Kategori: Teknoloji

  • Twitter’dan içeriklere “abonelik” özelliği

    Twitter’dan içeriklere “abonelik” özelliği

    Twitter’ın sahibi Elon Musk, sosyal medya platformunda içerik üreticilerine abone olma özelliğinin sunulacağını bildirdi.

    Musk, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Takipçilerinize, uzun metinlerden saatlerce süren videolara kadar her türlü materyalin aboneliklerini sunmak için başvurun” çağrısında bulundu.

    Kullanıcıların Twitter’da ayarlarda “Gelire Dönüştürme” sekmesi üzerinden söz konusu özellikten faydalanabileceğini belirten Musk, Twitter’ın ilk 12 ay boyunca, Android ve iOS’un aldığı ücretler dışında, kullanıcılardan herhangi bir kesinti yapmayacağını kaydetti.

    Twitter’ın kullanıcıların çalışmalarının tanıtımına da yardımcı olacağını aktaran Musk, “Amacımız, yaratıcı refahını en üst düzeye çıkarmak.” değerlendirmesinde bulundu.

  • İnsansı robotlar fuarda yoğun ilgi gördü

    İnsansı robotlar fuarda yoğun ilgi gördü

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Bakanlığı tarafından düzenlenen “Devlet Tanıtım Günleri” fuarına Sabiha Gökçen Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi Bilişim Bölümü öğrencileri insansı robotlarıyla katıldı. Pek çok fiziksel hareketi zorlanmadan yapabilen robotlar, vatandaşlar tarafından merakla incelendi. Lego parçalarıyla birleştirilerek yapılan insansı robotların yazılımını öğrenciler sıfırdan kendileri kodluyor. Robotları programlama işlemlerinin yaklaşık olarak 1 ay sürdüğünü kaydeden Bilişim Bölümü Alan Şefi Elif Kömür, insansı robotlara bilişim bölümü dışındaki diğer öğrencilerin de ilgi gösterdiğini kaydetti. Robotların gösteri ve eğitim amaçlı kullanıldığına değinen bilişim teknolojileri 9’uncu sınıf öğrencisi Kerem Sazan ise, insanların ilk defa robot görmüş gibi davrandıklarını ancak bunun artık normalleşmesi gerektiğini söyledi.


    “Bu robotların yapım aşaması biraz zor oluyor”

    Sabiha Gökçen Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi Bilişim Teknolojileri Bölümü Alan Şefi Elif Kömür, bilişim öğrencileri dışında başka öğrencilerin de robotlara ilgi gösterdiğini söyledi. Robotik çalışmalarıyla ilgili bazı detaylara değinen Kömür, “Bu robotları projeler sonucunda aldık. İnsansı robotları kendimiz kodluyoruz. Aynı zamanda kendi kodlarını da kullanarak bunların gösterilerini yapıyoruz ve robot yarışmalarına katılıyoruz. Bunun dışında Legolarımız var, lego eğitimleri veriyoruz. Robotik kodlama dersimiz var, bu ders döneminde yarım dönem lego eğitimi ve arduino eğitimleri veriyoruz. Robotik çalışmalarımızı gittiğimiz fuarlarda sergiliyoruz.

    Bu robotların yapım aşaması biraz zor oluyor, 4-5 kere söküp takma işlemi gerçekleştirmemiz gerekebiliyor çünkü Legolar bize parça parça geldikleri biz bunları hemen birleştirmeye çalışıyoruz. Birleştirdikten sonra da bu çalışmalarımızı programı yükleyerek deniyoruz, bu süreç yaklaşık olarak 1 ay sürüyor. Hobi amaçlı yapan öğrencilerim oluyor. Uçak öğrencilerim var, bilişim öğrencilerim de var. Bunlar öğle aralarında gelip çalışmak istiyorlar ve bu çalışmalarını beraber yürütüyorlar. Bazen hafta sonu ‘ben çalışmak istiyorum’ diyerek götüren öğrencilerim oluyor. Onlar da çalışıp geri getiriyorlar” dedi.


    “Robotlarımız çoğu hareketi sıkıntı çekmeden halledebiliyor”

    Sabiha Gökçen Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi’nde bilişim teknolojileri 9’uncu sınıf öğrencisi olan Kerem Sazan, robotları ne amaçla kullandıklarından bahsetti. İnsansı robotların tekme gibi birkaç hareket dışında çoğu hareketi rahatlıkla yapabildiğini ifade eden Sazan, “Robotlarımız şınav çekebiliyor ve amuda kalkabiliyor. Biz bu robotları eğitim amaçlı kullanıyoruz, okulumuz öğrencileri bunları test ederek kendilerini daha çok geliştiriyorlar. Böylece robotlarla daha iyi ustalık gösterebiliyorlar. Bir robot tek kişiyle sıfırdan 8 saatte tamamlanabiliyor, eğer 2 kişi çalışırsa bence bu süre 4 saate iner. Zor olan hareketlerden bir tanesi tekmeler. Çünkü eğer robot bunu çok geç ya da ani bir şekilde yaparsa bazen kabloları bazen ve koparabiliyor. Bunlar ekstrem hareketler dediğimiz şeyler, onun haricinde çoğu hareketi sıkıntı çekmeden halledebiliyor.

