Kategori: Fenerbahçe

  • Fenerbahçe Olağan Genel Kurulu’nda gerginlik!

    Fenerbahçe Olağan Genel Kurulu’nda gerginlik!

    Fenerbahçe 2022 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda yapılırken, sarı-lacivertli kulübün Başkanı Ali Koç’un açıklama yaptığı sırada tansiyon yükseldi.

    Ali Koç’un “Bu durumda olmak ne kadar zor biliyor musunuz? İçimizdeki durumdan zevk mi alıyoruz. İsteyerek mi yapıyoruz” açıklamasını yaptığı sırada tribünden münferit olarak ‘Evet’ cevabının gelmesi üzerine gerginlik başladı. Diğer genel kurul üyelerinin, Ali Koç’a cevap veren üyeye saldırması üzerine gerginlik artarak devam etti. Salonda bulunan üyeler ayrıca ‘Taraftar istifa’ sloganları attı.

    Tartışma güvenlik görevlilerin araya girmesiyle yatıştırıldı ve Ali Koç daha sonra konuşmasına devam etti.

  • “Fenerbahçe haklarını hep beraber savunmamız lazım”

    “Fenerbahçe haklarını hep beraber savunmamız lazım”

    Fenerbahçe 2022 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda yapılırken, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, toplantıda açıklamalarda bulundu. Kendisine yöneltilen eleştiriler ile ilgili herkesin kendisiyle yüzleşmesi gerektiğini söyleyen Koç, “Pek çok şeyin haklılık payı çok yüksek. Büyük resimden baktığımız zaman burada bazı büyük resimde işin rehaveti Fenerbahçe yönetiminin kimlerden oluştuğuna Fenerbahçe’nin yaşadıklarını göz önünde bulundurduğunuz zaman tekrar nelerle karşılaştığımızı nasıl aşabileceğimizi konuşmamızda fayda var. Eminim ben de sizin tarafınızda olsam bugünkü tabloyla benzer düşüncelerle olacağım aşikardır. Ancak hepimiz kendimizle yüzleşmemiz lazım. ‘Pazara kadar değil mezara kadar’, ‘Yensen de yenilsen de’ kültüründen yetişmiş insanlar olarak yaşadıklarımız sorgulayalım. Geçmişte karşılaştırmalar yapıyoruz. Bugünün geçmişten farklı olduğunu bugünün düzenin böyle olduğunu unutmamanızı rica ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Gelirimizin yüzde yüzü TL, giderimizin yüzde 80’i kur üzerinden”
    3 Haziran 2018 tarihinden bu yana yaşanan olumsuzluklara rağmen her branşta en tepeyi hedeflediklerini hatırlatan Başkan Koç, “3 Haziran 2018 Euro 4,53, 17 Haziran 2023 Euro 25,85. Gelirimiz yüzde yüzü TL giderimiz yüzde 80 kur üzerinden. Futbolcu vergisi yüzde 15’idi. Sanki ekonomi iyi ama bizim her bir futbolcumuza belli bir seviye üstü maaş alan vergiler 15’ten 40’a çıkmıştır. İlk sene ciddi yararlandığımız stopaj 70- 80 milyon TL iade alırken, 2020 yılında kesildi. Şu an tekrar yürürlüğe girdi eskiden yüzde yüzü geri alıyorduk şimdi yüzde 50’sini alacaksınız diğer yüzde 50’sine Gençlik ve Spor Bakanlığı karar erecek dendi. Tüm kulüpler bu vergiyi ödemekte imtina ediyorlar” diye konuştu.

    “Kombinede yüzde 300 zam nerden çıktı bilmiyorum”
    Kombine gelirlerine de değinen Ali Koç, “En önemli gelir kaynaklarından biri bilet. Bazı arkadaşlar yüzde 300 zamdan bahsediyorlar. Bunlar nerden çıktı bilmiyorum o alanda ne kadar gerilediğimizi de ifade edeceğim. Yüzde 300 zam yoktur. Diğerleri gibi biz de zam yapmak zorundayız. 2017-2018 sezonunda sattığımız en düşük kombine 312 Dolar’dı. Geldiğimiz noktada sattığımız en düşük kombine 180 Dolar. Ortalama kombinelere bakınca bugün 531 Dolar. Stadımızdaki en yüksek kombine bedeli 5 sene önce 2 bin 670 Dolar iken bugün bin 672 Dolar’a düşmüştür” değerlendirmesinde bulundu.

    “Fenerbahçe 12-14 milyon Dolar yayın geliri almakta”
    Yayın gelirlerinin düştüğüne değinen Başkan Koç, “2017-2018 sezonunda kulübümüz yayıncıdan TFF üzerinden aldığı rakam 41.5 milyon Dolar’dı. O zaman 450 milyon Dolar olan pay bugünlerde 115 milyonlara düşmüştür. Bizim aldığımız 41.5 milyon Dolar’dan bugün aldığımız bedeller 14 milyon Dolar civarındadır. Sportif başarı ile alakası yoktur. Bu ‘TFF ihaleye fesat karıştırdı’ diyebilecek seviyedir. 40 küsür milyon Dolar alan Fenerbahçe 12-14 milyon Dolar civarlarında yayın geliri almakta” şeklinde konuştu.

