Kategori: Türkiye

  • Nisan ayı enflasyon rakamları açıklandı

    Nisan ayı enflasyon rakamları açıklandı

    TÜİK, nisan ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Tüketici fiyat endeksi nisan ayında yıllık yüzde 17,14, aylık yüzde 1,68 arttı. Enflasyon bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13,70 artış gerçekleşti.

    İşte TÜİK nisan ayı enflasyon açıklamasının detayları…

    NİSAN AYI ENSFLASYON VERİLERİ

    Yıllık en düşük artış yüzde 3,60 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti

    Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, yüzde9,05 ile haberleşme, yüzde 10,21 ile eğitim ve yüzde 11,03 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 29,31 ile ulaştırma, yüzde 22,27 ile ev eşyası ve yüzde 19,20 ile sağlık oldu.

    Aylık en yüksek düşüş gösteren grup yüzde 0,28 ile haberleşme oldu

    Ana harcama grupları itibarıyla 2021 yılı Nisan ayında azalış gösteren diğer ana grup yüzde 0,03 ile ev eşyası oldu. En az artış gösteren diğer ana gruplar yüzde 0,56 ile sağlık ve yüzde 0,73 ile alkollü içecekler ve tütün oldu. Buna karşılık, 2021 yılı Nisan ayında artışın yüksek olduğu gruplar ise sırasıyla,yüzde 7,57 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 2,13 ile gıda ve alkolsüz içecekler ve yüzde 2,09 ile eğitim oldu.

    Nisan 2021’de, endekste kapsanan 415 maddeden, 92 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 42 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 281 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

    Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 18,11, aylık  yüzde 1,65 arttı

    İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2021 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1,65, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5,44, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,11 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13,82 artış gerçekleşti.

  • Bodrum mutasyonu olur mu? Açıklama geldi

    Bodrum mutasyonu olur mu? Açıklama geldi

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bayram sonrası salgının etkisinin azalacağı bir döneme geçileceğini söyledi. Tam kapanma nedeniyle akın yaşanan Bodrum için ise Koca, “Bunun bir mutasyona sebep olabileceğini düşünmüyorum ama vaka artış riski taşıdığını söyleyebilirim” ifadesini kullandı.

    17 günlük tam kapanma sürecinden sonra hedef kontrollü normalleşme…

    Açıklama Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan geldi.

    Hürriyet Gazetesine konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ramazan Bayramı sonrasını işaret ederek salgının etkisinin azaldığı bir döneme geçileceğini söyledi.

    Koca şunları kaydetti:

    “Yaz dönemi bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Vaka sayılarının bayram sonrası belli bir düzeye doğru iniş göstermesi ve bunun devamında kontrollü bir geçiş dönemiyle sürdürülmesi ve Haziran sonunda 40 yaş üstü vatandaşlarımızın aşılamasını sağlamakta kararlıyız. Devamında 18 yaş üstünü aşılamayı sağlayabilirsek, yaz döneminin daha kontrollü geçeceğine inanıyorum.”

    “BAYRAM SONRASI 5 BİN OLABİLİR”

    Tam kapanma sürecinin sonunda vaka sayılarının olması gereken düzeye inmesini beklediklerini söyleyen Bakan Koca, “Cumhurbaşkanımız 5 binin altı gibi bir hedeften söz ettiler. Ben bu sayının bayram sonrasında olabileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    “GİDİLEN YERDE TEMAS ENGELLENMELİ”

    Sağlık Bakanı, tam kapanma kararı sonrası tatil belderinde oluşan yoğunluğu da değerlendirdi.

    “Bu şekilde yoğun çıkışların olması olumlu bir durum değil” diyen Bakan, “Ayrıca gidilen yerde kalabalık ortamların oluşması, bir risk taşıyor. O nedenle vatandaşlarımızın gittikleri ortamda birbiriyle teması olabildiğince önleyen bir davranış içinde olmaları gerekiyor. Bu hareketliliğin bir risk taşıdığını söyleyebilirim” değerlendirmesini yaptı.

    BODRUM MUTASYONU OLUR MU?

    Bakan Koca, “Bodrum mutasyonu olur mu?” sorusuna ise, “Bunun bir mutasyona sebep olabileceğini düşünmüyorum ama vaka artış riski taşıdığını söyleyebilirim” yanıtını verdi.