    Robotların altlarına bantlar yapıştırıyoruz devrilmelerinin önüne geçiyoruz ve robotun hareket yaparken sağlam durmasını sağlıyoruz. Benim alanım bilişim teknolojileri olduğu için gelecekte daha çok yapay zekâ alanında uzmanlaşmak istiyorum. Yapay zekâ, yazılım ya da bilgisayar mühendisi olmak istiyorum. Bu üçü arasından bir tanesini seçeceğim. İnsanlar ilk defa robot görmüş gibi davranıyor. Gözlemlediğim kadarıyla çok şaşırıyorlar, bence bunların aşılması ve robotları görmenin daha normal olması gerekiyor. Bence oluşturulan ortam çok güzel. Hem diğer okullarla hem de diğer bakanlıklarla iletişim kuruluyor” şeklinde konuştu.

  • İMECE uydusu yarın uzaya fırlatılacak

    İMECE uydusu yarın uzaya fırlatılacak

    TÜBİTAK ve Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı tarafından fonlanan; müşteri kurumu Savunma Sanayii Başkanlığı, son kullanıcısı Hava Kuvvetleri Komutanlığı olan, TÜBİTAK UZAY tarafından tasarlanan ve geliştirilen, Türkiye’nin ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydusu İMECE’nin yarın uzaya fırlatılması planlanıyor.

    TÜBİTAK UZAY’dan İzlenecek

    İMECE, iki ertelemenin ardından yarın Türkiye saati ile 09.48’de Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nden uzaya fırlatılması öngörülüyor. Fırlatma töreni, Ankara’da bulunan TÜBİTAK UZAY’ın yer takip istasyonunda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ile TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal’ın katılımıyla gerçekleştirilecek.

    5 yıl görev yapacak

    680 kilometre irtifada Güneş’e eş zamanlı yörüngede konumlanacak İMECE, tasarım görev ömrü olan 5 yıl boyunca; hedef teşhis, tespit, doğal afet, tarımsal uygulamalar gibi birçok alanda ülkemize hizmet verecek. Uydu, dünyanın her yerinden görüntü elde edebilecek.

    Küp uydular da uzaya fırlatılacak

    İMECE ile birlikte yine TÜBİTAK UZAY tarafından geliştirilen görüntüleme uydusu AKUP, ASELSAN ve GÜMÜŞ firması işbirliği ile üretilen görüntüleme uydusu KILIÇSAT, PLAN-S firması tarafından üretilen nesnelerin interneti ve görüntüleme uydusu CONNECTA T2.1 küp uyduları da aynı roket içerisinde uzaya fırlatılacak.

    Metrealtı çözünürlüklü kamera

    Milli imkanlarla geliştirilen yer gözlem uydusu İMECE; BİLSAT, RASAT ve GÖKTÜRK-2 uydularından edinilen tecrübe ile donatıldı. Türkiye’de ilk kez üretilen metrealtı çözünürlüğe sahip elektro-optik uydu kamerası, TÜBİTAK UZAY tarafından geliştirilerek İMECE’ye entegre edildi. Teknolojik olarak kritik öneme sahip bu kamera sayesinde Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyacı yerli kaynaklarla karşılanacak.

    İMECE ile geliştirildi

    İMECE’de elektro-optik kameranın yanı sıra uçuş bilgisayarı, elektrikli itki, yönelim ve yörünge belirleme, güç ve haberleşme alt sistemleri TÜBİTAK UZAY tarafından tasarlanıp, üretildi. İMECE Projesi çerçevesinde uçuş bilgisayarı yazılımları başta olmak üzere, yönelim ve yörünge yazılımları, analiz yazılımları, yer istasyonu yazılımları da TÜBİTAK UZAY mühendisleri tarafından geliştirildi. İMECE Uydusuna, TÜBİTAK UME manyetometre ve manyetik tork çubuğu ile TÜBİTAK MAM ise sabit güneş paneli ile katkı sağladı.

    İhracat potansiyeli

    İMECE Projesinden elde edilen çıktılar, Türkiye’nin gelecekte sahip olacağı yeni uyduların yapıtaşını oluşturacak. Bu proje ile sahip olunan kritik uzay teknolojilerinin yanı sıra bu alanında yetişmiş insan gücü ve bilgi birikimi kazanımı da sağlanmış olacak. Proje çerçevesinde üretilen ekipmanların uzay tarihçesi kazanmasıyla Türkiye katma değeri yüksek sistemleri ihraç etme potansiyeli kazanacak.

    Şubat’ta ABD’ye Uçtu

    Haziran 2022 tarihinden itibaren ısıl vakum, titreşim, akustik ve elektromanyetik uyumluluk testlerini başarıyla geçen İMECE Uydusu, Şubat ayında fırlatma üssünün bulunduğu ABD’ye gönderilmişti.

