Kategori: Türkiye

  • İkinci el piyasada fiyatlar düştü

    İkinci el piyasada fiyatlar düştü

    İkinci el otomobil fiyatları, pandemi nedeniyle üretimi duran sıfır araçların da piyasaya girmesiyle düşmeye başladı. Galericiler, araç fiyatlarının yaz aylarında tekrar yükselmesinin beklendiğini, bu nedenle otomobil almak için bu zamanın en uygun dönem olduğunu söyledi.

    Koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde birçok otomotiv üreticisinin üretime ara vermesi, Türkiye’de sıfır araç pazarının yanı sıra ikinci el otomobil piyasasını da etkiledi. Artan taleple bazı ikinci el otomobillerin sıfır değerinden bile pahalıya satıldığı durumlar oldu. Ancak sıfır araçların piyasaya girmesiyle ivme tersine döndü. İkinci el piyasasında fiyatlar düşerken, galericiler araç almanın tam zamanı olduğunu söyledi.

    ‘İKİNCİ EL PİYASASINDA ŞU AN EN UYGUN ZAMAN’

    İkinci el otomobil alım satımı yapan firma sahibi Egemen Kurtçu (37), “İkinci el piyasası şu an araç almak isteyenler için en doğru zaman. Sıfır araçlar ülkeye girmeye başladı. Geçen ay 90 TL’ye sattığımız bir araç bu ay 82 bin TL’ye düştü. Yüzde onluk bir düşüş söz konusu. Ancak daha fazla düşeceğini de düşünmüyorum” dedi.

    ‘MEVCUT PİYASA FİİYATI YERİNE OTURUYOR’

    İkinci el otomobil satış sorumlusu Muharrem Varol (32), “Pandemi falan derken sıfır araç piyasası oldukça daralmıştı. Taleplerden dolayı fiyatlar sürekli ikinci elde yukarıya çıkmıştı. Sıfır araçlar ülkeye giriş yapmaya başladı. Bu dönemde sıfır araç satışlarımız oldukça arttı. Piyasa suni bir şekilde yükselmişti. Mevcut piyasa fiyatı yerine oturuyor” diye konuştu.

    FİYATLAR TEKRAR YÜKSELMEDEN ALMAK İSTEDİLER

    İkinci el otomobil almaya gelen emekli öğretmen Nizamettin Gören, “Şu an fiyatlar daha uygun. Pandemi bitince fiyatların artacağını düşünüyorum. Onun için fiyatlar atmadan otomobil almaya geldim” dedi.

    Cep telefonu satışı yapılan dükkan sahibi, evli ve 1 çocuk babası İsmail Koç (37), “Fiyatlara baktık. Sıfır aracın gelmesiyle piyasada fiyatlar düşmüş. Fakat istediğim aracı bulamadım. Daha önce araç satmıştım. Birkaç ay önce fiyatlar nedeniyle alamamıştım. Bakınıyorum” diye konuştu.

    Ayakkabı firmasında çalışan evli ve 1 çocuk babası Erkan Yılmaz (44) ise, “Fiyatlar düşünce otomobil bakmaya geldim. 170 bine kadar bütçem var. İkinci aracım olacak. Bunu eşime almak istiyorum. Pandemi nedeniyle toplu taşıma araçları kullanmasını istemiyorum” dedi.

  • İçişleri’nden cuma namazı açıklaması

    İçişleri’nden cuma namazı açıklaması

    Cuma Namazı’na gitmek isteyen vatandaşlar, yarın araç kullanmamak şartıyla ikametlerine en yakın camiye gidip gelebilecek.

    İçişleri Bakanlığının internet sitesinde 2 Aralık’ta yayımlanan “Yeni Kısıtlama ve Tedbirler Genelgeleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular” bölümünde güncelleme yapıldı.

    Buna göre, yılbaşı nedeniyle talepte yaşanacak yoğunluk da göz önünde bulundurularak ilk uygulaması 1-3 Ocak tarihlerinde olacak şekilde, sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığı günlerde sadece çiçek satışı yapan iş yerleri 10.00-17.00 saatleri arasında evlere servis şeklinde hizmet sunmak üzere açık olabilecek.

    Bugün saat 21.00’de başlayıp 4 Ocak Pazartesi günü saat 05.00’te tamamlanacak sokağa çıkma kısıtlamasına karşın yarın Cuma Namazı’na gitmek isteyen vatandaşlar, il/ilçe umumi hıfzıssıhha kurullarının bu yöndeki kararları doğrultusunda, araç kullanmamak şartıyla ikametlerine en yakın camiye gidip gelebilecek.

  • Sinemaların açılış tarihi ertelendi

    Sinemaların açılış tarihi ertelendi

    Sinema sektörünün talebi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla yapılan görüşmeler sonucunda; 31 Aralık’a kadar faaliyetlerine ara verilen sinema salonları için bu süre 1 Mart’ta uzatıldı.

    İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine Sinema Salonları ile ilgili ek genelge gönderdi. Genelge ile 31 Aralık’a kadar faaliyetlerine ara verilen sinema salonları için bu süre 1 Mart’ta uzatıldı.