    “Her zaman taraftarın içinde olan insanım”
    Başkan Ali Koç, sosyal medyada yer alan bir görüntüsüne gelen eleştiriyi cevaplayarak, “3 saniyelik videolarla bu yorumu yapmanız beni üzmüştür. Aleyhte tezahürat olacak diye sahadan son futbolcu ayrılana kadar içeri kaçmayan, taraftarından uzak olmayan, sokağa çıkınca taraftar içinde olan insanım. İyi haber, haber değildir, kötü haber, haberdir. Bazı olumsuz şeyler var ama ben size yüzlerce olumlu şey gösterebilirim” açıklamasında bulundu.

    “Beşiktaş maçında da aynısı yaşandı deplasman yasağı Fenerbahçe’ye geldi”
    Sarı-lacivertli taraftarların birlik beraberlik içinde reaksiyon vermediğinin altını çizen Ali Koç, “Siz kime dişinizi gösteriyorsunuz. İnşallah konuşmanın sonunda bu camianın en büyük rakibinin kendisi olduğunu bu camiaya en büyük zararı kendisi verdiğini kanaatine varırsınız. 6 sezon içinde 3 defa şampiyonluğu son maçta kaybetmiştir. 2’si de kendi stadımızda. 2006’da oynanan Denizli maçı bugünün dünyasında nerde olursa olsun o maç bitirilmezdi. Dünyada 6 senede 3 kez şampiyonluğu son maçta kaybetmiş takım söyleyin. Ülkesini hedef almış bir terör örgütünün saldırdığı bir kulüp söyleyin. 2012’de yine son maç şampiyonluk gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kolluk kuvvetleri Fenerbahçe taraftarını hedef alıyor. 4 Nisan 2015 otobüsümüzün kurşunlanması. Dünya spor tarihini direkten döndüğü gündür. Dünyada kaç kulüp deplasmandan havaalanına giderken ölümle burun buruna kalmıştır. Daha ayıbı bunun bugüne kadar ortaya çıkarılmamasıdır. Allah, TFF’ye bir daha saldırı olduğunu göstermesin ama öbür gün yaka paça aldılar. Kaçınız bunun mücadelesini verdiniz. Niye devlet bu kadar rahat çünkü Fenerbahçe camiasından reaksiyon yok. Faili meçhul kalması bizim ayıbımız değil Türkiye Cumhuriyeti’nin ayıbıdır. Kayseri deplasmanında taraftar yasağı yedik hepiniz gördünüz neler olduğunu. Kendi stadımızda Kasımpaşa maçında siyasi sloganlar atıldı. Beşiktaş maçında da aynısı yaşandı deplasman yasağı Fenerbahçe’ye geldi. Niye sadece Fenerbahçe’ye geldi. Fenerbahçe, Kayseri deplasmanına giderse ülke çapında kaos olacak diye mahkeme evraklarına girdi” ifadelerini kullandı.

    “Başarı istiyorsak Fenerbahçe haklarını hep beraber korumamız lazım”
    Başarının Fenerbahçe haklarını hep beraber savunulduğunda geleceğini vurgulayan Koç, “Bizden önceden niye futbolun paydaşlarının aylarca yıllarca konuştuğu unutamadığı hataların olduğu direkt müsabaka sonuçlarını sezon sonunda da şampiyonluğu etki altına alan hatalar niye hiç Fenerbahçe lehine olmuyor. Aksine niye Fenerbahçe aleyhine oluyor. Bunları düşünün. Ne Aziz Yıldırım ne Ali Koç ne bundan sonraki başkanlar. Bu saydıklarımı bugünün yönetimine mal ediyorsanız diyecek bir şeyim yok. Hepimizi ilgilendiren konudur. Buraya çıkan insanlar buna değinmişlerdir. Biz başarı istiyorsak yönetimle yüksek divan kurulunda teknik kadro diğer branşlarda silkelenip Fenerbahçe haklarını hep beraber koruyacağımıza vakıf olacağız” dedi.

