Kategori: Teknoloji

  • Bursa’da liseliler dron üretiyor

    Bursa’da liseliler dron üretiyor

    Tophane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Endüstri ve Otomasyon Bölümü öğrencileri okullarında bulunan atölyede dron tasarlayarak üretimini yapıyor.

    Belli parçalarını yurt dışından getirten öğrenciler dronların büyük kısmını okullarındaki atölyede tasarlayarak bu parçaları 3 boyutlu yazıcılarda üretiyor. Daha sonra yaptıkları tasarıma göre dronlarının montajını yapıyor. Bu zamana kadar çok sayıda dron üreten öğrenciler ürettikleri dronlarla katıldıkları yarışlarda finallere kalmayı başardı. Öğrenciler sipariş gelmesi halinde isteye göre dron üretimi yapabileceklerini belirtiyor.

    Öğrencileriyle gurur duyduğunu ifade eden Endüstri ve Otomasyon Bölümü Öğretmeni Halit Şahin, “2019 yılında TEKNOFEST liseler arası insansız hava araçları yarışları başladı. İlk yapılan yarışmaya biz başvurumuzu yaptık ve katıldıktan sonra tecrübe kazandık. Biz okulumuzda bulunan atölyede öğrencilerimizle birlikte dron üretimi yapıyoruz. Ürettiğimiz dronların tasarım ve bazı parçalarının üretimi bize ait elektronik kart ve motorlarını dışarıdan alıyoruz. Yazılımları dışarıdan geliyor. Geri kalan tüm üretimi öğrencilerimiz yapıyor” dedi.

    Dron üretimi yaptıklarını belirten Endüstri ve Otomasyon Bölümü Öğrencisi Uğurcan Kılıçaslan, “Ben 2 yıldır aktif olarak dron ile uğraşıyorum. Ben kendi kullandığım dronu kendim üretimini yapıyorum. Tasarım ve montajı bizde bazı parçalarını yurt dışından aldık. Bazılarını ise 3 boyutlu yazıcılarda ürettik. Kendimiz ürettiğimiz için dron bize 8 bin liraya mal oldu. Teklif gelirse dron üretimi yapabiliriz” şeklinde konuştu.

  • Astronomi Meraklıları GUHEM’de Buluştu

    Astronomi Meraklıları GUHEM’de Buluştu

    GUHEM uzay havacılık konusunda farkındalık oluşturacak etkinliklere imza atmaya devam ediyor. Çok sayıda gökyüzü olayına sahne olacak Ağustos ayında GUHEM, bu konuda astronomi ve gökyüzü meraklılarını bilgilendirmek amacıyla “Nedir Bu Perseid?” başlıklı özel bir etkinlik düzenledi. Programda Güneş Sistemi’nde yer alan taşlar ele alındı. Katılımcılar asteroitlerden kuyrukluyıldızlara, meteorlardan meteoritlere, takımyıldızlardan asterizmlere ve gözlem araçlarına kadar birçok içeriği konunun uzmanlarından dinledi.

    Ağustos’ta gökyüzünde şölen var

    Etkinlikte GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu “Astrofotoğrafçılık ve Kamp Hikayeleri” başlıklı sunumuyla katılımcılarla bir araya geldi. Milli Uzay Programı vizyonu ile her yaştan insanın uzaya olan ilgisini artırmak için bu tarz etkinliklerin önemli olduğunu belirten Halit Mirahmetoğlu, “Ağustos ayında yılın en önemli iki göktaşı yağmurundan biri olan Perseid meteor yağmuru gerçekleşecek. Düzenlediğimiz bu etkinlikte katılımcılarımızla bu gök olayını ve astronomi ile ilgili birçok bilgiyi paylaşma fırsatı bulduk. GUHEM’de gerçekleşen özel etkinlikler hem çocuklarımızın hem de yetişkinlerimizin uzaya olan sevgisini ve ilgisini artırıyor.” dedi.

    “Gökyüzüne daha bilgili şekilde bakacağız”

    GUHEM’de düzenlenen özel etkinlikte bilim iletişimcileri eşliğinde atölye çalışmaları, interaktif sunumlar, teleskopla gözlem ve deneyler gerçekleştirildi. Programa kızı ile birlikte katılan Emine Kesici “Gelmeden önce bu kadar fazla bilgi edineceğimizi düşünmemiştim. Kızımla birlikte gökyüzünü gözlemlemek için kamp yapmayı düşünüyorduk. Bu etkinlik sayesinde bu gece gökyüzüne daha bilgili şekilde bakacağız.” dedi.

