Kategori: Türkiye

  • Türkiye’de 7 bin 795 yeni vaka 120 can kaybı

    Türkiye’de 7 bin 795 yeni vaka 120 can kaybı

    Türkiye’nin 2 Şubat 2021 tarihli günlük koronavirüs tablosu açıklandı.

    Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde açıklanan güncel tabloya göre; Türkiye’de son 24 saatte 140 bin 120 Kovid-19 testi yapıldı, 7 bin 795 kişinin testi pozitif çıktı, 120 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 1592 oldu, 8 bin 639 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 379 bin 70’e yükseldi.

    • Günlük Test Sayısı: 140.120
    • Günlük Vaka Sayısı 7.795
    • Günlük Hasta Sayısı: 630
    • Günlük Vefat Sayısı: 120
    • Günlük İyileşen Sayısı: 8.639
    • Toplam Vefat Sayısı 26.237
    • Ağır Hasta Sayısı: 1.592

  • Twitter, Bakan Soylu’nun paylaşımına uyarı koydu

    Twitter, Bakan Soylu’nun paylaşımına uyarı koydu

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Twitter hesabında LGBTİ’ler için ‘sapkın’ ifadesini kullandığı paylaşımına, Twitter tarafından uyarı konulurken, “nefret söylemi hakkındaki kurallarını ihlal ettiği” notu düşüldü.

    Bakan Soylu, Boğaziçi Üniversitesi önünde öğrencilerin düzenlediği bir resim sergisinde Kabe resminin yere serildiğine dair soruşturma sonrasında öğrencilerin gözaltına alındığını Twitter hesabından duyurmuştu…

    Bakan Soylu, “Boğaziçi Üniversitesi’nde Kabe-i Muazzama’ya yapılan saygısızlığı gerçekleştiren 4 LGBT sapkını gözaltına alındı!” ifadelerini kullanmıştı…

    İçişleri Bakanı’nın bu sözleri sonrasında birçok sosyal medya kullanıcısı, söz konusu tweeti “Korumalı bir kategoriye karşı nefret suçu işlediği” gerekçesiyle şikayet etmişti…

    Twitter’ın eklediği notta şu ifadeler yer alıyor:

    Bu Tweet, nefret davranışı hakkındaki Twitter Kuralları’nı ihlal etti. Ancak Twitter, Tweetin erişime açık kalmasının kamu yararına olabileceğini belirledi.

    BAKAN SOYLU, BUGÜN BİR KEZ DAHA YAZDI

    Bakan Soylu, Twitter hesabından, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere ilişkin açıklamada bulundu.

    Tweetine “Tuzağa düşmeyin” diye yazan Bakan Soylu, tweetine eklediği açıklamasında iki kez “LGBT sapkını” ifadelerini kullandı.

  • 87 ilaç geri ödeme listesine alındı

    87 ilaç geri ödeme listesine alındı

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 10’u solunum sistemi ilacı olmak üzere toplamda 87 ilacın daha geri ödeme listesine alındığını açıkladı.

     

  • ‘Bağışıklık için yüzde 90 aşılanmalı’

    ‘Bağışıklık için yüzde 90 aşılanmalı’

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, toplumsal bağışıklıkta aşının etki oranının önemli olduğunu söyledi. Azap, “Aşı yüzde 70 etkiliyse toplumun yüzde 65’ini bağışık hale getirmek için yüzde 65’ini aşılamanız da yetmiyor, yüzde 85’ini hatta yüzde 90’ını aşılayacaksınız ki aşı ile bu bağışıklığa ulaşabilin” dedi.

