Kategori: Teknoloji

  • Telefonları yastıkların altına koyanlara uyarı

    Telefonları yastıkların altına koyanlara uyarı

    Apple’ın internet sitesinde, iPhone işletim sistemi iOS’un son sürümüne ilişkin “iPhone için önemli güvenlik bilgileri” başlığı altında, gece boyunca telefonunu şarj eden kişilere yönelik uyarılar yer aldı.

    Apple, kullanıcılara, “Aygıt çalışır durumdayken veya güç kaynağına takılıyken cildinizin aygıtla, güç adaptörüyle veya kablosuz şarj aletiyle uzun süre temas halinde olmasını engellemek için sağduyulu davranın.” çağrısında bulundu.

    Uyarılarda, cihazın güç kaynağına takılı şarj kablosu ve bağlayıcısının uzun süre ciltle temas etmesinin ve şarj edilen cihazın havalandırılmayan alanlarda bulunmasının, “rahatsızlığa veya yaralanmaya yol açabileceğine” işaret edildi.

    Bilgilendirme yazısında kullanıcılara; cihazlarını, kablosuz şarj aletini ya da güç adaptörünü battaniyelerinin, yastıklarının veya vücutlarının altına koymamaları ve bu şekilde uyumamaları da tavsiye edildi.

  • Dijital yorgunluk artıyor

    Dijital yorgunluk artıyor

    Dünyada Türkiye’nin de içinde bulunduğu 21 ülkede gerçekleştirdiği Dijital Tüketici Trendleri Araştırması tüketicilerin dijital ürün ve servislere ilişkin kullanım alışkanlıklarını, deneyimlerini ve satın alma eğilimlerini ölçüyor. Araştırma tüketicilerin akıllı cihaz kullanımıyla ilgili ilginç veriler ortaya koyuyor. Dijital Tüketici Trendleri Araştırması’nın Türkiye sonuçlarına göre, akıllı telefonlar hala hayatımızda vazgeçilmez bir unsur. Dizüstü-masaüstü bilgisayara erişim küçük de olsa gerileme başladı. Akıllı TV ve akıllı saat erişim oranı ise son 5 yılda neredeyse 3 kat arttı. Akıllı ev cihazları kullanımında Türkiye’deki erişim global ortalamaya göre birçok başlıkta hayli yüksek. Özellikle robot süpürge kullanımı yüzde 30 ile dünya ortalamasının (yüzde 14) iki katından fazla. İnternet bağlantılı akıllı ev aletleri (yüzde 23) ve internet bağlantılı dış güvenlik kamerası ve kapı zili (yüzde 20) de en çok erişilen akıllı ev cihazlar arasında yer alıyor.

    Günlük hayatta kullanılan cihaz sayısı arttıkça sürdürülebilirlik endişeleri de gündeme geliyor. Katılımcıların yarısından fazlası çevre dostu bir cihaz için daha fazla ödemeye istekli. Ancak büyük çoğunluğu şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda şeffaf olmadığı düşünüyor.

    Türkiye’deki sonuçlardan ilgi çeken bazı başlıklar şöyle: 2017’den bu yana gerçekleştirilen araştırma verileri dikkate alındığında akıllı telefona erişim oranının yüzde 95’e ulaştığı görülüyor. Nispeten yeni kategoriler olan akıllı TV ve akıllı saat son 5 yıldır istikrarlı şekilde büyümeye devam etse de büyüme hızında yavaşlama var. Her iki kategori için de 25-34 yaş grubu yüzde 52 ve yüzde 75 oranıyla en yüksek erişime sahip grup oldu.

    Günlük kullanım oranları incelendiğinde bir önceki yıla göre en yüksek artış gösteren kategoriler arasında sanal gerçeklik gözlüğü (2021’de yüzde 30’dan 2022’de yüzde 39’a) ve kablosuz kulaklık (yüzde 64’ten yüzde 70’e) bulunuyor. Akıllı telefon (yüzde 88) ve akıllı TV (yüzde 78) ise en çok kullanılan cihazlar olarak ilk sıralardaki yerlerini koruyor.

