Kategori: Teknoloji

  • Netflix, oyun sektörüne giriyor

    Netflix, oyun sektörüne giriyor

    Netflix, oyun dünyasına giriş yapabilmek için sektördü farklı projelerde görev almış insanları bir araya getiriyor.

    Son olarak God of War’un Sanat Yönetmenliğini yapan Rafael Grassetti’yi kadrosuna katan Netflix, henüz oyunla ilgili bir bilgi vermese de ciddi yatırımlar yaptığı gözden kaçmıyor.

    Twitter hesabından duyuru yapan Sanat Yönetmeni Rafael Grassetti, “Yeni bir orijinal IP AAA oyunu geliştirmek için Netflix’e katıldığımı duyurmaktan mutluluk duyuyorum. Yeni bir dünyayı hayata geçirmek için bir ekip kuracağım ve muhteşem Joseph Staten, Jerry Edsall ve Chacko Sonny ile birlikte çalışacağım için gerçekten heyecanlıyım.” ifadelerini kullandı.

    Grassetti, God of War’da Kratos, Atreus ve Odin gibi karakterlerin tasarımına büyük katkıda bulunan isimlerden biriydi.

    Netflix’in kaliteli bir oyun çıkarabilmek için oyun stüdyosuna kattığı diğer isimler;

    Joseph Staten (Halo/Destiny – Yaratıcı Yönetmen
    Jerry Edsall (Gears of War – Lider Programcı)
    Chacko Sonny (Overwatch – Yapım Yönetmeni)

  • Evrenin gerçek renkleri

    Evrenin gerçek renkleri

    Yeni görüntüleri oluşturmak için NASA, James Webb Uzay Teleskobu ve Chandra X-ray Gözlemevi’ne başvurdu.

    NASA, “Her görüntü Chandra’nın X-ışınlarını (yüksek enerjili ışığın bir formu) daha önce yayınlanan Webb görüntülerinden elde edilen ve her ikisi de çıplak gözle görülemeyen kızılötesi verilerle birleştiriyor. Birden fazla teleskop aynı kozmik bölgeyi gözlemlediğinde, evrenin gerçek renkleri ortaya çıkıyor.” açıklamasını yaptı.

    NASA ayrıca optik ışık kullanan Hubble Uzay Teleskobu, emekli Spitzer Uzay Teleskobu (kızılötesi), Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) XMM-Newton (X-ışını) ve Avrupa Güney Gözlemevi’nin Yeni Teknoloji Teleskobu’ndan (optik) gelen verileri de görüntülere dahil etti.

    NGC 346, Küçük Macellan Bulutu’nda, Dünya’dan yaklaşık 200 bin ışık yılı uzaklıkta bir yıldız kümesine deniliyor. James Webb Uzay Teleskobu tarafından çekilen görüntüler, yıldızların ve gezegenlerin oluşumları sırasında kaynak malzeme olarak kullandıkları gaz ve toz bulutlarını ve yaylarını gösteriyor.

    Chandra’nın yakaladığı soldaki mor bulut ise büyük bir yıldızdan gelen bir süpernova patlamasının kalıntılarını oluşturuyor.

    NASA, “Chandra verileri ayrıca yüzeylerinden dışarıya doğru güçlü rüzgarlar gönderen genç, sıcak ve büyük yıldızları da ortaya çıkarıyor.” ifadelerini kullandı.

    NGC 1672, NASA’nın “çubuklu” spiral olarak sınıflandırdığı galaksiye deniliyor. NASA, “Merkezlerine yakın bölgelerde, çubuklu sarmal galaksilerin kolları, çekirdeğe kadar kıvrılan kollara sahip diğer sarmalların aksine, çoğunlukla çekirdeği çevreleyen merkez boyunca düz bir yıldız şeridi halindedir.” açıklamasını yaptı.

    Chandra’nın verileri spiral galaksideki nötron yıldızları ve kara deliklerin yanı sıra patlamış yıldızların kalıntıları da dahil olmak üzere kompakt nesneleri ortaya çıkarıyor. Spiral kolları toz ve gazla doldurmak için Hubble ve James Webb’den gelen veriler kullanıldı.

