Kategori: Türkiye

  • Ocak ayı açlık ve yoksulluk sınırı açıklandı

    Ocak ayı açlık ve yoksulluk sınırı açıklandı

    Türk-İş’in araştırmasına göre Ocak ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 652, yoksulluk sınırı 8 bin 638 lira oldu. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 3 bin 222 lira olarak hesaplandı.

    Türk-İş’in çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın 2021 yılı ocak ayı sonuçları açıklandı.

    Araştırmaya göre bu ay dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı 2 bin 652 lira olarak belirlendi.

    Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı 8 bin 638 lira oldu. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 3 bin 222 lira olarak hesaplandı.

    Gıda enflasyonunda artış oranı yüzde 19.48

    Ankara’da yaşayan dört kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 2.39 artış gösterdi.

    Yılın ilk ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 2.39’u bulurken, gıda enflasyonunda son 12 ay itibariyle artış oranı yüzde 19.48 oldu.

    Süt, yoğurt, peynir grubunda yüksek orandaki fiyat artışları mutfak harcamasına bu ay gelen ek maliyetin temel nedeni oldu.

    Tavuk fiyatları yükselişte

    Kıyma, kuşbaşı ve sakatat ürünlerinin fiyatı değişmedi ancak tavuk fiyatı arttı. Balık fiyatları, geçtiğimiz aya göre biraz artış gösterdi. Hamsiye gelen avlanma yasağı sonrası istavrit fiyatı artarken, hamsinin tezgahlarda yerini almasıyla fiyatı geriledi, diğer balık çeşitlerinin fiyatı genelde değişmedi.

    Geçtiğimiz ay yumurtada görülen fiyat artışı bu ay geriledi ve tanesi 94 kuruş olarak hesaplandı.

    Sebze-meyve fiyatları geriledi

    Sebze-meyve fiyatları ocak ayında ortalamada geriledi. Bu gerilemede hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının etkisi oldu. Yaş sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı bu ay 7.19 liradan 6.62 liraya geriledi. Ortalama sebze kilogram fiyatı bu ay 6.68 lira olurken, ortalama meyve fiyatı 6.50 lira olarak hesaplandı.

    Ekmek fiyatı değişmedi. Bakliyat ürünlerinin fiyatları bu ay değişmezken, makarna, un ve irmik fiyatı arttı.

    1 litre ayçiçek yağının fiyatı 17.90 lira

    Tereyağı, margarin, zeytinyağı ve ayçiçek yağı fiyatı artış gösterdi. Ayçiçek yağının 1 litrelik fiyatı 17.90 lira oldu. Çay ve ıhlamurun yanı sıra bal, reçel, şeker ve tuz ile salça da ocak ayında fiyatı değişmeyen gıda ürünleri oldu.

  • Askerlikle ilgili düzenleme mecliste kabul edildi

    Askerlikle ilgili düzenleme mecliste kabul edildi

    TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda, Milli Savunma Bakanlığı kadrolarında görevli personelin tecrübelerinden daha uzun süreli ve etkin şekilde yararlanılması, özlük haklarının iyileştirilmesi gibi düzenlemeleri içeren TSK Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi.

    Askeri mevzuatta bir dizi değişiklik öngören 44 maddelik kanun teklifi Meclis Milli Savunma Komisyonu’nda kabul edildi. TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda, Milli Savunma Bakanlığı kadrolarında görevli personelin tecrübelerinden daha uzun süreli ve etkin şekilde yararlanılması, özlük haklarının iyileştirilmesi gibi düzenlemeleri içeren TSK Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi.

    UZMAN ERBAŞLARIN ÖZLÜK HAKLARI

    Teklifle birlikte uzman erbaşların özlük hakları iyileştiriliyor.

    EMEKLİ ASKERLERE ‘DERS VERME’ İMKANI

    Emekli askerler Milli Savunma Üniversitesi’nde ders verebilecek.

    MİLLETVEKİLLERİ İÇİN DÜZENLEME

    Askerliğini yapmadan milletvekili seçilenlerin askerliği yapma şartı vekillik süresi bitene kadar ertelenebilecek.

  • Dünya’nın en güvenli şehirleri açıklandı! Listede Bursa da var

    Dünya’nın en güvenli şehirleri açıklandı! Listede Bursa da var

    Ünlü araştırma şirketi Numbeo, her yıl açıkladığı dünyanın en güvenli şehirleri listesini açıkladı. Listenin zirvesinde, Birleşik Arab Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi yer alırken Eskişehir dünya şehirleri arasında sekizinci oldu. Listenin sonunda Venezuela’nın başkenti Karakas bulunurken Antalya 61’nci, İzmir 77’nci, başkent Ankara 182’nci, İstanbul ise 263’ncü oldu. Listede Avrupa’nın önemli başkentlerinden Paris ise 312’nci oldu. Peki Bursa listede kaçıncı sırada yer alıyor? İşte Dünya’nın en güvenilir şehirleri ve Türkiye’den listeye giren şehirler…

    ÜST ÜSTE BEŞİNCİ KEZ SEÇİLDİ

    Şehirlerle ilgili yaptığı araştırmalarla tanınan Numbeo şirketi, 2020 yılında dünyanın en güvenli şehirlerini açıkladı.