    GUHEM’e ilk kez geldiğini belirten Meryem Selva ise, “Biz doksanlarda GUHEM gibi yerleri yabancı filmlerde izlerdik. Şu an bunun gerçekleştiğini görmek benim için çok ilginç bir deneyim oldu. Etkinlik sayesinde de Perseid meteor yağmuruna ilişkin çok önemli bilgiler aldık.” diye konuştu.

  • 13 yaşında kendi yazışma uygulamasını kurdu

    13 yaşında kendi yazışma uygulamasını kurdu

    Diyarbakır’da yaşayan 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi Mehmet Agit Yiğit, 8 yaşından beri yazılıma ve kodlamaya merak saldı. Oyunlar oynayan Yiğit, oyunların yapılışını merak ederek kendi oyununu kurdu.

    Bununla yetinmeyen Yiğit, yerli yazışma uygulamasını Statüschat’i yaptı. Birçok proje yapıp ret alan Yiğit, hayallerinden vazgeçmeyeceğini ve Selçuk Bayraktar gibi teknolojide üretim sağlamayı hedeflediğini söyledi.

    Yiğit, çok oyun oynadığını ve oyunların nasıl yapıldığını merak ettiğini, bununla birlikte internette araştırmalar yapıp yazılım serüveninin başladığını söyledi. Hedefinin yazılım mühendisi olmak olduğunu ifade eden Yiğit, “İlkokuldan beri uğraşıyorum. Görme engelliler için sensörlü ayakkabı, doğru ağaçlandırma ile ilgili projeler, robotikle ilgili yarışmalara katıldım. Kendi mesajlaşma uygulamam olan Statüschat’i geliştirdim. Korona virüs yayılınca insanlar temastan kaçınıyor. Yaklaşınca açılıyor, çöpünü attıktan bir süre sonra kapanıyor. Yerli WhatsApp uygulaması diyeceğimiz mesajlaşma uygulamam Statüschat’i neredeyse bir yıldır geliştiriyorum. Play Store’ye attım fakat kabul edilmedi. İzinlerle ilgili bir sıkıntı çıktı sanırım. Onun için görüntülü arama özelliğini kaldırdım ve tekrar yayınladım. Tekrar reddedildi onun için çalışmalarımı hala sürdürüyorum” dedi.

    “Uygulamayı deneme amaçlı aile içinde kullanıyoruz”

    Uygulamayı deneme amaçlı aile içinde kullandıklarını aktaran Yiğit, “Test etmek amacıyla aynı zamanda güvenlik açısından da açığını bulmaya çalışıyorum. Hedefim bu uygulamayı yaymak. Ülkemizden de böyle dehaların çıkacağını göstermek. Beyin göçünün de önüne geçmek istiyorum. Asıl hedefim Oxford Üniversitesinde okumak. Ülkeden de şu anda örnek aldığım kişi Selçuk Bayraktar. Onun gibi ülkemize hizmet etmek istiyorum teknoloji açısından. TEKNOFEST ve TÜBİTAK’a projelerimi gönderdim, ne yazık ki bir sonuç alamadım. Hangi kapıya gitsem üstüme kapattılar. Olumsuz cevap almama rağmen hayallerimden vazgeçmiyorum. Daha çok geliştirmeye çalışıyorum. Babam oto sanayide çalıştığı için arabalara da ilgi duydum. Ondan dolayı bende uçan araba fikri de oluştu” şeklinde konuştu.

    Anne Adile Yiğit ise oğlunun küçüklüğünden yazılıma ve teknolojiye hevesi olduğunu dile getirdi. Yiğit, “Araştırıp incelemeyi seven biri. Kafasına koyduğunu yapıyor. Anne babası olarak arkasındayız” ifadelerini kullandı.