    “İyi niyetle elimizden geleni yapmaya çalışırken altımızı oyanlar aday olun, geri çıkalım”
    Bazı Fenerbahçe taraftarlarının kendisini istifaya davet etmesiyle ilgili de konuşan Başkan Koç, “Bu görüşe de saygı duyuyorum. Sizlere de camianın bazı kesimlerinin değişim arzusuna kayıtsız kalmadım. Niye aday çıksın kongreye gidelim dediğimi anlatayım. Bu sene garip bir sene. Dünya Kupası arası oldu. Daha önce alışmadığımız bir ara sonra deprem vesilesiyle 4 hafta ligler durdu arkasından seçimler, ikinci tur maçlar ve takvim. Bu yüzden aday çıkmayacağı ortamda genel kurula gitmek önümüzdeki sezon planlamasında risk oluşturmasını 3 yaşındaki çocuk bile anlar. Sizlerin sorması gereken değişim isteyenlerin sorması gereken soru ‘Niye biri çıkmıyor’. Özellikle Fenerbahçe kötü gittiğinde lokantalarda heyecanlı, mutlu görüntü verenlerin esip gürleyen arkadaşlarıma söylüyorum. Biz burada şahsım ve yönetim kurulu üyelerimizle hata da olsa haksızlıklarımız da olsa ağır başarısızlık da olsa iyi niyetle elimizden geleni yapmaya çalışırken altımızı oyanlar aday olun geri çıkalım. Bu durumda olmak ne kadar zor biliyor musunuz? İçimizdeki durumdan zevk mi alıyoruz. İsteyerek mi yapıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Fenerbahçe’nin borcu: 7 milyar 686 milyon TL

    Fenerbahçe’nin borcu: 7 milyar 686 milyon TL

    Fenerbahçe’nin 2022 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda devam ediyor. Fenerbahçe Başkan Vekili Erol Bilecik ve Fenerbahçe Denetim Kurulu Üyesi Mehmet Vodina, mali tablolarla ilgili açıklamalarda bulundu.

    Erol Bilecik, döviz kurunun artmasına rağmen borcu yüzde 60 düşürdüklerini ifade ederek, “612 milyon Euro borç devralmıştık. Yüzde 60 iyileştirerek 386 milyon Euro’ya düşürmüş olduk. Kur 3 buçuk katı artmışken. Ali başkan kimsenin ortaya koyamayacağı cömertlikle kulübün finans ihtiyaçlarına hiçbir zaman sesiz kalmadı” şeklinde konuştu.

    Denetim Kurulu Üyesi Mehmet Vodina ise Fenerbahçe’nin 31 Aralık 2022 itibarıyla kısa vadeli yükümlülüklerinin 3 milyar 407 milyon TL, uzun vadeli yükümlülüklerin ise 4 milyar 279 milyon TL olmak üzere toplam borcun 7 milyar 686 milyon TL olduğunu duyurdu.

  • Fenerbahçe 5 yıldızlı arma kullanacak

    Fenerbahçe 5 yıldızlı arma kullanacak

    Fenerbahçe 2022 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda yapılırken, toplantıda sarı-lacivertli kulübün genel sekreteri Burak Kızılhan açıklamalarda bulundu.

    Fenerbahçe’nin 5 yıldızlı armayı gelecek sezon her alanda kullanacağını aktaran Kızılhan, “Kulübümüz, 2022-2023 sezonu itibarıyla Türkiye Futbol Federasyonu’nun kurulduğu 1923’ten bugüne 100 yıllık sürede kazandığı 28 Türkiye şampiyonluğun karşılığı olan 5 yıldızlı arma dönemini hayata geçirdi.

    Armamız resmen tescillendi. Bu konuda tarihi gerçekler ve gerekçelerle 2020-2021 yılında yaptığımız başvuru süreci sürerken, kulübümüz daha fazla beklemeyecek armalarımızı takım formalarımızda ve her alanda tescilli halde kullanacaktır” şeklinde konuştu.

    “26 Ekim’e kadar tüzük için genel kurulu toplamak istiyoruz”
    Yeni Spor Yasası’nın yürürlüğe girmesinin ardından tüzükte yenilenme yapacaklarını aktaran Burak Kızılhan, “Göreve başladığımız günden itibaren tüzükle ilgili sıkıntılar olduğunu defalarca dile getirdik. Biz tüzük konusunda çalışmalarımıza devam ederken yeni spor yasası yürürlüğe girdi. Çalışmalarımızı yeni spor yasasına uyum çerçevesinde yeniden şekillendirmek zorunda kaldık. Bu zorunluluk 26 Ekim’e kadar uzatıldı. Biz de 26 Ekim’e kadar tüzük değişikliği için genel kurulu toplamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
    Burak Kızılhan, gelecek sezon kombinelerde bilet devir hakkının 5 maçla sınırlandırılacağını aktararak, bu devir hakkına Avrupa ve derbi maçlarının dahil olmayacağını belirtti.

  • Fenerbahçe’nin 2022 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı başladı

    Fenerbahçe’nin 2022 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı başladı

    Fenerbahçe’nin 2022 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda başladı. Toplantıya Başkan Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar ve kulüp üyeleri katılım gösterdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Pekin, bin 552 katılımcının bulunduğunu ifade etti.

    Olağan mali genel kurul toplantısı başkanlığına oy çokluğuyla Uğur Dündar seçilirken, toplantı saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından başladı.

    Toplantıda 2022 yılı yönetim kurulu faaliyet ve denetim raporunun okunurken, 2022 yılı yönetim kurulu faaliyet ve denetim raporu ibraya sunulacak.
    Daha sonra bütçe ve ek bütçe oylanacak.

