Kategori: Türkiye

  • “Türkiye, yeni göç dalgasını üstlenmeyecek”

    “Türkiye, yeni göç dalgasını üstlenmeyecek”

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz’un, Afgan mülteciler için Türkiye’nin doğru yer olduğunu belirten açıklamasına ilişkin, “Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir” dedi.

    ​Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz’un bir gazeteye verdiği mülakatta, Afgan mülteciler için Türkiye’yi daha doğru yer olarak işaret eden ifadelere ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Kurz’un ifadelerinin Türkiye tarafından hayretle karşılandığını bildiren Bilgiç, “Her şeyden önce, Türkiye, Şansölye Kurz’un ifade ettiği gibi Afganistan’a komşu bir ülke değildir. Bütün dünyayı etkileyen ve herkesin ortak meselesi olan düzensiz göç sorununu çözmek için ortak çabayı ve iş birliğini vurgulamak yerine, ‘göçmenler buraya gelmesin, başka yere gitsin’ şeklindeki tutum hem bencilce, hem de kimseye faydası olmayan bir yaklaşımdır. Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir. Bu tutumumuzu her vesileyle ve her düzeyde muhataplarımıza iletiyor, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağını vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.

    ‘TÜRKİYE, ÜÇÜNCÜ ÜLKELERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ DEVRALMAYACAK’

    Avusturya’nın uluslararası yükümlülükleri ile AB kuralları çerçevesinde Afgan sığınmacılara uluslararası koruma sağlamak zorunda olduğunu açıklayan Bilgiç, şunları kaydetti:

    “Diğer AB ülkeleri gibi Avusturya da Mültecilerin Statüsü Hakkında 1951 BM Sözleşmesi’ne taraftır. Avusturya, uluslararası yükümlülüklerine ve AB kurallarına uygun olarak Afgan sığınmacılara da uluslararası koruma sağlamak zorundadır. Türkiye, üçüncü ülkelerin uluslararası yükümlülüklerini hiçbir durumda devralmayacaktır. Kitlesel göç krizinden endişe duyan Avrupa ülkelerinin, çözümü Türkiye’de aramak yerine, Afganistan ve komşu ülkelerle doğrudan görüşülmesi, düzensiz göç ve insan kaçakçılığıyla mücadele ve düzenli göçmenlerin bulundukları topluma entegrasyonu konularına kafa yormaları daha yararlı olacaktır.”

  • Emlak vergisinde yeni dönem kapıda

    Emlak vergisinde yeni dönem kapıda

    2022-2025 yılları için hazırlanan emlak vergisine esas değerler belirlendi. Arsa metrekare rayiç bedelleri üzerinden hesaplanan vergilendirmeler sonrası bazı bölgelerde yüzde 50 ve yüzde 100’ün üzerinde artış yaşandı.

    Bina vergi değeri 5 milyon 227 bin lirayı aşan mesken nitelikli taşınmazları diğer bir tanımla lüks konutları ilgilendiren bu verginin beyannameleri ilk taksitleri şubat itibarıyla tamamlandı. Söz konusu verginin ikinci taksit ödemeleri ise Ağustos ayı itibarıyla başlıyor.

    Türkiye genelinde Değerli Konut Vergisi’nin kapsamına giren yaklaşık 150 bin mülk olduğu tahmin ediliyor. Tek konutu olanlar ise konut değeri ne kadar olursa olsun vergiden muaf tutuluyor.

    Değerli Konut Vergisi’nin emlak sektörüne etkilerini değerlendiren Elfi Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Aydemir, “Birçok mükellefin mülkü bir önceki dönemde ‘değerli konut’ kapsamında yer almazken yapılan son düzenlemeler ile bu kapsama girerek vergiye tabi oluyor. Emlak rayiç bedellerinin esas alınması ile birlikte değerli konut matrahı belirleniyor. Bu durumda mülk sahipleri için ek maliyetler oluşuyor. ’Yatırımlarını konut sektörüne yapan yatırımcılar için önemli bir düzenleme’ diyebiliriz. Özellikle lüks konut satışlarını doğrudan etkileyen bu vergilendirmeler hem konut taleplerini hem de konut fiyatlarını olumsuz yönde etkileyebilir” dedi.

