Kategori: Türkiye

  • AİHM’den Selahattin Demirtaş kararı

    AİHM’den Selahattin Demirtaş kararı

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında 2018’de verdiği hak ihlali kararını daha da sertleştirdi, derhal tahliye çağrısında bulundu.

    AİHM kararında “Demirtaş’ın tutukluluğu hukuki değil siyasi gerekçelere dayanıyor”, “Serbest bırakılmaması, hakkındaki ihlal hükmünün devamı anlamına gelecek” ve “Demirtaş’ın ifade özgürlüğü de ihlal edildi” gibi ifadelere yer aldı.

    Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, kararla ilgili, “AİHM Büyük Dairesi, olması gerektiği gibi, Sn Demirtaş ile ilgili ağır ve tarihi bir karar ile derhal tahliye kararı vermiştir. Bu kararla, müvekkilimiz hakkındaki tüm suçlamalar boşa çıkmış, müvekkilin 4 yıldır siyasi sebeplere bağlı rehin tutulduğu gerçeği tescil edilmiştir. AİHM Daire kararından sonra “karar kesin değil” bahanesi ortadan kalkmıştır. Bu karar kesin ve emredicidir. Türkiye yargısının, “karşı hamle yapar işi bitiririz” anlayışına prim vermeden Sn. Demirtaş’ı derhal serbest bırakması gerekmektedir” yorumunu yaptı.

     

  • Hangi seçmen kime oy veriyor? “Etnik ve siyasi kimlik anketi”

    Hangi seçmen kime oy veriyor? “Etnik ve siyasi kimlik anketi”

    Metropoll, yaptığı yeni ankette seçmenlerin siyasi kimliklerine ve etnik kökenlerine göre hangi partilere oy verdiğini araştırdı. Araştırmada çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

    Türkiye’deki etnik ve ideolojik grupların siyasi partilere dağılımının incelendiği anket yayınlandı. Metropoll’ün Türkiye’nin Nabzı Kasım 2020 anketinde çarpıcı sonuçlar elde edildi. Ankette katılımcılar, siyasi kimliklerini, kökenlerini ve bunlara göre hangi partilere oy verdiğini açıkladı.

    Buna göre, kendini dindar, muhafazakar ve milliyetçi olarak tanımlayan yurttaşların oranı yüzde 49,5. Siyasi Kimlik anketine katılan vatandaşların ise yüzde 24,9’u kendini Atatürkçü/Kemalist olarak tanımladı.

    Katılımcıların geri kalanı ise kendini şu siyasi kimliklerle tanımlıyor:

    • Seküler/Laik: Yüzde 2,4
    • Liberal Demokrat: Yüzde 2,6
    • Sosyal demokrat: Yüzde 7,2
    • Sosyalist/Komünist: Yüzde 4,3
    • Cevap yok: Yüzde 9

    ETNİK KÖKENLERİNE GÖRE

    Bir diğer ankette etnik kökenlerin siyasi partilere dağılımı incelendi. “Bu pazar bir milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna Kürtlerin yüzde 30’u AK Parti derken, yüzde 32’si de HDP dedi.

    Ankete göre etnik kökenlerin parti seçimleri şu yönde oldu:

    Türklerin yüzde 29,7’si AK Parti, yüzde 19,2’si CHP, yüzde 10,6’sı İYİ Parti, yüzde 1,3’ü HDP, yüzde 8,2’si MHP diyor. Türk katılımcıların yüzde 12,9’u kararsız iken geri kalanı diğer partilere oy vermeyi düşünüyor.

    KÜRT SEÇMEN SANDIĞA SOĞUK BAKIYOR

    Ankete göre, Kürt seçmenlerin büyük çoğunluğu kararsız ve protesto oy kullanmayı düşünüyor. Oy kullanmayı düşünenler ise daha çok AK Parti ve HDP’ye oy veriyor. Buna göre Kürtlerin yüzde 29,3’ü AK Parti, yüzde 3,7’si CHP, yüzde 0,3’ü İYİ Parti, yüzde 32’si HDP, yüzde 5’i DEVA Partisi diyor. Kürt seçmenin yüzde 24,1’lik oranı kararsız, yüzde 5’i ise soruları cevapsız bıraktı. Protesto oy kullanacağım diyen Kürt seçmenin oranı ise yüzde 6,7.

    Arapların yüzde 39’u AK Pari, yüzde 17,1’i CHP, yüzde 2,4’ü İYİ Parti, yüzde 7,3’ü HDP, yüzde 19,5’i MHP’ye oy vermeyi düşünüyor.

