Kategori: Teknoloji

  • Ay’ın navigasyon haritası

    Ay’ın navigasyon haritası

    St. Louis’te düzenlenen GEOINT Konferansı’nda konuşan Whitworth, “Bugün, NASA, ABD Jeoloji Araştırma Kurumu, ABD Uzay Kuvvetleri ve Uzay Komutanlığı ile çalışarak Ay yüzeyinde gelecekteki ziyaretçilere, Dünya’daki GPS kadar doğru ve güvenli şekilde rehberlik edecek bir Ay jeodezi sistemi geliştiriyoruz.” dedi.

    “Ay Referans Çerçevesi” olarak adlandırılan sistemin, GPS gibi navigasyon yeteneklerini destekleyen, kesin ve doğru enlem, boylam ve zaman verileri sağlayan Dünya Jeodezi Sistemi’nin benzer bir işlevini yerine getireceğini aktaran Whitworth, şimdilik Ay tabanlı bir sistem üzerinde çalıştıklarını ancak ileride diğer gezegenler için benzer navigasyon sistemleri geliştirmek üzere çalışmaların da yapılacağını söyledi.

    Whirwoth, bu çalışmanın, ABD ve diğer ülkelerin yanı sıra ticari şirketlerin Ay’da seyahatler planlaması ve gelecekte orada bir ekonominin tesis edilmesi hayalinin parçası olduğunu ifade etti.

    PROJE, PENTAGON TARAFINDAN YÖNETİLİYOR

    Ulusal Coğrafi İstihbarat Ajansı Kaynak ve Operasyon Yönetimi Direktörü James Griffith, ABD medyasına konuyla ilgili verdiği brifingde, söz konusu projenin, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından yönetildiğini vurguladı.

    Griffith, bu çalışmada asıl zorluğun Ay’da verilerin nasıl toplanacağı olduğuna işaret ederek, “Ay, Dünya’dan çok farklı bir şekilde işliyor. Hangi tür verilere ihtiyaç duyduğumuzu biliyoruz ancak o tür bir ortamda nasıl toplandığını bilmiyoruz. Çünkü araçlarımız buna göre yapılandırılmamış. Bu nedenle gerçek bir referans çerçevesi geliştirmek için çok fazla keşif çalışması yapmamız gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Yapay zeka yardımıyla kitap yazdı

    Yapay zeka yardımıyla kitap yazdı

    Yapay zeka yardımıyla bir yıldan kısa sürede 100’e yakın kitap yazdı
    Tim Boucher, son dokuz ayda 97 mini roman yayınlamak için akıllı teknolojiyi kullandı.

    Newsweek için makale yazan Boucher, “Amacım açıktı. Distopik ucuz bilimkurgu ile zorlayıcı yapay zeka dünya inşasını birleştiren bir dizi benzersiz, büyüleyici e-kitap oluşturmak. Artık onlara ‘AI Lore kitapları’ adını vermeye başladım, yapay zekanın insan yaratıcılığını artırma potansiyelinin bir kanıtı” dedi.

    TRT Haber’in haberine göre yazar, beyin fırtınası ve metin oluşturmaya yardımcı olmak için yapay zeka sohbet botları ChatGPT ve Anthropic’ten Claude’u kullanırken, romanları göstermek için yapay zeka görüntü oluşturucu Midjourney’i kullandığını söyledi.

    Kitaplarının her biri 5 bin kelimeye kadar ve yapay zeka tarafından oluşturulmuş 40 ila 140 resim içeriyor.

    Ağustosla mayıs arasında 500’den fazla kopya sattığını söyleyen Boucher toplam kazancınınsa 2 bin dolardan fazla olduğunu açıkladı.

    Diğer yazarların aksine mini romanlarını ortalama 8 saatte yazdığını belirten Boucher, “Yapay zekanın yaratıcı işlerin yerine geçeceğine yönelik popüler düşüncenin aksine, yapay zekayı yeteneklerimizi ve kapasitemizi artıracak güçlü bir araç olarak görüyorum” diye konuştu.

    Boucher, “Tüm sanatçıların belli ölçüde yapay zekayı kullanması kaçınılmaz olacak. Bu sadece sizin çalışmalarınıza hizmet edecek doğru kombinasyonu bulmakla ilgili” dedi.

  • Apple’a rekor ceza için karar

    Apple’a rekor ceza için karar

    “Apple’a 13 milyar Euro’luk vergi davası” Adalet Divanı’nda görüşülüyor.

    AB Komisyonu, Apple’a 13 milyar Euro’nun üzerinde vergi borcu çıkarmasını iptal eden alt mahkeme kararında hukuki hatalar yapıldığını iddia ediyor.

    Hukuki mücadele sonucunda Apple’ın İrlanda’ya 13 milyar Euro’luk vergi ödemesi gerekip gerekmediği açıklık kazanacak.

    AB-APPLE DAVASI SÜRECİ

    AB Komisyonu, merkezi ABD’de bulunan Apple’ın Avrupa faaliyetleri için İrlanda’da kurduğu şirketlerin vergilendirilmesine ilişkin 3 yıl süren soruşturmasını 2016’da tamamlamıştı.

