Kategori: Teknoloji

  • Oyun Karakterleri Satışlarından Vergi Alınacak

    Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapan Kanun” ile 1 Mart 2020’den itibaren yürürlüğe girmek üzere yüzde 7,5 oranında “dijital hizmet vergisi” adı altında yeni bir vergi ihdas edilmişti.

    Yeni uygulamaya göre, dijital hizmet sağlayıcıları tarafından sunulan her türlü reklam hizmetleri, sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda satışı, bu ortamda sunulan hizmetler ile kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması hizmetlerinden elde edilen hasılat bu vergi kapsamında olacak.

    Gelir İdaresi Başkanlığı da söz konusu verginin kapsamı ile uygulamasına ilişkin esasları belirlemek için bir tebliğ taslağı hazırladı.

    Taslakta şu hususlar öne çıktı: Arama motoru reklamları, bant reklamlar (banner), dijital ortamlarda yayınlanan her türlü işitsel, görsel veya yazılı reklamlar, elektronik cihazlarda yazılımlar vasıtasıyla otomatik olarak çevrim içi iletilen reklamlar, açılır pencere reklamları (pop-up) gibi reklam hizmetleri bu vergiye tabi tutulacak.

    Gazete veya dergilerin internet sitelerinde veya yalnızca dijital ortamda yayıncılık yapan kuruluşların sitelerinde yayınlanan reklamlardan elde edilen hasılat da bu kapsamda değerlendirilecek.

    Karasal, uydu ya da kablo ortamları üzerinden yapılan yayınların eş zamanlı olarak dijital ortamda yayınlanması halinde, yayın akışının içeriğine dahil olmayan reklam hizmetleri bu verginin konusuna girecek.

    Reklam anketleri de vergiye tabi

    Reklamın hedef kitleye ulaşıp ulaşmadığının, istenilen etkiyi oluşturup oluşturmadığının veya reklamda değişikliğe ihtiyaç duyulup duyulmadığının ölçümlenmesi, reklamın ulaştığı kullanıcıların yaş, cinsiyet, eğitim durumu gibi özelliklerinin tespit edilerek raporlanması faaliyetleri nedeniyle elde edilen hasılat da vergiye tabi olacak.

    Bilgisayar, tablet, cep telefonu, akıllı bileklik gibi elektronik cihazlarda kullanılan programların, sinema filmi, dizi, video, resim, fotoğraf, grafik, makale, dergi, gazete gibi görüntü, ses ve metin dosyası içeriklerinin, her türlü dijital oyunların, çevrim içi oyunlarda oyuncuya belirli bir bedel karşılığında oyunla ilgili uygulama veya paketlerin (ilave oynama hakkı, ilave oyun süresi, oyun içi özelliklere, materyal ve ögelere erişim, oyun içi karakter oluşturma ya da geliştirme veya oyun içi sanal para temini gibi) dijital ortamda satışı ile benzeri diğer içerik satışlarından elde edilen hasılat da düzenleme kapsamında bulunacak.

    Bahse konu içeriklerin yalnızca CDDVD, harici bellek gibi elektronik kayıt araçları vasıtasıyla ve fiziki teslim suretiyle dijital ortamda satışından elde edilen hasılat, açıklanan hizmetler nedeniyle elde edilen hasılat kapsamında değerlendirilmiyor. Yetkili kuruluşlarca düzenlenen her türlü şans oyunu ile müşterek bahse ilişkin dijital ortamda satılan ve çekiliş veya bahse katılma hakkını sağlayan bilet veya kuponlar da dijital içerik olarak görülmeyecek.

    Kullanıcıların yazılı, görsel veya işitsel içerik paylaşabildiği, paylaşılan içeriklere ilişkin yorum yapabildiği ya da birbirleriyle etkileşime geçebildiği dijital ortamlar ile bir mal veya hizmetin satılabildiği dijital ortamların sağlanmasından elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisine tabi olacak. Kullanıcıya sunulan ürün özelliklerini filtreleme ya da fiyat, marka, model bazında karşılaştırma yapma suretiyle yönlendirme gibi aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat verginin konusuna girecek.

