Kategori: Türkiye

  • Memur ve emeklinin zammı ne olacak? İşte son durum

    Memur ve emeklinin zammı ne olacak? İşte son durum

    Memur, memur emeklisi ile SSK ve Bağ-Kur emeklileri zam oranının ne olacağını merak ediyor. Kasım ayı enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte memur, memur emeklisi ve sözleşmeli personele yüzde 3’lük enflasyon farkı zammı imkanı oluştu. Bugünkü enflasyona göre SSK ve Bağ-Kur emeklileri de ocak ayında yüzde 7’lik zam alacak. Kesin zam oranı aralık enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte 4 Ocak’ta belli olacak.

    Memur ve emekli zammının yeni yılda ne kadar olacağı merak ediliyor. Memur ve memur emeklisi temmuz ayında yüzde 4 toplu sözleşme zammına ek olarak yüzde 1.75 oranında enflasyon farkı aldı. SSK ve Bağ-Kur emeklisi de temmuz ayında ocak-haziran enflasyonuna göre yüzde 5.75 zamma hak kazandı.

    Memur ve memur emeklilerine toplu sözleşme gereği 2020’nin ikinci 6 ayı için yüzde 4 zam yapılmıştı. Bu döneme ilişkin enflasyon farkı ocak ayında maaşa yansıtılacak.

    Memurlara 2021 yılının ilk 6 ayı için ocakta yüzde 3 de toplu sözleşme zammı ödenecek. Yılın ikinci yarısına ilişkin enflasyon farkı da bu zamma eklenecek.

    Kasım sonu itibariyle yıllık enflasyon yüzde 14,03 olurken, temmuz-kasım arasında enflasyon yüzde 7 olarak gerçekleşti.

    MEMURA YÜZDE 3 ZAM İMKANI

    Memur ve memur emeklileri bugünkü enflasyon rakamları baz alındığında yüzde 4’lük sözleşme zammına ek olarak yüzde 3,02’lik enflasyon zammı alacak.

    SSK VE BAĞ-KUR EMEKLİSİNE YÜZDE 7 ZAM

    SSK ve Bağ-Kur emeklilerine de ocak ayında yüzde 7 zam imkanı doğdu.

    KESİN ZAM ORANI 4 OCAK’TA BELLİ OLACAK

    Zam oranında kesin rakam aralık ayı enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte 4 Ocak’ta belli olacak.

  • Koca açıkladı: Türkiye’de aşı ilk kimlere yapılacak?

    Koca açıkladı: Türkiye’de aşı ilk kimlere yapılacak?

    Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın başkanlığında “aşı” gündemiyle toplandı. Toplantı sonrası Bakan Koca’nın yaptığı yazılı açıklamada aşılanmanın 4 aşamada yapılacağını belirtildi. 11 Aralık’tan sonra gelecek aşı ilk aşamada sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü vatandaşlar ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinlere yapılacak.

    Türkiye’nin seçkin bilim insanlarından oluşan Bilim Kurulu üyelerinin hiçbir karşılık beklemeksizin yaptığı yoğun çalışmaların, koronavirüs sürecinin yönetilmesinde önemli katkı sağladığını bildiren Bakan Koca, “Kurulumuz düzenli olarak toplanmakta, bilimsel gelişmeleri ve ortaya çıkan yeni durumları değerlendirmektedir. Bilim insanlarımız korunma, tanı, takip ve tedavi konularında görüşlerini paylaşmakta; rehberler, kılavuzlar ve algoritmalar hazırlayarak mücadeleye yol göstermektedir. Ülkemizin de içinde olduğu birçok ülke, aşı geliştirme çalışmaları için tüm bilimsel birikimlerini ve maddi kaynaklarını seferber etmiştir ve salgına karşı daha etkili bir korunma sağlayabilmek için çaba göstermektedir” ifadelerini kullandı.

    Daha önce kamuoyu ile paylaşıldığı gibi farklı aşı çalışmalarının yakından takip edilerek, olabilecek en erken dönemde, etkili ve güvenli olduğu kanıtlanmış aşılara ulaşmak için çalışmaların sürdürüldüğünü kaydeden Koca, bir inaktif virüs aşısının temini için sözleşme imzalandığı, bir mRNA aşısı için de görüşmelerin devam ettiğini açıkladı.

