Kategori: Trabzon

  • Engelleri aşarak fenomen oldu

    Engelleri aşarak fenomen oldu

    Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yaşayan Murat Çabuk (29), 7 yaşında annesi ile yolun karşısına geçmeye çalışırken motosikletin çarpması sonucu ağır yaralandı. Kaza sırasında sağ bacağı kopan ve dili boğazına kaçan Murat Çabuk, çevredeki vatandaşlar müdahalesi ile tekrar hayata döndü. İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesi sonrası hastaneye sevk edilen Murat Çabuk, yapılan tüm müdahalelere rağmen sağ bacağı ve sol kolunu kaybetti. İlkokul öğrencisiyken geçirdiği kazanın ardından hayata küsmeyen Çabuk, sol bacağı ve sağ kolu ile hayata tutundu. Birkaç yıl önce sosyal medyada paylaşmaya başladığı eğlenceli videoları ile yoğun ilgi gören Çabuk, kısa sürede 1 milyonu aşkın takipçiye ulaştı.
    Medical Park Yıldızlı Hastanesi’nin Çağrı Merkezi’nde çalışan Murat Çabuk, 7 yaşında geçirdiği trafik kazası sonucu sağ bacağını ve sol kolunu kaybettiğini belirterek, “Yaklaşık 10 yıldır özel bir hastanede çağrı merkezinde müşteri temsilcisi olarak çalışıyorum. Hayata pozitif bakan gülmeyi eğlenmeyi seven insanlara bir nebze de olsa hayatın ne kadar güzel olduğunu anlatmaya çalışan birisiyim. Yapmak istediğim şey benim gibi olanlar yani engelli olan insanlara birazcık daha hayatın ne kadar güzel olduğunu onlar istediklerinde neleri başarabileceklerini onlara göstermek. Toplumdan kopmamalarını toplumun içerisine girmelerini eli, parmağı olmayanların toplumda uzaklaştığı bir noktada ben küçük te olsa onlara bir nebze hayat sevincini aşılayabiliyorsam benim için en güzel şey bu. Yaşamak güzel üzülmek için zaten yeterince çok fazla sebebimiz var. Ama üzülmek yerine yaşamak için gülmek için sebep ararsak bizim için hepsi daha güzel olacak. Ben hep bunun çabasını verdim hayatım boyunca. Şu an 29 yayındayım. Şu anki dönemime kadar ve bundan sonra olacaklar içinde aynı şekilde olacağım” diye konuştu.

    “Sosyal medyayı insanlara umut olabilmek için kullanıyorum”

    Sosyal medyayı aktif olarak kullandığını kaydeden Çabuk, “Şu anki bu duruma gelmemdeki en büyük etken sosyal medya. Sosyal medyada gördüğüm ilgi yazılan yazılar hakkımda konuşulanlar çok güzeldi. Engelli insanların istediklerinde ne kadar mutlu olabildiğini sosyal medya üzerinden görebiliyorlar. Bunu o şekilde kullanmak çok güzel. Asla ve asla kişi kendisi acındırmamalı topluma örnek olmalı. Toplumun onu böyle baktığı zaman duygulandığı değil baktığı zaman başarılı bir insan olması gerektiğini görmesi önemli. Ben sosyal medyayı o şekilde kullanıyorum. İnsanlara bir nebzede olsa umut olabilmek için. Trend olan videolardan yola çıkıyorum. Yapabildiğim şeyleri yapmaya çalışıyorum. Araç sürerken veya kendimi mutlu edebileceğim şeyleri insanların beğeneceği şeyleri yapmaya çalışıyorum. Arka fonlara müzikler koyarak bazı yazılar yazarak daha çok gündemde trend olan şeyleri yapmaya çalışıyorum. Kullandığım iki sosyal medya var bir tanesinde yaklaşık 1 milyon 100 bin kadar takipçim var diğer sosyal medyada 38 bin civarı yavaş yavaş onu geliştirmeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.