    Bankacılık hizmetleri istisna kapsamında

    Bankalar tarafından dijital ortamda sunulan finansal araçların alım satımına aracılık faaliyetleri, sermaye piyasası araçlarının satışına aracılık işlemleri, sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik aracılık hizmetleri dolayısıyla elde edilen hasılat, istisna kapsamında tutulacak.

    Dijital hizmet sağlayıcıları tarafından ödenen katma değer vergisi hasılata dahil edilmeyecek.

    Mükellefiyet oluşturulacak

    Dijital hizmet sağlayıcılarının, gelir veya kurumlar vergisi yönünden mükellef olup olmamasının, dijital hizmet vergisi mükellefiyetine etkisi bulunmayacak.

    Dijital hizmet sağlayıcılarının düzenleme uyarınca, mükellefiyet tesis ettirmesi gerekiyor. Mükellefiyet, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı nezdinde elektronik ortamda oluşturulacak. Bu kapsamda, dijital hizmet sağlayıcılarının ilk kez verecekleri dijital hizmet vergisi beyannamesini vermeden önce, Gelir İdaresi Başkanlığının “www.digitalservice.gib.gov.tr” adresinde yer alan formu doldurmaları şartı bulunuyor. Söz konusu formun elektronik ortamda doldurulup onaylanması üzerine, dijital hizmet sağlayıcısı adına “dijital hizmet vergisi mükellefiyeti” oluşturulacak.

    Vergilendirme dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleri olarak belirlenirken, beyannameler de takip eden ayın son günü akşamına kadar verilecek. Beyannameler ise “www.digitalservice.gib.gov.tr” adresinden elektronik ortamda gönderilecek.

    Verginin beyanname verme süresi içinde ödenmesi gerekiyor. Ödeme, vergi dairelerine ve tahsile yetkili bankalar, Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden tahsile yetkili bankaların banka kartı veya kredi kartıyla da yapılabilecek.

    Sunulan hizmetlere erişim engellenebilecek

    Düzenlemeye ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, Hazine ve Maliye Bakanlığınca dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere erişim engellenebilecek.

    Bakanlıkça engelleme kararı verilmeden önce, dijital hizmet sağlayıcısı ya da Türkiye’deki temsilcisine ihtarda bulunulacak ve yükümlülüğün 30 gün içinde yerine getirilmesi istenecek. Buna rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, alınan karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) gönderilecek. Engelleme kararının gereği de bildirimden 24 saat içinde yerine getirilecek.

    Mükellefin yükümlülüğünü yerine getirmesi halinde, Bakanlığın erişim engelinin kaldırılması kararı, BTK’ye iletilecek ve 24 saat içinde hizmetlere erişimin açılması mümkün olacak.

  • Oyun Yayın Platformu Nimo TV, Türkiye’deki Faaliyetlerine GİST İle Başladı

    İki ayrı sahnede etkinlikleriyle yoğun talep gören Nimo TV’nin CEO’su Fee Liu: ‘Türkiye’deki kullanıcılarımızla doğrudan buluşabildiğimiz için çok mutluyuz. Türkiye bizim sektörümüz için oldukça önemli. Hem coğrafi konumu hem de oyuncu sayısı ile bizim için en önemli pazarlardan biri. Türkiye’de 2020 yılı içinde büyük yatırımlar yapacağız. Türkiye’nin en büyük canlı yayın topluluğunu oluşturmak için yayıncı eğitimleri, profesyonel takımlarla sözleşmeler, etkinlikler gibi çeşitli çalışmalar yapacağız. Bunlara ek olarak Nimo espor markası, işleyiş modeli ve canlı oyunlar için sağlıklı bir içerik ekosistemi oluşturacağız. Özellikle Gaming İstanbul ile Türkiye’deki beklentimizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anladık. Türkiye’de olduğumuz için çok mutluyuz.’ dedi.

