Kategori: Türkiye

  • Bin 100 gönüllüye uygulandı: Yerli aşıda sevindiren haber

    Bin 100 gönüllüye uygulandı: Yerli aşıda sevindiren haber

    Kayseri Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ayşin Kılınç Toker, yerli aşı TURKOVAC’ın Türkiye genelinde bin 100 gönüllüye uygulandığını ve takip edilen gönüllülerde bir yan etki dönüşünün olmadığını söyledi.

    Kayseri Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ayşin Kılınç Toker, faz-3 çalışmaları devam eden yerli aşı TURKOVAC ile ilgili konuştu. Aşının şimdiye kadar bin 100 kişiye uygulandığını dile getiren Toker, bir yan etkinin de görülmediğini söyledi.

    Toker, “TURKOVAC için faz-3 çalışmamız Kayseri Şehir Hastanesinde devam ediyor. Şu an için 72 gönüllümüze TURKOVAC aşısını faz-3 kapsamında uyguladık. Türkiye genelinde İstanbul, Ankara ve Kayseri’de çalışmalar devam ediyor. 5 merkez şeklinde devam ediyoruz. Burada Erciyes Üniversitesinde de faz-3 gönüllüleri alınmaya devam ediyor. Şu an için Türkiye genelinde yaklaşık bin 100 gönüllüye TURKOVAC aşılaması kapsamında aşı yapıldı. Bunların takipleri yapılıyor, 2. dozlarını yapılmaya başlayan Ankara ve İstanbul’daki gönüllüler de mevcut. Herhangi bir yan etki dönüşü olmadı. Lokal aşı yerindeki ağrı dışında ciddi, hayati tehlike oluşturabilecek ya da tıbbi bir tedavi ihtiyacı gerektirecek bir yan etki ile karşılaşmadık. Şu an için gönüllü alımına e-nabız üzerinden devam ediyoruz. Özellikle 3 şehirde olduğu için belirtmek istiyorum. TURKOVAC çalışmasına katılmak isteyen gönüllülerimiz devam eden süreçteki takiplerinde tekrar gelebilmek şartı ile farklı illerden merkezimize başvuru yapabilirler, kabul ediyoruz şu an için. Bu şekilde başvurularını yapabilirler” şeklinde konuştu.

    “Yoğun bakımda takip ettiğimiz vaka sayısı çok fazla”

    Kayseri’deki vaka artışına da değinen Toker, “Vaka artışı şu an için Türkiye’de en belirgin şekilde Kayseri’de ve bizim zaten Kayseri Şehir Hastanesinde yatarak tedavi altına aldığımız, yoğun bakımda takip ettiğimiz vaka sayımız çok fazla. Kayseri’de özellikle akciğer tutulumu ile zatürre tablosu seyreden hastamız çok fazla. Bu noktada iklimin soğuması, kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilmesi nedeni ile vaka sayılarını göz önünde bulundurmadan rehavete kapılmış bir şekilde maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyulmaması nedeni ile vaka sayımız çok yüksek. Özellikle bu dönemde okulların açılması ve iş hayatının aktif bir şekilde devam etmesinden dolayı maske, mesafe ve temizlik kuralları, kapalı alanların sık sık havalandırılması ve mutlaka aşı takvimine uygun bir şekilde aşılarımızı olmamız gerekiyor. Çünkü bu kışı ekonomik ve psikolojik açıdan güzel bir şekilde atlatmaya tüm Türkiye’nin ihtiyacı var” diye konuştu.

  • “Türkiye’nin yüzde 55’i şiddetli kuraklık yaşıyor”

    “Türkiye’nin yüzde 55’i şiddetli kuraklık yaşıyor”

    Uzmanlar, küresel ısınma konusunda 2030’a kadar çok yönlü önlemler alınmadığı takdirde, dünyanın geri dönülmez felaketlerle karşı karşıya kalacağına dikkat çekiyor. Türkiye’de de bu yaz, küresel ısınmanın sebep olduğu doğal afetler yaşandı. Online PR Servisi B2Press’in incelediği araştırmalara göre, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Haziran-Ağustos 2021 verilerinde, Türkiye’nin yüzde 55’lik kısmında şiddetli kuraklık yaşandığı yer aldı.