    Kartal Nebulası olarak da bilinen Messier 16, genellikle “Yaratılış Sütunları” olarak da anılıyor. Bu bileşik görüntüde Webb’in verileri, henüz oluşmakta olan birkaç yeni yıldızı örten karanlık gaz ve toz sütunlarını gösteriyor.

    Chandra’nın verileri ise noktalar gibi görünüyor ve bol miktarda X-ışını yayan genç yıldızları gösteriyor.

    Son olarak, Messier 74, yaklaşık 32 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir başka spiral galaksiye deniliyor.

    NASA, “Messier 74’e Hayalet Galaksi lakabı takılmıştır çünkü nispeten sönüktür ve küçük teleskoplarla Charles Messier’in 18. yüzyıldan kalma ünlü kataloğundaki diğer galaksilerden daha zor fark edilir.” dedi.

    Webb’in verileri kızılötesindeki gaz ve tozun ana hatlarını çizerken, Chandra’nın verileri X-ışını dalga boylarındaki yıldızlardan gelen yüksek enerjili aktiviteyi ortaya çıkarıyor.

     

  • Uzmanlardan yapay zeka uyarısı

    Uzmanlardan yapay zeka uyarısı

    CAIS tarafından çevrim içi yayımlanan bildiride, yapay zeka uzmanları, gazeteciler, politika yapıcılar ve kamunun, yapay zekadan kaynaklanan önemli ve acil riskleri giderek daha fazla tartıştığı ve birçok kişinin bu konuda endişelerini dile getirdiği kaydedildi.

    Yayımlanan bildiride, “Yapay zeka kaynaklı yok olma riskini azaltmak, salgınlar ve nükleer savaş gibi diğer toplumsal ölçekli risklerin yanı sıra küresel bir öncelik olmalıdır.” ifadelerine yer verilirken, söz konusu bildiri imzaya sunuldu.

    ChatGPT’nin yaratıcısı OpenAI’nin Üst Yöneticisi Sam Altman ve bilgisayar bilimcisi Geoffrey Hinton da bildiriyi imzalayan yüzlerce isim arasında yer aldı.

    Son derece yetenekli yeni nesil yapay zeka sohbet robotlarının yükselişiyle yapay zeka sistemlerinin insanları zekasıyla alt ettiği ve çılgınca çalıştığına dair endişeler öne çıkmıştı.

  • X-ışınlarıyla ilgili önemli keşif

    X-ışınlarıyla ilgili önemli keşif

    Araştırmacılar, Chandra X-ışını Gözlemevi’nden alınan verileri inceleyerek kara delik parçacık akımlarından (jet) yayılan X-ışınlarında dalgalanmalar tespit etti.

    Tech Explorist’in haberine göre, yapılan bir araştırma, istatistiksel olarak önemli sayıda kara delik jetindeki X-ışını yayılımlarının sadece birkaç yıl içinde değişiklik gösterdiğini ortaya çıkardı.

    Araştırmacılar, kara deliklerden yayılan bu parçacıkların X-ışını yayabilecek yüksek enerji seviyelerine nasıl geldiğinin henüz bilinmemesine karşın, daha önce X-ışınlarının milyonlarca yıl süresince değişmediğinin düşünüldüğünü belirtti.

    Gözlemevinin arşiv verilerini analiz eden bilim insanları, 53 kara delik jeti içinde Chandra’nın birden fazla gözlem yaptığı 155 farklı konumu inceledi.

    Maryland Üniversitesi öğretim üyesi ve araştırmanın başyazarı astronom Eileen Meyer, “Bu tür kısa zaman ölçeklerinde nispeten sık değişkenlik keşfedilmesi bu jetler bağlamında ‘devrim’ niteliğinde. Verilerde bu sonucu görmek neredeyse bir mucize gibiydi çünkü gözlemler bunu tespit etmek için tasarlanmamıştı.” dedi.

