Kategori: Tokat

  • Ekmek parası canından etti

    Ekmek parası canından etti

    Tokat merkeze bağlı Küçükbağlar köyünde yaşayan Nail Parlak (49) talep üzerine kavak ağacı keserek geçimini sağlıyordu. Bugün öğlen saatlerinde kavak ağacı kesmek için işinin başına geçen Parlak, 2 iş arkadaşı ile ağaç kesmeye başladı. Kavak ağaçlarını keserken gerilen bir ağacın Parlak’a çarpması sonucunda ağır yaralandı.

    Olay yerinde bulunan vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine 112 ekipler sevk edildi. 112 ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Parlak Tokat Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Hastane de yapılan tüm müdahalelere rağmen Nail Parlak kurtarılamadı. Hastane önüne gelen aile yakınları göz yaşlarını tutamadı. Parlak’ın cenazesi morga kaldırıldı.

  • Tokat’ta bağ yaprağı hasadı başladı

    Tokat’ta bağ yaprağı hasadı başladı

    Gökçeli beldesinde çiftçiler, asma bağ yaprağı hasadına sıcak hava dolayısı ile erken saatlerde başlıyor. Türk mutfağının lezzetlerinden yaprak sarmasının ana malzemesi olan üzüm yaprağını özenle toplanıyor. Tek tek toplanan bağ yaprakları salamura yapılmak üzere haşlanarak bidonlara basılıyor. Gökçeli beldesinde bağ yaprağı toplayan kadınlı erkekli çiftçiler belde ekonomisine katkı sağlıyor. Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun gibi büyükşehirlerden talep gören bağ yaprağı bölgeye önemli girdi sağlıyor. Geçen yıl kilosu 30 liraya kadar çıkan bağ yaprağının kilosunun bu sene 50 liraya kadar çıkması bekleniyor.

    Gökçeli Belediye Başkanı Mustafa Koyuncu, altın sarısı yaprağın Gökçeli’nin simgesi olduğunu belirterek, “Hava şartlarından dolayı bu sene hasadımız Mayıs sonuna kaldı. Gökçeli’de Mayıs ortasında başlayan yaprak hasadımız bu sene tabii yağmurlar çok yağdığı için biraz geç kaldı. Yani yapraklar yeni uzamaya ve erişkin olmaya başladı bu sebeple Haziran ayına kaldı. Bizim Gökçeli beldemizin yaprağının özelliği ince, zarif olmasıdır. Yaprak üzerindeki damarları çok incedir. Çok ince olduğu için de çabuk pişiyor, buranın havasından toprağından dolayı da aroması da çok farklı oluyor. Diğer yörelere göre bizim Gökçeli’nin yaprağı aroma olaraktan, pişme olaraktan daha güzel, daha narin oluyor, zaten narenciye diyoruz üzüme de. O bakımdan hakikaten diğer yerlere göre daha farklı bizim yaprağımız var. Onun için de yaprağın başkenti Gökçeli diyoruz biz. Burada yaprak haricinde üzümü de değerlendiriliyor aynı zamanda. Üzümden sofralık da oluyor pekmezlik de oluyor. Bir kısmını sofralık olaraktan değerlendiriliyor, bir kısmı da pekmez yapılıyor. Bizim pekmezimiz de çok güzeldir içerisinde herhangi bir katkı maddesi, ilaç falan konulmuyor, tamamen doğal. Sadece pekmez toprağı dediğimiz bir maya var. Onun dışında hiçbir şey koymuyoruz. Pekmezimiz de doğal, yaprağımız da öyle zaten. Bu ürünleri çiftçilerimiz hem kendileri ailece tüketiyorlar hem de satışını yapıyor” dedi.

    “Kilosu 50 liraya kadar çıkabilir”

    Başkan Koyuncu beldede yaklaşık 4 bin ton civarında yaprak hasadı olduğunun altını çizerek, “Gökçeli’de yaklaşık 4 bin ton civarında yaprak çıkar. Bunun yüksek bir kısmı İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlere satılıyor bir kısmını da insanlar kendi evlerinde yemek için, eşine, dostuna hediyelik yaparlar. Toplanan yapraklar, bidonlara basılıyor, salamura şeklinde satıldığı gibi, işte naylon 40 kiloluk çuvallarda onlara basarlar, bunlarla da toptan satanlar oluyor. Geçen sene son zamanlarda kilosu 30 liraya kadar çıkmıştı, bu sene henüz piyasası oluşmadı ama tahminimce 30 liradan başlar ve 50 liraya kadar çıkar zannediyorum. Bizim yaprağımız altın sarısı rengindedir, Gökçeli’nin altını diyebiliriz. Her yıl beldemizde festival yapıyoruz yine geleneksel olarak bu sene de yapacağız ama şu anda tarihini henüz belirlemedik, zannediyorum bu ayın sonlarında falan olabilir. Yaylada böyle gayet güzel yaprak sarması yarışmaları falan da yapıyoruz, en güzel yaprak sarması kim yapıyorsa onları da ödüllendiriyoruz. Sonuçta maksat yaprağımızı dolmamızı, sarmamızı tanıtmak vatandaşı teşvik etmek, amacımız bu. Yaprak almak isteyen, gerçekten ağız tadıyla dolma yemek isteyen yaprağını gelsin Gökçeli’den alsın” diye konuştu.

