Kategori: Türkiye

  • TSK ve MİT’ten ortak operasyon

    TSK ve MİT’ten ortak operasyon

    TSK ve MİT’in koordineli çalışması sonucu Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde tespit edilen 5 PKK’lı terörist hava harekatıyla etkisiz hale getirildi.

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde 5 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

    MSB’den yapılan açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

    “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ile Milli İstihbarat Teşkilatımızın koordineli çalışması sonucu, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde tespit edilen 5 PKK’lı terörist, düzenlenen hava harekatıyla etkisiz hale getirildi. Terörle mücadelemiz etkin ve kararlı şekilde devam edecek.”

  • Bakan Soylu alkol satış yasağına ilişkin konuştu

    Bakan Soylu alkol satış yasağına ilişkin konuştu

    İçişleri Bakanı Soylu, sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan hafta sonlarında, marketlerde alkol satışı yasağı hakkında “Sosyal mesafe deyip duruyoruz. İçki sosyal mesafeyi azaltan bir etkiye sahip. Tabii ki kısıtlama getirmekte haklıyız” dedi.

    Habertürk yazarı Nahegan Alçı, sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan hafta sonlarında, marketlerde alkol satışı yasağına ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile konuştu.

    Soylu’ya “Sayın Bakan marketler açıkken içindeki içki bölümlerinin kapalı olmasına ne gerek var? Bu yeni bir tartışma ve lüzumsuz kutuplaşma başlatmaz mı? Neden böyle bir karar aldınız?” sorusunu sorduğunu belirten Alçı, şu cevabı aldığını aktardı:

    “Nagehan Hanım, devlet olarak aldığımız karar dünyayla uyumlu. Her şeyden tartışma çıkarıp ortalığı bulandırmak isteyenler Avrupa’daki örneklere baksınlar. Avrupa’da yapılandan farklı bir uygulama yok. Sosyal mesafe deyip duruyoruz. İçki sosyal mesafeyi azaltan bir etkiye sahip. Tabii ki kısıtlama getirmekte haklıyız.”

    Soylu, Alçı’nın “Ama içkiyi restoranda barda içmekten bahsedilmiyor Sayın Soylu. Restoran ve bar için haklısınız ama onlar zaten kapalı. İnsanlar evlerine içki alacaklar. Akşam yemeğinde sofrada içecekler. Evde sosyal mesafe mi olur?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:

    “Koronavirüs önlemleri kapsamında Batı’da bütün ülkeler içki satışına kısıtlamalar getiriyorlar. Kaldı ki Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarısı ve tavsiyesi var salgınla mücadeleye içkinin olumsuz etkisi üzerine. Bilimsel bakışla da uyumlu bizim kararımız. İstedikleri kadar itiraz etsinler, dünyadan haberleri yok.”

    Soylu’nun böyle bir karar almalarında tekel büfelerinin kapalı olmasının getirdiği haksız rekabeti de hatırlattığını aktaran Alçı, “Ben ‘Haksız rekabet bu salgın sürecinde birçok sektörde oldu. Bu mantıkla bakınca birçok işkolu dezavantajlı duruma düştü. Bu da haksız rekabet değil mi?’ deyince, Soylu, ‘Olur mu öyle şey Nagehan Hanım? Bakkal açık, fırın açık, restoranların paket servisi açık, onlarla bir haksız rekabet durumu yok ama içki satan tekel bayileri kapalı. Onlar kapalıyken marketlerin içki satması haksız rekabet’ diye cevap verdi” dedi.

    Yazısının sonunda “Süleyman Soylu Avrupa’daki uygulamalara işaret edince ülkelerdeki yasaklara baktım” diyen Alçı, “Ancak markette içki satışını yasaklayan tek bir Avrupa ülkesi yok” ifadelerini kullandı.