    SEKTÖRÜN TALEBİYLE KARAR

    Valiliklere gönderilen genelgede, kontrollü sosyal hayat döneminin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra salgının seyri ve olası riskler göz önünde bulundurularak hayatın her alanına yönelik uyulması gereken yeni kurallar ve önlemler alındığı belirlendiği hatırlatıldı. Alınan önlemler kapsamında sektörün talebi doğrultusunda sinema salonlarının faaliyetlerinin de 31 Aralık tarihine kadar durdurulması kararlaştırıldığı anımsatıldı.

    TEDBİRLERE DEVAM

    Genelgede, gelinen aşamada, gerek sektörün bu yöndeki talepleri gerekse Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla yapılan görüşmeler sonucunda; salgınla mücadelede alınan tedbirlerin devamının sağlanması ve desteklenmesi amacıyla sinema salonlarının faaliyetlerine 1 Mart 2021 tarihine kadar ara verilmesinin uygun olacağının değerlendirildiği ifade edildi.

    Bu doğrultuda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’nci ve 72’nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararları ivedilikle alınacak.
    Alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilecek ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlem başlatılacak.

  • Bakan Dönmez, Türkiye’nin yeni enerji üssünü açıkladı

    Bakan Dönmez, Türkiye’nin yeni enerji üssünü açıkladı

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Filyos, Türkiye’nin yeni enerji üssü olacak. Fatih’in keşfettiği 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervimiz Filyos’ta karaya çıkacak ve buradan ana şebekeye bağlanacak” dedi.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi Açılış Töreni’ne video konferans yöntemiyle katıldı.

    Zonguldak’ın Türkiye’de kömür denince akla ilk gelen şehir olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:

    “Zonguldak’ın şehir tarihi aslında Cumhuriyet’imizin ilk dönemlerine ve sonrasında yaşanan tüm gelişmelere ışık tutuyor. Şehrin tarihi, ülke tarihiyle öylesine iç içe geçmiş ki bu endüstri tarihinin kültüre dönüşmesi, tam olarak anlaşılması ve kömürün bir şehrin damarlarında nasıl aktığının anlatılması için şehrin geçmişini yansıtan bir müzeye ihtiyaç vardı.

    Batı Karadeniz Kalkınma Ajansımızın desteğiyle Zonguldak kömür havzası tarihine tanıklık eden Üzülmez Müdür Lojmanı’nın müzeye dönüştürülmesi fikri işte bu ihtiyaçtan doğdu. Şehrin merkezinde kalan tarihi yapının korunması ve şehrin hafızasını yansıtacak müze olarak yeniden açılması için 2018’de projemize başladık.”

    Müze için uzun araştırmalar yapıldığını, tarihi eser niteliğindeki nadide endüstri malzemeleri ve dokümanların büyük bir titizlikle belirlendiğini ifade eden Dönmez, “Karaelmas Maden Şehitleri Müzemiz, iç kısımda Sergi Salonu, Harita ve Plan Odası, Belgesel Odası, Sanat- Sosyal Odası, Toplantı Salonu ve Sanal Gerçeklik Odası bölümleri ve dış kısımda 200 yıllık tarihi belgelerle geçmişe ışık tutan bir bahçeden oluşuyor.” diye konuştu.

    KEŞFEDİLEN GAZ İÇİN FİLYOS MÜJDESİ

    Dönmez, müzenin bundan sonra yapılacak kültürel çalışmaların da merkezinde yer alacağının altını çizerek, Zonguldak için verecekleri bir diğer müjdeli haberin de Filyos’taki enerji yatırımlarıyla alakalı olduğunu açıkladı.

    Filyos’un Türkiye’nin ilk mega endüstri bölgesi olacağına dikkati çeken Dönmez, şöyle konuştu:

    “Filyos, Türkiye’nin yeni enerji üssü olacak. Fatih’in keşfettiği 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervimiz Filyos’ta karaya çıkacak ve buradan ana şebekeye bağlanacak. Taşkömürünün bölgede üretimi, demir-çelik başta olmak üzere yeni bir endüstrinin doğuşunu sağlamıştı. Şimdi de doğalgazın üretimiyle, Zonguldak ve Batı Karadeniz yeni endüstri bölgemiz olacak. Bölgeye çok güçlü bir ulaşım ve lojistik ağı kuruluyor. Halen devam eden Filyos Vadisi Projesi’yle birlikte de orta ve yüksek teknoloji endüstri Filyos’ta kümelenecek.”

    “52 YERLİ KÖMÜR SANTRALİMİZ FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR”

    Bakan Dönmez, yerli kömürü enerji bağımsızlığı açısından kritik gördüklerini belirterek, son yıllarda yapılan yoğun çalışmalarla toplam kömür rezervinin artmaya devam ettiğini dile getirdi.

    2016’da 45,5 milyon ton, 2017’de 87,9 milyon ton, 2018’de 101,5 milyon ton ve 2019’da 97,3 milyon ton yerli kömür üretimi yapıldığını kaydeden Dönmez, 2018’de de Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını anımsattı.

    Dönmez, bu yıl sonu itibarıyla da 100 milyon ton seviyelerinin korunacağını vurgulayarak, toplam 20 milyar tonluk kömür rezervinin 1,5 milyar tonunu taş kömürünün oluşturduğunu söyledi.