    PUBG Mobile, Mobile Legends Bang Bang gibi turnuvalar, Conan Exiles ve Mount & Blade II Death Match gibi karşılaşmalar ve cosplayerlar ile VR Beat Saber, Fortnite Parkour gibi pek çok etkinlikle değerli hediyeler kazandıran Nimo TV, Türkiye’de mobil oyunlar alanında Mezarcı gibi yayıncılar dahil olmak üzere en iyi Türk yayıncılarla işbirliği yapmak için bazı özel içerikler hazırlıyor aynı zamanda birçok espor kulübünün özel canlı yayınları için de anlaşmalar yapıyor. Şirket gelecekte yerel kullanıcılara daha kaliteli içerik sunmak için espor endüstrisi alanındaki yerel işletmeler ve MCN ajanslarıyla iletişim kurmaya da devam ediyor.

    Nimo TV hakkında:

    Milyonlarca oyuncunun hem oyun oynamasına hem de oynadığı oyunları yayınlamasına olanak veren küresel yayın platformu Nimo TV 2018 yılında piyasaya sürülmüştür. Bir oyun topluluğu olan Çinli Nimo TV’nin aktif olarak 10 milyon kullanıcısı bulunmaktadır. Tencent’in de ortakları arasında bulunduğu Huya şirketinin çatısı altında bulunmaktadır. Yüksek kalitede interaktif teknolojiler ve izleyicilerin bulunduğu platformda oyuncular özel espor etkinliklerine ve turnuvalarına erişme şansı buluyor. Bölgelerinin en ünlü oyuncularına da erişim sunan Nimo TV, oyun yayın platformları arasındaki başarısını artırmaya devam ediyor.

  • Youtube Reklam Gelirlerini İlk Kez Açıkladı

    Youtube 2019’da reklamlardan 15,5 milyar dolar kazandı.

    Piyasa değeri bir trilyon dolara ulaşan ve Google’ın da sahibi olan Alphabet, 2019 bilançosunu açıkladı. Buna göre yıllık gelirleri yüzde 17 artışla 46 milyar dolar oldu. Youtube‘ın 15,5 milyar dolarlık reklam geliri ise Alphabet yatırımcılarını memnun etmedi.

    Şirket, bulut teknolojileri alanında rakiplerinin gerisinde kaldı.

    Amazon firmasının elde ettiği 10 milyar dolarlık gelire karşın, Alphabet, bulut servislerinden 2.6 milyar dolar sağladı. Youtube’un paralı üye sayısının ise 2 milyon civarında olduğu açıklandı.

  • Google, Rekabet Kurumu’nda Sözlü Savunma Yaptı

    Google’ın temsilcileri, şirketin genel arama pazarındaki hâkim durumunu kötüye kullandığı gerekçesiyle hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Rekabet Kurumu’nda sözlü savunma yaptı.

    Rekabet Kurumu’nda Başkan Birol Küle başkanlığındaki toplantıya, şirketin temsilcileri avukat Gönenç GürkaynakHakan Özgökçen ve Miguel Perez Guerra ile soruşturma heyeti üyeleri katıldı.

    Soruşturma hakkında bilgi veren Başkan Küle, Google’ın genel arama pazarındaki hâkim durumunu kötüye kullanarak çevrimiçi alışveriş hizmetleri pazarındaki rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırmak suretiyle 4054 sayılı kanunun 6’ncı maddesini ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik olarak soruşturma açıldığını hatırlatarak, sözü soruşturma heyetine bıraktı.

    Soruşturma heyeti temsilcisi, Google’ın alışveriş karşılaştırma hizmeti sunan rakiplerini rekabette dezavantajlı konuma düşürdüğünü iddia ederek, şirketin, rakip teşebbüslerin faaliyetlerini zorlaştırdığını ve alışveriş karşılaştırma hizmetleri pazarındaki rekabetin bozulmasına yol açarak, ilgili kanunu ihlal ettiğini savundu. Google’a idari para cezası verilmesi gerektiği kanaatine ulaşıldığını kaydeden temsilci, ayrıca Google’ın dosya kapsamında incelenen ve ‘Shopping Unit’ adı verilen alışveriş birimlerini, rakiplerini dezavantajlı konuma düşürmeyecek makul bir yerde konumlandırması, söz konusu şartların yerine getirilmemesi durumunda ise günlük idari para cezası uygulanması gerektiğini ifade etti.