    Kullanıcıların çoğunluğu sahip oldukları cihazların karbon ayak izi hakkında bilgi sahibi olmak istemesine rağmen sadece yarısından azı şirketlerin doğru bilgiyi açıklayacağına güveniyor. Katılımcıların yüzde 65’i şirketlerin karbon ayak izlerini açıklamalarının zorunlu tutulması gerektiğini düşünüyor. Katılanların yüzde 52’si çevre dostu bir cihaz karşılığında daha fazla ödemeye istekli olduğunu belirtiyor.

    Dijital yorgunluk artıyor

    Cihazların kullanıcıların günlük yaşamlarındaki zaman payları giderek artıyor ve bu durum kullanıcıları da rahatsız ediyor. Katılımcıların yüzde 60’ı cihaz kullanımına daha az süre ayırabilmeyi tercih edeceklerini söylüyor (Globalde yüzde 40). Akıllı telefonunu uyanır uyanmaz kullanma (yüzde 70), cihaz kullanımı yüzünden planladığından daha geç uyuyanlar (yüzde 65) ve akıllı telefonu yemek sırasında kullananlar da (yüzde 52) kullanıcıların yarısından fazlasını kapsıyor.

    Tüm yaş gruplarında akıllı telefonlar çevrimiçi alışveriş ve kısa içerikler için ilk tercih olsa da uzun içerikler için TV ilk sırada gelmeye devam ediyor. 18-24 yaş grubu ise neredeyse tüm aktivitelerde telefonu tercih ediyor.

    İkinci el pazarına ilgi az

    Türk kullanıcılarının yüzde 88’i yeni telefon almayı tercih ederken yalnızca yüzde 11’i kullanılmış telefonu tercih edeceğini belirtiyor. Bunda en büyük neden kullanım ömrü (yüzde 36) olurken kullanılmış telefona (yüzde 34) ve satıcılarına (yüzde 33) güvenmeme en önde gelen nedenlerden.

    Eski cep telefonlarını sattıklarını ya da takas yaptıklarını belirten katılımcıların oranında ise dikkat çekici bir artış var. 2021’de yüzde 25 olan oran 2022’de yüzde 32’ye yükseliyor. Bu oran global ortalamanın yaklaşık 2 katı.

    5G beklentisi yüksek

    Katılımcıların yüzde 75’i 5G özellikli bir cep telefonuna sahip ya da sahip olmayı istiyor. Yüzde 71’i 5G’nin daha iyi ağ bağlantısı sağlayacağını düşünüyor. Yüzde 56’sı mevcut operatörünü 5G kapsamı doğrultusunda değiştirebileceğini belirtiyor. Yüzde 50’si 5G hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını söylüyor.

    Oyun severlerin yaklaşık yarısı 35 yaş üstü

    Yaş grubu bazında en yüksek oyun oynama oranı 25-34 yaş aralığı. Oyun oynadığını belirten toplam katılımcı sayısının yüzde 49’u 35 yaş ve üzerinde. Bu sonuç, cinsiyet dağılımı ile klasik bir oyuncu stereotipi olmadığını ve oyuncu profilinin çeşitlendiğini gösteriyor.

    Oyun oynamak için ilk tercih edilen cihaz akıllı telefon (yüzde 72). Onu masa üstü/diz üstü bilgisayarlar (yüzde 46) ve oyun konsolu (yüzde 32) takip ediyor. Türkiye’deki katılımcıların oyun oynarken akıllı telefonu tercih etmesi, dünya genelindeki yüzde 56 ortalamanın oldukça üstünde yer alıyor. Macera, bulmaca, spor, yarış ve strateji en çok tercih edilen oyun türleri. Bulmaca oyunlarını kadınlar erkeklere oranla 1,7 kat daha fazla tercih ediyor.

