Kategori: Türkiye

  • Sıfır kilometre lüks araçlar alev alev yandı

    Sıfır kilometre lüks araçlar alev alev yandı

    Olay, Emirdağ ilçe Beyköy yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, sürücüsünün ismi henüz belirlenemeyen  tırın lastiklerinde henüz belirlenemeyen bir sebepten yangın çıktı.

    Kısa sürede büyüyen yangın dorsede taşıdığı su ve binek araçları sıçradı. Olayda sıfır kilometre 7 otomobil yanarak kullanılamaz hale geldi. Ölen ya da yaralananın olmadığı yangında milyonluk hasar oluştu.

    Yangın sonrası bölgeye gelen vinç yardımıyla hurdaya çıkan araçlar dorseden indirilerek bir başka tıra yüklendi. Kaza sonrası Jandarma tarafından inceleme başlatıldı.

  • Depodan fore kazık hırsızlığına tutuklama

    Depodan fore kazık hırsızlığına tutuklama

    Edinilen bilgiye göre, özel bir firmanın deposundan 40 gün önce inşaat malzemesi fore kazık demiri çalındı. Şüphelilerin yakalanması için Amasya İl Jandarma Komutanlığı Suç Araştırma Timleri (JASAT) çalışma başlattı.

    Şüpheliler İ.B, A.Ö, İ.Ö, V.C ve H.Ç’yi düzenledikleri operasyonla gözaltına aldı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 5 şüpheliden İ.B. tutuklandı, diğerleri ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Uyuşturucu ticaretine 6 tutuklama

    Uyuşturucu ticaretine 6 tutuklama

    Edinilen bilgiye göre, Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu madde ticareti yaptığı tespit edilen 7 kişiyi yakalayarak gözaltına aldı.

    Bugün Samsun Adliyesine sevk edilen 7 kişiden 6’sı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderilirken, 1 kişi ise mahkemece serbest bırakıldı.

  • Jandarmadan uyuşturucu operasyonu

    Jandarmadan uyuşturucu operasyonu

    Manisa’nın Akhisar ilçesine bağlı Kayalıoğlu Mahallesi’nde Akhisar İlçe Jandarma Komutanlığı JASAT ile merkez karakolun istihbaratı üzerine M.Ç. adlı şahsa üst araması yapıldı. Aramada 504 adet sentetik ecza, 1 adet uyuşturucu içme aparatı ele geçirildi.

    Gözaltına alınan M.Ç. ile ilgili adli işlem başlatıldı.

  • Eşini ve kayınpederini öldüren sanığa 54 yıl 2 ay hapis

    Eşini ve kayınpederini öldüren sanığa 54 yıl 2 ay hapis

    Olay, 19 Nisan’da Sağlık Mahallesi Songül Sokak üzerinde bulunan bir apartmanda meydana geldi. Bir süredir eşiyle aralarının iyi olmadığı öğrenilen Serkan Zengin (36), kayınpederinin evine eşiyle konuşmaya gitti. Evde yaşanan tartışmanın ardından Serkan Zengin, mutfaktaki bıçakla eşi Meltem Zengin (35), kayınpederi Turgut Doğanyiğit (65) ve kayınvalidesi Emine Doğanyit’i bıçaklayarak olay yerinden kaçtı. Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan Turgut Doğanyiğit olay yerinde hayatını kaybederken, Meltem Zengin de kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 2 kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına sebep olan damat ise tutuklandı.

    1’i ağırlaştırılmış olmak üzere 2 kez müebbet ile 16 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti
    Serkan Zengin hakkında Bolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde “eşi kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet ve “kadına karşı silahla yaralama” suçundan 3 yıla kadar hapis talebi ile dava açıldı. Davanın 3’üncü duruşmasında cumhuriyet savcısı dosyaya ilişkin delillerin toplandığını dile getirerek, mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Zengin’in “eşe karşı kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kayınpederine yönelik “kasten öldürme” suçundan müebbet, kayınvalidesine yönelik “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 16 yıla kadar hapsi talep edildi.