    Google, kasıt olmadığını savundu

    Google temsilcileri ise, ‘Shopping Unit’in ürün reklamını gösteren bir mekanizma olduğunu söyleyerek, burasının alışveriş karşılaştırma hizmeti veren bir alan olmadığını anlattı. Söz konusu alanla kaliteli bir reklam yeri yaratıldığını ifade eden Google temsilcileri, ‘Shopping Unit’in ürün reklamının hem kullanıcılara hem de reklam verenlere fayda sağladığını belirtti. Kullanıcı ve reklam verenin memnun olduğu bu noktada hangi konuya ceza verileceğinin düşünülmesi gerektiğini savunan Google temsilcileri, ortada bir kasıt olmadığını savundu. Şirket temsilcisi, idari para cezasına gerek olmadığını belirterek, ceza verilecekse bunun asgari tutardan verilmesi gerektiğini söyledi. Kurum, soruşturmaya ilişkin nihai kararını 20 Şubat’ta açıklayacak.

  • Netflix Türkiye İçin Ücretsiz Deneme Seçeneğini Kapattı

    Popüler dizi ve film platformu Netflix, Türkiye için ’30 Gün Ücretsiz Deneme’yi kaldırdı.

    Dijital yayın platformu Netflix’in ücretsiz deneme süresi kaldırıldı. Netflix Türkiye internet sitesine girip deneme süresi başlatmak isteyen kullanıcılar artık bu seçeneğin olmadığını görüyor.

    Netflix Destek sayfasında da konuyla ilgili şu açıklama yer alıyor:

    “Şu anda ülkenizde ücretsiz deneme sunulmamaktadır. Yeni üyeliğinizi başlatmak için Netflix.com adresine gidin, size en uygun planı ve ödeme seçeneğini seçin, e-posta adresinizi girin, bir parola belirleyin ve izlemeye başlayın.Netflix üyeleri, dizi ve film kataloğunun tamamına anında erişebilir. Yayın planları, cihazlar ve daha fazlasına ilişkin bilgiler Netflix nedir? başlıklı sayfada bulunabilir. Netflix üyeliğinizi başlattıktan sonra üyeliğinizi istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.”

    Bu açıklama dışında Netflix Türkiye’den konuyla ilgili herhangi bir duyuru gelmedi.

  • Google’ın Sahibi Alphabet’in Gelirleri Yükseldi

    Buna göre, Alphabet‘in mali yılının dördüncü çeyreğindeki gelirleri de yüzde 17.3 artışla 46.07 milyar dolara yükseldi. Alphabet dördüncü çeyrekte 10.57 milyar dolar, hisse başına 15.35 dolar kar elde etti.

    Geçen yılın aynı döneminde net kar 8.95 milyar dolar, hisse başına 12.77 dolar olmuştu. Dördücü çeyrekte gelirler ise yüzde 17.3 artışla 46.08 milyar dolar oldu. Analistler hisse başına 12.53 dolar kar ve 46.94 milyar dolar gelir bekliyorlardı.

    Alphabet’in ilk kez açıkladığı verilere göre de, YouTube dördüncü çeyrekte 4.7 milyar dolar gelir elde etti. Şirketin bulut hizmetleri ise dördüncü çeyrekte 2.6 milyar dolar kazandı.

  • Küresel e-spor Pazarının Büyüklüğü 1,8 Milyar Dolara Ulaşacak

    Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın tanıdığı bir alan haline gelmesiyle e-sporun “spor olmadığı” konusundaki şüphelerin ortadan kalktığını söyleyen Oyun Tasarımcıları, Geliştiricileri, Yapım ve Yayıncıları Derneği (OYUNDER) Kurucu Başkanı Tansu Kendirli, yaptığı açıklamada, e-sporun spor olup olmadığından ziyade “nasıl bir spor olduğu” yönündeki soruların daha anlamlı olduğunu söyledi.