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği’nin ‘İş’te Fırsat Toplantısı’nda konuştu. Prof. Dr. Azap, hızlı yayılan varyantların çıkmaya başladığını belirterek, “Bu virüslerde değişim, mutasyon çok hızlı olur ve ortaya değişmiş virüsler çıkar. ‘Varyant’ deniyor bunlara. ‘Mutasyon’ çok daha büyük değişimlere verdiğimiz isim aslında. ‘Varyant’ yani ‘değişmiş virüs’, bizim şu an için korkulu rüyamız. Bu virüsün yaklaşık 23 noktasında, genetik yapısında değişiklik var. Bu değişiklikler nedeniyle daha kolay bulaşıyor ve daha hızlı yayılıyor. Eğer bu dolaşmaya devam ederse bu 23 bölge olacak 25 bölge, 30 bölge, 50 bölgeye kadar çıkacak aylar içinde. O zaman birikince, bu değişimlerle birdenbire virüs çok daha değişik bir virüs haline gelecek. Bizim şimdiki geliştirdiğimiz aşılar buna etki etmez olacak. Aynı risk tedavi için de geçerli ne yazık ki. Bu aşıları biz hızlıca değiştirip yeni virüse göre üretebiliriz” dedi.

    ‘YÜZDE 40 DAHA KOLAY BULAŞIYOR’

    Prof. Dr. Azap, varyant virüslerin yüzde 40 oranında daha kolay bulaştığını belirterek, “İnsanlığı bekleyen en büyük tehdit aslında bu varyant virüsler. Virüsün değişime uğramasının nedeni insanda çoğalmaları; çünkü çoğalırken genetik yapıdaki hatadan kaynaklanıyor. Aslında bu değişim bir hata. Birbirinin aynısını kopyalayamıyor, hatalı üretim oluyor. O hatalı üretim virüse bir avantaj sağlarsa hakim hale geliyor. Dünyada giderek bu hakim hale gelecek; bunu engellemenin birinci yolu vaka sayısını olabildiğince azaltmak. Bu varyantlar çoğalma sırasında oluyor. Yani ne kadar çok insanda hastalık yaparsa, bu varyantların oluşma sıklığı da o kadar artıyor. O yüzden ‘ne kadar az insan vakası o kadar az varyant’ demektir. O yüzden de bu kapatmalar, maske, mesafe, hijyen önlemleri çok kritik. İkicisi de aşı, hızlı aşılama” ifadesini kullandı.

    ‘YAŞLI GRUPLARDA mRNA AŞILARI TERCİH EDİLMELİ’

    İnaktif aşıları eski cep telefonlarına benzeten Prof. Dr. Azap, mRNA aşılarını ise akıllı telefon gibi düşünmek gerektiğini söyledi. Azap, “Her ikisi de görüşmeyi çok iyi sağlıyor aslında bakarsanız. Bu aşıların hepsinin ağır ve öldürücü enfeksiyon gelişimini önleme kapasitesi benzer. mRNA aşısı hafif hastalığı da daha iyi önlüyor, yüzde 90’ın üzerinde bir olasılıkla, kişi virüs ile karşılaşsa bile hafif de olsa hiç hastalanmıyor. İnaktif aşılarda bu oran yüzde 70. İnaktif virüs aşısının daha az etkili olduğu gruplarda, örneğin ileri yaşlardakiler daha az antikor oluştururlar. Yaş ilerledikçe verdiğiniz antijene karşı vücudun antikor üretme kapasitesi azalır, doğaldır bu. O yüzden yaşlı gruplarda mRNA aşıları yüksek antikor oluşturduğu için tercih edilebilir. Ama bu aşıların da 2 önemli sıkıntısı var. Biri yan etkileri yüksek. Yaygın kas ağrıları, baş ağrısı gibi yan etkiler daha çok karşımıza çıkıyor. Aşı yaptığınız 100 kişiden 60’ın da 1-2 gün süren ağrı, kırgınlık, baş ağrısı oluyor, özellikle 2’nci dozdan sonra. Bir diğeri de mRNA aşılarının dez avantajı soğuk ortamlara ihtiyacı var, eksi 70 gerçekten zorlayıcı bir ortam” diye konuştu.