    Son aylarda dünya genelinde öngörülemez büyüklükte doğal felaketler yaşanıyor. Üstelik yıkımlar yalnızca kısa süreli felaketler olarak ortaya çıkmıyor, ardında kalıcı izler bırakıyor. Online PR Servisi B2Press’in incelediği Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) raporuna göre, son 50 yılda ortalama her gün dünyanın bir yerinde hava, iklim veya su tehlikesiyle ilgili bir felaket meydana geldi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) ise geçtiğimiz günlerde yayımladığı “2021 Yaz Mevsimi Ortalama Sıcaklık Anomalileri” analizinde, ülkemizin geçen ay son 50 yılın en sıcak 6’ncı ağustosunu yaşadığını açıkladı.

    “İKLİMLE İLGİLİ AFET ÖLÜMLERİNİN YÜZDE 99’UNU OLUŞTURACAK”

    Online PR Servisi B2Press’in incelediği MGM’nin raporunda, Amerika ve Avrupa’nın tarihindeki en sıcak yazı yaşadığı 2021’de Türkiye’nin de en sıcak 4’üncü yazını geçirdiği bildirildi. 2010, Türkiye tarihinin en sıcak yazı olarak kayıtlara geçerken, küresel ısınmanın etkisiyle ülkemizde ortalama yaz sıcaklığının da arttığı görüldü. Bağımsız uluslararası yayın kuruluşu The Lancet için yapılan bir araştırma, sıcak havanın 21. yüzyılın sonunda iklimle ilgili afet ölümlerinin yüzde 99’unu oluşturacağına işaret etti. Artan sıcaklıklar, yaz aylarında yaşanan yangın ve sel felaketlerinin ardından kuraklıkla ilgili endişeleri de gündemin ilk sıralarına taşıdı. MGM’nin Haziran-Ağustos 2021 verilerinde, Türkiye’nin yüzde 55’lik kısmında şiddetli kuraklık yaşandığı yer aldı.

    “DOĞAL AFETLER TÜRKİYE’Yİ ÇÖLE DÖNÜŞTÜRÜYOR”

    B2Press’in incelediği WMO’nın İklim Aşırılıklarından Kaynaklanan Ölümler ve Ekonomik Kayıplar Atlası’na göre, 1970 – 2020 arasındaki 50 yıllık dönem boyunca en büyük insan kayıplarına yol açan olayların ilk sırasında 650 bin ölümle kuraklık geliyor. Hemen ardından 577 bin ölümle fırtına, 58 binle sel ve 55 binle yüksek sıcaklıklar yer alıyor. Bu yaz küresel ısınmanın sebep olduğu felaketlerle yüzleşen Türkiye’de de son aylarda görülen sel ve orman yangınları da birçok can ve mal kaybına neden oldu. Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi’nin (EFFIS) verilerini inceleyen Online PR Servisi B2Press, Türkiye’de her yıl ortalama 97 orman yangını yaşarken, bu sayının 2021 yazında 236’e yükseldiğini tespit etti.

  • Kahveye yüzde 100’e varan zam

    Kahveye yüzde 100’e varan zam

    Brezilya’da olumsuz iklim koşulları Türkiye’de kahve fiyatlarını etkiledi. Ağustos ayında 50 liraya satılan kahvenin kilosu artık 90 ila 100 lira arası satılmaya başladı.

    Başta Brezilya olmak üzere dünyanın önde gelen kahve üreticisi ülkelerde yaşanan don ve olumsuz iklim koşulları kahve fiyatlarını etkiledi. Bu durum aynı zamanda kahve çekirdeğinin ithalat maliyetini de arttırdı.

    Kahve fiyatlarındaki artış hem kahve satıcılarına hem de vatandaşların cebine yansıdı.