    Sektörün büyümesi ve dışa bağımlılığın azaltılması için yüksek rezerv ve daha geniş alanlara yayılmış sahalarda üretim yapılması gerektiğine işaret eden Dönmez, şöyle devam etti:

    “Bugün 52 yerli kömür santralimiz faaliyetlerini sürdürüyor. Toplam 11 bin 350 megavat düzeyinde yerli kömür kurulu gücümüz var ve toplam kurulu gücümüz içerisinde yüzde 12’lik bir paya sahip. Kasım 2020 itibarıyla toplam elektrik üretimimizin yüzde 14,3’ünü yerli kömürden karşılıyoruz. 24 saatlik elektrik tüketimi olarak düşündüğümüzde ortalama 4,1 saati yani günlük elektrik tüketimimizin altıda birini yerli kömürden karşılıyoruz.”

    Dönmez, yer altı kömür işletmelerinde işçi maliyetlerine uygulanacak destek kapsamında bu yıl 247 milyon liralık ödeme yapıldığını belirterek, son 5 yılda bu rakamın toplamda 360 milyon liraya yaklaştığı bilgisini verdi.

    Madenler ve kömür üretiminin bazı çevreler tarafından muhalefet aracı olarak kullanıldığına dikkati çeken Dönmez, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Türkiye’nin yer altı kaynaklarını ekonomiye kazandırma gayreti sürekli olarak mesnetsiz, yalan ve yanlış bilgilerle baltalanmaya çalışılıyor. Enerji bağımsızlığı bizim için ne kadar önemliyse maden bağımsızlığımız da bir o kadar önemli. Kömür sektörü bugün teknolojiye yaptığı yoğun yatırımlarla hem çevresel kriterlerin sağlandığı hem de verimliliğin artırıldığı bir yapıyı hayata geçirmeye başladı. Kömür artık daha çevreci kriterlerle üretiliyor ve elektrik enerjisine dönüşüyor.

    Bizler ‘milletimizin kaynaklarını her ne pahasına olursa olsun çıkaralım’ anlayışına karşıyız. Kaynaklarımızı ekolojik dengeyi bozmadan, çevresel sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde gün yüzüne çıkaracağız. Çevrecilik adı altında kamu malına zarar veren, halkı kışkırtan, kökü dışarıda kendi içeride olan yapılar bize akıl vermeye kalkmasın. Ne hikmetse onların çevreciliği Türkiye’nin çıkarları, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı söz konusu olunca ortaya çıkıyor. Milletimizin kaynaklarını milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız.”

  • RTÜK’ten ‘Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini’ sözüne ceza

    RTÜK’ten ‘Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini’ sözüne ceza

    Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Prof. Dr. Bingür Sönmez’in katıldığı televizyon programında, “Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini” sözünün eleştiri sınırlarını aştığı gerekçesiyle, kanala idari para cezası müeyyidesi uyguladı.

    İzleme uzmanlarının raporlarını görüşmek üzere toplanan Üst Kurul, ilk olarak FOX televizyonu ile ilgili raporu görüştü. 27 Aralık tarihinde yayınlanan, ‘İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu’ programına konuk olarak katılan ünlü kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez, koronavirüs aşısı olmakta tereddüt eden kişilere yönelik, “Ben aşı yaptırmam’ diyenler birer vatan haini, onlara kız bile vermeyeceğiz, resmî dairelere bile giremeyecekler, okullara gidemeyecekler. Nasıl sokağa çıkma yasağının kuralları var. Aşıda da kural koyacağız, toplu taşımadan faydalanamayacaklar” açıklamasını yapmıştı. Uzman raporunda, Türkiye’de başta Sağlık Bakanlığı tarafından aşının önemine vurgu yapılırken, yayındaki ifadelerin aşılamanın yaygınlaşmasına ve aşı tereddüdü bulunan kişilerin ikna edilmesine katkı sunmayacağı tespitinde bulunuldu.

    SÖNMEZ’İN SÖZLERİ NEDENİYLE İDARİ PARA CEZASI UYGULANDI

    Üst Kurul, Sönmez’in ifadelerinin eleştiri sınırlarının çok ötesinde bir itham olduğu kanaatine varırken, kanundaki, ‘Yayın hizmetleri, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez’ ilkesinin ihlali nedeniyle FOX Tv’ye idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

    RTÜK ayrıca, Habertürk’te yayınlanan Teke Tek programının sunucusu Fatih Altaylı’nın Suriyeli mülteciler hakkında, “Türkiye’nin sahibi onlar, biz misafir gibiyiz. Yani yakında bizi atacaklar buradan öyle bir hal var ortalıkta. Çünkü son derece özgürler, hiçbir konuda yükümlülükleri yok. Hesap verme durumları yok. Yasaklar onları bağlamıyor, bizi bağlıyor. Açık söylemek gerekirse bir Türkiye’yi Suriye’ye savaşsız kaybettik diyebilirim. 4 milyon askerle gelip Türkiye’yi şu anda esir almış vaziyette görünüyorlar” şeklindeki ifadeleri için de kanala cezai müeyyide uyguladı. Yayında Suriyeli mülteciler için, ‘asker’ ve ‘esir alma’ metaforları kullanılarak onlara karşı toplumda antipati ve olumsuz kanaat oluşturabilecek benzetmelerin yapıldığı tespitinde bulunan Üst Kurul, kanundaki, ‘yayın hizmetleri, ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez’ ilkesinin ihlali nedeniyle yayıncı kuruluşa idari para cezası uyguladı.

