Kategori: Tokat

  • Telefonu çekmeyen kadınların buluşma noktası

    Telefonu çekmeyen kadınların buluşma noktası

    Tokat’a 71 Sulusaray ilçesine ise 6 kilometre uzaklıkta bulunan Alpudere köyünde, telefon hattı çekmemesi nedeniyle kadınlar evde sıkılıyordu. Kış aylarında eve kapanan kadınların bu durumuna son vermek isteyen köy muhtarı, kaymakam ve ilçe halk eğitim merkezi ile görüşerek harekete geçti. Yapılan görüşmeler sonucunda dikiş nakış kursu açılmasına karar verildi. Ev işlerini tamamlayan kadınlar, köy konağında açılan dikiş nakış kursuna katılarak vakitlerini değerlendiriyor. Kurs kapsamında, tahta baskılar ile kumaşları boyama, dikiş ve nakış gibi el işleri öğretiliyor. Kursiyerler, istedikleri her türlü ürünü geliştirme imkânı buluyor.

    “Kursumuzu köy konağımızda açtık”

    Kursun açılış aşaması hakkında bilgiler veren köy muhtarı Tuncay Algeç, “Yaklaşık 3 ay önce kaymakamımız ve ilçe halk eğitim merkezi müdürüyle yaptığımız görüşmeler neticesinde buraya bir kurs açma gereği gördük. Kış aylarında bayanlarımızın evde kalmalarındansa burada bir şeyler öğrenip aile ekonomilerine katkı sağlayabilirler mi diye düşündük. Bu kapsamda kursumuzu köy konağımızda açtık. Şu anda da faal durumda da çalışıyor” dedi.

    “Ev ekonomilerine katkıda bulunuyorlar”

    Nakış kursu öğreticisi Zeynep Kavlak ise, “Halk eğitim merkezi olarak buraya öğrencilerime kurs vermeye geliyorum. 17 tane kursiyerim var. Her sabah Sulusaray ilçesinden Alpudere köyüne geliyorum. Saat 9’dan 3’e kadar burada eğitim veriyorum. Kursiyerlerimle güzel çalışmalar yapıyoruz. Bayanlara tahta baskı, masa örtüsü, dikiş öğretiyoruz. Herkes ailesine, eşine ve çocuklarına dikiş nakıştan ürünler yapıyor. Hem aile bünyesine katkı sağlıyorlar hem de çocuklarının çeyizlerini hazırlıyorlar” şeklinde konuştu.

    Bir kursiyer, “Artık telefona da ihtiyacımız olmuyor. Nakışlarımızı evlerimize götürüp evimizde de yapıyoruz” diyerek kursun kendilerine sağladığı pratiklikten memnuniyetini dile getirdi.

    Köy konağında düzenlenen dikiş nakış kursu, köy halkına yeni bir sosyal etkinlik alanı sunmanın yanı sıra, kadınların evde sıkılmadan vakit geçirebilecekleri ve becerilerini geliştirebilecekleri bir ortam sağlıyor.

  • Tokat Belediyesi’nden “Tokfest” müjdesi

    Tokat Belediyesi’nden “Tokfest” müjdesi

    Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu konuşmasında şunları söyledi:

    “2014 Yılında seçildiğimde Türkiye’nin en genç Belediye Başkanıydım ve gençlerimizle onlardan aldığımız güç ve heyecanla, gençlerimizle bugüne kadar birlikte yol yürüdük. Gençlerimizle değer vermeye çalıştık. Gençlerimiz için birçok etkinlikler ve projeler hazırladık ve hepsini bir bir hayata geçirdik. İnşallah önümüzdeki 5 yıllık süreçte de gençlerimizle birlikte karar verecek birlikte şehrimize hizmet edeceğiz. İlk defa dün açıkladığım Tokat’ta çok kaliteli bir mekân yapıyoruz. Bu mekân Türkiye’de iddialı bir mekan olacak. İsmi ‘TokBucks’ İçerisindeki kaliteli ürünleri, harika mekânıyla ve ucuz fiyatıyla gençlerimizin hizmetinde olacak. Bundan sonra 12 ay boyunca her ay bir vizyon filmini birlikte ve beraberce izleyeceğiz. Yine gençlerimiz için ‘TokFest’ ismini verdiğimiz festivalimizi yılda iki defa yapacağız. Kendi işletmesini açmak isteyen gençlerimize yönelik 100 Bin TL hibe desteği vereceğiz. Her zaman yanınızdayız, her zaman yanınızda olmaya devam edecek ve bu şehirde daha nice başarılara birlikte imza atacağız inşallah” dedi.