    Öyle ki 2021 yılı Ağustos ayında 50 liraya satılan kahvenin kilosu artık 90 ila 100 lira arası satılmaya başladı.

    Eminönü kahve satışı yapan esnaf, kahve fiyatlarındaki artışın gün geçtikçe artacağını hatta kahvenin karaborsaya düşeceğini söyledi.

    “GEÇEN AY 100 LİRAYDI ŞU ANDA 300 LİRAYA YÜKSELDİ”

    Eminönü’nde kahve dükkanı olan işletmeci Kadir Akgün, “Kahve fiyatları çok arttı. Mesela buraya gelip kahve içmek isteyenlere ikram ettiğimiz kahve fiyatları bile yükseldi. Bundan 1 ay önce 50 lira olan bir kahve şu an neredeyse 100 lira oldu. Bu zam daha çok espresso çekirdeğinde hissedildi. Müşterilerimiz bu zammı şikayet etmeye başladı. Geçen ay espresso 100 liraydı şu anda 300 liraya kadar yükseldi. Brezilya’da olan iklim değişikliği nedeniyle maalesef kahve fiyatları yükseldi” dedi.

    “ARTIŞ DEVAM EDECEK”

    Kahve fiyatlarındaki artışın devam edeceğini söyleyen Eminönü’nde kahve dükkanı olan işletmeci Selçuk Ünal ise, “Kahve fiyatlarında bir artış var, ve bu artış daha da devam edecek. Brezilya’da çok uzun zamandır yaşanmayan bir don olayı ve arkasında kuraklık fiyat artışına neden oldu. Mesela şu an Brezilya’da kış ayı olması gerekirken, 30- 35 derecelik bir sıcaklık var. Bu da tüm oradaki hasat yapılan ağaçların sökülüp, yeniden dikilmesi anlamına geliyor. Şu an kahve fiyatları yarı yarıya arttı. Kahve fiyatları arttıkça vatandaşların aldığı gramaj da azalıyor” diye konuştu.

    Türk kahvesini çok sevdiğini söyleyen Nurgül Türkmen ise, “Kahve fiyatlarında en ciddi bir artış var. Bu durum bir kahvekolik olarak beni oldukça üzüyor. Şu an bir anneme bir de kendime küçük bir paket Türk kahvesi aldım. İki küçük kahveye 20 lira verdim” dedi.

    “FİYATLARIN ARTMASIYLA KAHVE İÇMEYİ AZALTMAYI DÜŞÜNÜYORUM”

    Kahve satın almaya Eminönü’ne gelen Beyza Çolak ise “Kahve tüketmeyi çok seviyorum. Günde birkaç demlik filtre kahve, iki fincan Türk kahvesi içiyorum. Ancak şu an fiyatlar çok arttı. O yüzden kahve içmeyi azaltmayı düşünüyorum. Şu an 500 gram Türk Kahvesi’ne 75 lira ödedim” dedi.

    “ŞU AN ALMAK İSTEDİĞİM KAHVENİN KİLOSU 90 LİRA”

    İsmail Turan, “Şu an almak istediğim Türk kahvesinin kilosu 90 lira ancak daha önce bu kahveyi 30 liraya aldığımı bilirim. Ancak Türk kahvesine alışkın olduğumuz için mecburen alacağım” ifadelerini kullandı.

  • DEAŞ davasında karar çıktı

    DEAŞ davasında karar çıktı

    “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “DEAŞ terör örgütüne üye olmak” suçlarından 33 tutuksuz sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 26 sanık hakkında “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan ceza verirken, 7 sanığın ise beraatine karar verildi. “Anayasal düzeni ortadan kaldırma” suçunu “örgüt üyeliği” kapsamında değerlendiren mahkeme, aralarında Sultanbeyli’de örgüt mensuplarının çocuklarına özel derslerin verildiği iddia edilen Ribat Eğitim Kurumu’nun yöneticisi olduğu ileri sürülen Orhan Küçük ile eşi Fatma Küçük’ün de bulunduğu 6 sanığı 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırdı. Diğer 20 sanık ise 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı.

