projelerin, ne kadar ehemmiyetli olduğu, bölgemizde ve dünyada yaşanan hassas gelişmelerin ortaya çıkardığı tehdit ve tehlikeler karşısında, keza Akdeniz’in giderek artan önemi dikkate alındığında, daha da iyi anlaşılmaktadır. Nitekim; terörle mücadeleden/hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasına, Mavi ve Gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından-ülkemizin uluslararası arenadaki etkinliğinin sürdürülmesine kadar tüm faaliyetlerimizde yerli ve milli savunma sanayimiz, belirleyici bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla güçlü ve bağımsız bir savunma sanayii, bekamızın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayışla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her alanda imkân ve kabiliyetlerini, en yeni teknolojilerle geliştirmek için büyük şevk ve kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu kutlu dönemde, “Türkiye Yüzyılı” hedeflerimiz doğrultusunda, yeni başarıları, tarihimizin altın sayfalarına yazmak ve yazdırmak en büyük hedefimizdir. Bu vesileyle, hizmete alınan yeni tip denizaltımız Piri Reis’in, Akaryakıt Gemilerimiz ile hayata geçirilen deniz platformunun, açılışını gerçekleştirdiğimiz Aksaz Tersanemizin ve havuz donatım faaliyetlerine başlayan Murat Reis Denizaltımızın, bir kez daha ülkemize, asil milletimize ve Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.

    “Havadan Bağımsız Tahrik sistemine sahip ilk denizaltımız TCG Pirireis’in hizmete girişinin haklı gururunu yaşıyoruz”

    Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu da yaptığı konuşmada, “Deniz Kuvvetlerimizin stratejik unsurlarının başında denizaltılarımız gelmektedir. Bugün, Donanmamıza katılarak caydırıcı gücümüzü arttıracak Havadan Bağımsız Tahrik sistemine sahip ilk denizaltımız TCG Pirireis’in hizmete girişinin haklı gururunu yaşıyoruz. Bu denizaltımız uzun süre satha çıkmak zorunda kalmadan gizliliğini azami seviyede idame ederek harekât icra edebilecek, kendi milli güdümlü mermilerimiz Atmaca ve Gezgin’e ilave olarak yakın zamanda Harp Atışı ile etkisini gördüğümüz, gururumuz milli ve yerli ‘Akya’ torpidomuzu kullanacaktır. Aynı proje kapsamında inşa edilen ikinci denizaltımız Hızırreis, 2023 yılı Mayıs ayında denize indirilmiştir. Bugün bayrağımızı çekerek seyir deneyimlerine başlayacak olan denizaltımız 2025 yılında hizmete girecektir. Diğer yandan, projenin üçüncü denizaltısı olan Muratreis’in Haziran 2024’te Havuza çekilmesini müteakip havuz donatım faaliyetlerine başlanmıştır. Muratreis Denizaltımız 2026 yılı içerisinde hizmete girecektir. 2024 yılında Pirireis, 2025 yılında Hızırreis, 2026 yılında da Muratreis denizaltılarının hizmete girmesinin ardından; proje kapsamında inşası devam eden diğer 3 denizaltımız da müteakip her yıl hizmete girecek ve 6 gemiden oluşan Reis sınıfı D/A projesi tamamlanacaktır. Bu sayede Mavi Vatan’daki hak ve menfaatlerinin gözetilmesi için Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın envanterindeki stratejik öneme sahip denizaltılarımızın sayısı artmış olacaktır. Dünya üzerinde denizaltı inşa edebilen sayılı tersaneler arasına adını altın harflerle yazdıran, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının denizaltı inşa ve modernizasyon ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla önemli bir görev üstlenen Gölcük Tersanemizin gemi inşa kapasitesinin artırılması için çalışmalara devam edilmektedir. Bu kapsamda, her türlü iklim şartında gece ve gündüz denizaltılarımızın inşa, bakım, onarım ve modernizasyon faaliyetlerinin icra edilebileceği 3 bin tonluk kapalı denizaltı havuzu da bugün hizmete alınmaktadır.”

    “Dosta güven düşmana korku veren Türk Deniz Kuvvetleri sadece Mavi Vatan ve çevre denizlerde değil, ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandırmaktadır”