    Konutun değeri 5.2 milyon lirayı aşan yerlerde Değerli Konut Vergisi ödenmesi mecburi hale geliyor. Değerli konut vergisi” nasıl hesaplanacak? İşte rakamlarla değerli konut vergisi;

    “5 milyon 227 bin TL ile 7 milyon 841 bin TL arasında olanlar, 5 milyon 227 bin TL’yi aşan kısmı için binde 3. 10 milyon 455 bin TL’ye kadar olanlar 7 milyon 841 bin TL’si için 7 bin 842 TL, fazlası için binde 6. 10 milyon 455 bin TL’den fazla olanlar 10 milyon 455 bin TL’si için 23 bin 526 TL, fazlası için binde 10.”

  • Yarın başlıyor! Sıcak havaya karşı Meteoroloji’den uyarı

    Yarın başlıyor! Sıcak havaya karşı Meteoroloji’den uyarı

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, yarından itibaren pazar gününe kadar Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 4 ila 8 derece üzerinde seyredeceği belirtilerek, sıcak çarpmasına karşı tedbirli olunması istendi.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde, Marmara Bölgesi ile Ege ve Akdeniz kıyılarında hava sıcaklığına karşı uyarı yapıldı.

    Hava sıcaklıklarının yarından itibaren batı ve güney kıyılarda artmaya başlayacağı, hafta boyunca Marmara Bölgesi ile Ege ve Akdeniz kıyı kesimlerinde mevsim normallerinin 4 ila 8 derece üzerinde seyredeceğinin tahmin edildiği kaydedildi.

    HANGİ İL KAÇ DERECEYİ GÖRECEK?

    Açıklamada, “Günün en yüksek hava sıcaklıklarının İstanbul’da 32-34, Edirne’de 36- 39, Çanakkale’de 35- 39, Bursa’da 34- 37, Balıkesir’de 34- 38, İzmir’de 37- 40, Manisa’da 38- 42, Aydın’da 41- 44, Muğla’da 38- 41, Antalya’da 39- 41, Adana’da 37- 40 dereceler civarında seyredeceği tahmin edilmektedir. Hafta boyunca batı ve güney kıyılarda etkili olması beklenen sıcak hava dalgası nedeniyle,11.00 ile 16.00 saatleri arasında başta yaşlılar, çocuklar ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın sıcak çarpmasına karşı dikkatli ve tedbirli olmaları önem arz etmektedir” denildi.

    BURSA’DA BU HAFTA HAVA NASIL OLACAK?

    Kurban Bayramı öncesinde bunaltan ve hissedilen sıcaklığın 42 derecelere kadar çıktığı Bursa’da bayram  haftasında hava yer yer parçalı bulutlu, yağmurlu ve hafif serinletici rüzgarlı geçti.

    Bayramın bitmesiyle birlikte Meteoroloji’den yapılan tahminlerde sıcaklıklar artacak. Mevsim normallerinin 4-8 derece üstünde  seyretmesi beklenen sıcaklıklar nedeniyle sıcak çarpmasına karşı tedbirli olunması istendi. Bursa’da bugün beklenen en yüksek sıcaklık  34-37 derece olurken 5 günlük hava tahmin raporlarında sıcakların giderek artması bekleniyor.

    BURSA VALİLİĞİ SAAT VEREREK UYARDI

    Bursa Valiliği önümüzde bir haftalık süreçte il genelinin sıcak havanın etkisinde kalacağını belirterek şu açıklamayı yaptı:

    “Eskişehir Bölge Tahmin ve Erken Uyarı Merkezince yapılan son değerlendirmelere göre; önümüzdeki bir haftalık süreçte ilimizin sıcak havanın etkisinde kalacağı tahmin edilmektedir. Bölgemizde halen mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının, yarından itibaren hafta sonuna kadar daha da artacağı ve mevsim normallerinin 4 ila 8 derece üzerine çıkacağı, günün en yüksek hava sıcaklıklarının 34-37 dereceler civarında seyredeceği tahmin edilmektedir. Sıcak hava dalgası nedeniyle, öğle saatlerinde (11:00 – 16:00 saatleri arasında) başta yaşlılar, çocuklar ve kronik sağlık problemi olanların güneş çarpması gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir. Geçerlilik periyodu: 27.07.2021 11:00 – 31.07.2021 16:00 Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