    İddianamede, sanıkların çocuklarını IŞİD /DEAŞ silahlı terör örgütü ideolojisi doğrultusunda eğitim veren, illegal olarak faaliyet gösteren ve sanıklar tarafından finanse edilen Ribat Eğitim Kurumu’na gönderdikleri, örgüt ideolojisi kapsamında faaliyet gösteren illegal mescide gittikleri, sanıkların bir kısmının 2015 yılının genel seçimleri öncesinde Sultanbeyli bölgesi ve civarında oy kullanmayı ve TBMM’yi sözde dini gerekçelerle kötüleyen ve tahkir eden afişler ve pankartlar astıkları, illegal mescitte bulunan piknik ve yemek gibi etkinliklere katıldıkları iddia ediliyordu.

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın 23’üncü celsesi görüldü. Duruşmaya tutuksuz 10 sanık ve avukatları katıldı. Bazı sanık avukatlarının duruşmaya katılmayarak mazeret dilekçesi sunmaları üzerine heyet, mazeret taleplerini reddetti. Ret kararında, sanıklar Selim Sumeli ve Abdullah Basatuğrul avukatları tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu, Abdullah Basatuğrul avukatının 10 celseye mazeret gönderdiği, üç celseye ise mazeretsiz gelmediği belirtildi. 20. celsede savcının esas hakkındaki mütalaasını verdiği ve sanık avukatlarına mütalaaya karşı savunma yapmak için süre verildiği de kaydedilen ara kararda, bu celse sanık avukatlarının mazeret gerekçelerinde herhangi bir belge bulunmadığı ve dosyanın geldiği aşama ve sürüncemede kalmaması için mazeret taleplerini oy birliği ile reddine karar verildiği belirtildi. Duruşmada bulunan sanık ve avukatlarının son savunmalarını alan heyet, daha sonra kararını açıkladı.

    7 SANIĞA BERAAT

    Mahkeme heyeti oybirliğiyle alınan kararda, 7 sanık hakkında kesin ve yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verdi.

    6 SANIĞA 7 YIL 6’ŞAR AY HAPİS CEZASI

    Sanıklar Ali Karataş, Emin Güneş, Fatma Küçük, Orhan Küçük ve Selim Sumeli hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan kamu davası açılmışsa da suçun “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçunu oluşturduğu kanaatine varıldığı kaydedildi. Sanıkların örgüt içindeki konumu ve faaliyetleri dikkate alınarak 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırılmalarına karar verildi. Sanıklardan Veysi Salman da “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    20 SANIĞA 6 YIL 3’ER AY HAPİS

    Heyet, sanıklar Abdullah Basatuğrul, Ali Davşan, Duran Gürbüz, Emin Sumeli, Ercan Tekin, Erhan Gürlük, Gönül Alpat, İbrahim Abusuutoğlu, İdris Öztürk, Kurbani Karakış, Lokman Kesik, Orhan Düzenli, Orhan Tekin, Rukiye Karakış, Sadullah Basatuğrul, Saim Özsoy, Sinan Altun, Tugay Buğda, Yaşar İli ve Yunus Emre Doğan hakkında ise “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırdı.