    Şirketin İrlanda’da faydalandığı vergi uygulamalarının AB kurallarına aykırı olduğuna karar veren AB Komisyonu, Apple’dan 2003- 2014 arasındaki dönem için 13 milyar Euro ve faizinin tahsil edilmesini kararlaştırmıştı.

    Apple, AB’yi tek taraflı hareket etmek ve geçmişe dönük İrlanda’daki vergi kurallarını değiştirmekle suçlamış, İrlanda yönetimi ve Apple şirketi, Komisyon’un kararına karşı hukuki süreç başlatmıştı.

    Dava, Avrupa Adalet Divanı yapısı içinde yer alan AB Genel Mahkemesi’nde ele alınmıştı.

    Bu mahkeme, 2020’de İrlanda’daki vergilendirmeyle ilgili AB Komisyonu kararını Apple lehine iptal etmişti.

    Genel Mahkeme, Apple’a İrlanda’da ekonomik fayda sağlandığı yönündeki AB Komisyonu kararının yeterince kanıtlanamadığına ve hatalı olduğuna hükmetmişti.

    AB Komisyonu, Genel Mahkemesi’nin kararında hukuki hatalar yapıldığını, Komisyon’un para cezası uygulama kararının gerekçelerini yeterince değerlendirmediğini ve çelişkili mantık kullandığını iddia etmiş ve davayı temyize götürmüştü.

    AB Genel Mahkemesi kararları, hukukilik denetimi için üst mahkeme olan Avrupa Adalet Divanı’na taşınabiliyor.

  • Tayfun’unun 2. kez test atışı gerçekleştirildi

    Tayfun’unun 2. kez test atışı gerçekleştirildi

    Roketsan ve Savunma Sanayii Başkanlığı, Roketsan tarafından geliştirilen Tayfun için 18 Ekim 2022 tarihinde Rize-Artvin Havalimanı’nda ilk kez test atışı yapılmıştı. Geçen 7 ayın ardından 12 Mayıs günü yine bir test atışı görüntüleri resmi olarak Roketsan tarafından paylaşılan Tayfun’un bugün Rize-Artvin Havalimanı’ndan yeniden test atışı gerçekleştirildi.


    Saat 06.44’te yeniden test atışı yapılan Tayfun’un test atışı esnasında Rize-Artvin Havalimanı’nın içerisinde ve etrafında yoğun güvenlik önlemi alınırken, Tayfun Füzesi’nin test atışının Rize ayağı başarı ile tamamlandı. Füzenin kaç kilometre mesafeye gönderildiği ile ilgili bilg verilmedi.

    Genellikle 300 kilometreye kadar olan balistik füzeler ‘Taktik Balistik Füze (TBM)’; 300-1000 kilometre arasında menzile sahip balistik füzeler ise ‘Kısa Menzilli Balistik Füze (SRBM)’ olarak tanımlanıyor. Tayfun Füzesi’nin kısa süre içerisinde envantere alınması bekleniyor. Tayfun ile Türk Silahlı Kuvvetleri, önemli bir caydırıcılık kapasitesine ulaşmış olacak.

  • “VEX IQ Robot Yarışması”

    “VEX IQ Robot Yarışması”

    Atakum Belediyesi, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında birbirinden önemli organizasyonlara ev sahipliği yaptı. Atakum Belediyesi’nin organize ettiği, Atakum 2.Geleneksel VEX IQ Robot Yarışması, 19-21 Mayıs tarihleri arasında Hasan Ali Yücel Gençlik, Bilim ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Guinness Rekorlar Kitabı’nda dünyanın en büyük robotik turnuvası olarak yer alan VEX Robotics kapsamında yapılan organizasyona, Türkiye genelinde lise ve ortaokul düzeyinde birçok takım katıldı. Takımlar, üç gün boyunca tasarladıkları robotlarla; teknolojik ve mühendislik becerilerini sergilediler. Ortaokul öğrencileri VEX IQ; lise öğrencileri de VEX V5 başlığı altında yarışırken; heyecanlı ve eğlenceli anlar yaşadılar.

    “Takımlar hünerlerini sergiledi”

    Jüri, takımları tasarım, ekip çalışması ve robot becerileri gibi birçok kategoride değerlendirdi. Ortaokul düzeyinde dostluk mücadelesi (Teamwork) şampiyonları Phoenix ile Brotics takımları olurken, “Robo Artus” ile “Knight Readers” takımları ikinciliğe hak kazandı. Jüri özel ödülü “Atabot” takımına verildi. “Spider” takımı yenilik (Innovate) ödülü, Robo Monsters takımı ise tasarım (Design) ödülü kazandı.

    “Atakum Belediyesi’ne şampiyonluk”

    Lise düzeyinde turnuva şampiyonları Atakum Belediyesi adına yarışmaya katılan “Techno Roboted” takımı ile İstanbul’dan yarışmaya katılan “Legend” takımı oldu. MBB Robotik takımı yenilik (Innovate) ödülüne layık görüldü, Takevians ile Legend UK takımları da finalist olmaya hak kazandı.