    ‘AŞININ ETKİ ORANI ÖNEMLİ’

    Eski normallere dönüşün ilacın bulunmasına bağlı olduğunu belirten Prof. Dr. Azap, normale dönüş için koronavirüse karşı geliştirilecek ilacı beklemek gerektiğini söyledi. Azap, “Toplumun yüzde 65’i bağışıklık kazandığı durumda artık virüs rahat bir şekilde toplumda dolaşamaz. Biz buna ‘kitle bağışıklığı’ diyoruz. Bu aşılar kişiyi koruyor evet; ama enfekte olmaktan korumuyor. Aşılanmış insanlarda da virüs solunum yolunda çoğalıp başka kişileri hasta edebiliyor, bulaşabiliyor. Aşının çok faydası olmayacak bu kesin. Yine en çok bulaştıranlar klinik olarak hastalanmış olanlardır. Aşı faydalı olacak; ama toplumsal bağışıklığı sağlamak için tahmin ettiğimiz kadar çok faydası olmayacak, az bir faydası olacak. Aşının etkili olma oranı da önemli, yüzde 70 etkiliyse toplumun yüzde 65’ini bağışık hale getirmek için yüzde 65’ini aşılamanız da yetmiyor. Yüzde 85’ini hatta yüzde 90’ını aşılayacaksınız ki aşı ile bu bağışıklığa ulaşabilin” ifadelerini kullandı.

  • DEAŞ’ın Türkiye suikastçısı yakalandı

    DEAŞ’ın Türkiye suikastçısı yakalandı

    Terör örgütü DEAŞ’ın Türkiye suikastçısı Yalova’da yakalandı. Yalova İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı öncülüğünde Yalova merkezli 6 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği operasyonlarda gözaltına alınan aralarında DEAŞ’ın Türkiye suikastçısı olduğu bildirilen A.Y.’nin ve örgütün üst düzey elemanlarının da olduğu 14 kişiden 8’i Yalova’da çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Operasyonun ilk bilgisini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu twetter hesabından yaptığı paylaşımla verdi.

    Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Terörle Mücadele (TEM) ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, DEAŞ terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik olarak 8 aydır çalışıyordu. Yalova’da ikamet eden DEAŞ’ın Türkiye suikastçısı olduğu belirtilen A.Y. ve sözde üst düzey yönetici olduğu bildirilen A.G.’yi takibe alan emniyet güçleri, şüphelilerin daha önce Irak ve Suriye’de örgüt içerisinde faaliyet gösterdikten sonra Türkiye’ye geldiğini tespit etti.

    Teknik ve fiziki takibin ardından ekipler, 2 şüphelinin örgütün talimatları doğrultusunda özellikle İstanbul’da Iraklıların yoğun yaşadığı Fatih ve Aksaray ilçelerinde Irak uyruklu insanlar üzerinde baskı, korku saldıklarını ve yine Irak uyruklulardan oluşturdukları kişilerle suç örgütü kurduklarını belirledi.

    A.Y. ve A.G.’nin kurduğu suç örgütü ile özellikle yasa dışı yollarla Türkiye’den Avrupa’ya göçmen kaçakçılığı yaptıkları bilgisine ulaşan ekipler, ayrıca DEAŞ üyelerini de yine aynı yolla Avrupa’ya, Avrupa’dan ise Türkiye’ye geçişlerini sağladığını belirledi. Ekipler belirledikleri 8’i üst düzey yönetici 14 kişinin yakalanması için Yalova başta olmak üzere İstanbul, Sakarya, Mersin, Eskişehir ve Şırnak’ta eş zamanlı operasyon düzenledi.

    DEAŞ Türkiye suikastçısı Habur Sınır Kapısı’ndan sahte kimlikle kaçmak isterken yakalandı

    Eş zamanlı olarak yapılan operasyonda teknik takip altında olan DEAŞ’ın Türkiye suikastçısı olduğu ileri sürülen A.Y.’nin, Şırnak’ta bulunan Habur Sınır Kapısından yurt dışına sahte kimlikle kaçmaya çalıştığı sırada gözaltına alındığı belirtildi.

    İstanbul’da gözaltına alınan sözde örgüt lideri olarak anılan A.G.’nin de yakalandığı operasyonda, şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramada ise 2 tabanca, mermiler, 433 tane sahte pasaport, 346 tane sahte kimlik belgesi ve kimlik yapımında kullanılan çok sayıda teknik makine, sahte mühür ve ekipmanları ile suç örgütü tarafından kullanılan çok sayıda doküman ele geçirildiği kaydedildi.

    Şüphelilerin terör örgütü DEAŞ’a finans sağlamak için oluşturulan suç örgütünün birçok ilde yabancı uyruklu iş adamlarını takibe aldıkları belirlendi. Örgüt üyelerinin İstanbul’da ve Sakarya’da sahte kimlik kullanarak silahlı gasp olayı gerçekleştirdiği ortaya çıkarıldı.