    ÇOĞU TUTUKLU OLAN SANIKLAR YARGILAMA SÜRECİNDE TAHLİYE EDİLMİŞLERDİ

    Savcılıkça 7 Ekim 2020’de sunulan mütalaada ise sanıklardan Orhan Küçük’ün Ribat Eğitim Kurumu’nun yöneticisi olduğu ve illegal mescitte hocalık yaptığı, IŞİD / DEAŞ örgütü ideolojisi doğrultusunda mescide gelenlerin eğitimleriyle yakından ilgilendiği kaydedilmişti. “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Orhan Küçük, hakkında tüm dellillerin toplanmış olduğu ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak 26 Ocak 2018 tarihinde tahliye edilmişti. Sanık Selim Sumeli’nin ise çatışma bölgelerinde IŞİD/ DEAŞ örgütü bünyesinde emir düzeyinde faaliyet gösteren teröristler ile doğrudan irtibatlı olduğu, sanığın terör örgütlerinden talimatları Truecrypt ve Teamviewer adlı programlar vasıtasıyla aldığı, sanığın örgüt adına eylem yapmak üzere keşif faaliyetlerinde bulunduğu, Ankara’da TBMM, AK Parti İl Başkanlığı civarında, İstanbul’da Caferilerin kullandığı Zeynebiye Camii çevresinde eylem amaçlı keşif çalışması yaptığı ve eylemi gerçekleştirecek eylemci arayışında olduğu belirtilmişti. Sanıklar savunmalarında, Ribat Eğitim Kurumu’nu sübyan mektebi olduğu ve çocuklarını buraya Kur’an eğitimi görmeleri için gönderdiklerini belirterek suçlamaları reddetmişlerdi. Çoğu tutuklu bulunan sanıklar, yargılanmaları kapsamında tahliye edilmişlerdi.

  • “Kapanmak zorunda kalacağız” diyerek uyardı

    “Kapanmak zorunda kalacağız” diyerek uyardı

    Koronavirüs vaka sayısının güncel haritasına göre en çok vaka yoğunluğu yaşanan iller listesinde, Karadeniz’de Rize ve Bayburt zirvede yer aldı, diğer bölge illeri de yüksek vaka oranlarıyla öne çıktı. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, “Kış çok ağır geçecek. Kapatmamak için direniyoruz ama önlemlerimizi almaz, vaka sayılarını düşüremezsek kapanmak zorunda kalacağız.” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından, 4-10 Eylül’de illere göre 100 bin kişiye düşen Covid-19 vaka sayısının güncel haritasını paylaştı. Haritada en çok vaka yoğunluğu yaşanan iller listesinde geçen hafta olduğu gibi Rize ve Bayburt ilk sırada yer aldı. Bölgede iki kentin yanı sıra Trabzon, Gümüşhane, Artvin, Giresun, Samsun ve Ordu da yüksek vaka oranlarıyla öne çıktı.

    Geçen yıla göre üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış olduğunu söyleyen KTÜ Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın, “Eski vaka renklendirme haritasına göre yeşil alan hiç kalmadı, sarı alan olan yerler var. Türkiye aslında turuncu ve kırmızı durumda. Vakalarımız çok yüksek ve Karadeniz de önde gidiyor. İnsanlar artık kurallara uymuyor. Sanki yokmuş gibi bir yaşam kurulmaya başlandı. Bunun sonucu olarak da hastanelerde viral özellikli üst solunum yolu enfeksiyonları görmeye başladık. Elbette her yıl mevsimsel olarak bunu görüyorduk ama geçen yıl maskelerin çok önemli düzeyde kullanılması nedeniyle hiç görmemiştik. Neredeyse sıfırdı ama bu yıl çok erken başladı. Bu da bize maske kuralı uyumu olmadığını düşündürdü” dedi.

    “SEMPTOMLAR BİRBİRİNE KARIŞIYOR”

    Geçen yıl sonbahar aylarında yaşanan vaka yoğunluğunun bu yıl da yaşanmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Aydın, şöyle konuştu:

    “Geçen yıl bu sayıların 6’da 1’i olan sayılarla çok daha yüksek önlem alıp, kapanmalar yaşıyor, daha korumacı yaklaşımla kendimizi hazırlamamıza rağmen ekim, kasım ve aralık ayları ağır geçmişti. Şimdi bu ağırlık eylül ayında başladı. Çok ciddi sayılardayız ve viral üst solunum yolu enfeksiyonu görülüyor. Bu bize kapalı alanlarda toplanmanın düzgün yapılmadığını gösteriyor. Türkiye’nin diğer şehirlerinden aldığımız bilgilere göre, üst solunum yolu enfeksiyonlarının yaygın olduğunu hatta bazı yerlerde ‘influenza’ da görüldü. Üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla Covid-19 semptomları birbirine karışıyor. İnsanlar da ‘Covid-19 olmadım, hastaneye gitmeme gerek yok’ diye kendi kendine çözüm bulmayı düşünüyor. Bu yanlış bir harekettir. Pandemi döneminde üst solunum yolu enfeksiyonuna dair bulgularınız varsa öncelikle sağlık kuruluşuna başvurulması ve Covid-19 olmadığınızın test edilmesi lazım. Bu insanlar şayet Covid-19 ise virüsü yaymaya devam ediyorlar. Üstelik aramızda yaşıyor, önlem almaları gerektiğini bilmiyorlar. Üst solunum yolu olan herkesin öncelikle Covid-19 testinden geçirilmesi en doğru yoldur.”