    “Kapalı Denizaltı Havuzumuz, Milli Denizaltı üretimi hedefinin bir parçası olması nedeniyle milli teknolojinin gelişimine katkıda bulunacak son derece kritik ve stratejik bir öneme sahiptir” diyen Oramiral Tatlıoğlu, “13 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 113 bin metrekare alana sahip olan Aksaz Tersanesi Komutanlığı 7500 tonluk yüzer havuz, 450 tonluk çekek yeri ve 100 tonluk yüzer vinç ile fırkateyn ve korvetler başta olmak üzere birçok farklı tip su üstü gemisi ve denizaltılarımıza hizmet vermektedir. Aksaz Tersanesi Komutanlığının mevcut imkân ve kabiliyetlerinin arttırılması çerçevesinde, TCG Anadolu’yu ve envantere alacağımız uçak gemisini de havuzlayabilecek bir taş havuzun da yakın gelecekte hizmete girmesi planlanmaktadır. Bundan sonraki hedefimiz Doğu Akdeniz harekat alanında kritik önemi haiz Mersin Tersanemizin teşkili ve açılışı olacaktır. Bugün ayrıca Deniz Kuvvetlerinin muharip unsurlarına harekat alanında lojistik destek sağlayacak üç adet yakıt gemisini de hizmete almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu gemilerimiz, yüzer muharip unsurların limanlarda ve harekat alanında lojistik bütünlemelerini süratli ve etkin bir şekilde gerçekleştirerek harekâtın kesintisiz icra edilmesine imkân sağlayacaktır. Son 15 yıl içinde 73 adet yüzer ve dalar platform Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrine girmiştir. Milli fırkateyn, milli korvet, milli hücumbot, milli mayın avlama gemisi ve milli amfibi ve lojistik gemilerine sahip Türk Deniz Kuvvetlerimiz, aynı zamanda milli ve yerli İHA ve İDA’larımız, milli güdümlü mermilerimiz, milli torpidomuz ve milli yapım deniz mayınlarımıza sahiptir. Dosta güven düşmana korku veren Türk Deniz Kuvvetleri sadece Mavi Vatan ve çevre denizlerde değil, ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandırmaktadır. Her geçen gün yeni platformlar ile gelişen ve güçlenen Deniz Kuvvetlerimiz, bu kazanımlarına uygun olarak yeni üslenme ve teşkilatlanma faaliyetlerini de hayata geçirmektedir. Bunun son örneği, geçmişi Kıbrıs Barış Harekâtı öncesinde kurulan Amfibi Deniz Piyade Alayına dayanan Amfibi Deniz Piyade Tugayımızın, Kolordu seviyesine yükseltilmesidir. Amfibi Kolordu Komutanlığımız 3 Tugaydan teşkil edilmiş olarak Çanakkale’de faaliyetlerine başlamıştır. Bugün yaşadığımız gurura vesile olan, son dönemde milli ve yerli Savunma Sanayimizin ve bu kapsamda Deniz Kuvvetlerimizin daha da güçlenmesini mümkün kılacak projelerin hayata geçirilmesine önderlik eden ve himayelerini bizden esirgemeyen; Zat-ı Devletlerine ve Sayın Milli Savunma Bakanımıza şahsım ve Deniz Kuvvetleri olarak şükranlarımı sunarım” dedi.

    Aksaz Tersanesi Komutanlığı

    Aksaz Tersanesi Komutanlığı, Aksaz Onarım Detek Komutanlığı olarak, Aksaz Üssü’nde yüzer/dalar unsurların onarım ihtiyaçlarını karşılamak ve diğer onarım kuruluşlarına teknik destek sağlamak üsere 30 Ağustos 1991 tarihinde kuruldu. 13 Temmuz 2023 tarihli Milli Savunma Bakanı onayı ile Tersane Komutanlığı olarak teşkil edildi. Aksaz Tersane Komutanlığı Marmaris Aksaz’da 113 bin m2 alanda konuşlanmış olup, 13 bin 275 m2 kapalı alana sahip. Sorumluluk sahası içinde 11 adet fabrika, kalite güvence ve Tecrübe Müdürlüğü, Basınçlı Hava Merkezi, Sualtı Onarım Timi, Genel Malzeme ve Boya Ambarı, işçi yemekhanesi, 7 bin 500 tonluk yüzer havuz, 450 tonluk çekek, 100 tonluk yüzer vinç ve komutanlık binası yer alıyor.

    300 tonluk denizaltı kapalı yüzer havuz

    Gölcük Tersane Komutanlığınca denizaltı bakım ve onarım kabiliyetlerini etkin bir şekilde kullanmak üzere belirlenen ihtiyaçlar doğrultusunda 3bin ton kaldırma kapasitesine sahip yüzer havuzun 18 Ağustos 2020 tarihinde ilk saç kesimi gerçekleşirken, 31 Ağustos 2022 tarihinde denize inişi ve 1 Haziran 2023 tarihinde de geçici teslimi gerçekleştirildi. Denizaltı kapalı yüzer havuz 90 metre boyunda, 27 metre genişliğinde ve 29 metre yüksekliktedir. Birbirinden bağımsız bir şekilde hareket etme kabiliyetine sahip ve üç parçadan oluşan çatı sistemi, havuzlanan denizaltının bakım/onarım faaliyetleri sırasında denizaltıyı atmosfer şartlarından korumaktadır.

    Yeni Tip denizaltı projesi

    Yeni tip denizaltı proje sözleşmesi Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile HDW-MFI ortak girişimi arasında 2 Temmuz 2009 tarihinde sözleşme imzalandı22 Haziran 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Yeni tip denizaltı projesinin ilk gemisi olan TCG Pirireis’in inşasına 28 Eylül 2015 tarihinde başlandı. Proje kapsamında inşa edilmekte olan toplam 6 adet denizaltının 2029 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor. Yeni tip denizaltı projesinin ikinci denizaltısı olan Hızırreis’in inşasına Mart 2016 tarihinde başlandı. Mayıs 2023 tarihinde denize indirilirken, halihazırda mevcut sistemlerin ilk çalışmaya hazırlık ve liman kabul test faaliyetleri eş zamanlı devam ediliyor.