  • Fenerbahçe, İrfan Can Eğribayat’ın bonservisini aldı

    Fenerbahçe, İrfan Can Eğribayat’ın bonservisini aldı

    Fenerbahçe Kulübünden konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Kulübümüz, geçtiğimiz yıl Göztepe A.Ş’den kiraladığı ve başarılı performansı ile dikkat çeken kalecimiz İrfan Can Eğribayat’ın satın alma opsiyonunu kullanmıştır. 2027 yılına dek sözleşme imzaladığımız oyuncumuza çubuklu formamız altında nice zaferler diliyoruz” denildi.

  • Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Jorge Jesus yemekte bir araya geldi

    Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Jorge Jesus yemekte bir araya geldi

    Fenerbahçe’den ayrılan teknik direktör Jorge Jesus, ülkesine dönmeden önce Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve sarı-lacivertli yöneticilerle yemekte bir araya geldi. Yemeğin ardından Başkan Ali Koç, Jorge Jesus’a forma hediye etti ve emekleri için teşekkür etti.

    Jorge Jesus da Fenerbahçe’nin bir parçası olduğu için duyduğu mutluluğu paylaşıp, teşekkürlerini iletti.

  • Jorge Jesus’tan Ali Koç’a: “Sana minnettarım”

    Jorge Jesus’tan Ali Koç’a: “Sana minnettarım”

    Fenerbahçe’den ayrılan teknik direktör Jorge Jesus, kendisinin Ali Koç hakkında yaptığı iddia edilen açıklamaya dair değerlendirmelerde bulundu.

    Jesus, yazılı basında yer alan haberi yalanlayarak, “Fenerbahçe’deki ilk günümden beri Başkan Ali Koç’tan tam, koşulsuz destekten başka bir şey almadım. Basına olumsuz bir açıklama yapmadım, verdiğim tek röportaj indiğimde kulüp ve ülke hakkında iyi konuştuğumda oldu. Bu nedenle bugün gazetedeki yazı yalandan başka bir şey değildir. Başkan Ali Koç benim ailem için yaptıkların için sana çok minnettarım” ifadelerini kullandı.

  • Fenerbahçe kalecisi İrfan Can Eğribayat: “Taraftarımız bize inanmaya devam etsin”

    Fenerbahçe kalecisi İrfan Can Eğribayat: “Taraftarımız bize inanmaya devam etsin”

    Fenerbahçe’nin başarılı kalecisi İrfan Can Eğribayat, kulüp televizyonunda yayınlanan ‘Günün Röportajı’ programının konuğu oldu. Türkiye Kupası zaferini değerlendirerek sözlerine başlayan İrfan Can Eğribayat, “Bizim için sezon güzel bitti çünkü bizim için önemliydi. Hedefimiz hem kupayı kazanmak hem de ligi kazanmaktı. UEFA’da da gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyorduk. UEFA’da ilk maçta Sevilla’ya karşı şanssız bir mağlubiyet yaşadık. Ligdeyse istediğimiz sonuçları alamadığımız zamanlar oldu. Taraftarlarımızı üzdüğümüzü takım içinde çok konuştuk. Bizler de çok üzüldük. Bize yakışmayan puanlar kaybettik. Buradan hem şahsım adına hem de takım arkadaşlarım adına tekrar bütün taraftarlarımızdan özür diliyorum. Ziraat Türkiye Kupası taraftarlarımızı bir nebze de olsa mutlu edebileceğimiz bir yerdi. Ziraat Türkiye Kupası boyunca iyi performans sergiledik. 5 maç oynamıştım, 3’ünde kaleyi gole kapatmıştım. Bu da hem iki yarı final hem final maçı olunca farklı oldu ki final maçında kaleye çok fazla top gelmedi. Takım olarak önde pres anlamında çok iyiydik. Bizim için güzel bitti. Taraftarlarımıza armağan olsun. Onların bu kupaya ihtiyacı vardı. Biz bunu hissediyorduk. Bize verdikleri tepkilerin de kupa hasretinden, bizim daha fazla başarılı olmamızı istemelerinden kaynaklıydı. Onlara bu kupayı hediye edebildiğimiz için çok mutluyuz. İnşallah önümüzdeki yıllarda daha fazla kupa kazanıp, onları daha çok mutlu edebiliriz” dedi.

    Eğribayat, şampiyonluk kutlaması sonrasında genç kalecilerimizden Osman Ertuğrul Çetin ile eğlenceli dakikaların yaşandığı anlar içinse şunları söyledi:
    “Maçtan sonra açıkçası çok yüksektim, çok heyecanlıydım. Formamı çıkarıp tribünlere atmıştım ve şu an bende final maçının forması yok. Çok güzel bir duygu. Takımdaki herkesle çok iyiyiz ama Ertuğrul ile çok iyi anlaşıyorum. Ağabey-kardeş ilişkimiz söz konusu. Kutlama anında da ‘Ağabey beni bir sırtına alsana’ dedi. Ben de aldım, sonrasında da attım aşağıya, tabii o anlar da oldukça komik ve eğlenceli oldu. Güzel görüntülere sahne oldu.”