  • Bakan duyurdu! Başvurular pazartesi başlıyor

    Bakan duyurdu! Başvurular pazartesi başlıyor

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) hızlı destek programı kapsamında, pandemiden etkilenen mikro ve küçük ölçekli işletmelere faizsiz ve 3 yıl geri ödemesiz kredi desteği sağladıklarını söyledi. Varank, “Mikro işletmeler 30 bin, küçük işletmeler ise 75 bin liraya kadar finansmana hızlı bir şekilde erişebilecek. Başvurular pazartesi gününden itibaren e-devlet aracılığıyla yapılabilecek” dedi.

    Bakan Varank, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı tarafından ‘Girişimcilik’ temasıyla düzenlenen ‘Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu’na video konferans yöntemiyle katıldı. Varank, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı’nın kurulduğu günden bugüne aidiyet ve medeniyet bilincine sahip gençlerin yetişmesinde örnek bir rol üstlendiğini belirtti. Varank, “Vakfımızın neşet ettiği ülkemizin en güzide yükseköğretim kuruluşlarından biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin kısır çekişmelere malzeme edilmesi hepimizi üzüyor. Anayasaya ve kanuna uygun şekilde gerçekleştirilen bir atamaya verilen gerekçesiz tepkiler uzun süre ülke gündemini zehirledi. Halen bu gündemi sıcak tutmaya çalışanlar da var. Kendileri de gayet iyi biliyorlar ki üniversite rektörlerinin sandık kurup oylamayla seçilmesi diye bir uygulama dünyada yok. Bu devlet üniversitelerinde de böyle, vakıf üniversitelerinde de böyle. Acaba aynı akademisyenler bir vakıf üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor olsalar, mütevelli heyetinin belirlediği rektöre aynı tepkiyi verebilirler mi? Cevabı herkesin malumu” diye konuştu.

    ‘HİZİPÇİLİK YAPIYORLARDI’

    Bakan Varank, kamu üniversitelerinde ‘rektör seçimi’ diye yapılan, zaten herkesin de katılamadığı uygulamaların ideolojik kamplaşmalara sebep olmaktan, üniversiteleri tek tipçi anlayışlara mahkûm etmekten öteye gitmediğini vurguladı. Varank, “Biz bunu eski sistemde bizatihi test ettik. Bilimde yarışmasını beklediğimiz akademisyenlerimiz, yöneticilik yarışına girip, hizipçilik yapıyorlardı. Üniversitelerdeki kadrolar akademik liyakate göre değil, bir sonraki seçimde verilecek oylara göre dağıtılıyordu. Artık bu devir kapandı. Ben inanıyorum ki Rektörümüz, Boğaziçi Üniversitesi’ni çok daha iyi bir seviyeye taşıyacak ve çok kıymetli hizmetler verecek” dedi.

    ‘TEKNOPARK SAYISINI 87’YE ÇIKARDIK’

    Varank, sanayide topyekûn bir teknolojik dönüşümün gerçekleşmesini hedeflediklerini bildirerek şunları söyledi:

    “Tabii girişimciliğin geliştirilmesine verdiğimiz önem sadece bugünün konusu değil. İktidarlarımız döneminde ülkemizdeki iş, yatırım ve girişimcilik ekosistemini güçlendirmek için çok kapsamlı adımlar attık. Teknolojik girişimciliğin her aşamasını kolaylaştıracak altyapılar kurduk. Kurduğumuz teknoloji transfer ofisleri, kuluçka merkezleri, teknoloji ve yenilik merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri gibi yapılarla yenilikçi iş fikirlerinin tasarlanması, test edilmesi ve hayata geçirilmesine öncülük ettik. 2002 yılında sadece 5 olan teknopark sayısını 87’ye çıkardık. Teknoparklarda yer alan girişimcilere birçok vergisel desteğin yanında kira indirimi ve çeşitli istihdam teşvikleri sunuyoruz. Bu bölgelerde bugün itibarıyla 68 bin 500 kişinin istihdam edildiği 6 bin 543 firma faaliyet gösteriyor. Hali hazırda da 11 bine yakın AR-GE projesi yürütüyorlar.”