    Listede Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi üst üste beşinci kez ilk sırada yer alırken Türkiye’den Eskişehir ilk 10’da yer alarak en güvenli 8’nci şehir oldu.

    İKİNCİ SIRADA KATAR’IN BAŞKENTİ DOHA VAR

    Suç oranlarına bakılarak hazırlanan en güvenli şehir raporunda 2’nci sırada Katar’ın başkenti Doha yer alırken listede son sırada Venezuela’nın başkenti Karakas bulunuyor.

    İlk 10 sırada Birleşik Arap Emirlikleri’nin üç şehrinin yer aldığı raporda 431 şehir yer alırken başkent Ankara 183’ncü sırada kendine yer bulurken İstanbul ise 52,5 puanla 263’ncü sırada.

    EN TEHLİKELİ ŞEHİRLER GÜNEY AMERİKA’DA

    Listeye suç endeksi açısından bakıldığında yıllardır dünyanın en tehlikeli şehri olarak kabul edilen Venezuela’nın başkenti Karakas, 100 üzerinden 84.6 puanla yine zirvede yer alıyor.

    En tehlikeli şehirler sıralamasının ilk 10’unda Brezilya ve Güney Afrika’dan üçer kent bulunuyor. Listede Güney Afrika’dan turistlerin uğrak noktalarından Johannesburg en tehlikeli şehirler sıralamasında 5’nci sırada yer alırken, Brezilya’dan Rio de Janeiro 10’ncu sırada yer alıyor.

    İŞTE DÜNYANIN EN GÜVENLİ ŞEHİRLERİ

    1 – Abu Dabi, Birleşik Arap Emirlikler

    2 – DOHA, KATAR

    3 – TAİPEİ, TAYVAN

    4 – QUEBEC, KANADA

    5 – ZÜRİH, İSVİÇRE

    7 – DUBAİ, BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

    8 – ESKİŞEHİR, TÜRKİYE

    9 – MÜNİH, ALMANYA

    10 – TRİESTE, İTALYA

    LİSTEDE TÜRKİYE’DEN HANGİ ŞEHİRLER VAR?

    61 – ANTALYA

    74 – BURSA

    77 – İZMİR

    182 – ANKARA

    263 – İSTANBUL

    FRANSIZ ŞEHİRLERİ SON SIRALARDA

    Dünyanın turizm destinasyonlarının başında gelen Fransa’nın şehirleri ise listede gerilerde kaldı. Ünlü turizm şehri Nice 59 puanla 194’ncü sırada yer alırken Paris 46,7 puanla 312’nci sırada.

    221 – BORDEAUX

    239 – LYON

    312 – PARİS

  • Mutasyonlu virüste görülen en yaygın semptomlar

    Mutasyonlu virüste görülen en yaygın semptomlar

    Bilim insanları İngiltere’de ortaya çıkan ve Türkiye dahil 60’dan fazla ülkede görülen B117 varyantıyla enfekte olanlarda en yaygın görülen semptomları açıkladı. Araştırmacılar, koronavirüsün orijinal versiyonundan daha bulaşıcı ve ölümcül olduğu düşünülen mutasyonun, Covid-19 semptomlarının sıklığını artırdığını keşfetti.

    İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi (ONS), Oxford Üniversitesi ve Manchester Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırmada, 60’dan fazla ülkeye yayılan B117 varyantı ile enfekte olanlarda sıklıkla görülen semptomlar ortaya konuldu. Çalışmada, öksürük, yorgunluk, boğaz ağrısı ve kas ağrısının mutant virüsle enfekte olanlarda daha yaygın görüldüğü açıklandı.

    TAT VE KOKU KAYBI SIKLIĞI DAHA AZ

    İngiltere’deki 6 bin kişilik rastgele bir örneklemden alınan pozitif testlere dayanan sonuçlarda, aynı zamanda tat ve koku kaybının virüsün yeni formuna sahip olanları etkileme olasılığının daha düşük olduğu görüldü.

    “DAHA BULAŞICI VE ÖLÜMCÜL”

    Bilim insanları daha önce yapılan çalışmalarla ilk olarak Kent şehrinde tespit edilen B117 varyantının virüsün orijinal versiyonundan yüzde 50-70 oranında daha bulaşıcı olduğunu ortaya koydu. Türkiye de dahil olmak üzere 60’dan daha fazla ülkeye uluşan mutant virüsün daha ölümcül olabileceğine dair bazı kanıtlar da bulunuyor. Ancak, konuya ilişkin araştırmalar sürüyor. Öte yandan, biri Güney Afrika’dan diğeri Brezilya’dan olmak üzere diğer iki mutasyonda B117’den daha düşük seviyelerde dünyada yayılıyor.

    ONS tarafından yapılan analizde Kasım ile Ocak ayları arasında hem mutasyonlu virüs, hem de eski varyant ile enfekte olan insanların pozitif test etmeden bir hafta önceden yaşadığı semptomlar araştırıldı.

    Araştırmanın sonuçları ise şu şekilde;

    Yeni varyantla enfekte olan yaklaşık 3 bin 500 kişilik bir grupta hastaların;

    • % 35’i öksürük,
    • % 32’si yorgunluk,
    • % 25’i kas ağrısı,
    • % 21,8’si boğaz ağrısı,
    • % 16’sı tat kaybı,
    • % 15’i koku kaybı bildirdi.