    BALKAN GÖÇMENLERİ PROTESTO EDİYOR

    Balkan göçmeni seçmenin ise büyük bir oranı protesto oy kullanmayı düşünüyor. Buna göre Balkan göçmenlerinin yüzde 15,8’i AK Parti , yüzde 26,3’ü CHP, yüzde 10,5’i İYİ Parti, yüzde 5,3’ü HDP, yüzde 5,3’ü Saadet Partisi derken yüzde 36,8’lik bir oran ise protesto oy kullanmayı düşünüyor.

    KAFKAS GÖÇMENLERİ 3 PARTİYE ODAKLANMIŞ GÖZÜKÜYOR

    Kafkas göçmenleri daha çok AK Parti , MHP ve Saadet Partisi’ne oy vermeyi düşünüyor. Buna göre Kafkas göçmenlerinden AK Parti yüzde 22,2, MHP yüzde 33,3, Saadet Partisi de yüzde 22,2 oy alıyor.

    SİYASİ KİMLİKLERİNE GÖRE

    Metropoll anketinde siyasi kimliklerin 24 Haziran 2018’de hangi partilere oy verdiğini de inceledi.

    AK Parti oylarının büyük bir bölümünü şu kesimlerden alıyor:

    • Yüzde 25,2 dindar,
    • Yüzde 21,2 muhafazakar,
    • Yüzde 26,7 milliyetçi/ulusalcı.

    CHP oylarının büyük bir bölümünü şu kesimlerden alıyor:

    • Yüzde 8,1 Milliyetçi/ulusalcı,
    • Yüzde 57 Atatürkçü/Kemalist,
    • Yüzde 10,9 sosyal demokrat,
    • Yüzde 5,9 sosyalist/komünist.

    HDP oylarının büyük bir bölümünü şu kesimlerden alıyor:

    • Yüzde 15,4 dindar,
    • Yüzde 15,4 muhafazakar,
    • Uüzde 22,2 sosyal demokrat,
    • Yüzde 24,1 sosyalist/komünist.

    İYİ Parti oylarının büyük bir bölümünü şu kesimlerden alıyor:

    • Yüzde 7,8 dindar,
    • Yüzde 31,9 milliyetçi/ulusalcı,
    • Yüzde 38,3 Atatürkçü/Kemalist,
    • Yüzde 14,9 sosyal demokrat.

    MHP oylarının büyük bir bölümünü şu kesimlerden alıyor:

    • Yüzde 10,9 dindar,
    • Yüzde 16 muhafazakar,
    • Yüzde 47,4 milliyetçi/ulusalcı.

  • 6 milyar dolarlık altın rezervi bulundu

    6 milyar dolarlık altın rezervi bulundu

    Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü ve Gübretaş Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Gübretaş’a ait Söğüt altın sahasında 3,5 milyon onsluk altın kaynağının tespit edildiğini belirterek, “Bugünkü fiyatlar üzerinden ortaya koymaya kalktığımızda, yaklaşık 6 milyar dolar civarında bir değerden bahsediyoruz.” dedi.

    Poyraz, Tarım Kredi iştiraki Gübretaş’ın Bilecik’in Söğüt ilçesinde yer alan altın madeni sahasında gelinen son duruma ilişkin değerlendirmede bulundu.

    Söz konusu sahanın 2008’de işletilmek üzere Koza Altın şirketine verildiğini ancak şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine Gübretaş tarafından sözleşmenin iptali için dava açıldığını anlatan Poyraz, söz konusu davaların 2019’un Aralık ayında temyiz aşamaları dahil sonuçlandığını ve oradaki sahanın her türlü hakkıyla Gübretaş’a teslimine karar verildiğini söyledi.

    Poyraz, bu süreçte FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sürecinin yaşandığını ve Koza şirketinin TMSF’ye geçtiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

    “Biz mahkeme aşamaları tamamlanır tamamlanmaz TMSF ve Koza ile diyaloğa geçip, maden sahasıyla ilgili tüm devir sürecini tamamladık. Maden sahasıyla ilgili geçmişten bugüne altın varlığının değerinin tespitine yönelik sondaj çalışmaları vardı. Mahkemeler devam ederken sondaj çalışmaları kısmen devam etti. Sondajlarla ilgili teknik dokümanlar ve verileri de Koza’dan bedel karşılığı devraldık. Uluslararası akredite bir firmayla devraldığımız bilgilere ilişkin rapor güncelleme çalışmalarına başladık. Kasım ayı sonu itibarıyla da bu rapor kurumumuza teslim edildi.”