    Örgüt üyelerinin iş adamlarına yönelik düzenledikleri silahlı gasp, alı koyma ve yağma suçlarından elde ettikleri paraları ise, havale yoluyla terör örgütünün yurt dışı ayağına gönderdikleri tespit edildi.

    Bakan Soylu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, DEAŞ’a yönelik Yalova’da önemli bir operasyon yapıldığını belirterek, “DEAŞ’ın Türkiye suikastçısı, yakalandı ve tutuklandı! Operasyon sona erdi. Emniyet terör, istihbarat birimlerimizi, Yalova Emniyet Teşkilatımızı ve Yalova Cumhuriyet Başsavcılığımızı tebrik ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’de aşılananların sayısı 2 milyonu geçti

    Türkiye’de aşılananların sayısı 2 milyonu geçti

    Türkiye’de koronavirüs ile mücadele kapsamında ilk doz Covid-19 aşısı yaptıranların sayısı 2 milyonu geçti.

    Koronavirüse karşı aşının bulunması ile birlikte dünyada salgın ile mücadelede önemli bir aşamaya gelinirken, Türkiye’de de aşılama çalışması 14 Ocak’tan itibaren başladı. Sağlık çalışanlarından başlayan aşılama çalışması kapsamında Sağlık Bakanlığı’nca oluşturulan ‘https://covid19asi.saglik.gov.tr/’ adresinde Türkiye genelinin ardından iller bazında da aşılanan kişi sayısı anlık paylaşılmaya başlandı.

    Haritada, Türkiye geneli aşılanan sayısı dakikada bir, illere göre dağılım ise 10 dakikada bir güncelleniyor. Platformda ülke genelinde toplam aşılanan kişi sayısı canlı olarak takip edilebiliyor. Buna göre, bugün saat 12.57’den itibaren toplam 2 milyonu aşkın kişi aşılanırken, İstanbul’da 359 bin 912, Ankara’da 200 bin 701, İzmir’de 132 bin 792 kişi, Bursa’da 68 bin 181 bin kişi aşılandı.

  • Kısıtlamalar esnetilecek mi? Kritik tarih belli oldu

    Kısıtlamalar esnetilecek mi? Kritik tarih belli oldu

    Koronavirüste vakaların azalmasından sonra kısıtlamaların ne zaman kalkacağı merak edilirken Kabine Toplantısının 1 Şubat Pazartesi günü yapılması bekleniyor.

    Türkiye’de koronavirüs vakalarında yaşanan düşüş sonrası son haftalarda yeniden yükseliş görülmesinin ardından kısıtlamaların ne zaman kalkacağı merak ediliyor.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Bilim Kurulu toplantısı sonrasında “Alınan tedbirlerle vaka sayısında yüzde 80’e varan hızlı bir düşüş sağlandı. Ancak bütün çabalarımıza rağmen bu düşüş yavaşladı” açıklamasını yapmıştı.

    Yaşanan bu gelişmeler sonrasında gözler yapılacak Kabine Toplantısına çevrildi. 1 Şubat Pazartesi günü yapılması beklenen kritik toplantıda ana gündem maddesi koronavirüs olacak. Kabine toplantısında lokanta, restoran ve kafelerin açılması, sokağa çıkma kısıtlamasının kaldırılması gibi konular ele alınacak. Ayrıca, ‘Okullarda yüz yüze eğitime 15 Şubat’ta mı başlanacak?’ sorusunun da bu toplantıda yanıt bulması bekleniyor.

    GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞ

    Öte yandan pandeminden etkilenen sektörlere verilecek destekler ve gıda fiyatlarındaki artışının önüne geçilmesi için izlenecek politikalar da kapsamlı bir şekilde gözden geçirilecek.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sunumu ve Bilim Kurulu’nun mesajları doğrultusunda, merak edilen soruların yanıtını ulusa sesleniş konuşmasında verecek.