  • Yeni Peugeot 408, “küre” ile dikkatleri üzerine çekiyor

    Yeni Peugeot 408, “küre” ile dikkatleri üzerine çekiyor

    Peugeot açıklamasına göre, yeni Peugeot 408, şeffaf “küre” şeklinde bir platformun içinde dönerek her açıdan tasarımını ziyaretçilere gösteriyor. Yeni 408’in tasarımı gibi, yeni şeffaf “küre” de sıra dışı tasarımıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

    Parisli tasarım stüdyosu Superbien’in yetenekli sanatçı, mühendis ve teknisyen ekibi, OPEn kreatif ajansı tarafından hayal edilen şeffaf “küre” projesini uyguladı ve yeni 408’i yerçekimine meydan okuyan bir sanat eserine dönüştürdü. Söz konusu sürpriz sergi 4 Ağustos’ta kadar açık olacak.

    “Şeffaf küre, yeni Peugeot 408’in çekiciliğini farklı yönlerden gösteriyor”

    Açıklamada konuya ilişkin görüşlerine yer verilen Peugeot Üst Yöneticisi (CEO) Linda Jackson, “Orijinal, izlemesi son derece keyifli ve yenilikçi modelimizi en iyi şekilde vurgulayan bu sanat eseri fikrini gerçekten sevdik. Yeni Peugeot 408’in orijinal tasarımı, onu izleyen birçok kişi tarafından övgüyle karşılandı. Louvre Lens’in muhteşem ve modern ortamında son derece özgün bir şekilde sergilendi.” ifadelerini kullandı.

    Peugeot Pazarlama ve İletişim Müdürü Phil York ise, “Peugeot her alanda faaliyet gösteriyor ve yenilikler yapıyor. Yeni Peugeot 408 için tasarlanan şeffaf küre, yeni modelimizin çekiciliğini farklı yönlerden gösteriyor. Bu yaratıcı tasarım, Peugeot’nun yeni marka kimliğinin küresel ifadesi ile mükemmel örtüşüyor.” açıklamasında bulundu.

  • OPPO Reno7’yi Türkiye pazarında

    OPPO Reno7’yi Türkiye pazarında

    OPPO açıklamasına göre, Sony ile birlikte geliştirilen IMX709 sensörlü Ultra Algılamalı Selfie, Mikrolens ve Bokeh Parlak Portre ile desteklenen OPPO Reno7, fotoğrafçılık performansında büyük bir yeniliğe işaret ediyor.

    ColorOS 12 işletim sistemi, uzun ömürlü 4 bin 500 mAh pil ve 33W SUPERVOOC hızlı şarj teknolojisi gibi gelişmiş donanımlara sahip OPPO Reno7, son derece akıcı bir günlük kullanım sunuyor. Ultra ince retro Reno7 modeli, fiberglas deri tasarım ve ikonik OPPO Glow olmak üzere iki çarpıcı seçenekle kullanıcılarıyla buluşuyor.

    Her anı yakalayan görüntüleme gücü

    OPPO Reno7’de 64MP yapay zeka kamera, 2MP Bokeh kamerası ve görüntülerin boyutunu 15x veya 30x büyüten 2MP Mikrolens bulunuyor. Akıllı telefondaki Mikrolens etrafında, kullanıcıların mikro dünyaları keşfetmeleri için bir dolgu ışığı görevi gören Yörünge Işığı da yer alıyor. Bu ışık ayrıca, lens kullanımdayken bir mesaj geldiğinde, oyun oynarken veya akıllı telefon şarj olurken hafifçe parlıyor ve bildirim ışığı görevi de görüyor.

    Akıllı telefonun 32MP selfie kamerası, OPPO ve Sony’nin birlikte geliştirdiği amiral gemisi RGBW IMX709 sensörden güç alıyor ve dünyada ilk kez Reno7 modeliyle kullanıcılara sunuluyor. IMX709, tamamen yeni bir RGBW piksel dizilimine ve OPPO’nun kendi geliştirdiği Quadra Binning algoritmasına sahip. Sensör, bu algoritma sayesinde standart RGGB sensörlerinden yüzde 60 daha fazla ışık yakalıyor, grenli görünümü yüzde 35’e kadar azaltıyor ve düşük ışık koşullarında daha net ve parlak görüntüler sunuyor.

    Amiral gemisi seviyesinde donanımlara sahip OPPO Reno7, etkileyici görüntüleme özellikleriyle öne çıkıyor. Kullanıcılar, Bokeh Parlak Portre, Selfie HDR, Yapay Zeka Güzelleştirme Modu, Yapay Zeka Renk Paleti, Ultra Net 108MP Görüntü Özelliği, Yapay Zeka Sahne Geliştirme, Görüntü Netlik Motoru ve diğerler özellikler sayesinde etraflarında olanları yakalayabiliyor, şaşırtıcı derecede profesyonel portreler çekebiliyor.