    Bundan sonraki sürecin nasıl yönetileceğine ilişkin çalışma da yaptıklarını ifade eden Poyraz, bu süreçte Gübretaş’a ait Gübretaş Maden AŞ şirketini kurduklarını bildirdi.

    Poyraz, maden sahasındaki varlığın, Türk ekonomisi ve Gübretaş açısından ciddi bir değeri ortaya koyduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

    “Borsaya bildirdiğimiz raporda da sahada yaklaşık 3,5 milyon ons kaynak olduğu ortaya konuldu. Bunun da 1 milyon 920 bin onsunun kesinleşmiş, şu anda çıkarılmaya hazır altın rezervi olduğu ortaya konuyor. Ayrıca 1,6 milyon onsun da kaynak olarak yüzde 83 oranında rezerve dönüşeceğinin tespiti yapılıyor. Bu miktarı da hesaba katınca Söğüt altın madeni sahasında yaklaşık 3,2 milyon ons civarında altın varlığından bahsedebiliriz. Bugünkü fiyatlar üzerinden bunu da değer olarak ortaya koymaya kalktığımızda yaklaşık 6 milyar dolar civarında bir değerden bahsediyoruz.”

    Bu madenin, dünyada da sayılı madenler arasında yer aldığını vurgulayan Poyraz, “Belki Türkiye’de ilk, dünyada da ilk 5’e girecek yoğunlukta altın değerine sahip. Dünya ortalamalarının yüzde 2-3 civarında olduğu düşünüldüğünde, buradaki ortalama 1 ton toprak yığını içindeki altın varlığı ortalama oranı yüzde 8,6. Bu oran maden sahasının bazı yerlerinde yüzde 12’lere, 14’lere çıkıyor. Sondajlar bunu ortaya koyuyor. Bu da işletme maliyetinin ne kadar düşük olduğu anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.

    “Kendi imkanlarımız ve ekiplerimizle çıkaracağız”

    Genel Müdür Poyraz, Türk ekonomisine bu madeni kazandırmak için ciddi hazırlıklar yürüttüklerini belirterek, “İşletmesini farklı bir firmaya verebilirdik ya da başka bir firmayla ortak olabilirdik ancak Gübretaş Maden AŞ şirketini yapılandırarak Gübretaş’ın gücü, Tarım Kredi’nin desteğiyle bu madeni kendi imkanlarımız, kendi ekiplerimiz, kendi yatırımlarımızla çıkarıp Gübretaş, Tarım Kredi ve Türk tarımına kazandırma kararını verdik. En son verdiğimiz nihai karar, biz bunu milli, yerli kaynaklarla Tarım Kredi ve Gübretaş iş birliğiyle Maden AŞ’yi doğrudan doğruya bu işi yapacak şekilde teşkilatlandırarak, teknik anlamda donatarak, finansman anlamında destekleyerek kendimiz yapacağız. Buradan elde ettiğimiz değeri de Gübretaş’a kazandırıp, şirketin tesislerinde, yenileme yatırımları ve yeni yatırımlarla Türk tarımına ve ekonomisine kazandıracağız. Teknik hazırlıklarımız ve finansman çalışmalarımız hızla devam ediyor, 2 yıl içinde buradaki madeni Türk ekonomisine kazandıracağız. 2 yıl içinde ilk altını çıkartıp, Türk ekonomisinde değere dönüştürmeyi hedefliyoruz.” dedi.

     “Bunu milli bir mesele olarak görüyoruz”

    Altının ülke ekonomileri açısından önemine dikkati çeken Poyraz, şunları kaydetti:

    “Bugün için yaklaşık 6 milyar dolarlık varlığın Türkiye ekonomisine katkısının bunun çok üzerinde olacağı muhakkak. Biz bunu milli, ülkemizin bir meselesi olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın milli ekonomi hassasiyetini yakinen biliyoruz. Biz bunu milli imkanlarla milli ekonomiye kazandırma noktasında Gübretaş ve Tarım Kredi olarak üzerimize ne düşerse yapacağız. 2 yıllık hedef koyduk kendimize, bu sürede bu değeri ekonomimize kazandırmaya başlayacağız. Hızlı şekilde teknik çalışmalarını ve orayla bağlantılı kalan resmi prosedürleri yerine getirip, yatırım sürecine geçeceğiz. Gübretaş Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Karaman’ın da Maden AŞ’ye Genel Müdür olarak atamasını yaptık.”

    Madene ilişkin uluslararası akredite kuruluş tarafından hazırlanan raporun da bu yatırıma ilişkin finansman konusunda önemli imkan sağlayacağına işaret eden Poyraz, finansman boyutunda kendileriyle çalışmak isteyen kuruluşların bulunduğunu söyledi.