    “Yürümekten çok zıplamak daha kolay geldi”

    Trafik kazasını annesiyle birlikte geçirdiğini dile getiren Çabuk, “Yoldan karşıdan karşıya geçerken hızla geçen bir motor bana çarptı. Çarptığı zaman motorun vurma şiddetiyle beraber ayağım direkt vücudumdan ayrıldı ayak başka bir yerde ben başka bir yerde belirli bir süre kaldım. Ambulans ilk geldiğinde anneme müdahale etmişti. Vatandaşlar gördüğü durumdan dolayı ayak ayrı bir yerde iç kanama durmuyor, durum çok kötü iken üzerime gazete kâğıdı atmışlar. Ama bu öldüğüm kanısıyla olmayan bir şey idi belki de o an vatandaşın yapabileceği tek şey o idi. Daha sonra bir vatandaşın gelip dilimi dışarı çekmesinde nefes aldığımı görünce ambulansla hastaneye götürüldüm. Ayağı buldular ben önce hastaneye gittim sonrasında ayak peşimden geldiği için o durumdan dolayı biraz dikim işi zor oldu. Dikim işinde iç kanama dursa dış kanama durmuyordu ondan dolayı da ayağı dikemediler. Yine de bugünkü durumumuza şükürler olsun. O zamanki süreç zordu. Ama şu an yaşadığım durumdan pişman değilim iyiyim gayet her şey yolunda. Okul sürecinde her hangi bir problem yaşamadım. Küçük yaşta kaza geçirmenin verdiği bir avantaj vardı. Sanki böyle doğmuş gibi daha rahat adapte olabildim. Yürümek değil zıplamayı öğrendim aslında. Yürümekten çok zıplamak daha kolay geldi o zaman. Şu anda da aynı” ifadelerini kullandı.

  • Araçtan adeta silah atölyesi çıktı

    Araçtan adeta silah atölyesi çıktı

    Trabzon Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda E.Ş., R.Ç., E.Ö. ve D.E.Ö. isimli şahısların bulunduğu araç içerisinde arama yapıldı. Yapılan aramada 25 adet siyah renkli şarjör, 21 adet tabanca (iskeleti) gövdesi, 16 adet tabanca sürgüsü, 13 adet tabanca namlusu, 76 adet tabanca kabzası, tabanca yapımında kullanılan 13 adet pim, 33 adet tetik, 34 adet tetik horozu, 149 adet tabanca iğnesi, 32 adet tabanca icra yayı, 51 adet tabanca iğne yayı, 45 adet tetik manevrası ve 1 adet kaynak makinesi ile silah yapımında kullanılan aletler ele geçirildi.
    Şüpheli 4 şahıs gözaltına alınırken, şahıslar hakkında adli işlemlerin sürdüğü öğrenildi.

  • Trabzon’un Sürmene ilçesinde korkutan yangın

    Trabzon’un Sürmene ilçesinde korkutan yangın

    Yangın ilçenin Armutlu mahallesinde 3 katlı bir evin çatı katında çıktı. Alınan bilgiye göre, Zeki Küçük’e ait 3 katlı evin çatı katında sabah saatlerinde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı.

    Yangın kıas sürede tüm çatıyı sararken, yangına önce ev halkı sonra mahalleli ardından da Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri müdahale etti. Yangın yapılan çalışma sonrasında kontrol altına alınarak söndürülürken, evde maddi hasar meydana geldi. Olayla ilgili inceleme sürüyor.

  • Uzungöl’ü bekleyen sinsi tehlike

    Uzungöl’ü bekleyen sinsi tehlike

    Gölün giderek sığ hale gelmesinin nedeni olarak gösterilen Uzungöl’ü besleyen Haldizen Deresi üzerindeki tersip bentlerinin temizlenmemesi gösterilirken, DSİ geçtiğimiz günlerde gölün çamur ve balçıkla dolmaması için tersip bentlerinin temizlemek için çalışma başlattı.