    “Tek suçlu benmişim gibi konuşuyorlar”
    Davanın karar duruşması bugün görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Serkan Zengin, müşteki Emine Doğanyiğit, taraf avukatları ve aileleri katıldı. Mütalaanın okunmasının ardından konuşan Serkan Zengin, eşinin kendisini aldattığını iddia ederek, “Meltem başkasına kadınlık yapıyor. Başkasına, ‘Senin kadınınım’ diye mesajlar atan bir kadın, benim alt ve üst soyum olamaz. Ben cezamı zaten çekeceğim, bana iftira atmayın. Olaya benim açımdan bakın. Bunu ben kaldıramadım. Kimse beni serbest bıraksın istemiyorum. Kayınvalidem her şeyi biliyor. Ben hakkımı helal etmeyeceğim, bu dünyanın öbür dünyası da var. Tek suçlu benmişim gibi konuşuyorlar, ben zaten pişmanım” dedi.

    Mahkeme heyeti, sanık hakkında haksız tahrik ve takdir indirimi uygulayarak, kararını açıkladı. Sanık, eşi Meltem Zengin’e yönelik işlediği “eşe karşı kasten öldürme” suçundan 18 yıl 4 ay hapis, kayınpederi Turgut Doğanyiğit’e karşı işlediği “kasten öldürme” suçundan da takdir indirimiyle 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanık, kayınvalidesine yönelik saldırısı nedeniyle ise “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 10 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’de ateşkes tesis edilmeli

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’de ateşkes tesis edilmeli

    “İnsanların arasındaki bariyerleri kaldıran bu tip etkinlikler küresel meselelerin çözümünde kritik önemdedir. Forum kapsamında dünyamızı tehdit eden meseleler, alanında yetkin isimlerce masaya yatırılacak. İnsanların arasındaki bariyerleri kaldıran bu tip etkinlikler küresel meselelerin çözümünde kritik önemdedir. Hakikatin kıvılcımı fikirlerin çarpışmasından ortaya çıkar.

    “BUGÜN DÜNYA DERİN BİR VİCDAN VE LİDERLİK KRİZİNDEN GEÇMEKTEDİR”

    Bugün dünya savaşlar, çatışmalar, ihlaller ve eşitsizliklerin pençesinde kıvranmakta; derin bir vicdan ve liderlik krizinden geçmektedir. Nereye baksak istikrarsızlık dram görüyoruz. Aynı şehrin iki farklı ucunda iki farklı hayat yaşanıyor. Sınır komşusu iki ülkenin birinde zenginlik hakimken diğerinde açlık ve yoksullukla boğuşuluyor. İnsanlık, bir dönüm noktasındadır. Sadece önümüzdeki 5-10 yılı değil torunlarımızın da geleceğini etkileyecek mahiyette hadiseler yaşanmaktadır. Her kriz aynı zamanda bir imkandır adalet açılan bir fırsat penceresidir. Layıkıyla değerlendirebilenler için her kriz yeni bir dönemin muştusu, yeni bir başlangıcın öncüsü olma potansiyeline ziyadesiyle sahiptir.

    “DÜNYA BEŞ DAİMİ ÜYENİN ELİNE DİLİNE BIRAKILAMAZ”

    Bu Birleşmiş Milletler’in reforme edilmesi gerekmektedir. Dünya beş daimi üyenin eline diline bırakılamaz. Süratle değişim gerekiyor. 5 daimi üye, 15 geçici üye… Olmaz. Bu şekilde bu dünya yönetilemez. Artık İkinci Dünya Savaşı’nın şartlarında değiliz. Dünya değişiyor bu değişime yönelik ciddi bir değişim şart. Gazze’de sadece insani değerler değil başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası sistemin güvenilirliği de sınanmıştır. Gazze krizinde ne insanlık ne sistem başarılı imtihan verememiştir. Hukuk önünde hesabı verilmeyen her suç failini daha da pervasızlaştırır.

    “TÜRKİYE NE YAPIYORSA BARIŞ İÇİN YAPMAKTADIR”

    Holokost utancı sebebiyle yol verilen bu insanlık faciasının sonu çıkmaz sokaktır, felakettir. Türkiye ne yapıyorsa barış için yapmaktadır. Bizim hiçbir ülkeye millete kategorik olarak düşmanlığımız yok. Sırf farklı bir kültürden kökenden diye kimseye öfke duymuyoruz. İspanya’da kovulan 500 bini aşkın Musevi’ye kapısını açan bu millettir. Bizim zihin dünyamızda ne mazluma kimlik sorulur ne zalimin inancına bakılır. Bu cinnet halinin artık son bulmasını arzu ediyoruz.