    Akaryakıt gemi projesi

    Çevre denizlerde görev icra eden Deniz kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı yüzer unsurlar ile dost/müttefik unsurların lojistik ihtiyaçlarını süratli ve etkin bir şekilde karşılamak üzere başlatılan Akaryakıt Gemisi Projesi kapsamında 4 geminin tedarikini kapsayan sözleşme Savunma Sanayi Başkanlığı ile DESAN-ÖZATA iş ortaklığı arasında imzalandı. Proje kapsamında tedarik edilen ilk gemi olan YAKIT/2, 28 Ekim 2022 yılında kızağa konularak ve 5 Eylül 2023 tarihinde denize indirildi. Akaryakıt gemi projesi ile yüzer muharip unsurların liman ve bekleme/gizleme mevkilerinde lojistik bütünlemeleri süratli ve etkin bir şekilde icra edilecek, harekatların kesintisiz bir şekilde yürütülmesine imkan sağlayacak. YAKIT-2 gemisinin saatte 15 kts hızı bulunuyor.

  • Özgür Özel’den Gaziantep’te Fıstık Mitingi

    Özgür Özel’den Gaziantep’te Fıstık Mitingi

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Gaziantep’te ‘Üreticinin Sesini Duyuruyoruz’ sloganıyla düzenlediği Fıstık Mitingi’ne katıldı. Özel, İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilen mitingde fıstık üreticisi olan çiftçilere ve vatandaşlara seslendi.

    Fıstık fiyatlarına, fıstık alımına ve fıstık üreticilerinin yaşadığı sorunlara değinen Özel, “Biz üreticinin sesini tüm Türkiye’ye duyuracağız. Artık bu hükümetin bu ülkeye verebilecek hiçbir şeyi yok. Vatandaşın derdinin çaresi bu hükümeti değiştirmektedir. Ben üreticimize, vatandaşımıza seslenmek istiyorum. Üzülmeyin, vardır elbet bir çaresi. Çare de Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Üretici, çiftçi, vatandaş zor durumda. Üreticinin, çiftçinin, vatandaşların tepkisi siyasi bir tepki değil vicdani bir tepkidir” dedi.
    Mitingde, Rize, Giresun, Burdur gibi şehirlerde düzenlediği çay, fındık ve fasulye mitingleriyle ilgili de konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son olarak Gaziantep’te düzenledikleri Fıstık Mitingi’nde fiyatlarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Sorun sistemde değil, sorun iktidardadır. İktidarı değiştirmek gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

    Özgür Özel, Antep fıstığı üreticilerinin sorunlarını sıraladı
    Gaziantep ve çevresinde dünyadaki fıstık üretiminin yüzde 12’sinin yapıldığını da belirten Özgür Özel, “Bugün bir amcamız fıstık tarlasında sitemde bulundu. Çiftçi yaklaşık 20 yıl emek verdiği üründen kazanmak istiyor ama bugün çiftçinin emeğine göz dikenler var. Fıstık ile ilgili oda yöneticileri ile görüştüm. Geçen yıl boz fıstık 110 liraydı. Fıstık burada, fıstık üreticisi burada, ilgili herkes burada. Geçen yıldan bu yana sulama maliyeti, gübre, ilaç gibi yan ürünlerin masrafları iki üç kat artmış. Ama bu Gaziantep’in geçiminin ana maddesi geçen yıl 110 lira da bu yıl neden 90 lira. Bu akılla vicdanla açıklanamaz. Buradan sesleniyorum. Bir avuç tüccarı korumayı bırakın. Karınca gibi fıstık üreticisinin yanında Cumhuriyet Halk Partisi var. Her sıkıntıyı çiftçi yaşayacak ama parayı başkası kazanacak. Yok öyle yağma. Yazıklar olsun bu düzene. Tarım Bakanı abuk sabuk telefon konuşması yapmayı bıraksın. Çiftçinin emeğine sahip çıksın. Emekçinin, yoksulun, garibanın sesini duymuyorlar. Sizin sesinizi biz duyuyoruz. Biz sizi yalnız bırakmayacağız. Çiftçinin, emekçinin yanında Cumhuriyet Halk Partisi var. Cumhuriyet Halk Partisi bir sorun varsa sorunu gören, çözümü bilen partidir” şeklinde konuştu.

    Özel’den TMO’ya “Antep Fıstığı alın” çağrısı
    TMO’nun fıstık alması için de çağrıda bulunan Özel, “Toprak Mahsulleri Ofisi Türkiye’nin çeşitli illerinde çeşitli ürünleri nasıl oluyorsa bu bölgede, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da, Kilis’te, Siirt’te de Antep fıstığını alacak. Çiftçilerimizi kurtlar sofrasına yem etmek değil bu piyasanın ana aktörü yapmak boynumuzun borcudur. Sıcaklık arttı, sulama zaruri hale geldi. Bu konuda çalışma yapmak ve çözüm yolları bulmak gerekmektedir” dedi.