  • Yapay zeka hayat kurtardı

    Yapay zeka hayat kurtardı

    Spesifik olmayan baş ağrısı şikayetiyle Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Polikliniği’ne başvuran kadın hastadan doktoru manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tetkiki istedi.

    Hastanın MR cihazında olduğu sırada gerçek zamanlı hasta verilerini analiz eden bir yapay zeka algoritması tarafından tespit edilen bir tümörün tespiti üzerine acil ameliyata alınan hastanın hayatı erken müdahaleyle kurtarıldı.

    Bu durum, MR çekimi sırasında bir hastanın devam eden görüntülemesi sırasında yapay zeka algoritması tarafından teşhis edilen, ilgili hekimlerin anında uyarılması ile hastaya en uygun tedavinin hızlı şekilde uygulandığı ilk klinik vaka olarak “Journal of Neurosurgery: Case Lessons” dergisinde yayımlanarak tıp literatürüne girdi.

    Algoritmanın eğitilmesi 6 ay sürdü

    Çalışmanın detaylarını, Beyin ve Sinir Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Çeltikçi ile Türk Beyin Projesi Gazi Üniversitesi Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu anlattı.

    Beyin tümörü, hipofiz ve kafa tabanı cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Çeltikçi, Şubat 2021’de başlayan Türk Beyin Projesi kapsamında algoritmanın, beyin cerrahisine ilişkin “inme”, “kanama” ve “tümör” gibi bilgilerle eğitilmesinin 6 ay sürdüğünü söyledi.

    Çeltikçi, daha sonra gerçek veriler üzerinde çalışmalar yürüttüklerini ve algoritmanın ikinci versiyonunu tamamladıklarını, algoritmayı Gazi Üniversitesi Hastanesindeki MR cihazlarında 24 saat çalıştırmaya başladıklarını anlattı.

    Bu sırada, MR görüntülerinin kaydedildiği hastane otomasyon sistemine entegre edilen yeni geliştirilen yapay zeka modellerini buna dahil ettiklerini aktaran Çeltikçi, böylece yapay zeka algoritmasının hasta daha MR cihazındayken 5-10 saniye arasında değişen sürelerde çekilen beyin MR’ında anormal bir durum içerip içermediğini değerlendirmeyi başardığını kaydetti.

    Yapay zeka sisteminin, Dijital Dönüşüm Ofisi’nin de desteğiyle bir GSM operatörünün görüntülü mesaj servisine entegre edildiğini bildiren Doç. Dr. Emrah Çeltikçi, “Böylece algoritmanın, MR’da bir anormallik tespit ettiğinde doktorların cep telefonuna geliştirilen özel servis üzerinden mesaj atması ve anormallik içeren anonimleştirilmiş görüntünün de doktorlara gönderimi sağlandı. Yapay zeka sistemi, hastaya ait anormallik içeren MR kesitlerindeki anormal bölgeleri (segment) renklendiriyor” dedi.

    Yapay zeka algoritmasının kurulduğu günden bu yana doktorların cep telefonlarına alarm yolladığını belirten Çeltikçi, tıp tarihine geçen hastayla ilgili şöyle konuştu:

    “Akşam saatleriydi. Polikliniğe baş ağrısı şikayetiyle gelen hastamızdan MR istenmiş. Yapay zeka sistemi, hastamız daha MR cihazındayken bir anormallik tespit etti. Telefona baktığımızda yapay zekanın hastamızın beyninin ciddi bir kısmında beyin ödemi ve tümör tespiti yaptığına dair mesaj gördük. Doktorlarımız hemen harekete geçti ve gerekli önlemleri aldı. Hastamız, yaptığımız biyopsiye göre de beyin tümörü tanısı aldı ve tedavilerine başlandı.”

    Türkiye’de MR görüntüleme sayısının çok yüksek olduğunu, bu görüntüleri radyologların değerlendirmesi için hastaneden hastaneye değişebilen süreler gerektiğini belirten Çeltikçi, “Yapay zeka, acil müdahale gerektiren anormalliği çok kısa sürede gösterebildi. Yapay zeka ile amaçlanan zaten erken alarm sistemi gibi çalışması” dedi.

    Çeltikçi, yapay zeka çalışmalarında, sadece erken alarm değil, tümörün adının ve genetik özelliğinin de tespit edilebilmesini hedeflediklerini bildirdi.

    “Dünya literatüründeki ilk vaka bizim hastamız oldu”