    İki farklı renk seçeneğiyle geliyor

    Ultra ince retro tasarımıyla Reno Serisinin ikonik tasarımını sürdüren Reno7, günbatımı turuncusu ve kozmik siyah olmak üzere iki farklı renk seçeneğiyle sunuluyor.

    Sektörün ilk fiberglas deri tasarımına sahip günbatımı turuncusu rengindeki OPPO Reno7 modeli, canlı bir turuncu renk ve “birinci sınıf” deri hissiyle geliyor. Telefonun orta çerçevesiyle kusursuz bir şekilde bütünleşen arka kapağın, “üstün kalitede” bir dokuyla kaplandığı dikkatlerden kaçmıyor. OPPO Glow özelliğine sahip kozmik siyah seçeneği de evren gibi “sonsuz ve büyüleyici” bir görünüm veriyor.

    Yaklaşık 175 gram olan yeni ultra ince retro tasarımıyla OPPO Reno7, günbatımı turuncusu seçeneğinde 7,54 milimetre (mm), kozmik siyah seçeneğindeyse 7,49 mm kalınlığa sahip. Düz kenarlı orta çerçeve tasarımı, akıllı telefona şık ve minimalist bir stil kazandırıyor.

    OPPO Reno7’nin 90 Hz yenileme hızıyla akıcı ve rahat görüntüler sunan 6,4 inç AMOLED ekranı, yüksek kalitede videoları oynatmak için Netflix HD/HDR, Amazon HDR ve YouTube HD sertifikasına sahip.

    Üstün donanımla gelen güçlü performans

    4.500 mAh piliyle OPPO Reno7, 33W SUPERVOOC hızlı şarj ile 61 dakikada yüzde 100 şarj olabiliyor ve 5 dakikalık şarjla 100 dakika video oynatabiliyor. Donanımındaki Qualcomm Snapdragon 680 4G Mobil Platform, güç tüketimini dengelerken telefonun performansını hızlandırıyor.

    OPPO Reno7, 8 GB bellek ve 128 GB depolama alanı ile birlikte geliyor. Orijinal bellek, OPPO’nun Bellek Genişletme özelliğiyle birlikte kullanıldığında geçici olarak 2 GB, 3 GB veya 5 GB artırılabiliyor. Bu da akıllı telefonun daha az gecikmeyle yoğun bellek kullanan birden fazla uygulamayı çalıştırmasını sağlıyor.

    Yeni ColorOS 12

    ColorOS 12 ile yüklü gelen ilk akıllı telefon modellerinden biri olan Reno7, kullanıcılara daha rahat ve sorunsuz bir işletim sistemine anında erişim sunuyor. ColorOS 12’deki sürükleyici tasarım ve 3 boyutlu simgeler, kullanıcılara daha sezgisel ve daha kolay bir deneyim yaşatıyor. Yapay Zeka Sistem Hızlandırıcı özelliğine sahip ColorOS 12, OPPO Reno7’nin daha sorunsuz ve daha hızlı çalışması için kaynak tahsisini optimize ediyor ve bellek bölünmelerini azaltıyor. Hızlı Başlangıç, Oyun Odak Modu, Yapay Zeka Kare Hızı Sabitleyici ve Ultra Dokunma Tepkisi özellikleri, eğlence odaklı kullanıcılara sorunsuz bir şekilde uyum sağlıyor.

    Kullanıcılara kolaylık sunmak için geliştirilen ColorOS 12’nin, Temassız Kontrol özelliği, kullanıcıların ellerini havada kaydırarak gelen aramaları yanıtlamasına, aramalarda zil sesini kapatmasına veya sayfaları yukarı ve aşağı kaydırmasına olanak tanıyor. Uyarlanabilir Uyku Modu ise kullanıcı telefonun ekranına bakarken ekranın kapanmasını önlüyor.

    ColorOS 12, veri güvenliği ve gizlilikten de taviz vermiyor. Bu garanti, ISO, ePrivacy ve TrustArc gibi üçüncü taraflarca onaylandı. Akıllı Bildirim Gizleme gibi özellikler, başka biri ekrana baktığında kullanıcı mahremiyetinin daha fazla korunmasına yardımcı oluyor.