    “Çiftçi yok sayılamaz, sorunları görmezden gelinemez”
    Kentteki diğer çiftçilerin sorunlarına değinen Özel, “Çiftçi yok sayılamaz, çiftlerin sorunları görmezden gelinemez. Çiftçinin sorunları yoktur diyorlar. Buradan Erdoğan ve Bahçe’liyi, diğer liderleri uyarıyorum. Sizin sahte gündemlerinizin peşine takılıp Antep fıstığı üreticilerini yalnız bırakmayacağım. Bizim derdimiz emekçidir, Rize’deki çaycı, Giresun’daki fındıkçı, Antep’teki fıstıkçıdır. Biz üreticimizin yanındayız. Emekçiyi sömürenlerle gidecek yolumuz, konuşacak konumuz, bir anayasa gündemimiz yok. Bizim yolumuz sizlersiniz, Antepli fıstık üreticileri, emekçilerdir. Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki, “Üzülmeyin, enseyi karartmayın. Vardır bunun da bir çaresi. O da Cumhuriyet Halk Partisi’. Biz sizlerin yanındayız” diye konuştu.

    Özel’den Gazianteplilere yerel seçim teşekkürü
    Konuşmasında geçmiş yerel seçimlerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Özel, Gaziantep’te bir olan olan belediye sayılarını 3’e çıkardıklarını vurgulayarak alandaki Gazianteplilere teşekkür etti. Özel, konuşmasında bir dahaki seçimde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi dahil olmak üzere daha fazla belediye kazanmak için çok çalışacaklarına dair söz verdi.
    Meydanda düzenlenen mitinge milletvekilleri, partililer, çiftçiler ve vatandaşlar katıldı.

  • Adalet Bakanı Tunç: “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı”

    Adalet Bakanı Tunç: “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı”

    Gazze’deki Şifa Hastanesi’nin İsrail tarafından bombalanmasını konu alan “Şifa Hastanesi 14 Günlük Vahşet” adlı belgeselin Türkiye tanıtımı programı gerçekleştirildi. İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen tanıtım programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç katıldı. Programda konuşan Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından İsrail aleyhinde bir ceza davası açılmadığını belirtti.

    “Filistin’de 7 Ekim’den bu yana bir insanlık dramı yaşanıyor”
    Filistin’de 7 Ekim’den bu yana devam eden katliamdan bahseden Bakanı Tunç, “Maalesef Filistin’de 7 Ekim’den bu yana bir insanlık dramı yaşanıyor. İnsanlık suçu işleniyor. Soykırım suçu işleniyor. Aslında 7 Ekim’den bu yana demek de az. 1 asırdan bu yana Filistin’de bir zulüm yaşanıyor. Bu süreç içerisinde gerek Kudüs’ün bozulmaması, uluslararası hukuka uyulması, birleşmiş milletler organlarının almış olduğu kararlar ortada ama bu kararların bir tanesine bile uymayan bir devlet söz konusu. Uluslararası hukuku tanımayan, uluslararası kuruluşların kararlarına uymayan bir İsrail var karşımızda. 7 Ekim’den bu yana da bir soykırım işliyor. 40 binden fazla insan, Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Dünyanın gözü önünde kadınlar ve çocuklar katlediliyor. Birleşmiş milletler soykırım sözleşmesinin bütün unsurları madde madde tüm unsurlarıyla ihlal edilmiş durumda. Dünyanın gözü önünde bu katliam gerçekleştirilmeye devam ediyor. İnsanlık vicdanı sokaklara taştı. Avrupa’nın, Amerika’nın üniversitelerinin kampüslerinde gösteriler, Filistin’e destek mitingleri yapılıyor. İsrailli saldırganların, işgalcilerin lanetlendiği gösterileri görüyoruz. Maalesef uluslararası sistemi temsil eden, uluslararası hukuku temsil eden kuruluşların nasıl etkisiz kaldığını da üzülerek görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı yakalama kararı talep etti ama bu kararla ilgili mahkeme bir karar vermedi”
    Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail aleyhinde bir ceza davası açmadığını ifade eden Bakan Tunç, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail aleyhinde bir ceza davası maalesef açılamadı. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı tutuklama talebiyle yakalama kararı talep etti ama bu kararla ilgili maalesef ceza mahkemesinin ilgili dairesi bir karar vermedi. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının yakalama talep ettiği bir sanık, soykırım suçlusu Amerika Birleşik Devletleri kongresinde ayakta alkışlanabildi. İşte o soykırım suçlusunu, insanlık suçlusunu, kadın, çocuk katilini ayakta alkışlayanlar insanlık tarihine bir kara leke olarak geçmiş durumda. Bu suça ortak olduklarını açıkça ilan ediyorlar. 7 Ekim’den bu yana da ABD’nin silah göndererek, gemilerini göndererek o çocuk katliamına nasıl destek verdiğini hep birlikte görüyoruz” dedi.

  • Özel Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?