    BURSA’NIN 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU TAHMİNİ

    BURSA’NIN SAATLİK HAVA DURUMU TAHMİNİ

    SEL UYARISI

    Ayrıca, Kastamonu, Karabük ile Sinop’un güney ve batı çevrelerinde yerel kuvvetli yağışlara karşı da uyarı yapıldı. 13.15- 19.00 saatleri arasında etkili olması beklenen yağışa ilişkin, “Kastamonu, Karabük ile Sinop’un güney ve batı çevrelerinde beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların yerel olarak kuvvetli olması beklendiğinden meydana gelebilecek ani sel, su baskını, yıldırım, yağış anında kuvvetli rüzgar, ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır” ifadesine yer verildi.

  • Okullar 6 Eylül’de açılacak mı?

    Okullar 6 Eylül’de açılacak mı?

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, son dönemdeki vaka artışlarının okullarının açılış tarihini etkileyip etkilemeyeceği yönündeki soruya “Şu andaki bakış açımız okulların 6 Eylül tarihinde açılmasıyla ilgili. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı olarak her türlü görevi, vazifeyi yerine getiriyoruz, kimsenin şüphesi olmasın. Toplumumuzdan beklentimiz de buna destek olmaları yönündedir. Odak noktamız okulların açılması” yanıtını verdi.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Mersin programı kapsamında Yenişehir ilçesindeki Barbaros Ortaokulu’nu ziyaret ederek, öğrenci ve okul idarecileriyle bir araya geldi. Vali Ali İhsan Su ve İl Milli Eğitim Müdürüm Adem Koca’nın da eşlik ettiği ziyarette açıklamalarda bulunan Bakan Selçuk, bayram sonrası ‘Telafide ben de varım’ etkinliklerinin son hızla devam ettiğini, etkinliklerin ağustos ayında da bu şekilde devam edeceğini ve eylül başından itibaren ise okullarda olmak için hazırlıkları yaptıklarını söyledi.

    Hazırlıkların temel noktasını, temizlik ve hijyenin oluşturduğunu vurgulayan Bakan Selçuk, “Türk Standartları Enstitüsü ile hazırlamış olduğumuz kontrol kılavuzunun yenilenmiş haliyle beraber, her türlü tedbirin alınması noktasında iş ve işlemlerimiz sürüyor. Bildiğiniz gibi okullarımızın tamamının ‘okulum temiz’ belgesi aldığını paylaşmıştık. Şimdi yeniden bu temiz belgesi gündeme geliyor ve bu doğrultuda da her bir okulumuzda denetçilerimiz incelemeler yapıyorlar. Daha önce de paylaşmıştım, 3 bin 300 civarında denetçimiz var Türkiye’de. Şimdi bu arkadaşlarımıza bin 200 yeni denetçi arkadaşımız daha ekleniyor ve onlarla beraber ‘okulum temiz’ belgesini ağustos ayının sonu itibariyle tamamlamış olacağız. Böylece okullarımızın ihtiyaçları varsa, bunları okul açılmadan önce halletmiş olacağız” diye konuştu.

    “10 KAT ARTTIRDIK”

    Bu çerçevede okulların açılması konusunda öğretmenler, okul müdürleri, il ve ilçe yöneticileri tarafından her türlü hazırlıkların sürdüğünü kaydeden Bakan Selçuk, şöyle devam etti:

    “Ama bu aynı zamanda bir toplumsal ödevdir. Aşı olarak hem kendimizi korumak hem de okulların açılması noktasında bir yol açmak söz konusu. Bütün toplumumuzun desteğini bekliyorum, sağ duyulu davranmalarını bekliyorum bakanlık olarak. Bizler bu çalışmaları, hazırlıkları sürdürürken, ‘okulum temiz’ belgesiyle ilgili hazırlıkları sürdürürken, okulların temizlik bütçesini de 10 kat arttırdık. Bu artışla beraber okulların çok daha temiz bir şekilde hizmet verebilmesinin de önünü açmış oluyoruz. Ama toplumumuzun her ferdinin, çocuklarımızın geleceği için, çocuklarımızın eğitimi için aşı olması ve okulların rahat açılabilmesi için gereken desteği vermesi çok önemli.”

