Kategori: Teknoloji

  • Türk Mühendi̇sleri̇nden yeni nesil tanı sistemi

    Türk Mühendi̇sleri̇nden yeni nesil tanı sistemi

    Koronavirüs ve virüsün genel halk sağlığı, küresel ekonomi ve rutin hayat üzerindeki yıkıcı etkileri devam ederken, Türk yazalım mühendisleri “yapay zeka ve derin öğrenme destekli Kovid-19 tanı sistemi” geliştirdi.

    Samsun Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Bölümünde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Zafer Cömert, Fırat Üniversitesinde görev yapan Doç. Dr. Burhan Ergen ve Öğr. Gör. Mesut Toğaçar tarafından yapay zekâ ve derin öğrenme tekniklerini kullanan yeni bir Kovid-19 tanı sistemi geliştirildi.

    Araştırmacılar çalışmalarıyla ilgili olarak şu bilgileri verdiler:

    “Çok hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılan Kovid-19 tespiti için reverse transcription polymerase chain reaction (RT-PCR) tahlili yapılmaktadır. Bu tahlilin yüksek bir özgüllük değeri olmakla birlikte, hassasiyet değeri istenilen seviyede değildir. Bu nedenle, zaman zaman RT-PCR testine ilaveten, ek testlerin de klinik pratikte uygulandığı literatürde ifade edilmiştir. Bununla birlikte, oldukça faydalı bir medikal imge görüntüleme tekniği olan computed tomography (CT) hem Kovid-19 enfeksiyonu tespitinde tanıyı destekleme hem de hastalığın ilerleme düzeyini belirleme de hayati bir yöntem olarak benimsenmiş durumdadır. Göğüs CT imgelerindeki bazı spesifik örüntüler (predominant ground-glass opacity (GGO), multifocal patchy consolidation, crazy-paving pattern with a peripheral distribution) Kovid-19 bulgusu olarak değerlendirilmektedir. Dolaysıyla göğüs CT bulgularının Kovid-19 enfeksiyonunun değerlendirilmesinde anahtar rol oynadığına inanılmaktadır. Bu noktadan hareketle, gelişmiş imge işleme ve yapay zekâ teknolojilerini, özellikle derin öğrenme yöntemlerini kullanarak, CT imgelerini giriş olarak alıp, pozitif Kovid-19 vakalarını otomatik olarak teşhis edebilen yüksek hassasiyetli bir tanı modeli geliştirdik. Çalışmamız, ‘Kovid-19 detection using deep learning models to exploit social mimic optimization and structured chest X-ray images using fuzzy color and stacking approaches’ başlığıyla uluslararası saygın bir dergi olan ve SCI kapsamında taranan Computers in Biology and Medicine dergisinde yayımlandı. Bu kıymetli ve öncü çalışmayı duyurmak bizim için hem bir sevinç hem de bir gurur kaynağı oldu. Çalışmanın bilim camiası için hayırlı olmasını diler ve teşekkürler ederiz.”

  • Mekatronik öğrencileri dev festival için ilk aşamayı geçti

    Mekatronik öğrencileri dev festival için ilk aşamayı geçti

    İSTANBUL, (DHA)-Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST, 22-27 Eylül tarihlerinde Gaziantep Havalimanı’nda yapılacak.İstanbul Gelişim Meslek Yüksekokulu Mekatronik programı öğrencilerinden oluşan ‘İGÜ Behemehâl’ takımı da festivale katılmak için ilk aşamayı geçerek robotik alanındaki faaliyetlerine bir yenisini daha ekledi.

    İGÜ, “Behemehâl’ takımının TEKNOFEST’e katılma adına ‘İnsansız Su Altı Sistemleri Yarışması (İleri Seviye)’ kategorisi içerisinde ‘Ön Tasarım Raporu’ sürecini 127 takım arasından ilk 70 arasına girerek ilk aşamayı başarıyla tamamladığını duyurdu. İstanbul Gelişim Meslek Yüksekokulu Mekatronik Programı 1’inci sınıf öğrencilerinden oluşan ‘İGÜ Behemehâl’ takımının danışmanlığını Öğr. Gör. Umut Uz yürütüyor. Berk Bal, Rabia Gökçe, Berk Çiftçi, Yusuf Apaydın, İbrahim Aktaş ve Mehmet Oktay’ın yer aldığı takım, “Kritik Tasarım Raporu” süreci için gerekli çalışmalara ise başladı.

    “YERLİ, MİLLİ VE ÖNCÜ OLMA GAYESİYLE HAREKET EDİYORUZ”

    Her sene olduğu gibi bu yıl da TEKNOFEST’te dikkatleri üzerlerine çekeceklerini dile getiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, “Teknoloji alanında öncü fikirlerimiz ve tasarımlarımızla ön plana çıkıyoruz. Uçan Araba ‘TUSİ’, ‘Eczamatik’ ve ‘Çarpışma Şiddetini Azaltıcı Fren Sistemi’ gibi birçok başarılı projeyi hayata geçirdik. Uçan arabamızı ilk olarak TEKNOFEST’te görücüye çıkarmıştık. Yaptığımız çalışmalarda yerli, milli ve öncü olma gayesiyle hareket ediyoruz. Öğrencilerimizi ve öğretim elemanlarımızı da bu konuda her zaman destekliyoruz” şeklinde konuştu.

    Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde, Türkiye’nin önemli kurum ve firmalarının destekleriyle bu yıl Gaziantep’te yapılacak olan Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde roketten uçan arabaya, otonom sistemlerden insanlık yararına teknolojilere kadar birçok alanı içeren 23 dalda yarışmalar yapılacak.

  • Ege Teknoparklı Gi̇ri̇şi̇mci̇ni̇n Geli̇şti̇rdi̇ği̇ Oyun En Çok İndi̇ri̇len Oyun Oldu

    Ege Teknoparklı Gi̇ri̇şi̇mci̇ni̇n Geli̇şti̇rdi̇ği̇ Oyun En Çok İndi̇ri̇len Oyun Oldu

    Ege Üniversitesi Geliştirme Bölgesi (EGE Teknopark) bünyesinde bulunan firmanın geliştirdiği oyun, 2020 yılının ilk çeyreğinde en çok indirilen oyun unvanını elde etti.

    Ege Üniversitesi (EÜ) EGE Teknopark bünyesinde, TÜBİTAK desteği ile nüvEGE Kuluçka Merkezinde 2018 yılında kurulan “Ruby Games” iki kişiyle faaliyetine başlamıştı. Aradan geçen iki yılda önemli işlere imza atan firma, şu anda EGE Teknopark’taki 200 metrekarelik ofisinde 20 kişiyle çalışmalarına devam ediyor. Firmanın geliştirdiği oyunlarda biri olan “Hunter Assassin” isimli oyun ise dünya çapında ses getirdi. “Hunter Assassin”, Andorid ve IOS platformlarında 2020 yılının ilk çeyreğinde tüm oyun türlerinde en çok indirilen oyun oldu.

    “Önemli bir başarının altına imza atıldı”

    EGE Teknopark bünyesindeki firmaların her geçen gün başarılı işlere imza attıklarını belirten EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemizin yüzde 100 hisse sahibi olduğu teknoparkımızda oluşturulan Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi, meyvelerini vermeye devam ediyor. Burada destek gören pek çok firmamız çeşitli alanlarda ses getiriyor. Ruby Games firmasının geliştirdiği mobil oyun, dünya çapında en çok indirilen oyun oldu” dedi.

  • Yakıt Pi̇lleri̇nde Yerli̇ Üreti̇mle Enerji̇de Dışa Bağımlılığa Son

    Yakıt Pi̇lleri̇nde Yerli̇ Üreti̇mle Enerji̇de Dışa Bağımlılığa Son

    Atılım Üniversitesi Hidrojen Enerjisi ve Yakıt Pilleri Araştırma Laboratuvarı’nda Proton Değişim Membran (PEM) yakıt pilleri için uzun ömürlü, yüksek performanslı ve ticari membranlara alternatif olabilecek daha düşük maliyetle membran ve katalizör yapıları geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yılser Devrim, “Ülkemizde ilk defa yüksek sıcaklık PEM yakıt hücresi teknolojisi tamamen yerli imkanlar ile geliştirilmiş ve hazırlanan sistemde hem elektrik üretilmesi hem de daha ucuz ve verimli ısınma sağlayan kojenerasyon uygulaması yapılmıştır” dedi.

    Yakıt pilleri üzerine 15 yıldır bilimsel çalışmalar yapan Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yılser Devrim ve araştırma ekibi, yakıt pili ve hidrojen enerjisi alanında ulusal ve uluslararası düzeyde önemli çalışmalar yapıyor. 2014 yılından itibaren ulusal ve uluslararası araştırma projelerinin yanı sıra üniversite- sanayi işbirliği çerçevesinde ülkede önde gelen savunma sanayi firmaları ile Ar-Ge projeleri yürütün Doç. Dr. Devrim, Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra aynı bölümde yüksek lisans ve doktorasını tamamlayarak Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünde 2 yıl doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştı. 2013 yılından itibaren Atılım Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Yılser Devrim, düşük ve yüksek sıcaklık PEM yakıt pili sistem ve bileşenlerinin üretimi, testleri ve karakterizasyonlarına yönelik nitelikli altyapıya sahip olan araştırma laboratuvarında askeri ve sivil kullanım amacıyla farklı boyut ve güç değerlerine sahip PEM yakıt pili yığınları üretilebildiğini ve performans testleri gerçekleştirildiğini belirtti.