    “Fenerbahçe formasının ağırlığının farkına vardım”
    Transferinin ilk gününden itibaren hazır olmaya çalıştığını vurgulayan başarılı eldiven, “Ben buraya geldiğimde ikinci kaleci olduğumu biliyordum. Altay takım kaptanı ki Altay benim 17-18 yaşından beri çok yakın arkadaşım. Keza milli takımlarda da beraberdik. İkinci kaleci olarak geldiğimin bilinciyle ‘forma gelir mi’ diye her defasında çalıştım, hazır oldum ki forma geldiğinde çok hazır bir İrfan da yoktu. Bunu da her zaman söyledim. Bu konuda da sağ olsunlar Özcan Hoca, Yasin Hoca benim yeteneğime çok güvendikleri için kilo verdiğim zaman çok farklı noktalara gelebileceğimi, biraz çabuklaştığım zaman çok farklı noktalara gelebileceğimden bahsettiler. Biz de bunlara yönelik çalışmalar yaptık. Ben yedek kulübesindeyken de enerji vermeye çalıştım” diye konuşan İrfan Can Eğribayat, takımdaki dostluk ortamına ve Fenerbahçe formasının ağırlığına şu şekilde vurgu yaptı: “Takımda çok güzel bir dostluk var. Ben ilk geldiğim gün hemen o dostluk ortamının içine girdim. Tabii bunu gördüğünüz zaman takım arkadaşlarınızın da saha içinde başarılı olmasını istiyorsunuz. Hiç kimsenin kalbinden kötü şeylerin geçtiğini düşünmüyorum. Yönetimimize de teşekkür ediyorum, detaylı şekilde seçilmiş ki ben geldiğimde de gerçek karakterimi göstereceğimi söylemiştim. Hep hazır bekliyordum. Ben kaleye geçtiğim zaman takımın iki kulvarda da iddiası vardı. Ben de elimden gelen her şeyi yaptım. Kendi kariyerimden ziyade Fenerbahçe formasının ağırlığının farkına vardım. Gerçek anlamda çok farklı bir ortam. Taraftarlarımız da sağ olsunlar beni hep desteklediler. Ben de onlara, kulübe layık olmaya çalıştım. İnşallah önümüzdeki senelerde de bu böyle olacak. Başarılı olabildiysem, takıma katkı verebildiysem ne mutlu bana.”

    “Camianın ağırlığını görünce basamakları hızlı çıkmaya başladım”
    Kariyerinin Fenerbahçe’den sonra bambaşka bir seviyeye çıktığını belirten İrfan Can, “Takım gol attığında ya da son dakikada gelen goller esnasında içimde öyle bir patlama oluyor ki Kazanmayı çok istiyorum. Ben Adanaspor’da da, Göztepe’de de hep çok istedim, hep başarılı olmak istedim. Ama bazen kendi özel hayatımda sorunlar yaşadım, takımlarımda bazı sorunlar yaşadım. Bu, benden kaynaklı oldu, takımdan kaynaklı oldu, taraftardan kaynaklı oldu tabii ki. Öyle olduğu için de hep başarıya giden yolda merdivene takılıp geri düştüm. Geçen sezon Göztepe’de son haftalarda oynamadım. Orası biraz kötü de bitmişti. Belki de orada merdivenden 10 basamak aşağıya düşmüştüm. Ama buraya gelince hem bu armanın ağırlığı hem de camianın ağırlığını görünce basamakları hızlı hızlı çıkmaya başladım. Çünkü başarılı olmayı çok istiyorum. Babam, ailem, eşim, şimdi 1 de çocuğum oldu. Onlar için bu hayatta mücadele veriyoruz ki onlar da ne bizim kazandığımız paradan, ne yaptığımız başka bir şeyden mutlu oluyorlar, sadece bizim başarılı olmamızı istiyorlar. Onlar için başarılı olmaya çalışıyoruz. Gollerden sonraki o coşkulu sevinçler de oradan geliyor. Ben o sevinci yaptığım zaman babamın evde ne kadar sevindiğini bildiğim için ya da eşimin ne kadar mutlu olduğunu bildiğim için veya taraftarlarımızın ne kadar mutlu olduğunu bildiğim için onlarla beraber mutluluk yaşıyorum” şeklinde konuştu.

    Volkan ağabeyin iyi yanlarını almaya çalıştım”
    Sarı-lacivertlilerin eski kalecisi Volkan Demirel’i örnek aldığını belirten İrfan Can, “Gollerden sonra bir anda bir patlama oluyor ki ben Volkan Demirel’i çok fazla izledim. EURO 2008 döneminde tam da futbola yeni başladığım dönemlerde Volkan Hocayı izliyordum. Onu çok izleyerek büyüdüm, babam da kalecilik anlamında biraz ona benzetirdi. Taraftarlarımızın benzetmesini normal karşılıyorum. İnsan izledikçe tabii bir şeyler öğreniyor, bir şeyler alıyor. Ben hep Volkan ağabeyin iyi yanlarını almaya çalıştım. Tabii saha içindeki o agresif tavırları da ister istemez geçti bana. Ama takımda birilerinin bunu yapması lazım, birisinin ateşlemesi gerekiyor ki genelde bunları yapanlar da kaleciler olur” ifadelerini kullandı.