    6 EYLÜL’DE OKULLAR AÇILACAK MI?

    Bakan Selçuk, son dönemdeki vaka artışlarının okullarının açılış tarihini etkileyip etkilemeyeceği yönündeki bir soruya ise “Şu andaki bakış açımız okulların 6 Eylül tarihinde açılmasıyla ilgili. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı olarak her türlü görevi, vazifeyi yerine getiriyoruz, kimsenin şüphesi olmasın. Toplumumuzdan beklentimiz de buna destek olmaları yönündedir. Odak noktamız okulların açılması” şeklinde yanıt verdi.

  • 3. doz gerekli mi değil mi? Uğur Şahin’den açıklama

    3. doz gerekli mi değil mi? Uğur Şahin’den açıklama

    Dünyada onaylanan ilk Covid-19 aşısını Pfizer ile birlikte geliştiren BioNTech’in CEO’su Prof. Uğur Şahin, aşılarının Delta varyantı üzerindeki etkisi ve üçüncü doz aşı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Şahin, üçüncü doz aşının kullanılıp kullanılmaması konusunda halka tavsiye vermeyeceğini, hükümetlerin kendi kararlarını vereceklerini belirtti.

    BioNTech CEO’su Türk bilim insanı Prof. Uğur Şahin, dünyada baskın tür haline gelen koronavirüsün Delta varyantına karşı aşıları ile ilgili araştırma ve üçüncü doz aşı ile ilgili Wall Street Journal’a açıklamalarda bulundu.

    ‘ÜÇÜNCÜ DOZA İHTİYAÇ DUYULMAYABİLİR’

    Uğur Şahin, “Bazı kişiler arasında aşılamadan yedi ay sonra antikor seviyeleri düşse bile, aşı çoğu ağır hastalığa karşı korunmaya devam ediyor ve henüz üçüncü doza ihtiyaç duyulmayabilir” diye konuştu.

    Şahin, her ülke hükümetinin bu konuda kendi kararını vermesi gerektiğini dile getirirken, “Ülkeler, kırılgan ve riskli gruptaki insanlara ekstra doz aşı verip vermeme konusunda kararı kendileri almalı” dedi.

    ‘BU TARTIŞMA BİZSİZ DEVAM ETMELİ’

    Hükümetlerin artık bağışıklığı artırmak için üçüncü bir aşı uygulamak isteyip istemediklerine kendilerinin karar vereceğini vurgulayan Uğur Şahin, güçlendirici olarak bilinen üçüncü doz aşının kullanılıp kullanılmaması konusunda halka tavsiye vermeyeceğini, verileri yalnızca gerçek hayattan geldikleri gibi yorumlayacağını söyledi.

    Şahin Wall Street Journal’a, “Bu tartışma bizsiz devam etmeli. Biz sadece veri sağlayacağız ve hükümetlerin bize ne istediklerini söylemeleri gerekecek” dedi.

    İSRAİL’DEKİ ARAŞTIRMADA SONUÇ NE ÇIKMIŞTI?

    Öte yandan Şahin, geçtiğimiz hafta İsrail’de aşılarının Delta varyantına karşı normale göre daha düşük koruma sağlaması ile ilgili Sağlık Bakanlığı açıklamasını da değerlendirdi. Şahin, İsrail’de ortaya çıkan verileri doğrulayarak, “Aşının koronavirüse karşı bağışıklığı düşüyor” dedi.

    İsrail Sağlık Bakanlığı tarafından geçen hafta yayınlanan araştırmada, BioNTech/Pfizer koronavirüs aşısının Delta varyantına karşı etkisinin koronavirüsün orijinal haline kıyasla daha düşük olduğu belirtilmişti.

    Sağlık Bakanlığı, Delta varyantı vakaları üzerinde yapılan çalışmada iki doz BioNTech – Pfizer koronavirüs aşısının enfeksiyon riskini azaltmada yüzde 39, semptomatik hastalık riskini azaltmada yüzde 40 etkili olduğunu açıklamıştı.

    Bununla birlikte araştırmada, aşının hastalığı ağır geçirme oranını ise yüzde 91 oranında engellediği bildirilmişti.