    “KAPANMAK ZORUNDA KALACAĞIZ”

    Vakaların azalmaması durumunda kış mevsiminin zor geçeceğini söyleyen Aydın, “Geçen yıl kadar ciddi hasta sayımız yok gibi görünüyor ama şu an yoğun bakıma düşenlerden daha yüksek ölüm var. Hastalar az olmasına rağmen ölüm sayısında artış var. Ülkede her 4 günün üzerinde binden fazla ölüm var. Bunu görmemezlikten gelmek hiç doğru değil. Kışın çok ağır geçeceğini söylüyorum. Kapatmamak için direniyoruz ama önlemlerimizi almaz, sayıları düşüremezsek kapanmak zorunda kalacağız” diye konuştu.

  • Yeni karar: Negatif ve aşılı temaslıya karantina yok

    Yeni karar: Negatif ve aşılı temaslıya karantina yok

    Sağlık Bakanlığı ‘Covid-19 Temaslı Takibi Salgın Yönetimi, Evde Hasta İzlemi Rehberi’nde yapılan değişiklikle tam aşılı temaslının HES kodu ilk 5 gün riskli sayılmayacak, 5’inci gün PCR testi negatif çıkarsa izolasyon uygulanmayacak.

    Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı ‘Covid-19 Temaslı Takibi Salgın Yönetimi, Evde Hasta İzlemi ve Filyasyon Rehberi’nde temaslı takip algoritmasında değişiklik yapıldı.

    En önemli değişiklik tam aşılı temaslıların izolasyonunda yapıldı. Buna göre ikinci doz aşısının üzerinden 14 gün geçen ve Covid-19 hastası ile temas eden vatandaşın HES kodu ilk 5 gün riskli sayılmayacak.

    Aşılı ve temaslı olan vatandaş 5’inci gün PCR testi verecek, sonucu negatif çıkarsa izolasyon uygulanmayacak. Test sonucu pozitif çıkarsa 5’nci günden itibaren 9 günlük izolasyon süreci başlayacak ve 14 günü tamamlayacak. 5’inci gün test vermeyen aşılı temaslıların ise HES kodu riskli sayılacak ve kalan 9 günü izolasyonda geçirerek, 14 günü tamamlayacak.

    ‘DELTA’LI HASTAYA 14 GÜN İZOLASYON

    Ayrıca Delta varyantı olan hasta 14 gün izolasyonda kalacak. Yine testi pozitif olan ancak Delta varyantı bulunmayan hasta da 14 gün izolasyona alınacak, ancak test sonucu 10’uncu gün negatif çıkarsa karantina süreci sona erecek.

    Aşısız olan ve delta varyantlı hasta ile temasta bulunan 14 gün izolasyonda kalırken, normal Covid-19 hastası ile temaslı olan ise 14 gün izolasyona girerek, test sonucu 10’uncu gün negatifse karantina sona erecek.

  • Yeni ekonomi paketinin ayrıntıları belli oldu

    Yeni ekonomi paketinin ayrıntıları belli oldu

    AK Parti, vergi muafiyeti de içeren önemli bir kanun teklifi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Teklifte, yaklaşık 900 bine yakın küçük esnafı yakından ilgilendiren önemli düzenlemeler var.

    AK Parti, vergi muafiyeti de içeren 56 maddelik bir kanun teklifi hazırladı.