    “Birçok büyükşehire satış yapılıyor”

    Belde çiftçilerinden Sakin Aykut yaprak toplamanın zahmetli bir iş olduğunu belirterek, “Sabah erken saatlerde kalkıp bağa geliyoruz ve yaprakları toplamaya başlıyoruz. Yaprakları 120 kiloluk varillere salamura yapıyoruz, salamura yaptıktan sonra tüccarlarımız geliyor ve yaprağımız alıyor. İstanbul, Ankara, Eskişehir nereden talep varsa oraya satılıyor. Bu sene verim randıman çok yüksek, kalite yönüyle de yüksek, lakin biraz geç kaldık. Hava koşulları yüzünden geçen sene bundan 20 gün önce birinci mahsul bittiydi, şu anda birinci mahsule anca başladık anca bitiriyoruz. Yani sıcak güneş olması lazım ama bu sene yağış bol oldu sıcak fazla olmadı onun için mahsul 20 gün geç başladık. Birinci toplama hasadımızı tamamladık şimdi ikinciyi yapacağız inşallah. Erbaa yaprağı ile buranın arasındaki fark kalite farkı var. Bizim Gökçeli’nin yaprağı biraz daha kaliteli. Özelliği güneş oraya direkt bakıyor, bizim buraya arkadan dolanıyor yani. Orası güneye geliyor, burası yumuşak oluyor onun sebebine orada üç toplanır, dört toplanır daha toplanmaz yaprak. Ondan sonra üzüme kalır. Ama burada dört, beş, altı hatta az daha mevkinin yüksek yerinde 7 defa yaprak toplanır. Köy yaprağı narenciye cinsi üzümü narenciye cinsi şaraplık. Bu da salamura yaprağımız. İstanbul, Ankara, Çorum’a yani Türkiye’nin ücra köşelerine satılıyor bu yaprak. Lezzetlidir, mayhoştur tadı, özelliği budur” ifadelerini kullandı.

    “Aroması ve lezzeti bir numara”

    Belde de bağcılık işi uğraşan Mustafa Çoban ise, “Normalde Mayıs ayında başlıyor hasadımız ama bu sene havalar yağışlı ve soğuk gittiği için hasadımız gecikti. Bizim beldemizin yaprağının bu kadar özel ve lezzetli olmasının sebebi arazi koşullarıdır. Mesela bizim arazilerimiz normalde ikindi vaktinden sonra güneş almaz öğleden sonra güneş biter buralarda o yüzden yaprak sertleşmez yumuşak olur ve çabuk pişer biraz da diğer yapraklara göre mayhoşluğu vardır. Bu sene piyasanın yüksek olacağını düşünüyoruz ama tabii fiyatlar henüz oturmuş değil. Hasatlar da yeni başladığı için tam belirgin bir fiyat söyleyemeyiz. Bağ ne kadar sıcak olursa yaprak o kadar güzel büyür ve çabuk toplanır, bir haftada yeniden toplanabilir ama sıcak olmaz yağışlı giderse hava haliyle toplama süresi de uzayabilir” şeklinde konuştu.

  • Boru içerisine sıkıştı, itfaiye kurtardı

    Boru içerisine sıkıştı, itfaiye kurtardı

    Tokat’ın Erbaa ilçesi Yeşilyurt Mahallesi İstiklal Caddesi’nde bulunan Çakıcı Apartmanı’ndaki bir evin balkonunda, alüminyum borunun içine serçe sıkıştı. Sıkışan serçenin sesini duyan ev sakinleri olayı anlayınca itfaiye ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, alüminyum boru içerisine sıkışan serçeyi kurtarmak için çalışmalara başladı. Sıkışan serçeyi kurtarmak için alüminyum boruyu kesen ekipler, kurtarılan serçeyi doğal ortamına saldı.

  • Çocuklar kuru havuzda serinledi

    Çocuklar kuru havuzda serinledi

    Tokat’ta termometrelerin 25 dereceyi göstermesi ile birlikte çocuklar serinlemenin yolunu aradı. Sıcak havaya çözüm olarak Erbaa Cumhuriyet Meydanında kuru havuzda fıskiyelerden yükselen suyun altına giren çocuklar hem serinledi hem de eğlendi.