    ‘SÖZLEŞME İMZALADIĞIMIZ AŞI ‘İNAKTİF’ DİYE BİLİNEN AŞILARDIR’

    Koca, aşıların uygulanmaya başlamasıyla salgına karşı daha başarılı sonuçlar almanın mümkün olacağını belirterek, açıklamanın devamında şunları kaydetti:

    “Aşılar konusunda bilimsel gerçeklikten uzak tartışmalar, kazanmayı umduğumuz mücadelede gücümüzün kırılmasından başka fayda sağlamamaktadır. Gerek bilim insanlarımız, gerek Bakanlığımız aşının menşei ile değil, güvenliliği ve etkililiği ile ilgilenmektedir. Bu nedenle, aşılar konusunda verilecek kararları ve atılacak somut adımları, geliştirilen aşıların kısa ve uzun dönem güvenliliği ile etkililiği belirleyecektir. Şu anda teminine en yakın olduğumuz üç aşıdan birisi olan, sözleşme imzaladığımız aşı ile ülkemizde geliştirilen aşılardan ilk klinik çalışmalara ulaşan aşı ‘inaktif’ diye bilinen aşılardır. İnaktif aşılar, farklı hastalıklar için uzun yıllardır ülkemizde uygulanmakta olan ve uzun dönem güvenlilikleri bilinen aşılardır. Aşıların temini sonrasında uygulanmasına yönelik olarak lojistik imkanlarımız ve alt yapımız hazır durumdadır. Temin etmek üzere olduğumuz diğer aşı ise mRNA aşısıdır ve genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen bir aşıdır. mRNA aşıları, insanlarda yeni uygulanan bir teknoloji ile hazırlanmaktadır. Çalışmalarda kısa dönem başarılı sonuçlar alınmıştır. Türkiye’nin standartlarına uygun olabilecek diğer alternatif aşılar için de görüşmelerimiz devam etmektedir.”

    ‘BİLİM KURULUMUZ AŞILAMA STRATEJİSİ ÜZERİNDEKİ ÇALIŞMALARINI YÜRÜTMEKTEDİR’

    Sözleşme yapılan aşının ilk kısmının Türkiye’ye 11 Aralık’tan sonra gelmesinin beklendiğini aktaran Koca, “Aşılar geldiğinde öncelikle uluslararası akredite Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Laboratuvarları tarafından, ülkemize ithal edilen tüm aşılarda da uygulanmakta olan incelemeler yapılacaktır. Bu incelemelerde aşının güvenlilik testlerinin olumlu çıkması ve sonuçlanmakta olan Faz 3 çalışmalarının erken sonuçlarının açıklanmasını takiben veriler, TİTCK tarafından değerlendirilecek ve ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir. Aşıların uygulanmasına bu aşamadan sonra geçilecektir. Ülke olarak önceden hazırlıklı olmanın gayreti içindeyiz. Bilim Kurulumuz aşılama stratejisi üzerindeki çalışmalarını yürütmektedir. Riskli grupların tespiti ve önceliklendirilmesi, yoğun hasta yükü altında tüm enerjisini harcamakta olan sağlık personelimizin aşılama kampanyasında yeniden organizasyonu, lojistik yönetimi dahil detaylı bir planlama yapılmaktadır. Aşı dağıtım planlamasında DSÖ tarafından dikkat çekilen insan hakları, eşitlik, adalet ve meşruiyet çerçevesinde bir dağıtım çerçevesinin oluşturulmasına çalışılmaktadır. Bu çerçevenin temelini oluşturan etik ilkeler arasında maksimum fayda sağlanması, sağlık eşitsizliklerinin azaltılması, aşının adil, şeffaf ve kanıta dayalı dağıtılmasının sağlanması bulunmaktadır” ifadelerini kaydetti.

    ‘AŞILAMA ÇALIŞMASI DÖRT AŞAMADA YÜRÜTÜLECEK’

    Bilim Kurulu tarafından, çeşitli nüfus grupları arasında enfeksiyon kapma, ölüm oranı, olumsuz toplumsal etki riski gibi unsurlar göz önüne alınarak genel önceliklerin belirlendiğine işaret eden Bakan Koca, önceliklere göre aşılama çalışmalarının 4 aşamada yürütüleceğini belirterek, planlanan aşılama takvimini şöyle sıraladı:

    “İlk aşamada sağlık çalışanları, 65 yaş üstü vatandaşlarımız ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinler aşılanacaktır.

    İkinci aşamada toplumun işleyişi için gerekli sektörlerde ve yüksek riskli ortamlarda bulunan ve kritik işlerde çalışan kişiler ile 50 yaş ve üzeri en az bir kronik hastalığı bulunan kişiler aşılanacaktır.

    Üçününcü aşama, 50 yaş altı en az bir kronik hastalığı bulunan vatandaşları, genç yetişkinleri, ilk 2 grupta yer almayan sektör ve mesleklerde çalışanları kapsamaktadır.