  • Libya tezkeresi TBMM’de

    Libya tezkeresi TBMM’de

    Libya’ya asker gönderilmesi için verilen iznin süresinin 18 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Başkanlığına sunuldu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla sunulan tezkerede, Libya’da Şubat 2011’de meydana gelen olayları takip eden süreçte demokratik kurumların inşa edilmesine yönelik çabaların artan silahlı çatışmalar nedeniyle akamete uğradığı, ülkede parçalanmış bir yapı ortaya çıktığı hatırlatıldı.

    Tezkerede, Libya’da ateşkesin tesis edilmesi, siyasi bütünlüğün sağlanması ve işleyen bir devlet mekanizmasının kurulmasının mümkün olamaması üzerine, Libya’da barış ve istikrarın tesisini teminen Birleşmiş Milletler (BM) kolaylaştırıcılığında, Libya’daki tüm tarafların katılımıyla yürütülen ve yaklaşık bir yıl süren Libya Siyasi Diyaloğu sonucunda, Libya Siyasi Anlaşması’nın 17 Aralık 2015’te Fas’ın Suheyrat şehrinde imzalandığını belirtildi.

    Libya Siyasi Anlaşması kapsamında oluşturulan Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH), BM Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2259 (2015) sayılı kararı uyarınca uluslararası toplum tarafından Libya’yı temsil eden tek ve meşru hükümet olarak tanındığına işaret edilen tezkerede, BMGK’nin 2259 sayılı kararının, Libya Siyasi Anlaşması’nın uygulanması ile UMH dahil söz konusu anlaşmada atıfta bulunulan Libya kuruluşlarının desteklenmesine çağrıda bulunduğu ifade edildi.

    Tezkerede, Libya Siyasi Anlaşması’nda yeri bulunmayan, bu çerçevede hem ulusal hem uluslararası bakımdan gayrimeşru nitelik taşıyan sözde Libya Ulusal Ordusu’nun, 4 Nisan 2019’da başkent Trablus’u ele geçirmek ve UMH’yi devirmek hedefiyle başlattığı, sivilleri ve sivil alt yapıyı da hedef alan, Libya’nın bütünlüğü ve istikrarını tehdit eden, DEAŞ, El-Kaide ve diğer terör örgütleri, yasa dışı silahlı gruplar ile yasa dışı göç ve insan ticareti için uygun ortam oluşturan saldırıları üzerine UMH’nin Aralık 2019’da Türkiye’den destek talebinde bulunduğu bildirildi.

    “Türkiye Libya’da kalıcı ateşkesin tesisine güçlü desteğini sürdürüyor”

    Müteakip süreçte UMH’nin, ülkenin bütünlüğüne kasteden bu saldırıları durdurduğu, böylece Libya’nın Türkiye ve tüm bölge için güvenlik riski teşkil edecek bir kaosa ve istikrarsızlığa sürüklenmesinin önlendiği, ülkede BM’nin kolaylaştırıcılığında, Libyalıların öncülüğünde ve sahipliğinde ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin önünün açılabildiği vurgulanan tezkerede şunlar kaydedildi:

    “Türkiye, BM öncülüğünde ilgili BMGK kararları çerçevesinde uluslararası meşruiyet kapsamında yürütülen, Libya’nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına, ülkede kalıcı bir ateşkesin tesisine, ulusal uzlaşıyı sağlayacak siyasi diyalog çabalarına güçlü desteğini sürdürmektedir. Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve yürürlüğe giren Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’yla daha da gelişen iki ülke arasındaki tarihi, siyasi ve ekonomik köklü ilişkiler dikkate alındığında, Libya’da ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin devamı ile bu sürecin sonucunda barışın tesisi ve istikrarın sağlanması Türkiye açısından büyük önemi haizdir.”

    Türkiye’nin, bu kapsamda Libya ile imzalanan ve yürürlüğe giren Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası kapsamında Libya’nın güvenliğine katkı sağlayacak eğitim ve danışmanlık desteğine devam ettiğine işaret edilen tezkerede, gelinen aşamada Libya’da kalıcı ateşkesin ve siyasi diyalog sürecinin sonuçlandırılması ve kurumların birleştirilmesinin henüz mümkün olamadığına işaret edildi.