    SOFUOĞLU’NUN ‘FUHUŞ EVİ’ BENZETMESİ DE CEZA GETİRDİ

    RTÜK yılın son toplantısında Akit TV’nin ‘Derin Kutu’ programına konuk olarak katılan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun üniversite olan şehirlerindeki apart evlere yönelik ‘fuhuş evleri’ ifadelerini de ele aldı. Söz konusu yayında Sofuoğlu’nun yaklaşık 5 dakikalık konuşma boyunca yapılan uyarılara aldırmadan ve sürekli genelleme yapmak suretiyle üniversite öğrencilerinin kaldığı konutlarla ilgili ‘fuhuş evi’ benzetmesi yapmaya, gençlerin millî ve manevi hassasiyetlerden yoksun kimseler olduğuna yönelik ithamlarda bulunmaya devam ettiği ve bu durumun moderatör tarafından engellenemediği uzman raporunda belirtildi. Raporda teklif edilen yaptırımı yerinde bulan Üst Kurul, Akit TV’ye idari para cezası verilmesine karar verdi. Üst Kurul ayrıca, Halk TV’de yayınlanan ‘Medya Mahallesi’ programı hakkında hazırlanan raporu da görüşerek, idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

  • Bilim Kurulu’ndan çekirdek aile uyarısı

    Bilim Kurulu’ndan çekirdek aile uyarısı

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüsün yüzde 80 ev içi bulaştan kaynaklandığını belirterek, yılbaşında dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. İlhan, “Çekirdek aile için dahi evde olabildiğince birinden uzak yaşamak, temastan kaçınmak doğru bir yaklaşım olacaktır” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, koronavirüste rakamların 3 binler civarında seyretmesinin nedeninin ev içindeki bulaşın yaygınlığına bağlı olduğunu söyledi. İlhan, “Sahadaki filyasyon sonuçlarına baktığımızda yüzde 80 kadarının ev içi bulaşlardan kaynaklandığı gözüküyor. Bunu hem sahadaki filyasyon ekiplerinden hem de hastanemize başvuran kişilerden söylemek olanaklı. Vatandaşlarımızın bir bölümünün hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarını izin, birlikte olma zamanı olarak gördüğünü gözlemliyoruz. Bazı vatandaşlarımız akrabaları, eşi dostu, kuzenleri, kardeşleriyle cuma akşamı bir araya geliyorlar, pazartesi sabahına kadar aynı ortamda kalıyorlar. Bunun riski artırdığını bilmemiz gerekiyor. Zira hem maruziyet süresi uzun hem de içeride daha fazla kişi olduğu için bulaş ihtimali daha çok artıyor. Yanınızdaki arkadaşınızın, kuzeninizin, teyzenizin, ağabeyinizin, amcanızın koronavirüs pozitif olup olmadığını bilemezsiniz. Bu nedenle hemen hafta sonu akabinde yine hasta sayısının vaka sayısında artma eğiliminde olduğunu gözlemliyoruz” diye konuştu.

    ‘SEYAHATE ÇIKMAMAK GEREKİYOR’

    Yılbaşındaki 4 günlük kısıtlama süresini bazı kişilerin tatil gibi gördüğünü söyleyen Prof. Dr. İlhan, “Bu süreyi ne kadar çekirdek ailemizle beraber geçirirsek riskin o kadar az olacağını bilmemiz gerekiyor. Villa, ev kiralamadan bahsediyorlar; tanınmayan insanların bir araya gelmesi ya da tanış olsa bile bu insanların bir araya gelmesinin koronavirüs riskinin artıracağını doğrudan bilmemiz gerekiyor. Hele ki 3-4 gün insanlar bir arada olunca, uzun zaman diliminde eğer ortamda birisi koronavirüs ise diğerlerinin de koronavirüs olması kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacaktır. Seyahate çıkmamak gerekiyor. Seyahate çıkıldığı takdirde gittiğimiz yere virüsü götürebileceğimiz oradan virüs alıp geri getireceğimizi unutmamak gerekiyor” dedi.

    ‘ÇEKİRDEK AİLE BİLE OLSAK TEMASA DİKKAT’

    Çekirdek aile olarak bir arada bulunulması takdirde dahi mutlaka evin sık sık havalandırılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. İlhan, zorunluluk olmadığı takdirde, dışarı çıkmamak ve dışarıdan içeri kimsenin gelişine izin verilmemesi gerektiğini söyledi. İlhan, şunları kaydetti: “Temel amacımız kalabalığı azaltmak, teması azaltmak. Buna yönelik ne kadar çok azaltma yapabilirsek o kadar başarılı olabiliriz. Birkaç ailenin bir araya gelmesi, otellerde, evlerde, villalarda bir araya gelmesinin doğrudan koronavirüs riskini arttırır. En ideali evde çekirdek aile olarak kalmak ama ortamın havalandırılmasına dikkat etmeleri gerekiyor. Bunun yanında ev içinde mümkün olduğunca fiziki temasın az olmasına dikkat etmek gerekiyor. Bu 3-4 günlük sürenin uzun olduğunu düşündüğümüzde, evde daha çok temas edileceği düşünüldüğünde, çekirdek aile için dahi evde olabildiğince birinden uzak yaşamak, temastan kaçınmak doğru bir yaklaşım olacaktır.”