    Emrah Çeltikçi, Avrupa ülkeleri ve ABD’de yapay zeka çalışmaları yürütüldüğüne işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Literatürde gerçek zamanlı çalışan bir algoritmayla tespit edilmiş gerçek bir hastanın girişimini görmedik. İşin aslı bu durum bizi şaşırttı. Sonradan geriye dönüp baktık ki örneğin ABD’de geliştirilen erken uyarı sistemlerinin henüz FDA onayları alınmamış. Dolayısıyla yapay zeka ile böyle bir durumu gerçek zamanlı test etme kapasiteleri yok. Oradaki bürokratik engeller de buna izin vermiyor. Ayrıca ABD’de sağlık sisteminin özel olması nedeniyle veriye ulaşmada sıkıntılar var. ABD’deki bu durum, bizim için tabii güzel oldu. Hastamız aslında literatürdeki ilk yapay zeka tarafından tespit edilip MR’ının çekildiği günün ertesi günü müdahalesi yapılan ilk insan oldu dünya tarihinde. Hatta biz bunun yayınını da yaptık. Dünya literatüründeki ilk vaka bizim hastamız oldu. Deneysel amaçlı değil gerçek bir hasta bir MR cihazına girdi, yapay zeka beynindeki tümörü tespit etti ve doktorlara haber verdi ve hastaya müdahale edildi. O açıdan da çok mutlu ve gururluyuz. Sonuçta bir şeyleri ilk kez yapıyor olmak güzel.”

    Yapay zekayla beyin tümörünün erken teşhisinin sağlandığını ve böylece radyologların MR tetkik sonucunu raporlaştırması beklenmeden hastaya acil müdahale edilebildiğini anlatan Çeltikçi, hastanelerinin acil servisinde özellikle “inme” riskinin erken tespit edilmesine yönelik olarak geliştirilen yapay zeka sisteminin kullanılabileceğini bildirdi.

    “Ülkemiz için örnek bir proje oldu”

    Gazi Üniversitesi Yapay Zeka ve Büyük Veri Analitiği ve Güvenliği Merkez Müdürü ve Türk Beyin Projesi yürütücüsü Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu da projenin, Türkiye’de açık veri felsefesine dayalı olarak hayata geçirilen ve gerçek ortamlarda da kullanılabilen ilk proje olduğunu söyledi.

    Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri ve araştırmacıları ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ekibi olmak üzere 30’a varan araştırmacının farklı zamanlarda projede çalıştığını ve destek verdiğini anlatan Sağıroğlu, şöyle devam etti:

    “Elde ettiğimiz verileri, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na uygun olarak anonimleştirip işledik. MRG verilerini bir araştırma projesinde kullanmak çok zor olsa da biz bunu başardık. Ürettiğimiz veri setini araştırmamızda ve yapay zeka modellerini eğitmede kullanarak, doktorlarımızın kullanabileceği bir ürün geliştirdik. MRG verilerini anonimleştirip araştırmacıların kullanıma açtık. Bu ülkemiz için bir örnektir. Gerçek zamanlı olarak MRG’lerden yapay zeka modelleri ile tümör tespiti yapılması sonucunda hastaya erken müdahale edilebilmesiyle ilgili çalışmalarımızdan birinin dünyaca saygın bir dergide yayımlanması ve erken müdahalenin literatüre girmesi ise bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir. Daha yeni çözümler üretmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

    Prof. Dr. Sağıroğlu, yapay zekanın sonuçlarının doktorların cep telefonlarına acil uyarı şeklinde ulaştırılması için de bir GSM operatörüyle işbirliğine gittiklerini aktardı.

    Tüm kamu hastanelerine ücretsiz kurulma taahhüdü

    Sağıroğlu, proje kapsamında geliştirilen yapay zeka sisteminin tüm kamu hastanelerine ücretsiz olarak kurulma taahhüdü verildiğini bildirdi.

    Projenin, pek çok yeniliği barındırdığını belirten Sarıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Açıklanabilir Yapay Zeka yaklaşımı, ‘burada anormal bir durum var’ diyerek gerekçesini de bir modelle açıklıyor. Bu sistem, doktorlarımızın güvenini artırdı. Doktorlar, sisteme güvendiği için bu sistemle yakın çalışıyorlar. Sistem, 1000’in üzerinde anormal durumu doktorlarımıza bildirdi. Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne gelen her hasta, beyinle ilgili MR çektiriyorsa sonuçları anında doktorlara ulaşıyor. 3 MR cihazımızdaki görüntüler anında yapay zeka analizine giriyor. Bu da hastalarımıza güven veriyor, doktorlarımızın da hızlı planlama yapmasını sağlıyor. Projeye gönüllü olarak girmemiz ve kamuda ücretsiz olarak kurulmasını istememizin temel nedeni ise hayat kurtarılmasına katkı sağlamak. Projeye gönülden inanıyoruz.”

  • Meta’ya 1,3 milyar dolar ceza

    Meta’ya 1,3 milyar dolar ceza

    Avrupa Birliği’nin Meta’ya kesmesi beklenen cezanın miktarı belli oldu.

    Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın çatı kuruluşu Meta’ya verileri ABD’ye aktardığı için 1,3 milyar dolar ceza verildi.

    Birliğin İrlanda’daki ofisi Veri Koruma Komisyonu tarafından açıklanan ceza şimdiye kadar bir şirkete kesilen en yüksek miktar. Önceki rekor 746 milyon euroyla Amazon’a aitti.

    VKK ayrıca Meta’ya veri akışını durdurması için beş ay süre verdi. Bu süre zarfında veri aktarımı sonlanmazsa şirket daha ağır yaptırımlarla karşılaşabilir.

    Meta cezayı adaletsiz ve gereksiz olarak yorumladı. Şirket cezaya itiraz edeceklerini duyurdu.