    Sözde Libya Ulusal Ordusu’nun, dış güçlerin desteğiyle Libya’nın orta ve doğu bölgelerindeki askeri tahkimatının sürdüğü anlatılan tezkerede, BM himayesinde yürütülen askeri ve siyasi görüşmelerin sonuçlanmasını teminen çatışmaların yeniden başlamasının önlenmesinin önem taşıdığını vurgulandı.

    “Tüm bölge için neşet eden risk ve tehditler devam ediyor”

    Bu kapsamda, ülkeden Türkiye dahil tüm bölge için neşet eden risk ve tehditlerin devam ettiği, sözde Libya Ulusal Ordusu’nun saldırılarının ve çatışmaların yeniden başlaması halinde Türkiye’nin gerek Akdeniz havzasındaki gerek Kuzey Afrika’daki çıkarlarının olumsuz etkileneceği ifade edilen tezkerede, şunları kaydedildi:

    “Bu mülahazalarla Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Libya’daki gayrimeşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye’nin Libya’daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, UMH tarafından talep edilen desteği sürdürmek, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca 2 Ocak 2020 tarihli ve 1238 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla verilen iznin süresinin 2 Ocak 2021’den itibaren 18 ay uzatılması hususunda gereğini bilgilerinize sunarım.”

  • Son 50 yılın en sıcak sonbaharı

    Son 50 yılın en sıcak sonbaharı

    Türkiye’de sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle “son 50 yılın en sıcak sonbahar mevsimi” yaşandı.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’de uzun yıllar sonbahar (eylül, ekim, kasım) mevsimi ortalama sıcaklığı 14,8 derece olarak ölçüldü. Bu yılın sonbaharında ise ortalama sıcaklık 2,5 derece artarak 17,3 dereceye yükseldi.

    Bu yılın sonbaharı, Türkiye’de 1971’den sonra “en sıcak sonbahar mevsimi” olarak kayıtlara geçti.

    Türkiye’nin yıllara göre en sıcak geçen ilk 10 sonbahar mevsimi şöyle sıralandı:

    • 1. 2020
    • 2. 2012
    • 3. 2015
    • 4. 2010
    • 5. 2019
    • 6. 2018
    • 7. 1994
    • 8. 1998
    • 9. 2017
    • 10. 2008

    “Önümüzdeki yıllarda sıcaklıkların artacağı tahmin ediliyor”

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karada, havada ve su yüzeylerinde binlerce noktada sıcaklık ölçümü yapıldığını belirterek, “Alete dayalı sıcaklık ölçümlerinin yapıldığı 1880 yılından bu yana en sıcak yıllar 2016, 2019, 2015, 2017, 2018, 2014’te yaşanırken, 2020’nin de en sıcak 3 yıl içinde olacağı tahmin ediliyor.” diye konuştu.

    Prof. Dr. Toros, aşırı sıcak, kuraklık, orman yangınları, fırtınalar, seller, buzullardaki erime ve yükselen su seviyesinin geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerde daha çok sağlık, güvenlik, sürdürülebilirlik sorunu ve ekonomik istikrarsızlık oluşturabildiğini ifade ederek, şunları söyledi:

    “Yer altında milyonlarca yıldır var olan enerji kaynaklarının gelişen teknolojilerle çıkarılması, daha fazla kazanma hırsı ve tüketim çılgınlığı sonucu atmosferimizi, yani soluduğumuz havayı kirletiyoruz. Hava kirlenince doğrudan sağlık sorunları oluşturmasının yanı sıra küresel ısınma, iklim değişikliği gibi olumsuzluklara yol açarak dolaylı olarak bizleri etkiliyor. İnsanların olumsuz etkileri ve iklimin kendi yapısında yıllar içindeki salınımlar üst üste geldiğinde meteorolojik afetler daha da etkili olabiliyor. Kuzey kutbunun normalin çok üzerinde sıcak olması, deniz buzu boyutundaki azalmalar, ülkemizde daha çok sıcak hava alanlarının hakim sürmesine yol açıyor. Ülkemiz bu sonbahar mevsiminde daha çok yüksek basınç alanları etkisinde kaldı. Bu durum da havaların daha sıcak geçmesine ve yağışların azalmasına ve Türkiye’de sıcaklıkları son 50 yılın en sıcak sonbahar mevsiminin yaşanmasına neden oldu. Önümüzdeki yıllarda sıcaklıkların daha da artacağı tahmin ediliyor.”