    Araştırmacılar, jetlerin X-ışınlarını nasıl ürettiğine dair en basit hipotezin, parçacıkların galaksinin merkezinde akımları püskürten kara delik “motorunda” ivmelendiğini ve X-ışını emisyonlarının zaman içinde değişmediğini varsaydığını kaydetti.

    Öte yandan son araştırmada, jetlerin uzanımı boyunca X-ışını emisyonlarında hızlı dalgalanmalar keşfedildi. Bu, jetin kara delikte ilk başladığı yerden çok uzakta, jet boyunca parçacık ivmelenmesinin değiştiğini gösteriyor.

    Araştırmada Dünya’ya yakın kara delik jetlerinde uzaktaki jetlere oranla daha fazla değişim olduğu tespit edildi.

    Teleskoplara ulaşan verilerde yer alan uzaktaki kara delik jetlerine ait görüntülerin evrenin daha eski dönemlerini yansıttığı düşünüldüğünde, o dönemdeki evrenin daha küçük ve ortam radyasyonunun daha yüksek olmasının jetlerdeki X-ışını yayınımını daha kararlı hale getirdiğini gösterdiği belirtildi.

    Ekibin analizi, araştırmada incelenen jetlerin yüzde 30 ila 100’ünün X-ışını yayınımının kısa zaman ölçeklerinde değişkenlik gösterdiğini ortaya çıkardı.

  • Güneş’in 10 bin katı büyüklüğünde

    Güneş’in 10 bin katı büyüklüğünde

    Indy100’ün haberinde, görevlerinden birisi uzayın derinliklerine yoğunlaşarak evrenin yaratıldığı dönemleri incelemek olan James Webb Teleskobu’nun ilk defa, söz konusu dönemde oluştuğu düşünülen Güneş’in 10 bin katı büyüklükteki yıldızların izlerini bulduğu belirtildi.

    İsviçre Cenevre Üniversitesinden astrofizikçi Corinne Charbonnel, “James Webb Uzay Teleskobu‘nun topladığı veriler sayesinde, bu olağanüstü yıldızların varlığına dair ilk ipucunu bulduğumuza inanıyoruz.” dedi.

    Bilim insanları hepsi aynı dönemde oluştuğu düşünülen bu yıldızların, “küresel yıldız kümeleri” olarak tanımlıyor.

    Araştırmacılar, evrenin ilk dönemlerinin kalıntıları olduğu belirtilen söz konusu kümeleri, “fosiller” olarak tanımlıyor.

    Söz konusu “küresel yıldız kümeleri“nin ise yaşam sürelerinin sonuna yaklaştığı belirtiliyor.

    Barselona Üniversitesi öğretim üyesi Mark Gieles, ​​”Küresel yıldız kümeleri 10 ila 13 milyar yaşında ancak devasa yıldızların ömürleri 2 milyon yıl. Bu nedenle, bu yıldızlar şu anda gözlemlenebilir kümelerin erken dönemlerinde kayboldular. Yalnızca dolaylı izleri kaldı. Süper kütleli yıldız senaryosu gelecekteki çalışmalarla desteklenebilirse, bu, küresel kümeleri daha iyi anlamamızı sağlayacak ve genel olarak süper kütleli yıldızların oluşumu hakkında ilave bilgiler elde etme açısından önemli bir adım olacaktır.” ifadelerini kullandı.

    Araştırma “Astronomy & Astrophysics”te yayımlandı.

  • Meriç Nehri’nden enerji üretilmeye başlanacak

    Meriç Nehri’nden enerji üretilmeye başlanacak

    Edirne Valiliği Çevre Koruma Vakfı tarafından gerçekleştirilen projede, nehir yatağındaki kazı çalışmaları ve santral inşaatı tamamlandı.

    Kendi kategorisinde dünyada en büyük projelerden biri olduğu belirtilen santralde 14 burgu türbinin dönmesiyle yılda 14 milyon 300 bin kilovatsaat elektrik üretilecek.

    Nehirden üretilecek elektriğin satılmasından sağlanan gelirin bir kısmı, ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulunan, kadın girişimciliğini destekleyen ve çeşitli eğitimlerde bulunan Edirne Valiliği öncülünde kurulan Edirne Şehir Gönüllüleri Vakfına aktarılacak.