    Poyraz, bu yatırımın Bilecik ve Söğüt’ün ekonomisine ve istihdamına da ciddi katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

     

  • Sağlık Bakanı’ndan mutasyon açıklaması

    Sağlık Bakanı’ndan mutasyon açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüsün mutasyona uğraması ve bulaşıcılık hızının artmasına yönelik yaptığı değerlendirmede bulundu.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İngiltere’de görülen ve yayılımı yüzde 70 oranında arttıran koronavirüs mutasyonuna yönelik açıklamalarda bulundu.

    Sonuçların kısa sürede tecileneceğini ifade eden Sağlık Bakanı Koca, “Genel Müdürlüğümüz salgının başından beri ülkemizde görülen tüm virüs suşlarında gen mutasyonunu düzenli olarak taramaktadır. Eylül ayından beri ülkemizde görülen suşların incelenmesi kısa sürede neticelenecektir” dedi.

  • TÜİK asgari ücret önerisini açıkladı

    TÜİK asgari ücret önerisini açıkladı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bekar bir işçinin asgari geçim tutarının ağır işlerde çalışanlar için 2 bin 792 lira 10 kuruş, orta nitelikteki işlerde çalışanlar için 2 bin 507 lira 70 kuruş, hafif işlerde çalışanlar için 2 bin 339 lira 10 kuruş olarak hesaplandığını açıkladı.

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme görüşmeleri kapsamındaki üçüncü toplantısını Türk-İş’in ev sahipliğinde çevrim içi yaptı.

    Basına kapalı gerçekleştirilen ve yaklaşık 3 saat süren toplantıda, Türk-İş heyeti görüş ve taleplerini sunarken, heyette yer alan asgari ücretli işçi Özgül Yardımcı da asgari ücretlilerin sorunlarını dile getirdi.

    Toplantıda, TÜİK temsilcisi de bekar bir işçinin asgari geçim tutarını açıkladı. TÜİK, bekar bir işçinin asgari geçim tutarının ağır işlerde çalışanlar için 2 bin 792 lira 10 kuruş, orta nitelikteki işlerde çalışanlar için 2 bin 507 lira 70 kuruş, hafif işlerde çalışanlar için 2 bin 339 lira 10 kuruş olarak hesaplandığını komisyonla paylaştı.

    Eğer TÜİK’in önerisi kabul edilirse, 2021 asgari ücreti, bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında zamlanmış olacak.  

    Bu arada komisyonun dördüncü ve son toplantısını gelecek hafta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında yapacağı öğrenildi.

    ASGARİ ÜCRET NASIL BELİRLENİYOR?

    Her yıl aralık ayından itibaren işverenler, işçi sendikaları ve hükümet temsilcileri bir sonraki yılın asgari ücretini belirlemek için toplantılara başlıyor.

    Taraflar aralık ayı içerisinde birer hafta arayla dört toplantı gerçekleştiriyor. İlk iki toplantıda taraflar değerlendirmelerde bulunurken, TÜİK üçüncü toplantıda önerisini veriyor.

    Dördüncü toplantıda ise asgari ücretin belirlenmesi bekleniyor.

    ASGARİ ÜCRET TALEPLERİ

    HAK-İŞ

    HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Asgari ücretin beklentilere ve ülkemiz gerçeklerine denk düşecek bir şekilde artırılması gerekmektedir. HAK-İŞ olarak, asgari ücretin Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç ve net olarak açıklanması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, asgari ücret belirlenirken yıl sonunda gerçekleşen enflasyon oranları dikkate alınmalı ve bu oranın üzerine iyileştirme ve refah payı ilave edilmelidir. Asgari ücretin üzerindeki vergi yükünün kaldırılmasını, ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmının vergiden muaf olmasını talep etmekteyiz.”

    TİSK

    Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) “Asgari ücret destekleri tüm işletmeleri kapsayacak şekilde devam etsin. Ücret üstündeki vergi ve prim yükleri uygun seviyeye çekilsin. İstihdamı korumak için dengeli bir asgari ucret belirlenmesi her zamankinden daha önemli” açıklamasını yaptı.

    DİSK

    Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 2021 yılı asgari ücret talebini net 3 bin 800 lira olarak açıkladı. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, açıklamasında asgari ücretteki vergi yükünün de kaldırılması gerektiğini belirtti.

    TÜRK-İŞ

    Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ise öneriyi önce işveren ve hükümetin getirmesini istedi. Yapılan açıklamada, “Makul, mantıklı, çalışanların kabul ve tebessüm edeceği bir rakam olursa buna ‘evet’ deriz” denildi.