    “Ailenin desteği çok önemli”
    Aile kavramının üzerinde genişçe duran başarılı file bekçisi, “Ailenin desteği çok önemli ve aile her zaman ön planda. Evet, futboldan para kazanıyoruz, futbolla yatıp kalkıyoruz ama futbol bittiği zaman ailen kalacak. Ben hep bu bilinçte bir insan oldum. Eşime, anneme, babama hep çok değer verdim, şimdi bir de kızım oldu. Şu an kızım her şeyin önüne geçti ki bazen de düşünüyorum, 10 gündür dünyada olan bir insana karşı nasıl bu kadar sevgi hissedebiliyorsun? Bambaşka bir duyguymuş. Tabii biz geçen sene bir olay da yaşamıştık. Onun üstüne gelmesi belki biraz daha beni ona daha çok bağladı. Böyle olması da çok iyi. Kızım karşı cins olarak ilk babasıyla tanışıyor ve babasının ne kadar düzgün bir karakter olduğunu ya da eşine, evine ne kadar bağlı olduğunu gördüğü zaman ileride kendisi de böyle düzgün birisini bulmaya çalışır. Kader tabii ki ne olacağını bilemeyiz ama ben biraz da bu yönden bakmaya çalışıyorum. Ona verdiğim sevgi bambaşka ama beni biraz da iyi tanımasını, karakterimin doğru bir karakter olduğunu bilmesini çok istiyorum. Bundan sonraki süreçte normal hayatıma biraz daha dikkat edeceğim, etmem gerekiyor. Lig tarafına gelecek olursak da ben hep bir şekilde oynayacağımı hissediyordum. Tabii ki bunun bir sakatlık olmasını istemeyiz. Eşimin de hamile olduğunu kimseye söylemiyorduk, hem yaşadığımız olaydan dolayı hem de nazara da inanan insanlarız. Nitekim korktuğumuz için söylememiştik. Ben hep içimden kızım doğduğunda hem lig şampiyonluğunu hem de kupayı kazanırsak benim için müthiş bir şey olur diye geçiriyordum ki onun şansına da inanıyordum. Çok şükür kupayı kazandık. Onun da ilk kupası oldu. İnşallah uzun yıllar burada kalabilirim. Kızım Melina’nın 1 yaşındayken 3 kupası olsun, 2 yaşındayken 5 kupası olsun, inşallah hep yaşından çok kupası olsun. Kızım için yaşayacağız. İnşallah hayatımız bu seneki gibi güzel bir şekilde devam eder” açıklamasında bulundu.

    “Babam hep arkamda oldu ve ben de futbola olan ilgimden dolayı bu işe çok sıkı sıkıya sarıldım”
    İrfan Can Eğribayat kariyerinin dönüm noktalarını, futbola olan bağlılığını şu şekilde anlattı:
    “Küçükken bronşit hastalığı geçirdim ki çoğu çocukta da oluyor. 6 aylık bebekken hastanede yattığım dönemler olmuş. Tabii bu süreç devam etti ve kolay kolay atlatabileceğimiz bir şey değildi. Ben mahalle arasında top oynamayı çok seviyordum ki ben okula başlayana kadar genelde oyuncaklarla oynardım. Tek oynamayı da severdim çünkü biraz içine kapanık bir çocuktum. Ne zaman okula başladım, biraz daha rahatlık geldi. Tabii babamın da hikayelerini dinledim. Sonrasında yaşım biraz daha büyüdükçe mahallede kum sahalarda ağabeylerimizle top oynamaya başladım. Hatta kulübümüzde de bir dönem forma giyen Sadık Çiftpınar ile çok top oynadık. O benden büyük, genelde kaleye geçiriyordu beni. Harika bir karakterdir, bana da çok yardımcı olmuştur. O şekilde başladık. Sonrasında bir gün babam beni toprak sahada izlemiş. Eve gittiğimde de bana, ‘Seni Adanaspor’a yazdıralım mı?’ dedi. Ben de, ‘Çok mutlu olurum’ dedim. Ki benim oturduğum semtte de böyle kulübe yazılıp giden çok çocuk yoktu. Sonra gittik ve ilk etapta sağlık kontrolünden geçtim. O sırada doktor bronşitim olduğunu söyledi. Adanaspor’a ilk yazıldığımda orta saha olarak yazılmıştım. Sonrasında zorlanmaya başladım, koşuyorsun, mücadele ediyorsun. Öyle olduğu için babam ‘Gel kaleci olalım’ dedi. Sonra babam bana krampon, eldiven aldı. İlk antrenmanda da kaleci olarak beni hemen seçtiler. Ki kaleciliğe dair bilgim yoktu. Hep babamın anlattıkları, biraz da doğuştan var olan yetenekle beraber Adanaspor’daki kıymetli hocam Eyüp Arın hoca geldi, tribündeki ailelerin yanına gitti ve ‘İrfan Can Eğribayat’ın babası kim?’ dedi. Babam da el kaldırmıştı, buradayım gibisinden. Sonra Eyüp Hoca, ‘hemen yarın kimlik, sağlık raporunu getirin, lisansını başlatacağız’ demişti. Hikaye öyle başladı. Ben bir de çalışmayı çok seviyordum. Şu an olduğu gibi o zaman da çok çalışıyordum. Babam okul ile futbolu birlikte götürmem konusunda çok yardımcı oldu. O dönem benim için zor bir süreçti ama babam arkamda olduğu için ve benim de futbola olan ilgimden dolayı bu işe çok sıkı sıkıya sarıldım. Daha sonrasında da profesyonel kariyer devam etti. Çok şükür buraya kadar gelebildik.”