    Başkan Eroğlu, konuşmasının ardından vizyondaki filmlerden biri olan “Dune – Çöl Gezegeni -2” filmini hemşerileriyle birlikte izledi.

  • Bu camiden sadece 3 tane var

    Bu camiden sadece 3 tane var

    Tokat’ta bulunan Malum Seyit Cami, benzersiz mimarisi ve tarihi dokusuyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Türkiye’deki nadir beşik sırtı modeli camilerden biri olan bu yapı, çivi kullanılmadan ahşap çantı tekniği ile inşa edilmiş ve 8 asırdan fazla bir süredir ayakta duruyor.

    Tokat’ın Sulusaray ilçesine bağlı Dutluca köyünde bulunana Malum Seyit Cami’nin yapım şekli ile dikkatleri üzerine çekiyor. 1200’lü yıllarda inşa edildiği tahmin edilen cami çivi kullanılmadan inşa edildi. Ahşap taşıyıcılar, camiyi ayakta tutmakta ve üzerlerine işlenmiş olan oyma tekniğiyle yapılmış geometrik desenlerle süslenen cami 27 Ocak 1995 tarihinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından korunması gereken bir kültür varlığı olarak tescillendi. İlk olarak 1940’ta, ardından 1970’te ve en son 2006’da Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilen cami Türkiye’de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biri olma özelliği taşıyor. Malum Seyit Camii, Tokat’ın en nitelikli ahşap camilerinden biri olarak ön plana çıkıyor.

    Cami hakkında bilgiler veren Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü mülkiyetinde ve korumasında bulunan Malum Seyit Cami ve Türbesi Tokat’ın Sulusaray ilçesine 6 kilometre uzaklıktaki Dutluca köyünde yer almaktadır. Caminin yapım tarihiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte genel olarak 1200’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Çivi kullanılmadan ahşap çantı tekniği ile ve kesme taştan yapılan Malum Seyit Cami duvarları bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla dizilerek örülmüştür. Camiyi ahşap taşıyıcılar ayakta tutmaktadır. Ahşap taşıyıcıların yüzeyine oyma tekniği ile işlenen geometrik desenlerle dikkat çekmektedir. 27.01.1995 tarihinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından korunması gereken gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir. Tokat’ta bulunan en nitelikli ahşap camilerden birisi olan 8 asırlık cami Türkiye’de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biridir. Cami ilk olarak 1940 tarihinde, ardından 1970’de ve son olarak da 2006 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir” dedi.

    Bu eşsiz yapı, geçmişten günümüze uzanan bir tarih ve kültür mirası olarak ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

  • Tokat’ta istinat duvarı devrildi

    Tokat’ta istinat duvarı devrildi

    Şiddetli yağışlar sonucu Mahmutpaşa Mahallesi’nde, Fevzi Çakmak Caddesi’ndeki Gürsu Sitesi’nde bulunan istinat duvarı yağışların ardından dayanamayarak çöktü. Olay sırasında çevrede kimsenin bulunmaması, muhtemel bir faciayı önledi. Tokat Belediyesi zabıta ekipleri, olayın hemen ardından bölgeye intikal ederek güvenlik önlemlerini aldı. İstinat duvarının çökmesi sonucu herhangi bir yaralanma veya can kaybı yaşanmaması sevindirdi.

