Kategori: Teknoloji

  • Havacılık ve uzay teknolojileri lisesi

    Havacılık ve uzay teknolojileri lisesi

    Savunma Sanayii Başkanlığı ile TUSAŞ iş birliğinde ilk defa havacılık ve uzay teknolojileri alanında lise düzeyinde eğitim verecek lisesinin açılması için çalışmalar tamamlandı. Ankara Havacılık ve Uzay Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Ankara’nın Elmadağ ilçesinde açıldı.

    Milli Eğitim Bakanlı tarafından yapılan çalışma çerçevesinde havacılık ve uzay teknolojisi eğitiminin yaygınlaştırılması, eğitim içeriklerinin geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi amacıyla hazırlanan havacılık ve uzay teknolojisi alanı öğretim programı Talim ve Terbiye Kurulunda kabul edildi.

    Müfredat, Savunma Sanayi Başkanlığı, Türk Hava Kurumu Üniversitesi, ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ ve TEİ temsilcileri ile alan öğretmenlerinden oluşan komisyon tarafından hazırlandı.

    Eğitim binası, pansiyon ve atölye kısmı olmak üzere 3 ana yapıdan oluşan, yaklaşık 25 bin metrekare üzerine kurulan okul hakkında bilgiler veren Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in, savunma sanayii kuruluşlarında özellikle havacılık ve uzay teknolojileri alanında nitelikli eleman yetiştirilmesi amacıyla okulun açılması talimatını verdiğini aktardı.

    Bunun üzerinde Ankara Havacılık ve Uzay Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni açtıklarını söyleyen Şensoy, “Burada açılmasının nedenlerinden bir tanesi bu bölgede savunma sanayii şirketlerinin çok fazla olması. Çocukların hem staj yapması açısından kolaylığı ve hafta içi çalışmalarda da gidip iş yerinde, sektörde çalışmaları yerinde izlemesi açısından bu bölgede kuruldu” dedi.

    Şensoy, okulun 25 bin metrekarelik bir alanda kurulmasından ötürü Türkiye’nin en büyük liselerinden biri olduğunu belirterek, okulun teknolojik anlamda son sistemlerle kurulduğunu kaydetti.

    “1 yıl hazırlık, 4 yıl mesleki eğitim vereceğiz”

    81 ilden öğrencilerin okulu çok rahatlıkla tercih edebileceklerine vurgu yapan Şensoy, şöyle devam etti:

    “Okulumuzun müfredatını Savunma Sanayi Başkanlığı, Roketsan, TUSAŞ, TEİ gibi sektörün önde gelen kuruluşlarından oluşan akademisyenlerden bir araya gelmiş komisyon tarafından hazırlandı ve Talim Terbiye Kurulu tarafından da kabul edildi. Müfredata göre bir yıl hazırlık okutacağız, 4 yıl da mesleki eğitim vereceğiz. LGS çerçevesinde bu okula öğrenci alacağız. Yüzde 1’lik dilimden öğrencinin geleceğini düşünüyoruz. Akademik anlamda çok başarılı öğrencilerin okuması tercih edeceğini düşünüyoruz.”


    Okula tasarım ve imalat, itki sistemleri, elektronik sistemler olmak üzere 3 dalda 60 öğrenci alınacağını vurgulayan Şensoy, “Öğrencilerimize laboratuvarlarımızda, sınıflarımızda sektörün ihtiyacı olan öğretim programlarını uygulayacağız. Burası bir proje okulu olarak hayata geçti. Öğretmenlerimizi seçerek alacağız. Öğretmenlerimiz de sektörlerde, işbaşı eğitimlerine tabi tutarak bilgilerini güncellemelerini sağlayacağız” diye konuştu.

