Kategori: Teknoloji

  • Yerli ve milli işletim sistemi Pardus Diyanet'in bilgisayarlarında yaygınlaştırılacak

    ANKARA (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladıkları protokol kapsamında, Pardus işletim sisteminin Diyanet’in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılacağını belirterek, "Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor." dedi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı ile TÜBİTAK arasında, Açık Kaynak ve Pardus dönüşümü iş birliği protokolü için Din İşleri Yüksek Kurulu Konferans Salonu'nda imza töreni gerçekleştirildi.

    Bakan Varank, burada yaptığı konuşmada, Diyanet'in teknolojinin sunduğu imkanlardan en iyi şekilde faydalandığına ve böylelikle yürütülen hizmetleri toplumun tüm katmanlarına eksiksiz bir şekilde ulaştırmaya çalıştığına işaret ederek, kendisinin de bu kurumun mobil uygulamalarını memnuniyetle kullandığını söyledi.

    Teknolojiyi bu denli etkin kullanan Diyanet'in geçen yıl tüm kamu kurumlarına örnek olacak bir kararla Milli Yazılım Hamlesi'ni hayata geçirerek, merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlarının tamamında bilgi işlem altyapısını millileştirmeye odaklandığına dikkati çeken Varank, "Diyanette şimdiye kadar 872 kullanıcı TÜBİTAK ULAKBİM tarafından geliştirilen yerli ve milli yazılım Pardus'a geçti. Yurt dışındaki bulut sunucularındaki veriler, kurumun kendi veri merkezine taşındı. Ayrıca, Diyanet sunucularına TÜBİTAK'ın kurulum rehberini yayınladığı açık kaynak Jitsi video konferans sistemi kuruldu." diye konuştu.

    Böylece Diyanet'in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde, güvenli ve maliyet etkin bir sistemi en hızlı devreye alan kurumlardan olduğunu vurgulayan Varank, şöyle konuştu:

    "Bugün imzaladığımız protokolle Açık Kaynak Pardus'un Diyanet'in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılması mümkün olacak. Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor."

    – "Açık kaynak bağımsız bilişim altyapısına sahip olmakta kritik"

    Açık kaynak teknolojilerin bağımsız ve güvenli bir bilişim altyapısına sahip olmakta kritik önem taşıdığına dikkati çeken Varank, bu teknolojileri kullanarak ticari firmaların çizmeye çalıştıkları sınırların dışına çıkıldığını, bu durumun da bilişim alanında tüketici olmaktan çıkılıp, üretici olmaya teşvik ettiğini söyledi.

    Varank, açık kaynağın aynı zamanda siber güvenlik açısından da önemli avantajlar sunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

    "Yurt dışından alınan ürünler hem bilgi güvenliği hem de dış bağımlılık açısından önemli maliyetler doğurabiliyor. Biz bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini son derece önemsiyoruz. Dijital dönüşüm ve yapay zeka temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım, yazılımın omurgasında ise insan kaynağı var. Biz, yazılım ekosistemimizi daha da ileri taşımak adına Türkiye Açık Kaynak Platformu'nu kurduk. Platformda özel sektör, kamu, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden paydaşlarımız var."

    Varank, burada yürütecekleri projelerle Türkiye'deki yazılımcı sayısını ve niteliğini artırmayı hedeflediklerini, açık kaynak kodla geliştirilecek kritik yazılımları yurt içinde üretmek istediklerini bildirdi.

    Bu sayede, bilişim alanındaki dışa bağımlılığı azaltacaklarını, milli kaynakların yurt içinde kalmasını sağlayacaklarını ve siber güvenlik sorunlarını bertaraf edeceklerini anlatan Varank, Pardus'un yaygınlaştırılmasının da titizlikle yürüttükleri projelerden biri olduğunu ifade etti.

    – 100 bine yakın kullanıcı

    Bakan Varank, halen 100 bine yakın kullanıcının Pardus işletim sistemini kullandığı bilgisini vererek, Sağlık, Çevre ve Şehircilik, Tarım ve Orman, Milli Savunma bakanlıklarıyla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı gibi kurumların analiz ve dönüşüm sürecinde olduklarını söyledi.