  • Mehmet Ceyhan: Vaka artışı dalgaları devam edecek

    Mehmet Ceyhan: Vaka artışı dalgaları devam edecek

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüste vaka artışı dalgalarının devam edeceğini söyledi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, delta virüsün daha önceki varyantlara göre daha bulaşıcı olduğunu belirterek, “Vaka artışı dönemleri yaşayacağız. Bu artacak, tekrar azalacak. Salgın bütün dünyada son buluna kadar birkaç defa artış dalgaları göreceğiz. Bu dalganın ne kadar büyük olacağı ise alınacak tedbirlere, uygulanacak kısıtlamalara bağlı” dedi.

    ‘DELTA VİRÜSÜN YAYILIMINDA SINIRLARIMIZI İYİ KAPATAMADIK’

    Bundan sonraki süreçte çıkacak olan varyantların hep daha bulaşıcı olacağını açıklayan Ceyhan, “Çünkü daha bulaşıcı olmazsa, bir önceki virüsün yerini alır ve kendini gösteremez. Özellikle delta virüsün yayılımında sınırlarımızı iyi kapatamadık. Turizmin önceliklendirilmesi tabii ki anlaşılabilir bir durum. Ancak bu sırada delta virüs Rusya’da çok hızlı bir şekilde artarken, biz Ruslara çok kolaylıklar göstererek, yapılması gerekeni yapmadan ülkemize aldık. Bunun sonucu olarak Ruslar her şey dahil otellerde tatil yapıyorlar. Ama orada çalışan Türkler var. Kurban Bayramı’ndaki en büyük risk de orada zaten. Türkler ile Ruslar aynı otellerde tatil yaptılar. Ortak alanda yemek yediler, havuzu kullandılar. Bu temasların etkisi de henüz görülmedi” diye konuştu

    ‘VAKA ARTIŞI DÖNEMLERİ YAŞAYACAĞIZ’

    Ceyhan, vaka artışının önümüzdeki haftadan sonra da görüleceğini belirterek, “Ama unutmayalım ki hiç aşı yapmasanız da, önlem almasanız da bu salgın dalgalar şeklinde devam ediyor. Neticede bir vaka artışı dönemleri yaşayacağız. Bu artacak, tekrar azalacak. Salgın bütün dünyada son buluna kadar birkaç defa artış dalgaları göreceğiz. Bu dalganın ne kadar büyük olacağı ise alınacak tedbirlere, uygulanacak kısıtlamalara bağlı. Dediğim gibi aşıdan böyle bir beklentiye girmemiz son derece yanlış” diye konuştu.

    ÜLKELERDEKİ AŞILAMA DURUMU

    Hiçbir ülkenin şu anda ilk başladığı günlerdeki aşı miktarını yakalayamadığını söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Örneğin İngiltere, ilk günlerde 3,5 milyon günlük aşı yapıyordu. İki gün önceki aşılama sayısı ise 126 bin. Türkiye’de de böyle problemler çıkacak. 600 binin üzerinde günlük aşılama yaparsak, bu Türkiye için iyi bir rakamdır. Eğer bu şekilde yapabilirsek, biz istediğimiz aşılanma oranını ancak önümüzdeki senenin ilk dönemlerinde yakalayabiliriz. Bu da şu anlama geliyor; biz o aşı oranına çıkana kadar, tedbirlerle ve kısıtlamalarla mücadele etmek zorunda kalacağız” ifadesini kullandı.

  • “Bir süre daha artış yaşanacak”

    “Bir süre daha artış yaşanacak”

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Maalesef bir parça uyum sorunu yaşadığımız için vakaların arttığına şahit oluyoruz. Zira baktığımız zaman bu ayın başında 4 bin 900’lere kadar düşen vakalar dün akşam itibariyle 11 bin civarını bulmuş durumda. Bir süre daha bu artış trendi yaşanacak gibi gözüküyor” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Kurban Bayramı’nda yaşanan sosyal hareketliliğin tedirginlik oluşturduğunun söyledi.