    Dördüncü ve son aşamada ise ilk üç grubun dışında kalan tüm bireyler aşılanacaktır.”

    Bakan Koca, yapılan planlamaların olumlu seyretmesi durumunda Türkiye’nin, dünyada aşılama çalışmalarına erken dönemde başlayan ilk ülkelerden olacağını kaydetti. Koca ayrıca, “Ancak aşının mücadele gücümüzü artıracağını; kısıtlamalara ve mevcut tedbirlere hassasiyetle uymamız, en küçük bir ihmale fırsat vermememiz gerektiğini hatırlatmak isteriz. Normal hayatımıza dönebilmenin anahtarı ülke olarak birlikte davranmamıza, bütün tedbirleri hep birlikte titizlikle uygulamamıza bağlıdır” dedi.

  • Bilim Kurulu aşı gündemiyle toplanacak

    Bilim Kurulu aşı gündemiyle toplanacak

    Koronavirüs Bilim Kurulu, saat 17.00’de Sağlık Bakanı Koca başkanlığında “aşı” gündemiyle toplanacak.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın başkanlık edeceği Bilim Kurulu toplantısı saat 17.00’de video konferans yöntemiyle gerçekleşecek.

    Toplantıda, COVID-19 aşı çalışmalarına ilişkin Türkiye ve dünyadaki gelişmeler, aşının kimlere yapılacağı ve öncelikli gruplar ele alınacak.

    Bakan Koca, dün Çin aşısı ile 11 Aralık’tan sonra aşılamaya başlayacaklarını açıklamış, aralık ayında 20 milyon aşı temin ederek yoğun bir şekilde aşılamaya başlamak istediklerini ifade etmişti.

  • Türkiye’de genç hastalarda ölü sayısı arttı

    Türkiye’de genç hastalarda ölü sayısı arttı

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, son zamanlarda artan vaka sayılarında özellikle gençlerin de olduğuna dikkat çekerek, “Hastalığın daha çok 25- 49 yaş arasındaki kişilerde yoğunlaştığını görüyoruz.” dedi.

    Kayıpmaz, genç hastaların da altta yatan hiçbir hastalığı olmadığı halde yoğun bakımda yatarak tedavi gördüklerini belirterek “Ne yazık ki hayatını kaybeden genç hastalarımız var, oluyor” diye konuştu.

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, son zamanlarda ülke genelinde artan vaka sayılarının içerisinde gençlerin fazla olduğuna dikkat çekti.

    Dünyada vaka sayısının 63 milyonu geçtiğini, 1 milyon 465 binden fazla insanın da hayatını kaybettiğini belirten Kayıpmaz, “Ülkemizde baktığımızda her gün yaklaşık 30 bin yeni vakamız var. Bunların içerisinde ağır hasta sayısı dün itibariyle 5 bini geçti. Ağır hasta sayımızda da artış var. Bir yandan önemli bir veri bize gösteriyor ki; Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 Durum Raporu’nda yer alan bir veriye göre hastalığın daha çok 25-49 yaş arasındaki kişilerde yoğunlaştığını görüyoruz. 25 ile 49 yaş arasındaki kişiler dediğiniz aktif iş hayatı içerisinde kişiler, aktif sosyal yaşantının içerisinde kişiler, günlük insan hareketliliğinin içerisinde yoğun olarak bulunan kişilerdir. Doğal olarak da bu kişilerde sizin hastalık tanısı koyma olasılığınız daha yüksek hale geliyor. Testler de şu an 170 bini geçmiş durumda. Hastalık, 25-49 arasında daha sık görülmeye başlandı, hastalar ağırlaştı. Bunu kendi klinik tecrübemizden yola çıkarak söylüyorum” dedi.

    ‘HAYATINI KAYBEDEN GENÇ HASTALARIMIZ OLUYOR’

    Kayıpmaz, daha önceden genellikle kötü durumda gelen kişilerin 65 yaş ve üzerindeyken şimdi artık gençlerde de bu hastalığın kötü seyredebildiğini gördüklerini ifade ederek, şunları söyledi:

    “Genç hastalarımız da var. Genç hastalarımızdan altta yatan hiçbir hastalığı olmadığı halde yoğun bakımda yatarak tedavi görüyor. Ne yazık ki bazen de hayatını kaybeden genç hastalarımız oluyor. Yani gençlerin şöyle düşünmemesi lazım; ‘bu hastalık gençlere bir şey yapmıyor. Ben rahatça dolaşabilirim. Benim kurallara uymama gerek yok’ gibi yanlış bir kanıyla hareket edilmemesi lazım. Özellikle gençler, iş yaşantısı ve insan hareketliliği içerisinde daha aktif olduğu için, her birimizden daha fazla dikkat etmeli. Bir diğer sebep de gençler hastalığı evdeki büyüklerine götürebilir. Evdeki büyükler hasta olduğunda onların zaten hastalığı ağır seyretme, ağır geçirme ihtimali daha yüksek olduğu için de buna ayrıca dikkat edilmesi gerekiyor’’

  • Sahte alkolden ölümlerin nedeni belli oldu

    Sahte alkolden ölümlerin nedeni belli oldu

    Çukurova Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Cabaroğlu, Ekim ayında ülke genelinde 80 kişinin ölümüne neden olan sahte içkilerin bir kısmını analiz ettiğini belirterek, “Ölümlere neden olan alkolleri incelediğimizde, ürünün içerdiği 1 litre alkolün, yüzde 60’ının metil alkol olduğunu gördük. Bu ürünlerde 1 kadeh bile ölümcüldür” dedi.

    Sahte içki tüketmeleri nedeniyle ekim ayında, İzmir’de 35, İstanbul’da 10, Aydın’da 9, Kırıkkale’de 7, Mersin’de 8, Kırklareli’de 3, Muğla, Zonguldak ve Tekirdağ’da 2’şer, Samsun ve Trabzon’da 1’er olmak üzere 80 kişi hayatını kaybetti. Adli makamlar tarafından satıcılar hakkında inceleme yapılmasının ardından sahte içkilerin bir kısmı Çukurova Üniversitesi Alkollü İçkiler Analiz Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı’nda incelendi. Laboratuvarda yapılan analizler hakkında bilgi veren Çukurova Üniversitesi Alkollü İçkiler Analiz Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürü Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Cabaroğlu, son yıllarda sahte içki üretiminin arttığını belirterek, 2020 yılında adli makamlardan gelen bin 500 numunenin incelenmesi sonucu yüzde 80’inin sahte ürün olduğunu söyledi. Yüksek alkollü ürünlerin riskli olduğunu belirten ve bazı zamanlar sahte içkiden ölüm oranlarının art arda gelmesinden bahseden Prof. Dr. Turgut Cabaroğlu, ölüm nedenlerinin kayıt dışı üretilen ve içeriğinde yüksek miktarda metil alkol içeren ürünlerden kaynaklandığını söyledi.

    ‘VATANDAŞIN METİL ALKOL VE ETİL ALKOLÜ AYIRT ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

    Metil alkolün kimya sektöründe kullanıldığını ve gıda alkolüyle hiçbir alakası olmadığını aktaran Prof. Dr. Cabaroğlu, “Kayıt dışı üretimlerde vatandaş, etil ya da metil alkol olduğunu bilmeden satın alıp, bu alkolden içki yapıyor. Metil alkol size etil alkol diye satılırsa ve siz bundan bir içki üretirseniz maalesef bunu piyasaya soktuğunuz noktalarda ölümler yaşanıyor. Etil alkol ile metil alkol görsel olarak ve kokusal olarak ayırt etmeniz mümkün değil. Ama fiyat olarak metil alkol daha ucuz” dedi.

    ‘BİR KADEH BİLE ÖLÜMCÜL’

    1 litre içkide 8 gramın üstündeki metil alkolün, insan vücudunda yaş, kilo ve bünyelere göre değişkenlik göstererek ölüme neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Cabaroğlu, “Bizim son zamanlarda çalıştığımız ve ölümlere neden olan bu numunelerde litrede 80- 90 gram hatta 100-150 gram metil alkole rastladık. Ürünün içerdiği alkolün yüzde 60’ının metil alkol olduğunu gördük. Bu ürünlerde 1 kadeh içki bile ölümcüldür” dedi.

    ‘İÇKİ TÜKETİMİ SONRASI BEKLENMEDİK DURUMDA DOKTORUNUZA GÖRÜNÜN’

    Metil alkol zehirlenmesi belirtilerinin baş dönmesi, karın ağrısı, mide bulantısı, ishal ve görme kaybı olduğunu anlatan Prof. Dr. Cabaroğlu, “Normalde içki tüketildiğinde beklenmeyen bir durum fark eden vatandaşlarımız kısa sürede acile gidip doktora görünmeleri gerekmektedir” diye konuştu.

    Prof. Dr. Cabaroğlu, yılbaşı öncesi alkollü içki alacak kişilerin bilmedikleri ve güvenmedikleri yerden alkol almamaları konusunda da uyarılarda bulundu.