    Kendirli, e-spor pazarının potansiyeline dikkati çekerek, “150 milyar dolara ulaşan büyüklüğü ile aslında oyun sektörünün yanında henüz küçük bir pazar gibi görünen e-spor kesintisiniz büyümesini sürdürüyor. 2018 yılında küresel e-spor pazarının büyüklüğü yaklaşık 865 milyon dolar olarak hesaplanmıştı. Küresel e-spor pazarının 2022’de ulaşacağı büyüklüğün 1 milyar 790 milyon dolar olması bekleniyor.” diye konuştu.

    Gençlerin ilgisini çekiyor

    Ailelerin, gençlerin e-spor alanında kariyer sahibi olabileceğini fark etmeye başladığına dikkati çeken Kendirli, şunları söyledi:

    “Gençler de yalnızca influencer-streamer (yayıncı) veya sporcu olarak değil, daha farklı alanlarda ilerleyebileceğini anlamaya ve görmeye başladı. Orta okullar ve liseler düzeyinde bu alan müfredatlara girmeye başladı. Üniversiteler ve sürekli eğitim merkezleri bu alanda artık programlar oluşturuyor. Markalar e-sporun yarattığı ve ulaşabileceği potansiyelin gücünü anladı. Bu nedenle de ufak da olsa bütçelerini artırdı. Türkiye’de 4 milyon gencin e-sporu takip ettiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de 30 milyon üzerinde oyuncu olduğunu düşünürsek ülkemizin ne kadarlık büyüme potansiyeline sahip olduğunu anlayabilirsiniz.”

    Anlık 100 bin kişinin izlediği e-spor müsabakaları var

    Çamlıca e-spor Kulubü Yöneticisi ve “Her Yönüyle E-spor” kitabı yazarı İbrahim Yörük de açıklamasında elektronik spor anlamına gelen e-sporun hem devletler hem de kurumlar bazında artık bir spor dalı olarak görüldüğünü söyledi.

    Yörük, “Elektronik Spor bir spor mudur tartışması artık gerilerde kaldı. Ülkemizde 2018 yılında Gençlik Spor Bakanlığı onayı ile kurulan Türkiye e-Spor Federasyonu da nitekim bu tartışmaların sonlandığını göstermektedir. e-Spor farklı oyunlarda takım halinde ya da bireysel olarak oyuncuların rekabetçi bir ortamda bir ödül, bir başarı için mücadele ettikleri spordur. Yine spor için oynanan oyunlara yani rekabetlere ilgi olması, taraftar olması gibi bazı dinamikler gerekiyor ki artık e-spor mücadeleleri bu şartları karşılamaktadır. 2018 Kış Olimpiyatları’nda e-spor yer almıştı, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda da 2 tane e-spor branşı resmi olarak yer alacak.” dedi.

    e-sporun özellikle Amerika ve Asya bölgelerinde büyük bir hacme sahip olduğuna dikkati çeken Yörük, Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfusun ülkeyi e-sporda daha ileri bir noktaya taşıyacağına inandığını söyledi. Yörük, “Veriler bize artık bir e-spor mücadelesi finalinin bir futbol müsabakası finali ile aynı seviyede izleyici kitlesine yaklaştığını gösteriyor.

    Anlık 1 milyon izleyiciye ulaşan Youtube, Twitch gibi platformlardan yapılan yayınlar bizleri artık şaşırtmıyor. Türkiye’de bir oyun, normal lig maçları gibi anlık 10-20 bin kişi tarafından izlenebiliyor. Hele sezon sonunda şampiyonluk maçları ve büyük final maçlarında ise maçın gerçekleştiği arenada 15-20 bin gencin katıldığı ve anlık 100 bin kişinin izlediği maçlar şu an normal olmuş durumda.” diye konuştu.