    Eski varyantla enfekte olan 2 bin 500 kişilik bir gruptaki hastaların ise;

    • % 28’i öksürük,
    • % 29’u yorgunluk,
    • % 21’i kas ağrısı,
    • % 19’u boğaz ağrısı
    • % 18’i tat ve koku kaybından muzdarip olduğunu açıkladı.

    Bununla birlikte, her iki grupta da baş ağrısı, nefes darlığı, ishal ve kusma seviyelerinde fark yoktu.

    MUTANT VİRÜS DAHA YÜKSEK VİRAL YÜKE NEDEN OLUYOR

    Warwick Üniversitesi’nde virolog ve moleküler onkoloji profesörü olan Profesör Lawrence Young, virüsün yeni varyantında orijinal Wuhan virüsüne kıyasla 23 değişiklik olduğunu söyledi.

    Konuya ilişkin açıklama yapan Young, “Virüsün farklı bölümlerindeki bu değişikliklerden bazıları vücudun bağışıklık tepkisini ve enfeksiyonla ilişkili semptomların sıklığını etkileyebilir. Yeni varyasyonla enfekte olanların daha fazla virüs ürettiğini biliyoruz. Bu durum daha fazla öksürük, kas ağrısı ve yorgunluğa neden olabilir” ifadelerini kullandı.

  • Koronavirüs kadınlarda saç dökülmesine yol açıyor

    Koronavirüs kadınlarda saç dökülmesine yol açıyor

    İstanbul  Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, koronavirüs tedavisi görmüş hastaların 9 aylık takipleriyle ilgili yaptığı açıklamada, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık” dedi. Tükek, “Türkiye’de tekrar hastaneye yatış oranları kesinlikle Avrupa ve ABD’deki kadar yüksek değil. En fazla yüzde 5-10 bandında. Bu da muhtemelen sağlık sistemimizin daha iyi olması ve tedavi algoritmalarımızın uyumlu bir şekilde yürütülmesiyle başarıldı” ifadelerini kullandı.

    “BİZDE YENİDEN HASTANEYE YATIŞ EN FAZLA YÜZDE 5-10”

    Geçtiğimiz hafta İngiltere’de yapılan bir çalışmanın ilk verileri dünya medyasında da gündem oldu. İngiltere Ulusal İstatistik Bürosu (ONS) ve Leichester Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü araştırmada, koronavirüs atlatan 47 bin 780 hastanın verileri incelendi. Çalışmada, hastaların yaklaşık yüzde 30’unun (14 bin 140 kişi), hastalığı atlattıktan sonraki 140 gün içinde tekrar hastaneye yatırıldığı gözlendi. Amerika’daki Michigan Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve sonuçları geçtiğimiz ay saygın tıp dergisi JAMA’da da yayınlanan başka bir çalışmada ise Mart-Haziran ayları arasında Koronavirüs nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören ve taburcu edilen bin 775 hasta izlendi. Hastaların yaklaşık yüzde 27’sinin 2 ay içerisinde tekrar hastaneye yatırıldığı belirlendi.

    9 AYDA 3 BİN 300 HASTA TAKİP EDİLDİ

    İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Mayıs ayından bu yana hizmet veren “Kovid İzlem Merkezi”nde yaklaşık 9 aydır izlenen 3 bin 300 hastanın verilerine dayanarak önemli bilgiler veren Dekan Prof. Dr. Tufan Tükek, “Dünyadaki çalışmalara baktığımızda yeniden hastaneye yatış oranlarının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise Kovid’e bağlı yeniden hastaneye yatış oranları o kadar yüksek değil. Sağlık sistemi ve (tedavi) algoritmalara çok güzel uyulması, belli bir tedavi protokolünün uygulanması ile ilgili. Taburcu olduktan sonra belli süre içerisinde kötüleşip tekrar hastaneye yatış oranlarımız en fazla yüzde 5-10 düzeyinde” dedi.

    Prof. Dr. Tükek, yeniden hastaneye yatışların bizde bu kadar düşük oranda seyretmesinin Türkiye’deki tedavi başarısıyla da ilgili olduğunu vurgulayarak “Tedavi uyumu, yani hem hastaların da buna uymuş olması, hem de hastanelerin hastaları gerçekten etkin izlemi ve takip etmesiyle bu kadar uzun süreli ve kronik sorunlar görmüyoruz biz hastalarda. Yani bu konuda dünya ile orantılı değil bizdeki sonuçlar” diye konuştu.