    SİYASİ PARTİLERİN ÖNERİLERİ

    Siyasi parti liderlerinden de öneriler geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Asgari ücret 3 bin 100 TL olsun ve vergiden muaf olsun” dedi.

    İYİ Parti Lideri Meral Akşener ise brüt asgari ücretin 3 bin liraya çıkarılarak ödemenin brüt kazanç üzerinden yapılmasını teklif etti.

    HDP’nin önerisi 4 bin lira şeklinde olurken, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partisinin asgari ücret önerisini net 3 bin 300 lira olarak açıkladı.

    ASGARİ ÜCRET NET 2 BİN 324 LİRA

    Asgari ücret, halen bekar bir işçi için aylık brüt 2 bin 943 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 2 bin 324 lira 71 kuruş olarak uygulanıyor. Apartman görevlileri için ise normal işçilerden farklı olarak gelir ve damga vergileri kesilmediği için net 2 bin 501 lira 55 kuruş olarak hesaplanıyor.

    Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 3 bin 458 lira. Bunun 2 bin 943 lirasını brüt asgari ücret, 456 lira 17 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 58 lira 86 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

    Yıllar bazında net asgari ücret rakamları ise şöyle:

    2019 ASGARİ ÜCRET: 2 bin 20 TL
    2018 ASGARİ ÜCRET: 1603 TL
    2017 ASGARİ ÜCRET: 1404 TL
    2016 ASGARİ ÜCRET: 1300 TL
    2015 ASGARİ ÜCRET: 1 Ocak-949TL, 1 Temmuz-1000 TL
    2014 ASGARİ ÜCRET: 1 Ocak-846 TL, 1 Temmuz-891 TL
    2013 ASGARİ ÜCRET: 1 Ocak-773 TL, 1 Temmuz-803 TL

  • 7 terörist etkisiz hale getirildi

    7 terörist etkisiz hale getirildi

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Barış Pınarı bölgesine sızma girişiminde bulunan 7 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

    Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Barış Pınarı bölgesine sızma girişiminde bulunan bölücü terör örgütü mensubu 7 PKK/YPG’li terörist, kahraman komandolarımızın başarılı operasyonuyla etkisiz hale getirildi. Operasyonlarımız kesintisiz devam edecek.” ifadeleri kullanıldı.

    https://twitter.com/tcsavunma/status/1341305078817370115

  • 283 firmaya fahiş fiyat cezası

    283 firmaya fahiş fiyat cezası

    Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, göreve başladığı günden bu yana toplam 9 toplantı gerçekleştirerek, başta bakliyat, sebze-meyve gibi temel gıda maddeleri olmak üzere birçok ürün kategorisinde fahiş fiyat artışı yaptığını değerlendirdiği 283 firmaya, toplam 9 milyon 645 bin lira idari para cezası uygulanmasını kararlaştırdı.

    Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, fahiş fiyat artışlarına ilişkin şikayet başvuruları üzerine başta büyükşehirler olmak üzere Türkiye genelinde denetimler artırıldı.

    Bu kapsamda, Bakanlığa bağlı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, İç Ticaret Genel Müdürlüğü ve il müdürlükleri koordinasyonunda marketler, pazar yerleri ve toptancılarda temel gıda ve tüketim ürünlerine yönelik 81 ilde denetimler gerçekleştiriliyor.

    Denetimlerde, arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışları gözlemlenen ürünler tespit edilip, denetlenen firmalardan savunma alınarak, ürünlerin alış ve satış faturaları gibi gerekli bilgi ve belgeler talep ediliyor. Firmaların savunmaları ve temin edilen bilgiler değerlendirilmek üzere Haksız Fiyat Değerlendirme Kuruluna bildiriliyor.

    Kurul, Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, Adalet, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Tarım ve Orman bakanlıkları, TOBB, TESK temsilcileri, üretici ve tüketici örgütleri ile perakende sektörünü temsil eden toplam 13 üyeden oluşuyor.

    Fahiş fiyat artışı yaptığı tespit edilen firmalara 10 bin liradan 100 bin liraya, stokçuluk faaliyetinde bulunanlara ise 50 bin liradan 500 bin liraya varan idari para cezası uygulanıyor.

    Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, göreve başladığı günden bu yana toplam 9 toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantılarda, başta bakliyat, sebze-meyve gibi temel gıda maddeleri olmak üzere birçok ürün kategorisinde fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 283 firmaya, toplam 9 milyon 645 bin lira idari para cezası uygulanması kararlaştırıldı.