    Doç. Dr. Yılser Devrim, dünyada askeri ve sivil hayattaki gereklilikler ve ticari açıdan bu pazarda büyük boşluklar olması sebebiyle Türkiye için stratejik önem taşıyan bu sistemlerin yerli imkanlar ile geliştirilmesi ve üretilmesinin büyük önem taşıdığını belirtti. Doç. Dr. Devrim, “Temiz, sürdürülebilir enerji kaynakları arayışı gelecekte enerji kaynaklarının tükenmesiyle karşı karşıya kalacak olan insanoğlu için son derece önemlidir. Bu nedenle hidrojenin yakıt olarak kullanıldığı yakıt pilleri son zamanlarda yenilenebilir enerji alanında adını sıkça duyuran inovatif ve yenilikçi çözümlerin başında gelmektedir. Hidrojenden yakıt pilleri ile yüksek verimle enerji elde edilmesi sırasında yalnızca su veya su buharı açığa çıktığı için de çevreyi kirletici, karbondioksit ve karbonmonoksit gibi sera etkisini artırıcı hiçbir gaz ve zararlı kimyasal madde üretimi gerçekleşmez” dedi.

    Araştırma grubunun son yıllarda özellikle yüksek sıcaklık PEM yakıt pilleri ile ilgili çalışmalarına ağırlık verdiğini ifade eden Doç. Dr. Devrim, yerli imkanlar ile hem ısı hem elektrik üretimine imkân sağlayan kojenerasyon uygulamalarına yoğunluk verildiğini belirtti. Devrim, yaptıkları araştırmalarla ilgili şu bilgileri paylaştı:

    “Araştırma grubumuz son yıllarda özellikle yüksek sıcaklık PEM yakıt pilleri ile ilgili çalışmalarına ağırlık vermiş olup, yürüttüğümüz projeler kapsamında yerli imkanlar ve mevcut altyapı kullanılarak kojenerasyon uygulamalarına da uygun PEM tipi yakıt pilleri için membran ve katalizörler geliştirilmektedir. Grubumuz tarafından bu kapsamda yürütülen bir TÜBİTAK projesi ile ülkemizde ilk defa yüksek sıcaklık PEM yakıt hücresi teknolojisi tamamen yerli imkanlar ile geliştirilmiş ve hazırlanan sistemde hem elektrik üretilmesi hem de daha ucuz ve verimli ısınma sağlayan kojenerasyon uygulaması yapılmıştır. Geliştirdiğimiz teknoloji, yüksek sıcaklık PEM yakıt pilleri ve kojenerasyon sistemlerini kullanmak veya farklı uygulama alanları için geliştirmek isteyen araştırmacılara yardımcı olarak bu alandaki çalışmalara yerli bir referans olacaktır. Projemiz kapsamında çok sayıda makale, bildiri ve tez öğrencisi yetiştirilmesi nedeni ile TÜBİTAK tarafından verilen ’TÜBİTAK Proje Performans Ödülü’ne (PPÖ) layık görülmüştür. TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı, 2019 yılı 1. ve 2. dönemlerinde aldığımız yeni proje destekleri ile yenilenebilir enerji ve hidrojen enerjisi alanlarında araştırmalarımıza halen devam etmekteyiz.”

    Günümüzde alternatif enerji kaynaklarının her geçen gün daha fazla önem kazandığını ve bu enerjiler içerisinde hidrojenli enerji temelli teknolojilerin önemli bir pozisyona sahip olduğunu belirten Devrim, “Hükümetimizin en önemli gündem maddelerinden bir tanesinin yerli imkân ve kaynaklarla enerji sorununun çözülmesi olduğunu, ekonomik gelecek vadeden hidrojen enerjisinin kullanıldığı yakıt pili sistemlerin yerli üretiminin yapılarak, kendi imkânlarımızla üretilmesinin ülkemizin

    kalkınmasında ve enerji açısından dışa bağımlılığın azalmasında çok büyük rolü vardır” dedi.

    Giderek artan enerji talebinin karşılanması, enerjide dışa bağımlılığın ve çevresel, olumsuz etkilerin azaltılabilmesi amacıyla enerji teknolojileri bağlantılı Ar-Ge çalışmalarının arttırılması gerektiğine değinen Doç. Dr. Yılser Devrim, üniversitelerde geliştirilen teknolojilerin üniversite-sanayi işbirliği kapsamında ticarileşmesinin de önemini vurguladı.

    Doç. Dr. Yılser Devrim, kurucusu olduğu Atılım-Hidrojen Enerjisi ve Yakıt Hücreleri Araştırma Grubu ile stratejik öneme sahip hidrojen enerjisi ve yakıt pili teknolojisi alanında yüksek sıcaklık PEM yakıt pillerinin geliştirilmesi konusunda gerçekleştirdiği araştırmalar ile ODTÜ Prof. Dr. Mustafa Parlar Eğitim ve Araştırma Vakfı’nın 2019 yılı “Teknoloji Teşvik Ödülü’nü almaya hak kazanmıştı.

  • Çocuklarda Dengesi̇zli̇ği̇n Ortaya Çıktığı Durumlar

    Çocuklarda Dengesi̇zli̇ği̇n Ortaya Çıktığı Durumlar

    Medical Park Hastanesi, Çocuk Nörolojisi Uzmanı, Doç. Dr. Sedat Işıkay, çocuklarda dengesizlik sorununa dikkat çekerek, bu hastalığın beyin ve beyincik ve beyinciğe bağlı sinir yollarının etkilendiği durumlarda ortaya çıktığını kaydetti.