  • Türkiye’de toplam vaka sayısı açıklandı

    Türkiye’de toplam vaka sayısı açıklandı

    Geçtiğimiz günlerde Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısının ardından açıklamada bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bundan böyle Türkiye’deki toplam vaka sayısını açıklayacaklarını duyurmuştu.

    Günlük koronavirüs tablosuna eklenen yeni bilgiye göre, Türkiye’deki Kovid-19 toplam vaka sayısı 1 milyon 748 bin 567 olarak açıklandı.

    Vaka sayısı, tablonun “toplam” olarak adlandırılan bölümünde yer alırken, bu bölümde ayrıca toplam test sayısı 20 milyon 500 bin 579, vaka sayısı 1 milyon 748 bin 567, vefat 15 bin 751, ağır hasta 5 bin 943, iyileşen hasta sayısı ise 452 bin 593 olarak kayıtlara geçti.

    30 BİN 424 YENİ VAKA

    Türkiye’de son 24 saatte 206 bin 202 Covid-19 testi yapıldı, 30 bin 424 kişinin testi pozitif çıktı, 220 kişi hayatını kaybetti.

    Ağır hasta sayısı 5 bin 943 oldu, son 24 saatte 5 bin 232 kişinin Covid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 452 bin 593’e yükseldi.

    “ALINAN TEDBİRLERİN ETKİSİNİ HİSSETMEYE BAŞLADIK”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bugün tespit edilen 5918 hasta var. Alınan tedbirlerin etkisini hissetmeye başladık. Ağır hasta sayısı artış hızında azalma devam ediyor. Kısıtlamalarla elde edilen kazanımları kişisel tedbirlerle destekleyerek başarılı olacağız. Birlikte mücadele edelim” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’de olsam aşı için kuyruğa girerdim

    Türkiye’de olsam aşı için kuyruğa girerdim

    Nobel ödüllü Türk bilim insanı Aziz Sancar, “Şimdi Türkiye’de olsaydım kuyruğa girer Sağlık Bakanlığımızın temin ettiği aşıyı yaptırırdım” dedi.

    Koronavirüs aşılarının güvenliğine yönelik tartışmalar devam ediyor.

    Bir kesim üreticinin Çinli bir firma olduğu gerekçesiyle aşıya mesafeli yaklaşırken, diğer kesim ise “ölü virüs”ten yapıldığı gerekçesiyle kuşkunun yersiz olduğu görüşünde.

    Konuyla ilgili bir açıklama da Nobel ödüllü Türk bilim insanı Aziz Sancar’dan geldi. Sancar, “Şimdi Türkiye’de olsaydım kuyruğa girer Sağlık Bakanlığımızın temin ettiği aşıyı yaptırırdım” dedi.

    Biyokimya ve Biyofizik bölümü öğretim görevlisi olan Prof. Sancar, 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü’nü alan 3 bilim insanından biri olmuştu.

  • Trump Türkiye’ye yaptırım paketini imzaladı

    Trump Türkiye’ye yaptırım paketini imzaladı

    ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’yle ilişkilerde giderayak en önemli adımını attı. Trump, Türkiye’ye yaptırımı öngören tedbir paketini imzaladı.

    ABD ve Türkiye arasında muammaya dönüşen S-400 yaptırımlarıyla ilgili en sıcak gelişme yaşandı. ABD Başkanı Donald Trump, görev süresinin bitmesine sayılı günler kala kritik bir karar verdi.

    Daha önce Türkiye’ye yaptırımı da öngören 740 milyar dolarlık savunma bütçesine onay vermeyeceğini belirten Trump, “Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilerin, oldukça zayıf olan ve benim veto edeceğim Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’na (NDAA) ‘hayır’ oyu vereceğini umuyorum” ifadesini kullanmıştı.