  • CANiK M2 QCB Türkiye envanterinde

    CANiK M2 QCB Türkiye envanterinde

    Samsun Yurt Savunma (SYS) bünyesinde faaliyet gösteren dünyanın önde gelen hafif silah üreticilerinden CANiK, başarısını bir kez daha tescilledi. 2018 yılında Savunma Sanayii Başkanlığı ile imzalanan Platform Makineli Tüfeği projesi kapsamında geliştirilen CANiK M2 QCB, Türkiye’nin tek ve en büyük kalibre makineli tüfeği olarak onaylandı.

    Yerli ve milli 12.7 x 99 mm uçaksavar için son 3 yıllık dönemde 160 milyon TL Ar-Ge ve 440 milyon TL üzerinde de endüstriyelleşme yatırımı yapıldı. Tüm Ar-Ge, test ve kalifikasyon süreçlerini dünyadaki rakiplerinin performansının çok üzerinde, başarıyla tamamladı. Hızlı değiştirilebilir namlu özelliğine sahip CANiK M2 QCB, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından kabul edilen ve Türkiye’nin kalifiye ettiği en büyük kalibreli makineli tüfek olma başarısını da elde etti.

    Tüm testlerde mükemmel performans

    Türkiye’nin tek yerli ve milli uçaksavarı CANiK M2 QCB, Savunma Sanayii Başkanlığı ile 45 günlük süre içerisinde Amerikan TOP ve NATO standartlarında 23 farklı testin hepsini hatasız ve tekrarsız tamamlayarak, daha önce görülmemiş bir sonuç elde etti. Bu kalifikasyon ve test sürecinde, 200 binin üzerinde mermi kullanıldı. Buzlanma ve kirlenme testlerini dünyada başarı ile tamamlayan tek silah olduğu gibi 20.000 namlu atım ömrü ile de dünya rekorunu kırdı. Bu test sonuçları ile dünyadaki tüm benzerlerinden çok daha üstün bir performans gösteren CANiK M2 QCB Türkiye Cumhuriyeti envanterine girdi.

    “Yerli ve milli uçaksavarımızla gurur duyuyoruz”

    Halk arasında uçak savar olarak bilinen 12.7 mm makineli tüfeğin yerlileştirilmesi ve bu performans ile kalifiye edilmesinin Türkiye’nin savunma sanayinin en büyük başarılarından biri olduğunu söyleyen SYS Genel Müdürü C. Utku Aral, “CANiK markamız ile ülkemizin gücünü daha da ilerilere taşımaya devam ediyoruz. Ekibimizle birlikte yıllar süren Ar-GE ve muazzam bir çalışma sonucu hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin tek ve en büyük kalibre makineli tüfeği ile ülkemizin ithal bağımlılığına son verirken, 2022 yılı içerisinde sevk edilmek üzere 2.000 adettin üzerinde de ihracat bağlantısı yapılmıştır. Savunma Sanayii Başkanlığı, silahlı kuvvetler ve kolluk kuvvetlerinin bizlere duyduğu güven ve verdiği destekten dolayı şükranlarımızı sunarız. Samsun Yurt Savunma olarak Türkiye’nin savunma sanayi alanında dünyanın yükselen değeri olması için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

  • Oyuncak arabasından esinlenerek kendi aracını yaptı

    Oyuncak arabasından esinlenerek kendi aracını yaptı

    Sivas’ın Akıncılar ilçesinde Şehit Onur Alkan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde öğrenim gören Erdal Eser, sürekli şarjı biten oyuncak arabası için bir güneş pili satın aldı. Güneş pilini oyuncak arabasına takan Eser, oyuncağındaki problemi ortadan kaldırdı. Bilim ve teknolojiye bu şekilde giriş yapan genç öğrenci, o günden sonra hayallerini bir adım ileri taşıyarak kendi aracını yapmaya karar verdi.

    Ailesinin de destek verdiği Eser, evlerinin altında ki garajı atölyeye dönüştürerek çalışmalara başladı. Genç öğrenci yaklaşık 2 yıl içerisinde atık malzemeler kullanarak 2.5 litre benzin ile 100 kilometre yol giden motorlu bir araç yapmaya başladı. Yaklaşık 60 kilometre hıza ulaşan araçla birlikte ilk hayalini gerçekleştiren Eser, şimdilerde ise yerli ve milli otomobil TOGG’ dan ilham alarak tamamen elektrikli ve günümüz donanımlarına sahip otomobil yapmak istiyor.