    Dr. Işıkay, Dengesizlik rahatsızlığının beyin, beyincik ve beyinciğe bağlı sinir yollarının etkilendiği durumlarda geliştiğini hatırlattı. Çocuk Nöroloji pratiğinde sık olarak görülen, beyincik kaynaklı dengesizlik durumuna “serebellar ataksi” isminin verildiğini belirten Doç. Dr. Işıkay, Dengesizlik hastalığının ilk başlarda hafif seyrettiğini, bu durumun ağır bir sürece kadar değişiklik gösterebildiğini, dengesizlik durumunun geniş tabanlı sarhoşvari bir yürüyüş ile belirti verebildiğine dikkat çekti.

    Dr. Işıkay, “Dengesizliğin en sık nedenleri ilaç zehirlenmeleri, suçiçeği gibi enfeksiyonları izleyen beyincik tutulumları ve beyin-beyincik tümörleridir. Enfeksiyon ile ilişkili dengesizlik nedenleri içinde çocuklarda en sık görülen akut serebellar ataksidir. 1 ile 4 yaş arasındaki çocuklarda Viral ve diğer enfeksiyonlardan (su çiceği, kabakulak) sonra 1-3 hafta içinde gelişir. Ağır olan vakaları yatırarak damardan serum ve ilaçlarla tedavi ediyoruz. Başlangıçta kusma görülebilmektedir. Gövde ve ekstremitelerde (kollarda ve bacaklarda) ataksi, dizartri (konuşma bozukluğu) ve hastaların yarısında gözlerde istemsiz hareket (nistagmus) gözlenir. Akut serebellar ataksi birkaç günde bazen de 3-4 haftada iyileşir. Hafif derecede belirti veren hastalık kimi zaman da 2-5 ay devam edebilir. Dengesizlik bir beyin tümörünün ilk bulgusu olabilir. Beyin ve beyincik tümörlerinde dengesizlik yavaş yavaş başlayarak giderek artar. Kafa içi basıncının artması neticesinde bulantı, kusma, çift görme, gözlerde şaşılık ve bilinç değişiklikleri görülebilir. Çocuklarımızda dengesizlik rahatsızlığını, okulda başarılı olan bir çocuğun başarısının giderek azalmasından bazen de çocuğun yürüyemez hale gelmesinden anlayabiliriz. Bazı çocuklarda bulgular öyle sinsidir ki hafif bir kişilik ve karakter değişikliği ile yıllarca kendini göstermeyebilir. İlaç zehirlenmeleri de dengesizlik sebebi olabilmektedir. Yeşil reçete bazı ilaç zehirlenmelerinde veya çocukların ilaç yaramazlıkları sonucunda ortaya dengesizlik çıkabilmektedir. Bu nedenle evde özellikle yeşil reçete ve diğer tüm ilaçlar çocukların ulaşamayacağı yerlere konulmalıdır. Zehirlenme durumunda çocuk için hemen acile başvurulmalı ve mide yıkama uygulaması yapılmalıdır’’ şeklinde konuştu.

    Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Sedat Işıkay, GBS (Guillain-Barre Sendromu) sinir iltihabı sonucu gelişen bir felç durumu olduğunu ve dengesizliğin başka bir nedeninin de Guillain-Barre Sendromu denilen hastalık olduğunu sözlerine ekledi.

    GBS genellikle geçirilen bir üst solunum yolu enfeksiyonunu izleyen günlerde bazen aynı zamanda geliştiğini ifade etti. Hastalığın hafif bir dengesizlik, yürüme bozukluğu ile başlayarak, ayaklardan yukarıya doğru ilerlediğini, bu rahatsızlıkta solunum cihazı ihtiyacı olabileceğini vurguladı.