  • Türk-Rus ortak merkezinden ilk görüntüler

    Türk-Rus ortak merkezinden ilk görüntüler

    Dağlık Karabağ’da sağlanan ateşkesi gözetlemek için Türkiye ve Rusya’nın kurduğu Ortak Merkez’in bugün faaliyete başladı. Ortak gözetleme merkezinden ilk görüntüler geldi.

    Dağlık Karabağ’da sağlanan ateşkesi gözetlemek için Türkiye ve Rusya’nın kurduğu Ortak Merkez’in bugün faaliyete başladı. Ağdam’da kurulan Ortak Merkez’de Türk ve Rus askeri subayları birlikte görev yapacağı merkezden ilk görüntülere Demirören Haber Ajansı (DHA) ulaştı.

    ORTAK MERKEZLE İLGİLİ AÇIKLAMA BAKAN AKAR’DAN GELDİ

    Ortak merkezin faaliyete geçeceğini Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanav ile yaptığı telefon görüşmesi sonrası açıklayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar “Karabağ’da ateşkesi gözetmek ve denetlemek maksadıyla oluşturulacak Türk-Rus Ortak Merkezi’ne ilişkin mutabakat zaptını Rus mevkidaşım Şoygu ile 11 Kasım 2020’de imzalamıştık.Ortak Merkez’in oluşturulmasına yönelik çalışmalar tamamlandı. Türk ve Rus askerlerinin görev yapacağı ortak merkez yarın (bugün) faaliyetlerine başlayacak. Bir general ve 38 personelimizin görev yapacağı ortak merkezin bölgede ateşkesin sürekliliği ile barış ve istikrarın sağlanması büyük katkı sunacağına inanıyoruz. Bir millet iki devlet anlayışı ile bugüne kadar Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.

  • “Vakaları düşürelim ki Türkiye’ye özgü mutasyon ortaya çıkmasın”

    “Vakaları düşürelim ki Türkiye’ye özgü mutasyon ortaya çıkmasın”

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal, koronavirüsteki mutasyonların, virüsün kontrolsüzce yayılma şansı bulduğu için ortaya çıktığını söyledi. Ünal, “Biz yurt dışından bu mutasyonlu virüsü almasak bile Türkiye’deki vaka sayıları yüksek seyrederse Türkiye’nin kendi içinde başka bir mutant suş (değişmiş gen) ortaya çıkabilir. Onun için aşılama, bağışıklık kazanılması çok önemli. Ama bu sırada da vaka sayılarını mutlaka düşürmemiz lazım ki kendimize özgü bir mutant suş ortaya çıkmasın” dedi.

    Prof. Dr. Necmettin Ünal, İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da görülen mutasyonlu virüsle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ünal, “Özellikle aşı üretici firmalardan kötü olasılığa karşı hazırlıklar var. ‘Yeni gelişen mutant suşa yönelik olarak 2’nci dozdan sonra bir 3’üncü doz yapılabilir mi’ ya da ‘aynen grip aşılarında olduğu gibi eski virüs ve yeni mutant virüse etkili olacak aşı gibi bir arada verilebilir mi, bivalan ya da polivalan aşılar gibi aşılar yapılabilir mi’ bununla ilgili tartışmalar var. Dünyadaki salgının devamı ve virüsün tipine göre bu tür aşılarda da geliştirmeler, değiştirmeler mutlaka olacaktır. Türkiye’de eski suş hala hüküm sürüyor. Hafif sayılarda da artış oldu. 6 bin seviyelerinden 7 bine doğru gitti. Dolayısıyla eski suş hala hüküm sürdüğü için ona karşı olan koruma tedbirlerini devam ettirmek zorundayız” dedi.

    ‘TÜRKİYE’DE BAŞKA MUTANT SUŞ ORTAYA ÇIKABİLİR’