  • ChatGPT’ye Çinli teknoloji devinden rakip

    ChatGPT’ye Çinli teknoloji devinden rakip

    Çinli teknoloji şirketi Alibaba grubu, yapay zeka sohbet robotu Tongyi Qianwen’i tanıttı. Yapay zekanın, sorulara farklı dillerde yanıt verebildiği,, karmaşık konseptleri algılama özelliğine sahip olduğu ifade edildi.

    Sohbet robotunun İsmi ise Çince’de “bin soruyla gerçeği aramak” anlamına geliyor. Bununla birlikte Tongyi Qianwen, şirketin ürettiği dijital asistan ve akıllı ev sistemlerinin yanı sıra akıllı telefon uygulamalarına da entegre edilecek.

    Alibaba yapay zekaya, yazılı metinlerden görsel oluşturma ve görselleri tanıma özellikleri eklemek için çalıştıklarını açıkladı.

    Öte yandan, “Yapay zeka destekli Lisan Modeli” olarak tanımlanan Chat GPT benzeri sistemler dünyanın dört bir yanında geliştiriliyor. Ancak yapay zeka teknolojisi, güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor.

    Geçtiğimiz haftalarda aralarında Elon Musk’ın da bulunduğu 1000 teknoloji uzmanı, yapay zeka araştırmalarına güvenlik gerekçesiyle ara verilmesi çağrısında bulunmuştu.

  • Lise öğrencileri su altı robotu üretti

    Lise öğrencileri su altı robotu üretti

    Öğrencilerden oluşan ve adını EGAL Robotics koyan takım, kendi ürettiği su altı robotu ile yarışmaya katılacak. Ahmet Emin Arslanbaş, Zafer Dülger, Yunus Emre Solmaz, İhsan Sivri, Mehmet Berk Erenlercayı, Ceylin Naz, Fatih Ferat ve Gizem Pir’den oluşan takımın tüm çalışmalarında okulun bilgisayar öğretmeni İsmet Kılıç yardımcı oluyor. Lise öğrencilerinin ürettiği su altı robotu, 8 motorlu olup 20-30 metreye kadar su almıyor. Ön bölgesindeki kamerayı uzaktan kumandayla kontrol eden öğrenciler, sık sık Kartepe Belediyesine ait bir havuzu kullanarak pratik yapıyor. Yarışmada istenen görevlerden biri olan su altı robotunun malzeme taşıması gibi konuları başarıyla tamamlayan ekip, TEKNOFEST’te yarışmak üzere 27 Nisan tarihini bekliyor.

    “Asıl gaye, öğrencilere bir şeyler öğretebilmek”

    Çalışmalardan bahseden Kartepe Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi Bilgisayar Öğretmeni İsmet Kılıç, “Üzerinde çalıştığımız proje, insansız su altı robotu. TEKNOFEST çerçevesindeki kategorilerden biri bu. Biz de başvurumuzu yaptık. Liseler arası yapılan bir yarışma bu ama asıl gaye robot yapıp diğerleriyle yarışmak değil; robotun yapımı sürecinde öğrencilere bir şeyler öğretebilmek. Tabii yarışmaya gittiğimiz zaman farklı eğlenceler ve farklı insanlarla tanışmaları öğrencilere ekstra bir şeyler katıyor. İnsansız su altı robotuyla ilgili yarışmada farklı görevler oluyor. Su altında malzeme taşıma ya da görüntü işleme sayesinde otonom çalışma görevleri oluyor. Bu görevlerin gerçekleşebilmesi için yoğun bir yazılım süreci oluyor. İnsansız teknolojiler çok yaygınlaşmaya başladı. Özellikle su altında insanların erişmekte zorlandığı yerler oluyor. Su altı kaynakçılığı diye meslek var mesela.

    Bu meslekler zor ve aynı zamanda tehlikeli. Bunu robotlarla yapmak için çalışmalar devam ediyor. Şu anda da kullanılıyor zaten insansız su altı robotları. Onu farklılaştırarak ileride daha da fazla sektörler oluşacaktır. Eğitimci olarak biz profesyonel bir robot yapıp onun ticari hale gelmesine uğraşmıyoruz. Bunu yaparken öğrencilere bir şey öğretelim, belki onlardan birkaç tanesi ileride mühendis olup ticari ürün geliştirir, bunu yerli ve milli kaynak olarak satışa sunar diye uğraşıyoruz” dedi.

    “Hedefimiz uluslararası yarışmalara katılabilmek”

    Takım kaptanı ve aynı zamanda robotun pilotu olan 9. sınıf öğrencisi Zafer Dülger, “Robotun yukarı gidişi veya yanlara dönüşünün daha rahat olması ve daha hızlı gidebilmesi için 8 tane motor kullandık. 8’ini de fırçasız olarak kullanmayı tercih ettik. Dronlarda da kullanılan fırçasız motorlar hem hızımız için etkili oluyor, hem de güçlü gitmemize etki ediyor. Fikir olarak aslında biraz beraber bir şeyler öğrenelim diye girdik bu işe. Hem de denizlerle ilgili çok fazla şey bilmiyoruz. Araştırma amacıyla bu tarz şeyler kullanılabilir ve bu konularla ilgilenen fazla kişi de yok. O yüzden bu konulara değinmek istedik. Hedefimiz elbette her yarışmada yüksek dereceler elde edebilmek ama onun haricinde bundan sonrası için daha farklı daha uluslararası yarışmalara katılabilmek” diye konuştu.