    “Kendi ölçeğinde dünyanın en büyük projelerinden”

    Edirne Valisi H. Kürşat Kırbıyık, santralde incelemede bulunarak çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.

    Santral inşaatına bir yıl önce başlandığını belirten Kırbıyık, gazetecilere yaptığı açıklamada, çalışmalarda sona gelindiğini bağlantı süreçlerinin tamamlanmasıyla enerji üretimine başlanacağını söyledi.

    Kırbıyık, projenin kendi ölçeğinde dünyanın en büyük projelerinden biri olduğunu bu özelliğiyle bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını vurguladı.

    Santralin birçok özelliğiyle ön plana çıktığını anlatan Kırbıyık, şunları kaydetti:

    “14 yatay burgumuz var. Nehrin üzerinde 180 metreyi bulacak şekilde 61 metrelik 3 açıklıkta lastik savaklarımız var. Bunların yükseltisi 4 metreye kadar çıkabiliyor. Nehrin taban seviyesi şu an 29 metre 80 santim, 4 metrelik yükseklikle beraber 33 metre 80 santim seviyesine kadar suyu depolayabileceğiz.

    Depoladığımız su, santralin içine girecek ve tribünleri çevirerek santralin çıkış noktasından tekrar nehrin yatağına kavuşmuş olacak. Kurulu gücümüz 2,4 megavatlık bir güce sahip. Bugünkü ekonomik değer itibarıyla yıllık 60 milyon liralık bir enerji üretme kapasitesine sahip. İnşallah haziran ayı itibarıyla bu enerjiyi üretip, sisteme dahil etmek istiyoruz. Son izinlerini alınıp bağlantıların yapılmasıyla süreci tamamlamış olacağız.”

    Kırbıyık, Meriç Nehri’nin kent için büyük öneme sahip olduğunu nehirden azami düzeyde faydalanmak için çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

    Millet Bahçesi Projesi’nin tamamlanmasıyla vatandaşların nehrin her iki yakasında güzel vakit geçireceğini de belirten Kırbıyık, “Orayla ilgili bir mahkeme kararı var. Gerekli düzenlemeler ilgili bakanlıklar düzeyinde yapılıp mahkeme kararı dikkate alınıp gerekli revizyonlar yapıldıktan sonra tekrar süreç işleyecek. Vatandaşlara üstün nitelikleri olan bir park kazandırılacak.” diye konuştu.

  • Apple’dan akıllı kilit ekranı

    Apple’dan akıllı kilit ekranı

    Apple, iOS 17 yazılım güncellemesinde gelen yeni özelliklerin bir parçası olarak takvim,hava durumu ve gelen bildirimleri akıllı kilit ekranında gösteren bir güncelleme için yeni bir arayüz planlıyor.

    Son güncelleme iOS 16’da widget özelliğini getiren Apple, güncellemeyi yapan tüm cihazlarda kilit ekranında kısayollar ile cihazın arayüzünde değişiklik yapmıştı.

    Apple iOS 17 güncellemesini 5 Haziran Dünya Çapında Geliştiriciler Konferansı’nda tanıtmayı planlıyor.

    Henüz yeni güncellemenin detayları tam olarak bilinmese bile yeni akıllı ekran projesinde parlak metinlerin arkasında koyu bir arka plan olacağı öne sürülüyor. Böylelikle yazılı metinlerin okunmasını kolaylaştırmayı hedefleyen Apple, telefon kilitliyken de hava durumu, saat, takvim ve bildirimleri takip edebileceği bir hizmet sunmayı amaçlıyor.

    Şirketin ayrıca FaceTime ve Apple cihazlarından TV’lere ve hoparlörlere içerik aktarmayı sağlayan AirPlay için yeni güncellemeler üzerinde çalıştığı ifade edildi.

  • İnsan deneylerine onay çıktı

    İnsan deneylerine onay çıktı

    BBC’nin haberine göre, Neuralink sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada, beyin çipi projesinin FDA tarafından onayının “birgün birçok insana yardım etmesini sağlayacak önemli bir adım” olarak nitelendirildi.