    POMPEO İKNA ETTİ

    Ancak Bloomberg’ün haberine göre Trump çark etti. Bloomberg’e konuşan iki kaynak, Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun girişimleri sonucunda Türkiye’ye S-400 hava savunma sistemi aldığı için yaptırım uygulanmasını öngören tedbir paketini imzaladığını duyurdu.

    Beyaz Saray’dan konuyla ilgili bir açıklama gelmezken, Bloomberg’e konuşan kaynaklar yaptırımların kime uygulanacağı ve kapsamı hakkında bilgi vermedi. Ancak yaptırımların ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamında uygulanacağı belirtildi.

    UYGULANABİLECEK YAPTIRIMLAR

    Trump’ın onayladığı tasarıda, Trump’tan Türkiye’ye 30 gün içinde CAATSA’da yer alan 12 yaptırımdan en az beşini uygulaması talep ediliyordu.

    İşte o 12 madde:

    1. ABD Başkanı ABD Eximbank’ı (ithalat-ihracat bankası), yaptırım uygulanan kişinin ülkeden mal ve hizmet ithal etmesiyle ilgili sigorta ve garanti edinimi ile kredi uzatımı konularında onay vermemesi için yönlendirebilir.
    2. ABD Başkanı ABD hükümetine, yaptırım uygulanan kişinin ülkeden herhangi bir dayanıklı mal veya teknoloji ithal etmesine izin verecek lisans veya yetki belgesi vermemesi yönünde direktif verebilir. Bu maddenin kapsamına askeri mühimmat ve nükleer bağlantılı malzemeler de giriyor.
    3. ABD Başkanı, ABD’deki finans kurumlarına yaptırım uygulanan kişiye kredi vermeme yönünde direktif verebilir. Buna göre, yaptırım uygulanan kişi ABD’den toplamda en fazla 10 milyon dolar kredi kullanabilir.
    4. ABD Başkanı, uluslararası finansal kuruluşlarındaki (IMF, Dünya Bankası gibi) ABD’li üst düzey yöneticilere, yaptırım uygulanan kişiye kaynak aktarılmaması için görüş bildirmeleri veya bu kuruluşların, yaptırım uygulanacak kişinin faydasına olabilecek kredi verme kararlarına karşı oy kullanmaları yönünde direktif verebilir.
    5. Yaptırım uygulanan taraf finans kurumuysa, bu kurumun ABD piyasasındaki işlemleri kısıtlanırken, ABD devlet tahvillerine erişimi engelleniyor.
    6. ABD yönetimi yaptırım uygulanan kişiden mal ve hizmet tedarik etmeyi durdurabilir.
    7. ABD Başkanı, ABD’nin yetki alanı dahilinde, yaptırım uygulanan kişinin faydasına olacak herhangi bir döviz alım-satım işlemi yapmasını engelleyebilir.
    8. ABD Başkanı, ABD’nin yetki alanı dahilinde, yaptırım uygulanacak kişinin faydasına olacak bir ödeme veya kredi aktarımının finansal kuruluşlar arasında veya finansal kuruluşlar aracılığıyla ya da finansal kuruluşlara yapılmasını engelleyebilir.
    9. Yaptırım uygulanan kişinin ABD’de mülk edinmesi ve bir mülkle ilgili her türlü işlemi yapması engellenebilir.
    10. ABD Başkanı, ABD’li bir kişi veya kurumun yaptırım uygulanan tarafa yatırım yapmasını veya her türlü tahvil ürünü almasını engelleyebilir.
    11. ABD Başkanı, ABD Dışişleri Bakanlığı’na, kapsamı Başkan tarafından belirlenmek üzere yaptırım uygulanan tarafla ilgili kişilere vize kısıtlaması getirmesi için direktif verebilir. Başkan ABD İçgüvenlik Bakanlığı’na bu kişilerin ülkeden çıkarılması talimatını da verebilir.
    12. ABD Başkanı, yaptırım uygulanan tarafın yöneticilerine ve yetkililerine bahsedilen yaptırımları uygulayabilir.