    “Çok mücadele ettim ve futbolda bu noktalara gelebildim”
    Her zaman hayallerinin peşinden koştuğunu ve kariyer basamaklarını bu sayede çıktığını aktaran İrfan Can Eğribayat, “Adanaspor 2007 yılında yeniden kurulmuştu. Babam da çok koyu bir Adanaspor taraftarıdır, bana da onu aşılamıştı. Biz hiçbir zaman büyük takım tutmadık, hep Adanasporluyduk. Yani ya Adanasporlusundur ya da Adana Demirsporlusundur, şehrin takımını tutmak zorundasın. Ben çok erken A Takıma çıktım. Adana 5 Ocak Stadyumu’nda oynamayı çok istiyordum. Her antrenmanda o statta oynamayı hayal ederdim. Kimseye bahsetmediğim hayallerim de var. Hepsi gerçekleşti çok şükür, son bir tane kaldı o da A Milli Takımda oynamak. Bir sene geç ya da bir sene erken, önemli olan hayallerin gerçekleşmesidir. Nitekim Adana kariyerim de öyle başladı. Eyüp Hoca sağ olsun benimle hep ilgilendi. Çok çalıştım, çok mücadele ettim ama futbolda bu noktalara gelebildim. Benim 14,5 yaşımda kampa gönderdiler. Kamp ortamı bambaşka bir ortam. Çünkü Adanaspor altyapısında çok düzgün bir çalışma ortamımız yoktu. A Takıma çıktığım zaman yaşımdan da ötürü biraz kaldıramadım orayı. Sonra beni altyapıya geri yolladılar. Çok üzülmüştüm ve o benim dönüm noktalarımdan bir tanesidir. Ben hep çalışmaya devam ettim. 1 ay sonra tekrar A Takıma çıktım. Çünkü A Takımda olan bir kaleci kiralık olarak başka bir takıma gitti ve ‘İrfan sen geri gel, burada dördüncü kaleci olarak devam et’ dediler. Kariyerimde çok etkisi olan bir başka isim Mustafa Şentabaklar’dır ve onunla saha içinde inanılmaz çalışmalar yaptık. Saha içinde hep ekstra işler yaptık. Kendimizi fazlasıyla futbola verdik. Onun sayesinde fiziksel olarak da kendimi geliştirebilmiştim Daha sonrasında henüz 17 yaşına girmeden Eyüp Hoca takımın başına geldiğinde hiç tereddüt etmeden beni kaleye koydu. Öylelikle benim profesyonel Adanaspor kariyerim de başlamış oldu. Bazen genç kaleci kardeşlerimden Ertuğrul’la da konuşuyoruz, ‘Burada oynayamıyorum, ne yapmam lazım?’ tarzında sohbet ediyoruz. Benim de Adanaspor’da oynamadığım dönemler oldu ama şansımın yanımda olduğu anlar yaşandı ve kaleye geçebilmiştim. Her sene iki, üç maç oynadım ve o maçlarda iyi performans sergilediğim için Adanaspor, Süper Lig’den düştüğünde 19 yaşına yeni girmiştim ve bir anda ‘Adanaspor’un birinci kalecisi oldun’ dediler. Öylelikle Adanaspor’da 3 sezon geçirdik, elimizden geleni yapmaya çalıştık” dedi.