  • Yılbaşında 4 gün yasak olabilir

    Yılbaşında 4 gün yasak olabilir

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavriüs salgınına karşı yılbaşında hareketliliği azaltmak için perşembe gününe denk gelen 31 Aralık’tan itibaren hafta sonu ile birlikte 4 günlük sokağa çıkma kısıtlaması söz konusu olabileceğini söyledi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, yılbaşı ile ilgili Bilim Kurulu’nun gündeme getirebileceği önlemlere ilişkin DHA’ya açıklama yaptı. Prof. Dr. İlhan, 31 Aralık perşembe gününe denk gelen yılbaşı için sokağa çıkma kısıtlamasının alınabileceğini belirterek, “Belki 31 Aralık’tan başlayıp 4 günlük bir kısıtlama söz konusu olabilir. Böylece yılbaşı vesilesi ile toplumda insanların hareketliliği de azalmış olur, dışarıda bir araya gelme engellenmiş olur, ev içinde bir araya gelme engellenmiş olur. Biliyorsunuz Ramazan Bayramı’nda da aynı kısıtlamayı yapmıştık. Şimdi 4 gün daha bir kısıtlama ile enfeksiyonun önü alınmaya çalışılabilir” dedi.

    ‘EN BÜYÜK ÖNLEM ÖZ SORUMLULUK’

    Kısıtlama olsa dahi evlerde verilebilecek olası partilere de değinen Prof. Dr. İlhan, “Buradaki en büyük önlem öz sorumluluk. Şöyle bir şey oluyor; toplum cumartesi akşamdan bir araya geliyor, pazar günü de beraber oluyorlar, beraber dışarıda da sosyalleşiyorlar, pazar akşamı herkes evine gidiyor. Böyle olunca cumartesinin ardı sıra gelen 6-7-8’inci günlerde maalesef hasta sayısının arttığını gözlemliyoruz. Filyasyona bakıldığında evde bir araya gelmeden kaynaklanan hastaların olduğunu gözlemliyoruz. Toplum burada öz sorumluluk içinde olarak, olabildiğince çekirdek aile ile yaşamayı düşünmeli. Aşı da gelecek. Aşı ile birlikte mücadelenin daha da kuvvetleneceğini hepimiz biliyoruz. Bu yılbaşı için de geçerli” diye konuştu.

    ‘EVDE PARTİ YAPMALARINI HİÇ ÖNERMİYORUZ’

    Prof. Dr. İlhan, insanların evlerde bir araya gelmemesi gerektiğine vurgu yaparak, “Evde insanlar bir araya gelmesin. Parti olsun olmasın, evde insanlar olabildiğince misafir kabul etmemesi gerekiyor. Zaman tam çekirdek aile olarak bir arada olma zamanı, onlar ile bir arada olma zamanı. Biz vatandaşlarımızın evde parti yapmalarını hiç önermiyoruz. Zorunluktan dolayı insanlar bir araya geleceklerse mutlaka içeriye temiz hava girmesi maske takılması ve mesafeye uyulması gerektiğini tekrar hatırlatalım” ifadesini kullandı.

    Yılbaşında kurallara uyulmazsa vakaların artıp artmayacağını değerlendiren İlhan, “O günleri görmek istemiyoruz. Çok ciddi bir hasta sayısı ile karşı karşıyayız. Hastanelerin yoğunluğunun artmasına izin vermemeliyiz. Vatandaşlarımızdan dikkat etmelerini istiyoruz” dedi.

  • Bakan Selçuk: Teşvik destek sürelerini uzattık

    Bakan Selçuk: Teşvik destek sürelerini uzattık

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, süresi uzatılan teşvik ve desteklerle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Selçuk yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla teşvik ve desteklerin sürelerini uzattık” dedi.

    Bakan Selçuk, uygulanmakta olan ‘Normalleşme Desteği’nin Cumhurbaşkanlığı kararıyla 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatıldığını belirterek, “3 ay olan yararlanma süresi de 6 aya çıkarıldı. Normal çalışma düzenine geçen işyerlerimiz için ‘Normalleşme Desteği’ adı altında bu desteklerimizi sürdüreceğiz. Böylece istihdamı korumaya devam edeceğiz” dedi.

    İLAVE İSTİHDAMA DESTEK

    Bakan Selçuk, istihdamın korunması ve artırılması kapsamında iş verenlere prim ve vergi desteğini düzenleyen ‘İlave İstihdam Teşviki’ süresinin 31 Aralık 2022 tarihine kadar uzatıldığının bilgisini paylaştı. Selçuk, bu teşvik ile bir önceki yılın ortalama sigortalı sayısına ilave istihdam edilenler için sağlanan prim desteği uygulamasının süreceğini ifade etti.

    Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların istihdamına uygulanan teşvikle ilgili de açıklamalarda bulunan Selçuk, bu teşvikin süresinin ise 31 Aralık 2022’ye kadar uzatıldığını belirtti. Selçuk, İstihdam Kalkanı ile istihdamın korunması ve artırılması noktasında alınan tedbirlerin çalışanlara, iş arayanlara ve iş verenlere hayırlı olmasını diledi.

  • Resmi Gazete’de yayımlandı! 12 bin personel alınacak

    Resmi Gazete’de yayımlandı! 12 bin personel alınacak

    Sağlık Bakanlığı, Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonucuna göre Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılacak merkezi yerleştirme ile 7 bini hemşire olmak üzere 12 bin sözleşmeli sağlık personeli alacak.

    Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeylerinde tercih yapılabilecek sözleşmeli sağlık personeli pozisyonlarının ve başvuru şartlarının bulunduğu KPSS-2020/14 Tercih Kılavuzu, ÖSYM’nin internet sitesi üzerinden yayımlanacak.

    Adaylar tercihlerini, 1-7 Aralık tarihleri arasında tercih kılavuzunda belirtilen kurallara göre ÖSYM’nin internet sitesinden T.C. kimlik numarası ve şifresini girerek yapacak.

    ÖSYM’ye veya Sağlık Bakanlığına posta yoluyla gönderilen veya elden verilen tercih listeleri geçerli olmayacak.

  • 3615 kişi hakkında suç duyurusu

    3615 kişi hakkında suç duyurusu

    İçişleri Bakanlığı’nca 4 gün boyunca gerçekleştirilen denetimlerde, maske kuralı ve diğer tedbirlere uymayan 3 bin 615 kişi hakkında cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulduğu açıklandı.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, ülke genelinde vatandaşların kalabalık olarak bulunduğu pazar yerleri, alışveriş merkezleri ve toplu ulaşım araçlarına yönelik 26-27-28-29 Kasım’da yoğunlaştırılmış ‘koronavirüs salgını’ denetimleri gerçekleştirildi. 4 gün boyunca 80 bin 637 kişilik personelin görev aldığı denetimlerde; 8 bin 168 pazar yeri kontrol edildi, tedbirlere uymayan 557 pazar yeri esnafına idari para cezası uygulandı. 5 pazar yeri esnafı hakkında cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunuldu.

    586 TOPLU ULAŞIM ARACINA CEZA

    Ayrıca 116 bin 854 toplu ulaşım aracı denetlendi, denetimlerde 267 toplu ulaşım aracında kapasite sınırlamasına uyulmadığı tespit edildi. Tedbirlere uyulmayan 586 toplu ulaşım aracına yönelik idari para cezası uygulandı. 4 bin 504 toplu ulaşım aracının sahipleri, işletmecileri, sürücüleri hakkında cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunuldu.

    135 AVM’YE PARA CEZASI

    Gerçekleştirilen AVM denetimleri sonucunda tedbirlere aykırı davranıldığı belirlenen 135 AVM’ye yönelik para cezası uygulanırken, 18 AVM yönetimi hakkında cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunuldu. Yapılan denetimlerde maske zorunluluğuna uymadığı tespit edilen 18 bin 747 kişiye idari para cezası verildi. Maske ve diğer tedbirlere uymayan 3 bin 615 kişi hakkında cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusu yapıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni tedbirleri açıkladı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni tedbirleri açıkladı

    Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, koronavirüs önlemleri ana başlığıyla bugün bir kez daha toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısının ardından, yeni tedbirlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Koronavirüs önlemleri kapsamında alınan yeni tedbirleri açıklandı. Bu kapsamda açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hafta içi her gün gece saat 21 ile sabah 5 arasında genel sokağa çıkma sınırlaması uygulanacaktır” açıklamasını yaptı. Hafta sonu uygulanacak sokak kısıtlaması ise cuma akşamı 21.00’den pazartesi sabahı saat 5’e kadar kesintisiz devam edecek. Hafta içi sokağa çıkma kısıtlaması kararı ise yarın gece başlıyor.