    Türkiye’de oyun sektöründe 2019’da 1 milyar dolarlık ihracat yapıldığına dikkati çeken Yörük, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2020 yılında 1,5 milyar dolarlık bir ihracat hedefinden bahsediliyor. Oyun sektöründe yaklaşık 300 şirket bulunduğuna dair geçtiğimiz aylarda yayınlanan bir rapor bulunmakta. Büyük şirketler artık oyun sektörüne yatırım konusunda ciddi çalışmalar yapmış durumda. Bu oyunların büyük bir kısmı mobil oyunlardan oluşuyor. Ama PC oyunu dediğimiz daha kapsamlı oyunlarda bulunuyor. Türkiye’de gençler tarafından en fazla oynanan oyunlardan birisi olan ZULA oyunu mesela yerli bir oyun. Yine bu sene içerisinde 2 tane daha oyun piyasaya çıkacak.”

  • TikTok’a Rakip Olan Byte ABD’de Zirvede

    Ülkemizde de milyonlarca kullanıcısı olan bir zamanların fenomen uygulaması VineByte adıyla geri döndü. Geçtiğimiz cuma günü kullanıcılara sunulan uygulama, kısa bir süre içinde zirveye oturmayı başardı.

    TikTok’un en büyük rakibi olabilir

    Çinli ByteDance şirketinin geliştirdiği TikTok uygulamasının en büyük rakiplerinden biri olması beklenen Byte, yayınlandığı Cuma gününden bu yana Apple‘ın uygulama marketi App Store‘da en çok indirilen uygulama oldu. Sensor Tower mobil araştırma şirketinin verilerine göre, video paylaşım uygulaması Vine, ABD dışında Kanada‘dada ilk sırada yer alıyor ve Avustralya, Yeni Zelanda, Norveç ve İngiltere’de ise ilk 10’un içinde.


    Bildiğiniz üzere, ülkemizde de azımsanamayacak kadar büyük bir kitleye sahip olan TikTok uygulaması ise zor günler yaşıyor. ABD tarafından casuslukla suçlanan TikTok birçok devlet kurumu ve askeri birimde yasaklanmış durumda ve bu gelişmelerin Byte uygulaması için bir avantaj olarak değerlendirildiğini de belirtelim. Byte’ın ise Vine uygulamasının popülaritesini yakalayıp yakalayamayacağını, önümüzdeki dönemde hep birlikte göreceğiz.

  • Elektrikli araçlar yakıt maliyetini yüzde 80 azaltıyor

    Elektrikli araçlarda yakıt maliyetinin normal araçlara göre yaklaşık yüzde 80 daha az olduğu hesaplanıyor. Ev ve iş yerlerindeki elektrikli araç şarj istasyonlarında 100 kilometrelik bir dolum, gece saatlerinde 6-7 lira, gündüz saatlerinde ise 8-10 liraya mal oluyor.

    Dünyada elektrikli araçlar ve şarj istasyonları giderek yaygınlaşıyor. Türkiye’de de yerli elektrikli otomobilin tanıtılmasıyla bu araçların kullanım ve şarj istasyonlarına ilişkin detaylar daha fazla merak konusu oldu. Türkiye’de şu anda 1500’ün üzerinde elektrikli araç kullanılıyor ve yaklaşık 700 şarj istasyonu bulunuyor.

    Elektrikli araç şarj istasyonlarının maliyeti istasyonun gücü ve hızına göre değişkenlik gösteriyor. Halka açık alanlarda kurulabilecek tek çıkışlı bir ünite için yaklaşık 1200 avro yatırım gerekirken, hızlı şarj istasyonlarında ise bu rakam 20 bin avroyu buluyor.

    İstasyon kurulan bölgedeki altyapı ihtiyacı da şarj istasyonunun gücüne göre değişiyor. Elektrik dağıtım şirketinden tahsis edilen sözleşme gücü yeterli olmadığı durumlarda güç artırımına gitmek gerekiyor. Elektrikli araçların şarj süreleri aracın bataryasına ve şarj istasyonunun bulunduğu bölgeye göre farklılık gösterebiliyor.

    Ev ve iş yerlerinde şarj daha ucuz

    Türkiye’deki şarj istasyonu yatırımları ve sektördeki gelişmelere ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Enerjisa iştiraki E-Şarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri AŞ Genel Müdürü Cem Bahar, Avrupa Birliği (AB) ve ABD’de yaklaşık her 10 araca bir şarj istasyonu düştüğünü, Türkiye’de ise her 2-3 araca bir şarj istasyonu düştüğünü söyledi.