    Temel problemimiz gölün kirliliği ve gittikçi sığlaşması

    Uzungöl Birlik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı İdris Akyüz, gölün temel probleminin kirlilik olduğunu belirterek “Temel problemimiz temizlik. Buraya ortalama günde 30 bine yakın ziyaretçi geliyor dolayısıyla doğal olarak temizliği biraz zor oluyor. Maalesef üzülerek belirtmek isterim ki; yerel yönetimler bu konuda çok pasif kalıyor, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmekten zorlanıyorlar. Göl, yaklaşık 6-7 sene önce temizlendiği seviyeye maalesef geri döndü. Bunun en büyük sebebi Uzungölü’ün girişindeki tersip bentlerinin temizlenmemesi idi. Şu anda burada yaklaşık ortalama derinlik 3-4 metreye kadar düştü yer yer yarım metre civarında bir derinlik söz konusu. 20-25 yıl önceki derinlik yaklaşık 35 metre iken bugün maalesef 4 metrelerde. Şuan bakıldığında özellikle gölün güney tarafı son derece sığlaştı son derece doldu. Bunun temizlenmesi de zor çünkü bir önceki temizlik çok sorunlu geçmişti. Dolayısıyla temizlenmekten ziyade dolmamasını önleyecek tedbirlerin acilen alınması gerekiyor” diye konuştu.

    Tersip bentlerinde çalışma başlatıldı

    Uzungöl Mahalle Muhtarı Mehmet Öztürk ise DSİ tarafından gölü korumak için tersip bentlerinde çalışmaların başladığını belirterek “Uzungöl’ü korumak için 4 tane tersip bendi yapıldı. Ancak şuanda 3-4 senedir boşaltılmadığı için doldu. Şuanda boşaltma çalışması yapılıyor. Bu gölün alüvyonlarla dolmasını engellemek istiyoruz. Göl şuanda 1-2 metre dolmuş durumda. İnşallah ilerideki zamanlarda bu gölü temizletmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Yetkililerden bu konuda yardım bekliyoruz. Uzungöl’ü korumak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Trabzon’dan Trablus’a turizm seferi

    Trabzon’dan Trablus’a turizm seferi

    Fuarın son gününde Libyalı seyahat acentelerinin davet edildiği toplantıda seyahat acentelerine Trabzon tanıtımı yapıldı. İkili iş görüşmelerinin de yapıldığı davette ile iki ülke arasındaki turizmin gelişmesi adına fikir alışverişinde bulunuldu.

    Fuar ile ilgili açıklama yapan turizmci Murtaza Karanfil ‘’Libya’da 35 yıllık deneyimimiz var. 35 yıldır Libyalı kardeşlerimizle el ele bu günlere geldik. İyi günde kötü günde hep birlikte olduk. Türkiye ve Libya’nın tarihten gelen samimi ilişkilerini devam ettirdik. Gerek firmamız gerekse Türkiye’den gelen diğer firmalar, Libya’da Türkiye’nin yumuşak gücü olmasını sağlayan ve iki ülke açısından ilişkilerde güven ortamını sağlamaya destek olan bazı yatırımları sürdürmektedir. Firmaların bu gayretlerinin yanı sıra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya’ya verdiği önem ve destek birleşince Libya halkının ülkemize olan samimiyeti artarak devam etmektedir. Yakın gelecekte Libya’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın turizm merkezi olacağını ön görmekteyiz” dedi.

    Turizmci Murat Çavga ise Trablus’tan Trabzon’a tanıtımın hızlanması adına belediyeler arası kardeş şehir protokollerinin etkili olacağını dile getirdi.

    Çavga “Bu yönde Trablus Büyükşehir belediyesi ve Tacura belediyesini ziyaret ettik. Ziyaretlerde kardeş şehir altyapı görüşmelerini yapmamız için heyetimize temsilci görevlendiren Ortahisar Belediye Başkanımız Ahmet Metin Genç’e, bizlere destek veren turizm paydaşlarına ve destekleri için Libya Büyükelçimiz Kenan Yılmaz’a teşekkür ederim’’ ifadelerini kullandı.