    “20-30 metreye kadar su geçirmiyor”

    Robotun teknik özelliklerinden bahseden 10. sınıf öğrencisi Ahmet Emin Arslanbaş, “İç kısmında elektronik kartlar var. LAN kablosuyla bilgisayara bağlanıp su altında görüntü almayı ve kumandayla kontrol etmeyi sağlıyoruz. Sızdırmazlığı için önce füzyonda tasarlayıp sonra alüminyum plakayı sanayide yaptırdık. Arka tarafını da hem reçineyle kaplı tutturmak için hem de contayla kapağı taktık. Bu sayede su geçirmez oldu. 20-30 metreye kadar su geçirmiyor. Ön tarafta hem buğulanmayı önlemesi için silecek, hem de sileceğin ve kameranın hareketleri için iki tane server motor bulunuyor. Bunlar kumanda üzerinden atadığımız tuşlarla kontrol edebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • ZBEÜ’nün otonom araçları birbirine rakip

    ZBEÜ’nün otonom araçları birbirine rakip

    TEKNOFEST tarafından bu yıl düzenlenecek olan Robotaksi binek araç yarışmasına katılacak olan teknoloji takımları son hazırlıklarını tamamlayarak finalde boy gösterecek. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin teknoloji takımları olan ZBEÜ OVAT ve İSA REVO takımları da finalde hem diğer rakipleriyle hem de birbirleriyle yarışacak.


    Daha önceki yarışmalarda üçüncülük elde ettiklerini anlatan ZBEÜ-OVAT Takımı kaptanı ZBEÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Taha Yıldız, bu yıl ki yarışmada birinciliği hedeflediklerini söyledi. Tasarladıkları araç hakkında da bilgiler veren Yıldız, şöyle dedi:

    “Takımımız on altı kişiden oluşmaktadır. TEKNOFEST Robotaksi binek otonom araç yarışmasına katılıyoruz. Amacımız sürücüsüz bir araçta parkuru takip etmesi, şeritleri tabelaları takip ederek sürücüsüz parkuru tamamlaması. On altı kişi bulunmakta. Yazılım, mekanik ve elektronik üç ana birimi ayırdık. Bir de sponsorluk ve basın yayın ekibimiz var. 2020 yılında TEKNOFEST Robotaksi binek otonom araç yarışması üçüncüsü olduk. Aynı zamanda en iyi takım ruh ödülü aldık. 2022 yılında da üçüncü olduk ve aynı zamanda en iyi takım ruhu ödülünü aldık. Bu yıl TEKNOFEST 2023 Robot Yarışması’nda parkuru geçen seneye göre biraz daha farklı. Her sene parkurumuz daha da zorlaşıyor. Yani yarışmamız zorlaşarak devam ediyor. Bu sene de hedefimiz birincilik. Aracımız iki tane DC motordan oluşmakta. Ön motor sürücüsü olduğu için kendi başına hareket etmekte. Arka motorda bir tane itki motorumuz var. Aracımız tamamen elektrikli. ZED kamera, mesafe sensörü, ona çeşitli baz sensörler daha var. Otonom olarak sürüşüne devam edebilmesi için. Bundan sonraki hedeflerimiz takımımızın devamını sağlayıp üniversitemize başarılarımızın devamını getirmek. Rektör hocamız ve dekanlığa aynı zamanda bize sundukları destekleri için çok teşekkür ediyoruz.”

    Üniversitenin bir diğer teknoloji takımı olan İSA REVO’nun takım kaptanı Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Arif Tarakçı, tasarladıkları araçla İSA-REVO 67 isimli araçla bu yıl ilk kez robotaksi otonom binek araç yarışmasına katılacaklarını anlattı. Tarakçı, şöyle dedi:

    “Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde elektrik elektronik mühendisliği üçüncü sınıf öğrencisiyim. İSA-REVO takımının takım kaptanlığını yürütüyorum. Bu sene takım olarak Robotaksi Otonom araç yarışmasına katılıyoruz. Takımımız on kişiden oluşmakta. Üç ana birime ayırdık takımımız. Elektrik, yazılım ve mekanik olarak. Çeşitli görevler aldık ve bu sene ilk defa katıldığımız Robotaksi Otonom Binek araç yarışmasında bu aracı ortaya çıkardık. Finale gidiyoruz. İki adet rapor aşamasından geçtik. ÖTR puanımız 86, KTR puanımız da 74.5’tu. Test videosu yüklememiz gerekiyordu. Test videosunu sonuçlara çıkardı. Onu da başarıyla geçtik. İzmit’te pistte yarışıyor olacağız. Hedefimiz aracımızı geliştirip otonom olarak daha iyi bir şekilde hareket etmesini sağlamak, atölyemizi geliştirmek, takımımızı geliştirmek ve çeşitli yarışmalarda yine aynı şekilde başarı elde etmek.”