  • AFAD’dan özel uygulama: Tüm operatörlere bağlanacak

    AFAD’dan özel uygulama: Tüm operatörlere bağlanacak

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geliştirilen bir yazılımla, cep telefonlarına deprem anında kullanılmak üzere yeni özellikler ekleyeceklerini söyledi. Soylu’nun verdiği bilgiye göre, depremde AFAD, bütün şebekelere bağlanabilecek, görüntü ve mesaj paylaşacak. Soylu, yazılımın kullanıcılara deprem toplanma bölgeleri içinde rehberlik yapacağını söyledi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul’da AFAD İl Müdürlüğü Afet ve Acil Durum Kurulu 2020 yılı 2. Toplantısı’nda konuştu.

    Deprem sırasında olay yerine ulaşma ve cep telefonlarının kullanımı konusunda sorun yaşandığını anlatan soylu, bu konuda önemli bir yazılım geliştirildiğini duyurdu.

    Soylu, AFAD’ın telefonlara bağlanmada öncelik sahibi olacağını söyledi ve şu bilgilere verdi:

    “GSM operatörleriyle görüştük. Özellikle deprem anında telefonların kilitlenmesi hem bizim bu konularda acil destek ünitelerinin olaya müdahale etmesi açısından büyük bir sorun yaşatıyor. Sadece ismi AFAD olan bir uygulama yapma konusunda değerlendirme ortaya koyduk. Aslında bunu GSM operatörlerinden istemiştik. Onlarla da konuştuk. Bizim bunu yapabileceğimizi gördük. KADES’i, UYUMA’yı da bakanlık bünyesinde yaptık. AFAD uygulamasını da kendimiz yapacağız. Birincisi şu bu dönem içinde, tüm GSM operatörlerine bağlanabilecek şekilde internet hatları üzerinden görüşme yapabilecek, mesaj atılabilecek, görüntü kaydedip atılabilecek.”

    TOPLANMA ALANINA ULAŞMADA REHBERLİK YAPACAK

    Soylu, telefonların kullanıcılara deprem toplanma bölgelerine ulaşmada rehberlik yapacağını belirtti ve bu uygulamayı şöyle anlattı:

    “En önemli meselelerden birisi depremin ilk 6 saatinde kişinin kendi toplanma alanına gitmesi. Burada başka bir şey daha yapacağız. Bu AFAD uygulamasını kişiselleştireceğiz. Evinden toplanma alanına nasıl gideceğini haritalandıracak ve onu yürütecek. Depremden önce ve sonra yapmamız gerekenleri de bu uygulama o kişiselleştirme içinde anlatacak. Dünyada tek olacağına inandığım uygulamayı arkadaşlar 6 ay içinde gerçekleştirecek. Burada temel amaç can ve mal kayıplarını en az seviyeye indirebilmek.”

    Soylu, deprem sırasında yakınlarına ulaşmaya çalışanların ve telefonu yoğun kullananların yardım ekiplerine sorun yarattığını anlatırken, ilk 6 saatte yardım ekiplerine öncelik verilmesini de istedi.

  • Resmi Gazete yayımlandı! Türkiye Çevre Ajansı kuruldu

    Resmi Gazete yayımlandı! Türkiye Çevre Ajansı kuruldu

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygulamaya geçirilen Sıfır Atık Projesi çalışmalarının daha ileriye taşınması, içecek ambalajlarının etkin bir şekilde toplanmasını hedefleyen ve Bakanlığa bağlı olarak görev yapacak Türkiye Çevre Ajansı kuruldu.

    Bu kapsamda, Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Buna göre Ajans, Bakanlıkça belirlenen çevre strateji ve politikaları doğrultusunda, depozito yönetim sistemini kurma, kurdurma, işletme veya işlettirme, ilgili tarafların depozito yönetim sistemine dahil olmasını sağlama ve bunların yükümlülüklerini belirleme ile Bakanlıkça belirlenen depozito bedeli, ücret ve teminatları alma ve iade etme faaliyetlerini yürütecek.

    Bakanlıkça depozito uygulamasına zorunlu olarak tabi tutulan ürünlere yönelik depozito yönetim sistemi altyapısının oluşturulmasına, uygulanmasına, izlenmesine yönelik izin ve onay işlemleri dahil gerekli idari düzenlemeleri ve tedbirleri uygulayacak ve gerekli kontrolleri yapacak.

    Çevrenin iyileştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunacak Ajans, sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ve uygulanmasına katkı sağlayacak.

    Geri kazanılabilir ürünlerin kullanımları sonrası ülke ekonomisine kazandırılmasına ve geri kazanılabilir atıkların yönetimine ilişkin faaliyetlere katkı sağlayacak.

    Türkiye Çevre Ajansı, kamuoyunda duyarlılık ve farkındalık oluşturmak amacıyla görsel, işitsel ve yazılı yayınlar hazırlama, yayımlama, basın ve yayın organları ile iş birliği yapma ve kampanya, yarışma, tanıtım gibi faaliyetlerde bulunacak.