    Bu kapsamda şu an Türkiye’nin AB’den daha iyi konumda olduğunu dile getiren Bahar, kamuya açık alanların yanı sıra ev ve iş yerlerindeki şarj istasyonlarının da artırılmasını beklediklerini kaydetti.

    Bahar, E-Şarj olarak elektrikli ve hibrit araç satan markalarla iş ortaklığı yaptıklarını ve elektrikli araç satın alan kullanıcılara ulaşarak ev ve iş yerlerindeki altyapının müsait olup olmadığını kontrol ettiklerini belirterek, “Böylece, şarj istasyonu kurulacak ev veya iş yerinin altyapısına göre şarj istasyonu kuruyoruz. Bu istasyonlar daha uzun sürede şarj ediyor ama evlerde gece takılabildiği için araçlar rahat şarj edilebiliyor. Ev ve iş yerlerindeki şarj etme maliyetlerini düşündüğümüzde, bu rakam içten yanmalı motorlara oranla yüzde 80’e kadar azalıyor.” diye konuştu.

    “Şehirler arası yolda 20 dakikalık dolumla 350 kilometre gidilebiliyor”

    Bahar, şehirler arası yollarda şarj süresinin daha da kısalması gerektiğini belirterek, “Şu anda Bolu’da 175 kilovat gücünde Türkiye’nin en hızlı şarj istasyonunu kurduk. Bu gücü destekleyen araçlar için 20 dakikalık dolumda 350 kilometre menzil alınabiliyor.” dedi.

    Kullanıcının istasyona geldiğinde E-Şarj mobil uygulamasıyla kare kod okutarak şarj işlemini kendisinin başlatabileceğini anlatan Bahar, “Şarjı yine mobil uygulama üzerinden durdurabiliyor ve uygulamada kayıtlı kredi kartından kullanım ücreti anında tahsil ediliyor. Halka açık istasyonlarda ücretlendirme dakika üzerinden yapılıyor. Burada maliyet evlere göre biraz daha pahalı oluyor ama 100 kilometrelik bir dolum üzerinden düşünürsek, şu anda evlerdeki maliyetin 2 katı seviyesinde bir fiyata ulaşmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

    Bahar, şirket olarak elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarına devam edeceklerini belirterek, “Şu anda Türkiye’de 300 olan şarj istasyonu sayımızı 2020 sonuna kadar 450’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Özellikle doğu bölgeleri ile Karadeniz’de şarj istasyonlarımızı yaygınlaştırmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

  • Batılı kaynaklar: Son dönemdeki siber saldırıların arkasında Türkiye olabilir

    Reuters’ın kamuya açık internet erişim kayıtlarına göre, saldırganlar, aralarında farklı ülkelerden bakanlıklar, büyükelçilikler, güvenlik kurumları, şirketler ve çeşitli gruplar dahil en az 30 kuruluşa siber saldırı düzenledi.

    Kayıtlara göre, hackerların hedefleri arasında Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunan hükümetinin e-posta sunucuları ile Irak hükümetinin ulusal güvenlik danışmanı da yer alıyor.

    Saldırılar, hedef alınan internet sitesine giden ve siteden gelen veri trafiğinin dinlenilmesi veya çalınması yöntemiyle gerçekleşti. Bu sayede saldırganlar hedef aldıkları ağların içinde gezinebildikleri gibi ağ sunucularındaki bilgi ve belgeleri de görebildi.

    İki Britanyalı ve bir ABD’li yetkiliye göre; saldırılar, dünyanın farklı yerlerinde de görülen devlet destekli siber casusluk operasyonlarına benziyor ve Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ilerletmek doğrultusunda yapılmış gibi görünüyor.

    ‘Saldırılar birbiriyle bağlantılı’

    Yetkililer, üç unsurun varlığına bakarak böyle bir tespitte bulunuyorlar. Bu unsurlar arasında Türkiye açısından jeopolitik öneme sahip ülkelerin hükümetlerinin hedef alınması, Türkiye’de kurulu altyapıyı kullanan önceki saldırılar ile benzerlikleri ve hakkında bilgi vermeyi kabul etmedikleri gizli istihbarat değerlendirmeleri bulunuyor.