    Pardus'u erken yaşlarda öğrencilere de tanıtmak istediklerini vurgulayan Varank, bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı ile sınıflardaki akıllı tahtalara özel bir Pardus sürümünü yaygınlaştırdıklarını aktardı.

    Varank, Pardus'un ne kadar yaygınlaşırsa eksikliklerinin de o denli tespit edilerek geliştirilme süreçlerinin hızlanacağını belirterek, "Yeni teknolojiler için Pardus sürümleri hazırlamaya devam ediyoruz. Nesnelerin interneti dünyasında en yaygın kullanılan ARM-işlemci tabanlı mini bilgisiyarlar için yakın zamanda bir sürüm çıkaracağız. Böylece Pardus, masaüstü çözümleri yanında akıllı cihazlar arasında da yerini alacak." dedi.

    Gençlerin bu sistemi kullanmasını teşvik etmek için interaktif eğitim içerikleri hazırladıklarına işaret eden Varank, Türkiye Açık Kaynak Platformu’nun 2 aydır "Açık Seminerler"inin devam ettiğini, bu eğitimleri başarıyla tamamlayanlara da dijital rozet verileceğini kaydetti.

    Varank, dijital rozete sahip kişilerin bu alandaki yetkinliklerini ispatlamış olacaklarını belirterek, "Yine Açık Kaynak Platformu kanalıyla kodlama eğitim programları düzenleyecek ve yazılım okulları açacağız. Oyunla öğrenme temelli bu okullar her sene binlerce mezun verecek." diye konuştu.

    – "Milli Teknoloji Hamlemiz somut adımlarımızla hayat bulacak"

    Bilişim alanında yerli ve milli çözümler geliştirilmesinde en önemli paydaşlardan birinin de Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olduğuna dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:

    "Milli Teknoloji Hamlemiz, attığımız somut adımlar sayesinde hızla hayat bulacak. Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Hocamıza (Prof. Dr. Ali Erbaş) milli yazılıma geçişte gösterdiği hassasiyet ve farkındalık için teşekkür ediyorum. Milli Teknoloji Hamlesi'ne kararlılıkla sahip çıkmanız gücümüze güç katıyor. Ümit ediyorum ki sizlerin gösterdiği bu vizyoner yaklaşım, kamu ve özel sektör kuruluşlarımıza ilham olur."

    Konuşmaların ardından, Bakan Varank ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, iş birliği protokolünü imzaladı. İmza törenine, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç da katıldı.

    – Protokolün içeriği

    İmzalanan protokol kapsamında, TÜBİTAK tarafından, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde tanıtım ve eğitim faaliyetleri, istemci bilgisayarlara Pardus kurulumu, uygulama ve sunucu sistemlerinin açık kaynak muadillerine dönüşümleri yapılacak. İstemcilerin uzaktan merkezi yönetimi için LiderAhenk, kimlik yönetimi için de Engerek ürününün kurulumu gerçekleştirilecek.

  • Yerli ve milli işletim sistemi Pardus Diyanet'in bilgisayarlarında yaygınlaştırılacak

    ANKARA (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladıkları protokol kapsamında, Pardus işletim sisteminin Diyanet’in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılacağını belirterek, "Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor." dedi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı ile TÜBİTAK arasında, Açık Kaynak ve Pardus dönüşümü iş birliği protokolü için Din İşleri Yüksek Kurulu Konferans Salonu'nda imza töreni gerçekleştirildi.

    Bakan Varank, burada yaptığı konuşmada, Diyanet'in teknolojinin sunduğu imkanlardan en iyi şekilde faydalandığına ve böylelikle yürütülen hizmetleri toplumun tüm katmanlarına eksiksiz bir şekilde ulaştırmaya çalıştığına işaret ederek, kendisinin de bu kurumun mobil uygulamalarını memnuniyetle kullandığını söyledi.