  • Debriyaj pedalı olmayan, vitesi manuel araç

    Debriyaj pedalı olmayan, vitesi manuel araç

    Ankara Organize Sanayi Bölgesinde bir oto tamircisinde çalışan Makine Mühendisi Murat Ünal, birçok ünlü yabancı araç markası tarafından bazı araçlarda kullanılan, debriyaj pedalı olmayan ama vitesi manuel olan araçlar Autometed Clutch System (ACS) adı verilen sistem üzerinde yaptığı Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) çalışmaları ile yakıt tipi fark etmeksizin araçlara monte ettiği parça sayesinde araçların debriyajını otomatik hale getiriyor.

    “Sadece vites kolunu oynatarak sürüyorsunuz”

    Murat Ünal, 15 senedir tamir sektöründe çalıştığını ve bu sistemi 2019 yılından beridir yaptıklarını söyledi. Ünal, pandemi sürecinden beridir sistem üzerinde AR-GE yaptıklarını ifade ederek, “Pandemi zamanı herkes eve kapandı, bende abimle beraber dükkana kapandık. Baya uğraştık, birkaç sene AR-GE’si sürdü. Manuel vitesli araçları, kısmen yarı otomatiğe çeviriyoruz. Ben buna yarı otomatik diyorum çünkü sadece vites kolunu oynatarak sürüyorsunuz, debriyaj tamamen iptal oluyor. Kullanışı çok keyifli. Acemi bir şoför için çok iyi, yeni başlayan veya engelli vatandaşlarımız için. Her yönden dört dörtlük bir cihaz. Bakımı yok, uzun süre kullanacağınız bir cihaz. Dilediğiniz zaman manuelden otomatiğe, otomatikten manuele geçirebiliyorsunuz” dedi.

    “Benzinli, dizel araç fark etmiyor, motorun önemi yok”

    Cihaz hakkında bilgi veren Murat Ünal, cihazın hidrolik robotu, elektronik ünitesi, boruları ve elektrik tesisatına sahip olduğunu belirterek, “Vites kolunda sensörleri var. Bir araba geliyor, alttan başlıyoruz takmaya. Montajlarını yapıyoruz. Daha önce bir tasarım süreci oluyor, neyi nereye takacağımızı planlıyoruz. Ustalarımız deneyimli, biz eğittik hepsini. Bir, iki gün sürüyor montajı. Testlerimiz de oluyor, hepsini dört dörtlük bitirdikten sonra müşteriye de sürdürüyoruz ve anlatıyoruz. Her araca özel, takacağımız yerleri plakaları ve bağlantıları ayarlıyoruz. Şu an 50 tane model ürettik. Benzinli, dizel araç fark etmiyor, motorun önemi yok. Ticari araçlara da yeni yeni yapmaya başladık, eski araçlara da nadiren yapıyoruz. Sürekli AR-GE ve tasarım süreci devam ediyor. Faydalı ürün başvurusu yaptık. Sistemin bazı parçaları yurtdışından geliyor. Tasarımını yaptırdığımız firma var, lisansı bize ait. CE belgesi var. İlerledikçe, gerekli olan tüm sertifikaları alıyoruz” diye konuştu.

    “Kavramanın ömrümü yüzde 25, yüzde 50 oranında artırıyor”

    Acemi şoförlerin bu cihazı araçlarına taktırdıktan sonra onlara kolaylık sağlayacağını ifade eden Ünal, “Kalkışta bizim sistem hiç stop ettirmiyor, acemiliği attırıyor. Engelli ve yaşlı vatandaşlarımız için çok iyi. Baskı balatayı çok hızlı şekilde ayırıyor ve kararlı şekilde basıyor, kararlı şekilde kaldırıyor arabayı. Kavramanın ömrümü yüzde 25, yüzde 50 oranında artırıyor. Montaj yaparken arabanın orijinalliği bozmuyoruz. Kendi araçlarımızı 50 bin ve 80 bin kilometre yaptıktan sonra cihaz stabil çalışıyor diye karar kıldık. Yanlış hareketlere izin vermiyor, vites değiştireceğiniz zaman sizi uyarıyor. Yurtiçi, yurtdışı çok servisimiz var. Müşteri gönül rahatlığıyla taktırabilir” şeklinde konuştu.

  • Geleceğin mühendisleri STEM’lerde yetişiyor

    Geleceğin mühendisleri STEM’lerde yetişiyor

    FKA destekleriyle İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde, 2019 yılında Bingöl’de STEM ve Bilim Merkezi kuruldu. Kurulduğu günden bu yana hem bölgede hem de Türkiye genelinde çeşitli dereceler ile ödüller alan merkez, danışman hocalar eşlinde geleceğin mühendislerini yetiştiriyor. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine mühendislik fiziği, robotik kodlama, yapay zeka ve yazılım alanında android eğitimler veren STEM merkezi, TÜBİTAK ve TEKNOFEST yarışmalarına da hazırlanıyor.