    Eğitim ve sertifika programları düzenleme, bilimsel çalışmalar yapma, dokümantasyon, araştırma ve uygulama merkezleri ile laboratuvar ve müze kurma gibi faaliyetleri de yürütecek ajans, yurt içinde veya yurt dışında yerel yönetimler, ulusal veya uluslararası kurum veya kuruluşlar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gerçek veya tüzel kişilerle iş birliği yapma, ortak projeler geliştirme ve faaliyetlerde bulunma, uygun görülmesi halinde belediyelere, il özel idarelerine, eğitim kurumlarına ve diğer kurum ve kuruluşlara mali ve teknik destek sağlama faaliyetlerini yürütecek.

    Bazı kanunlarda değişiklik yapıldı

    Çevreyle ilgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Düzenlemeler de bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Buna göre Çevre Kanunu’na, şu cümleler eklendi:

    “Atık üreticileri, atıklarının yönetimini atık yönetim sorumlusu olarak yetki verilmiş firmalar aracılığıyla da yerine getirebilir. Ancak, Bakanlıkça nitelikleri belirlenen atık üreticilerinin atıklarının yönetimini atık yönetim sorumlusu firmalar aracılığıyla yerine getirmeleri zorunludur. Atık üreticilerinin sorumlulukları ile atık yönetim sorumlusu firmaların yetkilendirilmesine ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Atıkların üretiminin ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ile atıkların geri kazanılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağında ayrı toplanması esastır. Sıfır atık yönetim sistemini kurarak belge alanlar, türlerine göre kaynağında ayrı biriktirdikleri atıklarını, Bakanlıktan çevre lisansı almış atık işleme tesislerine geri kazanımı sağlanmak üzere verebilirler.

    Atık yönetim planlarının hazırlanmasına ve sıfır atık yönetim sistemine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir ve bu çerçevede sıfır atık yönetim sisteminin kurulması ve işletilmesi zorunludur. Atıkların, doğal kaynak ve hammadde kullanımının azaltılması ve geri kazanımın artırılması amacıyla kullanılması esastır. Atıkların veya atıklardan elde edilen geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına yönelik düzenlemeler ile zorunlu kullanıma ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Geri kazanım imkanı olmayan atıklar, yönetmeliklerle belirlenen uygun yöntemlerle bertaraf edilir. Lisans almakla yükümlü gerçek ve/veya tüzel kişiler ile atık yönetim sorumlusu firmalardan alınacak teminatlar için yönetiminden sorumlu oldukları atıkların türü, miktarı ve bertaraf maliyeti temel alınır ve bu teminatlara ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

    Yapılan değişiklikle Bakanlık, kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisini, gerektiğinde Türkiye Çevre Ajansına, Emniyet Genel Müdürlüğüne, Jandarma Genel Komutanlığına ve Sahil Güvenlik Komutanlığına devredebilecek.

    Çevre kurallarına uymayanlara para cezası

    Çevre Kanunu’nda yer alan idari para cezalarının bir kısmı yeniden düzenlendi. Buna göre, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak depozitoya tabi ürünleri piyasaya sürenlere 20 bin lira, tüketicilere sunanlara (perakende) ise faaliyet alanının her metrekaresi için 15,16 lira, depozito sistemine dahil olmayan satış noktalarına satış alanının her metrekaresi için 100 lira, sıfır atık yönetim sistemini kurmayanlara veya kurduğunu belgeleyemeyenlere 20 bin lira para cezası verilecek.

    Benzin ve naftanın depolanması, dolumu ve tankerlerle nakliyesine ilişkin Bakanlıkça belirlenen esas ve kriterlere uymayan terminaller ve dolum adaları için 60 bin lira, akaryakıt istasyonları için 30 bin lira, tankerler için 3 bin lira, kapalı koy ve sit alanlarında su ürünleri üretim çiftliği kuranlara 100 bin lira ceza uygulanacak.

    Denizler, akarsular ve göller ile tarım alanlarından belirlenen esaslara aykırı kum ve çakıl alanlara 100 binden 300 bin liraya kadar, bu faaliyetlerin sanat yapılarına zarar vermesi veya akarsuyun akış rejimini bozması halinde 300 bin lira, alınan kum ve çakıl için ise metreküp başına 450 lira ceza verilecek.

    Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak plastik poşetleri üretene, tedarik edene, üreticinin Türkiye dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilciye 15 bin lira, plastik poşetleri belirlenen maddeye aykırı olarak ücretsiz verdiği veya Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak plastik poşet verdiği tespit edilen satış noktalarına depo alanı hariç kapalı satış alanının her metrekaresi için 15,16 lira, elektronik ortamda satış yapanlara ise 3 binden 30 bin liraya kadar ceza uygulanacak.

    Yazılı ihtara rağmen, yetki belgesi bulunmaksızın motor yağı değişimi yapan işletmelere 10 bin lira ceza verilecek.

    Depozito uygulaması 2022’ye ertelendi

    Yapılan değişiklikle, depozito sistemi uygulamasının başlangıcı 1 Ocak 2021’den 1 Ocak 2022’ye ertelendi.

    Mevcutta depozito sistemi kapsamında sadece ambalajlar bulunurken, düzenlemeyle pil, elektrikli-elektronik eşyalar, lastikler, akümülatörler de sistem kapsamına alınabilecek.