    İlhan, yaptığı açıklamada, “Koronavirüs vakalarının ortaya çıkmasında hepimiz biliyoruz ki, kalabalıkta bir araya gelme, özellikle havasız mekanlarda bir araya gelme ve nüfusun yoğunlaşması en büyük etken. Artık bunu bir buçuk yıldır tüm dünya öğrendi. Fakat Kurban Bayramı’nda maalesef bazı vatandaşlarımızın memleketlerine gittiklerinde, tatil beldelerine gittiklerinde veya seyahat sırasında kalabalıklarda bir araya gelmeme koşullarına çok uymadıklarına şahit olduk. Elbette bayramlaşma yapalım ama özellikle fiziki temastan kaçınmak doğru bir yaklaşım olacak. Yine bir araya geliyorsak olabildiğince bahçe, balkon gibi yerlerde bir araya gelebiliriz. Böyle yerlerde bir araya gelebilme gibi bir imkân yoksa vatandaşların çok kısa süreli hızlı bir ziyaret yapıp çıkmaları ve ortamların havalandırılması doğru bir yaklaşım olacaktır. Fakat maalesef bir parça uyum sorunu yaşadığımız için vakaların arttığına şahit oluyoruz. Zira baktığımız zaman bu ayın başında 4 bin 900’lere kadar düşen vakalar dün akşam itibariyle 11 bin civarını bulmuş durumda. Bir süre daha bu artış trendi yaşanacak gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı.

    “Aşı olmasaydı, şu anda vakaların çok daha yüksek olabileceğini öngörmek hiç de yanlış olmayacaktır açıkçası”

    Vaka artışlarının eğer aşılama olmasaydı daha yüksek olabileceğine dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Bu sürece baktığımızda, geçen sene ile bu zamanı kıyasladığımızda aslında artış daha da yüksek olabilirdi. Ama bu artışın önündeki en büyük engelin mevcutta iki doz aşılanmış vatandaşlarımızın olduğunu düşünüyorum. Hali hazırda baktığımızda iki doz aşısını olan vatandaşlarımız yüzde 35 civarında yani hedef nüfusun üçte birinden daha fazlası iki doz aşısını olmuş. Bunun hızlı bir şekilde artması gerekiyor. Geçen sene ile bu seneyi kıyasladığımızda elimizde çok güçlü bir silah var, aşılama. Bu nedenle aşısını olmayan vatandaşlarımız varsa, ister tek doz, ister ikinci dozunu olmayanlar, hatta 50 yaş üzeri olanlardan üçüncü dozunu olmayanlar bir an önce aşılarını olmaları gerekiyor. Şu an geldiğimiz noktada bizim her zaman söylediğimiz, fiziksel mesafeye uyma, maske kullanımı, ortamın havalandırılması ve aşı dışında elimizde açıkçası geçen seneden farklı bir mücadele aracımız yok. Ama aşının gücünü kullanmamız gerekiyor. Bakın aşı olmasaydı, şu anda vakaların çok daha yüksek olabileceğini öngörmek hiç de yanlış olmayacaktır açıkçası” diye konuştu.

    “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerimizde aşılama oranlarının daha düşük olduğuna şahit oluyoruz”

    Aşılama oranının düşük olduğu yerlerde, bu orana paralel bir şekilde vaka artış hızının daha yüksek olduğuna dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, “Türkiye’de baktığınız zaman daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerimizde aşılama oranlarının daha düşük olduğuna şahit oluyoruz. Ama başka bir durum da var, bu illerimizde aynı zamanda vaka artış hızı da daha yüksek. O zaman aşı ile vaka artışındaki bu ilişkiyi düşündüğümüzde bu bölgedeki vatandaşlarımıza bir an önce aşılama çağrısı yapmamız gerekiyor. Daha lokal bazda, daha mahalle bazında aşıya teşvik sağlamak daha kolay olacaktır. Lokal bazda da baktığımız zaman açıkçası, o bölgenin aile hekimi, o bölgenin okulunun müdürü ve öğretmenleri, o bölgenin cami hocası, o bölgenin karakol jandarma gibi güvenlik merkezlerindeki amirler, muhtarlar o bölge içerisindeki teşviki sağlarsa vatandaşların daha etkili bir şekilde aşılamaya geleceğine inanıyorum. Zira baktığımız zaman yerelde muhtardan başlayarak, muhtarın, okul müdürünün, aile hekiminin etkisi çok fazla. Herkes tanıdığı için onlara çok daha fazla güveniyorlar açıkçası. Böyle bir strateji de benimsenebilir belki” şeklinde konuştu.