    “Taraftarın bu armaya ne kadar sevgi duyduğunu gördüm”
    Sarı-lacivertli taraftarla ilgili de konuşan İrfan Can Eğtibayat, Fenerbahçe taraftarının camiaya olan bağlılığını şöyle anlattı:
    “18 yaşındayken, Adanaspor da Süper Lig’deydi. O zamanlar oynatmıyorlardı, çalışıp bekliyorduk. U21 Ligi vardı, ben de U21 Ligi’nde Fenerbahçe’ye karşı oynadım. Daha sonrasındaysa U21 takımı oyuncuları A Takım maçını izlemeye gidiyorlardı. Ben, ilk kez İstanbul’da büyük bir stadyumda maç izledim, o da Fenerbahçe’nin stadıydı. Ben orada taraftardan çok etkilenmiştim. ‘Burası inanılmaz bir yer’ dedim. Adana’da taraftar geliyor, tribün oluyor vs. ama hiçbir şeymiş gibi bir algıya da kapıldım. Ki o zamanlar Volkan Demirel oynuyordu. Volkan ağabeye bakıyordum, onu izliyordum. Orada da ‘Bir gün burada oynayabilir miyim?’ diye içimden geçiriyordum. Orada anladım ki Fenerbahçe kulübünün farklı bir ambiyansı var. Daha sonrasındaysa Fenerbahçe’ye transfer oldum, hemen Slovcko’ya gittim ki daha önce duymadığımız takımdı. Stada gittik, sahaya çıktım ve bir baktım ki Fenerbahçe taraftarı doldurmuş stadı. Bizi hiçbir yerde bırakmıyorlardı. Bu armaya, bu camiaya ne kadar sevgi duyduklarını gördüm. Sevilla deplasmanına da geldiler ki orada büyük sıkıntılar da yaşadılar. Sağ olsunlar bizi hiçbir yerde yalnız bırakmıyorlar. Son olarak kupa finalinde de gördük, stadın 3’te 2’sini bizimkiler almıştı, çok da güzel bir ambiyans vardı. Taraftarlarımız bu süreçte beni biraz da Volkan Demirel’e benzettikleri için sevmeyen insan da beni sevmeye başladı. Nitekim tanımayanlar daha yeni yeni tanımaya başladı. Sağ olsunlar beni çok seviyorlar, ben de onları çok seviyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde de birbirimize olan bu bağımız, sevgimiz artarak devam eder. Ben de inşallah uzun yıllar burada oynayabilirim.”

    “Önümüzdeki sezon da bize inanmaya devam etsinler”
    Son olarak yeni sezon ile ilgili görüş ve düşüncelerini paylaşan file bekçisi, “Ben ilk geldiğim andan itibaren bu kulübün büyüklüğünü anladım. İnsan böyle bir camianın içine girince daha iyi anlıyor. Taraftarın isteği, arzusu Çalışanlar dahi çok fark ediyor. Kulüp için çalışan çok kişi var burada. Bunları gördüğünüz zaman siz de çıkıp bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Kendi oyununu, kendi kariyerini düşünmediğin çok zaman oluyor. ‘Ben kulüp için bir şey yapmak istiyorum, bu kulübün buna ihtiyacı var, benim o zaman orada olmam gerekiyor’ tarzında çok fazla an yaşadım bu sene. Yeni sezon inşallah bizim çok çok daha güzel olur. İnşallah uzun yıllar da burada kalabilirim. Tabii ki gelenler, gidenler olacak. Kadro planlamasını Başkanımız, Yöneticilerimiz, yeni gelen hocamız yapacaklardır. Ama ben bu aile ortamının bozulacağını düşünmüyorum çünkü hem Başkanımız hem de Yönetimimiz, transfer ettikleri oyuncuların sadece bireysel performanslarına değil karakterlerine de bakıyorlar. Fenerbahçe’ye layık bir oyuncuysa buraya getirmeye çalışıyorlar. İyi bir sezon olacak diye düşünüyorum. Tabii ki kamp dönemini de çok iyi geçirmemiz gerekiyor. Taraftarlarımız bize inanmaya devam etsinler. Çünkü biz onlara inanıyoruz, güveniyoruz. Onları çok seviyoruz. Hangi oyuncuyla konuşursam konuşayım herkes taraftar hakkında iyi şeyler söylüyor. Düşünün bu takım çok fazla ıslıklandı, bu takıma çok tepki de geldi ama ona rağmen herkes şunun bilincinde taraftar başarıya aç, taraftar bir başarı gelmesini istiyor. Biz de oyuncu grubu olarak bunun farkındayız. Bu sezon elimizden gelen bu oldu, Ziraat Türkiye Kupası oldu. Önümüzdeki sezon da bize inanmaya devam etsinler, biz onlara inanıyoruz, güveniyoruz. Güzel aile ortamı içerisinde nice kupalar kazanabiliriz. Şunu da söylemek istiyorum; ben 6 sene boyunca çok mücadele ettim. Ama o kilit Fenerbahçe’de açıldı. Belki bu kupa da bizim o kilidimizi açacaktır. İnşallah daha niceleri olacaktır. Ben buna kalpten inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

  • Fenerbahçe ve Başakşehir PFDK’ya sevk edildi

    Fenerbahçe ve Başakşehir PFDK’ya sevk edildi

    Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Müşavirliği’nce Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edilen takımlar açıklandı. Ziraat Türkiye Kupası finalinde karşılaşan Fenerbahçe ve Başakşehir saha olayları nedeniyle PFDK’ya sevk edildi.

    Aynı müsabakada Fenerbahçe, çirkin ve kötü tezahüratı, merviden boşluklarının boş bırakılmaması ve talimatlara aykırı hareketleri nedeniyle disipline gönderildi.