    Özel Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk TV’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı yönündeki soru üzerine CHP lideri Özel, “Değilim, çok net. Kitabın ortasından cevap.” dedi. Yanıtının çok erken olduğu, siyasette bu yanıtın kendisini bağlayacağı yönündeki soruya Özel, şöyle devam etti:

    “MAÇIN 90. DAKİKASINA DOĞRU BİR PENALTI ATILACAK”

    “Bağlasın. Hiçbir zararı yok. Ben neye adayım biliyor musunuz? Ben Cumhuriyet’in 2. yüzyılının ilk genel seçimlerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve hepimizin partisini yeniden iktidar yapmaya ve iktidar olduğu gece genel başkan olmaya, tarihe böyle geçmeye adayım. Bu hiç azımsanacak bir talep, bu hiç azımsanacak bir irade, bu hiç azımsanacak bir siyasi hedef değil. Ben tarihe Recep Tayyip Erdoğan’ın işte 24-25 yıllık iktidarını sona erdiren, yeniden Cumhuriyet Halk Partili bir cumhurbaşkanı seçtiren, yeniden parlamenter sisteme geçiş döneminin genel başkanı olmuş, partinin bakanlarını, cumhurbaşkanını, meclis grubunu koordine eden, bu işi başaran ekipte genel başkanlık görevini yapmış birisi olarak tarihe geçmek onurların en büyüğü. Burada şey kolay, ‘Ben gerekirse cumhurbaşkanı adayıyım’, şöyle söyleyeyim, ben teknik direktörüm. Maçın anlaşılıyor ki 90. dakikasına doğru bir penaltı atılacak. O penaltıyı kimin atacağına ben karar vereceğim kurullarımla birlikte, belki bütün taraftara sorarak, en doğru kararı vererek. Penaltıyı atacaklardan biri de ben olursam topu elimde tutarken aklım gidebilir, ‘Dur lan ben atayım’ derim. Öyle bir şey yok, ben en doğrusu kimse ona attıracağım. Bunun önündeki demokratik mekanizmayı çalıştıracağım.”

  • Mehmet Şimşek’in istifa iddialarına yanıt

    Mehmet Şimşek’in istifa iddialarına yanıt

    Kastamonu’yu ziyaret eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Halk Eğitimi Merkezi’nde düzenlenen toplantıya AK Parti Kastamonu milletvekilleri Fatma Serap Ekmekci ve Halil Uluay, AK Parti Kastamonu İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu, parti yönetimi, belediye başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, salondakileri bir zamanda yolculuğa çıkartmak istediğini belirterek, “Bu zaman yolculuğu Türkiye’nin adaleti için, kalkınması için, istikrarı için. Nereden nereye geldik dediğimiz bir zaman yolculuğu olsun. Bu yolculuğun kahramanı sizlersiniz, bu yolculuğun kaptanı da liderliği dünya tarafından kabul edilmiş Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.

    “Bugün verilen tarımsal destek 100 milyar TL’ye ulaşmış vaziyette”

    Tarımsal üretimle ilgili konuşan Yumaklı, “Tarımsal hasıla, yani tarımsal gelir şu anda 1.6 trilyon liradır. Bu rakam yaklaşık 972 milyarlardan buraya geldi. AK Parti hükümetlerinden önce sadece 2 milyara yakın bir destek verilirken, bugün verilen tarımsal destek 100 milyar TL’ye ulaşmış vaziyette. Kaç kat arttığını siz hesap edin. Biz destekledik çiftçimiz üretti, üreticimiz üretti. Yaklaşık 4 milyar dolarlık bir tarım ihracatımız vardı, bugün o ihracat rakamı 32 milyar dolara ulaştı, inşallah bu yıl 35 milyar dolarlara gideceğiz. Üretim rekorlarını hiç saymıyorum. Şimdi bizim en büyük rakibimiz yine kendimiz olmuştur. Yeni rekorlar için kolları sıvadık. Benim de görevi devraldığım andan itibaren ve bakan yardımcılığımda da bu projelerin başında vardım. Sürdürmeye devam ediyoruz. Son 1-2 yıl içerisinde oluşturmuş olduğumuz, Türkiye’nin gündemine bundan sonraki Türkiye yüzyılında bizim için önemli olan her şeyin değiştiği, iklimin değiştiği, sosyolojinin değiştiği, bir ortamda olmazsa olmazımız olan bazı hususlar da devrim dediğinde değişiklikler yaptık. Üretim planlaması her birimizin hayatına direkt dokunan bir konudur. Çünkü belki bir çok şeyden vazgeçebilirsiniz ama gıdanızdan vazgeçemezsiniz. Dolayısıyla bunun garantisini sağlamak üzere artık geleneksel halden sizin bunu daha iyi planladığınız, teknolojiyi daha iyi kullandığınız, daha çok ürettiğiniz, daha kaliteli ürettiğiniz, daha verimli ürettiğiniz bir hale geçmek zorundasınız. İşte bizim Bakanlığımız bunları sağladığı. İnşallah hayvansal üretimde, su ürünlerinde, o üretim planlamasına bu yılbaşı itibari ile başladık, diğer bitkisel üretimde de Allah nasip ederse önümüzdeki aydan itibaren üretim planlaması artık hayata geçmiş olacak. Jani hep konuşuyoruz, ‘bir sene para etti diye bir ürün ekiliyor, ertesi sene o ürünün bir kısmı satılamayınca ekilmiyor.’ İnşallah bu konu artık gündemimizden zaman içerisinde kalkacak” diye konuştu.