    Teknolojiyi bu denli etkin kullanan Diyanet'in geçen yıl tüm kamu kurumlarına örnek olacak bir kararla Milli Yazılım Hamlesi'ni hayata geçirerek, merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlarının tamamında bilgi işlem altyapısını millileştirmeye odaklandığına dikkati çeken Varank, "Diyanette şimdiye kadar 872 kullanıcı TÜBİTAK ULAKBİM tarafından geliştirilen yerli ve milli yazılım Pardus'a geçti. Yurt dışındaki bulut sunucularındaki veriler, kurumun kendi veri merkezine taşındı. Ayrıca, Diyanet sunucularına TÜBİTAK'ın kurulum rehberini yayınladığı açık kaynak Jitsi video konferans sistemi kuruldu." diye konuştu.

    Böylece Diyanet'in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde, güvenli ve maliyet etkin bir sistemi en hızlı devreye alan kurumlardan olduğunu vurgulayan Varank, şöyle konuştu:

    "Bugün imzaladığımız protokolle Açık Kaynak Pardus'un Diyanet'in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılması mümkün olacak. Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor."

    – "Açık kaynak bağımsız bilişim altyapısına sahip olmakta kritik"

    Açık kaynak teknolojilerin bağımsız ve güvenli bir bilişim altyapısına sahip olmakta kritik önem taşıdığına dikkati çeken Varank, bu teknolojileri kullanarak ticari firmaların çizmeye çalıştıkları sınırların dışına çıkıldığını, bu durumun da bilişim alanında tüketici olmaktan çıkılıp, üretici olmaya teşvik ettiğini söyledi.

    Varank, açık kaynağın aynı zamanda siber güvenlik açısından da önemli avantajlar sunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

    "Yurt dışından alınan ürünler hem bilgi güvenliği hem de dış bağımlılık açısından önemli maliyetler doğurabiliyor. Biz bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini son derece önemsiyoruz. Dijital dönüşüm ve yapay zeka temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım, yazılımın omurgasında ise insan kaynağı var. Biz, yazılım ekosistemimizi daha da ileri taşımak adına Türkiye Açık Kaynak Platformu'nu kurduk. Platformda özel sektör, kamu, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden paydaşlarımız var."

    Varank, burada yürütecekleri projelerle Türkiye'deki yazılımcı sayısını ve niteliğini artırmayı hedeflediklerini, açık kaynak kodla geliştirilecek kritik yazılımları yurt içinde üretmek istediklerini bildirdi.

    Bu sayede, bilişim alanındaki dışa bağımlılığı azaltacaklarını, milli kaynakların yurt içinde kalmasını sağlayacaklarını ve siber güvenlik sorunlarını bertaraf edeceklerini anlatan Varank, Pardus'un yaygınlaştırılmasının da titizlikle yürüttükleri projelerden biri olduğunu ifade etti.

    – 100 bine yakın kullanıcı

    Bakan Varank, halen 100 bine yakın kullanıcının Pardus işletim sistemini kullandığı bilgisini vererek, Sağlık, Çevre ve Şehircilik, Tarım ve Orman, Milli Savunma bakanlıklarıyla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı gibi kurumların analiz ve dönüşüm sürecinde olduklarını söyledi.

    Pardus'u erken yaşlarda öğrencilere de tanıtmak istediklerini vurgulayan Varank, bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı ile sınıflardaki akıllı tahtalara özel bir Pardus sürümünü yaygınlaştırdıklarını aktardı.

    Varank, Pardus'un ne kadar yaygınlaşırsa eksikliklerinin de o denli tespit edilerek geliştirilme süreçlerinin hızlanacağını belirterek, "Yeni teknolojiler için Pardus sürümleri hazırlamaya devam ediyoruz. Nesnelerin interneti dünyasında en yaygın kullanılan ARM-işlemci tabanlı mini bilgisiyarlar için yakın zamanda bir sürüm çıkaracağız. Böylece Pardus, masaüstü çözümleri yanında akıllı cihazlar arasında da yerini alacak." dedi.

    Gençlerin bu sistemi kullanmasını teşvik etmek için interaktif eğitim içerikleri hazırladıklarına işaret eden Varank, Türkiye Açık Kaynak Platformu’nun 2 aydır "Açık Seminerler"inin devam ettiğini, bu eğitimleri başarıyla tamamlayanlara da dijital rozet verileceğini kaydetti.