    Ayrıca burada eğitim alan öğrenciler, android yazılım alanında fizik tedavi ve görme engellilerin hayatlarını kolaylaştıracak bir uygulama da geliştirdi.
    Öğrencilerin burada öğrendikleri ve yarışmalarda aldıkları derecelerle yurt içi ile yurt dışındaki üniversitelere gittiğini aktaran STEM Koordinatörü Ahmet Bağbars, “Bingöl STEM ve Bilim Merkezi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından FKA desteğiyle 2019 yılında kuruldu. STEM kurulduğundan beri ilk, orta ve lise öğrencilerimize STEM tabanlı eğitimler vermekteyiz. Aslında burada geleceğin mühendislerini yetiştirme hedefindeyiz. STEM merkezimizde mühendislik fiziği ve matematiği, lisans seviyesine indirdiğimiz PDF derslerimizle eğitimler vermekteyiz.

    Teknoloji olarak robotik kodlama, yapay zeka, yazılım alanında android eğitimleri vermekteyiz ve mühendislik tasarım sürecini tüm yönleriyle öğrencilerimize aktarmaya çalışmaktayız. Bunun yanında TÜBİTAK ve TEKNOFEST yarışmalarına hazırlanıyoruz. Kurulduğumuz günden beri bölge birincilikleri TÜBİTAK alanında özellikle tüm yazılım alanında, robotik alanında bölge birinciliklerimiz var. Türkiye finallerinde derecelerimiz var, ödüllerimiz var. Bu yarışmalar sayesinde de öğrencilerimiz çeşitli üniversitelerde, vakıf üniversitelerinde tam burslu olarak kabul görmekte. Ayrıca yurt dışında üniversitelerine başvurduklarında onların önünü açıyor bu yarışmalarda aldıkları dereceler” dedi.

    “İnşallah iyi bir mühendis olarak ülkeme hizmet edeceğim”

    İyi bir mühendis olmak için temel eğitim derslerinden sonra STEM’e gelen Karşıyaka Anadolu Lisesi 9’uncu sınıf öğrencisi İbrahim Özyön, “3 yıldır Bingöl STEM Robokulüp üyesiyim. Burada arkadaşlarımızla beraber robotik kodlama, yazılım, yapay zeka, android gibi eğitim ve çalışmalarına katılmaktayız. TEKNOFEST ve TÜBİTAK yarışmalarına da katılmaktayız. Geçen yıl ortaokulda yapmış olduğumuz bir proje bölge birinciliği aldı. Bu yıl yaptığımız robot aynı yarışmada bölge birinciliği aldı ve şu anda Türkiye finallerine hazırlanıyoruz. Benim de hedefim ileride mühendis olmak.

    Önceki senelerde öğrenci arkadaşlarımız yaptığı çalışmalarda Amerika’ya kabul edildi, bazı öğrenciler de Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde eğitim almaya hak kazandı. Benim de böyle bir hedefim var. İnşallah iyi bir mühendis olarak ülkeme hizmet edeceğim” diye konuştu.
    STEM’de öğrenciler, geçtiğimiz haftada 54’üncü TÜBİTAK Lise Öğrencileri Yarışmasında teknolojik tasarım alanında bölge 1’inciliği, yazılım alanında ise bölge 2 ve 3’üncülüğü elde ederek Türkiye finallerine katılmaya hak kazandı.

  • Milli dronlar haberleşmede sınır tanımayacak

    Milli dronlar haberleşmede sınır tanımayacak

    İnsansız hava araçları üreten teknoloji şirketi Zyrone Dynamics ile yazılım ve haberleşme çözümleri sunan CTech, dronların uzaktan kontrolüne yönelik işbirliği yaptı.

    Zyrone Dynamics tarafından geliştirilen ZCQM hava aracına, CTech’in çok kanallı haberleşmeye imkan tanıyan patentli MOBIoT ürünü entegre edilerek gerçek zamanlıya yakın veri haberleşmesi ve görüntü transferi sağlandı, hava aracı görüş ötesinde kontrol edildi.

    Bu sayede Ankara-Ayaş’ta konuşlu hava aracı, Katar-Doha’dan kontrol edilerek görev uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.

    Farklı sektörlere yönelik ihtiyaçları karşılayacak bir ürün ailesinin kapısını açan bu gelişmeyle, kamusal alan ve tesis güvenliği başta olmak üzere, elektrik ve boru hatları ile rüzgar türbinleri ve baz istasyonu kontrollerinin görüş ötesi ve otonom yapılması mümkün hale geldi.

    RF linklerin kesinti yaşayabileceği şehir içi binalar arasında 4,5G ve uydu haberleşmesi ile devamlılık sağlayan sistem, 4,5G şebekesinin kapsamasının zorlandığı kırsal alanlarda ise uydu bağlantısı ile haberleşmeye devam edebiliyor. Böylece mini dronların dahi kullanabildiği hafif, mobil ve genişbant sistem ile kapsama sıkıntısına çözüm sağlanıyor.

    Yüksek performansla manuel ve otonom kullanım

    Proje için Zyrone’un ZCQM dronu ile CTech’in “mobil IOT çok kanallı haberleşme teknolojisine” sahip MOBIoT yazılım ve donanım altyapısı kullanıldı.