  • Facebook’un rekor para cezasına çarptırması bekleniyor

    Facebook’un rekor para cezasına çarptırması bekleniyor

    Reuters’ın iki anonim kaynağa dayandırdığı habere göre, AB düzenleyicilerinin vereceği ceza, bir sosyal medya platformuna verilen önceki rekordan daha yüksek olacak.

    AB gizlilik standartlarını ihlal ettiği için Amazon’a daha önce 746 milyon para cezası verilmişti.

    İrlanda Veri Koruma Komisyonu (DPC) liderliğindeki düzenleyicilerin Pazartesi sabahı, Facebook’un AB verilerini ABD’ye taşımak için “karmaşık yasal araçları” kullanmayı bırakmasını emredecek bir karar yayınlaması bekleniyor.

    Avrupalıları ABD’nin daha zayıf mahremiyet yasalarına maruz bırakabileceğinden,  trans-Atlantik veri akışlarıyla ilgili endişeler dile getirildi.

    Geçen yıl Facebook, veri aktarma mekanizmasını kullanması yasaklanırsa Avrupa’daki hizmetlerini askıya almakla tehdit etti.

    Nisan ayının sonlarında Meta, Mayıs ayında İrlanda Veri Koruma Komisyonu’ndan bir karar alınması gerektiğini kabul ederek ilk çeyrek mali sonuçlarını yayınladı .

    Açıklamada, “Atlantik’in her iki yakasındaki politika yapıcılarla devam eden istişarelerimiz, önerilen yeni AB-ABD Veri Gizliliği Çerçevesinin bu tür transferlerin askıya alınması için son tarihten önce tam olarak uygulanacağını göstermeye devam ediyor, ancak bunun olasılığını göz ardı edemeyiz.

    IDPC kararının, yeni bir veri gizliliği çerçevesi yürürlüğe girdikten sonra bile veri işleme operasyonlarımızı başka türlü etkileyip etkilemeyeceğini ve ne ölçüde etkileyeceğini de değerlendireceğiz.” denildi.

    Ocak ayında, Kaliforniya merkezli şirket, İrlanda’nın DPC’si tarafından, AB gizlilik kurallarını ihlal ederek, kullanıcıları kişiselleştirilmiş reklamları kabul etmeye zorladığı için 390 milyon euro para cezasına çarptırdı.

    Para cezasının yanı sıra, Meta’nın kullanıcıları bu tür reklamlara kaydolmaya zorlaması da yasaklandı.

  • Yeni bir ötegezegen tespit edildi

    Yeni bir ötegezegen tespit edildi

    CNN’in haberine göre, bilim insanları, yeni keşfedilen ve “LP 791-18 d” olarak adlandırılan ötegezegenin muhtemelen volkanlarla kaplı olduğunu belirtti.

    Söz konusu gezegende, Güneş Sistemi’ndeki volkanlar açısından en aktif gökcismi olan Jüpiter’in Io uydusu gibi patlamalar yaşanıyor olabileceği kaydedildi.

    NASA’dan yapılan açıklamada, ötegezegenin, Geçiş Yapan Ötegezegen Araştırma Uydusu (TESS), kullanım süresini tamamlamış olan Spitzer Uzay Teleskobu ve yer bazlı teleskoplardan gelen verilerin değerlendirilmesi sonucunda keşfedildiği bildirildi.

    Keşfedilen ötegezegenin, Dünya’dan yaklaşık 90 ışık yılı uzak olduğu, bir kırmızı cüce yıldızın yörüngesinde döndüğü ve Kupa (Crater) Takımyıldızı’nda bulunduğu aktarıldı.

    VOLKANİK AKTİVİTELERE, YÖRÜNGEDEKİ DİĞER BİR GEZEGENİN ÇEKİM KUVVETİ ETKİ EDİYOR

    İki gezegenin daha cüce yıldızın yörüngesinde dolaştığı belirtilen açıklamada, söz konusu gezegenlerden “LP 791-18 b”nin Dünya’dan yüzde 20 daha büyük ve “LP 791-18 c”nin de Dünya’nın 2,5 katı büyüklükte olmasına rağmen kütlesinin Dünya’dan 7 kat büyük olduğu dile getirildi.

    Astronomlar, söz konusu ötegezegendeki volkanik aktivitelerde dev gezegen “LP 791-18 c”nin etkisi olabileceğini düşünüyor.

    İki gökcisminin, cüce yıldızın yörüngesinde dönerken, gezegenlerin birbirine yaklaştığı esnada daha büyük gezegenin yerçekiminin “LP 791-18 d”nin yörüngesini değiştirdiği belirtildi.

    Yıldızın etrafındaki her bir dönüşün, ötegezegenin yörüngesini biraz daha ovalleştirdiği, bunun da gezegenin içinin ısınmasına ve volkanik aktivitenin artmasına neden olduğu kaydedildi. Aynı durumun, Jüpiter ve onun daha büyük uyduları arasındaki çekimsel alana yakalanan Io’da da meydana geldiği değerlendiriliyor.