  • Çinilerini yurt dışına ihraç ediyor

    Çinilerini yurt dışına ihraç ediyor

    Tokat’ın Niksar ilçesinde yaşayan 77 yaşındaki Tülay Atila’nın önderliğindeki çini atölyesi, geleneksel Türk çini sanatını modern bir yaklaşımla yaşatıyor. Atila, çocuklarıyla Kütahya’da bulunduğu dönemde çini sanatıyla tanıştı. Kendi tabiriyle cahil cesaretiyle Niksar’da çini atölyesi kuran Atila, ilk zamanlar bilgi ve tecrübesizlikten dolayı zor günler yaşadı. İki yıl boyunca öğrenme, araştırma ve denemeyle geçen sürecin ardından Atila, ilçedeki ev hanımlarına iş imkânı sağlayarak, onların sanat becerilerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine imkan sağladı. Atölyede çalışan kadınlar, başlangıçta çiniyle ilgili deneyimi olmamasına rağmen ortaya çıkardıkları eserlerle büyük başarı elde etti. Öğrendiği tekniği atölye ve sınıfta diğer kadınlara öğreten Atila, internetten de çini sanatıyla ilgili eğitimlerine devam ediyor. Bir yandan da online dersler alarak sürekli olarak kendini geliştiren Atila, çocuklarının desteğiyle ürünleri başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Japonya ve Yunanistan gibi ülkelere gönderiyor. Atila, ilerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen yaptığı ürünlerle ismini ölümsüzleştiriyor.

    Hızlı bir kararla Niksar ilçesinde çini atölyesi kurduğunu anlatan Tülay Atila, “Kütahya’ya çocuklarımdan dolayı sık sık gittiğimiz için hadi çini yapalım dedik. Ama yapalım ile olmuyormuş. Çok cahilce ve hızlıca işin içine girdik. Tabii bu sefer bu işi bilmediğimizi fark ettim. İki yılım sadece öğrenme, araştırma ve denemeyle geçti. Amaçlarımdan bir tanesi Niksar’da çalışmak isteyen ama imkân bulamayan ev hanımlarına evlerinde veya atölyede bir iş imkânı sağlamaktı. O da çok güzel oldu. Çünkü gelen bayanların hiçbirinin çiniyle alakası yokken herkes sanatını, becerisini ortaya koydu. Umduğumuzdan güzel işler çıktı. Bütün teknikleri öğrendik ve sınıfımızda, okulumuzda, atölyemizde çalışan bayanlara öğrettik. Online ders de olsa alıyorum, bilenlerle konuşuyorum. İnterneti çok kullanıyorum. Yani bu bakımdan çok büyük yardımcı gruplarımız var” dedi.

    “Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım”

    Çalışmayı çok sevdiğini söyleyen Atila, “Çini seramik gruplarında sorular oluyor, onları okuyoruz. Yüzde 90 yurt dışına gönderiyoruz. O da bir şans benim için. Çünkü çocuklarım orada Türkiye’den götürdükleri hediyelik eşyaları toptan satıyorlardı. En büyük pazar payımız yüzde 90 ile Amerika. Çocuklarım orada toptan veriyorlar, fuarlara katılıyorlar. Japonya’da iki firmaya gönderdik, Yunanistan’a gönderdik, İngiltere’ye gönderdik. Ama çocuklara yaptığımız ürünlerin daha çok olması sebebiyle onların bazı istek ve taleplerini karşılayamadık. Çünkü bizim esas pazarımız Amerika ve çocuklarımız. Japonların dükkânları çok küçük. Küçük küçük ürün siparişi yapıyorlar. Ama yine de gururlanıyorsun yani Niksar’dan Japonya’ya, Amerika’ya gidiyor. Öleceğim ama bu tabak benim adımı her yerde gösterecek. Kim alır, kim kullanır, kime hediye gider bilmiyorum. Ama ileride torunlarım bir yerde tesadüfi adımı görürlerse ‘Bu bizim’ diyebilirler. Onlar beni mutlu ediyor. Dizimden ameliyat olduğum için merdiveni zor inip çıkıyorum. Gözümden kataraktan ameliyat oldum. Ama bunlar beni hiç engellemiyor. Merdiven olmasa hayatım çok güzel. Bir de pazar günü olmasa çok güzel olacak. Çünkü pazar günü de atölyeler kapalı oluyor. Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım” şeklinde konuştu.