    Türk tüketicisi reklamlı içerik sağlayıcılarını tercih ediyor

    Abonelik temelli isteğe bağlı video (SVOD) hizmetlerine olan ilgi pandemi sonrasında da artmaya devam ediyor. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 77’si en az bir adet SVOD hizmetine üye olduklarını belirtirken abone olunan platform sayısı geçen yıla göre yüzde 18 artış göstererek 2,6’ya ulaştı. Katılımcıların yüzde 50’sinin geçen yıl bir video hizmetine abone olmaları global ortalamanın aksine Türkiye’de SVOD pazarının hala büyüdüğünü gösteriyor.
    Maliyetle ilgili endişeler SVOD aboneliklerindeki en büyük kayıp. Bu yüzden de kullanıcıların yarısına yakını reklam temelli video hizmeti (AVOD) modelini tercih ediyor. Ekonomik sıkıntılar sonucu artan finansal endişe nedeniyle Türkiye’deki katılımcıların yüzde 34’ü beraber yaşadıkları hane halkı dışındaki bir kişinin ücretli aboneliğini paylaştığını belirtiyor. 18-24 yaş arasındaki kullanıcıların yaklaşık yarısı (yüzde 45) video aboneliğini paylaşıyor.

    “Hedef pişmanlığı memnuniyete çevirmek”

    Dijital Tüketici Trendleri Araştırması’nın hayatımızda yeri giderek artan dijital ürünlere eğilimle ilgili düzenli bilgi verdiğini söyledi. Tüketicilerin daha küçük ekranlı ve daha fazla mobiliteye sahip cihazları giderek artan oranda tercih ettiklerini belirten Göl, buna karşılık hayatlarının bu kadar içinde olmasına rağmen kullanıcıların ekran başında vakit geçirmekten pişman olduklarını kaydetti. “Pandemi dönemi cihaz penetrasyonunun arttığı 2021’den sonraki yatay seyir, hayatın yeniden dışarıya kaydığını gösteriyor. Tüketiciler sosyalleşmek için daha fazla zaman ayırıyor. Bu durum akıllı cihazlara ayrılan zamanı daha önemli hale getirecek. Cihaz ve içerik üreticileri, tüketici ilgisini kaybetmemek ve rekabetçi pazarda öne çıkmak zorunda. Tüketici akıllı cihazıyla geçirdiği zamandan pişmanlık değil memnuniyet duymak isteyecek. Bu nedenle tüketicinin cihazlarda geçirdiği zamanın değerli ve zenginleştirici olmasını sağlamaları gerekecek. Tüketici satın almaya karar verdiği teknoloji için yüksek kalite ve üst düzey deneyim arayacak. Cihazlar günlük yaşamda önemli rol oynamaya devam edecek” dedi.

  • WhatsApp’a yapay zeka özelliği

    WhatsApp’a yapay zeka özelliği

    WhatsApp, kullanıcılarının yazdıkları metne dayalı olarak bir çıkartma oluşturmasına olanak tanıyan yeni yapay zeka destekli çıkartmaları test ediyor.

    WhatsApp’ın bu özellik için hangi üretken yapay zeka modelini seçtiğinin net olmadığı, WABetaInfo’nun raporunda yalnızca çıkartmaların “Meta tarafından sunulan güvenli bir teknoloji” kullanılarak oluşturulduğu belirtiliyor.

    Bu özellik, Midjoureny veya OpenAI’nin DALL-E modellerinin yalnızca metne dayalı görüntüler oluşturmasına benzer şekilde çalışacak gibi duruyor.

    WhatsApp’ın bu özelliğini, arkadaşlarınızla veya gruplarınızla çıkartma olarak paylaşabileceğiniz basit ve kişiselleştirilmiş bir görüntü oluşturmak için kullanabileceksiniz.

    Platform uygunsuz ya da zararlı çıkartmaları bildirme olanağına sahip, ancak burada yapay zeka modeli için nasıl bir koruma yöntemi olacağı ise bilinmiyor.

    Henüz Android beta testçileri tarafından test edilen bu özelliğin yakın bir zamanda tüm kullanıcılar için erişilebilir olması bekleniyor.

  • Köpekbalığı tehlikesine drone önlemi

    Köpekbalığı tehlikesine drone önlemi

    Son zamanlarda New York kıyılarındaki daha sıcak ve temiz sular, bölgeye artan sayıda yem balığı gelmesine neden oldu. Onlarla birlikte, köpekbalıkları da dahil olmak üzere onları yiyen daha büyük balıklarda kıyı kesimlere uğramaya başladı.