    KEŞFEDİLEN GEZEGENİN, IO BENZERİ VOLKANLARLA KAPLI OLMASI MUHTEMEL

    Kansas Üniversitesinde fizik ve astronomi alanında öğretim görevlisi olan ve çalışmanın ortak yazarı Ian Crossfield, şunları söyledi:

    “Gezegende volkan olup olmadığını bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, ‘LP 791-18 d’nin yıldızının etrafındaki yörüngesi ve yakınındaki diğer gezegenler nedeniyle yörüngesinde periyodik esneme yaşayan küçük bir gezegen olduğu. Bu, güneş sistemimizdeki volkanik açıdan en aktif gökcismi olan Jüpiter’in uydusu Io’dakine benzer bir durum oluşturabilir. Bunu biliyoruz çünkü Io’nun yakınlarına uzay araçları gönderdik ve fotoğraf çektik.”

    Bilim insanlarının, yeni keşfedilen ötegezegenin yıldızına olan uzaklığının, gezegenin yüzeyindeki suyu destekleyecek sıcaklığı sağlayan yaşanabilir bölgenin iç kenarında bulunduğunu tahmin ettiği aktarıldı.

    Montreal Üniversitesi Trottier Dış Gezegen Araştırmaları Enstitüsünde astronomi öğretim görevlisi olan ve çalışmanın ortak yazarı Björn Benneke, “LP 791-18 d’nin sadece bir yüzü yıldızına bakıyor. Gündüz tarafı muhtemelen yüzeyde sıvı su bulunamayacak kadar sıcak olacaktır. Ancak gezegenin her yerinde meydana geldiğinden şüphelendiğimiz volkanik aktiviteler, suyun gece tarafında yoğunlaşmasına izin verebilecek bir atmosferi oluşturabilir.” açıklamasını yaptı.

    Volkanik aktivitelerin, su ve yaşam için bir engel gibi görünse de aslında gezegenin bir atmosferi korumasına yardımcı olabileceği belirtildi.

    NASA California Teknoloji Enstitüsü’ndeki Ötegezegen Bilimi Enstitüsü araştırma görevlisi ve çalışmanın ortak yazarı Jessie Christiansen, şunları kaydetti:

    “Dünya veya diğer gökcisimlerindeki olası yaşamın kökenlerini inceleyen astrobiyolojide, en büyük soru, yaşam için tektonik veya volkanik aktivitenin gerekli olup olmadığıdır. Potansiyel olarak bir atmosfer sağlamanın yanı sıra bu aktiviteler, karbon gibi yaşam için önemli olduğunu düşündüğümüz maddelerin kabukta sıkışıp kalmasını önleyebilir ve bunları çalkalayıp karıştırarak fayda sağlayabilir.”

    Araştırma, Nature dergisinde yayımlandı.

  • Türkiye’nin ilk uzay yolcularının eğitim süreci

    Türkiye’nin ilk uzay yolcularının eğitim süreci

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST 2023’te isimlerini açıkladığı Gezeravcı ve Atasever’in eğitim süreci ABD’de yoğun şekilde devam ediyor.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da Gezeravcı ve Atasever’in eğitim sürecini yakından takip ediyor.

    ABD’de sıkı eğitimden geçen Türkiye’nin ilk uzay yolcuları, muhabirlere, görevlerine ilişkin Houston’da eğitim gördükleri merkezde değerlendirmede bulundu.

    Uzay yolcuğu ilanlarını tesadüfen gördü

    Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidecek Alper Gezeravcı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde görevine devam ederken uzay görevine katıldığını söyledi.

    Uzay yolculuğuna başvurma sürecinin tesadüf eseri olduğunu belirten Gezeravcı, şunları kaydetti:

    “Bir gece yarısı uçuş görevinden döndükten sonra televizyon ekranında Cumhurbaşkanı’mızın yapmış olduğu açıklamadan, ‘Türk Astronot ve Bilim Misyonu’ kapsamında uzaya gönderilecek ilk Türk’ün seçim aşamalarına yönelik halkımıza yapılan davet ve ilanından haberdar oldum. Ertesi sabah tekrar haberlerde aynı içeriğe ilişkin kesitleri gördükten sonra internet sayfasında Türkiye Uzay Ajansının detaylı kriterlerini inceledim. Kriterlere yeterlilik gösterdiğimi gördükten sonra, 2-3 hafta civarında, halihazırda bu mesleği, uzay kapsamında çalışmaları icra etmiş geçmiş yıllardaki astronotların bilgilerini inceleyince karara varıp programa başvurdum.”

    Gezeravcı, seçim sürecinde her ne kadar her aşamayı bitirdikten sonra mutlu, gönül rahatlığıyla ayrılmış olsa da seçilmeye yönelik herhangi bir öngörüsü olmadığını dile getirdi. Görev için seçildiğinin haberini TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil’den aldığı bilgisini veren Gezeravcı, gizlilik gerekçesiyle haberi kimseyle paylaşmadığını bildirdi.

    Gezeravcı, eğitim sürecinin ABD’nin Teksas eyaletinin Houston kentinde başladığını ifade ederek, buradaki eğitim süreçlerinin farklı eyaletlerdeki istasyonlarda dolaşım halinde devam ettiğini söyledi.