    “Çini sanatıyla 4 yıl önce tanıştım”

    Çini sanatıyla 4 sene önce tanıştığını söyleyen Mehtap Baran ise, “Ben ahşap boyamaya gitmeyi istemiyordum. İlla tabak diye tutturdum. Açılınca Tülay ablaya iş için başvurduk. 6 ay öğrenemedim, öğrenemedim derken sıkıntılı bir sürecim de vardı. Sağ olsun Tülay abla da sabretti, ‘Seninle devam edelim’ dedi. Pandemi döneminde çıkışımız oldu ama sonra girdik, 4 senedir devam ediyoruz” diye konuştu.

  • Kuşların göç durağı yeniden canlanacak

    Kuşların göç durağı yeniden canlanacak

    Tokat’ın Pazar ilçesinde kuşların göç yolu üzerinde bulunan Kaz Gölü, 16 Haziran 2021 tarihinde proje çalışmaları nedeniyle ziyaretçilere kapatıldı. Bakanlar Kurulu kararıyla 2006’da “Yaban Hayatı Geliştirme Sahası” ilan edilen Kaz Gölü’nde sosyal alanların oluşturulması için başlatılan çalışmaların 2021 yılının Kasım ayında bitmesi hedefleniyordu. Pandemi süreci ve 6 Şubat depremi nedeniyle çalışmalar durdu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığ katkılarıyla yeniden başlatılan proje 25 milyon TL’ye mal olacak. Kısa sürede açılması planlanan Kaz Gölü’nde yürüyüş ve bisiklet yolu, kır lokantası, gün batımı terası, mescit yer alacak.

    “İnşaat sürecimiz biraz uzadı ama kısa sürede faaliyete açacağız”

    Kaz Gölü’nün son durumuyla alakalı İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklama yapan Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, “Kaz Gölü’nde çok detaylı çalışmalar yapılıyor. Orada işte iş yerleri, seyir kuleleri, yürüyüş ve bisiklet alanları gibi çalışmalar yapılıyor. Aynı zamanda gölün derinleştirme çalışması da yapıldı. Yani normalde sazlık alan içerisinde tekrar gölü ortaya çıkaracak çalışmalar da yapıldı. Şimdi önümüzdeki süreç içerisinde, daha sonrasında işte 6 Şubat depremi akabinde genel olarak bir sıkıntıya girildi. Öncesinde de vardı. Dolayısıyla da bizim inşaat sürecimiz biraz uzadı. Ama yakın bir zaman içerisinde faaliyete açacağız. Ayrıca burada yapılan çalışmalarda hem Devlet Su İşlerinin hem Doğa ve Milli Parkların, hem valiliğimizin çeşitli işler yapması gerekiyor. Bu kapsamda da çalışmalar sürüyor. Yaklaşık 22 milyon gibi bir harcamamız oldu. Zaten burası da 25 milyon gibi bir maliyeti olacak. Kalan kısmımız yakın bir zaman içerisinde tamamlanacak. Sadece yürüyüş alanının yolunun betonlanması kaldı. Biz orada doğayla barışık güzel bir çalışma yapıyoruz” dedi.