    “GAZZE’DE DE SÜRDÜRÜLEBİLİR ATEŞKES BİR AN ÖNCE TESİS EDİLMELİDİR”

    Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Netanyahu ve Gallant hakkında çıkardığı yakalama kararını çok önemli buluyoruz. İsrail ile Lübnan arasında önceki gün sağlanan ateşkesin kalıcı olmasını temenni ediyoruz. Daha fazla masum kanı dökülmeden Gazze’de de sürdürülebilir ateşkes bir an önce tesis edilmelidir.

    “LGBT DENİLEN AİLE DÜŞMANLIĞI YAPIYA KARŞIYIZ”

    Son haftalarda tamamen izlenme kaygısıyla çekilen diziler, programlar ve filmler ne kültürümüze ne toplumsal barışımıza hiçbir fayda sağlamıyor. Hatta sırf daha fazla reyting alabilmek için başta kadına ve çocuğa şiddet olmak üzere şiddetin yoğunlaştırıldığını görüyoruz. Aile adeta kötülüklerin kaynağı olarak yansıtılmaktadır. LGBT denilen aile düşmanlığı yapıya karşıyız. Son dönemde milletimizin sinir uçlarıyla bilerek oynandığını müşahede ediyoruz. 28 Şubat’a giden yolun taşlarının nasıl döşendiğini hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz.”

  • İşçilerden asgari ücret çıkışı

    İşçilerden asgari ücret çıkışı

    Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret rakamını belirleyecek 15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonuna TÜRK-İŞ bu yıl da 4 işçiyle katılacak. Komisyona katılacak aşçı, kuaför, taşeron işçi ve basın mensubu, pazarlık masasında asgari ücretlilerin sesi olacak.

    Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücret rakamının belirlenmesi çalışmaları aralık ayı itibarıyla başlayacak.

    İşçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonunda, işçileri TÜRK-İŞ, işverenleri ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.

    Komisyonda işçi kesimini temsil eden 5 kişilik TÜRK-İŞ heyetine, Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar başkanlık edecek. TÜRK-İŞ heyetinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 4 işçi yer alacak.

    Aşçı Selma Sayın, kuaför Nihan Koçak, Karayollarında taşeron işçi Durmuş Öztürk ve basın mensubu Sezer Özseven bu yıl Komisyonda asgari ücretlilerin sorun ve taleplerini dile getirecek.

    “20’DEN FAZLA KALEMİ İLGİLENDİRİYOR”

    TÜRK-İŞ Genel Başkan Ergün Atalay, yeni asgari ücret rakamının 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe gireceğini belirterek, asgari ücretli çalışanların zamlı ilk maaşlarını ise şubat ayında alacağına dikkati çekti.

    IMF yetkililerinden kredi derecelendirme kuruluşlarına, ekonomistlerden siyasi partilere kadar farklı kesimlerin, aylar öncesinden asgari ücret rakamını konuşmaya başladığına dikkati çeken Atalay, asgari ücretin konuşulmasıyla ürün ve hizmet fiyatlarına zam yapılmaya başlandığını söyledi.

    Taban ücret olan asgari ücretin, süreç içerisinde yaygın ücret ve çalışanların büyük bölümünün geçim ücretine dönüştüğünü ifade eden Atalay, asgari ücret rakamının kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, Genel Sağlık Sigortası primi de dahil 20’den fazla kalemi ilgilendirdiğini dile getirdi.

    “ASGARİ ÜCRET EN BÜYÜK TİS NİTELİĞİNDE”

    Asgari ücretin Türkiye’deki en büyük Toplu İş Sözleşmesi (TİS) niteliğinde olduğuna dikkati çeken Atalay, şöyle konuştu:

    “Bundan dolayı asgari ücrete sadece ücret olarak bakmamak gerekiyor. 2025’teki asgari ücretin işçinin ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir düzeyde olması gerekiyor. Bu rakamı arkadaşlarımız ilerleyen günlerde tespit edecek. Bu rakam TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulunun önüne gelecek ve ardından kamuoyuyla paylaşılacak.”

    Atalay, “Bazı çevrelerin dile getirdiği, ortadaki dolaşan rakamları kabul etmek mümkün değil. O rakamlar toplumu mutlu edecek rakamlar değil.” ifadesini kullandı.

    “RAKAM YAŞAM KOŞULLARIMIZI İYİLEŞTİRSİN”

    Komisyon üyesi Durmuş Öztürk, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda geçen yıl da işçileri temsil ettiğini belirterek, 11 yıldır taşeron işçi olarak çalıştığını ve asgari ücret aldığını söyledi.