    Kurul tarafından 2 bin 114 başvurunun incelemesi ve firmaların savunma süreci devam ediyor.

    Ayrıca denetimlerde Fiyat Etiketi Yönetmeliği’ne aykırı olduğu görülen ürünler için de gerekli işlemler yapılıyor.

    Ticaret Bakanlığı, gerek resen gerekse vatandaşların şikayetleri üzerine fahiş fiyat artışlarına ilişkin denetim faaliyetlerini yurt genelinde hız kesmeden devam ettirecek.

  • Bilim Kurulu Üyesi’nden mutasyon açıklaması

    Bilim Kurulu Üyesi’nden mutasyon açıklaması

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, İngiltere’de koronavirüsün yüzde 70 daha hızlı yayılmasına neden olan mutasyonun, hastalığın daha ağır seyrine neden olmadığını belirtti. Prof. Dr Kara, “Türkiye’de de mutasyon takipleri yapılıyor. Bizim ülkemizdeki genetik takiplerde ve mutasyon incelemelerinde şu ana kadar tespit edilmiş böyle bir verimiz yok. Diyelim ki bulaşmayı hızlandırmıştır. Coğrafyamızda şu anda bulaşmanın atlayarak hızlandığı bir yer yok” dedi.

    Prof. Dr. Kara, İngiltere’de yeni ortaya çıkan araştırması devam eden mutasyonun ‘202012VUI’ diye isimlendirildiğini hatırlatarak, bu mutasyonun İngiltere’de vaka artışının hızlı olduğu 60’dan fazla bölgede tespit edildiğini kaydetti. Prof. Dr. Kara, “Bu acaba mutasyondan mıdır? Olasılık olarak yüksek; ama kesin değil. Belki de o bölgelerde hem mevsimsel özellikleri hem insan aktivitesi hem noel döneminin olmasıyla artıyor, belki de virüsün mutasyonuyla artıyor. Bunu bugün için kesin söylemek mümkün değil; çünkü araştırma devam ediyor. Bu mutasyonları devletler düzenli takip ediyorlardı. İngiltere’deki takip sırasında bu mutasyon ilk eylül ayında tespit ediliyor. Eylül ayından beri aslında bilinen ve takip edilen; ama bu şekilde yoğunlaşması ve artması ise son 1 hafta içerisinde gözlenen bir tablo. Bu mutasyon bulaşmayı kolaylaştırıyor mu? Kolaylaştırıyor olma ihtimali var. Çünkü artan bölgelerde görülüyor. Böyle durumlarda önlem alınması gerekiyor ve dünyada bu konuda önlemler alıyor. Dünya Sağlık Örgütü de ‘bulaştırmayı kolaylaştırıyor olma ihtimali çok yüksek o bakımdan siz de önleminizi alın’ dedi. Bizim ülkemiz de diğer ülkeler de bu bakımdan önlemleri alıyor” diye konuştu.

    “ÜLKEMİZDE BU MUTASYONLA İLGİLİ VERİ YOK”

    Türkiye’de de mutasyon takiplerinin yapıldığını aktaran Prof. Dr. Kara, “Eylül ayından itibaren İngiltere’de bulunduğu için bu, sonrasında Danimarka’da, Hollanda’da ve bakıldığında başka ülkelerde de İtalya’da da örnek olduğunu görebiliyoruz. Bizim ülkemizdeki genetik takiplerde ve mutasyon incelemelerinde şu ana kadar tespit edilmiş böyle bir verimiz yok. Diyelim ki bulaşmayı hızlandırmıştır. Coğrafyamızda bulaşmanın atlayarak hızlandığı bir yer yok. Eylül ayından itibaren İngiltere’de görüldüğü için o şekilde gelen kişiler arasında olmuş olma ihtimali olabilir; ama bizdeki testlerde henüz çıkmadı. Önümüzdeki dönemde bu da takip edilecektir. Şu andaki bilgilerimiz bu yeni mutasyonun hastalığın daha ağır seyrine neden olmadığı; ama sayının artışına neden olduğu şeklinde. Hastalananlar daha öncekilerle aynı şekilde hastalığı geçiriyorlar gibi görünüyor; ama hastalanma olasılığı sanki biraz daha yükseliyormuş gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

    “AŞI ÇALIŞMALARINI ETKİLEMEYECEK”