    Çamaşır makinesi kasnağından direksiyon yaptı

    Erdal Eser, yaptığı aracın direksiyonunu çamaşır makinesinin arka kasnağından yaptığını belirterek, “Küçüklükten beri elektrik ve makinelere karşı ilgim var. Yıllardır yapmak istediğim bir arabaydı. Bir gün İstanbul gezisinde bir güneş pili satın aldım. Oradan aldığım pili güneş paneliyle birlikte uzaktan kumandalı oyuncak bir arabaya takarak şarjının bitmemesini sağladım. Daha sonra hayalimi geliştirip büyük araba yapmaya karar verdim. Evimizin altında bulunan garajı değerlendirerek atölyeye dönüştürdüm ve hayalini kurduğum arabayı yapmaya başladım. Hurdacıya giderek dişli aldım ve şanzımanını yaptım. Ankara’dan bir firmadan lastik, süspansiyon ve motor aldım. Atık profil demirlerden arabaya koltuk, çamaşır makinesi arka kasnağından direksiyon yaptım” dedi.

    TOGG’dan esinlenerek yeni araba yapacak

    Eser, yerli ve milli otomobil TOGG’dan esinlenerek elektrikli bir araba yapmayı hedeflediğini belirterek, “Babam bu işle uğraşıyordu bende babamı izleyerek ve örnek alarak bu arabayı yaptım. Aracımız 2.5 litre benzinle 100 kilometre yol yapıyor. Aracımız 50-60 km hıza ulaşıyor. Bu küçük arabamı yaptıktan sonra yerli ve milli otomobilimiz olan TOGG çıktı. Ondan esinlenerek bizde aracımızı büyütmeye başladık. Daha az enerjiyle daha verimli araç yapmaya çalışıyoruz. Kaportasını tamamen güneş panellerinden yapacağız. Günümüzde ki donanımlı araçları bunu eklemeye çalışacağız. Telefondan bir tuşa basıp arabayı çalıştırabileceksiniz. Işıkları yak dediğinizde ışıkları yakacak. Silecekleri çalıştır dediğinizde silecekleri çalıştıracak. Bu özelliklere sahip araba yapmak istiyorum. İleride kendimi mekatronik mühendisi olarak görmek istiyorum. Kendi firmamı açarak elektrikli arabalar yapmayı hedefliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Oyun endüstrisini şekillendiren 9 farklı oyuncu profili

    Oyun endüstrisini şekillendiren 9 farklı oyuncu profili

    Oyunlar günümüzün en büyük eğlence kaynaklarından biri haline geldi. Gittikçe çeşitlenen oyunlar beraberinde de yeni teknolojiyi ve kitleleri getiriyor. Oynamak istedikleri oyundan kullanım sıklığına ya da satın alma tutumuna kadar değişkenlik gösteren oyunseverler hem oyun hem de bilgisayar üreticilerine yön veriyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper’ın güç ve performans bilgisayarı Excalibur, oyun endüstrisini ve oyuncuları anlamanın klasik ve temel ayrıştırmalar üzerinden gidemediğine dikkat çeken güç ve performans bilgisayarı oldu. Excalibur oyun pazarının değişen etkileşimini yansıtan ve oyun meraklılarını oynamaya, görüntülemeye, sahip olmaya ve sosyal davranışa dayalı olarak segmentlere ayıran 9 farklı oyuncu profiline dikkat çekiyor.

    1. Üst Düzey Oyuncu: Oyun endüstrisinin her alanında bulunan ve oyunları yaşayarak oynayan üst düzey oyuncular, oyun kültürünün eski ve yeni tüm unsurlarına sahipler.

    2. Çok Yönlü ve Meraklı Oyuncu: Üst düzey oyuncu profilinin bir altında bulunan bu oyuncu profili, oyunla ilgili tüm unsurlara hevesli konumda.

    3. Zaman Öldüren Oyuncu: Boş zamanları olduğunda veya sosyal etkinliklerde daha rahat bir şekilde oyun oynayan profili kapsıyor.

    4. Pazarlıkçı Oyuncu: Yüksek kaliteli oyunlar oynamayı seven ancak tercihen oynaması ücretsiz veya indirimli olan oyunları oynayan bu kitle, yalnızca gerektiğinde donanım satın alıyor.