  • “Havaların soğumasıyla hamsi ihracatı artacak”

    “Havaların soğumasıyla hamsi ihracatı artacak”

    Türkiye’den bu yılın Ocak-Eylül aylarında somon, hamsi ve deniz salyangozu ihracatı bir önceki yıla göre 28 milyon 346 bin 471 dolar artarak 313 milyon 343 bin 154 dolara yükseldi. Bu yılın ilk 9 ayında somon balığı ihracatında 177 milyon 913 bin 657 dolar ile Rusya Federasyonu ilk sırayı alırken, hamsi ihracatında 3 milyon 672 bin 95 dolar ile Fransa, deniz salyangozunda ise 6 milyon 949 bin 27 dolar ile Güney Kore Cumhuriyeti aldı.
    Türkiye’den bu yılın 9 ayında 41 ülkeye somon balığı ihracatında 43 milyon 612 bin 377 kilogram karşılığı 289 milyon 225 bin 785 dolar döviz girdisi sağlanırken, aynı dönemde 25 ülkeye yapılan hamsi ihracatında bir milyon 589 bin 579 kilogram karşılığı 9 milyon 698 bin 356 dolar, deniz salyangozu ihracatında ise bir milyon 326 bin 983 kilogram karşılığı 14 milyon 419 bin 13 dolar döviz girdisi sağlandı. İhracatın büyük bir kısmı Trabzon başka olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesinden yapıldı.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, yaklaşık 5 yıl önce su ürünleri ihracatından 4-5 milyon dolar döviz girdisi sağlanırken bu yılın ilk 9 ayında elde edilen döviz girdisine dikkat çekti.
    Bu yılki Su Ürünleri ihracatında bir önceki yıla göre artış olduğuna dikkat çeken Gürdoğan, “Türkiye geneli somon ihracatımız toplamda 289 milyon dolar. Doğu Karadeniz Bölgesine bakıldığında 120 milyon dolar civarında ihracat söz konusu. Trabzon Bölgesi olarak bakıldığında ise yüzde 52 artış söz konusu. Trabzon ili Karadeniz somonu ihracatı Ocak-Eylül arasında bakıldığında 77 milyon dolarlık ihracatımız var. Deniz salyangozunda ise bir önceki sene miktar bazında 8 milyon 627 bin dolarlık ihracatımız var. Bu sene ise 14 milyon dolar civarında ihracatımız değer bazında bakıldığında ise yüzde 67’lir bir artış söz konusu. İhracatımız genellikle Uzakdoğu ülkeleri, Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika ve Rusya’ya yapılıyor” dedi.

    Paketleme ve işleme tesislerine ihtiyacımız var

    Su ürünleri ihracatını artırabilmek için paketleme ve işleme tesislerine ihtiyaç olduğunu belirten Gürdoğan, “Su ürünleri ihracatımız her geçen gün artıyor. İhracatımızı daha çok artırabilmemiz için yatırımlara, özellikle Su Ürünleri Organize Sanayi Sitesine buna bağlı olarak da paketleme ve işleme tesislerine ihtiyacımız var. Bölgemizde, Su Ürünleri Organize Sanayi Sitesinin kurulması elzem. Çünkü bugün Uzakdoğu ülkelerine yarı mamul olarak ihraç ediyoruz. Tam mamul halde ihraç edebilirsek katma değeri çok daha yüksek bir ürün olacak. Ne kadar işlenmiş olarak yaptığımız zaman üründeki kilogram maliyeti yükseldiği için ürünün toplam değerine yansıyacak ve ihracattaki rakamımızda bir o kadar da artmış olacaktır” diye konuştu.

    “Havaların soğumasıyla hamsi ihracatı artacak”

    Özellikle havaların soğumasıyla hamsi avının artacağını bunun da ihracata olumlu yansıyacağını belirten Gürdoğan, “Bugün piyasaya bakıldığında hamsi fiyatları inişli çıkışlı bir grafik çiziyor. Hamsi aynı zamanda ülkemizde geçmiş yıllarda yem sanayinde en çok kullanılan ürünlerden biriydi. Havaların soğumasıyla hamsi daha fazla avlanacağın

  • Bit ilacını yüzlerine süren 4 kişi zehirlendi

    Bit ilacını yüzlerine süren 4 kişi zehirlendi

    Trabzon’da yaşayan bir aile dün akşam saatlerinde hayvan bitlerinden korunmak için ilaç sürdü. İlacı yüzlerine süren ve sabah uyandıklarında bulantı ve kusma şikayetleri yaşayan aile durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi.