    ‘1 MİLYAR LİRAYI AŞAN FON BÜYÜKLÜĞÜNÜ HEDEFLİYORUZ’

    Varank, ulusal kaynakların yanında uluslararası birçok kaynağı da girişimciliğin geliştirilmesine kanalize ettiklerini ifade ederek, “Yapılan araştırmalar altyapı imkanlarının yanında, yenilikçi girişimciliğin geliştirilmesinde en temel ihtiyaçlardan birinin finansmana erişim olduğunu ortaya koyuyor. Yenilikçi girişimler erken aşamalarda riskli görüldükleri için bankacılık sektörünün geleneksel finansman araçlarından faydalanamıyor. Ülkemizde kredi mekanizması büyük oranda varlık ipoteğine dayalı olduğundan yenilikçi girişimlerin finansmana erişimi maalesef daha zor. Bu bakımdan risk sermayesi fonları, girişim ekosistemi için hayati öneme sahip. Biz de gerek kendi kurduğumuz gerekse destek sağladığımız fonlarla bu kaynakların büyütülmesi için çalışıyoruz. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz uygulamaların başında TechInvesTR geliyor. TÜBİTAK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı iş birliğinde bir fonların fonu mekanizması kurgulandı. Türkiye’de yatırım yapacak 5 girişim sermayesi fonuna katkıda bulunarak 1 milyar lirayı aşan bir fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

    ‘İKİ YENİ FONU HAYATI GEÇİRDİK’

    Varank, bakanlık olarak kaynak aktardıkları iki yeni fonu hayata geçirdiklerini belirterek, “Bunlardan ilki Kalkınma ve Yatırım Bankası iş birliği ile oluşturduğumuz Bölgesel Kalkınma Fonu. 400 milyon TL kaynak aktarmayı planladığımız bu fon ile özellikle bölgesel gelişime katkı yapacak girişimlerin büyümesine destek olacağız. Diğeri ise teknoloji ekosisteminin ihtiyacını gidermek üzere kurduğumuz Teknoloji ve İnovasyon Fonu. 350 milyon TL kaynak aktaracağımız Fon, Turcorn adayı startuplara doğrudan yatırım yapacak. Son olarak, 100 milyon liralık bir diğer fonu da Bilişim Vadisi öncülüğünde Katılım Bankaları ile birlikte hayata geçirdik” dedi.

    ‘KOSGEB DESTEK PROGRAMINA BAŞVURU BAŞLIYOR’

    Risk sermayesi fonlarının yanında KOSGEB, Kalkınma Ajansları ve TUBİTAK üzerinden girişimcilere birçok avantaj sağladıklarını da kaydeden Varank, “Kalkınma ajansları bugüne kadar girişimcilik temalı 358 projeye 110 milyon liralık destek sağladı. KOSGEB’in düzenlediği online girişimcilik eğitimleri kapsamında bugüne kadar 203 bin vatandaşımız ‘geleneksel girişimci’ eğitimini, 91 bin vatandaşımız ise ‘ileri girişimci’ eğitimlerini tamamladı. Bu eğitimleri tamamlayarak destek başvurusunda bulunan yaklaşık 110 bin girişimciye 3,5 milyar lira destek sağladık. Bunun yanında 15 bin girişimciye de 700 milyon liraya yakın işletme kredisi kullandırdık. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hafta içi 5 milyar liralık KOSGEB hızlı destek programını kamuoyu ile paylaştı. Bu program ile pandemiden etkilenen mikro ve küçük ölçekli işletmelere faizsiz ve 3 yıl geri ödemesiz kredi desteği sağlıyoruz. Destekten teknoloji tabanlı start-up’lar ile imalat sektörlerinde faaliyet gösteren girişimler faydalanabilecek. Mikro işletmeler 30 bin, küçük işletmeler ise 75 bin liraya kadar finansmana hızlı bir şekilde erişebilecek. Başvurular Pazartesi gününden itibaren e-devlet aracılığıyla yapılabilecek” ifadelerini kullandı.

  • e-Devlet’ten izin belgesi alanların sayısını açıkladı

    e-Devlet’ten izin belgesi alanların sayısını açıkladı

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tam kapanma süreciyle ilgili yaptığı açıklamada “Çalışma muafiyeti olanlar sorun yaşamaz.” dedi. Soylu ayrıca, “Şu ana kadar muafiyet tanıdığımız sektörlerde e-başvuru, e-devletten çalışma izni belgesi alan kişi sayısı 691 bin 890. 178 bin 283 kişi de seyahat izin belgesi aldı.” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ağrı’daki güvenlik toplantısında 2. gününe girilen tam kapanma süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, çalışma muafiyeti olanların bu süreçte sorun yaşamayacaklarını belirterek, şunları söyledi:

    Bir arkadaşımı dün koronavirüsten kaybettim. Çocukluğumuzdan beri beraberiz. Bu işin telafi edilebilecek bir tarafı olsa, hep birlikte telafi edelim. 1.5 yıldan beri çocuklar okula gidemiyor, camilerde saf düzenimiz değişti. Bunun hala tezviratını yapanlar var. Yapmayın artık.