    Prof. Dr. Ünal, mutant suşun ortaya çıkmasının nedenine ilişkin, “Bu virüs kontrolsüzce yayılma şansı buldu, yayıldı, genişledi ve her yeni yayılmada kendinde bir değişiklik yapma potansiyeline sahip oldu. Bu şu anlama geliyor; biz yurt dışından bu virüsü almasak bile Türkiye’deki vaka sayıları yüksek seyrederse Türkiye’nin kendi içinde başka bir mutant suş ortaya çıkabilir. Onun için aşılama, bağışıklık kazanılması çok önemli. Ama bu sırada da vaka sayılarını mutlaka düşürmemiz, en altta tutmamız lazım ki kendimize özgü bir mutant suş ortaya çıkmasın. Ben aşımı oldum, bunun bağışıklık sistemini harekete geçirip maksimum etkiye sahip olması için 2-3 hafta beklemem gerekiyor. 2-3 hafta sonra ben Türkiye’de bulunan virüs için bağışıklık kazanmış olacağım; ama bilimin hemen hemen net çözemediği noktalardan birisi, ‘kendimi korurken bir virüse taşıyıcı olup size bulaştırabilir miyim’ bu netleşmiş durumda değil. Dolayısıyla aşı olanların ve hastalığı geçirenlerin bile hastalık taşıyabileceğini göz önüne alıp maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymaya devam etmesinden başka çaremiz yok. Bu korunma yeni mutant suşlarla karşı karşıya kalabileceğimiz olasılığını da düşünerek onlardan korunmak ve onların yayılmasına engel olmak için de uygulanması gereken politika” ifadelerini kullandı.

    ‘YENİ YAŞAM KOŞULLARINI BELİRLEMEMİZ LAZIM’

    Prof. Dr. Ünal, dünyadaki aşı üretim kapasitesine bakıldığı zaman insanların aşılanabilmesinin 2022’ye sarkabileceğini kaydetti. Ünal, “Bu arada mutant suşla ilgili olayların da olumsuz gittiğini farz edelim. Onun için bizim uzun vadeli politikalarımızı oluşturmamız lazım. İnsanlar bir taraftan hastalıktan korkuyorlar; ama bir taraftan hayatlarını idame ettirmek zorundalar. Dolayısıyla orta vadede 2, 3 belki 5 sene bunun devam edeceği gibi düşünüp yeni yaşam koşullarını belirlememiz lazım. Yeni yaşam koşullarında ‘okullar kapanır, restoranlar kapanır, oteller kapanır’ diyemezsiniz. Çünkü buradan zincir halinde parasını kazanan, ekmeğini kazanan insanlar var. Bu şartlar altında ne yapmamızı çok iyi hedeflememiz lazım. O zaman ne yapacağız? Okuldasınız ‘2 öğretmende virüs çıkarsa şu tedbirleri alırım’, ‘okulun olduğu bölgede PCR pozitifliği şu seviyeye çıkarsa okulu geçici olarak kapatırım; ama PCR sayısı şunun altına düşerse okulu açarım’ gibi buna benzer kuralların ortaya atılması ve tüm sektörlerde sistemin tekerleğin bir miktar dönmesine izin vermekten başka çaremiz yok. Ama devletin tüm parametreleri izleyerek her sektörde, kriterlere dayalı bir stratejik planlamayı net olarak ortaya koyması lazım. Ama burada vazgeçilmeyecek 4 tane kural var; maske, mesafe, temizlik kuralları ve sosyal ortamların mümkün olduğu kadar az tutulması” dedi.

  • Türkiye’de vaka sayısındaki artışta mutasyon etkisi

    Türkiye’de vaka sayısındaki artışta mutasyon etkisi

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüste günlük vaka sayılarının 5 binden 7 binlere çıkmasında ülkede görülen mutasyonun etkili olmuş olabileceğini söyledi. İlhan, “Şu anda Bilim Kurulu’nda Türkiye’de mutasyonlu virüsün detaylı izlenmesi yapılıyor. Alt tiplendirilmesi yapılıyor; acaba İngiltere’den mi yoksa Güney Afrika’dan mı geldi diye bununla ilgili detaylandırma yapılıyor” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de mutasyonlu virüs tespit edilen vatandaş sayısının 128’e yükseldiğini, 17 şehirde İngiltere varyantının görüldüğünü açıkladı. Toplum Bilimleri Kurulu üyesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, mutasyonlu virüsün Türkiye’de yayılma oranına ilişkin DHA’ya değerlendirmede bulundu. İlhan, Tokat ve farklı illerde mutasyonlu virüsün görüldüğüne vurgu yaparak, “Bu durum mutasyonlu virüsün Türkiye içerisinde yayılımda olduğunu gösteriyor. Zira hepimiz düşünmeliyiz ki, mutant virüs eğer Tokat’ta görülüyorsa, İstanbul veya Ankara’da da görülme ihtimali söz konusu olabilir” dedi.