    “Bunun neresinde peşkeş çekmek”

    Devletin vatandaşların arazilerine el koyacağı yönündeki iddialara cevap veren Yumaklı, “İşlenmeyen arazilerin devlet tarafından kiraya verilmesi konusunu iki senedir her yerde söylüyoruz. Yasal düzenlemesini yapmışız hiç sesleri çıkmamış, ancak kendilerine konu mu bulamadılar ‘devlet insanların arazilerine çökecekmiş ya da şirketlere peşkeş çekilecek’ diyorlar. Kardeşim insan zahmet eder de bir okur. Bilgisi olmadan fikir sarfetmek. Bunların DNA’larında bu var. Bunu neden söylüyorum, şu kadarcık bir bilgi kırıntısıyla, kimden aldıkları belli olmayan bilgilerle bütün Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarına bir şey söylüyorlar. Amaçları beyinleri ifsat etmek. Kendileri söylüyor, kendileri adına konuşturdukları söylüyor. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes, ‘ya bizim tarlalarımız boş kalıyor, bunları niye ekmiyoruz’ diye konuşmuyor mu? Biz de bunu oturup sektörle çalıştık. Sonra dedik ki ‘o arazi kime aitse mülkiyetine karışmıyoruz. Ama iki sene üst üste bunu ekmezse ilk sene kendisine mesaj gidecek. ‘Bu sene de araziyi ekmezsen ben senin adına başkasına kiralayacağım’ diyeceğiz. Bunun neresinde peşkeş çekmek. Bu kadar basit ve teknik konuda bile okumayan, okusa bile anlamayan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu hayatımızın her noktasında karşımıza gelen bir husus. Bütün amaç kafalarını elde edene kadar. O döneme kadar her şey mübah. Her şeyi söyleyebilirler. Bu yalanların ortaya çıkmasında da mahcubiyetleri yok. Bu da anlaşılabilir değil” şeklinde konuştu.

    “Millete hizmet etme şerefinin yok edemeyeceği hiçbir yalan yoktur”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in istifa ettiğine yönelik yayılan asılsız haberlerle ilgili konuşan Bakan Yumaklı, “Dün de yine bir bakanımızla ilgili bir konuyu gündeme getirdiler. Enteresandır, o dedikodu ya da yalan, gündeme gelmeden önce biz bakanımızla, hafta sonu bir konuyu Ahlat’ta konuşalım diye haberleşmiştik. İstifa yalanını söyledikleri bakanla, yalandan yarım saat önce Ahlat’ta ne yapacağımızı konuşuyoruz. Hiçbir şekilde utanmaları olmuyor. Millete hizmet etme şerefinin, yok edemeyeceği hiçbir yalan yoktur. Biz bu şerefi kalbimizde taşıyoruz. Sadece bakanlar olarak değil, Cumhurbaşkanımızın bize göstermiş olduğu vizyon olarak değil, AK Parti teşkilatları olarak bunu burada hissediyoruz. Onların hiçbir zaman için anlayamayacağı bir husustur. Biz durmadan, dinlenmeden, yorulmadan, gece gündüz bu millet için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “124’ün üzerinde tesis devreye alındı”

    Kastamonu’ya Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Kastamonu’ya yaptığı yatırımla ilgili konuşan Bakan Yumaklı, “Devlet Su İşlerinin Kastamonu’ya yapmış olduğu yatırımların toplam tutarı 22 milyar TL. Bu süre içerisinde 124’ün üzerinde tesis devreye alındı. Burası bir orman şehri, yaklaşık 3 milyar liralık yatırım yapıldı ve bütün bunlar yapılmaya da devam ediyor. Elbette Kastamonu’ya ne yapsak az” dedi.

    Bakan Yumaklı’ya anlamlı hediye

    Bakan Yumakllı’nın konuşmasının ardından program sona erdi. Program kapanışında AK Parti İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu, Bakan Yumaklı adına bir yetimin 6 aylık tüm giderlerini karşıladıklarını gösteren sertifikayı hediye etti. Yumaklı ise bu yetimin kendi ayakları üzerinde durabileceği sürece kadarki tüm ihtiyaçlarını kendi maaşından karşılayacağını söyledi.

  • “Kadına şiddete karşı mücadele veriyoruz”

    “Kadına şiddete karşı mücadele veriyoruz”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaagiin Khurelsukh’ın himayesinde ve Birleşmiş Milletlerin iş birliğinde düzenlenen Dünya Kadınlar Forumu’nun ardından açıklamalarda bulundu.

    Dünya Kadınlar Forumu kapsamında gerçekleştirilen oturumda ülke beyanını açıkladıklarını, Türkiye’nin görüşlerini paylaştıklarını ifade eden Bakan Göktaş, çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdiklerini de belirtti. İkili görüşmelerde özellikle kadını, aileyi güçlendirmeye yönelik Türkiye’nin tecrübelerini paylaştıklarını ifade eden Göktaş, görüştükleri bakanların Türkiye ile daha fazla iş birliği yapmaya yönelik isteklerini aktardı.

    Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Vekili Amina J. Mohammed ile de bir araya geldiklerini bildiren Göktaş, tüm görüşmelerde olduğu gibi Mohammed ile görüşmesinde de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin Türkiye’nin tepkisini dile getirdiklerini belirtti.