    Çocukarımız üniversiteye gidemedi. Bir tecrübemiz oldu. Bilim Kurulu’nun tecrübeleri oldu. Hakikaten yapmayın ya. Allah razı olsun vatandaşımızdan, hep birlikte bu mücadeleden başarı ile çıkacağız. Önce sabır, sonra bayram… Tedbirlere uyalım, çocuklarımız okula rahat gitsinler.

    “178 BİN KİŞİ SEYAHAT İZİN BELGESİ ALDI”

    Bir gün önce öğleden sonra saat 15.00 gibi açtık. Bir anda başvurular oldu. Tüm tanımlamaları yaptık. Şu ana kadar e-başvuru ile izin izni alan 691 bin 890 kişi. Buradan belgeyi aldıktan sonra, kolluk kuvvetlerimizin cep telefonlarına, tabletlerine düşüyor bunlar.

    Denetimler de çok rahat şekilde yapılıyor. Bunu da başardık. Seyahat izin belgeleriyle ile de işi 178 bin kişi seyahat izin belgesi aldı. Halkımız büyük fedakarlık yapıyor, hakka girmememiz lazım, kendi otokontrolümüzü sağlamalıyız. Muhalefet yapmak isteyen yapıyor, yapmaya da devam etsin. 60 bin civarındaydı vaka sayısı, 30 binlere düştü. Dün bir arkadaşımı koronadan kaybettim. En yakınlarımızı kaybettik, memleketimizin en birikimli insanlarını kaybettik. Camilerde saf düzenimiz değişti. Hala bunun munzurluğunu yapanlar var, yapmayın Allah rıza için ya, hep beraber bu işten çıkalım.

  • Prof. Dr. Ceyhan uyardı: 17 gün boşa kapanmış oluruz

    Prof. Dr. Ceyhan uyardı: 17 gün boşa kapanmış oluruz

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, tam kapanma sürecinin sonunda yaşanabileceklere işaret ederek, “Umarım, 17 gün bittiğinde 18’inci günde eski hayatımıza hemen geri dönmeyiz. O zaman 17 gün boşa kapanmış oluruz.” dedi.

    Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, DHA’ya yaptığı açıklamada, mutant virüs vakalarındaki artışın ardından virüse bağlı hamile kadın ölümlerinin de arttığını belirtti. Prof. Dr. Ceyhan, “Gebelik zaten çocuğu anne karnında taşıyabilsin, diye bağışıklığın baskılandığı bir dönemdir. Dolayısıyla bağışıklığı baskılayan ilaç alan bir kişi ya da kanser hastalığı tedavisi için ilaç alan bir kişide ortaya çıkan bağışıklık eksikliği gibi düşünmek lazım. Mutant virüs gerçekten çok sayıda gebenin ölümüne ve birçoğunda karnındaki bebek ile birlikte kaybına yol açıyor” diye konuştu.

    “GEBELER İLK 3 AYDAN SONRA AŞILANMALI”

    Prof. Dr. Ceyhan, gebelerin ilk 3 aydan sonra koronavirüse karşı aşılanmaları gerektiğini belirterek, “Mutant virüs problemi ortaya çıkmadan önce biz gebelere, gebelik sonrasına aşılama önerirken, şimdi mutlaka özellikle gebeliğin ilk 3 ayı bittikten sonra hemen aşılanmalarını istiyoruz. Bu sadece koronavirüste görülen bir durum değil aynı şey gripte de görülür. Gribin de aynen bu şekilde bir tipi yaygın olduğu zaman daha çok yaşlılar etkilenir ve ölür. Ama H1N1 dediğimiz başka bir tipi sık görülürse orada daha çok çocuklar ve genç yetişkinler etkilenir ve gebe ölümleri orada da görülür. Gebelerin kendilerinin risk grubunda olduğunu düşünmesi ve kendisini mutlaka koruması gerekir. İki temel kural var; mesafe ve maske. Eğer 2 metre mesafeyi korumaya dikkat ederseniz, maskenizi özellikle insanlara 2 metreden daha yakınken takarsanız ve günlük kullandığımız maskelerin virüsü taşıyorsak etkili olduğunu bilmeliyiz. Virüs birinin ağzından, burnundan çıktıysa bizi korumayacağını da bilerek, herkesin maske takmasını sağlayabilmeliyiz. Bunun dışında bir de aşı ve çok fazla kalabalıklara girmeyecekler” dedi.