    Çevre Bakanlığı tarafından belirlenen noktalarda motor yağı değişiminin yapılması ve atık motor yağlarının bu yerlere teslim edilmesi zorunlu hale getirildi.

    e-Skuter ve bisiklete düzenleme

    Bisiklet yolunun tanımı, e-skuter kullanımına açık, taşıt ve yayaların trafiğine kapalı olacak şekilde yeniden yapıldı, e-skuter ve bisiklet şeridi tanımları Kanun kapsamına alındı.

    Karayolları Genel Müdürlüğüne, sorumlu olduğu karayollarının kenarına bisiklet yolu ve gürültü bariyeri yapma ve banketleri bisiklet şeridi olarak işaretleyerek bisiklet ve e-skuter kullanımına uygun hale getirme görevi verildi.

    Karayollarında bulunan bisiklet yollarında ve şeritlerinde e-bisiklet ve e-skuter kullanabilmek için 15 yaşını bitirmiş olma şartı getirildi.

    Sürücülerin sağa ve sola dönüşlerde, bisiklet yolundaki ve şeridindeki bisiklet ve e-skuter kullananlara ilk geçiş hakkını vermeleri zorunlu kılındı.

    Ayrı bisiklet yolu veya şeridi varsa e-skuter taşıt yolunda sürülemeyecek, motorlu bisikletler bisiklet yolunda sürülemeyecek; e-skuter otoyol, şehirlerarası karayolları ve azami hız sınırı 50 km/s üzerinde olan karayollarında kullanılamayacak, bunlarla sırtta taşınabilen kişisel eşya harici yük ve yolcu taşınması yasak olacak.

    Bisiklet, motorlu bisiklet ve motosiklet sürücülerinin uyması gereken kurallar elektrikli skuter kullananlar için de uygulanacak.

    Büyükşehir belediyelerine bisiklet ve e-skuter yol, şerit, park ve şarj istasyonlarını yapma görevi verildi. Yine madde ile ilçe belediyelerine bölge otoparkı ve açık otoparklar yapma, işletme ve bunlara ruhsat verme görevi verildi.

    Büyükşehir belediyelerinin ulaşım ana planlarında bisikletli ulaşıma yer vermesi ya da bisikletli ulaşım ana planını hazırlanması zorunlu hale getirildi.

    İlçe belediyelerinin otoparkla ilgili elde ettikleri gelirlerin, büyükşehir belediyesine aktarılması uygulamasına son verilerek, tahsil edilen gelirlerin ilçe belediyelerince bölge otoparkı yapılması için gerekli arsa alımları ile otopark yapımında kullanılmasına yönelik düzenleme yapıldı.

    İl Özel İdarelerine ve belediyelere bisiklet ve e-skuter yol, şerit, park ve şarj istasyonlarını yapma görevi verildi.

    Geçici maddelere göre ise Ajansın faaliyetlerine başlamasından itibaren 5 yıl süreyle, kamu personeli Ajansta geçici olarak görevlendirilecek.

    Geri kazanım katılım paylarının yüzde 25’i, 1 Ocak 2021’den 31 Aralık 2025’e kadar Ajansa aktarılacak.

  • İçişleri Bakanlığı’ndan yılbaşı için yeni genelge

    İçişleri Bakanlığı’ndan yılbaşı için yeni genelge

    İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine “Cadde, Bulvar, Meydan Tedbirleri” konulu genelge gönderdi. Genelgeye göre yılbaşında il ve ilçe merkezlerinde simgesel özellikte olan, toplanma ve kutlama alanı olarak bilinen cadde, bulvar veya meydanlara yabancı turist girişleri sınırlandırılacak. Sınırlama 31 Aralık 2020 Perşembe günü saat 21.00’den 1 Ocak 2021 Cuma günü saat 10.00’a kadar sürecek.

    İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine “Cadde, Bulvar, Meydan Tedbirleri” konulu genelge gönderdi.

    Genelgede, hafta sonları uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının bu hafta sonu yılbaşı akşamını da kapsayacak şekilde 31 Aralık 2020 Perşembe günü saat 21.00’den 4 Ocak 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar uygulanması kararlaştırıldığı hatırlatıldı.

    Genelgede; yılbaşı öncesi, yılbaşı akşamı ve sonrasında alınması gereken güvenlik tedbirlerinin ve alınan önlemlerin belirlenerek valiliklere bildirildiği ifade edildi. Bu kapsamda Kovid­ 19 salgınıyla mücadeleyi akamete uğratmamak adına kalabalıkların kontrolsüz şekilde bir araya gelmesine neden olacak yılbaşı kutlamalarına müsaade edilmemesi gerektiği talimatının da verildiği kaydedildi.

    Genelgede, sosyal izolasyonun teminine yönelik pek çok tedbirin uygulandığı bir ortamda; turistik faaliyetler kapsamında geçici bir süreyle Türkiye’de bulunan ve bu nedenle sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulan yabancı turistlerin eylemlerinin de salgının yayılımının düşürülmesinde yakalanan başarıyı gölgelememesi ve salgınla mücadelede zafiyet algısına neden olmaması açısından oldukça önemli olduğu vurgulandı.

    Bu çerçevede 31 Aralık 2020 Perşembe günü saat 21.00’den 1 Ocak 2021 Cuma günü saat 10.00’a kadar; il ve ilçe merkezlerinde simgesel özellikleri bulunan, şehirlerle özdeşleşen veya kutlama/toplanma alanı olarak bilinen cadde, bulvar veya meydanlara (İstanbul’da İstiklal Caddesi ve Sultanahmet Meydanı, Ankara’da 15 Temmuz Kızılay Milli İrade Meydanı, İzmir’de Gündoğdu Meydanı gibi) yabancı turistler de dahil olmak üzere tüm girişler sınırlandırılacak.