    ABD’deki eğitime gelmeleriyle sürece ilişkin resmi çok daha net görme imkanları olduğunu vurgulayan Gezeravcı, kendilerini bekleyen süreçler, fiziki şartlar, görevin icrası ve beklenmeyen senaryolara ilişkin de çok daha net fikir sahibi olduklarını anlattı.

    Uzayda 14 gün kalması planlanıyor

    Gezeravcı, uzay görevinin 2023’ün son çeyreğinde gerçekleştirilmesinin planlandığına işaret ederek, net takvime ilişkin yakın zamanda bilgi edinme imkanının olacağını kaydetti.

    Alper Gezeravcı, “Önümüzde 6 aylık takvim var. 6 ay içi çok dolu, çok fazla eğitim içerikleriyle bezenmiş bir süreç, dolayısıyla sürecin nasıl geçtiğini dahi anlamayacağız.” dedi.

    Eğitim içeriklerine de dikkati çeken Gezeravcı, şu değerlendirmede bulundu:

    “Eğitim içeriklerinde vakıf oldukça bizi şaşırtan birçok kısım var. Daha önce böyle bir sürecin içinden geçmemiş olmamız ve izlediğimiz açık kaynak bilgilerde de erişemediğimiz detaylara vakıf oldukça, şu an çok da fazla telaffuz edemeyeceğim bazı detaylar vesilesiyle eğitimin ne derece kapsamlı içerik ve detay barındırdığı konusunda şaşkınlığımızı gizlemiyoruz.”

    Gezeravcı, uzay görevi için fırlatmanın Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden gerçekleşeceğini belirterek, uzayda 14 gün kalmasının planlandığını, bu süreçte TÜBİTAK tarafından seçilen deneylerin gerçekleştirileceğini bildirdi.

    Uzay görevinde herhangi bir konunun kendisini özel olarak zorlayacağını düşünmediğini vurgulayan Gezeravcı, şöyle konuştu:

    “Bu zamana kadar zaten icra etmiş olduğum görevim, günlük yaşam şartlarının dışında, ekstrem şartlarda icra edilmesi gereken görev içeriklerini, koşullarını barındırıyordu. Bunun haricinde alışık olmadığımız yer çekimsiz ortam ya da ‘mikrogravity’ çok minimal oranda yer çekiminin olduğu ortamda, hareketin belki değişik gelebilecek dinamiğini yaşama, tecrübe etme şansı olacak ama bunların hiçbirini zorlayacak şartlar olarak görmüyorum.”

    “Beklentim, ülkemizin daha büyük uzay projelerinde yer alması”

    Gezeravcı, Türkiye’nin ilk uzay yolcusu olmanın “müthiş derecede mutluluk verici” olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

    “Tarihimizde bir ilk. Ülkemizin irade ortaya koyarak yola çıkmış olması, bugüne kadar hayallerine sınırını gökyüzünde uçan uçakların teşkil ettiği bir neslin gelecek nesillerle birlikte özgüvenini ayağa kaldıracak ve hayallerin eşiğini de görünen gökyüzünün ötesinde uzaya taşıyacak bir adım olması vesilesiyle, müthiş derecede mutluluk verici. Beklentim, bu attığımız ilk adımın bundan sonra da gurur duyacağımız tarihimizin bir başlangıç adımı olması ve ülkemizin bundan sonraki dönemde de daha büyük uzay projelerinde sadece katılımcı değil, söz sahibi olarak hak ettiği yerini alması.”

    Gezeravcı, birikim ve tecrübelerini gelecek yıllarda programa dahil olacaklara aktarmak istediğini de sözlerine ekledi.

    “Nihai hedefim ve arzum aya gitmek”

    Tuva Cihangir Atasever de uzay yolculuğu rüyasının nasıl başladığını anlattı.

    Atasever, “Esasında çocukluğumdan beri ‘Astronot olacağım, uzaya gideceğim gibi bir hayalim vardı’ diyemem. Benim için uzay yolculuğu rüyası 2014 yılında ilk olarak cereyan etti. Benim nihai hedefim ve arzum Ay’a gitmek. Ay’a yolculukta da alçak dünya yörüngesinde gerçekleştirilecek bir misyonun parçası olmak rasyonel adımlardan birisiydi. İlk bu şekilde karar verdim diyebilirim.” diye konuştu.

    Türkiye’nin ilk insanlı uzay misyonu açıklandığı zaman çok heyecanlandığını aktaran Atasever, şu ifadeleri kullandı:

    “Milli Uzay Programı açıklandığı, bir Türk uzay yolcusu seçileceği ilk duyurulduğu zaman kafama koymuştum zaten başvuru yapmayı. Mayıs 2022’de başvuru süreci başlayınca da başvurdum. Başvuru süreci oldukça uzundu. Son derece yoğun, zorlu testlerden, eleme aşamalarından geçtik. Hem uzaktan yapılan birtakım zeka testleri, analitik düşünce testleri, psikolojik testler, daha sonra da fiziksel olarak yapılan birtakım çevresel testler, mülakatlar gibi eleme süreçlerinden geçtik. Toplamda 10 aya yakın süren bir süreçti, sonucunda burada olmak muazzam.”