    Açıklamada, Neuralink takımının FDA ile yakın işbirliği sayesinde onay alındığı, deney aşaması başvuruları için gerekli bilgilendirmelerin yapılacağı belirtildi.

    Neuralink firması, söz konusu projeyle, beyne yerleştirilecek mikroçipler sayesinde felç ve körlük gibi nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi ve engelli kişilerin hayat kalitesini artırmayı hedefliyor.

    Daha önce maymunlar üzerinde test edilen çiplerin, beyindeki sinyalleri başarıyla yorumlayarak cihazlara aktardığı kaydedildi.

    Öte yandan uzmanlar, Neuralink’in beyin implantlarının, yaşanabilecek muhtemel teknik ve güvenlik endişeleri dikkate alınarak yapılacak ön çalışmaların daha dikkatli ve geniş kapsamlı yapılması konusunda uyarıda bulunuyor.

  • Çığır açacak gelişme

    Çığır açacak gelişme

    Bilim insanları, epilepsi gibi rahatsızlıkların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilecek bir hareketle, insan beyin hücrelerini sıçanlara başarıyla aşıladı. Laboratuvarda yetiştirilen beyin hücreleri iki ya da üç günlük farelere nakledildi.

    Yetişkin farelerdeki geçmiş denemelerin aksine, yeni çalışmada beyin hücreleri hızla emildi ve altı ay sonra beynin üçte birini oluşturarak farelerin karar verme ve fiziksel tepkilerinin bir parçası haline geldi.

    Araştırmacılar, farelerde gelişen mutant beyinlerin, insanlardaki hastalıkların ayrıntılı olarak incelenmesine olanak tanıyacağını söyledi.

    ABD Stanford Üniversitesi’nden başyazar Prof. Dr. Sergiu Paca konya ilişkin yaptığı açıklamada, “Çalışmamız, insan hastalıklarının gerçekçi modellerinin üretilmesini sağlayabilir.” ifadelerini kullandı.

    Çalışmanın diğer yazarı, Dr. Jürgen Knoblich ise  “İnsan beyni en korkunç hastalıklardan bazılarına ev sahipliği yapıyor ve biz onu çok iyi anlamıyoruz. Bulgularımız epilepsi gibi nörolojik hastalıklarla ilgili araştırmalar üzerinde etkisi olabilir.” dedi.

     

  • Bill Gates’ten yapay zeka uyarısı

    Bill Gates’ten yapay zeka uyarısı

    Bill Gates, insanlar için bazı görevleri yerine getirebilecek kişisel dijital asistanı geliştirecek şirketin yüksek ihtimalle yapay zeka yarışını kazanacağını savundu.

    Bu teknolojinin kullanıcıların davranışını kökten değiştirebileceğini ifade eden Gates, “Kişisel asistanı kim kazanırsa kazansın bu büyük bir şey olacak. Çünkü bir daha asla arama motoruna gitmeyeceksiniz… Bir daha asla Amazon’a gitmeyeceksiniz.” dedi.

    Gates yapay zekalı asistanın kullanıcıların ihtiyaçlarıyla alışkanlıklarını anlayabileceğini ve okumaya zaman kalmayan şeyleri öğrenmesini sağlayacağını savundu.

    Teknoloji milyarderi, yapay zeka yarışında dev şirketlerin kazanabileceği gibi girişim şirketlerinin de galip gelebileceğini vurguladı.

    Dijital asistanın herkesin kullanımına açılmasının biraz zaman alacağını kaydeden Gates, bu esnada şirketlerin ChatGPT benzeri yazılımları kendi ürünlerine adapte etmeyi sürdüreceğini belirtti.

    Dünyanın en zenginlerinden biri olan Gates, iyi metinler çıkaran yapay zeka teknolojisinin beyaz yakalı çalışanları etkileyebileceğini savundu.

    Gates, ileride insan çalışanlardan daha ucuza gelecek insansı robotların mavi yakalı çalışanları etkileyeceğine inandığını da sözlerine ekledi.