    ‘ÇOK DAHA DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKİYOR’

    Mutant virüsün bulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayan İlhan, “Ocak ayı başında İngiltere’deki bilim insanları ile konuştuğumuzda ya da oranın Sağlık Bakanı’nın açıklamalarına baktığımızda bulaş ihtimalinin yüksek olduğunu, öldürücülüğün yüksek olmadığını söylemişlerdi. Bu yeni olduğu için biz de bilmiyoruz, o yüzden iyi takip etmek gerekiyor. Şu an ise, daha farklı bir açıklama içerisindeler. Diyorlar ki ‘evet bulaştırıcılık fazla; ama vefatlarda da yüzde 30’a yakın artış söz konusu olabilir, yani öldürücülüğü de artabilir’. Eğer böyle olursa çok daha dikkatli olmamız gerekiyor” diye konuştu.

    VAKA ARTIŞINDA MUTANT VİRÜS ETKİSİ

    İlhan, vaka sayılarının son dönemde 5 binli rakamlara kadar düşmesinin ardından tekrar 7 binler seviyesine geldiğini hatırlatan İlhan, “Mutant virüsün ülkemizde olduğunu biliyoruz. Hatta bir hesap yapmak gerekirse, yüzde 30 artış olduğunu söyleyebiliriz; çünkü vaka sayılarımız 5 binden 7 binli rakamlara çıktı. Burada hem mutant virüs etkili olmuş olabilir hem de vatandaşların hafta sonu bir araya gelmesi, aşının başlamasıyla beraber rehavete kapılması, maske ve fiziksel mesafeye önem vermemesi etkili olmuş olabilir. Bu durum daha net bilinmediği için yapılacak tek şey korunmaya dikkat etmektir. Şu an mutant virüs Türkiye’de olduğuna göre, bulaştırıcılık ihtimalinin yüksek olduğu da kanıta dayalıysa vatandaşlar olarak bizim yapmamız gereken kurallara daha çok uymamız. Maskeyi daha çok takmamız, fiziksel mesafeye daha çok dikkat etmemiz, kapalı ortamlarda bir araya gelmekten çekinmemiz ve mutlaka bulunduğumuz ortamı havalandırmamız olmalıdır. Aksi takdirde bulaşın daha fazla olacağını, rakamların daha fazla yukarıya doğru gideceğini düşünmemiz gerekiyor” dedi.

    ‘BİLİM KURULU’NDA TAKİP EDİLİYOR’

    İlhan, mutant virüsün yayılımının şehir şehir takip edildiğini, Türkiye’de farklı bölgelerde ve coğrafi dağılımlarda olduğunu söylemenin mümkün olduğunu kaydetti. Bilim Kurulu’nda da bu konunun takip edildiğine dikkat çeken İlhan, “Mutant virüsle bildiğimiz koronavirüste bulaşma yolları arasında hiçbir fark söz konusu değil. Öte yandan semptomlarda ve bulgularda da bir fark söz konusu değil. O yüzden ayırt etmek çok güç. Bu nedenle daha dikkatli olmak dışında elimizde başka hiçbir seçenek söz konusu değil. Şu anda Bilim Kurulu’nda Türkiye’deki tüm virüsün izlendiği gibi mutasyonlu virüsün de detaylı izlenmesi yapılıyor. Alt tiplendirilmesi yapılıyor. Acaba ‘İngiltere’den mi yoksa Güney Afrika’dan mı geldi’ diye bununla ilgili bir detaylandırma yapılıyor. Ayrıca olası mutant virüsteki tedavi değişimleri söz konusu olursa bunun da değerlendirilmesi yapılıyor. Ama sahada filyasyonda fark eden bir şey yok. Mutant virüse sahip kişilerin yine izolasyonu ve yine gerekirse hastanede tedavileri yapılıyor; aynı şekilde temaslıların da taranması yapılıyor. Süre içerisinde başka bir değişim olacak mı, bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.