    “Ballıca Mağarası’na gelen turistleri kuş cennetine çekmek istiyoruz”

    Bölgede çeşitli etkinlik alanlarının olacağını söyleyen Vali Hatipoğlu, “Orada yöresel ürünlerin pazarlandığı alanlar var. İşte seyir alanları var. Fotoğraf çekilecek alanlar var. Belli etkinlikleri yapacağımız alanlar olacak. Ayrıca hem Ballıca Mağarası’na gelen turistlerimizin bu kuş cennetini de izlemelerini, özellikle mandaların burayı kullanışıyla ilgili gerçekten güzel görüntüler ortaya çıkıyor. Bunları vatandaşımıza, ilgililere ve turistlere sunacağız. İnşallah yapacağımız bu yatırımlarla, adımlarla Tokat bölgesi için ve ülkemiz için hem tarih hem doğal anlamda müthiş coğrafya, en ilgi uyandıran bölgelerden birisi olacaktır diyorum” diye konuştu.
    Kaz Gölü, 110 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Doğal güzelliği ile hayran bırakan göl, yazın ve kış mevsiminde farklı güzelliklere bürünüyor.

  • Tıp Bayramı’nda salon boş kaldı

    Tıp Bayramı’nda salon boş kaldı

    Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen program, Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu’nda gerçekleşti. 1058 öğrenci ve 442 öğretim elemanının bulunduğu fakültede program yapılan salonun boş kalması gözlerden kaçmadı. Programa, az sayıda üniversite yöneticileri ve akademik kadro katıldı. Ancak ne öğrenciler ne de diğer görevliler programa ilgi göstermedi. Buna rağmen Üniversitenin Kurumsal İletişim Merkezi tarafından etkinliğin basına servis edilmesi de dikkat çekti.

  • Milli güreşçi coşkulu karşılama

    Milli güreşçi coşkulu karşılama

    Romanya’nın başkenti Bükreş’te gerçekleştirilen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda kadınlarda 72 kiloda mindere çıkan Nesrin Baş, finalde son Avrupa şampiyonu Rumen sporcu Alexandra Nicoleta Anghel’le karşılaştı. Rakibine karşı üstün bir oyun sergileyen 21 yaşındaki milli sporcu, rakibini 5-1 yenerek kariyerindeki ilk Avrupa şampiyonluğunu elde etti. Milli kamp arasında memleketi Tokat’ın Turhal ilçesine gelen milli sporcu Baş’a hemşehrileri havalimanında karşılama programı düzenledi. Yoğun ilgiyle karşılanan Baş, konvoy eşliğinde Turhal caddelerinde vatandaşları selamladı. İlçedeki mahallesi ve araçlar milli sporcu Baş’ın resimleri ile donatılırken, çocuklar sevgi gösterilerinde bulundu.

    “Güreş bizde genetik aileden geliyor”

    Milli kampı baba ocağında geçiren Nesrin Baş, annesine ev işlerinde, babasına bahçe işlerinde yardım ediyor. Küçük yaşlarda kendinden büyük ablasını sırtında taşıdığını söyleyen Nesrin Baş, Turhal’dan başlayıp Avrupa’da kazandığı altın madalya ile taçlandırdığı güreş serüvenini İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Dedesinin de pehlivan olduğuna vurgu yapan milli sporcu Baş, “Bizde aileden genetik geliyor. Dedem de 1950-1960 yıllarında güreş yapmış. Çocukken de çok hiperaktifmişim. Annemle babam söylüyor, ablalarımla sürekli kavga ediyormuşum ve üstün geliyormuşum. Ortaokula geçtiğimde beden eğitimi öğretmenim Şenay Konaçoğlu beni güreşle tanıştırdı. Voleybol oynarken ‘Sen iyi güreş yaparsın’ dedi. Bu sayede de güreşe başladım. İlk zamanlar böyle şampiyon olacağım hayali kurmamıştım. Bana sen Avrupa şampiyonu olacaksın deseler inanmazdım, aklımın ucundan dahi geçmedi. Gerçekten bu günlere gelmek için çok çalıştım, çok emek verdim. Hocalarım ve ailem de çok emek verdi sağ olsunlar. Büyüklerde Avrupa şampiyonu oldum. Büyüklerde dünya şampiyonası var. Allah nasip ederse oraya da çok gitmek istiyorum. Orada altın kemer veriyorlar. Çok güzel, şimdi onu hayal ediyorum. İnşallah dünya şampiyonu olmak da nasip olur, o kemeri de kazanırım. Şu an milli takım kampından geldim. Bir hafta aramız var. Cumartesi günü yeniden milli takım kampı başlayacak. O zamana kadar evde anneme yardım ediyorum. Bulaşık yıkıyorum, ev süpürüyorum. Babamla da bahçede durup onlara yardım ediyorum. İlçeye gelişimde çok güzel karşıladılar. Herkes yanımdaydı, onlara teşekkür ediyorum. Mahalledeki çocuklar beni görünce koşup ‘Nesrin abla hoş geldin’ diyerek sarılıyorlar. Beni çok mutlu ediyorlar” dedi.