    REUTERS: SSB BAŞKANI’NA UYGULANACAK

    Öte yandan ikisi ABD’li yetkili olmak üzere konu hakkında bilgi sahibi dört kaynağın Reuters’a verdiği bilgiye göre yaptırımlar Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) ve SSB Başkanı İsmail Demir’e uygulanacak.

    Reuters’a konuşan üst düzey Türk yetkili, “Yaptırımlar sonuç vermez. Ters etki yapar. İlişkilere zarar verir. Türkiye bu sorunların diplomasi ve müzakere yoluyla çözümünden yanadır. Tek taraflı dayatmaları kabul etmeyiz” dedi.

  • Cuma namazı sonrası camilerde yağmur duası edilecek

    Cuma namazı sonrası camilerde yağmur duası edilecek

    Diyanet İşleri Başkanlığınca, son dönemde ülke genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle yarın cuma namazı sonrası bütün camilerde yağmur duası yapılacak.

    Edinilen bilgiye göre, “Su: Hayat ve Şifa Kaynağımız” konulu hutbe, cuma vakti Türkiye genelindeki camilerde okunacak.

    Suyun bilinçli kullanılması ve israf edilmemesine ilişkin uyarıların yapılacağı hutbede, cuma namazının farzından sonra yağmur duası edilecek.

  • AB liderli yaptırım için anlaştı

    AB liderli yaptırım için anlaştı

    Bugün öğleden sonra başlayacak ve Cuma günü devam edecek AB Liderler Zirvesi öncesinde hazırlanan taslak metinde yapılmış değişikliklerle güncel hali ortaya çıktı. Reuters’ın ulaştığı belgede Türkiye’ye yaptırım kararı çıkarken bunun uygulanmasının ise birkaç ay öteleneceği belirtildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün, “Yaptırım bizi ırgalamaz” sözleri sonrasında bugün toplanacak AB Liderler Zirvesi’nin güncellenmiş taslak metnini Reuters haber ajansı paylaştı.

    Yunanistan ve Rum Kesimi ile yaşadığı enerji anlaşmazlığı nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını ele alan Avrupa liderleri, zirvenin yeni taslak metnine göre kişilere yönelik yönelik yeni yaptırımlar üzerinde anlaşma sağlarken, yaptırımların devreye alınmasını Mart ayına öteleyecekler.

    Zirvenin son taslak metnine göre, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin liderleri, AB yetkililerinden “Türkiye’nin Akdeniz’in doğusundaki izinsiz sondaj faaliyetleri göz önüne alarak … listelere ekler yapmalarını” isteyecek.

    JOE BIDEN’I BEKLEYECEKLER

    Öte yandan AB liderlerinin Ocak ayında Beyaz Saray’da çalışmaya başlayacak Joe Biden ile yaptırımların genişletilmesi konusunda koordineli çalışmayı amaçladığı da metinde yer aldı. Perşembe gecesi (bu gece) yemekte gündeme gelmesi beklenen taslak metinde, “Türkiye tek taraflı olarak hamleler ve provokasyonlar yaptı ve Avrupa Birliği’ne karşı retoriği artırdı” yorumu da yer aldı.

    Reuters haber ajansına konuşan kıdemli AB diplomatları önerilen yaptırımların sembolik olduğunu söyledi. Yetkililer bunun sebebi olarak da, “Çünkü AB bloğu bir NATO müttefiki ve AB adayı olan ve ayrıca ekonomisi ve para birimi zayıf olan Türkiye’ye sert bir şekilde cezalandırmaktan çekiniyor” yorumunu yaptı.