    Varank, dijital rozete sahip kişilerin bu alandaki yetkinliklerini ispatlamış olacaklarını belirterek, "Yine Açık Kaynak Platformu kanalıyla kodlama eğitim programları düzenleyecek ve yazılım okulları açacağız. Oyunla öğrenme temelli bu okullar her sene binlerce mezun verecek." diye konuştu.

    – "Milli Teknoloji Hamlemiz somut adımlarımızla hayat bulacak"

    Bilişim alanında yerli ve milli çözümler geliştirilmesinde en önemli paydaşlardan birinin de Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olduğuna dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:

    "Milli Teknoloji Hamlemiz, attığımız somut adımlar sayesinde hızla hayat bulacak. Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Hocamıza (Prof. Dr. Ali Erbaş) milli yazılıma geçişte gösterdiği hassasiyet ve farkındalık için teşekkür ediyorum. Milli Teknoloji Hamlesi'ne kararlılıkla sahip çıkmanız gücümüze güç katıyor. Ümit ediyorum ki sizlerin gösterdiği bu vizyoner yaklaşım, kamu ve özel sektör kuruluşlarımıza ilham olur."

    Konuşmaların ardından, Bakan Varank ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, iş birliği protokolünü imzaladı. İmza törenine, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç da katıldı.

    – Protokolün içeriği

    İmzalanan protokol kapsamında, TÜBİTAK tarafından, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde tanıtım ve eğitim faaliyetleri, istemci bilgisayarlara Pardus kurulumu, uygulama ve sunucu sistemlerinin açık kaynak muadillerine dönüşümleri yapılacak. İstemcilerin uzaktan merkezi yönetimi için LiderAhenk, kimlik yönetimi için de Engerek ürününün kurulumu gerçekleştirilecek.

  • Çin, Beydou navigasyon sisteminin son uydusunu fırlattı

    ANKARA (AA) – Çin, Beydou (Kuzey Yıldızı) Navigasyon Uydu Sisteminin (BDS) son uydusunu fırlattı.

    Xinhua'daki habere göre, BDS'nin son uydusu ülkenin Sıçuan eyaletindeki Şiçang Uydu Fırlatma Merkezinden Long March (Uzun Yürüyüş) 3B tek taşıyıcı roketiyle uzaya gönderildi.

    BDS'nin direktörü Yang Çangfeng, Çin Merkezi Televizyonuna (CCTV) yaptığı açıklamada Beydou ailesinin 55. uydusunun başarılı şekilde fırlatıldığını belirtti.

    Beydou sistemi, geleneksel konumlandırma navigasyonu, uydu tabanlı geliştirme, hassas konumlandırma hizmetleri, arama-kurtarma ve kısa mesaj iletişim hizmetleri sunuyor.

    – Kuzey Yıldızı Navigasyon Sistemi

    Çin'in nihai aşamada küresel konumlandırma sistemi kurma hedefi ile yürüttüğü Kuzey Yıldızı (Beydou) Navigasyon Sistemi'nin uyduları Beydou-1, Beydou-2 ve Beydou-3 olmak üzere 3 aşamalı projeden oluşuyor.

    Proje çerçevesinde uzaya gönderilen Beydou-1 uyduları Çin'e, Beydou-2 uyduları Çin ve bölge ülkelerine, Beydou-3 uyduları da dünya genelinde navigasyon hizmeti verecek.

    Çin, Kuzey Yıldızı Navigasyon Sistemi ile ABD'nin "GPS", Rusya'nın "GLONASS", Avrupa'nın ise "Galileo" küresel navigasyon uydu sistemleriyle rekabet edecek.

  • Çin, Beydou navigasyon sisteminin son uydusunu fırlattı

    ANKARA (AA) – Çin, Beydou (Kuzey Yıldızı) Navigasyon Uydu Sisteminin (BDS) son uydusunu fırlattı.

    Xinhua'daki habere göre, BDS'nin son uydusu ülkenin Sıçuan eyaletindeki Şiçang Uydu Fırlatma Merkezinden Long March (Uzun Yürüyüş) 3B tek taşıyıcı roketiyle uzaya gönderildi.

    BDS'nin direktörü Yang Çangfeng, Çin Merkezi Televizyonuna (CCTV) yaptığı açıklamada Beydou ailesinin 55. uydusunun başarılı şekilde fırlatıldığını belirtti.