    Prof. Dr. Kara, corona virüsün mutasyona uğramasının mRNA ve inaktif aşı çalışmalarına etkisini değerlendirerek, “mrRNA aşıları spike proteinini direkt olarak hedef alıyor. Spike proteinin belli kısmını hedef alıyor. O bölgeyi vücuda tanıtıp vücudun da kendi savunma silahlarını o bölge için üretmesini istiyor. Bugünkü konuştuğumuz mutasyon o bölgeyi direkt etkileyebilen bir mutasyon gibi görünmüyor. O bakımdan mRNA aşılarını etkilemesini çok fazla beklemiyoruz. İnaktif aşıda da virüsün zaten hemen hemen tamamını spike proteininde olduğu gibi verdiğimiz için orada birden fazla çeşitli antikor gelişimini bekliyoruz. Onun etkilenmesinin büyük olasılıkla olmayacağını söyleyebiliriz. İngiltere’de ortaya çıkan araştırma altındaki bu mutasyon şuandaki aşı çalışmalarını etkileyebilecekmiş gibi görünmüyor” dedi.

    “VİRÜSTEN KORUNABİLME ŞANSI YÜZDE 5’E İNECEKTİR”

    Prof. Dr. Kara, virüs mutasyon geçirse de, kendi bulaştırıcılığını kaybetmediği müddetçe önlemlerin aynı şekilde devam edeceğini vurgulayarak, “Biz karşılıklı konuşurken maskesiz isek aramızdaki mesafe 1 metre ise yaz aylarında 3 ila 5 dakikadan sonra virüsü bulaştırıyorsak, kış aylarında bu 1-2 dakika. Bu virüsün şimdi böyle bir mutasyon geçirmesi bu süreyi belki 1 dakikaya indiriyor. İnsanlar da özellikle de maske, mesafeye dikkat etmezlerse eskiden diyelim ki virüsten korunabilmek için yüzde 50 şansları varsa böyle bir durumda bu şansları yüzde 5’e inecektir. Arada büyük fark var. Bu kadar daha kolay bulaşır hale gelir. Eğer gerçekten bu virüs kendisi açısından bulaşmayı avantaj haline geçirecek bir mutasyonu geçirdiyse bizim için maske ve mesafenin daha önemli olduğunu söylememiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.

  • EPDK, milyonlarca aboneyi ilgilendiren karara imza attı

    EPDK, milyonlarca aboneyi ilgilendiren karara imza attı

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, milyonlarca elektrik abonesini ilgilendiren bir karara imza attı. Serbest tüketeci olmak için fatura limiti 75 lira 11 kuruş olarak belirlendi. Gelecek yıl için serbest tüketici limiti de 1200 kilovat saat (kWh) olarak uygulanacak.

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) konuya ilişkin Kurul kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Yapılan açıklamaya göre, aylık faturası 75 lira 11 kuruşun üstünde olanlar serbest tüketici olabilecek.

    EPDK, geçtiğimiz yıl bin 400 kilovat saat olan alt limiti bin 200 kilovat saate düşürdü.

    Böylelikle 2 milyon 700 bin abone daha serbest tüketici olmak hakkı kazandı. Türkiye’de yaklaşık 45 milyon elektrik abonesi bulunuyor. Son düzenlemeyle birlikte bu abonelerden 23 buçuk milyonu serbest tüketici olma hakkı kazanmış oldu.

    SERBEST TÜKETİCİ NEDİR?

    Serbest tüketiciler, kendi elektrik tedarikçisini seçerek ikili anlaşmalarla daha ucuz elektrik satın alabiliyor.

    Ayrıca EPDK tarafından, doğal gaz piyasasında gelecek yıl boyunca serbest tüketici olma sınırına ilişkin olan ve 2015’te alınan karar aynen uygulanacak.

    EPDK, petrol piyasası faaliyetlerine ilişkin 2021’de uygulanacak gelir payı bedellerini de belirledi.

    Karara göre, benzin türleri ve benzin türleri ile harmanlamak üzere temin edilen etanol için metreküp başına 5,26 lira, motorin ve biyodizel türleri, gaz yağı, havacılık yakıtları, yakıt nafta, damıtık denizcilik yakıtları için metreküp başına 5,26 lira olarak belirlendi. Gelir payı bedelleri artık denizcilik yakıtları ve fuel oil için ton başına 5,59 lira oldu.

    Bunun yanında, EPDK yüzde 2’den fazla yağ asidi metil esteri (YAME) içeren motorin türleri için “oksitlenme kararlılığı” özelliği için teknik düzenleme kapsamında aranmamasına yönelik verilen sürenin 31 Aralık 2022’ye kadar uzatılmasına karar verdi.