    Doç Dr. Işıkay, ‘’Ülkemizde halen büyük bir sorun olan akut romatizmal ateş dediğimiz kalp romatizma hastalığının beyni etkilemesi sonucu ani dengesizlik gelişebilmektedir. Özellikle 5-15 yaş arası çocuklarda beta dediğimiz bakteriyel mikropların neden olduğu iltihaplı bademcik bunun ana sebebidir. İltihaplı bademcik sonrası çocuk vücudunda bazı antikor dediğimiz maddeler beyaz kan hücreleri tarafından üretilir. Bu antikor maddesi gider eklem kıkırdağına yapışır. Eklem iltihabı ve şişliğe neden olur. Beynin çekirdeklerine gider yapışır ve Kore dediğimiz dengesizlik hastalığına neden olur. Kore denilen bu tablo boğaz iltihabını izleyen 1 ile 6 ay sonrasında gelişir. Kızlarda erkek çocuklarına göre sık görülür. Vücudun yarısını ya da iki tarafını etkileyebilir. Bir anda çocukta istem dışı dans eder gibi hareketler gelişir. Çocuk dilini dışarda tutamaz. Yerinde duramaz. Sürekli hareket eder. Bazı psikolojik değişimlere sebep olur. Bu çocukların bazısında anlamsız ağlamalar, anksiyete bozuklukları gelişebilir. Dengesizlik barizdir. Kore çok önemli bir hastalıktır. Tanı ve tedavisi hayatidir. Tanı geçikmesi ya da atlanması durumunda bu çocuklar ileride kardiyolojik hastalıkların pençesindedirler. Kardit dediğimiz kalp iltihabının, ani ölüme sebep olabilir, kalp kapak hastalığının önemli nedenidir. En zor hastalar bunlardır. Genellikle bir tedavisi yoktur. Hastalık giderek ilerleyerek yürüme fonksiyonu bile etkilenebilir. Ataksi telenjektazi denilen hastalıkta denge bozukluğu ile hastalık başlar. İleri yaşlarda gözün beyazındaki damarlarda artış olur. İmmün sistem etkilenerek sık enfeksiyon görülür. Beyincik giderek erir. Bazı hastalarda nöbetler görülebilir. SCA denilen spinoserebellar ataksi hastalığı 1’den 15’lere kadar sınıflandırılmış diğer bir genetik dengesizlik nedenidir. Bu hastaların kaderi giderek yürüme bozukluğudur. İlerleyen hastalar spastik duruma dönüşmektedir. Sonunda hastalar kaybedilirler. Ailede başka kardeş ya da akrabada benzer hastalık görülebilir. Çocuklarda dengesizlik çok önemli bir bulgudur. Hele hele ani başlayan bir dengesizlik çok ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir. Bu nedenle bir çocukta dengesizlik fark edildiği anda çocuk nöroloji uzmanına acil olarak başvurmalıdır. Erken tanı ile erken müdahale imkânı olacaktır’’ diye konuştu.

  • Bebeği̇n Zeka Geli̇şi̇mi̇ İçi̇n Ti̇roi̇de Di̇kkat

    Bebeği̇n Zeka Geli̇şi̇mi̇ İçi̇n Ti̇roi̇de Di̇kkat

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “Doğurganlık çağındaki kadınlarda görülen birçok endokrin bozukluk çocuk sahibi olabilmeyi engellemekte ve gebelik süresince de anne ve çocuk üzerinde istenmeyen sonuçlara yol açabileceği için uygun şekilde tedavi edilmelidir” dedi.

    Medicana International Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “Tiroid bezinin her türlü büyümesine guatr denilir. Gebelikte tiroid bezi bir miktar fizyolojik olarak büyüyebilmektedir. Gebelikte antikorların pozitifliği tiroid fonksiyonları normal olsa bile düşüğe neden olabilir. Tiroid antikorları pozitifliği tüp bebek tedavisi başarısızlığı için risk faktörlerindendir” diye konuştu.

    Tiroid hastalığı belirtilerinin gebelik belirtileriyle karışabileceğini belirten Dr. Gökosmanoğlu, “Guatr, gebelik öncesinde tanı konmuş olabileceği gibi gebelik esnasında da gelişebilir. Tiroid hastalığı belirtilerinin gebelikte gözlenen belirtilerle çarpıntı, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, halsizlik ile benzer olması tanı ve tedaviyi geciktirebilir, bu nedenle hastaların endokrin muayenesi olması önemlidir” şeklinde konuştu.

    “Gebelikte iyot eksikliği bebekte zeka geriliğine neden olabilir” diyen Gökosmanoğlu, “Gebelikte iyot eksikliğini önlemek için iyotlu tuz, deniz ürünleri ve iyottan zengin gıdalar ve gıda ekleri ile günlük 150 – 200 mikrogram iyot alınması sağlanmalıdır. İyot eksikliği düzeltilmezse, ağırlık derecesiyle bağlantılı olarak bebeğin zeka düşüklüğünden, ağır gelişme ve sinir sistemi bozukluklarına varan tablolar ortaya çıkabilmektedir” sözlerini kullandı.

    Tiroid hormon yetmezliğinin anne ve bebekte olumsuz etkiler gösterdiğini anlatan Uzman Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, gebe kadınların yüzde 2’sinde hipotiroidi geliştiğini, bunun da haşhimato tiroiditine bağlı olduğunu söyleyerek, “Hem annede hem de bebek üzerinde tiroid hormon yetmezliğinin olumsuz etkileri vardır. Annede düşükler, gebelik zehirlenmeleri, doğum sonrası kanama riski, halsizlik, kansızlık, bebekte ise doğumsal hipotiroidi, çocukta zeka ve bilişsel fonksiyon bozuklukları bulunur. Bu nedenlerle annede saptanan hipotiroidi çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

    Gökosmanoğlu, “Gebelerde hipertiroidi (zehirli guatr) yüzde 0,2 – 1 sıklıkla rastlanmaktadır. Vakaların çoğu graves hastasıdır. Zehirli guatr, annede düşük, gebelik ile ilişkili hipertansiyon, erken doğum eylemi, anemi, enfeksiyon, kalp ritim bozuklukları ve daha ilerlemiş olgularda kalp yetmezliği ve tiroid krizine yol açabilir. Bebek açısından anne karnında gelişme geriliği, ölü doğum ve erken doğuma neden olabilir. Bu nedenlerden dolayı gebelerin endokrinoloji kliniklerinde takibi ve tedavisi hem anne hem de bebek sağlığı açısından çok önemlidir” sözlerini kaydetti.