    Sınırlamalara ilişkin kamuoyu bilgilendirmeleri zamanında yapılacak ve sınırlama getirilen süre boyunca bu yerlere kişilerin girişini engelleyecek şekilde fiziki güvenlik tedbirlerinin alınması sağlanacak.

    Belirtilen cadde, bulvar veya meydanlarda sınırlama getirilen süre boyunca yabancı turistlerin bir araya gelebilecekleri etkinliklere kesinlikle müsaade edilmeyecek.

  • Türkiye bu cinayeti konuşuyor! Kan donduran ifadeler ortaya çıktı

    Türkiye bu cinayeti konuşuyor! Kan donduran ifadeler ortaya çıktı

    Öğretim görevlisi Aylin Sözer’in katil zanlısının emniyete verdiği ifadesinin detaylarına ulaşıldı. Uyuşturucu madde etkisinde olduğu öğrenilen zanlının evdeki yangını  uyuşturucu düzeneği ve doğal gaz hortumunu kullanarak çıkardığı öğrenildi. Zanlının, Sözer’in hesabından kendi kardeşine 260 bin TL göndermek istediği de ortaya çıktı.

    Dün, İstanbul Maltepe’de yaşadığı evde vahşice öldürülen Aylin Sözer’in katil zanlısı emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi ve  cinayete ait yeni detaylar ortaya çıktı.

    Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince sorguya alınan Kemal A. cinayeti itiraf ederek tüm detayları anlattı. İlk olarak 2009 yılında internet üzerindeki bir arkadaşlık sitesinde tanıştıklarını söyleyen zanlı, o dönemde Aylin Sözer’in dil eğitimi için Amerika’da olduğunu, ilk görüşmelerini 2011 yılında Sözer Türkiye’ye döndüğünde gerçekleştirdiklerini söyledi.

    2011 yılında bir süre görüştüklerini daha sonra ayrıldıklarını, 2014 ve 2018 yıllarında aralıklarla görüşmeye devam ettiklerini son olarak geçtiğimiz kasım ayında tekrar görüştüklerini belirtti. Aylin Sözer’in de geçtiğimiz ocak ayında boşandığı ve bir çocuğunun olduğu öğrenildi.

    Zanlıdan kıskançlık iddiası

    Evli ve üç çocuk babası olduğu, eşinin bir süre önce şehir dışına tayini çıktığı öğrenilen zanlı, kasım ayından bu yana tekrar görüşmeye başladıkları Aylin Sözer’in evine dün sabah 09.00 sıralarında tekrar gidip Sözer’e bu yılbaşını çocuklarıyla geçireceğini söylediğini ifade etti. Sözer’in ise ise bunu kabul etmeyerek “Çocuklarına değil karına gideceksin” deyince tartışmaya başladıklarını iddia etti. Yine zanlının iddiasına göre, tartışma sırasında Sözer, eline geçirdiği bıçakla kendisine saldırmak isteyince katin zanlısı Kemal A., elindeki bıçağı alarak boğazına önce ince bir kesik attı ardından da boğazını derin bir şekilde kesti.

    Sözer’in hesabından kardeşine 260 bin TL yollamak istedi

    Zanlı daha sonra, Aylin Sözer’in cep telefonundan Sözer’in asistanına onun ağzından bir mesaj attı. Mesajda “Sana EFT yapacağım. Sen de bu EFT’yi nakite çevirip o parayı kuryeyle bana geri getireceksin” demesi üzerine asistanı durumdan şüphelenerek Sözer ile aynı binada yaşayan ablasına haber verdi. Ablası da kardeşinin evine giderek zilini çaldı ancak cevap veren olmayınca şüphelenerek durumu polise bildirdi. Kemal A., asistandan umduğu yanıtı alamayınca bu kez erkek kardeşinin hesabına 260 bin TL göndermek istedi. Meblağın yüksek olduğunu gören banka teyit etmek için kendisini aradı ve karşıda hesap sahibi Sözer’in sesini duyamayınca transfer gerçekleşmedi.

    Polisleri de yakmak istedi

    O sırada ihbarı alan polis ekipleri de Sözer’in yaşadığı dairenin kapısına geldi. Kemal A., dışarıda polisleri görünce kapıya yığınak yaparak eve girişlerini engellemeye çalıştı. Kemal A. bir süre önce kullandığı uyuşturucu maddesini yere ve Sözer’in üzerine dökerek evdeki doğal gaz borusunu kesip ateşe verdi. Polisler içeri girmek isteyince doğalgaz hortumunu pürmüz gibi kullanarak de onları da yakmak istedi. Polis, uzun uğraşlar sonucu içeri girince Aylin Sözer’in yanmış bedenini ve Kemal A.’yı gördü. Kemal A.,’nın üzerinden 3 gram uyuşturucu madde ve Aylin Sözer’e ait ziynet eşyaları çıktı.

    Zanlı şube çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Aylin Sözer’in öldürülmesi olayının zanlısı Kemal A., emniyetteki işlemleri tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.