    “17 GÜN BOŞA KAPANMIŞ OLURUZ”

    Prof. Dr. Ceyhan, tam kapanmaya ilişkin de uyarılarda bulunarak, “Umarım, 17 gün bittiğinde 18’inci günde eski hayatımıza hemen geri dönmeyiz. O zaman 17 gün boşa kapanmış oluruz. Hemen çok kısa sürede vaka sayıları eski düzeylerine gelir. Bizim ne yapıp ne edip insanlara iyi anlatıp, hem aşılamayı bu dönemde sağlamamız lazım hem de insanları alınacak tedbirler konusunda ikna etmemiz lazım. Maalesef bazı eksiklikler olduğunu yollar ve marketlerdeki tablodan görüyoruz” diye konuştu.

  • Doğal gaz fiyatlarına zam yapıldı

    Doğal gaz fiyatlarına zam yapıldı

    BOTAŞ, mayıs ayında geçerli olacak gaz fiyatlarına ilişkin tarife tablosunu yayımladı.

    Doğal gazda konut ve sanayi abone gruplarının tarifelerinde yüzde 1, elektrik üretim amaçlı santrallerin tarifesinde ise yüzde 12 artışa gidildi.

    Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ) internet sitesinde, mayıs ayına ilişkin tarife tablosu yayımlandı.

    Buna göre, BOTAŞ’ın konut tüketicileri için gaz dağıtım şirketlerine uyguladığı satış fiyatı, nisanda geçerli olan tarifeye göre yüzde 1 artışla 1000 metreküp doğal gaz için 1315 lira 500 kuruş, sanayi abonelerine uyguladığı fiyat ise 1471 lira 414 kuruş olarak belirlendi.

    Elektrik üretim amaçlı santrallerinin tarifesinde ise 1000 metreküp doğal gaz için uygulanan fiyat yüzde 12 artışla 1631 lira 667 kuruş oldu.

    Doğal gazda fiyat tarifeleri aylık olarak hesaplanıyor.

  • Sputnik V aşısına Türkiye’de acil kullanım onayı

    Sputnik V aşısına Türkiye’de acil kullanım onayı

    Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda Sputnik V aşısının acil kullanımına onay verdi.

    Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Sputnik V aşısına acil kullanım onayı verdi.

    Açıklama, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yapıldı.

    Bakan Koca, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun yakın zamanda uygulanması planlanan Sputnik V aşısı için acil kullanım onayı verdiğini duyurdu.

    Koca, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

    ”Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuz yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda Sputnik V aşısının acil kullanımına onay vermiştir. İki ülke için hayırlı olmasını dilerim. Böylece üçüncü aşı olarak Sputnik V aşısı da ülkemizde kullanıma girecek”

    Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuz yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda Sputnik V aşısının acil kullanımına onay vermiştir. İki ülke için hayırlı olmasını dilerim. Böylece üçüncü aşı olarak Sputnik V aşısı da ülkemizde kullanıma girecek.

  • Pençe-Yıldırım Harekatı’nda 2 asker şehit oldu

    Pençe-Yıldırım Harekatı’nda 2 asker şehit oldu

    Milli Savunma Bakanlığı, Pençe yıldırım ve Pençe Şimşek operasyonlarında 2 askerin şehit olduğunu duyurdu.

    Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Irak’ın kuzeyinde icra edilen Pençe-Yıldırım Harekatı kapsamında 28 Nisan’da güdümlü tanksavar silahıyla saldırı neticesinde yaralanarak hastaneye kaldırılan bir asker müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit düştü.

    Harekat kapsamında icra edilen ikmal faaliyetinde bugün helikopterden iniş sırasında bir asker düşerek yaralandı. Hastaneye sevk edilen asker, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Açıklamada, “Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olaylarda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz.” ifadesine yer verildi.

    BAKAN AKAR’DAN TAZİYE MESAJI

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şehit uzman çavuş Mehmet Kırmızı ve şehit piyade sözleşmeli er Müslüm Toprak için taziye mesajı yayınladı.