    “Aşılama oranının düşük olduğu illere baktığımızda bu bölgelerde genç nüfusun da fazla olduğunu görüyoruz”

    Aşılama oranının düşük olduğu bazı şehirlerde de genç nüfusun ağırlıklı olduğuna dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi İlhan şunları kaydetti:
    “Aşılama oranının düşük olduğu illere baktığımızda bu bölgelerde genç nüfusun da fazla olduğunu görüyoruz. Genç nüfus arasında da aşı olmama konusunda bir yaklaşım söz konusu. Pek aşı olmak istemiyor genç nüfus. Burada da aslında hem arkadaş çevresinden edilen yanlış bilgiler hem sosyal medyadan edilen yanlış bilgiler ve maalesef aşı karşıtlığı yapan bazı hekim arkadaşlarımızın görüşleri burada etkili oluyor. Ama baktığımız zaman, 20’nci yüzyıl ile 21’inci yüzyılı kıyasladığımızda insan ömrünün 40’lardan 70’lere, 80’lere gelmesinde en önemli iki tane etken var ve bunlardan bir tanesi yaygın aşılama. Hem de temiz suyun sağlanması. Su ve aşılama açıkçası insanın ömrünü 100 yılda 40’lardan 80’lere getirdi. Bu nedenle gençlerimizi bunlara ikna etmek gerekiyor. Genelde kulaktan dolma ve şehir efsanesi iddialar söz konusu. Ama bakıldığı zaman iddialar ile bir kaynak ve yayınlanmış makale söz konusu değil.”

  • Yüz yüze eğitim açıklaması

    Yüz yüze eğitim açıklaması

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Tedbirlerimiz ve yüksek dikkatimizle yeni döneme Eylül ayında başlayacağız inşallah. Aşı olan herkes, kendi sağlığının takipçisi ve yüz yüze eğitime başlama sürecinin destekçisidir” dedi.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Twitter hesabından yaptığı açıklamada,

    “Etkinliklerimiz yaz boyu telafi kapsamında devam ediyor. Tedbirlerimiz ve yüksek dikkatimizle yeni döneme Eylül ayında başlayacağız inşallah. Aşı olan herkes, kendi sağlığının takipçisi ve yüz yüze eğitime başlama sürecinin destekçisidir” dedi.

  • Borsada işlem hacmi rekoru

    Borsada işlem hacmi rekoru

    Borsa İstanbul’da hisse senedi piyasası işlem hacmi 5,2 trilyon lira ile tarihi rekor seviyeye ulaştı.

    Borsa İstanbul’da hisse senedi piyasası işlem hacmi geçen yılın aynı dönemine göre 2,5 kat artarak 5,2 trilyon lira ile tarihi rekor seviyeye ulaştı.

    Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nce açıklanan aracı kurum verilerine göre, hisse senedi işlem hacminin rekor kırmasında en büyük etken “yerli yatırımcı” oldu.

    Yerli yatırımcıların hisse senedi işlem hacimleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 145 artarak 3,8 trilyon liraya çıktı.

    Yabancı yatırımcıların işlem hacmi ise yüzde 157 artarak 1,4 milyar liraya ulaştı.

    Bu yılın ilk çeyreği itibarıyla, işlem hacminin yüzde 74’ü yerli yatırımcılar, yüzde 26’sı ise yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirildi.

  • Türkiye’de son 24 saatte 8 bin 780 yeni vaka

    Türkiye’de son 24 saatte 8 bin 780 yeni vaka

    Türkiye’nin 20 Temmuz 2021 günlük koronavirüs tablosu açıklandı. Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan “Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu”nun güncel verileri paylaşıldı.

    Türkiye’de son 24 saatte 198 bin 537 Kovid-19 testi yapıldı, 8 bin 780 kişinin testi pozitif çıktı, 46 kişi hayatını kaybetti. Tabloya göre Bursa’da aşılama oranı yüzde 64.2 oldu.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca; ” Vaka sayılarındaki artışı engelleyecek olan bir an evvel iki doz aşı olarak bağışıklık elde etmektir. Bayram salgın hastalık için fırsata dönüşmemeli. Sevinç ve teyakkuz bir arada olabilir.”