    “Yurt dışında bayrağımızı dalgalandırdığı için çok duygulanıyorum”

    Gözyaşlarına hakim olamayan baba Ali Baş ise, “2004 yıllarında ben gece mermerlerde çalışırken, gündüz de hurda toplamaya çıkıyordum. Nesrin’i, ablası Fatoş’u ve kardeşi Emine’yi de yitme arabasıyla önüme alıyordum. Ablalarıyla annesi tarlalara çalışmaya gittikleri için ben mahalle mahalle gezerek hem çocuklarıma sahip çıkıyordum. Onlarla birlikte hurda topluyordum. Çok şükür bu zamana geldik. O günlerden bugünlere geldiğimiz için çok duygulanıyorum. Yurt dışında Türk bayrağımızı dalgalandırdığı için gurur duyuyorum” diye konuştu.

    “Ablasını sırtına alıp çekyata atıyordu”

    Nesrin’in çocukluk yıllarından ablalarını omuzunda taşıdığını söyleyen anne Melek Baş, “Nesrin’den büyük Fatoş isminde ablası var. Onu omzuna alarak sürekli taşıyıp atıyordu. Sofranın başına otururdu, Fatoş’u omzuna alıp o çekyattan bu çekyata atıyordu. ‘Yemeğinizi bir kere de rahat yiyin’ diyordum. Ama hiç dur durak bilmiyordu. Böyle böyle çok şükür bugünlere geldik” dedi.

  • Tokat’ta otomobil takma attı: 4 Yaralı

    Tokat’ta otomobil takma attı: 4 Yaralı

    Kaza, dün gece Tokat’ın Erbaa İlçesine bağlı Kale Köyü ve Karayaka Kasabasının birbirine bağlayan yolda meydana geldi.

    R.U.’un kullandığı 55 AVB 55 plakalı otomobil seyir halinde iken sürücünün kontrolünden çıkıp takla atarak tarlaya uçtu. Kaza sonrası araç sürücüsü R.U. ve araçta bulunan P.G., S.Ö., Ö.Ö. yaralandı.

    Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekibi, itfaiye ve jandarma sevk edildi. Yaralılara ilk müdahale yapıldıktan sonra Erbaa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. Jandarma kaza ile ilgili soruşturma başlattı.

  • Ağaçta asılı bulundu, kimliği araştırılıyor

    Ağaçta asılı bulundu, kimliği araştırılıyor

    Tokat’ta işe gitmek için Mustafa Satan Caddesi’nde ilerleyen vatandaşlar yol kenarındaki ormanlık alanda ağaca asılı bir erkek cesedi gördü. Kimliği belirsiz 45 yaşlarındaki bir erkek, iple boynundan ağaca asılı halde bulundu. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptıkları ilk incelemede, asılı halde bulunan kişinin hayatını kaybettiği belirlendi. Polis ekipleri tarafından çevrede güvenlik önlemi alınarak, olay yerinde inceleme yapıldı.

    45 yaşlarındaki kişinin cansız bedeni, yapılan incelemelerin adından morga kaldırıldı. Üzerinden kimlik ve herhangi bir mektup çıkmaması kafalarda soru işareti bıraktı. Olayın cinayet mi intihar mı olduğu yapılan incelemenin ardından netlik kazanacak. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.