    Akar, MSB’nin sosyal medya hesabından paylaşılan mesajında “Kahraman şehitlerimize şahsım ve Milli Savunma Bakanlığı mensupları adına Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dilerim.” ifadesini kullandı.

  • Rus aşıları Türkiye’de bu tesiste üretilecek

    Rus aşıları Türkiye’de bu tesiste üretilecek

    Rusların geliştirdiği Sputnik V aşısının Türkiye’de üretileceği ilaç tesisleri ilk kez görüntülendi. Aşının önümüzdeki günlerde deneme üretimine başlanacak, ilk numuneleri hem Rusya hem de Türkiye tarafı inceleyecek. Yaza doğru yüksek hacimli üretimlere geçilecek. İlaç şirketi CEO’su Ferhat Farsi, Çerkezköy’de 30 milyon Euro yatırımla kansere karşı biyoteknolojik ürünler geliştirmek amacıyla kurdukları tesiste Uğur Şahin’in ile benzer bir kaderi paylaştıklarını anlatarak, “Kansere karşı monoklonar antikorlar geliştirmek için bu yatırımı yaptık. Ama pandemi müsibeti, bu yüksek teknolojili alt yapıyı, aşı üretimine kanalize etmemize neden oldu. Bu aşıyı A’dan Z’ye Türkiye’de üretecek olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

    Türkiye 3’üncü aşısını Rusya’dan alıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün müjdesini verdiği ilk 50 milyon doz aşının ardından, Rus Gamelya Enstitüsü tarafından geliştirilen Sputnik V’nin üretimi de artık Türkiye’de yapılacak. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın (MENA) en büyük biyoteknolojik ilaç firması olarak gösterilen CinneGen’in, Türkiye’de 4 yıl önce 30 milyon Euro yatırımla Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan fabrikası, aslında kansere karşı monoklonal antikorlar üretmek üzere 2019 yılında açıldı.

    2020’nin ilk aylarında Sağlık Bakanlığı’ndan dünya standartlarında üretim yapılabileceğine dair uluslararası geçerliliği olan GMP (Good Manifacturing Practice) sertifikasını da almayı başardıklarını anlatan CinnaGen İlaç kurucu ortağı ve CEO’su Ferhat Farsi, Uğur Şahin ile benzer bir kaderi paylaştıklarını söyleyerek, tüm süreci anlattı.

    “UĞUR ŞAHİN İLE AYNI KADERİ YAŞADIK”

    Farsi, “Aslında 30 yıllık bir biyoteknoloji firmasıyız. Türkiye’deki faaliyetlerimize 2016 yılında başladık ve bu fabrikanın açılışı 2019 Haziran ayında oldu. Biz esasen bütün hazırlıklarımızı Türkiye’de ilk monoklonal antikorların üretimi için yapmıştık. 50 kişilik bir (AR-GE) ekibimiz var. Yurt içinde ve dışında 2 yıldan beri ciddi eğitimler aldılar biyoteknolojik ürünler konusunda. Aslında geldiğimiz süreci Uğur Şahin hocamın yaşadıklarına çok benzetiyorum. Çünkü Uğur hocamız da mRNA platformunu, aslında kanser tedavisi için kullanacaktı. Ama kovid pandemisinden sonra bu platformu kovid aşısına kanalize etmek durumunda kaldı. Biz de özellikle kanser tedavisinde monoklonal antikor üretimi için kendimizi hazırlamıştık. Biyoteknolojide monoklinal antikorlar aslında daha kompleks moleküller aşılarla kıyasladığımızda. Yani daha yüksek teknolojiye ve üretime hazırlanmışken aşı gündemimize girdi pandemiyle beraber” dedi.

    “DOLUM DEĞİL, SIFIRDAN AŞI ÜRETİMİ YAPACAĞIZ”

    Farsi, GMP sertifikasyonu tamamlanan tesiste “aşı dolumu” değil sıfırdan aşı üretimi yapılacağının altını çizerek, “Şunu belirtmemde yarar var, biz aşının bütün üretim prosesinin tamamını A’dan Z’ye Türkiye’de, bu tesislerde gerçekleştireceğiz. Bundan gerçekten gurur duyuyorum firmam adına. Çünkü son derece kompleks bir üretimi A’dan Z’ye kadar, master cell line (ana hücre hattı) dahil, biyoreaktörler kullanarak Türkiye’de yapacağız. Yani bu bir aşı dolum faaliyeti değil, özellikle belirtmek istiyorum. Vektör bazlı bir adenovirüs aşıdan bahsediyoruz. Son derece yüksek teknoloji ile hazırlanmış, geliştirilmiş ve hem güvenilirliği hem etkinliği son derece yüksek, yüzde 90’ın üzerinde etkinliği olan dünyadaki ilk 3 aşıdan biri. Kovid 19’daki dünyada ilk ruhsat alan bu aşıyı Türkiye’de üretecek olmaktan gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu.