    Bu durum yüzücüler, sörfçüler ve plaj müdavimleri için problem yaratıyor.

    New York’taki bir plajın güvenlik yetkilileri, insanlarla köpekbalıkları arasındaki potansiyel olarak tehlikeli karşılaşmaları önlemeye çalışmak için drone kullanımını artırdı. Long Island’ın Güney kıyısında 10 km boyunca uzanan ve yılda altı milyon ziyaretçi alan bir eyalet parkı olan Jones Plajı’ndaki cankurtaranlar ve New York Eyalet Parkı Polis memurları, kıyıdaki suları izlemek için teknolojiden faydalanıyor.

    Drone cihazlar sayesinde takip yapabilen güvenlik güçleri, köpekbalıkları ya da olağandışı deniz canlıları tespit ettiklerinde, insanları sahilde kalmaları konusunda uyarabiliyorlar. İzleme programı 2017 yılında başladı ancak bu yaz New York sahillerinde yaşanan köpekbalığı saldırılarının ardından yeni bir aciliyet kazandığı belirtildi.

    Bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğrama riski düşük olsa da, daha bu hafta 65 yaşındaki bir kadın Queens’teki Rockaway Plajı’nda bir köpekbalığı tarafından ısırıldıktan sonra hastaneye kaldırıldı.

    Ertesi gün Jones Plajı’ndaki cankurtaranlar, drone’larla yapılan olası köpekbalığı görüntülerinin ardından denize girişleri üç kez kapattı.

    Park Polisi Yüzbaşı Rishi Basde CNN’e verdiği demeçte, “Daha fazla ısırık ya da köpekbalığı saldırısı olup olmayacağını tahmin edemem, ancak size söyleyebileceğim şey… havada uçan dronlar arttıkça, bu hayvanları doğal ortamlarında görme şansımız da artıyor,” dedi.

    New York Eyaleti Park Polisi, Jones Plajı boyunca 19 drone kullanıyor ve bu ekip, suda olağandışı bir şey tespit edildiğinde sahilde bir aşağı bir yukarı dolaşan mobil bir komuta merkezi aracılığıyla daha gelişmiş izleme yapabilen memurların desteğiyle cankurtaranlara kolaylık sağlıyor.

  • Apple’a telefonları yavaşlatma davası

    Apple’a telefonları yavaşlatma davası

    Apple’ın eski iPhone cihazları yavaşlattığına dair tartışmalarla ilgili uzun süredir devam eden 500 milyon dolarlık davasında sona doğru gelindi.

    Geçtiğimiz Cuma günü davanın yargıcı, yavaşlatmadan etkilenen iPhone sahiplerine ödemelerin başlaması için onay verdi.

    Bu dava yoluyla, talepte bulunan her bir iPhone kullanıcısı yaklaşık 65 dolarlık bir ödeme alacak.

    Bu hafta, anlaşmaya itiraz eden iki iPhone sahibi, 9. ABD Temyiz Mahkemesi’nde anlaşmanın şartlarına ilişkin yaptıkları temyiz başvurusunu kaybederek anlaşmanın önündeki son engeli de kaldırmış oldu.

    Davada iPhone müşterilerini temsil eden avukat Tyson Redenbarger, yaklaşık 3 milyon talep alındığını ve son tahmine göre talep başına yaklaşık 65 dolar tazminat ödeneceğini söyledi.

    iPhone 6, iPhone 6 Plus, iPhone 6s, iPhone 6s Plus, iPhone 7, iPhone 7 Plus veya iPhone SE sahibi olan herkes hak talebinde bulunabiliyordu. Öte yandan tazminat için başvuru tarihinde son gün 6 Ekim 2020’ydi.