  • İçişleri’nden yeni genelge! Müsaade edilmeyecek

    İçişleri’nden yeni genelge! Müsaade edilmeyecek

    Genelgeye göre; yılbaşında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamalarında otel ve konaklama tesislerinin yılbaşı kutlama programı icra edilmesine, eğlence/balo düzenlenmesine kesinlikle müsaade edilmeyecek. Bu tesisler yılbaşında yemekli-müzikli kutlama/eğlence programları yapılacağı yönünde kampanya veya reklam faaliyetlerinde bulunamayacak.

    Yılbaşında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde otel ve konaklama tesislerinde disk jokey performansı dahil canlı müzik icra edilmeyecek, bu tesislerde saat 22.00’den itibaren ise restoran, lokanta ve diğer otel salonlarında kayıt dinletilmesi de dahil olmak üzere hiçbir şartta müzik yayınına izin verilmeyecek

    Otel/konaklama tesislerinde konaklayan müşterilerin kalabalık şekilde bir araya gelmemelerine yönelik tedbirler alınacak. Yemek saatlerinde bu hususa özellikle dikkat edilecek

    Kolluk kuvvetlerince otel ve konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlarda bulunan müşterilerin konaklama için bildirimde bulunulan kişiler arasında olup olmadığı kontrol edilecek

    İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine “Otel/ Konaklama Tesislerinde Yılbaşı Programları” konulu genelge gönderdi. Genelgede, daha önce illere gönderilen genelge ile otel ve konaklama tesisleri içerisinde bulunan lokanta, restoranların sadece konaklama yapan müşterilerine hizmet verebilecekleri ve bu faaliyetin devamı sırasında uyulması gereken kuralların belirlendiği hatırlatıldı.

    Genelgede, yaklaşan yılbaşı öncesinde bazı otel/konaklama tesislerince, alınan tedbirlere aykırı şekilde içerisinde yemekli/müzikli eğlence programları da bulunan yılbaşı paketlerinin reklamlarının yapıldığı, satışa sunulduğu, bu durumun da salgınla mücadele amacıyla alınan diğer tedbirlerin sorgulanmasına neden olduğu ifade edildi.

    Genelgede, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağı 31 Aralık 2020 Perşembe günü 21.00’den 4 Ocak 2021 Pazartesi günü 05.00’e kadar otel/konaklama tesisleri için alınan ek tedbirler şu şekilde sıralandı:

    -Belirtilen süre ve günlerde konaklama amaçlı müşteri kabul edebilecek olan oteller ve/veya konaklama tesislerinde; sosyal izolasyon ile başta fiziki mesafe olmak üzere temizlik ve maske kurallarına aykırı olması nedeniyle yılbaşı kutlama programı icra edilmesine, eğlence/balo düzenlenmesine kesinlikle müsaade edilmeyecek.

    Bu doğrultuda oteller ve konaklama tesisleri, yılbaşında yemekli-müzikli kutlama/eğlence programları yapılacağı yönünde kampanya veya reklam faaliyetlerinde bulunamayacak.

    Bu süre/günlerde oteller ve konaklama tesislerinde disk jokey performansı dahil canlı müzik icra edilmeyecek. Saat 22.00’den itibaren ise otel ve konaklama tesislerinde bulunan restoran, lokanta ve diğer otel salonlarında kayıt dinletilmesi de dahil olmak üzere hiçbir şartta müzik yayınına izin verilmeyecek.

    Yine bu günlerde; otel/konaklama tesislerinde konaklayan müşterilerin kalabalık şekilde bir araya gelmemelerine yönelik tedbirler alınacak. Yemek saatlerinde bu hususa özellikle dikkat edilecek.

    Otel veya konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlarda, “Konaklama Tesislerinde Uygulanacak Standartlar ve Tedbirler” konulu daha önce illere gönderilen genelge ve Sağlık Bakanlığı “Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi” ile getirilen tüm tedbir ve kuralların eksiksiz uygulanmasının temin edilmesine yönelik denetim faaliyetleri yoğunlaştırılacak.

    Kolluk kuvvetlerince yürütülecek denetim faaliyetlerinde, Kimlik Bildirme Kanununun ilgili maddesi hükmü doğrultusunda oteller ve konaklama tesisleri tarafından kendilerine yapılan bildirimlerin doğruluğuna ve güncelliğine dikkat edilecek. Otel ve konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlarda bulunan müşterilerin konaklama için bildirimde bulunulan kişiler arasında olup olmadığı kontrol edilecek.

    Vali ve kaymakamlarca Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’nci ve 72’nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınacak ve uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek.
    Belirlenen esaslara aykırı uygulama yaptığı veya eğlence yeri şeklinde faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen otel ve konaklama tesislerine Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ve Turizmi Teşvik Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilecek ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.