    Beydou sistemi, geleneksel konumlandırma navigasyonu, uydu tabanlı geliştirme, hassas konumlandırma hizmetleri, arama-kurtarma ve kısa mesaj iletişim hizmetleri sunuyor.

    – Kuzey Yıldızı Navigasyon Sistemi

    Çin'in nihai aşamada küresel konumlandırma sistemi kurma hedefi ile yürüttüğü Kuzey Yıldızı (Beydou) Navigasyon Sistemi'nin uyduları Beydou-1, Beydou-2 ve Beydou-3 olmak üzere 3 aşamalı projeden oluşuyor.

    Proje çerçevesinde uzaya gönderilen Beydou-1 uyduları Çin'e, Beydou-2 uyduları Çin ve bölge ülkelerine, Beydou-3 uyduları da dünya genelinde navigasyon hizmeti verecek.

    Çin, Kuzey Yıldızı Navigasyon Sistemi ile ABD'nin "GPS", Rusya'nın "GLONASS", Avrupa'nın ise "Galileo" küresel navigasyon uydu sistemleriyle rekabet edecek.

  • BUÜ Rektörü Kılavuz, GUHEM’i zi̇yaret etti̇

    BUÜ Rektörü Kılavuz, GUHEM’i zi̇yaret etti̇

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde Bursa’ya kazandırılan, Türkiye’nin uzay temalı ilk eğitim merkezi olan Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’ni (GUHEM) ziyaret etti.

    BTSO öncülüğünde, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK işbirliğiyle hayata geçirilen GUHEM’de incelemelerde bulunan BUÜ Rektörü Ahmet Saim Kılavuz’a üniversite yöneticileri de eşlik etti. Ziyarette BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, GUHEM’deki çalışmalar hakkında Rektör Kılavuz’a bilgiler verdi. İncelemenin ardından gerçekleştirilen toplantıda ise GUHEM projesine bilimsel ve akademik destek sağlanması konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.

    BTSO’nun vizyon projesi

    BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Gökmen Projesi’nin 2013 yılında göreve geldiklerinde ortaya koydukları vizyon projelerden biri olduğunu söyledi. Merkezin 13 bin 500 metrekare kapalı alana sahip olduğunu ifade eden Başkan Burkay, GUHEM’de farklı nitelikte 154 adet interaktif düzenek bulunduğunu belirtti. İki kat şeklinde tasarlanan GUHEM’in ilk katında interaktif düzeneklerin yanı sıra havacılık öğrenme ve uzay inovasyon merkezi, dikey rüzgar tüneli, modern uçuş simülatörlerinin yer aldığını anlatan Başkan Burkay, “Uzay Katı” olarak adlandırılan ikinci katta ise atmosfer olayları, güneş sistemi, gezegenler ve galaksilere ilişkin bilgiler sunulacağını söyledi.

    Başkan Burkay, Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi doğrultusunda genç nesillerin uzay ve havacılığa ilgisini artırmak amacıyla hayata geçirilen merkezin alanında Avrupa’nın en iyi, dünyanın ise en iyi 5 merkezi arasında yer alma hedefinin bulunduğunu kaydetti. Başkan Burkay, “Burası gerek zengin içerikleri gerekse de kent kimliğine değer katan ödüllü mimarisi ile dünyanın sayılı merkezleri arasındaki yerini almaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda GUHEM’in açılışını planlamış ancak koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler dolayısıyla açılışı gerçekleştirememiştik. Normalleşme ile birlikte inşallah en kısa sürede Merkezimizin açılışını yapacağız. BUÜ Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’a ve kıymetli akademisyenlerimize ziyaretleri için teşekkür ediyorum.” dedi.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise “GUHEM’i incelerken gerçekten çok heyecanlandım. Burası uzay ve havacılık alanında Türkiye’mizin lider merkezi olacak. BTSO Başkanımız İbrahim Burkay, göreve geldiğinden beri vizyon projeler sunuyor. TEKNOSAB, BUTEKOM gibi GUHEM de Bursa’ya değer katacak çok önemli bir proje. Böylesine mükemmel bir merkezi şehrimize kazandırdıkları için kendilerine teşekkür ediyorum.” dedi. Rektör Kılavuz, üniversite olarak GUHEM’de yapılacak faaliyetlere ilişkin akademik destek vermeye hazır olduklarını da sözlerine ekledi.