    Davada Apple, dahili lityum-iyon piller eskidikçe iPhone performansını yavaşlatarak tarihteki en büyük tüketici dolandırıcılıklarından birini yapmakla suçlanıyordu. O dönemde Apple kamuoyundan özür dilemek, indirimli pil değişimleri sunmak ve kullanıcılara bu özelliği etkinleştirip etkinleştirmeme seçeneği sunmak zorunda kalmıştı. O zamandan bu yana şirket, pil sağlığının uzun vadede bozulmasını azaltmak için tasarlanmış yeni özellikleri de iOS’a ekledi. Apple tarafından tüketicilere yapılacak minimum toplam ödeme 310 milyon dolar olup, bu da talepte bulunan her bir iPhone alıcısı için yaklaşık 65 dolara tekabül ediyor.

    Geçtiğimiz günlerde bazı iPhone 14 kullanıcıları, cihazın bataryasıyla ilgili yaşadığı sorunlardan dolayı sosyal medyada şikayet paylaşımlarında bulunmuştu. Henüz 1 yılını tamamlamamış cihazların bazılarında pil sağlığının yüzde 87’ye kadar düşüş yaşandığı görülmüştü.

  • Reklam engelleyici kullananlara kötü haber

    Reklam engelleyici kullananlara kötü haber

    YouTube, reklam engelleyici kullanan kullanıcılar için yeni bir anti reklam engelleyici bildirim ekranını test ediyor.

    Ad-Blockers ile videoları reklamsız izleyen kullanıcılar, artık anti reklam engelleyici bir uyarı bildirimi alacak.

    Bu uyarıda “Görünüşe göre reklam engelleyici kullanıyorsun. YouTube’da video izlemeye devam edebilmek için ad blocker özelliğini devre dışı bırakman gerekli” gibi ifadeler yer alıyor.

    Ayrıca şirket bildirimin altında, “YouTube reklamlarına izin ver” ya da “YouTube Premium’u dene” gibi iki seçenek sunuyor.

    Bildirim geldikten sonra 30 veya 60 saniye içerisinde kullanıcının bir tercih yapması isteniyor.

    Tercih yapmayan ve reklam engelleyici kullanmaya devam eden kullanıcıların ise platform üzerinde video seyretmesi engellenecek.

  • Zuckerberg’ten kafes dövüşü açıklaması

    Zuckerberg’ten kafes dövüşü açıklaması

    Zuckerberg, X’e rakip olarak açtığı Threads platformu üzerinden paylaştığı mesajında, dövüş için Musk’a gerçek bir randevu teklifinde bulunduğunu kaydederek, “Sanırım hepimiz Elon’un ciddi olmadığı konusunda hemfikiriz ve artık yolumuza devam etme zamanı.” değerlendirmesinde bulundu.

    Musk’ın dövüş tarihi için karar vermediğine işaret eden Zuckerberg, “Önce ameliyat olması gerektiğini söyledi. Şimdi de arka bahçemde pratik yapmayı öneriyor.” ifadesini kullandı.

    Elon Musk ise Meta CEO’sunun açıklamalarına X platformu üzerinden, “Zuck bir tavuk.” şeklinde yanıt verdi.

    Musk, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, en erken tarihte dövüşmeye istekli olduğunu bildirmişti.

    Musk, Zuckerberg’e “Threads” adı verilen “Twitter alternatifi, metin tabanlı bir platform kuracağı” yönündeki haberlerin ardından dövüş için meydan okumuştu. Zuckerberg de 22 Haziran’da sosyal medyada yaptığı paylaşımda “kafes dövüşü” teklifini kabul ettiğini duyurmuştu.

  • WhatsApp kanalları

    WhatsApp kanalları

    Whatsapp, kademeli olarak erişime açtığı kanallar özelliğinde en çok üye olunan kanallar belli oldu.

    Meta, geçtiğimiz haftalarda WhatsApp için Kanallar özelliğini duyurmuştu.

    Bu özellik sayesinde kullanıcılar ilgi alanlarının olduğu kanallara üye olup gelişmelerden ve duyurulardan anlık olarak haberdar olabiliyor.

    WhatsApp şimdilik Mısır, Şili, Malezya, Fas, Ukrayna, Kenya, Peru, Singapur ve Kolombiya dahil olmak üzere kanallar özelliğini 9 ülkede kullanıma sundu.

    WaBetaInfo’ya göre, Real Madrid 2.5 milyon takipçiyle zirvede yer alırken, onu 2.1 milyon abone ile WhatsApp’in kendisi takip etti.