    İsrail saldırılarının kalıcı olarak sona erdirilmesine yönelik uluslararası baskının artırılmasının önemine vurgu yaptıklarını aktaran Bakan Göktaş, uluslararası toplumun artık her platformda sesini çıkarması ve bu katliamın son bulmasının gerekliliğini belirttiklerini ifade etti.

    Kendisine iletilen soruları da yanıtlayan Göktaş, son dönemde artan kadına yönelik şiddet haberleri ve bu konudaki mücadeleye ilişkin değerlendirilmesi sorulması üzerine, kadına yönelik şiddetin topyekun mücadele gerektiren, siyaset üstü, tüm insanlığı ilgilendiren küresel bir mesele olduğunu vurguladı. Her kadının şiddetten uzak yaşaması, güvenli bir şekilde sosyal hayata katılmasının önemine vurgu yapan Bakan Göktaş, “Tek bir vaka bile, bizim için fazla bir vakadır” diye konuştu.

    Şiddete karşı sıfır tolerans ilkesini merkeze alan ulusal eylem planıyla şiddetin her türlüsüyle mücadele etmeye ve kapsayıcı çözüm önerileri geliştirmeye devam edeceklerini dile getiren Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda çok etkili olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a sahibiz. Bununla birlikte KADES uygulaması, Alo 183 Şiddetle Mücadele Hattı ve 81 ilde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizle şiddete karşı etkin bir mücadele veriyoruz. Biz her iddiayı değerlendiriyor ve olayları titizlikle inceliyoruz. Faillerin en ağır cezayı almaları için davalara müdahil oluyoruz, hukuki süreçleri yakından takip ediyoruz” diye konuştu.

    Kadına yönelik şiddetle mücadele istatistiklerine yönelik soru üzerine Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle ilgili kapsamlı bir saha araştırması başlatıyoruz. Eylül ayında başlayacak bu önemli araştırma kapsamında yıl sonuna kadar ham verileri elde etmeyi planlıyoruz. Sadece veri elde etmekle kalmayıp gerektiği yerde ileri analizler, yapay zeka algoritmaları ile elde ettiğimiz veriyi şiddet riskini tespit etmek üzere proaktif olarak kullanacağız. Alandaki en kapsamlı verileri elde edeceğiz, en güncel tabloyu göreceğiz. Amacımız kadına yönelik şiddetle daha etkili mücadele etmek ve bu verilerle birlikte yeni politikalar üretmek. En son 2014 yılında yapılan bu araştırmayı 2024 yılında tekrar yapıyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Manisa’nın Akhisar ilçesinde sokak ortasında eşi tarafından darbedilen hamile kadına yönelik şiddete ilişkin soru üzerine Bakan Göktaş, yaşanan olayı lanetledi. Saldırganın tutuklandığını hatırlatan Göktaş, “Bakanlık olarak dava sürecine müdahil olduk. Saldırganın en ağır cezayı alması için yargı sürecinin yakın takipçisi olacağız. Şiddete maruz kalan kardeşimize ve çocuğuna psikososyal destek sağlıyoruz. Şiddet başta olmak üzere kadınların hakkına, hukukuna ve onuruna yönelik hiçbir saldırıya asla tolerans göstermedik, göstermeyeceğiz” yanıtını verdi.
    Ulanbator’daki Başkent Atatürk Okuluna ziyaret

    Bakan Göktaş, Moğolistan’ın başkenti Ulanbator’daki programı kapsamında Atatürk Caddesi’nde bulunan ve ülkenin en eski eğitim kuruluşları arasında yer alan Başkent Atatürk Okulu’nu da ziyaret etti. TİKA yetkilileri, okul müdürü ve diğer ilgililer tarafından karşılanan Göktaş, okul hakkında bilgi aldı. Teknoloji sınıfları, bilgisayar laboratuvarı, konferans salonu ile okulun tadilatı ve taş kaplamaları TİKA tarafından yaptırılan okulun dış kaplamalarının Türkiye’den getirilen taşlarla yapıldığı belirtildi.

  • Dışişleri’nden Almanya saldırısına ilişkin açıklama

    Dışişleri’nden Almanya saldırısına ilişkin açıklama

    Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Solingen kentindeki bir etkinlikte düzenlenen bıçaklı saldırıda 3 kişinin öldüğü bildirildi. Konuya ilgili bir açıklama yayımlayan Dışişleri Bakanlığı, “Mevcut bilgilere göre Almanya’nın Solingen şehrinde dün (23 Ağustos) yaşanan saldırıda hiçbir vatandaşımız zarar görmemiştir. Gelişmeler Düsseldorf Başkonsolosluğumuz tarafından yakından takip edilmektedir” açıklaması yapıldı.

  • İYİ Parti Bursa İl Başkanı Mehmet Hasanoğlu istifa etti

    İYİ Parti Bursa İl Başkanı Mehmet Hasanoğlu istifa etti

    İYİ Parti Osmangazi Kurucu İlçe Başkanlığı görevinin ardından yaklaşık 2 yıldır Bursa İl Başkanlığı görevini yürüten Mehmet Hasanoğlu, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda görevinden istifa ettiğini açıkladı. Uzun bir süredir sağlık sorunları yaşadığını söyleyen Hasanoğlu uzun istişareler sonucu bu kararı aldığını ifade ederek partililerden helallik istedi.