  • Anne babalar dikkat! Youtube videolarında porno ve tecavüz gizleniyor

    Anne babalar dikkat! Youtube videolarında porno ve tecavüz gizleniyor

    Son zamanlarda Youtube üzerinde yayın yapan bir çok kanallardan çocukların gelişimine etkileyecek türde videolara bir yenisi daha eklendi.

    Twitter’da bir kullanıcının dikkatini çeken ve sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamalarda videoların ne kadar zararlı içeriklerle yayınlandığı ortaya çıktı.

    Videoların hepsi pedofili, ensest ilişki, tecavüz içerikli. Ayrıca direkt tecavüz ve seks başlıklı videolar var.

    Bir Twitter kullanıcısı sosyal medya hesabından ailelere uyarıda bulunarak ve Youtube’da yayınlanan videoların içeriklerinden bahsederek şunları paylaştı.

    “9 yaşındaki kuzenimin son zamanlarda izlediği YouTube videolarının garip içerikleri olduğunu fark edince kontrol ettik. Maalesef videoların hepsi pedofili, ensest, tecavüz içerikli. Direkt tecavüz başlıklı videolar var. Videolar Gacha Life isimli, 10 milyon indirmeli role play oyunu üzerinden kurgulanmış. Oyun çocuk karakterlerle dolu ve doğal olarak çocuklara hitap ediyor. Videoda eve gelen tamirci diğer karaktere tecavüz ediyor ve videoya çığlık sesi konulmuş. Videolar küçük yaş grubunun oynadığı bir oyun ismiyle yüklendiği için çok rahat şekilde küçük çocuklar videolara erişebiliyor. Video isimleri “Sapık, Namussuz, Abime hamileyim şakası yapmak, Ayça ile 24 saat banyoda kalmak, Türkçe seks” diye devam ediyor.

    Onlarca bu içerikte video var. Yine başka bir videoda erkek çocuk karakter, okulda diğer karaktere tecavüz edip ismini söyletiyor. Gerçekten iğrenç içeriklerle doldurulmuş. Video yorumlarında izleyenlerin 10-11 yaşında çocuklar olduğu görülüyor. Kanal sahipleri çocuklara cevap verip direkt iletişim kuruyorlar. Bir başka yorumda 11 yaşında olduğunu belirten bir kullanıcı tecavüz videosunun hoş olduğunu yazıyor.

    9-11 yaş grubuna hitap eden oyun içerikleriyle hazırlanmış bu videolara çok kolay ulaşabiliyorlar. Videoların +18 yaş bildirimi de çok fazla işe yaramıyor. Onlarca benzer video var. Videoların genellikle hamilelik, biriyle bir yerde 24 saat kapalı kalma içerikli. “Gacha Life Türkçe Seks” isimli video. Videonun tamamı küfürlü. Kanal sahibi ise 15 yaşında. Yorumlardan onlarca çocuğun izleyip yorum yaptığı görülüyor.

  • BMW 6 bin çalışanın işine son verecek!

    BMW 6 bin çalışanın işine son verecek!

    Alman otomobil markası BMW, 6 bin çalışanını işten çıkaracak.

    Alman otomobil şirketi BMW, 6 bin çalışanının işine son vermeye hazırlanıyor. Sektörde yaşanan gelişmeler ve üretim maliyetlerinin artması nedeniyle tasarruf tedbirleri kapsamında işçi sayısını azaltmaya gidecek olan BMW, korona salgını nedeniyle 34 bin çalışanını kısa dönem çalışma sistemi yöntemiyle çalıştırıyor. Ayrıca sözleşmeli olarak çalıştırdığı işçilerin de sözleşmelerini uzatmayacağını bildiren firma, 1963 doğumlu çalışanlara kısmi emeklilik teklif edileceğini açıkladı.

    BMW’nin dünya çapında 126 bin çalışanı bulunuyor. BMW, 2008 mali krizinden bu yana ilk kez işçi sayısını azaltmaya gidecek.