  • Rekabetçi̇ Oyuncular İçi̇n Yeni̇ Oyun Bi̇lgi̇sayarı Ön Satışa Çıktı

    Rekabetçi̇ Oyuncular İçi̇n Yeni̇ Oyun Bi̇lgi̇sayarı Ön Satışa Çıktı

    Türkiye’nin teknoloji markası Casper, en yüksek hız ve performansa sahip olmak isteyen rekabetçi oyuncular için yeni oyun bilgisayarı Excalibur G900’ü ön satışa sundu. NVDIA’nın güçlü ekran kartları ve 240 Hz ekranı ile yüksek donanıma sahip Excalibur G900 ile oyun dünyasının en yüksek teknolojisini ve rekabet üstünlüğünü deneyimleyebileceksiniz.

    Bilgisayar dünyasında oyuncular ve e-spor uzmanlarının rekabet avantajı sağlamak için mümkün olan en iyi donanıma ve performansa sahip olmak isterler. En iyi sonuçları elde etmek için en yumuşak animasyonlara, en düşük gecikmeye ve en az dikkat dağıtan efektlere ihtiyaç duyarlar. En son GPU’lar tarafından desteklenen yüksek kare hızları ve Hertz değerleri bu oyunculara rekabet üstünlüğü kazandırır. 240 Hz ekranı ve RTX ekran kartlarına sahip yeni Excalibur G900, oyuncuların ihtiyaç duyduğu tüm bu donanım ve teknolojiyi oyun severlerle buluşturuyor.

    240 Hz ile oyunun kurallarını yeniden yazılıyor

    Rekabetçi oyuncuların bilgisayar alırken özellikle dikkat ettiği şeylerin en başında gelen Hertz değeri, 1 saniyede ekranda gösterilen kare sayısını ifade eder. Yani ne kadar çok kare gösterilse, ekranınız o kadar hızlı anlamına gelir. Böylece rekabetçi oyunlarda önemli bir hız avantajı elde etmiş olursunuz.

    Rakibiniz ekranı 60Hz, sizinki 144/240 Hz ise siz daha “fazla” görüntüyü 1 saniye içerisinde ekranda gördüğünüz için, saniye bazında avantaj elde eder ve karşınızdaki oyuncuya daha hızlı tepki vererek onu yenebilirsiniz. Ekran teknolojilerinin bu en güçlü özelliklerinden biri olan 240Hz’i şimdi Casper Excalibur G900’de deneyimleyebileceksiniz.

    4ms tepkime süresi

    Ekranların tepki süresi aldığınız görüntü kalitesini de direk olarak etkiler. Oyuncu ekranlarında gördüğümüz 1ms, ekrandaki piksellerin değişim hızını temsil eder. Ekranınızdaki ms değeri düşük ise, sizin oyun hızınıza yetişemeyen ekran, bulanık bir görüntü elde edecek ve ekranda oluşacak bu sorunlar nedeniyle de oyundaki başarınız etkilenecektir. Ms değeri yüksek bir ekran kullandığınızda ise piksellerin renk değiştirme süresi oldukça kısa olacağı için böyle bir sorunla karşılaşmazsınız.

    Sadece 4ms tepkime süresi ile muazzam akıcı ekran geçişlerine sahip olacağınız Excalibur G900 ile saniye başına düşen kare sayısını artırarak oyun sırasında ultra hızda oynamanız mümkün olacak ve rekabetçi oyunlarda bir adım önde olacaksınız.

    GTX ve RTX ekran kartları

    Excalibur G900 oyun bilgisayarı ihtiyacınız olan performansa göre birbirinden güçlü ekran kartı opsiyonları sunuyor. 4 farklı ekran kartı ile NVIDIA’nın Turing mimarisinden GTXve RTX ekran kartlarını seçebilir, 8GB’a kadar artan harici ekran kartı belleği ile rekabet avantajı elde edeceksiniz.

    En zorlu oyunları yüksek hızlı ekranlarda oynayın

    240 Hz monitör ve GeForce GPU’ya sahip Excalibur G900 ile Call of Duty: Warzone’da, Fortnite, PubG, Killzone gibi yüksek hız gerektiren oyunlar test edildiğinde, daha akıcı animasyon, daha az gölgeleme, daha az yırtılma ve az gecikme avantajları gözlemlendi. Oyun oynarken daha yüksek bir kare hızına sahip olmanın kesin, ölçülebilir faydaları tartışılmazdır. Daha yumuşak görünen animasyonlar; zorlu oyunlarda hedefi izlemeyi iyileştirir, dikkat dağıtıcı efektleri azaltır ve düşük “Sistem Gecikmesi” hedeflerini daha erken görmeye yardımcı oluyor.