    Sağlık ekipleri tarafından ambulans ile Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilen baba Ş.C. (31), anne F.C. (27) ve çocukları A.H.C. (1) ile T.Y.C.’a (6) yapılan ilk müdahalede zehirlenme teşhisi konuldu. İlaç nedeniyle zehirlenme yaşandığı için aile Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer Dekontaminasyon Ünitesi’nde karantinaya alındı. Tedbir amaçlı KBRN ünitesi de karantinaya alınırken, hastanenin önüne güvenlik amacıyla şerit çekildi.

    Ailenin durumu ile ilgili bilgiler veren Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Atilla Özenoğlu,

    “Ailemiz daha önceden vücutta kaşıntı rahatsızlığı olduğu için aldıkları ilacı dün akşam sürmüşler. Bu sadece yüze sürülebilen bir ilaç. Hayvan bitlerine karşı kullanılan bir ilaç. Anne, baba ve 2 çocuk bunu yüze sürüyorlar. Sabah kalktıklarında kırgınlık, bunaltı, kusma ve hafif şuur bozukluğu olunca aile hemen ‘Acile gidelim’ diyorlar. Acil serviste ilk müdahaleleri yapıldı. Şuanda genel durumları gayet iyi. Sonuçları bekliyoruz. Muhtemelen kısa sürede taburcu olurlar. Ünite karantina altına alındı. Genel durumları iyi. Hekimden habersiz ilaç alınmaması lazım. Bu tip durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmakta fayda var” ifadelerini kullandı.

  • İş makinesi dereye düştü, sürücü yaralandı

    İş makinesi dereye düştü, sürücü yaralandı

    Edinilen bilgiye göre, Sürmene Belediyesi’ne ait iş makinesi, sürücü Aslan A.’nın henüz bilinmeyen nedenle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu dereye düştü. İş makinesinin dereye düştüğü gören çevredeki vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi.

    İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edilirken, iş makinesinin yaralanan sürücüsü vatandaşlar ve itfaiye ekiplerinin yardımıyla dereden çıkartıldı. Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan sürücü Sürmene Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Doğu Kararadeniz Bölgesi’nde korkutan rakam

    Doğu Kararadeniz Bölgesi’nde korkutan rakam

    Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgelerinden Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan sel ve heyelanlar sonucu en çok dere kenarlarına yapılan binalar zarar görüyor. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin birçok yerinde dere kenarlarına yapılan binalar dikkat çekerken, dere yataklarındaki yapılaşma Sayıştay Raporu’na yansıdı. Yayınlanan taşkın riski yönetimi raporunda, Türkiye’de yaşanan taşkınlarda meydana gelen can ve mal kayıplarının sebeplerinden birinin de dere yatakları ve taşkın sahalarındaki yapılaşma olduğu ön plana çıktı. Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapılan çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesi’nde en fazla riskli yapının 611 yapı ile Rize’de olduğu tespit edildi. Yapılan çalışmada Giresun’da 356, Trabzon’da 385 ve Ordu’da 129 yapının riskli olduğu belirlenirken, raporda ayrıca dere yataklarına dökülen hafriyatların taşkın riskinin arttırdığına yer verildi.
    Trabzon’un Araklı ilçesinde 2019 yılında yaşanan afetin örnek gösterdildiği raporda malzeme dökme ihbar sayıları da yer aldı. Malzeme dökme ihbar kayıtlarının en fazla olduğu iller sıralamasında Trabzon 85 ihbar ile birinci sırada yer alırken, Giresun 42 ihbar ile ikinci, Rize 28 ihbar ile dördüncü ve Bayburt 13 ihbar ile sekizinci sırada yer aldı.

    KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Anabilim Dalı Başkanı ve aynı zamanda KTÜ Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Yüksek, dere yataklarına yapılan binaların riskine dikkat çekti. Kontrolsüz bir yapılaşmanın olduğuna dikkat çeken Yüksek, “2006 ve 2010 yıllarında Cumhurbaşkanımız Başbakan iken, iki tane Başbakanlık genelgesi yayımladı. Bütün kurumlara talimat olarak yayınlanan genelgede özet olarak diyor ki dere yataklarına yapılacak her hangi bir müdahalede Devlet Su İşleri’nin (DSİ) görüşleri alınmalı diyor. İki genelge hakikaten harika ama biz ona uymuyoruz. Korkunç kontrolsüz bir yapılaşma var. Doktora öğrencimin tez çalışması için Zigana’dan Değirmendere’ye kadar arazi çalışması yaptık inanın bazı yerlerde suya akacak yer bırakmadık. Su bir şekilde bir yerden akacaktır” dedi.