    “DÜNYA STANDARTLARINDA AŞI ÜRETİMİ SERTİFİKASINA SAHİBİZ”

    2020 yılının sonuna doğru, pandeminin başladığı günlerde Sağlık Bakanlığı’na yaptıkları GMP sertifikasyonu başvurusunun sonuçlandığını ve dünya standartlarında üretim yapabilme anlamına gelen, uluslararası geçerliliği olan belgeyi almayı başardıklarını anlatan Farsi, “Bu, biyoteknolojik ürünlerin üretimi için gerekli olan bir belge. Ondan sonra kendimizi aşı üretimine adapte ettikten sonra da Sağlık Bakanlığı’na tekrar başvurduk ve çeşitli denetimlerden sonra bu kez aşı üretimine özel ilave sertifikasyon yapıldı. Daha sonra da ürün spesifik, yani Sputnik aşısına özel olarak tekrar başvuru yaptık. Onda da ürün spesifik olarak yani ürüne has olarak bir GMP sertifikasyonu ilavesi gerçekleştirildi” diye konuştu.

    “AŞIYI GELİŞTİRENLER İLE AYNI TEKNOLOJİYE SAHİP OLMAK ZORUNDASINIZ”

    Aşının Rusya’da, devlet destekli Gamelya Enstitüsü tarafından geliştirildiğine işaret eden Ferhat Farsi, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “130 yıllık ciddi bir enstitü. Çok inovatif aşılarda imzası olan ciddi bir kurum. Teknoloji sağlayıcı olarak (onlar) ve teknolojiyi alan firma olarak (CinnaGen) aynı dili konuşabilmek çok önemliydi. Aynı teknolojiye sahip olmak çok önemliydi. Geçtiğimiz Mart ayında Rus yetkililer de buraya geldiler. Tesisi görünce, personelimizin kalifikasyonunu görünce, her şeyden emin oldular ve üretim için bir an önce süreçlere başlamak istediler. Ondan sonra da işler hızlandı. Aşının teknoloji transferini gerçekleştirdik. Bu teknoloji transferinde aşının bütün üretim prosesini, kalite kontrol ile ilgili bütün dökümantasyonunu alıyorsunuz. Daha da önemlisi aşı üretiminde, ‘aşının kalbi’ diyebileceğimiz ana hücre hattını, master cell line’ı da aldık. Ayrıca adenovirüs aşısını üretebilmek için gerekli olan virüs tohumlarını da teslim aldık.”

    DÜNYANIN EN GÜVENLİ AŞI TEKNOLOJİLERİNDEN BİRİ

    Adenovirüs aşılarının çok bilinen bir teknoloji olduğunu da belirten Farsi, bu aşı teknolojisinin 1953 yılından beri kullanıldığını vurgulayarak, Sputnik V’nin de bu yöntemle ortaya çıkarıldığını belirtti. Farsi, şu bilgileri verdi:

    “Son derece güvenli bu adenovirüslerin (aşıda) kullanımı. İnsanda herhangi bir hastalığa sebep olmayan virüsler (vektör), koronavirüsün önemli ve immün yanıt oluşturabilecek fragmanını, genetik yapısını taşıyor. Dolayısıyla koronavirüsten de dolayı herhangi bir hastalık oluşturma potansiyeli yok. Aksine güçlü ve kalıcı bir immün cevap oluşturuyor. Bunun için bu aşı dünyanın en etkili aşıları arasına giriyor. Bu aşının insan hücresinde ya da genetik yapısında herhangi bir değişikliğe yol açması da mümkün değil. Zaten bilinen bir teknoloji. Yıllardan beri kullanılıyor çok güvenli bir şekilde. Güvenilirliği de etkinliği de çok yüksek bir aşı. Biz ilaç firması olduğumuz için güvenilir ürünleri piyasaya vermek zorundayız. Bunun için de GMP, Good Manufacturing Practice dediğimiz iyi imalat koşullarını gösteren kalifikasyondan geçmemiz gerekiyordu. Son derece zor bir şey bu. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın standartları, Avrupa hatta dünya standartlarında ve bu belgeyi Türkiye’de alabilmek de büyük bir ayrıcalık. Tabii bunun üzerine bir de aşı ile ilgili aşı GMP’sinin de ilave edilmesi, bütün ekibin ve bizim için ciddi bir başarı oldu.”