  • Twitter’da ‘sesli tweet’ dönemi

    Twitter’da ‘sesli tweet’ dönemi

    Kullanıcılarına 280 karakter sınırı içerisinde paylaşım yapma imkanı sunan Twitter platforma yeni bir özellik ekledi.

    The Verge’de yer alan habere göre, Twitter yaptığı güncelleme ile sesli tweet özelliğini üyelerinin kullanımına açtı.

    Aynı habere göre, sosyal medya platformuna eklenen yeni özellikle birlikte atılan tweet’lere ses kayıtları eklenebilecek.

    Twitter’dan konu ile ilgili kaleme alınan blog yazısında şu ifadelere yer verildi:

    “Bir tweet’i tweet’leyebilirsiniz ancak artık sesinizi de tweet’leyebilirsiniz. Bugün iOS’ta yayınlanan özellikle sesle kayıt alabilir ve tweet atabilirsiniz.”

    İlk olarak iOS işletim sistemine sahip akıllı cihazlarda kullanılabilen özelliğin önümüzdeki dönemde Android versiyonunun da kullanıma girmesi bekleniyor.

  • Türkiye’de Netflix abone sayısı 1.7 milyonu geride bıraktı

    Türkiye’de Netflix abone sayısı 1.7 milyonu geride bıraktı

    Netflix’in Aralık 2019 – Nisan 2020 arasında abone sayısının 16 milyon artarak 183 milyona ulaştığı öğrenildi.

    Koronavirüs önlemleri kapsamında insanların evlerine kapanmaları sonucunda internet içerik sağlayıcılarına olan talepte de büyük artış yaşandı. Kullanıcı sayısını en çok artıran kuruluşlardan biri ise Netflix oldu.

    CompariTech tarafından paylaşılan 2020’nin ilk çeyreğine ait rapora göre, 2019 yılının sonuna gelindiğinde 167 milyon aboneye sahip olan platform, Nisan 2020 itibariyle 183 milyon aboneye ulaştı.

    2020’nin ilk çeyreğinde 200 bin civarında yeni abone kazanan Netflix’in Türkiye’deki abone sayısı ise 1.7 milyonu geride bıraktı. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye’den 53 milyon dolar civarında bir gelir elde eden Netflix’in ikinci çeyrek sonunda ülkemizde 1.9 milyondan fazla aboneye sahip olması bekleniyor.

  • Bakandan aşı açıklaması: “Hayvan deneyleri başladı”

    Bakandan aşı açıklaması: “Hayvan deneyleri başladı”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu bünyesinde Ankara Üniversitesi’nde yürütülen GRFT (griffithsin) adlı molekülün koronavirüsün enfeksiyon etkisini durdurucu veya azaltıcı yönünün araştırılma çalışmalarını inceledi. Bakan Varank, “Bu molekülle ilgili hayvan deneyleri bugün itibarıyla buradaki biyogüvenlikli laboratuvarda başlatılmış olacak” dedi.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre; Bakan Varank, Türkiye’nin ilk disiplinler arası biyoteknoloji lisansüstü eğitim enstitüsü olan ve sağlık ile tarımsal biyoteknoloji alanlarında çalışmalar yapan Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü’nü ziyaret etti. Varank’a ziyaretinde, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü (GMBE) Müdürü Prof. Dr. Şaban Tekin eşlik etti. Ziyarette Prof. Dr. Aykut Özkul’un yürütücülüğünü üstlendiği koronavirüse karşı ilaç geliştirme projesi hakkında bilgi alan Varank, daha sonra buradaki laboratuvarlarda incelemelerde bulundu.

    ‘HAYVAN DENEYLERİ BAŞLADI’

    Hayvan deneyleri aşamasına bugün itibarıyla başlanan projede, plan dahilinde gelecek bir ay içinde hayvanlarda çalışıp çalışmadığı konusunda da ön bilgiye sahip olunacak. Ziyareti değerlendiren Varank, koronavirüse karşı Türkiye’deki temel bilimsel çalışmaları koordine etmek üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde TÜBİTAK çatısı altında bir platform oluşturduklarını anımsatarak, burada yürütülen 17 aşı-ilaç geliştirme projesinin desteklendiğini belirtti. Varank, Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü’nün öncülüğünde koronavirüse karşı GRFT molekülüyle geliştirilecek hastalığı önleyici ilaca yönelik çalışmalar hakkında bilgi aldıklarını kaydederek, “Bilim insanlarımız bu molekülün Kovid-19’a karşı etkili olabileceğini bilimsel olarak da değerlendiriyorlar. Klinik çalışma aşamalarına geçmeden önce yapılması gereken temel araştırmalar yapılıyor. Bu molekülle ilgili hayvan deneyleri bugün itibarıyla buradaki biyogüvenlikli laboratuvarda başlatılmış olacak” diye konuştu.