    Komisyonda hem taşeron işçilerin hem de asgari ücretlilerin sesi olacağını ifade eden Öztürk, çalışanların yaşam şartlarını iyileştirecek bir rakam istediklerini dile getirdi.

    Kuaför Nihan Koçak da evinin kira olduğunu belirterek, “Eşimden 5 yıl önce ayrıldım. Çocuklarımla birlikte yaşam mücadelesi veriyorum, çok zorlanıyorum. Komisyonda asgari ücretlilerin diliyle çalışacağız.” diye konuştu.

    Basın mensubu Sezer Özseven ise üç yıldır gazetecilik yaptığını, asgari ücret düzeyinde bir gelire sahip olduğunu söyledi.

    Mevcut asgari ücretle günün koşullarında geçinmenin mümkün olmadığını dile getiren Özseven, “Asgari ücretin beklenen enflasyon kadar artması, çalışanların kira ve gıda giderlerinin karşılanmasını mümkün kılmıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Aşçı Selma Sayın da “Geçim koşullarının iyileşmesi için iyi bir asgari ücret rakamı istiyoruz.” ifadesini kullandı.

  • TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur”

    TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur”

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Büyükçekmece’de düzenlenen Uluslararası Ticaret Fuarı Gala Yemeği Programı’na katıldı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Türkiye, bir taraftan tarihi İpek Yolu’nun ortasında olması, bütün ticaret noktalarına yakın bir mesafede olması, jeostratejik konumu, etrafındaki bütün türbülanslara rağmen ekonomik ve siyasi istikrarını koruyabilme becerisiyle bugün dünyada özellikle önümüzdeki dönemde kapıları sonuna kadar açılmış olan çok kutuplu yeni dünya sisteminin içerisinde yıldızı parlayan ender ülkelerden birisidir. Yeni dönem artık sadece bir ülkenin ya da bir bölgenin değil, yönetemeyeceği, yönlendiremeyeceği kadar son derece girift bir dünya sisteminin hem siyaset alanında hem ekonomi alanında gerçekten adım adım hızlı bir şekilde gerçekleşeceği bir dönem olacak. Bu dönemin en bariz özelliği ifade ettiğim gibi çok kutupluluktur. Dünyanın her bölgesinde her yerinde birden fazla güç merkezinin birden fazla ülkenin ve bölgenin ticaret alanında olsun, siyaset alanında olsun son derece yoğun bir rekabeti hatta bazı bölgelerde çatışması kaçınılmaz olacak ve dünya bu çok kutupluluk içerisinde yeni bir denge arayışına doğru ilerleyecektir. İşte burada Türkiye özellikleri itibarıyla ender ülkelerden birisidir” dedi.
    Yeni bir dünyanın kurulduğunu ve kurulan bu dünyadan Türkiye’yi yeni fırsat kapılarını beklediğini belirten Kurtulmuş, “Yeni dünyanın dengeleri Türkiye’ye yeni fırsat kapılarını, yeni bir takım imkanları açmaktadır. Hiç şüphesiz bu fırsatlarla birlikte bir takım önemli risklerin de ortada olduğu aşikardır. Bunun için her şeyden evvel Türkiye’nin dünyadaki bu gelişmeler karşısında gerekli adımları atabilmesi için içeride birliği, dirliği sağlaması yani kendi obasını düzenlemesi şarttır. Bunun için başta terör gibi, Türkiye’yi yıllardır meşgul eden bir takım unsurları elimine etmek tam manasıyla 85 milyonun birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlamak zorundayız. Bunun için az evvel ifade edildiği gibi demokratik standartları yüksek bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek zorundayız. Başta anayasa olmak üzere siyasi partiler yasası, seçim yasası ve meclis iç tüzüğü olmak üzere bir taraftan hukuki metinlerimizi düzeltip siyaseti daha demokratik bir seviyeye yükseltirken diğer tarafta da iş dünyasının önündeki yatırımı engelleyen ve iş ortamını zorlaştıran meseleleri de elimine ederek iş dünyasının daha aktif bir şekilde bu mücadelenin paydaşı olmasını temin etmekle yükümlüyüz. Aynı şekilde Türkiye’nin yakın çevresindeki ülkeler başta olmak üzere, birliğin, beraberliğin ve bu bölgelerde istikrarın temin edilmesi için de üzerine düşen her türlü yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir” diye konuştu.