  • Bakan Elvan’dan reform mesajı

    Bakan Elvan’dan reform mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sürdürülebilir ve kaliteli büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşların refah seviyesini yükseltmeyi amaçladıklarını belirterek, “Makroekonomik istikrarı korumak suretiyle enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek, salgının küresel çapta getirdiği belirsizliklere rağmen ekonomik aktivitenin sürekliliğini sağlayacak, yatırım ortamını güçlendirecek; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, TBMM Genel Kurulunda, bakanlık ve bağlı kuruluşların 2021 bütçesi üzerine konuştu. Elvan, ülkelerin istihdam, üretim, ticaret, turizm ve borçluluk gibi pek çok alanı etkileyen bir süreçte kapsamlı ve zorunlu bir mücadele içine girdiğini, yaşanan olağanüstü şartların, normal zamanlarda görülmeyen tedbirlerin gündeme gelmesine neden olduğunu söyledi. Elvan, ülkelerin toplam borçlarının milli gelirine oranlarının, Japonya’da yüzde 632, İngiltere’de yüzde 500, ABD’de yüzde 383, Çin’de yüzde 337, Almanya’da yüzde 268, Türkiye’de ise yüzde 167 olduğunu kaydetti.

    ‘DÜNYA ORTALAMASININ OLDUKÇA ALTINDA BİR BORÇLULUK ORANINA SAHİBİZ’

    Dünyada son 1 yılda küresel düzeyde borçluluk oranının yüzde 43 oranında arttığını dile getiren Elvan, gelişmiş ülkelerin borcunun yine son 1 yılda yüzde 52 oranında arttığını belirterek, “Türkiye’de ise son 1 yılda borçluluğumuzdaki artış oranı yüzde 30’dur. Dünya ortalamasının oldukça altında bir borçluluk oranına sahibiz” dedi.

    Elvan, aşı konusunda son dönemdeki gelişmelerin umut verici olduğunu belirterek, “Koronavirüse karşı yaygın kullanımı olan bir aşı ya da tedavinin hayata geçmesiyle küresel aktivitede hızlı bir toparlanma yaşanacağına inanıyoruz. Buradan hareketle 2021’in aşılamanın da başlamasıyla küresel gelirde, ticarette ve istihdamda 2020’nin telafi edildiği bir dönem olması bekleniyor. Bununla birlikte küresel arz zincirlerinin güvenliği, istihdam piyasalarının dezavantajlı gruplar aleyhine hızla bozulması, teknoloji altyapısının artan önemi, sektörel bağımlılıkların oluşturduğu kırılganlıklar gibi hususlar, salgın sonrası dönemin küresel ekonomi gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam edeceği görünüyor” açıklamasında bulundu.

    2021 bütçesini, koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkilediği ortamda hazırladıklarını belirten Bakan Elvan, “Ekonomimiz, hükümetlerimiz döneminde maruz kaldığı şokları elde edilen kazanımlar sayesinde her defasında başarılı şekilde atlattı. Ekonomimizi daha dayanıklı kılmaya ve sürdürülebilir büyümeyi temin etmeye yönelik makroekonomik politikaları hayata geçirmeye devam ediyoruz” dedi.

    ‘YENİ REFORMLARIMIZA HIZ KAZANDIRACAĞIZ’

    Türkiye ekonomisinin, rekabete dayalı piyasa ekonomisi geleneğine sahip olduğunu vurgulayan Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ekonomi politikalarımızı bu anlayışı merkeze alarak oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşlarımızın refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Makroekonomik istikrarı korumak suretiyle enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek, salgının küresel çapta getirdiği belirsizliklere rağmen ekonomik aktivitenin sürekliliğini sağlayacak, yatırım ortamını güçlendirecek; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız. Geçmişte birçok kez gösterdiğimiz gibi ülkemizin dünyanın zor şartlarından en az etkilenerek çıkmasını sağlayacağız.”

    ‘GÜVENİN EN ÖNEMLİ TEMİNATI HİÇ KUŞKUSUZ HUKUKTUR’

    Hukuku ekonomiden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını, iyi işleyen bir ekonomik yapının olmazsa olmazının güven olduğunu ifade eden Elvan, “Bu güvenin en önemli teminatı hiç kuşkusuz hukuktur” ifadesini kullandı.