    Şensoy, Bakan Özer’in gerek bakan yardımcılığı gerekse de bakanlık döneminde sanayi sektörünün ihtiyacı olan elemanları yetiştiren okulların açılmasına öncelik verildiğini dile getirerek, “Bu, havacılık alanında olan ilk okulumuzdu. Bundan sonra denizcilik, deniz taşıtları ve deniz savunma alanında bir okul açmayı planlıyoruz. Bu alanda bizim uçak bakım ve onarım olarak meslekler liselerimiz vardı. İlk defa bu okulla yapım ve imalat tasarım aşamasına yönelik eğitim veren bir okulumuz olumuz olmuş oldu. Biz bu süreci devam ettirmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Okul, 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren öğrenci alımına başlayacak.

  • Çocuklar için yeni risk: Dijital kir

    Çocuklar için yeni risk: Dijital kir

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre ülkemizin %85’i internet kullanırken, %81’i de sosyal medyada aktif olarak yer alıyor ve günde 3 saatini bu platformlarda geçiriyor. İletişim Profesyoneli ve Eğitmen Gamze Nurluoğlu ise sosyal medya kullanıcılarının %5,7’sinin 17 yaş altındaki gençlerden oluştuğuna dikkat çekiyor. Bu noktada dijital ebeveynlik kavramına değinen Nurluoğlu, yetişkinlerin çocuklara zarar verebilecek sosyal medya paylaşımlarını değerlendirdi.

    Ailelerdeki dijitalleşme akımı, çocukları için riskler doğurabiliyor. Özellikle gelişme çağındaki çocukları etkileyen bu faktörlere karşı ebeveynlere çeşitli sorumluluklar düşüyor. Çocukları dijital dünyanın siber zorbalık gibi olumsuzluklarından korumak için dijital kullanımını kontrol altında tutmanın yanı sıra ebeveynlerin de bilinçli birer kullanıcıya dönüşmesi gerekiyor.

    Birçok insan, sosyal medyada özel hayatından fotoğraf, video ve konum paylaşırken, çocukları hakkında çeşitli bilgilere yer veriyor. Ancak çocuklar hakkında paylaşım yaparken daha çok dikkat etmek gerekiyor. Çünkü çocukların okul-kreş gibi bilgilerini açık bir şekilde belirtmek ve onların fotoğraflarını paylaşmak, çocuklar adına dijital ayak izi oluşturulmasına yol açıyor. Çocuğun dijitaldeki kimliği, haberi olmadan başlatıldığı için kişi yaş aldıkça bunu yönetmek zorlaşıyor. Öte yandan güvenlik tehditleri yaratabiliyor ve siber zorbalıkla birlikte psikolojik açıdan oluşabilecek sorunları tetikleyebiliyor.

    Sharenting, ailelerin 18 yaşından küçük çocuklarına ait bilgi ya da görselleri sosyal medyada rızaları olmaksızın paylaşmaları, bunu alışkanlık haline getirmeleri ve onlar adına hesap açmaları olarak tanımlanıyor. Bu davranış modeli de çocukların ileriki yaşlarda dijitaldeki kimliğini şekillendirmesine engel olan sorunlar arasında yer alıyor. Dolayısıyla ebeveynlerin çocuklarını sosyal medyada etkileşim aracı olarak kullanmamaları kritik bir önem taşıyor.

    Dijital ebeveynlik, çocukların sosyal, duygusal, psikolojik, zihinsel ve fiziksel gelişimlerini dijital dünyanın olumsuzluklarından uzak tutarak sürdürebilmelerini sağlamak şeklinde açıklanıyor. Başarılı bir dijital ebeveyn olmanın yolu ise dijital okuryazarlık kazanmaktan geçiyor. Buna göre çocuklarına dijital dünyada rol model olan dijital ebeveynler; yasaklar koymaz veya baskıcı kontrol mekanizması oluşturmaz. Bunun yerine çocuğu teknolojik araçlarla denetler, bilinçlendirir,