    5. Topluluk Oyuncusu: Topluluk tartışmalarından asla çekinmeyen ve sadece oyun oynamanın yanı sıra oyunla ilgili podcast’lerin, forumların, haberlerin ve videoların da takibini yapan profili oluşturuyor.

    6. Donanım Meraklısı Oyuncu: Her zaman optimize edilmiş bir oyun deneyimi arayan donanım meraklılarını kapsayan bu oyuncu profili, ayrıca en son donanım trendlerini ve haberlerini de hevesle takip ediyor.

    7. Abur Cubur Oyuncusu: Kendileri az oynamasına rağmen başkalarının oyun oynamasını izlemekten zevk alan, daha amatör yaklaşan ve abur cubur tüketmeyi seven oyuncu kitlesini tanımlıyor.

    8. Arka Koltuk Oyuncusu: Eskiden çok oyun oynayan ancak artık yalnızca oyun içeriğini görüntüleyerek tutkularını yeniden canlandırmayı tercih edenlerden oluşuyor.

    9. Eski Oyuncu: Eskiden çok oyun oynayan ancak o zamandan beri başka ilgi alanlarına veya önceliklere geçen kitleyi kapsıyor.

    Her Tür Oyuncunun İhtiyaçlarına Uygun

    Özellikle yeterli performansı sergilemeyen bilgisayarla oyun oynamaktan muzdarip olan oyun tutkunlarının imdadına, oyun deneyimini artıracak ürün ve aksesuarlarını sunan Excalibur yetişiyor. Oyunseverlerin ihtiyaçlarını oyuncu dizüstü ve masaüstü bilgisayarlarıyla karşılıyor. Özellikle kazanmak için oynayanlara, Intel’in 12. Nesil işlemcileri ve en yeni RTX ve GTX serisi NVIDIA ekran kartları ile donatılan oyun bilgisayarları, rakiplerin görmediğini gösteren, zengin renkler ve daha net detayları barındıran oyuncu monitörlerini de eksik etmiyor. Ayrıca oyun keyfini başka boyutlara taşıyan yeni aksesuarlarıyla Excalibur, hız, tarz ve performansı oyunseverlere RGB’li oyuncu klavye, oyuncu kulaklık ve oyuncu mouse ile de sunuyor.

  • Bursalı firmadan BUÜ’ye ikinci TEKNOFEST desteği

    Bursalı firmadan BUÜ’ye ikinci TEKNOFEST desteği

    BUÜ Yönetimi ve öğrencilerin oluşturduğu takımlar TEKNOFEST Yarışları için tüm hazırlıklarını tamamladı. Üniversite yönetimi, yarışmaya katılacak takımlar için geniş bir destek çalışması yürüttü. Ön elemeyi geçen ve yarışlarda boy göstermeye hak kazanan tüm takımlar için sponsorluk desteği almayı başardı.

    Firma desteğine ihtiyaç duyan son takım olan ARGENOTYPE Takımı’na da, daha önce UET Elektromobil Takımı’na destek veren Kromo-Gen Biyoteknoloji firması devreye girdi. Öğrencilere malzeme desteği vermeyi taahhüt eden şirket ile işbirliği anlaşması yapıldı. Hazırlanan protokole BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Kromo-Gen Biyoteknoloji Genel Müdürü Murat Yazıcı imza attı. İmza töreninde BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi Müdür Yardımcısı Nihal Sağlam, BUÜ Halkla İlişkiler ve Basın Birimi Sorumlusu Aliye Şenel ile ARGENOTYPE Takımı üyeleri hazır bulundu.