    Fıskiyelerin üzerinde koşturan çocuklardan, bazıları kıyafetleri ile bazıları şortlar ile suya girdi. Renkli görüntülerin yaşandığı meydanda çocukların eğlence dolu anları kameralara yansıdı.

  • Çocuklar kuru havuzda serinledi

    Çocuklar kuru havuzda serinledi

    Tokat’ta termometrelerin 25 dereceyi göstermesi ile birlikte çocuklar serinlemenin yolunu aradı. Sıcak havaya çözüm olarak Erbaa Cumhuriyet Meydanında kuru havuzda fıskiyelerden yükselen suyun altına giren çocuklar hem serinledi hem de eğlendi. Fıskiyelerin üzerinde koşturan çocuklardan, bazıları kıyafetleri ile bazıları şortlar ile suya girdi. Renkli görüntülerin yaşandığı meydanda çocukların eğlence dolu anları kameralara yansıdı.

  • Babasının vasiyetiyle 8 asırlık camiyi güzelleştiriyor

    Babasının vasiyetiyle 8 asırlık camiyi güzelleştiriyor

    Tokat merkez de bulunan halk arasında Tahta Minareli cami olarak da bilinen Ahi Paşa cami 8 asırdır ayakta duruyor. 45 yıl önce babası Ahi Paşa camine atanan imam Sadi Gök, babasının emekli olması üzerine Ahi paşa caminde imam olarak göreve başladı. Gök, göreve başlamasının ardından babasının vasiyeti üzerine caminin bahçesini güzelleştirmek için kolları sıvadı. Gök ve babası 45 yılda toplamda 300’ün üzerinde ağaç dikerek caminin çevresini küçük bir ormana çevirdiler. Küçük bir ormanı andıran bahçede bulunan meyve ağaçları cemaatin ve mahalle sakinleri için uğrak nokta oluyor. Meyve ağaçlarında bulunan meyveleri ikram eden Gök, cemaatin ve mahalle sakinlerinin takdirini topluyor.

    “İlk ağaçları babam dikti, bana da vasiyet etmişti bu camiye iyi bak demişti”

    300’ün üzerinde ağaç diktiğini belirten cami imamı Sadi Gök, “45 yıldır Tokat’a yaşıyorum. 24 yıldır da Ahi paşa camin de imam olarak görev yapıyorum. Buraya ilk olarak 1998 yılında geldim. O yıldan önce de burada babam görev yapıyordu, kendisi emekli olduktan sonra da buraya ben geldim. Caminin 500 metrekarelik bir bahçesi vardı, tapu da ne kadar olduğunu bilmiyorum fakat bu gördüğünüz bütün bu alan çöplük olmuştu.

    Buraya köpek ölüleri bile atılmıştı. Biz buraya bir el attık çevreyi düzenledik, tel örgüyle çevirdik ve buraya 300’ün üzerinde fidan diktik. Fidanlarımız yetişti ve bir orman gibi oldu burası, bunların bakımı ile vakit buldukça ilgileniyorum. Çevresini düzenliyorum. Bu yıl ot biçme mevsimi yaklaştı, yağmurlar durduğunda buranın otlarını kendim biçeceğim. Sayı olarak net bir sayı veremem ama 300’ün üzerinde olduğunu biliyorum. Burada olmayan meyve ağacı yok, her meyve ağacından var. Dut, elma, erik gibi birçok meyve ağacı var burada. Burada bulunan büyük çamları, ağaçları babam dikti, bana da vasiyet etmişti bu camiye iyi bak demişti. Bende gücüm yettiği kadarıyla bakmaya çalışıyorum. Cemaatten memnun olanlar var fakat memnun olmayanlarda var. Memnun olmayanlar bu bahçeyi kendi maksatları için kullanmak istiyor.

    Onlarla biraz aramız açıldı ancak yine de burayı bu şekilde bırakmak ve teslim etmek en önemli görevlerimden birisidir. Buraya komşular malzeme yıkmaya çalışıyor, enkaz yıkmaya çalışıyorlar, koyun bırakmaya çalışıyorlar bizde burada bu güzelliği bozmak istemiyoruz. Meyveleri çocuklar, camiye gelen cemaatte açıktır, istediği zamanda meyve yiyebilirler. Genelde burada ki insanlar toplayıp evine götürmüyor, gelen burada yiyor meyveleri. Görevim bitene kadar da ağaç dikmeye devam edeceğim. Şuanda yerim kalmadı ama bir iki yer var oraya dikeceğim” dedi.