    “Dere ya da deniz yanına yapılana kar koymaz”

    Dere yataklarındaki yapılaşmalar ile ilgili çalışmaların yapıldığını, raporların hazırlandığı belirten Yüksek, “Uygulamaya çok geçti mi? Tabi bir kısmı da parasal. Bir yapı yapmadan önce en kolay bir yere müdahale etmeden önce neler olabiliri dikkate alarak mümkünse az müdahale etmek lazım. Bu demek değildir ki kıyılardan ya da akarsu kıyılarından hiç yararlanmayalım değil tabi ki yararlanmak lazım. Doğu Karadeniz Bölgesi bir de sel, taşkın açısından problemli çok yağış alan bir yer Türkiye’nin en açık ara yağış alan bölgesi hele Rize’de yıllık iki bin iki yüz milimetreye çıkıyor Trabzon biraz daha az. Arazi çok dik dolayısıyla heyelan da tetikliyor. Aslında heyelanla seli ya da taşkını çok daha ayırmamak lazım. Mesela en uç örneği, Araklı Çamlıktepe’de olan olay. İnşaat Mühendisleri olarak inceledik teknik raporda yazdık. Orada direkt heyelan oldu, bizim en korktuğumuz şey baraj yıkılması. Birkaç gün baraj gibi birikti fark edilmedi çok uzak metruk bir yerdeydi sonra birden patladı. Bizim en korktuğumuz taşkın tipi olan baraj yıkılması olayı. Yani bunlar birbirleriyle çok alakalı şeyler. Vatandaşlara mesajımız; az müdahale etsinler ilgili kurumlardan görüş alsınlar. Burada sorumluluk devlet kurumlarında. Bir yerde bir müdahale olunca Başbakanlık genelgesi var hatırlatıyor ama uygulamaya geçmiyor. Onu bilmiyorum onu kim uygulatacak Valilik mi? Belediye mi? Onu çok bilmiyorum. Şunu bilelim, dere ya da deniz yanına yapılana kar koymaz. Mutlaka bir şekilde intikamını alır bugün ya da yarın ya da 50 yıl içinde. Allah’ın bize sunduğu nimetlerden derelerden, denizlerden yararlanalım onları kullanalım ama bir taraftan da koruyalım. Gelecek nesillere daha iyi bir doğa bırakalım” ifadelerini kullandı.

    Hem dere, hem de deniz kenarında 13 katlı bina

    Taşkın Risk Yönetimi Sayıştay Raporu’nda tespit edilen yapıların dere yataklarında 1. derecedeki riskli yapılar olup su kaynağına mesafelerinin genel olarak 0-5 metre aralığında olduğu belirtildi. Taşkın riskinin azaltılmasına yönelik yapılan çalışmalara rağmen Trabzon’un Arsin ilçesindeki Yanbolu Vadisi’nin girişinde hem dere, hem de deniz kenarında inşaat çalışmaları süren 13 katlı bina yaşanabilecek olası tehlikeyi gözler önüne seriyor.

  • Trabzonspor, Adana Demirspor maçı hazırlıklarını sürdürdü

    Trabzonspor, Adana Demirspor maçı hazırlıklarını sürdürdü

    Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde, Teknik Direktör Nenad Bjelica yönetimindeki antrenmanda bordo-mavililer, düz koşunun ardından taktik ağırlıklı çalıştı.

    Antrenmanın son bölümünden Karadeniz ekibi, yarı sahada çift kale maç yaptı. Trabzonspor’da antrenmanın ardından Yunan oyuncu Anastasios Bakasetas, şut çalışması gerçekleştirdi.

    Antrenmana sakatlıkları bulunan Orsic, Hüseyin, Kourbelis, Fountas, Teklic ve Benkovic katılmazken, Pepe özel program dahilinde takımdan ayrı çalıştı.
    İspanyol futbolcu Fernandez ise bireysel çalışmanın yanı sıra takımla da kısa süreli çalışma gerçekleştirdi.