    “KORTİZON VE KAN SULANDIRICILAR İKİNCİ DALGADAKİ BAŞARIYI ARTIRDI”

    Geçtiğimiz Mayıs ayında açılan Kovid İzlem Merkezi’nde takip edilen 3 bin 300 hastadan elde ettikleri verilere de değinen Prof. Dr. Tükek, “Bunlardan 1300-1400 kadarı, son 6 aylık kontrollerini tamamlamış durumda. İlk zamanlarda en çok görülen semptomlarla ikinci dönem görülen semptomlar arasında da değişiklikler olduğunu fark ettik. Değişen tedavi protokollerinin de katkısıyla bu farklılaşma oldu. En çarpıcı özellik, tedaviye kortizon eklenmesiyle oldu. İkinci dalgada, ilk dönemde gördüğümüz akciğerdeki o uzun süre devam eden problemlerin azaldığını fark ettik. Özellikle akciğer grafisinde gördüğümüz akciğer dokusundaki fibrotik değişimlerin (doku sertleşmesi) azaldığını gördük. Yani Favipiravir, kortizon ve kan sulandırıcı tedavisi alan hastalarda birinci döneme göre akciğer yönünden oldukça iyileşme olduğunu gördük” diye konuştu.

    “KOVİD, DAHA ÇOK KADINLARDA SAÇ DÖKÜLMESİNE YOL AÇIYOR”

    Kovid tedavisi görmüş hastalarda yakın zamanda gözlemlenen en ilginç bulgulardan birinin de saç dökülmesi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tükek, bunun nedeninin henüz tam olarak tespit edilemediğini belirtti. Tükek, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık. Altında yatan farklı mekanizmalar olabilir diye düşünerek demir eksikliği anemisi ve hipotiroidi de araştırdık. Ama bunların da olmadığını gördük. Bunlar yokken bile saç dökülmesi oluyordu. Bir de nedenini tespit edemediğimiz sırt ağrıları en çok gördüğümüz ikinci semptom. Gerçekten 3 aydır devam eden ve yüzde 10 civarı hastamızda izlediğimiz bir sırt ağrısı yakınması dikkat çekiciydi. Bunun da tam olarak neden olduğunu açıklayamıyoruz. Yani o bölgenin görüntülemelerinde de herhangi bir sorun yok” dedi.

    “HASTALAR KAN SULANDIRICILARINI UYGUN SÜREDE KULLANMALI”

    En önemli sorunlardan birinin de Kovid geçiren hastalarda yükselen damar tıkanıklığı riski olduğunu anlatan Prof. Dr. Tükek, bunda, taburcu olan hastaların bazen 1 buçuk ay boyunca devam etmesi gereken kan sulandırıcı tedavisine yeterince uyum sağlamamasının da etkili olduğunu vurguladı. Tükek, “Kan sulandırıcı tedaviler uygun bir şekilde hastalara verildiğinde bunun azaldığını gördük. Ama zaman zaman maalesef bu unutuluyor ya da hastalar tedaviye yeterince uymuyor. Bu ilaçları uygun süre kullanmayanlarda beyin damar tıkanıklıkları, kalp damar tıkanıklıkları ve bacak damar tıkanıklıkları çok daha fazla görülüyor. 1-1,5 ay bu kan sulandırıcılara devam edilmesi gerekebiliyor. Hastalar bu anlamda iyi takip edilmediğinde gerçekten bu tip sonuçlar gözlemliyoruz. Bu da aslında hastanın hayatını daha sonraki dönemlerde tehdit eden bir durum. Felç geçirebilir, akciğer embolisi gelişebilir, akciğerde uzun süreli kalıcı sorunlara neden olabilir” diye konuştu.

    “1-2 YIL İÇİNDE KALP HASTALIKLARINDA PATLAMA OLACAK”

    Kovid salgınının; sadece virüsün etkisiyle değil, kısıtlamalar nedeniyle de sedanter (hareketsiz) bir hayata geçilmesi sonucu, önümüzdeki süreçte kalp damar hastalıklarında ciddi bir artışa yol açacağını düşündüğünü söyleyen Prof. Dr. Tükek uyardı. Tükek, “Maalesef bu süreçte çoğu insan hem hareketsiz bir hayata geçti hem de ev ortamında sağlıklı beslenmeyi göz ardı etti. Hareket azlığı ve bu sağlıksız beslenmenin yaratmış olduğu riskin yanı sıra kaygı ve stresin yaratmış olduğu anksiyete de var. Kovid hastalarında anksiyete de çok sık görülüyor uzun vadede. Tüm bunları birleştirdiğimizde, 1-2 sene sonra kalp hastalıklarında patlama olması kaçınılmaz. Kardiyologlara çok iş düşecek önümüzdeki süreçte” ifadelerini kullandı.

    “AŞIDA EMNİYET EN ÖNEMLİ KONU”

    Geçtiğimiz hafta dünyada da önemli bir tartışma gündemi olan “mRNA aşılarına bağlı ölüm tartışmaları” hakkında da önemli bilgiler veren Prof. Dr. Tükek, “Tüm aşıların Faz 3 sonuçları çok erken açıklandı. Küresel boyutta büyük bir salgın olduğu için erken açıklama ihtiyacı hissedildi. Hiçbirisinin Faz 3’ü tamamlanmadan açıklamalar yapıldı. Orada tabii mRNA aşılarının daha etkin olduğu görüldü. Zaten bekliyorduk öyle bir şey. Yüzde 95 üzerinde etkinlik açıklanmıştı. Tabii insanlar bunu görünce, haklı olarak ‘Yüzde 95 koruyorsa niçin bu aşıdan olmuyoruz?’ gibi bir fikre kapıldılar. Ama emniyet daha önemli aslında aşılarda. İki ayaklı bu, birincisi güvenli (emniyetli) olacak aşı, ikincisi de etkin olacak. Etkinlik anlamında tamam, kendilerini ispat ettiler ama güvenlik anlamında biraz daha zamana ihtiyaçları olduğunu gördük. Özellikle alerji yapıcı etkileri çok fazla” diye konuştu.