    10. Nesil yeni işlemcisi ile oyun performansının sınırlarını zorlayan Casper’ın yeni bilgisayarı Excalibur G900, 240 Hz ekranı, 4 ms tepkime ve RTX ekran kartları ile tüm oyunlarda rekabet üstünlüğünü kolaylıkla elde edilebilecek.

  • Düzce Üniversitesi çevre takımı TEKNOFEST’e katılıyor

    Düzce Üniversitesi çevre takımı TEKNOFEST’e katılıyor

    TEKNOFEST 2020 Teknoloji Yarışmaları kapsamında geçtiğimiz yıldan farklı olarak; Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması, Tarım Teknolojileri Yarışması, Çevre ve Enerji Teknolojileri Yarışması, Akıllı Ulaşım Yarışması, Eğitim Teknolojileri Yarışması, Helikopter Tasarım Yarışması, Jet Motor Tasarım gibi 23 farklı kategoride yapılacak olan etkinlik, 22-27 Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

    Ön elemeyi geçerek, çevre ve enerji teknolojileri kategorisinde TEKNOFEST 2020 Teknoloji yarışmalarına katılacak olan Düzce Üniversitesi Çevre Takımı Hakkı Erdoğan ve Kübra Gökmen yaptıkları çalışmayı, “Biz DÜ-Çevre takımı olarak en önemli doğal kaynaklarımızdan biri olan ve sürekli azalmakta olan suyun toplu konutlarda geri kullanımını amaçladık. Türkiye’de ortalama yıllık içme ve kullanım suyu tüketimi her bir hane için 316 m3 tür. Kullanım sonrası ortaya çıkan evsel atık sular toplu olarak kanalizasyon sistemine deşarj edilmektedir. Ancak evsel atık suların büyük bir kısmı gri su sınıfına girmektedir. Tasarladığımız proje ile evlerde banyo, mutfak ve yıkama makineleri gibi alanlardan oluşan atık suyun yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak arıtımı ve geri kazanımı sağlanacaktır. Arıtımı sağlanan atık su rezervuar sistemlerinde, bahçe sulamada, yangın söndürme sistemlerinde, araç ve bina temizliğinde tekrar kullanılacaktır. Bu alanlar konut tasarımına ve projelendirmelere göre artış gösterebilirler. Arıtma işleminde ileri arıtma teknikleri kullanılarak ve sistem için gerekli olan elektrik ihtiyacı güneş panelleri kullanılarak sağlanacaktır. Tasarladığımız bu sistem ile kanalizasyon sistemine doğrudan deşarj edilen gri suyun; sıfır atık mantığına dayalı, arıtım esnasında atık oluşturmadan renk, koku, bulanıklık ve askıda katı madde giderimi sağlanacaktır. Bu sayede işletimi kolay, bakım ve sistem maliyeti düşük, yenilikçi ve sıfır atık düşünce sistemine uygun bir arıtım yöntemi elde edilecektir” şeklinde anlattı.

  • Ekşi mayalı ekmek bağışıklığı güçlendiriyor

    Ekşi mayalı ekmek bağışıklığı güçlendiriyor

    Ekmeğin içerdiği glikozun beynin enerji kaynağı olarak kullanıldığını söyleyen Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Melisa Karataş, “Ekşi mayalı ekmek bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirimi kolaylaştırır” dedi.

    İnsanlık tarihi kadar eski olan ekmek, tarımsal faaliyetlere başlayan ilk insanlardan beri toplumların en çok tükettiği besinlerden biri olarak kabul ediliyor. Un ve su ile birleşerek ekmeğe asıl lezzetini veren ekşi maya ise doğal oluşumu ve sağlığa faydaları ile ön plana çıkıyor. Günümüzde ekmek tüketimi konusunda çok fazla spekülasyon olduğuna değinen ve ekmek tüketimine daha duyarlı yaklaşılması gerektiğini savunan Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Melisa Karataş, “Günümüzde yapılan araştırmalara göre ekmek tüketimini bir anda kesmek, sağlıksız besinlere yönelmemize neden olmaktadır. Bu da bağışıklık sistemini etkilemektedir” şeklinde konuştu.

    Kansızlığa iyi geliyor

    Ekşi mayalı ekmeğin kansızlığa iyi geldiğini ve sindirimi de kolaylaştırdığını söyleyen Dyt. Melisa Karataş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ekşi maya ekmeği diğer ekmeklerden daha yüksek düzeyde folat ve antioksidan içerir. Daha düşük fitat seviyeleri vücudunuzun besinleri daha iyi emmesini sağlar. Ayrıca kansızlığa iyi gelmekte olup en kolay sindirilebilen ekmekler arasındadır.”