    Alınan Yeni Yasak Tedbirler

    • Hafta içi saat 21.00 ile sabah 05.00 arası sokağa çıkma kısıtlaması
    • Cuma Akşamı 21.00’den Pazartesi 05.00’e kadar hafta sonu kesintisiz yasak uygulanacak
    • 65 yaş üstü ve 20 yaş altı toplu taşıma araçlarını kullanamayacak.
    • Üretim tedarik lojistik sağlık tarım orman gibi genelgede yer alacak sektörler bu kapsamın dışındadır.
    • Market, bakkal, kasap, manav gibi işletmeler ile eve paket hizmeti veren yerler, belirlenecek saatlerde hafta sonu kısıtlama dışındadır.
    • Restoranlar paket servisi dışında hizmet veremeyecektir.
    • Ana sınıfı ve benzeri eğitim kurumlarının faaliyetlerine ara verilecektir.
    • Tehdit geçene kadar misafir kabulüne ara vermelerini özellikle rica ediyorum. Evlerde mevlüt, yılbaşı kutlaması gibi insanların bir araya gelecekleri etkinlikler yapılamayacaktır.
    • Cenaze namazları, yakınları dahil en fazla 30 kişiyle kılınacak, nikahlar da bu sayıyı geçemeyecektir.
    • Kalabalık caddeler ile meydanlara girebilecek kişi sayısı, Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararı ile sınırlanabilecektir.
    • Alışveriş merkezlerine girişte HES kodu uygulamasına geçilecektir.
    • Evlerde gün, mevlit, taziye, yılbaşı kutlaması gibi insanların bir araya geleceği etkinlikler yapılamayacaktır.
    • Hamam, sauna, masaj salonu, yüzme havuzu lunapark gibi yerler faaliyetlerine ara verecektir.
    • 50 kişiden fazla olan işyerlerinde, iş yeri hekiminin gözetiminde mevcut iş sağlığı ve güvenliği uzmanı tarafından salgın tedbirlerinin uygulaması sıkı bir şekilde denetlenecektir.

    Bu hususlarla ilgili detaylar, İçişleri Bakanlığı’nın yayınlayacağı genelgede yayınlanacak ve salı akşamından itibaren uygulanmaya başlanacak.

    KORONAVİRÜS AŞISI ÜCRETSİZ OLACAK

    Aşı konusunda dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. İlk etapta 50 milyon dozluk bir anlaşma yapmış bulunuyoruz. Vatandaşlarımız herhangi bir ücret ödemeden aşıya ulaşabileceklerdir. Önümüzdeki ay sağlık çalışanlarının aşılanması inşallah başlayacaktır.

    ‘TSK’YI HEDEF ALAN ZİHNİYET MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR’

    Hayata geçirdiğimiz bağımsız onurlu ve vicdanlı politikalar sebebiyle içerde ve dışarda yaşadığımız saldırıları Allah’ın yardımı ve milletimin desteğiyle boşa çıkartıyoruz. Ülke ve millet olarak bunların hepsini de göğüslemeye hazırız. Bizi asıl üzen içerde karşımıza çıkan tuhaf manzaradır. Bunlar çok konuşur ama aslında hiçbir şey söylemez. Bunlar dünyayı çok bilir gibi davranır ama hiçbir şeyden haberi yoktur. Bunlar sürekli bağırır ama hiç dinlemez. Bunlar demokrasiyi milletin iradesinde değil yurt dışından gelen sinyallerden arar. Ülkemizin ufkunu gölgeleyeni enerjisini emen havasını kirleten bu zihniyetin demokrasimize ve kalkınmamıza maliyeti en az yarım asırdır. Millet her seçimde sandıkta hak ettikleri cevabı vermiştir ama onların gündemi her zaman başkadır. Bunlar milleti hiçe saymakla kalmayıp ülkenin temel değerlerine ve kurumlarına saldırmayı adet edindiler. Bir millet vekilinin pervasızca tekrarladığı TSK’yı hedef alan bühtan bu zihniyetin başlı başına milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte olduğunun işaretidir. Türk ordusunun özellikle son 5 yılda ne yaptığıdır. FETÖ’den PKK’ya ve YPG’ye kadar birliğimize ve beraberliğimize saldıran terör örgütünün borazanlığını yapanlar ülkemizin siyasi ve ekonomik güvenliğinin sınırlarını genişletme gayretini sınırlamaya çalışıyorlar. Her fırsatta ülkemize husumetlerini gösterenlere karşı tavır almak bir yana onların safına geçip onların argümanlarıyla bizi hedef alıyorlar. Buldukları her fırsatta Türkiye’yi yabancılara şikayet ediyor, yatırımcılara “ülkeye gelmeyin” mesajı veriyorlar.