    “İNAKTİF AŞIDA BU RİSK DAHA DÜŞÜK”

    Alerjik reaksiyonların mRNA aşılarının Faz 3 çalışmaları sırasındaki aşılamalarda da tek tük görüldüğünü ve o günlerde alerjisi olanların bu aşıları yaptırmaması yönünde açıklama yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Tükek, “Toplum aşılamalarında çok sayıda insanı aşılama sırasında, alerjisi az da olsa olanlar, maalesef bu aşı (mRNA) sırasında, belki de gerekli tedbirler alınmadığı için vefat ettiler. Tabii iyice araştırılması da lazım. Yani illa ki aşıdan mı oldu, değil mi henüz onu da tam söyleyemiyorlar. Ama alerjisi olanların bu aşıyı yaptırmamaları konusunda uyarı var, o zaten çok net. Anafilaksi yapma ihtimali çok yüksek. Çin aşısında da var alerji riski ama çok çok düşük. Biz zaten aşı yaparken çok dikkat ediyoruz. Her türlü tedbiri alıyoruz. Anafilaksi dediğiniz tablo zaten ilk 30 dakika içerisinde gerçekleşiyor. 2 saat içerisinde olanı da var ama o, çok çok daha nadir. Bu esnada gerekli tedbirleri alırsanız, hastayı sağlık merkezinde tutarsanız, 30 dakika geçtikten sonra pek bir sorun kalmıyor. Şu ana kadar (Çin aşısı ile) 1 milyondan fazla aşılama yapıldı bizde ve yani ölüm ya da herhangi ciddi bir sorun da bildirilmedi” şeklinde konuştu.

    “ÖĞRETMEN VE AKADEMİSYENLER UNUTKANLIKTAN ŞİKAYETÇİ”

    İstanbul Tıp Fakültesi Kovid İzlem Merkezi’nde görev yapan Dr. Huzeyfe Arıcı ise Kovid geçirmiş hastaların üç aylık periyodik kontrollerini gerçekleştirdiklerini söyleyerek hastaların kan, akciğer görüntüleme gibi tetkiklerle izlendiğini ve en sık rastladıkları şikayetin nedensiz sırt ağrısı olduğunu belirtti. Dr. Arıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastaların bize gelişte en sık söyledikleri şikayetler halsizlik yorgunluk, çabuk yorulmak. Ancak son dönemde dikkatimizi çeken bir diğer şikayet de saç dökülmesi oldu. Özellikle genç hastalarda daha sık duyuyoruz bu şikayeti. Hastalar Kovid geçirdikten sonra, daha önce olmayan ve yeni başlayan saç dökülmesi şikayetinden muzdarip oluyorlar. Bir diğer şikayet de sebebi bilinmeyen sırt ağrısı. Uzun sürüyor, 3-4 ay kadar. İki kürek kemiği arasındaki ağrıdan bahsediyorlar tipik olarak. Tabii bunun mekanizması tam olarak bilinmiyor ama ağrı kesici tedavi verebiliyoruz. Son dönemde gördüğümüz bir diğer şikayet de unutkanlık. Özellikle öğretmen, akademisyen gibi meslek gruplarındakilerin farkındalığı daha yüksek olduğu için sanırım, meslekleri gereği bu şikayetleri bize daha çok söylüyorlar.”

    “İŞ ARKADAŞIM SAÇLARINI KAZITIP GELMİŞTİ”

    Geçen yıl Mayıs ayında Kovid geçiren tekstil işçisi Ramazan Tezer de (42) saç dökülmesi yaşadığını söyleyerek “14 gün evde tedavi gördüm. Saçlarımda dökülme oldu, eskiye nazaran çok fazla dökülüyordu. Bu ay iş yerimizde de 20-25 arkadaşımız Kovid geçirdi. Bir tedavisi bittikten sonra işe saçlarını kazıtıp gelmişti. 3 numara kestirmişti. ‘Niye yaptın?’ dedim, ‘ Koronadan sonra saçlarım çok dökülmeye başladı, o yüzden kısalttım dedi’ Çabuk yorulma bende de hala devam diyor” şeklinde konuştu.

  • Hamside av yasağı bir kez daha uzatıldı

    Hamside av yasağı bir kez daha uzatıldı

    Tarım ve Orman Bakanlığı, İstanbul Boğazı ve Karadeniz’de ticari amaçlı hamsi avının yasak süresini 7 Şubat 2021 tarihine kadar uzattıklarını açıkladı.

    İstanbul Boğazı ve Karadeniz’de hamsi avı yasağı süresi bir kez daha uzatıldı. Hamsi avına Marmara Bölgesi’nde devam edilebilecek. Konuyla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nden bir açıklama yapıldı.

    Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    ”Değerlendirmeye göre; 08 Ocak 2021-28 Ocak 2021 tarihleri arasında hamsi avcılığına kısıtlama getirilen karasularımızda bulunan hamsi popülasyonunda iyileşme gözlenmiş olsa da halen büyük bir bölümünün avlanabilir asgari boy uzunluğunun altında ve et veriminde sınırlı miktarda bir artış olduğu görülmüştür.

    Bu nedenle, gelecek yıllardaki hamsi avcılığının sürdürülebilir olarak yapılabilmesi ve hamsi stoklarının korunması amacıyla, İstanbul Boğazı’nın tamamı ile Karadeniz’de İstanbul İli Sarıyer İlçesi Kumköy Aslan Burnu’ndan (41 15′ 25.13” N – 29 2′ 58.2” E ) Gürcistan sınırına kadar olan karasularımızda her türlü av aracı ile ticari amaçlı hamsi avcılığı 7 Şubat 2021 tarihi 00.00 saatine kadar 10 gün süre ile durdurulmuştur”

  • Restoran ve kafelere destek ödemesi yapılacak

    Restoran ve kafelere destek ödemesi yapılacak

    Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı “Erdoğan, Gençlerimize bu kazanımların önemini anlatmakta zorlanıyoruz” dedi. Erdoğan, devam etmekte olan reform çalışmaları için ise “Çok köklü ve önemli düzenlemeler içerdiği görülecektir” ifadelerini kullandı. Erdoğan, koronavirüs önlemleri kapsamında kapalı olan restoran ve kafeler için destek ödemesi yapılacağını da duyurdu.

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşuyor.

    Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

    “AK Parti’nin girdiği her seçimden güçlü çıkmasının sırrı milletle kurduğu bağdır. Türkiye’nin son 18 uılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkes biliyor. Ama eski Türkiye’de yaşamamış, sıkıntıları çekmemiş, baskılara maruz kalmamış gençlerimize bu kazanımların önemini anlatmakta zorlanıyoruz. Ülkemizin demokrasi ve ekonomide çağ atladığını yaşayarak şahitlik etmeyenlere tüm bunları mukayeseli olarak anlatmamız şarttır.

    Türkiye’nin önünde yapılacak çok şey var. Yürütmede bizim yapmamız gereken çok şey var, yasamada sizin yapacağınız çok şey var. Meclis gündeminde önceden kalan yasama çalışmalarını sizler zaten iyi biliyorsunuz.

    REFORM ÇALIŞMALARI

    Yakında, hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğumuz yeni reform paketlerini Meclisimizin takdirine sunmaya başlayacağız. Milletimizle paylaştığımızda, bu reform tekliflerinin ülkemizi 2023’e ve daha sonrasına taşıyacak çok köklü ve önemli düzenlemeler içerdiği görülecektir.

    AK Parti Grubu, Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız MHP ile birlikte Meclis’in lokomotifidir, dinamosudur. Biz çok çalışırsak, Meclis de çok üretir. Biz işleri rölantiye alırsak, Meclis çok daha az verimle faaliyet yürütür.

    “TEK VAATLERİ ERDOĞAN’I İNDİRMEK”

    Sizlerden şimdiden sıkı bir çalışma dönemine hazır olmanızı istiyorum. Bizden başka hizmet müktesebatı ortaya koyabilen de gelecek vizyonu tasarlayan da yok. Tek vaatleri Tayyip Erdoğan’ı indirmek olan bir muhalefete, bu millet iktidarı vermez.

    Türkiye’yi nereye getireceğini söyleyemeyen kadroları kifayetsiz hiçbir yapı milletimizden iktidar vizesi alamaz. İnşallah 2023’te bir kez daha sandıktan zaferle çıkacağız.

    “İŞİ PİŞKİNLİĞE VURUYORLAR”

    CHP yöneticileri, kendi içlerinde yaşanan taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık skandallarının üzerini örtmek için hem bize, hem milletimize olan hakaretlerinin dozunu sürekli artırmaya başladı. Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış misali, milletimizin önüne çıkıp öz eleştiri yapacak, özür dileyecek, içlerindeki tecavüzcülerden, tacizcilerden, hırsızlardan hesap soracak yerde, işi pişkinliğe vuruyorlar.

    Karşımızdaki zat, sanayiyi, teknolojiyi, tarımı, ticareti, ihracatı, finansı, devletin kurumlarının ve özel sektörün nasıl işlediğini bilmez. Çünkü bunların işi bilgiyle değil, sadece ellerine tutuşturulan kağıtlar ve kulaklarına üflenen suflelerledir.

    MİLİTAN TEPKİSİ: HERKES DAVA AÇMALI

    Bu ara bir militan lafı tutturdular. Sermaye bu. Bunlara göre cumhurbaşkanı militan, hakim, savcı, vali, kaymakam, tüm askerler militan. Diplomatlar militan. Milletin kendilerine oy vermeyen yüzde 75’i militan.

    Peki kendileri ne? Terör örgütü mensuplarına ‘arkadaşlar’ demek bunların meşrebinde kibarlık. Kendilerinden olmayan herkese militan demek bunlara göre şeref göstergesi. Bu devletin hiçbir memuru, bu ülkenin hiçbir evladı CHP’nin hastalıklı zihniyetinin şamar oğlanı değildir.

    İçişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi bence bu ülkenin yargısı var. Kendilerine ‘militan’ diye hakaret eden bu zata, bütün bu hakarete muhatap olanların dava açma zamanı gelmiştir, geçiyor bile.

    ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

    Bu zihniyeti ve sergilediği pespayeliği Türkiye’nin son dönemdeki imtihanı olarak görüyoruz. Nice imtihanları başarıyla atlatan, nice engelleri ezip geçen, nice mücadelelerden alnının akıyla çıkan milletimiz, elbette ilk seçimde bunlara da bir güzellik yapacaktır.

    Bunlar yatıp kalkıp erken seçim diyorlar ki sanıyorlar buradan bir şey toplarız. Buradan size ekmek yok. Sabrın varsa Haziran 2023’e kadar kapıda bekleyeceksin. Bizim daha yapacak çok işimiz var. Milletimiz, mahalle yanarken kendi kısır hesaplarının peşinde koşanların defterini kökten dürene kadar, bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

    Aşı uygulamasının kapsamı giderek genişleyerek inşallah en kısa sürede hedef kitlenin tamamına ulaşacaktır.

    KAPALI RESTORAN VE KAFELERE DESTEK

    Lokanta, restoran ve kafe gibi sektörlerde alınan tedbirler nedeniyle faaliyetleri kısıtlanan ve 2019 cirosu 3 milyon ve altı olan ticari işletmelere destek ödemesi yapacağız. 2 bin liradan az 40 bin liradan fazla olmamak kaydıyla destek ödemesi yapacağız

  • Toplumsal bağışıklık için kaç kişinin aşılanması gerekiyor?

    Toplumsal bağışıklık için kaç kişinin aşılanması gerekiyor?

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüs ile mücadelede toplumsal bağışıklık için 60 milyon kişinin aşılanması gerektiğini söyledi. İlhan, “Buna ne zaman ulaşılır; ben Ramazan Bayramı sonrasında iyi bir düzeye geleceğimiz kanısındayım” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’de koronavirüsle mücadele kapsamında devam eden aşı çalışmalarına ilişkin DHA’ya açıklama yaptı. Prof. Dr. İlhan, Türkiye’de 1 milyon 400 binden fazla kişinin koronavirüse karşı aşılandığını belirterek, “Biliyorsunuz aşılamada bir öncelik sıralamamız var. Önce sağlık çalışanları, ardından 65 yaş üstü bireylerimiz, şu anda 80 yaş civarındaki büyüklerimiz aşılanıyor. Bunun da nedeni açıkçası kalabalığa mahal vermemek. Önce büyüklerimiz evde aşılandılar, 90 üzeri ve 85 yaş üzeri olanlar. Özellikle 90 yaş üzeri ve 85 yaş üzeri bireylerimizin aşıları evlerde yapıldı. Hatta, bu gruptaki vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı eşi, çocuğu, yeğeni gibi kişiler varsa ve 65 yaş üzeriyse onların da aşılaması evlerde gerçekleştirildi. Bu iyi bir uygulama, kişiler iki kez çıkmasınlar diye böyle yapıldı. Halihazırda 80 yaş üzeri aşılanıyor, hafta sonundan sonra da daha aşağı yaşa gidecektir” dedi.

    ‘YAŞ GRUPLARI GERİLEDİKÇE AŞILAMA UZUN SÜRECEK’

    Prof. Dr. İlhan, 90 yaş üzerinin kısa sürede aşılandığını belirterek, “Aşağıya doğru yaş grupları geriledikçe o nüfusta yer alan kişi daha çok olacağı için aşılama daha uzun zaman alacaktır. Sağlık çalışanlarının aşılanması rekor denilecek seviyede, neredeyse 4-5 gün içerisinde tamamlandı, bir hafta diye beklerken. Sağlık çalışanların aşılanmasının daha hızlı gidip, nüfusun biraz daha yavaş gitmesi tabii beklenen bir durum. Bundan sonra da sırayla 50-64 yaş arası bireylerimiz aşılanacak. Bununla beraber Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, kritik görevlerde olan kişiler, hizmet önceliği olan kişilerin aşılanması ile sistem devam edecek” diye konuştu.

    ‘RAMAZAN BAYRAMI’NDAN SONRA İYİ BİR DÜZEYE GELECEĞİZ’

    Prof. Dr. İlhan, toplumsal bağışıklık için 60 milyon kişinin aşılanması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

    “Aslında bu iki grup aşılandığı zaman; 50 yaş ve üzerinde olanlar, sağlık çalışanları, askerlerimiz, polislerimiz, belediye çalışanları, hizmet önceliği bulunanlar aşılandığı zaman bir hayli büyük bir nüfusa erişmiş olacağız. Ayrıca koronavirüsten daha çok hasta olanlar içerisinde de büyük bir grubu aşılayacağımız gibi, toplumla iç içe olan, hizmet sunan pek çok kişiyi de aşılamış olacağız. İlk iki grubu aşılayınca, bir hayli iyi bir noktaya geleceğimiz kanısındayım. Ondan sonra 19-49 yaş arası bireyler var. Aşı sırasını kaçıranlar için de son grup var. Amaç 18 yaş üstü olan tüm bireylerin aşılanması. Biliyorsunuz 18 yaş altı bireylerimiz, gebelerimiz ve emziren annelerimiz aşılanmıyor. Onun dışında tüm toplumun aşılanması arzusundayız. Genel olarak baktığımızda en az 60 milyon kişinin toplumsal bağışıklık için aşılanması gerektiğini söylemek mümkün. Buna ne zaman ulaşılır; aşılama hızı ile bunu değerlendirmek gerekiyor, ben Ramazan Bayramı sonrasında iyi bir düzeye geleceğimiz kanısındayım, özellikle ilk iki grubun büyük çoğunluğunun tamamlanması ile.”