    Beyaz ekmek ve ekli mayalı ekmek arasındaki farklara da değinen Dyt. Melisa Karataş, “Beyaz ekmekte glisemik indeksi yüksek bir oranda bulunduğu için insülin (kan şekerini etkiler) salınımını artırır. Fazla salgılanan insülin vücutta yağ olarak depolanır. Ekşi mayalı ekmeğin glisemik indeksi düşüktür, bu yüzden kan şekerinde ani yükselmelere neden olmaz” açıklamasında bulundu.

    Ekmek tüketimi yaşa, yapılan işe ve cinsiyete göre değişmeli

    Ekşi hamur mayasıyla ekmek üretimi 5000 yıldır bilinen bir yöntem olduğunu da sözlerine ekleyen Dyt. Melisa Karataş, “Ekşi maya doğal yollarla oluşan bir maya çeşididir. Ekşi mayaya ve ekşi mayadan üretilen ekmeğe ulaşmanın çok zor olduğu gerçeğini kabul ediyorum ama tahıllı ekmeğiniz bir de ekşi mayadan yapılmışsa Lokman Hekim kadar sağlıklı olabilirsiniz demektir. Burada asıl önemli konu ise sağlıklı yaşamak için ne kadar ekmek tüketmeniz gerektiğidir. Ekmek tüketimi kişinin cinsiyetine, yaşına, çalıştığı işe, yaptığı spora, akut-kronik hastalığa sahip olması gibi birçok değişken nedeniyle değişiklik göstermektedir. Sağlıklı bir hayat için beslenme alışkanlıklarını kontrol altında tutmak isteyenler muhakkak diyetisyenden bilgi almalı ve buna göre kendilerine bir beslenme alışkanlığı kazandırmalıdır.”

  • Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan’ Online Genç Ideathon’ yarışması

    Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan’ Online Genç Ideathon’ yarışması

    Gençlik ve Spor Bakanlığı, Korona virüs tedbirleri kapsamında evde geçirmekte olduğumuz bu günlerde Evde Yaşam Üzerine Yenilikçi Fikirler konseptiyle ‘Online Genç Ideathon’ düzenliyor. 3 farklı kategoride gerçekleştirilecek yarışma için 10 Mayıs’a kadar başvuru yapılabilecek.
    Gençlik ve Spor Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri nedeniyle evde kalınan günlerde Evde Yaşam Üzerine Yenilikçi Fikirler Maratonu ‘Online Genç Ideathon’ başlattı. Gençler, 3 farklı kategoride gerçekleştirilecek yarışmanın son başvuru tarihi 10 Mayıs.
    Gençlik ve Spor Bakanlığı; Korona virüs tedbirleri nedeniyle evde geçirilen süre zarfında gençlerin kişisel gelişimini desteklemek, ev hayatı ve yaşam dengesini kurmaya yardımcı olmak, evde hareketliliği artırmak, gönüllülük faaliyetlerini iyileştirmek amacıyla ‘Online Genç Ideathon’ düzenliyor.
    Evde Yaşam Üzerine Yenilikçi Fikirler Maratonu konseptiyle gerçekleştirilecek ‘Online Genç Ideathon’ 3 farklı kategoride yapılacak.
    Evde Spor, Evde Gönüllülük ve Evde Kişisel Gelişim kategorilerinde düzenlenecek Online Genç Ideathon’a 14-29 yaş aralığında; bireysel, iki kişilik veya üç kişilik takımlar halinde başvuru yapılabilecek.
    Bireysel, iki kişilik veya üç kişilik takımlar halinde yarışmaya katılmak isteyen gençler, http://e-genc.gsb.gov.tr/EGenc/Content/Ideathon2020 web adresinden 10 Mayıs’a kadar başvuru yapabilecek.
    Dereceye girenlere ödül verilecek
    Yapılan ön elemenin ve finalistlerin açıklanmasından sonra finalistler, 13 Mayıs’ta online olarak yapılacak tanıtım ve oryantasyon toplantısı sonrasında projelerini Koronavirüs tedbirleri kapsamında sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde online platformlarda gerçekleştirecekler. Finalistler, 15 Mayıs’ta çevrimiçi videolu görüşme yöntemi ile çalışmalarını alanında uzman isimlerden oluşan jüriye sunacak.
    Sunumlar sonucunda, her kategori için birincilere 5 bin, ikincilere 3 bin ve üçüncülere ise 2 bin TL hediye edilecek.
    Bakan Kasapoğlu’ndan gençlere çağrı
    Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Online Genç Ideathon ile ilgili olarak sosyal medya hesabından gençlere çağrıda bulundu.
    Gençleri yarışmaya davet eden Bakan Kasapoğlu, “Karantina sürecinin kahramanı sevgili gençler, fikirleriniz bizim için çok kıymetli Evde Spor, Gönüllülük ve Kişisel Gelişim alanlarında “Bir Fikrim Var” diyorsanız hepinizi Online Genç Ideathon’a davet ediyoruz” ifadesini kullandı.