  • Yeni nesil mikroçip organlar

    Yeni nesil mikroçip organlar

    Avcı, yeni nesil mikroçip organları ve ESOGÜ bünyesinde yapılan çalışmaları anlattı. Çip üzerinde organ platformlarının insanın doku ve organlarını fizyoloji ve anatomiyi de içine alacak şekilde taklit etmeyi hedeflendiğini ifade eden Doç. Dr. Avcı, bu teknolojinin ilaç gelişimi ve hastalıklarının yanı sıra kozmetik sektöründe, takviye edici gıda maddelerinin test edilmesinde, nadir hastalıklar gibi klinik denemelerin, invivo hayvan denemelerinin yapılamadığı alanlarda kullanıldığını söyledi. Normal bir ilaç gelişiminin test edilmesinin 15 seneyi bulabildiğini, binlerce bileşiğin denenerek milyon dolarlara mâl olduğunu belirten Doç. Dr. Avcı, pandemi döneminde çip organ çalışmalarının ortaya çıktığını, hızla ilerleyen çalışmalarda başarıya ulaşılarak bu teknolojinin hayvan deneylerinin yerine geçmeye başladığını ifade etti. Avcı, şunları belirtti;


    “Bugün savunma sanayinde İHA’lar, SİHA’lar nasıl yeni bir konsept oluşturduysa, bu çip organların da sağlık sektöründe kısa süre içerisinde yeni bir yaklaşım biçimi oluşturacağını düşünüyorum. Bununla ilgili ilk bilimsel yayın 2010 yılında yayınlandı, 2012-2013’ten itibaren milyon dolarlık yatırımlar yapılarak şirketler kurulmaya başlandı. Bu pazarın büyüme beklentisi yüzde 35 yüzde 38, müthiş bir rakam bu. 2022 yılında dünyanın ortalama büyümesini yüzde 5 kabul edersek, bu sektörün çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü söyleyebiliriz.”

    Doç. Dr. Avcı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde Hücresel Tedavi ve Kök Hücre Üretim, Uygulama ve Araştırma Merkezine entegre olmuş multi ve interdisipliner bir laboratuvar olarak çip üzerinde organ platformları üzerine özellikle karaciğer üzerine çalışma yaptıklarını belirterek “Hastalıkların tedavisinde kritik rol oynayan karaciğer üzerine çalışıyoruz, çok iyi sonuçlar aldık, bazı ilaç şirketleriyle de görüşmeye başladık. TÜBİTAK ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğü bünyesinden aldığımız desteklerle multi ve interdisipliner bir ekiple tıp fakültesinden eczacılığa, eczacılıktan mühendislik ve temel bilimlere kadar farklı arka plana sahip akademisyenlerimiz ve araştırmacılarımızla bu teknolojiler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

  • Kızılelma’nın öyküsü belgesel oldu

    Kızılelma’nın öyküsü belgesel oldu

    Bayraktar Kızılelma (Muharip İnsansız Uçak Sistemi) geliştirme serüveni belgeselle ekranlara taşınıyor.

    Baykar tarafından tamamen öz kaynaklarla milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar Kızılelma’nın geliştirilme hikayesi ile Baykar’ın yaklaşık 20 yıldır devam eden yüksek teknolojiye sahip milli ve özgün insansız hava aracı geliştirme yolculuğu belgeselde yer alıyor.

    Yönetmenliğini “Akıncı” belgeselini çeken Altuğ Gültan ve Burak Aksoy’un yaptığı belgesel için, İstanbul’da bulunan Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi ve Bayraktar Kızılelma test faaliyetlerinin yürütüldüğü Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde bulunan Akıncı Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde aylarca süren çekimler yapıldı. Şubat 2022’de başlayan belgesel projesi yaklaşık 9 ayda tamamlandı.

    İKİ BÖLÜM OLACAK

    İki bölüm olarak yayınlanacak “Hedef Kızılelma”, Bayraktar Kızılelma’nın 14 Aralık 2022’deki ilk uçuşuşuna kadar geçen sürede yaşananları ve Türkiye’nin ilk milli insansız hava araçlarını geliştiren firması Baykar ile Bayraktar ailesinin dünden bugüne yaşadığı zorlu süreci konu alıyor.

    Belgeselin ilk bölümü 10 Mayıs Çarşamba günü, saat 21.00’da Baykar’ın YouTube kanalında yayınlanacak. Devam eden post prodüksiyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından kısa bir süre sonra belgeselin 2. bölümü de yine Baykar’a ait YouTube kanalında gösterime girecek.

    Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar ile Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, kendileriyle gerçekleştirilen röportajlarda Kızılelma ve Baykar’ı çocukluklarından başlayarak bugüne kadar perde arkasında kalan gerçeklerle anlatıyor.

    Belgeselde Baykar’ın yüksek teknoloji geliştirme serüvenine tanıklık eden emekli askerler, mühendisler ve gazeteciler, süreci kendi pencerelerinden aktarıyor.

    Aralarında eski Genelkurmay 2. Başkanı emekli Oramiral Ergin Saygun ve emekli Tuğgeneral Ömer Faruk Küçük’ün de bulunduğu emekli askerler, Bayraktar ailesi ile yollarının nasıl kesiştiğini ve Baykar’ın geçtiği zorlu yolu kendi şahitlikleri ile paylaşıyor.

    Milli Teknoloji Hamlesi idealinin öncü ismi merhum Özdemir Bayraktar’ın kardeşi Ömer Bayraktar, çeşitli engelleme girişimlerine rağmen azimle, pes etmeden yürütülen mücadele sayesinde başarıya ulaşan serüveni, Bayraktar Kızılelma belgeselinde ilk ağızdan izleyicilere anlatıyor.

    HAVACILIK TARİHİNDE İLKLERE İMZA ATTI

    Şimdiye kadar iki prototipi başarıyla üretilen Bayraktar Kızılelma insansız savaş uçağı, 27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen TEKNOFEST 2023’te, taarruzi insansız hava aracı Bayraktar Akıncı, insanlı savaş uçakları SoloTürk ve Türk Yıldızları ile defalarca filo konseptinde kol uçuşları gerçekleştirerek havacılık tarihinde ilklere imza attı.

    Havacılıkta yeni bir çağın kapılarını açan Bayraktar Kızılelma’nın geliştirilme ve üretim faaliyetleri devam ediyor. Milli insansız savaş uçağının 2024’te seri üretimine geçilmesi planlanıyor.

    Bayraktar Kızılelma ve Bayraktar TB3 SİHA, dünyanın ilk SİHA gemisi olacak TCG Anadolu’nun 10 Nisan’da gerçekleştirilen envantere kabul töreninde uçuş güvertesinde yerini aldı.

    Törende üretilen ikinci prototipi sergilenen Bayraktar Kızılelma insansız savaş uçağının 2025’te TCG Anadolu gemisinden uçuş testlerine başlaması hedefleniyor. İstanbul ve İzmir’de ziyarete açılan TCG Anadolu Gemisi, Bayraktar Kızılelma ve Bayraktar TB3 SİHA’yı şimdiye kadar yüz binlerce vatandaş ziyaret etti.

    Baykar’ın yüzde 100 öz sermayesi ile yola çıktığı Bayraktar Kızılelma projesi 2021’de başladı. 14 Kasım 2022’de üretim hattından çıkan TC-ÖZB kuyruk numaralı Bayraktar Kızılelma, Çorlu’da bulunan Akıncı Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’ne intikal etti.

    Burada yer testlerini süratli bir şekilde başarıyla tamamladıktan sonra 14 Aralık 2022’de ilk uçuşunu gerçekleştirdi. BayraktarKızılelma, 1 yıl gibi rekor bir sürede gökyüzü ile buluştu.

  • Orman yangınlarıyla mücadele edecek: “OTAĞ” ve “NEFES”

    Orman yangınlarıyla mücadele edecek: “OTAĞ” ve “NEFES”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadelede Cumhuriyet tarihinin en güçlü hava filosunun oluşturulmasına katkı sağlayacak uçaklar ve helikopterlerin teslim törenine katıldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orman Yangını Söndürme Uçakları ve Helikopterleri Teslim Töreni” için Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Havacılık Dairesi Başkanlığı Tesislerine geldi.

    Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’den, OGM envanterine dahil edilecek 1 adet T70 yangın söndürme helikopteri, 4 adet Air Tractor model yangın söndürme uçağı ile 1 adet insanlı keşif uçağı hakkında bilgi aldı.

    Erdoğan, ilk olarak yüksek teknolojiye sahip insanlı keşif uçağını inceledi. Bakan Kirişci’den uçak hakkında bilgi alan Erdoğan, bu uçağa “OTAĞ” ismini verdi. Erdoğan, uçağın gövdesine 3 Mayıs 2023 tarihiyle “OTAĞ” ismini yazdı, imzasını attı.

    Pilotlarla da görüşerek hayırlı olsun dileklerini ileten Erdoğan, daha sonra uçağın önünde fotoğraf çektirdi.

    Erdoğan, daha sonra Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından üretilen ve ilki daha önce OGM envanterine giren 2,5 ton su atma kapasiteli ve gece de görev yapabilen T70 helikopterinin ikincisi hakkında bilgi aldı.

    Erdoğan, “NEFES” adını verdiği T70 helikopterinin gövdesine de ismini yazdı ve imzasını attı.

    OGM çalışanlarıyla hatıra fotoğrafı çektiren Erdoğan’a, Bakan Kirişci, Türkiye’deki her bir şehre özgü ağaçların anlatıldığı “Şehrin En Köklüsü” kitabını takdim etti.

    Törende, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Tarım ve Orman Bakanlığı çalışanları da katıldı.

  • Tesla, ikinci AVM mağazasını Anadolu Yakası’nda açtı

    Tesla, ikinci AVM mağazasını Anadolu Yakası’nda açtı

    Türkiye’de resmi olarak faaliyete geçen Tesla, ikinci geçici mağazasını Anadolu Yakası’nda Akasya AVM’de devreye aldı. Bir ayda oldukça fazla ilgiyle karşılaşan Tesla araçlar yıl sonuna kadar ziyarete açık olacak.
    Çok yönlülüğü ile öne çıkan Model Y, en üst seviye güvenlik standartlarının ötesine geçmek üzere tasarlanmış, tamamen elektrikli, orta boy bir SUV otomobil. Tek şarjla 533 km’ye varan menzile ulaşan Model Y, sadece 15 dk’da 240 km’nin üstünde şarja ulaşarak seyahat özgürlüğünü yeniden tanımlıyor. Sıfırdan 100 km’ye sadece 3,7 saniyede ulaşabilen bu sportif karakterli otomobil, dört tekerden çekişli oluşu sayesinde her tür yol ve hava şartında kararlı bir sürüş sağlıyor.

  • Ay’da yaşam için büyük adım

    Ay’da yaşam için büyük adım

    NASA’nın Houston’daki Johnson Uzay Merkezi’nden bir ekip, karbotermal reaksiyon yaratmak için yüksek güçlü bir lazer kullanarak ilk kez vakumlu bir ortamda yapay Ay toprağından oksijeni başarıyla çıkardı.

    Karbotermal İndirgeme Gösterimi (Carbothermal Reduction Demonstration/CaRD) deneyi, solunum için oksijen üretmenin yanı sıra ulaşımda itici yakıt olarak da hayati önem taşıyabilir.

    NASA mühendisi Anastasia Ford, “Ekibimiz CaRD reaktörünün Ay yüzeyinde hayatta kalabileceğini ve başarılı bir şekilde oksijen çıkarabileceğini kanıtladı. Bu, diğer gezegenlerde sürdürülebilir insan üsleri inşa etmek üzere mimariyi geliştirme yönünde büyük bir adım.” dedi.

    Ay’da kalıcı bir insan varlığı oluşturmak, NASA’nın Artemis görevinin uzun vadeli hedeflerinden biri ve bu görev, ilk astronotların 2025 gibi erken bir tarihte Ay yüzeyine dönmesini sağlayacak.

    Bu son deneyin başarısı, artık oksijen toplama teknolojisinin hazırlık seviyesinin 6’ya ulaştığı, yani uzayda test edilmeye hazır olduğu anlamına geliyor.