    “Tarihi misyonun parçası olmak hem mutluluk hem gurur verici”

    Başvuru sürecinde ilk hedefinin ilk eleme aşamasını geçebilmek olduğunu belirten Atasever, süreç ilerledikçe kendisine güveninin biraz daha arttığını, seçilmeyi “çok şiddetli bir şekilde” umduğunu dile getirdi.

    Atasever, “Seçildiğimi en uzun gecenin gündüzünde öğrendim. 21 Aralık 2022’de TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Ahmet Yozgatlıgil beni telefonla aradı, durumu anlattı, detaylı olarak sürecin nasıl ilerleyeceğinden bahsetti. İlk etapta konuşma bittikten hemen sonra olayı tam olarak anlamam biraz zaman aldı diyebilirim. Birkaç saat sonra durup düşündüğüm zaman ‘Evet oldu’nun farkındalığına biraz daha sonrasında varabildim. Çok heyecanlandım, tabii ki çok gurur duydum. Böyle tarihi bir misyonun parçası olmak hem mutluluk hem de gurur verici bir şey.” dedi.

    “Önümüzdeki aylarda çok daha eğlenceli, çok daha heyecanlı eğitimlerin parçası olacağız”

    ABD’deki eğitimlerin başlamasından bu zamana daha çok teorik eğitimlerden geçtikleri bilgisini veren Atasever, şunları kaydetti:

    “Uzaya fırlatılacağımız aracın teknik bilgileri, ilgili alt sistemleri, acil durum senaryolarının teorik materyallerini şu anda hazmetmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki aylarda daha fiziksel olarak, ‘hands on’ olarak tanımlayabileceğim eğitimlerimiz başlayacak, çok daha heyecan verici eğitim süreçleri bizi bekliyor olacak. Önümüzdeki aylarda çok daha eğlenceli, çok daha heyecanlı eğitimlerin parçası olacağız. Örneğin, Türkiye’deki eleme sürecinde de tecrübe etme şansını elde ettiğimiz ‘santrifüj testi’ne gireceğiz, daha sonra en azından benim daha önce tecrübe etmediğim ‘zero-g uçuşu testi’ olacak, daha sonra ABD’nin ve dünyanın farklı yerlerinde de Uluslararası Uzay İstasyonu’nun alt sistemleri ve çeşitli modülleri üzerine aşinalık eğitimleri almak için Almanya, Japonya, Alabama gibi yerlere gideceğiz. Buradan Avrupa Uzay Ajansının Columbus Modülü ve Japonya Uzay Ajansının Kibo Modülü üzerinde aşinalık eğitimlerimiz olacak. Çok daha heyecan verici, oldukça yoğun, zorlayıcı ama macera dolu bir yolculuk bizi bekliyor olacak.”

    “Uzayla ilgili en merak ettiğim şey esasında Dünya”

    Atasever, Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu kapsamında 2 insanlı uçuş gerçekleştirileceğini belirterek, birinin Uluslararası Uzay İstasyonu’na gerçekleştirilecek misyon, diğerinin de yörünge altı uçuşu olduğunu anlattı.

    Yörünge altı uçuşun 2023’ün son çeyreğinde gerçekleştirilmesi planlanan Uluslararası Uzay İstasyonu misyonundan birkaç ay sonra gerçekleştirilmesinin tahmin edildiğini belirten Atasever, yörünge altı uçuşun Uluslararası Uzay İstasyonu misyonuna kıyasla çok daha kısa ve dünya yörüngesine erişmediği için uzay aracının toplam uçuş sürecinin birkaç saat olacağını bildirdi.

    Atasever, “Uzaya dair en çok merak ettiğim şey, esasında uzaydan ziyade yine Dünya ile alakalı. Uzaya gitmiş astronotların yaşadığı ‘overview effect’, üstgörü etkisi olarak isimlendirilen psikolojik bir değişim dönüşüm tecrübesi var. Dünyayı ilk defa uzak noktadan gördükleri zaman esasında ne kadar kırılgan bir yapı olduğunun, hepimizin aynı uzay gemisi içinde seyahat eden takım arkadaşları, ekip üyeleri olduğunun farkındalığına varıyorlar, Dünya’nın o eşsiz güzelliğinin de tadını çıkarıyorlar. Uzayla ilgili en çok merak ettiğim şey esasında Dünya.” diye konuştu.

    Uzay görevi sonrasında Türkiye’nin sürdürülebilir uzay ekosistemine ve endüstrisine sahip olması için çalışma niyetinde olduğunu vurgulayan Atasever, bu misyonun son insanlı uzay görevi olmaması, mikro yer çekimli ortamın sunduğu birtakım deney ve üretim imkanlarının sonuna kadar kullanılacağı, bu imkanlar sonucu yüksek nitelikli katma değer üreten iş imkanları ile teknolojilerin geliştirileceği bir Türkiye’nin tesisi için “dur durak bilmeden” gece gündüz çalışacağını kaydetti.