    WhatsApp kanallar özelliğini bu yıl herkesin kullanımına sunmayı planladığını söyledi.

     

  • Geleceğin meslekleri

    Geleceğin meslekleri

    AB Proje Yönetimi Okulu Kurucusu Gökhan Turgut Ünal, geleceğin meslekleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yapay zekanın hemen her sektörde dönüşüme yol açtığını vurgulayan Ünal, insan kaynaklar ve kariyer stratejilerinin bu dönüşüme uyarlanması gerektiğini ifade etti.

    Yapay zeka ile bağlantılı yeni mesleklerin ortaya çıkmaya başladığına işaret eden Gökhan Turgut Ünal, “Yapay zeka iş dünyasına hakim olmaya başladı. Gençlerin bunu dikkate alarak kariyer planları yapması lazım” dedi.

    “Gençler meslek seçiminde zorlanıyor”

    Ünal, şöyle devam etti: “Türkiye’deki gençlerin başka ülkelere göç etmesinin temelinde kariyer kaygısı bulunuyor. Özellikle Avrupa ülkelerindeki nitelikli eğitim ve iş imkanları gençlerin ilgisini çekiyor. Bunda yapay zekanın da etkisi var. İş dünyasındaki hakimiyetini arttıran yapay zeka, Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılmaya başlandı.”

    “Yapay zeka ile birlikte bazı meslekler yok olmaya yüz tuttu. Bu sebeple gençler meslek seçiminde zorlanıyor” diyen Gökhan Turgut Ünal, şu bilgileri paylaştı: “Teknoloji ve dijital dünya ile bağlantılı mesleklerde gelecekte ciddi bir istihdam açığı olacağı öngörülüyor. Bu sebeple gelecekte dijital yeteneklerini geliştiren gençlere daha çok ihtiyaç duyulacak.”

    “Yapay zeka mühendislerine çok fazla ihtiyaç olacak”

    Gelecekte yapay zeka mühendislerine çok fazla ihtiyaç olacağını ifade eden Ünal, “Sürdürülebilirliğin gün geçtikçe kritik hale gelmesi, çevre ve iklim değişikliği uzmanlarına duyulan ihtiyacı daha da arttırıyor. Yine teknolojiyle hayatımıza giren mesleklerden e-spor oyunculuğuna da talep artıyor. Dünyanın dört bir yanından kişilerin internet aracılığıyla buluşup, takımlar kurarak spor müsabakaları yaptığı e-spor, hem fiziksel hem zihinsel çaba ve beceri gerektiren bir meslek dalı olarak popülerliğini sürdürecektir. Metaverse dünyası da farklı sektörlerden şirketlerin ana faaliyet alanına dönüşecek” ifadelerini kullandı.

    “Yapay zeka, duygu ve önsezi gerektiren meslekleri yok edemez”

    Gökhan Turgut Ünal, yapay zekanın rutin işlerde çalışanlar için büyük kolaylık sağladığına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Yapay zeka, her ne kadar birçok mesleğin geleceğini dönüştürse de insanların duygu, önsezi ve organizasyon yeteneklerinin ön plana çıktığı işlerde çok fazla etki gösteremiyor. Örneğin; insan kaynakları ya da öğretmenlik gibi mesleklerde yapay zekanın sınırlı etkisi olabilir. Bugün her ne kadar online eğitimler yaygınlaşsa da, insan etkileşimi hiçbir zaman değer kaybetmeyecek. Dolayısıyla gençlerin bunları öngörerek kendilerini ilgi alanlarına göre yetiştirmeleri gerekiyor.”

    Ünal, AB Proje Yönetimi Okulu olarak geleceğini farklı ülkelerde kurmak isteyen gençlere profesyonel bir ekiple hizmet verdiklerini belirterek, “Yapay zeka gibi teknolojilerin geleceği şekillendirdiği bilinci ile gençlere rehberlik ediyoruz. 18-30 yaş arasındaki gençlere yurt dışındaki fırsatlar, projeler, burs, iş ve staj ilanları konusunda hizmet sunuyoruz” sözlerini kaydetti.