    Bu yıl Samsun’da gerçekleştirilecek TEKNOFEST Yarışları için yoğun bir hazırlık süreci geçirdiklerini söyleyen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, öğrencilerin hazırladıkları projelere güvendiklerini vurguladı. Gençlerin, danışman hocalarıyla birlikte özel çalışmalar yürüttüklerini aktaran Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, “Ülkemizin geleceğine bu gençler yön verecek. Fikri olan, planlayan ve proje üreten gençlere destek olmak da bizim asli görevlerimiz arasında yer alıyor. Onların mekânsal ve maddi ihtiyaçlarını gidermeye azami gayret gösterdik. Başka bir dertleri olmadan, sadece yarışmaya ve projelerine odaklanmalarını arzu ettik. Her biri güzel bir hazırlık dönemi geçirdi. Samsun’da da inşallah bu emeklerin karşılığını alacaklar. Ülkemizin müreffeh yarınlara ulaşabilmesinin tek yolu gençlerimizin azmi ve çalışkanlığından geçiyor. Bu süreçte öğrencilerimize destek olan tüm iş dünyası temsilcilerine de şükranlarımızı iletiyoruz. Bir değil, iki takımımıza destek olmayı kabul eden Kromo-Gen Biyoteknoloji firmasına ve Genel Müdür Murat Yazıcı Beye de ayrıca teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Kromo-Gen Biyoteknoloji Genel Müdürü Murat Yazıcı ise öğrencilik dönemlerinde aynı süreçlerden geçtiğini ve gençlerin ihtiyaçlarını çok iyi bildiğini aktardı. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin kendisi için ayrı bir önemi olduğunu vurgulayan Murat Yazıcı; “Üniversitemize ve burada eğitim gören gençlere destek vermeye her zaman hazırız. TEKNOFEST’te alınacak başarılı sonuçlar bizleri de mutlu edecek ve gururlandıracak. İnşallah güzel işlerin ortaya çıkmasına vesile oluruz. Bizlere bu imkanı tanıyan Üniversite yöneticilerimize teşekkür ediyoruz. Hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    ARGENOTYPE Takımı üyesi öğrenciler de kendilerine destek olan Kromo-Gen Biyoteknoloji firmasının yöneticilerine teşekkür etti.

  • Anadolu Gezegen Gezgini yarışması büyüledi

    Anadolu Gezegen Gezgini yarışması büyüledi

    Bu yıl Türkiye‘de ilk kez yapılan Anadolu Gezegen Gezgini Yarışması (Anatolian Rover Challenge) 25 Temmuz 2022 tarihine kadar İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde uzay meraklılarını buluşturuyor. Uzay araştırmalarını yaygınlaştırma çalışmaları yürüten bir grup öncü Türk gencinin kurduğu UKET bünyesindeki ‘Gezegen Gezgini’ adı verilen Rover araçlarının yarıştı alanda mars ve ay yüzeylerindeki bazı bölgelerin benzerleri oluşturuldu. Yarışma alanı olarak özenle hazırlanan bu bölgede yerli ve yabancı 14 üniversite öğrenci takımı zorlu görevleri kısa sürede bitirmek için bir biriyle kıyasıya yarıştı.

    Dünya genelinde Polonya’daki ERC (European Rover Challenge) ve Amerika‘daki URC (University Rover Challenge) gibi tanınmış etkinliklerden çok daha etkili olarak Türkiye’de düzenlenen bu yarışma, diğerlerinde olduğu gibi sadece mars sahası ile sınırlandırılmadı. Dünyada ilk defa Gezegen Gezgini takımları ay sahasında katılımcılar becerilerini sergileyecek. Hem mars, hem de ay yüzeyini yansıtan alanlarda gerçekleşecek yarışma senaryoları belirlendi. Gezginin yüzeye inerken ya da indikten sonra karşılaşabileceği sorunların çözümüne ilişkin aracın becerilerini sergileyebileceği keyifli uygulamalar da yarışma çerçevesinde yer alıyor. Özgün olarak tasarlanan yarışma her biri birbirinden ilginç hikayeler içeriyor.

    Yarışma, dünyada ve Türkiye’de uzay çalışmaları yapan tanınmış üniversitelerce şimdiden büyük ilgi gördü. Türk ve yabancı ekipleri bir araya getirecek yarışmaya Türk takımlarının yanı sıra İngiltere, Hindistan, Polonya, Bangladeş, Çekya gibi ülkelerden de çok sayıda başvuru gerçekleşti.

    Bu yıl ilki düzenlenen yarışmanın, her yıl gelişen teknolojiler ve bilgiler doğrultusunda özgünlüğünü koruyarak devam edeceği belirtildi. Anadolu Gezegen Gezgini Yarışması’nın Türkiye‘nin milli uzay programına ve hedeflerine katkıda bulunacağını belirten UKET yetkilileri, Türkiye Uzay Ajansı (TUA), İTÜ, zay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü, Saha İstanbul Savunma, Havacılık, Uzay Kümelenmesi Derneği ve MSI Dergisi yanı sıra çeşitli firmaların da destekleriyle uzay alanındaki etkili çalışmaların sürdürüleceğini bildirdi.