    DENEME ÜRETİMLERİNİ HEM RUSYA HEM TÜRKİYE İNCELEYECEK

    Aşının geliştirilmesini Gamelya Enstitüsü’nün yaptığını ancak aşının dünyadaki stratejik anlaşmalarının Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) tarafından organize edildiğini anlatan Farsi, aşının Türkiye’ye getirilmesinde Sağlık Bakanlığı ile birlikte aylardır bürokrasi trafiği yürüten Viscoran İlaç A.Ş. ile kendilerinin “partner” olduğunu ifade etti. Farsi, sözlerini şöyle noktaladı:

    “RDIF ile üçlü bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma şu açıdan önemli, bir kere Rusya ile Türkiye son derece stratejik bir alanda, sağlık alanında bir işbirliği yapacak. Son derece yüksek teknolojiye sahip olan bu aşının teknolojisinin A’dan Z’ye Türkiye’ye transfer edilmiş olması çok önemli bir husus. Tabii ki burada ilk üretimlerimiz öncelikle Türkiye’nin ihtiyacını karşılamaya yönelik olacak. Daha sonra RDIF de o yönde bir karar verirse, çevre ülkelere İhraç edilmesi söz konusu olacak. Buradan en az 10-20 ülkeye aşı ihracatı yapılabilecek. Yani Türkiye burada bu bölgenin aşı üretim üssü olacak. Bu açıdan düşündüğümüzde, stratejik bir know how’a sahip oluyorsunuz. İster istemez zaman içerisinde optimizasyon çalışmalarıyla kapasiteyi de artırmaya yönelik adımlarımız olacak. 30 milyon Euro’luk bir yatırımla bu tesisi Çerkezköy Organize Sanayi bölgesinde kurduk. Kovid musibeti ile biyoteknolojik ürünlerin önemi çok daha iyi anlaşıldı hem devlet, hem de vatandaşlar nezdinde. Önümüzdeki günlerde deneme üretimleri yapacağız. Ardından bunları Rusya’ya. Kalite kontrolleri çift taraflı yapılacak. Yani hem burada (Bakanlık tarafından) hem de Rusya’da Gameliya Enstitüsü tarafından yapılacak. Daha sonra da yaza doğru, daha büyük hacimli üretimlere başlamış olacağız. Aşının teknoloji transferi konusunda zamanlama olarak geç kalmış değiliz. Hızlı ilerleyeceğiz. Yaza doğru inşallah ürünleri Türk ilaç piyasasına ve vatandaşlara sunmayı düşünüyoruz. Ekiplerimiz gece gündüz çalışıyor”

     

  • E-devlet’te izin belgesi yoğunluğu! İlk günden çöktü

    E-devlet’te izin belgesi yoğunluğu! İlk günden çöktü

    İçişleri Bakanlığı, 17 günlük tam kapanma sürecinde şehir dışına seyahat edecek kişilerin e-devlet üzerinden ‘seyahat izin belgesi’ alabileceğini duyurmuştu. Ancak kısıtlamanın ilk gününde, sistemdeki teknik aksaklık nedeniyle işlem yapılamadığı görüldü.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele tedbirleri kapsamında 17 Mayıs Pazartesi saat 05.00’e kadar devam edecek tam kapanma dönemi tüm Türkiye’de başladı.

    İçişleri Bakanlığınca, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda alınan kararlar doğrultusunda, “Tam Kapanma Tedbirleri” konulu genelge 81 il valiliğine gönderilmişti.

    Genelgeye göre, 17 günlük tam kapanma sürecinde şehir dışına seyahat edecek kişilerin e-devlet üzerinden ‘seyahat izin belgesi’ alabileceği duyurulmuştu. Ancak kısıtlamanın ilk gününde, sistemdeki teknik aksaklık nedeniyle işlem yapılamadığı görüldü.