  • Yapay zekanın babası Hinton

    Yapay zekanın babası Hinton

    New York Times’a açıklamalarda bulunan Geoffrey Hinton, “Bu alandaki gelişmelerden kaynaklanan potansiyel tehlikelerden ötürü yapay zeka konusundaki çalışmalarımdan pişmanım” diyerek, Google’daki görevinden istifa etti.

    Hinton, yapay zeka sohbet robotlarının şu an insanoğlundan daha tehlikeli olmadığını fakat bazı potansiyel tehlikelerinin oldukça korkutucu olduğunu belirterek, yakın zamanda insanoğlundan daha zeki olabilecekleri kanaatini taşıdığını ifade etti.

    Chatbot’un, yakında bir insan beyninin sahip olduğu bilgi seviyesini geçebileceğine işaret eden Hinton, “Şu anda gördüğümüz şey, GPT-4’ün sahip olduğu genel bilgi miktarı açısından bir kişiyi gölgede bırakması, aradaki farkı gittikçe açmasıdır. Muhakeme açısından o kadar iyi değil ama basit muhakemeleri yapabiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    İlerleme hızı göz önüne alındığında, sürecin oldukça hızlı şekilde gelişmesini beklediğini kaydeden Hinton, bu nedenle endişelenmek gerektiğini dile getirdi.

    Hinton, yapay zekayı kötü amaçlar için kullanma potansiyeline de değinerek, bunun bir “kabus senaryosu” olacağına dikkati çekti.

    Yapay zekanın, “Daha fazla güç elde etmem gerekiyor” gibi potansiyel bir tehlike barındırdığı uyarısında bulunan Hinton, “Geliştirmekte olduğumuz zeka türünün sahip olduğumuz zekadan çok farklı olduğu sonucuna vardım.” diye konuştu.

    Hinton, “Biz biyolojik sistemleriz, bunlar ise dijital sistemler. Dijital sistemlerin biyolojik sistemlerden en büyük farkı, sahip olduğu bilgiyi başka bir platforma veya robota kopyalayabilmesidir.” dedi.

    “75 yaşındayım, bu yüzden emekli olma zamanı”

    Google’dan istifasına da değinen Hinton, yaşının, Google’dan ayrılma kararında etkili olduğunu vurgulayarak, “75 yaşındayım, bu yüzden emekli olma zamanı.” dedi.

    Google’ın yapay zeka biriminin başındaki Jeff Dean, Hinton’un istifasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Yapay zekaya karşı sorumlu bir yaklaşım göstermeye devam ediyoruz. Sürekli olarak ortaya çıkan riskleri anlamaya çalışırken aynı zamanda cesurca yenilikler yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Hinton’un derin öğrenme ve yapay sinir ağları üzerine öncü araştırması, ChatGPT gibi mevcut yapay zeka sistemlerinin yolunu açmıştı.

  • TEKNOFEST 2023’te Genc-i Âlâ’ya ilgi

    TEKNOFEST 2023’te Genc-i Âlâ’ya ilgi

    Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonunda 27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arası İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2023 genç yaşlı, çoluk çocuk, 7’den 77’ye her kesimden milyonlarca insanı ağırladı. Teknoloji yarışmalarından fuar etkinliklerine, hava araçları gösterilerinden Bilim Sokağı’na ve daha birçok etkinliği ziyaretçilere sunan TEKNOFEST 2023’te Başiskele Belediyesi de Genc-i Âlâ olarak stant açtı.
    Başiskele’de geleceğin hazinesi çocuklara ve gençlere göre projelendirilen ve hayata geçirilen ödüllü Genc-i Âlâ Gençlik Modeli; eğitimden sanata, spordan teknolojiye daha birçok alanda gençlere destek vermeye devam ederken, Türkiye geneli gençlik festivallerine de katılım göstermeye devam ediyor. Genc-i Âlâ standını ziyaret eden gençler ve çocuklar, Başiskele Çocuk Üniversitesi’nin robotik kodlama, 3D yazıcı ve bilimsel çalışmalarını yakından takip etme fırsatı buldu. Çeşitli deneysel ve bilimsel atölye çalışmalarına da yoğun katılım gösteren çocuklar ve gençler, hem eğlendiler hem de yaparak öğrendiler. Bunların yanı sıra standı ziyaret eden gençlere Başiskele Belediyesi tarafından çeşitli hediyeler dağıtıldı. Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü de, TEKNOFEST 2023’e gençlerle birlikte katıldı.