    Vergi Usül Kanunu, Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi’nde önemli düzenmeler içeren kanun teklifi üzerinde çalışmalarını tamamlamak üzere. Teklifte, yaklaşık 1 milyona yakın küçük esnafı yakından ilgilendiren önemli düzenlemeler var.

    Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Ekonomi Reform Paketi’nde yer alıp yasa gerektiren düzenlemeler için bu teklifin hazırlandığı belirtiliyor.

    NTV’den Özgür Akbaş haberine göre teklifin en öne çıkan ayrıntısı küçük esnafa vergi muafiyeti getirmesi.

    CİROSU 240 BİN TL’NİN ALTINDA OLAN ESNAF VERGİDEN MUAF OLACAK

    İşte teklifte yer alan bazı maddeler:

    • Cirosu 240 bin TL’nin altında olan küçük esnaf vergiden muaf tutulacak.

    KÜÇÜK ESNAFA VERGİ MUAFİYETİ

    • Vergi muafiyeti yaklaşık 900 bin esnafı kapsıyor.

    TARIMSAL DESTEKLER ARTIK VERGİYE TABİ OLMAYACAK

    • Çiftçiye vergi indirimi geliyor. Tarımsal destekten vergi kesintisi yapılması çok eleştiri konusu yapılıyordu. Bu noktada da bir düzenleme var. Artık destekler vergiye tabi olmayacak vergi alınmayacak.

    İNTERNET ÜZERİNDEN PARA KAZANANLARA DA KOLAYLIK GETİRİLİYOR

    • İnternet üzerinden para kazananlara da kolaylık getiren bir düzenleme var. Özellikle YouTuber’lara vergi kolaylığı getiriliyor. Yayınladıkları videolardan reklam alarak para kazananlar vergi mükellefi haline geliyordu ve defter tutma zorunluluğunu vardı bu kaldırılıyor, vergi mükellefi olacaklar yine ama banka onlara yatan parayı doğrudan stopajını kesecek. Yani vergi sorumlusu banka olacak, kişinin özel hesabı üzerinden stopaj kesilecek.

    MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN STAJ ÜCRETİNİ DEVLET ÖDEYECEK

    • Meslek lisesi stajyerlerinin işveren üzerindeki yükü kaldırılıyor. Meslek liselerine ara elemana teşvik edilmesi uygulamasında sanat okullarında okuyanlar iş yerlerinde staj yapıyorlar ve 767 lira veriliyordu ve bu paranın üçte 1’ini işveren tarafından ödeniyordu artık bu düzenleme ile tamamını devlet ödeyecek ve rakamın bin liraya çıkarılması öngörülüyor. Kalfalıkla ilgili de lisedeki 9-10-11-12. sınıflar okuyup kalfalık yapanların aldığı rakam artılacak ve yeni düzenleme ile bu öğrencilerin aldıkları kalfalık parasının üçte ikisini işveren ödüyordu artık tamamını devlet ödeyecek.

    GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ YILDA 3 KEZ VERİLECEK

    • Geçici vergi beyannameleri 3 ayda bir yılda 4 kez veriliyordu burada bir değişikliğe gidiliyor yılda 4 kere değil 3 kez beyanname verilecek ve beyanname verme dönemleri de 1 ay erkene çekiliyor.
  • Tavuklar değil yumurta fiyatları uçtu

    Tavuklar değil yumurta fiyatları uçtu

    AYŞE NUR BÜYÜKHAN – Son dönemlerde birçok ana gıda ürününde fiyat artışları yaşanıyor. Son olarak da protein kaynağı olan yumurtada da fiyat artışı başladı. Orta boy yumurtanın fiyatı marketlerde 1 liranın üstüne çıktı. Geçen haftaya kadar üreticide 73 kuruş olan yumurtanın fiyatı geçen yılın aynı dönemindeyse 43 kuruştu. Her geçen gün artan yumurta fiyatlarından dolayı tüketici şikayetçi, üretici ise girdi maliyetlerinin altında ezildiğini söylüyor. Veteriner hekim Ertuğrul İpekbayar, yumurta fiyatlarındaki artışın mevsimsel olarak ortaya çıkan hastalıklardan dolayı olduğunu söylüyor.