    KILIÇDAROĞLU’NA SERT TEPKİ: BU MİLLET SENİ AFFETMEYECEK

    Buradan sesleniyorum, “Ey bu CHP’nin başındaki zat, Senin milletvekilin kalkacak benim silahlı kuvvetlerine bu denli hakaret edecek, edepsizce alçakça hakaret edecek, Sen bunu kapıya koyamayacaksın. Bunun hesabını mehmetçiğine, askerine bu denli sahip çıkan bu millet seni asla affetmeyecektir. Bunu bir defa bilesin. Sandıklar da affetmeyecek. Türkiye’de devlete ve millete yapılan saldırıların birini batıda yapmaya kalkın bakın bakalım başınıza ne geliyor. Mesela gezi olaylarında ülkemizi insan haklarından demokrasiye kadar ülkemizi suçlayanlar Fransa’da yaşanan vahim görüntüler karşısında 3 maymunu oynuyor. Paris cayır cayır yanarken, Fransız medyası bunları yayınlamak yerine, Türkiye aleyhtarı haberlerin dozunu artırması da bir başka çarpıklıktır. Ama başaramayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yollara başvururlarsa başvursunlar, başaramayacaklar. Çünkü bu millet, Çanakkale’den 15 Temmuz’a kadar her döneminde vatanından asla vazgeçmeyeceğini, ezanını susturmayacağını, bayrağını indirtmeyeceğini, istiklalinden vazgeçmeyeceğini göstermiştir.

    ‘YATIRIMCILAR İÇİN ÜLKEMİZİN CAZİBESİNİ ARTTIRACAĞIZ’

    Aziz milletim geçtiğimiz hafta Borsa İstanbul’un Türkiye Varlık Fonu’ndaki %10’luk hissesinin Katar Yatırım Otoritesine satışı yapıldı. Bu anlaşmadan sonra Türkiye Varlık Fonu’nun İstanbul’daki payı %80,6’dır. Bay Kemal bunu öğren. Bunu bil sana lazım. Yani 1 yıl öncesiyle aynıdır. Bu kuruluş dünyanın en büyük borsalarından biri olan Londra Borsasın da %10,3’üne sahiptir. Dünyada bu yatırımlardan dolayı “Katar bizi ele geçiriyor” diye zırvalayan kimse çıkmadı. Bu ne garipliktir ya. Aksine bu yatırımlardan herkes memnun kaldı. Türkiye’nin 3. çeyrekte %6,7 büyümesi, üretimimizin ve istihdamımızın güçlenmesi bakımından çok önemlidir. Ekonomik ve hukuki reformlarımızı süratle harekete geçirerek ülkemizin yerli ve uluslararası yatırımcılar için cazibesini daha da arttıracağız. Son 15 yılda ülkemizde doğrudan yatırımları bulunan ülkeler arasında Hollanda 1. sırada yer alıyor. Onu ABD takip ediyor. Katar ise 17. sıradadır. Uluslararası sermaye yatırımları, hem yatırım yapan ülkeye hem de yatırım yapılan ülkeye ekonomik fayda sağlıyor. Ama şimdi CHP ve bir kısım medya çıkmış “Katar yatırım otoritesi Borsa İstanbul’a ortak oldu” diye ortalığı birbirine katıyor. Halbuki 2015 yılından 2019 yılına kadar Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Borsa İstanbul’un ortağıydı

    ‘YENİ BİR SÜRECİ BAŞLATIYORUZ’

    Bu hastalık bizi engelleyemeyecek. Biz yolumuza devam edeceğiz. Bütün bu tedbirleri alıyoruz. Bu tedbirler keyfi değildir. Yeni bir süreci başlatıyoruz. Hassas olmamız lazım, dikkatli olmamız lazım. Şurada 1 ay 2 ay içinde aşılarımız geliyor. Bunları da biz ücretsiz olarak halkımıza dağıtımını yapacağız. Tüm bunlar için bize tek bir şey lazım. Lazım olan şey hep beraber birlik lazım. Kardeşlik lazım. Biz su içer gibi Türkü söyler gibi doyar gibi birbirine kardeşim diyen 83 milyonluk bir Türkiye hayaliyle yolumuza devam edeceğiz.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN SU KULLANIMI UYARISI

    Bu yıl yağışların neredeyse yarı yarıya azalmış olması nedeniyle kuraklık tehlikesine dikkat çekmek istiyorum. Son 18 yılda inşa edip hizmete açtığımız 585 baraj sayesinde şuana kadar kuraklığın etkilerinin günlük hayata yansımasının önüne geçtik. Yağışların normale dönmesi halinde bir sıkıntı yaşamayacağız. Ama her ihtimale karşı vatandaşlarımızdan su kullanımında tasarrufuna önem vermelerini istiyorum.