    Yetkililer, saldırıların arkasında hangi kişi veya kuruluşların olduğunu netleştirmediklerini, ancak aynı ağ sunucusu veya altyapı öğelerini kullanıldığı için birkaç dalga halinde düzenlenen saldırıların birbiriyle bağlantılı olduklarına inandıklarını belirttiler.

    İçişleri Bakanlığı konu hakkındaki sorulara yanıt vermedi. Üst düzey bir Türk yetkili konuyla ilgili sorulara doğrudan yanıt vermedi, ancak Türkiye’nin sıklıkla siber saldırıların kurbanı olduğunu söyledi.

    Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti yaptığı açıklamada, ‘ilgili kurumların saldırıların hemen farkında vardıklarını ve kontrol altına almaya yöneldiklerini‘ belirterek, “Ulusal güvenlik nedeniyle ayrıntılar hakkında yorum yapmayacağız” ifadelerini kullandı.

    Yunan hükümetinden yetkililer, hükümetin e-posta sisteminin tehlikeye maruz kaldığına dair hiçbir kanıtları olmadığını söyledi. Irak hükümeti sorulara yanıt vermedi.

    Kamuya açık kayıtlara göre; Kıbrıs, Yunanistan ve Irak’a ait olduğu görülen hedeflere yapılan saldırıların tümü 2018’in sonlarında veya 2019’un başlarında gerçekleşti. Yetkililere ve özel siber güvenlik uzmanlarına göre başka hedefleri de kapsayan siber saldırılar hâlâ devam ediyor.

    Britanya’nın muhabere istihbarat kurumu GCHQ’ya bağlı Ulusal Siber Güvenlik Merkezi ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörlük Makamı saldırının ardında kimin olduğu sorusuna yanıt vermedi.

    Veri trafiğini rehin almak

    Siber güvenlik uzmanları, saldırının internetin altyapısının temel güvenlik eksiklerinden birinden faydalanılarak yapıldığını belirttiler.

    Batılı yetkililere ve özel siber güvenlik uzmanlarına göre saldırganlar DNS korsanlığı (hijacking) olarak bilinen bir teknik kullandılar. Bu teknik internet adreslerinin doğru bilgisayar sunucularıyla eşleştirilmesini sağlayan, internetin adres rehberi olarak da bilinen DNS kayıtlarının tahrif edilmesiyle hayata geçiyor.

    Saldırganlar, bu adres rehberi sisteminin bazı bölümlerini yeniden yapılandırarak, mesela e-posta hesaplarına giriş yapılan sayfaları kullanıcı adları ve şifreleri kopyalan sahte giriş sayfalarına yönlendiriyorlar. Böylece yazışmaları da ele geçirebiliyorlar.

    Reuters tarafından incelenen kamuya açık DNS kayıtları, hedef alınan sitelerdeki veri trafiğinin, özel siber güvenlik danışmanlarının verdiği bilgiye göre saldırganlar tarafından kontrol altında tutulan sunuculara aktarıldığını gösteriyordu. Reuters tarafından incelenen kayıtlar ve saldırıları inceleyen özel güvenlik uzmanlarının çalışmaları hedeflerin çoğunluğunda e-posta, bulut veri depolama veya özel iletişim ağlarındaki veri trafiğinin saldırganların eline geçtiğini gösterdi.

    Kayıtlar, saldırıların 2018’in başından beri gerçekleştiğine işaret ediyor.

    Üç yetkili ve diğer iki ABD istihbarat yetkilisi, küçük ölçekli DNS saldırılarının nispeten yaygın olmasına rağmen, bu saldırıların ulaştığı ölçeğin Batı istihbarat teşkilatlarını telaşlandırdığını söyledi.

    Yetkililer, bu saldırıların, varlığı 2018’in sonlarında ortaya çıkarılan benzer bir saldırı ile aynı yöntemi kullanıyor olsa da o saldırıyla bağlantısı bulunmadığına inandıklarını ifade ettiler.