    Birden çok 4,5G şebekesini, uydu ve RF link ile birleştirip kesintisiz veri ve görüntü aktarmak üzere geliştirilen MOBIoT, ZCQM’in evrensel arayüzlere sahip aviyonik mimarisiyle entegre edilerek, görüntü aktarımı yanında aracı kontrol edecek sayısal iletişimin gerçekleştirilmesini sağlayacak şekilde modifiye edildi.

    Hava aracına entegre edilen MOBIoT, hava aracından aldığı görüntü ve telemetri verisini yüksek bant genişliği bağlantısına sahip sunuculara güvenli şekilde veri kesintisi ihtimalini minimize edecek şekilde iletti. Güvenli sunucuya gelen bu veriler, ilgili görüntü kıymetlendirme ve araç kumanda yazılımlarında gerçek zamanlıya yakın bir gecikmeyle işlendi. Bu sayede ZCQM görüş hattı bir veri bağındakine benzer performans ile ister manuel ister otonom olarak göreve gönderilebilir hale geldi.

    5G altyapısını da destekleyen sistem, bu altyapının kurulu olduğu ortamlarda daha yüksek performans ile görev yapabilecek.

    Birçok sektörde işleri kolaylaştıracak

    Uydu kontrolü yeteneğine sahip dron, enerji nakil hatları, baz istasyonları, petrol boru hatlarının denetimlerinin otonom yapılması ve acil müdahalesini gerektirecek senaryolar başta olmak üzere sınır, tesis güvenliği gibi görüş ötesi veri bağı gerektiren uygulamalarda benzersiz çözümler sağlayacak.

    Bunların haricinde, mevcut entegrasyon Zyrone’un ağır kargo yükleri taşımak için özelleşmiş ZCOM hava araçlarında görüş ötesi teslimat ve hava aracı takibi yapılması amacıyla uygulanacak. Zyrone’un halihazırda bu amaçla yer aldığı yurt dışı pazarlardaki yerlilik payının artmasını sağlayacak.

    Entegrasyonun yol haritasında geometrik form değişimi ve ağırlık hafifletmelerinin yanı sıra yapılacak uygulamaya özel kamera entegrasyonları da hedefleniyor. Öncelikle yüksek çözünürlüklü gündüz kameralarıyla başlayacak nihai ürünleşme faaliyeti, termal ve multi spektral kamera seçenekleriyle çeşitlenecek.

    Yetenekleri daha da artacak

    Zyrone Dynamics kurucu ortağı Murat Kanber, farklı ülkelerde çeşitli sektörlerde hizmet veren hava araçlarının bulunduğunu söyledi.

    CTech’in geliştirdiği ürünü dronlarına entegre ederek hava aracının görüş ötesinde kumanda edilmesini ve görüntü aktarabilmesini sağladıkları ifade eden Kanber, bu sayede kargo sektörü başta olmak üzere güç hatları, petrol boru hatlarının denetimi gibi uygulamalarla hava araçlarının dünya pazarındaki kullanımının genişleyeceğini ve bu araçlarda yerlilik oranının artacağını vurguladı.

    Petrol boru hatlarının denetlenmesi senaryosu kapsamında Katar’dan Ankara’daki dronu kontrol edip gerçek zamanlıya yakın görüntü aktarımı sağladıklarını anlatan Kanber, “Bu kabiliyete sahip İHA’ların kullanılabileceği çok fazla alan var. Bu alanların çeşitli faydalı yüklerle zenginleştirilmesi, ihtiyaçlara göre özelleştirilmesi söz konusu. Farklı faydalı yükler entegre ederek ürünleştirme faaliyetlerimizi tamamlayacağız. CTech’in ürünü de İHA’lara göre özelleşecek, farklı şekiller alacak, yetenekleri gelişecek.” diye konuştu.

    En küçükten en büyük İHA’ya

    CTech İş Geliştirme Yöneticisi Caner Törün de hava, kara ve deniz platformlarının otonom görevleri icra edebilmesi için kritik haberleşme teknolojileri ürettiklerini söyledi.

    Geliştirdikleri ürün ve çözümlerde her bir haberleşme kanalının kısıtlarını ortadan kaldırmaya, bunları bir arada kullanarak kesintisiz haberleşmeyi sağlamaya odaklandıklarını vurgulayan Törün, şunları kaydetti:

    “Bu kabiliyetimizle insansız deniz, kara ve hava araçlarında önemli misyonlar üstleniyoruz. Haberleşme tarafında milli ürünlerimizle tam bağımsızlık sağlıyoruz. Zyrone ile işbirliğimizle en küçük İHA’dan en büyük İHA’ya kadar bu yeteneği kullanarak askeri ve sivil alanda çözüm üretmiş oluyoruz. Zyrone ile ilk denemelerimizde oldukça başarılı sonuçlar aldık. Şu anda çoklu haberleşme kanalını bir arada kullanan ve tamamen milli özgün ürünlerimizle sivil ve güvenlik alanında kesintisiz haberleşmeyi sağlayabiliyoruz. Yazılımı ve donanımı CTech tarafından geliştirilmiş ve çok kanallı bir mimaride çalışan MOBIoT üzerinde tüm operatörlerin GSM, LTE ve 5G şebekelerini eş zamanlı kullanabilme kabiliyetine sahip. MOBIoT ile aslında bir genişbant oluşturuyoruz. Bu sayede yüksek çözünürlüklü bir görüntüyü kesintisiz ve düşük gecikmeyle aktarıyoruz. Çok kanallı patentli bir haberleşme algoritması kullanıyoruz. Bir şebekenin kapsama alanından çıktığınızda başka bir teknolojiyle devam edebiliyorsunuz. Enerjinin el verdiği ölçüde tamamen komuta odasına bağlıyız. Haberleşmede böyle bir sınırı geçmiş olduk, Zyrone ile bunu başarmış olduk. Pek çok uygulama alanında da karşılık görüyoruz.”

  • GUHEM ulusal koordinatör seçildi

    GUHEM ulusal koordinatör seçildi

    Avrupa’nın en büyük uzay ve havacılık temalı eğitim merkezi Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM), Dünya Uzay Haftası Derneği (WSW) tarafından Dünya Uzay Haftası’nın ulusal koordinatörü olarak seçildi.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde; Bursa Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK iş birliğinde Bursa’ya kazandırılan GUHEM, uzay farkındalığını artırmak için her yıl 4-10 Ekim tarihlerinde tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Uzay Haftası’nın ulusal koordinatörlüğünü yapacak. Dünya Uzay Haftası Derneği, dünyanın farklı ülkelerindeki kurum ve kuruluşları ulusal koordinatör olarak belirliyor. Bu kapsamda açıldığı günden bu yana Dünya Uzay Haftası’nda gerçekleştirdiği farklı çalışmalarla dikkat çeken GUHEM, her yıl bu özel haftada Türkiye’deki tüm etkinlikleri koordine edecek.

    “Ülkemizin dört bir yanında etkinlikler düzenleyeceğiz”

    GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu GUHEM’in Dünya Uzay Haftası’nın ulusal koordinatörü olmasından gurur duyduklarını belirterek şunları söyledi:

    “GUHEM olarak uzay ve havacılık alanında genç nesillere ilham kaynağı olmak amacıyla kurulduk. Bu amaçla sadece bu hafta özelinde değil her zaman birçok etkinlik ve eğitim düzenliyoruz. Dünya Uzay Haftası Derneği tarafından ulusal koordinatör olarak seçilmemiz, yaptığımız çalışmaların takdir edildiğini gösteriyor. Yaptığımız çalışmaları bu haftada sadece Bursa özelinde değil tüm Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak Dünya Uzay Haftası’nı en iyi şekilde kutlamak için çalışmalara başladık. Her sene bu özel hafta boyunca ülkemizin dört bir yanında çeşitli etkinlikler düzenleyeceğiz. Konferanslar, paneller, seminerler, sergiler, yarışmalar, gözlemler, atölyeler, kamplar ve çok daha fazlasını gerçekleştirmek için çok heyecanlıyız. Bu görevi layıkıyla yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız. Türkiye’deki tüm uzay ve havacılık tutkunlarını Dünya Uzay Haftası’na katılmaya davet ediyoruz”

    Dünya Uzay Haftası neden kutlanıyor?

    Her yıl 4-10 Ekim tarihlerinde kutlanan 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Dünya Uzay Haftası, insanlığın uzaya doğru açılmasında dönüm noktası olan iki olaya işaret ediyor. Bunlardan ilki 4 Ekim 1957’de dünyanın ilk yapay uydusu Sputnik 1 ‘in uzaya fırlatılması ile uzay keşfinin yollarının açılması, ikincisi ise 10 Ekim 1967’de kısa adı ile Uzay Antlaşması olarak bilinen Ay ve Gök Cisimleri Dahil Uzayın Keşfi ve Kullanımı için Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen İlkeler Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi ile bu tarihler özel bir hafta olarak ilan edildi. Dünya Uzay Haftası boyunca tüm dünyada farklı etkinlikler düzenlenerek uzay alanında farkındalık oluşturmak amaçlanıyor.

    Dünya Uzay Haftası Derneği

    Dünya Uzay Haftası Derneği, Dünya Uzay Haftası’nın resmi organizatörüdür. Dernek, uzayın insanlık için önemini ve faydalarını vurgulamak, uzay çalışmalarına katkıda bulunan kişi ve kurumları tanıtmak, gençleri uzay alanına ilgi duymaya ve yönlendirmeye teşvik etmek ve uzayda barışçıl iş birliği ve anlayışı desteklemek amacıyla faaliyet gösteriyor. Dünya Uzay Haftası Derneği, dünyanın farklı ülkelerindeki kurum ve kuruluşları ulusal koordinatör olarak belirliyor. Ulusal koordinatörler ise kendi ülkelerinde Dünya Uzay Haftası ile ilgili etkinlikleri planlamak, düzenlemek, desteklemek ve raporlamakla sorumlu oluyor.