    “İnsan gerçekten heyecanlanıyor ve gururlanıyor”
    Festival alanını gençlerle gezen Başkan Özlü, izlenimlerini sosyal medya hesaplarından paylaştığı bir video ile anlattı. Çok heyecan ve gurur verici bir organizasyona Başiskeleli gençlerle katılım sağlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden Belediye Başkanı Özlü, “Başiskele Belediyesi olarak bu TEKNOFEST’te de stant açtık. Burada Başiskele Çocuk Üniversitemizin eğitmenleri, standımızı ziyaret eden gençlere ve çocuklara deneysel ve bilimsel atölye çalışmalar yaptılar. Genc-i Âlâ Gençlik Modelimiz ile kentimizde gençlere yönelik yapılan hizmetleri ekip arkadaşlarımız 3 gündür burada ziyaretçilerimize anlatıyor. Binlerce çocuğumuza onlarca etkinlikler gerçekleştirdiler. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Başiskele’mizi, şehrimizi burada en güzel şekilde temsil ettikleri için ekibime teşekkür ediyorum. TEKNOFEST gençliğine çok teşekkür ediyorum. Tıklım tıklım her taraf. İnsan gerçekten heyecanlanıyor ve gururlanıyor. Başiskeleli gençlerimiz ve çocuklarımız da bir uçağa dokunsunlar ve bu milli gururu yaşasınlar diye onları da buraya getirdik. TEKNOFEST tam Genc-i Âlâ’ya göre bir festival” dedi.

    “İnsan buraya geldiğinde gerçekten ayakları yere basmıyor”
    Türkiye’nin milli teknoloji hamlesiyle gençlerin yaptığı çalışmaların büyük onur verici olduğunu söyleyen Başkan Özlü, “Selçuk Bayraktar’ın öncülüğünde yapılan ayakları yere basmayan festivalde, insan gerçekten buraya geldiğinde ayakları yere basmıyor. Gerçekten insan uçmak istiyor. Gençlerin heyecan ve coşkusunu görünce, Türkiye’nin TEKNOFEST gençliğinin burada yaptıklarını görünce insan hakikaten büyük onur ve gurur duyuyor. Gerçekten çok büyük işler yapılmış. Milli teknoloji hamlesiyle büyük bir aşama kaydedilmiş ve dünyada artık söz sahibi Türkiye’nin geleceği gençlerin yaptıkları onur verici çalışmaları izlemek bizleri açıkçası çok keyiflendiriyor. Bizler Başiskele Belediyesi olarak her TEKNOFEST’te stantlarımızla, heyecanımızla ve enerjimizle bu festivallere değer katmaya ve heyecanlara ortak olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • TOGG’un şarj istasyonları Ereğli’de kuruluyor

    TOGG’un şarj istasyonları Ereğli’de kuruluyor

    Türkiye’nin ilk yerli elektrikli otomobil projesi olan Togg’un şarj istasyonları Zonguldak’ın Ereğli ilçesindeki akaryakıt istasyonlarına yerleştirilmeye başlandı.
    Türkiye’de şarj istasyonları yatırımları artmaya devam ediyor. Mevcutta 6 bin 500 adetlerde bulunan istasyon sayısı Togg’la birlikte yılsonuna kadar 15-20 bin bandına ulaşması bekleniyor. Edinilen bilgilere göre seri üretime geçilerek Türkiye’nin dört bir yanına gönderilmeye başlanılan TOGG’un şarj istasyonları ilçedeki akaryakıt istasyonlarına getirildi. Ambalaj içinde tutulan istasyonlarının en kısa sürede kurularak faaliyete geçirileceği öğrenildi.