  • Enflasyon mesajı: Fahiş fiyatların önüne geçeceğiz

    Enflasyon mesajı: Fahiş fiyatların önüne geçeceğiz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonun yol açtığı zorlukları biliyoruz. Raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyatların önüne geçeceğiz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir’de “2021 UNESCO Ahi Evran Anma Yılı-Ahi Evran İzinde Esnaf Buluşması” programında konuşuyor.

    https://twitter.com/RTErdogan/status/1438474282271657987

    Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

    “İki yıldır dünyayı sarsan her ülkeye ekonomik yönden ağır darbe vuran bir salgınla mücadele ediyoruz. Bu salgın bizi de etkiledi. Bu süreçten en çok etkilenenlerin başında esnafımız, ticaret erbabımız geliyor. Salgının esnaf üzerindeki yükünü hafifletmek için tedbirler aldık. Ekonomik İstikrar Kalkanı paketini hayata geçirdik.

    Gelişmiş ülkelerin bile ciddi sarsıntılar yaşadığı dönemde kayıplarımızı kısa sürede telafi ederek yolumuza devam ediyoruz. Sıkıntılarımız, dertlerimiz yok mu? Elbette var. Ama çok çalıştığımızda üstesinden gelemeyeceğimiz hususlar değil.

    Ekonomideki son gelişmeleri görüyorsunuz. Dünyanın en yüksek büyüme rakamlarına biz ulaştık. İhracatta rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdam salgın öncesi dönemin dahi üzerine çıktı. Kimi ülkeler gibi hazırda paramız ve zahmetsiz para getiren kaynaklarımız olmadığı halde bu başarıları yakaladık.

    Enflasyonun yol açtığı hayat pahalılığı konusundaki sıkıntıyı biliyoruz. En kısa sürede enflasyonu kontrol altına alarak Raflardaki etiketerdeki fahiş artışların önüne geçeceğiz.”

  • İl il haftalık vaka sayılarında son durum

    İl il haftalık vaka sayılarında son durum

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, illere göre haftalık vaka sayısı haritasını paylaştı. 100 bin kişide haftalık vaka sayısı İstanbul’da 183,48, Ankara’da 282,66, Bursa’da 74,12, İzmir’de 43,26 oldu. Ciddi bir düşüş yaşasa da 100 bin nüfusa karşılık gelen vakada Rize 488 ile yine ilk sırada. 

    İllere göre haftalık vaka sayısı haritası açıklandı. Vaka yoğunluğu en fazla artan 10 ili paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “4-10 Eylül arasında vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre EN ÇOK ARTAN 10 İLİMİZ: Kilis, Erzincan, Malatya, Karabük, Kastamonu, Erzurum, Adıyaman, Kayseri, Tokat, Sinop! Bu illerden birindeyseniz şimdi daha da dikkatli olmalısınız.”

    Covid-19 vaka yoğunluğunun en yüksek olduğu il geçen hafta da Rize oldu.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 4-10 Eylül tarihlerini kapsayan illere göre haftalık vaka sayısı haritasını paylaştı.

    Vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre en çok artan 10 il; Kilis, Erzincan, Malatya, Karabük, Kastamonu, Erzurum, Adıyaman, Kayseri, Tokat, Sinop oldu.

    Bakan Koca, twitter hesabından yaptığı açıklamada, “4-10 Eylül arasında, 100.000 kişi içinde BİR HAFTALIK TOPLAM yeni Covid-19 vaka sayısı neydi? Yaşadığınız, gidip geldiğiniz ildeki durumu haftalık İnsidans haritamızdan öğrenebilirsiniz.” ifadelerine yer verdi.

    Vaka yoğunluğunun en düşük olduğu il 38,6 Aydın, en yüksek olduğu il 488,15 ile Rize oldu. Rize’de geçen hafta sayı 653 olarak açıklanmıştı.