    “İsrail’in bu bölgedeki en büyük gücü Müslüman ülkelerin, bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır”
    İsrail’in en büyük gücünün bölge ülkelerinin bölünmüşlüğü olduğu söyleyen Kurtulmuş, “Değerli dostlar, her konuşmamızda İsrail’in bölgedeki yayılmacılığından bahsediyoruz. Her konuşmamızda bundan sonraki acaba yıkıcı adımların neler olabileceğini gündeme getiriyoruz. Ama şunu temin ederek ifade etmek isterim ki İsrail’in en büyük gücü ne elindeki askeri gücüdür, ne arkasında Amerika başta olmak üzere batılı ülkelerin verdikleri destektir. Ne dünya medyasında hakimiyetidir. Ne uluslararası finans çevrelerindeki çok olağanüstü gücüdür. Ne Amerika ve batı ülkelerindeki lobilerinin gücüdür. Üzülerek ifade ederiz ki, İsrail’in bu bölgedeki en büyük gücü bölge ülkelerinin, Müslüman ülkelerin, bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır” ifadelerini kullandı.
    Türkiye’nin önüne koyduğu vizyonların hepsinin küresel vizyon olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Türkiye’nin Cumhuriyetin ikinci asrında sözü güçlü, gücü tesirli bir ülke haline gelmesinin zorunlu olduğunu belirtti.

    “Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur”
    Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail ile ilgili aldığı karar hakkında konuşan Kurtulmuş, “Her uluslararası alanda İsrail’e karşı bir takım sözleri gündeme getirirken biliyorduk ki bu mahşeri vicdanın insanlık cephesinin ortak vicdanının sesiydi. Bugün geldiğimiz noktada evet çok acılar yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. 50 bine aşkın şehit, yıkılmış şehirler, artık evlerinden koparılmış sadece Gazze’nin halkı değil Batı Şeria’nın insanları hatta Lübnan’da bakmayın ‘Ateşkesi sağladık’ diye söylediklerine Lübnan’da evlerinden yurtlarından edilen on binlerce insanın varlığı hepimizin yüreklerini dağlıyor. Ancak sonuç olarak geldiğimiz noktaya baktığımızda değerli arkadaşlar, dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur. Öncelikle uluslararası adalet divanında Güney Afrika’nın başvurusu ile başlayan Türkiye’nin de başından itibaren yakinen takip ettiği bizim milletvekili heyetlerimizle takip ettiğimiz ve en sonunda da bizim de oraya müdahil olarak katıldığımız mahkemenin ara kararı açıklandı ve orada İsrail’in aleyhine kararlar çıktı. Bundan 20 sene evvel bunu söyleseydiniz. Uluslararası Adalet Divanı İsrail’in aleyhine bir karar alacak denseydi bu salondaki bir tek arkadaşımız buna inanır mıydı? Ama bir mücadelenin bir gayretin ama hepsinden ötesi vatanlarını savunan, şehit olan o insanların kanlarının bereketi hürmetine Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail mahkum oldu ve ilk sefer aleyhine bir karar çıkmış oldu” şekilde konuştu.

  • Yargıda 369 ismin görevi değişti

    Yargıda 369 ismin görevi değişti

    Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile birlikte hakim, savcı, başsavcı, başsavcı vekili, mahkeme üyesi ve başkanı atamaları gerçekleştirildi. Yayımlanan 9 ayrı karar ile toplam 369 ismin görev değişikliği yapıldı.

  • Samsun’da taksi şoförünü öldüren sanığın müebbet hapsi istendi

    Samsun’da taksi şoförünü öldüren sanığın müebbet hapsi istendi

    Olay, Samsun’un İlkadım ilçesi Kökçüoğlu Mahallesi’nde Ağustos ayında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, taksi şoförü olduğu öğrenilen Emre Baş (32) evinde alacak-verecek meselesi yüzünden Ahmetcan F.’nin (21) bıçaklı saldırısına uğradı. 3 yerinden yaralanan Emre Baş, kaldırıldığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    Olaydan sonra yakalanarak tutuklanan Ahmetcan F. hakkında Samsun 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın son duruşmasında savcı mütalaasında Ahmetcan F.’nin Emre Baş’ı “alacak-verecek tartışmasında bıçaklayarak öldürmek” suçundan Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 81/1 maddesi gereği müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.