     

  • 120 firmaya fahiş fiyat cezası

    120 firmaya fahiş fiyat cezası

    Ticaret Bakanlığı’ndan fahiş fiyat denetimlerine ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada son bir haftada yapılan denetimlerde 120 firmaya 3.5 milyon lira para cezası kesildiği bildirildi.

    Ticaret Bakanlığı tarafından 81 ilde bulunan market, pazar yeri, çarşı ve toptancı hallerinde fahiş fiyat artışlarına yönelik denetim gerçekleştirilirdi.

    Denetimlerde son bir haftada bin 674 işletme bazında 22 bin 535 ürün denetlenirken, fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 495 firmaya toplam 15 milyon 480 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

    Ticaret Bakanlığı tarafından sadece son bir haftada bin 674 işletme bazında 22 bin 535 ürün denetlendi.

    Denetleme sonucu elde edilen tespitler Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirilecek ve firmaların savunmalarının alınmasının ardından haksız fiyat artışında bulunduğu tespit edilenler hakkında 10 bin 911 Türk lirasından 100 bin 910 Türk lirasına, stokçuluk faaliyetinde bulunduğu tespit edilenlere ise 54 bin 555 Türk lirasından 545 bin 550 Türk lirasına varan idari para cezası yaptırımı uygulanacak.

    120 FİRMAYA 3 MİLYON 595 BİN TL CEZA

    Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Adalet, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Tarım ve Orman Bakanlıkları ve TOBB ile TESK temsilcileriyle üretici ve tüketici örgütleri ve perakende sektörü temsilcilerinden oluşan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun dün gerçekleştirilen toplantısında 120 firmaya 3 milyon 595 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

    Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından bugüne kadar 3 bin 386 dosyayı karara bağlayarak, gıda, temizlik, hijyen ürünleri gibi temel ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 495 firmaya toplam 15 milyon 480 bin Türk lirası idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

    Yapılan denetimler sonucunda en çok sebze meyve ile ayçicek yağı, tavuk, yumurta ve un gibi temel gıda ürünlerinde fahiş fiyat artışı yapıldığı tespit edildi.

    Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan çağrıyla birlikte perakende sektörü, pazar yerleri, toptancı halleri, çarşı vb. satış yapılan yerlerin denetlenmesinin yanı sıra fahiş fiyat tespit edilen ürünler başta olmak üzere 81 ilde temel tüketim mallarının üreticilerine yönelik denetimler de Ticaret Bakanlığının koordinasyonunda Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile belediyelerde bulunan zabıta teşkilatının denetim ve teftiş ekiplerince bugünden itibaren serbest piyasa ekonomisine zarar vermeden gerçekleştirilecek. Fahiş fiyat artışları ile stokçuluk eylemlerinin yakından takibi amacıyla Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda denetimlerin aralıksız devam edileceği bildirildi.

  • Ülkelerin aşılanma oranları belli oldu

    Ülkelerin aşılanma oranları belli oldu

    Ülkelerin nüfusuna göre Koronavirüs aşılanma oranları belli olurken, en yüksek yüzdenin 25,3 İsrail’de olduğu görüldü. Türkiye’de ise bu oran yüzde 0,7 olarak kaydedildi.

    Ajans Press’in, The Spectator Index verilerinden elde ettiği bilgilere göre, ülkelerin nüfusuna göre Koronavirüs aşılanma oranları belli oldu. Böylelikle nüfusa göre en yüksek yüzdenin 25,3 İsrail’de olduğu görülürken, ikinci sıraya yüzde 16,8 ile Birleşik Arap Emirlikleri, üçüncü sıraya yüzde 6,4 ile Bahreyn, dördüncü sıraya yüzde 5,4 ile İngiltere, beşinci sıraya da yüzde 3,7 ABD’nin yerleştiği kaydedildi. Veriler, gün gün değişkenlik gösterirken Türkiye’de ise nüfusa oranla aşılanma yüzde 0,7 olarak kayıtlara geçti.

    51 MİLYONUN ÜZERİNDE HABER MEDYADA YER ALDI

    Medya takip kurumu Ajans Press, COVID-19 aşısıyla alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre bu yıl aşıyla alakalı basına 16 bin 231 haber yansıdığı tespit edildi. Covid-19 aşısının ülkemize gelmesi büyük yankı uyandırırken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın canlı yayında aşı olması ve aşı takviminde yaşanan gecikmeler medyanın en çok konuştuğu haber başlıkları arasında yer aldı. 10 Mart’tan bugüne kadar koronavirüs ile alakalı ise 51 milyonun üzerinde haber yansıması tespit edildi.