    ‘BİLİM İNSANLARIMIZA GÜVENİYORUZ’

    Türkiye’nin son 18 senede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde özellikle Ar-Ge ekosistemine büyük yatırımlar yaptığına işaret eden Varank, “Yaptığımız yatırımların böyle zor ve kritik zamanlarda bilim insanlarımızın ortaya koyduğu başarılı çalışmalarla ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz. Bilim insanlarımıza güveniyoruz, buradaki çalışmalardan da başarılı bir ürün geliştirileceğine inanıyoruz” dedi.

    Varank, bilim insanlarının koronavirüse karşı büyük bir fedakarlıkla gece gündüz çalıştığına dikkati çekerek, “Burada devam eden bilimsel çalışmalar sonucunda da güzel veriler elde edip klinik safhaya geçecek çalışmalarımızı tamamlayacağız. Sonraki aşamada bunları Sağlık Bakanlığımıza klinik çalışmalar yapılması için teslim edeceğiz. İnşallah güzel müjdeleri buralardan verebiliriz” ifadesini kullandı.

    ‘ÖNCÜL VERİLER BİR AY İÇİNDE’

    Prof. Dr. Aykut Özkul projede, GRFT molekülüyle Kovid-19 etkisini durdurmayı amaçladıklarını belirterek, çalışmalarında gelinen aşamayı anlattı. An itibarıyla molekülün hayvanlardaki etkinliğinin test edilmesi sürecini başlattıklarını dile getiren Prof. Özkul, “Bizim hayvanlarla ilgili yaptığımız ön çalışmalarda yaklaşık 2 haftalık bir zaman zarfında bu virüsün organ tutulumu, yayılımı ve virüsle ilgili tespitler gerçekleşebiliyor. Dolayısıyla eğer işler öngördüğümüz şekilde devam ederse önümüzdeki bir ay içinde ön verileri almış olacağız” dedi.

    ‘DOĞAL BİR MOLEKÜL’

    GRFT’nin yapı olarak doğal bir molekül olduğunu kaydeden Özkul, “GRFT’nin şimdiye kadar birçok farklı virüse karşı enfeksiyonu durdurucu etkisinin var olduğu tespit edilmiş. Dolayısıyla ilk planda bizim bu süreçteki en büyük kazanımımız, günlük hayatta kullanılabilecek durdurucu, koruyucu, önleyici ürün geliştirmek olacaktır. Ekibimizdeki moleküler biyologlar da molekülün yapısında birtakım değişiklikler yapmak suretiyle GRFT’nin hücre içine girmesini sağlamaya çalışıyor. Bu kapsamda eğer becerebilirsek molekülün tedavi edici potansiyelini de zaman içinde sorgulayacağız” diye konuştu.

    DURDURUCU VEYA AZALTICI YÖNÜ ARAŞTIRILIYOR

    TÜBİTAK çatısı altındaki ‘COVID-19 Türkiye Platformu’ koordinasyonunda yürütülen 17 aşı-ilaç geliştirme projesinden biri olan çalışma kapsamında, GRFT adı verilen molekülün, koronavirüse neden olan virüsün enfeksiyon etkisini durdurucu veya azaltıcı yönü araştırılıyor. Ankara Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) ve Hacettepe Üniversitesi’nden bilim insanlarından oluşan konsorsiyumun yürüttüğü çalışmalar sonucunda şimdiye kadar virüsün izolasyonu, genom analizi ve karakterizasyonu gerçekleştirildi, GRFT molekülü üretildi ve saflaştırıldı. GRFT’nin hücre kültürü ortamında virüsün hücreye girmesini ve bu suretle üremesini durdurduğu görüldü.