    “Bizler vicdanen huzurluyuz”

    Görev süresi boyunca yapılan işlerden dolayı mutluluğunu dile getiren Hasanoğlu, “2017 Aralık ayında tarafıma tevdi edilen İYİ Parti Osmangazi Kurucu İlçe Başkanlığı görevimden bu güne kadar kesintisiz Bursa’da yaklaşık 7 yıldır Cesurlar Hareketi’nin çok önemli iki başkanlık makamında bulunma şerefine nail oldum. Osmangazi İlçe Başkanı olarak olağanüstü hal döneminde teşkilatlanmayı sağlayarak 24 Haziran 2018 Genel ve 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde ekibimle birlikte Osmangazi’de partimin başarısı ve Bursamız için hizmet etmeye çalıştık. 5 yıllık ilçe başkanlığı dönemimde yine ekibimle birlikte partimiz adına hem Bursa, hem de Türkiye genelinde birçok ilklere imza attık. 5 yıllık Osmangazi İlçe Başkanlığı sürecimin sonunda 4 Aralık 2022 tarihindeki Osmangazi İlçe Başkanlığımızın 3. Olağan Kongresinde aday olmayarak bayrağı hür irademle devrettim ve sonrasında 29 Ocak 2023 tarihinde gerçekleştirilen Bursa İl Başkanlığımızın 3. Olağan Kongresi’nde de delegenin yüzde 70 teveccühü ile ekibimle birlikte il başkanı olarak seçildim. Bu çalışmaların semeresi olarak da şu anda 81 ilimiz arasında İYİ Partinin 2 milletvekili ve 2 Belediye Başkanlığı olan tek ilinin olmasında ekibim ile birlikte ortaya koyduğumuz performansın katkısı vardır ve kim ne derse desin ne eleştiri getirirse getirsin bizler vicdanen huzurluyuz. Bugün geldiğim noktada ise yine kim ne derse desin ne eleştiri getirirse getirsin yaklaşık 7 yıldır Bursa’da cesurlar hareketine kesintisiz başkanlık yapmaya, maddi – manevi katkı koymaya, ailemin zamanlarını çalarak gece gündüz, gerektiğinde mesaimi ve işyerimdeki tüm sorumlukları da aksatarak görev yapmaya çalıştım. Her kulun eksiği olabildiği gibi mutlaka benim de eksikliklerim olmuştur, eksiklerimiz takdirinizle affola” dedi.

    “Bursa’dan ayrılmadan düşüncemi genel başkanımıza da ilettim”

    Görevden ayrılık düşüncesini, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun Bursa programında kendisine ilettiğini söyleyen Hasanoğlu, “Tüm bunları yaparken de yaklaşık bir yıl önce rutin kontrollerle ortaya çıkan şüpheli bir sağlık sorunum sebebiyle dönem dönem yaptırdığım tetkik kontrollerimde maalesef ki sonuçlar sıkıntılı gitmeye başladı. 2024 Haziran başında başlayan medikal tedavi sürecim, 18 Temmuz’da geçirdiğim bir operasyonla devam ediyor ve sağlığıma kavuşmak için mücadele ediyorum. Bugüne kadar ki siyasi hayatımın tamamında koltuk ile ilgili bir derdim olmadığı gibi bugünde aynı düsturla Haziran başında sağlıkla ilgili sorunlarımın ortaya çıktığı ilk gün, Teşkilat Başkanımız Bursa Milletvekili Hasan Toktaş ve Bursa Milletvekilimiz Selçuk Türkoğlu’nu arayıp bilgi verdim. Bu saatten sonra partime arzu ettiğim katkıyı sağlayamayacağımdan dolayı da görevimden affımı istedim. Fakat her ikisinin de “Başkanım, kararınıza saygımız sonsuz, fakat sizler öncelikle sağlığınıza kavuşun, sonrasına bakarız” demelerinin telkini ile süreç bugüne kaldı. Bursa’dan ayrılmadan düşüncemi genel başkanımıza da ilettim, kendileri bir daha düşünmemi, hatta mümkünse sağlığımı zorlamayacak şekilde devam etmemi ama sonunda kararım ne olursa olsun saygı duyacağını belirti. Bu son program ile birlikte de sağlık sorunlarım sebebi ile İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı görevime, Genel Merkezimizin tasarrufu ile Bursa İl Başkanlığını teşkilatlandırmak üzere görevlendirilecek olan dava arkadaşıma koltuğu devretmek üzere son noktayı koyduğumu kamuoyu ile paylaşmak isterim. Son olarak da 7 yıllık başkanlık dönemimde ilk başta sevgili aileme, benim bu yoğun tempodaki sürecime gece gündüz katlandıkları için haklarını helal etmelerini isterim. Bu süreçte bana ekip arkadaşlığı yapan ve yukarıda değindiğim tüm bu proje ve çalışmalara katkı koyan tüm il ve ilçe yönetim kurulu üyelerime ve il başkanlığı dönemimde ki tüm ilçe başkanlarıma ve teşkilatlarına da sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunarım” şeklinde konuştu.