  • 19 Mayıs’ta engelli gençlere yoğun ilgi

    19 Mayıs’ta engelli gençlere yoğun ilgi

    Tokat Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk heykeline çelenk sunulması ile başlayan törenin ardından onlarca genç kortej yürüyüşü yaptı. Cumhuriyet Meydanından Gaziosmanpaşa Stadyumuna kadar öğrenciler, protokol üyeleri ve gençlerin oluşturduğu bandonun eşliğinde yürüdü.

    Gaziosmanpaşa Stadyumunda devam eden 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda üniversiteli gençler tarafından dev bir bayrak açıldı.

    Çeşitli spor ve sanatla ilgili aktivitelerin de gerçekleştirildiği etkinliklerde en çok ilgiyi engelli gençler tarafından sahnelenen halk oyunları gösterisi gördü. Gösteri sonrasında vatandaşlar gençlerin performansını alkışladı.

  • 40 yıllık misafir leylekler

    40 yıllık misafir leylekler

    Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Beşevler köyü misafir leylekleriyle dikkat çekiyor. Köy içerisinde 4 adet leylek yuvası bulunuyorken leylekler köy sakinleriyle kaynaşmış halde.

    Yaklaşık 40 yıldır aynı köyde konaklayan leylekler, adeta köy sakinleriyle birlikte hayat sürüyor. Leylekler köylülerle oldukça iç içe yaşıyor.

    “Köy sakinlerinden kaçmıyorlar”

    Köy sakinlerinden Kadir Arslan, leyleklerin yaklaşık 40 yıldır köylerine misafir olarak geldiğini belirterek, “Mart ayının ortasında buraya gelirler Eylül ayının sonunda da giderler, burada 4 veya 5 tane yuvaları var. Bu yuvaların hepsi aynı yol üzerinde bulunan elektrik direklerinin üzerinde bulunuyor.

    Yoldan Geçenler durup bakıyor fotoğraf çekiniyor, yavruladıkları zaman yavruları görmek için gelenler oluyor. Köy sakinlerinden kaçmıyorlar, buraya tarlalara yavrularını indiriyorlar. Gelecek yılda aynı leylek tekrar buraya geliyor. Ben burada traktörle çalışırken yanıma kadar geliyorlar. Eylül ayının da sonlarına doğru gidiyorlar” dedi.

  • Kaz Gölü eşsiz güzelliğiyle mest ediyor

    Kaz Gölü eşsiz güzelliğiyle mest ediyor

    Kent merkezine 40 kilometre uzaklıkta Tokat’ın Pazar ilçesinde bulunan Kaz Gölü, 110 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Karaleylek, ak leylek, angıt, alaca balıkçıl gibi kuş türlerine ev sahipliği yapan Kaz Gölü, 443 dekar alanda yer alıyor. Çevre iller ve Tokatlı vatandaşların uğrak noktası olan Kaz Gölü, baharın gelmesiyle birlikte doğal güzelliğine kavuştu. Doğal güzelliğiyle insanları kendine hayran bırakan Kaz Gölü, ziyaretçilerini ağırlamak için gün sayıyor.


    “Kaz Gölü doğal güzelliğiyle insanları etkiliyor”

    Kaz Gölü’nün çevre illerden ve Tokat’tan birçok ziyaretçi ağırladığını belirten Yunus Şahin, “Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Kaz Gölü’nde bulunmaktayız. Kaz Gölü doğal güzelliğiyle insanları etkiliyor. Buraya birçok kuş türü geliyor, burada ziyaretçi olarak bulunuyorlar. Aynı zamanda mesire alanı çalışmaları devam ediyor. Mesire alanı çalışmaları bittikten sonra burası ziyaretçi akınına uğrayacaktır. Bu göle Tokat ve çevre illerden ziyaretçi geliyor. İnsanlar mesafeye bakmadan buraya akın ediyor. Bu yıl yağmurlar fazla yağdı, burada da çok az bile olsa su seviyesi artmış” dedi.

  • Şehidin şehadet haberi baba ocağına ulaştı

    Şehidin şehadet haberi baba ocağına ulaştı

    Şırnak’ta başlatılan operasyon çerçevesinde gerçekleştirilen arazi araması sırasında mağaraya sıkıştırılan bir grup terörist ile sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada 2 jandarma personeli şehit oldu, 1 güvenlik korucusu ile 1 jandarma personeli yaralandı.

    Öte yandan 3 terörist ise etkisiz hale getirildi. Şehitlerden Çakırsöğüt 3. Jandarma Komanda Tugay Komutanlığında görevli Jandarma Uzman Çavuş Bayram Doğan’ın şehadet haberi Tokat’ın Turhal ilçesinde bulunan baba ocağına ulaştırıldı. Şehidin baba ocağı Türk Bayraklarıyla donatıldı.